text
stringlengths
215
187k
id
stringlengths
18
22
timestamp
stringlengths
19
19
url
stringlengths
16
1.37k
dataset
stringclasses
1 value
file_path
stringclasses
34 values
TSMC, bu yıl 28nm üretim sürecine sahip döküm pazarının tek hakimi durumuna gelecek - Turkhackteam.org/net - Cyber Security Platform Turkhackteam.org/net - Cyber Security Platform Donanım İşlemci TSMC, bu yıl 28nm üretim sürecine sahip döküm pazarının tek hakimi durumuna gelecek TSMC, bu yıl 28nm üretim sürecine sahip döküm pazarının tek hakimi durumuna gelecek Yonga tasarımcısı firmaların küçük çaplı üretimlerini üstlenerek sektöre adımını atan Tayvanlı TSMC, yaptığı hızlı yenilik ataklarıyla kısa sürede 200'den fazla firmanın yonga üretimini yapar hale geldi. Üretim süreci konusunda kaydettiği önemli ilerlemeler sayesinde özellikle 28nm üretim süreci konusunda sektörün en büyük sözleşmeli döküm firması durumunda. Firmanın tepe yöneticisi Morris Chang tarafından yapılan açıklamaya göre TSMC, 28nm döküm sektöründeki pazar payının yüzde 100'üne hakim duruma gelmesine çok yaklaştı. Qualcomm, NVIDIA, LG, MediaTek gibi pek çok tasarımcı, üretimini TSMC firmasına yaptırıyor. Üretim süreçlerinde de önemli aşamalar kaydeden firma kadar büyük üretim yapan başka bir dökümcü firma yok. Samsung ise Exynos işlemcilerini kendisi üretirken, Apple'a da ortaklık kapsamında A serisi işlemcilerini tedarik etmekteydi. Ancak Apple'ın Samsung'dan TSMC firmasına üretimi kaydırma girişimi bantların sadece Exynos işlemcilere ayrılmasına sebep olacak. Bu da Samsung'a 28nm sektöründe dökümcü olarak fazla bir pazar payı bırakmayacak. TSMC bu yıl daha büyük üretim kapasitesine erişmeyi bekliyor. Özellikle MWC 2013 etkinliğinde neredeyse onlarca modelin tanıtılmasının beklenmesi, TSMC'nin de iştahını kabartıyor. Chang, geçen yıla göre bu yıl 3 kat daha fazla 28nm fabrikasyon sürecine sahip wafer üretimi gerçekleşmesini bekliyor. Endüstri kaynakları da firmanın tam kapasite ile üretime devam edeceğini belirtiyor. Chang'ın bu açıklaması sonrası uzmanlar Apple ve TSMC arasında 28nm üretim sürecinde yapılacak yonga dökümü için kesin bir anlaşmaya varıldığı yorumları yapmaya başladı. A6 serisi işlemcilerini 32nm sürecinde Samsung'a ürettiren Apple'ın bu yıl 28mn sürecine, gelecekte ise 20nm üretim sürecine uygun yonga ürettirmesi bekleniyor.
allenai/c4/00768/0
2020-04-01T07:10:29
https://www.turkhackteam.org/islemci/873409-tsmc-bu-yil-28nm-uretim-surecine-sahip-dokum-pazarinin-tek-hakimi-durumuna-gelecek.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Geri dönüşüm fabrikasında yangın - Medyabar Yangın Erenler Kozluk Mahallesi Kozluk Caddesi üzerinde bulunan özel bir geri dönüşüm fabrikasında meydana geldi. Yangının neden çıktığı bilinmezken, çıkan yangın sonrası Büyükşehir Belediyesine bağlı İtfaiye Daire başkanlığına bağlı ekipler sevk edildi, çevre ilçelerden de takviye ekip istendi. Yangına 15 itfaiye aracı ile 40 personel müdahalede bulundu. Fabrikanın deposunu saran alevler itfaiye ekiplerinin uzun uğraşları sonucu kontrol altına alınırken, soğutma çalışmalarına başlanıldı. Geri dönüşüm fabrikasının depo kısmında geçen haziran ayında da yangın çıktığı belirtilirken, yangınla ilgili soruşturma başlatıldı. Yangında bir itfaiye eri dumandan etkilenirken, itfaiye erine olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından müdahale edildi. Fabrikada çalışan işçilerde patlama seslerini duyarak dışarı çıktıklarını söylerken, "Çalışma esnasında sesler çıkmaya başladı patlamalar duyduk sonra hep beraber dışarı çıktığımızda daha fazla patlamalar duyduk. Yangını gördük, itfaiyeyi aradık" dedi. Kısa sürede büyüyen alevlere çevre ilçelerin de takviyesiyle 5'i tanker 15 araç ve 30 personelle müdahale eden ekipler, 1 saat süren çalışmanın ardından yangını kontrol altına aldı. Bu arada dumandan etkilenen bir itfaiye eri ambulansta tedavi edildi. pijamalışevkethoca - Geri dönüşümün ne anlamı kaldı. Madem burada toplanan tehlikeli atıklar "kendi kendine" yanarak doğayı kirletecek, hiç toplanmasın firmalar kendi atıklarını yaksın daha iyi. Denetim denetim denetim, yaptırım yaptırım yaptırım. Belediye ve bakanlıktan beklediğimiz tek şey bu. 3 haftadır anız yakılıyor. Jandarmayı arıyoruz ses yok. Bakanlığı arıyoruz inceleyip (yaklaşık 3 hafta sonra tarlalar sürüldüğünde) geri dönüş yapıyor. Biz görmedik duymadık bilmiyoruz. Yazık ki ne yazık. Verilen yetkiler denetim ve yaptırım için veriliyor. Verilen maaşlarda bu işi siz yürütün diye veriliyor. Sadece hatırlatmak istedim. Yanıtla . 14Beğen . 5Beğenme 15 Kasım 08:26 Chatan - @pijamalışevkethoca 02 nolu yoruma cevabı: Erenler Jandarmanın nizamiye kapısının karsısı kocaman bir tarla ve geçen gün orası yanıyordu anızı yakmışlar jandarmanın gözünün önü şikayete gerek yok ama ülkede yaptırım yok o sebeple dilediğiniz kadar söylenin allah korkusu olan yakmaz diyelim bu anız yinede yanıyor Yanıtla . 7Beğen . 3Beğenme 15 Kasım 11:20 Chatan - Buda bu belediyeye ibret olsun burayı biliyorum önünden her geçerken söyleniyordum bukadar sorumsuz bir iş yeri görmedim heryer çer çöp leşler gibi kokan biryerdi yanması yangın cıkması cok acı ama gerçekten full denetimsiz biryerdi Yanıtla . 16Beğen . 7Beğenme 14 Kasım 17:43
allenai/c4/00768/1
2020-05-28T18:53:22
https://medyabar.com/haber/3372994/geri-donusum-fabrikasinda-yangin
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Posted on: 27 Mart 2015 / Türkiye’de ulaştırma sektörü her geçen gün daha kötüye gitmesine rağmen taksi ve dolmuşların plaka fiyatlarının bu kadar artmasını gerçekten anlayamıyorum. Şu anda İstanbul’da bir taksi plakası 1 milyon 600 bin liraymış. Aklım gerçekten almıyor. İstisnalar hariç tüm taksi şoförlerinin şerefsiz olduklarını savunanlardanım. Hatta bizim sınıfta taksici olan bir çocuk var o da tüm taksiciler şerefsiz falan diyor. Ayıp olmasın diye yok kardeşim yav olur mu öyle şey diyorum ama durum bu. Son 11 yıldaki plaka fiyatlarının durumu Evimin konumu gereği 3 senedir falan çok fazla taksiye binmek zorunda kaldım. Bu sayede birçok taksicinin ne kadar şerefsiz olduğunu öğrendim. Geçen gün yaşadığım bir olay üzerine bari başıma gelen taksi maceralarımı 3 hikayelik bir dizi halinde yazayım dedim. Hikayeler en az para ödediğimden en çok ödediğime doğru gidecek. Haliyle en az sinir olduğumdan en çok sinir olduğuma göre de. Başlayayım. Geçen gün Metris’te askerlik yapan kuzenimi ziyarete gidecektim. Metris de Esenler’de bulunuyor. Ben Esenler’e hayatımda 2 defa gitmişim. Biri 4 liraya tam ekmek tavuk döner yemek için biri de kuzenimi askeriyeye teslim etmek için. Yani oraları hiç bilmiyorum. Neyse basit google aramaları ile nasıl gidileceğini az çok öğrendim. Beylikdüzü’ndeki evimden çıktım metrobüse bindim sonra metro ile Esenler otogarına geçtim. Buraya kadar her şey güzel. Sonra minibüse binmem lazım diye şurada birine sorayım dedim. Küçük bir tezgahta çakmak, tespih satan genç bir çocuğa sordum, gösterdi. Sonra beni bir kitledi ama yok böyle bir kitlemek. Dedi kardeşim sigara içiyor musun? Dedim yok içmiyorum. Sana bir çakmak satayım dedi. Dedim içmiyom içmiyom napıcam çakmağı gazını mı koklucam. Dedi tespih al o zaman. Ulan tipime baksana yumurta gibi çocuğum tespih mi sallıcam bir de dedim. Neyse elinden zor kurtuldum itin. Sonra minibüse bindim adama abi burdan burdan geçer mi dedim. Burdan burdan geçer dedi. Oturdum. Baktım hala gelemedik. Dedim abi ne zaman geleceğiz. Dedi bu senin dediğin yerden geçmezmiş. Ulan yavşak neden söylemiyon o zaman sorduk ya dedim(içimden). İndim hemen. Kuzenime şu şu saatte geleceğim dediğim için tekrar minibüsle uğraşmak istemedim. Dedim bari taksiye bineyim yapacak bir şey yok. El ettim hemen durdu biri. Ama taksinin içi nasıl pis kokuyor olamaz böyle bir şey. Abi burası taksi mi kenef mi dedim(içimden). Dedim abi burada böyle böyle bir yer varmış kaç para yazar? Dedi 20-25 yazar. Tamam abi o zaman sen biraz git beni dolmuşun geçeceği bir yerde bırak dedim o kadar para veremem. Dedi kaç para verirsin? 15 veririm dedim. Tamam kardeşim ya ne olacak götürürüz dedi. Dedim Allah razı olsun, adamsın. Girdik ara sokaklara gidiyoruz. Bu yoldaki kadınlara bakıyor. Bir ara “off kadına bak be tam Osmanlı kadını” dedi. Sonra, gördün mü sen de dedi. Yok dedim abi görmedim ben. Biraz gittik aynı cümleyi tekrarladı uzun uzun da kadına baktı sonra “buna da ne çakılırmış aa” dedi. Kadına baktım tesettürlü bir kadın. Demek ki bu işin kapanmakla alakası yokmuş, hayvan her yerde hayvan dedim(içimden). Neyse abinin küçük çaplı sapıklıklarıyla yolu bitirdik. Bir baktım taksimetre 12 TL yazmış. Ulan hani 20-25 yazıyordu, bilmiyoruz diye bizi sikiyomurmuş herif dedim(içimden). Neyse ses etmedim 20 TL uzattım adama. Baktım bana 5 TL para üstü verdi. Kalan 3 lirayı da verecek diye birkaç saniye bekledim. Baktım bunda hareket yok. “Ne bekliyorsun kardeşim” dedi. Dedim 3 lirayı vermeyecek misin? Sen bana 15 TL veririm demedin mi 15 liraya anlaştık biz dedi. 20-25 tutar dediğin için öyle dedim ben diye cevap verdim. Hadi kardeşim işim var in arabadan dedi. Ulan yavşak sen bizi mi sikiyon ver lan paramı dedim(içimden). İndim arabadan çarptım kapıyı. Bir de bana helal et bak diye taşşak geçer gibi bağırıyor. İyice sinirlendim ama sesimi çıkartmadım askeriyenin nizamiyesine doğru yürüdüm. Bu da tersten pazarlık yaptığım bir anım olarak önceden yaptığım mallıklar listesine eklenmiş oldu. Millet taksiciyle daha ucuza götürsün diye pazarlık yapar ben daha pahalıya götürsün diye yaptım. Neyse biraz canım sıkıldı gideyim de ev arkadaşımla taksici öldürmeli oyun falan tasarlayayım.
allenai/c4/00768/2
2019-02-20T17:37:07
http://beyefendigibi.com/serefsiz-taksiciler-1/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Eski IBM Yöneticisi, Blockchain Firması Credits'e Geçiş Yaptı | Koin Bülteni Ana sayfa » Güncel Haberler » Eski IBM Yöneticisi, Blockchain Firması Credits’e Geçiş Yaptı Eski IBM Yöneticisi, Blockchain Firması Credits’e Geçiş Yaptı 20 Ekim 2019 - 13:29 Bir dönem IBM’de çalışan Jennifer Trelewicz, yaptığı açıklama ile Blockchain firması Credits’te görev almaya başladığını duyurdu. Yapılan resmi açıklamada, Trelewicz’in tecrübesi ve dinamizmi ile Credits firmasına büyük katkılar sunacağı ifade edildi. IBM’de görevinin yanı sıra, kariyerinde aynı zamanda Google Russia’da da görev yapan Trelewicz, son dönemde Rusya merkezli S7 Tech Lab firmasında da CEO olarak görev yapmıştı. Konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamasında, bundan sonra Credits’in başarısı için ter dökeceğini ifade eden başarılı isim, ana amaçlarının IBM gibi dev firmalar ile iş birlikleri kurmak olacağını da sözlerine ekledi. Trelewicz, şöyle konuştu: ”Benim buradaki esas görevim müşteri ağımızı genişletmek, yatırımcılar ile görüşmek ve daha ileriye gidebilmek için neler yapabiliriz sorusunun yanıtını aramak. Karmaşık çözümler noktasında IBM’in bizim için harika bir ortak olacağını düşünüyorum.” Bilindiği gibi daha önce Credits firması, bir açıklama yaparak Lenovo’nun Yeni Teknoloji Vizyonu grubuna katıldığını açıklamıştı. Koronavirüs salgını Çin içerisinde başlasa da şu an ABD de dahil dünyanın bir çok yerinde inanılmaz bir hızla yayılmaya devam... IBM, Kahve İçin Blockchain Uygulaması Geliştirdi 06.01.2020 - 21:58 23.09.2019 - 20:15
allenai/c4/00768/3
2020-05-29T19:23:06
https://koinbulteni.com/eski-ibm-yoneticisi-blockchain-firmasi-creditse-gecis-yapti-55547.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Bursa Haber - Joshua John Bursaspor’da BURSA'DA RAMAZAN PİDESİNİN FİYATI BELLİ... OSMANLI'NIN UNUTULAN KUTÜL- AMARE ZAFERİ... BURSASPOR'DA TRANSFER HAREKATI BAŞLIYOR ARAÇ SAHİPLERİNE MÜJDE! YÜZDE 26... Joshua John Bursaspor’da @BursaHaberMedya Bursaspor, Emre Mor’un eski takımı Nordsjaelland’ın formasını giyen kanat oyuncusu Joshua John’u kadrosuna kattı.Spor Toto Süper Lig’in 2016-2017 sezonu öncesi Kasımpaşa Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu’nda Trabzonspor ile hazırlık müsabakasında karşı karşıya gelen yeşil-beyazlılarda, transfer gelişmesi yaşandı. Bursasporlu idareciler, teknik heyetin raporu doğrultusunda bir süredir görüşme halinde olduğu Danimarka ekibi FC Nordsjaelland forması giyen kanat oyuncusu Joshua John ile anlaşma sağladı. Alman ekibi Borussia Dortmund’a transfer olan milli yıldız Emre Mor’un eski takımı Nordsjaelland forması giyen 27 yaşındaki oyuncu ile her konuda anlaşma sağlayan Bursaspor yönetiminin Hollandalı oyuncu ile birkaç gün içinde resmi sözleşme imzalayacağı bildirildi.Bursaspor Başkanı Ali Ay, İHA muhabirine yaptığı açıklamada transferi doğrularken, teknik heyetin raporu doğrultusunda transfer çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.Danimarka’da yılın oyuncusu seçildiÖte yandan 2013-2014 sezonunda Danimarka’da yılın kanat oyuncusu seçilen Joshua John, geçtiğimiz yıl Danimarka liginde çıktığı 23 maçta 4 kez gol sevinci yaşadı. 2012-2013 sezonunda Danimarka ekibiyle Şampiyonlar Ligi deneyimi de yaşayan John, İngiliz ekibi Chelsea’ye karşı gol sevinci yaşamıştı. Hollandalı oyuncu, daha önce Twente ve Sparta Rotterdam formaları da giydi.
allenai/c4/00768/4
2017-05-24T14:22:27
http://www.bursahaber.com/spor/joshua-john-bursasporda-h732336.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Messi'nin bu yaz kazancı 40 milyon euro olacak HaberlerSpor Haberleri Futbol HaberleriMessi'nin bu yaz kazancı 40 milyon euro olacak GeriFutbol Messi'nin bu yaz kazancı 40 milyon euro olacak Haber Giriş: 26.01.2016 - 15:34,Son Güncelleme:/ 09.05.2017 - 10:49 Futbol dünyasının yıldızlarına yapılan sözleşmelerin detayları ortaya çıkmaya devam ediyor. Gareth Bale ve Mesut Özil’den sonra Messi’nin 2018 yılına kadar uzattığı sözleşmenin detayları da gün yüzüne çıkarıldı. Katalan ekibiyle sözleşmesini 2018 yılına kadar uzatan Arjantinli yıldızın sözleşmesinde yıllık 22.8 milyon Euro kazandığı belirtilirken, bu yaz ücretinin 39.4 milyon Euro’ya çıkacağı yönündeki madde oldukça dikkat çekti. Arda Turan'ın sözlerine sert yanıt! Sözleşmedeki çarpıcı detaylardan biri de Messi’nin satılması halinde oluşacak zararın karşılanması yönünde oldu. Messi, bu yaz satılması halinde, alması gereken ücretin yanı sıra yapılması gereken zammı da alarak kulüpten ayrılacak. Yine sözleşmeye göre bu rakam 20 milyon Euro. Messi, 2017 yazında satılırsa da bu rakam 10 milyon Euro civarında olacak.
allenai/c4/00768/6
2020-04-01T22:13:53
https://www.hurriyet.com.tr/messinin-bu-yaz-kazanci-40-milyon-euro-olacak-40045426
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
FINDIK İŞÇİLERİNİN ÇOCUKLARINA KODLAMA EĞİTİMİ Ünye, komşuya hazırlanıyor.. Fatsa'dan kadroya çifte takviye.. Anasayfa GÜNCEL FINDIK İŞÇİLERİNİN ÇOCUKLARINA KODLAMA EĞİTİMİ Güncelleme : 2019-09-11 08:40:35Bu içerik 0 kez okundu. Türkiye Vodafone Vakfı, dijital geleceğe hazır nesillerin yetiştirilmesi hedefiyle, Habitat Derneği işbirliği ile hayata geçirdiği “Yarını Kodlayanlar” projesi kapsamında Ordu’dakodlama eğitimleridüzenlemeye devam ediyor. Ordu’nun Gülyalı İlçesi’ne bağlı Kestane Köyü’nde fındık toplamaya gelen ailelerin çocuklarının da katıldığı eğitimlerde Ağustos ayı boyunca toplam 100 çocuğa kodlama öğretildi. Böylece, “Yarını Kodlayanlar” projesiyle Ordu’dabin 500’ü aşkın, Karadeniz Bölgesi’nde ise 3 bini aşkın çocuğa ulaşıldı. Toplumsal değişim ve gelişimin öncüsü olma hedefiyle faaliyet gösteren Türkiye Vodafone Vakfı, dijital geleceğe hazır nesiller yetiştirilmesi hedefiyle Habitat Derneği işbirliğiyle hayata geçirdiği “Yarını Kodlayanlar” projesi kapsamında Ordu’nun köy ve kasabalarında kodlama eğitimleri düzenlemeye devam ediyor. Ordu Gülyalı Belediyesi’nin yerel desteğiyle Ağustos ayı boyuncaKestane Köyü İlköğretim Okulu’nda düzenlenen eğitimlere yaşları 7-14 arasında değişen toplam 100 çocuk katıldı. Kestane Köyü’nde yaşayan çocuklar ilefındık sezonu nedeniyle Ordu’ya fındık toplamaya gelen ailelerin çocuklarının katıldığı eğitimlerde, çocuklar programlama hakkında fikir sahibi olurken yaratıcılıklarını ortaya çıkaracak çalışmalar yaptı. Böylece, “Yarını Kodlayanlar” projesiyle Ordu’da bin 500’ü aşkın, Karadeniz Bölgesi’nde ise 3 bini aşkın çocuğa ulaşıldı. “Yarını Kodlayanlar” projesiyle Türkiye’nin dört bir yanında yaşları 7-14 arasında değişen çocuklara kodlama eğitimi veriliyor. Gönüllü eğitmenlerin yönetiminde programlamaya giriş, uygulama yapma, hikâye oluşturma ve oyun yapma gibi konularda teorik ve uygulamalı eğitimlerin verildiği projeyle son 3 yılda 60 ilde 43 binin üzerinde çocuğa ulaşıldı. Türkiye Vodafone Vakfı, önümüzdeki bir yıl içinde 81 ilde 100 bin çocuğa daha kodlama eğitimi vermeyi hedefliyor. Haber merkezi Jüriye terleten fotoğraflar… “Engelli ayrımcılığı yapılıyor!” 1.Amatörde ilk yarı bitti Murat Torun, 13 maça çıktı
allenai/c4/00768/7
2020-01-24T03:29:31
http://www.hayatgazetesiordu.com/guncel-haberleri/findik-iscilerinin-cocuklarina-kodlama-egitimi.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Anasayfa Başarılar TAKEV OKULLARI İNGİLİZCE DİL EĞİTİMİ BAŞARISINI ULUSLARARASI PLATFORMDA YENİDEN KANITLADI… TAKEV Okulları, çift yabancı dil eğitiminin avantajlarını kullanarak elde ettiği İngilizce dil eğitimi başarısını Ulusal ve uluslararası platformda bir kez daha ortaya koydu. Avrupa Gençlik Parlamentosu’nun İstanbul Robert Kolej’de düzenlenen ve Türkiye’nin İngilizce dil eğitimi veren en seçkin 27 okulundan gelen öğrencilerin delege olarak katıldığı konferansta , TAKEV Öğrencileri fark yarattı. Türkiye genelinde 151 öğrenciyle birlikte Ulusal seçmelere katılmaya hak kazanan TAKEV Lisesi öğrencileri Zeynep Naz Coşkun, Ecem Gencer ve Öykü Cantürk 4 gün boyunca komitelerde sergiledikleri başarılı sunumlarla fark yarattılar. 2 Yabancı 2 Türk EYP üyelerinden oluşan jüri, delegelerin 4 gün boyunca hem komite çalışmalarını hem de Genel Kurul süreçlerini değerlendirerek üç ayrı Uluslararası EYP konferansı için 25 delege belirledi.TAKEV Anadolu Lisesi Öğrencisi İzmirli Zeynep Naz Coşkun, 25 delege arasından 10. olarak seçilip, 21-30 Nisan 2017 tarihinde Norveç’ de düzenlenecek 84.Uluslararası EYP Konferansına katılmaya hak kazandı. TAKEV Lisesi öğrencilerinin hemen her platformda ve fırsatta İngilizce dil başarılarını ortaya koyarak, Almanca ve İngilizce olarak eş zamanlı yürüyen dil eğitiminin avantajlarını kanıtladıklarına dikkat çeken TAKEV Fen ve Anadolu Lisesi İngilizce Bölüm Başkanı Pınar İrtem, “ İngilizce yapısı itibariyle Almanca ile eş zamanlı öğrenildiğinde; İngilizce dil eğitiminde ,çok daha hızlı, kolay, kalıcı ve başarılı sonuçlar elde ediliyor. İngilizce’yi Almanca ile birlikte öğrenen TAKEV öğrencilerinin elde ettiği sonuçlar,bu bilimsel gerçeği yıllardır savunan dil bilimcileri doğrular nitelik ve kalitededir. Öğrencilerimizin İngilizce dil eğitimi veren Türkiye’nin en iyi okulları arasından bu sonuçlarla çıkmaları da bizler için büyük başarı. Zeynep Naz Coşkun’un Norveç’te yapılacak ve Avrupa Gençlik Parlamentosu’nun bu en önemli Konferansında Türkiye’yi başarıyla temsil edeceğine ve yüz akımız olacağına yürekten inanıyorum” dedi.
allenai/c4/00768/9
2018-09-25T13:56:28
http://takevokullari.com/index.php?SID=basari&id=554
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Amarante En Ucuz Araç Kiralama - Rent A Car | Tasit.com Amarante En Ucuz Araç Kiralama - Rent A Car Amarante araç kiralama fiyatları için rent a car şirketlerinin en iyi fiyatlarını karşılaştırabilir ve kolayca araba kiralayabilirsiniz. Amarante araç kiralama işlemleriniz için ülkenin tüm şehirlerinde konforlu, uygun fiyatlı, bakımları yapılmış güvenli kiralık arabaları online oto kiralama ile kolayca kiralayabilirsiniz. Şu anda Amarante araç kiralama yapabileceğiniz 300 aktif rent a car firmasının 4000 kiralık aracı bulunuyor. Amarante araba kiralama fiyatları ve araçların uygunluk durumları araba kiralamanın yapılacağı bölgeye ve rent a car firmasına göre değişebilmektedir. Amarante En Ucuz Araç Kiralama - Rent A Car lokasyonları
allenai/c4/00768/10
2016-10-25T06:49:06
https://www.tasit.com/arac-kiralama/ulkeler/portekiz/amarante
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Erzincan Valiliği Üzümlü’de Ki Kiraz Yetiştiricilerine Fidan Desteği Verecek Erzincan’ın Üzümlü İlçesine ildeki kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileriyle birlikte ziyaretlerde bulunuldu.Erzincan Valisi Süleyman Kahraman’ın ve beraberindeki kuruluş yetkilileri ilk olarak Kaymakamlığı ziyaret etti.Kaymakam ve kurum... Erzincan’ın Üzümlü İlçesine ildeki kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileriyle birlikte ziyaretlerde bulunuldu. Erzincan Valisi Süleyman Kahraman’ın ve beraberindeki kuruluş yetkilileri ilk olarak Kaymakamlığı ziyaret etti.Kaymakam ve kurum amirleri tarafından karşılanan Vali Kahraman Kaymakam Emre Nebioğlu’ndan ilçenin eğitim, sağlık, tarım sektörlerinin durumu ile ilçede yapılan faaliyetler ve devam eden projeler hakkında brifing aldı. Brifingin ardından Vali Kahraman ve beraberindekiler ilçedeki kamu kurumlarının yetkilileriyle toplantı yaparak kurumların faaliyetleri, ihtiyaç ve sorunları hakkında bilgiler aldı. Toplantı sonrasında açıklama da bulunan Erzincan Valisi Süleyman Kahraman, Üzümlü’nün sorunlarının giderilmesi ve ilçenin gelişmesi için Valilik olarak gerekli desteğin verileceğini belirtti. Vali Kahraman konuşmasında şu görüşlere yer verdi; “Erzincan’a gelişimiz ile birlikte ilçelerimizde daha önce yapmış olduğumuz incelemelerin devamında öncelikli olarak Üzümlü’yü ziyaret ediyoruz. İlçede ki İl Genel Meclisi Üyeleri ve çalışanlarla bizi karşıladılar. Kaymakamlıkta toplantımızı yaptık. Biz Valilik olarak İl Özel İdaresi desteğiyle Üzümlü’de meyveciliğin ve sebzeciliğin gelişmesi için yapılan çalışmaları ve bununla beraber Altıntepe’de ki arkeolojik çalışmaları destekliyoruz. Bu toplantı ile birlikte Üzümlü’nün her türlü ihtiyacını burada görüştük. Ne tür çözümler olmasıgerektiğini konuştuk. Bundan olumlu bir netice çıkacaktır. Kiraz yetiştiriciliği bölgede çok önemli gelir kaynağıdır. Kiraz fidanı taleplerini karşılamak üzere hazırlanan yatırım programı doğrultusunda en kısa zamanda kiraz yetiştiricilerine fidan desteği vereceğiz.” Dedi. Vali Kahraman konuşmasının ardından ilçede derslerinde başarılı olan öğrencilere hediyelerini vererek öğrencileri tebrik etti. Daha sonra İlçe Emniyet Amirliğine giderek, Emniyet birimleri ve ilçenin asayiş durumu hakkında yetkililerden bilgi aldı. Emniyet Amirliğindeki incelemelerinin ardından Üzümlü Belediye Başkanlığına giden Vali Kahraman İlçe Belediye Başkanı Ahmet Sazlı ile bir süre görüşerek belediye tarafından yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı. Daha sonra ilçe merkezindeki esnaf ve vatandaşlarla görüşen Vali Kahraman esnaf ve vatandaşların istek ve sorunlarını dinledi. İlçe ziyaretinin son durağında ise İlçe Jandarma Komutanlığını ziyaret eden Vali Kahraman buradaki incelemelerinin ardından, ihtiyaç sahibi bir vatandaşa Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından yapılan evde ikamet eden vatandaşı ziyaret etti. Devamında Bayırbağ köyüne giderek yapılmakta olan köy meydanı düzenlemesini inceledi. 1 Erzincan Emniyeti “onlar Bizim Geleceğimiz” Projesiyle... 2 Star'dan kovulan Mustafa Karaalioğlu'nun yeni adresi 3 Eskişehir’de Yumurtalı Protesto 4 Fuat Avni'nin son tweeti ortalığı karıştırdı 5 Operasyon Söylentisi Okurları Sokağa Döktü 6 Tunç: "sgk Hizmet Binasının Kısa Sürede Tamamlanacak" 7 TBMM'de güldüren diyalog 8 Halk Otobüsü İle Motosiklet Çarpişti: 1 Ölü 9 Arınç'tan çarpıcı açıklamalar 10 Başkan Kocaoğlu Yamanlar’ın Bilim Şampiyonlarini... Erzincan Emniyeti “onlar Bizim Geleceğimiz” Projesiyle...
allenai/c4/00768/13
2018-12-11T14:41:31
http://www.haberinadresi.com/erzincan-valiligi-uzumlude-ki-kiraz-yetistiricilerine-fidan-destegi-verecek-h126778.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Parayı değil, kariyeri seçti! Celta Vigo'da bir sezonu boş geçen, oynadığı 10 maçta golü ve asisti bulunmayan milli futbolcu, sarı-kırmızılı takımla anlaştığını söylediği arkadaşına, "Bana ödeyeceklerinden pek memnun değilim ama futbol açısından en iyisi olacağını sanıyorum" diyerek kariyerine önem verdiğini dile getirdi. Danimarka'da henüz 18 yaşındayken kendini gösteren, teknik direktör Fatih Terim tarafından o yaşta A Milli Takımı'na davet edilen Emre, 10 milyon euroya yakın bir bedelle Borussia Dortmund'a transfer olmuştu. Ancak Bundesliga (Almanya) Emre için hayal kırıklığı oldu. Büyük umutlarla Dortmund'a giden genç oyuncu, 12 maça çıktı, 1 gol attı, 3 gol pası verdi. Bir yıl sonra Celta Vigo'ya geçen ve La Liga'da (İspanya) da düşüş gösteren Emre, 10 karşılaşmada görev aldı, hiç 90 dakikayı tam olarak bitiremedi ve bu karşılaşmalarda golü ve asisti bulunmadı. Böylesine kötü bir grafik karşısında mental anlamda da kötü günler geçiren Emre Mor, Şampiyonlar Ligi'nde doğrudan oynayacak Galatasaray'a dört elle sarıldı. Emre, Cim-Bom'u kendisi için adeta bir can simidi gibi gördü. Milliyet'te yer alan habere göre; Önceki gün Emre'nin transferi TRT Spor tarafından kamuoyuna duyurulduğunda Emre'nin Danimarka'daki arkadaşının, TSİ 17.55'te Danca olarak, "Devlet Kanalı TRT senin Galatasaray ile anlaştığını söylüyor. Şimdi de internette yayınladılar" diye yazdığı, Emre'nin ise TSİ 18.04'de "Evet, biliyorum. Ha ha" diyerek anlaştıklarını belirttiği ifade edildi. Emre böylece parayı değil kariyeri seçtiğini ortaya koyarak, bu sezon Galatasaray'da çok farklı bir Emre Mor izlettireceğini göstermiş oldu. (Milliyet) 1 Feghouli attı, Cezayir yarı finale yükseldi! 2 Menajeri açıkladı! Manuel Fernandes imzayı atıyor... 3 Onyekuru'dan menajerine Galatasaray sitemi! 4 F.Bahçe istedi, Galatasaray bitiriyor!.. 5 Galatasaray'da 2 isimden biriyle yollar ayrılacak! 6 "Terim, Emre Mor'un son şansıdır ya adam... 7 Diagne için emri verdi! "Bana onu alın" 8 Galatasaray'da orta saha planları! 2 takviye... 9 Galatasaray'a kötü haber! Bırakmıyorlar... 10 Şampiyon Galatasaray, 7 milyon takipçiyi geçti! Feghouli attı, Cezayir yarı finale yükseldi!
allenai/c4/00768/14
2019-07-21T21:13:13
https://www.aslanarenasi.com/futbol/parayi-degil-kariyeri-secti-h9806.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Kartal’ın kupa aşkı – Spor Haberleri Kartal’ın kupa aşkı SON iki lig maçı kar yüzünden ertelenen Beşiktaş, uzun bir aradan sonra Quaresma'nın eksikliğini saymazsak, tam kadro resmi maç oynadı. Belli ki Şenol Güneş ve oyuncuları bu sene çifte kupayı almak istiyor. Şenol Güneş'in kulübedeki çırpınışları ve futbolcuların istekli ve arzulu oyunu, bunu net olarak gösterdi. SİYAH-beyazlıların karşısında dirençli bir Bucaspor takımı vardı. Her iki takım karşılaştırıldığında mukayese bile edilmeyecek şekilde Beşiktaş'ın üstünlüğü var. Golü kendi kalesinde görene kadarki bölümde İzmir temsilcisi her şeyini ortaya koydu. Hal böyle olunca da ortaya keyifli bir oyun çıktı. KARŞILAŞMANIN bu coşkuyla geçmesindeki en önemli etkenlerden biri de tribünlerin dolu olması. Passolig uygulaması olmayınca tribünlerin dolduğunu bu gibi maçlarda net şekilde görüyoruz. Passolig'in ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha tartışmak gerekir! Tribünler doluydu ancak sahaya atılan meşaleler, o tribünlere nasıl sokulur, buna yetkililer nasıl müsaade eder? ALLAH korusun bu yüzden maçın önüne geçebilecek çok kötü durumlarla karşı karşıya kalınabilirdi. Merak ediyorum federasyon görevini yapmayanlar hakkında neler yapacak. Yine aynı tas aynı hamam devam mı edecek bu işler? Maçın geneline baktığımızda Sosa ve Olcay'la yakalamış olduğu iki net pozisyonu değerlendirebilseydi Beşiktaş, ilk yarıda maçı koparabilirdi. Ancak forvet oyuncuları gol kaçırma yarışına girdiler. Kara Kartal'ın karşısında daha güçlü bir takım olsa, kaçan pozisyonları arayabilirlerdi. BUCASPOR'DA Emre, Furkan ve sakatlanıncaya kadar Alper başarılı oyunlarıyla dikkat çekti. KARŞILAŞMANIN hakemi Abdülkadir Bitigen çok sakindi. Oyuncularla diyaloğu olumluydu. Fakat sarı kartlarda iki yanlış yaptı. Vermesi gereken bir kartı vermezken, omza çarpan topa sarı kart gösterdi. İptal edilen Beşiktaş golündeki ofsayt ve penaltı kararı ise yerindeydi. Rıza Çalımbay: Dinlenmek istiyorum Büyük final Vodafone Park'ta
allenai/c4/00768/15
2017-09-20T14:48:09
http://skor.sozcu.com.tr/2016/02/01/kartalin-kupa-aski-466945/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
'YEREL Seçimler 2019’a Doğru' başlığı altında Altınbaş Üniversitesi’nde düzenlenen Kent ve Siyaset Okulu’nun ilk konukları AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ve Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya oldu. Zengin, yaptığı konuşmada siyasette pes etmemenin önemine vurgu yaparak, “Cumhurbaşkanımızın hikayesinde de pes etmemek vardır. Başarmak için bir dert ve yara lazım. Hikayenizin toplumla örtüşmesi size bir güç veriyor, siyaset ancak böyle olabilir. En önemli şey pes etmemektir” dedi. Anasayfa Siyaset Özlem Zengin: Siyasette en önemli şey pes etmemektir Güncelleme : 2018-10-20 12:18:35 Altınbaş Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Kent ve Siyaset Okulu’nun ilk konukları AK Parti Grup Başkanvekili, Tokat Milletvekili Özlem Zengin ve Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya oldu. Moderatörlüğünü Meslek Yüksekokulu Müdürü Sosyolog Zeynep Banu Dalaman’ın üstlendiği programa, Üniversite Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Gençler için erken yaşta siyasete atılmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Özlem Zengin, “Siyaset çok emek isteyen bir iş. Siyasette elzem olan şey gerçek ve sahici bir hikayenizin olmasıdır. Başarılı olabilmek için bir yara lazım. Bu dertler sizin şahsi meselelerinizden de çıkabilir ama şahsi meselelerinizle yola devam edemiyorsunuz. Kendi hikayenizle toplumdaki dertler örtüşürse size bir güç verir ve siyaset ancak böyle olabilir” dedi. “GENÇ ARKADAŞLARIMIZ ARTIK PROBLEMLER YAŞAMAYACAK” Okul yıllarında iyi bir hakim olmak istediğini ve başörtüsünü taktıktan sonra hayatının bambaşka bir boyut kazandığını dile getiren Zengin, “Eskiden Türkiye gereksiz yasakların olduğu bir ülkeydi. Benim sınavdan atıldığım zamanlar bile oldu ancak ben pes etmeyerek çözümün siyasette olduğunu gördüm. Başörtüsü siyasetle çözülmüş muazzam bir meseledir. Bu mücadele benim 30 yılımı aldı ancak 25'inci dönemde başörtülü olarak yemin eden ilk milletvekillerinden birisi oldum. Ne güzeldir ki şimdiki genç arkadaşlarımız artık böyle problemler yaşamayacak. Her şeyden önce buna değer. Hayatın ve siyasetin anlamı pes etmemektir. Siyasette çok fazla insana yer var. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi ‘siyaset yerellerden başlar’. Mahalli idareler seçimi, toplumu genel olarak daha fazla ilgilendiren bir seçim ” ifadelerini kullandı. “SOSYAL BELEDİYECİLİĞE DEVAM EDECEĞİZ” Yerel seçimler hakkında konuşan Zengin, “2019 yerel seçimlerine ekonomi damgasını vuracak. AK Parti olarak bu sene seçimlerde önem vereceğimiz konuların başında dikey değil, yatay yapılanmaya önem vereceğiz. Yeşil alanlar özelikle İstanbul’da azaldı, millet bahçeleri yapacağız. İllerde tek tipliği kaldıracağız. Her ilin kültürel özelliklerini koruyacağı bir dönüşüm yapacağız ve sosyal belediyeciliğe devam edeceğiz” dedi. “ÖĞRENCİLERE BU İŞİN ‘FİLM’ KISMINI ÖĞRETİYORUZ″ ″Siyasetin bilim kısmı olduğu kadar ‘film kısmı’ da var″ diyen Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (TOKAMER) Müdürü Zeynep Banu Dalaman, “Öğrencilere bu dersleri veriyoruz ama bu işin pratiği özellikle yerel seçimlerde çok farklı. Onun için deneyim paylaşımı, öğrencilerin siyasetçilerle bir araya gelmesi çok önemli bir şey. Burada öğrencilere bu işin film kısmını öğretiyoruz” diye konuştu. Yerel seçimlerde kadınların daha çok şansı olduğunu vurgulayan Dalaman, “Adayların çoğalmasını hedefliyoruz. Meclis üyesi, belediye başkanları ve muhtar adaylarına cumartesi günleri de Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) ile eğitim veriyoruz. Hedefimiz kadınlar yerel yönetimlerde yüzde 50 eşitlik alana kadar çalışmak. Uzaktan bakıldığında özellikle yerel siyaset çok havalı duruyor. Biz burada bu işin aslında çok daha zor olduğunu göstermek istiyoruz. Meslek seçerken buradaki deneyimleri görmelerini ve kıyaslamalarını, doğru mesleği seçmelerini istiyoruz. Eğer siyaset yapacaklarsa da bu işin zor ve iyi yanlarını görmelerini hedefliyoruz. Yerel seçimlerde gençlerin ve kadınların daha çok temsil edilmesini istiyoruz” dedi. Altınbaş Üniversitesi Meslek Yüksekokulu, TOKAMER ve üniversitenin Siyaset ve Diplomasi Kulübü iş birliğiyle düzenlenen Kent ve Siyaset Okulu’nda her hafta yerel seçimlerde söz sahibi olan kişiler bir araya gelerek öğrencilerle deneyimlerini paylaşacak.
allenai/c4/00768/16
2019-01-21T21:49:49
https://www.meydannet.com/haber/ozlem-zengin-siyasette-en-onemli-sey-pes-etmemektir-71440.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Worldfood Fuarı, artık ATSO’nun bir klasiği oldu! 2018 Yılı için rezarvasyon da yapıldı ATSO ; Bu yıl, 7-10 Eylül 2017 tarihleri arasında İstanbul TÜYAP Fuar merkezinde düzenlenen 25. WorldFood Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı’na 13.kez katıldı. Fuarın 2. günü akşamı düzenlenen kokteylde ATSO’ya Fuar’a 13.kez katılması nedeniyle plaket verildi. Daha önce CNR EXPO’da düzenlenen fuarın bu ... Haber Tarihi : 12-09-2017 Okunma Sayısı : 15 ATSO ; Bu yıl, 7-10 Eylül 2017 tarihleri arasında İstanbul TÜYAP Fuar merkezinde düzenlenen 25. WorldFood Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı’na 13.kez katıldı. Fuarın 2. günü akşamı düzenlenen kokteylde ATSO’ya Fuar’a 13.kez katılması nedeniyle plaket verildi. Daha önce CNR EXPO’da düzenlenen fuarın bu yıl ilk kez TÜYAP2da düzenlendiğini belirten ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Yılmaz; Bu yıl 225 m2 den oluşan alanda 10 firma ile stant açarak fuara katıldıklarını bildirdi. Yılmaz açıklamasının devamında "Worldfood Fuarı, artık ATSO’nun bir klasiği oldu. Bu yıl, Çelenlioğlu Gıda Ltd Şti- Aydar Zeytincilik Ltd Şti- Brato Foods Ltd.Şti- Toprak Zeytincilik Ltd Şti- Ünlü Tarım Ltd Şti- TBG Gıda Ltd Şti- Yıldırım Zeytincilik Ltd Şti- Livam Ltd Şti- Durmuşoğlu Zeytincilik ve AS Kuru Kahve Ltd Şti Odamızın şemsiyesi altında ürünlerini sergileyip profesyonel ziyaretçilerle iş görüşmeleri yaptılar. Bu yıl özellikle yabancı ziyaretçi sayısı çoktu. Firmalarımız yaptıkları görüşmelerden hayli memnunlar. Tüm firmalarımız önümüzdeki yıl fuara katılmak için bizlere sözlü müracaatlarını yaptılar. Fuara katılan firmalarımızın yaptıkları iş görüşmeleri ve ticari bağlantılar bizleri de ziyadesiyle memnun ediyor ve fuara gidiş amacımızın gerçekleştiğini gösteriyor. Ben, kapasitelerine güvenen ve pazar paylarını arttırmak isteyen tüm gıda üreticisi firmalarımızın fuara gelmelerini istiyorum. 2018 Yılı için 270 m2 lik yerimiz hazır" dedi. Manisa Eczacı Odası Başkanlığında nöbet değişimi Vali Güvençer Zeytin ve Zeytinyağı ve Türevleri İhtisas Organize Sanayi Bölgesini denetledi Zeytin Üreticisi Yağmuru Bekliyor! Zeytinler küçük kaldı, su fayda etmedi Oda Açıkladı! Akhisar’da Kasapların Et Satış Fiyatları Serbest Bırakıldı Fındık isyanı Ege’de de üzüm üreticilerini de ayağa kaldırdı Çatalcalı: Yeni Bina Yapacağız, Genç Girişimci Arkadaşlara Ofis Vereceğiz..Projeci Kadroyuz, projelerimizle adayız.. Tarım alanları azaldı! İşte istatistikleri Ahilik haftası başladı! Marangoz Ustası meclisten çıraklıkla ilgili düzenleme istedi Manisa'da ' beyaz altın' pamuk yeniden geçim kaynağı oldu! Üretici hasada hazırlanıyor TARİŞ kuru üzümde en fazla fiyat 4.59 TL olarak açıkladı Zeytin ve zeytinyağı sektörü toplanıyor! Akhisar Ticaret Borsası katılacak Kahraman’dan Sert Açıklamalar! ATSO’ya şaibeli Erdayıoğlu’nun Adaylığı talihsizliktir..Yağ sahtekarlarıyla Akhisar Anılmamalıdır ATSO'ya bir aday daha! İbrahim Aslan da 5. aday oldu Boşnak Vaatlerini Açıkladı Akhisar Ticaret Borsası sofralık zeytinin 3 öğünde tüketilmesi için kampanya başlattı Maliye, internette sanal bahis oynayanların paralarına el koyuyor Cumhurbaşkanının ayranı Milli içeçecek ilanı sonrası, Bakan da üzüm suyunu milli ilan etti! Üzüm suyunda patlama oldu ATSO Başkan Adayına Tahirün Caddesi esnafı dert yandı ATSO Seçimleri İçin İddialı Çalışıyorlar Üzümde fiyatlarının 4 TL'nin altında olmayacağı açıklandı AKGİAD'ın geleneksel gecesi 23 Eylül'de Zeytin Sineği Zararlısına karşı mücadelede sert önlemler Akhisar Ticaret Borsası İstanbul Fuar Merkezi CNR Expo'da!Alhat: Birçok önemli marka Akhisar'da tesis kurma yolunda Tescilli Kırkağaç kavunu Avrupa pazarında!5 bin ton kavun Almanya, Fransa ve Balkan ülkelerine gönderilecek Akhisar’daki Taksilere kamera ve buton takılacak Üzüm rekoltesi geçen yıla göre 3 bin düştü, 310 bin olarak gerçekleşti! Üzüm taban fiyatı 4 TL Üzüm fiyatlarını protesto etmek için bağlarını söküyor TARİŞ üzüm alımlarına başladı Başbakan'a prim dosyası verildi! Alhat: Türkiye'de her sofrada Akhisar zeytini tüketiliyor Alhat Zeytine prim desteği dedi, Başbakan bürokratlarına talimat verdi Erol Boşnak ve Aday Meclis Üyeleri, ATSO Üyelerinden destek istiyor Ziraat Odası Başkanlarına Milletvekillerinden üzüm sözü Akhisar Ticaret Odası'na 4. Aday Çıktı! Erdayıoğlu 'Bıraktığım yerden devam edeceğim' “Çocuklarımıza sahip çıkalım’’ kampanyası başlattı…Doğan: ‘Çocuklarımızı mafyaya teslim etmeyelim! Güven J Plakalarda’ Boşnak, üye ziyaretlerine start verdi Alhat, “Akhisar zeytin kalitesinde en üste çıktı'' Balkan Sofrası Açıldı Hasat edilen bağlarda, Mildiyö Hastalığı tehlikesi Yılmaz Çatalcalı ATSO Başkanlığına adaylığını resmen açıkladı Erdayıoğlu: ‘Birlik İçinde Bir Adayın Etrafında Toplanılsın’ TÜİK en fazla sofralık zeytin ağacı Manisa'da Başarılı Şirketlerin Özellikleri-2 Yeni atanan Orman İşletme Müdürü görevine başladı © 2017 Akhisar Postası. / Ziyaretçi Sayısı : 86.185
allenai/c4/00768/17
2017-09-26T20:06:24
http://www.akhisarpostasi.com/?sf=b3&islem=detay&kayitno=2832&e=akhisar-haberleri-ekonomi-haberleri-manisa-akhisar
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Hayat kurtaran 7 ilk yardım önerisi - İlk yarımda neler yapılmalı Sokakta, evde, gündüz, gece… Boğaza bir şey kaçmasından zehirlenmeye, yanıktan kalp krizine… Hiç beklemediğimiz bir anda kapımızı çalabilecek ciddi kazalarda ya da sağlık sorunlarında ilk yardım uygulamalarına ne kadar hazırız SAĞLIK 07.09.2017, 17:24 HİÇ şüphesiz pek çoğumuz acil durumlarda ilk yardım tekniklerini bilmiyoruz! Acıbadem Mobil Sağlık Doktoru Hazal Akgün, “Acil durumlarda sağlık ekipleri gelinceye dek yapılan müdahaleler doğru olmadığı zaman kişiye maalesef daha fazla zarar verilebiliyor hatta ölümle sonuçlanabiliyor. Hızlı ve doğru ilk yardım uygulamaları ise hayat kurtarıyor. Bunun için ilk yardım eğitimi almayı ihmal etmeyin” diyor. #Gece #sokakta #gündüz #evde #ilk yardım
allenai/c4/00768/18
2019-12-06T15:02:26
https://www.yenialanya.com/saglik/hayat-kurtaran-7-ilk-yardim-onerisi-ilk-yarimda-neler-yapilmali-h280101.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Kabir Azabıislami site, islami sohbet, dini sohbet, islami Radyo, Maltepe pazarı | islami site, islami sohbet, dini sohbet, islami Radyo, Maltepe pazarı Home » GENEL » Kabir Azabı lodos 20 Aralık 2013 GENEL, İSLAMİ BİLGİLER, İSLAMİ SOHBET Tags: dini sohbet, islam, islamda Kabir Azabı, iSlami Chat, İSLAMİ SOHBET, Kabir Azabı, Kabir Azabı korkmak, Kabir Azabı neler olur Berra b. Azib (r.a) şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber ile beraber ensardan bir kişinin cenazesine gittik. Hz. Peygamber onun kabrinin üzerine, başını önüne eğerek oturdu. Sonra şöyle buyurdu: ‘Yârab! Kabir azabından sana sığınıyorum’ Bu sözünü üç defa söyledikten sonra şöyle buyurdu: Mü’min bir kimse, ahiret yolunda olduğunda Allah Teâlâ, bir grup melek gönderir. O meleklerin yüzü geniştir. Onların beraberinde o mü’minin güzel kokusu ve kefeni vardır, melekler oturup beklerler. Ne zaman mü’minin ruhu çıkarsa yer ile gök arasında ve gökte bulunan her melek onun üzerine namaz kılar (veya dua eder)ler. Onun için göklerin kapıları açılır. O kapılardan o mü’minin ruhunun geçmesini istemeyen hiçbir kapı olmaz. Ruh yükseltilip götürülünce şöyle denir: ‘Ey rab! Falan kulun (geldi)’. Buna karşılık Allah Teâlâ şöyle buyurur: ‘Onu geri götürün! Ona hazırladığım nimetleri gösterin. Çünkü ben ona şöyle va’detmiştim: Sizi ondan (topraktan) yarattık yine oraya döndürürüz ve sizi bir kez daha ondan çıkarırız.(Tâhâ/55) Sonra ona güzel yüzlü, güzel kokulu ve güzel elbiseli biri gelir ve o ölüye der ki: ‘Rabbinin rahmetiyle ve içinde ebedî nimet bulunan cennetle müjdelen!’ Mü’min ona ‘Sen de onunla müjdelen! Allah sana mükâfat versin! Sen kimsin?’ der. Gelen der ki: ‘Ben senin sâlih amelinim. Allah’a yemin olsun, ben seni Allah’ın taatine acele eder, Allah’a karşı günahtan sakınır buldum. Bu bakımdan Allah sana hayrı mükafat verdi’. Sonra bir tellâl şöyle bağırır: ‘Ona cennet sergilerinden serin. Ona cennete açılan bir kapı açin’. Ona cennet sergilerinden serilir, ona cennete açılan bir kapı açılır ve o şöyle der: ‘Yârab! Kıyameti acelece kopar ki aile efradıma ve malıma kavuşayım’. Kâfire, dünyadan ayrılırken katı, şedîd, beraberlerinde ateşten yapılmış elbiseler, katrandan mamul iç gömlekler olduğu halde bir kısım melekler gelirler. Onun etrafını sararlar. Onun canı bedeninden çıkınca yer ile gök arasında ve gökte bulunan her melek ona lanet eder. Göklerin kapıları kilitlenir. O kapılardan hiçbiri onun ruhunun kendisinden geçmesini istemez. Onun ruhu götürülünce geriye atılır ve denilir ki: ‘Ey rabbim! Bu senin falan kulundur. Hiçbir gök ve yer onu kabul etmedi’. Bunun üzerine Allah Teâlâ şöyle buyurur: ‘Ona geri götürün. Ona hazırladığım şerri gösterin; zira ben ona va’detmiştim: Muhakkak ki o ölü, kendisini defnedenler geri dönüp giderken ayak seslerini işitir. Ona denir ki: ‘Ey kişi! Rabbin kimdir? Peygamberin kimdir? Dinin nedir?’ O ‘Bilmiyorum!5 der. Ona denilir ki: ‘Zaten sen bilmemişsin. Sonra ona çirkin yüzlü, pis kokulu, çirkin elbiseli biri gelir der ki: ‘Allah’ın öfkesiyle elem verici ve daimî olan bir azabla müjdelen!’ Buna karşılık o ‘Allah Teâlâ seni şer ile müjdelesin! Sen kimsin?’ O da der ki: ‘Ben senin çirkin amelinim. Allah’a yemin ederim. Sen Allah’a isyan etmede aceleci ve ibadet etmede tembel idin. Bu bakımdan Allah Teâlâ sana şerri ceza olarak verdi’. Bunun üzerine kişi ameline der ki: ‘Allah Teâlâ şerri sana da ceza olarak verdi (versin)’. Sonra o kimseye sağır, kör, dilsiz, beraberinde demirden bir tokmak olan biri musallat kılınır ki bütün cinler ve insanlar o kimsenin elindeki tokmağı kaldırmaya çalışsalar, buna güleri yetmez. Eğer o kimse o tokmakla bir dağa vursa, o dağ tuzbuz olur. Sonra o kimseye ruh geri gönderilir. Gelen kişi o tokmakla onun iki gözünün arasına bir darbe vurur ki cinler ve insanlar hariç yeryüzünde bulunan herşey o darbenin sesini işitir. Sonra bir tellâl şöyle çağırır: ‘Bunun için ateşten iki levha serin. Cehenneme açılan bir kapı acın!’ Böylece ona ateşten yapılan iki levha serilir, cehenneme açılan iki kapı açılır. 152 Muhammed b. Ali (b. Hüseyin) şöyle demiştir: ‘Her ölene, öldüğü anda iyi amelleriyle kötü amelleri gösterilir. O kimse iyiliklerine gözünü dikip bakar, kötülüklerine gözünü kapatır’. Ebû Hüreyre Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu rivayet eder: Mü’min sekerata girdiğinde melekler ona içinde misk ve reyhan kırıntıları olan bir ipekli getirirler. Kılın yağdan çekildiği gibi onun ruhu cesedden çekilir ve onun ruhuna denilir ki: ‘Ey itminana kavuşan nefis! Rabbinin hükmüne razı ve rabbin de senden razı olduğu halde rabbine dön!’ Kâfir, sekerata düştüğünde, melekler ona içinde ateş közü bulunan siyah paçavra getirirler. Onun ruhu şiddetli bir çekişle çekilir ve denilir ki: ‘Ey habis nefis! Sana kızıldığı halde Allah’ın azabına doğru çık!’ Onun ruhu çıktığında o köz üzerine konur. Paçavraya sarılır ve Siccîne götürülür.153 Muhammed b. Ka’b el-Kurezî154 şu ayeti okurdu: Nihayet onlardan birine ölüm geldiğinde ‘Rabbim beni (dünyaya) geri çevir ki terk ettiğim dünyada sâlih bir amelde bulunayım’ der. (Mü’minûn/99-100) – Ne istiyorsun? Dönüp de mal mı toplayacaksın, ağaç mı dikeceksin, ev mi yapacaksın, kanallar mı açacaksın? – Hayır! Terkettiğimin yerine sâlih bir amel işlemek istiyorum. Bunun üzerine Cebbar olan Allah Teâlâ şöyle der: Hayır! Bu onun söylediği (olmayacak) bir laftır! (Mü’minûn/100) Mü’min bir kimse kabrinde iken yemyeşil bir bahçenin içindedir. Onun kabri yetmiş zirâ genişler ve aynı zamanda nûrlanır. Hatta dolunay gibi olur. Hz. Peygamber ‘Onun için de dar bir geçim vardır’ (Tâhâ/124) ayetinin ne hakkında nazil olduğunu biliyor musunuz?’ diye sorunca, ashâb ‘Allah ve Rasûlü daha. iyi bilir’ dediler. Kâfir bir kimsenin kabrindeki azabı şudur: Onun üzerine 99 Tinnîn musallat kılınır. Tinnin’in ne olduğunu bilirmisiniz? Tinnîn yılan demektir. Bu yılanların her birinin yedi tane başı vardır. Kâfiri sokarlar ve insanların haşre gönderildikleri güne kadar zehirlerini akıtırlar.155 Bunların en açığı, en sıhhatlisi ve en sağlamı olan birinci du rum; onların mevcut olduğunu ve ölüyü ısırdığını, fakat onları müşahede etmediğini tasdik etmektir. Çünkü insanda olan göz, melekût âlemine ait olan şeyleri müşahede etmeye elverişli değilir. Âhiretle ilgili olan herşey de melekût âlemindendir. Ashabın Cebrail’in (a.s) Hz. Peygamber’e geldiğine nasıl iman ettiklerini görmüyor musun? Oysa Cebrail’i görmüyorlardı. Fakat Hz. Peygamberin (s.a) Cebrail’i gördüğüne iman ediyorlardı. Eğer sen buna inanmıyorsan, o vakit meleklere ve vahye olan imanının esasını tashih etmek, senin için daha mühim olur. Eğer buna iman etmiş ve ümmetin görmediği şeylerin, Hz. Peygamber için görülmesinin caiz olduğunu kabul etmiş isen ölü hakkında bunu nasıl caiz görmezsin? Nasıl ki melek, insanlara ve hayvanlara benzemiyorsa ölüyü ısıran yılan ve akrepler de dünyadaki yılanlara benzemezler. Çünkü onlar başka bir cinstendir ve başka bir hassa (duyu) ile idrâk olunurlar. Bu bakımdan onların elemleri, yılanların ısırmalarının elemleri gibi olur. Sıfatın eziyet edici oluşu, maşukun ölümü anında aşığın eziyet vericiye dönüşmesine benzer. Oysa aşk lezzetliydi. Onda öyle bir hal peyda oldu ki bizzat lezzetli olan şey elem verici oldu. Hatta kalbe öyle bir acıdır ki insan ne aşkın ve ne de kavuşmanın olmamasını temenni eder. Bu tür azap, bizzat ölü azabının çeşitlerinden biridir; zira ölüye dünyada nefsine aşık olma hastalığı verilmiştir. Mala, akla, mertebeye, evlada, akraba ve tanıdıklara aşık olmuştur. Eğer kendisinden geri alacağını ummadığı bir kimse bütün bun-ları ondan alırsa bu kimsenin halinin nasıl olacağını tahmin edebilir misin? Bu kimsenin derdi büyüyüp acısı şiddetlenmez mi? Bu kimse ‘Keşke hiç malım ve mertebem olmasaydı da onun ayrılığı ile eziyet duymasaydım’ diye temenni etmez mi? Bu bakımdan ölüm, bir defada dünyadaki bütün dostlardan ayrılmaktan ibarettir. Bu bakımdan ancak dünyasıyla sevinen bir kimseden dünyası alınıp düşmanlarına teslim edildiğinde, sonra bir de elden kaçırdığı ahiret nimeti ve Allah’tan uzaklaşmanın hasreti bu azaba eklendiğinde bu kimsenin hali ne olur? Evet! Allah’tan başkasının sevgisi insanı Allah’ın mülakatından perdeler. O mülakattan nimetlenmeye mâni olur. Böylece o kimsenin üzerine bütün sevdiklerinden ayrılmanın elemi, elden kaçırdığı ahiretin ebedî nimeti ve Allah’tan uzaklaşmanın zilleti çöker. İşte bu, görmüş olduğu azabın ta kendisidir; zira ayrılık ateşinin arkasından ancak cehennem ateşi gelir. Dünyaya iltifat etmeyen ve Allah’tan başkasını sevmeyen ve Allah’ın mülakatına müştak olan bir kimse dünya hapishanesinden ve dünyadaki şehvetlerin şiddetlerinden kurtulmuş, mahbubunun huzuruna varmış, engeller ortadan kalkmış, ebediyyen zâil olmayacak bol nimetlere mazhar olmuştur. İşte çalışanlar, bunun için çalışsınlar. Bundan maksad şudur: Kişi bazen o derece sever ki eğer atının almniası ile akrep veya yılanın ısırması arasında bir tercih yapmak için muhayyer bırakılsa, akrebin ısırmasına sabretmeyi tercih eder. Öyle ise atın ayrılık elemi, bu kişinin nezdinde akrebin ısırmasının eleminden daha dehşetlidir. At’a karşı olan sevgisi, at kendisinden alındığında onu ısıranın ta kendisi olur. Eğer dünyada yükünü hafifletirse, sağlam kalır. ‘Yükü hafif olanlar kurtuldular’ sözlerinden kastedilen budur. Eğer yükünü ağırlaştırırsa, azabı büyür. Tıpkı bir dinarı çalman bir kimsenin halinin on dinarı çalman bir kimsenin halinden daha hafif olduğu gibi, bir dirhemin sahibinin hali de iki dirhemin sahibinin halinden daha hafiftir. Ebû Saîd el-Hudrî157 ölen bir oğlunu rüyada görüp ‘Ey oğul! Bana nasihat et!3 dedi. Oğlu ‘Allah’ın irade etmiş olduğu hususta Allah’a muhalefet etme!’ diye cevap verdi. Ebû Saîd ‘Ey oğul! Daha fazlasını söyle!’ deyince, oğlu ‘Babacığım! Yapmaya gücün yetmez’ dedi. Ebû Saîd ‘Söyle!’ dedi. Oğlu ‘Allah ile arana gömleği (bile) sokma!’ dedi. Ebû Saîd bundan sonra otuz sene gömlek giymedi. Basiret yolu ile bize keşfolunan hak şudur: Bütün bu durumlar imkân dahilindedir. Bunların bazısını inkâr eden havsalasının darlığından Allah Teâlâ’nın kudretinin genişliğini, tedbirinin acaipliklerini bilmediğinden inkâr etmiştir. Bu bakımdan böyle bir kimse ünsiyet ve ülfiyet vermediği ilahî fiilleri inkâr eder. Bu da cehalet ve kusurdur. Azap hususunda bu üç durum da mümkün-dür. Bunlara inanmak farzdır. Nice kul vardır ki bunların sadece biriyle cezalandırılır. Nice kullar vardır ki bu üç çeşit ile de cezalandırılır. Azabın azından da çoğundan da Allah’a sığınıyoruz. İşte hak budur. Taklid ederek bunu tasdik et; zira bunu kesinlikle bilen kimseler yeryüzünde pek azdır. Sana tavsiye edeceğim şudur: Bu hususun tafsilatı hakkında fazla ileri gitme! Bunları öğrenmekle meşgul olma! Aksine azabı defedecek tedbir ile meşgul ol! Azap nasıl olursa olsun! Eğer sen amel ile ibadeti ihmal eder, azabın mahiyetini deşmekle meşgul olursan, bu takdirde sultan tarafından tutulup, elinin ve burnunun kesilmesi için hapsedilmiş bir kimse gibi olursun ki bu kimse bütün gece ‘Acaba benim elimi, burnumu bıçakla mı kılıçla mı yoksa ustura ile mi kesecek?’ diye düşünür. Azabı nefsinden uzaklaştırma çaresini ihmal eder. Bu ise cehaletin son derekesidir. Bu bakımdan kesinlikle anlaşılmıştır ki kul, ölümden sonra ya ebedî azaba veya ebedî nimete kavuşacaktır. Öyleyse en uygun davranış, buna hazırlanmaktır. Ceza ve sevabın tafsilatını deşmek fuzulî bir hareket ve zamanı boşa geçirmektir. 154) Medinelidir. Sonra Küfe’ye göç etmiştir. H. 40’da doğmuştur 155) İbn Hibban, İbn Ebi Dünya, Hâkim-i Tirmizî, Nevadir’ıd-Usûl 156) Hâkim, Tarih, (Ebû Hüreyre’den) 157) Bazı nüshalarda Hudrî yerine Harraz geçmektedir. Kuşeyrî’ye göre Harraz’m daha doğru olması kuvvetlidir. « Abese Suresi Kul Hakkı (Hukuku’l – İbad) »
allenai/c4/00768/19
2017-12-17T17:35:23
http://www.islamisite.net/kabir-azabi/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
MHP Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın Seçim Çalışmalarını Sürdürüyor - Samsun Haber Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Trabzon Milletvekili Adayı Yavuz Aydın, seçim gezilerini sürdürüyor.Seçim gezileri kapsamında partililere seslenen Aydın, "Üzerini kapatmaya çalıştıkları 17-25 Aralık yolsuzluklarından, her gün yeni bir hukuk oluşturarak mahkemelerden kurtulmayı becerenler, mahşer günü acaba ne yapacaklar? Ayakkabı kutularına doldurdukları dolarlarla, kutsal dinimizin ayetleri ile ’bakara, makara’ diyerek alay edenlerin ve hala aynı çatı altında bulunanların yedikleri rüşvetlerle, milyarlık kol saatleri ile tüyü bitmemiş yetimin hakkına saldıranları, samimi inançlı halkımız 7 Haziran’da mutlaka hatırlayacak ve hak ettikleri dersi bu dünyada da verecektir" dedi."Vatikan’da ‘Ermeni Soykırımı yapılmıştır’ diyen Papa’ya itiraz edenler, Türkiye’de Ermeni Kilisesi’ndeki ayine Avrupa Birliği Bakanı ile taziye mesajı gönderiyor” diyen Aydın, yaşanan 13 yıllık AK Parti iktidarı sonrası bu partiye geçmişte oy verenlerin, bu kez gerçekleri göz ardı etmeden oy kullanmalarını istedi. Anahtar Kelimeler:mhp trabzon milletvekili yavuz aydın seçim çalışmalarını sürdürüyor
allenai/c4/00768/21
2017-01-16T13:08:03
http://www.samsunhaber.tc/TRABZON/mhp-trabzon-milletvekili-yavuz-aydin-secim-calismalarini-surduruyor-h544280.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Askerlerini koruduğu için görevden alınan komutanı binlercesi uğurladı - DÜNYA - Haber16 Ana Sayfa DÜNYA Askerlerini koruduğu için görevden alınan komutanı binlercesi uğurladı ABD Savunma Bakanlığı'na mektup yazarak Guam adasında koronavirüs karantinasına alınan gemisindeki personelin karaya çıkarılmasını isteyen ve "Savaşta değiliz, ölmemiz gerekmiyor" dediği için görevden alınan Theodore Roosevelt uçak gemisinin komutanı Yüzbaşı Brett Crozier'ı binlerce askeri uğurladı. 04 Nisan 2020 - 23:59 İnsanlığın bittiği an... Hamile fil, içi barut dolu ananası yedikten sonra öldü Bu kez de Kim Jong Un'un kız kardeşi Güney Kore'ye tehditler savurdu Komşusunu defalarca bıçakladıktan sonra balta ile...
