text
stringlengths 296
93k
| summary
stringlengths 48
2.09k
|
---|---|
Araç sahipleri için pahalı benzine karşı yapılacak çözüm; tasarruf. Shell, Total, BP gibi sektörün önde gelen şirketlerinin araç sahiplerine yaptığı tavsiyelere göre 80 kilometre (km) hızla seyreden bir araç, 100 km hızla giden araca göre yüzde 30 daha az yakıt tüketiyor. Seyir halinde iken gereksiz klima çalıştırmamak, ani gaz-frene basmaktan kaçınmak, aracın camlarını kapalı tutmak tasarruf sağlıyor. Daha az yakıt tüketimi, ilk olarak araç bakımlarının düzenli yapılmasıyla başlıyor. Bunun için motor ve lastik bakımları öne çıkıyor. Kirli bujilerin değiştirilmesi yüzde 5 tasarruf sağlıyor. Lastik havalarının kontrolü, verimi yüzde 3 artırıyor. Gereksiz bagajın maliyeti yüzde 5 daha fazla yakıt tüketmek. En önemli yakıt tasarrufu ise aracın hızıyla sağlanıyor. İngiliz Ulaştırma Bakanlığı çalışmasına göre saatte 100 km hızla giden bir araç, 80 km hızla giden araca göre yüzde 30 daha fazla yakıt harcıyor. Klimanın çalıştırılması, yakıt tüketimini yüzde 8 artırıyor. Uygun motor yağı kullanımı ve temiz yakıt, özellikle filo araçlarına ve kurumlara ciddi tasarruf sağlıyor. Zaman | Benzinin litresi 4 liraya yaklaştı. Aslında aracınızda çok küçük bir dikkatle akaryakıtta yüzde 30 kar edebilirsiniz. |
İki insanın kaderini birleştiren olay, Adana Seyhan'da yaşandı. Nehrin üzerindeki köprüden geçen Döndü Akçan, dengesini kaybedince 10 metre yüksekten suya düştü. Başı döndüğü için doktora gitmekte olduğunu söyleyen Akçan bir anda düştüğünü söyledi. Akçan’ın nehre düşüşünü oradan geçmekte olan genç öğretmen İbrahim Cenk fark etti. Cenk arabasını durdurup hemen koşarak nehre atladı. Cenk olayı, “Adanayılım, tatile geldim buraya. Kimya öğretmeniyim, can kurtardık demeyelim de her vatandaşın yapması gereken görevi yaptım. Zaten havuza yüzmeye gidiyordum, kısmet nehirde yüzmekmiş, oraya atladık” diyerek anlattı. Hastaneye kaldırılan döndü akçan'ın durumunun iyi olduğu açıklandı. | Seyhan Nehri"ne düştüğünü gören genç öğretmen, hemen nehre atlayıp hasta kadını kurtardı. |
Meksika'nın kuzey sınırında bir grup silahlı kişinin parti yapan kalabalığı taradığı, saldırıda 13 kişinin öldüğü bildirildi. Yetkililer, Ciudad Juarez kentinde dün gece düzenlenen saldırıdan sonra parti verilen evin çevresinde yaşları 15 ila 20 olan 13 kişinin cesetlerinin bulunduğunu söylediler. Saldırıda yaralanan 20'den fazla gencin de ambulanslarla hastaneye kaldırıldıkları belirtildi. Yaralıların durumlarının netlik kazanmadığı kaydedildi. Görgü tanıkları, saldırganların en az 15 kişi olduğunu belirtti | Meksika'da parti düzenlenen bir eve yapılan saldırıda ilk belirlemelere göre 13 kişi yaşamını yitirdi. |
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, Sivasspor karşısında oynayan futbolcuların bireysel ve takım olarak çok iyi olduklarını söyledi. Sivasspor Teknik Direktörü Muhsin Ertuğral da, bireysel hatalar nedeniyle yenildiklerini belirtti. Turkcell Süper Lig'in 19. haftasında Sivasspor'a konuk olan lider Fenerbahçe, maçtan 5-1 galip ayrıldı. Maç sonrası bir değerlendirme yapan Fenerbahçe Teknik Direktörü Daum, takım halinde iyi oynadıklarını belirtti. Yedikleri tek gole üzüldüklerini ifade eden Daum, "Kendi yaptığımız bir hatadan dolayı gol yedik. Daha güvenilir defans yapmamız gerekiyor. Özellikle ikinci devrede iyi futbol oynadık. Defansta iyi organize olduk ve ilerde iyi ataklar gördük. Belki 1-2 gol fazla oldu. çünkü Sivasspor çok iyi bir takım, bizi yine de zorladı. Böyle ilk yarıdaki gibi oynarlarsa eminim Sivassphor da ilerdeki maçlarda istedikleri puanları alırlar. Şubat ayında zor maçlar bekliyor bizi. Perşembe, pazar günü; perşembe pazar günü bu ritimle devam edeceğiz. Bugünkü maç bizim için bir çıkış oldu." diye konuştu. Eksik futbolcular nedeniyle kendileri için Sivasspor maçının çok önem kazandığını belirten Uğur Boral da, takım halinde iyi oynadıklarını ve farklı kazandıklarını söyledi. SİVASSSPOR CEPHESİ Sivasspor Teknik Direktörü Muhsin Ertuğral da, maçı değerlendirmek için iyi kelimeler bulmaya çalıştığını söyleyerek söze başladı. 5-1'lik yenilginin bir anlamı olmadığını belirten Ertuğral, özellikle ilk yarıda iyi oynadıklarını ancak bireysel hatalardan goller yediklerini anlattı. Ertuğral, "İkinci yarıda tamamen konsatrasyonumuz bozuldu. Haftalardır inanılmaz bireysel hatalardan gol yiyoruz ve toparlanamıyoruz. Hep 'bir sonraki haftaya' diyoruz. Biz böyle derken lig gittikçe daralıyor. Dolayısıyla önümüzdeki hafta Denizlispor ve devamında Diyarbakır ve Manisaspor ile oynayacağımız maçlarda inanılmaz baskı altında olacağız. Çünkü bugün konsatrasyon bozukluğu yaşamasaydık puanla ayrılabilirdik diye düşünüyorum." dedi. Sivasspor'un tek golünü atan kaptan Mehmet Yıldız da dönüm maçı olarak baktıkları Fenerbahçe maçını kazanmak için sahaya çıktıklarını dile getirdi. Mehmet, "İlk yarı başa baş bir mücadele oldu., İkinci yarı yediğimiz basit gollerle mağlup olduk. Bundan sonra önümüzdeki zorlu 3 maçlık periyodu kazanarak biraz rahatlamak istiyoruz." dedi. Bu arada karşılaşma öncesi Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Vali Ali Kolat ve Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz ile birlikte 4 Eylül Stadı altında faaliyete geçen "Kırmızı - beyaz Köfte Piyaz" isimli lokantanın açılışını yaptı. Açılış sonrası Aziz Yıldırım'a, Vali Kolat, Sivas Kongresi'nin yapıldığı tarihi binanın gümüş işlemeli plaketini takdim etti. | Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, Sivasspor karşısında takım olarak iyi oynadıklarını söyledi. |
İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Daimi Konsey Toplantısı yapıldı. İsviçre'deki minare krizinin görüşüldüğü ve 57 üye ülke temsilcilerinin katıldığı toplantıdan sonra yapılan açıklamada, bir kez daha İsviçre hükümetinin attığı bu adımdan duyulan üzüntü ve endişe dile getirildi. İKT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, AA'ya yaptığı açıklamada, İsviçre hükümetinin aldığı bu kararın kendileri için büyük bir sürpriz olduğunu belirterek, İsviçre hükümetinin de aslında böyle bir kararı beklemediğini ve onlar için de sürpriz olduğunu söyledi. İhsanoğlu, alınan karar sonrası İsviçre Dışişleri Bakanı'nın, kendisini telefonla arayarak, duyduğunu üzüntüyü dile getirdiğini ifade ederek, bugünkü toplantıda bu konunun görüşüldüğünü ve durum değerlendirmesi yapıldığını kaydetti. Türkiye'yi Cidde Başkonsolusu Salih Mutlu Şen'in temsil ettiği konsey toplantısında, üyeler arasında ''minare krizi''nin çok ciddi şekilde tartışıldığı öğrenildi. Daimi konsey üyelerinin yaptığı toplantıdan sonra yapılan açıklamada, İsviçre hükümetinin attığı bu adımın, demokrasi, insan hakları, dini özgürlükler gibi kavramların tamamıyla çeliştiğine vurgu yapıldı. Açıklamada, minarelerin İslam kültürünün bir parçası olduğu bir kez daha dile getirildi. Özellikle BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin konuyla ilgili açıklaması, Daimi Konsey üyelerince olumlu karşılanırken, bundan sonraki dönemlerde de İKT üye ülkeleriyle işbirliği içinde çalışılmasının önemine değinildi. Daimi Konsey açıklamasında, üyelerin, İKT Genel Sekreteri Ekmelettin İhsanoğlu'nun konunun tüm dünyaya duyurulması için gösterdiği yoğun çabaları takdirle karşıladığı, bu çabaların desteklenmeye devam edileceği bildirildi. Açıklamada, Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın İslam hakkında dün | İslam Konferansı'nda 57 ülkenin temsilcisi İsviçre'de alınan minare yasağına tepki gösterdi. |
Konya'da, Kulüplerarası Kickboks il birinciliği final karşılaşmasında başına aldığı darbe sonucu beyin kanaması geçiren 24 yaşındaki Gökhan Murat Üstel, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Edinilen bilgiye göre, Gökhan Murat Üstel, Konya Numune Hastanesinde tedavi gördüğü Reanimasyon Yoğun Bakım Ünitesinde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Solunum cihazına bağlı olarak yaşatılmaya çalışılan genç sporcunun öldüğünü öğrenen yakınları, sinir krizi geçirdi. Gökhan Murat Üstel, 27 Ocakta 100. Yıl Spor Salonu'nda Konya Kulüplerarası Kickboks İl Birinciliği ağır siklet final karşılaşmasında başına aldığı ters bir darbe sonucu baygınlık geçirmiş, Konya Numune Hastanesine kaldırılmıştı. Beyin kanaması geçirdiği belirtilen Üstel'in annesi, ''Çıktığı iki müsabakayı da kazandı. 'Yüzün gözün yara, bugün gitme' dedim, ancak beni dinlemedi'' diyerek ağlamıştı. | Konya'da Kickboks karşılaşmasında kafasına aldığı darbe nedeniyle hastaneye kaldırılan sporcu yaşamını yitirdi. |
Kayserispor'un süper golcüsü Makukula, zorlu Gaziantep deplasmanında attığı golle takımına galibiyeti getirdi. 49. dakikada fileleri havalandıran Makukula ligdeki gol sayısını 15'e çıkartırken, Kayserispor da puanını 38 yaparak lider Fenerbahçe ile arasındaki beş puanlık farkın açılmasına izin vermedi. 9. dakikada gelişen Kayserispor atağında Bayram topu göğsüyle düzelterek altı pas içine kadar sokulup kafayla vurdu, top yan ağlarda kaldı. 20. dakikada Erman Özgür'den seken topla buluşan Cangele ceza alanına girerek sert vurdu, meşin yuvarlak az farkla yandan dışarı çıktı. 36. dakikada Olcan sol kanattan defansı geçerek, topu altı pas içinde kesti. Kalece Souleymanou'yu da geçen top boşta kaldı, Mehmet Yozgatlı'nın vuramadığı topu defans uzaklaştırdı. 37. dakikada Cangele, sağ kanattan Gaziantepspor ceza alanına topu ortaladı, Makukula iyi yükselip kafayla vurdu, Mahmut uçarak topu kornere çeldi. 45. dakikada Gaziantepspor ceza alanında oluşan karambolde top Gökhan Emreciksin'in önünde kaldı. Bu oyuncu topu düzeltip 20 metreden sert vurdu, Gaziantepspor kalecisi Mahmut topu kornere çelerek gole izin vermedi. 49. dakikada Cangele kendi götürdüğü topla sağ kanattan ceza sahasına kadar sokuldu ve topu müsait pozisyonda bulunan Makukula'ya verdi, Gaziantepsporlu Zurita dengesini kaybedip düşünce, kaleci ile karşı karşıya kalan Makukula meşin yuvarlağı plase bir vuruşla ağlarla buluşturdu: 0-1. 66. dakikada Julio Cesar'ın kaleye 25 metre mesafeden kullandığı frikikte top kaleci Souleymanou'dan döndü, boşta kalan topa Beto yetişemeyince kaleci ayağı ile dokunarak topu kornere çeldi. 79. dakikada sol kanattan Erman Özgür ortaladı, ceza alanında Beto düzelterek sert vurdu. Kayserispor defansına çarpan meşin yuvarlak İbrahim Ferdi'nin önünde kaldı. Bu futbolcu müsait pozisyonda topa dokunamadı, defans uzaklaştırdı. 85. dakikada ceza alanından gelen uzun topla buluşan Makukula müsait pozisyonda bulunan Mehmet Eren'e pasını verdi, bu oyuncunun ceza yayı çizgisi üzerinden vuruşunda top defanstan döndü. Mahmut, Mehmet Yozgatlı (53 Beto), Jorginho (72 İbrahim Ferdi), Deumi, Serdar Kurtuluş, Erman Özgür, Olcan, Ivan, Julio Cesar (6 Zurita), Cenk, Julio Cesar De Souza, Kayserispor: Souleymanou, Saidou, Gökhan Emreciksin (65 Semih), Cangele (84 James Troisi), Makukula (90 Ömer), Bayram Çetin, Aydın, Hakan Aslantaş, Serdar, Mehmet Eren, Abdullah Gol: 49 Makukula (Kayserispor) Sarı kartlar: Julio Cesar Correia, Jorginho (Gaziantepspor), Saidou, Cangele, Gökhan Emreceksin(Kayserispor) Stat: Kamil Ocak Hakem: Barış Şimşek | Kayserispor deplasmanda Gaziantepspor'u Ariza Makukula'nın golüyle 1-0 yenerek zirve mücadelesinde yoluna devam etti. |
İzmir'de, yılbaşı günü yatağa bağımlı 6 yaşındaki kızları Melisa'nın oksijen konsantratörü ve oksimetresinin çalınmasıyla zor durumda kalan Şanlı Ailesi, olayın ardından duygularıyla oynandığını, kendilerinin bir talebi olmaması rağmen verilen yardım sözlerinin lafta kaldığını söyledi. Anne Deniz Şanlı, "Olayın ortaya çıkmasıyla çok sayıda kurum, kişi kapımızı çaldı. Ancak vaatlerin hepsi lafta kaldı. Fakiriz ama bizim de duygularımız var ve bununla oynandı. Yardımlarla evimiz, arabamızın olduğunu sanan bakkal bile veresiyeyi kesti. Melisa'ya bez alamayacak duruma geldik. Yaşadıklarımız çok acı" diyerek tepkisini dile getirdi. Diyaliz hastası, böbrek nakli bekleyen, malulen emekli 31 yaşındaki Şaban Şanlı'nın, Bayraklı İlçesi'ndeki evine yılbaşı günü giren hırsızlar, Tire İlçesi'nde, geçen yıl trenin çarpması sonucu beyin felcine bağlı yatağa mahkum olan 6 yaşındaki Melisa Şanlı'nın, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından zimmetlenen oksijen konsantratörü ve oksimetresini çalıp kaçmıştı. DHA'nın Türkiye'ye duyurduğu Melisa'nın dramı, yurt çapında büyük yankı uyandırırken, aile, yardımda bulunmak isteyen kurum ve kişilerce telefon yağmuruna tutuldu. Polis ekipleri de 150 TL'ye hurdacıya satılan cihazları araştırma sonucu buldu. Titizlikle sürdürülen soruşturmada, evdeki kumbarada, 19 ayrı hırsızlık suçundan sabıkalı 19 yaşındaki M.A.'nın parmak izlerine rastlandı. Araştırmada, M.A.'nın, hırsızlığı, suç ortağı 31 yaşındaki Ö.A.'yla birlikte gerçekleştirdiği belirlendi. Bayraklı İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, takip sonucu, M.A.'yı Bayraklı Meydanı'nda, 27 hırsızlık suçundan sabıkalı Ö.A.'yı da Gazi Meydanı'nda yakaladı. Zanlılardan M.A. tutuklanırken, Ö.A., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ailenin çaresizliği, minik Melisa'nın yürek yakan öyküsü herkesin yüreğini sızlattı. DHA İzmir Bürosu'na ve aileye Türkiye'nin dört bir yanından telefon yağdı. Kimi para, kimi ev eşyası yardımı yapacağını söyledi, hatta işadamı olduğunu söyleyen bir kişi ev alacağını belirterek, aileden ev aramasını istedi. Ama aileye telefonla ulaşıp ev, yatak almak isteyen, Melisa'nın tedavi masraflarını karşılamak isteyen kişi ve kurumlar, sadece sözde kaldı. Ulusal bir kanalda yayın yapan bir programın da aile için toplandığını belirttiği 20 bin TL'lik yardım parası, anne, baba ve Melisa'nın, İstanbul'da yayına çıkarılıp elleri boş şekilde İzmir'e gönderilmeleriyle 'gerçekleşmeyen vaat' oldu. Aileye söz verilip yerine getirilen yardımlar ise özel bir hastanenin aileye hediye ettiği oksijen konsantratörü, iki çuval odun ve bir kutu kuru erzak oldu. | Küçük Melisa'yı hatırlarsınız... İşte o dünyalar tatlısı kız, solunum cihazına kavuştu ama bu kez de hayallerini çaldık! |
CHP Sözcüsü ve Genel Sayman Mustafa Özyürek, partisinin Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerine ilişkin olarak, “Biz parti olarak bunda alınacak bir husus görmedik” dedi. Özyürek yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu'nun ODTÜ Mezunlar Derneği Sivil Toplum Komitesi'nce düzenlenen, “Muhalefet Ne Kadar Etkin” konulu söyleşideki sözlerini değerlendirdi. Kılıçdaroğlu'nun genel değerlendirmelerde bulunduğunu, özellikle sivil toplum örgütlerinin, sendikaların etkisizleştirilmesine vurgu yaptığını kaydeden Özyürek, toplumun varlıklı kesimiyle, diğer kesimi arasındaki ayrışmaya dikkat çektiğini söyledi. Özyürek, tüm siyasi partilerin amacının iktidara gelmek olduğunu, ancak oy artışının da önemsenmesi gerektiğini vurguladı. CHP'nin güncel konulara takılmadan başta ekonomi ve sosyal sorunlar olmak üzere her alanda görüşlerini ısrarla kamuoyunu sunduğunu belirten Özyürek, Genel Başkan Deniz Baykal'ın özellikle TBMM'deki grup toplantılarında her hafta ekonomiyi de ısrarla gündeme getirdiğini söyledi. Mustafa Özyürek, CHP'nin tüm kesimlerin sorunlarına çözüm ürettiğini belirterek, “Biz hem soldan hem sağdan bu iktidara karşı olan herkesten oy almak için çalışıyoruz” diye konuştu. “EMEĞİ GÖZARDI ETMEDEN YENİ UNSURLAR” Kemal Kılıçdaroğlu'nun söyleşide CHP'nin Mayıs ayında yapılması planlanan kurultayından yenilenerek çıkacağı değerlendirmesinde bulunduğunu ifade eden Özyürek, bunun daha önce de Genel Başkan Baykal tarafından söylendiğini hatırlattı. Kurultayın CHP'nin seçim programının açıklandığı, hedeflerinin ortaya konduğu bir platforma dönüştürüleceğini anlatan Özyürek, Merkez Yönetim Kurulu'nca buna yönelik çalışmaların hızlandırılması kararı alındığını bildirdi. CHP'nin, “Cumhuriyeti kuran parti olduğunu”, temel ilkelerinden taviz vermesinin ve konjonktüre bağlı politikalar geliştirmesinin beklenmemesi gerektiğini vurgulayan Özyürek, şöyle devam etti: “Bizim Atatürk ilkelerini sahiplenen, bunun yanında çağdaş, demokratik değerlere sahip çıkan bir çizgimiz var. Bu politikalarımız da temeldir. Ama tabii sürekli değişen ekonomik ve sosyal koşulları da dikkate alıyoruz. Kadro olarak kurultayda, partiye emeği gözardı etmeden daha yeni unsurları da elbette yönetime katacağız. Hem istikarı hem yenilenmeye birlikte götüren bir kurultay yaşayacağız. Kılıçdaroğlu'nun sözlerini de o anlamda algıladık. Kılıçdaroğlu yönetimin dışında olan bir arkadaşımız değil, grup başkanvekilimiz. İçinde bulunduğu ortamda bazı değerlendirmeler yapmış, biz parti olarak bunda alınacak husus görmedik.” Özyürek, CHP il teşkilatlarının özverili çalışmalar yaptıklarını da vurgulayarak, “Örgütlerimizin gecekonduları gezdiği bir gerçektir ama daha çok gezmek, seçmenle daha çok ilgilenmek gerektiği de bir gerçektir” dedi. | CHP Sözcüsü ve Genel Sayman Mustafa Özyürek, Kılıçdaroğlu'nun CHP'ye yönelik eleştirilerini değerlendirdi. |
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, İstanbul'da her üç fırından birinin ruhsatsız olduğunu, AB kriterlerinin uygulanması durumunda fırınların yüzde 80'inin kapanacağını söyledi. Ekmek raporunu açıklayan İbrahim Yetkin, ülke genelinde ekmek fiyatlarında bir standart bulunmadığına dikkat çekerek, "Fiyatlar ilden ile önemli farklılıklar gösteriyor. Ankara'da 300 gram ekmek 60 kuruştan satılıyor. Bu arada Ankara Fırıncılar Odası, yeşil kart sahiplerine verdiği ucuz ekmek kartıyla aynı gramajdaki ekmeği 40 kuruşa satıyor. Halk Ekmek'in çıkardığı 300 gramlık ekmek ise 35 kuruştan satılıyor." dedi. Ankara'da tüketilen ekmeklerin yüzde 80'inin halk tipi olarak nitelendirilen standart ekmek olduğunu ifade eden Yetkin; kepekli, tam buğday, yulaflı ve çavdarlı ekmeklerin tüketimin yüzde 15'ini, cevizli, zeytinli, soğanlı gibi spesifik ekmeklerin ise yüzde 5'lik dilimini oluşturduğunu kaydetti. Yetkin, şöyle devam etti: "Geçen yıl İstanbul Ticaret Odası'nın düzenlediği fuar kapsamında yapılan ekmek panelinde sektörün önde gelen temsilcileri haksız rekabetten yakınırken İstanbul'da 4 bin 500 ekmek fırını bulunduğunu, ancak her üç fırından birinin ruhsatsız olduğunu açıkladılar. Sektör ile ilgili yapılan araştırmalarda ayrıca mevcut koşullarda bazı alanlarda olduğu gibi ekmek üretiminde de AB kriterleri uygulansa, mevcut fırınların en az yüzde 80'inin kapanacağı bildiriliyor. Bu tür fırınların günde 5-6 bin ekmek üretebildiği ve sayılarının Türkiye çapında 20 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor." Günde 100-150 bin adet üretim yapan endüstriyel fırınların da bulunduğunu ifade eden Yetkin, "Son yıllarda sayıları artsa da henüz bu fırınların toplam sayısı 100'ü bile bulmuyor." diye konuştu. Türkiye'de her yıl 12 milyon ton civarında ekmek üretildiğini kaydeden Yetkin, "Ekmeğin israf oranı bölgelere göre yüzde 10 ile 18 arasında tahmin ediliyor. İstanbul Fırıncılar Odası'nın verdiği rakamlara göre, İstanbul'da günlük 18 milyon adet ekmek üretilirken bunun 2 milyonu çöpe atılıyor." ifadesini kullandı. | İstanbul'da eğer AB kriterleri uygulanması durumunda fırınların yüzde 80'inin kapanacak. |
İzmir'de düzenlenen Türkiye Salon Atletizm Şampiyonası'nda, Fenerbahçeli atlet Hüseyin Atıcı, gülle atmada 18.20'lik derecesiyle Türkiye rekoru kırmasına rağmen, doping numunesi vermeden tesisleri terketti. Atatürk Spor Kompleksi bünyesindeki Soner Coşan Atletizm Salonu'nda yapılan yarışmaların ikinci gününde, 24 yaşındaki milli atlet Hüseyin Atıcı, gülle atmada 18.20'lik derece elde etti. Bu dereceyle, Ercüment Olgundeniz'in, üç hafta önce yine İzmir'de elde ettiği 18.17'lik dereceyi geçen Atıcı, rekorun yeni sahibi oldu. DOPİNG VERMEDEN KAÇTI Ancak genç atlet, yönetmelik gereği, rekor kıran her atletin bir saat içinde doping testi için vermesi gereken numuneyi vermeden Atatürk Spor Kompleksi'ni terketti. Rekoru tescil etmek isteyen Atletizm Federasyonu yetkililerinin bir türlü ulaşamaması üzerine, Atıcı'nın derecesinin rekor olarak tescil edilmeyeceği öğrenildi. Genç yaşta elde ettiği derecelerle, gelecekte ülkemize olimpiyat ve dünya şampiyonalarında madalya getirmesi beklenen Hüseyin Atıcı'nın bu hareketi şüphe uyandırırken, müsabakayı yerinde izleyen Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi ile Genel Koordinatör Muharrem Or'un konuyla ilgili nasıl bir tavır takınacağı merak konusu oldu. | Fenerbahçeli atlet Hüseyin Atıcı, güllede rekor kırınca doping için çağrıldı. Atıcı tüm aramalara rağmen tesislerde bulunamadı. |
CHP Çiğli İlçe Kongresi gergin başladı. Açılışta İl Sekreteri Mutlu Akpınar konuşurken Çiğli Belediye Başkanlığı seçimi sürecinde partiden ihraç edilen üç CHP Meclis üyesi Akpınar ve Divan Başkanı İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam'ı hedef aldı. Kısa süren arbedeyi salona davet edilen Çevik kuvvet polis ekipleri önledi. Kongre Çevik Kuvvet'in nezaretinde devam ediyor. İhraç edilen belediye meclis üyelerinden Önder Özdemir, Divan'ın bulunduğu yere kadar gelerek Susam'ın önünde bulunan su bardağına yumruk attı. Bu hareketin ardından salonda ortalık karıştı. Partililer arasında arbede yaşanırken Çevik Kuvvet ekipleri müdahale etti. Ortamın sakinleşmesinin ardından kongreye devam edilirken polis güvenlik ve tedbir amaçlı olarak salonda hazır kıta bekliyor. Çevik Kuvvet'in ortamı yatıştırmasıyla devam edilen kongrede iki aday yarışıyor. İsmail Arıcı ve Ali Rıza Koçer başkanlık için yarışıyor. Elit Düğün Salonu'nda yapılan kongreye İzmir milletvekilleri Mehmet Ali Susam, Selçuk Ayhan, MYK üyesi Fazıl Kayan, bazı ilçe belediye başkanları katıldı. CHP İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu Çiğli Belediye Başkanlığı sırasında yaşananlar nedeniyle kongreye katılmadı. Hatırlanacağı gibi Çiğli Belediye Başkanı Ensari Bulut'un vefatıyla boşalmasının ardından CHP'nin gösterdiği Şeref Bektaş'a karşı aday olan Metin Solak'ı AK Parti'li meclis üyeleriyle birlikte hareket ederek seçtiren Muhlis Yıldırım, Önder Özdemir, Mesut Akın CHP'den ihraç edilmişlerdi. | CHP Çiğli Kongresi'nde partiden ihraç edilen iki üye, milletvekilini hedef alınca olaylar çıktı. |
