text
stringlengths
143
777k
corpus
stringclasses
1 value
original_id
int64
1
3.58M
Goldenbahis casino bonusları, güncel ve sistemli kampanyalar olarak sağlam seçenekler sunuyor. Özellikle de Goldenbahis casino alanında sıkı sıkıya bir etkileşim kurdurduğu için sizler amaçladığınız bir sistem edinmeniz gerek. Edineceğiniz bu sistem sayesinde de tamamen çok çeşitli bir oluşumu yakalar, her zaman güncel bir casino akışı kurma imkanı bulacaksınız. Bu sistemdeki gidişat ile faal kaldığınız an itibariyle de pratik kalacağınız, sağlam bir düzende çeşitlendirilecek birçok detay da size aktarılmış olacak. Unutmamak gerekir ki pek çok açıdan hızlı ve dinamik bir sistem de sizi bir hayli memnun edici promosyonlarla buluşturmayı da başarmış olacak. Goldenbahis casino bonusları neler diye bakıldığı zaman etkin, hızlı ve donanımlı birçok seçenek karşınıza çıkmış olacak. Bu etkileşim göz önüne alındığında da site içindeki pratiklik daimi bir sistemde ilerleyecek. Yani casino bonusları açısından da yoğun bir düzen olacağı için sitede öncelikli olarak bonus hoş geldin seçeneği de sizi çok daha memnun edecek. Kesintisiz, hızlı ve donanımlı bir yapıda da düzenli birçok olanak da hoş geldin işlevselliği de size aktarılmış olacak. Bu sistemi takip edeceğiniz birçok önemli casino akışı da her zaman verimli, her daim donanımlı bir casino düzeni de sizi bir hayli memnun edici noktalara da ulaştıracak. Goldenbahis canlı casino bonusları ile eş zamanlı olarak faal kalacağınız, her zaman etkili bir düzende kazanımlarınızı değerlendireceğiniz olanaklar çıkabilir karşınıza. Bu sizi daha da verimli, daha da hızlı bir oluşuma taşımış olacak. Bu sistem sayesinde de başarılı, hızlı ve donanımlı bir konum da daimi bir şekilde karşınıza çıkmış olacak. Goldenbahis’teki para yatırma bonusları, arkadaş getir hediyeleri, iade bonusları ve casinodaki hamlelerinize göre birçok değişik sistem de karşınıza çıkmış olacak. Bu doğrultuda bakıldığında da sistematik olarak birçok önemli işlevselliği takip altına alarak sonuca odaklanabilir, daha da verimli bir sistemi de daimi bir işlevsellikle yakalama fırsatı bulacaksınız. Hepiniz açısından bu bonuslar bol kazançlı sonuçları da beraberinde getirecek.
mc4
87,681,848
HayatSüt ve unun mucizesi: Trileçe tatlısı nasıl yapılır, sırları nelerdir? Bayat ekmekleri değerlendirmek amacıyla üzerine şekerli süt dökülerek yapılmaya başlayan trileçe serüveni, lezzet dolusu bir durakta sona eriyor. Orjinali karamel soslu olan lezzeti, çikolata, frambuaz, portakal, kivi ve dilediğiniz sosla tüketmek mümkün. Rumeli kültürüne dayanan 'trileçe' tatlısı, karamel ve frambuaz gibi çok sayıda farklı sosla servis edilebilir. Kimine göre İtalyan, kimine göre Boşnak tatlısı olduğu iddia edilen, son zamanların en popüleri trileçe tatlısı “Üç sütlü, üç sütle yapılan tatlı” anlamına