allenai/c4/00768/22
2020-06-05T07:19:10
https://www.haber16.com/askerlerini-korudugu-icin-gorevden-alinan-komutani-binlercesi-ugurladi/117250/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
17 Ocak 2018 Çarşamba 02:43 Tüm GÜNDEM Haberleri 29.12.2017 16:50:00 Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik, yayımladığı yeni yıl mesajında, 2018’in dünyaya huzur, iş dünyasına bereket getirmesi temennisinde bulundu. 2017 yılının iyisiyle kötüsüyle geride kaldığını ifade eden, Başkan Yücelik mesajında şu ifadelere yer verdi; “2017 yılı acılarımızla, hüzünlerimizle, sevinçlerimizle geride kaldı. Ülkemizin, 15 Temmuz hain darbe girişiminin öncesinde ve sonrasında yaşadığı sıkıntıların etkileri kısmen de olsa 2017 yılında da sürdü. Ancak, her zaman olduğu gibi milletimizin ve devletimizin birlik ve bütünlük içerisinde bu sıkıntıların üstesinden geleceğine olan inancımızı asla kaybetmedik. Ekonomik ve siyasi anlamda küresel ve jeopolitik gelişmelerin yanı sıra dövizdeki dalgalanmaların ülkemizin ekonomik dengelerini olumsuz etkilemesiyle zor bir yılı geride bıraktık. Dünya piyasalarına küresel ekonomideki gelişmelerin şekil vereceği öngörülen yeni yılda, ülkemizin bulunduğu coğrafyada yaşanan belirsizliklerin azalması, ekonomimizi de olumlu yönde etkileyecektir. Yeni yılda devletimizin, hükümetin alacağı tedbirler ve iş dünyasına vereceği teşvik ve desteklerle ekonomideki daralmanın geride kalacağını, üretimin ve yatırımların artacağını umut ediyoruz. İş dünyası olarak ülkenin geleceğine umutla baktıklarını ifade eden Yücelik şunları söyledi; “İnşallah ülkemizin bulunduğu bu coğrafyada huzuru ve ülkemizdeki istikrar ortamını bozmak isteyenlerin hevesleri kursağında kalacak ve büyüme rakamlarıyla dünyanın dikkatini üstüne çeken ülkemiz gelişen ülkeler arasındaki yükselişini sürdürecektir. Bu vesileyle, Allah'tan, 2018 yılının yaşamımıza daha fazla umut, sevinç, mutluluk ve iş dünyamıza bereket, ülkemize ve coğrafyamıza huzur ve barış getirmesini temenni ediyorum. Güzel yıllar, mutlu yarınlar hep milletimizin olsun. Ülkemin her ferdinin yeni yılını tebrik eder, sağlık, huzur ve mutluluk dilerim.” Google'da Ara : ETSO Başkanı Yücelik’ten yeni yıl mesajı Rasathane’nin adı “İbrahim Hakkı Gözlemevi” olmaz mı? Prof.Dr. Hakan Hadi Kadıoğlu, Atatürk Üniversitesi’nin bilim yatırımı olan...
allenai/c4/00768/26
2018-01-17T01:03:48
http://www.radarhaber.com/haberler/18/etso-baskani-yucelikten-yeni-yil-mesaji_15639.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
MUSTAFA AŞAN UMUDU 16 Haziran 2018 - Cumartesi 16:02 Bu haber 778 kez okundu İç transferde kadrosunu korumaya çalışan transfer yasaklısı Karşıyaka'da Mustafa Aşan konusunda umutlu gelişmeler var. 3.Ligde futbolcular askerliklerini tecil ettiremedikleri için forma giyemeyecek takım kaptanı Mustafa için kalma ihtimali doğdu. 24 Haziran Genel Seçimleri öncesi son günlerde liderlerin yaptıkları açıklamalar, seçim sonrasında bedelli askerlik çıkacağı beklentisini artırdı. Yönetimle tekrar görüşen 29 yaşındaki futbolcu, kalmak için son 4 sezondan kalan alacaklarını talep etti. Taraflar arasında pazarlık sürüyor. Karşıyaka'ya ilk kez 2014-15 sezonunda transfer olan tecrübeli ön libero, takımda 2015-16 sezonunun devre arasından bu yana aralıksız forma giyiyor. Geçtiğimiz günlerde iç transferde 9 futbolcunun alacaklarını kapatıp sözleşme yenileyen Karşıyaka, Tayfun, Abdülhamit, Hakan ve Metin'le henüz anlaşamadı. Mahmut ise Almanya Bölgesel Lig takımlarından Alemannia Aachen'a gitti. Karşıyaka'da genç futbolcular yarın tesislerde toplanıp pazartesi günü antrenmanlara başlayacak. Etiketler: MUSTAFA, AŞAN, UMUDU,
allenai/c4/00768/30
2018-07-21T09:41:17
http://yesilkirmizi.net/haber-mustafa-asan-umudu-374643732.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Huawei Switch S5720 Kurulumu / Yapılandırması | Ali DUZEN Huawei S5720 marka switch kurulumunu sizlere anlatmaya çalışacağım… 1 – Switchimizi aktif konuma getiriyoruz. 2 – Herhangi bir Ethetnet portundan işlemde kullanacağımız bilgisayarımıza bağlantılı olucak şekilde bir kablo hazırlıyoruz. Örnek : SWC-Eth2 – PC-Eth0 3 – Huawei Switchimize erişmek için bilgisayarımızı Switchimizin ağına dahil ediyoruz. Aşağıda bulunan bilgiler Huawei Switch’in Default bilgileridir. 4 – Sonrasında Switch üzerinde bulunan MODE düğmesine 6 saniyeden fazla basılı tutuyoruz. Tüm mod göstergesinde bulunan ışıklar yeşile döndüğünde, Switch ilk yapılandırma moduna girmiş demektedir. Bu modda, Switch’in IP adresi 192.168.1.253/24 olarak ayarlanır ve default yönetici seviyesi 15 (admin) olarak ayarlanır. 5 – Artık Switchimize erişmeye hazırız. Tarayıcımıza https://192.168.153 adresini girerek default bilgiler ile login oluyoruz. 6 – Bu kısımda sizden yeni şifre belirlemenizi isteyecektir. Şifremizi dikkatlice belirleyelim. 7 – Bizleri Info başlıklı bir bildirim karşılıyor. “OK” butonuna basarak onaylıyoruz. 8 – Sonrasında tekrardan yeni bilgilerimiz ile login olmamızı isteyecek. Güncel bilgilerimiz ile giriş yapıyoruz. Management IP Adresi Belirleme 9 – Karşımıza Başlangıç konfigürasyonu sayfası çıkacaktır. Burada belirleyeceğiniz Managament IP adresinizi girebilirsiniz. Örnek yapılandırma : Management IP address : 172.50.50.157/24 Web user level : 15 Device name : DUZEN1 Switch Telnet server : ON STelnet server : ON Telnet için bir kullanıcı ekleyelim ve kullanıcı seviyesini 15 olarak ayarlayalım. “Apply” butonuna tıklayarak yaptığımız işlemleri kaydedelim. 10 – Artık Switchimizin arayüzüne giriş yapmış bulunuyoruz. Eğer switchimizi bir ağa dahil etmek istiyor veya İnternet’e çıkarmak istiyor isek sırasıyla; Alt 1-) Switch’de bulunan boş da bulunan bir port üzerinden ağına dahil edeceğimiz cihaz arasında bir kablo bağlantısı gerçekleştiriyoruz. Alt 2-) Panel üzerinden sırasıyla Configuration > Basic Services > Interface Settings > Connect to Switch Diyerek belirleyeceğimiz portu Bir Switch/Router ile bağlantı sağlayacak hale getiriyoruz. Alt 3-) Switchimiz ile ağına dahil edeceğimiz cihaz arasında hangi portumuz görev yapıyor ise seçiyoruz. Alt 4-) Switchimiz de bir çok Vlan yapısı bulunuyor ise Seçilen port üzerinden bağlantı izni verilecek/verilmeyecek Vlan ID’lerini “Allowed Vlans” Kısmından ayarlayabilirsiniz. Kullandığımız Switch default olduğundan dolayı içerisinde tek bir ağ bulunduruyor bu yüzden dolayı sadece “1” ID’li Vlan’a izin vermemiz yeterli. Alt 5-) “Apply” Butonuna tıklayarak yapılan işlemi kaydediyoruz. Huawei Switch Firmware Update 1- Huawei resmi sitesi üzerinden güncel firmware sürümünü bularak download ediyoruz. 2- Switchimizin web arayüzüne giriş yaparak sırasıyla aşağıdaki adımları takip ediyoruz. Maintenance > Upgrade > File name bölümünden indirmiş olduğumuz firmware sürümünü “upload” Butonuna tıklayarak yüklüyoruz. Upload işlemi tamamlandık dan sonra upgrade edeceğimiz firmware dosyamızı seçmemiz gerekmekte. Son işlem olarak “Upgrade” butonuna tıklayarak Switch’imizin firmware sümünü güncellemiş oluyoruz.
allenai/c4/00768/31
2019-02-24T06:00:34
https://aliduzen.com/network/huawei-switch-s5720-kurulumu-yapilandirmasi/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Pinterest görsel arama alışveriş dönüşümünün artmasını sağlayacak - aramamotoru.com Arama Motoru » SEO » Pinterest görsel arama alışveriş dönüşümünün artmasını sağlayacak Ülkemizde değerinin yeteri kadar bilinmediğini düşündüğüm Pinterest globalde etkili bir pazarlama silahı olmaya devam ediyor. Kadınların ağırlıklı olarak kullandığı Pinterest ana okulu öğretmenliği, organizasyon yöneticileri vb bazı meslek grupları için oldukça önemli bir yere sahip. Pinterest görsel arama alışveriş dönüşümü satıcılar için oldukça önem arz ediyor. Pinterest görsel arama alışveriş artışını hedefliyor Pinterest, arama yaptığınızda karşınıza çıkan göz alıcı pinleri görsel aramayla birleştirerek kullanıcıların fotoğraflarını çektiği ürünleri satın almasını kolaylaştırıyor. Pinterest Lens adlı görsel arama özelliği kullanıcıların fotoğraflarını çektikleri an fotoğraflarını telefonunun kamerasıyla aramasını sağlıyor. Kullanıcılar, mevcut fotoğrafları kameradan da yükleyebilecekler. Pinterest görsel arama sonuçlarında kamerada yer alan görüntüdekine benzer pinleri göstermeye başlayacak. Bu, kullanıcının bir fotoğrafını çekerek Pinterest’te arama yapmak istediğinde, bir ürünü satın alma niyetinin yüksek olması nedeniyle etkili bir strateji olduğunu söylenebilir. Pinterest görsel aramanın etkinliği Pinterest kullanıcılarının % 80’i alışveriş yaparken görsel olmayan aramalarla başlar. Giysiler veya mobilyalar için online alışveriş yaparken, kullanıcıların % 85’inden fazlası görsel bilgilere metin bilgilerinden daha fazla önem veriyor. Tüketicilerin % 55’i görsel aramanın tarzlarını ve zevklerini geliştirmede etkili olduğunu söylüyor. Kullanıcıların % 49’u, görsel arama yoluyla markalarla daha iyi bir ilişki kurduklarını söylüyor. Tüketicilerin% 61’i mağazada gezinirken görsel aramanın deneyimlerini artırdığını söylüyor. Alışveriş pinlerinin görsel arama ile entegrasyonu moda ve ev ürünleri ile oldukça uyumludur. Satın alınabilir ürün pinler doğrudan perakendecinin sitesindeki ödeme sayfasına yönlendirilebilir. Web sitenizin ürünlerini paylaşırken yapmanız gerekenler hakkında daha fazla bilgi için bu yardım sayfasına bakabilirsiniz. Pinterest görsel arama iyileştirmeler Pinterest, fotoğraf çekmeyi ve yüklemeyi kolaylaştıran yeni bir tasarımla görsel arama işlevini geliştirdi. Kullanıcılar artık daha önce yapamadıkları bir şey olan Pinterest Lens kamerayla çektikleri fotoğrafları kaydedebiliyorlar. Ek olarak, kullanıcılar Lens ile çekilmiş fotoğrafları hemen bir pin haline getirip bir panoya kaydedebiliyorlar. Bu özellikler ve geliştirmeler bugün Android‘de yayılıyor ve önümüzdeki haftalarda iOS‘a geliyor. Pinterestpinterest görsel aramapinterest lens
allenai/c4/00768/32
2019-10-16T01:04:55
https://www.aramamotoru.com/pinterest-gorsel-arama-daha-fazla-alisveris-yapilmasini-saglayacak/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Batman Ofis ve Büro Mobilyaları Çalışma hayatımızda geçirdiğimiz zaman, yaşamımızın çok büyük bir bölümünü kapsamaktadır. Düzenli ve verimli çalışma ortamını sağlamak en ince ayrıntıya dahi bağlıdır. Batman ofis mobilyaları alışverişi yapmak istiyorsanız bizi arayabilirsiniz. Keşif ekibimizin yapacağı tasarlama ve mimarlarımızın fikirleri sayesinde, iş yerinizin yeni yüzünü belirleyebilirsiniz. Yönetici mobilya modelleri gösterişli ve konforlu olmasıyla sizi büyüleyecektir. Çalışanlar için mobilyalar, yöneticilerin ürünlerine göre bir sınıf altta kalmaktadır. Toplantı odaları için özel üretim gereçler yapmaktayız ve büro dolaplarını isteğe bağlı olarak yapabiliyoruz. Kaliteli, uzun ömürlü ve tavsiye edilen ofis malzemelerini Arna mobilyacılık satmaktadır. Batman Eğitim Mobilyaları Bizim için çok değerli olan çocuklarımızın ve gençlerimizin okumasını her daim destekliyoruz. Tüm yaş gruplarına göre Batman eğitim mobilyaları bulabilirsiniz ve verdiğimiz hizmetimiz sayesinde Doğu Anadolu Bölgesinin bir numarasıyız. Okul ve anaokulu olarak ikiye ayrılıyor. Herhangi bir ürün almadan önce keşif ekibimizin mobilyaları kullanacağınız yere gelmesini bekleyebilirsiniz. Mühendisler ve mimarlar, 3 boyutlu projelendirme tekniğini kullanabilir. Laboratuvar malzemelerini a dan z ye satıyoruz, özel sipariş vermek isteyenler cep telefonu ile ulaşabilir. Son zamanlarda Anadolu’nun en hızlı büyüyen ve sipariş teslim eden mobilya mağazası olmayı başarıyoruz. Huzuru hissettiğimiz ve temiz hava aldığımız bahçelerimize gereken önemi doğru seçimler ile verebiliriz. Batman bahçe mobilyaları üretimi ve satışı yapıyoruz. Bambu, plastik, metal ve ahşap grubu olarak sınıflandırılmaktadır. Ayrıca bahçelerde yapılacak organizasyonların tüm ürünlerini satıyoruz. Salıncaklar, yemek takımları, aksesuarlar ve farklı ürünlerin detaylarını merak ediyorsanız sitemizdeki mobilyalar bölümünü ziyaret edebilirsiniz. Şezlonglar, salıncaklar, sehpalar, koltuklar, alüminyum koleksiyon ürünleri bünyemiz dahilinde vardır. Bahçede kullanılacak mobilya türlerini merak ediyorsanız tasarımcılarımızın tavsiye ettiklerini inceleyebilirsiniz. Batman Mutfak Mobilyaları Yalnızca yemek hazırlıklarının yapıldığını sandığımız mutfaklarımız, aslında hayatımızın önemli bir bölümünde bizimle ana tanıklık ediyor. Batman mutfak mobilyaları almak ve fikir sahibi olmak istiyorsanız bizimle temas kurabilirsiniz. Bar tabureleri, sandalyeler, kafe koltukları, masalar, dış mekan gereçleri, masa ayakları ve diğer ürünleri kaliteli olarak üretiyoruz. Özel üretim mutfak mobilyası yaptırmak istiyorsanız hayallerinizi gerçeğe dönüştürüyoruz. Batman Otel ve Restoran Mobilyaları İhtişamın, lüksün, şıklığın ve tasarım harikalarının bir arada kullanıldığı alanları adeta donatıyoruz. Batman otel ve restoran mobilyaları almak ve incelemek istiyorsanız WEB sitemizi muhakkak ziyaret ediniz. Lobi mobilyaları, sandalyeler, masalar, konferans ve etkinlik ürünleri satıyoruz. Konferans odaları ve etkinlik mekanları için görsel mobilyalar hazırlıyoruz. Güvenilir ve tavsiye edilen mobilya firmaları arasındayız. Her geçen gün ürünlerimizin kalitesini arttırıyoruz ve tasarım detaylarına daha da dikkat ediyoruz.
allenai/c4/00768/33
2019-07-21T21:17:42
http://www.arnaofis.com/p1392-batman-ofis-ve-buro-mobilyalari
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Webmaster | Sosyal Medya Uzmanı - Part 5 Anasayfa » Webmaster (sayfa 5) Webmaster Kendinize Ait Blogunuz Olabilir ? WordPress Hit Arttırma 2015 Merhaba arkadaşlar bı makalemde sizlere wordpress kullanıpta ; Neden hala benim siteme giren yok ? Benim siteme neden ziyaretçi gelmiyor ? Sitemde neden hit hiç yok ? Web sitemin hitini nasıl arttırabilirim ? Soruları ve bunlara benzer bir çok soruları sorupta işin içinden çıkamayan arkadaşlara aşağıda bir kaç adomda sorunlarına çözüm olucam.Şimdiden herkese iyi çalışmalar ve iyi bloglamalar. “Bilgi ve başarı ... WordPress Tema Lisanslama 2015 Merhaba arkadaşlar bu yazımda sizlere php script kullanarak dosyalarınızı ve WordPress temalarınızı kolayca nasıl lisanslayacağınızı göstereceğim. Kodumuz aşağıda; 12 / 5 sayfa« İlk...«34567 » 10...Son » Sosyal
allenai/c4/00768/34
2017-03-30T12:49:07
http://murataktas.org/category/webmaster/page/5/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Borsa İstanbul 100 endeksi, günü yüzde 2,96 düşüşle 72.005,24 puandan tamamladı. BIST 100 endeksi, dünkü kapanışa göre 2.198,30 puan azalırken toplam işlem hacmi 5 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Bankacılık endeksi yüzde 3,71, holding endeksi yüzde 2,22 düşüş kaydetti. Günün en fazla kazandıran sektör endeksi yüzde 2,83 ile "madencilik", en çok değer kaybeden sektör endeksi ise yüzde 4,22 ile "ulaştırma" oldu. Haftaya yükselişle başlayan ve açıklanan sanayi üretimi verisinin beklentilerin üzerinde artmasının ardından 74.600 puanın üzerinde test eden BIST 100 endeksi, öğleden sonra yurt dışı borsalardaki sert düşüşler ve dolar kurundaki yükselişin etkisiyle 72.000 puan sınırına kadar geriledi. Analistler, küresel piyasalarda azalan risk iştahı ile yatırımcıların güvenli olarak görülen altın ve gelişmiş ülke tahvillerine yöneldiğini belirterek, bunun da öncelikle pay piyasaları ve gelişmekte olan ülke varlıkları üzerinde baskıya neden olduğunu ifade ediyor. BIST 100 endeksinin 72.000 desteğinin kırılması durumunda 70.000 seviyelerinin gündeme gelebileceğini aktaran analistler, 73.400 ve 74.000 seviyelerinin ise direnç konumuna geldiğini dile getiriyor. 1 Altın 8 ayın zirvesini gördü 2 Borsa güne düşüşle başladı 3 WhatsApp Web kullananlar dikkat! 4 İmza toplayanların siciline bak, MHP ve ülkücü... 5 Açık alanlarda da sigara yasağı başlıyor 6 iPhone 7'de büyük yenilik 7 Bakan Çelik et fiyatlarını açıkladı 8 Benzine indirim geldi 9 Çeyrek altın ne kadar oldu? 10 Dolar ve Euro ne kadar?
allenai/c4/00768/35
2020-02-26T13:56:30
http://www.etikhaber.com/ekonomi/borsa-yaklasik-yuzde-3-dustu-asc36cas-cas-h190953.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Eski Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti: 'Destan yazıyoruz' demenin bir anlamı yok - Ekonomi Haberleri - Radikal Eski Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti: 'Destan yazıyoruz' demenin bir anlamı yok Merkez Bankası eski Başkanı Süreyya Serdengeçti ekonomik göstergeleri yorumladı. Serdengeçti, "Kimileri çok iyi destan yazıyoruz, kimileri de çok iyi diyor. Vallahi ben olaya şöyle bakıyorum. 10 sene önce cari açığın milli gelire oranı 4.4'tü. Şimdi 4.5 bekliyoruz. Fakat başka bir fark var. Büyümeyi 2015 yılı sonu itibariyle yüzde 3 civarında tahmin ediyoruz. 2005'te büyüme 8.4'tü" dedi. RADİKAL - Merkez Bankası eski Başkanı Süreyya Serdengeçti, 2005'te yüzde 8.4 olan büyümenin 2015 yılı sonu itibariyle yüzde 3'lerde olacağının sanıldığını belirterek, "'Sorun yoktur' demenin bir anlamı yok. 'Destan yazıyoruz' falan demenin bir anlamı yok. Kendimizi aldatmanın hiç kimseye bir faydası yok" dedi. Konuşmaların ardından Manisa TSO'da girişimcilik kurslarına katılan 30 girişimciye sertifika verildi. (DHA)
allenai/c4/00768/36
2020-02-23T05:46:49
http://www.radikal.com.tr/ekonomi/eski-merkez-bankasi-baskani-serdengecti-destan-yaziyoruz-demenin-bir-anlami-yo-1475294/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Taliban İslamiyet, Petrol ve Orta Asya’da Yeni Büyük Oyun Ahmed Raşid Everest Yayınları Küresel kapitalizmin simgesi olan İkiz Kuleler'e ve ABD'nin askeri gücünün merkezi olan Pentagon'a yönelik saldırıların yapıldığı dakikalardan beri bütün dünya tek bir hareketin ismiyle yatıp kalkıyor: Taliban! Peki, kimdir daha çok yakın zamanlara kadar özel olarak Afganistan'la ilgilenenlerin dışında adı sanı duyulmamış olan bu insanlar? Taliban hareketi nasıl doğmuştur, nasıl kuvvet kazanmıştır ve çok kısa bir sürede önce Kabil'i, sonra ülkenin çok büyük bir kısmını ele geçirmeyi nasıl başarmıştır? Taliban'ın İslamiyet yorumu yeni bir “uygarlıklar çatışması“nı fişekleyebilecek güçte midir gerçekten, yoksa Taliban merkezindeki kutuplaşma, bölgenin Müslüman devletlerini de içine alan “Yeni Büyük Oyun“un, dünyanın en el değmemiş petrol yataklarının bulunduğu Orta Asya'yı kendi nüfuzları altında tutmak isteyen, önce baş oyuncu ABD olmak üzere diğer oyuncuları oluşturan devletlerin de yer aldığı bir “petrol, güç ve dünya hâkimiyeti“ savaşının bir parçası mıdır sadece? Yirmi bir yıldır Afganistan'la ilgili geniş çaplı haberler yapan tek gazeteci ve bir Afganistan âşığı olan Ahmed Raşid'in Taliban: İslamiyet, Petrol ve Orta Asya'da Yeni Büyük Oyun adını taşıyan bu kitabı, Taliban konusunda dünyada varolan en kapsamlı ve nesnel bilgilere dayalı kitabı oluşturmaktadır. Bu kitapta yine, Taliban'ın küçücük bir grup olarak doğuşundan bütün dünyanın kaderinin düğümlendiği bir korku odağı haline gelmesine kadarki bütün serüvenini ve Usame bin Ladin'in bu serüvende oynadığı rol de en ince ayrıntılarına kadar gözler önüne serilmektedir. Ahmed Raşid Taliban İslamiyet Petrol ve Orta Asya’da Yeni Büyük Oyun Everest Yayınları
allenai/c4/00768/39
2017-10-19T14:47:20
https://www.kitapvekitap.com/taliban-islamiyet-petrol-ve-orta-asya-da-yeni-buyuk-oyun
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
`Dolardan yanayız` - Türkiye'nin bir numaralı finans ve ekonomi portalı uzmanpara.com. Son güncelleme : 12.05.2015 12:46 Bank of America Merrill Lynch`ten David Woo, dolardan yana olduklarını kaydetti Bank of America Merrill Lynch'e göre, ABD Hazine tahvillerinde 11 Mayıs'ta görülen satış dalgası, Fed'in politikasına ilişkin beklentilere bağlı olarak, "belirsizlik priminin" yeniden fiyatlanmasının bir işareti olabilir. Bank of America Merrill Lynch'in küresel faiz ve döviz müdürü David Woo, "Fed'in herhangi bir toplantıda faiz artırabileceğinin kaydedilmesinin ardından, şimdi Haziran ayına yaklaşıyoruz," dedi ve "Dün akşamki piyasa hareketi, piyasanın, en azından risk primi bazında, Fed'in ne zaman faiz artıracağını temel olarak yeniden düşünmeye başlayabileceği görüşü ile tutarlı" şeklinde görüş bildirdi. Woo, Fed'in gösterge faizi Eylül ayında artırmasını beklediğini söyledi ve "Dolardan yanayız. Eurodaki yükseliş, dolar karşısında euro satmak isteyen yatırımcılar için çok iyi bir fırsat sağlıyor" yorumunda bulundu.
allenai/c4/00768/42
2020-07-04T05:06:02
https://uzmanpara.milliyet.com.tr/haber-detay/gundem2/dolardan-yanayiz/19000/19062/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Randallstown En Ucuz Araç Kiralama - Rent A Car | Tasit.com Randallstown En Ucuz Araç Kiralama - Rent A Car Randallstown Araç Kiralama Randallstown araç kiralama fiyatları için rent a car şirketlerinin en iyi fiyatlarını karşılaştırabilir ve kolayca araba kiralayabilirsiniz. Randallstown araç kiralama işlemleriniz için ülkenin tüm şehirlerinde konforlu, uygun fiyatlı, bakımları yapılmış güvenli kiralık arabaları online oto kiralama ile kolayca kiralayabilirsiniz. Şu anda Randallstown araç kiralama yapabileceğiniz 300 aktif rent a car firmasının 4000 kiralık aracı bulunuyor. Randallstown araba kiralama fiyatları ve araçların uygunluk durumları araba kiralamanın yapılacağı bölgeye ve rent a car firmasına göre değişebilmektedir. Randallstown En Ucuz Araç Kiralama - Rent A Car lokasyonları
allenai/c4/00768/43
2016-10-26T19:31:46
https://www.tasit.com/arac-kiralama/ulkeler/amerika-birlesik-devletleri/randallstown
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
AMASYA HOSTES İŞ İLANLARI - Saltanat Ajans Organizasyon Kons İş İlanları Ana Sayfa Hostes İş İlanları Amasya Hostes İş İlanları AMASYA HOSTES İŞ İLANLARI Tarih: Kasım 05, 2018 Kategori: Amasya Hostes İş İlanları, Hostes İş İlanlarıEtiketler: amasya barmaid iş ilanları, amasya dansçı iş ilanları, Amasya gazino iş ilanlari, amasya gazinoları, amasya hostes iş ilanları, amasya kons bayan iş ilanları, amasya kons gazino iş ilanları, amasya oryantal iş ilanları, amasya solist iş ilanları, amasyada gazinoda çalışmak istiyorum, bar iş ilanları, bayan iş ilanları, bayan konsomatrisler, boty dans iş ilanı, dans iş ilanları, dansçı eğitimi, dansçı iş ilanları, dansçı menajeri, dansöz iş ilanları, direk dansçısı iş ilanları, gazino bayan iş ilanları, gazino hostesleri, gazino iş ilanları, gazino menajerleri, gazinoda çalışmak istiyorum, gece kulübü iş ilanları, gogo dansçı iş ilanları, hostes iş ilanları, hostes menajerleri, hostes olmak istiyorum, kons bayan iş ilanlar, kons iş ilanları, kons menajeri, konsomatris iş ilanı, konsomatris menajerleri, konsomatrisler, menajer telefonları, night club iş ilanları, organizasyon hizmetleri, oryantal iş ilanları, oryantal olmak istiyorum, pavyon iş ilanları, solist bayan iş ilanları, solist iş ilanları, solist menajeri, solist olarak çalışmak istiyorum, solist olmak istiyorum, solistim iş arıyorumYorum Yok Sunduğumuz hostes iş ilanına başvuruda bulunarak Saltanat Ajans Organizasyon farkıyla Amasya’daki en elit ve güvenilir mekanlarda hostes olarak çalışabilirsiniz. Etiketler: amasya barmaid iş ilanlarıamasya dansçı iş ilanlarıAmasya gazino iş ilanlariamasya gazinolarıamasya hostes iş ilanlarıamasya kons bayan iş ilanlarıamasya kons gazino iş ilanlarıamasya oryantal iş ilanlarıamasya solist iş ilanlarıamasyada gazinoda çalışmak istiyorumbar iş ilanlarıbayan iş ilanlarıbayan konsomatrislerboty dans iş ilanıdans iş ilanlarıdansçı eğitimidansçı iş ilanlarıdansçı menajeridansöz iş ilanlarıdirek dansçısı iş ilanlarıgazino bayan iş ilanlarıgazino hosteslerigazino iş ilanlarıgazino menajerlerigazinoda çalışmak istiyorumgece kulübü iş ilanlarıgogo dansçı iş ilanlarıhostes iş ilanlarıhostes menajerlerihostes olmak istiyorumkons bayan iş ilanlarkons iş ilanlarıkons menajerikonsomatris iş ilanıkonsomatris menajerlerikonsomatrislermenajer telefonlarınight club iş ilanlarıorganizasyon hizmetlerioryantal iş ilanlarıoryantal olmak istiyorumpavyon iş ilanlarısolist bayan iş ilanlarısolist iş ilanlarısolist menajerisolist olarak çalışmak istiyorumsolist olmak istiyorumsolistim iş arıyorum
allenai/c4/00768/44
2020-02-18T16:34:13
http://www.konshostesisilanlari.com/amasya-hostes-is-ilanlari/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Blackberry, 14 Milyonu görmeyi bekliyor Balckberry firmasının yıl sonu beklentileri 14 milyon telefon satmak. BlackBerry firması, bu yıl BlackBerry 10 işletim sistemine sahip Z10 ve Q10 modelleriyle adından sıkça söz ettiriyor. 2013'teki ürün yelpazesini giriş ve orta seviye modellerle artırmak istiyor. Özellikle cihazların güzel tasarımı ve işletim sisteminin rahat kullanılabilmesiyle dikkat çeken firma, RBC analisti Mark Sue'nin tahminlerine göre, yıl sonuna kadar 14 milyon BlackBerry cihazını dağıtacak. BlackBerry'nin özellikle Amerika, Kanada ve İngiltere'de güzel satışlar gerçekleştirdiği belirtiliyor. Firmanın, 2014'ün başları itibarıyla da dağıtım rakamlarını yüksek oranlarda devam ettireceği, 2014'ün ilk çeyreği itibarıyla 3.5 milyon BlackBerry 10 işletim sistemli cihazın dağıtılabileceği tahmin ediliyor. BlackBerry'nin bu yıl Full HD ekrana sahip telefon üretmemesi, bunun için önümüzdeki yılı bekliyor olması da bu dağıtım oranlarının yükselmesinde önemli pay sahibi olabilir.
allenai/c4/00768/46
2018-04-24T03:09:31
http://www.ulastirma.com.tr/blackberry-14-milyonu-gormeyi-bekliyor-50235h.htm
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Aydın'da hastane karıştı 12:1115 Haziran 2019 Çevresel atıklar leyleklerin davranışlarını etkiliyor Söke, Yenipazar ve Nazilli ilçelerine bağlı mahallelerinde yaz göçmeni leylekler halkalandı. (ABDURRAHMAN FIRAT) Halkalama çalışmalarında doğadaki atıkları toplayarak yuvalarını yapan leylekler, yavrularının atık iplere dolanarak öldüğü belirlendi. Çevresel atıkların leyleklerin davranışları üzerinde etkili olduğu tespit edildi. Söke’nin Gölbent, Serçin ve Avşar, Yenipazar’ın Direcik ve Nazilli’nin Esenköy (Arpaz) mahallerinde bulunan leylek yavrularının halkalamaları yapıldı. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ortaç Onmuş’un koordinatörlüğünde iki gün süren halkalanma çalışmalarına yüksek lisan öğrencisi Elçin Soydan ve Ozan Kavuklu, EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, dernek üyeleri Yeşim Cinbaş, Ahmet Taşcı, Serap Çubukçu, Necla Taşcı, Aslı Keçelioğlu, Bilgekağan Sarohan, Abdullah Kavak ve Emine Kavak katıldı. Halkalamada yavru leyleklerin ağırlıkları, gaga boyları ve kanat uzunlukları ölçüldü. Akrabalık ilişkileri, başka bölgelere gidip gelmedikleri ve cinsiyet tayinleri bilimsel araştırmalarda kullanılmak için her yavrudan tüy örnekleri alındı. Üzerinde 4 harften oluşan harf kombinasyonları bulunan, uzaktan da okunabilen mavi beyaz PVC plastik halkalar, yavru leyleklerin sağ bacaklarına takıldı. Hava ısısının yüksek olduğu bir ortamda yapılan çalışmaları yöre insanları da izledi. Köyde oturan vatandaşlar tarafından çalışma ekibine su, çay ve yemek ikramları yapıldı. Halkalama çalışmalarıyla ilgili bilgi veren EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, “Hem bilimsel hem de köylerde farkındalık yaratmak için yapılan çalışmalarla yöre insanları bilinçleniyor. Özellikle leyleklerin başına olumsuz bir olay geldiğinde yöre halkı hemen yakından ilgileniyor. Leyleklerin gelişini büyük sevinçle karşılayan yöre insanları, göç yaptıklarında ise ailelerinden birileri gitmiş gibi hüzünleniyorlar. ADM Elektrik Dağıtım şirketinin leylek yuvaları üzerine yaptığı yuva platformları sayesinde, elektrik çarpılmalarının büyük oranda engellendi” dedi. ÇEVRESEL ATIKLAR LEYLEKLERİN DAVRANIŞLARINI ETKİLİYOR Leylek yavrularını tehdit eden en önemli sorunların başında, çevre kirliliği geldiğini aktaran Sürücü, “Çevre kirliliğinin daha az olduğu geçmiş yıllarda yuvalara daha çok ot, saman türü malzeme taşıyan leylekler, artık doğanın her köşesine atılan naylon plastik atıklar, gübre çuvalları, eski kıyafetler gibi pek çok atık malzemeyi yuvalarına taşıdığı görülmektedir. Özellikle kırsal kesimlerde hayvancılık yapılan bölgelerde, samanların bağlandığı plastik siyah iplerin doğaya atılması sonucu, bu ipler leylekler tarafından yuvaya taşınmakta ve yavruların altına yumuşak olsun diye konulmaktadır. Yavrular büyüdükçe ve hareketli olmaya başladıkça, bacakları ve boyunlarına dolanan bu ipler, zaman içinde ya ölümlerine ya da bacaklarının kopmasına neden olmaktadır. Yapılan çalışmalarda bazı yavruların öldüğü tespit edilmiş, 3 yavru da bacaklarına dolanan iplerden kurtarılmıştır. İnsanların çevreye atmış olduğu atıkların başka canlıları nasıl olumsuz etkilediğinin çarpıcı örnekleri leylek yuvalarında görülmektedir. Doğadaki çevresel atıklar, leyleklerin davranışlarında değişiklik yaratarak, doğada gördüğümüz çöplerle dolu manzaraların aynısını artık leylek yuvalarında da görebilmekteyiz” diye konuştu. LEYLEKLERİN ÇOĞALMASI ZİRAİ İLAÇLARIN AZALMASINI SAĞLIYOR Doğal dengenin çok önemli türlerinden biri olan leylekler, tarım zararlılarını azaltması bakımından çiftçilerin yakın dostu olduğunu vurgulayan Sürücü, “Leyleklerin çoğalması zirai ilaçların azalmasını sağlayacaktır. Leyleklerin korunması, bir bakıma insanların ve doğal dengenin korunmasını sağlayacaktır. Bu çalışmalar, Doğa Koruma ve Milli Parklar, Ege Üniversitesi, ADM Elektrik Dağıtım Şirketi ve EKODOSD derneği işbirliğiyle yapılan ve her alanda olması gereken bir uygulamadır. İşbirliğiyle yapılan bu ekip çalışmaları çevrenin ve doğal hayatın geleceğini olumlu yönde etkileyecektir” diye konuştu. EKODOSD yönetim kurulu üyesi yönetmen Yavuz Pullukçu ise halkalama işlemine katılarak, leyleklerle ilgili belgesel çekimleri yaptı. Etiketler : aydın haberleri, aydın hedef gazetesi, aydın gazeteleri, ekodosd, leylek yavruları halkalandı Babalar koşulsuz sevginin timsali Aydın'dan giden gelmiyor
allenai/c4/00768/50
2020-07-13T14:07:38
https://www.aydinhedef.com.tr/cevresel-atiklar-leyleklerin-davranislarini-etkiliyor-3429h.htm
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Kutadgu Bilig - Gündoğdu Yusuf Has Hacip, Ersin Osman Söğütlü (Editör) 8.8/10 (245 Oy) @elemnazz·17 Kas 2019·Kitabı okudu UTANMAZLIK İNSAN İÇİN EN KÖTÜ HASTALIKTIR Gündoğdu,bir gün Öğdülmüş'ü yanına çağırdı. Onu edindiği bilgiler hakkında demek istedi. Çok dikkat et! Sana bazı soracaklarim var. Sorularımı can kulağı ile dinle.Soyle bakalım, insan için yararlı olan nedir,neler yararlıdır? Bana bunları birer birer saybakalım. @elemnazz·16 Kas 2019·Kitabı okudu Herşey misafir sıhhat, ömür,saltanat, zaman,sen,ben.. Hükümdar Gündoğdu, Veziri Aydoldu'nun hastalıklarığını duyunca derhal ziyaretine geldi. Nasıl sın? Geçmiş olsun. Sana ne oldu böyle? Ey devletli hükümdarım ! Ben çevresinde çok tanınan ve sevilen bir insandım. Benim parlak bir gençmişim,yakışıklı ve civanmert bir gençliğim vardı. Ben çaresi olmayan bir hastalığa yakalandım. Artık o parlak günlerim geride kaldı. Benim için gün doğmayacak,hep gece kalacak. Sevinç,arzu ve bütün nimetler geride bırakıp da gidiyorum. @ss55·15 Eki 2019 @ss55·21 May 2019 Unutma ki, beyliğin temeli doğruluktur. Beyler doğru olursa dünya huzuruna kavuşur. Doğru ve iyi kanun beyliğin esasıdır. Türk Hükümdarlık Sanatı, Erkan Göksu Sayfa 111 - Kronik Kitap
allenai/c4/00768/51
2020-01-28T10:35:58
https://1000kitap.com/kutadgu-bilig-gundogdu--750994
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Kılcal Damar Tedavisi - Lazerle varislere Son Verin.. Anasayfa » Cilt Bakımı » Kılcal Damar Tedavisi Lazerle varis tedavisi diğer tedavilerden farklı olarak fazla zaman harcamadan istenmeyen damarları ameliyatsız yok eden devrim niteliğinde bir yöntemdir. Lazer tedavisi hızlı, kolay ve bir öğle yemeği zamanı kadar bir vakitte kolaylıkla uygulanabilir. En güzeli de tedavi olduğunuzda derinizde herhangi bir hasar oluşmaz. Lazer tedavisinin FDA tarafından dermatolojik kullanımı onaylanmıştır.
allenai/c4/00768/56
2017-07-25T14:42:35
http://estetikmed.com/kilcal-damar-tedavisi.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
B Segmenti Hareketleniyor Hyundai İ20-YabanTV 16 Haz 2019 Pazar 16:11:53 B Segmenti Hareketleniyor Hyundai İ20 Hyundai 5-6 Kasımda Ayvalık’ta yaptığı muhteşem bir lansmanla yeni i20 otomobilini “KALBİNİN SESİNİ DİNLE” sloganıyla sahneye çıkardı. 2008 doğumlu i20’nin yeni nesli İzmit’te Türk işçiliği ile yeniden hayat buldu. B segmentinde çıtayı çok yukarıya taşıyan yeni i20 şu ana kadar eski nesliyle 400 binin üzerinde satış rakamına sahip. Tasarımı Almanya’da yapılan otomobilin üretimi Hyundai Assan’ın İzmit fabrikasında yapılarak 30’dan fazla ülkeye ihraç edilecek. 2015 yılı için kalan 2 aylık süreçte 4000 adet satış hedefi olan Hyundai otomobiline çok güveniyor. Her otomobile yakışmayan ama İ20’nin çok iyi taşıdığı Kaşmir kahve gibi iddialı bir renge sahip test otomobilim. Tasarımındaki hareketli çizgilerle birleşince bu renk otomobilde oldukça çekici olmuş. Otomobilin dışarıdan bakınca en dikkat çekici kısımları geriye doğru uzanan LED entegre projeksiyon tipi ön farlar, difüzörlü sportif tamponlar ve altıgen ızgaranın şıklığı. Parlak siyah C sütunu ise otomobilin kalite hissini üst seviyeye taşıyor. Daha yüksek omuz çizgisine sahip otomobil eskisine göre daha geniş ve daha uzun. Dışarıdaki şıklık içeride de devam ediyor ve şıklığın yanında kaliteye hazır olun. Beklenenden fazlasını bulacaksınız. Yalnız kısa boydan kaynaklanan genel problem burada da mevcut koltuğu öne çektikçe vites değiştirirken kolum koltuğa çarpıyor. Yanlardan destekli koltuk oldukça rahat, yükseklik ve derinlik ayarıyla direksiyonu rahat sürüş pozisyonuna getirebiliyorsunuz. Direksiyona bayıldım, özellikle dikişsiz olması dokunurken ayrı bir keyif veriyor. Sürekli temas halinde olduğunuz direksiyon size kalite ve konforu verince otomobil baştan kazanmaya başlıyor. Kullanılan yumuşak malzeme çift tonlu kombinasyonlardan oluşan iç mekan renkleri, opsiyonel tam açılır panoramik cam tavan ilk dikkat çekenlerden. Yeni i20 4 farklı iç mekan rengi sunuyor. Tüm donanım seviyelerinde aux ve usb bulunması çok iyi. Otomobilde yeterli baş ve diz mesafesinin yanında bolca saklama alanı var. Işıklı ve soğutmalı torpido gözü gerçekten bir şeyler koyabileceğiniz büyüklükte. 301 litrelik bagaj hacminin yanında tek tek yatan arka koltuklarla da bu alanı genişletebiliyorsunuz. 5 kişinin rahatça seyahat edebildiği otomobil ayrıca sahip olduğu güvenlik özellikleriyle de küçük aileler için de ideal. Yokuş destek sistemi, Araç stabilize yönetim programı (VSM), elektronik stabilize programı (ESP), Lastik basıncı düştüğünde sizi uyaran sistem (TPMS) gibi özellikler standart olarak sunuluyor. Test otomobilim 90 beygir güç üreten 1.4 dizel motora sahip. Altı ileri manuel şanzımanlı otomobilin kolay bir kullanımı var. Cunda adasının virajlı tırmanış ve iniş yollarında kullanma şansı bulduğum otomobil sürüş esnasında oldukça seri ve güven veriyor. İçeriye dizel motorun hafif mırıltısından başka ses gelmiyor neredeyse. Fabrika verilerine göre şehir içi 4.7 şehir dışı 3.4 lt yakıt tüketim değerleri var ben kullanırken bu değerlerin çok uzağında değildim. Sınıfı için oldukça başarılı ve rakiplerini çok zorlayacak bir otomobil. Hyundai İ20 modelini inceleyebilirsiniz
allenai/c4/00768/57
2019-06-16T13:11:33
http://www.yabantv.com/yazi/764-b-segmenti-hareketleniyor-hyundai-i20
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Mardin'in Savur ilçesi kırsalında İl Jandarma Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğünce düzenlenen operasyonda, 5 terörist etkisiz hale getirildi. İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, iç güvenlik operasyonları kapsamında Mardin'in Savur ilçesi kırsalında İl Jandarma Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğünce operasyon düzenlendi. Operasyonda, 5 terörist silahlarıyla etkisiz hale getirildi. Üç askerin çıkan çatışma sonucu şehit olduğu belirtilen açıklamada, "İl Jandarma Komutanlığınca eylem hazırlığı içerisinde olduğu tespit edilen ve akabinde icra edilen hava hücum harekatıyla etkisiz hale getirilen 2 terörist, gün içinde toplamda 3 PKK'lı terörist etkisiz hale getirilmiştir." ifadelerine yer verildi. Açıklamada, operasyonun devam ettiği kaydedildi. İTTİFAK-AA
allenai/c4/00768/59
2020-08-12T10:02:16
https://www.ittifakgazetesi.com/mardin-ve-sirnakta-7-terorist-etkisiz-hale-getirildi-y21104.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
WhatsApp Yurt Dışı numarası ekleme kuralları - Webde Yazılım Ana sayfa WhatsApp WhatsApp Yurt Dışı numarası ekleme kuralları Yurtdışındaki kişilerin numaralarını eklerken önce bir artı işareti (+) ardından kişinin ülke kodunu, ve telefon numarasını girmeniz gereklidir. Örneğin alan kodu 408 olan 123-4567 ABD numarası şu şekilde kaydedilmelidir: +14081234567. (1 ülke kodudur). Baştaki 0’ları veya özel arama kodlarını eklemediğinizden emin olun. Ülkeler için telefon numalarının nasıl yazıldığını aşağıdaki kutudan öğrenebilirsiniz. Örnek Ülke Kodu Kullanımı Örnek Telefon Numarası Telefon numarası 07981555555 olan İngiltere‘de yaşayan bir arkadaşınızı eklemek için, başlangıç olarak bir artı işareti ekleyip ülke kodunu girin (+44) ve baştaki sıfırı eklemeden telefon numarasını girin: +447981555555. Nextel abonesi olsa bile Meksika numaralarına +52’den sonra 1 eklenmelidir. Hala sorun yaşıyorsanız, sizin numaranız ve WhatsApp’ta görünmeyen kişinin numarasını tam olarak telefonunuza kaydedilmiş şekilde yazarak bize e-posta ile gönderin. WhatsApp Yurt Dışı numarası ekleme kuralları yukarıda belirtilmiştir. Bu kurallara uygun olarak tüm ülke kodları ile numaraları WhatsApp kişilerinize ekleyebilirsiniz. abd telefon numarası örneği whatsapp brezilya numarası eklemek whatsapp numara bulma whatsapp yabancı numara yapma whatsapp yurtdışı ücretlimi Önceki makaleWhatsApp Mesajlarınızın stilini değiştirme Sonraki makaleWhatsApp Tıkla Sohbet Et Özelliğinin Kullanımı
allenai/c4/00768/60
2020-08-08T00:24:31
https://webdeyazilim.com/whatsapp-yurt-disi-numarasi-ekleme-kurallari.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Bana Barça ile gel! - Ahaber Fikret Orman'dan Oğuzhan'a: Bana Barça ile gel! Giriş Tarihi: 31.12.2015 08:37 Güncelleme Tarihi: 31.12.2015 17:14 Genç oyuncuya tatlı-sert çıkışan Beşiktaş Başkanı, "Bir tarafta 2 milyonluk Lazio, diğer tarafta 20 milyonluk Beşiktaş... Oğlum gideceksen Barcelona'ya, Manchester'a git. O zaman seni ellerimle veririm" dedi Yer Almanya'nın Bielefeld şehri, Marienfeld kasabası.... Şenol Güneş göreve geleli henüz haftasını doldurmamış. Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, dış ilişkiler ve transferlerden sorumlu yöneticisi Erdal Torunğulları ile iletişimden sorumlu yönetici Metin Albayrak, Güneş ile başta Van Persie ve Gomez olmak üzere birçok ismin görüşüleceği transfer zirvesini yapma hazırlığında... Ancak Orman'a takım içinden bir randevu talebi geliyor. Randevuyu talep eden ise Beşiktaş'ın genç yıldızı Oğuzhan Özyakup... MUTLU DEĞİLİM, BANA MÜSAADE Klosterpforte Oteli'nde Oğuzhan, başkanın karşısına çıkıyor ve "Başkanım, Beşiktaş'ı ve sizleri çok seviyorum. Ancak burada mutsuzum. Geçen sene Bilic döneminde yeterli forma şansı bulamadım. Sadece ben değil Atiba başta olmak üzere arkadaşlarım da daha fazla oynamam gerektiğini söylüyor. Bunu çok düşünüyorum. Bana Lazio'dan teklif var. Bonservis ödemeye hazırlar. Ben müsaadeniz olursa Lazio'ya gitmek istiyorum" diyor. Bunun üzerine Oğuzhan'ı çok seven, Karadenizli kimliğinden dolayı da 'Bizim uşak' diye hitap eden Başkan Orman, genç oyuncuya tatlı-sert çıkışıyor: BÜYÜK YETENEKSİN, BÜYÜK DÜŞÜN "Oğuzhan beni şaşırttın. Lazio'ya mı gideceksin. Bir tarafta 2 milyonluk Lazio, diğer tarafta 20 milyonluk Beşiktaş. Oğlum gideceksen Barcelona'ya, Münih'e, Manchester'a Liverpool'a ya da Madrid'e git. Sende yetenek var, kalite var. Senin kafanı kırarım. Bu takımlardan teklif gelsin seni kendi elimle veririm. Ama bana Lazio ile gelme, kafanı kırdırma. Büyük düşün, sen büyük yeteneksin. Büyük oyna, büyük hedefler koy. Futbolda böyle şeyler var. Hepimiz senin büyük bir yetenek olduğunu biliyoruz." GİT O FORMAYI SAVAŞARAK AL "Kimse sana forma vermez, formayı sen kendin alacaksın. Bu yetenek ve kumaşla formayı alamıyorsan sorunu biraz da kendinde ara. Biz senden çok şey bekliyoruz. Bak takımın başına Şenol Güneş geldi. Beşiktaş'ta yeni bir dönem başladı. Sen de çık, Oğuzhan kimmiş cümle aleme göster. Hedeflerini yüksek koy ki biz de gururla istediğin yere gönderelim seni. Seni Beşiktaş'tan başka türlü asla göndermem. Şimdi git o formayı savaşarak al..." Orman, konuşmasını bitirdikten sonra ayağa kalkıp Oğuzhan'ı alnından öpüyor. Başkanın sözlerinden etkilenen genç yıldız da gitmek yerine kalıp savaşmayı tercih ediyor...
allenai/c4/00768/61
2018-10-17T12:11:21
https://www.ahaber.com.tr/spor/2015/12/31/fikret-ormandan-oguzhana-bana-barca-ile-gel
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Başar Assad - Parstoday Zarif: Serdar Soleýmanyň şehit bolmagy bilen Eýranyň çydam toplumyna hemaýat bermek syýasaty üýtgemez Aprel 20, 2020 19:12 Eýranyň Daşary işler ministri Siriýanyň prezidenti bilen geçiren duşuşygynda general Kasem Soleýmanyň şehit bolmagy bilen, Eýran Yslam Respublikasynyň sebitdäki çydam topluma we terrorçylyga garşy göreş barada alyp barýan syýasatynda hiç hilli üýtgeleň ýüze üykmaz diýdi. Sirýada umumy günä geçişi yglan boldy Mart 23, 2020 18:09 Siriýanyň prezidenti Başar Assad bu ýurtda 2020-nji ýylyň Mart aýynyň 22-sinden ozal jenaýat etmekde aýyplanýan adamlar hakynda umumy günä geçiş yglan etdi. Dekabr 10, 2019 17:53 Siriýanyň prezidenti Başar Assad bu ýurduň dartgynlylygynda Amerika we Ýewropa ýurtlaryny ýazykly bilmek bilen şondan gelende Siriýanyň ykbaly aýdyň bolar diýip umyt etdi. Oktýabr 17, 2019 21:34 Siriýanyň prezidenti Başar Assad şu gün Yragyň milli howpsuzlyk geňeşdary Faleh Al-Faýýazyň duşuşygynda Siriýa şu mahala çenli Türkiýäniň ýaranlarynyň ýola beren el-gatyjylyklaryna ençeme gezek jogap gaýtarandyr diýmek bilen Siriýa döwleti bu el-gatyjylyklara berk jogap bermekde elde baryny gaýgyrmaz diýip yglan etdi. Siriýanyň prezidenti umumy günä geçiş yglan etdi Sentýabr 15, 2019 21:20 Siriýanyň prezidenti Başar Assad bu ýurtda umumy günä geçiş yglan etdi. Assad:Amerikanyň haýbat atmalarynyň garşysynda Eýranyň kenarynda durarys Iýul 15, 2019 19:06 Siriýanyň prezidenti Başar Assad Amerikanyň haýbat atmalarynyň garşysynda Damask Tehranyň ýanynda boljakdyr diýip nygtady. Başar Assad:Amerikanyň ýalňyş syýasatlary günbatar Aziýanyň durnuksyzlygynyň sebäpkäridir Aprel 16, 2019 21:56 Siriýanyň prezdenti Başar Assad günbatar Aziýada Amerikanyň huzurly bolmagy hemde sebit ýurtlarynyň içeri işlerine goşulmagy bu sebitiň durnuksyzlygynyň asly sebäpkäridir diýdi. Faleh Al-Faýýaz Başar Assad bilen duşuşdy Aprel 14, 2019 18:36 Yragyň milli howpsuzlyk geňeşçisi Faleh Al-Faýýaz şu gün Siriýanyň paýtagty Damaskda bu ýurduň prezidenti Başar Assad bilen duşuşyp iki taraplaýyn we sebitleýin meseleler barada gürrüň etdi. Mart 05, 2019 21:35 Eýranyň daşary gatnaşyklar boýunça strategik geňeşiniň başlygy Ýewropanyň ýadro ylalaşygy baradaky boluşy ýitilikleri artdyrandyr we Eýran ilatynyň ýanynda Ýewropanyň ynamdan gaçmagyna sebäp bolandyr diýdi.