Pendikspor ile Sakaryaspor arasında oynanan TFF 2. Lig 1. Klasman Grubu maçında olaylar çıktı. Olaylar esnasında çok sayıda taraftar yaralanınca maç iptal edildi. Pendik Stadı'nda saat 13.30'da başlayan Pendikspor - Sakaryaspor maçının ilk dakikalarında tribünlerde başlayan gerginlik hızla büyüdü. Dışarıdan Sakaryaspor taraftarlarının olduğu yere taş atılması ile başladığı öne sürülen olaylar polisin Sakaryaspor taraftarlarının olduğu bölüme biber gazı atmasıyla çığırından çıktı. Karşılaşma, yaşanan olaylar nedeniyle önce bir süreliğine durduruldu. Gerginlik dinmeyince maç iptal edildi. Biber gazının atıldığı sırada tribünde yaşanan karmaşa nedeniyle çok sayıda taraftar hafif şekilde yaralandı. Stadyum etrafında yerlerde yatan taraftarlar bir süre ambulans bekledi. Ambulansın geç geldiğini öne süren öfkeli taraftarlar, sağlık görevlilerini kısa süreli darp etti, ambulansları yumrukladı. Durumu ağır olanlar ambulanslarla Pendik Devlet Hastanesi'ne götürülerek tedavi altına alındı. | TFF 2. Lig 1. Klasman Grubu'ndaki Pendikspor-Sakaryaspor karşılaşmasında olaylar çıktı. |
Mahkemenin gündeminde, nüfus cüzdanlarındaki din hanesine Alevi yazılabilmesi ve Kürtçe isim konulabilmesi var. Akşam gazetesinde yer alan habere göre nüfus cüzdanının din hanesine "İslam" yerine "Alevi" yazdırmak isteyen Sinan Işık, Türkiye'yi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne şikayet etmişti. Nüfus cüzdanındaki isim hanesine Kürtçe isimlerini, Türkçe alfabede olmayan harflerle yazdırmak isteyen 8 kişi de, taleplerinin reddedilmesi üzerine, AİHM'e başvurmuştu. AİHM başvuruları kabul etti. Mahkeme salı günü kararını açıklayacak. Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen, kararın bağlayıcı olduğuna dikkat çekti, "Türkiye kararın gereğini yapmak zorunda" diye konuştu. | Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, salı günü Türkiye'yi yakından ilgilendiren iki konuyu karara bağlayacak. |
Erzurum'da Özel Yetkili Savcılıktaki ifadesinin alınmasının ardından sevk edildiği mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu, Eskişehir'e geldi. Kıdemli Albay Gençoğlu'nu, Arifiye Mahallesi Müftülük Sokak'taki lojmanının önünde, askeri personel ve yakınları karşıladı. Otomobilden alkışlar arasında inen Kıdemli Albay Gençoğlu personel ile tokalaşırken, bazı kişilerin gözyaşlarına hakim olamadığı gözlendi. ALBAY'A KURBAN KESİLDİ Kıdemli Albay Gençoğlu için, lojmanların önünde kurban kesildi. Herkese teşekkür eden Kıdemli Albay Gençoğlu, daha sonra lojmanına geçti. Kıdemli Albay Gençoğlu'nun avukatı Erol Halka, gazetecilere yaptığı açıklamada, 27 Ocak'ta başlayan hukuk mücadelesinin Eskişehir'de sonlandığını bildirdi. ALBAY SERBEST ASTSUBAY TUTUKLU Müvekkilinin Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına Perşembe günü intikal ettiğini anımsatan Halka, "Biz de Cuma günü Erzurum'a intikal ettik. Cumartesi saat 13.00'te Özel Yetkili savcı Osman Şanal'ın huzuruna çıktık. Hem müvekkilim hem de şu anda tutuklu bulunan astsubay. 13.00'te başlayan süreç, gece 03.00'te sona erdi. Uzun ve yorucu bir maratondu. Bunun neticesinde müvekkilimiz tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı, ama maalesef diğer astsubay tutuklandı. Bu tutuklama nedeniyle müvekkilimin tahliyesine sevinemedik" dedi. ERGENEKON İLE İLİŞKİLİ Erol Halka, "Kendisinin zaten bu sürecin sonunda aklanacağına olan inancımız tamdı. Tahliyeyle beraber bu pekişti. Müvekkilim hakkındaki isnatlar, Ergenekon terör örgütüyle ilintili hususlar. Bununla alakalı olarak çok geniş kapsamlı soruşturma yapılıyor. Bu soruşturma içindeki birçok konu bizim tarafımızdan gayet açık ve net bir şekilde ifade edilmiştir. Müvekkilimizin suç unsuru içinde olması asla düşünülemez. Zaten şu andaki tahliye süreci de bunun göstergesidir. Süreç devam edecek. Önümüzdeki dönemde Erzurum'a daha çokça gidecek gibi görünüyoruz" diye konuştu. Avukat Halka, sürecin nasıl işleyeceğinin sorulması üzerine, "Hassas bir süreç. Özel Yetkili Savcılıkça yürütülüyor. Süreç bütün unsurları itibariyle kapalı. Bildiğimiz şeylerin dışında bilmediğimiz konular da var. Uzun ve meşakkatli bir süreç olacak. Çok kuvvetle muhtemel İstanbul'da yürütülmekte olan Ergenekon dosyalarıyla birleştirilmesi düşünülen bir dosya. Sürecin sonunda aklanacağımıza olan inancımız tam. Müvekkilimi Eskişehir'e sağ salim getirdiğimiz için mutluyuz" cevabını verdi. | Eskişehir'de gözaltına alınan iki askeri personelden Albay olanı serbest kaldı. Olan yine Astsubay'a oldu... |
Ankara’da Saadet Partisi’nin İl Başkanları ve İl Müfettişleri toplantısına katılan gündemi sarsacak açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş ABD’nin İstanbul’da dini azınlıklara “stratejik güvenlik eğitimi” verdiğini açıkladı. Kurtulmuş, ABD İstanbul Başkonsolosluğunun dini azınlıklara “güvenlik eğitimi” adı altında valilikten bağımsız olarak eğitim verdiğini açıklayan Kurtulmuş: "Bu güvenlik eğitiminin amacını bilmek 72 milyonun hakkıdır" dedi. ASIL KAYNAK ABD DIŞİŞLERİ Kurtulmuş kaynak olarak ise ABD Dışişleri Bakanlığına bağlı, İnsan Hakları ve Demokrasi Bürosu tarafından, Türkiye ile ilgili hazırlanan "Din Özgürlükleri Raporu" gösterdi. Kurtulmuş konuyu ABD İstanbul Başkonsolosu Sharon Anderholm Wiener'e sorduklarını ancak cevap alamadıklarını söyledi. Valiliğe konuyu sorduklarını söyleyen Kurtulmuş, valilikten “İstanbul Valiliğinin 6 Ocak 2010 tarihinde yazmış olduğu cevabi yazıda aynen şöyle deniyor; 'Konu ile ilgili olarak yapılan inceleme ve araştırma neticesinde belirtilen eğitimle ilgili olarak valiliğimizin ve il emniyet müdürlüğümüzün ilgili kısımlarına her hangi bir müracaat olmadığı gibi valiliğimizin ve emniyet müdürlüğümüzün konu ile ilgili herhangi bir ilgi ve bilgisi bulunmamaktadır” yanıtı aldıklarını söyledi. ABD ARACININ ORADA NE İŞİ VAR? Bunun dışında bugün Vatan Gazetesi’nden Kemal Göktaş’ın haberine göre Poyrazköy’de toprak altında bulunan silahlar için kazı yapılmadan 17 gün önce bölgede ABD konsolosluğuna ait bir araç fotoğraf çekti. Bölgede incelemelerde bulundu. Olay jandarma tarafından da tespit edildi. Jandarmaların konuşmaları iddianameye girdi. Türkiye’de bu sıcak iki gelişmenin altından ABD İstanbul Başkonsolosluğu çıktı. | Bugün ortaya atılan iki iddia günmede bomba gibi düştü! İlki Poyrazköy'deki kazılarda ABD'nin parmağı olduğu iddiası; |
Diyarbakır'ın Çermik ilçesinde bir köylüye ait kuyudan 148 yılan çıkarıldı. Çermik'e bağlı Aşağıtaşmalı köyünde yaşayan Bekir Özkahraman'a ait evin avlusundaki su kuyusundan çıkan yılanlar şaşkınlık yarattı. Bekir Özkahraman, 1 yıl önce köye şebeke suyu döşendikten sonra sadece hayvanlarını sulamak için kullandığı avlusundaki su kuyusundan kovayla su alırken birkaç yılan olduğunu fark etti. Yılanları öldürdükçe daha çok yılanın ortaya çıkması üzerine Özkahraman, köylüleri yardıma çağırdı. Yılanları kuyudan çıkaran Aşağıtaşmalı köylüleri, boyları 30 santimetre ile 2 metre arasında değişen 148 yılanı öldürdü. Bekir Özkahraman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, içme suyuna kavuştuktan sonra avlusundaki kuyuyu sadece hayvanları sulamak için kullanmaya başladığını belirtti. Birkaç ay önce yarısı suyla dolu olan kuyuda hiç yılan görmediğini ancak kuyu yağışlarla tamamen dolunca yılanların ortaya çıktığını ifade eden Özkahraman, şöyle konuştu: ''O gün hayvanlara su vermek için kovayı kuyuya daldırdığımda yılanları fark ettim. Önce 15-20 yılanı çıkarıp öldürdük. Sonra yeniden kuyuya yaklaştığımda daha çok sayıda yılanla karşılaştım. Köylülerle toplam 148 yılanı çıkarıp öldürdük. Hangi taşı kaldırsak yılanlar ortaya çıkıyor. Korkudan hayvanlara su veremiyorum. Geçen yaz küçük kızım Gizem kuyunun yakınında yılan tarafından sokuldu. Onun durumu şimdi iyi ama yarın ne olacağı belli olmaz. Yetkililerden kuyu çevresinde ve evde ilaçlama yapılmasını talep ediyoruz.'' Özkahraman ve köylüler, öldürdükleri yılanları dizerek objektiflere poz verirken çocukların yılanları korkmadan tutmaları dikkati çekti. | Evine şebeke suyu döşettikten sonra avludaki kuyudan kovayla su çekti, gördükleri karşısında çok şaşırdı. |
Yönetim, Leo'yu gönderebilirse kulüpleriyle anlaştığı Benjani&Pavlyuchenko ikilisinden birisini kiralayacak. Galatasaray'da golcü transferi Leo Franco'ya endekslendi... Dos Santos'a yer açmak için Nonda'yı feda eden sarı-kırmızılılar, Baros'un da sahalara dönüşünün belirsiz olması nedeniyle forvet takviyesinde ısrarlı. İki gündür telefonlarını kapatan başkan yardımcısı Haldun Üstünel'in Manchester City'li Benjani Mwaruwari ve Tottenham'lı Pavlyuchenko'yu mayısa kadar kiralama konusunda oyuncular ve kulüpleriyle anlaştığı belirlendi. AYKUT-UFUK YETER Ancak transfer için yabancı kontenjanında yer açılması gerektiğinden Leo Franco iknaya çalışılıyor. Bekleneni veremediği icin gözden çıkarılan Arjantinli kaleciye, 2-3 takımın resmen talip olduğu ve tekliflerin tangocuya iletildiği öğrenildi. Leo Franco bir kulüple anlaşırsa sözleşmesi feshedilecek ve Zimbabwe'li Benjani ya da Rus Pavlyuchenko'dan birisi imzaya çağrılacak. Bu takdirde kale ikinci yarıda Ufuk ve Aykut ikilisine teslim edilecek. | Devre arasında üst üste transfer bombalarını patlatan Galatasaray'dan taraftarlarını sevindirecek bir haber daha... |
Başbakan Erdoğan AK Parti içinde 70 kadar Kürt kökenli milletvekili bulunduğunu, Meclis'teki Kürt milletvekili oranının yüzde 25 civarında bulunduğunu açıkladı. Erdoğan TRT'de yayınlanan programda Demokratik Açılımla ilgili soruları yanıtladı. Erdoğan şunları söyledi: ''Kürt kökenli vatandaşlarımızın sorunlarını biliyoruz ve bunları zaten çözmeye başladık. Kültürel noktada adımlar attık atıyoruz, bütün sosyoekonomik konularda adımlar attık hala atıyoruz. Bütün bunların yanında yıllar yılı konuşulmuştur bunu seslendirmek kimsenin işine gelmezdi ama bu da bize nasip oldu. Diyelim bir TRT 24 saatini bir kanal olarak bu işe tahsis etti. Güvenliğe bakıyorsunuz olağanüstü hal bölgesi olmaktan orayı bizim iktidarımız çıkardı. Yatırımlar noktasında, o bölgeye yaptığımız yatırımlar, geçen yıl sonu itibariyle söylüyorum yaklaşık 12,5-13 milyar doları buldu, Güneydoğu-Doğu bu bölgeye yaptığımız yatırımlar. Şimdi ise özellikle Güneydoğu Anadolu Projesi, Doğu Anadolu Projesi, bu kapsamda bölgeye yaptığımız yapacağımız yatırımlar var." E şimdi ülkemizde birçok şeyler söyleniyor, devletin bütün kademelerinde Kürt kökenli vatandaşlarımız var mı var, önleri açık mı açık. Şu anda benim partimin içerisinde bugün 70'e yakın Kürt kökenli vatandaşım milletvekili. Diğer partilerde yine aynı şekilde Kürt kökenli milletvekillerimiz var. Yani parlamentonun çok ciddi oranda bugün milletvekilliğine Kürt kökenli vatandaşlarımız sahip. Neredeyse yüzde 25'i buluyor. Şimdi anlatıldığı, ajite edildiği gibi bir durum aslında söz konusu değil. Bölgenin ihmaline yönelik sıkıntılar var ama bunu bizim iktidarımız şu anda gideriyor. Bugün Güneydoğu, Doğu artık eski Güneydoğu, Doğu değil. Havaalanlarından yollarına, okullarına, hastanelerine varıncaya kadar bir değişim yaşanıyor bu bölgede. Bu değişimin adımlarını attık.'' ALEVİ AÇILIMI Bu alanda son Alevi çalıştayının da final olarak bittiğini, aldığı bilgiye göre tüm katılanlarda bir konsensüsün oluştuğunu anlatan Erdoğan, sonuç bildirgesi üzerinde değerlendirmelerini yapacaklarını ve bu alanda atılması gereken adımları süratle atacaklarını bildirdi. Buraya davet edildiği halde gelmeyen grupların da olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Ama bu sorunları maalesef, üzülerek söylüyorum rant kapısı haline getirenler de var'' diye konuştu. | Başbakan Erdoğan AK Parti ve Meclis genelindeki Kürt milletvekillerinin sayısını açıkladı |
Edinilen bilgiye göre, Yeni Sahil Yolu Beşirli mevkiinde Akçaabat ilçesinden Trabzon istikametine gitmekte olan ve yeni şoförlük öğrenmeye çalışan Saadet Kıran (48) yönetimindeki 61 AD 818 plakalı otomobil henüz belirlenemeyen bir nedenle kontrolden çıkarak orta refüjdeki bariyerleri kırarak karşı şeride geçti. Bu sırada karşı yönden gelen H.T. yönetimindeki 61 K 10280 plakalı kamyon ile çarpışan otomobil kullanılamaz hale gelirken, otomobilde bulunan Saadet Kıran ve kendisine şoförlük öğretmeye çalışan eşi Mustafa Kıran (53) ağır şekilde yaralandılar. Otomobilde sıkışan Kıran çifti olay yerine gelen Trabzon Belediye İtfaiye ekipleri tarafından güçlükle araçtan çıkartılırken, hastaneye kaldırılmak istenirken yolda hayatını kaybettiler. Kazayla ilgili inceleme sürüyor. | Trabzon'da eşine şoförlük öğretmeye çalışırken kullandıkları otomobille kamyonun altında kalan karı-koca hayatlarını kaybetti. |
Türkiye'nin büyük bir bölümünde aralıklarla yağış beklenirken, kuzey, iç ve doğu bölgelerde sıcaklıklar 4 ila 6 derece artacak. Marmara'da 12 dereceye varan düşüşler yaşanırken iç anadolu ve doğuda sıcaklık değrelerinde artış olacak. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmelere göre, Türkiye'nin büyük bir bölümünde aralıklarla görülecek yağışların, Kıyı Ege (İzmir, Aydın, Muğla), Çanakkale ve Antalya'nın doğu ilçeleri ile sabah saatlerinde Bingöl, Bitlis, Muş ve Şırnak çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Hava sıcaklığı, kuzey, iç ve doğu bölgelerinde 4 ila 6 derece artacak. MARMARA'DA SICAKLIK 12 DERECE DÜŞECEK Balıkesir Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, Bursa, Çanakkale ve Balıkesir bölgesinde bugün gündüz sıcaklığı 14-17 derece arasında değişiyor. Bölgede salı gününe kadar gündüz sıcaklıklarının Bursa'da 4 derece düşerek 13, Balıkesir'de 8 derece azalarak 7, Çanakkale'de de 8 derece düşüşle 6 dereceye inmesi bekleniyor. Salı günü Balkanlar'dan gelecek soğuk havanın etkisine girecek olan bölgede, salıyı çarşambaya bağlayan gece kar yağışı olacağı tahmin ediliyor. Yağışla birlikte havanın soğuması ve hava sıcaklıklarında 10-12 derecelik bir düşüş olması bekleniyor. Özellikle perşembe günü, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale çevresinde gece sıcaklıklarının eksi 2-4 derece arasında olacağı tahmin ediliyor. DİĞER BÖLGELERDE HAVA ŞÖYLE OLACAK: EGE: Çok bulutlu ve bölge geneli aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların; İzmir, Aydın ve Muğla çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgar; bölge genelinde güney ve güneybatı (Lodos) yönlerden yer yer kuvvetli olarak (40-50 km/sa) esecek. Bölgenin iç kesimlerinde meydana gelebilecek muhtemel soba ve doğalgaz zehirlenmelerine karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi. AKDENİZ: Çok bulutlu ve bölge geneli aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Yağışların; öğle saatlerinden sonra Antalya'nın doğu ilçelerinde (Aksu, Serik, Manavgat, Gazipaşa ve Alanya) kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgar; Batı Akdeniz'de güney ve güneybatı (Lodos) yönlerden yer yer kuvvetli olarak (40-50 km/sa) esecek. Batı Akdeniz'in iç kesimlerinde meydana gelebilecek muhtemel soba ve doğalgaz zehirlenmelerine karşı vatandaşlar dikkatli ve tedbirli olmaları konusunda uyarıldı. İÇ ANADOLU: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra bölge geneli aralıklı yağışlı geçecek. Yağışlar; yağmur ve sağanak, Sivas ve Yozgat çevrelerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Rüzgar; bölgenin batısında güney ve güneybatı (Lodos) yönlerden yer yer kuvvetli olarak (40-50 km/sa) esecek. Bölge genelinde meydana gelebilecek muhtemel soba ve doğalgaz zehirlenmelerine karşı dikkatli ve tedbirli olmak gerekmektedir. BATI KARADENİZ: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra iç kesimleri aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. ORTA VE DOĞU KARADENİZ: Parçalı ve çok bulutlu, akşam saatlerinde Orta Karadeniz'in iç kesimleri yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Doğu Karadeniz'in yüksek kesimlerinde muhtemel çığ tehlikesine karşı tedbirli olunması istendi. DOĞU ANADOLU: Çok bulutlu, Kars ve Ardahan dışında bölge geneli aralıklı karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçecek. Yağışların; sabah saatlerinde Bingöl, Bitlis, Muş ve Şırnak çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Bölge genelinde sabah ve gece saatlerinde buzlanma ve don olayı bekleniyor. Bölgenin kuzey ve doğusunda muhtemel çığ tehlikesine karşı tedbirli olunması gerekmektedir. GÜNEYDOĞU ANADOLU: Çok bulutlu, bölge geneli aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. | Marmara Bölgesine kötü haber. Kar yeniden geliyor. İç Anadolu ve Doğu Anadolu'da ise sıcaklık artıyor |
Yetersiz açılan kadrolar nedeniyle ataması yapılamayan öğretmen adayları Ankara'da miting yaptı. Tekel işçilerinin de destek verdiği öğretmen adaylarının mitinginde öğretmen kökenli CHP Milletvekili Muharrem İnce de hazır bulundu. Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen ''Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu'' üyesi sözleşmeli öğretmenler, öğle saatlerinde Abdi İpekçi Parkı'nda toplandı. ''Milletvekilliği için KPSS getirilsin'', ''1 kadrolu öğretmen = 3 ücretli öğretmen'' ve ''Ücretli köle olmayacağız'' yazılı dövizler taşıyan ve aynı içerikli sloganlar atan öğretmenlerin düzenlediği mitinge, bazı siyasi parti, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve TEKEL işçileri de destek verdi. CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, okullarda derslerin boş geçtiğini öne sürerek, ''Okullar öğretmensiz, öğretmenler ise işsiz'' dedi. Hükümetin bu gençlerin sesini duyması gerektiğini belirten İnce, ''Bu ülkenin 250 bin eğitim fakültesi mezunu genci iş bekliyorsa bu hükümetin ve ülkenin ayıbıdır. Eğitim sorununu çözememiş bir hükümet bu ülkenin hiçbir sorununu çözememiş demektir. Bu kadar önemli bir soruna kulaklarını tıkayamaz'' diye konuştu. ''Ankara'nın göbeğinde derslerin boş geçtiğini'' ileri süren İnce, ''Bu ülkede fizik ve matematik öğretmeni atanmıyor ama bunların 100 katı din dersi öğretmeni atanıyor'' dedi. Platform adına yapılan açıklamada da Türkiye'de her yıl üniversite bitirerek diplomasını alan öğretmenlerin eğitim alanındaki yetersizlik dolayısıyla işsizler kervanına katıldığı ifade edildi. Talep edilen hakların insancıl ve makul olduğu belirtilen açıklamada, öğretmenlerin haklarını vermeyenlerin kötü niyetli olduğu öne sürüldü. Açıklamada, hükümetin eğitim politikası eleştirilerek, sözleşmeli öğretmenlerin kadrolu atamalarının yapılması, öğretmen yetiştiren fakültelere öğretmen ihtiyacı kadar öğretmen adayı alınması ve KPSS yerine daha şeffaf bir atama sistemi getirilmesi istendi. ÖLÜM ORUCU BAŞLATACAKLAR Çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de konuştuğu mitingde, kadrolu atamalar yapılmadığı takdirde iş bırakma eylemi ve ölüm orucu yapılacağı duyuruldu. | Ataması yapılmayan öğretmenler miting yaptı. Öğretmen adaylarına Muharrem İnce ve TEKEL işçileri de destek verdi. |
Adana'da, at-eşek kesimi yaptığı gerekçesiyle yakalanan zanlı, etleri ayırarak kamyonetle Ankara'ya gönderdiklerini söyledi. Alınan bilgiye göre, Yüreğir İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Ekipler Amirliğine bağlı ekiplerin, devriye görevini sürdürürken Koza Mahallesi Koza Bulvarı'nda durdurdukları at arabasının sürücüsü Abdulkadir B. (36), ifadesi alındıktan sonra Cumhuriyet Savcılığının talimatıyla serbest bırakıldı. Zanlının, at ve eşekleri kestikten sonra arta kalan kemik ve hayvan başlarını sulama kanalına attıklarını, etleri ise ayırarak bir kamyonete yüklediklerini söylediği bildirildi. Zanlının kesilen etleri Mehmet D. ve soyadı öğrenilemeyen Salih isimli bir kişinin kamyonetle Ankara'ya götüreceği belirtmesi üzerine ekipler, aracın bulunması için çalışma başlattı. Abdulkadir B'nin, plakasının sadece ilk rakam grubu belirlenen aracın etleri Ankara'da önceden belirlenen noktalara teslim edeceğini itiraf ettiği kaydedildi. Zanlının ifadeleri doğrultusunda Ankara yol güzergahındaki güvenlik birimleri uyarıldı, at-eşek etlerinin başka kente de gönderilebileceği ihtimali üzerinde durulduğu belirtildi. Bu arada, kanala atılan at ve eşek kemikleri ile başlarının Yüreğir Belediyesi ekipleri tarafından toplandığı, daha sonra bölgenin ilaçlandığı ifade edildi. Adana Tarım Müdürlüğü İl Kontrol Şube Müdürlüğünün geçen yıl aralık ayının son haftası yaptığı denetimde, YURTKUR'a bağlı bir yurt ile bir hastanede yemek ihalesini alan firmanın, yemeklerde at-eşek eti kullandığının tespit edilmiş, ardından başlatılan soruşturma kapsamında, bu firmanın Kozan'da taşımalı eğitim gören öğrencilere de yemek verdiği belirlenmiş, denetim ve soruşturma genişletilmişti. | Adana'da et ve eşek eti operasyonu yapıldı. Yakalanan zanlılar etlerin Ankara'ya götürüldüğünü açıkladı. |
İddiaya göre, A.T., uzun süredir ailevi sorunlar yaşadığı eşi B.T. ile konuşmak üzere eve geldi. Konuşma sırasında B.T., eşi A.T.'ye boşanmak istediğini söyledi. Bunun üzerine sinirlenen A.T. de elinde bulunan çakmakla evdeki eşyaları tutuşturdu. Ev bir anda yanmaya başlarken, mahalle sakinleri durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polisler A.T.'yi yakaladı. Evde çıkan yangın Düzce Belediyesi itfaiye ekipleri tarafından büyümeden söndürüldü. Eşinin evi yakmak istemesi nedeniyle sinir krizi geçiren B.T. de olay yerine gelen 112 Hızır Acil ekibi tarafından Atatürk Devlet Hastenesi'ne kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. | Düzce'de, konuşmak için gittiği eşinin kendisinden boşanmak istemesine sinirlenen bir şahıs evi yakmaya kalkıştı. |