geliyor. Aslı İspanyol mutfağına ait olan bu lezzeti, Arnavutlar’ın da İtalyanlar’dan aldıkları iddia ediliyor. Arnavutça’da “tri” “üç”, “leçe” “süt” “üç süt” anlamına gelir. Orjinali karamel olan lezzeti, çikolata, frambuaz, portakal, kivi ve dilediğiniz sosla tüketmek mümkün. Balkan adetleri ve Rumeli kültürü hakkında detaylı bilgi için, Göçmen olmayanların asla anlayamayacağı Balkan adetleri haberimize de göz atmayı ihmal etmeyin. Lezzet dolusu bu tatlıyı, karamel sosunun haricinde frambuaz kullanarak da yapabilirsiniz. Bayatlamış ekmeklerle başlar trileçenin yolculuğu... Eski insan için her şeyin kıymeti var tabii; Arnavutluk'ta bayat ekmekleri değerlendirmek amacıyla, üzerine sıcak şekerli su döküp tatlı niyetine yenmeye başlar. Kreması, sosu derken; zamanla gelişen tatlı sonunda trileçe halini alır. Trileçe aslında iki İspanyolca kelimenin birleşiminden oluşuyor. Tres ve Leches, yani 'üç' ve 'süt' ya da bir başka deyişle üç sütlü tatlı... İspanyolcada 'tres' 3, 'leches' süt anlamına geliyor. Yani, tatlının Güney Amerika kökenli olma ihtimali de mümkün. Üç farklı sütün (manda, koyun, keçi) karışımından oluşan tatlının üzerine, karamel sosu gezdiriyorsunuz; sonra parmaklarınızı yiyorsunuz. Tatlının en can alıcı noktası yumurtaların çırpılmasında. Teker teker kırdığınız yumurtaları önce yavaş, sonra yüksek devirde yaklaşık 5 dakika kadar çırpmalısınız. Yumurtaları ürkütmeden 2 yemek kaşığı atın ve çırpmaya devam edin. Sırasıyla 8 yemek kaşığı daha şeker ekleyin. Artık elinizi korkak alıştırmanıza gerek yok. Toplam 10 yemek kaşığı şeker olacak. Bu işte özen önemli. Ayrı bir kaba sırasıyla sıvı yağ, un, irmik, vanilya ve kabartma tozunu atın. Unu elemenizi tavsiye ederim. Şimdi, kaplardaki karışımları birbirine karıştırabilirsiniz. Bundan sonraki püf noktası, hamuru iyi çırpmak. Önce düşük, sonra yüksek devirde çırpmaya devam edin. Çırpmaktan kolunuz yoruluncaya kadar bırakmayın. İyice karıştırdığınıza eminseniz; karışımı fırın tepsinize dökün ve 170 derece önceden ısıtılmış fırında 40-45 dakika pişirin. Tüm şerbet malzemelerinizi yeni bir kaseye koyun ve süt köpürünceye kadar çırpın. Şerbeti, yeniden kavuşmak üzere buzdolabına kaldırabilirsiniz. Şekeri tavaya koyup orta ateşte pişirin. Bu süreç sizi yormayacaktır; şekeri kendi haline bırakın. Karamelize olmak kolay değil; işlem biraz uzun sürebilir. Yalnız bu süreçte, şekeri başı boş bırakmaya gelmez; rengi karamele dönmeden yakalayıp ateşin altını kapatın. İşte şimdi tereyağı ile kremayı hızlıca içine ilave edin ve karıştırın. Sabırsızlandığınızı biliyorum; az kaldı. Fırından çıkardığınız kekinize kürdanla birkaç delik açmayı unutmayın. Şimdi buzdolabından şerbeti çıkarıp, kekinizin üstüne dökebilirsiniz. Karamel sosunu da eklediğinizde tatlınız hazır. Şimdi parmaklarınızı yemeye hazır olun.