allenai/c4/00768/62
2020-06-06T05:35:15
https://parstoday.com/tk/news/tag--ba%C5%9Far_assad
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Bir Serada Çukur Kazan Defineciler Tuvalet Kazdıklarını Söyledi | Arkeofili Home / Arkeoloji / Bir Serada Çukur Kazan Defineciler Tuvalet Kazdıklarını Söyledi Yazar: Arkeofili on 2 Mayıs 2017 Antalya’da bir seranın içinde metrelerce çukur kazan ve soranlara tuvalet çukuru kazdıklarını söyleyen üç defineci yakalanamadan kaçtı. Antalya’da 3 şüpheli, bir seranın içinde metrelerce çukur kazdı. Sesleri duyarak seraya gelen vatandaşlara tuvalet çukuru kazdıklarını söyleyen şüpheliler kayıplara karıştı. İlginç olay, Aksu ilçesi Çamköy Mahallesi 24 Sokak’ta bulunan 10 akrabanın hissedar olduğu 6 dönümlük araziye kurulan 2,5 dönümlük bir serada meydana geldi. Yaklaşık 12 yıl önce arazi bir kadına kiralandı. Kiralayan şahıs, ailesiyle birlikte kiraladığı araziye naylon sera kurarak süs bitkisi yetiştirmeye başladı. Son 3 gün içinde ise seranın içerisinden garip sesler gelmeye başladı. Çevrede evleri bulunan vatandaşlar seranın içerisine girerek, 3 kişi tarafından derin bir çukur kazıldığını gördü. Durumdan şüphelen vatandaşlar, arazi sahibine olayı anlattı. 7-8 metre çukur kazılmış Arazi sahipleri, arazilerinin üzerine kurulan serada define arandığını, kaçan 3 kişiye kazıyı yaptıranların ise kiracılarının olduğunu iddia etti. Arazi sahiplerinden biri, “Cuma günü başladığını komşular fark ediyor. Ben bugün olay yerine geldiğimde şok oldum. 7-8 metre kazıldığını gördüm. Kazan kişilere, ‘size kim kazdırıyor burayı’ diye sordum. Onlar da kiracımın kazdırdığını söyledi. Hemen yeri kiraya verdiğimiz şahsa gittim. O da jeolojik yapı oluşturduğunu söyledi. Ben de bu durumda şüphelendim. Herhangi bir su çukuru veya tuvalet çukuru kazdırdıklarını düşünmüyorum.” Arkeolojik kazı olduğunu düşündüğü için durumu polise bildirdiğini belirten Dalaman, arazisi üzerinde eski yapıların olduğunu da belirterek, “Hitliyle kazıyorlardı. Bir katmanında eski tuğla kalıntıları var. Bundan dolayı define aradıklarını düşünüyoruz. Atalarımızın söylentilerine göre burada yerleşim ve hazinelerin olduğunu söyleniyor. Arkeologların gelip burada çalışma yapmasını istiyorum” dedi. Tuvalet çukuru kazdıklarını söylemişler Hissedarlardan biri, define avcılarının bahanesini anlattı. Serada çalışma seslerini duyduğunu ancak ilk başta önemsemediğini belirten hissedar, “Evim hemen yanında. Burada hiltiyle çalışma sesini duydum. Gündüz çalışıyorlardı. Hilti sesi duyunca kenarda betonları kırıyorlar sandım. Bizim çocuklardan gören olmuş. ‘Siz ne kazıyorsunuz burada?’ diye sorunca, ‘Tuvalet çukuru kazıyoruz’ demişler” diye konuştu.
allenai/c4/00768/64
2020-06-03T11:33:43
https://arkeofili.com/bir-serada-cukur-kazan-defineciler-tuvalet-kazdiklarini-soyledi/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
ÜYELİĞİ SONLANDIRILAN KULLANICILAR - Page 89 - KURALLAR ve DUYURULAR - Ateistforum Tekrar geldiği tespit edilen aynasız yine atıldı. Bir dahaki ziyaretlerinde burada duyurulmadan atılacak. On 11.11.2017 at 01:43, Bir Buçuk yazdı: Roll nikli troll atıldı. Aynı Aktroll bu kez Etra nikiyle gelmiş ve terkar atılmıştır. Bundan sonra foruma sızmayı başarır ve girerse ilan edilmeksizin atılacaktır. Kullanıcılarımızdan, bu tip trolleri forumda içinde gördüklerinde bize raporlamalarını veya özel mesajla bildirmelerini tekrar rica ediyoruz. Küfürbaz izoter atılmıştır. ence nickli sapık Müslüman forumdan atılmıştır. Tehar nikli küfürbaz atılmış, yazdıkları silinmiştir. Rumumba nikli pislik şahıs forumdan atılmıştır. üyeliğimin sonlandırılmasını isitiyorum. 4 saat önce, deney yazdı: Teniten sen de yeni gelin gibi kendini çok naza çekiyon, nedir bu iki de bir gitmek, forumun neyinden rahatsızsın, söyle de derman bulalım, gidince ne oluyor, hiç, en iyisi bu gitme sevdasından vazgeç, derhal evine dön, evin burasıdır December 5, 2017 tarihinde bilgivehis tarafından düzenlendi deney'in üyeliği isteği üzerine sonlandırıldı. December 7, 2017 gönderildi (düzenlendi) Üyeliğimin sonlandırılmasını istiyorum,bir yanlışım varsa herkesten özür dilerim kendinize iyi bakın dostlar. @haci @Bir Buçuk December 7, 2017 tarihinde MisterYou tarafından düzenlendi İsteğiniz üzerine üyeliğiniz sonlandırılmıştır. Başarılar dileği ile... ekonomist, Tatarka, impressivo, dindar07, Kok Türk, Tuman Nogay ve BurakTuna67 nickli hesapların hepsinin tek kişiye ait olduğu tespit edilmiş ve aktif olan Tatarka, Tuman Nogay ve ekonomist forumdan atılmıştır. Geri kalanlar daha önce atılmış olduğundan herhangi bir işlem yapılmamıştır. Bu şahsa, acilen tedavi olmasını öneririz. İsteğiniz üzerine üyeliğiniz sonlandırıldı.. 9 saat önce, Charlotte yazdı: Niye gittin ki? Üzüldüm... Umarım yazmaya tekrar devam edersin.
allenai/c4/00768/69
2019-03-19T20:50:17
https://www.ateistforum.org/index.php?/topic/36767-%C3%BCyeli%C4%9Fi-sonlandirilan-kullanicilar/&page=89
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Anasayfa » Dosya Konusu » İş Güvenliği Alanında Farklı Bir Konsept HEM DANIŞMANLIK HİZMETİ HEM ÜRÜN TEMİNİ Bünyesinde barındırdığı İş Güvenliği uzmanlarıyla müşterilerine hem danışmanlık hizmeti veren hem de geniş ürün gamıyla KKD (Kişisel Koruyucu Donanım) ekipmanları temini sağlayan İŞGEM, Türkiye’nin neredeyse tamamına ve Irak’ın çeşitli şehirlerine hizmet veriyor. Ortadoğu’da model alınan bir konsepte sahip olduklarını dile getiren İŞGEM Genel Müdürü Mehmet Narin, dergimizin Ekim sayısına konuk olarak İş Güvenliği Ekipmanları Merkezi ve İş Güvenliği sektörüyle ilgili bilgilerini bizlerle paylaştı. – Kısaca firmanızın kuruluş hikâyesinden bahsedip, iş güvenliği alanındaki faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? İş Sağlığı ve Güvenliği kanununun yürürlüğe girdiği 2012 yılında, kurduğumuz Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile İş Sağlığı ve Güvenliği sektörüne adım attık. Sektörün uzmanlık gerektiren bir kulvarda olmasından dolayı, sektöre profesyonel bir bakış açısıyla yaklaşarak piyasa analizlerimiz sonrası 2013 yılında İŞGEM (İş Güvenliği Ekipmanları Merkezi) markasıyla belki de Türkiye’de ilk defa kurumsal anlamda model alınan bir İş Güvenliği Marketi konseptini oluşturduk ve geliştirdik. Bünyemizdeki iş güvenliği uzmanlarıyla müşterilerimize hem danışmanlık hizmeti hem de A’dan Z’ye KKD ( Kişisel Koruyucu Donanım) temini sağlamaktayız. – İş güvenliği alanında hangi ürün gruplarınız ile hizmet veriyorsunuz? Ürün gamınızdan bahseder misiniz? İŞGEM İş Güvenliği Ekipmanları Merkezi yaklaşık 10 bin kalem ürün gamını portföyünde bulundurmaktadır. Sektörel olarak Ortadoğu’da model alınan bir konsepte sahiptir. Genel olarak İŞGEM’in barındırdığı ürün gamını şu başlıklar altında sıralayabiliriz. İŞGEM’in ana omurgasını oluşturan İş Sağlığı ve Güvenliği Ekipmanları başta olmak üzere, Kişisel Koruyucu Donanım, Teknik Tekstil Ve Üniforma, Arama Kurtarma Ekipmanları, Trafik Ve Yol Güvenliği Ekipmanları, Yangın Güvenliği Ekipmanları, Kamera Güvenlik Ve Otomasyon Sistemleri İle Teknik Hırdavat Malzemelerini genel toptancı, ithalatçı veya ana distribütör sıfatlarıyla müşterilerimize sunmaktayız. – Kendi markanızla satışını yaptığınız ürünleriniz var mı? Veya 2018 – 2019 yıllarında piyasaya sürmeyi hedeflediğiniz yeni ürün var mı? Elbette markalaşma yolunda hızla mesafe kat eden bir firmayız ve kendi markamızla pazara sunduğumuz ürünlerimiz bulunmaktadır. İŞGEM markamızla İle İSO 9001/2015 kalite yönetim sistemi ile OHSAS 18001/2007 İş Sağlığı ve Güvenliği yönetim sistemi belgelerine sahip belli ürün gruplarında kendi markamızla müşterilerimizin karşısına çıkmaktayız. Bu ürünlerin başında ilk yardım çantaları, iş elbiseleri, iş ayakkabıları gibi temel ürünler gelmektedir. Yine Yangın Söndürücü Tüp dolum ve bakım hizmetlerini TSE/HYB hizmet yeterlilik belgelerine sahip bir firma olarak kendi tesislerimizde üretip İŞGEM markamızla pazara sunmaktayız. İlgili çalışmalarımız devam etmekte olup önümüzdeki dönemde aşamalı olarak İŞGEM markalı ürün sayısını artırma çalışmalarımız artarak sürecektir. Dünyanın her yerinde adımızdan söz ettirmek ve dünyaya Türkiye’den bir iş güvenliği markası taşıma amacındayız ve bu amaç doğrultusunda var gücümüzle çalışıyoruz. – İnsan sağlığını doğrudan ilgilendiren ve sorumluluğu büyük olan bir sektörde faaliyet gösteriyorsunuz. Bu noktada doğru ürünü nasıl tanımlarsınız? Kaliteli KKD ürünlerinde hangi özelliklerin bulunması gerekiyor? Firmanız bu noktadaki konumu hakkında neler söylersiniz? Kişisel Koruyucu Donanımların (KKD) etkin kullanımı için gerçek ihtiyaçların belirlenmesi, bu ihtiyaca uygun kişisel koruyucuların doğru seçimi, kullanıcıların onayının alınması, etkin kullanım için eğitim verilmesi ve denetim gibi bir dizi işlemi gerektiren önemli bir konudur. İşyerlerinde kişisel koruyucu donanımların seçimine ve satın alınmasına karar verilirken etkili olan en önemli unsur, standartlara uygun olup olmadığının bilinmesidir. Yaşamımız içinde her geçen gün daha fazla yer almaya başlayan standartlar, tüm dünya ülkelerinin üzerinde büyük bir titizlikle durduğu vazgeçilmez bir konuma getirilmiştir. Standartlarla ilgili çalışmalar, “EUROPEAN NORM – EN” adı altında ürünlerin taşıdıkları özelliklere göre nasıl üretilmeleri ve nasıl test edilmelerini açıklayan belgeler olarak yayımlanmaktadır; ana amaç ise kaliteli, hatasız mal üretimini sağlamaktır. Ürünlerin kendi gurubundaki standartlara uygun olup olmadığı ise yetkili ve akredite edilmiş laboratuvarlara sahip kuruluşlar aracılığı ile test edilmekte ve standartlara uygunluğu belgelendirilmektedir. Ülkemizde Türk Standartları Enstitüsü tarafından 89/686/EEC ve 93/68 EEC Direktifleri çerçevesinde kabul edilen standartlar, dilimize çevrilerek ve ilgili kuruluşların görüşleri alınarak hayata geçirilmektedir. TS–EN olarak yayımlanan standartlar, özellikle çalışanların sağlığı ve güvenliği için büyük önem taşımaktadır. Kişisel Koruyucu Donanımlarda TSEN kodları ve CE uygulamasına yönelik yönetmelikler yayımlanmıştır; bu yönetmelikler ve söz konusu direktiflere göre KKD’ler, üç gurup içinde incelenmektedir. Bu kategorizasyonda KKD’lerin hangi riske karşı koruma sağladığı önem taşımaktadır. Çünkü KKD’ler, koruma sağladığı riskin özelliğine göre kategorize edilirler. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından kişisel koruyucu donanımlarla ilgili uyumlaştırılmış standartlara göre olmalıdır. İŞGEM Olarak özellikle bu noktada sattığımız tüm KKD’lerin uluslararası normlara uygunluğu konusunda yüksek hassasiyet göstermekteyiz, 2018 Yılı içerisinde Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müfettişleri tarafından denetlenen firmamızın porfüyünde bulunan yaklaşık 10.000 kalem ürünün içinde standart dışı tek bir ürüne rastlamamıştır. Öncellikle bilinçli müşteri profilinin oluşturulması açısından sürekli eğitim ve bilgilendirme toplantıları, fabrika ve kurum ziyaretleri yapmaktayız; yine talep gelmesi durumunda üniversitelerde ücretsiz olarak konferanslar düzenleyebilmekteyiz. – Satış politikanız ve bayilik çalışmalarınız ile ilgili bilgi verir misiniz? Türkiye genelinde kaç bayiniz bulunuyor ve bayilere sunduğunuz avantajlar nelerdir? ‘Önce İnsan’ ilkesiyle hareket eden ve insanı merkeze alan bir yönetim ve hizmet anlayışıyla farklı satış politikaları izlemekte ve sürdürmekteyiz. Çünkü yaptığımız iş ve yüklendiğimiz misyon gereği daima daha güvenli yaşam alanları oluşturmak ve daha sağlıklı çalışma ortamlarının sağlanması ve geliştirilmesi bilinciyle hareket etmemizi gerektiği bilincindeyiz. Edirne’den Kars’a, neredeyse Türkiye’nin tamamına ürün tedariki sağlayabilecek operasyon kabiliyetine sahibiz. Türkiye’nin çeşitli noktalarındaki bayilik altyapımızla hizmet vermekteyiz. Bayilik modelimizle yeni uzman girişimcilere farklı bir iş modeli ve kurumsal bir altyapı ile beraber yaklaşık 10 bin kalem ürünü tek çatı altından tedarik edebilme imkânını sunuyoruz. En uygun fiyat, en hızlı teslimat, en çok çeşit ilkesiyle hareketle bayilerimizi stok, depo, doğru tedarikçi arama gibi işletme maliyetlerinden kurtarıyoruz. Daha ötesi ise zaman içerisinde bayilerimizin satamadığı ürünleri de geri alarak yerine daha çok satan ürünlerle değişim sağlıyoruz. Yurtiçinde ve yurtdışından farklı merkezi tedarikçilerden teminini sağladığımız ürünleri bayilerimize ulaştırıyoruz. İstanbul şube, Antalya, Diyarbakır, Van, Hakkâri, Şırnak, Malatya, Adıyaman, Şanlıurfa, Mardin, Batman gibi illerde bayilerimiz olmakla birlikte Türkiye’nin her noktasında satış noktalarımız bulunmaktadır. Aynı zamanda yurtdışı satış merkezlerimiz oluşmaya başladı, şimdilik Irak’ın Erbil, Süleymaniye, Duhok, Zaho illerinde direk bayilerimiz aracılığıyla faaliyet yürütmekteyiz. Ancak yurt dışında farklı ülkelerde satış kanalları oluşturmaya yönelik çalışmalarımız devam ediyor. – Bayi bilincini ve bayinin ürüne hâkimiyetini sağlamak için çalışmalarınız var mı? Elbette bir ürünü satabilmenin en önemli şartı o ürünü tanımaktan geçer, bu anlayışla hareketle portföyümüzdeki ürünleri önce kendimiz tanıyor, sonra müşterilerimize sunuyoruz. Bünyemizdeki ürünlerin tamamı uluslararası geçerliliği olan akredite kuruluşları tarafından sertifikasyona sahip olduğundan dolayı ürünlere yönelik teknik bilgiye sahip olma gereksinimi ön palana çıkıyor. Bu alandaki hâkimiyetimizi sağlamak için belli periyotlarda bayilerimize yönelik ürün eğitim seminerleri, teknik ve teorik eğitim organizasyonları düzenlemekteyiz. Eğitimlerimize ana tedarikçilerimizin alanında uzman hocaları eşlik etmektedir. Bu tarz eğitim giderleri firmamızca karşılanmakta olup bayilerimize herhangi bir ekonomik yük bindirilmemektedir. – ARGE ve inovasyon çalışmalarınız ile ilgili bilgi verir misiniz? Tabi tedarikçi firma olduğumuzdan dolayı ARGE çalışmalarımız genellikle doğru müşteriyi bulmak ve doğru ürün satışı ve kullanımı üzerine yoğunlaşmaktadır; ancak sahada edindiğimiz tecrübeleri zaman zaman üretici firmalarımızla paylaşmakta ve ürün kalitesi ile çeşitliliğinin artırılmasına katkı sunmaktayız. – Varsa ithalat ve ihracat çalışmalarınız ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Bu noktada ana hedefimiz Avrupa ile Ortadoğu arasında Türkiye’yi bir köprü haline getirmek tabi öncellikli amacımız Türkiye mallarını Ortadoğu pazarına ihraç etmek, bu noktada hâlihazırda Irak pazarındaki etkinliğimizi artırma gayreti içindeyiz; devamında İran ve diğer Ortadoğu ülkeleri hedef pazarlarımız olarak ön plana çıkmaktadır. – Türkiye içerisinde üretim gücünüzden, istihdamınızdan ve üretim kapasitenizden bahseder misiniz? Üretimde henüz istediğimiz noktada değiliz ancak tedarikçi olarak Türkiye’deki konumlanmamız önemli bir noktadadır. Bayi ve alt satış noktalarını da baz aldığımızda dolaylı istihdam sayımız azımsanmayacak düzeydedir. – 2018 yılının geçtiğimiz aylarını ekonomik ve sektörel anlamda genel hatlarıyla nasıl değerlendiriyorsunuz? Gelecek dönem içinde yatırımlarınız mevcut mu? İŞGEM Olarak 2018 Satış hedeflerimiz beklentimizin altında kaldı ama gerekse portföyümüze kattığımız bayilikler ve sahadaki operasyon kabiliyetimiz açısından bizim için gayet verimli bir oldu diyebiliriz. Kaya Safety, Delta Plus, Knot, Zeplin Trafik, Evelüx, Demir Makine, Arısan, EKS-EKSED, Trumar, Kıvanç Kimya,Upower, Selektive gibi önemli markalarla olan işbirliğimizi daha üst seviyelere taşıdığımız bir yıl oldu diyebiliriz. Elbette gelecek dönem projelerimiz bulunmaktadır, bu projeleri inşallah bir sonraki sayıda detaylı olarak paylaşırız. – Dünya genelinde KKD ürünleri ile Türkiye KKD ürünlerin üretimini karşılaştıracak olursak Türkiye’yi nasıl konumlandırırsınız? Tabi bu noktada kısaca özetleyecek olursak Avrupa’nın gerisinde olmakla birlikte birçok ülkeye göre ilerideyiz diyebiliriz. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasasının 2012 Haziran’ında yürürlüğe girmesiyle beraber ülke olarak önemli bir aşama kaydettik; ancak daha gidecek çok yolumuz olduğunu söyleyebiliriz. – Sektör açısından yaşanan sıkıntıları başlık altına sıralarsak neler söylemek istersiniz? Yönetmelikle ilgili sıkıntı ya da değişmesi gereken maddeler var mı? Bu konudaki fikirlerinizi almak isteriz. Sektör açısından bizim analiz ettiğimiz en önemli eksiklik denetimlerin yetersiz oluşu, merdiven altı diye tabir edilen kayıt dışı üreticilere yönelik etkin ve caydırıcı politikaların geliştirilmemesi önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. İnsan hayatı açısından son derece önem arz eden Kişisel Koruyucu Donanımların standart dışı olarak üretilip piyasaya sürülmesinin çalışan ölümlerine ve yaralanmalarına sebep olduğuna hepimiz tanıklık etmekteyiz; ancak bu konuda tuhaf olan şey ise ilgili otoriteler denetim etkinliklerini sadece kurumsallaşmış ve ön plana çıkmış üreticiler üzerine yoğunlaştırmasıdır. Bu konuda ilgili kurumların daha hassas davranması son derece önemlidir. – Son olarak eklemek istedikleriniz? Bu sayıda bizlere kendimizi ifade etme şansı tanıdığınız için Nalbur Teknik Dergisi’ne teşekkür eder çalışmalarınızda başarılar dilerim.Değerli okurlara da saygı ve sevgilerimi sunarım. hırdavat işgüvenliği İşGüvenliğiEkipmanları İşGüvenliğiveİşçiSağlığı 2018-10-24
allenai/c4/00768/71
2019-07-18T07:38:42
http://www.nalburteknik.com/is-guvenligi-alaninda-farkli-bir-konsept/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Acayip Sorular | egosantrikrapsody Bu aralar neyle ilgili yazı yazsam hiç bilemiyorum.Aklıma bir dolu bir şeyler geliyor sonra üşengeçler kraliçesi olduğum için vazgeçiyorum falan ama Mikalzia nın mimleri sayesinden toz tutmuş blogum iki yazı yüzü görebiliyor.Böyle bir dolu acayipli soru içeren bir mimle karşınızdayım bu sefer.Böyle anketimsi mimleri de pek sevmiyorum hönkk şeklinde akıl tutulmaları yaşıyorum çünkü.Yıllarca beceremedim şu işi.Şimdi neler yazacağım hiç belli değil.Tıraşı kesip sorulara geçiyorum İlk önce bir altıma ederdim onu söyleyeyim.Bir kurtuluş yolu yok mu? Hiç mi yok diye de sorardım ardından genlerimizin en derininden gelen bir hisle.Sonra gezerdim diyeceğim ama paran var mı diye sorarlar adama.Fakir ölürken bile gönül rahatlığıyla ölemiyor anasını satayım.Ben para içinde yüzüyormuşum gibi cevaplayacağım ama bu soruyu. İlk önce İtalya’ya giderdim en çok orayı görmek istiyorum çünkü.Sonracığıma Seul’e giderdim.Ölüyoruz bir Namsan Tower keyfi : )))) yapmayalım mı yani.Super Junior,Bigbang konserlerini saymıyorum bile.He bir de Coldplay konserine gitmek isterdim.Dünya gözüyle son kez göreyim kerataları.Bağıra bağıra bir Scientist,Trouble izlemeden ölmem demiştim çünkü. Hep dışarda gezmem tabi İstanbul’da da son son en sevdiğim yerleri gezerdim Edeceğim duanın önünü alamazdım tabi.Ölüyorum öbür tarafa hazırlıklı gitmek şart tabi. Böyle sorunca da aklıma gelmedi Kenan Bey.Joker hakkımı kullansam ? Genelde öyle ekşınlarım yoktur benim ama takıntı sayılırsa bir şarkıyı sevdiysem artık epriyene kadar dinlerim.Tık rekoru kırdırırım ona.O Youtube’da bilmem kaç milyon oluyor ya şarkılar yarısını ben tek başıma yapıyorum biliyor musunuz? Bir diğer takıntı örneği olarak filmde bir adam/kadın gördüm ya daha önce nerede oynadığını bulamazsam asla hiçbir şeye konsantre olamam.O bulunduktan sonra Mona Lisa’nın sırrını çözmüşüm gibi sevinirim.Aynı şey hatırlamadığım şarkılar/kelimeler için de geçerli olur. Fonofobik sayılırım telefonla konuşmaktan hele öyle saatlerce konuşmaktan itinayla kaçınırım.Ara ara kalabalıktan da ürktüğüm oluyor. Tek başıma kalmayı genelde sevmeme rağmen dünyada hiç insan kalmaması beni feci korkuturdu.15-20 gün gezdim hadi tüm istediğim yerleri sonra ne yapacağım ulan ben eşek kadar dünyada.Yol bilmem, iz bilmem, araba desen süremem,gemi desem kullanamam,uçak desen uçuramam,para desen anca beni Eminönü’ne kadar atacak param var.Dünya benim ama hala günlük kaygılar içindeyim.İşte benim de hayal gücüm bu kadar yahu. Yok ben istemiyorum he dünya nüfusu daha az olsa mıydı? O olsaydı bak çok iyi olurdu.Yok ille insan olmayacak diyorsanız beni niye burada kimsesiz bıraktınız.Özel güç diye düşünüp vermişsiniz sağolun da dünyada insan yok kime hava yapacam oğlum benim özel gücüm de varmış ya diye. Kültür Turizmi işlerini çok sevdiğim içün bir İtalya’ya gitmeden bırakmam.Tek tek tüm şehirlerini gezdikten sonra hazır gitmişken Tüm Avrupa’yı gezerim.Sonrasında Asya’ya doğru açılırım.Seul’ e gider bir çekik dünyasında neler oluyor bakarım.Jeju’da yüzmeye Namsan’da Seul manzarasına bakmaya giderim.Sonrasında Japonya,Çin,Tayland,Tayvan acımadan gezerim valla.Dünya benim. Bu soruyu tam olarak anlamasam da hiç kurbağa öpme işine girmedim.Ben öpersem direk prens olmuş halini öperim valla. ( oy ne büyük konuştum he asjhgdsah.) 6.En son yaşadığınız küçük düşürücü , unutamadığınız olay ? Kesin bir dolu şey olmuştur da hiç hatırlamıyorum.Kaç gündür düşünüyorum yok aklıma hiçbir şey gelmiyor.Geçenlerde tek ders sınavında hocanın arkasından atıp tutarken yakalanmıştım o sayılırsa öyle bir anım var.Adamın arkasından biraz ağır konuşuyordum sonra bir baktım arkada belirmiş Beşir gibi.Arkamı bir döndüm hoca bana bakıyor ben hocam eehehehe naber yea falan dedim de duymamıştı sanırım beni.Yoksa o okul biraz zor bitebilirdi. Bir kere MP3’ümü alırım.Kafamı kesseler o müzik dinlenecek.İşte bir çanta alırım ki içine cüzdan,anahtar falan koyabileyim.Düz bir insanım nihayetinde. Şu sıralar en çok Sevmek Zamanı filmi olmak istiyorum.Yağmurlu bir havada gideyim bir resmin karşısına oturayım bir yanda güzel bir müzik çalsın ben o resme bakıp hayaller kurayım falan.Bakmayın asla da yapabileceğim bir şey değildir he.Asla öyle romantik bir insan olamadım.Ama olsaydı çok güzel olurdu diye düşünüyorum.Sherlock Holmes olmayı da isteyebilirdim.Ya da Back To the Future’daki Marty olup ben de bir Johnny B. Goode çalardım. 9.En yakın arkadaşınızın bir uzaylı olduğunu ve sizi ilk denek olarak kendi gezegenine götüreceğini öğrendiniz, ne yapardınız Sevinçten kucağına atlardım valla.Zaten canım sıkılıyor bana da değişiklik olurdu.Sanki güney sahiline götürecek he değişiklik olurmuş.Kendimi Jüpiter kumlarına gömerdim ben de ne edelim.Uzayda plaj voleybolu (nasıl olacaksa o O-0) nasıl olur bir tadına bakardım artık. Bu aralar kafayı Super Junior’a taktığım için ilk onların yanına giderdim (özellikle Donghae’nin.Sen naber tatlım ya :D).Eğer programlardaki gibilerse o evde deli gibi geyik dönüyordur.Muhabbete katılamasam da deli gibi gülmek için giderdim.Sonracığıma gider bir evrenin sırrı neymiş,derin devlet neler ediyormuş,kim mazlum,kim haklı öğrenmeye çalışırdım.İşte bilimum uçaklara,gemilere kaçak yolla binip parasızlıktan oluşan açığı süpersonik gücümle kapatıp her yeri de gezerdim. Mimi yazmayan yok sanırsam.Gören,beğenen,hani bana hani bana diyen yazsın,faydalansın.Kendinize iyi bakın.Esen kalın.Auf Wiedersehen.Adiyos.Anyoong. Etiketler : back to the future, donghae, italya, kişisel, mim, sevmek zamanı, sherlock holmes, super junior ← Mim:Hatırladığınız İlk ve En Eski Anınız Senden Benden Bizden #5 → 8 thoughts on “Acayip Sorular” MikalZia on 13 Ağustos 2012, 01:48 said: Demek sevmiyorsun öyle anket manket. Sonraki mimi görene kadar bekle o zaman ehehe 😀 kurbağanın prens olmuş halini öpmek, hocanın arkasında ağır konuşmak, uzayda plaj voleybolu oynamak ashasdhfagdfa sen net bir mim insanısın zannımca. direnme boşuna. Bu arada hocanın ansızın belirmesi : http://3.bp.blogspot.com/-xbg4HUtjHwg/T149AEHHwvI/AAAAAAAABYc/pkOc5hXSv6k/s1600/dirty.gif egosantrikrapsody on 13 Ağustos 2012, 02:01 said: Bu anket bilmem ne işlerinden küçükken de hiç hazzetmezdim ha.Ajsgdjahs ulan ne gönderecen bana.Çok tırstım yeminle. Mim insanı olmak iyi bir şey mi şimdi ona göre övüneyim mi bu işleri bırakayım mı yoksa 😀 ahgjagsd tam da böyle olmuştu ama dingilik hoca çakozlayamadı 😀 MikalZia on 13 Ağustos 2012, 02:39 said: Çok yazarsan tabi sanki blogu bunun üstüne kurmuş gibi olacan. Tembel olacan ayni. Aklına hiçbişey gelmiyo o da mimlere kastırıyo olacan. bende öyle bi izlenim bırakıyor mim şeysi ama açıkçası bu ay hiç tınlamıyorum. İsterse tavana kadar değsin, hepsini döşeyecem bloga. Tabi senin bloguna da 😀 egosantrikrapsody on 13 Ağustos 2012, 03:04 said: Haklısın gerçi evet de bu aylık önceki yazdıklarımıza saysınlar anacım.Bir kaç fikir var aslında dimağımda da yazacak adam lazım.Sen yardır bana doğru yardır.Fazla anket stayla olmazsa çok iyi olur ama 😀 hikaruivy on 13 Ağustos 2012, 20:10 said: takıntılarını okurken kendimi gördüm ve ben bunları nasıl düşünemedim diye başımı taşlara vurdum (şu an kafası yarılmış bir halde yazıyorum :P) bir şarkıya takınca takma olayı, filmlerde gördüğün kişileri daha önce nerde gördüğünü hatırlayamayınca sana huzur yok olayı hep bende de var. bak yaa… kurbağa yerine direk prens öpmek de iyiymiş. böyle bir seçim hakkımız var mıydı, e biz de onu alalım madem 😀 bu arada görmeyeli sen de donghae’ci olmuşun iyice. hadi bakalım, hayırlısı 😛 😛 bi de metin erksan amcadan dolayı sana başın sağolsun diyorum, ölüm haberini duyunca aklıma direk sen geldin öperim canım, ellerin dert görmesin ^^ egosantrikrapsody on 13 Ağustos 2012, 22:02 said: Senin takıntın benim takıntım mı aramızda Hikaru aağğ ayıp ediyorsun 😀 Al senin olsun başımla beraber. Ama ben deli takıyorum o işe.Asla konsantre olamıyorum.Sinemada falan aklıma geldiyse hele o an izlediğim film biraz hiç oluyor.Aman işim gücüm yok işte takacak yer mi arıyorum nedir 😀 Yarma kafanı yarma lazım o kafa ülkeye hey gidi 😀 afdasf orada büyük kıpslık laf ettim biraz ama sonra pişman olmasak bari 😀 Valla en son Super Junior ile ilgili yazıyı yazdığımdan beri zibilyon tane suju videosu izledim.(Getiren gönderen sağolsun)Zati Donghae oğlan en baştan beri ilgimi çekiyordu da şimdi iyice katmerli katmerli seviyorum (ben hiç iyi bir yere gitmiyorum valla 😀 Sıkıntıdan daha ne gibi ekşınlara gireceğim hiç belli değil.Beni bekleyin anacım :D) Amcanın ölmesi bana biraz koyduydu işin açıkcası.En azından filmine gereken değerin verildiğini bilip gitti.Sonradan değeri bilinen vah tüh edilen sanatçılardan olmadı. Ben de öperim.Asıl senin yorumuna sağlık 😀 Kashna on 23 Ağustos 2012, 17:07 said: Haha 🙂 şu sevmek zamanını da geçen gün izledim yarısına kadar. Dayım izliyodu takmış o filme. Hele kız renk uyumuna bayıldım diyo ya orda koptum. Film siyah beyaz olduğundan biz göremiyoruz o renk uyumunu malesef 😀 bir de adamın sürekli ben sana değil resmine aşığım demesi çok komikti. Korkaktı bayağı yani. Yarısına kadar izlemiş olsam da en kısa zamanda tamamlayacağım. egosantrikrapsody on 23 Ağustos 2012, 17:31 said: Ben de kafayı bu filme takmışlardanım.Bitirmeni ve filmi çok sevmeni öneriyorum 😀
allenai/c4/00768/72
2018-08-19T23:52:18
https://egosantrikrapsody.wordpress.com/2012/08/13/acayip-sorular/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
APA Hotel Sendai-Kotodai-Koen (Sendai) - Odamax 4-10 Futsukamachi, Aoba-ku Sendai / Japonya Tesisi ve Yakın Yerleri Gör APA Hotel Sendai-Kotodai-Koen size Sendai (Aoba Bölgesi) bölgesinde, Sendai Uluslararası Merkezi ve Tohoku Üniversitesi ile 5 dakika sürüş mesafesinde konaklama fırsatı sunuyor. Bu otel Sekisui Heim Super Arena ile 8,7 mi (14 km) ve Zuihoden Mausoleum ile 0,3 mi (0,5 km) mesafede. Misafirlerimizin konforu ve rahatı için 97 klimalı oda buzdolabı ve düz ekran televizyon bulunmaktadır. Misafirlerimize ücretsiz kablolu ve kablosuz İnternet sunulmaktadır. Misafirlerimizin iyi vakit geçirebilmesi için film kiralama servisi vardır. Özel banyo, duş/küvet kombinasyonu, derin küvetler ve ücretsiz banyo/kozmetik ürünleri. Misafirlerimize emanet kasası ve masa gibi imkânlar ve kolaylıklar sunulmaktadır. Sigara içilmeyen bu otelde 9 kat olan bir 1 bina var ve misafirler için tekerlekli sandalye kullanımına uygun mevcut. Morning-ace, APA Hotel Sendai-Kotodai-Koen misafirlerine yemek servisi yapıyor. Misafirlere her gün 7.00 ve 10.00 arasında ücretli açık büfe kahvaltı servisi yapılmaktadır. Açık büfe kahvaltı ücreti: Yetişkinler için 1100 JPY, çocuklar için 660 JPY (fiyatlar yaklaşık değerleri göstermektedir) Valesiz otopark ücreti: gecelik 1365 JPY. 4-10 Futsukamachi, Aoba-ku Sendai / Japonya
allenai/c4/00768/74
2019-11-21T11:38:02
https://www.odamax.com/tr/hotel/apa-hotel-sendai-kotodai-koen-110549
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Bakteri ve enfeksiyonlara karşı güçlü temizleyici ve dezenfekte edici ürün Otel ve hastane temizliği, insan sağlığı bakımından çok büyük önem teşkil etmektedir. Otel müşterileri 5 yıldızlı bir otel odası kiraladığında temiz, hijyenik ve bakterilerden arındırılmış bir oda kiraladıklarını zannederek güven beklentisi yaratır. Otel odalarının sadece görüntü olarak güzel görünmeleri, aksesuarların yeni, yatakların ve mobilyalarının modern ve konforlu olması hijyenik olduğunu ispat etmez, gerçekte ise mevcut piyasada satılan yüzey temizleyiciler, temizlik maddeleri, alkol bazlı dezenfektanlar ve kimyasallar bakterileri öldürmekte yeterli kalmamaktadır. Çünkü değişik ülkelerden gelen müşteriler farklı hastalıklar ve bakteriler getirmektedirler. Genellikle bu risk daima mevcut bulunmaktadır ve Otel yönetimi tarafından yeterli derecede kontrolü yapılamamaktadır. Genellikle Hastane veya halk deyimiyle (ameliyathane mikrobu) kendini alkol bazlı dezenfektanlara karşı dirençlendirecek şekilde yaşamını sürdürmektedir. Hastalar ameliyat sonrasında enfeksiyon yoluyla ciddi rahtsızlar ve yaşam riski altına girerler. Doğum, ameliyat ya da kanser tedavisi için hastaneye giden birçok insan, burada kaptığı mikrop yüzünden aylarca yoğun bakımda kalıyor ya da hayatını kaybediyor. Son yıllarda Türkiye’de hastane mikrobundan ölenlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Hastane mikrobundan meydana gelen ölümler Türkiye’nin büyük hastanelerinde bile sıradan hale gelmiş oldu! uçak, metro, metrobus ve tüm toplu taşıma araçlarda aynı riskler bulunmaktadır. Insan sağlığını ciddi şekilde tedit eden bu enfeksiyon risklerine karşı ne şekilde tedbir alınmaktadır ? Müşterilerini ilgili şirketler yeterli miktarda bililendiriyor mu ? Vatandaşlara ve müşterilere karşı yeterli miktarda bilgilendirme yapılmakta mı ? ETS International ‘ın üretmiş olduğu temizleyici ve dezenfekte edici ürün Cleaner & Dizinfector tamda bu noktada devreye girerek %99,99 oranında tüm bakterileri ve mikropları elimize eder, mutasyon yapmalarını engeller ve derin temizlik sağlayarak mikropları öldürür.
allenai/c4/00768/75
2019-03-22T11:57:50
https://cleanermarkt.com/kurumsal-otel-saglik/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Türkiye Erkekler Voleybol 2. Lig 4. Grupta mücadele eden Melikgazi Belediyespor 2017-2018 sezonunun ilk karşılaşmasında Silifke İdmanyurdu'nu evinde 3-0 mağlup... Türkiye Erkekler Voleybol 2. Lig 4. Grupta mücadele eden Melikgazi Belediyespor 2017-2018 sezonunun ilk karşılaşmasında Silifke İdmanyurdu'nu evinde 3-0 mağlup etti. Atatürk Spor Salonu'nda oynanan karşılaşmayı Kulüp Başkanı Serdar Öztürk, voleybol severlerle birlikte izledi. Silifke İdmanyurdu karşısında ilk seti 25-11, ikinci seti 25-13 üçüncü ve son seti'de 25-18 kazanan temsilcimiz karşılaşmadan 3-0'lık skorla galip ayrılarak lige galibiyetle başladı. Alınan bu galibiyet kulüp camiasında ve Kayserili voleybol severler tarafından sevinçle karşılandı. Antrenör Fuat Kalay, "İyi bir hazırlık dönemi geçirmiştik. Yaptığımız hazırlık maçlarında ligin en iyi takımlarından birisi olacağımızın sinyallerini almıştık.Ligin ilk haftasında evimizde oynamak bir avantajdı ve bu avantajı skora yansıtarak karşılaşmadan 3-0 galip ayrıldık.Aldığımız bu galibiyetten dolayı tüm sporcularımızı tebrik ediyorum.Ara vermeden önümüzdeki hafta deplasmanda oynayacağımız Malatya Büyükşehir Belediyespor karşılaşmasına hazırlanacağız" dedi. Kulüp Başkanı Serdar Öztürk de yaptığı açıklamada, "Lige galibiyetle başlamak önemliydi.Büyük bir heyecan içerisinde taraftarlarımızla birlikte maçı izledik.Sonuçta güzel bir galibiyet oldu.Teknik heyet ve sporcularımızı kutluyor,taraftarlarımıza teşekkür ediyorum.Biz yönetim olarak üzerimize düşeni yapıyoruz,gençlerimizde ellerinden gelenin en iyisini yapmak için gayret gösteriyorlar.Sonuçta da başarı geliyor.Yeni sezonda aldığımız bu ilk galibiyeti bize her zaman destek olan Onursal Başkanımız,Belediye Başkanımız Sayın Memduh Büyükkılıç'a armağan ediyoruz.İnanıyorum ki,haftalar ilerledikçe takımımız daha da oturacak ve lige damgasını vuracaktır.Melikgazi Belediyespor her zaman güzellikleri ve başarıları ile anılıyor.Emeği herkese teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Melikgazi Belediyespor ligin ikinci haftasında 22 Ekim Pazar günü saat 13.00'de Malatya Büyükşehir Belediyespor takımının konuğu olacak.
allenai/c4/00768/81
2018-10-23T01:52:44
http://www.habersitesi.com/melikgazi-belediyespor-haftaya-galibiyetle-basladi-41596h.htm
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Podolski'den Fenerbahçe'ye gönderme G-925040 İş makinesine sıkışan 17 yaşındaki genç öldü Fırat Kalkanı Harekatı'nda 69'uncu gün Akın İpek’e hacker şoku 31 Ekim 2016 - Pazartesi 10:31 Bu haber 514 kez okundu Galatasaray'ın Alman yıldızı Lukas Podolski, ezeli rakipleri Fenerbahçe'ye sosyal medya üzerinden göndermede bulundu. Galatasaraylı yıldız Lukas Podolski, Fenerbahçe'nin dün Kardemir Karabükspor karşısında kazandığı penaltıya göndermede bulundu. Mehmet Topal'ın içinde bulunduğu penaltı pozisyonu ile Trabzonspor karşısında ceza sahası içinde girdiği ve penaltı kararı çıkmayan bir pozisyonun fotoğraflarını paylaşan Podolski, mesajına düşünen ve 'yorum yapmıyorum' anlamına gelen emojileri ekledi. Etiketler: Podolski'den, Fenerbahçe'ye, gönderme,
allenai/c4/00768/82
2018-04-26T22:52:05
http://egedesonhaber.com/haber-podolski-den-fenerbahce-ye-gonderme-5674.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Haftada toplam 10 ders saatini geçmeyecek Program süresi, hafta içi günde 2 ders saatini, hafta sonu günde 6 ders saatini ve haftada toplam 10 ders saatini geçmeyecek. Kaynak: AA. Aşağıdaki kodu sitenize ekleyerek haberi paylaşabilirsiniz. Eğitim Son Haberler. Bahçeli: Yaptırım engellerine ne eyvallahımız ne de tavizimiz olacaktır. Meteorolojiden Doğu Karadeniz'e kuvvetli yağış uyarısı. Avrupa'nın en büyük yedinci kargo limanı: İzmit. Foto Galeri. Video Galeri. TRT Haber'i Instagram'da takip edin. Manda arabası ile hız yapan adamların sonu Video. Net Memurlar. Home Meb öğrenci takip programı. Kurumsal Nitelik Taşımayan İçerik. Kategorisi Uygun Olmayan İçerik. Özel yetenekli öğrenciler için taslak programlar askıda; C Rastgele Sayı Üretimi,rastgele sayı üretimi c ,rastgele sayı üretimi c ,c dersleri,c random kullanımı,c rastgele sayı üretme,csharp dersleri. C Öğrenci Takip Programı. Siz eğitimi kurumunuzu yönetmeyi sürdürürken bizler de sizin adınıza danışmanlık sürecini başarıyla yürütmekteyiz. Gelin, tanışalım. samsung mobil cihaz takip; Özel Okul Program İlavesi İptal Ekleme İşlemleri. casus yazılım temizleme programı türkçe; MEB iş yeri açma ve çalışma ruhsatı almak için gerekli olan binanın sağlam ve dayanıklı olduğuna ilişkin teknik raporunun yönetmelik ve yönergelere uygun şekilde alınması. Bina Sağlık Raporunun Alınması. MEB iş yeri açma ve çalışma ruhsatı almak için alınması gereken binanın ve çevresinin sağlık yönünden uygun olduğuna ilişkin raporun MEB yönetmelik ve yönergelerine uygun şekilde alınması. MEB iş yeri açma ve çalışma ruhsatı almak için başvuruda gerekli olacak binada yangına karşı gerekli önlemlerin alındığına ilişkin itfaiye müdürlüğünden gerekli raporunun alınması. MEB iş yeri açma ve çalışma ruhsatı almak için gerekli olan yönetmelik ve prosedürlerde yer alan yangın merdiveninin binaya ekletilmesi ve yangın kapılarının standartlara uygun şekilde yaptırılması. Yaygın Merdiveni ve Yangın Kapıların Yaptırılması. MEB iş yeri açma ve çalışma ruhsatı almak için gereken yönetmelik ve yönergedeki şartlardan engelli merdiveni veya engelli merdiveni inip çıkma cihazının temin edilmesi. TRT HABER SOSYAL AĞLARDA. whatsapp sohbet baloncuğu. Okullarda ise hazırlanan dosya beş iş günü içinde Bakanlığa gönderilir. Skip to content 22 PDF İndir. Bizimle İletişime Geçin. telefon görüşme kayıtları nasıl çıkar
allenai/c4/00768/85
2020-02-23T16:28:58
https://edoardosrestaurant.com/wp-includes/iphone/124-meb-oerenci-takip.php
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Pendik Cim Cif Escort Güzide | İstanbul'un Escort Portalı | Escort | Escort Bayan | Pendik Cim Cif Escort Güzide – İstanbul'un Escort Portalı | Escort | Escort Bayan | Home » Anadolu Yakası Escort » Pendik Cim Cif Escort Güzide 18 yaşımdan beri yaşlı bir adamın şirketinde sekreter olarak çalışıyordum. Aslında çalıştığım adam babamın eski arkadaşıydı ve ailem vefat ettikten sonra bana kol kanat germek için işe almıştı. Normal sekreterlere göre çok daha dolgun bir maaş alıyordum ve tabi ki torpilliydim. 21 yaşıma girdiğim zaman bu yaşlı adam bütün işlerini üniversiteyi bitirip gelen oğluna devretti. Gelen adam gerçekten de karizmatik biriydi ama evli olması beni sıkıyordu. Gel zaman git zaman, seksi bedenim yeni patronumun ilgisini çekmiş olsa gerek ki beni sürekli ofisine çağırmaya başladı. Bir süre sonra da kalçalarımı okşamalar ve ofisinde sakso çektirmeler başladı. İşlerin boyutu iyice armaya başladı ve kendimi kaybetmiştim. Bu yasak ilişki benim bir kariyer sonuma ve yeni bir kariyere yelken açışım oldu. Bu yeni kariyer tabi ki Pendik escort çalışanlarının arasına Pendik cim cif escort Güzide olarak katılmam ile başladı. Belki patronumla yaşadığım yasak ilişki, karısı tarafından öğrenilmeseydi çok daha iyi olacaktı ama öyle olsaydı bende Kartal ucuz escort işine giremezdim. cimcif escort kartal ucuz escort pendik cimcif escort ucuz escort Listing ID: 71357c72a35dd0cd Bu escort bayan sana göre değil mi? Aşağıdaki linklere tıklayarak bölgedeki diğer escort bayanlar ile karşılaşabilirsin. Anadolu Yakası Escort, Kartal Escort, Pendik Escort Ya da aşağıdaki escort ilanlarına göz atabilirsin...
allenai/c4/00768/86
2019-11-17T00:56:21
http://w247.info/bayanlar/pendik-cim-cif-escort-guzide/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Tuvalet Eğitimine Başlamak | Küçük Kadın Annelik Günlüğü NEŞELİ AKTİVİTELER 8 23 Temmuz 2013 Annelik Günlüğü DEMET’İN DÜNYASI : 7. AY 23 Temmuz 2013 Annelik Günlüğü TUVALET EĞİTİMİNE GİRİŞ 23 Temmuz 2013 Bundan 3 hafta önce sevdiğimiz bir arkadaşımızdan Neş’e Fisher Price’ın alıştırma tuvaleti hediye geldi. Tuvaleti görünce acayip sevindim. Yazlığa geldiğimiz için Neş’e ufaktan tuvalet eğitimine başlatmak istiyordum. 1 hafta boyunca tuvalete gitti geldi. Kapağını açtı kapadı. Çişini yapar gibi oturdu, sifonu çekti. Altını siler gibi yaptı derken 2 hafta önce gece 11 sularında yatmadan önce yine tuvalete gitti geldi. “Annecim çişin mi geldi?” dedim. “Edet” diyerek kafasını salladı. Tamam o zaman diyerek üstünü soydum “sen otur tuvaletini yap bende gidip yapıcam dedim. Arkamı döndüm tuvalete girermiş gibi yaptım. Bir kaç saniye sonra Neş’in tuvaletten şarkı sesleri yükseldi. Çalan şarkı çişini yaptığını haber veriyordu !!! Gözlerime inanamadım. Bizimki “Anne baptım. ” diye bana sesleniyor bir yandan da altını silmeye çalışıyordu. Bağıra çağıra gülmeye başladım. Alkışlar eşliğinde ellerini yıkadık. Yatana kadar “çişimiz tuvaleteeeee kakamız tuvaleteee” adlı Dünya’nın en gereksiz şarkısını söyledik. 🙂 Yatmadan önce bir kaç kez daha oturdu kalktı ama bu sefer bir şey yapmadı. Yatarken yine bezimizi bağladık. Ertesi gün gün içerisinde yine bir kaç kez tuvalete oturtmaya çalıştım. Teşvik ettim ama bizimkisi outuruyor “bbaptım” deyip kalkıyor ama aslında bir şey yapmıyordu. Neyse, “sert geçiş yapmayalım” dedim. Sonuçta Neş’daha 21 aylık . Tavsiye edilen 24 ile 36 ay arası eğitimi vermek. O yüzden pek ısrarcı olmadım. Akşam yine aynı şekilde tuvaletini yaptı. Altını sildi. Sifonu çekti. Her şey kusursuz. Alkışlarla tuvalet eğitimine giriş büyük bir coşkuyla kutlandı. O gece de biraz bezsiz dolaşsın derken baktım bir yerde durmuş “Anne haıyyıyy!!! Anne omadıı!!! ” (hayır olmadı) diye ellerini hayır anlamında sallamaya başladı. Bi baktım çişini yere yapmış. Nedense durumdan acayip stres oldu. “Annecim olsun. Bir daha ki sefere tuvalete yaparız” dememe rağmen hala üzgün görünüyordu. Sonra yine “hayıyyy hayıyyy” diyerek ellerini yıkadık, üstünü değiştirdik. Hayal kırıklığına uğradığı gözlerinden belli oluyordu. 3. gün aynı şekilde tuvaletini yere kaçırdı. Bu sefer de aynı stresli tepkiyi verince kendime “Tamam bakalım, şimdilik bu kadar yeter” dedim. Çünkü anladığım kadarıyla kendini başarısız hissediyor. Tam olarak çişini tutma yetisi tam olarak gelişmediğinden ortaya çıkan sonuçtan rahatsız oluyordu. Şimdilik yine oturup kalkıyoruz. Israrla Peppee’nin “çişimiz tuvalete, kakamız tuvalalete şarkısını söylüyoruz. Bakalım ne zaman kendimizi gerçekten hazır hissedeceğiz. Bu arada bu 3 günde biraz kitap karıştırdım .Tuvalete eğitimini kolaylaştıracak şeyler buldum. Sizlerle de paylaşmak istiyorum Tuvalet eğitimine müümkünse yaz mevsiminde başlamak Kendi kendine çıkarabileceği kyafetler giydirmek Oturağı yemekten sonra, uykudan sonra kullanmak Siz tuvaletteyken izlemesine izin vermek Tuvaleti kullanırken masal okumak, müzik dinletmek Olumsuz tepki vermemek, teşvik edici davranmak Övgülerle çocuğunuzu yüreklendirmek, büyüdüğünü hatırlatmak Şimdilik bizden haberler bu kadar!
allenai/c4/00768/87
2017-06-24T02:01:36
http://www.kucukkadin.com/tuvalet-egitimine-giris/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Yüksekova Haberleri - Yaralı balıkçıl, tedavi sonrası doğaya bırakıldı - Hakkari Haberleri Haberler >Yerel Haberler >Hakkari >Yüksekova>Yaralı balıkçıl, tedavi sonrası doğaya bırakıldı Yüksekova Haberleri: Yaralı balıkçıl, tedavi sonrası doğaya bırakıldı 10.08.2019 - 19:10Son Güncelleme : 10.08.2019 - 23:43 Yaşar KAPLAN/YÜKSEKOVA (Hakkari), (DHA)- HAKKARİ'nin Yüksekova ilçesinde, 10 gün önce Selahattin Eyyübi Havalimanı çalışanları tarafından, yaralı halde bulunan balıkçıl, belediye veteriner hekimi Hekim Kaçan tarafından yapılan tedavisinin ardından doğaya bırakıldı. İlçeye bağlı Yeni Mahalle'de yaralı kuşu fark eden Selahattin Eyyübi Havalimanı çalışanları, belediye veteriner hekimine haber verdi. İhbar üzerine bölgeye giden ekipler, yaralı kuşun balıkçıl türlerden olduğunu tespit etti. Havalimanı çalışanları balıkçıl kuşu, Yüksekova Belediyesi Veterineri Hekim Kaçan'a teslim etti. Avcılar tarafından vurulduğu tespit edilen balıkçıl, 10 gündür evinde tedavi ettiğini söyleyen Veteriner Kaçan, "Balıkçıl olarak bilinen bu kuşu havalimanı çalışanları yaralı halde getirdi. Avcılar tarafından vurulmuş. Geldiğinde kuşun bacağında kanaması vardı. Rehabilitasyon merkezimizde, ilk tedavisini yaptık. Yarasını temizledik. Gerekli antibiyotik uygulamasını yaptık. Bizde bakım evi olmadığı için 10 gündür evimde gereken tedavisini yaptım. Beslenmesini eşim ve çocuklarımla beraber yaptık. Bugün sağlıklı olduğunu düşündüm ve doğal yaşam alanına getirilerek çocuklarımla beraber Nehil Sazlığı'na bıraktık" dedi. Veteriner Hekim Kaçan, tedavisi tamamlanan balıkçılı, ailesiyle birlikte doğal yaşam alanı olan ilçedeki Nehil Sazlığı'na bıraktı. Yüksekova haberleri Hürriyet yerel haberler sayfasında. Haber ajanslarının Yüksekova ilinden Yaralı balıkçıl, tedavi sonrası doğaya bırakıldı hakkında ilettiği tüm haberler hurriyet.com.tr farkı ile sizlere ulaştırılıyor. Bu haber ilk olarak 10 Ağustos 2019 tarihinde saat 19 10’de yayınlandı. Son dakika gelişmesi oldukça Yaralı balıkçıl, tedavi sonrası doğaya bırakıldı haberi güncellenecektir.