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, ''Nerede bir çete varsa, nerede bir cunta iddiaları varsa CHP onların avukatlığını yapıyor'' dedi. Canikli, AK Parti Giresun İl Danışma Meclisi Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yakın tarihinin önemli bölümlerinde darbe ve buna benzer iddiaların yer aldığını belirtti. Demokrasilerde bir siyasi partinin sadece devletin ve kendisine destek veren, güç aldığı kesimin avukatlığını yapabileceğini ifade eden Canikli, ''CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise bunun aksini yapıyor. Nerede bir çete varsa, nerede bir cunta iddiaları varsa CHP onların avukatlığını yapıyor. Sayın Baykal, bunlara 'uydurma, provokasyon' diyorsun. Olay yargıda, bir bekle araştırılsın, sonuçlansın. Ya olaylar iddia edildiği gibi doğru çıkarsa, sen ne yapacaksın ey CHP? Sayın Baykal nereye gideceksin, bu milletin yüzüne nasıl bakacaksın? İnsan bir sabreder'' diye konuştu. Canikli, konunun yargının gözetiminde, denetiminde ve soruşturmasında olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi: ''Ortada çok şey var. Silahlar, dosyalar, binlerce evrak, bilgisayar kayıtları, CD'ler, krokiler var. Bir bekle bakalım, bir araştırılsın, sonuçlansın. Ondan sonra konuşursun. Ama niye bu acele, niye bu sabırsızlığın, korktuğun, çekindiğin bir şey mi var Sayın Baykal? Zaten yargıda olan bir sürece müdahale etmemiz Anayasa gereği yanlış. Bu ülkenin geçmişinde bu tür olaylar çok yaşandı. Bu ülke ihtilaller yaşadı. Bunu yok sayamayız, olmamış gibi davranamayız, görmezden gelemeyiz. Elbette Silahlı Kuvvetlerimizi yıpratacak, grupsal olarak sıkıntıya sokacak davranışlardan kaçınmamız, onu korumamız, saygınlığını en üst noktaya çıkarmamız gerekiyor. Ama bu durum bir yanlışlık varsa üzerine gidilmeyi engellememelidir. Herkes hukuka uymak zorundadır. Kimse bunlardan muaf değildir, kimsenin ayrıcalığı olamaz.'' KILIÇDAROĞLUNA TEŞEKKÜR Demokrasilerde aklı başında, ne söylediğini bilen muhalefet partilerinin de olması gerektiğini belirten Canikli, şöyle devam etti: ''Ancak CHP bu görevi layıkıyla yapamıyor. AK Parti'nin görevde olduğu 7 yıldan beri ana muhalefet partisi başkanı Deniz Baykal'dan bugüne kadar Türkiye'nin bir sorununun çözümüne yönelik tek kelime duydunuz mu? Ama itiraflar var. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, bugünkü gazetelerde, 'biz hata yaptık, biz millete inemedik, biz tatil yaptık, onlar milletin sıkıntılarıyla ilgilendiler, fakir fukarayı ziyaret ettiler, biz ilgilenemedik' diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, biz sizin millete tepeden baktığınızı yıllardan beri söylüyoruz. Günaydın Sayın Kılıçdaroğlu, 7 yıldır neredeydin? Bugün artık çok geç. Ama bunun samimi bir itiraf olduğunu düşünmüyorum. CHP'nin gerçek yüzünü ve anlayışını gün yüzüne çıkardığı için Kılıçdaroğlu'na teşekkür ediyorum. Siyasi amaçlarla, kaygılarla, acaba milletten nasıl oy alabiliriz hesabı içinde bir itiraf olduğunu düşünüyoruz. Ama biz samimiyiz.'' HABUR TASFİYE GÖRÜNTÜSÜ Nurettin Canikli, Habur'da yaşananların, aslında terör örgütünün tasfiyesinin görüntüsü olduğunu vurgulayarak, ''Hepimizi rahatsız eden o görüntüler terör örgütünün tasfiyesinin ilk işaretleriydi. Dağdan terör örgütleri gelmiş, silahlarını bırakmışlar ve teslim olmuşlar. Silahını bırakıp teslim olan terör örgütü yenilmiş, pes etmiştir. Kimin emriyle geldiğini söylerse söylesin, o söylemlerinin artık çok önemi yoktur. Bir terör örgütü bitmiş, silahını teslim etmiştir. Açılımın amacı budur. Yakın zamanda terör örgütünün Türk adaletine silahını bırakıp teslim olmalarını daha çok yaşayacağız. Herkesin için rahat olsun'' dedi. | AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli CHP'ye çok sert sözlerle yüklendi. |
Fenerbahçe Sportif Direktörü Aykut Kocaman, Sivasspor maçı öncesinde transfer dedikodularına açıklık getirdi. Devre arasında şimdiye kadar yalnızca Gökhan Ünal'a ihtiyaç duydukları için bu transferi gerçekleştirdiklerini söyleyen Kocaman, başka transfer yapmayacaklarını belirtti. Aykut Kocaman sözlerine şöyle devam etti: "Düşündük taşındık ve devra arasında başka transfer yapmanın bize yarar getirmeyeceğini anladık. Bu durumun olumlu olup olmayacağını sezon sonu göreceğiz. Şimdi oyuncu almayacağız." | Basında Fenerbahçe ile ilgili olarak çıkan transfer haberlerine son noktayı Aykut Kocaman koydu. |
Avcılar'da, yeni doğmuş bir bebek, ağzı bantlandıktan sonra battaniyeye sarılarak cami avlusuna bırakıldı. Bebeği, iş dönüşü evine giden bir polis memuru buldu. Balaban Caddesi'ndeki evine giden Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bir polis memuru, saat 01.00 sıralarında Mevlana Cami önünde geçerken bir ses duydu. Sesin geldiği cami avlusuna giren polis memuru, battaniyeye sarılı bir bebek bulunca ilçedeki meslektaşları ile sağlık ekiplerini aradı. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde bir ya da iki günlük olduğu söylenen erkek bebek, Avcılar Polis Merkezi'ne götürüldü. Buradaki işlemlerin ardından adı Şafak konulan bebek, Bakırköy Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne gönderildi. Bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu, anne ve babasınan bulunamaması halinde Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslim edileceği belirtildi. | Yeni doğmuş bir bebek cami avlusuna bırakıldı ama sanki bulunması istenmiyordu. Ağzı bantlanmıştı. |
Serin iklim bitkisi olan çilekte hormon olmasının imkânsız olduğunu belirten Ziraat Mühendisi İsmail Orman, bu ürünün döllemesinin kendinden olduğu için ilaç kullanmaya ihtiyaç olmadığını söyledi. Antalya'nın Manavgat ilçesi Oymapınar beldesi Bucakşıhlar (Bucakşeyhler) köyünde 10 dönüm kapalı alanda organik çilek üretimi yaptığını belirten organik tarım uzmanı Orman, meyvenin bol miktarda A, B ve C vitamini ile kalsiyum, demir ve fosfor deposu olduğunu ifade etti. Geçen yıl 10 dönüm serasından 50 tona yakın ürün elde ettiğini belirten Orman, yabancı ülkelerden çok büyük talep olmasına rağmen, iç piyasa taleplerine cevap verebildiklerini kaydetti. Orman, "Seramızda yetişen ürünlerimizin hepsi organik. Ürün yetişirken hiç kimyasal madde kullanmıyoruz. Halkımız maalesef iri görünümlü çilekleri görünce 'buna da hormon vermişler' diye endişeye kapılıyor. Döllemesi kendinden olan serin iklim bitkisi çilekte hormon olmaz. Bitkinin döllemesi kendinden. Yetiştirmede hiç kimyasal gübre kullanmadığımız için çileğimizin tadı çok lezzetli. Geçen yıl Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nden seramızda incelemelerden bulunan bir ziraat mühendisi profesörü 'hayatımda bu kadar lezzetli çilek yemedim' dedi. Çileğimiz damak tadını doğal yöntemle yetiştirmemizden alıyor." diye konuştu. Ziraat mühendisi Zeynep Olcabay da çileğin kendinden döllemeli olduğunu, hormon kullanılmasının imkânsız olduğunu belirtti. | İri görünümlü çileklerde 'hormon var' söylentilerinin bilgi eksikliğinden kaynaklandığı belirtildi. |
Corriere della Sera gazetesi, Milano'da dün gizlice yapılan ilk duruşmayı, bugünkü sayısında "Berlusconi Veronica'yla görüştü" başlığıyla manşete taşıdı. Berlusconi'nin yargıç huzurunda Veronica Lario'yla 20 dakika yüz yüze görüştüğü belirtildi. Veronica'nın ihanetle suçladığı Berlusconi'den yıllık 43 milyon avro nafaka istediği, Berlusconi'nin ise bu rakamı fazla bularak yıllık 200 bin avro önerdiği kaydedildi. Corriere della Sera'nın haberine göre, Milano 9. Aile Mahkemesi, taraflar arasında uzlaşma zemini olup olmadığını saptamayı amaçlayan ilk duruşmayı dün yaptı. İlk duruşmanın, basının dikkatini çekmemek için mahkeme binası yerine Milano Valiliği binasındaki bir salonda yapıldığı belirtildi. Duruşmaya Berlusconi dört, Veronica ise tek avukatla geldi. Milano 9. Aile Mahkemesi Başkanı Yargıç Gloria Servetti'nin huzurunda yapılan ilk duruşmada, iki tarafın avukatları arasındaki görüşme ve pazarlıkların yaklaşık 5 saat sürdüğü öğrenildi. Edinilen bilgilere göre Berlusconi, yargıç huzurundaki ifadesinde Veronica'yı aşırı gururlu olmak ve kendisine güven duymamakla itham etti. Veronica ise, Berlusconi'yi kendisine karşı dürüst davranmamak ve ihanet etmekle suçladı. İlk duruşmada tarafların nafaka miktarı konusunda uzlaşmaya varamadıkları, karşı tarafın istediği rakamı aşırı yüksek bulan Berlusconi'nin avukatlarının, yıllık rakamın en fazla 300 bin avro olması gerektiği konusunda ısrarcı davrandıkları ileri sürüldü. Paylaşılacak gayrimenkullerin ve mal varlıklarının da, taraflar arasında ciddi bir ihtilaf konusu olduğu kaydedildi. Corriere della Sera, boşanma davasında ikinci duruşmanın Mart ayında yapılmasının kararlaştırıldığını yazdı. Berlusconi ve Veronica arasındaki anlaşmazlıklar, 2009 başında tarafların basın aracılığıyla yayımladıkları açık mektuplarla dışa vurulmuştu. Veronica, 28 Nisan 2009'da İtalyan haber ajansı Ansa'ya yolladığı bir elektronik postayla, Berlusconi'nin genç kızlara düşkünlüğünü ima etmiş, kendi çocuklarının doğum günlerinde hep meşgul olan eşinin Napoli'de 18 yaşındaki genç kız Noemi Letizia'nın doğumgününe katılmasını da iddiasını destekleyici kanıt olarak aktarmıştı. Veronica, Nisan 2009'da avukatına vekalet vererek Berlusconi'den boşanma işlemlerinin başlatılması talebinde bulunmuştu. | İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ile 9 aydır ayrı yaşadığı eşi Veronica Lario arasındaki boşanma davasının dün resmen başladığı ortaya çıktı. |
ABD First Lady'si Michelle Obama, çocuk obezitesine karşı önceki gün start verdiği resmi kampanyaya kızı Malia'yı da dahil edeceğini açıkladı. Aile doktorunun 12 yaşındaki Malia'nın önlem alınmazsa obez olacağı uyarısında bulunduğunu belirten First Lady, Malia'nın kilosunu kontrol etmek için fast food yemeyi keseceğini ve şekerli içecekler yerine daha fazla su tüketeceğini belirtti. ABD'de her yıl obeziteyle savaşta 150 milyar dolar harcanıyor. | ABD Başkanı Obama'nın kızı Malia'nın obezite tehlikesi var. First Lady obezite ile mücadeleye kızıyla başlayacak. |
ANKARA'da bir otomobilin çarptığı TRT Türk Halk Müziği sanatçısı 35 yaşındaki Sevinç Sarı'nın beyin ölümü gerçekleşti. TRT Halk Müziği Sanatçısı ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Yaşam Merkezi Türk Halk ve Sanat Müziği Korusu Şefi olan Sevinç Sarı'ya 22 Ocak cuma günü Yenimahalle İlçesi Batıkent semtinde yolun karşısına geçerken saat 20.00 sıralarında plakası alınamayan bir otomobil çarpıp kaçtı. Sarı kaldırıldığı Numune Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nde 9 gündür yaşam destek ünitesine bağlı olarak yaşarken dün saat 17.00 sıralarında beyin ölümü gerçekleşti. Sarı ailesi, beyin ölümü gerçekleşen kızlarının organ nakli ve Yaşam destek ünitesine bağlı olan fişini çekme taleplerine sıcak bakmadı. Gözü yaşlı anne Sevim Sarı, kızının üzerinden gözlerini ayırmazken, “Bir umuttur beklemek istiyoruz. ‘Allah'tan umut kesilmez” diyerek bekleyeceklerini söyledi. Baba Lütfi Sarı kızının yaşamı boyunca insanların yardımına koştuğunu belirtirken, “Büyükşehir Belediyesi yaşam merkezindeki insanlara da hep yardımcı oldu. Ancak kazanın olduğunu gören onlarca kişinin içinden biri dışında kimse Allah rızası için polise gidip bilgi vermedi. 10 gündür ne çektiğimizi bir Allah bilir. Devletimizden kızıma çarparak kaçan vicdansızın biran önce yakalanmasını bekliyoruz” diye konuştu | Bir otomobilin çarpıp kaçtığı TRT sanatçısının beyin ölümü gerçekleşti. Ama araç hala bulunamadı. |
Başbakan Tayyip Erdoğan, "Tayyip Bey, seni asker değil ama bu Tekel işçisi götürecek" diyen CHP lideri Deniz Baykal'a yanıt verdi. Erdoğan, "Bizi TEKEL işçileri iktidar yapmadı, millet yaptı" dedi. Erdoğan TRT'de katıldığı programda TEKEL işçilerinin taleplerini de değerlendirdi. Erdoğan'ın Tekel işçilerinin durumuyla ilgili sözleri şöyle oldu: -Tütün depolarının bir işlevi kalmadı. Yanılmıyorsam 2 veya 3 ilde kalanları bitirmek için bir organizasyon söz konusu. Toplama bakıldığında 8500 civarında Tekel işçisi görünüyor. -Yarın itibarıyla ihbar ve kıdem tazminatları bankaya yatıyor. 2004’te bir 4C konusunu gündeme getirdik. Sendikalar o tarihte bize çok teşekkür etti. İyi niyet göstergesi olarak bunları da 4C’ye alalım dedik. İhbar kıdem tazminatı artı 4C’deki çalışma süreci. Bu adımlar atılırken 4C’ye bir isyan başladı. Bu uygulama başlarken bizi alkışlayanlar şimdi “4C’yi istemezük” diyorlar. -Kendilerine son görüşmede dedik ki biz ihbar ve kıdem tazminatlarını veriyoruz. - Güya ben 4C’yi bilmediğimi söyleyip bakanlarıma fırça atmışım. Ben bakanlarıma sadece şunu dedim: Kıdem tazminatına gerek duymadan devam edilebilir mi. Araştırın. - Sendika başkanına da birkaç gün çalışalım dedim. 4C’nin içeriğinde bir değişikliğe gidebilirsek bunu yapın adımları ona göre atalım dedim. - Bizi Tekel işçisi iktidar yapmadı. Bizi Millet iktidar yaptı. Onlar da milletin ferdidir. Onlara saygım vardır. Ama hukuk içinde. - Şu anda biz hukuksuzluğa göz yumuyoruz. Orada yaşanan hukuksuz bir durumdur. Demokrasi adına buna biraz daha katlanalım dedik. - Gerçekten kıdem tazminatının devamına yönelik bir imkan varsa bunu yapacağız. Ama yoksa o zaman paralarını almış olacaklar ve yeni bir süreci başlatacağız. | Başbakan Erdoğan, "Seni asker değil Tekel işçisi götürecek" diyen Baykal'a yanıt verdi. |
Halis Toprak, 17 yaşındaki Nazlıcan ile evliliği Türkiye’de gündeme oturmuştu… Bu tartışmalar sürerken TMSF Halis Toprak’ın mal varlığına el koydu… Sabah Gazetesi’nden Sevilay Yükselir’e konuşan Toprak, son evliliğinden duyduğu pişmanlığı şu sözlerle anlattı: ‘Son evliliği hiç yapmamalıydım. Nazlıcan da mutsuz. Kendimi rezil ettim, bitirdim’ İşte Halis Toprak'ın itirafları: - Pek bir zayıflamış ve halsiz gördüm sizi... Ameliyat oldum biliyorsunuz... Daha tam toparlayamadım... Ondandır... - Nazar mı değdi size ne? Birkaç ay önce zımba gibiyim, bütün kadınların aradığı erkek benim filan diyordunuz... He vallahi doğru... Nazar mı yoksa bu son olan olaylar beni bitirdi mi bilmiyorum ama doğru tatsızım... - Son olan olaylardan kastın ne? Daha ne olacak işte. Gördüğün gibi. Şu üzerinde oturduğum koltuk bile benim değil artık. Anlayacağınız, evim yok, barkım yok, param yok, ailem yok. Yok da yok. Facia ya benim durumum. Perişanım. İLK EŞİMİN AHINI ALMIŞ OLABİLİRİM - (Gülerek) bence siz ilk eşiniz Ayşe Hanım'ın ahını aldınız. Ona ettiklerinizi mi çekiyorsunuz ne? Aha o olabilir... Ayşe Hanım'ın üzerimde ki hakkı sorulsa benim yatacak yerim yoktur! Burada da öbür dünya da. Ona hiç rahat vermedim çünkü. Çok üzdüm. Bak Ayşe Hanım deyip geçme. Ayşe Hanım, Ayşe Hanım'dır. Bir gün bir gazetede resmini gördün mü? Tarihte gelmiş geçmiş en büyük kadın odur bana göre. 11 çocukla yalnız bıraktım onu. Hepsini adam gibi yetiştirdi. Bir tanesinin burnu bile kanamadı. Ben çok ettim ona ama... - Görüşüyor musunuz peki? Önceden görüşürdük. Hep bana dua ederdi. Ama Nazlıcan'dan sonra görüşmek istemedi benimle. Çok kızmış bana. Zaten dedi ilk duyduğunda. "Bir ayağın çukurda. Yakışır mı bu sana? Ayıp ettin" diye... - Özlediniz mi? He valla çok özledim. Şimdi o olsa bana yemek yapar, bakar. Çünkü eski topraktır. - Nazlıcan bakmıyor mu peki sana? Yav Nazlıcan nasıl baksın Ayşe Hanım gibi. O daha çocuk. NAZLICAN MUTSUZ, TMSF'Yİ BİLMİYORDUM, BİLSEM GELMEZDİM DİYOR - Nerede şu anda? Yok evde... Gazeteci geldi mi saklanır... Teyzesine gitti... Gitsin bırak... Burada olsa ne olacak? - Nasıl yani? Yoksa bir problem mi var? Yav o da mutsuz. Biraz da anasının etkisinde kalıyor. Anası biraz kafadan çatlak. "Biz böyle gelmedik" dedi. "Biz uçak vardı, helikopter vardı, yat vardı diye geldik" diyor. Bunlara ne oldu? Bunların hepsi gitti, sen bizden kötü oldun! Neredeyse biz sana bakacağız" diyor. Kız da haklı olarak, "Ben bu TMSF'yi bilmiyordum. Bilseydim seni almazdım" diyor. - Neden haklı ? Eee yav yazık... Ben de olsam yetmiş yaşındaki adamı niye alayım? Esasını sorarsan odur yani... - Yani seninle para için evlendiğini mi söylüyorsun? Ne yapsın. Ben size şöyle diyeyim. Sen dünyaya geldin mi istersin ki rahat edesin, dünyanın nimetlerinden istifade edersin. Maalesef bunların olması için de itibarın olsun, paran olsun bunların hepsi bende vardı. Paran varsa düşmanın senin adamındır, paran yok ise dostlar bile düşman olur. Bir sürü arkadaşlarımız vardı. Yedik, içtik, gezdik. Ama şimdi hele bir bak. Bir tanesi telefon bile açmadı. "Ne yapıyorsun?"demedi. Ama Kadir Eriş hariç... Kadir Ağabey her zaman arar. Ben gidemiyorum ama yemeğe çağırır. O başka... NAZLICAN'LA EVLEDİNDİĞİME PİŞMANIM - Peki Nazlıcan ile evlendiğinize pişman mısınız? Yav tabi. Bu adam benim başıma bunları getirmeseydi. Ben evlenmezdim. - Hangi adam? Hangi adam olacak? Ahmet Ertürk. Sıkılıyordum. Bunalmıştım yaptıklarından. Dedim, "Bir evleneyim de onunla uğraşayım" Valla gerçekten öyle. Bu Ertürk'ün yedi kat cehennemde yeri yok. Mahvetti beni. Ailem dağıldı. Kimsem kalmadı. - Ama aileniz sizi aslında bu evlilik yüzünden terk etmedi mi? Evet, ailenin yüzde 99'u küstü. Sadece iki oğlan iyidir. Diğerlerinin hepsi küstüler. REZİL ETTİM KENDİMİ - Herkes kırıldı. Şimdiye kadar herkes sizin arkanızdaydı oysa. Benimle birlikte olan bu evlilikten sonra herkes değil sadece. Bu herkesin üzerine bir herkes daha koy hiç kimse kalmadı! - Değmedi yani sonuçta? Değmek olur mu? Hiç değmedi. Rezil ettim kendimi. Bitirdim. Ne gereği vardı şimdi bilmiyorum... İLK EŞİMDEN AF DİLEYECEĞİM - Peki başka evin filan kalmadı mı? Hiçbir şeyim yok. Hepsine el konmuş. Lice'ye gideceğim. Lice de de evim yok ama. Kiralık ev bulurum herhalde. - Kaç kızınız var? 8 tane. Her birine aylık 15 bin dolar veriyordum. Sekiz tanesine 120 bin dolar. Ayrıca da bakıyordum. Onlara ev verdim, dükkân verdim. Şimdi işleri çok iyi... En kötü içlerinde benim durumum. - Babalarına sahip çıkarlar herhalde... Vallahi de billahi de çıkmıyorlar! Çıkarsa çıkarsa iki oğlum çıkar. Bir de yine ümidim Ayşe Hanım. Durumu çok iyi onun. Ayşe gibi kimse olmaz. O ayrı. Namazında, niyazında, büyüklüğünde Allah'ın kudreti işte. Ona öyle bir varlık verdi ki anlatamam. Düşün Kadir Topbaş kiracısı. O sağlam, onun var. Daha yeni beş milyon dolara iki tane daire aldı. Çocuklarına da alır. Asla faiz yemez... - Galiba sonunda onun yanına gideceksin... Kürkçü dükkânı misali... He valla öyle olacak. En üzüldüğüm şey eskiden hep bana dua ederdi. Şimdi etmiyormuş. Kesmiş. Onun için gideceğim ona...Affet beni diyeceğim... - Ee seni kabul edecek mi? Kabul etmezzz... Çok gururludur ama iki oğlanın hatırını kırmaz. Onlar araya girerse dayanamaz. Bir de ne olursa olsun bana acır. Şimdi benim bu durumumu görse dayanamaz... İnsandır çünkü Ayşe Hanım... Hem de büyük insan... ZÜĞÜRT AĞA!.. Şu halime bak. Keşke merkeple mal sattığım günlerde kalsaymışım. Neye yaradı yani onca çaba, onca gayret? Şimdi bu yaşımda Lice'ye geri dönüp tekrar merkebe bineceğim... O koca Halis Ağa şimdi oldu merkepli Züğürt Ağa... Öyle değil mi? | Halis Toprak bundan birkaç ay önce "çok kudretliyim, tüm kadınlar beni ister" derken şimdi bin pişman. Kendimi rezil ettim diyor. |
İNTERNETHABER Şu sıralarda vizyonda oldukça ilgi gören bir film var: Sherlock Holmes... Ünlü dedektif yakın arkadaşıyla birlikte yine büyük bir maceranın peşine düşüyor. Filmin hemen başında birçok kişiyi öldüren şeytani lord idam ediliyor ve Doktor Watson da öldüğüne tanıklık ediyor. DELİ BAL'DAN YEDİ ÖLMÜŞ GİBİ OLDU Ama film asıl bundan sonra başlıyor. Çünkü ölen lord diriliyor. Tabii ki Sherlock Holmes filmlerinde her şeyin açıklaması olduğu gibi bunun da açıklaması var. Lord Karadeniz'de yetişen bir baldan yemiş ve kendini ölmüş gibi göstermiştir. Çünkü bu balı yiyen zehirlenir ve nabzı düşer... Biraz daha fazla yerseniz ise hiç kurtuluşunuz olmaz! HEM İLAÇ HEM ZEHİR İşte o bal Karadeniz'in meşhur balı "Deli Bal"dır. Karadeniz halkı onu "hem ilaç, hem zehir" diye tanımlar... Sağlık Bakanlığı bu bal konusunda yöre halkını şöyle uyarmıştır: "Günümüzde deli bal, Karadeniz Bölgesi`nde alternatif tıp ilacı olarak kullanılmaktadır. Bu balın bir çay kaşığından fazla yenilmesi zehirlenmelere neden olmaktadır. Bu zehirlenme, bal yendikten birkaç dakika veya bir saat sonra ortaya çıkmaktadır. Tükürük artışı, kan basıncında ve nabızda belirgin düşüşe neden olmaktadır. Grayanotoksin, direkt kalbe etki eden bir zehirdir. Şuur kayıplarına, kaslarda gevşemelere neden olmaktadır. Kişide, çok şiddetli bir tansiyon düşmesi olursa, ölüme kadar varabilen sonuçlar doğurabilir. Yaşlılarda, çocuklarda normal insanlara göre daha tehlikeli olabilmektedir” dedi. Peki bu bal neden zehirliyor? Deli bal, Türkiye'de Karadeniz Bölgesi'nde bin 800 metreden yükseklerde yetişen ormangülünden (sarı renkte çiçek açan Azelea pontica L. ve kırmızı çiçekli Rhodedonderon ponticum L. bitkilerinden) öz emen arıların ballarından oluşur. Ormangülünün özündeki grayanotoksin maddesi vücuda alındıktan iki saat sonra kan basıncı, tansiyon ve kalp atış hızını normal değerlerin çok altına düşürüyor. Bunların neticesinde kimi insanlar ZEHİR DOĞRUDAN KALBİ ETKİLİYOR Uludağ Üniversitesi Zehir Danışma Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Gürayten Özyurt bu maddeyi şöyle tanımlıyor: ''Grayanotoksinin 'deli bal hastalığı' denilen rahatsızlıklara neden olduğu bilinmektedir. Bu balın 1 çay kaşığından fazla yenilmesinin zehirlenmelere neden olduğu da bir gerçektir. Bu zehirlenme bal yendikten birkaç dakika veya saat sonra ortaya çıkmaktadır. Tükürük artışı kan basıncında ve nabızda belirgin düşüşe neden olmaktadır. Grayanotoksin direkt kalbe etki eden bir zehirdir. Şuur kayıplarına kaslarda gevşemelere neden olmaktadır. Kişide çok şiddetli bir tansiyon düşmesi olursa ölüme kadar varabilen sonuçlar doğurabilir. Yaşlılarda çocuklarda normal insanlara göre daha tehlikeli olabiliyor. '' SİLAH OLARAK KULLANILMIŞ Prof. Dr. Özyurt ''deli bal''ın tarihte silah olarak kullanıldığına ilişkin veriler bulunduğuna işaret etti. Tarihi belgelerde Milattan Önce 401 yılında Karadeniz yakınlarında kamp yapan 10 bin Yunan askerin bölge halkı tarafından deli balla zehirlendiklerine ilişkin bilgilerin yer aldığına dikkati çeken Özyurt MÖ 67 yılında Pontus kralı Mitridat'a karşı gelen Pompey'in ordularının da aynı bölgede kamp kurduklarında bu bölgedeki petek ballarını yiyerek zehirlendikleri ve kolayca esir düştüklerinin anlatıldığını söyledi. Özyurt ''Tarihte düşmanları etkisiz hale getirmek için kullanılan ilk biyolojik silah olan bu bal tüketilirken çok dikkatli olunmalı'' dedi. | Sherlock Holmes'da Lord diriliyor. Onu ölmüş gibi gösteren şey ise Karadeniz'de yetişen bir bal çeşidi. Üstelik silah olarak da kullanılmış! |