mc4
87,681,850
Kayıp Tekin kardeşlerin anneannesi Hayriye Güroğlu, Ahmet Tuna ve Dilruba?nın fotoğraflarına bakıp müjdeli bir haber bekliyor. KAYSERİ - 21 Eylül gününden bu yana kayıp olan üç çocuktan hâlâ haber alınamazken, gözyaşlarının hiç durmadığı iki evde, anneanne ve babaannelerin ağıtları yürekleri dağladı. Kayseri’nin Talas ilçesindeki evlerinden geçen hafta bayramın ikinci günü şeker toplamak için çıkan 10 yaşındaki Türkan Ay ile sekiz yaşındaki Ahmet Tuna Tekin ve kardeşi yedi yaşındaki Dilruba Tekin’den iz yok. Kayıp Tekin kardeşlerin anneanneleri Hayriye Güroğlu, torunlarının okul önlükleri ve çantalarına bakarak, “Kuzularım, yavrularım” diye ağıt yakarken, “Biz mahvolduk” diyor: “Çocuklarımızın bir an önce bulunmasını istiyoruz. Hiç kimseyle de alıp veremediğimiz yoktu. Ne olur çocuklarımızı gönderin. Komşularıma, devlete, herkese sesleniyorum, çocuklarımızı bulup bize verin. Götüren kimse o da merhamete gelsin. Kayıp torunu 10 yaşındaki Türkan Ay ile aynı ismi taşıyan babaannesi Türkan Ay da “Kolumuz- kanadımız yanımız boş kaldı. Ne olur vicdana gelin de kuzumu, ciğerimi bırakın. Bırakın kuzumu da bana ‘Geldim babaanne’ desin. Başbakanımız, bakanlarımız görün de bunlara de bir el atın” diye ağıt yakıp gözyaşı döktü. Melikgazi Belediyesi temizlik işlerinde çalışan Türkan Ay’ın babası İbrahim Ay da çocukları mutlaka gören olduğunu düşündüğünü belirtti. Gözü yaşlı baba şöyle konuştu: “Bir değil, iki değil, tam üç çocuk. Bunları görenler mutlaka vardır. Türk Milleti bu kadar duyarsız olamaz. Gören bilen varsa Allah rızası için yetkililere iletsin. Bu çocuklar yer yarılıp da içine girmediler. Gören varsa lütfen ilgili yerlere bildirsin. Geç kalmadan haber versinler. Birileri bize yardım etsin.”
mc4
87,681,852
19 Mayıs için sınırlı sayıda yerimiz kalmıştır. 2 GÜN: Kahvaltıdan sonra , Knidos’da isteyenler, serbest zamanda tekneden inip, kendileri Knidos’u gezebilir. Serbest zaman sonrasında, Knidos’dan, Murtala’ ya kadar yürüyüş ( 3 saat ) Orta derecede zor bir etap, inişli çıkışlıdır. 4. GÜN: Kahvaltı ve 7 adalara kadar, 2 saatlik tekne seyiri. Öğle yemeğinden önce kısa bir yürüyüş yapılır. İsteyenler kahvaltıdan sonra, serbest zamanda, kendileri, Kleopatra Adasını gezebilir. Öğlen yemeği Kisebükü’nde Gün sonuna doğru 1 saatlik tekne seyri. Önemli Not ; Denizin ve havanın durumuna göre, program sıralamasında, kaptanın önerisi ile değişiklikler yapılabilir. Fiyatlar,2 kişilik kabinde kişi başı hesaplanmıştır. Single rezervasyonlar +%70 fark öder. Bu fiyata dahil olan hizmetler: 7 Double Kabin, 2 Twin Kabin olmak üzere birbirinden şık ve rahat, kendine ait duş, WC ve kliması olan yatımız 9 kamaraya sahiptir. 2 x 285 Hp beygirlik motoru ve 22,5 KVA jeneratöre sahiptir. Tam teşekküllü Telsiz, GSM Telefon seyir cihazları donanımları sayesinde Medsun teknesiyle Bodrum, Marmaris, Fethiye Göcek ve Yunan Adaları gibi en çok tercih edilen mavi tur destinasyonlarımızda kendinizi güvende hissedeceksiniz.