allenai/c4/00768/88
2019-09-16T04:56:50
http://www.hurriyet.com.tr/yerel-haberler/hakkari/yuksekova/yarali-balikcil-tedavi-sonrasi-dogaya-birakild-41299399
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Sahiden, Ölümle Aranız Nasıl? | Aile Dinamikleri Akademisi Sahiden, Ölümle Aranız Nasıl? Psk. Dan. Erdoğan Şemsiyeci Eylül 26, 2018 Yorum yapılmamış Modern hayatlar yaşıyoruz. “Modern” yani çağa uygun yaşamlar… Çağımızda ne yaşanıyor peki? Yani biz neyin “çağdaşıyız?” Nedense modernlik, çağdaşlık vs. gibi kavramları neredeyse hiç düşünmüyor ve hatta ne olduğunu anlamadan, sorgulamadan savunuyoruz… Daha da ileri gidip “modern olmayan şeyleri” eleştirip dışlayarak hayatımızdan çıkartmaya çalışıyoruz. Modern hayat nedir? Neyi kastediyoruz peki? Modern olmayan ne? Neyi dışlıyoruz? Yakın zamanda bir tanıdığın ani , beklenmedik ölümü ve tanık olduğum şeyler üzerine bunları düşünmeye başladım. Aslında arka planda hep sorgulamaktayım elbette tüm bunları. Ancak yaşamın yani bu “modern” yaşamın hızı ve keşmekeşi öylesine sürükleyip bizi kendimizden alıyor ki hakiki olan hiçbir şey için doğru dürüst vaktimiz kalmıyor. Dikkatimizi dağıtan, cezp eden o kadar anlamsız ve anlık şey var ki derindeki hiçbir şeyi anlamak ve üzerine yoğunlaşmak için insanda derman kalmıyor. Bu nedenle bu yazıyı okurken kendinize biraz zaman tanıyın siz de: Eğer cep telefonunuzdan okuyor ve kalabalık bir yerdeyseniz sonra, kendinize sakin ve kesintisiz bir zaman ayırabilecek iken okumak üzere şimdi kapatın yazıyı… Sonra görüşürüz. Ama sakin bir yarım saatiniz varsa önünüzde, kendinizle kalabileceğiniz ve okuduklarınız üzerinde derinlemesine düşünüp hissettiğiniz ve fark ettiğiniz şeyler üzerine aklınızı ve kalbinizi açabilecekseniz devam edelim derim. DÜNYANIN ÖBÜR TARAFA ATTIĞI GOL! Ölüm üzerine o kadar düşünmüyoruz ve o kadar onu dışlıyoruz ki karşımıza çıkıverdiğinde hemen darmadağın olup depresyona giriveriyor ya da tümden ölümü dışlamaya çalışıyoruz. Bunun sebebi, işte girişte bahsini ettiğim “modern” yaşam yanılgısıdır. Modern yaşam dediğimiz şey aydınlanma denilen sanat ve özellikle de bilimde büyük açılımlar yaşanan ve insanın doğaya ve kendine aklıyla bakmayı tercih etmeye başladığı dönemdir denilebilir. On Dokuzuncu Yüzyılda yaşanan büyük bilimsel ilerlemeler ve buluşlardan sonra teknoloji aracılığıyla insan yaşamının kolaylaşması sonucunda bilimsel yöntemin ve algılama biçiminin başat hale gelip yaşamın her yanını domine etmesi söz konusu olmuştur. Modernlik dediğimiz şey, laik bakış açısını da yaşamımıza derinlemesine yerleştirmiş ve Batı’dan başlayıp bizim gibi Doğu toplumlarını içine alıp giderek dünyanın her yanını ele geçirmeyi başarmıştır. Laiklik, yahut seküler dünya görüşü özünde dini ve dinin alanını işgal etme amacı gütmemektedir. Kavramsal olarak dinin ve dünyevi işlerin birbirine mümkün olduğunca müdahale etmemesi olarak düşünülmelidir. Ancak sanırım bizdeki yansıması, geçmişimizle tam bir kesinti yaratma çabasının bir devamı olarak dinsizlik, deizm (dinsiz yaratıcı fikri) yahut ateizm olarak algılanmıştır “aydınlanmacı, modern” çevrelerce. İşin siyasi boyutlarını vs. gündeme getirmek değil niyetim. Esasen modern olma fikrinin toplumumuzda yarattığı etkilerin bireylerdeki yansımalarını, yani psikolojik boyutları anlamak ve sorgulamak istediğim. Bizim modernlik dediğimiz haller, çağdaş ve laik yaşam algısı dediğimiz şeyin içeriğinde, aklın egemenliğinin kutsandığı ve kutsal olan her şeyin dünyasal olan değerler ya da yaşam tarzıyla sınırlandığı bir şeydir. Modern insanın havsalasında, manevi dünyanın aslında anlam içermediği, özellikle maneviyatın dahi bireysel bir algıdan ibaret olduğu ve aklın sınırları içerisinde tanımlanabileceği düşüncesi etkendir. Kısacası, bilimsel yöntemle düşünerek ve sorgulayarak; yani aklı kullanmakla sınırlı kalarak yaşadığımız her şeyi anlamlandırabileceğimiz fikri ve bu fikrin yaşamdaki karşılığı olarak modernliği tanımlamakta bir beis görmüyorum. Tanımlanabilecek olan şeyleri anlama kapasitesi olarak nitelendirebileceğimiz aklın, tanımsız olan şeyler, sınırları olmayan şeyler karşısındaki güçsüzlüğü sabittir. Ölüm gibi, yaratan gibi… Kısacası modern akıl, bilim öncesi aklın işleyişinin ürünü olduğundan emin olduğu dinin tanımsız ve belirsiz kavram ve ifadelerini küçümseyip dışlarken kendi sınırlarını da çizmiş olduğunun farkına varmıyor. Akıl, özellikle de bilimsel akıl ve bakış açısı kendisini sadece tanımlayabildiği ve ölçümleyebildiği şeylerin sınırları içerisine hapsediyor. Bunun doğal sonucu olarak insan denilen varlığı sadece bedensel bir varlığa indirgemek zorunda kalıyor. Çünkü insanın sadece bedeni varken onun sınırlarını anlayabilir ve onu aletleriyle ölçebilir hatta biçebilir bilim… Özellikle seküler felsefe, aklı kendine rab yani ilah edindiği için aklın sınırlarında durmak zorundadır. Seküler hayatta her şeyi önceden planlayabilir ve o plan çerçevesinde hedeflere doğru ilerleyebilirsiniz. Eğer planınız makul ve hayatın pratik gerçekleriyle örtüşecek kadar mantık içeriyorsa, doğru verilere dayanıyorsa geleceğe yönelik bir öngörüyle hedefleri gerçekleştirmek mümkün olabilir. Bunların hepsi için akıl yeterlidir. Ve mantığıyla yaşayan bir birey bu modern toplumda rakamlarla ve orantılarla hesaplanmış bir yaşamı belirli tolerans sınırlarında dalgalanan bir grafik içerisinde uygulayarak minimum beklenmedik şeyle karşılaşarak tamamlayabilir. Özellikle ne bileyim bankacılık, matematik ya da fen bilimleri, v.d. okumuş iseniz ve modern dünyanın yaratmış olduğu ekonomik sistem içerisinde başarılı olmuş büyük ve rasyonel prensiplerle bu başarıyı elde etmiş kurumlarda çalışıyorsanız hayatınız bu şekilde geçebilir…. Buna belki modern yaşam biçimini yaratmış olan Batı dünyasına ait uluslararası bir kuruluş olmayı da ekleyebiliriz. Hatta mümkünse modern yaşamın mucidi olan Batı ülkelerinden birinde yaşamak daha da olasılığı artıracaktır. Sonuç olarak Batı aklının yarattığı rasyonel yani hesaba-kitaba dayanan dünya görüşü ile mümkün olduğunca Batı etkisi altındaki kurumların mevcut olduğu bir toplumda hesap ettiğiniz bir yaşamı sürdürüp tamamlama olasılığınız daha büyüktür. Aklın hüküm sürdüğü böylesi mutlu-mesut yaşamınız hayırlı olsun! Aklın hükmü altında yaşayan insanlar nasıl bir hayat sürerler? Her şeyden evvel sadece akılla yaşamak demek verileri toplayıp o verilerle geleceği öngörerek doğru kararları alıp hayatınızı kontrol altında tutmak demektir. Kısacası kontrol altında bir hayat demektir. Kontrollü bir hayat. Öngörülmiş bir hayat. Cumhuriyet ideolojisinin tercihleri doğrultusunda laik yani dünyasal olanı önceleyen kısacası akılla yaşamayı tercih eden insanlar yetiştirildi. Bizler, geçmişten, yani “irrasyonel olan inançlardan” arınmış kuşaklar yetiştirme fikri ile büyümüş üçüncü ya da dördüncü kuşağız. Elbette dindar bir aileden iseniz bu böyle olmayabilir. Ya da belki bireysel olarak kendi maneviyatınızı aramış ve bulmuş da olabilirsiniz. Benim çevremde mevcut olan ve gözlemlediğim insanların çok büyük bir kısmı radikal seviyede laik insanlar. Atatürk ile simgelenen modernlik ve çağdaşlık düsturlarıyla eğitilmiş ve yaşamlarını yukarıda ifade etmeye çalıştığım akıl hükümdarlığında sürdüren insanlar. Laikliğin yani dindışı yaşamın sonuçları denilebilecek yaşamlar sürmekteler. Büyük ihtimal bu satırları okuyan kişilerin dahi büyük çoğunluğu bu kategoride değerlendirilebilir… Zira çevremdeki insanların büyük kısmı bu filtrelerden geçmiş insanlardan oluşuyor. Ve sitemi ziyaret eden ya da Facebook’tan beni takip eden insanlar da bunun istisnası değil… Elbette bireysel olarak insanların manevi dünyalarında ne vardır, ne yaşarlar bilemem. Ben sonuçta gözlemlerimle yetinmek zorundayım… Dediğim gibi, oldukça genç sayılacak bir yaşta beklenmedik bir şekilde bu yaşamından göçen tanıdığım merhum kişinin vefatı bana böyle şeyleri fark edip üzerine düşünme fırsatı verdi. Benim ilgimi cezp eden şey, Allah sabırlar versin, gerek ailesinin, gerekse bu ani ölüm karşısında tanıdıklarının verdikleri tepki ve bu duruma karşı gösterdikleri psikolojik reaksiyon oldu. O kadar büyük bir şok yaşanıyor ki merhumun ailesi ve yakınlarında, büyük oranda bir reddediş mevzu bahis oldu kendisinin kaybı karşısında. Kısacası, hayata karşı son derece hazırlıklı ve donanımlı olan bu insanlar maalesef ölüm karşısında çok çaresiz ve hazırlıksız yakalandılar. Bu son derece rahat ve konforlu bir arabada hızını alıp, kaptırıp gitmeye benziyor. Yol olduğu sürece ve yol devam ettiği sürece arabanın konforu ve hızı insana keyif veriyor ve işine yarıyor. Ancak yol aniden bitip de uçurum karşısına çıkınca araba insanın korktuğu ve onu bilinmez bir şeye doğru sürükleyen bir düşmana dönüşüyor. Yolda ihtiyaç duyduğun ve sana yarar sağlayan araç uçurumda seni felakete sürüklüyor. Uçurum için başka bir şeye ihtiyacın var artık. Belki bir paraşüt, belki bir delta kanat ya da bir pervaneli uçak… En azından çok sağlam ve zamanında devreye sokabileceğin frenler. Ama ölüm, işte frenlerin işe yaramadığı bir uçurumdur. O uçurumdan süzülmeye başladığından artık tekerleklerden çok kanatlara ihtiyaç duyar insan. Kanatların yoksa artık uçurum seni korkutacak hatta senin sonun olacaktır. Modern hayatlar, çağdaşlık, laik ve seküler, inanç içermeyen, maneviyatı yok sayan yaşam tarzı; saf akıl tekerleklerle giden ayağı yere basan bir araçtır. Sadece asfalt yolda işe yarar. Yani kendi yarattığın yolda, kendi bakımını yapıp nereye gittiğini bildiği yolda işe yarar. Sen zaten o yolun gittiği yeri biliyorsun. Baştan kaç km hızla gideceğin ve nerede mola vereceğin ya da varabileceğin menzilin sınırları zaten mevcut. Sürpriz yok. Yan yola sapmak yok. Otoyol ve güzergah dışında dağlarda ve yan yollardan gidilen ücra yerlerde neelr oluyor bilemezsin. Umursamazsın… Modern dünya insanı sadece planlayabileceği, öngörebileceği ve aklıyla kavrayabileceği bir rotaya sıkıştırıyor. Oysa o yolların haricinde daha neler var neler… Derinlikler var mesela, yükseklikler var, denizler var, gökyüzü var… Boşluk var, uzay var… Başka dünyalar, o dünyaların derinlikleri var, bilinmeyen yerler, hiç gidilmemiş yerler var. Güneş var yakan kavuran. Ay var soğuk… Götaşları var her an kafana düşebilecek serseri gibi dolanan… Uzmanlar dünyaya çarpacak bir ev büyüklüğünde bir göktaşının dahi yaşamın büyük kısmını yok edebileceğini söylüyorlar. Ve maalesef bu geçmişte pek çok kereler oldu bile. Ve yine, birkaç yıl içerisinde olmaması için özel bir sebep de yok! Hayat bilinmezler ve öngörülemeyecek olaylarla dolu. Modern insan kendi yarattığı akıl hapishanesinin mahkumudur. Hakikat içeren hiçbir deneyim ve tecrübeye hazır değildir modern insan. Sadece gördüğünü gerçek sanan ve görmediği şeyleri yok sayan bir çocuk gibidir. Tanımını yapamadığı bir şeyi aşağılayıp yok hükmünde sanan, daha önce gitmemiş olduğu yeri aşağılayan ve gidilmeye değer bulmayan, kendi etrafına çizmiş olduğu daireyi dünya zanneden, dünyasını varoluşun merkezi zanneden kendi aklının mahkumudur modern insan. Modern aklın hiç ehemmiyet vermediği kadim bilgilerin önemini bir ölüm olduğunda kavrayabiliyor ancak insan. Çünkü ölümle başa çıkmak söz konusu değildir. Ölüm mücadele edebileceğin bir şey değildir. Çaresi olmayan bir hastalıktır ölüm. İstisnası olmayan bir kanundur o. Tüm evliyaların da, nebilerin de, ermişlerin, peygamberlerin de, kralların ve hükümdarların da sokaktaki evsiz zavallıyla eşitlendiği yerdir o. Doğum gibidir. Doğduğunda da insan eşittir. Bir bebekle öteki bebek arasında potansiyel ilk anda yüzde yüz eşittir. Eşit başlar insan yaşama ve eşit bitirir herkes yaşamı. Hakikate ilişkin tecrübelerimiz bizim hep kontrolümüzde olmayan şeylere ilişkindir. O nedenle onlara asla hazırlıklı değilizdir. Hazırlığımız olan her şey aklımızın üretimi ve yaratımıdır. Aşk da doğum-ölüm gibi hazırlıksız olarak kendimizi içinde bulduğumuz bir şeydir. Ve aşkta da insan eşittir. Kralın kızı dilenciye aşık olabilir. Sonu felaketle de sonlansa aşk artık vardır. Asla kavuşmasalar da değişmez: aşk bir kez aldı mı o iki kişiyi avucuna dönüş yoktur; doğum gibi, ölüm gibi. O zaman, aklın otoyollarının ötesindeki diğer boyutları keşfetmek için insanın ruhunun kanatlarına ihtiyacı vardır. Hakikatin alemlerini dolaşmak istemezse bir insan elbette dolanabilir kendi yaptığı yolların üzerinde bir ileri-bir geri. Ama her yolun da bir sonu vardır. Ve o yol bitince insan denen varlığın bedenini taşıyan o “lüks araç” yolun kenarındaki toprakta kendini bulmasına rağmen ruhu yükselecek kanatlarını takıp göklere… İşte, laik, seküler ve sadece dünyayı dert edinen akılla, insan maalesef yine yeryüzü boyutunda başa çıkabiliyor. Manevi ihtiyaçları insanın bitmiyor. Sadece gözardı ediliyor modern dünyada. Modern dünya sadece dünyayı var sayıyor. Ve dünyanın sonu gelip de küçük kıyamet gerçekleşince dünya bize yetmiyor. İnsan aklı sadece süreklilik yaratmak ister. Bu nedenle olan olmayan her şeyi varmış gibi ya da olacakmış gibi kendi gerçekliğinde bütünlemeye çalışır. Yani kimse sabah evden çıkarken dönmeme olasılığını aklına getirmez. Sevdiğinden ayrıldığında onu yine göreceğini var sayar her zaman. Evine döneceğini sanır. Ya da yarın sabah uyanacağını ve güneşin sıcaklığıyla tenini ısıtacağını, sevgilisinin saçlarını koklayıp yanağını öpebileceğini sanır. Ama bu böyle değildir her zaman. Yol biter ve kendini uçurumda buluverirsin. O zamana dek kanatlarını hiç açmamıştın. Nasıl kullanacağını hiç bilmiyordun. Nasıl uçacaksın? Modern insan, modern akıl ancak ölümü yok sayarak var olur. Ama ölüm her yerdedir. Ama ölüm hep başkasının başına gelir. Hatta modern hayatları ayakta tutmak için ölümün özellikle başkalarının sorunu olmasını sağlaman gereklidir. Çünkü ölümü bilenler, onu sıklıkla yaşayanlardır. Her gün çocuklarını, sevdiklerini, tanıdıklarını çatışmalarda, terör olaylarında kaybeden insanlar ölümle o kadar içiçedirler ki, neden ben fakirim de bu adamlar zengin diye düşünemez bile. Ya da zengin olmak için sürdürülebilir ve öngörülebilir bir gelecek planlayamazlar. Modern ve çağdaşlığı yarattığını iddia eden ülkeler ve toplumlar başkalarının güvensiz dünyalarından beslenerek kendi dünyalarını kontrol altında tutmaya çalışır. Çünkü rakip olmamaları gerekir başkalarının. Kaynaklarını sömürebilmelisin yaptığın hesapların tutması için! Senin hesapların tutmamaya başladığında bir yerlerde bir kriz çıkmalıdır ki senin paran değer kazansın ve senin çıkaracağın o krizi sen bildiğin için paranı-yatırımlarını ona göre anında krizde fırsata dönüştürürsün ve bilançoların düzene girer… Bunun için kaç kişinin öldüğünün ya da zarar gördüğünün bir önemi olamaz. Paradır, güçtür, kontroldür önemli olan… Modern dünya, dünyayı çok sevdiğinden onu sadece kendisine saklar. Onu kimseyle paylaşmak istemez. Dünyanın kaynakları herkese yetecek olsa bile önemli olan modern aklın kendi planlarının kendi istediği şekilde ve zamanda gerçekleşmesidir. Bunun için bizzat dünyanın kendisinin ödemesi gereken bedeller olsa bile planlar plandır… Ama modern akıl ölüm kendi karşısına çıktığında hiçbir şey yapamaz. Çaresizce ve panik içerisinde ölümün hiçbir plana uymadığını ve tüm planların aslında ölüm yokken bir anlamı olduğunu dehşet içerisinde kavrayıverir. İnsanlığın artık sadece mantıkla, akılla var olamayacağımızı anlaması gerekiyor. Din insanların uyutulması için kullanıldı geçmişte biliyoruz. Ama bu, bilim öncesinde öyleydi. Artık insanların dinleri dengeleyebilecek olan bir şey var elinde: aklın süzgeci. Geçmişte saf inanç vardı ve saf inançla aklın gereksiz olduğu gibi bir sonuca varmıştı insanlar. Bu onları bir tarafa savurdu ve saçmalamaya başladılar. Ve modernlik sonrasında insanlar bu sefer bilimin, saf aklın hegemonyasına girip diğer tarafa savruldular. Tanık olduğum bu ölüm karşısındaki panik ve dehşet içerisindeki insanların psikolojilerinin bende yarattığı izlenim ölümün ve bilinmez olan her şeyin dışlanmasının insanın içsel olarak kişilerin huzur bulmasına engel olduğuydu. Saf inanç ne kadar sağlıksız ise, dengesiz ise saf akıl ve saf bilinircilik de o kadar dengesiz ve sağlıksızdır. Yaşamın bilinmezlerine ve gizemlerine bizi hazırlayacak dengeli bir inanç sistemine ihtiyacımız var. Daha doğrusu inancı her ne olursa olsun insanların akıllarıyla maneviyatlarını çelişkiler içerisindeymiş gibi yaşamakatan ve hissetmekten vazgeçip terazinin iki kefesi gibi düşünmesi gerekiyor. Aklının dengesini yitirdiğinde maneviyatının onu dengeleyebilmesi gerekiyor. Ya da inançları aklını zayıflatmaya başladığında ve kontrolünü kaybetmeye başladığında aklının eleştirel tarafıyla inançlarını denegeleyebilmesi gerekiyor. Bu bahsettiğim denge hali her iki tarafın da kendini geliştirmesiyle mümkün olacaktır. Yani inançları ne kadar kuvvetliyse kişi aklını da o kadar güçlendirmelidir. İnsanlık bu dengesizlikten mustarip oldu hep. Hangisine sahipse ötekisi gereksizmiş zannetti. Oysa her ikisine aynı anda sahip olmak gerekir. İnsan hem ruhtur hem de beden. Daha doğrusu insan ruhu olan bir bedendir. Ya da bedeni olan bir ruhtur. Neden ruhunu önemsediğinde bedenini küçümsesin ki? Ya da neden bedenini sevmek için ruhundan vazgeçsin? Bu bir tür aptallıktır. Bana kim insanın nerede olduğunu söyleyebilir. Bir insan kimdir? Nedir? İnsan aslında dokunulamayan ya da algılanamayan bir şeydir. İnsan manevi bir varlıktır. Bunu en iyi sevdiği birisinin ölü bedenini gören ya da dokunan bir kişi anlayabilir. O sevdiği kişi hep zannettiği gibi o bedende değildir. Az önce o bedende olan bir şey artık yoktur. Daha doğrusu bedeninde yoktur. O bedende artık baban yok, annen yok… Annen de baban da seninle ama. İstersen unutmaya çalış bakalım unutabiliyor musun? Annen de baban da ne zaman göçmüş olurlarsa göçsünler hep yanındadır. Ne zaman istersen onlara erişebilirsin. Çünkü annen de baban da aslında manevi varlıklar. Sadece bir süre o beden denen arabaya binip b yeryüzünün yollarında gezindiler… Nasıl ki yolculuğunbitince arabadan inersin ve evine gidersin. İnsan da dünya yolculuğu sonlanınca evine gider… Araba orda kalır… Ama artık içinde sen yoksun. Gezinti bitti. Yolculuğun tadını çıkartmak hepimize nasip olsun diliyorum… Aile Dizimi Eğitimi hayatı daha taze, yepyeni bir bakış açısıyla dolu dolu yaşamanın kapılarını açacak bir yolun başlangıcıdır. hepinizi bekliyoruz… KAYIT. 532 417 27 00 Blog içinde yayınlandıaile dinamikleri, aile dizimi, beden, din, erdoğan şemsiyeci, hayat, hayat-ölüm, inanç, inanç gerekli mi, laiklik, modern akıl ve kalp, modernlik ve ölüm, ölüm, ölüm ve sistemik knular, psikolog, psikolojik danışman, psikolojik ölüm korksu, ruh, sangeet erdoğan olarak etiketlendi Demet Akalın Yazısı Neden Yanlış Anlaşıldı? ya da İlişkide Denge(sizlik) Ant İçmek Ya Da İçmemek: Karar Kime Aittir? Comments on Sahiden, Ölümle Aranız Nasıl?
allenai/c4/00768/96
2019-08-22T17:01:58
https://ailedinamikleri.com/blog/sahiden-olumle-araniz-nasil/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Dondurma Dolu Bir Hafta! İrtibat / Geri Bildirim Hayatımda bir haftada bu kadar cok dondurma yemedim! Migros’lu kankalarım Begüm ve Aysun ile sıklıkla yemek yiyoruz. Kahkahaların eksik olmadığı sohbetlerimizi bu hafta temam uğruna dondurmacıya taşıdım.Onları arabaya tıkıp Atasehir’den Caddebostan’a götürdüm. ‘Müstesna Istanbul” kitabında keşfettiğim bir yere gitmek için yola çıktık. Ama onu bulmak yerine Caddebostan barlar sokağı’nda arka arkaya bir kaç dondurmacı gördük. En sonunda dekorasyonu çok sempatik olan Vera Fresca’da karar kıldık. Cünkü turkuaz renkli dekorasyonu ile kendimizi sanki bir yaz sahili kasabasında hissettirdi... Son dönemde açılan bu bireysel dondurmacıların hepsinde olduğu gibi tamamen doğal, kendilerinin ürettiği sütten yapılan dondurmalardan hepimiz farklı çeşitleri seçtik... Aysun ve Begüm’un favorisi galiba bitter çikolata oldu benim ise karadut! Sahibi kimdir diye sorduğumuzda ise karşımıza enteresan isimler çıktı.. Meğerse Sarelle ve Tadelle’nin sahipleri aynı zamanda buranın sahipleriymiş... Cikolatanın lezzetinin sebebi anlaşıldı! Buradaki beşinci yermiş... Vallahi umduğumdan çok farklı bir yer buldum ama çok da iyi oldu! Sadece dondurma yok birbirinden güzel tatlılar icin de mutlaka gidin derim! 07-08-2011 12:47:42 | vivi beskinazi - dondurma Bence en güzel dondurma SELİN 10-08-2011 22:41:48 | Kina Gercekten de oyle!!! Selin dondurmayi degil ama korneti seviyor... Babaanne ve Selin maceralarini bekliyoruz E-posta: do not notifynotify Son Güncelleme: Perşembe, 15 Eylül 2011 11:19 Ben ve Şehir © 2011 |
allenai/c4/00768/98
2017-11-24T22:17:12
http://benvesehir.com/index.php?option=com_content&view=article&id=121:dondurma-dolu-bir-hafta&catid=46:istanbulda-bu-hafta
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
KLM, Amsterdam-Santiago seferi başlattı Lider havayolu şirketi KLM Şili’nin kültürel, siyasi ve finansal açıdan büyük önem taşıyan başkenti Santiago seferlerine başladı. Amsterdam-Santiago uçuşları Şili’yi iş ya da tatil amaçlı görmek isteyenler için konforlu bir yolculuk deneyimi sunuyor. Air France da, Santiago ve Paris arasında Boeing 777-300 ve 777-200 uçakları ile günlük sefer düzenliyor. KLM ve Air France, Amsterdam ve Paris’teki bu iki aktarma merkezinin güçlerini birleştirerek, Güney Amerika’da 25’ten fazla şehre uçuyor. Bu da, havacılığın süper güçlü ikilisi Air France ve KLM’nin Güney Amerika’daki yükselen pazarlara yönelik stratejisi ile tam uyum sağlıyor.
allenai/c4/00768/99
2018-04-21T07:57:59
http://www.ulastirma.com.tr/klm-amsterdam-santiago-seferi-baslatti-55067h.htm
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Kemal Kılıçdaroğlu'ndan kumpas! Rahmi Turan'ı kullandı... Giriş Tarihi: 22.11.2019 12:34 Güncelleme Tarihi: 22.11.2019 12:38 Kirli işleri için milletvekillerine ve gazetecilere tetikçilik yaptıran CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu kez parti içindeki muhtemel rakiplerini bertaraf etmek amacıyla Rahmi Turan'ı kullandı. Sözcü Gazetesi yazarı Rahmi Turan oldu. Turan, CHP’li bir ismin, 9 Kasım tarihinde Beştepe’de Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştüğünü öne sürdü. İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'li bir siyasetçiyle görüştüğüne dair iddiaların gerçek dışı ve hayal ürünü olduğunu bildirdi. İşte tüm yaşananları özetleyen ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun kumpasını ortaya seren gerçekler... Daha önce CHP milletvekilleri Eren Erdem, Enis Berberoğlu ve vatan haini Can Dündar'ı devlete kurduğu kumpaslarda tetikçi olarak kullanan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun son maşası, Sözcü Gazetesi yazarı Rahmi Turan oldu. Turan, CHP'li bir ismin, 9 Kasım tarihinde Beştepe'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştüğünü öne sürdü. Rahmi Turan'ın "CHP'li bir isim Külliye'ye giderek Erdoğan'dan genel başkanlık için destek aldı" iddiası, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Fahrettin Altun tarafından net ve sert bir dille yalanlandı. 'Külliye'de görüşme' yalanının, Kılıçdaroğlu'nun 'kullanışlı gazeteciler' üzerinden kurduğu yeni bir kumpas olduğu ortaya çıktı. Bu kez hedefte muhtemel rakipler vardı. Amaç, kurultayda karşısına çıkabilecek isimlere peşinen 'Erdoğan'ın adayı' damgasını vurup koltuğu sağlama almaktı. Kemal Kılıçdaroğlu, dün özel bir TV kanalında yaptığı açıklamada, kirli oyununu sürdürmeye çalıştı. CHP lideri açıklamasında, "Ben şaşırmadım efendim. Doğrudur. CHP'yi nasıl dağıtırız diye çalışan ekipler var. Arkadaşlarıma, partililere söyledim. Biz bunu gayet iyi biliyoruz. Akıl var, mantık var. Başka işin gücün mü yok? Okuduğumda 'doğrudur' dedim. İsim vermek istemiyorum" sözlerini sarf etti. Ancak Kılıçdaroğlu'nun maskesi çabuk düştü. Turan üzerinden bu kez kendi partisine operasyon çeken Kılıçdaroğlu'nun ahlaksız girişimi, CHP destekçisi başka bir gazeteci Sebahattin Önkibar düşürdü. Önkibar, "Hem konuyu hem de Saray'a çağrılan ismi aslında Kılıçdaroğlu biliyor" diyerek 'Erdoğan'la görüşme' yalanını Rahmi Turan'a bizzat Kılıçdaroğlu'nun sızdırdığını yazdı. 'SÖZ VERDİM' BAHANESİ Siyasetin gündemini sarsan iddia üzerine gözler Sözcü yazarı Rahmi Turan'a çevrildi. "Başkan Erdoğan'la görüşen CHP'li kim" sorularından ısrarla kaçan Turan, "Haber kaynağım kopan gürültü üzerine dün 'Ortalığın bu kadar hararetleneceğini düşünmemiştim. Şimdi belki de işimden gücümden olacağım' diye endişeye kapıldı. Ben de ona, söylediği ismi unutacağıma dair söz verdim" diyerek isim vermekten kaçındı. Kılıçdaroğlu'nun oyununa gelip birçok ismi zan altında bırakan Turan'a tepki yağdı. ERDEM'İ KURYE OLARAK KULLANDI CHP lideri, FETÖ'yle kurduğu karanlık ilişkilerini yürütmek için, daha sonra milletvekili yaptığı 'gazeteci' Eren Erdem'e 'özel görevler' verdi. Darbeci örgütün yayın organına destek ziyaretine giden Erdem "Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla geldim" demiş, MİT TIR'ları kumpasına ilişkin dosyayı da Genel Merkez'den aldığını itiraf etmişti. FETÖ ve PKK destekçisi 'tescilli hain' Can Dündar, MİT TIR'ları kumpasıyla ilgili ihanet belgelerini o dönemde genel yayın yönetmenliğini yaptığı Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlamıştı. Dündar'a belgeleri, Kılıçdaroğlu'nun Erdem gibi milletvekili yaptığı Enis Berberoğlu'nun verdiği, yargılama aşamasında ortaya çıkmıştı. DÜĞMEYE ZAMAN'DA BASTI FETÖ ve CHP işbirliğiyle hayata geçirilen MİT kumpasının düğmesine örgütün yayın organı Zaman Gazetesi'nde basıldı. Kılıçdaroğlu, yanına Enis Berberoğlu'nu da alarak, Zaman Gazetesi'ni ziyaret etti. O buluşmada, FETÖ tarafından verilen ihanet dosyaları, sözde gazeteci Enis Berberoğlu aracılığıyla dolaşıma sokuldu. Türker Ertürk'e parti rozeti, Kılıçdaroğlu tarafından törenle takıldı. CHP BU KEZ KANDİL'E TESLİM OLDU Kılıçdaroğlu, partinin FETÖ'yle ilişkisini ifşa eden Yılmaz Ateş'i ihraç ettirirken, PKK destekçilerine üyelik dağıtıyor. CHP'de, partinin terör örgütleriyle olan ilişkilerini eleştiren isimler bir bir ihraç edilirken, yerlerine bu örgütlere destek veren isimler alınıyor. FETÖ'nün CHP'yi ele geçirdiğini söylediği için eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş'i partiden ihraç ettiren Kılıçdaroğlu, ekranlarda eli kanlı terör örgütü PYD/YPG'yi öven emekli Tümgeneral Türker Ertürk'e törenle parti rozeti taktı. Pensilvanya'da kurulan kirli ilişkileri "Partim FETÖ'ye teslim oldu" diyerek deşifre eden Yılmaz Ateş, Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla sevk edildiği Disiplin Kurulu tarafından ihraç edilmişti. Yerel seçimlerde, PKK'nın siyasi kolu HDP'yle ittifak yapan Kılıçdaroğlu, bu kez terör örgütü PYD/YPG'yi "sınırımızda PYD olsun" diyerek öven emekli Tuğamiral Türker Ertürk'ü CHP'ye üye yaparak adeta ödüllendirdi. Türker Ertürk, daha önce üye olduğu CHP'den 2014 yılında istifa etmişti. BEŞTEPE ZİYARETİ HAYAL ÜRÜNÜ İletişim Başkanı Altun, CHP'li bir siyasetçinin genel başkanlık için Erdoğan'la Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde görüştüğü iddialarını yalanladı. Sözcü Gazetesi köşe yazarı Rahmi Turan'ın mesnetsiz şekilde ortaya attığı iddiayı yalanlayan Fahrettin Altun, "Başkan Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 'CHP'li bir siyasetçiyle görüştüğü ve aralarında bu kişinin CHP genel başkanı olması yönünde bir diyalog geçtiği' iddiası tamamen gerçek dışıdır, hayal ürünüdür" dedi. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde veya başka bir yerde böyle bir görüşmesi olmadığını, köşe yazısında geçen böyle bir diyaloğun gerçekleşmediğini vurgulayan Altun, "Yaklaşık 43 yıllık siyasi hayatında Başkan Erdoğan'ın herhangi bir siyasi partinin dizayn edilmesine yönelik adım atması ya da iç işlerine müdahale etmesi hiçbir zaman söz konusu olmamıştır" ifadelerini kullandı. HEDEF ALINAN İSİMLER KONUŞTU Rahmi Turan'ın yazısının ardından gerek sosyal medyada gerekse kulislerde birçok tahminde bulunuldu. Hedef tahtasına konulan isimlerden CHP'nin 2018 yılı Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu açıklamalarda bulundu. Metin Feyzioğlu: CHP Genel Başkanlığı benim meselem değil. İlhan Kesici: Hayatımın hiç bir döneminde CHP Genel Başkanı olmak gibi bir niyet veya talebim olmamıştır. MUHARREM İNCE: O KİŞİ BULUNMALI Rahmi Turan'ın yazısında isim vermeden belirttiği kişi ortaya çıkmalıdır. Rahmi Turan açıklamalıdır. Herkesi zan altında bırakmaya hakkı yoktur. CHP bu ismi bulmazsa parti içi muhalefeti susturmuş olursunuz. CHP yönetimi bu ismi bulmaya mecburdur. O isim belli. Kilicdaroglunun totosu..Haber direk totodan cikti. cevapla 26.11.2019 01:28
allenai/c4/00768/100
2019-12-05T19:54:28
https://www.ahaber.com.tr/gundem/2019/11/22/kemal-kilicdaroglundan-chp-icerisinde-operasyon-simdi-de-masa-olarak-rahmi-turani-kullandi
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Manşet-sLider-Üst > ASFA Eğitim Kurumları (Asfa Koleji) Anasayfa » Manşet-sLider-Üst 12» YGS 2017 Derecelerimiz Asfa, TEOG-2’de de başarı geleneğini bozmadı ! Uluslararası Kanguru Matematik Yarışmasında Türkiye 4.sü ve 10.su Asfa’dan Matematikte First Place With Special Merit and Plaque Ünvanı 2017 Yılında da ASFA’nın Yaprak Yaprak Kainat Projesi Türk Dili ve Edebiyatı Alanında TÜBİTAK Türkiye 2.si TÜBİTAK tarafından düzenlenen 48. Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması'nda, Marmara Bölge1.si olarak okulumuzu ve bölgemizi Ankara'daki finallerde temsil etme hakkı kazanan Türk Dili ve Edebiyatı alanındaki Yaprak Yaprak Kainat adlı okuma projemiz Türkiye 2.si seçilmiştir. Yarışmaya başından sonuna kadar özveri ile hazırlanan öğrencilerimiz Berru Bilici ve Sudenur Kılıç'ı, danışman öğretmenimiz Abdülkerim Demir'i tebrik eder, başarılarının devamını dileriz Oxford Big Read Yarışmasında Öğrencimiz Ayşenur Taşkan Türkiye 1.si Kodlama ile Eğitimde Digital inovasyon – KEDI Avrupa Matematik Olimpiyatlarından Ödülle Dönüyoruz Uluslararası Kanguru Matematik Sınavında 9 Finalist Asfa’dan Her yıl dünyada ortalama 6 milyon öğrencinin katıldığı Kanguru matematik yarışmasının Türkiye ayağında ASFA, 9 öğrencisiyle Türkiye finallerine yükseldi. İlkokul düzeyinde 2, ortaokul düzeyinde 4, lise seviyesinde 3 öğrencimiz Türkiye’de yüzde 5’lik dilime girip Mayıs ayındaki finallere katılmaya hak kazandı. Öğrenci ve öğretmenlerimizi tebrik ederiz. Asfalı Öğrenciler Yine İcat Çıkardı Üsküdar Üniversitesinin düzenlediği 4.Bilim ve Fikir Festivali'nde Sosyal Bilimler Alanında Asfalı öğrenciler 1 ikincilik, 3 mansiyon ödülü kazandılar.
allenai/c4/00768/102
2017-06-24T12:20:22
http://www.asfa.com/category/manset-slider-ust
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Denizli’nin Çameli ilçesinde yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 12 Cumhurbaşkanı, 27 Başbakan gören 104 yaşındaki Mehmet Sabri Sağ, hayatını kaybetti. Denizli’nin Çameli ilçesinin en yaşlısı Mehmet Sabri Sağ, 104 yaşında hayatını kaybetti. Yaşamı boyunca 1960 ve 1980 darbelerini, 12 Cumhurbaşkanı ile 27 Başbakanı gören 104 yaşındaki Mehmet Sabri Sağ’ın iki çocuğu ve 7 torunu var. Hayatı boyunca çiftçilikle uğraşan Sağ’ın pek doktora gitmediği ve sağlığı için daha çok süt ve süt ürünleri tükettiği belirtildi. Mahalleli tarafından sevilen ve saygı duyulan bir kişiliğe sahip ve 2 senedir yatalak olan Sağ, son dönemde çocuklarının yardımıyla ihtiyaçlarını gideriyordu. Ayrıca Sağ’ın her gün yürüyüş yaptığı ve askerlik haricinde köy dışına çıkmadığı ifade edildi.
allenai/c4/00768/103
2017-10-17T13:17:29
http://www.malatyagercek.com/genel/12-cumhurbaskani-goren-adam-104-yasinda-hayatini-kaybetti-h1224726.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Vakıflar Erzurum Bölge Müdürü Kenan Üngan, Yakutiye ilçesindeki Kabe Şeyh Mescidi'nin yıkılıp aslına uygun olarak yapılmasıyla ilgili olarak, "Topraktan yapılmış mecsit duvarlarında açılma vardı. Yıkıldı, aslına uygun olarak yeniden... Vakıflar Erzurum Bölge Müdürü Kenan Üngan, Yakutiye ilçesindeki Kabe Şeyh Mescidi'nin yıkılıp aslına uygun olarak yapılmasıyla ilgili olarak, "Topraktan yapılmış mecsit duvarlarında açılma vardı. Yıkıldı, aslına uygun olarak yeniden yapılacak." dedi. Gürcükapı semtindeki Kabe Şeyhi Mescidi, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından, aslına uygun olarak yeniden yapılması amacıyla yüklenici firmaca yıktırıldı. Yıkılan mescidin, tarihi özelliğinin bulunmadığını belirten Vakıflar Bölge Müdürü Kenan Ungan, "Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından 'kültür varlığı özelliği' taşımadığına dair karar doğrultusunda söz konusu mescidin restorasyon amaçlı olarak yıkımı gerçekleştirildi." diye konuştu. Vakıflar Bölge Müdürlüğü olarak yıkılmaya yüz tutmuş eserlerin restorasyonu ve gelecek nesillere aktarılmasına önem verdiklerini ifade etti. Erzurum İl Müftülüğü'nün talebi doğrultusunda söz konusu yıkım ve restorasyon çalışmasının başlatıldığına değinen Üngan, "Müftülüğün mescitteki hasarı tarafımıza bildirmesi üzerine restorasyon programına aldık. Ardından, Anıtlar Kurulu'ndan Kabe Şeyhi Mescidi'yle ilgili koruma kurulu kararını aldık. Kabe Şeyh mescidi moloz taş ve toprak harçla yapıldığını için duvarlarında açılmalar vardı. Dolayısıyla bu mescidimiz ciddi bir yıkım tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Projesi hazırlanan mescidin 9 Haziran'da ihalesi, 30 Haziranda da yüklenici firmaya yer teslimi yapıldı. Mescit, hazırlanan projeye göre duvarları yine moloz taştan yapılacak. Ahşap hatıllarla duvarlar desteklenecek. Orijinal sadık kalınarak diğer müştemilatları da yeniden yapılacak. Mescit restorasyon çalışmaları gelecek yıl içerisinde tamamlanarak yeniden hizmete açılacak." diye konuştu. Ungan ayrıca Ayazpaşa Cami restorasyon çalışmalarının da planlandığı şekilde devam ettiğini ve gelecek yıl da bu caminin ibadete yeniden açılacağını sözlerine ekledi. CİHAN
allenai/c4/00768/104
2017-01-18T20:15:33
http://www.sonhaberler.com/gundem/ungan-kabe-seyh-mescidi-restore-edilmese-yikilacakti-h85480.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
KİREÇ KÖYÜ'NDE SU SEVİNCİ - Eskişehir Sakarya Gazetesi Ana Sayfa Gündem KİREÇ KÖYÜ'NDE SU SEVİNCİ İki hat çekildi ESKİ çalışmalarını yakından izleyen mahalle sakinleri, ilk 300 metrelik borunun ucundan akan suyu görünce sevinç yaşadılar. Mahallenin yüzde 80’ninin hayvancılıkla geçindiğini belirten İlyas Öztürk, “Yaklaşık 25-30 yıldır köyümüz su sıkıntısı çekiyordu” dedi. Nasip olursa aza 16 Kasım 2018 08:58 Allahta biliyor kulda biliyor su hacı mehmet aktan amcanın fikriydi sık sık zikretdikçe millet deli demeye başlamıştı ama hiç umursamadı su gelsinde varsın millet deli desin dedi başta Hacı mehmet aktan amca ve sayın büyükerşen ve eski çalışanlarına sonra emeği geçen herkese teşekkür ederiz Allah razı olsun. KİREÇ 30yıldır muhtarını buldu artık hizmet görcek köyümüz şükürler olsun Nasib olursa Adam 16 Kasım 2018 12:39 Fikircilerle icraatçıların mücadelesi haline getirdiniz yazıklar olsun..siz ve sizin gibi zihniyeti bozuklara Farkındasınız aama işte ...Bu hareketler hanenize yazmıyor götüryor.. Yeni muhtarım yolun açık olsun 16 Kasım 2018 14:30 Koyu iyi bilen varmi o çalışma olan yerde zaten köyün eski şu hattı var di toprak borularla köye çekilmiş kimsenin fikri zikri değil adamlar 80 sene önce yapmış buda yeni versiyonu 16 Kasım 2018 10:27 Hayırlı olsun. Vesile olan ve emeği geçenlere selam olsun. 15 Kasım 2018 22:12 Çok eski bir köy burası. Yıl 2018 su geldi diye seviniyoruz... Yazık. Bu işin asıl sahibi eskiden il özel idaresiydi ve Yol Su Elektrik idaresiydi. Valilik bünyesinde bu iş demek ki 90 senedir yapılmamış. Büyükşehir Belediye kanunundan sonra sorumluluk belediyelere verilince ne beklersiniz ki? 15 Kasım 2018 15:59 4,5 yıldır neredeydiniz
allenai/c4/00768/106
2018-12-13T09:25:15
http://www.sakaryagazetesi.com.tr/kirec-koyunde-su-sevinci-n171271/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
OPEC ülkelerinde cari açık tehlikesi | Adana Press - Adana'nın Özel Haber Portalı, Adana Haberleri Petrol fiyatlarındaki düşüş, ekonomik gelirlerinin büyük bölümü petrole dayanan Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi ülkelerin makro ekonomik göstergelerini olumsuz etkiliyor. Yakın döneme kadar yüksek cari fazlalar veren OPEC ülkelerinin bir kısmı ‘cari açık’ tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Geçen yılın temmuz ayından bu yana petrolün varil fiyatının yüzde 50′nin üzerinde değer kaybetmesi, OPEC üyesi ülkelerin gelirlerinde ciddi gerilemelere sebep oluyor. ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) raporuna göre, OPEC’in petrol ihracatından 2014′te 700 milyar dolar gelir elde ettiği tahmin edilirken, bu gelirin 2015′te 446 milyar dolara gerileyebileceği öngörülüyor. OPEC üyesi ülkelerden Cezayir 2013′te cari fazla verirken, ülke geçen yıl yüzde 3′e yakın cari açık verdi. Ülkedeki cari açığın bu yıl yüzde 2,9, 2016′da ise yüzde 3,6 olması bekleniyor. Dünyanın en önemli petrol ihracatçılarından biri olan Suudi Arabistan 2013′te yüzde 17,7 cari fazla verirken, bu oranın 2015′te yüzde 12,4′e, 2016′da ise yüzde 10,8′e gerilemesi bekleniyor. Kişi başına düşen milli gelirin en yüksek olduğu ülkelerden Katar’da da durum farklı değil. Katar’ın 2013′te yüzde 31 seviyesinde olan cari fazlasının bu yıl yüzde 23′e, gelecek yıl da yüzde 18′e inmesi öngörülüyor. Zengin petrol ve doğalgaz yataklarına sahip İran da cari dengesinde problem yaşayan ülkelerden biri. Ülkenin 2013′te yüzde 7,4 olan cari fazlasının gelecek yıl yüzde 0,6 olacağı tahmin ediliyor. İç karışıklıkların yaşandığı Libya ise cari dengesi en hızlı değişen OPEC ülkesi olarak dikkati çekiyor. Libya’nın 2013′te yüzde 13,5 olan cari fazlası, 2014′te yüzde 27′lik cari açığa dönüştü. Ülkedeki cari açığın bu yıl da yüzde 21 olması bekleniyor. Ülkeler yatırımları askıya alıyor Katar ile dünyanın en büyük enerji şirketlerinden olan Shell, kısa bir süre önce 6,5 milyar dolarlık petrokimya tesisi inşa planını ‘Dünya enerji piyasasındaki iklim’ nedeniyle iptal ettiklerini açıklamıştı. Azerbaycan da kemer sıkıyor Önemli petrol üreticilerinden olan Azerbaycan’ın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de petrol fiyatlarındaki gerilemenin ülkesinin gelirlerini etkileyeceğini belirterek, israfın önüne geçilmesi gerektiğini söylemişti. Aliyev, bölgedeki gerginliğin daha da artacağını, ekonomik ve finansal krizlere bağlı yeni sınavlarla yüzleşebilecekleri uyarısında bulunmuştu. - Petrol üretici ülkeler ve yıllar itibariyle cari dengelerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranları: Ülkeler 2013 2014 2015 2016 Cezayir 0,356 -2,991 -2,932 -3,631 İran 7,467 4,223 1,657 0,620 Libya 13,577 -27,114 -20,857 -7,503 Katar 30,915 27,052 23,178 18,121 Suudi Arabistan 17,722 15,082 12,429 10,857 Etiketler düşüş, EKONOMİ, Fiyat, Petrol Adana Haber
allenai/c4/00768/108
2018-03-18T04:07:06
http://www.adanapress.com/opec-ulkelerinde-cari-acik-tehlikesi/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Yayınlanan: Ocak 20, 2016 Konu: The BlackBerry Hafıza Temizleyicisi Giriş: Abonelerin yeni Blackbery cihazların silinmiş şifreli PGP e-posta adreslerine yönelik eleştirilerine cevap olarak pek çok PGP Blackberry satıcısı abonelerine bu problemin Blackberry akıllı telefon hafıza temizleyicisi ile çözüldüğünü söylediğini görüyoruz. Peki bu gerçekten çalışıyor mu? Yanıtımız: Kısacası, hayır. Öncelikle, Blackberry cihazlarda mevcut farklı hafıza tiplerini inceleyelim. Uygulama hafızası çalışmakta olan uygulamaları, Java Virtual Machine (JVM) ve mevcut anda erişilen dosyaları Random Access Memory (RAM) altında içerir. Aynı zamanda flash hafıza ya da anakart hafızası olarak da adlandırılır. Gömülü medya hafızası cihazda halihazırda yer alan multimedya kartıdır (eMMC). Bu çıkarılamaz. Aynı zamanda iç medya hafızası ve anakart cihaz hafızası olarak da adlandırılır. Burada PGP şifreli e-posta mesajları, resimler, vidyolar ve benzeri dosyalar saklanır. Harici medya depolama kartı tercihen kullanılan çıkarılabilir microSD karttır. Bunu açıklama ihtiyacı duymuyoruz çünkü bizim bahsettiğimiz hiçbir Blackberry cihazında bunun kullanılmaması gerekiyor. Blackberry bilgi tabanı yazılarından birine göre, hafıza temizleyici yalnızca güvenli çöp temizleme işlemi ve önbellek temizleme işlemlerini yapar. Yani geçici anahtar deposu, önbellek verisinde yer alan adresler, şifresiz e-posta mesajları gibi flash hafıza ya da RAM’de yer alan bilgilerin üzerine güvenle yazılabilir. Araştırmalarımıza göre, gömülü medya depolarında (eMMC) yer alan bilgilerin güvenle silinmesi hakkında hiçbir şey belirtilmiyor. Aslında, eMMC özelliklerine göre 4.4 sürümüne kadar (yenisi ise 4.5) verilerin güvenli silinmesine dair hiçbir ibare geçmiyor. Blackberry hafıza temizleyici güvenli dosya temizliği sunmuyor ya da eMMC deposunun güvenle silineceğini söylemiyor. Bu da gösteriyor ki şifreli PGP mesajlarının kurtarılmasını engellemeye yönelik hiçbir etkisi olmuyor.
allenai/c4/00768/111
2018-06-25T07:34:41
http://tr.encrochat.network/blog3
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
İZMİR’İME SELAM OLSUN | Antikkafa.com Genel16 Aralık 201417 Aralık 2014 İZMİR’İME SELAM OLSUN Herkesin mutlaka aşık olduğu bir insan, bir şehir olmalı hayatında. Ya da kendini ait hissettiği… İşte ben de bu yazımda aşık olduğum o muhteşem şehri yazmak istiyorum yani İzmir’i! Türkiye’de herhangi bir şehrin insanında görülmeyen bir sevda vardır Izmirle bir İzmirli arasında. Öyle bir şehirdir ki burası, sanki tüm özgürlükler onda hayat bulmuştur. Sanki tüm Türkiye’de olması gereken hoşgörü düzeyi bu şehire tümüyle hakimdir. Bir de Izmir milliyetçisidir İzmirli. Asla bir laf söyletmez şehrine, insanına. Boyozundan kumrusuna, kadınından rakısına, klorağından otuz beş buçuğuna, çiğdeminden midyesine, domatından atan asfalyasına, kordonundan lokmasına, insanından hoşgörüsüne dünyada tek emsaldir İzmir. Rakısına, ‘efe’sine, ‘Ata’sına oldukça düşkündür. Kadınları, masaya yumruğunu vurdu mu susuverirsiniz. Çetin ceviz olmalarıyla oldukça ünlüdürler. Rakılarını yudumlarken kahkahalar eşlik eder her kadeh tokuşturmaya. Balkon kültürü oldukça yaygındır. Neden dışarıda mis gibi bir hava varken evde oturulsun ki değil mi ama? Eminim ki Kordon’da hafiften sevişmelere kaçan yakınlıklar gençliğin hatırlanan en güzel anlarından olacaktır. Öyle bir hoşgörü karşılar ki sizi İzmir’de… Sanki bütün herkes ‘ben daha kibarım’ yarışında gibidir. Duygulanırsınız, hatta bazen gözleriniz bile dolar. Özgürlüğün tadını öyle bir alırsınız ki orada. Her nefes alışverişinizde sanki içinize özgürlük doldurursunuz. Yeter ki damarlarına basıp asfalyalarını attırmayın. Onun dışında arızasız yaşarlar hayatı. Şükretmeyi de, haklarını aramayı da, hoşgörünün en âlâsını da, dibine kadar eğlenmeyi de en iyi onlar bilir. Çünkü bilirler ki; hayat birgün bitecek. En güzeli bırak kendini tatlı tatlı esen meltemin şefkatli kollarına. Tadını çıkara çıkara, her anını sindire sindire yaşa. Sanırım Cemal Süreya’nın şu sözleri durumu en iyi şekilde özetliyor: “Ama İzmir… İzmir’de hayat beklenmez, kovalanmaz da. O zaten sizinle beraberdir. Ufkun ötesini muştulayan bir deniz vardır. Mutlulukla dolu, sakin bir sevişmenin tadındadır körfez. Körfez vapurlarının sakin gidişinde hırslarınız yok olur, kovalamayı bırakırsınız, hatta martılara gevrek atacak kadar iyilikle dolarsınız. Ne varsa bu şehirde, bayatlamış vapur çayı bile nektar olur. Hafta sonları denize doğru bir göç başlar. “Ey hayat, biz Çeşme’ye gidiyoruz sen de arkadan gel” der İzmirliler muzipçe. Ve ne gariptir ki hayat, uslu bir çocuk gibi onların peşinden gider. Ne garip, uçak biletinin üzerinde adımın hemen yanında yazan IZM harflerine sevgiyle bakıyorum. Sabırsızım, sevgilisine kavuşacak aşıklar kadar.” Müzik: Barış Manço’dan ‘Kol Düğmeleri’. Film: Aşkın, beyaz perdeye en güzel yansımalarından olan ‘Leon’. Kitap: Thomas More’dan ‘Ütopya’. Suriye’nin Stratejik Önemi ve Demografik Yapısı - 7 Aralık 2016 İnsani İllüstrasyonlarla Pokemonlar - 6 Eylül 2016 Bir Köpeğin Mutluluğu - 5 Eylül 2016 Tags from the storyaşk, hayat, izmir 7 Facebook Twitter Pinterest Google + You may also like 21 Ağustos 2013 Frank Darabont Ve Sinema Previous articleMotivasyonu arttıran etkenler Next articleHer kişi anonim 7 Comments Cemal Aracı dedi ki: 16 Aralık 2014, 22:03 Hey gidi izmir özledim seni gerçekten güzel bir yazı biz izmirlileri çok güzel anlatmışsın. Cevapla Sueda dedi ki: 16 Aralık 2014, 23:09 Bazen aşık olduğunuz adam sizi en sevdiğiniz şehirden nefret ettirir. Cevapla Tetsu dedi ki: 19 Aralık 2014, 14:41 İzmire hiç gidemedim ama izmirli arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla çok güzel bir yermiş sizinde aşık olduğunuz gibi. Cevapla yakup dedi ki: 26 Aralık 2014, 22:38 İzmire hiç gidemedim ama ak parti büyük şehiri alamadığına göre pek güzel bi yer değildir. Cevapla ferhatcevik dedi ki: 25 Kasım 2015, 02:23 Muazzam gerçektende bayıldım bunlara Cevapla Utku Çelik dedi ki: 25 Kasım 2015, 12:20 Gözlerimin pası silindi resmen teşekkürler. Cevapla Cronix dedi ki: 25 Kasım 2015, 12:21 Arada bir gif paylaşımlarıda yaparsanız harika olacak teşekkürler. Hobbit: Beş Ordunun Savaşı Medyaad
allenai/c4/00768/112
2017-07-28T13:03:00
http://antikkafa.com/izmirime-selam-olsun/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek yazdı: Cumhurbaşkanlığı sistemi tuzağı Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bugün Aydınlık gazetesindeki köşesinde “Cumhurbaşkanlığı Sistemi tuzağı” başlığı ile bir yazı kaleme aldı. Perinçek’in önemli uyarılar içeren yazısı şu şekilde: Eğer Cumhurbaşkanlığı Sistemi Meclis’ten geçerse, arkasından gelen 60 gün Türkiye Referandum Savaşlarına girecek. Millet, iki ay boyunca Cumhurbaşkanlığı Sistemi yandaşları ve karşıtları olarak birbiriyle mücadele edecek. Bölücü ve Yobaz Terörü canlı bombalarıyla, mayınlarıyla, makinalı tüfekleriyle Türkiye’nin üzerine sürülürken, Terör saldırılarının hedefi olan Türkiye güçleri birbirleriyle kapışacak. Mehmetçik ve Polis cephede savaşırken, millet cephe gerisinde birbirinin yakasına yapışacak. Millet, İstiklal Savaşı cephesini terk edecek ve iki bölüğe ayrılıp Referandum savaşında cephe tutacak. Bu bölünme ortamı, Ordunun ve Polisin moralini de olumsuz etkileyecektir. Öte yandan Türkiye’ye düşmanlığını gizlemeyen Atlantik Devleti de Cumhurbaşkanlığı Sistemi girişimini ellerini ovuşturarak izliyor. Saddam Hüseyin ve Kaddafi’ye yönelik tertiplerde kullandığı “demokrasi” gerekçeli planlar için fırsat kolluyor. Bu koşullarda ABD’nin Türkiye’ye Kıbrıs’tan yönelttiği tehditler de durumun nezâketini artırmaktadır. İç cephenin sağlam tutulması, yalnız teröre karşı mücadele açısından değil, Kıbrıs’ın Türkiye’ye yönelik bir tehdit üssü haline getirilmesini önlemek açısından da yaşamsal önemdedir. Cumhurbaşkanlığı Sistemi girişiminden vazgeçmek, AKP için bir yenilgi değildir; ilerdeki ağır yenilgiden kurtulmak için akıllı bir davranıştır. O zaman Cumhurbaşkanı itibar kaybetmeyecek, fakat bütün ülkede alkışlanacaktır. ABD merkezli diktatörlük suçlamaları boşluğa düşecektir. Millî Seferberlik için çok elverişli bir iklim yaratılacak, İstiklâl Savaşının başarısı yolunda çok güçlü bir atılım gerçekleştirilecektir. Önceki Haber 11 Ocak Çarşamba Bitlis, Muş ve Van'da okullar tatil mi Sonraki Haber 11 Ocak Çarşamba Burdur'da okullar tatil mi
allenai/c4/00768/113
2017-02-21T19:41:01
http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/vatan-partisi-genel-baskani-dogu-perincek-yazdi-cumhurbaskanligi-sistemi-tuzagi-h138220.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Çin’de köpek etine olan talep azaldığı için restoranlar kapanıyor – Hayvan Özgürlüğü Çevirileri Written by CemCB Esra Aydın Hayvan haklarının yok sayılmasının simgesi haline gelmiş bu festivale yerel yönetimin getirdiği tek kısıtlama köpeklerin kesim işlemlerinin halka açık, görülebilir bir yerde yapılmasına izin verilmemesi. Ne kadar kıyım işlemi ifşa edilmese de festival fotoğraflarına baktığımızda insanların içindeki vahşete ve acımasızlığaüzülerek, sinirlenerek tanık oluyoruz. Kaynak: Mirror 21 Mayıs 2015 · Uncategorized içinde yayınlandı · “Çin’de köpek etine olan talep azaldığı için restoranlar kapanıyor” üzerine bir yorum Muge Tuncer Ozcan dedi ki: 21 Mayıs 2015, 15:51 Köpek etine talep azaldı da acaba inek etine olan talep mi arttı? « Neden hayvanlar iyi birer öğretmendir ?Giresun Doğa Koruma Milli Parklar Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler Alucra’da ayı öldürdü »
allenai/c4/00768/115
2017-05-24T06:06:50
https://hayvanozgurlugucevirileri.com/2015/05/21/cinde-kopek-etine-olan-talep-azaldigi-icin-restoranlar-kapaniyor/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Meme Küçültme Ameliyatı | Op. Dr. İlkay Huthut Büyük ve sarkık memelere sahip olan kadınlarda aşırı ağırlık nedeniyle sırt ve boyun ağrılarından deri rahatsızlıkları ve kemik bozukluklarına, bazen nefes sorunlarına kadar bir çok problem ortaya çıkabilir. Sütyen askıları omuzlarda kısmi çökmelere neden olabilir ve özellikle ergenlikte kendinden utanma gibi sorunlar yaşanabilir. Göğüs küçültme operasyonunda yağ ve bez dokuları çıkarılır ve fazla deri alınır. Göğüsler küçültülmüş, sıkılaştırılmış ve hafifletilmiş olur. Aynı zamanda meme ucu çevresinin de küçültülmesi mümkündür. Amaç kadınların daha küçük, düzgün şekilli ve vücutlarıyla oranlı memelere sahip olmalarını sağlamaktır. Göğüs küçültme ameliyatı yalnızca estetik gelişme amaçlı değil, fiziksel rahatlık içinde yapılır. Ameliyatı düşünen çoğu kadın kendilerine fiziksel rahatsızlık veren ve aktivitelerini sınırlayan aşırı büyük memelerden şikayetçidirler. Tüm cerrahi müdahaleler bazı belirsizlikler ve riskler taşır. Meme küçültme basit bir ameliyat değildir. Tüm cerrahi müdahalelerde olduğu gibi komplikasyonlar mümkündür. Bu komplikasyonlar kanama, enfeksiyon ya da anestetik malzemeye karşı alerji olarak sayılabilir. Bazı hastalarda ameliyat sonrasında meme uçlarında yaralar oluşabilir. Bu yaraların pansumanlarla tedavisi mümkündür. Ameliyat öncesi ve sonrası için doktorunuzun tavsiyelerine dikkatle uyarak riskleri azaltabilirsiniz. İlk muayenenizde beklentilerinizi söylemeniz önemlidir. Her doktor size uygun şekil ve boy hakkında farklı görüşlere sahip olabilir. Göğüslerinizin boyutu ölçülecek ve ameliyat öncesi ve sonrası karsılaştırmalar için fotoğraf çekilecek. Görüşmelerde müdahaleyi etkileyecek yaş, meme boy ve şekli ve deri kalitesi gibi değişkenlerin operasyona etkileri belirtilir. Ameliyat öncesi yaşınıza göre mamografi veya ultrasonografi çektirmeniz istenir. Aynı zamanda ameliyat öncesi dikkat etmeniz gereken konularda size açıklamalar yapılacaktır. Meme küçültme ameliyatı genellikle kan nakli gerektirmez, ne var ki eğer ciddi boyutlarda doku çıkarımı söz konusuysa kan nakli gerekebilir. Meme küçültme ameliyatı genel anestezi altında yapılır. Ameliyat için kullanılan teknikler meme ucu çevresinden aşağı uzanan tek bir çizgi ve daha büyük memelerde çapa şeklinde, aşağı uzanan ve meme altındaki kıvrım üzerinde devam eden bir kesiyle uygulanan tekniktir. Cerrah fazla yağ ve dokuyu çıkarır, fazla deriyi alır ve meme ucunun yerini belirler. Daha sonra deri ortada birleştirilir ve göğüse yeni şekli verilir. Gerektiğinde koltuk altından liposuction uygulanarak yağ fazlası alınabilir. Çoğu vakada meme uçları kan damarlarına ve sinirlere bağlı kalacaktır. Ne var ki göğüsler aşırı sarkık ve büyükse meme uçları daha yüksek bir konumda geri dikilebilir. Bu durumda meme ucunda belli bir hissiyat kaybı yaşanabilir. Ameliyat sonrası elastik bir bandaj ile sargılanabilir ya da tül sargılar üzerine cerrahi bir sütyen giydirilebilirsiniz. İlk bir iki gün memelerinize kan sızıntısını almak için dren yerleştirilir. İlk bir kaç gün özellikle yüzükoyun yattığınızda ya da öksürdüğünüzde ağrılarınız olabilir. Doktorunuzun size reçete edeceği ağrı kesicilerle bu ağrılar azaltılabilir. Bandajlar ameliyattan bir hafta sonra çıkarılır, cerrahi sütyeni şişlikler ve morluklar azalana kadar, bir kaç hafta boyunca sürekli giymeniz gerekir. Ameliyatta tamamen eriyen dikişler kullanıldığından dikiş alınmamaktadır. Bir ya da iki gün içerisinde ayağa kalkabilecek olsanız da ağrılarınız bir, iki hafta kadar devam edebilir. Üç dört hafta boyunca ağır şeyler kaldırmanız ya da itmeniz sakıncalıdır. Bir çok kadın aşırı fiziksel aktiviteler gerektirmedikçe işlerine iki haftada dönebilirler. Ne var ki eski fiziksel gücünüze geri dönmeniz daha uzun zaman alacaktır. Bu süre zarfında sporcu sütyeni giymeniz gerekecektir. Ameliyat yaralarından bir miktar sıvı boşalması ve kabuk bağlaması normaldir. Kanama, aşırı ağrı gibi beklenmedik belirtiler görüldüğünde mutlaka doktorunuza ulaşınız. İlk birkaç hafta içinde yaralar ve şişlikler kaybolacaktır. Memelerinizin son şeklini alması altı aydan bir yıla kadar sürebilir. Bu süreden sonra hormonal durumunuza, kilo değişikliklerine ve hamilelik durumuna bağlı olarak değişiklikler gösterebilir. Yara izlerinin mümkün olduğunca silik olması için tüm çaba gösterilir. Yine de göğüs küçültme ameliyatının yaralarının geniş ve kalıcı olduğunu hatırlamanızda yarar vardır. Uzun bir süre pürüzlü ve kırmızı kalacak olan yara izleri zamanla silikleşecek ve siyah inci çizgilere dönüşecektir. Genellikle yara izleri dekolte giymenize müsaade edecek şekilde hizalanmış olacaktır. Tüm plastik cerrahi müdahalelerinin arasında en çabuk şekil gelişmesi görülen meme küçültme ameliyatıdır. Bu gelişim istenen bir şey olsa da, yeni görünümünüze alışmanız ve yakınlarınızın alışması zaman alabilir.