Geçtiğimiz hafta yoğun kar yağısı sebebiyle Kasımpaşa maçı ertelenen Bursaspor 19. haftada konuk ettiği Eskişehirspor'u rahat bir oyunun ardından 3-1 mağlup etti ve zirve takibini sürdürdü. Bursaspor'a rakibini önünde galibiyet gollerini getiren isimler Ozan İpek, Turgay ve Ali Tandoğan olurken, Eskişehirspor'un tek sayısı penaltı atışından Ümit Karan'dan geldi. Bursaspor bu galibiyetin ardından puanını 38'e yükseltirken, Eskişehirspor 28 puanda kaldı. İLK YARIDAN DAKİKALAR Bursaspor, seyircisinin büyük ilgi göstererek tribünleri doldurduğu maça, adeta 1-0 önde başladı. Maçın başlama vuruşunu yapan Eskişehirsporlu futbolcular, topu yeşil-beyazlılara kaptırdı. Turgay'ın ara pasında hareketlenen Ozan İpek, sol kanattan ceza sahasına girer girmez şutunu çekti. Ağlarla buluşan top, maçın henüz 30'lu saniyelerinde ev sahibi takımı öne geçirdi: 1-0 3. dakikada sağ kanattan gelişen Bursaspor atağında Sercan, topu ceza sahası içinde bekleyen Turgay'a ortaladı. Arka direkte topla buluşan Turgay'ın kafa şutunda top, kale direğinden döndü. Turgay'ın dönen topa volesinde, kaleci Ivesa yakın mesafeden gelen meşin yuvarlağı tokatlayarak tehlikeyi uzaklaştırdı. 13. dakikada Ozan İpek'in sol kanattan ceza sahasına girerek yaptığı kaleye paralel ortasına dokunamayan Turgay, mutlak gol pozisyonundan yararlanamadı. 14. dakikada önceki pozisyondan yararlanamayan Turgay, bu sefer sol kanattan ceza sahasına giren Sercan'ın pasında topu kale önünde kontrol ederek, ağlarla buluşturdu: 2-0 26. dakikada Eskişehirspor adına sağ kanattan kazanılan serbest vuruşu, Caner kullandı. Caner'in ortasında kimsenin dokunamadığı top, ceza sahası içinde sekerek kaleci Ivankov'da kaldı. 33. dakikada orta sahada aldığı topu sürerek, ceza sahası içine kadar giren Ergiç, pasını uygun durumda bekleyen Volkan'a aktardı. Volkan'ın topu düzelterek attığı şutta kaleci Ivasa gole izin vermedi. 42. dakikada ceza sahası önünde topla buluşan Bülent Ertuğrul'un sert şutunu, kaleci Ivankov parmaklarının ucuyla kornere çeldi. Maçın ilk yarısı, Bursaspor'un 2-0 üstünlüğüyle sona erdi. İKİNCİ YARIDAN DAKİKALAR 60. dakikada Mustafa'nın kendi yarı sahasından ortasında Eskişehirspor defansından seken top, kale önünde bekleyen Turgay'ın önünde kaldı. Turgay, çok kötü bir vuruşla topu auta gönderdi. 63. dakikada Ali'nin sağ kanattan ortasında topla buluşan Turgay'ın kafa şutu, kaleci Ivesa'da kaldı. 74. dakikada kazanılan korner atışını, Ali kullandı. Ali'nin ortasında Ömer'in kafayla kaleye gönderdiği topu, kaleci Ivesa kontrol etti. 82. dakikada Sezer'in sol kanattan ceza sahasına ortasında, Ümit'in kafa şutu, kale direğinin yanında auta çıktı. 83. dakikada sağ kanattan hareketlenen Ali, defans oyuncularını çalımlayarak ceza sahasına girdi. Ali'nin düzgün vuruşunda top ağlarla buluştu: 3-0 87. dakikada Eskişehirspor'un sağ kanattan kazandığı serbest atışı, Sezer kullandı. Sezer'in ortasında ceza sahasında oluşan karambolde, hakem Bünyamin Gezer penaltı noktasını gösterdi. Penaltı atışını kullanan Ümit, topu ağlara gönderdi: 3-1 Bu arada, Ümit'in golünün ardından Eskişehirspor taraftarları, bulundukları tribünün koltuklarını sökerek sahaya attı. Maç, ev sahibi ekibin 3-1 üstünlüğüyle sona erdi. BURSASPOR: 3-1 :ESKİŞEHİRSPOR Stat: Atatürk Hakemler: Bünyamin Gezer xxx, Baki Tuncay Akkın xxx, Asım Yusuf Öz xxx Bursaspor: Ivankov xx, Ömer xxx, İbrahim xxx, Mustafa xx, Ali xxx, Hüseyin xxx, Ergiç xxx (Dk. 46 Bekir Ozan xx), Ozan İpek xxx, Volkan xx (Dk. 46 Veli xx), Turgay xxx, Sercan xxx (Dk. 80 Batalla x) Eskişehirspor: Ivesa xx, Nadareviç xx, Sezgin xx, Volkan xx, Koray xx, Bülent Ertuğrul xx (Dk. 70 Okwunwanne x), Ragıp x, Caner x (Dk. 46 Sezer xx), Alper x (Dk. 30 Erkan x), Mehmet x, Ümit x Goller: Dk. 1 Ozan İpek, Dk. 14 Turgay, Dk. 83 Ali (Bursaspor), Dk. 87 Ümit (penaltıdan) (Eskişehirspor) Sarı kartlar: Dk. 60 Hüseyin (Bursaspor), Dk. 50 Bülent Ertuğrul, Dk. 57 Ragıp, Dk. 82 Erkan (Eskişehirspor) | Turkcell Süper Lig'in 19. haftasında evinde Eskişehir'i ağırlayan Bursa 3 puana 3 golle ulaşarak zirve takibini sürdürdü... |
Elazığ'ın Baskil ilçesinde ayakkabı boyacılığı yapan Cemil Demirhan (38), adına çıkartılan sahte kimlikle kurulan şirketin bir milyon liralık vergi borcunun kendisine tebliğ edilmesinin şaşkınlığını yaşıyor. Baskil'de yaşayan 3 çocuk babası Cemil Demirhan, doğduğundan bu yana sadece askerlik için il dışına çıktığını, her zaman ilçede yaşadığını söyledi. Nüfus cüzdanını hiç kaybetmediğini, son olarak 2001 yılında yenilettiğini anlatan Demirhan, 2008 yılında kendisine gelen tebligatla adına Mersin'de 2003 yılında bir reklam şirketi kurulduğunu, bu şirkete ait bir milyon lira vergi borcunun bulunduğunu öğrendiğini kaydetti. Bu durum karşısında şaşırdığını ve tebligatın gelmesinden iki gün sonra savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu belirten Demirhan, ''Ben hayatımda Elazığ'dan bile bir kez dışarı çıkmışım. Doğduğum günden bu yana ilçede yaşıyor, ayakkabı boyacılığı, hamallık, ne iş bulsam yapıyorum. Mersin'de benim ne işim var şirket kuracağım da 1 milyon lira vergi borcum çıksın. Ben ayda 500 lira zorla kazanan biriyim. 3 çocuğumu okutmaya çalışıyorum'' dedi. Demirhan, devam eden dava sırasında kendi nüfus bilgileri bulunun bir nüfus cüzdanında bir başkasının fotoğrafının bulunduğunun tespit edildiğini, kendi adına sahte nüfus cüzdanı çıkartıldığını öğrendiğini söyledi. Demirhan, konu hakkında mahkeme sürecinin hala devam ettiğini bildirdi. BİR DE TELEFON BORCU ÇIKTI Demirhan, vergi borcu dışında aynı sahte kimlikle Kahramanmaraşta da adına 4 bin 900 lira sabit telefon fatura borcu çıktığına dair bir tebligat daha aldığını bildirdi. Bu konuyla ilgili de savcılığa suç duyurusunda bulunacağını belirten Demirhan, ''Yıllardır dişimle tırnağımla kazandığım parayla bir ev aldım. Bu olaydan sonra ne evimde ne dışarıda huzurum kalmadı. Sadece bir evim var. Elimden gitmesinden korkuyorum'' diye konuştu. Demirhan, olaydan ailesinin pek fazla bilgisi olmadığını belirterek, ''Ne yapacağımı bilmiyorum. Yetkililerden yardım istiyorum'' diye konuştu. | Ayakkabı boyacılığı yapan üç çocuk babası Cemil Demirhan kimliğini kaybedince olan oldu, milyon dolarlık borç içinde kaldı. |
Hollywood'un en güzel çifti olarak gösterilen Brad Pitt ile Angelina Jolie'nin ayrıldıkları iddiası magazin basınına bomba gibi düşmüştü. ABD'li yazar Ian Halperin'in iddiasına göre ayrılığın arkasında ise yine şok bir neden var. Jolie'nin biseksüel ilişki düşkünlüğü. İddiaya göre Jolie şarkıcı Lady Gaga ve hizmetçisi Anna Kowalski'yle biseksüel ilişki yaşadı. Bu da çiftin aralarını fena halde açtı. | Ünlü çift Angelina Jolie ile Brad Pitt'in evliliklerinin bitişi şok etkisi yarattı, ancak nedeniyle ilgili iddialar daha çok şaşırtacak. |
İngiltere’nin en tehlikeli mafya babalarından olan Colin Gunn (42), yüksek güvenlikli hapishaneye konulmasına rağmen hücresinden adamlarına hükmediyor, cinayet emirleri veriyor. Bunu sağlayan ise hapishanede mahkumlara internete giriş izni verilmesi… 2004 yılında 35 yıl hapse mahkum olan adam, bu özgürlüğünü “iş yaşamını” devam ettirmek için kullanıyor. Facebook sayfasında 565 “arkadaşı” olan mafya babası, en son “Bir gün evine geleceğim. Gözlerindeki korkuyu görmek için sabırsızlanıyorum” diye tehdit mesajı atınca yetkililerin sabrını taşırdı. İngiltere’de tam da bu olay tartışılırken başka bir haber de cinayet nedeniyle hapishanede yatan 16 yaşındaki Jade Braithwaite’den geldi. Braithwaite, öldürdüğü Ben Kinsella’nın ailesine facebook üzerinden alaycı bir mesaj yolladı. Adalet Bakanlığı yetkilileri, böyle olaylara söz yumamayacaklarını, mahkumların sosyal paylaşım sitelerine girmelerini engelleyeceklerini söyledi. | Facebook icat oldu, mertlik bozuldu. Mafya babaları hapishanede bile adamlarına cinayet emri verebiliyor. |
BURSA'nın Mustafakemalpaşa İlçesi'nde 2 Mustafakemalpaşa’ya bağlı Çeltikçi Beldesi'nde oturan Refika Çoban, ehliyet almak için 3 ay önce ilçede bulunan sürücü kursuna katıldı. Kursa devam ederken 2.5 ay önce kalp krizi geçiren eşi Fahri Çoban'ı kaybeden Refika Çoban, ehliyet almak için girdiği motor sınavından 85 puan, ilk yardımdan 100, trafikten 92 puan aldı. Çoban daha sonra direksiyon sınavından 90 puan alarak B sınıfı ehliyet almayı hak kazandı. Yaklaşık 30 yıldan bu yana araç kullandığı halde ehliyet alamadığını söyleyen Refika Çoban, “İlkokul mezunuyum. Benim tahsilimde bulunanlarıen son 2010 yılına kadar ehliyet alabilecek. Bu fırsatı değerlendirmek istedim” dedi. Yaklaşık 30 yıldır otomobil, kamyonet ve traktör kullandığını ve şimdiye kadar kaza yapmadığını söyleyen Refika Çoban, “Tarla ve bahçemizde çalışan işçileri araçlarla getirip- görüyordum. Kendime çok güvendiğim halde önceden korkarak araç sürüyorum. Şimdi ehliyetimi aldım. Gönül rahatlığı ile her türlü otomobili sürebilirim” dedi. | çocuk ve 5 torunu bulunan 63 yaşındaki Refika Çoban, girdiği sınavda 90 puan alarak ehliyet sahibi oldu. |
MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı , Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı Erzincan'da sert bir dille eleştirdi. Bölükbaşı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın 15 gün öncesine kadar her gün televizyonlarda olduğunu belirterek, "Ne diyordu, ' beni öldürmek istiyorlar, suikast ' diye. İşte bugün en gizli yerlerde arandı bir şey çıkmadı. Sayın Arınç'ı göreniniz var mı? Kendisi 'Bu suikast iddialarını ciddiye almayanlar ahmaktır" diyordu. Şimdi bunların ciddi olmadığı ortaya çıktı. Ahmak diye kime dememiz lazım" dedi. Kültür Müdürlüğü Salonunda düzenlenen "Çözülen Ülke Türkiye ve Tavrımız" konulu konferansa katılmak üzere beraberinde Erzurum Milletvekili Zeki Ertugay ile birlikte Erzincan'a gelen MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı konferansta hükümete eleştirilerini yöneltti. Türkiye manzarasına bakıldığında 3 temel sorunun olduğunu ifade eden MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı, "Bunlardan birincisi Türkiye giderek yoksullaşmakta, fakirleşmektedir. İşsizlik giderek çok geniş bir taban kazanmaktadır. İkincisi Türkiye soyulmaktadır. Vurgun , soygun ve yolsuzluk düzeni organize bir suç çetesi halinde. Türkiye'nin her yönetim kademesinde bir yönetim biçimi halinde ortaya çıkmıştır. Üçüncü temel sorun, Türkiye bölünmek istenmektedir. Türkiye cephelere ayrınmak, etnik ayrışma sürecine tabi tutularak çatıştırılmak ve bölünmek istenmektedir" dedi. AK Parti kadrolarının Türk milletine verdiği sözlerin hiç birini yerine getiremediğini ve söylediklerinin hepsinin yalan olduğunun anlaşıldığının altını çizen Bölükbaşı sözlerini şöyle sürdürdü: "Artık dini duyguları temiz beklentileri istismar edemeyeceklerini bildikleri için şimdi Türk milletinin merhamet ve acıma duygularına sığınmak için yollar aramaktadır. Sayın Başbakan Türk halkı inim inlerken, Erzincan'lı çiftçi 'icra takibinden nasıl kurtulurum?' diye perişanken her gün ortaya çıkıyor. Efendim beni devirmek istiyorlar, ben sizin hayrınıza işler yapmak istiyorum ama Anayasa Mahkemesi önüme engel koyuyor. Sayıştay şunu çıkartıyor, Yargıtay bunu çıkartıyor. İşte kozmik oda mıdır, nedir dendi o tartışmalarla hem gündemi değiştiriyor hem de sizin acıma ve merhamet duygularınızla acaba kendine son bir kez yer bulabilir miyim diye bir orta oyunu sergiliyor. Varsa demokrasiye dışarıdan bir müdahale yargı buradadır. Sonuna kadar gider ve bunu ortaya çıkarır. Ama her gün bir darbe senaryosuyla ortaya çıkıyorsun ve bunların çoğu fos olduğu hemen anlaşılıyor. Sayın Bülent Arınç 15 gün öncesine kadar her gün televizyonlarda idi. ' Beni öldürmek istiyorlar, suikast ' diyeàİşte bugün en gizli yerlerde arandı bir şey çıkmadı. Sayın Arınç'ı göreniniz var mı? Ne diyordu 'Bu suikast iddialarını ciddiye almayanlar ahmaktır' diyordu. Şimdi bunların ciddi olmadığı ortaya çıktı. Şimdi ahmak diye kime dememiz lazım. Soruyorum" | MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı suikast iddiasıyla ilgili Bülent Arınç'a ahmak dedi. |
Danimarka’daki karikatür olayının ardından şimdi de İngiltere ile kolaj krizi çıktı. İngiltere’de yayınlanan Metro adlı gazetenin 28 Ocak tarihli sayısında Başbakan Recep Tayip Erdoğan için, köpek şeklinde bir kolaj yayınlandı. Gazetenin sahibinin Yahudi kökenli bir işadamı olması ve yayının Davos’daki ‘’One Minute’’ olayının yıldönümüne rastlaması dikkat çekti. Gazete'nin yayınladığı kolaj aslında 20 yıldır İstanbul'da oturan Michael Dickinson adlı vatandaşın yaptığı bir posterdi. Gazete Dickinson’un, Başbakan Erdoğan'ı Amerikan bayrağından yapılmış tasmaya bağlı köpek olarak gösteren posteri nedeniyle tutuklanmasını da hatırlattı. Fotoğraf altında Aferin oğlum: Erdoğan Amerikan köpeği gibi davranıyor yazıyor 58 yaşındaki Dickinson, bu poster nedeniyle İstanbul’da yargılanmış ve beraat etmişti. Ancak kararın Yargıtay tarafından bozulması üzerine ülkesine gitti. Dickinson, 2006 yılı Mart ayında İstanbul’daki Kadıköy Meydanı’nda düzenlenen Irak savaşı karşıtı gösteride, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun kurduğu bir çadırda açılan sergide, Erdoğan’ı Bush’un köpeği olarak gösteren bir kolaj sergilemişti. “Başbakan’a hakaretten” dava açılan ve Ümraniye Cezaevinde tutuklu kalan Dickinson daha sonra kolajın hakaret sınırını geçmediği kararı ile beraat etmişti. | İngiltere'de Erdoğan'ı köpek şekline sokan bir kolaj yayınlandı. Gazetenin sahibi Yahudi ve One Minute olayının yıldönümü olması dikkat çekici! |
Muhalefet erken seçim için bastırıyor, ancak Başbakan geri adım atmıyor. Fakat Erdoğan sürpriz bir açıklama yaptı. Erdoğan Temmuz 2011 seçimlerinin ancak mevsim koşulları nedeniyle öne alınabileceğini söyledi. TRT'de bir programa katılan Başbakan Erdoğan, genel seçim tarihiyle ilgili tartışmalar konusunda şunları söyledi: ''2011 seçim yılıdır. Seçimin tarihi de temmuz ayının mevsim koşulları sebebiyle belki biraz öncesine alınabilir. Onun dışında bir şey asla düşünülemez. Süresinde biz seçimimizi yapacağız. Yani bu birkaç hafta olur, birkaç gün olur. Bunun dışında bir şey asla söz konusu olamaz. Türkiye buna alışmalıdır. Yani biz 16 ayda bir hükümet değiştiren ilkel bir Türkiye olmamalıyız. Bugüne kadar bu böyle geldi...'' | Başbakan Tayyip Erdoğan'dan 2011 seçimleriyle ilgili önemli açıklama. Seçim tarihi öne alınabilir. |
Turkcell Hazır Kart kullanıcıları, Süper Tarife ile her yöne 10 dakikası 2 kontöre konuşabilecek. Turkcell’den yapılan yazılı açıklamada, tarifeden 250 kontör yükleyen Süper Tarife kullanıcılarının faydalanabilecekleri belirtilerek, “bedava” yazıp 7060’a ücretsiz mesaj attıktan sonra 250 ve üstü kontör yükleyenlerin de, Turkcell’lilerle ilk 1 hafta konuşabilecekleri ücretsiz 2 saat kazanacakları kaydedildi. Süper Tarifeli olmayan hazır kart kullanıcılarının ise, öncelikle “enucuz” yazıp 7000’a kısa mesaj atarak, Süper Tarife’ye geçmeleri gerekiyor. | Turkcell Hazır Kart kullanıcılarına süper bir kampanya hazırladı. Süper Tarife ile 2 kontore bakın kaç dakika konuşuluyor. |
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Tekel işçilerinin durumuna yönelik olarak, ''Biz çalışmayı birkaç seçenek üzerine kurguladık. Hem bir takım hakların hem de mali durumların iyileştirilmesine yönelik seçenekler söz konusu. Bu seçenekleri Başbakan'a sunacağız'' dedi. Kanal 7 Televizyonunda ''Başkent Kulisi'' programında soruları yanıtlayan Şimşek’in açıklamalarından önemli satır başları şöyle: - Cuma günü sabahtan beri teknik bazda çalışmalar yaptık. Önümüzdeki 1-2 gün içinde yaptığımız çalışmalar Başbakanımıza sunulacak. Çalışmayı sadece Tekel işçilerine yönelik bir düzenlemeden çok o kapsamdaki bütün çalışanları içerecek şekilde yaptık. Çünkü öteki türlüsü haksızlık olur. - Tekel işçilerinin hepsinin iş akdi fesh edilmiyor. Toplamda 12 bin 154 kişi var, bunun bir kısmı memur onlar zaten devlete doğrudan doğruya geçiyor, işçilerse toplamda 10 bin 818 kişi diyelim, bunun da bir kısmını depoları açık tutacağımız için bir süre daha istihdam ediyoruz. Aslında iş akdi feshedilmesiyle karşı karşıya olanların sayısı yaklaşık 8 bin 364 kişi. - Bunlara ödediğimiz maaşlar aylık 772 lirayla 938 lira arasında değişiyor. Bugün Türkiye'de en az 3 milyon asgari ücretli vatandaşımız var. En az 3 milyon-3,5 milyon işsiz vatandaşımız var. Hakkikaten kölelik sistemi ise onu zamanında sendikalar önerdi. - Bir takım hakların hem de mali durumların iyileştirilmesine yönelik seçenekler söz konusu. Bu seçenekleri biz Sayın Başbakan'a sunacağız. Tekel işçilerimizin bu soğukta Ankara'da olmaları tabii ki bizi de üzüyor. - Bu olayı dramatize etmek, popülizme kaçmak çok kolay. Devlet olarak kaynakların rasyonel kullanılmasını gözetmek durumundasınız. Hak, hukuk diyecek olursanız, burada 4-C kategorisi var, o beğenilmiyor, burada hukuksuzluk, adaletsizlik söz konusu değil. Burada şartlar yetersizdir tartışması var. Biz eskiden çok yüksek maaş alıyorduk, daha az maaş ile bizi devlete alıyorsunuz, biz maaşlarımızın düşmesini istemiyoruz, bütün tartışma bu. | 1.5 aydır Ankara soğunda eylem yapan Tekel işçileri sorununda sona geliniyor. Şimşek çözüm için seçenekleri hazırladı |
İstanbul’da geçtiğimiz Cumartesi evlenen şarkıcı Demet Akalın ile Önder Bekensir dün İzmir’de bir restoranda birbirine girdi. İzmir’e konser vermek için giden Akalın, konser öncesi Bekensir ile Kordon’da bir balık restoranına gitti. Çift başbaşa yemek yerken bir anda kavga etmeye başladı. Bu sırada restoranda bulunan müşteriler, çifte tepki gösterdi. Bir süre müşterilerle de tartışan Demet Akalın, daha sonra eşiyle birlikte restoranı acele bir şekilde terk etti. Demet Akalın`ın Boxer fotoğrafları | Geçen hafta evlenen Demet Akalın eşi ile ilk kavgasını etti. Üstelik de herkesin gözü önünde... |
Malatya'da, Yaygın Beldesi'ne bağlı Tanışık Köyünde dün gece ava çıkan 2 çocuğun üzerine çığ düştü. Köy civarında ava çıkan 8 Yaşındaki Derviş Aktaş ile 10 yaşındaki Fatih Aktaş avlanmak için köy civarındaki kayalık bölgeye gittiler. Çocuklardan uzun süre haber alınamayınca durum hemen jandarma ekiplerine bildirildi. Köylülerin çocukların gittiği bölgede çığ meydana geldiğini söylemesi üzerine aramalar bu bölgeye yoğunlaştırıldı.2 çocuğunda çığ altında kaldığı sanılıyor. Şimdi köylüler ve arama kurtarma ekipleri çığın düştüğü bölgede arama kurtarma çalışmalarına başladı. | 8 ve 10 yaşındaki iki çocuk avlanmak üzere yola koyuldular ama geri dönmeyince köy harekete geçti. |
Ünlü sanatçı Yavuz Bingöl, Mehmet Ali Ağca’ya teklif götürdüğü iddia edilen MED Yapım’ın sahibi Fatih Aksoy’un teklifine “Hayır” dedi. Geçtiğimiz günlerde kendisine bir dizi projesiyle geldiğini ve bu projeye sıcak baktığını ifade eden Bingöl, “Yeni projeyle ilgili anlaşmak üzereydik. Ama gündemdeki son konuşmalarıyla ilgili düşüncelerini öğrendim. Hukuksal olarak cezasını çekmiş bir insan da olsa toplum vicdanında masum olmamış birisinin iş yapacağı bir firmada benim olmam söz konusu değildi. O yüzden MED yapımdan gelen o proje teklifinde yer almayacağım” dedi. MED Yapım’ın kendisine başrol teklif ettiğini belirten ünlü sanatçı, “Bir dizi projesiydi ve başrolde oynayacaktım. Anlaşmak üzereydik ancak bu nedenlerden dolayı benim o firmada iş yapmam mümkün değil. Bu son haberlerden dolayı çok rahatsız oldum ve o firmayla iş yapmama kararı aldım. Aksoy’un düşünceleri hiç etik değil. Benim de toplum vicdanında masum olmamış birinin, Türkiye’nin en önemli yazarlarından birini katletmiş bir insanla aynı firmada çalışmam mümkün değil. Bu benim vicdanımla ilgili aldığım bir karar. Herşey para değil” açıklamasını yaptı. | Ağca'nın Tv programlarında yer almasında bir sakınca görmeyen MED Yapım'ın sahibi Aksoy'a bir sanatçıdan ret geldi |
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, ''Bu Anayasa, bu ülkeyi taşıyamıyor, tartamıyor. Dar geliyor bu elbise, değişmesi lazım'' dedi. Kapusuz, Çanakkale Girişimci İş Adamları ve Sanayicileri Derneğince (ÇAGİAD) Truva Otel'de düzenlenen kahvaltılı toplantıda yaptığı konuşmada, partilerinin isminin ne olacağı konusunda detaylı çalışmalar yaptıklarını, adalet ve kalkınma gibi toplumun temel ihtiyaçlarının göz önünde bulundurularak AK Parti isminde karar kılındığını söyledi. Adaletin her şeyin temeli olduğunu vurgulayan Kapusuz, şunları kaydetti: ''Üzülerek ifade edeyim ki, bugün ihtilal döneminin ürünü bir Anayasa ile karşı karşıyayız. Bu anayasa bu ülkeyi taşıyamıyor, tartamıyor. Dar geliyor bu elbise, değişmesi lazım. Sayın milletvekilim, 'seçtik gönderdik, 336 milletvekiliniz var, yapsanız ya', yine hakkınız olabilir, 'değiştirin' diyebilirsiniz. Arkadaşlar, anayasalar toplumun tamamını ilgilendiren genel yasalardır. Elbette, sayısal güçle sonuçlar alabileceğinizi düşünseniz bile, şu bir vakıadır ki, bunu birlikte yapmak doğrudur. Bugüne kadar siyasi partilerin söylemlerine, geriye doğru bakarsanız, herkes 12 Eylül Anayasası'ndan şikayetçidir, geçmişte YÖK'ten şikayetçiydi, başka şeylerden şikayetçiydi. 'Gelin kardeşim, bunu birlikte yapalım' dediğimizde, dün şikayet edenler bugün hepsi kaçıyor.'' Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinde değişiklik yaptıklarını ve 411 milletvekilinin oyuyla TBMM'de kabul edildiğini hatırlatan Kapusuz, bu değişikliğin Anayasa Mahkemesi'ne götürüldüğünü ifade ederek, şöyle devam etti: ''Anayasa gereği, değiştirilemez üç maddenin dışında, bugüne kadar çok değişiklik yapıldı, 15 kez Anayasa'da değişiklik yapıldı. Benim içinde bulunduğum parlamento dönemlerinde, hatırımda yanlış kalmamışsa, 36 maddesi birden değiştirilmişti. Şimdi çıkıyor Sayın Kanadoğlu diye bir beyefendi, peşinde Cumhuriyet Halk Partisi, 'Siz anayasayı değiştiremezsiniz'. 'Bu meclis anayasayı değiştiremezmiş', şimdiye kadar değiştirildi, oldu da şimdi niye olmuyor, beyefendilerin hoşuna gitmiyor bu yapı. Peki başka bir örnek daha hatırlarız değil mi? Bir rezalet. Rahmetli Özal öyle seçildi, Ahmet Necdet Sezer öyle seçildi, Demirel öyle seçildi, cumhurbaşkanı seçtik. Anayasa'da da bu konuda değişiklik yapılmadı. Cumhurbaşkanlığı seçimi başladı, maç başladıktan sonra Anayasa Mahkemesi'ne gittiler, itiraz ettiler. Anayasa Mahkemesi kararı herkesi bağladı, biz de uyduk ama 367 gibi, herkesin tartıştığı, hiç de doğru olmayan, fevkalade yanlış bir karar aldı.'' BU ANAYASA İLE ÇAĞ YAKALANMAZ ''411 milletvekili olarak Anayasa'nın 2 maddesini değiştirdik, gönderdik. Anayasa Mahkemesi'ne gitti, Anayasa Mahkemesi, tarihinde Meclise karşı devrim, ihtilal yaptı, bu dönem yaptı bunu'' diyen Kapusuz, şu görüşleri dile getirdi: ''Nedir o? Kendi kararları ve Anayasa'da var olan hükme rağmen yanlış karar aldı. Aldığı karar şu: Anayasa'nın ilk üç maddesini ilgilendiren direkt veya dolaylı değişiklik yapamazsınız. Doğrudur. Anayasa'nın ilk üç maddesini direkt olarak değiştirmeyi Anayasa yasaklamış. Dolaylı olan, soruyorum size, hangi konuyu isterseniz dolaylı hale getirir misiniz, getirebilirsiniz. Böyle bir kararla Anayasa Mahkemesi, Meclisin elinden yasama görevini almış oldu. Anayasa Mahkemesi'nin kararı bağlayıcı olduğu için şimdi anayasa değişikliği konusundaki bizim tereddütlerimiz arasında bu var, muhalefet bu konuya hiç yaklaşmıyor, sayısal olarak sıkıntı var. Üçüncü olarak da arkadaşlar hangi konuyu Türkiye'de bugün tartışıyorsak, sıkıntımız varsa, kaynağı dönüyor, dolaşıyor bu Anayasa'ya gelip tıkanıyor. Bir formülünü bulup, baskı grupları başta olmak üzere, iş adamları, sanayiciler, medyamız, sivil toplum örgütlerince, bize ve bizim gibi bu sorumluluk altında olması gereken siyasilere, anayasa değişikliği konusunda mutlaka hatırlatma, baskı ve ikazda yarar gördüğümü ifade etmek isterim. Çünkü bu Anayasa ile biz çağı yakalayamayız, bu Anayasa ile Türkiye'yi istediğimiz noktaya taşıyamayız. Bugün iktidarda biz varız, yarın başkası olabilir, önemli olan bu değil. Bu ülkeye ne yapıldığı önemlidir.'' | Anayasa tartışmaları hızlandı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kapusuz 1980 Anayasasını yerden yere vurdu. |