mc4
87,681,853
Bilgisayarım, akıllı telefonum, tablet pc, evde ev telefonum ayrı, işte iş telefonum ayrı. Yani bu devirde sabit telefonum dahi var. Hatta ayrı telefon hattına bağlı faksım bile var. Gel gelelim ki karnım aç. Yemek yemek istiyorum ama ne yemek yiyeceğimi bilmiyorum. Karar vereceğim ama düşünmek istemiyorum. Tüm iletişim aletlerinin bana olan uzaklığı 2 kol mesafede. Bu soğukta kim kalkacak yerinden ya da sıcakta kim kalkacak yerinden. En yakın olan pc ve düşünmek, konuşmak yerine en iyi foruma yazayım. Ben ne yiyeyim diye nasıl olsa birisi benim yerime düşünür ve uygulamama yardımcı olur. Beyin bu nede olsa suyla çalışmıyor. Bir miktar hava yakıyor ama yanında da fosfor harcıyor. Sabahları uyandığımda giyinmem gerektiğini biliyorum ama ne giyeceğimi bilemiyorum. Birisine sormak istiyorum ama soramıyorum. İnanır mısınız bunun için bile forum açasım geliyor ama sabah yataktayken pc'ye olan uzaklığım değil 2 kol boyu değil. Ben diyeyim 5 bacak uzaklığı siz diyin 7 bacak uzaklığı. Dedim ya fosfor pahalı düşünmek istemiyorum. O yüzden de sadece bir kurumun bilip cevap verebileceği durumlarda da aynısını yaşıyorum. Şimdi kim konuşacak telefonu kaldırıp kurumdaki kişiyle. Olsun önemli değil bunun içinde yine forum siteleri var. Oraya sorarım nasıl olsa cevap verirler. Bu hayat Serdar Ortaç'ı bile yoruyorsa beni neden yormasın ki. Bir işlemi yaparken karşılaşabileceğim zorluk ya da düzeltmem gereken bir hata olduğunda nasıl olsa kurum kervanı yolda düzecek o yüzden forumda bunu sormasam da olur. Önemli olan gereksiz bir telefon görüşmesinden kurtulmak. tükenmişlik sendromu mu ? O bu değil de, ben ne yapıyordum biliyor musunuz? Biskremi çaya batırıp üstündeki bisküviyi vakumluyordum. Sonra hanginiz Halleyi ortadan ikiye bölerken bisküvi parçalandı, bisküviyle birlikte yüreğim de parçalandı. Çok dertsiz duruyorum uzakdan bakınca ama işte böyle geçti bizim çocukluğumuz. Önemli olan gereksiz bir telefon görüşmesinden kurtulmak.Hepsini görüntüle... Ben bulamadım da bu yazıya hazır cevabı olan varsa paylaşabilir mi???? acil!!!! hadi hadi hadi !!!! pilav,cacık is the answer. Pilav nohutlu mu olmalı yoksa etli mi ? Cacık üstüne zeytin yağı konmalı mı konmamalı mı ? noohutlu iyi. zeytinyağlı tercihen. oğuz atay'a mı bağladık? alköl var mı? Sadece akşamdan akşam bir duble var. İçki öldürür, kumar söndürür , spor güldürür ... Bu paragrafta yazar, okuyucusuna çok fena ayar veriyor. Okuyucu anlar mı anlamaz mı bilmiyorum. Bunca senedir ruhumu dinlendiren tek şey müzik... Eskiden çalardım da bir şeyler burada millete höykürmek yerine giderdim piyanomun tuşlarından çıkarırdım hırsımı. Arada hala daha alevlenir ancak uzun zaman oldu. Şimdi ise sadece dinliyorum. savage garden'ı ben de hala dinliyorum. mp3 ümde de, telefonumda da şarkıları var. hatta başı sarıp sarıp dinlediğim oluyor. enteresan bir şekilde bıkmıyorum. daren hayes'ın sesi bağımlılık yapıyor sanırım.
mc4
87,681,854
2006 yılında başlayan voleybol haberciliği serüvenim, 2011 yılında voleybolgundem.com adlı voleybol haber sitemizi açmamızla resmi bir kimliğe büründü. Tabi o zamanlar şimdiki gibi voleybol haber siteleri revaçta değil. Acaba ziyaretçimiz olur mu derken, ilk yılın ardından gördük ki ciddi bir voleybol kitlesi var. Ziyaretçi sayıları küçümsenmeyecek rakamlara ulaştı. Öyle ki internet sitesinin trafik masrafından dolayı, keşke bu kadar ziyaretçi sayısına ulaşmasaydık noktasına geldi. Kapatalım mı, kapatmayalım mı derken sayısız turnuvaya, lig maçına, Avrupa maçlarına voleybolgundem.com adına bizzat katılım sağladım. Aradan 7 yıl geçti, yedi