allenai/c4/00768/116
2018-02-24T23:41:20
http://www.ilkayhuthut.com/meme-kucultme/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Massif de l’Esterel - PARİS GEZGİNİ-Paris Turu-Gezi Rehberi Fransa Turları Buradasınız: Anasayfa / Dergi / Fransa gezileri / Güney Fransa - Cote d'Azur / Massif de l’Esterel 2 Ekim 2017 /in Fransa gezileri, Güney Fransa - Cote d'Azur /tarafından Tayfun Tümtürk Güney Fransa’nın denizi, lüks yaşantısı ve kültürü ile ilgili yazılar yazmaya devam ediyoruz ve edeceğiz ancak bu kez buna çok kısa bir ara verip, bir dağdan, Alp Dağları’nın bir uzantısından sizlere bahsetmek istiyoruz; L’Esterel’in Dağ Kitlesi’nden. 32,000 hektarlık bir alana yayılmış olan Massif de l’Esterel’in güney doğusuFransa’nın Var bölgesinde, bir kısmı da Alpes-Maritimes bölgesinde bulunmaktadır. Yeryüzünün bağrından dimdik yukarı çıkmış olan Massif de l’Esterel, bundan tamı tamına 250 milyon yıl önce Afrika’ya birleşik olarak doğup, Akdeniz’in şekillenme sürecinde ayrılmıştır. Tersiyer coğrafi zamanında bu dağın bir parçası kopmuş ve yolunu kaybedip Akdeniz açıklarında bir başına kalmıştır ki biz ona bugün Korsika Adası diyoruz. Bazı aydınlık sabahlarda, çok uzaklardan bile seçilebilen Estrel Dağ Kitlesi’nin tesadüfi olarak bile olsa kadrajımıza takılan şaşırtıcı manzarası, Akdeniz’in sularında boğulan koyları, 250 milyon yaşındaki bu dağın tarihi ve heybetini bizlere hatırlatmaya yetiyor. Akdeniz ve Provence arasında kalan 32,000 hektarlık Esterel’in yaklaşık olarak yarısı “Natura 2000” alanı olarak nitelenmiş durumdadır. Tepeler ve Yürüyüş Rotaları İşaretlenmiş onlarca yürüyüş rotası size bölgenin manzarasını farklı noktalardan tatma fırsatı sunmaktadır: Le pic de l’Ours, Saint-Barhelemy kayalığı, Cap Roux, le mont Vinaigre (614 metrelik bir dağ kitliesi), Blavet mağaraları… bunlardan yalnızca bazılarıdır. Natura 2000 Olarak Koruma Altında Bir Sit Alanı Natura 2000 ağı, Avrupa Birliği’nin, dünya ortak mirası olarak bir değeri olan doğal ya da yarı doğal alanlarını, sahip oldukları bitki örtüsü veya hayvan çeşitliliği gibi kriterleri temel alarak bir araya getirip koruma altına alan bir programdır. Anlatılan efsaneye göre; kadınların gelip doğurganlıklarını kontrol ettirdikleri Esterelle perisi, buraya ismini veren şey olmuştur. Gerçekçi bir açıdan ele alacak olursak eğer; bir tektonik plaka hareketliliği sırasında yer yarılmış ve yukarı doğru lavlar yükselmiş ve yüzeyde, ritolit denen mor renkli bir kayaç bırakmıştır. Bilimin yeterli olmadığı dönemlerde, açıklanamayan durumlar karşısında insanların uydurduğu hikayeler, dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da dilden dile aktarılarak bir peri efsanesine dönüşmüştür. Esterel Üzerinde Yapılabilecek Aktiviteler Le Massif de l’Estrel, ziyaretçilerine pek çok aktiviteyi sunmaktadır: Yürüyüş severler için güzel kokulu renkli çiçekler arasında hoşça vakit geçirme imkanı sunarken, bunun yanı sıra çeşitli etkinlikleri de beraberinde getirmektedir. Örneğin; at sırtında gezinti yapma, dağ bisikleti, tırmanış… ilk akla gelenlerdir. Dağa çıkan yolun ilk 42 km’sine kadar araç kullanımı serbesttir ve bisikletler için de yaklaşık 100 km’lik işaretlenmiş dağ bisikleti rotası mevcuttur. Aynı şekilde at sporu tutkunları için de 100 km’lik rota çıkarılmıştır. Yürüyüşçüler için ayrılan kısım ise 40 km’dir. Tatiline biraz renk katmak, plajlardan veya alışverişten biraz uzaklaşıp gerçek doğanın içine girmek isteyenler için, Güney Fransa gezilerinin olmazsa olmazlarından olan Le Massif l’Esterel’e tüm Paris Gezgini takipçilerini bekliyoruz. https://i1.wp.com/www.parisgezgini.com/wp-content/uploads/2017/10/13452-france-Var-Calanque-du-Petit-Caneiret-Massif-de-l-Esterel-panorama-sentucq.h.jpg?fit=1400%2C467&ssl=1 467 1400 Tayfun Tümtürk https://www.parisgezgini.com/wp-content/uploads/2017/07/paris-gezgini.fw_-300x300.png Tayfun Tümtürk2017-10-02 21:23:362017-10-02 21:23:36Massif de l’Esterel
allenai/c4/00768/118
2017-12-18T09:05:43
https://www.parisgezgini.com/massif-de-lesterel/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Felsefe tarihinde dil felsefesinin başlı başına bir alan olarak ayrışması ve genel felsefenin baskın bir disiplini haline gelişi on dokuzuncu yüzyılın son çeyreğinden itibaren kendini gösterir. Geleneksel metafiziğin Kant sonrası süreçte uğradığı yıkım, çağdaş Batı felsefesinde dil gerçeğinin adeta yeniden keşfine ve felsefe yapabilmenin yeni bir imkânı olarak dil felsefesinin öne çıkmasına yol açmıştı. Nitekim Batı felsefesinin son yüz yılında varlık ve bilgi felsefesinin konuları ağırlıklı olarak dil olgusu üzerinden tartışılmış, bu tartışmalar insan ve toplum bilimlerindeki akımlara da kaynaklık etmiştir. Felsefe tarihinin çağdaş döneminde dil felsefesi yararına gerçekleşen kırılma geçmişteki dil incelemelerine yönelik ilgiyi arttırsa da, İslâm dilbilim ve dil felsefesi tarihi bu ilgiden hak ettiği payı almamıştır. Mevcut ikincil çalışmaların kemiyet ve keyfiyetçe yetersizliği, bu alandaki birikim hakkında konuşmayı güçleştirmektedir. Şu bir gerçek ki, klasik bilimler tasnifinde sınırları belli ve adı konulmuş bir “dil felsefesi” alanı bulunmamaktadır. Şu halde öncelikle, bugün dil felsefesi alanında incelenen konuların geçmişte hangi bilimlerde, hangi bağlamlarda ve nasıl ele alındığı açığa çıkarılmalıdır. Gelecekte İslam düşünce tarihi ile süreklilik içerisinde işleyen bir dil felsefesi alanından bahsedilecekse, geçmişte dilbilim, edebî eleştiri, belagat, kelam, mantık, felsefe, fıkıh usulü, tasavvuf gibi farklı disiplinlerde ve bunların buluşma noktalarında ele alınan dile dair meselelerin dil felsefesinin ilgileri açısından irdelenerek bu alanda terkiplere ulaşılması gerekmektedir. İslâm bilim tarihinde bu yöndeki ilk belirgin çaba, Basra-Bağdat mektebini izleyen bir dilbilimci ve belagat biliminin kurucu isimlerinden biri olan Abdülkâhir el-Cürcanî (ö. 471/1078-79) tarafından ortaya konmuştur. O, dilbilim ve belagat alanındaki eserlerinde ortaya koyduğu terkipçi yaklaşımla nahiv, mantık, kelam, edebi eleştiri ve belagat bilimlerinin buluşma noktasında, çağdaş dil felsefesi algısına oldukça yakın olan yeni bir disiplinin –her ne kadar bunun adı konmasa da- temellerini atmıştı. İslam bilim tarihinde bağımsız bir dil felsefesi alanına giden yolda bir milat alınacaksa, Abdülkâhir el-Cürcânî ismi bunun için en uygun seçim olacaktır. Bir benzerlik kurmak gerekirse, Gazzalî ve Fahreddin Râzî gibi isimlerin kelâm-felsefe alanında gerçekleştirdikleri kırılmanın dil felsefesi alanındaki bir benzeri, Abdülkâhir el-Cürcani ve takipçileri tarafından gerçekleştirilmiştir. Şu halde başlangıçtan Cürcânî’ye kadar geçen dört asırlık süreç dil felsefesini ilgilendiren birikimin teşekkül evresi olarak, Cürcânî ve sonrası ise terkip ve gelişim evresi olarak düşünülebilir. Aşağıda dil felsefesi birikiminin teşekkül evresine değinilecektir. Bu evrede karşımıza dilbilim, mantık, felsefe, kelam ve fıkıh usulü alanlarına yayılan geniş bir yelpaze çıkar. İslâm tarihinde dil incelemelerinin geçmişi I/VII. yüzyıla kadar gider. Arap olmayan unsurların İslâm’ı kabul etmeleriyle birlikte vahiy dili olan Arapçanın gramer hatalarından korunması önem arz etmiş ve Arap dili cümle yapısına dair temel ayrımları Hz. Ali’den (ö. 40/661) öğrendiği rivayet edilen Ebu’l-Esved ed-Düelî (ö. 69/688) Arapça gramerinin (nahiv) bilimleşme sürecini başlatmıştır. Çok geçmeden Halil b. Ahmed (ö. 175/791) ve öğrencisi Sîbeveyh (ö. 180/796) gibi dilcilerin çalışmalarıyla artık dil, belli kurallara bağlı olarak işleyen yapısal bir bütün olarak görülmeye başlanmıştı. Basra, Kûfe ve Bağdat çevrelerinde oluşan dil mekteplerine mensup dilciler bir yandan Arap dilinin ses sistemi ve kelime yapısını çözümlerlerken öte yandan cümle yapısı seviyesindeki dil olgularını âmil nazariyesi çerçevesinde en ince ayrıntısına kadar incelemişlerdir. Kutrûb (ö. 206/821), Ahfeş-i Evsat (ö. 211/826), Ebû Ömer Cirmî (ö. 225/840), Ebû Osman Mâzinî (ö. 249/862), Ebu’l-Abbâs Müberrid (ö. 286/899), Ebû İshak Zeccâc (ö. 311/923), Ebû Bekr b. Serrâc (ö. 316/928) gibi Basra nahiv mektebine mensup nahivcilerin Sîbeveyh’in el-Kitâb’ı çerçevesindeki tedris ve tedvin faaliyetleri İslâm dilbilim geleneğinin ana güzergâhını oluşturmuş, bunların ardından IV/X. yüzyılda Ebu’l-Kasım Zeccâcî (ö. 337/949), Ebû Said Sîrâfî (ö. 368/979), Ebû Ali Fârisî (ö. 377/987), Ebu’l-Hasen Rummânî (ö. 384/994) ve Ebu’l-Feth İbn Cinnî (ö. 392/1001) gibi isimlerin eserleriyle dilbilim; mantık, kelâm, fıkıh usûlü gibi bilimlerle de etkileşim içerisinde olgunlaşma dönemini yaşamıştır. Bu parlak yüzyıl, teknik dil analizleriyle ilgilenen dilbilimcileri dile dair felsefî meselelerle yüzleşmeye sevk eden nahiv-mantık karşılaşmasına sahne olması açısından bizi özellikle ilgilendirir. Dilbilimciler dili en geniş anlamıyla gramer ile sınırlı bir çerçevede incelerken, felsefeci-mantıkçılar aynı olguya kendi uzmanlıkları açısından bakıyorlardı. II/VIII. yüzyılda başlayan tercüme faaliyetleriyle birlikte eski Yunan felsefe-mantık birikimi İslâm coğrafyasına aktarılmış ve zamanla mevcut bilim zümrelerine felsefeci-mantıkçılar da eklenmiştir. Doğal olarak, eski Yunan mirasını tevarüs etmekte bir sakınca görmeyen bu yeni zümrenin mensuplarıyla İslam vahyinin etkisiyle ortaya çıkmış olan bilimlere uğraşan kesimler arasında gerilimler yaşanmıştır. Bunların belki de en çarpıcı olanı nahivcilerle mantıkçılar arasındakidir. Filozof Ebûbekir Râzî’nin (ö. 313/925) bilgi ve hikmetin ancak nahiv, şiir ve fesâhat olduğunu zanneden bir kesimin varlığından bahsederek Yunan bilimleri hesabına bunları eleştirmesi, bu karşıtlığın ilk açık işaretlerindendir. Bu karşıtlık Mettâ b. Yûnus (ö. 328/940) ve öğrencisi Yahyâ b. Adî (ö. 364/974) ile birlikte yeni bir boyut kazanır. Mantıkçı Mettâ ile nahivci Sîrâfî (ö. 368/979) arasında Büveyhî veziri İbn Furât’ın huzurunda geçen tartışmanın kayıtları, iki tarafın argümanları hakkında önemli bilgiler vermektedir. Mantıkçıları temsil eden Mettâ, irabın bir lafız olgusu ve nahvin de bir dilin lafızlarına dair bir inceleme olduğunu, buna karşılık Aristoteles mantığının tümel anlamları ve evrensel dili konu edindiğini savunmuştur. Sîrafî ise dilin yapısal niteliğine dikkat çekerek nahivdeki incelemenin lafızlara yani ağızdan dökülen seslere dair bir inceleme olmadığını, bilakis akıl ile birlikte düşünüldüğünde, Aristoteles mantığının işlevini gören fakat onun da ötesine geçen bir yöntem arz ettiğini savunmuştur. Kayıtların tarafsızlığına güvenilirse, bu tartışma genç Sîrâfî’nin ihtiyar Mettâ karşısındaki açık üstünlüğüyle neticelenmiştir. Daha sonra Mettâ’nın öğrencisi Yahya b. Adî mantık ile nahiv ayrımına dair bir risale kaleme alarak burada irabın bir lafız olgusu ve nahvin de lafızlara dair bir bilim olduğunu, buna karşılık tümel anlamların, evrensel bir bilim olan mantıkta ele alındığını savunacaktır. Mettâ’nın diğer bir öğrencisi ve İbn Adî’nin hocası olan Ebû Nasr Fârâbî (ö. 339/950) ile bu son ikisinin öğrencisi olan Ebu Süleyman Sicistânî (ö. 391/1001 [?]) ise nahiv-mantık tartışmasında arabulucu bir rol üstlenmişlerdir. Bunlar dilsel yapılara yönelik nahiv incelemesine evrensellik kapısını bütünüyle kapatmıyorlardı. Burada İslâm felsefesinin, İslâm bilim tarihinde dil felsefesi konularının tartışıldığı önemli bir mecra olduğuna dikkat çekmeliyiz. Özellikle Farâbî ve İbn Sînâ gibi filozofların eserlerinde dilin kökeni, adlandırma, dilin ontolojik yapısı, lafız-anlam ilişkileri, dilin hitabî özellikleri gibi meseleler tartışılmıştır. Fakat şu bir gerçek ki, tıpkı Yunanlı selefleri gibi bu filozoflar da, dil felsefesinin konularını varlık ve bilgi felsefesi konularının bir tamamlayıcısı olarak ele alıyorlardı. Dili başlı başına bir varlık düzlemi olarak ele almalarını gerektirecek bir vasatın yokluğunda onlar için dil, dıştakinin bir temsili ve mantıksal olanı müşahhas ve iletilebilir hale getiren bir araç olarak değerliydi. İslâm felsefesinin bir parçası olarak ortaya konan dil felsefesi mirası bugün, çağdaş birçok dil felsefesi nazariyesinin kökenlerini eski Yunan’da bulabildiği gibi, yeni terkip ve yaklaşımlara kaynaklık edebilecek mahiyettedir. İslam bilim tarihinin erken dönemlerinde dil felsefesini ilgilendiren konuların tartışıldığı diğer bir mecra kelam ilmi olmuştur. Dil ve sözün hakikatine dair Mu‘tezile ile Eş‘ariyye arasında geçen uzun soluklu tartışma dil felsefesi için önemli veriler arz eder. Savundukları ilahî söz nazariyesinin bir gereği olarak Mu‘tezile, beşerî sözü insanın dil organıyla işlediği bir fiil, işitme duyusu ile algılanan ses türünden bir araz ve lafızların belli bir dizimi olarak değerlendirmiştir. Bu söz algısı onları araçsal ve mütekabiliyetçi bir dil algısına götürmüştü. Örneğin Kadı Abdülcebbâr’a göre insan, sahip olduğu ilim, irade, kudret gibi arazlar sayesinde verili bir dilden bağımsız olarak düşünür –ki zihinde bir söz varlığı bulunmamaktadır- ve zihinde oluşan düşünceleri, gerçekliğin bir temsilini vermek üzere oluşturulmuş olan dili kullanarak iletir. Öte yandan Eş‘arîler, kendi ilahi söz nazariyelerinin bir gereği olarak sözün zihinde bir gerçekliği bulunduğunu savunmuşlar ve bu çerçevede dil/gramer-düşünce ilişkisi konusunda farklı bir anlayışı benimsemişlerdir. Onların Mu‘tezile karşıtı söz anlayışı, araçsal ve mütekabiliyetçi dil anlayışlarına giden yolu kapatıyordu. Nitekim Eş‘arî bir nahivci olarak Abdülkâhir Cürcânî, nahivcilerin irab anlayışı ile Eş‘arîyye’nin kelâm-ı nefsî nazariyesini terkip ederek lafızcılık karşıtı bir dil ve söz anlayışı ortaya koyacak ve böylece İslâm bilim tarihinde dil felsefesinin temellerini de atmış olacaktır. Erken dönem İslâm bilim tarihinde dil felsefesini ilgilendiren birikimin diğer bir ayağı kendini fıkıh usulü alanında göstermiştir. Bu alanda dinî metinlerin anlaşılması bağlamında ortaya konan elfâz ve delalet bahisleri, dil felsefesinin dil kullanımı ve dilsel delalet gibi konularında geniş bir malzeme sunar. Bu malzeme dil felsefesi açısından işlenmeyi ve problematik hale getirilmeyi beklemektedir. Bu noktada dikkat çekilmesi gereken bir husus, Abdülkâhir Cürcânî ve onun izinde gelişen dil felsefesi geleneğinin fıkıh usulünden ziyade nahiv, belagat ve kelam alanlarında kökleştiğidir. Yard. Doç. Dr., 29 Mayıs Üniversitesi, İslam ve Din Bilimleri Fakültesi
allenai/c4/00768/119
2019-04-22T20:01:42
https://www.islamdusunceatlasi.org/pages/klasik-donem/klasik-donemde-dil-felsefesi
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Askerin konservesinden çıktı... ASKERİN KONSERVESİNDEN ÇIKTI... 4 tonluk rezalet CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun yazılı soru önergesine yanıt veren Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için 2015 yılında alınan 12 bin 500 kilo kavurma tipi kutulanmış et konservenin 4 bin 50 kilosunda at eti tespit edildiğini belirtti. Bakan Canikli, ilgili firma ile sözleşmenin feshedilip, suç duyusunda bulunulduğunu, tespit edilen at etinin de personelin tüketimine sunulmadan imha edildiğini bildirdi. Gölcük Donanma Komutanlığı’na bozuk et ve at eti satıldığı iddialarıyla ilgili CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu tarafından Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması isteğiyle verilen yazılı soru önergesine, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli tarafından cevap verildi. Bakan Canikli tarafından verilen yanıtta şöyle denildi: "Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı için 12 bin 500 kilo kavurma tipi kutulanmış et konservesi tedariği kapsamında, Milli Savunma Bakanlığı Erzurum Tedarik Bölge Başkanlığı’nca 8 Ekim 2015 tarihinde bir firma ile sözleşme imzalanmıştır. Kavurmanın 8 bin 950 kilosu sorunsuz tüketilmiş, ancak kalan 5 bin 550 kg için muhtelif zamanlarda kapak açıldığında koku geldiğinin tespiti üzerine, yüklenici firmadan ürünleri değiştirmesi talep edilmiştir. Yüklenici firma tarafından yeni getirilen kavurmalar serolojik analizler için Bursa Gıda ve Yem Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’ne gönderilmiş, yapılan analizler sonucunda 4 bin 50 kilo kavurmada at eti tespit edilmiştir." ’AT ETİ İMHA EDİLDİ’ Bakan Canikli, at etinin tespit edilmesi üzerine, Erzurum Tedarik Bölge Başkanlığı’nın ilgili firma ile sözleşmeyi feshettiğini ve kesin teminat irat kaydedildiğini belirterek, tespit edilen at etinin personelin tüketimine sunulmadan imha edildiğini bildirdi. Canikli, şunları kaydetti: "At eti tespit edilen kavurmaların bedelinin tahsili ve söz konusu firmanın kamu ihalelerinden yasaklanması için gerekli işlemler başlatılmıştır. 22 Mart 2017 ve 19 Nisan 2017 tarihlerinde Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü ile Kocaeli Gıda Tarım il Müdürlüğü’ne durum bildirilmiş ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu hükümlerince yüklenici firma hakkında gerekli işlemlerin başlatılması talep edilmiştir. Ayrıca, dolandırıcılık ve ihaleye fesat karıştırma sebebiyle Gölcük Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştur. Sözleşme hükümleri gereği fiziksel ve laboratuvar muayenesi sonuçlanmadan gıda maddelerinin tüketime sunulması söz konusu değildir. Bu kapsamda içeriğinde at eti bulunduğu tespit edilen konserveler hiçbir şekilde personelin tüketimine sunulmamıştır. At eti tespit edilen 4 bin 50 kilo konserve imha edilmek maksadıyla Kocaeli Tarım il Müdürlüğü’ne teslim edilmek üzere Gölcük Donanma Komutanlığı depolarında muhafaza edilmektedir. Söz konusu firmanın diğer birliklerle yaptığı tedarik sözleşmelerinin tamamı 24 adet 10 Eylül 2017 tarihinde fesih edilmiştir." Bu haber 3207 defa okundu
allenai/c4/00768/120
2018-12-17T06:29:17
http://www.kocaeligazete.com/haber/gundem/askerin-konservesinden-cikti...-/14355.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Osmanlı eğitim sistemi büyük ölçüde dinsel değerlere dayalı olarak programlandığı için seküler ve yeterince bilimsel nitelik de değildi. OSMANLI “Geleneksel”ile “Modern” TÜRKİYE'NİN EĞİTİM SİSTEMLERİ Oysa Cumhuriyet Türkiye’sinde kendini karma eğitimle gösteren, kız çocuklarının eğitimine önem veren, dini değerleri arka plana itip çağdaş yaşam ve bilimsel değerleri ( yurttaş olma, bilimsel öğretim vs) öne çıkaran bir yapı vardı. Ayrıca Osmanlı öğretim sisteminde Arapça- Farsça ağırlıklı olarak genelde sözlüydü ve öncelikle hafızaya, ezber yöntemiyle hitap ediyordu. Türkiye’de ise tümüyle Latin alfabeli Türkçe üzerinden verilen eğitim, din yerine, pratik faydalı bilgiler ve yeni şeyler keşfetme üzerine kuruluyordu(Fortna 2011) Ayrıca; Osmanlı eğitim sisteminde tüm çocuklar için sadakat ve itikat figürü olan Patişah ve İslamiyet’in yerini modern Türkiye’de Atatürk ve Türk milliyetçiliği almıştı. Bunun anlamı, egemenliğin ilahi kattan seküler kata indirilmesiydi; merakın odağı, ilahi gök değil, nesnel doğa ve seküler toplumsal değerler olmuştu. Değişimin işlevselliğinin mantığı ve yönelimi üzerine kurulmuştu. Osmanlıda terbiyeye ve korkuya dayalı /falaka ile dövme) eğitim sisteminin nihai hedefi, iyi bir Müslüman yetiştirip onu ahrete hazırlamaktı. Bu hedefe ulaşmanın en simgesel anı, ilk okuma pratiğinin ( kuran okuyup anlayabilme oda anlarsa) başarıyla tamamlamasıdır. Oysa bu ilk okuma anı modern Türkiye’de yerini seküler nitelikli ders kitabına bıraktı. Osmanlıdaki soyut , ağır ve ezbere dayalı Kuran okuma edimi modern Türkiye’de yerini daha ağır pratik bir amaca bıraktı; Cumhuriyetin işine yarayacak mesleki bilgisi olan ahlaki insanlar yetiştirmek. Bu yönüyle Cumhuriyet , çocuklarına dinsel bilgi ve değerler yerine, modern davranışları temel alan soyut bir yurttaşlık ahlakını yerleştirmeye çalıştı.(1956-1973) modern toplumlarda toplumun bir minyatürü olarak tasarladığı okulu, Dinin yerine modern ahlakın öğretildiği bir kurum olarak görmesindeki düşüncenin Cumhuriyeti kuran kadroları etkilediği açıktır. Okul, modern toplumlarda bilim destekli yeni bir ahlakın öğretildiği kurum olarak, aile de okulu destekleyici konumda bulunacaktı. Bu modern ahlak kavramımın ulusal bir yönü olduğu belirtilmelidir. Ziya GÖKALP ‘’IN yeni bir ahlak tasarısının Kemalist kadrolar, bilhassa Mustafa Kemal üzerindeki etkisi önemlidir. Bu ahlakı verecek” milli terbiye”dir. Bu” terbiyenin eğitim” İslamiyet ile karşılaştırılmasında Mustafa Kemal1924 de şöyle demiştir;”Efendiler, yeryüzünde 300 milyon Müslüman vardır.Bunlar ana, baba, hoca terbiyesiyle , terbiye ve ahlak almaktadırlar. Fakat hadise şudur ki, bütün bu milyonlarca insan kitleleri şunun veya bunun esaret ve zillet zinciri altındadır. Aldıkları manevi terbiye ve ahlak onlara bu esaret zincirini kırabilecek meziyeti-i ve insaniyeti vermemiştir. Çünkü hedef-i terbiyeli milli değildir” Bu genel değişim ,farklılıklar, eğitim örgütünü yukardan aşağıya olduğu gibi değiştirmiştir. Artık imam ve hoca denilen eğitici ve dinsel figürler yerine modern öğretmen ( muallim) almıştır. Kitaplar batılı tarzda yazılmış ve resimlendirilmiştir.Osmanlının baskıcı dayakçı(falakaya yatırarak dövme olayı) cahil, pratik bilgisi olmayan sarıklı hocanın yerini öğrencilerini seven merhamet gösteren bir baba gibi davranan öğretmen almıştır. Bir bilim adamına değil de ulemaya soralım mantığını neredeyse bir asır önce mezara gömülmüştür. Ne yazık ki iletişim çağında hala bu mantığı geri getirmeye çalışan devlet adamlarını görüyoruz… Günümüzde hala Osmanlı din eğitimini savunan özümseyen belli kesimler vardır. Cumhuriyet dönemi ile Osmanlı eğitim sistemi özellikle bilerek kıyaslanıp ( Cumhuriyet eğitim sisteminin din karşıtı oluğu söylenmektedir) siyasi arenalarda bilerek isteyerek çekilmek istenmektedir. Kaynakça; Alternatif eğitim Dergisi 2017 …sayı 4 tohum yayıncılık Mustafa YeniceMustafaYeniceOsmanlıda EğitimEğitim Sistemleri
allenai/c4/00768/121
2019-06-26T21:51:32
https://www.kamugundemi.com/mustafa-yenice/osmanli-geleneksel-ile-modern-turkiye-nin-egitim-sistemleri-h109944.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
İşletme Yönetimi Taban Puanları 2020 | BenimHedefim Anasayfa>Üniversite>Lisans Bölüm Puanları>İşletme Yönetimi Taban Puanları 2020 İşletme Yönetimi Taban Puanları ve Başarı Sıralaması 2020 2019 yılları güncel olarak burada yayınlanmıştır. En güncel veriler için okumaya devam edin. 2020 YKS(TYT-AYT) sınavına girenler, yerleştirme puanları açıklanan İşletme Yönetimi Fakültesinin taban puanları, başarı sıralamaları ve kontenjan bilgilerini bu makale ile öğrenebilirler. İşletme Yönetimi fakültesi sıralamalarını ve taban puanlarını devlet üniversiteleri veya vakıf üniversiteleri verileri olarak da bulabilirsiniz. YÖK ve ÖSYM tarafından yayınlanan bu tablo, YKS sınavlarına yani TYT – AYT testlerine girip tercih yapacak adaylar için hazırlanmıştır. İşletme Yönetimi Taban Puanları Başarı Sıralaması 2020 2019 YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Yönetimi (İngilizce)(Burslu) (4) KKTC-LEFKOŞA 3+0 1 Dolmadı Dolmadı GİRNE ÜNİVERSİTESİ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Yönetimi KIBRIS AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ İşletme ve Ekonomi Fakültesi İşletme Yönetimi Bilgi: Ayrıca bu tablo ile İşletme Yönetimi Bölümü İçin Kaç Puan Gerekir sorusuna cevap bulabilirsiniz. İşletme Yönetimi Taban puanını merak ediyorsan, bir o kadar da İşletme Yönetimi netlerini merak edersin diye düşündük. İşletme Yönetimi Netleri İçin Tıkla
allenai/c4/00768/123
2020-07-13T13:54:43
https://benimhedefim.net/isletme-yonetimi-taban-puanlari/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Anasayfa » Teknoloji » Yazılım » Robots.txt Nedir ? Nasıl Oluşturulur ? Merhaba arkadaşlar bu konumuzda sizlere teknik bir konu olup bir o kadar da çok önemli bir konu olan robots.txt dosyası nedir , nasıl oluşturulur bunları anlatacağız. İnsanlar gibi arama motorlarının robotları da sitemizi geziyor ve bilgi topluyorlar daha sonra işte örneğin google da arama sonuçlarında çıkıyoruz. Sadece arama motorlarında dahil tüm web tarama motorlarının botlarına robots.txt dosyamız ile yön veriyoruz. Site hızı ölçmeden tutunda, site mobil uyumlu mu değil mi bunların testleri botlar ile yapılıyor o yüzden robots.txt dosyanızda bir sıkıntı var ise bu testlerden doğru sonuç alamayabilirsiniz. Robots.Txt Nasıl Oluşturulur ? Normal bir metin belgesi oluşturup içine aşağıda vereceğimiz komutları düzenleyerek ekledikten sonra ismini robots yapıp ftp üzerinden ana dizine ekleyebilirsiniz. Basit dimi 🙂 zaten tüm mevzu botları nasıl yönlendireceğiniz de. Diğer bir seçenek ise wordpress kullanıcısı iseniz bu konuda bir çok eklenti var onlardan sizin wordpress sürümü ile yakın olanı yani güncel olanı kurarak etkin hale getirebilirsiniz. WordPress kullanmıyorsanız da internet sitesi olarak bir sürü robots.txt oluşturucu bulabilirsiniz ama oluşturmadan önce mutlaka yazımızı okuyun. Robots.txt Kullanılan Komutlar User-agent : Bu parametre ile belli bir bot için komutlar verebiliriz. User-agent : googlebot (sadece googlebot’u ilgilendiren talimatlar altına yazılır) User-agent : * (Tüm botlar için ortak talimatlar altına yazılır ) Birazdan daha iyi anlayacaksınız . Disallow : Bu parametre ile botların taramaması gereken konumlar belirtilir. Bunlar bir dosya dizini de olabilir bir url de olabilir .Sitenizde bulunan resim, konu, etiket, admin dosyaları gibi gibi şeyleri de bu parametre ile engelleye bilirsiniz. Disallow : /wp-admin/ (Admin klasörüne ve onun altındaki tüm dosyalara botların erişimini kapattık.) Disallow : /*.pdf* (Tüm .pdf uzantılı dosyalarının erişimini kapattık .) Allow : Bu parametre izin parametresidir örneğin disallow ile admin klasörünü komple erişime kapattık bu allow ile de o admin klasörü içinden bir şeyi erişime açabiliriz. User-agent : *Disallow : /sayilar/ (Burada tüm sayılar klasörünü botlara kapattık .) Allow : /sayilar/36 (Burada ise sayılar klasöründe sadece 22 dosyasına izin verdik . 1-100 e kadar dosyalar olduğunu düşünürsek 36 hariç tüm sayıların erişimi kapalı olur .) Sitemap : Bu parametre ile robots.txt içinde site haritanızın yolunu ekleyebilirsiniz. Site Haritası: http://www.sanalkasif.com/post-sitemap.xml Sanalkaşif’ in kullandığı : WordPress Seo Devlerinden Yoast’ın kullandığı : Yoast yetkilerine göre robots.txt’e sitemap eklemenin bir manası yok ve onlar hiç bir şeyin gizlenmesinden yana olduklarını söylüyorlar. Orada da gizledikleri suggest onların internet sitesindeki kullanıcıların girdiği kelimeleri analiz eden bir sistem. Sürekli dışarıdan kontrolsüz kaynak giriyor onlarda sadece bu işleme engel oluyorlar. Robots.txt Çalışıp Çalışmadığını Nasıl Anlarız ? Öncelikle siteadi.com/robots.txt yazarak o urlye gidin eğer sonuç bulunamadı diyor veya boş bir sayfa gözüküyorsa yok demektir. Bu sorunun sebepleri dosyanızı kök dizine değilde alt klasörlere atmış olabilirsiniz. yani index.php ile yan yana olacaklar 🙂 Buraya kadar dosyanın olup olmadığının kontrolünü yaptık şimdi sıra yazdığımız komutlar işe yarıyor mu onu öğrenmekte. Bu işlem için size google test aracını öneriyorum buradan robots.txt inizi gönül rahatlığı kontrol edebilirsiniz. Bir önceki Dünyaca Ünlü Hackerlar yazımıza da göz atmanızı tavsiye ediyoruz . ETİKETLER: googlebot, robots.txt, robots.txt örnekleri Delphide yazıyı tersten yazdırmak için gereken komut copy komutudur. Bu...
allenai/c4/00768/125
2019-09-20T22:43:27
https://www.sanalkasif.com/robots-nedir-nasil-olusturulur/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Comparison of Three Different Culture Methods in the Diagnosis and Investigation of frequency of Trichomonas vaginalis In Womens Wıth The Pre-Dıagnosıs Of Vagıntıs [Turk Hij Den Biyol Derg] Turk Hij Den Biyol Derg. 2018; 75(1): 43-52 | DOI: 10.5505/TurkHijyen.2018.90912 Comparison of Three Different Culture Methods in the Diagnosis and Investigation of frequency of Trichomonas vaginalis In Womens Wıth The Pre-Dıagnosıs Of Vagıntıs Fatih Akyıldız1, Semra Özçelik2, Necati Özpınar1, Savaş Karakuş3 1Department of Parasitology, Cumhuriyet University, Sivas 2Bezmialem Vakıf Gureba University, Institute of Health Sciences, Istanbul 3Cumhuriyet University, Faculty Of Medicine, Department Of Obstetrics And Gynecology, Sivas INTRODUCTION: In this study, the incidence of Trichomonas vaginalis was investigated in samples taken from patients with pre-vaginitis using different culture methods and it was tried to determine which culture method is more suitable for isolation of parasitic pathway from the clinical material METHODS: The patients who applied to Cumhuriyet University Research and Application Hospital, Outpatient Polyclinic of Gynecology and Obstetrics between the dates of November 2015 – June 2016 with the pre-diagnosis of vaginitis were examined. The vaginal swab samples of 100 female patients the 30 age of whom varied between 18 and 68 were examined with InPouch TV system, Cysteine Pepton Liver Maltose (CPLM) and Trichomonas Broth (TB) culture methods. RESULTS: At the end of the study, T. vaginalis was determined in 4 (4.0%) of 100 patients in all the media used in the study. However, while T. vaginalis sustained its vitality in CPLM and TB media until the sixth and seventh day, it was determined that it was able to continue its life until the twelfth day in 35 InPouch TB medium. It was determined that the parasite reproduced in the InPouch TV and TB media more intensely and rapidly and followed a normal course in the CPLM medium. DISCUSSION AND CONCLUSION: As a result,In our study, four (4%) of 100 patients with vaginitis who were admitted to the outpatient clinic were found positive in three different culture media. The most suitable culture for the isolation and identification of T. vaginalis was evaluated as InPouch TV in terms of the length of life of the trophozoites in culture and as short as the isolation period should be considered Keywords: Trichomonas vaginalis, InPouch TV, CPLM, Trichomonas Broth Vajinit Ön Tanılı Kadınlarda Trichomonas vaginalis Sıklığının Araştırılması Ve Tanısında Üç Farklı Kültür Yönteminin Karşılaştırılması 1Cumhuriyet Üniversitesi Parazitoloji Anabilim Dalı Sivas 2Bezmialem Vakıf Gureba Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstiitüsü, İstanbul 3Cumhuriyet Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları Ve Doğum Anabilim Dalı, Sivas GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmada değişik kültür yöntemleri kullanılarak vaginit ön tanılı hastalardan alınan örneklerde Trichomonas vaginalis görülme sıklığı araştırılmış ve klinik materyalden yola çıkılarak parazitin izolasyonunda hangi kültür yönteminin daha uygun olduğu saptanmaya çalışılmıştır YÖNTEM ve GEREÇLER: Çalışmada Cumhuriyet Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniğine Kasım 2015 - Haziran 2016 tarihleri arasında vaginit ön tanısı ile başvuran hastalar incelendi. Yaşları 18 ile 68 arasında değişen 100 kadın hastanın vaginal sürüntü örnekleri InPouch TV sistem, Cystein Pepton Liver Maltose (CPLM) ve Trichomonas Broth (TB) kültür yöntemleri ile incelenmiştir. BULGULAR: Çalışma sonucunda, 100 hastanın 4 (%4.0)’ünde çalışmada kullanılan tüm besiyerlerinde Trichomoas vaginalis saptandı. Trichomoas vaginalis CPLM ve TB besiyerlerinde altıncı ve yedinci güne kadar, InPouch TV besiyerinde ise onikinci güne kadar canlı kaldığı belirlendi. Parazitin InPouch TV ve TB besiyerinde daha yoğun ve hızlı bir şekilde çoğaldığı, CPLM besiyerinde ise normal bir seyir izlediği tespit edildi. TARTIŞMA ve SONUÇ: Sonuç olarak çalışmamızda polikliniğine gelen vaginit öntanılı 100 hastadan alınan örneğin dört (% 4)’ ü çalışmaya alınan üç farklı kültür ortamında da pozitif olarak tespit edilmiştir.T. vaginalis izolasyon ve identifikasyonu açısından en uygun kültür, gerek izolasyon süresinin kısalığı gerekse trofozoitlerin kültürdeki yaşam süresinin uzunluğu açısından InPouch TV olarak değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Trichomonas vaginalis, InPouch TV, CPLM, Trichomonas Broth Fatih Akyıldız, Semra Özçelik, Necati Özpınar, Savaş Karakuş. Comparison of Three Different Culture Methods in the Diagnosis and Investigation of frequency of Trichomonas vaginalis In Womens Wıth The Pre-Dıagnosıs Of Vagıntıs. Turk Hij Den Biyol Derg. 2018; 75(1): 43-52
allenai/c4/00768/131
2020-08-04T10:48:14
http://turkhijyen.org/eng/jvi.aspx?pdir=turkhijyen&plng=eng&un=THDBD-90912&look4=
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Adil Öksüz'den sonraki 'imam' Kemal Batmaz - Güncel Haberler - Bursadabugun.com George Floyd için ilk cenaze töreni M... Anasayfa › Güncel Haberler › Adil Öksüz'den sonraki 'imam' Kemal Batmaz Adil Öksüz'den sonraki 'imam' Kemal Batmaz Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada tanık sıfatıyla ifade veren eski kurmay albay Selçuk Başyiğit, örgütün 2014'ten sonraki Hava Kuvvetleri sorumlusunun sivil imam Kemal Batmaz olduğunu söyledi. 07 Aralık 2018 Cuma, 15:56 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 474 sanıklı davanın görülmesine devam edildi. İstanbul'daki mahrem imamı Kemal Batmaz "Hava Kuvvetleri sorumlusu Kemal Batmaz" Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması uygula... Bakan Koca'dan, maske takma eleştirisi Enis Berberoğlu gözaltına alındı! "Halife Hafter siyasi arenadan silinecek" Bursa-Yalova kara yolunda bir eve kumar ba... İş makinası yüklü kamyon devrildi Yeni satın aldığı otomobil hurdaya döndü Türk karasularına geri itilen 38 kaçak göç... Afyonkarahisar'da hayvan otlatma yeri kavgası "Terörden medet umanları ne milletimiz ne ... Fransız polislerin ırkçı mesajlaşmalarda b... Seyir halindeki motosiklet devrildi Minibüsün dereye yuvarlandığı kazada 1 kiş... "Ermenistan'da Kovid-19'la ilgili durum gi... 'Suriye hava savunma sistemleri, Hama'da İ...
allenai/c4/00768/134
2020-06-04T23:11:03
http://www.bursadabugun.com/haber/adil-oksuz-den-sonraki-imam-kemal-batmaz-1046327.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Grafik tasarım ne demek? - Bakimliyiz.Com Grafik tasarım ne demek? 09-05-2013, 10:41 #1 (permalink) Grafik tasarım ne demek?-Grafik tasarım ne anlama gelir? Grafik tasarım bir mesajı iletmek bir görseli geliştirmek veya bir düşünceyi görselleştirmek için metnin ve görsellerin algılanabilir ve görülebilir bir düzlemde iki boyutlu veya üç boyutlu olarak organize edilmesini içeren yaratıcı bir süreçtir. Baskı ekran hareketli film animasyon iç mimari ambalaj tasarımı gibi birçok ortamda dijital veya dijital olmayacak bir şekilde uygulanabilir. Grafik tasarımında ve grafik sanatlarda görsel sanatların temel ilkeleri olan hizalama denge karşıtlık vurgulama hareket görüntü oran yakınlık tekrarlama ritm ve birlik geçerlidir. Grafikerile Grafik Tasarımcı aynı manaya gelmektedir. Grafik tasarımcı ünvanına sahip olabilmek için eğitimden geçmek gerekmektedir İnternet üzerinden yapılan grafik tasarım yarışmaları kullanıcıları hem bu sanata teşfik etmekte hem de çalışmalarını Grafik ve tasarımın tarihi MÖ 14 000'lerde yapılmış mağara resimlerine ve İÖ 4.yy'da yazının başlamasına dayandırılabilir. Sonraları daha çok el yazması dini içerikli kitaplar ilk yayınlar olacaktır. Johann Gutenberg'in Avrupa'da 1450'lerde hareketli matbaa'yı icadı ıle kitaplar yaygınlaşmaya başlamıştır. O dönemlerde entelektüel düşünce din etrafında olduğundan ilk basılıp dağıtılmaya başlanan kitaplar dinsel kitaplardır. Basılı yayınlar için harf ve metin dizimi erken dönem grafik tasarım pratikleridir. Asıl çıkış noktası ise; sanayileşme ve modern yaşama geçiş ile özellikle de fotoğrafın keşfi ile ortaya çıkan İzlenimcilik ve Post-İzlenimcilik akımlarının sonrasında başlamıştır. Çünkü resim sanatı farklı bir yöne ilerlemeye başlamış ve grafik afiş ürün katalogları vb. öne çıkmaya başlamıştır. Gazetenin ortaya çıkmasıyla reklam ve tanıtım öne çıkmıştır. Örneğin; ürün katalogları ilk önceleri fotoğraflarla değil gravür baskılar ile yapılmaktaydı. İşlerin tanıtımını ve duyurusunu yapan afişler de kendi içerisinde ayrı bir alan haline geliyordu. Bu alanlarda ilk çalışanlar da grafiker grafik sanatçısı veya tasarımcı değil ressamlardı. Bu yüzden resimsel özellikleri önde tipografik özellikleri geri planda kalıyordu. Fakat baskı tekniklerinin ilerlemesi fotoğrafın geliştirilmesi ve tipografinin önem kazanması ile özellikle afiş tasarımı ve dolayısıyla grafik sanatlar resimden ayrı tasarımın birer dalı olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye'de İbrahim Müteferrika ilk defa 14 Aralık 1727'de Müteferrika Matbaası kurulmuştur. Burada basılan kitaplar dünya kitap tarihine ve Osmanlı kültürü tarihine dair önemli bilgiler vermektedir. Bu matbaada 1729-1742 tarihleri arasında 16 kitap basılmıştır. 1729'da "Vankulu Lugati" Arapça harflerle ilk basılan kitaptır. Katip Çelebi'nin 1732'de basılan "Cihannuma"sı içinde harita ve çizimler vardır. J. B Holderman'ın "Grammaire Turque" kitabı 1730'da Osmanlı'da Latin alfabesini kullanan ilk baskı olmuştur. 1732 yılında basılan "Tarih-i Hind-i garbi" (Amerika'nin keşfi) Amerika hakkında Müslüman bir yazar tarafından yazılan ilk kitaptır 13 tahta baskı içerir. 1891-1896 arasında William Morris tasarladığı kitaplarla zamanına göre çok başarılı grafik tasarım işler üretmiştir. William Morris'in isleri grafik tasarım için bir pazar olduğunu göstermiştir. Bu dönemler tasarımın sanattan ayrılmaya başladığı dönemlerdir. Ayrıca Münch pre-refaeritler ortaya çıkımıştır. Bu pre-refaeritler; resimleri idealize edilmiş hayali gerçek dışı kadın ve erkek tipolojisi duygunun ve aşkın yüceliğine yönelik resimlerdir. Bu resimlerde anlatım yalınlaşmış detaylar kaybolmuştur. İzleyenin baktığında hemen anlayabilmesi amaçlanmıştır. Münch'ün resimleri de grafik tasarım alanında yapılan ön hazırlık çalışmaları olarak kabul edilmektedir. « Amazon ormanı nedir?-Amazon ormanlarının özellikleri nelerdir? | Organik tarım ne demek?-Organik tarım nasıl yapılır? » Grafik tasarım ne demek? konusu, GENEL KÜLTÜR / Eğitim ve Öğretim forumunda tartışılıyor. Çizgi grafik nedir? Çizgi grafik nerelerde kullanılır? Я Soru Cevap 35 15-12-2015 06:44 Grafik ne demektir?-Grafik nerelerde kullanılır? ebush Eğitim ve Öğretim 0 07-04-2013 10:06 Grafik Bölümü Nedir? - Grafik Bölümü Hakkında gizem Meslekler Rehberi ve Meslek Seçimi 0 25-06-2009 01:45
allenai/c4/00768/138
2018-05-23T07:23:58
http://www.bakimliyiz.com/egitim-ve-ogretim/122638-grafik-tasarim-ne-demek.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Çocuklar tatilde dinlendirilmeli / Çocuk Psikolojisi / Milliyet Blog Hepimizin bildiği üzere okullar yarı yıl tatiline girdi. Çocuklar ne kadar da sevinçlilerdir. Hepimiz çocuk olduk, hepimiz öğrenci.. Biliriz öğrencilik psikolojisini. Hele çocuk yaşların psikolojisini anlamak zordur biraz ebeveynler için. Bir de ailenin eğitim düzeyi ortalamaların altında ise, çocuklarla aileleri arasında uçurumlar baş gösteriyor. Ailelerin iyi karnelere, dolayısı ile iyi notlara hep övgüleri vardır, ama kötü karnelerden dolayı çocukları daha ilk günlerde yıpratıyorlar, bu yarı yıl tatili boyunca da devam ediyor. Tatilde gerekli psikolojik desteği bulamayan çocuklar da okulların ikinci döneme başlamasıyla adapte olmakta, derslere kendini vermekte zorlanıyor ve yıl sonu yine hüzünlü sahneler ve katı eleştiriler. Bu bazı ailelerde şiddete ve darp’a kadar vardırılabiliyor. Bu daha kötüsü tabiki. Dersleri kötü olan çocuk, biraz psikolojik destek ve biraz da ders çalışma teşviki ile yıl sonunda zayıf olan derslerini iyileştirebilir. Ben öğretim yıllarımda hep bütünlemeye kaldım. Ama her seferinde tüm zayıf olan derslerimi bütünleme sınavlarında vererek bir üst sınıfa geçtim. Bu liseye kadar böyle devam etti. Tabiki bizimkisi fazla haylazlıktan ve ders çalışmamaktan kaynaklanıyordu. Lise 1. sınıfa kadar bu haylazlığım sürdü. Bu sefer bütünlemeler bile beni kurtarmamıştı. Dolayısı ile hayatımda ilk defa sınıfta kaldım ve halk arasında “ çift dikiş” diye tabir edilen bir şekilde Lise birinci sınıfı 2 kez okudum. O tarihe kadar sürekli 3’ten yukarı 5’ten aşağı zayıf getirmeyen ben, çift dikişli birinci sınıftan sonra kafasını masaya koyup düşündü. Yıl kaybetmenin haricinde ne kaybetmiştim acaba ? Çok şey ! Ama çok da şey kazandım, çok şey öğrendim. İlk öğrendiğim şey; bütünleme sınavlarına hazırlanırken daha iyi çalışıyordum. Zira sınavlarda aldığım notlar yıl ortasında aldığım notlardan daha yüksek oluyordu, ikincisi kaldığım dersler “ Matematik, İngilizce, Fizik, Kimya, Felsefe, Edebiyat “ gibi derslerin haricinde kalınmaması gereken derslerdi. Demek ki aptal değildim. Yalnızca tembeldim. Bundan sonra daha dikkatli olunacaktı. Öyle de oldu. Öğrenciler için ara yıl tatilleri çok önemlidir. Kafalarını toplamaları, içinde bulundukları bazı negatif ortamlardan uzaklaşmaları için iyi bir fırsattır ve fırsatı iyi değerlendirtmek gerekir. Uzmanlar, ara tatile girerken “ders çalış, ödev yap” şeklindeki baskıların, çocuğun ikinci dönemde daha başarısız olmasına yol açabileceğini vurgulayarak çocukların bu tatilde dinlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Tüm psikologlar ve eğitimciler yarı yıl tatilinde çocukların zihnen dinlenmesi gerektiğini söylüyorlar. Ara tatillerin sayısı birden fazla olmalı. Özellikle, ülkemizde hem okula, hem de dershaneye giden öğrencilere acıyorum. At gibi koşturuyorlar ve yarı yıl tatillerinde de tatil yapmaksızın dershaneye gidecekler. Dinlenmek yok. Avrupa’da birçok gelişmiş ülke, 2 kez ara tatil yapıyor. Bu neden Türkiye’de olmasın ? Nasıl olsun ki, Türkiye’de eğitim sitemi zaten yap-boz tahtası. O kadar önemli şey varken, öğrencilerin tatilini mi düşünecekler. Avrupa’da, hatta gelişmiş başka ülkelerde “ daha çok çocuklar ve gelecekleri düşünüldüğü için böyle bir uygulama olduğu” kanaatindeyim. Biz ara tatili bile tam anlamıyla düzenli yapamıyoruz. Bazen 21 gün, bazen de 15 gün yapıyoruz. Bir de buna yarı yıl tatiline girmeden çocuklara yapılan psikolojik baskılar olunca, “oyun oynama, dışarı çıkma ders çalış “ dayatmaları ile çocuklarımızı presliyoruz. Karneler ne kadar iyi ya da kötü olursa olsun çocuğa fazla yüklenilmemesi gerekiyor. Çocuklar zaten 4 aylık yoğun bir mücadeleden çıkıyorlar. Onlara cenkten çıkmış bir savaşçı gibi davranmalı, “ büyük bir mücadeleden yorgun olarak çıktığı hissettirilmeli. Karnesi zayıf olsa da çocuğun böylesine uzun bir maratonu başarıyla bitirdiği” söylenmeli ki, çocuklar da enazından ailelerinin desteğini aldıklarını hissetsinler. Zaten eğer 4 ayda bir şey öğrenilmemişse on beş günlük tatil boyunca, çok fazla öğrenilmeyecek. Ya da benim gibi yaz tatili boyunca oturup ders çalışacaklar ve bir yılda ki bilgileri 2-3 ayda derleyip toplayacaklar. Geçmek için çalışacaklar ama belki de öğrenecekler. Öğrenciler için yarı yıl tatilleri “ bir zihinsel ara “ niteliği kazanmalıdır. Bu nedenle çocukların zihnen dinlenmesi, ikinci döneme daha dinç ve heyecanla başlamaları açısından önemli. Ara tatil, yatıp uyuma ya da ders çalışma dönemi değildir. Çocukların kesinlikle 15 gün boyunca zihnen rahatlaması, iyice dinlenmesi gerekiyor. Burada ailelere büyük görev düşüyor. Anne ve babalar ara tatili çocuk merkezli düşünmelidir. Çocuklar ne istiyorsa, fazla aşırı olmadığı sürece yerine getirmeye çalışmalılar. Tanık olduğum bir olaydaki gibi daha okul kapanalı 24 sat olmuşken çocuklar hemen ders çalışmaya zorlanmamalı. Biraz rahat bırakılmalı ama ikinci dönem biraz daha sıkı çalışmaları sağlanmalı, yumuşak-sert bir tavırla, çocuklar ders çalışmaya ama illaki öğrenmeye şartlandırılmalı. Yoksa yatıp dinlenme zamanları olan yaz aylarında benim gibi ders çalışırlar. Çocuklar ders çalıştırılmayabilirler ama ders kitaplarının haricinde kitap okumaları sağlanabilir. Bu daha çok rahatlamalarını sağlayacaklardır. Birkaç gün sonra okullar açılacak. Onların daha dinç ve sağlam eğitim almaları için destek olunmalı, köstek değil. Sevgili Mehmet Can, Mesajınız için önce teşekkür ederim. Ülkemizin milli eğitimindeki bu aksaklık ve eksikliklerin elbetteki öncelikle devlet tarafından giderilmesigerekiyor ama devletim ilgili kurumlarının daha başka öenmli işlerinden sizlere sıra gelmiyr sanırım. Sizler için bireysel olarak neler yapabilirim bilmiyorum ama bu konuyu burada tartışmaya ve paylaşıma açacağım. Bunu kesinlikle bilin. Bakarsınız birilerinin kulağı çınlar da insafa gelir. Neler yapılması gerektiği konusunda bana mail atabilirseniz, elimden neler geliyorsa yapmaya çalışacağım. Sağlıcakla kalın.. 14.02.2007 17:18 Geçtiğimiz ay br haftasonu dershane toplantısına katıldım, dehşete kapıldım, nedeni de şu: Okul toplantılarında duyduklarımın iki katını burada duydum. "Çocuklara daha çok ödev verin" deyip duran veliler! Dayanamayıp "Ben buna katılamayacağım, zaten hafta içinde akşama kadar okuldalar, okuldan yeterince ödev veriyorlar, bu ödevlerin üzerinden dershane ortamında geçilse nelerine yetmez ki çocukların, biz bunun için buradayız aslında, daha çok zorlansın diye değil" dedim. Bir veli döndü ve dedi ki (bana çok kızmıştı): "Siz de böyle düşünürseniz ve bunu da çocuğa belli ederseniz, olmaz ki". Ne diyeceğimi bilemedim, sustum. Bir öğrencinin hayatında inişler de olur çıkışlar da, sanki bunları yaşamamışız gibi çocuklarımızdan "muhteşem performanslar" mı bekleyeceğiz? Aman uzak olsun ! Bize çocuğumuzun ruh sağlığı lazım. Yazınıza teşekkürler. Çocuklar hep iyi okulları kazansın, iyi kariyer yapsın, iyi bir meslek sahibi olsun, etiketi olsun, çok para kazansız istiyor veliler. Ama bunu yaparken de, bilmiyorlar ki bu kadar aşırı yüklenme ile çocukların psikolojisi etkileniyor. Çünkü onlar da bir süre sonra bu ağır yükü kaldıramayacaklar. Bu psikoloji ve aşırı yorgunlukla sınavlarda nasıl başarılı olacaklar. Benim anlatmak istediğim de buydu. Örneğiniz çok uygun düştü. Çocukların, birer yarış atı gibi yetiştirilmesine karşıyım. Bunu eğitim sistemi kadar birazda biz körüklüyoruz. Sizin gibi " bize çocuğumuzun ruh sağlığı lazım" diyen kaç tane aile veya veli var. Ama böyle düşünülmeli ve çocuklara kaldıramayacaklarından fazla yük bindirilmemeli. Yorumunuz için teşekkür ederim. Sevgiyle kalın.. 07.02.2007 19:23 benim de anlatmak istediğim buydu. Aileler önce kendilerini düşünüyorlar ama çocukların durumu ne olacak düşünen yok. Hadi siz üniversite öğrencisiniz, kendi kararlarınızı verebilirsiniz. Ya ortaöğretim çocukları ? Onlar nasıl çıkacak bu hengamenin içnden ? Daha doğrusu kim çıkartacak ? Toplum olarak, bir uzmandan psikolojik yardım alma gibi bir alışkanlığımız da yok. Ne olacak bu çocuklar ? Tek kelime ile yazık olacak. Umarım toplum ve aileler olarak bilinçlenir ve akıllanırız. Sevgiyle kalın. 02.02.2007 18:41
allenai/c4/00768/140
2020-01-28T18:12:08
http://blog.milliyet.com.tr/cocuklar-tatilde-dinlendirilmeli/Blog/?BlogNo=24224
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
2011 Ekim Konserleri – Ekim Ayı Konser Takvimi İstanbul Ankara İzmir | Prohayat Anasayfa » Eğlence » 2011 Ekim Konserleri – Ekim Ayı Konser Takvimi İstanbul Ankara İzmir 2011 Ekim Konserleri – Ekim Ayı Konser Takvimi İstanbul Ankara İzmir Kış aylarına girmeden önce konser ve etkinliklerin yoğunluğu da artmış durumda. Ramazan sonrası Eylül ayında yaşanan doluluk Ekim ayında da devam ediyor. Yalnız tabi sıcak aylarda Ege’de ve güney illerimizde yoğunlaşan etkinlikler yavaş yavaş metropollere kayıyor. 2011 Ekim ayında yine en çok konser İstanbul’da, sonrasında ise Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir gibi büyük şehirlerimiz gelmekte. Ekim ayında konser keyfini yaşamak istiyorsanız, 2011 Ekim konserleri, konser ve etkinlik takvimleri listesini aşağıda bulabilirsiniz. 2011 Ekim Konserleri Neler, Nerede Ne Zaman Saati Konser ve Etkinlik Takvimi Zakkum, 1 Ekim Cumartesi günü İstanbul Hayal Bistro sahnesinde hayranlarıyla buluşacak. Saat 22.00’de başlayacak olan etkinliğin bilet fiyatları 25 TL. olarak belirlenmiş. California orjinli devrimci grup “dredg” 21.00’de hayranlarıyla biraraya gelecek. Bilet fiyatlarının sahne önü için 112 TL. diğer kısımlar için 69.5 TL. olarak belirlendiği etkinliğin yeri Maslak’taki Refresh The Venue. Kurban, son albümleri olan “Sahip”i Beyoğlu’ndakiİstanbul Live’de seslendirecek. Bilet fiyatlarının 28,5 TL. olarak belirlendiği etkinliğin yaş sınırı tahmin edilebileceği gibi 18. Flamenko müziğinin sevilen ismi İspanyol gitar virtüözü Jeronimo Maya Erdal Akkaya ile beraber sahneye çıkacak. Aya İrini müzesinde verilecek olan konserin başlama saati 20.30, bilet ücretleri ise 45 TL.’den başlıyor. Sevilen Fransız grup The Do 22.00’de popüler mekan Ghetto’da sevenlerinin karşısına çıkıyor. Bilet fiyatları öğrenciler için 40 TL., diğerleri için ise 50 TL. olarak belirlenmiş. Levent Yüksel Beyoğlu Jolly Joker Balans’ta 22.00’de sahne alıyor. Konserin bilet fiyatları 44.5 TL ile 88.5 TL. arasında değişiyor. Süperstar Ajda Pekkan Turkcell Kuruçeşme Arena’da 21.00’de sevenleriyle buluşuyor. Konserden elde dilecek olan gelir Somail’ye bağış yapılacak. Muscle Museum 21.30’da Babylon’da sahne alıyor. Biletler 23 TL.’den satılıyor. Müzik ve söz yazarı Fettah Can Jolly Joker Balans’ta konser verecek. Konserin başlama saati 22.30, bilet fiyatarı ise 28.5 TL.’den başlayan fiyatlarla satılıyor. Farid Farjad, 20.30’da kemanıyla İzmir İsmet İnönü Merkezi’nde olacak. Zeynep Arabacıoğlu “Latino y Ladino Project” ile Ghetto’da Latin rüzgarı estirecek. 22.00’de başlayacak olan etkinliğin biletleri 23 TL.’den satışta.< ekim ayı konser takvimi ekim ayı konserleri 2011-09-23 Etiketler:ekim ayı konser takvimi ekim ayı konserleri
allenai/c4/00768/141
2017-09-19T20:40:13
http://www.prohayat.com/2011/09/23/2011-ekim-konserleri-%E2%80%93-ekim-ayi-konser-takvimi-istanbul-ankara-izmir/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Yiyecekler bakın önceden nasıl görünüyormuş? 14.12.2017 10:56:13 | Son Güncelleme 14 Aralık 2017 Hayvanların bir zamanlar vahşi türlerden evcilleştirildiğini biliyoruz. Peki gıdalar hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? İnsanların onları yetiştirmeye başlamasından binlerce yıl önce en sevdiğimiz yiyeceklerin nasıl göründüklerini derledik. İşte eski kültürlerin yiyecekleri ve onların modern torunları. İnsanlar binlerce yıldır karpuz yiyor. Ancak ilk yetişen karpuzla bugünkü yediğimiz karpuzun arasında oldukça fark var. İlk üretilen karpuzlar sert ve yavan, ya acı ya da tatsız oluyordu. Eski dönemlerde çöl bedevilerinin karpuz tohumlarından yağ ve sabun ürettikleri söyleniyor. İlk muzun en azından 7 bin yıl önce hasat edildiği biliniyor. Bunu 10 bin yıl önceye dayandıran kaynaklar da mevcut. Vahşi muza benzer ürünler Papua Yeni Gine ve Güneydoğu Asya'da yetişiyor. Görüldüğü gibi sert tohumlar modern ürüne ters bir şekilde muzun içindeler. Orijinal patlıcan daha önceleri yol kenarında yetişen bir ot ve hayvanlara verilen bir besin kaynağıydı. Modern patlıcanların rengi genellikle mor renklidir, ancak bazı ülkelerde beyaz renkte patlıcanlarla da karşılaşmak mümkündür. Yabani havuç aslında yaprakları ve tohumları için yetiştirildi. Günümüzde de yararlı bir ot olduğu düşünülmektedir. Bilinen ilk havuçların 17. yüzyılda Hollanda'da ortaya çıktığı söyleniyor. Tarihte ilk evcilleştirilmiş mısıra milattan önce 7 bin yılında rastlanıyor. Bilinen bu mısır çok ince ve taneleri de tıpkı patates gibi kuru bir yapıya sahip. Günümüzde pazar tezgahlarında sarı renkte mısır koçanları görsek de mısır tanelerinin renkli çeşitleriyle de karşılaşılmaya başlandı. Domatesler, insanlar tarafından evcilleştirildiklerinden beridir boyut, renk ve lezzette değişime uğramışlardır, ancak birkaç vahşi türü hala iyi bir potasyum ve C vitamini kaynağı olduğu için aborijin popülasyonu (yerli halk) tarafından tüketilmektedir. Vahşi patatesin kökleri bugünkü Orta Amerika'dan güneye doğru giden bir hatta dayalı. Bu köklerden 200'e yakın farklı tür elde edildiği de söyleniyor. Evcilleştirilmesi de 6 bin yıl öncesine dayanıyor. Bu coğrafyada halen patatesin 120'ye yakın çeşidi elde edilebiliyor. Tüm dünya üzerinde yetiştirilebilir bir versiyona erişen modern patates sadece su oranı, boyut ve belki de sarının tonları üzerinden ayrılabiliyorlar. Vahşi çeşitler tam aksine renkleri ve özgün şekilleri ile birbirlerinden ayrılabiliyor. Genetik mühendisliği kullanılması bir sürü soruyu gündeme getiriyor ve çok büyük bir etki oluşturuyor. Kim bilir 20 yıl içinde ne çeşit meyve ve sebze yetiştireceğiz. Düşüncelerinizi paylaşın... Baharatların taze kalması için mukakkak bunu yapın Dev yumurtanın içinden çıkan görenleri şok etti Gerekçeler ve görüntüler şok ediyor! Çiğken zehirlidir, haşlamadan yemeyin: Gavur pancarı - Tırşik pancarı Osmanlı mutfağının en garip afrodizyakları! Ödem atmak için bu çayı mutlaka deneyin Kaybolnaya yüz tutan yöntem- sadece anadoluda var- Tereyağını fırında bekletince... Balkonda bile yetişiyor: Cinsel gücü artıran mutluluk meyvesi!