Referandum süresinin kısalaltılmasıyla ilgili teklifin ardından Türkiye yeniden Anayasa değişikliğini tartışmaya başladı. Hükümetin getireceği değişiklik teklifinin içinde ne olacağıyla ilgili tahminler yaparken Meclis başkanı Mehmet Ali Şahin seçim barajının düşürülmesini işaret etti. Şahin, seçim barajının düşürülmesiyle ilgili olarak, ''Bir anayasa değişikliği teklifi içerisinde belki böyle bir madde de olacaktır" dedi. İslam Kalkınma Örgütü Parlamento Başkanları (İKÖPAB) Konferansı dolayısıyla Uganda'nın başkenti Kampala'da bulunan TBMM Başkanı Şahin, ''Balyoz Harekatı Planı'na ilişkin iddialarla ilgili eski Birinci Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın ifadeye çağrılacağı yolundaki'' haberlerin hatırlatılması üzerine şunları söyledi: ''Yargıya intikal etmiş bir konuda değerlendirme yapmamaya hep özen gösterdim. Bir takım darbe planlarıyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı bu konuda inceleme başlatmışsa, soruşturma başlatmışsa, Anayasa gereği artık kimsenin bir değerlendirme yapmaması gerekir. 'Bunlar komplodur, senaryodur' gibi sözler bile yargıyı etki altında bırakacak sözlerdir. Açılmış davaların sonucunu beklemek gerekir. Bu anlamda sorulan soruya cevap vermem, olumlu veya olumsuz değerlendirme yapmam mümkün değil. Bu değerlendirmeyi yapacak olan bağımsız yargı organlarıdır. Herkes kendi işine baksın, yargı organlarının, savcılarımızın işine karışmayalım. Hakim ve savcılarımızı da etki altında bırakıcı anlamda açıklamalardan herkesin kaçınması gerekir.'' Şahin, bunları herhangi bir kişiye cevap vermek için değil, inandığı hukuk kuralları çerçevesinde yaptığını vurguladı. ŞAHİN'DEN KAPATMA YORUMU Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, ''Her parti için kapatma davası açılıp açılmayacağı kendi fiilleriyle ölçülür. Bunu partiler zaten hisseder'' şeklindeki açıklamasıyla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Şahin, şunları kaydetti: ''Türkiye artık bir dünya devleti olmuştur. Sözü dinlenen bir ülke haline gelmiştir. Böyle bir ülkenin hala kendi içinde darbe iddiaları, siyasi parti kapatma iddialarıyla meşgul olması, dünyanın gittiği istikamete ters düşmektedir. O nedenle, Türkiye, darbe sözünü de siyasi partileri kapatma düşüncesini de gündeminden çıkarmalıdır. Çünkü, halkımızın gündemi huzurdur, barıştır, daha fazla refahtır. Ve meselemiz, 2023 yılında Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde Türkiye'nin dünyanın nasıl en çok kalkınmış ülkeleri arasına sokacağız meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hangi sorumluluk altında bulunurlarsa bulunsunlar, buraya odaklanmalı, siyasiler de buraya odaklanmalıdır. Türkiye'nin hedefleri büyüktür, büyük hayallerimiz olsun, bir birimizle uğraşmanın hiç alemi yoktur.'' ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ Şahin, Anayasa'da değişiklik yapılıp yapılmayacağı yönündeki bir soru üzerine, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile katılım müzakereleri içinde olan bir ülke olduğunu hatırlattı. Şahin, şöyle devam etti: ''Bizim AB müktesebatını işlemek, mevzuatımıza yansıtmak gibi bir sorumluluğumuz var. Bizim müzakere sürecinde bazı fasılların açılabilmesi için Anayasa'nın bazı maddelerinde değişiklikler yapmamız gerekiyor. Yürürlükte bulunan Anayasa'nın, 1982 yılının olağanüstü bir dönemin ürünü olduğunu, artık Türkiye'ye dar geldiğini, çağdaş, demokratik bakışla yeniden bir anayasa yapılması gerektiğini herkes söylüyor. Bu konuda çalışma yapmayan siyasi parti, sivil toplum örgütü kalmamıştır. Bir anayasa değişikliğinde, en azından Türkiye'nin gelişimini, demokrasisinin daha çağdaş hale gelmesini engelleyen maddelerinde değişiklik yapılmalıdır. Bu gayet doğaldır.'' Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın ''seçim barajı düşürülebilir'' şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Şahin, TBMM Başkanı olduğunu hatırlatarak, ''Bir anayasa değişikliği teklifi içerisinde belki böyle bir madde de olacaktır. Ben, Meclis Başkanı olarak tarafsız bir konumda olduğum için Meclis Başkanlığına gelmesi muhtemel bir değişikle ilgili fikir beyan etmem farklı yorumlara yol açar'' diye konuştu. | Meclis Başkanı Şahin Anayasa değişikliği kapsamında seçim barajının düşürülmesi maddesinin de olabileceğini söyledi. |
Kürt müziğinin en önemli temsilcilerinden Şivan Perver'in konseri AK Partili ve BDP'li milletvekillerini buluşturdu. Şıvan Perver, Viyana'daki ünlü Konzerthaus'da dün gece konser verdi. Konserden önce verilen resepsiyonda Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin başkanı Mesut Barzani, AK Parti milletvekilleri Dengir Mir Mehmet Fırat ve Gülşen Orhan, BDP milletvekili Sırrı Sakık, kapatılan DTP'nin eş başkanı olan ve milletvekilliği düşen Ahmet Türk, yine DTP'nin kapatılmasıyla milletvekilliği düşen Aysel Tuğluk ve eski DEP milletvekili Sedat Yurttaş bir araya geldiler. Fischer, konserin açılışında yaptığı konuşmada, "siyasi yaşamının son 30 yılında Kürt sorununun çözümü için çok çaba sarf ettiğini" söyledi. "Kürtler arasında başkan Barzani dahil çok sayıda dostu olduğunu" belirten Fischer, "30 yıl uğraşmama rağmen bu sorunun hala çözümlenememiş olmasından büyük üzüntü duyuyorum. Kürtlerin de ana dillerini özgürce konuşacakları, kültürlerini yaşatabilecekleri bir vatanları olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı. Kürtçe türkülerini Ensemble Wien Klang orkestrasının eşliğinde okuyan Şıvan Perver, türkülerin hikayelerini zaman zaman kısaca İngilizce, Almanca ve Türkçe anlattı. Sanatçı, "Lo Mamo" (Hey Amca) türküsünü anlatırken birlik beraberlik mesajı verdi ve "Allah'ım bizi baskılardan kurtar" diyerek ezan okudu. BM GİBİ ORKESTRA Şıvan Perver'e konserde eşlik eden Ensemble Wien Klang orkestrası üyelerinin 20 değişik milletten oluştuğunu açıklayan sunucu Willi Resetarits, 2004 yılında Perver'in Avusturya'daki konserlerine destek verdiğini ve sahnede "Cane Cane" türküsünü birlikte okuduğunu, o dönemde Meclis Başkanı olan Cumhurbaşkanı Fisher'in sanatçı ismi olarak kullandığı "Ostbahn Kurti" ismini "Ostbahn Kurdi" olarak değiştirip kendisine bir de belge verdiğini anlattı. FIRAT'IN ŞİVAN SEVGİSİ Konserden önce verilen resepsiyonda gazetecilere açıklamalarda bulunan AK Parti milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, "Şıvan Perver'in Türkiye'de başlatılan açılım sürecine bir sanatçı olarak katkısı olacağına inandığını" belirterek, "Türkiye'ye dönmesi için benden önce Sayın Başbakanımız kendisini davet etmişti. Bildiğim kadarıyla yasal bir engel yok. Şıvan evrensel bir ses. Türkiye'ye gelmesini tabii ki isteriz" dedi. Fırat, "Yurt dışında Türkiye'ye gelmeyi bekleyen sadece Şıvan değil, on binlerce kişinin bulunduğunu" kaydetti. TÜRK'TEN ŞİVAN'A DESTEK Kapatılan DTP'nin eş başkanı Ahmet Türk de "Biz Viyana'ya kadar sadece bir türkü dinlemeye gelmedik. Kürt halkının taleplerini, acılarını, umutlarını sesiyle dile getiren bir sanatçımızın böyle bir günde yanında olmak istedik" diye konuştu. | Demokratik Açılım tartışmaları sonrası karşı karşıya gelen AK Parti ve BDP'yi Şivan Perver buluşturdu |
Ankara’da dedikodu kazanı kaynıyor. Bekar bir kadın 11 Ocak akşamı 18:27’de özel bir hastanede bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Genç kadın, uzun süredir evli ve iki çocuk babası bir bürokratla aşk yaşıyordu. Hem de 'Demokrasinin mabedinin' önemli isimlerinden biriyle... İddia Ali Eyüboğlu'nun. Eyüboğlu bugün köşesinde yasak aşkın kahramanlarının adını vermedi ama haklarında birçok ipucu verdi: "Şu günlerde Ankara’da ve özellikle de TBMM’de en çok konuşulan bu konunun kahramanlarının adları bende saklı. İsimlerini yazmamanın sebebi, kişilik haklarına duyduğum saygı. "11 Ocak 2010 Pazartesi günü saat 18.27’de Ankara’da özel bir hastanede doğum yapan bekar bir kadın nur topu gibi bir oğlan dünyaya getirir. Kadın ve dünyaya getirdiği oğlu 13 Ocak 2010 Çarşamba günü de hastaneden taburcu edilir. BEKAR SEKRETER DOĞUM YAPTI Özel hastaneden başkente yayılan bu bilgi başta TBMM olmak üzere Ankara kulislerini hareketlendirir. Çünkü doğum yapan kadın bekardır ve TBMM çalışanıdır. Diyeceksiniz ki, “Bir kadının evlenmeden çocuk sahibi olmasından başkalarına ne?” Haklısınız. Konunun mesele yapılmasına gelince: Bunun için 20 günlük anne ile TBMM’deki ‘hamisi’nin iş serüvenini anlatmalıyım. Halen TBMM’de üst düzey bir bürokrat olarak görev yapan birinin yıllar önceki görev yeri bakanlıklardan biriydi. Orada ‘müsteşar yardımcısı’ olarak görev yapıyordu. Söz konusu güzel kadın da o bakanlıkta ‘işçi’ olarak çalışıyordu. Müsteşar yardımcısı, genç kadındaki cevheri keşfetti ve onu asistanı yaptı. Müsteşar Yardımcısı’na sonra Allah, “Yürü ya kulum” dedi. Bülent Arınç’ın başkan olduğu dönemde TBMM’ye geçti, Köksal Toptan döneminde de halen bulunduğu göreve terfi etti. Bürokratımız TBMM’ye geçer geçmez, asistanını da yanına aldı. Zamanla onu sekreteri yaptı. BÜROKRAT EVLİ VE İKİ ÇOCUK BABASI Kadının, bakanlıkta ‘işçi’yken önce asistan, ardından da TBMM’de sekreter yapılması muhalefet milletvekillerini rahatsız etti. Hatta CHP Milletvekillerinden biri TBMM’ye “Ne iş?” diye yazılı bir soru önergesi verdi. TBMM’nin evli ve iki çocuk sahibi üst düzey bürokratı ile doğum yapan bekar sekreterinin yıllara dayanan yakın mesai ilişkisi haliyle ‘durumdan vazife çıkaranlar’ı harekete geçirdi. BABA HANESİNE ADINI YAZDIRMADI Kuşkuları giderir mi, yoksa yeni soru işaretlerinin doğmasına mı neden mi olur bilemem. Ulaştığım bir ‘son dakika’ bilgisi var ki, önemli. 20 gün önce dünyaya gelen bebeğin nüfus kağıdı da çıktı. ‘Baba’ hanesinde kuşkulanan adamın değil, başka birinin adı yazılı. Üstelik ‘anne’ ile ‘baba’nın soyadı da aynı. | 20 gün önce Meclis'in bekar sekreterlerinden biri doğum yaptı. Yasak aşk iddiaları ayyuka çıktı. Meclis bunu konuşuyor. |
İddianameye göre, Poyrazköy kazılardan 17 gün önce, 7 Nisan 2009’da Amerikan Konsolosluğu’na ait bir araç askeri bölgede dolaştı ve araçtan fotoğraflar çekildi. Geçen çarşamba günü kabul edilen Poyrazköy iddianamesine giren telefon kayıtlarında Amerikan konsolosluğuna ait bir aracın, askeri bölgede fotoğraf çektiği ve durumun jandarmaya bildirildi ortaya çıktı. ARAÇ AMERİKAN KONSOLOSLUĞU'NDANMIŞ Sanıklardan binbaşı Eren Günal’ın telefonundan yapılan bir görüşmede Sedat isimli bir yarbayın “Resim çeken falan bir asker” dediği, buna karşılık Oktay isimli diğer yarbayın “Tamam efendim araç Amerikan Konsolosluğu’ndanmış şimdi jandarma yanımda tamam efendim” dediği belirlendi. Bu görüşmenin tarihi de son derece dikkat çekici. Zira Amerikan Konsolosluğu’na ait araç Poyrazköy’de cephaneliğin bulunduğu 24 Nisan 2009 tarihindeki kazıdan 17 gün önce bölgede dolaşmış. ‘EFES 2009 TATBİKATI İNANDIRICI DEĞİL Bu durumun sorulduğu sanık Eren Günal, konuşmayı yapan Sedat yarbayla İzmir Foça’da “Efes 2009” tatbikatı için birlikte bulunduklarını ve planlama toplantısına katıldıklarını, görüşmelerin genelde buna ilişkin görüşmeler olduğunu ileri sürdü. Ancak daha sonra alınan ek savunmasında iki yarbayın konuştuğu konunun o gün konsolosluk aracının yanlışlıkla askeri bölgeye girmesi ve görevliler tarafından ikaz edilerek bölgeden uzaklaştırılmasıyla ilgili olduğunu iddia etti. Savcılık ise bu esrarengiz olay için yaptığı değerlendirmede, görüşmenin Efes 2009 tatbikatı ile ilgisi olduğu iddialarının “inandırıcı olmadığını” belirtti. DARBE SORULARI Emekli kuvvet komutanlarının Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara ifade vermesine yol açan “ Sarıkız , Ayışığı , Yakamoz ve Eldiven” darbe planları, Poyrazköy iddianamesinde de soru olarak yer aldı. İddianamenin, İstanbul’daki SAT Grup Komutanlığı’nda görevli deniz binbaşı Eren Günay’a ilişkin bölümde, “2003-2004 yıllarında yapılması planlanan Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven kod adlı darbe planları ile ilgili hiç bir bilgisinin olmadığını, kendisinin o tarihlerde İstanbul’da görevli olduğunu belirtmiştir” denildi. Deniz Kurmay Kıdemli Albay İbrahim Koray Özyurt’a da 2003-2004 yıllarında yapılması planlanan Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven kod adlı darbe planlarının sorulduğu, ancak hiçbirinden haberdar olmadığını, belirtilen darbe çalışmalarında görev almadığını beyan ettiği belirtildi. ‘KARDAK YÜZÜNDEN HEDEF SEÇİLDİK Poyrazköy iddianamesinin sanıklarından subaylar Ercan Kireçtepe, Erme Onat, Eren Günay, Mustafa Turhan Ecevit ile astsubay Ergin Geldikaya’nın ortak noktası Kardak krizi. Sanıklar, Kardak krizi sırasında destek amacıyla Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan bir ekibin geldiğini, bu ekibin başında da Göktaş’ın bulunması nedeniyle onu tanıdıklarını ya da ismini duyduklarını söylediler. Göktaş’ı “iyi bir asker” olarak bildiklerini belirten sanıklardan bazıları, daha sonra da birkaç kez kendisiyle görüştüklerini ifade ettiler. Sanıklardan Kireçtepe ve Günay, suçlamaları reddederken , Kardak Operasyonu’nda görev almaları nedeniyle dış güçler tarafından hedef seçilmiş olabileceklerini iddia ettiler. Bazı sanıklar ise terfi yılları olduğunu, başarılarından dolayı önlerinin kesilmesi için kendileri hakkında ihbar mektupları gönderildiğini ileri sürdüler. | Poyrazköy kazılardan 17 gün önce esrarengiz araçlar bölgede dolaşıp resim çekti. Araçların ABD Konsolosluğundan olduğu anlaşıldı. |
Kadıköy’de bir müşteriye ait otomobilin içinde oturan 2 bar çalışanı, caddeden geçerken kendilerine yan baktıkları iddasıyla tartıştıkları 3 kişinin üzerine kurşun yağdırdı. Açılan ateş sonucu 1 kişi öldü, 2 kişi de yaralandı. Olay, bugün saat 04.00 sıralarında Bahariye Caddesi'nde meydana geldi. İki bar çalışanı (Class Bar) bir müşterinin otomobilini park ettikten sonra içinde oturmaya başladı. Bir süre sonra bar çalışanları ile caddeden geçerken kendilerine yan baktıklarını iddia ettikleri 3 kişilik grup arasında tartışma çıktı. 20 YAŞINDAKİ GENÇ ÖLDÜ Büyüyen tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine iki bar çalışanı sibahlarını çekip, kaçmaya çalışan grubun üzerine kurşun yağdırdı. Kurşunların isabet ettiği açık lise öğrencisi 20 yaşındaki Murat Çiçek olay yerinde öldü, Necati Soysal ve Emin Dilikoğlu ise bacaklarından yaralandı. Saldırganlar, olay sonrası plakası alınamayan beyaz bir otomobille kaçarken, yaralılar, ambulansla kaldırıldıkları Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedaviye alındı. Olay yerinede yapılan incelemenin ardından Murat Çiçek’in cesedi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Polis, kaçan saldırganları yakalamak için çalışma başlattı. BEN POLİSİM DEYİP ÇOCUĞU KAÇIRDI [PAGE] BEN POLİSİM DEYİP ÇOCUĞU KAÇIRDI 14 yaşındaki Seyda Uğurlu, 15 yaşındaki kuzeni B.U.T. ile gece internet kafeden dönerken silahlı bir kişi tarafından kaçırıldı. Kuzeni, saldırganın silah çekip “Ben Kadıköy polisiyim, birinizi götüreceğim” dediğini söyledi Zeytinburnu’nda ilköğretim okulu 6. sınıf öğrencisi 14 yaşındaki Seyda Uğurlu, yanında kuzeni 15 yaşındaki B.U.T. ile birlikte evine giderken, kendisini polis olarak tanıtan kimliği belirsiz bir kişi tarafından kaçırıldı. Olayın görgü tanığı B.U.T., zanlının kendilerine silah çekip “Ben Kadıköy polisiyim. İkinizden birini götüreceğim” dediğini ve Seyda Uğurlu’yu alarak bir taksiye binip uzaklaştığını söyledi. Olayı soruşturan polis ekipleri B.U.T.’nin verdiği bilgiler doğrultusunda, kaçırılma olayının meydana geldiği bölgedeki işyerlerinin kamera kayıtlarını incelemeye aldı. EVLERİNE 50 METRE KALA Türkiye’de son günlerde meydana gelen çocuk kaçırma olaylarının bir benzeri önceki akşam İstanbul Zeytinburnu’nda yaşandı. İddiaya göre saat 22.00 sıralarında evlerinin yaklaşık 500 metre uzağındaki bir internet kafeye kuzeni B.U.T. ile birlikte giren Seyda Uğurlu, internete oturmayarak geri çıktı. Kuzeni ile birlikte oturdukları Sümer Mahallesi 7. Sokak’taki evlerine doğru yola çıkan Seyda Uğurlu’nun yolu evlerine yaklaşık 300 metre kala kimliği belirsiz bir kişi tarafından kesildi. B.U.T.’nin verdiği bilgiye göre, iki çocuğun yolunu kesen zanlı silahını çekerek, “Ben Kadıköy polisiyim. İkinizden birini götüreceğim” dedikten sonra Seyda Uğurlu’yu alarak, bir taksiye binip uzaklaştı. Kuzen T. ise olayın ardından evine giderek annesine haber verdi. T. ailesi daha sonra olayı Seyda Uğurlu’nun babasına telefonla bildirdi. İki çocuk babası Mehmet Uğurlu, haberi aldıktan sonra T.’yi de alarak hemen Zeytinburnu İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giderek polise haber verdi. ŞÜPHENİLEN KİMSE YOK İhbar üzerine harekete geçen polis, B.U.T.’nin verdiği bilgiler doğrultusunda kaçırma olayının yaşandığı bölgedeki bazı işyerlerinin güvenlik kameralarının görüntülerini incelemeye aldı. Kendisinin Galatasaray Spor Kulübü tesislerinde işçi olarak çalıştığını anlatan baba Mehmet Uğurlu, hiçbir kimseyle aralarında husumet olmadığını ve birisinden de şüphelenmediğini anlattı. Baba, gün boyu çocuğunun fotoğrafıyla olay yerinde polislerden haber bekleyerek, şunları söyledi: “Çocuğum geceleri dışarıda kalan biri değildi. O gün kuzeni işten çıkıp eve geliyor. Biraz dolaşalım, deyince birlikte dışarı çıkıyorlar. Evden çıktıklarında saat 21.00 sıralarıydı. Yaklaşık bir saat sonra kaçırıldığı bilgisini aldık. 25 yıldır İstanbul’da oturuyoruz. Kimseyle sorunumuz yok. Olayı polise haber verdikten sonra bölgedeki taksi duraklarını da bilgilendirdik. Umutla bekliyoruz.” Olayı araştıran polis, çocuğun kaçırıldığı Zeytinburnu Zübeyda Hanım Caddesi’ndeki işyerlerinin kameralarını incelemeye aldı. Olay yerine en yakın olan işyerinin kameralarının çalışmadığı öğrenildi. Diğer işyerlerindeki kameralardan zanlının Seyda Uğurlu’yla bindiği tahmin edilen taksinin görüntüleri inceleniyor. EŞGALİ BELİRLENDİ Asayiş Şube Müdürlüğü, Çocuk Şube ve Zeytinburnu İlçe Emniyet Müdürlüğü kaçırma olayını en ince detaylarına kadar araştırıyor. Görgü tanığı B.U.T.’nin verdiği ifadeler doğrultusunda eşkali belirlenen 20-23 yaşlarındaki zanlıya ilişkin çalışma yapılıyor. Polis ayrıca çocukların bilgisayar, MSN ve e-maillerini de incelemeye aldı. TÜRKÜCÜ'NÜN CİPİ DEHŞET ŞAÇTI [PAGE] TÜRKÜCÜ'NÜN CİPİ DEHŞET ŞAÇTI Atatürk Havalimanı girişinde, türkücü Yusuf Harputlu'ya ait cipin, kırmızı ışıkta bekleyen taksiye arkadan çarpması sonucu, taksideki 2 yolcu öldü, sürücü de yaralandı. ŞOFÖR ALKOLLÜ Kazada, uçakla Almanya'dan gelip otogara gitmek için taksiye binen Gülnaz Özdemir (64) olay yerinde, eşi Hasan Özdemir (67) ise kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Kaza sonrası gözaltına alınan Şehmuz Gezer alkollü olduğunu itiraf etti. CİPE BİNİP UYUDU Polis, alkollü olduğunu itiraf eden şoför Şehmuz Gezer'i gözaltına aldı. Cipteki Yusuf Harputlu, Cemal Hata, Serdar Gezer ve Yaşar Memiş de alkollü olduklarını söylediler. Bu sırada ciptekilerden biri kazayı bir süre seyrettikten sonra hiçbir şey olmamış gibi tekrar cipe binerek sızdı. Yusuf Harputlu, şoförünün de alkollü olduğunu belirterek, “Ben sahnedeyken alkol almış. Bunu arabaya bindikten çok sonra fark ettim. Artık iş işten geçmişti. Başımıza böyle bir kaza geldiği için çok üzgünüm” dedi. Taksici Ahmet Ateş ise, "Atatürk Havalimanı'ndan müşterilerimi aldım. Bursa'ya gideceklerdi. Otogara götürüyordum. Kırmızı ışıkta durdum, o da geldi arkamızdan üzerimize çıktı." diye konuştu. Cipte bulunan şoför Şehmuz Gezer, Yusuf Harputlu, Cemal Hata, Serdar Gezer ve Yaşar Memiş, polis tarafından gözaltına alındı. Kazayı gören bir vatandaş, "Kırmızı ışıkta bekleyen taksiye çarptılar" diyerek, gözaltına alınan şahıslara tepki gösterdi. | Bar fedaileri sokaktan geçen 3 kişiyle 'yan bakma' tartışmasına girdi. Fedailer silahlarını çekip ateş etti. Ortalık kana bulandı. |
AK Parti Edirne İl Başkanlığı dayanışma yemeği bu kez rakısız geçti. Şükrüpaşa Mahallesi’ndeki ‘Acar Restorant’ta verilen yemeğe İl Başkanı Müjdat Kahve’nin yanı sıra 500’den fazla partili katıldı. Partililere çorba, et, tavuk, patates püresi, pilav ile tatlı olarak sütlaç, içecek olarak da kola, ayran, meyve suyu ikram edildi. Mönüde içki olmadığını belirten Ak Parti İl Başkanı Kahve, “İsteyen parasını verip içebilir” dedi, ancak dört saat süren yemekte içki içen olmadı. İki yıl önce Edirne AK Parti Merkez İlçe Teşkilatı’nın düzenlediği yemekte 30 şişe rakı, 100 şişe de bira tüketilmiş, içki paralarını kendileri ödeyen davetliler kadeh tokuşturmuştu. Son düzenlenen yemekte de isteyen içki içebilirdi, ancak davetliler içki siparişi yapmadı. Sözcü gazetesi haberi, "Kürt açılımı ve Ermeni açılımından sonra Rakı Açılımı da bitti" başlığıyla verdi. | İki yıl önce onlarca şişe rakının tüketildiği AK Parti il yemeğinde bu yıl meyve suyu, ayran vardı |
Önceki dönemde 2,5 trilyon borç devralan belediyede 4 aydan bu yana personel maaşları tam olarak ödenemiyor. 1980 ihtilali sonrasında merkezden atanan yöneticiler, Çıkınağıl olan adı `bir yardım görürüz` düşüncesiyle Evren ismiyle değiştirmişti. Evren adını alan ilçe halkının şimdiye kadar bunun bir faydasını göremediği ortaya çıktı. Ankara`ya 178 kilometre uzaklıktaki ilçe, yaklaşık 6 bin nüfuslu. Anadolu`nun en eski yerleşim merkezlerinden birisi olan Evren ilçesinde belediye, çalışanlarına maaş ödeyemiyor. Evren Belediyesi`nde çalışan personelin sadece maaş giderinin 45 bin TL olduğunu dile getiren Keskin, 2003 yılından bu tarafa SSK primlerinin yatırlmamış olmasının altını özellikle çiziyor. Belediye personelinin 4 aydır düzenli maaş alamadıklarını ve sadece zorunlu ihtiyaçları karşılayacak kadar ödeme yapıldığını belirten Evren Belediye Başkanı Nedim Keskin, İller Bankası dışında belediyeye başka bir girdinin olmadığını vurguladı. Bir önceki dönem belediyesince bir kısmı hibe olarak yaptırılan atık su arıtma tesisiyle kepçe, greyder, kamyon ve cenaze taşıma aracı alarak borçlanmanın yapıldığını ifade eden Keskin, ihtiyaçtan dolayı kamyon ve cenaze taşıma aracının alımını durdurma yetkisi varken durdurmadığını söylüyor. Evren ilçesinde sahili bulunan Hirfanlı Barajı`ndan daha fazla yararlanmak için kolları sıvayan Nedim Keskin, ekonomik sıkıntıların bir an önce bitmesi için ek gelir arayışları içerisinde olduklarını dile getirdi. | MHP`li Belediye Başkanı Nedim Keskin, belediye çalışanlarına 4 aydan bu yana düzenli maaş veremediklerini söyledi. |