yıllık zaman zarfında ziyaretçilerin daha iyi ve kaliteli haber alabilmesi için internet sitemiz altyapısını, ara yüzünü ve çeşitliliğini belirli aralıklarla değiştirdik, geliştirdik. Türkiye Voleybol Federasyonunun bile gereksiz görüp yıllarca değiştirmediği internet sitesinin yanında bizler bu zaman zarfında 3 kez özel yazılım ile haber sitemizi geliştirmeye çalıştık. Mobil internet kullanımının artmasıyla, tasarımlarımızı mobil cihazlara entegre ettik. Android kullanıcılarına özel aplikasyonu, ziyaretçilerimizin daha iyi haber alabilmeleri adına onların hizmetine sunduk. Bunları neden mi anlattım? Çifte standartlar, voleybolun tekelleşmesi ve buna benzer birçok neden den ötürü voleybolgundem.com haber sitemizin yayın hayatını 07 Nisan 2018 tarihiyle noktaladık. Bu kararı almamız kolay olmadı tabi ki, ama bir şekilde bazı şeylere tepki göstermek ve farkındalık yaratmamız gerekiyordu. Amacımıza ulaştığımızı bu kadar çabuk öğrenebileceğimi tahmin edemezdim. 22-24 Mayıs tarihlerinde Ankara’da düzenlenen Milletler Ligi organizasyonu için ve kafamda oluşan soru işaretlerinin cevabını alabilmek için kalktım Ankara’ya gittim. Onca yıllar olduğu gibi basın girişinden akreditasyon kartımı alıp içeriye girmeyi planlıyordum ki, girişte bekleyen genç arkadaş adımı sordu. -Üzgünüm sizi salona alamıyorum! Bu emri kim verdi? Üzgünüm onu söylememde yasak! Şimdi normal şartlarda eyvallah etmem giderim giriş ücretini verir tribünden izlerdim. Ama şartlar normal değil. Yıllarca girdiğim salona, sizin girişiniz yasak deniyor. Arıyorum yıllarca orada nasıl çalıştığına şahit olduğum Voleybol Federasyonunun karın tokluğuna çalıştırdığı kardeşimizi. Keyfi olarak karar veren isimsiz kahramanımızın keyfini bekliyorum. Cevap geliyor tamam girsin diye. Şimdi kim neden yasak koydu? Madem yasak koydu, hemen nasıl o yasak deliniverdi. Hadi inisiyatif aldın deldin o yasağı gelip neden yüzüme karşı, bakın şu şu nedenlerden ötürü yasaklanmıştınız deme nezaketinde bulunmadınız? Acaba büyük bir nezaketsizlik ortaya koyduğunuz için olabilir mi? Neyse salona giriyorum, basın tribününde yerimi alıyorum, Tribünde az önce bahsettiğim yıllardır orada emek veren kardeşimizi görüyorum. Bana el işaretleriyle bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Yanlarına gidiyorum, arkadaşım benden uzaklaşırken ben Sezgin Bey’e yaklaşıyorum. Bana salona giriş yasağı konulmuş nedenini öğrenebilir miyim? Diyor ki; akreditasyonunuz var mı? Gösteriyorum, o olmaz bu organizasyona ait akredite gerekiyor deniyor. TVF’nin sitesini günlük kontrol eden ben, eğer böyle bir basın akredite duyurusu olsa muhakkak göreceğimi söylüyorum, federasyon basın sorumlusu tarafından da böyle bir mail gelmedi. E ben nereden bileceğim başvuru ile şahsa özel akredite çıktığını? Ama tabi sıkıntı kesinlikle bu değil. Diyorum ya yıllarım o salonda geçmiş, bu tür organizasyonlarda basın girişinden kurum adı ve ad soyad beyan edilir, buna istinaden de oradan isimsiz akredite kartları o kişiye verilir. O günde aynen öyle oldu. Benden önce 15-20 kişinin adı soyadı imzası vardı. Yani peynir ekmek gibi dağıtılan akredite konusunu evirip çevirip başvuru yaptınız mı gibi saçma bir soruyla bağlamak çok saçma. Aynen bunları söylediğimde, siteyi kapattığım için artık karşılaşmaları takip edemeyeceğimi, akredite verilmeyeceğini söylediler. Evet en başta arayın söyleyin “gıkım çıkmaz”. Ama ali cengiz oyunları bir Federasyona, Federasyonun çalışanlarına da hiç yakışmaz. Sayın müdürümüzle yüksek gürültüde ayaküstü! muhabbetimiz devam ediyor. Diyor ki, ben sizi ilk defa görüyorum. Keşke tanışmamız