allenai/c4/00768/142
2019-01-19T18:33:25
https://m.mynet.com/yiyecekler-bakin-onceden-nasil-gorunuyormus-yemek-1169189
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Deniz taşımacılığı çok önemli Dünya Lojistik Sektöründeki Gelişmeler ve Türkiye’nin Yeri’ panelinde konuşan İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, dünya ticaretinin büyük kısmının deniz yoluyla yapıldığını, bu yüzden deniz taşımacılığının lojistik açısından önemini vurguladı. 'Dünya Lojistik Sektöründeki Gelişmeler ve Türkiye’nin Yeri’ panelinde konuşan İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, dünya ticaretinin büyük kısmının deniz yoluyla yapıldığını, bu yüzden deniz taşımacılığının lojistik açısından önemini vurguladı. Global İşletme Araştırmaları Kongresi kapsamında Piri Reis Üniversitesi’nde “Dünya Lojistik Sektöründeki Gelişmeler ve Türkiye’nin Yeri” konulu panel düzenlendi. İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, dünya ticaretinin büyük kısmının deniz yoluyla yapılmakta olduğunu ve bu yüzden deniz taşımacılığının lojistik açısından önemini vurguladı. İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Piri Reis Üniversitesi’nde düzenlenen “Dünya Lojistik Sektöründeki Gelişmeler ve Türkiye’nin Yeri” isimli panele katıldı. Piri Reis Üniversitesi’nin ev sahipliği yaptığı Global İşletme ve Araştırma Kongresi Prof. Dr. Oral Erdoğan’ın açılış konuşmasıyla gerçekleşti. Prof. Dr. Oral Erdoğan, üretimin öneminden bahsederken akademisyen ve iş adamı ilişkisinin daha detaylanması gerektiğini vurguladı. Erdoğan, “Bilimsellik için networking çok önemli. Araştırmaların çok azı katma değere çevrilebiliyor. Öğrenci odaklı eğitimin benimsenmesi gerekiyor. Dünya’da ihracatın yüzde 87’si denizden sağlanıyor. İklim değişikliği ve karbon emisyonu ilişkisi ciddiye alınmalı ve inovasyon ile azaltılmalı. Global tüketimin artması olumsuz etki yaratabilir” diyerek sözlerine son verip katılımcılara teşekkür etti. Prof. Dr. Taner Berksoy, küreselleşmenin hızını kaybettiği izlenimini elde ettiğini ve küreselleşmenin önemli olduğunu belirtti. Berksoy, “Son yıllarda yaşanan gelişmeler, amaca ulaşmada istenilen yönde ilerleme kaydedilmediği yönünde şiddetli bir şekilde eleştiriliyor” dedi. Prof. Dr. Suat Teker, konferansın tarihinden bahsederek Piri Reis Üniversitesi’nin ev sahipliğine vurgu yaptı. Kongre katılımcılarından OECD Sayısal Politika Analizleri ve Öngörü Daire Başkanı ve aynı zamanda Uluslararası Taşımacılık Forumu (ITF) üyesi Dr. Jari Kauppila da bir konuşma gerçekleştirdi. Küresel taşımacılık organizasyonuna vurgu yapan Kauppila, “2060 projesinde OECD ülkeleri OECD dışındaki ülkelerle ticareti yükseltme eğilimindedir” dedi. Taşımacılığın coğrafyasının da kompozisyonunun da değiştiğinden söz eden Kauppila, OECD 2019 raporunun ilk kez geçtiğimiz hafta kamu ile paylaşıldığını ifade etti. Kısa bir aradan sonra devam eden kongrede Prof. Dr. Oral Erdoğan’ın moderatörlük yaptığı bir panel düzenlendi. Erdoğan, lojistik için tüketim ve üretimin şart olduğundan söz ederek konuşmasına başladı. Sanayi ve lojistik arasındaki bağın dikkatle ele alınması gerektiğini dile getirdi. Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, konuşmasında “Kocaeli bir sanayi bölgesi, sektörel çeşitliliğin bulunduğu bir yerdir. Yüzde 10’dan fazla firma yabancı sermayelidir. İstanbul’dan sonra en fazla ARGE merkezi Kocaeli’nde bulunmaktadır” ifadelerine yer verdi. Liman ve demiryolları bağlarının daha iyi hale getirilmesi gerektiğini belirten Zeytinoğlu, sanayi devrimi ve lojistik arasındaki öneme vurgu yaptı. İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, dünya ticaretinin büyük kısmının deniz yoluyla yapılmakta olduğunu ve bu yüzden deniz taşımacılığının lojistik açısından önemini vurguladı. Türkiye’nin dünya deniz taşımacılığındaki payını artırmak gerektiğini ifade eden Kıran, “Türkiye’de deniz taşımacılığının gelişmesi hem istihdam yaratma hem de dövizin yurt içinde kalması açısından önemlidir” dedi. UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, transit taşımalar ve diğer taşımalar için bürokrasinin azaltılması gerektiğini ifade etti. Lojistiğin geleceğine dikkat çeken Eldener, “Teknoloji ve yazılımdaki gelişmelerin takip edilmesi gerekiyor. Deniz taşımacılığının önemi devam edecektir” şeklinde konuştu. Nişantaşı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hakan Keskin, konuşmasına Türkiye’de lojistik sektörünün sorunlarına vurgu yaparak başladı. Keskin, “Lojistik alt ve üst yapıdan oluşuyor. Lojistiğimiz ağırlıklı olarak karayolunda mevcuttur. Lojistikte arz fazlası var, maliyetleri karşılamakta zorlanıyor. Karayolundaki arz fazla olduğu için demiryoluna dönemiyoruz. Karayolu haricinde alternatif az ve pahalı” dedi. Etiketler: Deniz Taşımacılığı, PRÜ Lojistik, Piri Reis Üniversitesi, UTİKAD, PRÜ, Dünya Lojistik sektörü, Lojistik gelişmeler Gefco "Önceliğimiz müşterilerimize değer yaratmak"Türkiye’deki büyümesine ve yatırımlarına devam eden GEFCO Türkiye, yeni depo ve gümrüklü alan yatırımı ile müşterilerine sunduğu katma değerli hizmetlerini çeşitlendiriyor. Yusen İnci Lojistik’ten İzmir’e çevreci ofisGenel olarak Uzak Doğu, Avrupa, Ortadoğu, Afrika, Amerika ile Türkiye arasında uluslararası deniz, kara ve hava yolu taşıma ve depolama hizmetleri veren Yusen İnci Lojistik, İzmir Bayraklı’da bulunan yeni çevreci ofisinin açılışını gerçekleştirdi. Hareket Hazar Denizi’ne açılıyorHareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği, Hazar Denizi’nde bulunan Bautino TS Marine Base Limanı’nın işletme hakkını devraldı. DHL Express'e yetkilendirilmiş yükümlü sertifikasıDHL Express, Ticaret Bakanlığı tarafından verilen, şirketlere gümrük işlemlerinde kolaylık ve imtiyazlar getiren, uluslararası geçerliliğe sahip “Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası”na sahip ilk uluslararası hızlı hava taşımacılığı şirketi oldu. Çekya Başkanı Ruhsar Pekcan ile görüştüÇekya Başbakanı Andrej Babis ülkemize yaptığı resmi ziyaret kapsamında Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan ikili görüşmelerde bulunarak, TOBB ve DEIK tarafından düzenlenen iş forumuna katılım sağladı. Can damarımız Lojistik sektörü Vize Serbestisi İhracatı Hızlandıracak02 Ağustos 2019 Cuma 11:04 215 bin metrekarelik alanda FLO da yerini aldı29 Temmuz 2019 Pazartesi 15:46 Ekol Lojistik'ten bir yatırım daha geldi26 Temmuz 2019 Cuma 16:23 Erzurum Palandöken'den hareket edecek22 Temmuz 2019 Pazartesi 17:26 Sarp İntermodal yatırımlarına devam ediyor22 Temmuz 2019 Pazartesi 10:50 Ekol Fortune 500'de yükselişini sürdürüyor19 Temmuz 2019 Cuma 12:36 Karayolu vakitten tasarruf sağlıyor19 Temmuz 2019 Cuma 11:31 Fevzi Gandur Bursa'ya destek oluyor19 Temmuz 2019 Cuma 11:12 Ekol Lojistik Oscar ödülü aldı17 Temmuz 2019 Çarşamba 11:31
allenai/c4/00768/145
2019-09-23T00:49:27
http://www.tasimacilar.com/deniz-tasimaciligi-cok-onemli-20328h.htm
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
İçişleri Bakanlığı'ndan Açıklama Geldi! 65 Yaş Üstü Seyahat İzni için 2.5 Saatte Rekor Başvuru İçişleri Bakanlığı'nca 65 yaş üstü memleket iznine ilişkin yeni açıklamalar art arda geldi. e-Başvuru sistemi ve alo 199 vefa destek hattı üzerinden kısa sürede gelen başvurulara ilişkin açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanlığı, 65 yaş üzeri vatandaşlardan memleket izni için 29 binin üzerinde başvuru alındığı, refakatçiler dahil edildiğinde toplam 62 bin 949 kişinin memleket iznine başvurduğu kaydedildi. Bakanlık açıklamasında, 65 yaş ve üzeri vatandaşların en az 1 ay boyunca dönmemek ve gittikleri yerlerde koronavirüs tedbirlerine uymaları kapsamında seyahat izni alabilecekleri hatırlatılarak, başvuruların Kaymakamlık ve e-devlet üzerinden yapılabildiği, toplu taşımada HES kodunun da gerekli olduğu kaydedildi. DÜN GENELGE YAYIMLANMIŞTI! İçişleri Bakanlığı'nca 81 il valiliğine gönderilen genelgede vatandaşların başvuru yapabilecekleri kanallar ile sürece ilişkin bilgiler yer almıştı. GENELGEDE DİKKAT ÇEKEN HUSUSLAR: Seyahat izin belgesi" talepleri e-Devlet, İçişleri Bakanlığı E-Başvuru sistemi ve Vefa Destek Hattı üzerinden yapılabilecek. Son Güncelleme: 21.05.2020 15:18 Içişleri BakanlığıTedbirler65 Yaş üstü
allenai/c4/00768/147
2020-06-04T11:00:34
https://www.kamubulteni.com/coronavirus/icisleri-bakanligindan-aciklama-geldi-65-yas-ustu-seyahat-h24248.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
FEVZİ ŞEN BANA GÖRE MİLLETİMİZ, BU KURTULUŞ SAVAŞI DA KAZANACAKTIR 22 Ağustos 2016 - Pazartesi 11:15 Evet bunun adı resmen Kurtuluş savaşı. 15 Temmuz darbe girişiminde karşılarında yüce Türk Milletini gören Fetö darbecileri, şimdi de ülkemizi bölmek isteyen PKK ve DAEŞ gibi terör örgütleriyle ittifaka geçmiş. Kim olursa olsun, adı ne olursa olsun ülkemizi bölmek isteyenler aynı cevabı alacaktır. FETÖ-PKK-DAEŞ gibi terör örgütleri ve dış destekçileri bilmeli ki, bu ülke insanı ne badireler atlattı. Kurtuluş savaşında yedi düvele karşı savaştı. Dört bir taraftan vatanımızı işgal eden emperyalist güçler arkalarına bile bakmadan kaçtılar. O günden bu yana ülkemizi parçalamak isteyenlerin sadece adı değişti. Ama ülkeler yani o terör örgütlerini destekleyenler yine bildik ülkeler. Şunu belirtmekte yarar görüyorum. Türkiye ne zaman gelişti, ihracatı arttı, söz sahibi ülke oldu. İşte o zaman terör örgütleri ortaya çıktı, darbeciler ortaya çıktı. Dünya 5’den büyüktür diyen Cumhurbaşkanımızı devirme planlarını yapanlar yine bildik ülkeler. 15 Temmuz’dan sonra tokadı yiyen sadece darbe teşebbüsünde bulunan asker elbisesi giymiş hainler değildi. Onları destekleyen dış güçler de Türk Milletinden tokat yemiştir. Elazığ’da, Van’da Gaziantep’te vatandaşlarımızı şehit eden zihniyet aynıdır. Terör örgütlerinin adı değişmiş olsa da onlar birer maşadır. Amaçları ülkemizi bölmek olan iç ve dış güçlere karşı Türkiye her zamankinden daha fazla dik duracak, birlik ve beraberliği ile içerideki ve dışarıdaki düşmanlara karşı cevabını verecektir. Konumuzun özeti, Türkiye bu Kurtuluş Savaşını da kazanacaktır. ÖZKAYA “DEVLETİMİZ TERÖRÜN ÜSTESİNDEN GELECEK GÜÇTEDİR” AK Parti Afyon Milletvekili Av. Ali Özkaya, Gaziantep’in Şahinbey ilçesindeki vahşetle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Darbe girişiminin akabinde gerçekleştirilen terör saldırıları, Milletimizin birlik ve beraberliğini hedef alan saldırılardır diyen Özkaya şunları söyledi: “Gaziantep Şahinbey ilçesindeki bir okulun bahçesinde gerçekleştirilen hain terör saldırısı sonucunda 50 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, çok sayıda vatandaşımız ise yaralanmıştır. Demokrasiye inanan, istiklali ve istikbali için el ele veren Türkiye, nereden gelirse gelsin terörün her türlüsünü lanetlediğini ve teröre karşı çıktığını 15 Temmuz sürecinden bu yana demokrasi nöbetleriyle göstermiştir. Van, Elazığ ve Gaziantep'te yüzünü gösteren terör, Ülkemizin içeriden ve dışarıdan çökertilmesi hayalini ortaya koymaktadır. ÖZKAYA “YENİ BİR ASKERİ BİRLİK GETİRMEK İÇİN ÇALIŞMALAR VAR” AK Parti Milletvekili Ali Özkaya, Afyon’a yeni bir askeri birlik getirilmesi için çalışmalar yaptıklarını söyledi. Askeri birliğin Afyon dışında olacağını belirten Özkaya,”Yeni bir askeri birlik, çevresine ekonomik olarak katkı verecektir” dedi. Askeri birliğin getirilmesi konusunda gerekli görüşmelerin yapıldığını kaydeden AK Parti Milletvekili Ali Özkaya, “Gerekli görüşmelerimiz bittiğinde kamuoyu bilgilendirilecektir. Biz her zaman iş sonuçlanınca duyurmayı uygun bulduk. O nedenle, askeri birlik gelmesi konusunda da sonuçlanmasını bekleyeceğiz” dedi. Bildiğiniz üzere, Afyonumuzda acemi birliği yok, var olanlar da yıllar önce başka şehirlere götürülmüş. ÖZKAYA TOPLANTI ÖNCESİ DOSTLARIYLA SOHBET ETTİ AK Parti Gençlik Kollarının ülke çapında düzenlediği toplantılara katılan AK Parti Milletvekili Ali Özkaya, dostlarıyla sohbet etti. Güral otel girişinde parti yetkilileri ve dostları tarafından karşılanan Özkaya, gençlik kolları toplantısında konuşma yaptı, ARASINDAN SU SIZMIYOR Her ikisi de can insanlar. Onur Çelik kardeşimiz ile Celil Arslan kardeşimizi 2 yıldır tanırım. Dahası, aile büyükleriyle de dostluğumuz, kardeşliğimiz vardır. Geçtiğimiz Cuma günü akşamı, Güral oteldeydik. Malumunuz, AK Parti Gençlik Kollarının toplantısı vardı. Bu vesile Sayın Özkaya’nın danışmanlarını görüntüledik. Birinci Danışman Av. Onur Çelik, ikinci Danışman da Celil Arslan. Değerli danışmanlarımıza kolaylıklar diliyorum Etiketler: MİLLETİMİZ, KURTULUŞ, , SAVAŞI, DA, KAZANACAKTIR
allenai/c4/00768/151
2019-07-16T20:51:59
http://mail.afyonarmonihaber.com/yazar-milletimiz_bu_kurtulus__savasi_da_kazanacaktir-37.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Hayal Gücünün Paradıgması - Bakimliyiz.Com Hayal Gücünün Paradıgması 18-01-2010, 03:36 #1 (permalink) Hayal Gücünün Paradigması Sercan bir sabah okula gitmek için otobüs durağına yaklaştığında içinden bir ses otobüse binmemesini söyler . O da yürümeyi severdi bazen daha ilerdeki durağa yürür oradan binerdi otobüse . İşte böyle bir gün yürürken sol tarafına baktığında her gün geçtiği bu yolda farkına varmadığı ulaşması gereken bir yer olduğu düşüncesine kapıldı . Parkın içinden geçen yola doğru yöneldi . Tamamen içinden gelen sese kulak vererek hareket etmekteydi . Ses net bir tonda her kelimesi gün gibi açık düzgün cümlelerle iletişim kurmakta idi. Ses hiç kimsenin bilmediği ve asla bilemeyeceği bilgileri Amazon nehrinin suları gibi derin ve hızlı biçimde döküyordu . Sercan ın dikkat ve ilgisi o kadar yükselmişti ki bir kelime bile boşa gitmiyordu . Tüm olan biten hafızasının raflarına kategorisine göre düzenli bir biçimde yerleşiyordu . Dış dünyayla alakası kesilmiş ve dışarda olan biteni algılayamaz durumda idi . Bilgiler düzenli yerleşmeli çünkü dağınık bir şekilde atılan bilgilere ulaşması zor ve çok yer işgal etmekteydi . Parktan çıktığında okula iki saat geç kaldığını anlar . Parkta dış dünyadan alakasını kestiği halde nasıl yürümüştü . Bu süre boyunca bedenini ne kontrol ediyordu da hiç dikkat çekmeden normal bir insanmış gibi görünebiliyordu ? Normal görünmüyorsa birileri müdahale etmeliydi ona . Bu iki saat içinde onca yıllık okul yaşamı boyunca elde edemediği bilgiler Yağan kar ın birikmesi gibi istiflenmişti. Tarif etmesi güç bilgilerle dolu olan kafasında insanlara anlatamayacağı ve insanların onu asla anlamayacağı düşüncesi tedirginlik vermekteydi .O güne kadar kafasında oluşmamış onca şey ne olmuş da bir anda ortaya çıkıvermişti . Yoksa içinde açığa çıkmaya çalışan biri mi gizlenmişti . Kafasında bazı soru işaretleri de belirmişti parktan çıktığında bunları tekrar değerlendirmek üzere ilgisini okuluna ulaşmaya yönelterek en yakın durağa doğru yürüdü . Otobüste yolculuk boyunca bilinçüstü ile bilinç altı arasında gidip gelmeler yaşadı . Evrenin uzam boyutları anti evrenin uzam boyutlarıyla zaman ve mekan çakışması mı yaşamıştı . Karşıt evrendeki yansıması ile bir bilgi akışımı idi yaşadıkları . Şuuru uzayın derinliklerine uzanımlar yapıyordu . Evrende bir nokta olan şuuru ile başka noktalar arasında kıyaslamalar yaparak muğlak olan kavramları açığa çıkarıp olan bitene tanım getirmeye çalışıyordu . Öyle ya insanlara bu şekliyle birşey anlatamazdı . Herzaman herşeyi hazır bulmaya alışmıştı insanlar . Birileri onların yerine düşünmeli ve kolayca alabilecekleri hale getirmeli . İnsanlardaki düşünce tembelliği işte . Nasıl elleri birşeyleri kavrayıp bir işi yapabiliyorsa kafasından geçenleri yoğurup işlemeliydi . Akşam olunca kafasını yastığa koyar koymaz gün içinde aldığı tüm iletiler beyninden tek tek geçerdi . Geçerken bir süzgeçten geçmişçesine durulurdu : Netleşen her bilgi beyninde ilgili hücre grubu tarafından örgenleşir . Akson ve dentritleriyle o bölgede bulunan hücrelerle sinaps lar oluşurdu . Parkta kafasından geçenleri genel bir değerlendirmeyle analiz etmeye başlar . Bunu yaparken daha önce depo ettiği bilgiler seferber olur . Evet o güne kadar okuduğu öğrendiği herşey dağınık bir halde iken ; parka girdiğinde tüm bu bilgilerin üzerine yeni bir yazılım proğramı oluşmuş da bilgisayarın kapasitesi artmış gibi bir durum ortaya çıkmıştı . Aslında içinde olan potansiyeli keşfetmişti . Bilginin kotarılmasını aslında varolan potansiyeli kullanmaya başlamıştı . Hala net olmayan şeyler vardı . Henüz bir tanımını bulamadığı bu durumu insanlara nasıl anlatmalıydı . Tereddütleri de yok değildi . Hem İnsanlar ona inanmayabilirdi .Çünkü insanlar o güne kadarki hayatlarının dağınıklığı içinde yaşamaya alışmışlardı . Peki bu alışkanlık nasıl değiştirilebilirdi .İnsan beyni bilgisayardan farklı . İnsanın karar verme mekanizması '''' hemen hemen '''' ilkesine göre çalışır . Bilgisayar ise ''''ve '''' '''' veya '''' sistemine göre çalışır. İnsan beyni bilgisayarla karşılaştırılamayacak kadar kapasiteli olduğundan bir kararla ilgili tüm hücrelerle bağlantı kurulmaya zorlasaydı beyin felç olurdu. '''' hemem hemen '''' ilkesinde karar verilirken yüzeysel ve en çabuk ulaşılabilen hücreler kararda etkili olur . İnsanlar bu nedenle hızlı karar vermeleri gerekirken . Verdikleri kararlar hiç da doğru olamayabileceğinden çoğu zaman pişmanlık duyarlar . deneme yanılma yöntemi insana en kolay gelen ve kolay olan yöntemdir . Tüm bu sebeplerden dolayı yanlış olma ihtimali olsa dahi hemen karar vermek zorundaydı . Tüm bunları birkaç saniyede düşünür kız arkadaşına anlatmaya karar verir . Ona o kadar güveniyordur ki ailesinin bile bilmediği şeyleri onunla paylaşmıştır . Kantinde çayını yudumlarken nasıl anlatacağını kurmaya girişir . O sırada merdivenlerden kız arkadaşının indiğini görür . Ama ne o yukarı doğru çıkan biri onunla konuşmaya başlar . Sercan konuşmanın bitmesini sabırsızlıkla beklemektedir . Bu arada konuşma bitip gelirken sercan bir çay da onun için alır . Ç ayın şekeri atılıp karıştırılır . Bir yudum içip bardak bırakılana kadar birşey söylemez . Sercan konuşmaya başlar . Konuşurken kızın gözlerine bakarak tasarladığı anlatıma sadık kalarak onun tavırlarına göre insiyatif geliştirerek konuşmasını bitirir Birini bir konuda ikna etmek istiyorsanız telefonda yapılacak bir konuşmaya göre gözgöze konuşma yüzde altmış daha etkilidir . Kızcağız Sercanın saçmaladığını düşünür belli etmemeye çalışsa da yüzüne bakan sahte bir tavır aldığını anlar . Göz göre göre yalan söyler onu anlamaya çalıştığını büyük ölçüde katıldığını ama bunların kabul edilebilecek şeyler olmadığını bunları başka bir yerde söylemesinin doğru olmadığını anlatmaya başlar . Çelişki içindedir aslında ama yüzünde ürkek bir gizem belirmiştir . Orada olmaktan huzursuz olmaktadır ama bunu hissettirmemeye çalışmaktadır. O da birikim sahibi biri olduğu halde yargıları bunu kabullenemez bir durum olarak tanımlamıştır . Sercan kolay hayal kırıklığına uğramayan biri olarak . Çok güvendiği bir insandan destek alamaması onu üzmüştür . Detayını anlatmadan olayı yüzeysel anlatmasına rağmen ilk aldığı tepki onu sarssa bile kolay kolay yılacak biri değildir . İçinde bu sırrı saklaması mümkün mü birileriyle paylaşmak zorunda ama bu kim olacak ? Onunla en iyi anlaşan hocasına anlatmayı düşünür . Diğerleriyle zaten anlaşamaz hiç . Hemen o saatte anibir karar verir ve görüşmeye gider . Odadan çıktığında yüzü bembeyaz ne yapacağını bilemez haldedir. Öylece okul sınırlarının dışına çıkar ve sokaklarda robot gibi yürümeye başlar . Okul hayatı bitmiştir . Beraber ev tuttukları arkadaşlarının takıldığı bir kafe vardır . Bir saat yürüdükten sonra kafasını toparlar ve oraya gitmeye karar verir . İlk duraktan otobüse atlar o otobüse biner binmez bir süredir onu takib eden adam da otobüse biner . Durumu farkeden Sercan ani bir refleksle hemen yerinden kalkar ve otobüsün arka kapısı kapanmadan birkaçsaniye önce kendisini dışarı atar . Otobüs hareket etmeye başladıktan sonra yerinden fırlayan takipçi arka pencereye doğru çevik bir biçimde koşar ve otobüs Sercan''''ın birkaç metre uzağında iken arkasını dönüp baktığında takipçiyle gözgöze gelirler . Evet kahretsin yine yanılmadım der içinden . Ama bunlar kimdir sıradan bir vatandaşla niye uğraşmaktadırlar . Sercan''''ın bunlarla uğraşacak gücü yoktur . Nezaman nereden çıkacakları belli olmayan bu adamlar isteseler ücra bir köşede aniden çıkıp kaybedebilirler onu. En yakın bildiklerinin bile sırt çevirdiği düştüğü bu durum kafasını tırmalamasına rağmen birilerine anlatmaya kararlıdır . Başka bir otobüsle arkadaşlarının yanına gider . Bazı detaylarıyla durumu anlatır . Onu anlamaya çalışırlar . Anlayamadıkları noktaları samimi bir şekilde paylaşırlar . Büyük bir hevesle ve azimle seri bir şekilde anlatır . Sonuçta okulu bırakmak zorundadır ve eve geri dönemez . Hiçbir zaman ailesine anlatamayacağı ve onların anlama ihtimali milyonda bir bile olmayan bu durumda bir iş bulup hayatını idame ettirmelidir . Babasının onun okuması için gönderdiği paraları almaya eli gitmez . Kız arkadaşının ona inanan arkadaşlarını da kandırması sonucu bozuştuğu için eve de gidemez . İşyerinde geceler bir süre . Daha sonra bir kenar mahalleden ucuz bir ev bulur . Ev resmen topraktan yapılmış bir gecekondudur . Yağmurlu havalarda çatıdan sızan sular toprak kokusunu da getirir ona gecekondunun en güzel yanı da budur . Evin tahtadan giriş kapısı birinci odaya açılır . Odadan ikinci odaya bir bağlantı kapısı oradan da küçük bir mutfağa açılan kapı vardır . Tren vagonlarına benzer ilginç bir ev vesselam . Tuvalet evin dışındadır . Soğuk kış günlerinde ne kadar zor olsa da tuvalette banyo yapmak zorundadır . Elektirikli ısıtıcının ısıttğı sular ile sıcacık bir banyo yapmak gibisi yoktur . O çalışan biridir ve gün içinde terlemektedir o sıcıcık banyo tüm kirini ve yorgunluğunu alır . İşyerinde çalışanların en gediklisi bir yarım akıllıdır . Saf bir çocuk işyerini erkenden o açar anahtarlar ın birer tanesi de onda durur . Patron un en güvendiği adamdır . Zaaflı zayıf bir kişilik ama güvenilir ve sadakatli . Patron onu haftasonları oyun salonuna götürür . O kadar mutlu ve kaygısız ki dünya yansa kurtaracak eski bir hasırı yok derler ya işte öyle . İşyerinde çalışırken radyo dinlenir . Birgün radyo da Nilüfer söylemeye başlayınca duygulanmasından anlaşılır ki hayatında bir kere görmüş ve aşık olmuş toz kondurmazmış . Ali isimli bu saf çocuk patronun habercisidir aynı zamanda. İşyerinde olan biteni patron bu kişden öğrenir . Patron iyi biri aslında da Sercan gecekondu semtinden işyerine gelene kadar patron bürosuna yerleşir işçi girişini rahatlıkla görebileceği bir yerde olduğundan kimin erken kimin geç geldiğini görür . Sercan''''ı birkaç defa uyarırılar . Ama o aldırmaz . Eşek olana semer vuran çok olur ya orası olmazsa başka bir yerde çalışır . Ta ki öğle saatinde çay servisi yaparken çayı işçilere dağıttığı ve patrona çayı soğuk getirdiği için fırça atana kadar bazı eziyetlere katlanır . Yeni biri işe başladığı yerde sümüğünü bile atmasını bilmeyenler patron kesilir . Kraldan çok kralcı olurlar. Bazı insanlar çok iş değiştirir bu tip sebepler yüzünden . Sercan çok sabırlı olmasına karşın onun da bir dayanma gücü var tabi . İşte çay olayından sonra işyerinden de kovulur. Kız arkadaşı bir pazar günü Sercanı bulur ve şehrin en merkezi caddesinde yürürken konuşurlar . Kız onun şehirden gitmesini istemektedir . Sercan bunun kabul edilebilecek bir durum olmadığını . şehri asla terketmeyeceğini söyler . İnsanlar birşeyler istemeye başlayınca sonu gelmez . Her insanın kişilik hakları var . Kimsenin bu haklara müdahale etme hakkı yok . Sercan ne kadar inatçı olsada bu kişinin psikolojik baskıları na karşı dirençle kendini savunması evet savunması boşa çıkar . Direncini kaybeder. Teslim olmuştur zamanın akışına . Çalışmak Sercan''''a iyi gelmiştir aslında nerede başlayacağı nerede devam edeceği ve nerede sona ereceği belli olmayan yaşamda . Onca şeyi unutturmuştu çalışmak ona birşeyleri insanlara anlatma zorunluluğu da hissetmiyordu ... İnsanın dünyaya gelme ihtimali ; Bir mililitresinde yirmi milyon hücre olduğuna göre trilyonlarca hücre arasında ki rekabet sonucu sizin dünyaya gelebilme ihtimalini yakaladığınıza göre seçme şansınızın olmadığı bir dünyada olan bitene ayak uydurmak zorundasınız . Sercan da şanslı biri olarak içimizde yaşamaya devam ediyor hala . Bizler gibi hayatın akışına bırakmıştır kendini büyük bir ihtimalle . Dünyada yaklaşık olarak beş milyar insanın yaşadığı farzediliyor . Aslında o kadar şanslısınız ki ; Bu beş milyar insandan biri de Angelina JOLİE . Sizin bu hatunla karşılaşma ihtimaliniz beşmilyarda bir . Dünyaya gelme ihtimaliniz olan trilyonda bir ihtimali ile kıyaslandığında Angelina ihtimali çocuk oyuncağı kalıyor . NOT: Yazıyı sıkılmadan sonuna kadar okumuş olanları biraz neşelendirmek istediğimden biraz espirili şekilde bitirmek istedim . Karşılaştığım insanlar hayal gücümün geniş olduğunu çok defalar söylemiştir . Konu sıkıntısı çekenler için biraz hayalgücümü çalıştırıp böyle birşey ortaya koydum . Umarım beğenilir . Yazı bitmemiş gibi duruyor . Çözülmesi gereken birçok detey var . Bir de yazının başında parkta geçen olayla ilgili kocaman bir soru işareti var . Ama bunu Sercan ''''da henüz çözebilmiş değil . Normal değil mi? Gerçek hayatta da Sercan '''' ların kafasında çözmesi gereken soru işaretleri yok mu ? Bence insanlar soru işaretleriyle doğuyor ve ölüyor . « Uyutma Taktikleri | Zihinsel Simya.... » Hayal Gücünün Paradıgması konusu, SAĞLIK / Psikoloji forumunda tartışılıyor. Hayal Kaya Avatarları Bkmlyz Avatarlar, Smileyler, Winkler, Moodlar, Skinler 1 28-03-2010 02:48 Çokcukların hayaL dünyasından ELma_KuяDu Komik Resimler 4 29-08-2009 10:19 Düz bir karın hayal değil mormavi Güzellik Önerileri 0 20-04-2009 03:09
allenai/c4/00768/155
2018-05-22T16:08:23
http://www.bakimliyiz.com/psikoloji/49465-hayal-gucunun-paradigmasi.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
WordPress Super Cache plugin ve ayarları Velociraptor | 04/11/2014 | Web ve design | Yorum yapılmamış Ben yıllardır web sayfalarımda herhangi bir cacheleme plugini kullanmadım, fakat bazıları için gerekli olabilmektedir sayfaların yüklenmesinde bazen server kaynaklı bazende webmaster kaynaklı yavaşlıklar yaşanabilir , özellikle shared host diye tabir edilen ve bir server IP sini 2000 – 3000 web sitesi sahibinin kullandığı hostlarda serverin hardwaresine bağlı olarak (Ram , Cpu..) kısıtlamalara gidilmekte ve bu kısıtlamalarda web sayfamızı direkt etkilemektedir , eğer aylık 1-2 $ civarına host buldunuzssa bilin ki bu fiyat için aynı server IP sini 1000 ekstra kişi ile paylaşacaksınız , bu da direkt sayfa açılışını ve web yayın kalitesini olumsuz etkileyecektir , Cpanelde Statistic ana başlığı altında yeralan CPU trottling kısmına tıklayalım Açılan CPU Throttling History de son 24 saat içerisinde web sayfamızın bize ayrılan Cpu ya kaç saniye /dk olumsuz etkisi olmuş bakalım , eğer “No CPU limiting factors (throttling) have been placed on your account in the past 24 hours.” diyorsa sorun yoktur , ama sütünlar halinde grafikler mevcutsa sıkıntı olasılığı mevcuttur , eğer wordpress tabanlı bir sayfanız varsa Bunu azaltmak için bir cacheleme plugini kullanılması tavsiye edilebilir , böylece server yükü hafifleyecek ve sayfalar daha hızlı açılacaktır çünkü her bir kullanıcı serverdeki veri tabanına bağlanmayacak halihazırdaki cachelenmiş sayfadan faydalanacaktır , WordPress için birkaç cacheleme plugini olmasına rağmen tavsiyem WordPress Super Cache plugini kullanmanızdır sebebi ; dinamik WordPress bloğunuzdan statik HTML sayfaları oluşturması ve ziyaretçilerin bu statik HTML sayfalarını kullanarak web sitenizi görüntülemeleridir , böylece aynı anda çok daha fazla ziyaretçi sayfalarınızı görüntüleyebilecek hemde sayfa yüklenme süresi daha hızlı olacaktır , WordPress Super Cache pluginini kuralım ve aşağıdaki ayarları uygulayalım: 1. Eklentiyi Kuralım , Anasayfası Kurulumdan hemen sonra Plugin admin page linkine tıklayalım 2. Easy tabı altında enable caching deyip update status butonuna tıklayalım 3. Advanced tabına geçelim ve aşağıdaki yerlere tik koyalım Cache hits to this website… Use mod_rewrite to serve cache files 304 Not Modified browser caching Extra homepage checks biraz daha aşağıdadır ve son olarak Update status butonuna basalım (sol altta mavi buton) ardından “Mod Rewrite Rules” ana başlığı altında sarı zeminde bazı kodlar yazacaktır bunun sonuna inelim ve “Update Mod_Rewrite Rules” butonuna tıklayalım ardından sarı olan kodların zeminin yeşile dönüştüğünü göreceksiniz , cahed timout değerinin 3600 olduğundan emin olalım Böylece ayarlarımızı tamamlamış olduk. Bir resmi yazı arka planı yapalım Yorum yapılmamış | Nis 14, 2013 WordPress yüklenme süresini 1-2 sn ye dü ... 17 yorum | Kas 7, 2012 Phpbb3 te mesajlar için moderatör onayın ... Yorum yapılmamış | Eyl 13, 2011 Velociraptor | Intel işlemcimizde ... Kullanıcı | vbs de mesaj kutular ... Faysal | Intel işlemcimizde güvenl ... bekir ılgar | .bat dosyasını .exe ... 79 queries in 0,576 seconds. Windows 8 Boot ekranı ve Menüsünü kişiselleştirin Windows 10 linux dual boot – En kolay yöntem WordPress te RSS (Besleme) mizi gecikmeli verelim Windows 8 in Windows 7 den farkları Programlara Öncelik Atayarak Konforlu Çalışma
allenai/c4/00768/158
2017-12-16T07:20:35
http://www.sordum.net/18676/wordpress-super-cache-plugin-ve-ayarlari/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Arval Active Link ile aracınızı yakından takip edin - TechInside Arval Active Link ile aracınızı yakından takip edin Katmanlı imalat otomotiv endüstrisini nasıl etkileyecek? Katmanlı imalat otomotiv sektöründe maliyetleri azaltarak, imalat süresini kısaltıyor. SmarTech raporu, katmanlı imalatın otomotiv sektöründeki geleceğine ışık tutuyor. Katmanlı imalat otomotiv üretimini hızlandırıyor Endüstri analist firması SmarTech, “Additive Manufacturing in Automotive 2018” ... Arval Active Link hakkında detaylar Arval Active ile kilometre kullanımları kolayca takip edilebiliyor, hatta kiralama kontratları revize edilebiliyor. Araçlardan toplanan verileri otomatik ve eş zamanlı olarak sisteme işleyen Arval Active Link, filo yöneticisinin toplam kullanım maliyetini takip ve kontrol etme kabiliyetini de artırıyor. Sürücülerin araç kullanım durumuna göre kiralama kontrat şartlarını revize etme imkanı veren sistem, ekonomik ve güvenlik kriterleri ile sürücü davranışlarını analiz ediyor. Bununla birlikte araç takip sistemi, sürücüler için de önemli avantajlar sağlıyor. Sürücüler için de önemli avantajlar sağlayan sistem, şahsi araç kullanımlarında veri gizliliğini de garanti altına alıyor. Ayrıca, sürücülerin iş ve özel amaçlı seyahat tanımlamalarını kolayca yapmalarını sağlarken, çalınma vb. durumlara karşı sunulan alarm sistemi ile sürücü güvenliğini en üst seviyeye çıkarıyor. Sürüş istatistiklerini takip eden sistem, hem kurumların hem de sürücülerin verimliliğini artırıyor. TEB Arval’in desteğiyle gerçekleştirilen ve otomotiv sektörünün önemli bir alanı olan filo yönetimi, konusundaki tek çalışma olan CVO (Corporate Vehicle Observatory) Barometre’nin 2018 sonuçlarına göre, araç filosuna sahip şirketlerin sadece %42’si araç takip sistemi kullanıyor. Şirketlerin kullanım amaçlarına bakıldığında %70 ile ilk sırada araçları takip etmek, %39 ile ikinci sırada sürücü güvenliğini artırmak geliyor. Şirketlerin %25’i sürücü davranışlarını iyileştirmek isterken, %17’si ise bu sistem aracılığıyla filo maliyetlerini azaltmayı hedefliyor.
allenai/c4/00768/159
2018-07-15T21:28:31
https://www.techinside.com/arval-active-link-ile-aracinizi-yakindan-takip-edin/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Kimyasal tankı boşalma kaynağı metrekaresini ve yüksekliğini hesaplamaları hakkında | ISGforum.net :: İSG sektörünün iş ve bilgi ağı Kimyasal tankı boşalma kaynağı metrekaresini ve yüksekliğini hesaplamaları hakkında Konusu 'Kimyasallar ile Çalışmada Emniyet' forumundadır ve Melek Gündoğdu tarafından 24 Nisan 2014 başlatılmıştır. Bir şey sormak istiyorum; bir tankımız var ve tankın içerisine %10 olacak şekilde yanıcı/patlayıcı kimyasal ilavesi yapılıyor. Tank dikdörtgen şeklinde ve üst kısmı tamamen açıktır. ölçüleri; 1x3x1,5 metredir. Yani açıklık 1x3 metr şeklindedir. Böyle bir durumda boşalma kaynağı metrekaresini ve yüksekliğini ne alırsınız? Melek Gündoğdu, 24 Nisan 2014 Boşalma derecesi sürekli alınacak k=0,25 hesaplanacak boşalma kaynağı: 3m2 yükseklik %10 dolu tutuluyorsa 15 cm olmalı sanırım. Siz hangi değerleri aldınız? --- Tekrar yazılan mesaj birleştirildi, 24 Nisan 2014 --- Bu arada yanıcı kimyasalınız nedir? Hesaplama bile yapmadan zone 0 denebilir sanırım, üstü tamamen açık olduğuna göre! Neden kapalı bir tank tercih edilmemiş? Büyük bir risk yok mu burda? Nurdan Hanım, tankın içerisine robotlar vasıtasıyla daldır çıkart yapıldığı için tankın üstü tamamen açık. Tank tamamen doludur, %10 luk kısmı yanıcı %90 ı ise sudur. Yüksekliği 15 cm alırsam aynı şekilde de boşalma kaynağını 0,003 almam gerekmez mi? boşalma kaynağı olarak tüm alanı almak gerekir. 0,003 diyemezsiniz. kalıcılık süresini hesaplarken Xo=10 alırsınız. Ben hala burdaki kimyasalın ne olduğunu merak ediyorum. İlave olarak bu bir karışımsa, yani su ve yanıcı homojen halde ise yüksekliği 15 cm alamazsınız. Ben tankın %10 una yanıcı konuluyor, kalanı boş zannettiğim için 15 cm demiştim yüksekliğe... Kimyasal ın içeriğinde %15-20 oranında propan-1-ol olduğu için yanıcı olarak geçiyor MSDS'inde. Kimyasalı %90 oranında seyretmek tankın tamamını da yanıcı yapmaz diye düşünüyorum Bu konuda çalışması olan arkadaşlar neyi hangi oranda hesaba kattıklarını belirtirlerse iyi olur. Deneyimli arkadaşların yorumlarını bekliyoruz.
allenai/c4/00768/160
2017-08-17T11:50:18
http://www.isgforum.net/threads/kimyasal-tank%C4%B1-bo%C5%9Falma-kayna%C4%9F%C4%B1-metrekaresini-ve-y%C3%BCksekli%C4%9Fini-hesaplamalar%C4%B1-hakk%C4%B1nda.11609/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Farabinin Bilim Dünyasına Katkıları Farabinin Bilime Ve İnsanlığa Katkıları Farabinin Bilim Dünyasına Katkıları Sponsorlu Bağlantılar Bu sayfadaki Notlar1 Farabi’nin İslam Dünyasına Katkıları Nelerdir?2 İbni Sinanın Bilime Katkıları Kıcaca Açıklanışı3 Müslümaların Bilime Katkıları4 Farabi: Farabi: 870-950 Yılları Arasında Yaşamış Olan İslam Düşünürü.5 Atatürk’ün Sosyal Bilimlerine Katkıları Nelerdir? Dünyanın bugünkü medeniyet seviyesine ulaşmasında en büyük paylardan biri bilime aittir. Bilimin tarihi gelişimi incelendiğinde, tarih boyunca keşifler yapmış, bilimsel gelişmenin öncüsü olmuş bilim adamlarının büyük çoğunluğunun güçlü bir Allah inancına sahip olan Müslüman bilim adamları olduğu dikkat çekmektedir. İslam ahlakının yaşandığı bir ortamda yetişmiş, tüm yaşamlarını ve bilime dair çalışmalarının temelini Kuran ayetlerine dayandıran Müslüman bilim adamları, dünyanın bugün sahip olduğu yüksek medeniyete çok büyük katkılarda bulunmuşlardır. Sponsorlu Bağlantılar Bilim, Allahın sanatını ve yaratışındaki ihtişamı görebilmenin en hikmetli araçlarından biridir. Yüce Allah Kuranda insanlara; göklerin, yerin, dağların, tohumların, hayvanların, gece ile gündüzün meydana gelişinin, insanın kendi doğumunun ve varlığının, yaratılmış daha birçok varlığın üzerinde düşünmelerini bildirmiştir. Bunların detaylarını genellikle bilim yoluyla inceleyebilen insan ise tüm varlıklarda Allahın sonsuz sanatını görecek, böylece kendisini ve tüm evreni yoktan yaratan Rabbimiz’i daha iyi tanıyabilecektir. Tarihte Müslümanlar arasında bilime öncülük eden birçok bilim adamı varolmuştur. İslam ahlakının yayılmasıyla da, sayıları artan Müslüman bilim adamları modern bilimin oluşumuna temel oluşturacak keşifler yapmışlardır. Nitekim İslam Tarihine bakıldığında, Kuran ahlakıyla birlikte Ortadoğu coğrafyasına bilimin de girdiği görülmektedir. Müslüman bilim adamları öncelikle, Batıda Roma ve Doğuda başta Çin olmak üzere, diğer devletlerde geliştirilen bilim ve teknolojiyi rehber almışlar ve önemli kaynakları tercüme etmişlerdir. Bu bilgi birikiminin içinden imani ve teknik anlamda yanlış ve tutarsız olan noktaları çıkartarak, kendilerine fayda sağlayacak duruma getirmişlerdir. İlk adım niteliğindeki bu çalışmalarının ardından, elde ettikleri bilgileri değerlendirip yorumlayarak bilim ve teknolojiye katkıda bulunmaya başlamışlardır. Teknik ilimler, tıp, astronomi, cebir ve kimya gibi birçok alanda önemli neticeler elde eden Müslüman bilim adamları, medeniyet ve kültür sahasında kısa zamanda kendilerini tüm dünyaya kanıtlamışlardır. Buluşlarıyla pek çok alanda bilimin gelişmesine katkıda bulunan Müslümanlar, böylelikle kendilerinden sonra gelen bilim adamlarına yol göstermişlerdir. Kuranın ışığında bilime yönelerek günümüze kadar yansımış başarılar elde eden Müslüman bilim adamlarından bazıları şöyledir: Harizmi (780 850) 9. yüzyılda Hârizmide dünyaya geldiği için Hârizmi adıyla anılan ünlü bilim adamı, matematik, astronomi ve coğrafya alanlarında araştırma yapmıştır. Aritmetik ve cebirle ilgili iki yapıtı, matematiğin gelişimini büyük ölçüde etkilemiştir. Hârizminin cebirle ilgili yapıtı, 12. yüzyılda Chesterlı Robert ve Cremonalı Gerard tarafından Latinceye çevrilmiştir. Bu eserlerin en dikkat çeken yönü, açıların trigonometrik fonksiyonlarla ifade edildiğini gösteren birtakım tablolar içermesidir. Bunların dışında, yön bulmada kullanılan usturlabın (yıldızların dünyaya göre yüksekliklerini ölçme aleti) yapımının ve kullanımının anlatıldığı iki eseri daha bulunmaktadır. Hârizmi, Batlamyusun Coğrafya adlı yapıtını, Kitâbu Suretil-Ard (Yerin Biçimi Hakkında) adıyla Arapçaya Arapçaya çevirerek, matematiksel coğrafyaya ilişkin bilgilerin İslam dünyasına girmesinde önemli bir rol üstlenmiştir. Hârizmi, aynı zamanda Kitabu-Suret-il-Arz adlı enlem ve boylam kitabında, Nil Nehrinin kaynağını açıkladı. Malvanın merkezi olan ve Hindistan’ın Gwalyar eyaletinin Ujjain şehrinden geçen boylam dairesini başlangıç meridyeni olarak kabul etmiş ve Batlamyusun astronomik cetvellerini tashih etmiştir. Hârizminin hazırladığı astronomi tabloları asırlarca ilim dünyasında kaynak olarak kullanılmıştır. Astronomi için gerekli trigonometri bilgisi ve trigonometri cetvelleri de bulunmaktadır. Fergani Dokuzuncu yüzyılda yaşamış, ekliptik eğimi ve Güneşin de kendine göre hareketli olduğunu keşfeden büyük astronomi ve matematik alimidir. Türkistan’ın Fergana bölgesinden olan Fergani, astronomi, matematik, coğrafya ve mekanik alanlarında deneye dayanan araştırmalar yaptı. Ancak astronomiye daha çok ağırlık verdi. Gök cisimlerinin hareketlerini inceledi ve Batlamyusun astronomi biliminde kabul gören iddiaları hakkında yankı uyandıran yorumlar yazdı. Kainatın ve gezegenlerin hacim ve büyüklükleri ile birbirleri arasındaki mesafeleri araştırdı. Araştırmaları sonucu yaptığı saptamalar, Batı astronomisinde Kopernike kadar değişmez ölçüler olarak kabul edilerek yüzlerce yıl kullanıldı. Ferganinin araştırmaları sonucu ilk kez Güneşin de bir yörüngesi bulunduğu ve kendi etrafında batıdan doğuya doğru döndüğü ortaya konmuştur. Ayrıca 41 yıl boyunca devam eden astronomi araştırmaları sonucunda enlemler arasındaki mesafeyi de saptamıştır. Ferganinin en dikkat çeken çalışmalarından biri ise, Güneş tutulmasını önceden belirlemek için keşfettiği yöntemdir. 842 yılında bu yöntemle Güneş tutulmasını önceden saptamıştır. Astronomi, matematik, coğrafya ve mekanik alanlarındaki çalışmaları bu ilim dallarının gelişmesine ve temellerinin güçlenmesine vesile olmuştur. O devirdeki tüm Türkistanlı alimler ve Avrupalı bilginler üzerinde Ferganinin etkisi görülmektedir. Latinceye tercüme edilen eserleri, asırlarca Avrupa üniversitelerinde okutuldu. Ferganinin astronomi ile ilgili eserlerinden yalnızca altısı günümüze kadar ulaşabilmiştir. Bu eserlerin en önemlisi Cevamiu ilm-in Nücum vel-Hareket-is-Semaviyyedir. Gök cisimlerinin hareketiyle ilgili bir astronomi kitabı olan bu eserin yazma nüshası Oxford, Paris, Kahire ve Amerika’da Princeton Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır. Farabi (870- 950) Matematik, botanik, tıp, musiki, felsefe ve mantık alanında eserler yazmış büyük İslam alimidir. Farabi, ilimlerin sınıflandırılması ve mantık alanında kendine özgü yöntemler kullandı. İlimleri sırasıyla; dil, mantık, matematik, fizik ve metafizik, medeni ilimler şeklinde beş ana başlık altında sınıflandırdı. Farabinin yaptığı bu sınıflandırma, Aristo ile Kindinin yaptığı sınıflandırmalardan önemli farklılıklar göstermektedir. Fizik alanında da önemli çalışmalar yapan Farabi, sesin fiziki açıklamasını yapan ilk alimdir. Yaptığı deneyler sonucunda titreşimlerin dalga uzunluğuna göre azalıp çoğaldığını tespit etti. Tıp alanında yaptığı çalışmalarda sağlıklı bir bedene sahip olmak için neler yapılması gerektiğini araştırarak bu doğrultuda tıp ilmi için yedi esası saptadı. Özellikle insan bedenindeki tüm organların tanınması, hastalıkların çeşitlerinin bilinmesi, ilaçlarla ilgili detaylı bilgilere sahip olunması konularına öncelik verdi. Yazdığı eserler ders kitabı olarak uzun süre okutulan Farabi, yalnızca İslam alimlerini değil, kendisinden sonra gelen birçok Batılı bilim adamını da etkiledi. İbni Sina (980-1037) Dünyadaki bütün ilim çevreleri tarafından dünyanın gelmiş geçmiş en değerli alimlerinden biri olarak kabul edilen İbni Sina’nın, henüz 18 yaşındayken çağının bütün ilimlerini öğrendiği bilinmektedir. Ünlü eseri el-Kânûn fit-Tıb (Tıp Kanunu), beş ciltlik ve yaklaşık bir milyon kelimelik büyük bir tıp ansiklopedisidir. Bu eser gerek içeriği gerekse hazırlanış tarzı bakımından, asırlarca dünya tıp literatürüne yol göstermiştir. On üçüncü yüzyıldan itibaren Avrupa üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulurken, çağın Fransasının en meşhur tıp fakülteleri olan Montpellier ve Lauvain Üniversitelerinin de temel kitabı olmuştur. Kendisinden sonra, yeni tıbbın doğuşuna kadar Türkçe, Arapça, Farsça ve çeşitli Batı dillerinde yazılmış eserlere kaynaklık etmiştir. El-Kanunda söz edilen tıbbi bilgilerin büyük bir bölümü bugün dahi geçerliliğini korumaktadır. İbni Sina tıp dünyasında ilk defa tıp ve cerrahiyi iki ayrı disiplin olarak ayırmıştır. Ayrıca cerrahi tedavinin sağlıklı olarak yürütülmesi için anatominin önemini vurgulamış ve hayati tehlikenin çok yüksek olmasından dolayı tercih edilmeyen cerrahi tedavi ile ilgili örnekler vererek ameliyatlarda kullanılmak üzere aletler tavsiye etmiştir. İbni Sina, felsefe alanında da gerek Doğu gerekse Batı filozoflarını etkilemiştir. Yapıtları 12. yüzyılda Latinceye çevrilmiş ve bunun ardından da tüm dünyaya yayılmıştır. Biruni (973- 1051) Onuncu ve on birinci yüzyıllarda İslam dünyasında yetişmiş olan büyük fen ve din alimi Biruninin, eserlerindeki yüksek fen bilgileri kendisinden sekiz asır sonra yaşamış olan fen alimlerini dahi şaşırtmıştır. Astronomi alanındaki çalışmalarına 995 yılında Güneşin ve gezegenlerin eğimini saptayarak başlamıştır. Yaşadığı asra Biruni asrı denmesine neden olan ve yaşadığı dönemden asırlar sonra dahi eserlerinden yararlanılan Biruni yalnızca İslam aleminde değil, tüm dünyada etki uyandırmıştır. Aslen Türk olan Biruni, Türklerin İslamiyet’i kabul etmeleri neticesinde bu medeniyetin çok geniş sahalara yayılmış olmasından dolayı insanlığın, özellikle ilmi alanda büyük kazançlar elde ettiğini belirtmiştir. Günümüzde özellikle Batı bilim dünyasında yer çekimi kanununun İngiliz bilim adamı Newton tarafından keşfedildiği kabul edilse de bu konuda ilk defa fikir ortaya atıp incelemelerde bulunan Birunidir. Ayrıca çağımızda henüz sözü edilebilen karaların kuzeye doğru kayma fikrini 9.5 asır önce dile getirmiştir. İçinde bulunduğu çağda Ümit Burnunun varlığından ilk bahseden alim olan Biruni, Kuzey Asya ve Kuzey Avrupa’dan da detaylı bilgiler vermiş, ayrıca Kristof Kolombdan beş asır önce Amerika kıtasından ve Japonya’dan söz etmiştir. Kitab-üt- Tefhim fi Evaili Sanaat-it-Tencim, Kitab-ül-Cevahir fi Marifet-il-Cevahir adlı eserinde kıymetli taşlar ve madenlerden bahsetmektedir. Biruni, izafi (rölati, nisbi) yoğunlukları, mahruti alet dediği ve en eski piknometre (yoğunluk ölçme aleti) denilebilecek bir alet vasıtasıyla belirlemiştir. Biruni, cebir, geometri ve coğrafya konularında o konuyla ilgili bir ayet zikretmiş, ayette bahsi geçen konunun yorumlarını yapmış, ilimle dini birleştirmiş, ilim öğrenmekteki amacının Allah’ı tanımak ve hakikati bulmak olduğunu dile getirmiştir. Eserleri halen Batı bilim dünyasında kaynak eser olarak kullanılmaktadır. Zehravi (936 – 1013) Endülüsün Zehrâ şehrinde doğan Zehravi, İslam dünyasında ve Batı dünyasında cerrahiyi konu edinen son bölümüyle tanınan el-Tasrif adıyla bir eser hazırlamıştır. Dönemin cerrahi ile ilgili bilgilerini özetlemiş, tecrübe edinmek için canlı hayvanlar üzerinde ameliyatlar yapılması gibi yeni görüş ve yöntemleri tıp dünyasına kazandırmıştır. Bu nedenle el-Tasrifin cerrahi ile ilgili son bölümü, Cremonalı Gerard tarafından Latinceye çevrilmiş ve 1497de Venedik’te, 1541de Baselde ve 1778de ise Oxford’da basılarak çoğaltılmıştır. Hazini On ikinci yüzyılda Türkistan’da yetişen Hazini, yerçekimi ve terazilerle ilgili yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. Hazini, Newton’dan 500 yıl önce, her cismi yer kürenin merkezine doğru çeken bir güç olduğunu söylemiştir. Roger Bacondan yüz yıl önce de, dünyanın merkezine doğru yaklaştıkça, suyun yoğunlaştığı fikrini ortaya atmıştır. Ayrıca birçok İslam şehrinde kıblenin nasıl bulunabileceği konusunda çalışmalar yapmıştır. Hazini, ışığın kırılma prensiplerini de incelemiş ve gökyüzüne temas eden güneş ışınlarının dünyaya doğrudan doğruya dik olarak değil, kırılarak ulaştığını saptamıştır. Hazini, kimyasal maddelerin yoğunluk ve özgül ağırlıklarını ölçmek amacıyla icat ettiği hassas terazilerle, kimya biliminin gelişmesine de vesile olmuştur. İcat ettiği Mizanül-Hikmet (Hikmet Terazisi) adlı hassas terazi ile yaptığı yoğunluk ve ağırlık ölçümleri, günümüz teknolojisi kullanılarak yapılan ölçümlerle oldukça yakın değerlere sahiptir. Ayrıca astronomi alanında da eserleri vardır. Ebul İz El-Cezeri 1136-1206 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen Cezeri, İslam medeniyetinin ileri olduğu Doğu Anadolu’da Diyarbakır Artuklu Sarayında 32 yıl başmühendislik yaptı. Burada ilmi çalışmalar yapan Cezeri, aynı zamanda haberleşme, kontrol, denge kurma ve ayarlama ilmi olan sibernetik ilminin ilk kurucusudur. Zamanla gelişerek bilgisayarların ortaya çıkmasına imkan tanıyan bu bilim dalı, insanlarda ve makinelerde bilgi alışverişi, kontrolü ve denge durumunu inceler. İngiliz nöroloji profesörü Dr. Ross Ashby ancak sekiz asır sonra 1951 senesinde üstün denge durumuyla ilgili bir çalışma ortaya koymuştur. El Cezeri, su saatleri, otomatik kontrol düzenleri, fıskiyeler, kan toplama kapları, şifreli anahtarlar ve robotlar gibi, pratik ve estetik birçok düzeni tasarlayan ve bunların nasıl gerçekleştirileceğini anlatan Kitab-el Hiyal adlı kitabın yazarıdır. Eserde yer alan bütün şekilleri kendisi çizmiş ve renklendirmiştir. 20. asrın başından itibaren batı dünyasında büyük ilgiyle karşılanan bu eser, 1974 senesinde Al Jazaris Book of Knowledge of Ingenious Mechanical Devices adıyla Donald R. Rill tarafından İngilizceye çevrildi. Kitabın tercümesine bir önsöz yazan meşhur bilim tarihçisi Prof. White Jr. ise önsözde, birçok keşfin Leonardo da Vinci ve diğerlerinden çok önce Cezeri tarafından yapıldığını belirtmektedir. Kadızade-i Rumi (1337-1421) Matematik, astronomi ve fıkıh alimi olan Kadızade-i Rumi, Semerkandda Timur Hanın oğlu Şahruhtan büyük saygı görerek, Şahruhun büyük oğlu Uluğ Beyin hocalığını yapmıştır. Uluğ Bey de hocası Kadızadeye büyük önem verip, onun için bir medrese ve rasathane yaptırdı. Kadızade-i Rumi, bu rasathanede yaptığı gözlemler neticesinde eski Yunan bilginlerinin elde ettiği birçok bilginin hatalı olduğunu saptadı. Astronomik cetvel ve tabloların tekrar düzenlenmesiyle yakından ilgilendi. Kadızade-i Ruminin en dikkat çekici çalışmalarından biri sinüs 1i hesaplamasıdır. Ali Kuşçu Türk-İslam Dünyası astronomi ve matematik alimleri arasında, ortaya koyduğu eserleriyle büyük bir üne sahip Ali Kuşçu, astronominin önde gelen bilginlerinden olarak kabul edilir. Özellikle bu iki alanda çağının sınırlarını aşacak kadar önemli eğitim ve öğretim çalışmalarında bulunmuştur. Fatih Külliyesinde bir güneş saati yapan Ali Kuşçu, İstanbul un enlem ve boylam derecesini belirlemiştir. Ayın ilk haritasını çıkaran Ali Kuşçunun adı bugün Ayın bir bölgesine verilmiştir. Ali Kuşçunun astronomi ile ilgili en büyük eserlerinden biri Risale-i fil Heye (Astronomi Risalesi)dir. Matematik alanındaki büyük eseri Risale-i Hisap (Aritmetik Risalesi)dir. Risaletül-Fethiye adlı eseri ise 19. yüzyılda, İstanbul Mühendishanesinde (İstanbul Teknik Üniversitesi) ders kitabı olarak okutulmuştur. Bu eserde, gök cisimlerinin yere olan uzaklığına yer vermiş; ayrıca dünya haritasını da kitabının sonuna eklemiştir. Burada yerkürenin eksenindeki eğikliği 23o3017 olarak belirlemiştir. Bu, günümüz modern astronomi verilerine (23o27) oldukça yakın bir değerdir. Akşemseddin (1389-1459) Ünlü Türk bilgini ve hekimi olan Akşemseddin, genç yaşta çeşitli ilimler konusunda başarılar elde etmiş ve iyi bir tıp tahsili yapmıştır. Hastalıkların insanlarda birer birer ortaya çıktığını sanmak yanlıştır. Hastalıklar insandan insana bulaşmak suretiyle geçer diyerek önemli bir konuyu vurgulamıştır. Sultan II. Murat ve II. Mehmet’e yakınlığıyla tanınan Akşemseddin’in, yaptığı ilaçlarla saray ve çevresinde birçok hastayı iyileştirdiği bilinmektedir. Akşemseddin’in son derece büyük önemi olan iki büyük tıbbi eseri halen tıp literatüründe önemlerini korumaktadır. Uluğ Bey (1393-1449) Özellikle astronomi ve matematik ilimlerinde çalışmalar yapan Uluğ Bey, genç yaşına rağmen yaşadığı dönemde ilmi çalışmalara öncelik vermiş ve 1417 yılında astronomi alanında çalışmaları genişletmek için medrese yaptırmıştır. El Kaşi ve Kadızade-i Rumi gibi döneminin en ünlü bilim adamlarını bu medresede toplayan Uluğ Bey, sekiz ondalık kesre kadar doğru olan kesin sinüs ve kosinüs tabloları ve küresel trigonometri formülleri konusunda çalışmalar yapmıştır. Medresenin ardından 1428 yılında Semerkantta yaptırılan gözlemevinde özellikle Batlamyusun yaptığı çalışmadan beri ilk kapsamlı yıldız cetveli olan Uluğ Beyin Yıldızlar Cetveli önem taşımaktadır. Bu yıldız kataloğu 17. yüzyıla kadar astronomi çalışmalarına kaynaklık etmiştir. Ayrıca bu gözlemevindeki gözlemler, o zamana kadar kesin doğru olarak kabul edilen Batlamyusun hesaplamalarındaki birtakım yanlışları da ortaya çıkarmıştır. Gözlemevindeki gözlemler sonucu elde edilen veriler, Uluğ Beyin oldukça doğru bir saptamayla bir yılın uzunluğunu 365 gün 5 saat 49 dakika 15 saniye olarak hesaplamasını sağlamıştır. Uluğ Beyin ilim dünyasına diğer katkıları ise Güneşe, Aya ve gezegenlere ilişkin elde ettiği verilerdir. Sonuç Yazı boyunca bilimsel alanda yaptıkları birbirinden değerli çalışmaları ele aldığımız Müslüman bilim adamlarının ortak noktası, Yüce Allahın sonsuz ilminin delillerini inceleyip Onun kudretini daha da iyi kavrayabilmeye verdikleri önemdir. Bu bilim adamları yalnızca bilimsel çalışma yapmakla kalmamış, evrendeki detayları gördükçe Allah korkularını artırmak ve insanlara Allahın mutlak varlığını tanıtmak için çalışmalarını büyük bir şevkle devam ettirmişlerdir. İlmin öncüleri, Yüce Rabbimizin yarattığı muhteşem mekanizmaları gözler önüne sererken, aynı zamanda tabiatı ilahlaştıran (Allah’ı tenzih ederiz) batıl dinleri de yok etme amacını gütmüşlerdir. Kuran ayetlerinde yer alan bilgileri incelemiş, bunların sırlarını keşfetmek amacıyla bilimi doğru bir şekilde kullanmışlardır. Kuranın bilime yol göstermesini örnek alıp, bu araştırmalardan ortaya çıkan bilimsel bulguları tüm insanların hizmetine sunmuşlardır. Müslüman bilim adamlarının bu öncülüğü, günümüzde tüm Müslümanlar tarafından da örnek alınmalıdır. Böylelikle, Rabbimiz’in yaratış delillerini tüm insanlar yaygın şekilde bilecek ve Allahın izniyle din ahlakının yaygınlaşmasında olumlu gelişmelerin yaşanmasına vesile olacaktır. Tarih:18 Kasım 2012 - 21:26:52 - Yazar: NotDenizi Yorum yapın farabinin insanlığa katkılarıfarabinin ülkemize katkılarıfarabinin bilimsel gelişmeye ve birikime katkısıFarabinin bilime ve insanlığa katkılari Anasayfa » Notlar » Farabinin Bilim Dünyasına Katkıları Etiketler:farabinin bilime katkıları farabinin bilim dünyasına katkıları farabinin bilime ve insanlığa katkıları farabinin katkıları farabinin bilime katkıları nelerdir farabi bilim dünyasına katkıları farabi katkıları farabi bilime katkıları farabinin bilime verdiği katkılar farabinin bilime katkıları ve hayatı farabinin astronomiye katkıları nelerdir * farabi nin katkısı nelerdir farabi nin bilime katkısı nelerdir farabinin islama katkıları farabinin bilim dünyasına katkısı farabinin eğitime katkıları farabinin uygarlığa katkıları farabi bilim ve insanlığa katkıları .y.y farabi uygarlıga katkıları Bilim kurgu: Bilim kurgu yakın ya da uzak gelecek ile ilgili öykülerin bugün olası olmayan bilim ve teknoloji unsurlarını kullanarak oluşturulmasıdır. Bilim adamı: Bilim İnsanı, geniş anlamda bilgileri elde etmek için sistematik bir faaliyet yapan kişi. Daha sınırlı anlamda ise bilimsel yöntem kullanan bir bireydir. Bilimsel sınıflandırma: Bilimsel sınıflandırma veya biyolojik sınıflandırma, biyologların yaşayan veya soyu tükenmiş canlılara ait türleri nasıl gruplandıracaklarına veya kategorize edeceklerine dair bilimsel temelleri ortaya koyar. Modern sınıflandırma, Carolus Linnaeus'un, türlerin fiziksel özelliklerine göre sınıflandırılması sistemini temel alır. Bu sınıflandırma Linnaeus'dan beri Darwinci prensibin genel kuralları ışığında birçok düzenlemeye uğramıştır. Moleküler sınıflandırmanın, kullandığı DNA analizi yöntemi ile bu sınıflandırmanın birçok ilkesi de değişmiştir ve değişmeye devam etmektedir. Bilimsel sınıflandırma bir bilim olarak taksonomi veya sistematik ile ilişkilidir.Kitap: Kitap, bir kenarından birleştirilerek dışına kapak takılmış yani ciltlenmiş, (kâğıt, parşömen vb. malzemeden üretilmiş) üzeri baskılı sayfaların toplamıdır.