Kapatılan DTP’nin milletvekillerinin katıldığı Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Pazartesi günü yeni yönetimini belirleyecek. DTP’nin grup başkanvekilleri Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak’ın eşbaşkan olacağı BDP’nin yönetiminde de ilginç isimler olacak. BDP’nin yeni yönetiminde siyanürlü altın aranmasına karşı verdikleri mücadele ile Türkiye’nin yakından tanıdığı Manisalı köylülerin sözcüsü Oktay Konyar da yer alacak, Öcalan’ın çağrısı ile Kandil grubuyla birlikte Mahmur kampından gelen Nizar Buldan da. BDP 1 Şubat’ta yapacağı olağanüstü kongrenin hazırlıklarını tamamladı. "Demokratik Siyaset İçin Demokratik Katılım" sloganıyla Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda yapılacak kongrede başkan adayı yarışı beklenmiyor. BDP’nin mevcut yönetimi eşbaşkanlık sistemi içinde Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak’ın aday olduğunu duyurdu. Daha önce DTP Genel Başkanlığı yapan Nurettin Demirtaş’ın kardeşi olan Selahattin Demirtaş’ın resmi olarak başkan olması, Kışanak’ın ise parti içi süreçlerde eşbaşkan olarak seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Çarşaf listeyle seçime gidilecek olan BDP kongresinde asıl tartışma yönetime seçilecek isimler üzerinden değil bundan sonra izlenecek politikalar kapsamında olacak. DTP’nin kapatılmasından sonra bölge partisi değil Türkiye partisi olma yolunda tartışmanın başladığı partide bu konuda izlenecek politikalarla ilgili konuşmaların yapılması bekleniyor. BDP kongresinde yeni dönem politikalarına uygun olarak parti tüzüğü ve programında da önemli değişikliklerin yapılması bekleniyor. Kongre Komisyonunun belirlediği yeni BDP yönetim listesinde bulunan isimlerin içinde Yazar Ayşegül Devecioğlu, Mazlumder eski Başkanı Ayhan Bilgen, Bergamalı köylülerin sözcüsü Oktay Konyar, Tiyatro sanatçısı Yeşim Dormen, Mahmur Grubu ile birlikte gelen Nizar Buldan dikkat çekiyor. | BDP Pazartesi günü yeni yönetimini belirleyecek. Listede Bergama köylülerinin sözcüsü Oktay Koynar da var, Mahmur Kampından gelen de |
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Edip Uğur, ''Hukuk alanında kendisine en onursal düzeyde paye izafe edilen bir kimse, 'Milletin meclisinin anayasa yapamayacağını, bu meclisin buna hakkı bulunmadığını' söylemez'' dedi. Uğur, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun ifadelerini üzüntüyle karşıladığını söyledi. Uğur, ''hukukçu'' sıfatıyla ortaya çıkan insanlardan, ilk önce hukuka saygılı olmalarını beklediklerini ifade ederek şöyle dedi: "Yargı için 'bağımsızlık' talebinde bulunanların önce kendilerinin 'tarafsız' olmaları gerekir. Bunların ağzından şimdiye kadar hiç böyle bir talep duymadık. Duyamazsınız çünkü bunlar, yargının bağımsız olması gerektiğini söylerler de tarafsız olmasını asla istemezler. Çünkü onlar gerçekte bir siyasi zihniyetin misyonerleridir. Onlar AK Parti iktidarıyla iktidarlarını kaybetmiş seçkinler ve seçkincilerdir.'' Kanadoğlu ve arkadaşlarının konferanstaki eleştirilerinin TBMM'ne saygısızlık ve hukuk dışı olduğunu ileri süren Uğur, şöyle devam etti: ''Hukuk alanında kendisine en onursal düzeyde paye izafe edilen bir kimse, 'Milletin meclisinin Anayasa yapamayacağını, bu meclisin buna hakkı bulunmadığını' söylemez. Milli iradeye ve onun tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisine saygılı olur. Bu sözler yüksek yargının 'onursal' sıfatlarına layık görülen insanların söyleyeceği sözler değildir. Hukuk dışı bu değerlendirmeleri ben basından takip ettim, hiç şaşırmadım. Çünkü malum zevat, hayatlarının hiçbir döneminde 'bağımsız' olamamış ve malum zihniyete 'siyasi kardinal' gibi vazife yapmışlardır. Dolayısıyla hukuktan filan dem vurarak yargıya bağımsızlık isteme hakları bulunmamaktadır. Büyük Meclise olduğu gibi onlar millete de güvenmezler. Sadece hukukçu kimliğiyle siyaset davulu çalarlar. Ancak davulu da başkalarına taşıtıp tokmağı elden bırakmazlar. Halbuki tam da emekli olmuşken bir siyasi parti kurarak kendi davulunu kendilerinin taşıması daha isabetli olurdu. Kanadoğlu ve arkadaşları bu yolla belki kendisine alkışı esirgemeyen MHP de dahil olmak üzere tüm AK Parti muhaliflerini bir çatı altında iktidara taşıyıp istedikleri gibi bir anayasa yapma imkanına da kavuşabilirler diye düşünüyorum.'' | AK Parti'nin Anayasa değişikliği yapamayacağını söyleyen Kanadoğlu'na bir tepki de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Uğur'dan |
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) bünyesinde faaliyet gösteren ''Aile, Kadın, Çocuk, Özürlü ve Sosyal Hizmet Danışma Hattı Alo 183''ü geçen yıl 23 bin 144 kişi aradı. En çok kadınların aradığı hattan en çok istenen ise sığınmaevleriyle ilgili bilgi. ''Alo 183''ü arayan her 100 kişiden 5'i ihmal ve istismar konusunda yardım istedi ve hattı arayanlar yüzde 46.31 ile en çok kadınlar oldu. Geçen yıl ''Alo 183''ü 23 bin 144 kişi aradı. Bunların 9 bin 675'i bilgi ve yönlendirme gerektiren, 13 bin 469'u ise müdahale gerektiren çağrılardan oluştu. 719 aramaya mesai saatleri dışında cevap verildi. Bin 411 çağrı baro, 2 bin 158 çağrı da belediyeler aracılığıyla değerlendirildi. Hat yüzde 41'lik oranla en fazla İstanbul'dan arandı, bunu yüzde 21 ile Ankara, yüzde 6 ile İzmir takip etti. Müdahale gerektiren çağrılar, en fazla mart ve aralık aylarında yapıldı. Görüşmelerin konularına göre dağılımına bakıldığında, en fazla kadın konuk evlerine ilişkin arama yapıldı. 3 bin 971 kişi kadın konuk evleri, 3 bin 561 kişi sağlık hizmeti, 3 bin 375 kişi yasal haklarını sorarken, 2 bin 670 kişi evde bakım hizmeti ve 2 bin 228 kişi genel bilgi aldı, bin 876 kişi de ayni nakdi yardım için ''Alo 183''ü aradı. Hatta gelen her 100 aramanın 46'sının kadınlara ait olduğu belirlendi. Kadınların yüzde 46.31'lik oranını, yüzde 30.15 ile özürlüler, yüzde 8.56 ile genç ve çocuklar, yüzde 2.49 ile erkekler ve yüzde 2.47 ile de yaşlılar izledi. HAT, 7/24 HİZMET VERİYOR Çocukların ihmal ve istismarı, kadına yönelik şiddet gibi konulardaki ihbarları değerlendirmek, acil durumları ilgili kurumlara bildirmek amacıyla kurulan ''Alo 183'', 24 saat boyunca hizmet veriyor. Arayanlar SHÇEK'in özürlüler, yaşlılar, korunmaya muhtaç çocuklar, sokakta yaşayan ve çalışan çocuklar, şiddete uğrayan kadın ve çocuklar konusundaki çalışmaları konusunda bilgilendiriliyor, ne tür bir sosyal destek verilebileceği söyleniyor. Türkiye'nin her yerinden ücretsiz aranabilen hatta uzman personeller, kadına yönelik fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal istismar ve ihmale karşı neler yapılabileceği konusunda arayanları yönlendiriyor | Kadına yönelik şiddet bitmiyor. Devletin kurduğu Alo 183'ü arayan kadınlar sığınmaevi soruyor |
İnsan Hakları Başkanlığı, dizilerde insan hakları ihlalleriyle ilgili mesaj verilmesini önerdi. Yapımcılar bu öneriye sıcak baktı. Artık Ezel veya Polat Alemdar, yakaladıkları birini emniyete teslim ederken "Artık polise emanetsin, yasalar önünde hakkın var" gibi cümleler kullanacak. Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı (İHB), sesini duyurmak için ilginç bir formül buldu. Dizilerin yüksek izlenme oranlarını daha çok insana ulaşmak için kullanmak isteyen İHB Başkanı Mehmet Yılmaz Küçük, "Ezel", "Kurtlar Vadisi" ve "Aşk-ı Memnu"nun yapımcılarından, bazı sahnelerde mesajlar vermelerini istedi. Yapımcı firmalar, İHB'nin bu isteğine yeşil ışık yaktı. İlk adımı ise TRT attı, "Sakarya Fırat" dizisinde İHB'ye gönderme yapan mesajlar izleyicilere iletilecek. Dizi senaryolarında, insan haklarının alanına giren kadın ve ailenin korunması, çocuk hakları, özürlü haklarına kadar pek çok konuya değinmek mümkün olacak. Örneğin Ezel ya da Polat, yakaladıkları ve emniyete teslim ettikleri biriyle konuşurken, "Artık polise emanetsin. Yasalar önünde hakkın var. Mahkumiyetten sonra da hakların var, unutma" gibi cümleler kullanarak izleyiciye haklarını hatırlatacak. Ya da Aşk-ı Memnu'da dizi karakterleri bir diyaloglarında, kadın haklarından söz edecekler. | Dizi karakterleri bundan sonra kurbanlarını vurmayacaklar. Polise teslim edip Artık polise emanetsin, yasalar önünde hakkın var" diyecekler |
Küresel ekonomik krizin olumsuz etkileri, açılan ve kapanan şirket sayısına da yoğun bir şekilde yansıdı. Türkiye'de geçen yıl 2008'e göre, yaklaşık yüzde 9,25 oranında daha az şirket ve kooperatif kuruldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, Türkiye'de 2008'de 49 bin 3 yeni şirket kurulurken, bu sayı geçen yılın söz konusu döneminde 44 bin 472'ye indi. TERCİH LİMİTED ŞİRKETLERDEN YANA Şirket kuruluşlarına türlerine göre bakıldığında ise yine önceliği limited şirket aldı. Geçen yıl 41 bin 550 adet limited şirket, 1.881 adet anonim şirket, 10 adet kollektif şirket ile 1031 adet kooperatif kuruldu. Aynı dönemde komandit şirket kuruluşu gerçekleşmedi. 2008 yılında ise 45 bin 569 adet limited şirket, 2 bin 413 adet anonim şirket, 16 adet kollektif şirket, 1 adet komandit şirket ve 1.004 adet de kooperatif kurulmuştu. Bu rakamlara göre, geçen yılın Ocak-Aralık döneminde kurulan şirket sayısında türleri itibarıyla 2008'in aynı dönemine göre, limited şirkette yüzde 8,8, anonim şirkette yüzde 22, kollektif şirkette yüzde 37,5 gerileme olurken, kooperatif sayısında yüzde 2,6 artış yaşandı. Geçen yıl kurulan 44 bin 472'i şirketin 930'u tarım, avcılık ve ormancılık, 48'i balıkçılık, 735'i madencilik ve taşocakçılığı, 8 bin 346'sı imalat, 594'ü elektrik, gaz ve su, 6 bin 3'ü inşaat, 13 bin 12'si toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıt, motosiklet, kişisel ve ev eşyalarının onarımı, 1.724'ü otel ve lokanta, 3 bin 597'si ulaştırma, depolama ve haberleşme, 1.068'i mali-aracı kuruluş, 5 bin 702'si gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri, 824'ü eğitim, 929'u sağlık işleri ve sosyal hizmetler, 960'ı diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet alanlarında faaliyet gösteriyor. KAPANAN ŞİRKETLER Geçen yıl kapanan şirketlerin sayısında ise yüzde 8,53 oranında artış görüldü. 2009'da 10 bin 395 şirket ticaret hayatından ayrılırken, 2008'de ise kapanan şirket sayısı 9 bin 578 olmuştu. 2009'da söz konusu dönemde, 888 adet anonim şirket, 102 adet kollektif şirket, 11 adet komandit şirket, 9 bin 151 adet limited şirket ve 243 adet de kooperatif kapandı. Bu rakamlar 2008 Ocak-Aralık döneminde ise anonim şirkette 836 adet, kollektif şirkette 88 adet, komandit şirkette 6 adet, limited şirkette 8 bin 416 adet ve kooperatiflerde 232 adet olarak belirlenmişti. | Ekonomik kriz şirket kurmayı teğet geçmedi. Kurulan şirket sayısında 2008 yılına göre düşüş var. |
Türk askerinin Aden Körfezi'ndeki görev süresinin uzatılması, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer hakkında verilen gensoru ile Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı kurulmasına ilişkin düzenleme, TBMM Genel Kurulunun bu haftaki önemli gündem maddelerini oluşturacak. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) deniz unsurlarının, Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerdeki görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık Tezkeresi, 2 Şubat Salı günü TBMM Genel Kurulunda görüşülecek. DİNÇER'E GENSORU Tezkerenin görüşmelerinin tamamlanmasının ardından MHP'nin, ''çalışma hayatında yaşanan anlaşmazlıklar karşısında ve ortaya çıkan sosyo ekonomik duruma rağmen sorumlulukları yerine getiremediği'' gerekçesiyle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer hakkında gensoru önergesi ele alınacak. Önerge sahipleri adına bir milletvekili, gruplar ve bakanın yapacağı konuşmaların ardından, gensorunun gündeme alınıp alınmayacağı oylanacak. Genel Kurulda, BBP Genel Başkanı ve Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 kişinin hayatını kaybettiği kazayla ilgili olarak yeni bir Araştırma Komisyonu kurulmasıyla ilgili görüşmenin de 2 Şubat Salı günü yapılması bekleniyor. KAMU DÜZENİ VE GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞI Geçen hafta görüşülmeye başlanan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı kurulmasına ilişkin yasa tasarısına, 3 Şubat Çarşamba günü devam edilecek. ''Temel kanun'' olarak iki bölüm halinde ele alınan ve tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmayan 20 maddeden oluşan tasarıya göre, güvenlik kuruluşları ve ilgili kurumlar arasında terörle mücadele alanında gerekli koordinasyonu sağlamak, bu alandaki politika ve uygulamaları değerlendirmek amacıyla Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu kurulacak. Genel Kurul; 2 Şubat Salı günü, Başbakanlık Tezkeresi ve gensoru önergesinin görüşmelerinin bitimine kadar, 3 Şubat Çarşamba ve 4 Şubat Perşembe günü ise 14.00-20.00 saatleri arasında çalışacak. | Aden körfezindeki Türk askerlerin görev süresi uzatılacak mı? Meclis kararı bu hafta içinde alınacak. |
Alevilerin taleplerini dinlemek ve sorunlarına çözüm önerisi getirmek için başlatılan son Alevi Çalıştayı’ndan önemli kararlar çıktı. Katılımcılar Madımak oteli, zorunlu din dersi, inanç rehberleri, cem evlerinin statüsü konusunda ortak görüş oluşturdu. Diyanet’ten sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik tarafından Başbakan Erdoğan’a iletilecek görüşler şöyle: -Anayasa değişikliğiyle zorunlu din dersi uygulaması kaldırılsın. Bu mümkün değilse dersin içeriği değiştirilsin. Derslerde namaz kılma ve sure ezberletme gibi “din eğitimi” sayılabilecek bilgiler yerine bütün dinleri içerecek şekilde din tarihi ve kültürüne ilişkin bilgiler yer alsın. - İmar Yasası’ndaki ibadet yerleri tanımına cami, kilise ve havralarla birlikte cemevleri de eklensin, cemevlerinin yapımında ise öncülüğü yerel yönetimler yapsın, gerekiyorsa merkezi bütçeden de destek verilsin. - Madımak Oteli yıkılarak yerine müze, anıt, park ya da kültür merkezi yapılsın. | Son Alevi Çalıştayında din dersleri, cemevlerinin statüsü ve Madımak Oteli'yle ilgili ortak görüşler oluştu. |
ABD’de 2006 yılında 17 milyon dolarlık ikramiye kazandıktan sonra kayıplara karışan adamın cesedi, boş bir arazide üstüne beton dökülmüş halde bulundu. Piyango milyoneri Abraham Shakespeare’den dokuz aydır haber alınamıyordu. Ailesi onun Karayipler’de tatilde olduğuna inanıyordu. Ama dedektifler, zengin olduktan sonra yeni arkadaşlar edinen Abraham Shakespeare’in akıbetini araştırmaya başladı. Sonunda adamın cesedi, beton dökülmüş halde bir arazide bulundu. Abraham Shakespeare’i, 2007’de arkadaş olduğu bir kadının erkek arkadaşının öldürdüğünden şüpheleniliyor. Shakespeare’in erkek kardeşi Robert Brown, ağabeyinin ikramiyeyi kazandıktan sonra yaşamının kötüye gittiğini söyledi. Abraham Shakespeare’in çocukluk arkadaşı Samuel Jones, kardeşininki gibi “Para Abraham’ın hayatını kötü yönde değiştirdi” dedi. Piyango zengini arkadaşına, “Çevremdeki bu insanların arkadaşım olduğunu sandım. Ama hepsi para için etrafımdaymış” demiş. Betondan çıkarıldı Shakespeare’in cesedini betondan çıkarabilmek için kalabalık bir ekip çalıştı. | 17 milyn dolarlık büyük ikramiye kazanmıştı ama 9 aydır ortalarda görülmüyordu. Cesedi öyle bir yerde bulundu ki! |
Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu, Özel Yetkili Savcılıktaki ifadesinin ardından sevk edildiği mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli astsubay Ş.B ise tutuklandı. Kıdemli Albay Gençoğlu'nun avukatı Erol Halka, gazetecilere yaptığı açıklamada, saat 13.00'da Erzurum Adliye Sarayı'nda başlayan hukuk mücadelesinin yaklaşık 13-14 saat sonra neticelendiğini belirterek, ''Müvekkilimiz, İl Jandarma Alay Komutanı Albayımız tahliye oldular ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. Bu bizce hukukun zaferidir'' dedi. Davanın devam edeceğini ve sürecin işleyeceğini belirten Halka, şunları kaydetti: ''En nihayetinde de beraat edeceğimizden eminiz, ümitliyiz. Bu bir ekip çalışması. Diğer arkadaşlarımızla beraber komutanımızın savunması yapıldı. İçerik itibarıyla da şunu aktarmak istiyoruz. Yapılan soruşturma bize göre tamamen mesnetsiz, delilsiz ve içeriği itibarıyla maddi delillere dayanmayan bir takım iddialar içermekte. Bunu sayın savcımızın nezdinde de ifade verirken belirttik. Ama sayın savcının takdiri bu yöndeydi. Tutuklamaya sevk etti. Ancak mahkemede yapılan değerlendirme müvekkilimin şu an itibarıyla serbest bırakılmasıyla başlayan bir süreç olarak değerlendirildi.'' İSMAİLAĞA CEMİYETİNE YÖNELİK SORUŞTURMADA SUÇLANIYORDU Halka, Gençoğlu'nun ''Ergenekon soruşturması'' ve İsmailağa cemaatine yönelik bir soruşturma kapsamında suçlandığını belirterek, ''Diğer astsubay arkadaşımız maalesef tutuklandı. Ondan dolayı son derece üzgünüz. Onun tutuklanmasının vermiş olduğu burukluk, diğer taraftan almış olduğumuz tahliyeden dolayı sevinmemizi engelliyor. Süreçler devam edecek, en nihayetinde her ikisinin de aklanacağını düşünüyoruz. Astsubay arkadaşımız mevcut delil durumunda dolayı tutuklandı'' diye konuştu. Avukat Halka, müvekkilinin saat 22.30 sularında soruşturmayla ilgili savcılık ifadesinin sona erdiğini kaydederek, ''İfadenin uzun süreceğini bekliyorduk. Ancak bu kadar uzun olacağını tahmin etmiyorduk'' dedi. Daha sonra Kıdemli Albay Recep Gençoğlu, beraberinde avukatları Erol Halka ve Talat Saygılı ile adliye önünde bekleyen bir taksiyle buradan ayrıldılar. Erzincan Jandarma Komutanı olarak görev yaparken 30 Ağustos 2009'da Eskişehir'e atanan Kıdemli Albay Gençoğlu, Erzincan'da yürütülen soruşturma kapsamında 27 Ocakta gözaltına alınmış, 28 Ocakta askeri uçakla Erzurum'a getirilmişti. Bu arada, yine 27 Ocakta Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli astsubay Ş.B'nin de evinde arama yapılmış, gözaltına alınmasının ardından Erzincan'a götürülmüştü. | İsmailağa cemiyetini araştıran ve geçtiğimiz gün gözaltına alınan Recep Gençoğlu serbest bırakıldı. |
Hükümet, Rusya’ya nükleer santrali ihalesiz olarak birlikte yapma imkanı tanımaya hazırlanırken, Rus tarafının da 5 yıldır yanaşmadığı fiyat revizyonunu nihayet yaptığı ve 1 Ocak 2010’dan geçerli olmak üzere Türkiye’ye yüzde 6’lık indirim sağladığı öğrenildi. 400 MİLYON DOLAR Yüzde 6’lık indirimin Türkiye’yi yılık 400 milyon dolarlık bir maliyetten kurtaracağı ve kış aylarında üretici ve vatandaş üzerinde birikebilecek yükü ortadan kaldıracağı kaydedildi. Bugün'den Fırat Gazel'in haberine göre Rusya’nın Türkiye’ye ikinci iyi niyet adımı da “al ya da öde” konusunda oldu. Türkiye, 2009 yılında Mavi Akım kontratında al ya da öde yükümlülüğüne girmişti. Yani taahhüt edilen miktarda gazı alamamış, ancak kontrat gereğince parasını ödemek durumunda kalmıştı. Bu yükümlülüğün ötelenmesi için Rusya’dan bir adım beklendiği ifade edilmişti. PAÇAL SİSTEME GEÇİLDİ Rus tarafı, öteleme yapma yerine başka bir metodu tercih ederek Türkiye’nin elini büyük ölçüde rahatlattı. Edinilen bilgiye göre, al ya da öde, Rusya ile yapılan her kontratta ayrı ayrı değerlendiriliyordu. Buna karşın Mavi Akım’daki sorun sebebiyle Rus tarafı Türkiye kontratlarında bir paçal sistem yarattı. Yani Batı hattı ile Mavi Akım gazları bir arada değerlendirildi ve böylece Türkiye Mavi Akım kaynaklı tazminat yükümlülüğünden önemli ölçüde kurtuldu. Bu da ekonomi üzerinde oluşabilecek ciddi bir yükün daha ortadan kalkması şeklinde değerlendirildi. ŞUBAT'TA ZAM YOK Bulgaristan’da temaslarda bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan şubat ayında doğalgaza yapılması planlanan zam iddiaları yalanladı. Doğalgazdaki fiya artışına katlanmaya devam edeceklerini belirten Erdoğan, gazetelerde yer alan doğalgaz zam haberlerinin doğru olmadığını söyledi. Erdoğan, “Şu anda gündemimizde böyle bir şey yok. Eğer zam yapılacaksa yapacağımız zaman, bunu artık bakanım da açıklamayacak bizzat ben açıklayacağım” dedi. | Rusya"nın Türkiye"ye sattığı doğalgazın fiyatında yüzde 6 indirim yaptığı öğrenildi. |
İstanbul Şişli’de bir hukuk bürosunda çalışan 28 yaşındaki 5 yıllık avukat Ece Arslan yalnız yaşadığı evinde ölü bulundu. Poyraz Hukuk Bürosu’nda çalışan Arslan’a telefonla ulaşamayan arkadaşları şüphe üzerine, saat 20.00 sıralarında polisi aradı. Eve gelen polis Arslan’ı baygın halde ve ağzından köpük çıkar vaziyette buldu. Olay yerine gelen sağlık ekipleri Arslan’ın öldüğünü belirledi. Arslan’ın cesedi Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Arslan’ın ölüm haberini alan arkadaşları evin önünde uzun süre gözyaşı döktü. Arkadaşları, çete suçları ile ilgili davalara bakan Ece Arslan’ın tansiyon hastası olduğunu söylediler. Arslan’ın kesin ölüm nedeni yapılacak otopsi sonrası belirlenecek. | Şişli'de bir hukuk bürosunda çalışan ve evde yalnız yaşayan 28 yaşındaki güzel avukat evinde ölü bulundu. |
ABD’DEKİ Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada, “agresif, çabuk sinirlenen, hiç kimsenin ne düşündüğünü önemsemeyen ve hoşgörüsüz” insanların, evrim basamağında, sakin ve yardımsever insanlara göre daha yüksekte yer aldığı öne sürüldü. Harvard’lı bilim adamlarına göre, yardımseverlik veya paylaşma duyguları, “evrim olarak daha az gelişmiş insanlara” has duygular. Uzmanlar bu çalışma için biyolojik, sosyallik ve davranış olarak daha medeni veya ileri olan şempanzeler ile evrimin daha alt basamaklarında yer alan bir diğer maymun türü olan bonoboları karşılaştırdı. Sonuçta şempanzelerin, daha agresif, sinirli, ve bencil olduğu ortaya çıktı. Araştırmanın başındaki Victoria Wobber’a göre, paylaşmak ve iyi niyet, “evrimsel” olarak, bağların sıkılaştırılması dönemine denk geliyor. Bağlar ve sosyal yaşam sıkılaştıktan sonra da bir sonraki aşama, agresif ve bencillik oluyor. | Hardvard Üniversitesi araştırdı. Ortaya çıkan sonuç ilginç. Meğer Recep İvedik'in bazı huyları evrimin son halkasıymış. |