allenai/c4/00768/161
2016-09-28T10:14:05
https://www.notdelisi.com/farabinin-bilim-dunyasina-katkilari-28138/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Göğüs Büyütme Nasıl Yapılır? | Kadın Zamani Göğüs Büyütmede Yan Etkiler Ve Riskler Estetik Göğüs Büyütme Operasyonları Nerede Yapılır? Göğüs vücut anatomisinde fit vücut görüntüsü üzerinde rol oynayan vücut parçalarımızdan biridir. Kimi bayanlar göğüslerinin küçük olmasını vücut üzerinde kusur olarak görebilmektedirler, böyle durumlarda göğüs büyütme ihtiyacına girerler. Göğüs büyütme işlemi doğal yollardan olabileceği gibi, estetik ameliyat ile mümkündür. Standart göğüs büyüklüğü, kişisel birkavramdır. Göğüs büyüklüğünü bazen aşırı seven kadınlar olduğu gibi, genel olarak göğüs büyüklüğü kişisel vücut oranlarıyla uyumlu olmalıdır. Göğüs büyütme yöntemleri genelde doğal olarak yapılabilen işlemlerdir. Doğal yollarla göğüs büyütmenin ilk adımı iyi bir beslenmedir, iyi bir beslenme yan etkisi olmayan bir ilaç gibidir, göğüs büyütürken besinlerin büyüme konusunda çok fazla etkisi vardır. Doğal yollarla göğüs büyütmek isteyen bayanların kaçınması gereken konulardan biri antidepresan haplarla göğüs büyütmeye çalışmasıdır, bu yolla yapılan göğüs büyütme hormonsal dengeleri bozar bu nedenle doktor önermedikçe bu ilaçlar göğüs büyütme amaçlı kullanılmamalıdır. Doğal yollarla göğüs büyütmek isteyen kadınlara özel besinlerden bahsedeceğim, bu besinleri kullanarak göğsünüzü bir, iki beden daha büyütebilirsiniz. Bitkisel Göğüs Büyütme Yöntemleri ; Maydanoz: Maydanoz bilimsel olarak göğüs büyütmek isteyen bayanlarda olumlu yaratan bir bitkidir, maydanoz içeriğindeki zengin mineraller ile sağlıklı göğüs büyümesine önemli katkılar yapar. Kara üzüm çekirdeği: Doğal yollarla göğüs büyütmede mucizevî denilen etkiyi yaratan gıdalardan biridir. Hurma: Orta doğuda kadınların göğüs büyütme meyvesi olarak bilinen bu meyve son dönemlerde Avrupa da bu anlamda kullanılmaya başlamıştır Rezene: Daha çok sakinleştirici yatıştırıcı etkisiyle tanınan rezene, göğüs büyütme beslenmesinde önemli rol oynayabilecek ürünlerden biridir. Göğüs masajları: Beslenmeden sonra uygulanacak göğüs büyütme egzersizlerinden biridir. Masaj vücuttaki kan akışını hızlandırması nedeniyle, göğüs büyümesinde olumlu katkılar yapar, göğüs bölgesine uygulanacak olan masaj, sabah uyanınca ve akşam yatmadan önce olmak üzere günde iki kere yapılması gerekir. Masaj yaparken dikkat edilmesi gereken hususlar ise, masaj avuç içi ile ifa edilmesi gerekir, masajın dozajı ne sert ne yumuşak olmalıdır. Acı veren ya da hiç hissedilmeyen bir masaj tekniğinden uzak durulmalı, masaj süresi 15 dakikayı geçmemeli. Masaj yapılırken, herhangi bir madde kullanılmamalı ancak onbeş günde bir göğüs masajına bal eklenmesi olumlu katkılar yapabilir. Baldan ayrı çörek otu, zeytinyağı, keten tohumu yağı ile de çok abartmamak kaydı ile masaj yapmak mümkündür. Göğüs büyütmenin bir diğer adımı egzersizdir: Egzersizler vücudun sağlığından fit görünüme kadar her anlamda gerekli olan hareketlerdir. Göğüs büyütme de egzersiz ve spor önemli rol oynayan büyüme hormonun salgılanmasına yol açan, ayrıca oluşan göğüste büyümenin sağlıklı olarak gerçekleşmesini sağlayan faktördür. Omuz ve göğüs egzersizleri genel olarak yapılması gereken egzersizlerdir. Ancak özel olarak direk büyümeye etkili egzersiz, günde 15 dakika süreyle kol ve omuzlarla yapılacak olan çember hareketidir. Bu hareket göğüs büyümesinde özel yeri olan bir egzersizdir. Ayrıca bu egzersizlere ek olarak yüzme sporu göğüs büyütmede etkili olan bir spordur. Göğüs büyütme yöntemlerinden ameliyat ise estetik operasyon gerektiren, alanında uzman hekimler tarafından icra edilen estetik operasyonlardır. Günümüzde tıp tekniğinin gelişmesiyle göğüs estetiğinde bayanlar tarafında sıkça yapılan estetik operasyonlar arasındadır. Göğüs büyütme operasyonlarının başarısında, ameliyat öncesi planlama çok önemli bir yer tutar. Meme dokusunun yapısı, meme büyüklüğü, vücut ile orantılı ölçülerin saptanması eksiklikler ve beklentiler bu operasyondan öncesi belirlenmesi gereken fizibilite durumlarıdır. Hastanın istekleri önemli yer tutsa da standart ölçülerin dışına çıkılmaması gereken ameliyatlardır. Göğüs büyütme ameliyatları bazen hastanın istekleri tıbben olumsuz sonuç doğurabileceğinden genellikle nesnel ölçütler dikkate alınmalıdır. Ülkemiz bu tür estetik ameliyatlarda önemli yere sahiptir, dünyanın her yerinden bayanlar bu ameliyatlar için ülkemiz plastik cerrahlarını seçmektedir, bu ameliyatlardaki ana amaç hastanın özgüvenini sağlayacak sonuçlar elde etmektir. Göğüs büyütme ameliyatlarının başarısında rol oynayabilen bazı etmenler, hastanın hormonsal özellikleri, yaşı, bunlara bağlı olarak göğüs dokusu ve geçirdiği hastalıklar. Göğüs büyütme operasyonlarında kullanılan maddeye silikon denir, ne oranda silikonlar ne ölçüde göğüs büyütmenin gerçekleştirileceğini, plastik cerrah ameliyat öncesi süreçte belirler. Göğüs büyütme ameliyatlarında kullanılan silikon protez, dış kısmı sert bir silikonla kaplı maddedir, dokunulduğu zaman içi su dolu bir torba hissi verir. Bu protezlerin içeriğinde jel ya da su bulunur. Günümüz ameliyatlarında sızdırma tehlikesine karşı içi jel olan protezler kullanılmaktadır. Ayrıca günümüzde protezle göğüs büyütme kadar kullanılan yeni yöntem göğüslere enjektörle salınan özel dokulardır ile büyütmedir. Yeni ameliyat yaklaşımlarında göğüslerin büyüklüğünden çok şekillerine yönelik estetik operasyonlar daha sık yapılmaktadır. Göğüs Büyütmenin Zararları ve Göğüs Büyütmenin Yan Etkileri Göğüs büyütme ameliyatlarında karşılaşılabilecek yan etkilerden biri zamanla protezin su kaçırmasıdır, ancak son dönemde geliştirilen jel silikon bu tehlikeyi yok etmiştir. Kullanılan protezler yeni nesil protezler değilse, zamanla şekil dezenformasyonuna uğrama riski vardır. Eski inançlara göre kullanılan protezlerin kanser yapma riski olduğu efsanesi, yeni araştırmalar ışığında çürütülmüştür. Ameliyattan sonra göğüslerde kanama önemli bir risk faktörüdür. Böylesi bir kanamada ikinci ameliyat söz konusudur. Bu tür ameliyatlar cerrahi olup, uzman plastik cerrahlar tarafından hastanelerde yapılması gerekir. Estetik göğüs büyütme operasyonlarının fiyatı 5000 TL ile 15000 TL arasında değişebilmektedir. Anestol Pomad Kremi Nedir, Ne İçin Kullanılır?
allenai/c4/00768/162
2019-10-16T15:15:55
https://www.kadinzamani.com/gogus-buyutme-nasil-yapilir/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
LENOVO G550 MODEL notebook bilgi? - BisikletForum LENOVO G550 MODEL notebook bilgi? Konu, 'Serbest Kürsü' kısmında serkan hilal tarafından paylaşıldı. #1 serkan hilal LENOVO G550 MODEL BU MODELLERIN TR URETIMI YOKTUR !!! PILI KULLANILMAMIS DURUMDA 3 SAAT ORTALAMA... 15.6 INCH ( NUMERİK PAD Lİ...) INTELCORE 2 DUO MONTEVİNA P8700 2.53 GHZ 4500M HD GRAPHICS (1.3 GB) böyle bir ikinci notebook 1000TL. edermi arkadaşlar ? ve PC hakkında bilgimyok oyun oynatırmı ? oyunları sorunsuz oynatır 4 gb DDR3 rami olan pc ve 4500M HD GRAPHICS (1.3 GB) ekran kartı en son oyunları bile rahat oynatır birde ekran kartı DDR2 mi 3 mü yiğit karataş ve serkan hilal bunu beğendi. benim asus anakart 4 gb DDR2 ram nvidia gforce 8600 gt 1 gb ekran kartı 500 HDD son oyunları bile rahat oyunuyorum birde senin DDR3 olunca sorun çıkarmaz gibi me geliyor birde fiyaatı çok uygun anakartını bilmediğim için yorumsuz fiyatı iyi geldi bana yiğit karataş ve serkan hilal bunu beğendi. #4 serkan hilal berkay iriyarı demiş ki: benim asus anakart 4 gb DDR2 ram nvidia gforce 8600 gt 1 gb ekran kartı 500 HDD son oyunları bile rahat oyunuyorum birde senin DDR3 olunca sorun çıkarmaz gibi me geliyor birde fiyaatı çok uygun anakartını bilmediğim için yorumsuz fiyatı iyi geldi bana Hepsini görüntüle... ekran kartı 32 bit mış, 1,3GB ye kadar yükseltilebiliyormuş :S ekran kartı kötü :S Kardeşime almıştım bu modelden çok memnun oyun ve diğer işlerde sorunsuz bir makine bence. Tavsiye ederim.. #6 özcan parlakoğlu bimeks açılışında ablama 864Tl almıştım sıfırını makina iyi güzelde net film için ideal fakat oyun yukleyip test etmedim. oyun için alıyorsan notebook alma derim bu makınalar oyun amaçlı olmadığından yeterli verim alamazsın. alsan bile yarın buraya bu makına oyun oynarken niye kasıyor çok ısınıyor gibi konular açarsın benden söylemesi... Samsung R580 JS03-TR modelini aldım... şimdilik güzel memnunum. Bilgilendirdiğiniz için tşk ederim... laptopların bazıları oyunu kaldırsa da o cihaz uygun değil... Aşağıdaki linkte değişik oyunlarla test etmişler ekran kartını... (fikir vermesi açısından söyleyim 30 fps altı oyun için çekilmezdir) http://www.notebookcheck.net/Intel-Graphics-Media-Accelerator-4500MHD-GMA-X4500MHD.9883.0.html Hocam Oyun Perfonmasi Fena Degİl İyİ Demedİm Dİkkatİnİ Çekerİm Ama Guzel Makİna SonuÇta Lenova Ibm İn Urunu Saglamlik Olarak Çok Guzel Kendİ Anakartini Kullanan Bİ KaÇ Fİramdan Ama İkİncİ Elİ 1000 Tl Edermİ Bİlemem
allenai/c4/00768/163
2016-12-09T04:29:29
http://www.bisikletforum.com/konu/lenovo-g550-model-notebook-bilgi.55542/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
ATİB ‘in GÖNÜL BİRLİĞİ ŞÖLENİ BÜYÜK BİR COŞKUYLA YAPILDI Kısaca ATİB olarak anılan Avrupa Türk islam Birliği 18. Büyük Kurultayı ‘Gönül Birliği Şöleni’ Köln- Mülheimstadthalle’de kalabalık bir katılım ile gerçekeştirdi. Büyük ilgli gören ve Ayrupa’nın dört bir yanından gelen 3 bin kişinin üzerinde üyenin katıldığı Kurultay güzel bir şölen havasında yapıldı. ATİB Şeref Başkanı Musa Serdar Çelebi, Fahri Başkan Fikret Ekin, Genel Başkan Selahattin Saygın ve Merkez Heyet Üyeleri,Kadın Kolları Başkanı Hatice Sever, Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Çağrı Öner, AYÖG Başkanı Oğuzhan Aksoy, Genel Yönetim Kurulu üyeleri ve bütün birimleri ile Teşkilat Başkanları Kurultay’da hazır bulundular. Kurultaya Avrupa’nın önde gelen sivil toplum kuruluşları da, büyük bir ilgi göstererek üst düzey seviyede; Berlen Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, İGMG Genel Başkanı Yavuz Çelik Karahan, Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi (ZMD) Genel Başkanı Dr. Ayyub Axel Köhler, Avrupa Alevi Denekleri Birliği (AADB) Genel Başkanı Alişan Hızlı, Zaman Gazetesi Avrupa Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Çebi ,İhlas Medya Gurubu ve Türkiye Gazetesi adına Zeki Şahin, Avrupa Türk Birliği (ATB) Genel Başkanı Recep Yıldırım, Dünya Ehl-i Beyt Vakfı (DEV) Genel Başkanı Fermani Altun, Avrupa Demokrasi Vakfı (ADV) Genel Başkanı Aydın Yardımcı, Hürtürk Genel Başkanı Hasan Tekin, Avrupa Ehl-i Alevi Federasyonu (AEAF) Genel Başkanı Fuat Mansuroğlu ve Avrupa Türk Caferiler Birliği (ATCB) Genel Başkanı Mehmet Irmak katıldılar. ATİB Genel Başkanı Selahattin Saygın, ana başlıklar halinde genel meselelerimizi, hizmetlerini, ATİB’in temel yaklaşımını ve duruşunu konu alan konuşmasını yaptı. Kurultay’da Şeref Başkanı Musa Serdar Çelebi ve Fahri Başkan Fikret Ekin de mesaj yüklü birer konuşma yaptılar. Konuşmasında, birlik ve beraberliğin önemine değinen Şeref Başkanı Musa Serdar Çelebi: “Birlik içinde Milli ve manevi değerlerimizi korumak zorundayız, vatandaşlarımız çocuklarına mutlaka Türkçe’yi öğretmeli ve sevdirmelidir. Bunu yaparsak her alanda başarılı oluruz. Avrupa’da kimliğimizle var olmamız ancak buna bağlıdır” dedi. Kurultay’da ayrıca, bugüne kadar gece gündüz demeden, uzun yıllar büyük fedakarlıklarla teşkilatın her kademesinde görev yapan ve son sekiz yıldır Genel Başkanlığı başarı ile yürütmüş olan, Fahri Başkan Fikret Ekin’e bu hizmetlerinden dolayı hizmet plaketi takdim edildi. Fahri Başkan Fikret Ekin de konuşmasında: “ATİB bugüne kadar hep doğru olanı yapmıştır. Hakkın, haklının ve mazlumun yanında yer almıştır. Hak nerede ise biz oradayız düsturu ile haraket etmiştir. Bundan sonra da böyle olacağına inancım tamdır. ATİB’in bir neferi olarak her zaman hizmet edeceğiz’’ dedi. Kurultaya ayrı bir manevi atmosfer katan, ATİB Gençlik Kollarından Oğuzhan Başöz’ün okuduğu güzel ilahilerden sonra, değerli sanatçılar Ozan Yusuf Polatoğlu, şiirleri ve kendi bestesi olan birbirinden güzel türküleriyle, Ahmet Baydaroğlu ve (Avrupa’da duruşuyla en sevilen sanatçı olan) Uğur Işılak da kendilerine özgü şiir ve türkü yorumlarıyla, ATİB Darmstadt Teşkilatı Türk Halk Müziği Korosu’nun, Anadolu’nun güzel türkülerinden oluşan konserleri ve Barış Halk Oyunları Ekibi’nin Kafkas Halk Oyunları, Karadeniz ve Gaziantep Yöresi Halk Oyunları’ndan oluşan gösterileri ile salonu dolduranlara, coşkulu anlar yaşatarak bir renk kattılar. —————– PaylaşTwitterFacebookLinkedIn 8 Yanıt to “CEMİYET HABERLERİ” Seçim vitrini said Nisan 22, 2008 16:21 teşekkür ederiz Cevapla BADSÄKKİNGEN’de 23 NİSAN COŞKUYLA KUTLANDI « Haberin Doğru Adresi said Nisan 29, 2008 06:03 […] CEMİYET HABERLERİ […] Cevapla cihangir yıldırım said Nisan 29, 2008 10:56 Köln Mechenich Derneği’nde iki yıl görev yaptıktan sonra Diyanet İşleri Başkanlığındaki görevine başlayan Zübeyir Mert’e başarılar dilerim. Cevapla video said Ağustos 8, 2009 14:42 🙂 cemiyet haberleri derken başlıkları göremedim Güzel Kardeşim Başlıklar da olsa daha güzel olurdu. (SOL TARAFTAKİ KATEGORİLERE TIKLAYIN, ORADA BAŞLIKLAR MEVCUT) Cevapla bedi said Aralık 25, 2009 21:05 böyle bir ani yapanalrin elleri dert görmesin ben bu yapimlari yapanalri kutluyor tebrik ediyorum BASARILARININ DEVAMIN I ICTENLIKLE DILIYORUM BU YAPITLARDA EMEGI GECN HERKESI CANI GÖNÜLDEN SAYGIYLA SELAMLIYORUM ELLERINIZ DERT GÖRMESSIN KESKE BIZ BUNLARI 30 yil önce 20 yil önce 10 yil önce görebilme sansina erseydik kahve köselerinde belkide oturmazdik basarilarinizin devamini ictenlikle isteyen bedi imseytoglu Cevapla Ramazan Recber said Kasım 12, 2013 15:26 merhaba siteniz çok güzel benim sitemede beklerim. Cevapla bedi said Eylül 21, 2014 20:49 cok guzel dusunulmus Mayıs 16, 2015 11:10 lutfenn münster ditib merkez caminin adresini bilenler yazsin allah razi olsun
allenai/c4/00768/164
2017-05-25T06:55:05
https://habercininyeri.wordpress.com/cemiyet-haberleri/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Man Of Steel.... - Cinedergi Ana Sayfa Film Kritik Man Of Steel…. Man Of Steel…. Çizgi roman uyarlamaları son yıllarda giderek arttı ve artık kaçınılmaz bir şekilde sinemada söz sahibi oldular. DC ve Marvel şirketleri bu söz sahibinde başı çeken isimler. İki şirketin rekabeti sonucunda her sene birkaç film vizyona giriyor. Buna ek olarak şirketler “sinema evreni” adını verdikleri bir sinema dünyası yaratarak dizi ayarında filmler çekerek karakterler arasında paralel bağlantılar kuruyorlar. Bu sinemada yeni bir şey değil elbette. 2000’li yılların başında Alien vs. Predator ya da Freddy vs. Jason gibi kültleşmiş karakterler aynı filmlerde boy göstermişlerdi. Çizgi romanlarda ise kahramanlar birbirlerinin hikayelerini defalarca konuk olabiliyorlardı. Marvel şirketi rakibinden yaklaşık 5 sene önce bu işe girişti ve DC’nin ilk hamlesine kadar evrenin ilk halkasını çoktan tamamladı. Fakat Marvel kahraman sayısının daha fazla olmasından dolayı ve daha önce tanıtmadığımız kahramanlara ayrı hikayeler çekmesi gerektiğinden gayet normal bir süre. DC ise daha önce çok defa gösterdiği kahramanları göstereceği için biraz ağırdan alıyor olabilir. Superman ise çizgi romanları ile tüm dünyada bilinen ve sevilen bir kahraman. 1978 yapımı Superman şüphesiz bu yapımlar arasında en akılda kalanıdır. Daha sonra devam filmi çekilse bile hatta feminist çerçevede Supergirl adlı bir hikaye daha eklense de ilk filmin yeri sinema tarihi açısından farklı bir noktadadır. 2006 yılında Superman Returns adlı aynı hikayenin devam filmi ise oldukça basit bir senaryo ile çekilmiş ve bekleneni alamamıştı. Zira 1978 yapımında Christopher Reeve bu rol için biçilmiş kaftandı. Fakat 2006 yılında Brandon Routh babyface tiplemesi ile masumiyetin temsiliyeti olma gayretinden karakteri içselleştirememişti. Bu sefer Henry Cavil ile şansını deneyen yapım şirketi en azından tipten kurtarıyor… Superman’in gayet bilinen bir hikayeye sahip. Kripton adlı gezegenden dünyaya (yani Amerika’ya!) düşen bir kapsül, çiftçi bir aile tarafından bulunur. İçerisinde süper güçleri olan bir bebek vardır ve bu bebeğin dünya üzerinde adaleti sağlamak için tüm güçlerini kullanır. Aynı anda sosyal kimliği ile Superman kimliğini gizleyerek iki ayrı hayat sürer, gazeteci Clark Kent ve Superman… Fakat hikaye Metropolis adı verilen bir distopyada geçer. Fakat bu filmin senaryosunda birtakım farklılıkları görmek mümkün. Zira filmin senaryosunda The Dark Knight Trilogy’den bildiğimiz David S.Goyer ve Christopher Nolan bulunuyor. Bahsi geçen Batman üçlemesi çizgi romanların aksine Batman karakterinin ruh dünyasını ve anti kahraman tavırlarını gözler önüne seren, duygusallıktan beslenen ve yıllarca tabulaşmış saf iyi-saf kötü temalarını yıkan bir üçlemeydi. Superman daha önce çekilen hikayelerinde Nolan imzalı Batman karakterinden ziyade daha keskin çizgileri olan bir karakterdi ve bu da realist durmayan bir özellik olabiliyordu. Dolayısıyla Nolan-Goyer ikilisi daha önceden Batman’de uyguladıkları formülü Superman için de uygulayarak kültleşmiş tabuları yıkma girişiminde bulunmuşlar. Nitekim başarılı da olmuşlar zira her karakterin karanlık bir yanının olması gayet doğal bir durumdur. Bazı makalelerde Nietzsche’nin üstün-insan teorisi ile özdeşleştirilen Superman artık rasyonalizmi kenara bırakmış ve romantizmden beslenmeye başlamış. Orta Çağ-Milenyum Karışımı Gezegen Kripton Kripton en azından bizden üstün teknolojiye sahip ve senato tarafından yönetilen bir gezegendir fakat Kripton yok olmanın eşiğine gelmiştir ve bu durumdan rahatsız olan General Zod (Michael Shannon) ve askerleri bir darbe girişiminde bulunurlar. Bu sırada Jor-El (Russell Crowe) ve eşi Lara Lor-Van (Ayalet Zurer) doğal yollar ile doğan çocukları Kal-El’i uzaklaştırmak üzere bir kapsüle yerleştirirler. Yerleştirirken de kodeks adı verilen gezegenin yaşam kaynağını Kal-El’in genlerine yüklerler. Zod buna engel olmaya çalışsa da başarılı olamaz ve askeri darbe bastırılarak Zod dondurulur ve sürgün edilir. Kal-El çiftçi bir aile tarafından büyütülür ve Clark ismini alır. Ta ki 33 sene sonra Zod Dünya’yı Kripton’a çevirmek üzere gelinceye dek… Zira Zod idealist bir askerdir. Fakat Kal-El, Zod’un karşısında durarak Kripton’u yeniden hayata geçirmek istemez. Bizim açımızdan hava hoş elbette fakat Kripton açısından vatan haini olduğu da bir gerçek. Akıllara “Coğrafya gerçekten kader midir?” sorusu geliyor ve basit bir tabirle Superman doğduğu yeri değil doyduğu yeri seçen bir göçmene dönüşüyor. Superman’in hikayesinde mekanın Amerika seçilmesi elbette Amerika’ya ait bir hikaye olmasından geçer. Fakat Amerika yerine başka bir ülkeye düşseydi bu sefer nasıl bir öykü çıkardı acaba? Snyder’dan Modern Dokunuş Zack Snyder kariyeri boyunca aksiyon ve gerilim türünde boy göstermiş bir yönetmen. DC Evreni’nin baş mimarlarından olması bu tarza devam edeceğini gösteriyor. Çizgi roman konusunda daha önceden Watchmen adlı filminde modern bir çığır açtığı söylenebilir. Man of Steel ise Watchmen kadar estetik çekilmemiş fakat modern anlamda bir uyarlama olduğu kesin. Aksiyon sahnelerinde kullanılan ve Snyder ile adeta özdeşleşmiş zoom tekniği, grinin tonlarına ağırlık vererek yaratılan mistik atmosfer modern uyarlamanın anlam kazanmasına yol açıyor. Bunlara ek olarak Superman’in kostüm tasarımı çok başarılı. Koyu renklere ağırlık verilmesi ve gereksiz teçhizatların çıkarılması yerinde bir karar. Aksiyon sekanslarında İranlı görüntü yönetmeni Amir Mokri’yi tebrik etmek gerekir. Müziklerde ise Hans Zimmer’in destansı tonları ve epik ezgileri “uzay operası” izletir nitelikte. Hans Zimmer kariyeri boyunca bu tarz müzikler yaptı fakat burada sadece epik melodiler kullanmamış, lirik tonlar da kullanarak karakterin duygusal yönlerini notalara dökmüş. General Zod’un gezegene gelmesi ile başlayan kaotik ortam ABD Hükümeti’ni de konuya dahil ediyor. Daha önce defalarca önümüze çıkan temayı burada da görüyoruz elbette. Üstün bir gücü kendi lehine çevirmek isteyen Pentagon, Superman’i kendi taraflarına çekmek istiyor. Superman ise bu durumdan rahatsız olmuyor elbette. Zira Superman’in ortaya çıkışı da buna dayanır. Kostüm renginin ABD bayrağıyla benzerliği, kendisinin ABD vatandaşı olması bundandır. Oyunculuklara geldiğimizde ise sıkı bir cast çalışması yapılmış. Lois Lane rolünde Amy Adams düz bir gazeteci olmaktan öte kendi yorumunu da katmış ve son derece başarılı. Laurence Fishburne, Kevin Costner, Diane Lane yan rollerde bulunmasına karşın tip olmayı başarmışlar. Fakat asıl başarı Russell Crowe’a aittir. Aynı karakteri daha önce rahmetli Marlon Brando canlandırmıştı. Hıncal Uluç, bu konu ile alakalı Sabah gazetesinde yazdığı bir yazısında şöyle bir not paylaşmıştı: “Avustralyalı Russel Crowe’un lise öğrencisiyken kurduğu orkestra ülkesinde bayağı ün kazanmıştı. En hit parçaları da “I want to be like Marlon Brando” idi. Yani “Marlon Brando gibi olmak istiyorum” diye şarkı yazmıştı Russel Crowe..” Henry Cavil ise tipleme olarak uygun bir isim fakat rolünü fazla kasarak oynamış. Bu yüzden vasatı aşamamış. Ehh ne diyelim? Gelen gideni aratır. Film boxofficemojo verilerine göre 668 milyon$ civarı gelir elde etmiş. BoxOffice Türkiye verilerine göre ise yaklaşık 314 bin kişi tarafından izlenerek 3.6 milyon Türk lirası civarı hasılat elde etmiş.
allenai/c4/00768/165
2020-05-30T18:09:28
http://www.cinedergi.com/2019/12/17/man-of-steel/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Osmangazi Köprüsü açılışında Ramazan Bayramı'nda köprü geçişlerinin ücretsiz olacağını belirtirken, yeni projelerden de bahsetti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Osmangazi Köprüsü açılışında önemli açıklamalarda bulundu. * Başbakanımız, bakanlarımız, değerli misafirler, mimarlarımız, mühendislerimiz, işçilerimiz, Kocaeli'nin, Yalova'nın saygıdeğer insanları sizleri selamlıyorum. * Böyle anlamlı bir akşamda sizlerle bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Önceki akşam İstanbul Atatürk Havalimanı'nda meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybedenleri bir kez daha rahmetle anıyor, yaralılarımıza Allah'tan şifalar ve milletimize başsağlığı temenni ediyorum. * Gençler, bizler hiçbir zaman eğilmedik, eğilmeyeceğiz. Bizler sadece Allah'ın huzurunda rükûda eğiliriz. Bunun dışında bize eğilmek asla. Ülkemizde bir yandan gerçekten çok güzel ve çok sevindirici gelişmeler yaşanırken, diğer yandan da malesef terör örgütlerinin insanlık dışı eylemleri sürüyor. * Bölücü terör örgütü PKK bir yandan, DAEŞ denilen karanlık örgüt bir yandan, YPG bir yandan, irili ufaklı diğer örgütler bir yandan, tasmalarını tutan ülkemizin üzerine salınmıştır. Biz bu maşa örgütlerde onların üzerimize salanların amaçlarını gayet iyi biliyoruz. Ne kadar çok kan dökerlerse ne kadar çok can yakarlarsa, Türkiye'nin o kadar hızlı bir şekilde hedeflerinden vazgeçeceğini, teslim olacağını sanıyorlar. * Yanıldıklarını Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki çukur eylemlerinde gördüler. Yanıldıklarını bugüne kadar büyükşehirlerimizde yaptıkları bombalı eylemlerde gördüler. Yanıldıklarını uluslararası alanlarda defalarca kurdukları tuzaklarda gördüler. Ama ısrarla, inatla kalleşçe saldırmaya devam ediyorlar. Biz gerektiğinde acılarımızı bal eylemeyi bilen bir milletiz. Çok iyi biliyoruz ki bizi terörle, krizlerle tehdit edenler aynı derecede dayanıklı ve metanetli değildir. * Terör sonunda dönüp kendini sokan bir akrep gibidir. Karakteri budur. Bugün bizim ülkemizde patlayan bombalar yarın mutlaka onları gönderenlerin elinde patlayacaktır. Biz terör örgütlerini reddeden bir ülkeyiz, aynı onurlu tavrı diğer ülkelerden de bekliyoruz. * Hiçbir savaş meydanında verilen kayıplar mücadelenin durmasına sebep olmaz. Tam tersi kazanma azmini daha da artırır. Yitirdiğimizi her kanı yüreğimize kazayacağız ancak mücadelemize devam edeceğiz. * Burada tarihi bir ana şahitlik ediyoruz. Tarihin en eski yerleşim yerlerinden birinin bulunduğu yerde. Dilovası ile Altınova arasında, dünyanın en büyük 4., Avrupa'nın en büyük 2. asma köprüsünün açılışı için buradayız. İstanbul İzmir Otoyolu'nun en önemli etaplarından birini oluşturan Osmangazi Köprüsü'nün ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum. * Bugün Osmangazi Köprüsü ile bunun yanında otoyolun 12,6 kilometrelik Gebze Altınova bölümünü de açıyoruz. Daha önce de 40 kilometrelik Osmangazi bitiminden Orhangazi'ye kadar olan bölgeyi açmıştık. Böylece otoyolumuzun Gebze'den Gemlik'e kadar olan bölümünde kesintisiz seyahat imkanı mümkün hale geliyor. Bursa'ya kadar olan kısmında büyük ölçüde tamamlandığını biliyorum. En kısa sürede inşallah yapılacaktır. Böylece etap etap bu proje hizmete girecektir. İstanbul-İzmir 8 saatti, ama şimdi 3 saatin altına düşecek. Ne mutlu... * Sadece 3 saatin altına düşmüyor. Aynı zamanda kaza riskinin minimize olduğu bir durum ortaya çıkıyor. Ülkemizin böyle gurur verici esere kavuştuğunu görmekten memnuniyet duyuyorum. Köprü geç kalmış bir eserdir. 50 yıl önce yapmamız gereken işi bugün tamamlıyoruz, ama biz tamamlıyoruz. Bizden öncekiler laf yaptı, biz iş yaptık. Tüm dünyanın hayranlıkla izlediği bu eserin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. * İstanbul İzmir Otoyolu, Ege Marmara bölgelerinde oluşturduğumuz otoyol ağının önemli bir kısmı. Osmangazi de önemli bir parçasını oluşturuyor. Şimdi Çanakkale 1915 Köprüsü için hazırlanıyoruz. İnşallah bir de Kanal İstanbul projesi var. Onu da hayata geçireceğiz. Bize ulusal değil, uluslararası camiada devrim niteliğinde yatırımlar yakışır. * Biz bir çağı kapatan, bir çağı açan ecdadın torunlarıyız. Bize bunlar yakışır. Her zaman ifade ettiğim gibi yol medeniyettir. Yol gelişmedir. Yol büyümedir. * Türkiye'nin 13 yılda gerçekleştirdiği kalkınmanın temel altyapısı ulaşımdır, bu imkan varsa her şey vardır. Bugün ülkemizde uzak diye kavram kaldı mı? Şu anda ülkemizde 55 tane havalimanı var. Nereye gitmek istersen git yarım saatte oradasın. * Ayrıca dünyada en çok destinasyona havayolları, Türk Hava Yolları'dır. Bu bir azmin, bir kararlılığın, bir yüreğin işidir. Buradaki otoyollarla başardık. 79 senede bu ülkede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol vardı. Biz 13 senede 18 bin 300 kilometre bölünmüş yol ilave ettik. Halep oradaysa arşın Kocaeli'de. * Değerli kardeşlerim tüneller tüneller... Dün akşam sahurda, arkadaşlarımız oturmuş dertleşiyorduk. Arkadaşlardan bir tanesi bir video izletti. Videoda Kahramanmaraşlı kardeşimizin Elbistan tünelinden geçişi sırasındaki sözlerini gördüm. Açın şöyle telefonlarınızda izleyin. 189'u yeni yapılan 272 tünelimiz var. * Ne diyorduk biz 2002 sonunda yola çıktığımızda. Biz Ferhat'ız, siz de Şirin. Ferhat dağları delerek yürümedi mi, biz de dağları deliyoruz. Kararlıyız, azimliyiz. * Şimdi yaklaşıyor 26 Ağustos'ta Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile ve 26 Aralık'ta inşallah Avrasya Tüneli'yle. Bakınız kimsenin aklında değildi. Marmaray, 29 Ekim 2013'te açıldı. Marmaray'dan geçenlerin sayısı 1 milyon 353 bine ulaştı. Bunlar kararlılık eseridir. * İstanbul Boğazı'nın 3. gerdanlığını dünyaya farklı bir eser olarak ortaya koyacağız. 4 gidiş, 4 geliş bir de hızlı tren geçecek. Azimle çalıştık. Milletimiz arkamızda durdu. Bu hızlı tren hatlarıyla demir ağlarla biz örüyoruz Türkiye'yi. * Kardeşlerim havalimanları bir taraftan devam ediyor. Türkiye son 14 yılda bir ulaşım devrimi yaşamıştır. Elbette toplu konutta, sağlıkta, adalette, enerjide, eğitimde, ulaşımda bütün alanlarda önemli çalışmalar yapıldı. Ama ulaşım altyapısı hepsinin fiziki temelidir. * Marmara ve Ege bölgelerinin trafiğini rahatlatacak bu projeler dahi Türkiye'nin kalkınmasına, büyümesine, gelişmesine yeni bir ivme kazandırdı.Çünkü bu bölgeler nüfusun yüzde 40'ını barındırıyor. Milli gelirin yüzde 60'ını bu bölgeler üretiyor. İstanbul, Marmara bölgesi rahatladığında tüm Türkiye rahatlar. Bu rahatlama diğer bölgelerimizin de cazibesini artıracaktır. * En büyük 10 ekonomiden biri haline geleceksek, bunu bu şekilde yapabiliriz. Doğu ve Güneydoğu terörden kurtulduğunda oralarda da çok ciddi bir sıçrama olduğunu göreceksiniz. En avantajlı yerlerin Doğu ve Güneydoğu olduğunu düşünüyorum. Türkiye terörün üstesinden geldiğinde bu bölgelerde hızlı bir büyüme olacak. Terörün sırf bu amaçla canlı tutulduğunu düşünüyorum. * İşte Hint keneviri dikiyorlar, biz de yakıyoruz, temizliyoruz. Bu terörün beslendiği alanlardan en önemlisiydi. Bunların insanlık diye bir derdi yok, bunların Kürt kardeşlerimle ilgili dertleri yok, bunlar can alsınlar kandan beslensinler bunlar. Bunlar insan ve uyuşturucu tüccarı. Sözde aydınlar da bunların peşinden gider. Aydınların düşen yavrular ne yapar, o gençlerin hali ne olur? Yavrularınıza bu yüzden sahip çıkın. Sakın ha, bu onun öğretmenidir diye bakmayın, aydındır demeyin, sakın. * Dün akşamki terör eyleminde bile tweetleri gördünüz. Verdikleri mesajları gördünüz. Siz en güzel cevabı bu meydandan veriyorsunuz. * Emin olunuz Türkiye yaşadığı bu süreçten güçlenerek çıkacaktır. Yeter ki biz beraberliğimizi, kardeşliğimizi koruyalım. Bizim bir Rabiamız var. Tek millet diyoruz, 79 milyon tek millet. İki tek bayrak. * Bayraklarımıza nazire yapmak isteyenler, paçavralarla sokakta dolaşanlara cevabı işte siz bu meydan da veriyorsunuz. Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler siz bilemezsiniz. Şimdi mesele bu yolda yürümek. Üçüncüsü bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır toprak uğrunda ölen varsa vatandır. Azmimizden taviz veremeyiz. * Mardin'de askerlerimiz, polisimiz, korucumuzla iftar yaptım. Cizre'de aynı şekilde iftar yaptık. Kendilerine sordum ne düşünüyorsunuz diye, ne dediler biliyor musunuz? 'Cumhurbaşkanım bırakmayalım. Sonuna kadar devam edelim' dediler. Siz şu anda milletin diliyle konuşuyorsunuz dedim. Bunların içinde 9 ay eşinden ayrı orada olanlar var. * Çünkü onlar şahadete inanmış yavrularımız, gençlerimiz. Öyle diyor ya şair 'Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda' * Dört, bizim tek devletimiz var Türkiye Cumhuriyeti, bu kadar. Bu bayraklar dalgalandıkça gönlümüz rahattır. Kardeşlerim şunu unutmayın. Şair ne demiş; 'Kalbimiz çırpınır yurdu andıkça Gözlerde zaferin nuru yandıkça Üstünde bu bayrak dalgalandıkça Gönlümüz rahattır toprak altında.' * Değerli kardeşlerim, yarın akşam Kadir Gecesi. Dertliyiz, üzüntümüz var. Ama tüm bunlara rağmen bu Kadir Gecesi'nde bütün şehitlerimizi, bütün geçmişlerimizi hayırla yad edeceğiz. * Salı günü de Ramazan Bayramı sevincini yaşayacağız. Şehitlerimizden dolayı hüzünlü bir Ramazan, hüzünlü bir bayram kutlayacağız. Bayramlar kardeşliğimizi yücelteceğimiz günlerdir. * Bu mübarek günlerde daha çok çalışarak ve daha çok mücadele ederek, millet olarak yolumuza devam edeceğiz. Teröre inat yeni projelerin açılışını yapacağız. Teröre inat ihracatımızı artıracağız, ticaretimizi çoğaltacak, turizmimizi canlandıracağız. * Uluslararası alanda gerek ikili bazda, gerek çok taraflı işbirliği amacıyla ilişkilerimizi geliştirmenin çabası içinde olacağız. İsrail ve Rusya ile yeni başlattığımız dönemin hayırlı olmasını temenni ediyorum. * Bize dost olarak yaklaşan herkesin en büyük dostu olacağız. Bize husubet besleyenler için her türlü tedbiri alacağız. Yeni Türkiye'nin inşasının önünde kimse duramayacaktır. 2023 hedeflerimize ulaşmamızı kimse engellemeyecektir. * 2053 ve 2071 vizyonumuzun hayata geçirilmesine kimse mâni olamayacaktır. Siz göreceksiniz ben göremeyeceğim. Biz tarlaya tohumları ekiyoruz. İnşallah sizler hasada duracaksınız. * Sizden bir şey istiyorum. Gençler; bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. * Birbirimizi de Allah için seveceğiz. Şimdi müjdemizde önce yüklenici firmalara teşekkür ediyorum. İnşallah Osmangazi Köprüsü bayram sonuna kadar ücretsiz olarak halkımızın hizmetinde olacaktır. Ve ben girişimci firmalarımızın bu jestini aynı zamanda bu köprümüzün sadakası olarak hayırlı olacak diyorum. Şimdiden Osmangazi Köprüsü, Orhangazi'ye doğru gittiğinizde sağa bakıyorsunuz yemyeşil, sola bakıyorsunuz yemyeşil. Bu güzellikleri bizlere lütfeden Allah'ımıza hamdolsun. * Tüm mesaisini buralarda farklı bir şekilde sarf edenlere yine milletim adına, şahsım adına teşekkür ediyorum. yüklenici firmalarımıza teşekkür ediyorum. Osmangazi Köprüsü millete, tüm insanlığa hayırlı olsun ve sizlere şükranlarımı sunuyorum, yeni eserlerde bir arada olmak üzere Kadir Gecenizi ve Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum. Öncesinde konuşan Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından notlar; * Bu muhteşem açılışı katılımlarıyla şenlendiren değerli kardeşlerim, hoşgeldiniz. Osmangazi hayırlı uğurlu olsun * Proje; İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bursa, Manisa ve İzmir illerini ihya edecek. Seyahati eziyetten keyfe dönüştürecek. * İzmir'e İstanbul'dan gidiş 8 saati aşıyordu. İnşallah köprü ve otoyolla birlikte 3 saatin altına inecek. İşte medeniyet bu.
allenai/c4/00768/169
2018-09-18T18:08:57
http://www.kocaelimeydan.com/gundem/bayramda-ucretsiz-olacak-h33556.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Arguvanlılar Derneğinden Malatyalı Öğrencilere Kahvaltı | Malatya Flaş Haber Arguvanlılar Derneğinden Malatyalı Öğrencilere Kahvaltı Ankara Arguvanlılar Derneği tarafından Ankara’da okuyan Malatyalı öğrencilere kahvaltı verildi. Geleneksel olarak yapılan Kahvaltı proğramına Ankara’da eğitim gören Malatyalı öğrenciler katılırken, öğrenciler bir nebzede olsa özlem duydukları ev kahvaltısı hasretini gidermiş oldular. Çalışmaları ile her zaman büyük takdir toplayan ve Arguvanlılar tarafından oldukça çok sevilen başkan Asım Aydoğdu ve yönetim kurulu tarafından verilen kahvaltıda öğrenciler mutluluklarını gizleyemezken, Kahvaltıya Ankara Malatyalılar Derneği yönetim kurulu üyesi ve öğrencilerden sorumlu Neriman Yücel Toper, Malatya Flaş Haber İmtiyaz Sahibi Remzi Hayta, Ankara Arapgir kalkındırma derneği yönetim kurulu üyesi Songül Fırat Başıbüyük’te katıldı. Öğrenciler Arguvan türküleri eşliğinde kahvaltı yapmanın mutluluğunu yaşadılar
allenai/c4/00768/170
2018-06-23T08:18:59
http://www.flashabermalatya.com/inx/haber-43246-Arguvanlilar_Derneginden_Malatyali_Ogrencilere_Kahvalti.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Anlamlı facebook sözleri | 2015 katalog en yeni modelleri ve çeşitleri Buradasınız : Ana Sayfa // En güzel sözler // Anlamlı facebook sözleri Her biri ayrı bir anlam taşıyan bu sözleri facebook’ta paylaşarak arkadaşlarınızla O anı yaşayabilir, yorum ve beğenilerde bulunabilirsiniz. Anlamlı etkili facebook resimli sözleri mesajları maxibayan.com sizler için araştırdı. « Orjinal facebook sözleri Etkileyici facebook sözleri » yılbaşı mesajları facebook Facebook tanıdığımız herkese tek seferde ulaşabileceğiniz , yayınladığınız iletilerle ile özel gün kutlama mesajlarınızı herkese iletebileceğiniz özelliktedir.Facebook açılmadan önce cep telefonları üzerinde toplu mesaj gönderilerek yapılan kutlamalar maliyetli olduğundan facebook’un […] Kandil sözleri 2016 Kandil sözleri yeni ve anlamlı mesajlarıyla karşınıza gelmektedir. Kandiller bizim dinimizde çok önemli günlerdir. Bu günlerin anlamını ve önemini belirten güzel sözleri ve yeni 2016 olanlarını sizlerle paylaşmak istedim. yılbaşı mesajları facebook paylaş Facebook üzerinde yılbaşı mesajı paylaşmak son yıllarda sıkça tercih edilen bir yıl başı kutlama metodudur. Facebooktan kişiye özel mesaj gönderilebildiği gibi , genelin okuyacağı tarzda mesaj göndermekte mümkündür. Yılbaşı mesajınızı özel bir kişiye göndermek için kişinin mesaj kutusuna […] Facebook sözleri 2016 Facebook sözleri her sene anlamlı uzun ve kısa olarak sitemizde yer almaktadır. Bu sene çok daha güzel ve tabii ki her zaman olduğu gibi anlamlı yeni 2016 facebook sözlerini sizlerle paylaşmak istedim. Etiketler: anlamlı facebook resimli sözler
allenai/c4/00768/171
2018-09-18T18:38:31
http://www.maxibayan.com/anlamli-facebook-sozleri.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Karaca İndirim Kuponları - Temmuz, 2019 Karaca indirim kodları ve sıcak fırsatları - Mağazaya git Çift geyik simgesi ile herkesin hafızasında yer edinen Karaca üretimlerine 1917 yılında başladı, 1949 yılında istanbul’da üretime başlayan Karaca kısa sürede gösterdiği başarı ile 1961 yılında yurt dışına ihracat ... devamını oku Karaca İndirim Kuponları Çift geyik simgesi ile herkesin hafızasında yer edinen Karaca üretimlerine 1917 yılında başladı, 1949 yılında istanbul’da üretime başlayan Karaca kısa sürede gösterdiği başarı ile 1961 yılında yurt dışına ihracat yapan ilk tekstil firması oldu. Yüzde yüz türk sermayesi ile üretim yapan Karaca 37 ülkeye ihracat yapmakta ve toplamda 80 mağazaya ulaşmıştır. Yüksek kalite tekstil ürünlerini güvenilir şekilde müşterileri ile buluşturan Karaca kurumsal web sitesi üzerinden online satış da yapmaktadır. %100 italyan ipliği ile üretimini yaptığı 300 bin ürünü her yıl müşterilerine sunmakta. Yıllardır Süregelen Karaca Kalitesi Artık Online Alışverişte Stil sahibi insanın uygun fiyatlarla güvenli ve kaliteli alışveriş yapabilmesi için dönem dönem çeşitli kampanya ve indirim kuponlarını sizlerle buluşturmaya devam ediyoruz. Karaca indirim kodları sayfamızda anlık ve dönemsel olarak %40’lara varan indirimlerden takım elbise, triko gibi ürün guruplarına yapılan özel fırsatlardan da faydalanmanızı sağlar. Sürekli güncellenen ve kontrol edilen kampanyaları tek sayfada özenle sizler için topluyoruz. Tek yapmanız gereken ilgilendiğiniz kampanyayı karaca web sitesinde kullanarak akıllı alışverişin keyfini sürmek! Jean'den Triko'ya Karaca Kalitesi Online Alışverişte Kaliteli tekstil’in adresi Karaca modaya yön vermeye devam ediyor. Hem kadın hem de erkek için üretim yapan marka aksesuardan ayakkabıya, jean’lerden thsirtlere, trikodan yeleğe kadar geniş ürün gamını bünyesinde barındırıyor. Elbise’de kalite ve stil arayan müşterilerin tüm ihtiyaçlarına karaca web mağazasından yanıt veriyor. Karakart üyelerine özel avantajlarda sunan marka giysi alışverişlerinizde kazançlı çıkmanızı da sağlayarak müşteri memnuniyetini ön plana taşıyor.
allenai/c4/00768/172
2019-07-19T20:36:28
https://www.kapguru.com/karaca
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Kuzey Kıbrıs Klasik ve Spor Otomobil Kulübü, 2019 yılı ilk yarışı Pazar günü yapılıyor. Girne Park AVM Rallisi, Pazar günü saat 10.00’da Girne park AVM önünden başlayacak. Toplamda 3 özel etabın geçileceği 85 kilometre uzunluğundaki yarış, saat 13.00’te yine aynı yerde son bulacak. Kuzey Kıbrıs Klasik ve Spor Otomobil Kulübü 2019 Ralli Şampiyonası’na 1 katsayı üzerinden puan verecek olan yarışın ödül töreni verilecek öğle yemeğinin ardından Girne Park AVM’de yapılacak. Yarışın kayıt işlemlerinin başladığı, son müracaatların ise Cuma günü saat 14.00 olarak belirlendiği açıklandı. Ralliye katılım ücretinin üyeler için ekip başı (sürücü+yardımcı sürücü) 120 Türk Lirası, araç içindeki ilave her yolcu için 50 Türk Lirası ve 12 yaş altı çocuklar için 25 Türk Lirası olduğu belirtildi. Büyük heyecan başlıyorBu yıl 41’ncisi düzenlenen Kuzey Kıbrıs Rallisi, 44 aracın katılımı ile 17-19 Mayıs tarihlerinde koşulacak. Kuzey Kıbrıs Rallisi’ne rekor katılım17-19 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek olan Kuzey Kıbrıs Rallisi’nde 44 araç yer alacak. Klasiklerden festival tadında gün“Vodafone Telsim 10. Klasik Otomobil Sergisi” cumartesi günü Girne’de gerçekleştirildi. Özsusuzlu ve Bağrıaçık zirvede29 Nisan 2019 Pazartesi 18:04 Driftte ilk randevu25 Nisan 2019 Perşembe 15:38 Klasikler yollara çıkıyor24 Nisan 2019 Çarşamba 18:27
allenai/c4/00768/173
2019-05-20T19:13:11
http://www.sporyeni.com/klasikler-yollara-cikiyor-9114h.htm
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Üretimi dağıtımı ve tüketimi etkileyen doğal faktörler nelerdir? - Bakimliyiz.Com Üretimi dağıtımı ve tüketimi etkileyen doğal faktörler nelerdir? 24-07-2013, 06:14 #1 (permalink) Üretim dağıtım ve tüketimi etkileyen doğal faktörlerin başlıcalarını sanayi için yer seçimi hammadde kaynaklarına yakınlık su kaynaklarına yakınlık iklim şartları ve yer şekilleri özellikleri oluşturmaktadır. Hammaddenin bozulabilir olduğu yerlerde üretim tesisleri genellikle ham madde kaynağına yakın veya kolay ulaşılabilecek yerlere kurulur.Örneğin konserve tesisleri sebze ve meyve yetiştirilen bölgelere kurulur.Ülkemizde konserve fabrikaları genel olarak Akdeniz Ege ve Marmara bölgelerinde bu sebeple kurulmaktadır.Başka bir örnek olarak çabuk bozulabilen et ürünlerinin hemen kesildiği yerlerde paketlenmesi ve dondurulmasıdır.Bazı ham maddelerin işlenmesi sırasında suya ihtiyaç duyulabilir.Özellikle kağıt demir-çelik fabrikaları ile nükleer ve termik santrallerin yer seçiminde su kaynaklarının yakını tercih edilir. İklim bazı sanayi kollarının yer seçiminde dolaylı etkiye sahiptir.Ham maddenin tarımsal olduğu işletmeler iklim tarım ürünlerini etkilediğinden dolaylı olarak etkilenmiş olur.Bazı tesisler için doğrudan etkiye sahiptir.Soğuk iklim bölgelerinde tesislerin ısıtılması ek masraf getireceğinden ve ulaşım güçlüğünden dolayı sanayi tesislerinin sayısı azdır.Bazı sanayi kolları ise tesisin açık havada olmasını gerektirir.Özellikle uçak sanayisinin hava koşullarından ve iklim şartlarından doğrudan etkilendiğini söyleyebiliriz.İklim koşulları çalışanların verimini şiddetli sıcak ve düşük sıcaklık gibi faktörlerle de etkilemektedir. (Teknocoğrafya:Teknik ve coğrafyanın birbirine yaptığı etkiyi araştıran bilim dalıdır.Çevre koşullarının özellikle de iklim şartlarının imalat ve üretime yaptığı olumsuz etkiyi en aza indirebilmek için çalışmalar yapar.İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra gelişme göstermiştir.Galvanize kaplama paslanmaz çelik ve plastik kaplamalar bu çalışmaların sonucunda üretim sahalarında ve mamullerde kullanılmaktadır.Bu da ürünlerin dayanma sürelerini ve kullanışlılığını artırmaktadır.) Yer şekilleri kara yolu ve demir yolu ulaşımını etkilediğinden dolaylı olarak üretim dağıtım ve tüketimi etkisi altına almaktadır.Ham maddenin işleneceği tesise ulaştırılması mamul maddenin tüketiciye sunulması işçilerin tesise gidip-gelebilmeleri ulaşımla bağlantılıdır.Bu sebeple yer şekillerinin engebesiz olduğu yerler sanayi tesislerinin kurulmasına elverişlidir.Ayrıca yer şekillerinin engebesiz olduğu bölgeler iklim açısından da elverişli koşullara sahip olduğundan sanayiye daha uygun mekanlar haline gelirler. « Tüketimin üretime etkisi nedir? | Doğal unsurların ekonomiye etkisi nedir? » Üretimi dağıtımı ve tüketimi etkileyen doğal faktörler nelerdir? konusu, Eğitim ve Öğretim / Coğrafya forumunda tartışılıyor. Konu etiketleri: üretim dağıtım ve tüketimi etkileyen doğal faktörler, üretim tüketim ve dağıtımı etkileyen doğal faktörler, üretimi etkileyen doğal faktörler, uretim dagitim ve tuketimi etkileyen dogal faktorler, üretim dağıtım ve tüketimi etkileyen faktörler, uretim tuketim ve dagitimi etkileyen faktorler, üretim dağıtım ve tüketimi etkileyen doğal faktörler nelerdir, üretim tüketim ve dağıtımı etkileyen faktörler, üretim tüketim dağıtımı etkileyen doğal faktörler, uretim dagitim tuketimi etkileyen dogal faktorler, üretimi etkileyen faktörler nelerdir, üretim tüketim dağıtımı etkileyen faktörler, üretim dagıtım ve tüketimi etkileyen dogal faktörler, üretimi etkileyen doğal faktörler nelerdir, üretim dağıtım tüketimi etkileyen doğal faktörler, Nüfus dağılışını etkileyen doğal faktörler nedir? ebush Eğitim ve Öğretim 13 03-01-2017 08:22 Üretim dağıtım ve tüketimi etkileyen doğal faktörler nedir? ebush Eğitim ve Öğretim 1 24-10-2013 07:44 Nüfus dağılımını etkileyen doğal faktörler nelerdir? ebush Coğrafya 0 19-07-2013 11:14 Yerleşmeyi etkileyen doğal faktörler nelerdir? ebush Eğitim ve Öğretim 0 06-04-2013 12:16 Türkiyede ulaşımı etkileyen doğal ve beşeri faktörler nelerdir? ebush Eğitim ve Öğretim 0 04-04-2013 05:14 Bütün Zaman Ayarları WEZ +4 olarak düzenlenmiştir. Saat şuan 07:35 .