Görüntüleri sosyal paylaşım sitelerinde ve televizyonlarda izlenme rekorları kıran sınıf başkanı ve yardımcısının öğretmeni hakkında soruşturma açıldı. Görüntüleri kaydeden öğretmen Cemal Aykaç hakkındaki soruşturmayı Bursa İl Eğitim Müdürlüğü açtı. Soruşturma, öğretmenlerin öğrencilerini kullandığı gerekçesiyle açıldı. Bursa'nın Orhangazi ilçesinde okuyan sınıf başkanı Havva Mutlu ve yardımcısı Gizem Bera Yüksel öğretmenleri Cemal Aykaç'ın kaydettiği görüntülerde sınıfta kendilerini dinlemeyen arkadaşlarına serzenişte bulunuyorlardı. Öğretmen Aykaç, kaydettiği görüntüleri kendi kızlarıyla paylaşmış, kızları da görüntüyü video paylaşım sitelerine koymuştu. Bir anda Türkiye genelinde tanınan kızlar, bir televizyon şovuna da konuk olmuştu. Kız öğrencilerden biri hakaretamiz bir ifadeyle Bursa Valisi'nin izin vermediği için öğretmenlerinin programa katılamadığını söylemişti. Soruşturmanın bu sözlerden sonra açıldığı öne sürülüyor. | İzlenme rekorları kıran sınıf başkanı ve yardımcısının öğretmeni hakkında soruşturma açıldı. |
Dün gece Kanal D'de ekrana gelen programında Avatar'ı eleştiren Okan Bayülgen'in sözleri adeta buz kesti... İNTERNETHABER Televizyonların haşarı çocuğu olarak nitelendirilen Okan Byülgen'in Kanal D'deki programında söyledikleri tam anlamıyla soğuk duş etkisi yarattı... Kanal D'de ekranlara gelen ‘Disko Kralı’ programında ünlü şovmen son zamanların en çok konuşulan filmi ‘Avatar’ı eleştirdi. Bayülgen, bu geceki programında ‘Avatar’ın görüntülerini İngiliz ressam Roger Dean’in ‘Yüzen Adalar ve Şeytanlar’ndan çalıntı olduğunu söyledi. Oysa bunlar çok yeni şeyler değildi. Bu iddialar bir ay önce internet forumlarında dolaşmaya başlamıştı bile. Hıncal Uluç 30 Aralık 2009 tarihli köşe yazısında “Ama belli ki, Avatar'ı hazırlayan ekibin hayal gücü fazla geniş değil.. Sürrealist İngiliz ressam Roger Dean'in "Yüzen Adalar ve Şeytanlar" adlı tablolarından aldıkları ilhamın ötesine gidememişler.” demişti bile. Ayrıca sanat ve bilgisayar tutkunları da bu filmin aynı Uluç’un yazdığı gibi Roger Dean’in “Yüzen Adalar ve Şeytanlar” adlı tablolarından çalıntı olduğu tarışmalarını yine film gösterime girdiği tarihlerde yapmaya başlamışlardı. HINCAL ULUÇ NE YAZMIŞTI? Nihayet gittim.. 162 dakika, yani 2 saat 42 dakika seyrettim.. Çıkarken birlikte izlediğim dostlarıma söylediğim şuydu.. "Bir saat 42 dakikası fazlaydı." Avatar, ille de bir yerinden tutmak gerekirse, bir "Pazarlama" şaheseri.. 1967 yılında, askerliğim biterken Cüneyt Ağabey (Koryürek) "İş buldun mu" demişti.. "Hayır" dedim.. "O zaman Delta'da başlıyorsun" dedi.. "Delta ne" dedim.. "Reklam, Halkla İlişkiler ve Pazarlama Şirketim benim.." Reklamı biliyordum. Halkla İlişkiler ve Pazarlama, o yıllar Türkiye'de pek geçmeyen sözcüklerdi.. Delta sayesinde tanıştım onlarla.. Ve de Pazarlama denen bilim ve sanatın çok sıradan bir filmi, ne hale getirebildiğini, yıllar, yıllar sonra, Avatar sayesinde gördüm.. Avatar, 1970 yılında izlediğim Richard Harris'in unutulmaz filmi A Man Called Horse'u (DVD'si Vahşi Kahraman diye piyasada) vahşi batıdan alıp uzaya taşıyor.. Bu da Avatar'ın yönetmeni James Cameron'a yabancı bir uygulama değil.. Hazret sinema dünyasına, Magnificent Seven'i uzaya uyarlayan bir ucuz filmde (Battle Beyond the Stars/ 1980) sanat direktörlüğü yaparak girmişti. A Man Called Horse'da, Richard Harris, Kızılderililerin eline düşen bir İngiliz aristokratını canlandırır. İngiliz lordu, Vahşilerin (Adları öyleydi, o zamanlar) içinde yaşarken onları tanır. Beyaz adamın onlara ve doğaya nasıl haksızlık ettiğini görür. Onlardan biri olmaya karar verir. Bunun için çok ağır sınavlardan geçer. Sonunda sadece onlardan biri olmakla kalmaz, liderleri olur. Avatar'da Sam Worthington bir Amerikan deniz piyadesidir. Pandora adlı gezegende yaşayan Navi adlı bu defa Kızıl değil, Yeşil Derili vahşilerin arasına düşer. Bu vahşiler de ok ve yayla avlanır, sihirbazlarının etrafında toplanıp danslarla ibadet ederler.. Amerikalı asker, beyaz adamın onlara ve doğaya nasıl haksızlık ettiğini görür. Onlardan biri olmaya karar verir. Bunun için çok ağır sınavlardan geçer, başarır. Önce içlerine kabul edilir, sonra liderleri olur.. Eeee!.. Daha nasıl benzesin istiyorsunuz iki film?.. Avatar'ın farkları var tabii.. Bir defa 1970 filmindeki müthiş oyunculuk ve o harika Richard Harris, bu filmde yok.. Onun yerinde ne var?.. 3 boyutlu teknik. Bu da o kadar önemli değil. İnsanı şaşırtan, saran, büyüleyen dekorlar ve sahneler pek yok.. Yarım saatte hemen her şeyi görüyorsunuz. Ondan ötesi tekrar.. O zaman konunun sizi sürüklemesi lazım. O da yok.. James Cameron, filmin yüzde 40'ını çekmiş, yüzde 60'ını bilgisayarında yaratmış. Bilgisayar oyunu gibi.. O zaman insan gerçekten muhteşem sahneler istiyor ve bekliyor, hele 2012'den sonra.. Ama belli ki, Avatar'ı hazırlayan ekibin hayal gücü fazla geniş değil.. Sürrealist İngiliz ressam Roger Dean'in "Yüzen Adalar ve Şeytanlar" adlı tablolarından aldıkları ilhamın ötesine gidememişler. Efendim mesaj!.. Doğayı koruma.. Amerika'nın Irak'ı işgaline eleştiri.. Valla, bin şeye benzetirsiniz isterseniz.. Gerçek şu.. Avatar, bire bir, 40 yıl önceki filme benziyor.. İçindeki malzeme iki saat 42 dakikayı doldurmuyor. Üç boyutlu olmasının da fazla anlamı yok.. Sinema değil, Pazarlama Teknikleri tarihine geçecek bir olay.. Hepsi bu!.. | Dün gece Kanal D'de ekrana gelen programında Avatar'ı eleştiren Okan Bayülgen'in sözleri adeta buz kesti... |
Karlı havalarda yolda yürürken özellikle kayıp düşmeler çok sık görülür. Bu tip kazaların olmaması için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. ELLERİNİZİ CEBİNİZDEN ÇIKARIN Üşümemek için ellerinizi cebizine sokmanız düştüğünüzde sakatlanma riskinizi artırıyor. Karlı ve sisli havalarda görüş mesafesinin azalması trafik kazalarında artışa neden olur. Bununla birlikte yayaların karlı, buzlu, kaygan zeminlerde yürümesi güçleşmektedir. Buzlu yolda ellerin cepte olması, büyük adımlar atılması düşmeye daha çok neden olmaktadır. İŞTE ALINACAK ÖNLEMLER Yürürken düşmeleri azaltmak için şu önlemleri alın • Evden çıkmadan önce dışarıdaki hava şartları kontrol edip,uygun kıyafetler tercih edin. Dar kıyafetler hareket kabiliyetinizi azaltır. • Tabanı kaygan olmayan altı lastik ve tırtıklı ayakkabılar giyin. Özellikle ayak bileği yaralanmalarını önlemek için bileği kavrayan botlar tercih edilmelidir. • Yürürken küçük ve dengeli adımlar atın. • Ellerin cepte olmaması ise düşme anında avuç ortalarını yere koyarak, vücudun herhangi bir bölgesinin yere daha sert bir şekilde çarpmasına engel olur. • Mümkünse diş yokuşları inip çıkmayın. • Merdiven inip çıkarken trabzanları kullanın. • Çocuğunuzu ya da ağır eşyalarınızı kucakta taşımayın. • Poşet ya da çantalarınızı iki elinizle taşımayın. • Kar gözlüğü kullanın. Yaşlılar zorunlu olmadıkça karlı havada dışarı çıkmamalı Düşme sırasında refleks olarak yüzü korumak için el ve ayak bileği öne doğru hareket eder. Bu yüzden, el ve ayak bileği kırıklarıyla sık karşılaşırız. Yere düşüp çarpma sonucu kalça kırıkları, omuz çevresi kırık ve çıkıkları, omurga kırıkları sık görülür. Yaş ortalaması arttıkça basit düşmelerle oluşan kırık sayısı da artmaktadır. Özellikle ileri yaştakilere, kötü hava koşullarında mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamalarını öneriyoruz. | Kar yağışıyla birlikte buz tutan yollarda kaymadan yürümek oldukça zor. Yürürken kayıp düşmek istemiyorsanız buraya bir gözatın |
Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, kontrol amacıyla yarın Alman Hastanesi"nde anjiyo olacak. Çıkabilecek kötü bir sonucun “by-pass”a kadar gitmesinden endişe ediliyor Beşiktaş’ta Teknik Direktör Mustafa Denizli, yarın anjiyo olacak. Kamuoyundan gizlenen ve kimsenin duymaması için büyük bir gizlilik içerisinde yürütülen kontrollerde, Denizli’nin durumundan şüphelenen doktorların, anjiyo olmasına karar verdikleri öğrenildi. Son dönemde siyah-beyazlıların üst üste aldığı başarısız sonuçların ardından strese giren ve büyük sıkıntı yaşayan Mustafa hocanın, kontrol amacıyla sağlık kuruluna başvurduğu, doktorlarının da anjiyo olmasına karar verdikleri ifade edildi. Alman Hastanesi’nde yarın kontrol altına alınacak olan Mustafa Denizli, herhangi bir sorun yaşamaması durumunda hemen takımının başına dönecek. Ancak anjiyodan çıkacak olumsuz bir sonuç herkesi korkutuyor. Siyah-beyazlıların teknik patronunda, bir sorun yaşanması durumunda, stent takılabileceği ya da by-pass olabileceğine de işaret edildi. Anjiyo nedir? Herhangi bir damar sisteminin görüntülenmesi, damardaki kan akımının nasıl olduğu, darlık, tıkanıklık gibi sorunların olup olmadığının araştırılması demektir. Vücudun tüm damarları için anjiyografik işlemler yapılabilir. Bunlardan kalp damarlarını incelemek için yapılana koroner anjiyografi denir. | Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli'nin sağlık durumu camiayı şok etti. Herkes yarınki sonucu bekliyor. |
Batman'da da ilginç bir sahtecilik olayı ortaya çıkartıldı. Öğrencilere sahte karne, teşekkür belgesi hazırlayan 3 kişi gözaltına alındı. Kentte dersleri kötü olan pek çok lise öğrencisinin velisi, gelen iyi karnelerle şaşkına döndü. Veliler soluğu okulda alınca gerçek de ortaya çıktı. Yapılan incelemede karne ve teşekkür belgelerinin sahte olduğu anlaşıldı. 5 internet kafe ve 1 kırtasiyeye düzenlenen baskında 3 kişi gözaltına alındı. Zanlıların 15 TL'ye zayıfsız ya da az zayıflı karne hazırladığı belirlendi. 25 TL veren öğrenciler ise bir de teşekkür belgesi almış. Olayla ilgili Milli Eğitim Müdürlüğü de soruşturma başlattı. Zanlılar tutuksuz yargılanacak. | Bir okulda hiçbir öğrencinin zayıfı çıkmayınca, veliler okul basıp rezaleti gözler önüne serdi.. |
212 Power Outlet Alışveriş Merkezini'nin resmi açılışını yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra işyenlerini dolaştı. Başbakan Erdoğan önce bir restoranda öğle yemeği yedi. Daha sonra alışveriş merkezi içinde gezintiye çıkan Erdoğan, vatandaşlarla fotoğraf çektirdi. Erdoğan, yanına gelen iki kız çocuğuna da oyuncak vererek fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedi. TORUNLARINA UZAKTAN KUMANDALI ARABA ALDI Daha sonra bir oyuncak mağazasına giren Erdoğan, önce mağaza çalışanlarıyla fotoğraf çektirdi. Ardından da torunlarına oyuncak aldı. Oyuncak seçiminde kılı krık yaran Erdoğan, Akın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Akın ile birlikte mağazayı gezdi ve torunlarına, aralarında uzaktan kumandalı bir araba ve metrobüsün de bulunduğu oyuncaklar aldı. | Bir alışveriş merkezinin açılışına katılan Başbakan Erdoğan torunlarına oyuncak almayı da ihmal etmedi. |
Iğdır Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. İsmail Malyemez, cep telefonundan arayan ve kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından dolandırıldı. Başhekim Dr. Malyemez, gazetecilere yaptığı açıklamada, tanımadığı bir kişinin cep telefonu arıyarak, ''Sizi emniyetten arıyoruz. Telefonunuz dinleniyor. Bu durumun düzeltilmesi için 8 bin 500 TL'lik kontör göndermeniz gerekiyor'' dediğini anlattı. Bunun üzerine telefondaki kişinin verdiği banka hesap numarasına kontör almaları için istenilen miktarda parayı aktardığını anlatan Malyemez, daha sonra dolandırıldığını anladığını ve polise başvurduğunu söyledi. Dr. Malyemez, ''Bir anda neye uğradığımı bilmeden dolandırıcılara para kaptırdım. Dolandırıcılar hastanedeki personelden bazılarını da aramış. Polis konuyu inceliyor'' diye konuştu. Başhekim Malyemez'in başvurusu üzerine kontör dolandırıcıların yakalanması için çalışma başlatıldı. | Iğdır Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. İsmail Malyemez'e dolandırıcılardan büyük tuzak... |
Benzinliye göre fiyatı 3-5 bin lira arasında farklılık gösteren yeni nesil dizel araç sahiplerinin, temiz yakıt kullanmalarının yanı sıra olası arızalarda, özellikle başta Çin menşeli olmak üzere kalitesiz yan sanayi yerine orijinal yedek parça kullanılmasına dikkat etmeleri gerektiği bildirildi. Çukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Otomotiv Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Aydın, yaptığı açıklamada, benzinlilere göre yakıtta önemli düzeyde avantaj yaratan dizel araçlara olan talebin dünyada olduğu gibi Türkiye'de de son yıllarda hızla arttığını söyledi. Pazar ve rekabetin artmasının ardından firmaların yaptıkları yatırımlarla artık yeni nesil dizel araç üretimine yöneldiklerini belirten Prof. Dr. Aydın, ''Üretimi yapılan yeni araçlarda 3. nesil püskürtme sistemleri ile yeni nesil turbo üniteler kullanılıyor. Böylece, dizel motorlar güçlendi, egzos emisyonları da benzinli araçlara göre düşürüldü'' dedi. Prof. Dr. Aydın, ''dizel araçların 100 bin kilometreden sonra genelde motorda sorun çıkardıkları'' yönündeki görüşlerin de gerçeği yansıtmadığını, ancak araç sahiplerinin temiz yakıtın yanı sıra olası arızalarda orijinal parça kullanılması, yakıt, yağ ve su seviyeleri konusunda duyarlı olması gerektiğini bildirdi. Bunlara dikkat edilmemesi durumunda aracın 5 bin kilometrede bile arızalanabileceğini anlatan Aydın, şöyle konuştu: ''Yeni nesil dizel araçların motorları oldukça hassas. Bu nedenle kükürt oranı 50 PPM'in altında olan motorin kullanılmalı. Kalitesiz yakıtın kullanılması durumunda motorda en az 4-5 bin lira arasında değişen masraf çıkabilir. Gösterge tablolarındaki tüm uyarılar araç sahipleri tarafından dikkate alınmalı. Hava yapmaması için yakıt kontrolüne azami önem verilmeli. Yakıtı son aşamasına kadar tüketmek yerine uyarı sinyalini görür görmez yakıt alınmalı.'' ÇİN MALINA DİKKAT Aydın, olası arızalarda da yan sanayi yerine orijinal parçaların kullanılması gerektiğini ifade ederek, ''Zaten parçaları pahalı olan araçlarda, özellikle başta Çin menşeli olmak üzere kalitesiz yan sanayi ürünlerinin kullanılması durumunda masraf tahmin edilemeyecek miktarda artabilir'' dedi. Kadir Aydın, temiz yakıt kullanılması, yağına ve suyuna bakılması durumunda bir dizel otomobilin motor ömrünün 300-400 bin kilometre, otobüsün ise 1,5-2 milyon kilometre arasında olabileceğini sözlerine ekledi. | Otomotiv Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Aydın'dan dizel araç sahiplerine çok önemli uyarı... |
Saç dökülmesi kadın erkek yaşlı genç dinlemiyor. Pek çok nedene bağlı olarak dökülen saçlar insanı psikolojik olarak da olumsuz etkiliyor. Neyse ki tıptaki gelişmeler sevindirici, yüz güldürücü çareler sunuyor. Bunlardan biri de kök hücre destekli saç ekimi. Kök hücre (PRP) destekli FUE saç ekimi, saç dökülmesinden kurtulmakta tıbbın geldiği en yeni ve etkileyici tedavi metodu. Bu tedavinin uygulandığı Doğan Cerrahi Tıp Merkezi Medikal Estetik Birimi’nden Uzman Estetisyen Berna Bilir Yılmaz konu ile ilgili bize detaylı bilgi verdi. SAÇLAR CANLANIYOR Yıllar içinde yapılan birçok bilimsel çalışma doku ve organ yenilenmesi için kök hücre ismi verilen ve multipotansiyellere sahip bir hücre ayrıştırılmış ve bu sistem yakın zamanda FDA (Amerikan Sağlık Dairesi) onayını da alarak bir çok tıp alanında kullanılmaya başlandı. Bu hücrelerin en büyük kaynağı da insan kanı. Saç ekimi ve saç mezoterapisinde bu yöntemin kullanılması ilk kez 1999 yılında Japon Dr. Takakura tarafından saç dökülmesi konusunda bilimsel bir çalışma olarak yayınlandı. Bu yöntemle yapılan saç ekim işleminin özellikle de FUE ile yapılan saç ekiminin başarısını yüzde 25 arttırıyor. Ayrıca ekilen bölgede bulunan ve erkek tipi saç dökülmesinin etkisiyle minyatürize olmuş cansız saçları yüzde 80 oranında normal canlı saç haline getiriyor. Bu iki yararı bir arada göz önüne alınırsa FUE ile yapılan saç ekimi eğer kök hücre tedavisi ile desteklenirse alınacak sonuç normal FUE tedavisine göre yüzde 50’ye varan oranda daha fazla başarı demek. Hiçbir enfeksiyon ve iz yok Bunun yanı sıra bölgede bulunan ve dökülmeye yüz tutan saç kökleri yeniden canlanmaya başlıyor. Ayrıca bu özel hücre kokteyli saç alınan ense bölgesine de verilerek burada kalabilecek izi de tamamen ortadan kaldırıyor. Enfeksiyon riski de sıfırlanıyor. Oluşabilecek enfeksiyonu da önlemede de çok önemlidir, bu serum yoğun antibakteriyel içeriği ile de herhangi bir enfeksiyonun oluşumunu da önlemektedir. Nasıl uygulanıyor? Saç ekimi sonrası tedaviye belli aralıklarla devam edilmesi başarı oranını çok yükseltiyor. Uygulama için hastadan ortalama 20 cc kan alınarak özel bir işlem ile yoğun kök hücre içeren serum elde ediliyor. Bu serum özel bir işlemden geçirilerek FUE yöntemi ile çıkarılan saçlarla birleştiriliyor. Birleştirilme işleminden sonra FUE köklerinin üzerine kök hücrelerin yapıştırılması işlemine başlanıyor. Yine özel bir solüsyonla FUE kökler yıkanarak üzerindeki kök hücrelerin ayrılmaması sağlanıyor ve kök hücre ile zenginleştirilmiş FUE kökleri ekime hazır hale geliyor. Ekimden belli süreler sonrasında PRP kök hücre ile yapılan bölgeye ve saçların çıkartıldığı bölgeye uygulama tekrarlanır. Neden bu kadar başarılı? Saç ekiminde (özellikle de FUE işleminde) en önemli dezavantaj ekilen saçların ilk 1 hafta herhangi bir kan damarıyla bağlantı kuramamasıdır. Böyle olunca, kökler beslenemeyip zayıf kalıyor ve ilk 7 günlük bu dönemde de bir kısmı kayba uğruyor. Tüm bu kayıplar saç ekiminin başarısını azaltıp, güçlü olmayan saçların kaybına neden oluyor. Kök hücre ile operasyon esnasında yıkanan FUE saç kökleri vücut dışına alındığında, üzerine yapıştırılan kök hücrelerin salgıladığı proteinler sayesinde uzun süre vücut dışında canlı kalıyor. Ekilen bölgede kök hücrelerin salgıladığı büyüme hormonu ile hemen büyümeye ve beslenmeye başlıyor. Ayrıca kök hücre içerisinde bulunan VEGF hormonu ekilen saç kökü etrafında hemen yeni kan damarları oluşumunu başlatıyor. Böylece yeni ekilen saç kökünün beslenme sorunu da ortadan kalkıyor. Yeni ekilen köklerde beslenme yaşam sorunu çözülüyor. | Kök hücre destekli saç ekimi dökülme sorunu yaşayanlar ve saçını kaybetme noktasına gelmiş kişilerde çok etkili sonuçlar veriyor. |
ABD'nin olası bir İran saldırısına karşılık verebilmek amacıyla Körfez'deki füze savar sistemlerinin konuşlandırılmasına hız verdiği bildirildi. New York Times gazetesinde askeri yetkililerle Obama yönetiminin yetkililerine dayandırılarak verilen haberde,Umman'ın da bu 4 ülke arasında yer almasının hedeflendiği, ancak şu ana kadar bu ülkeye herhangi bir füze savar sistemi yerleştirilmediği ifade edildi. İran'ı nükleer kapasitelerinden ve askeri heveslerinden endişe eden Arap ülkelerinin de Amerikan savunma teçhizatını kabul etme konusunda giderek daha hevesli olduğuna dikkat çekildi. Haberde, üst düzey bir yetkilinin, ''İlk hedefimiz İranlıları, öfkesini komşularından çıkarmamaya ikna etmek. İkincisi ise Arap devletlerini kendi nükleer silahlarını temin etmeye mecbur hissetmemelerini sağlamak. Ama İsraillileri de sakinleştirmek lazım'' dediği kaydedildi. Haberde sözü edilen düzenek, Tahran yönetimine karşı uluslararası yaptırımların güçlendirilmesini izleyen dönemde olası İran saldırılarına karşılık vermeye hedefliyor. Bu girişimin İsrail'i İran'ın nükleer tesislerini vurmaktan caydırabileceği de ifade ediliyor. | ABD'nin Katar, Bahreyn, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne İran'a karşı füzeleri algılayan radar sistemleri konuşlandırdığı edildi. |
Turkcell Süper Lig'de 19. hafta maçında Diyarbakırspor ile Trabzonspor karşı karşıya geldi. Atatürk Stadı'nda oynanan mücadeleyi bordo mavililer 2-1 kazandı. Trabzonspor'a galibiyeti getiren goller 16. ve 39. dakikalarda Engin Baytar'dan gelirken; Diyarbakırspor'un tek golü ise 22. dakikada Tazemeta'dan geldi. Karadeniz ekibinde ceza sınırında olan Egemen ve Engin Baytar, sarı kart görerek cezalı duruma düştü. İki futbolcu Manisaspor maçında görev yapamayacak. Bu sonucun ardından Trabzonspor puanını 33'e yükseltirken; Diyarbakırspor 19 puanda kaldı. Önümüzdeki hafta Trabzonspor sahasında Manisaspor'u ağırlayacak. Diyarbakırspor ise zorlu Fenerbahçe deplasmanına gidecek. GUTİERREZ YEDEK, CALE CEZALI Trabzonspor teknik direktörü Şenol Güneş, Diyarbakırspor karşısında savunmada Ömer, Egemen, Giray ve Ferhat'a görev verirken; sarı kart cezalısı Cale forma giyemedi. Bordo mavililerin yeni transferi Teofilo Gutierrez ve Afrika Uluslar Kupası'ndan gelen Song da yedekler arasında yer aldı. ENGİN'DEN ÇOK ŞIK BİR GOL Bordo mavililer rakibi karşısında maça daha istekli başlarken, daha fazla pozisyona giren taraf oldu. Umut, Alanzinho ve Engin ile rakip kaleye yüklenen Trabzonspor 16. dakikada aradığı golü buldu. Colman'ın ceza alanı içine yaptığı ortayı, Giray kafayla arkaya doğru aşırdı. Penaltı noktasının sağ tarafında boş pozisyonda bulunan Engin Baytar, sol ayağıyla gelişine çok güzel vurdu ve meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 0-1 TAZEMETA'NIN CEVABI GECİKMEDİ Yenik duruma düştükten sonra Trabzonspor yarı alanına oyunu yığan Diyarbakırspor, 6 dakika aranın ardından skora dengeyi getirdi. 22. dakikada topla sol taraftan ceza sahasına giren Celaleddin'in vuruşunda kaleci Onur topu yumrukladı. Boşta kalan topu takip eden Tazemeta'nın vuruşunda top filelere gitti: 1-1 TRABZONSPOR GOL KAÇIRMA YARIŞINDA Bol pozisyonlu ve güzel bir mücadele örneğinin sergilendiği müsabakada, bordo mavililer net pozisyonlar yakalarken; ev sahibi ekip ise daha az gol girişiminde bulundu. 29. dakikada ceza sahasında topla buluşan Alanzinho'nun vuruşunda, kaleciyi geçen top Basem'e çarparak geri geldi. 32. dakikada Engin'in pasıyla buluşan Colman'ın vuruşunda, top yandan az farkla auta gitti. 36. dakikada Serkan'ın pasında toplu buluşan Umut'un vuruşunda gole giden meşin yuvarlağa kaleci Gökhan son anda müdahale etti. 38. dakikada kazanılan serbest vuruşu Selçuk kullandı, ancak top direkten geri döndü. ENGİN BİR KEZ DAHA SAHNEDE Bordo mavili ekip ilk yarıda girdiği gol pozisyonlarını sonuçlandıramazken; devrenin bitmesine kısa bir süre kala Trabzonspor yeniden üstünlüğü eline geçirdi. 39. dakikada Ferhat'ın soldan ortasında, ön derikte bulunan Engin'in kafa vuruşunda top bir kez daha ağlarla buluştu: 1-2 D.BAKIRSPOR'DA DEĞİŞİKLİKLER İkinci yarının başında Ziya Doğan, takımında değişikliklere gitti. Tjikuzu ve Ümit Bozkurt'u oyundan alan Doğan, yerlerine Erhan Şentürk ve Burak'ı dahil ederek daha ofansif bir anlayışa büründü. EGEMEN VE ENGİN CEZALI DURUMA DÜŞTÜ Trabzonspor'da sarı kart sınırında olan Egemen ve Engin Baytar, Diyarbakırspor karşısında sarı kart gördü. Cezalı duruma düşen futbolcular, Manisaspor karşılaşmasında forma giyemeyecek. 57. dakikada orta alanda Engin Baytar ve Abdullah arasında kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Birbirlerine yakın temsata bulunan ikiliden, Abdullah kendisini yerde buldu. Sonrasında iki takım futbolcuları arasında kısa bir elektriklenme yaşansa da; Halis Özkahya, Engin'e sarı kart göstererek ortamı yumuşattı. KAÇAN FIRSATLAR Son yarım saate girildiğinde Diyarbakırspor özellikle Erhan Şentürk ile bariz bir gol fırsatını değerlendiremedi. Altıpas üzerinden vuruşu kalenin üstünden auta giderken; Trabzonspor'da Serkan Balcı'nın kafa vuruşu direkten döndü. Bordo mavililer'de Ceyhun Gülselam'ın ceza alanı dışından şutunu Gökhan kurtarmayı başarırken; Umut Bulut'un ön direkte müsait pozisyonda kafa şutu direk dibinden auta çıktı. MAÇTAN DAKİKALAR Okumak için ikinci sayfaya geçiniz [PAGE] 9. dakikada ceza sahası dışında topla buluşan Umut'un sert vuruşunda, meşin yuvarlak üsten auta çıktı. 12. dakikada ceza sahasının dışında topla buluşan Adnan'ın düzelterek yaptığı plase vuruşta, meşin yuvarlak kaleci Onur'da kaldı. 16. dakikada Alanzinho'nun vuruşunda defansa çarpan topa kaleci Gökhan müdahale etti, meşin yuvarlak kornere çıktı. Colman'ın kullandığı korner atışında topla buluşan Engin, sert bir vuruşla takımını öne geçiren golü kaydetti: (1-0). 21. dakikada Tjikuzu'nun ortasında ceza alanı içinde topla buluşan Adnan'ın kafa vuruşunda, top yandan az farkla auta çıktı. 22. dakikada topla sol taraftan ceza sahasına giren Celaleddin'in vuruşunda kaleci Onur topu yumrukladı. Boşta kalan topu takip eden Tazemeta'nın vuruşunda top filelere gitti: (1-1). 28. dakikada Serkan'ın sağdan ortasında ceza sahasında topla buluşan Umut'un kafa vuruşunda, top üstten auta çıktı. 29. dakikada ceza sahasında topla buluşan Alanzinho'nun vuruşunda, kaleciyi geçen top Basem'e çarparak geri geldi. Kaleci Gökhan, topa sahip oldu. 32. dakikada Engin'in pasıyla buluşan Colman'ın vuruşunda, top yandan az farkla auta gitti. 36. dakikada Serkan'ın pasında toplu buluşan Umut'un vuruşunda gole giden topa kaleci Gökhan son anda müdahale etti, defans topu uzaklaştırdı. 38. dakikada kazanılan serbest vuruşu Selçuk kullandı, ancak top direkten geri döndü. 39. dakikada Ferhat'ın soldan ortasında, ön derikte bulunan Engin'in kafa vuruşunda top bir kez daha ağlarla buluştu: (2-1). 42. dakikada ceza sahasında topla buluşan Tazemeta'nın kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda yaptığı vuruşta, top kalecide kaldı. MAÇIN İKİNCİ YARISI 50. dakikada ceza sahasına ortalanan topa Egemen kafa ile vurdu, meşin yuvarlak kaleci Gökhan'da kaldı. 64. dakikada Tazemeta'nın soldan pasında, ceza sahasında topla buluşan Erhan'ın vuruşunda, meşin yuvarlak üstten auta çıktı. 69. dakikada ceza alanında topla buluşan Serkan'ın kafa vuruşunda, meşin yuvarlak yan direkten geri döndü, defans topu uzaklaştırdı. 72. dakikada ceza sahasının sağ köşesinde topla buluşan Ceyhun'un sert vuruşunda, kaleci meşin yuvarlağı son anda kornere çeldi. Trabzonspor, karşılaşmadan 2-1 galip ayrıldı. Stat: Atatürk Hakemler: Mustafa Kemal Abitoğlu xxx, Serkan Akarca xxx, Orkun Aktaş xxx Diyarbakırspor: Gökhan xx, Abdullah xx, Diallo xx, Basem xx, Celaleddin xx, Adnan xx (Dk. 69 Musa x), Ümit xx (Dk. 46 Burak xx), Tjikuzu xx (Dk. 46 Erhan xx), Barış xx, Tazemeta xx, Djite xx Trabzonspor: Onur xx, Ömer xxx, Giray xxx, Egemen xxx, Ferhat xxx, Selçuk xxx, Colman xxx (Dk. 74 Sezer xx), Serkan xxx, Engin xxxx (Dk. 61 Ceyhun xx), Alanzinho xxx (Dk. 90 Song ?), Umut xxx Goller: Dk. 16 ve 39 Engin (Trabzonspor), Dk. 22 Tazemeta (Diyarbakırspor) Sarı kartlar: Dk. 47 Egememen, Dk. 57 Engin (Trabzonspor), Dk. 51 Basem (Diyarbakırspor) | Karadeniz fırtınası Trabzonspor yeni yılda Diyarbakır'da oynadığı 5. maçında beşinci galibiyetini aldı. |
Milyonları ekran başına kilitleyen dizi Ezel önce kanal değiştirdi sonra da hakkında öyle bir söylenti çıktı ki izleyenler üzülecek Kenan İmirzalıoğlu ve Cansu Dere’nin başrollerini paylaştığı izlenme rekorları kıran Ezel dizisi bu sezon ekranlara veda mı ediyor? Milyonları ekran başına kitleyen 'Ezel' dizisi geçtiğimiz hafta bir değişikliğe uğrayıp Show Tv'de olan yayınına Atv'de devam etmeye başlamıştı. İzleyici tam buna alışmışken şimdi de Ezel'in bu sezon sonunda biteceği haberleri kulaktan kulağa dolaşıyor. Çıkan dedikodulara göre Ay Yapım'ın üstlendiği dev yapım 'Ezel' bu sezon sonunda dizi senaristleri tarafından bitirilecek eylül başında da film olarak vizyonlarda olacak. | Milyonları ekran başına kilitleyen dizi Ezel önce kanal değiştirdi sonra da hakkında öyle bir söylenti çıktı ki izleyenler üzülecek |
İngiliz ve Avustralyalı olduğu açıklanan askerlerin cesetleri, 2008 yılında Fransa’nın kuzeyinde yapılan kazılarda bulunmuştu. Üstü kapatılmış bir toplu mezarda bulunan askerlerin, Haziran 1916’daki Fromelles Savaşı‘nda öldükleri tahmin ediliyor. Fransa’nın kuzeyinde Lille şehri yakınlardaki kasaba 1916 yılında şiddetli çatışmalara sahne olmuştu. Yetkililer, kimliği henüz tespit edilemeyen cesetlerin yıl sonuna kadar tanımlanacağını bildirdi. | Birinci Dünya Savaşı sırasında ölen fakat cesetleri iki yıl önce bulunan 250 asker 30 Ocak günü defnedildi. |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bir dünya devleti olarak İsrail kendini görüyorsa, komşularıyla olan münasebetlerini bir gözden geçirmesi gerekir diye düşünüyorum" dedi. Başbakan Erdoğan Euronews'e verdiği röportajda, "Kürt meselesi konusunda tarihi bir adım atarak, meselenin demokratik düzlemde çözülmesi noktasında bir plan, proje hazırladınız. Aradan 1 yıla yakın süre geçti. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, bunun son dönemin en önemli gündem maddesi olduğunu vurguladı. Buna sadece "Kürt sorunu" denilmesinin bu çalışmayı çok zayıflatacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, çalışmanın Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ve demokratik açılım süreci olduğunu dile getirdi. TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİ Başbakan Erdoğan, "İsrail-Türkiye ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz ve gelinen noktada Türkiye'nin bölgede, İsrail ile Arap ülkeleri ve İsrail-Suriye arasında ara buluculuk rolü oynayabileceğini düşünebiliyor musunuz?" sorusuna karşılık, "Türkiye gibi bir dostunu kaybetmesi, sanıyorum İsrail için gelecekte onların düşünmesi gereken bir konu olacaktır" dedi. "Büyükelçimize karşı takınılan tavrın uluslararası diplomaside yeri yoktur. Biz, İsrail-Suriye ilişkilerinde elimizden geleni yaptık" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Bakıyorsunuz şimdi Sayın Binyamin Netanyahu kalkıyor diyor ki, 'Ben Erdoğan'a güvenmiyorum. Sarkozy'ye güveniyorum'. Böyle bir isim açıklamaya mecbur musunuz? İşte bu da bir diplomasi açığı... Çünkü bunu siz söylediğiniz zaman, o zaman, yani sen bana güvenmediğine göre ben sana nasıl güveneceğim? Şu anda İsrail ile aramızda çok ciddi anlaşmalar var. Güvensizlik üzerine bu anlaşmaların yürütülmesi mümkün olur mu? Bir dünya devleti olarak İsrail kendini görüyorsa, komşularıyla olan münasebetlerini bir gözden geçirmesi gerekir diye düşünüyorum." Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İsrail Dışişleri Bakanı sizi iki ülke arasında tansiyonu yükseltmekle, esasında antisemitizm ile suçladı. Siz geriye dönüp baktığınızda kendi tutumunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz? Acaba 'konuyu daha diplomatik ele alabilir miyim' diye düşündünüz mü?" sorusu üzerine, "Ben gerçeği söylüyorum ve gerçeği söylemeye de devam edeceğim" yanıtını verdi. Erdoğan, "Türkiye, yüzyıllara dayanan bir geçmişi olan bir devlet. Böyle bir devletle konuşurken, oturup kalkarken dikkat edeceksin. Kalkıp da savunmasız insanlar acımasızca öldürülürse, bunlar fosfor bombalarıyla vurulursa, alt yapı, üst yapı, her yer yıkılırsa, adeta bir açık hava hapishanesine insanlar mahkum edilirse, biz bunu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile insan hakları ile bağdaştıramayız ve buna seyirci kalamayız" diye konuştu. TÜRKİYE-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİ "Ermenistan Anayasa Mahkemesi, Türkiye-Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesini ön gören protokollere dair farklı bir yorum getirdi ve bu yorum Ankara'yı rahatsız etti. Bu kararın ardından Türkiye'nin protokollere ilişkin yol haritası nasıl olacak?" sorusunu Başbakan Erdoğan, şöyle yanıtladı: "Bir kere daha işin başında sağlıksız bir giriş söz konusu. O zaman biz neyi görüşüyoruz, neyi yapacağız? Öyleyse, bunu Ermenistan'ın yeniden ele alması lazım. Yeniden görüşmesi lazım. Biz Türkiye olarak orada sözleşmedeki vaadimiz ne ise onu şu anda yerine getirdik. Halen getiriyoruz da. Burada karşılıklı olarak bir takvim, bir yol haritası var. Bu yol haritası devam edecektir. Biz buna her zaman hazırız, samimiyiz. Yolumuza aynı şekilde devam ediyoruz." "AB BİR HRİSTİYAN KULÜBÜ OLMAMALIDIR" Erdoğan, AB sürecine ve tam üyelik müzakerelerini nasıl gördüğüne ilişkin bir soru üzerine, şunları kaydetti: "AB üyelerinin bir kısmı ne yazık ki dürüst davranmıyor. Sıkıntı burada. Bunun niçin söylüyorum? Avrupa Birliği müktesebatı içerisinde olmayan uygulamalarla Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bu, çok yanlış bir şey. Şunu bilmemiz lazım, bizler liderler olarak gelip geçiciyiz, ama halklar kalıcıdır. Bir liderin farklı bir ülke için olumsuz yaklaşımı o ülke halkının o lider sebebiyle o ülkeye bakışını değiştirir." "Sarkozy'den mi bahsediyorsunuz?" sorusu üzerine de Erdoğan, "Sayın Sarkozy, akla gelmez veyahut aklın kabul etmeyeceği şeyler ileri sürüyor. Biz ne yaparlarsa yapsınlar, hangi engeli koyarlarsa koysunlar, çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Sabırla sürdüreceğiz. Ama tabii bunun da bir sonu var. Ta ki AB, bütün üyeler 'Biz Türkiye'yi almıyoruz' diyene kadar... Bunu demeleri lazım" karşılığını verdi. "Bazı Avrupa ülkelerinin liderlerinin bu olumsuz tavırlarında dini ve kültürel farklılıkların rol oynadığını düşünüyor musunuz?" sorusuna karşılık Erdoğan, "AB bir Hristiyan kulübü olmamalıdır. AB, mesela bir islamofobya kampanyasının içerisinde yer almamalıdır. Yer alan bir ülke varsa uyarılmadır, ikaz edilmelidir. Mesela Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak açık yüreklilikle antisemitizmi lanetlemiş ve onu bir insanlık suçu olarak görmüş bir liderim. Ama islamofobya konusunda da hassasım" yanıtını verdi. "BÖYLE BİR TABLODA KİM DÜRÜST?" Kıbrıs'taki görüşmelere ve Türkiye'nin bu konudaki AB'den beklentilerine ilişkin soru üzerine Başbakan Erdoğan, "AB, Kıbrıs konusuyla alakalı da şu ana kadar samimi davranmamıştır. Yüzde 65 Kuzey Kıbrıs'ta 'Evet' oyu çıktı Annan Planı'na. Güney'de ne oldu? Yüzde 75 'Hayır' çıktı. Böyle bir tabloda kim dürüst? Kuzey Kıbrıs" dedi. "Kıbrıs'ın bu noktaya gelmesinde, şu andaki hale gelmesinde AB'nin çok büyük hatası var ve bu tarihi bir yanlıştır. Tarihi bir hatadır. Neyle? Güney Kıbrıs'ı AB'ye almakla..." diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Burada bu konuyla ilgili olarak Sayın Gerhard Schröder'in çok ağır ithamları var. 'Burada Türkiye'ye, Kuzey Kıbrıs'a ahlaki olmayan yöntemlerle yaklaşılmıştır' diyor. Angela Merkel ise 'almakta hata yaptık' diyor. Bunları kendileri söylüyorlar, ama şimdi de kalkıp Güney Kıbrıs'a sahip çıkıyorlar. Bir defa Güney Kıbrıs'ı 'Kıbrıs' diye ifade etmek, o da ayrıca bir siyasi yanlıştır." Başbakan Erdoğan, "Yakın zamanda tekrar birleşik bir Kıbrıs göreceğimizi düşünüyor musunuz?" sorusuna karşılık, "Biz bu yıl içerisinde bu işi çözmenin gayreti içerisindeyiz. Bunu BM zemininde çözelim istiyoruz. Hatta gerekirse bu işi beşli de yapabiliriz. Bütün mesele olaya adil yaklaşalım. Garantör ülkeler sıfatıyla eğer bu işi yapacaksak, bu garantiler nelerdir, bunları bilmemiz ve görmemiz lazım" dedi. | Erdoğan 'İsrail kendini dünya devleti olarak görüyürsa komşularıyla ilişkilerini gözden geçirmeli' diye konuştu. |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ekonomisinin, küresel finans krizinden en az etkilenen ülkeler arasında yer aldığı gibi, krizi de en hızlı atlatan ülkelerin başında geldiğini belirterek, "2010 ve sonrasında Türkiye'nin en hızlı ilerleyen ekonomiler arasında yer alacağı, uluslararası kuruluşlar tarafından güçlü şekilde teyit ediliyor. Özellikle kredi derecelendirme kuruluşları, bunu son 2-3 ay içerisinde teyit ettiler" dedi. Başbakan Erdoğan, Euronews'in Türkçe yayına başlaması dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmanın başında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı'na seçilen Antalya milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu'nu kutladı. Dünyanın en çok izlenen haber kanalı Euronews'un bu akşam böyle anlamlı bir mekanda 9. dilde Türkçe yayına başlayacağını anımsatan Erdoğan, bu işbirliğini gerçekleştiren TRT ile Euronews yetkilileri ve Türkçe yayın ekibini tebrik etti. Türkiye'nin son 7 yıllık dönemde başta dış politika ve ekonomi olmak üzere her alanda önemli atılımlar gerçekleştirdiğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye, 7 yıl önce dünyanın 26. büyük ekonomisiyken bugün 17. büyük ekonomisi haline geldi. Bu istikrarlı büyüme sayesinde G-20 ülkeleri arasında yerini almış bulunuyor. Küresel krize rağmen 2009'da da ihracatı 100 milyar doları aştı ve 102 milyarı aşan bir konuma ulaştı. Ülkemiz doğrudan uluslararası yatırımlar için bir cazibe merkezi olduğu kadar, Türk iş adamları da küresel yatırımlarıyla öne çıktılar ve dünya müteahhitleri arasında bildiğiniz gibi Türkiye, Çin'den sonra. Çin 51 firmayla birinci, Türkiye 31 firmasıyla ikinci sıraya oturdu. Türkiye ekonomisi, küresel finans krizinden en az etkilenen ülkeler arasında yer aldığı gibi, krizi de en hızlı atlatan ülkelerin başında geliyor. 2010 ve sonrasında Türkiye'nin en hızlı ilerleyen ekonomiler arasında yer alacağı, uluslararası kuruluşlar tarafından güçlü şekilde teyit ediliyor. Özellikle kredi derecelendirme kuruluşları, bunu son 2-3 ay içerisinde teyit ettiler. Aynı şekilde, bu dönemde dış politikamızda aktif, dinamik, çözüm odaklı, çözümü zorlayan bir performans sergilendi. Bölgemizde ve dünyada her zaman barışı savunduk, istikrara vurgu yaptık. Huzur ve güvenlikten yana tavır koyduk. BM Güvenlik Konseyi'ne üye olarak küresel barışa katkı sağlarken, İspanya ile birlike medeniyetler ittifakına eş başkanlık yaparak diyaloğu, hoşgörüyü öne çıkardık." Kendilerinin ve milletin yarım asırlık rüyası ve hedefi olan AB'nin, gerçekleştirdikleri reformlar sayesinde bu dönemde somut bir proje halini aldığını belirten Başbakan Erdoğan, sürecin belirgin bir şekilde işlemeye başladığını ve devam ettiğini vurguladı. Başbakan Erdoğan, İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti olarak çok farklı etkinliklere ev sahipliği yapacağına dikkati çekerek, kentin başta Avrupa olmak üzere dünyadan çok daha fazla ziyaretçiyi ağırlayacağını ifade etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin dışında kaldığı bir AB, her yönden eksiktir. Dünyanın tamamıyla iletişim kurabilen, özellikle içinde bulunduğu bölgeyle ortak bir tarihi ve kültürü paylaşan Türkiye, AB için yük değil tam tersine eşsiz bir fırsattır. Biz tüm süreç boyunca bu tezimizi en güçlü şekilde ifade ettik, etmeye de devam ediyoruz" diye konuştu. | Başbakan Erdoğan Euronews'e verdiği röportajda küresel krizin Türkiye'yi gerçekten teğet geçtiğini yineledi. |
Alınan bilgiye göre, Aşağı Tekneli Köyünün Yaban Mezrası'nda ikamet eden 13 yaşındaki S.T'nin doğum yaptığını öğrenen jandarma ekipleri konuyla ilgili soruşturma başlattı. S.T'nin 1 yıl önce babası H.T tarafından akrabası olan S.T ile imam nikahıyla evlendirildiğini belirleyen jandarma ekipleri, baba ve kızın birlikte yaşadığı kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. | Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde 13 yaşındaki bir kız çocuğu anne oldu. Kızın babası ve imam nikahıyla birlikte yaşadığı kişi gözaltına alındı. |
MHP Babaeski ilçe teşkilatı tarafından düzenlenen konferansta konuşan Vural, hükümetin ''demokratik açılım'' politikalarını eleştirdi. İktidarın ''demokrasiyi geriye götürdüğünü'' iddia eden Vural, ''Yandaş medya oluşturulduğunu'' ileri sürerek, ''Medya üzerinde, yargı üzerinde baskı oluşturuyorlar. Türkiye'de demokrasi açısından geriye gidiş vardır. Tek adam yönetimi vardır'' görüşünü savundu. Vural, ''Biz hesap soracağız. Bu milleti milli kimliğinden kopartmak isteyen, Cumhuriyetimizle hesaplaşmasını sağlayan, milletimizi toprağından işinden aşından eden, yolsuzluklarla bütün milletin kanını emen, bu yönetim anlayışından hesap sorma vakti yaklaşıyor. Sayın Başbakan'ın 'seçim yaklaşıyor' denildiği zaman tüyleri diken diken oluyor. Bu sene seçim olmazsa, seneye zaten seçim olacak, o gün gelecek. MHP'ye daha çok destek olmanızı istiyorum'' diye konuştu. | MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural'a göre hükümetten hesap sorma vakti yaklaştı. |
Erdoğan, Bağcılar'da yaptırılan ''212 İstanbul Power Outlet Alışveriş Merkezi''nin resmi açılış töreninde yaptığı konuşmada, IMF ile görüşmelere de değinerek şunları kaydetti: ''IMF ile gidin anlaşma yapın dediler. Biz 2 yıldır IMF ile oturduk, masada dedik ki (şöyle şöyle olursa eyvallah, olmazsa kusura bakmayın). Ne oldu? İki yıldır biz IMF'siz gidiyoruz. Ha bu demek değil ki biz IMF ile anlaşmayacağız. Çünkü biz, IMF'nin zaten ortaklarındanız. Böyle de bir özelliğimiz var. IMF, aslında akredite bir kuruluştur. Yani IMF ile olan münasebetleriniz sizi uluslararası camiada çok daha farklı yerlere taşır. Biz bir kasaba devleti değiliz. Biz, yıllarca geçmişi olan, bir farklı imparatorluk kurmuş, geçirmiş bir dünya devletiyiz. Bizim böyle bir özelliğimiz var. Onun için tabii Türkiye'nin adını ağzına alanlar biraz dikkatli olmalı. Bu ülke bereketli bir ülke, bu ülkenin insanı güçlü.'' | Erdoğan 2 yıldır IMF'siz yola devam edildiğini ancak anlaşma yapılmayacağı anlamına gelmediğini söyledi. |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkçe yayına başlayan Euronews'e verdiği ilk röportajında, AB sürecine ve tam üyelik müzakerelerini nasıl gördüğüne ilişkin bir soruları yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Avrupa Birliği (AB), bir Hristiyan kulübü olmamalıdır. AB, mesela bir islamofobya kampanyasının içerisinde yer almamalıdır. Yer alan bir ülke varsa uyarılmadır, ikaz edilmelidir” dedi. Erdoğan, şunları kaydetti: “AB üyelerinin bir kısmı ne yazık ki dürüst davranmıyor. Sıkıntı burada. Bunun niçin söylüyorum? Avrupa Birliği müktesebatı içerisinde olmayan uygulamalarla Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bu, çok yanlış bir şey. Şunu bilmemiz lazım, bizler liderler olarak gelip geçiciyiz, ama halklar kalıcıdır. Bir liderin farklı bir ülke için olumsuz yaklaşımı o ülke halkının o lider sebebiyle o ülkeye bakışını değiştirir.” “Sarkozy'den mi bahsediyorsunuz?” sorusu üzerine de Erdoğan, “Sayın Sarkozy, akla gelmez veyahut aklın kabul etmeyeceği şeyler ileri sürüyor. Biz ne yaparlarsa yapsınlar, hangi engeli koyarlarsa koysunlar, çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Sabırla sürdüreceğiz. Ama tabii bunun da bir sonu var. Ta ki AB, bütün üyeler 'Biz Türkiye'yi almıyoruz' diyene kadar... Bunu demeleri lazım” karşılığını verdi. “Bazı Avrupa ülkelerinin liderlerinin bu olumsuz tavırlarında dini ve kültürel farklılıkların rol oynadığını düşünüyor musunuz?” sorusuna karşılık Erdoğan, şunları söyledi: “AB bir Hristiyan kulübü olmamalıdır. AB, mesela bir islamofobya kampanyasının içerisinde yer almamalıdır. Yer alan bir ülke varsa uyarılmadır, ikaz edilmelidir. Mesela Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak açık yüreklilikle antisemitizmi lanetlemiş ve onu bir insanlık suçu olarak görmüş bir liderim. Ama islamofobya konusunda da hassasım. Çünkü ben bir Müslümanım ve hiçbir zaman kalkıp da İslam karşıtlığına tahammül edemem. Bunun tabii bir Müslüman olarak da savunmasını sonuna kadar yaparım. Hiçbir zaman terörle İslam'ı yan yana getiremez. Kimsenin buna cüret etmesine ben bir Müslüman olarak, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak 'evet' diyemem.” BÖYLE BİR TABLODA KİM DÜRÜST Kıbrıs'taki görüşmelere ve Türkiye'nin bu konudaki AB'den beklentilerine ilişkin soru üzerine Başbakan Erdoğan, “AB, Kıbrıs konusuyla alakalı da şu ana kadar samimi davranmamıştır. Yüzde 65 Kuzey Kıbrıs'ta 'Evet' oyu çıktı Annan Planı'na. Güney'de ne oldu? Yüzde 75 'Hayır' çıktı. Böyle bir tabloda kim dürüst? Kuzey Kıbrıs” dedi. “Kıbrıs'ın bu noktaya gelmesinde, şu andaki hale gelmesinde AB'nin çok büyük hatası var ve bu tarihi bir yanlıştır. Tarihi bir hatadır. Neyle? Güney Kıbrıs'ı AB'ye almakla...” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: “Burada bu konuyla ilgili olarak Sayın Gerhard Schröder'in çok ağır ithamları var. 'Burada Türkiye'ye, Kuzey Kıbrıs'a ahlaki olmayan yöntemlerle yaklaşılmıştır' diyor. Angela Merkel ise 'almakta hata yaptık' diyor. Bunları kendileri söylüyorlar, ama şimdi de kalkıp Güney Kıbrıs'a sahip çıkıyorlar. Bir defa Güney Kıbrıs'ı 'Kıbrıs' diye ifade etmek, o da ayrıca bir siyasi yanlıştır. Zira kuzeyde şu anda güney ile barışık olmayan ayrı bir devlet var. Ve bu kuzeydeki devleti biz Türkiye olarak tanımışız. Bu devletin üzerinde bir spekülasyon kabul etmiyoruz. Başkaları kabul edebilir, bizim için önemli değil. AB üyesi ülkeler de bu tarihi yanlışıyla anılacaktır, bu, tarihin kayıtlarına da bu şekilde girecektir, girmiştir de” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, “Yakın zamanda tekrar birleşik bir Kıbrıs göreceğimizi düşünüyor musunuz?” sorusuna karşılık, şunları kaydetti: “Güney Kıbrıs hep kaçamak oynuyor. Ve AB bu noktada Güney Kıbrıs'ı uyarmak durumundadır. Burada bilinmesi lazım ki, bu süreç ipotek altına alınmıştır. Biz bu yıl içerisinde bu işi çözmenin gayreti içerisindeyiz. Bunu BM zemininde çözelim istiyoruz. Hatta gerekirse bu işi beşli de yapabiliriz. İki taraf ülke, diğer tarafta Türkiye, Yunanistan ve İngiltere birlikte bunu yapabiliriz. 3-5 gün önce Sayın Gordon Brown aradı. Onlar 'bu işi birlikte yapmaya nasıl bakarsınız?' dediler. Bizim açımızdan herhangi bir olumsuzluk söz konusu değil. Yani bir araya gelebiliriz, konuşabiliriz. Bütün mesele olaya adil yaklaşalım. Garantör ülkeler sıfatıyla eğer bu işi yapacaksak, bu garantiler nelerdir, bunları bilmemiz ve görmemiz lazım. Bizim bu yıl içerisinde temennimiz bu işin bitirilmesidir.” | Başbakan Erdoğan Euronews'e verdiği ilk röportajında Sarkozy'ye çattı: Akla gelmez şeyler ileri sürüyor... |
End of preview. Expand
in Dataset Viewer.
README.md exists but content is empty.
- Downloads last month
- 37