allenai/c4/00768/174
2017-12-15T16:14:45
http://www.bakimliyiz.com/cografya/127726-uretimi-dagitimi-ve-tuketimi-etkileyen-dogal-faktorler-nelerdir.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Airbnb®| Saint Wolfgang im Salzkammergut - Tatil Amaçlı Kiralık ve Kalacak Yerler - Upper Austria, Avusturya Airbnb'de Saint Wolfgang im Salzkammergut bölgesinde Konaklayacak Yerler Bulun Saint Wolfgang im Salzkammergut bölgesinde Kiralık Tatil Yerleri Saint Wolfgang im Salzkammergut bölgesinde konaklayacak yerler 4 kişi için harikaydı Burada üç gece, Hallstatt ve Gausseau, St. Gilgen ve geçen gün şehir turu ve dağ treni ile kaldım. Araba ile biraz daha rahattık ama dağ treni, feribot ve otobüs durakları sadece 5 dakikalık yürüme mesafesindedir. Eski bir bina, ama bakımlı ve Avusturyalı bir villa. Güneş erken battığında kaldım, bu yüzden her zaman içeri girdim ve malzemeleri aldım ve yemeğimi yemeye zaman ayırdım. Sofra, tuz ve karabiber değil, aynı zamanda çeşitli baharatlar ve yağlar Yüzme havuzunda bulunmadım, ama evimdeki zamanı sevdim Göl manzarası değil ama dağ manzarası da harikaydı! Hemen arkasındaki dağ Schaffberg Dağı, bir dağ treni. Ana bilgisayar, kolay ve iyi bakım için Özellikle ebeveynleri veya aileleriyle seyahat edenlere tavsiye ederim! Wolfgangsee'de harika zaman geçirdik! Konaklama bizim için mükemmeldi (aile, 2 yetişkin + 2 çocuk). Çok temiz ve bakımlı ve ihtiyacınız olan her şey mevcut veya kısa bir yürüyüş mesafesindedir. Sağ göl ve büyük havuz yeri - biz döneceğim! Beklerdim, ama olduğundan daha iyiydi. 3 Gece 4 gün kaldı ve bölgeye, Hallstatt ve Salzburg bir günlük gezi almak harikaydı. Oda bir oturma odası, mutfak ve iki yatak odası ile geniş. Mutfakta, basit yemekler yiyebilir ve kahvenizi lezzetli hale getirmek için kahve makinelerine sahip olabilirsiniz! Mahallede yürüyüş yapmak harikaydı ve ekimden beri gölde yüzemiyordum, ancak yaz ortasındaysa gölde yüzebilir veya bodrumdaki yüzme havuzunu kullanabilirim. Ünlü Schaffberg dağ treni evden 10 dakikalık yürüme mesafesindedir, dolayısıyla iyi vakit geçirdiğinizde uyuyabilirsiniz. Salzgammergoodt'da konaklama arıyorsanız, kesinlikle tavsiye ediyoruz! Her şey harikaydı. Daire yıldırım temiz ve güzel bir boyut dört. Ev sahibi ile her şey check-in ve iletişim ile mükemmel çalıştı. Ben de güzel şehir. Gerhard'daki daireler lüks değil ama temiz ve ihtiyacınız olan her şeye sahip. Ailen rahatsızlık duymadan üç gün yemek yapıp geçirebildi. Schaffberg Dağı'nı pencereden görebiliyorum. Schaffberg tren istasyonuna yürüme mesafesinde Yaklaşık 10 dakika sürer. Sankt Wolfgang'ın sadece sakinlerin kullandığı özel plajında geçirilen zaman unutulmaz bir anıydı. Bir çamaşır makinesi ve kurutucu vardı, bu yüzden seyahatimde itilen çamaşırları çözdüm. Gerhard köyün girişinden evime kadar rehberlik etti ve sorularımı hemen cevapladı. Wolfgang'a gelirseniz, tekrar kalacak yer burasıdır. Mülkiyet verdiği sözü yerine getiriyor. Gerhard hızlı cevap veriyor ve çok yardımcı oluyor. İstediğimiz zaman tekrar ayırtırdık. Harika şehirde güzel bayrak. Daire iyi bir konumda ve oda çok temiz. Çok rahat ve iyi yer. Kapalı yüzme havuzu ve özel göl plaj harika. Gerhard, St Wolfgang'da buluşarak ve dairesine bizi gösteren harika bir ev sahibi oldu. Mutlu bir şekilde tekrar kalacaktı! Scahfberg dağının zirvesine giden Schafbergbahn tren yoluna ve mağazalar ve restoranlara ev sahipliği yapan St Wolfgang şehir merkezine yakın, tamamen mobilyalı, güzel bir göl kenarıdır. Özel plaj ve yüzme havuzlu. Ayrıca Bad Ischl, Gmunden veya Hallstatt'ı ziyaret etmek için iyi bir yer. Çok güzel bir konaklama geçirdik. Gerhard harika bir ev sahibi ve bize ihtiyacımız olan her şeyi gösterdi. Özel göl kenarı alanını çok sevdik ve gölde bile yüzebildik. Yüzme havuzu da büyük bir bonus oldu. Büyük bir değer! Biz apartmanda bizim kalmak ekledi. Ailemiz için mükemmel olan dört ranza, 2 genç kızımız için tatilin en önemli unsurudur. Bol alan ve balkondan güzel bir manzara. Kasabaya, plaja, teknelere ve harika restoranlara kolay erişim. Gerhardt, restoranlar ve siteler hakkında ipuçları sunan düşünceli bir ev sahibi oldu. Tekrar geri dönmek istedik. Biz Park evler 5 gün geçirdim ve her saniye sevdi. Daire yemek pişirmek için iyi donanımlı. Yataklar rahat - bizim 9 ve 6 yaşında kaldı. Mülkiyet gölün muhteşem manzarasına sahiptir ve özel plaja sadece üç dakikalık yürüme mesafesindedir. Gerhard bize bölgede yapılması gerekenler hakkında harika ipuçları verdi ve herhangi bir soruya veya endişeye yanıt vermek için hızlı oldu. Tekrar ziyaret etmek ve daha uzun süre kalmak isteriz! Gerhard harika bir ev sahibi oldu. Her zaman kullanılabilir ve faydalı. Sadece% 100 tavsiye edebilir. Mükemmel fiyat için harika bir yer. Çok güzel bir ev. Sıcak ve davetkar bir güzel rahat yer. Barbara'nın şehir içinde ve dışında harika yolları var. Yerel dükkan ve otobüs durağına yürüyüşte her sabah görünümü görmek güzeldi. Geri dönmek için sabırsızlanıyorum, ben ve diğer yarım çoktan ayrılmadan önce bir sonraki gezimizi burada planlıyorduk. Gezmek için ideal olan bisikletimle Salzburg'daydım. Barbara'nın muhteşem villası, her şeyden sadece 15 dakikalık bir sürüş mesafesindedir - 10'unuz hızlısınız - ve küçük şehirler, şehrin gürültüsünden ve karmaşasından kurtulduğunuz anlamına gelir. 25 yıldır Salzburg'a geliyorum ve hiç sağlıklı bir şekilde uyumadım - burası gerçekten sessiz! Barbara, büyüleyici oğulları, sevimli kedileri ve tombul tavukları olan samimi bir ev sahibi. Kahvaltı barı, mikrodalga fırın ve çay-kahve malzemeleri harika bir dokunuş. Tavsiye edilen. Barbara, antika mobilyalarından ve gayrı resmi bir yaklaşımdan sakin ve calı bir şekilde yansıyan, zevkli ve zarif bir kadın Konaklama beklentilerimi karşıladı. Check-in karmaşık değildi, hostes sürekli misafirleri memnuniyeti için çalışıyoruz! Sadece konaklama önerebilirim! 6 numaralı otobüs terminalinde bulunduğum için şehre çıktığımda her zaman oturabilirim. Mart 2 otobüs durağı, 7 dakika yürüme mesafesinde ve Barbara şehri çok sessiz, temiz ve büyüleyici, çok sevimli. Kahve de lezzetliydi ve reçel de lezzetliydi. Sadece bir kapı vardı, bu yüzden fark etmedim ve oda sıcaktı. Barbara'nın yeri Salzburg kaldığım için mükemmeldi. Oda rahat ve temiz, küçük bir masa ve sandalyeler güzel eklenmesiyle. Mahalle güzel ve sessiz ve şehre almak için otobüs durağı daireye 5 dakikalık yürüme mesafesinde. Kesinlikle Barbara'nın yer gezginler Salzburg için tavsiye ederim. Barbara harika bir hostes, odalar sade ve güzel bir şekilde dekore edilmiştir. İhtiyacımız olan her şey vardı. Tekrar teşekkürler! tur için çok temiz ve güzel bir yer Her şey harika. Şiddetle tavsiye edilir! Brigitte halkı çok kibar ve yakın. Evi çok güzel ve rahat. Gölden on dakikadan az. Çok cömert ve misafirlerin oturma odasındaki ve mutfaktaki şeyleri kullanmalarına izin veriyor. Konukların Salzburg'tan gelmeleri özellikle uygundur. Seyahat etmek ve tatil yapmak için harika bir yer. Şiddetle tavsiye edilir. Xiao Wen 晓文2019-09-02T00:00:00Z Brigitte'nin dairesi çok güzel. Brigitte sıcak. Temizlik tamir edilemez. Para değeri mükemmel. Bu daire bir inci! Ev sahibi mükemmel! Her şey için teşekkür ederim Brigitte Brigitte'nin evinde kaldığımız mükemmeldi. Ekipman ve dekorasyon çok güzel, sakin ve temiz ve Brigitte çok misafirperver bir ev sahibi. Kesinlikle tavsiye ediyoruz! Brigitte, güzel Wolfgangsee'ye yürüme mesafesindedir. Biz o onun misafirperver ve karmaşık bir ev sahibi olarak gerçekten onunla kalmak zevk. Tekrar gelmek istiyoruz! Gerçekten güzel kal! Brigitte, süper yardımsever ve misafirperver. Onun yeri kesinlikle mükemmel ve biz kesinlikle sevdim. Lubica'da çok iyi hissettik! Daire çok temiz ve zekice dekore her şey mükemmel uyuyor alan için! Hiçbir şeyden yoksun olduğumuz ekipman. Salzburg'a otobüsle ulaşmak hızlı ve kolaydır. Misafirperverlik için teşekkür ederiz, biz döneceğim! Yaşamak için en iyi yer. Her şey mükemmel. Temiz, sessiz ve lezzetli bir kahvaltı. Lubica'da harika bir konaklama geçirdik. Her şey oradaydı, ihtiyacınız olan şey ve tam olarak açıklamaya karşılık geliyordu. Tamamen tatlıydı, onun küçük dikkatleriydi, örneğin sabahları bir kez lezzetli ve taze hamur işleriyle kapımızın önünde geçirdik. Çok küçük ve kullanışlı daire, ev sahibi çok iyidir, geç ev sahibine vardık ve sabah penceresinin dışındaki manzaranın çok güzel olduğunu söyledi. Çok tavsiye edilen ev! (ps. Banyo sıcak su sınırlı hızla yıkamak gerekir) Tamamen temiz, güzel bir şekilde yenilenmiş küçük daire. Yatakta uyumak rahattı. O dairede yaşayabilirdim. Yer rahatlatıcıydı. Otobüse binmek kolay Salzburg ya da dağlara (teleferik). Hemen ana bilgisayar ile temas halindeydim ve ikinci gün bana kahvaltı getirdi ~ Oda rahattı ve odadan görünüm iyiydi! Ana caddeden biraz uzakta, ama otobüsler her yere giderken ziyaret etmek için harika bir yer! Lubica çok zarif bir ev sahibi oldu. O bize dışarıda bir araya geldi ve bize nereye park edeceğimizi gösterdi, sonra bize yıkayıcı ve kurutucu kullanmak istesek bile bize evimizi ve odamızı gösterdi. Oda güzeldi - mutfak ve bazı sandalyeler daha sonra yatağın bir çatı ile bir alt kat oldu. Geceleri biraz soğuktu ama ısıtıcı hiçbir zaman harika çalıştı. Lubica bile sabah kahvaltı yaptı - tavsiye ederim. İletişim çok hızlı ve etkiliydi. Lubica'nın evi harika. Her şey temiz, ihtiyacınız olan her şey var. Olağanüstü. Biz kalmış tüm AirBnB konumları dışında, burası çok güzel! Bu yerde adalet yapmamak için resimler! Gösterim AMAZING ve Simone sağladığı olanakların mükemmel! Bu alanda görülecek ve yapılacak çok şey var, ancak kendinizi daha iyi göremeyeceğiniz için güzel güvertede yerçekimini bulacaksınız. Simone ve Christoph'a teşekkürler! Mat Bu yer bir mücevher. Kelimenin tam anlamıyla bu muhteşem dairenin her köşesinden göl manzarasına sahip olacaksınız. Konumu ve görünümü (özellikle balkondan) nefes kesen ve ev sahibi, Simone, süper kolay ve Wolfgang daha iyi bir konaklama için size yararlı ipuçları sağlayacaktır. Bir hafta boyunca Wolfgang'da kaldım ve Bad Ischl, Hallstatt, Gmunden, St. Gilgen, Dachstein ve benzerlerine gittim. Ancak, evden görünüm, evin çevresindeki Wolfgang bölgesi çok iyiydi. Dostu ev sahibi. Tekrar gitmek istiyorum Gerçekten güzel, gerçekten harika bir yer! Daha uzun kalmak isterdi. Daireden inanılmaz manzara ve çok misafirperver ana. % 100 bunu tavsiye ediyor. Tek kelimeyle muhteşem! Görünüm, yer, apartman! Bu benim için Airbnb deneyimlerinin yıllarının zirvesinde. Fotoğrafların önerdiğinden daha iyidir --- buradaki ziyaretinizden pişman olmayacaksınız. Sevgili Simone, çok güzel bir objen var ve onu kiralaman harika. Konumu ve manzarası bir rüya, çok iyi dinlenebilirsiniz. Ramona için ayrıca Paul restoranda doğum günü için ev sahibi Paul restoranda harika bir akşam geçirdik. Yine herzaman. Teşekkürler Isabella Simone'un evinde harika zaman geçirdik. Wolfgangsee'nin güzel manzarasına sahip mükemmel bir yerdir. Yürüyerek sadece birkaç dakika uzaklıkta olan uygun park yeri yoktur. Daireyle ilgili her şey mükemmeldi. Simone, süreç boyunca çok uzlaşmacı ve düşünceli idi. Harika iletişim, hızlı tepki, her şey doğruydu! Hatta kahve makinesi ve tahıl dağıtıcısı (!) Odada. Önceden check-in saatlerini kaçırmış olmama rağmen varış oldukça kolaydı. Bizim kalmak harikaydı, Marie was awesome ve ev gerçekten harika, şirin. Manzara kesinlikle nefes kesici. Hala coşkudan sözsüzüm. Selle için gerçek bir tatildi. Marie harika bir kadın, sadece öneriyorum. Resim, odanın sıcak görüntüsünden uzak, ev, St. Wolfgang'a 3 km uzaklıktadır. Çok geç aç kalacağımızı ve bize kendi kek pencere eşiğinin tadına bakacağımı bilmek çok istekliyim. Bir dağ yolunu Marie'nin evine götüren, sıcak ve konforlu, ormanın hemen yanında, pencerenin dışındaki manzara, kendilerini bir mera masallarına benzetir. Konuklar için hazırlanan süt ve tahıl kahvaltısı çok samimidir ve tuvalet ve tuvalet kullanımı kendi kendine sürüş yapan konuklar için çok uygundur. Marie'nin cevabı çok zamanında gelmişti, evde turist rotaları ve yemek rehberleri vardı, evini kendi kendine sürüş arkadaşlarına şiddetle tavsiye ettim, bir dahaki sefere evini düşüneceğim. Wolfgang'ın pitoresk fonunda sade misafirperverlik. Biz burada bizim kalmak genişletilmiş ve taze süt gibi burada çiftlik iyilik dokunuşlar zevk! Marie, gerekli herhangi bir yardımla arkadaş canlısı ve hızlıca sordu. Oda tarif edildiği gibiydi. Otobüs # 4 Old Town yakın almak kolay yürüyüş mesafesinde. Salzburg'un daha pahalı seçeneklerinden bazılarında kalmak için iyi bir yer. Beklentilerimizi aştığımız son dakikada bir oda yükseltme aldık. Bir yerde iyi döşenmiş ve mutfak da mevcuttur. Ev, şehir merkezine yaklaşık 20 dakika uzaklıktadır, ancak huzurlu ve sessizdi. Michael, iyi bir şekilde organize edilmiş olup check-in işlemini kendisi yapmak için her şeyi ayarlamıştır. Aslında bunu beğendim. Oda temiz ve kısa konaklamalar için harika. 3 dakikalık yürüme mesafesinde 2 otobüs durağı bulunduğundan, bölge konumu da harikadır. Oradan herhangi bir yere gidebilirsin. Son olarak, ziyaret edilecek yerlerle ilgili önerilerde bulunmak ve size yardım etmek için her zaman hazırdır. Nice old house ve oda, şehir merkezine yakın, kendi kendine check-in ve check-out. Tavsiye edilen :) Çok sıcak misafirperverlik, Michael'ın yerinde kaldığımızda bize yardımcı olacak ekstra miller, yardımınız için teşekkürler. Çok dostu host.reasonable price.not kötü değil. Michael'ın yerinde harika bir konaklama geçirdik, beklediğimizden daha iyiydi. Oda biraz küçük olmasına rağmen 2 için mükemmel çalıştı ve banyo sadece bitişiğinde idi. Salzburg merkezine bir otobüs almak süper kolay! Kesinlikle tavsiye ederim ve tekrar kalacaktı. Bize sahip olduğun için teşekkür ederim Michael! :) Bir park yeri ve halk otobüsüne yakın güzel bir yer. Michel çok duyarlı ve yardımcı oldu. Paylaşılan alanlar temiz tutuldu. Makul bir fiyata yer tavsiye ederim. Muhteşem manzaralı güzel daire! Burası harika! Konumu yasal olarak şaşırtıcı derecede güzel. Daire içine almak ve çıkarmak kolaydır ve bir sürü olanakla çok güzeldir. Burası gerçekten harika! Bir göl ve teleferik istasyonuna ulaşmak sadece 5 dakika uzaklıktadır. Mükemmel konum ve muhteşem manzaralar! Ailem bile burayı yaşamak istediklerini söyledi! Balkondan güzel göl manzarasına sahip sessiz ve rahat bir yerdi. ÇOK TAVSİYE EDİLDİ. Son derece tavsiye daire, temiz, temiz, kaliteli şeyler. Çok rahat. Bütün ortamlar geniştir. Balkondan göl manzarası rakipsiz. Orada her sabah kahvaltı yapmak için bir zevk. Yemek pişirmek için gerekli tüm eşyalar ve her zaman kullanışlı olan bazı yiyecekler (çay, kahve, kakao, tuz, şeker, yağ, çeşniler vs.) vardı. Ayrıca bölge hakkında bilgi veren birçok broşür vardı. St.Gilgen şehir merkezinden daireye yürüme zordur. Onlar birkaç metredir ve ayrıca bir tepeye tırmanmanız gerekir. Yürüyerek yapılabilir, ancak bir araba olması çok daha iyi. Yıkayıcı ve kurutucu binanın ortak bir bölgesindedir. Birkaç kez gittik ve meşguldü. Tamamen pratik değildi, ama belki de şansımız yaver gitti ve normal değil. Neyse tereddüt etmeden tekrar gitmek istiyorum. Bunu küçük bir negatif not olarak yorumluyorum, ancak olumlu olan her şeyin yanında çok küçük. Harika bir konumda çok temiz daire. Çok sessiz ve gölün güzel bir manzara. Saint Gilgen, Salzburg, Avusturya Zarif hostes. Salzburg eski şehre otobüsle kolay erişim ile çok güzel sakin bir alan. Barbara ile harika kal! Villa, şehir merkezinden 30 dakika uzaklıkta, turistik bölgelere elverişli bir konumdadır. Çok sessiz ve hoş bir alan. Süpermarketlere yürüme mesafesinde. Oda temiz ve ferah, dağların güzel manzarasını sunan güzel bir balkon. Barbara, geç varış için güzel ve uzlaşmacı oldu. Tamamen tekrar kalacaktı! Sadece bir gece kaldık, her şey iyiydi! Bu harika bir yer ve harika bir fiyat! Dikkat edilmesi gereken birkaç basamak var - bu yüzden onlarla mücadele ediyorsanız bunu aklınızda bulundurun! Barbara muhteşem bir ev sahibi oldu. İletişiminde hızlı ve kibardı. İhtiyacım olan her şeye sahip olduğumdan emin oldu. Kapının hemen dışında mini buzdolabı, iki ocak ve lavabo bulunan küçük bir mutfak bulunmaktadır. Kahve hoş bir dokunuş oldu! Otobüs kapısından 3 dakikalık yürüme mesafesinde ve ana sitelere doğru getiriyor! Genel olarak harika bir konaklama geçirdim! Paranızın değerini göz önünde bulundurarak konaklamanız için mükemmel bir seçim. İyi tesisler, kolay toplu taşıma, yolda süpermarket. 24 saatlik otobüs geçişi sadece 3,80 Euro'dur. Otobüs 6, yeri Salzburg'un merkezine ve tren istasyonuna bağlar. Barbara, hostes, her zaman kullanılabilir ve yararlı. Tavsiye, tekrar kalmak istiyorum. Bu daire çok güzel ve temiz. Burada olduğuma çok sevindim Biz sadece Barbara'nın bir gece kaldı, ama daha uzun kalmak isterdim. Ev, yakın zamanda yenilenmiş 100+ eski bir villadır. Oda dağ manzaralı güzel bir balkon vardı. Bizim emrinde kahve, süt, ekmek, tereyağı, vb vardı, hoş bir dokunuş! Başkalarına tavsiye ederim ve kendimi geri gel. Teşekkürler Barbara! icturesque yer, misafirperver hostes, mükemmel koşullar, kalmak için harika bir yer Stephanie'nin yeri dağlara, denize ve cazibe merkezlerine yakın, harika bir konuma sahiptir. Evi, elemanları ve hatta bir Steinway aracılığıyla düşünceyle gerçekten güzeldi! Stephanie, büyük ev sahibi ve kişi, nazik, samimi ve kesin. İhtiyacımız olan her şey hakkında bize tavsiyelerde bulundu, tüm şartlarımızı yerine getirmişti. Gelecekte geri dönmek istiyoruz :) St. Wolfgang im Salzkammergut, Sankt Gilgen,, Avusturya Salzburg, Michael'ın yerinin kolayca ulaşılabilir ve hatta yürünebilir olduğu kadar küçüktür. Kapuzinerburg oldukça yakındır, bu nedenle yürüyüş parkurunun ve çevredeki alanların manzarasının tadını çıkarmanın tadını çıkarabilirsiniz. Check-in talimatlarını takip etmek kolaydır ve herhangi bir problem yaşamamalısınız. Michael harika bir ev sahibi, güleryüzlü ve nazik. Evinde şımarık hissettik. O düşünceli ve Salzburg konumlar, alışveriş ve ulaşım ile ilgili yararlı ipuçları ve öneriler sunar. Kesinlikle bir dahaki sefere Salzburg'a gidersek, uygun yerler varsa, onun yerine dönmekten mutlu oluruz. Konukseverlik, Michael bize çok yardımcı olur ve toplu taşıma araçlarına çok yakın. Salzburg'u tekrar ziyaret edersem yine devam edecek Mükemmel bir konaklama. Süper temiz, sessiz ve şehir merkezine de uzak değil. Michael'ın yeri harikaydı, iletişim etkili ve giriş kolaydı. Michael harika bir ev sahibi, bana Salzburg hakkında ipuçları verdi ve hatta geldiğim gün bir tatildi ve çoğu dükkan kapalıydı gibi benim için bir pizza yer arama teklif etti. Gerçekten her 10 dakikada bir şehre otobüs alabilirsiniz evin (1 & 3dk yürüyüş mesafesinde) gerçekten otobüs durakları vardır. İyi bir büyük temiz oda içinde kalmak, ana restoranlar / şeyler yapmak vb. Önerileri ile çok yararlı oldu. Bir otobüsle şehre ulaşmak oldukça kolay. Kısa kalmak için iyi bir değer! Bize yolda iyi gezi ipuçları veren çok güzel ve sıcak ana. Oda temiz ve güzel bir şekilde dekore edilmiştir. Otobüs kapının hemen dışında veya 5 dakika uzaklıkta. Sadece tavsiye edilecek! Anita ve Ailesi Dünya İnsanlarına Aşağı. Seni eve hissettiriyorlar. Araba ile seyahat ediyorsanız, keşfetmek için yakın birçok yerde var. Anita'ya çok iyi şanslar diliyorum. Makul bir fiyata kalmak için iyi bir yer. Anita gerçekten iyi bir insan. Ona ev sahibi olarak öneriyorum. Bir yerde güzel bir dağ bölgesinde yer almaktadır. Bunu sevdim. Harika manzaralı çok rahat, sıcak ve harika bir yer. Anita çok tatlı ve yardımseverdi, bir tavsiyede bulundu ve konuşması kolaydı. Bir yerde otobüs durağı uzakta değil, bu yüzden ihtiyacınız olan her yere alabilirsiniz. Çok keyif aldım, kesinlikle tavsiye ederim! Avusturya kırsalında ne şirin bir yer. Anita, evde rahat evinde hissettim emin yaptı zarif, misafirperver bir ev sahibi oldu. İnanılmaz derecede güzel Salzkammergut'taki bir macera için mükemmel fiyat ve harika bir sıçrama noktası. Rahat ve cana yakın, biraz retro ama ihtiyacınız olan her şeyi alacaksınız. Orta fiyat! Konaklama, fiyat ve yer iyiydi. Anita çok kibar ve ingilizce konuşuyor ... :) biz bunu tavsiye ediyoruz ..! Çok dost insanlar ve güzel bir yer. Biz çok, hem de tavsiye edilen alan sevdim. Konumu muhteşem, çok yumuşak bir süreç için geri kafa Münih için tren yakalamak yapılan tren istasyonuna yakın bulunmaktadır. İhtiyacınız olabilecek yiyeceklerin bulunduğu marketler vardır. Ayrıca, alan sakin ve rahat. Bir yerde harika bir yerde ve onunla temasa geçmeniz gerektiğinde ev sahibi derhal yanıt verir. Şiddetle tavsiye edilir.
allenai/c4/00768/175
2020-04-08T11:49:09
https://www.airbnb.com.tr/s/Saint-Wolfgang-im-Salzkammergut--Austria
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Küçükçekmece DemirDöküm Servisi - 540 04 63 - Küçükçekmece Yetkili Beyaz Eşya, Süpürge ve Ev Aletleri Servisi >540 04 63 Küçükçekmece DemirDöküm servisi, Küçükçekmece DemirDöküm servisi, Küçükçekmece Demir Döküm soba Servisi, DemirDöküm kombi servisi, DemirDöküm doğalgaz sobası servisi, DemirDöküm Klima servisi, DemirDöküm Şofben servisi, DemirDöküm elektrikli soba servisi, DemirDöküm Buzdolabı servisi, DemirDöküm doğalgaz dönüşümü servisi, DemirDöküm ocak servisi, DemirDöküm Fırın servisi ve DemirDöküm kombi bakım servisi Küçükçekmece ve tüm mahallelerine yedek parça ve tamir hizmeti vardır. Demir Döküm Doğalgaz sobası yanmıyor, DemirDöküm Soba sensörü bozuldu yada Demir Döküm kombi bakım servisi nerden bulurum gibi sorularınıza net cevap Küçükçekmece DemirDöküm servis bizimle iletişime geçmeden karar vermeyin. Küçükçekmece DemirDöküm Servisi faydalı bilgiler sayfamızdan DemirDöküm Kombi bakımı, Fırın kullanımı, DemirDöküm Doğalgaz sobası temizliği, Demir Döküm Kombi Arıza tespit yöntemleri ve DemirDöküm ürün arızalarında servis çağırmadan önce yapılması gerekenler hakkında pratik bilgilere BURADAN ulaşabilirsiniz. DemirDöküm Küçükçekmece servis hizmetlerinin kayıtlı müşterilerine %30, yeni müşterilerimiz www.kucukcekmeceservis.com ve Whatsapp 7/24 destek sistemimizden kayıt yaptırarak servis talep eden müşterilerimize ilk aldığı hizmette işçilik ve servis bedelinde %10, yedekparçalarda %10 indirim uygulanmaktadır.
allenai/c4/00768/178
2020-02-22T13:00:41
http://www.kucukcekmeceservis.com/kucukcekmece-demirdokum-servisi.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Nutellalı Kek - Bloglardan Denemeler | Yemek ve Biz Nutellalı Kek - Bloglardan Denemeler Posted on 22 Şubat 2011 in Blog'lardan Denemeler, Kekler . Ben tarifi notlarımla ve yaptığım şekli ile aşağıya yazdım. Mine’nin anlatımı için buraya tıklayabilirsiniz. 150 ml. sıvıyağ, 3 yemek kaşığı yoğurt ( 105 gr ) 120 gr. şeker ( ben 135 gr kullandım ) 3 yemek kaşığı nutella ya da sarelle Yumurta ve şekeri birlikte mikserde çırptım Sıvı yağ, yoğurdu ekledim çırptım Un, kabartma tozu ve kakaoyu birlikte eledim Hamurun yarısını yağladığım kaba döktüm Arasına mikrodalgada yumuşattığım Sarelleyi döktüm Kalan harcı da üzerine döktüm Üstüne file badem serptim ki çok şık oluyor bu şekilde 180 derece fırında tam 45 dk da pişti. Siz de fırın ayarınıza göre 40 dk sonrasında kontrollü devam edin fırın ısıları markalara göre değişim gösterebiliyor biliyorsunuz. · Ben aceleden tarifi yazarken tarçını kakao olarak yazmışım ve tarçını atlamışım. Atladığım için kakao 2 yemek kaşığı iken ben 2 tatlı kaşığı koymuş oldum ve tarçınsız oldu iki kekimde · Mine’nin tarifte tahta kaşıkla karıştırın diyormuş! ama ben hepsini Kitchen Aid de yaptım · Şekeri özellikle biraz fazla koydum çünkü Mine’yi bilirim az şekerli sever:) bu şeker kıvamı bana göre iyiydi gerçi çok fazla arttırmadım ama · Tarçını bir sonrakine deneyeceğim, kakao az olunca rengi daha açık renk oldu ama bence iyiydi lakin sonraki yapışımda tam ölçülerle deneyeyim, · Uyarıyorum keki ılıkken yemeyi denemeyin.Demedi demeyin…:) mmmh gercekten enfess gröünüyor! ellerine saglik yiyenlerede afiyet sekerler olsun ;) muhabbetiniz daim olsun canim..sevgiler 22 Şubat 2011 23:32 Amanınn bunu ben bir oturuşta tek başıma yerim :) Hem kek hemde nutellalı daha ne olsun.Ellerine sağlık canım.Sevgiler SLN 22 Şubat 2011 23:33 çok güzel görünüyo.. nutellanın zaten hastasıyım.. ellerine sağlık. sevgiler. 23 Şubat 2011 01:38 Hakikaten enfes bir kek... Demedi demeyin bence de deneyin :)) Ellerine sağlık, sofrana evine bereket güzel yürekli arkadaşım :) 23 Şubat 2011 10:16 SEVGİLİ FİGEN HANIM YİNE NEFİS BİR TARİF VERMİŞSİNİZ ZATEN SİTENİZDEN GÖRÜPTE YAPTIĞIM HER TARİF BÜYÜK ÖVGÜLER ALIYOR ÖZELLİKLE BEŞ ÇAYINDA YAPTIĞIM LABNELİ POĞAÇA VE ÇİKOLATA SOSLU KAKAOLU ELMALI KEK TAM BİR BAŞ YAPIT BU TARİFİNİZİDE AKŞAMA DENEYECEĞİM:))) SEVGİYLE KALIN.... Sen kek değil bomba yapmışsın be gülüm.. Ellerin dert görmesin.. Nutella değil, yeni Sarelle ile süper olacak, kşam yapacağım... 28 Şubat 2011 10:18 Hasretli Lezzetler; teşekkür ederim canım, Beyaz kelebegim:)valla yeniyor:)) ama yemeyelim değil mi:) Elvanım:) afiyetler olsun:) İZmirli: Ben de teşekkür ederim tarifleri deneyip yorumlarınızla burada paylaştıgınız için,zira yapılan tariflerin yorumları cok onemli cok arkadasımız ozelden yazıyor bana burada pek yazılmıyor:) Buı yuzden burda yazılan yorumlar onemli. olcey: ben de Sarelle kullanıyorum:) Yaparsanız yorumuzu beklerim:) 28 Şubat 2011 10:39 SEVGİLİ FİGEN HANIM TARİFİNİZİ DENEYECEĞİMİ YAZMIŞTIM VE İKİ MİSAFİR GURUBUMADA YAPTIM HERKES BAYILDI KISACASI BU TARİFTE PATLADI GİTTİ:DDDDD AMA DENEDİĞİM HER TARİFİNİZ BU KADAR BEĞENİLİP ÖVGÜ ALIYORSA BUNUN SEBEBİ SİZİN BU KADAR İTİNA VE DOĞRU ŞEKİLDE ANLATIMINIZDANDIR BELİRTMEK İSTERİM ÇÜNKÜ BLOGLARDAN DENEDİĞİM HER TARİF BU KADAR GÜZEL SONUÇ VERMİYOR MALASEF O YÜZDEN SİZE TEŞEKKÜR EDERİM SEVGİYLE KALIN... 28 Şubat 2011 15:39 İzmirli:son yorum için de çok teşekkür ederim,ne güzel beğenmeniz. Ellerinize sağlık sizin de. Sevgili Mİne ye de teşekkür edeyim tarif ona ait ben paylaştım. Siz İzmir de mi yaşıyorsunuz? 28 Şubat 2011 16:46 EVET GÜZEL İZMİRİMİZDE YAŞIYORUM ama bir sürü sitede yemek tarifleri veriyorsun... böyle olmazki.. senin gercek siten hangisi.. eline sağlık ,, cocuklar cok sevdi.. ama cok cikolatalı!! 19 Haziran 2011 17:28 Sevgili Ersaniye hosgeldin:) Ben bir tek burada yazıyorum ama:) Başka nerde tarifimi okudunuz acaba? İzinsiz yayınlar olabilir belki bilemedim şimdi? Ben de Mine'nin sitesinde keşfetmiştim ilk, şimdi bi de sende gördüm :) yumurtaları dolaptan çıkardım bile,hemen deniyorum :) ellerine sağlık.
allenai/c4/00768/180
2020-08-11T21:54:54
http://yemekbiz.blogspot.com/2011/02/nutellal-kek-bloglardan-denemeler.html
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Ürün Gruplarımız | HMS Daha iyisi için... İş alım sürecimizde temel hedefimiz ilgili pozisyona ve HMS ailesine en uygun adaya ulaşmaktır. Farklı kanallarla ilanlarımıza başvuran adaylarımız bir aday havuzunda toplanır ve değerlendirilmesinin ardından uygun görülen adaylarımız mülakata davet edilir. İşe alım sürecimizde, her pozisyon için aranılan özel nitelikler olduğu gibi tüm pozisyonlarımız için değişmeyen bazı nitelikler mevcuttur. Tüm bölümlerimiz ve tüm pozisyonlar için değişmeyen temel nitelikler şu şekilde sıralanabilir: Yapacağı işle ilgili eğitim almış olmak, teorik bilgi sahibi olmak, Kendini geliştirmeye ve öğrenmeye açık ve bu konuda istekli olmak, Takım çalışmasına yatkın, iletişim becerileri yönünden başarılı olmak, Sorumluluğunun ve işinin öneminin farkında olmak, Saygılı, dürüst ve çalışkan olmak, Yaşadığı dünyaya duyarlı, toplumsal değerlere saygılı olmak, Uzun süreli çalışma isteği ve kariyer hedefine sahip olmak. Tüm çalışanlarımızı çok değerli ve şirketimizin sürekli gelişimine paralel olarak geliştirilmesi gereken en önemli kaynağımız olarak görmekteyiz. Rekabetçi üstünlüğü, çalışanlarımızın yetkinliklerinin geliştirildiği ve refah seviyelerinin artırıldığı güvenli bir çalışma ile sağlayacağımıza inanmaktayız. “İnsana yapılan yatırım, en yüksek getirili yatırımdır.” düşüncesiyle yola çıkarak şirketimizde çalışanlarımızın sürekli gelişimini sağlamak amacıyla eğitimler verilmektedir. Genel başvuru yapmak için; [email protected] e-posta adresine özgeçmiş göndererek iş başvurusunda bulunmak mümkündür. Tüm başvurular titizlikle değerlendirilerek veri tabanımıza aktarılır. Adaylarımızın kişisel bilgileri gizlilik prensibiyle kayıtlarımızda saklanır. Açık pozisyonlara başvuru yapan tüm adaylarımıza işe alım süreciyle ilgili bilgilendirme yapılır ve görüşmeler neticesinde geri bildirimde bulunulur. Merak ettikleriniz ya da öğrenmek istedikleriniz için > Bizimle iletişime geçin HMS makineleri ile Copyright 2019© HMS Site Creation & Technology HaneiGrafik
allenai/c4/00768/181
2019-04-19T17:21:55
http://www.hmsagro.com.tr/insan-kaynaklari
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz
Sehîdê Îbonun hayatı – (SEHÎDÊ RİZGO ÎBOYAN 1942-1991) | Bernamegeh Doktor, yazar, çevirmen Sehîdê Îbonun ataları Kürt Ezidilerinin Hesinya Ortiliya aşiretindir. 1828-29 Osmanlı Rus harbinde, Ruslar Iğdır’ı aldıklarında Temir Axa kendi aşiretini Rus tarafına geçiriyor. Surmeli, Sînek mıntıkasında kendilerine yer ediniyorlar. Köylerinin ismi de Qerequyê dir. 1917 Rus devriminden sonra buralar sahipsiz kalır. Türk tarafı buralara yönelince bazı aileler her şeylerini bırakıp, Aras nehrinin diğer tarafına geçerler. Aileler çok büyük zorluklar yaşıyor ve sonraları Rusya Devleti buralara eğitim ve kültür alanında bazı yardımlarda bulunuyor. Sehîdê Îbo, 8 Mayıs 1942 yılında Ermenistan’ın Yukarı Qurxûna köyünde doğmuştur. Köylerinde Kürtçe okul açılıyor. İlk önce Kürtçe okulda, sonra da Ermeni okulunda okuyor. Babasını daha dokuz yaşını doldurmadan kaybeder. Üç kız ve altı kardeşinin büyümesi annesi Hica Evdonun üstüne kalıyor. Ailenin ekonomik sorunlarından dolayı kendisi de ailenin sorunlarını çözmek için çobanlık yapmaya başlıyor. Okul sürecinde oldukça başarılı ve zeki bir öğrenci dönemi geçiriyor. Lenin adına başarı belgeler alıyor ve okulu kırmızı diploma ile bitiriyor. Kırmızı diploma o dönem kiymetli olan en büyük diploma oluyor. Doktorluk kolejini Erivanda bitirir. Daha sonra Doktorluk Enstütüsünü de1957 yılında iyi bir derece ile bitirdikten sonra iki yıl çocuk doktorluğu alanında çalışma yaparak doktorasını Moskova da tamamlıyor. Doktorasını bitirdikten sonra Çocuk doktoru olarak Erivan’da hayata tutunur. Çalışkanlığı, derin bilgisi ve uzmanlığı sayesinde profesor doktor olur. Çok kısa bir zamanda büyük bir üne kavuşuyor. Çocuk hastalığı konusunda uzman olur. Çocuk hastalığı konusunda Erivanda büyük bir emek ve çaba ile doktorluk ilmini ileriye götürmeye çalışır. Farklı ilaçların bulunması konusunda da belli bir çabası olur. Bunlar çocuk hastalığı konusunda önemli çalışmalardı. Yaptığı çalışmalar sonucu, Erivandaki Doktorluk Enstitüsünde 1971 yılında çocuk doktorluğunun başkanlığına seçilir. Buradaki çocuk alanındaki çalışmalarının ünü dünyaya yayılır. 1974 yılında da Amerika Waşintonda Çocuk Hastalığı Doktorluğu (Ortemiletiyê ya bijîşken nexweşiyên gurçikên zarokan) örgütüne üye olur. Seçimlerde sonra Avrupadaki çocuk doktorluğuna örgütün üyesi olarak seçilir. Doktorluk döneminde hiç bir zaman Kürtlük ve Kürt dili konusunda geri adım atmamış, bu konuyu unutmamıştır. Her zaman, her yerde hep Kürtçe konuşmaya özen göstermiştir. Bu onun en belirgin özelliğidir. Gürcistan ve Ermenistan Kürtleri Sehîdê Îbonun bu özelliğini iyi bilmektedir. Kürd anneleri için kendi çocuklarını iyi yetiştirmeleri için kitaplar yazmıştır. Bu kitaplar onlarca Kürt evinde yer almış, insanlar büyük bir merak ve ilgi ile okumuşlardır. Çocuklara olan ilgisi zaten anlatılmaz. Şair Fêrîk Ûsiv, onun anısına yazdığı bir şiiri var, şiirin ismi, “Hekîm- Loqmanê tifalên nexweş” idi. Halk arasında Çocukların Allahı olarak da anılıyordu. Sehîdê Îbo kendi işlerinden, doktorluk başkanlığı çalışmalarından başka yazmak ile de uğraşıyordu. Dr. Sehîdê Îbonun Çocuk doktorluğu hakkında 100 e yakın kitap ve eseri bulunmaktadır. Bunlardan iki tanesi çok ünlüdür, Terşinek bi bijişkiye zarokên emrê hetanî yeke salî da(monografya, bi zimanê Ermenî, 1976), Danasîn bi bijîşkiya zarokan (monografya, bi zimanê Ermenî, 1983). Bu iki kitap ile Erivandaki Enstitüsünde öğrenciler doktorluk eğitimini görüyordular. Ayrıca doktorluk üzerine üç kitabından da yararlanıldı. Xwerekdayîna Zarokên saxlem( bi zimane Ermenî), Şîretê Doktir ( kitêba bijîşkiye, bi kurdî, 1974), Siba we xêr (kitêba bijîkiyê, bi kurdî). Şiir ve roman çalışmalarında zamanla ünlü bir düzeye geldi. İlk şiiri 1948 yılında neşredildi. Kürtçe şiirlerini Bist salên din(şi’r bi kurdî), Quma min (şi’r bi kurdî), Azadî (şi’r bi kurdî), Sînem (şi’r bi kurdî) ve Duryan (berevokeke serhatiyan, bi kurdî) ve Kurdê rêwî (roman, 1979) adlı çalışmaları yayınlandı. Bunun bazı şiirleri klam olarak Kürt milletinin arasında yayıldı. Kürt halkı içinde çokça bilinen bir şiiri var, klam olarak yayınlanan bu şiiri kendi mezarının taşında yazılmaktadır; Hespê komeyt siyar bûma Ji bajêr berwar bûma Bimama bê deng û nav Her tek tenê zar bûma. Sehîdê Îbo eski Sovyetlerde bir ezidi olarak, kendi ismini Kürt ve Kürdistan tarihinde altın harflerle yalnızca Doktorluk alanında değil, hem şair ve yazar olarak da yazmıştır diyebiliriz. Bir yazar ve şair olarak eski Sovyet kürtlerinin aydınlarının grubunun içinde yer alıyor. Bu aydın, yazar ve şair grubundan bunlar yer alıyordular; Erebê Şemo, Ahmedê Mîrazî, Hecîyê Cindî, Emîne Evdal, Casimê Celîl, Etarê Şero, Wezîrê Nadirî, Cerdoyê Gênco, Usivê Beko, Elîyê Ebdilrehman, Qaçaxê Mirad, Nado Maxmûdov, Mîroyê Esed, Xelîl Mûradov, Wezîrê Eşo, Baxçoyê Îsko, Ahmedê Gogê, Emerîkê Serdar, Fêrîkê Usiv, Şikoyê Hesen, Mîkaîlê Rêşîd, Rizaliyê Reşîd, Karlênê Çaçanî, Egîtê Şemsî, Ordîxanê Celîl, Celîlê Celîl, Sîma Sement, Simoyê Şemo, Çerkezê Reş, Keremê (Kavad) Reş, Elîxanê Memê, Egîtê Xudo, Egîtê Şemsî, Eskerê Boyîk, Tosinê Reşîd, Têmûrê Xelîl ve başkaları. Sehîdê Îbo, tanınan ve bilinen akademisyenler Îvan Farîzov, Nadir Nadirov û Şekroê Xudo, Prof. Dr. Qanate Kurdo, Prof. Dr. Joraê Xudo, Prof. Dr. Ordîxanê Celîl, Prof.Dr. Celîlê Celîl, Prof. Dr. Şerefê Eşir, Prof.Dr. Feyzoê Egît, Dr. Çerkezê Beko, Dr. Meksîmê Xemo gibi tanınımış bilinen akademisyenlerin çalışmaları eski Sovyet devletlerinde Kürtlerin isimlerini ve seslerini yaydılar. Bu yazar ve aydınlar sayesinde Kürtlük sesi ve kültürü tüm Sovyet ülkelerinde tanındı ve gelişme kaydetti. 1960 lı yılların başlarında yayınlanan şiirlerin şairleri Şikoyê Hesen, Mîkayêlê Reşît, Fêrîkê Ûsiv, Simoyê Şemo, Rizalyê Reşîd, vb yeni bir renk, yeni bir ruh ve yeni bir şekil ile Sovyet Kürtleri edebiyatına getirdiler. Toplum tarafından bu yenilik tutuldu ve bunların içinde Sehîdê Îbonun Qurna min adlı kitabını da değerlendirmek gerek. Şiirinde yurtseverlik, insan severlik, sevgi, aşk ve doğa güzelliklerini konu edinmiştir. Sinem adlı şiirinde de yine çok farklı bir şekilde okurların önüne çıkmaktadır. Bîst Salên dinê ise uzun bir destandır. Azadî adlı şiir kitabı ise son şiir kitabı olmaktadır. Sehîd, bira, xema neke Xewna te xweş wê bê sêrî, Ber dêriye roja rengîn, Kurdistanê rabe ser zîn Öykü anlamında da 1960 li yıllarda Duryan eseriyle önemli bir esere imza atmııştır. Köyü Ezidi bir köy, aşireti de köklü bir geleneğe sahip. Kendisi koçer yaşamını, dağı ve yaylaları çok biliyor. Doğanın üzelliklerini küçükken tadını alıp yaşamıştır. Çirokbej ve dengbejlerin yanında oturmuş, onları dinlemiştir. Yine eski gelenek ve görenekleri biliyordu. Dolaysıyla bu onun öykü yazmasını kolaylaştırmıştır. Ayrıca eski gelenek ve göreneklere karşı öykülerinde çok eleştirisel yaklaşmıştır. Zirara edet adlı öyküsünün ana teması çok ilginç ve trajiktir. Ahmet savaşa gidiyor ve onun hakkında siyah bir kağıt geliyor. Bu şu anlama geliyor, bu öldürülmüş. Köylülerin zoru ile Ahmetin genç eşini Ahmetin küçük kardeşine veriyorlar. Sonrada anlaşılıyor ki Ahmet öldürülmemiş, savaşta esir düşmüş. Geri dönüyor ve küçük kardeşi deli oluyor. 1979 yılında romanı Kurdê Rêwî yayınlanıyor. Romanı annesi Hica Evdonun anlatımları, (gilî-gotin)duyguları, dedikleri ve anılarının sonucu yazıldı. Sehidê İbo bu romana 1959 yılında yazmaya başladı. 1979 yılında Erivan da Kürtçe olarak kirili harflerle yayınlandı. Bu romanda kendi aşireti Ortiliyanın 1918-1922 yılları arasındaki yaşamı anlatıyor. Bu roman Hesinan aşireti içinde geçiyor. Toplumsal yaşamı, gelenek görenekleri, köyün kültürel yaşamını çok iyi vermiş. Roman dili çok iyi, zengin doğa tasvirleri, mesele ve hikayelerle süslemiştir. Romanda anlaşılıyor ki bizim kültürümüzün zenginliğinden hebardar ve çok iyi bazı karakterleri yazmış.( Pîr Mîrzo, Keleş, Perîşan, Zîna Pîr vs) Yine Kürt ve Ermeni dostluğu üzerinde iyi durmuş. Çok akıcı bir roman, insan okurken çok rahat oluyor. Güzel konuşmalar yanında çok güzel bir dil kullanılmış romanda. Adeta bir ayna görevi görüyor Ezdi Kürtler açısından. 20 Yüzyıl başlarında Ezdi Kürtlerin yaşamına dönük bir çok açıdan durumlarını anlatmaktadır. Romanda Kürt toplumunun örf adet, oturup kalkışlarını Kars’ın Ortiliya aşiretinin olay ve gelişmelerini çok açık bir şekilde yazmaktadır. Yirminci yüzyılın başlarında Kars Rusyaya bağlıydı. Yine romanda birinci dünya savaşı dönemlerinde Ezdi Kürtlerin durumunu, Rusyadaki devrimin gelişmesi, Kars’ta Rus askerlerin çekilişini ve Ezdi Kürtlerin Türklerden çektiklerini anlatmaktadır. Ayrıca bir ezdi Kürt aşiretinin ruhsal durumunu ve yaşamını göz önüne sermektedir. Bu roman ezdi Kürtlerinin durumlarının kaynağı olarak bakılabilinir. Çünkü o dönemde yaşanan olayları, ezdi Kürtlerin ve Ortiliya aşiretinin durumlarını bize ulaştırmasını bu romanda başarmıştır. Bu ilginç ve yürek yakan romanda bazı şeyler öne çıkmaktadır. Örneğin, göz önünde olan Ağanın kızı Zeytun ile ağanın çobanı Kerem arasındaki aşk olayı. Zeytun, aşiretin ağasının kızıdır. Ama romanda şu var, yani ağanın kızı ile aşiretinin diğer kızları arasında bir fark görülmüyor. Sessizler, her zaman ve her daim her olayda yaşamlarını olduğu gibi kabul ediyor ve sabır ediyorlar. Kerem de öyle, yaşamın çetinliğinden dolayı sessiz bir direniş içindedir. Keremin öldürülmesi ve sonrasında Zeytunun deli olması romana ayrı bir hava katıyor. Aşıklar birleşmiyor, umutlarına ulaşmıyorlar. Yine romanda Sabri ve babası Serdarê Kurê Keleşê ki kendisi köyün ihtiyarlarındandır. Bu ilişki iyi keşfedilmiş. Bu baba ve oğul arasındaki ilişki yaşam ve eski zaman ile yeni zaman arasındaki durumu da göz önüne sermektedir. Aşiretin beyi ve toplumdaki fakir ve fukara insanlar arasında zor ve teşkeleli durumu teriqat ve muridlere benzemektedir. Sehîdê Îbo romanda yeni bir yaşam ortaya çıkarmıyor. Aksine var olan bir yaşamı yazıyor. Romanın konusu var olan eski günlük yaşamı gözler önüne sermeye çalışıyor. Roman eski yaşamın yaşanmışlıkları üzerine yazılmış. Ata babalarının günlük yaşamını tarihi olaylar, toplumsal ve dinsel olaylar, yaşamın örf ve adetleri üzerinde süslenmiştir. İnsan Sehîdê Îbonun Rewî kitabını okuyunca insan onun yurtseverliği üzerine düşünmeden edemiyor. Kendi ülkesini görmemiş, gözleriyle dağını taşını seyretmemiş, ülkesinden binlerce kilometre uzakta kalmış olmasına rağmen ülkesini hep yaşamış ve yaşatmaya çalışmış. Ondan gerçekten de Kurditî yağıyor gibi bir hava yayılıyor. Sehîdê Îbonun çoğu zaman en çok üzüldüğü konu, çocukların anne dilini bilmemesi idi. Kürtçe bilip de iyi konuşmayanlara karşı da aynı üzüntüyü hissederdi. Kulağı her zaman Kurt ve Kürdistan ilgili ses ve bahislerde idi. Kafkasya Kürtlerinin yaşadığı tüm yerlerde, tüm ülkelerdeki toplumun durumunu biliyordu. İlgili idi. Sehîdê Îbonun şartları uygun olduğunda kendi toplumunun tüm düğünlerinde ve taziyelerinde bulunuyordu. Gittiği her yerde, özellikle diğer milletlerin yanında Kürt halkının özeelliklerini anlatıp, duruyordu. Tüm işlerini Kürd milletinin hizmetine göre ayarlıyordu, öyle görüyordu. Eski Sovyetler döneminde Kürtlerin gözönünde bulunan bir vekili gibi yaşıyordu. Eserleri Ermeni gazetelerinde, Erivan radyosunun Kürtçe konuşma bölümünde yayınlandı. Ayrıca Riya Teze gazetesinde de yıllarca diğer yazarların gibi onun da eserleri yayınlandı. Eserleri Ermeni, Gürcistan, Rusya ve Azerbaycan dillerine tercüme edildi. Ayrıca çeviri çalışmaları da oldu. Ermeni yazarlarından Hovhanês Tûmanyan, Avêtîk Îsahakyan, Yêxîşê Çarêns, Rus yazar S.Mîxalkov ve diğerlerin eserlerini Kürtçe yayınlayarak, Kürt halkının malları haline getirmiştir. Xwezî disa zar buma, Çeve we ron, Merî ve diğer şiirleriyle Kürt edebiyatını zenginleştirmiştir. 1991 yılında Erivan şehrinde “bilinmeyen kişiler” tarafından öldürülüyor. 1991 yılı kışı Sovyetler birliğinde siyasi, ekonomik konularında kanunsuz ve karmakarışık bir süreç idi. O zaman devlet ve hükümet çok zor bir süreç içinde sorunlarla boğuşuyordu. Bu siyasi gelişmelerin geleceği konusunda ne olacağı noktasında herkes olumsuz görüşlere sahipti. Ermenistan Kürtleri toplumu arasında da ittifaksızlık yaşanıyordu. Burada bazıları Ermeni aydınlarla birlikte bir Ezidi derneği kurdular ve Ezdilerin Kürt olmadığını yaymaya başladılar. Bunları yapanların çoğu da Kürt idi. Ezidilerin Sesi adında bir gazete de yazılarını yazdılar. Kürtlere karşı sesler yükseldi, amaç ta bu derneğin aydınları idi. Her gün Riya Teze gazetesinin önünde eylemler oluyordu. Kürtlere ve Kürt aydınlarına karşı bir linç kampanyası yürütülüyordu. Sihîdê Îbo, hem doktor olarak seviliyordu halk arasında, hem de aydın bir Kürt olarak bilinen bir aydındı. Devletin Erivandaki Doktorluk İnstitusunda, kendi odasında kafasana arkadan sessiz bir silahla öldürülmüştü. Bu öldürme olayının bilinmesi üzerine tüm Erivandaki aydınlar bir araya gelmişti. Ermenistanın köy ve şehirleri başta olmak üzere, Gürcistandan da çoğu Kürt oraya akmıştı. Hoktêmbêriya Nehiyesinin Êrasxahûnê köyünde binlerce Ermeni ve Kürt toplanmıştı. Bu cenaze bile Sehîdê Îbonun Kürtlüğünü büyütüyordü. Erivandaki İnstitünin başkanı Vîlên Hakopyan;” Çok büyük bir ayıptır, çok değerli bir insan ki Sehidê Îbo gibi Ermenistan topraklarında öldürülüyor.” Onun konuşmasından sonra aydın arkadaşlarından Fêrîkê Ûsiv, Karlênê Çaçanî, Wezîrê Eşo ve Çerkezê Reş konuştular ve kendi şiirleriyle onu sonsuzluğa uğurladılar. Doğrusu bu olayla birlikte Ermenistandaki Kürtlere çok büyük bir darbe vuruldu. Daha sonraki yıllarda bir türlü bu ölüm olayı aydınlatılmadı. Hala da neden öldürüldüğü bilinmemektedir. Eskerê Boyîk 18.01.1991 yılında Erivanda Sehîdê Îbonun anısına şu şiiri yazar; Zivistan e, berf dibare, Ser kul-derdê me da bêxem felek mala te kavil be, Çima, dîsa nelandin em. Derd bûye çiya, keser kûr e Kel û hêsir tevhev bûne, Derba nemerd em hejandin Rem û îsaf kuda çûne? Derba giran zef li jor ket Dara bilind me hat xarê, Çiyakî gewre me unda kir Pirr giran e derd vê carê Ezê bigrîm derdê kê da, Dewran me ra dew û kîn e, Vê cihana bêwîjdan da, Em bê cî û bê xwedî ne. Gazinê xwe bibime ber kê Xwedê jî wê qelpe mera Em xerîbê neheqiya kîn, , Welat jî nav qetil û şera. Ser kul-derdê meda îro, Ez nizanim kî derdî ra Axînkim û bibime gîro. 1991 yılında öldürülmeseydi Kürt halkına daha farklı bazı çalışmalarını sunacaktı. Ona rağmen yaşadığı süreçte yazdıkları ile Kürt edebiyatına büyük bir hazine bıraktı. Yazdıkları Kürt edebiyat hazinesinde önemli bir yer tutmaktadır. Önemli soru şu, onun arşivi ne oldu, yazdığı ve yayınanmadığı eserleri var mı? Terşinek bi bijişkiye zarokên emrê hetanî yeke salî da(monografya, bi zimanê Ermenî, 1976) Danasîn bi bijîşkiya zarokan (monografya, bi zimanê Ermenî, 1983) Şîretê Doktir ( kitêba bijîşkiye, bi kurdî, 1974) Siba we xêr (kitêba bijîkiyê, bi kurdî) Qurna min, sala 1963 a, helbest Duryan, sala 1966 a, Kurteçîrok Bîst salê dinê, sala 1970, destan Sînem, sala 1975 a, helbest. Kurdê Rêwî, 1979, roman. Azadî, sala 1988, helbest Weşan: HELBESTVANÊN KURD, HELBESTVANÊN MODERN, HEMÛ, KÜRT YAZARLAR ve TÜRKÇE ermenistandaki kürt yazarlar Sehîdê Îbo kimdir Sehîdê Îbo yaşamı Sehîdê Îbonun hayatı SEHÎDÊ RİZGO ÎBOYAN Nivîsa Berê Klama Şerê Xûrûcê Nivîsa Paşê ANTİK ÇAĞDA BARZANİ AŞİRETİ
allenai/c4/00768/184
2020-01-19T09:02:50
https://www.bernamegeh.org/2019/08/13/sehide-ibonun-hayati-sehide-rizgo-iboyan-1942-1991/
allenai/c4
s3://tokenize-bucket20241130064257132900000001/tokenize-dir-1024/data_input/output/00768.jsonl.gz