bu şekilde olmasaydı, neden bir gün telefon edipte gelmediniz, çayımızı çorbamızı içmediniz. Basından sorumlu başkan yardımcısı ile tanışmadınız... Göremezsiniz çünkü ben bir sonraki organizasyona yerimi sağlamlaştırmak için uğraş vermiyorum. Mesela maça, maç anında gelip, yerime oturup bacak bacak üstüne atıp karşılaşma boyunca elimde telefon yarım yamalak izledikleri maç hakkında “twitler” atmıyorum. Ya da milli takımın maçına gelip transfer haberleri girmiyorum. Hele hele voleybol maçı oynanırken telefonunda-bilgisayarında futbolu hiç takip etmiyorum. Elimde makine tribünlerde ayak basmadık yer bırakmıyorum. Acaba en iyi fotoğraf karesini nerde nasıl yakalayabilirim diye. Yani maç başlayınca beni kimse görmez. Bende kimseyi görmek istemem. Ben kendi imkânlarımla bilmem kaç yüz kilometre yol yapıp maça geleceğim, maça değil şahıslara odaklanacağım. Hiç bana göre değil. Keşke tanışmamız bu şekilde olmasaydı demişti kendisi. Bence de keşke böyle olmasaydı. Keşke maillerimize baştan savma cevaplar verilmeseydi mesela. İnternet sitemizi adaletsizliğe ses çıkarılmadığı için kapatma kararı almışken, keşke bir alo deseydiniz. Hadi bunların hepsini geçtim keşke o anda, gelin buyurun müsait bir yerde oturup konuşalım deseydiniz? Neden bir gün telefon edipte gelmediniz, çayımızı çorbamızı içmediniz. Basından sorumlu başkan yardımcısı ile tanışmadınız... sorularına gelince. Ne ben bir kuruma nede siz kişiler için çalışıyorsunuz. Ortak bir paydamız var o da voleybol. Voleybola hizmet eden kaç basın mensubu var? Ama öyle kurumlarının gönderdiği maaşlı emekçileri demiyorum. Gerçekten voleybolun gelişmesi için uğraşan ve tek işi voleybol olan? Üç’ü hiç demiyorum çünkü yok. Ben 7 yıl voleybolgundem.com adına, diğer 5 yılda da yerel, ulusal çeşitli mecralarda voleybola hizmet vermişim. Beni ismen de olsa oyuncular tanır, antrenörler tanır, yöneticiler tanıyabiliyorken siz neden tanımıyorsunuz? Sırf size çay içmeye gelmediğim için mi? Ben bugüne kadar yine hiçbir oyuncu, antrenör, yöneticinin çayını içmeye gitmedim mesela. Bu arada yanlış algılanmasın. Bizzat tanışıp görüştüğüm çok az böyle insan vardır. Hiçbir oyuncunun, antrenörün, yöneticinin yanına gidipte muhabbet etmişliğim yoktur. Bu benim asosyal olduğum anlamına gelmez. Benim işim fotoğraf çekip, haber yapmak ise pek ala bu ikili ilişki kurmadan da yapılabilir. Zaten önemli olanda budur. Şahsen tanımamalarının bana bu zamana kadar bir zararı olmadı. Yani demek istediğim siz beni şahsen tanımak zorunda değilsiniz. Bende size gelip kendimi tanıtmak zorunda değilim. Ama ortak paydamız voleybol ise, gerçekten voleybolun gelişmesi için çaba göstermekle samimi iseniz 7 yıl bu branşa hizmet veren kişiyi, kurumu tanımak zorundasınız. Bakın siz yokken ben o salonda yine vardım mesela! Yani Voleybol Federasyonunda isimler değişir, kişiler değişir. Gelelim Sezgin Bey’in bana kullanmış olduğu başka bir cümleye. “Ben size reklam bulmak zorunda değilim, bana bu şekilde mailler attınız” dedi kendisi. Dedim ki ben mi istemişim? Şimdi benim böyle bir şey isteyebilmem için şuurumun tamamen kapalı olması gerekir. Allah’a şükürler olsun ki bu zamana kadar öyle bir evre geçirmedim. Kendisine salonda da söylediğim gibi yine söylüyorum. Eğer böyle bir mail aldıysa lütfen bana bu maili ulaştırsın. Federasyonu, ticari şirket olarak gören yarım akıllı insanlar vardır belki ama “bana reklam verin, bana reklam bulun” diye federasyondan kimseye gitmememiz gerektiğini idrak edecek kadarda aklımız yerinde. Yine ayaküstü o kalabalıkta ve seste bir şeyler konuşmaya çalıştık ama sonuç olarak bana kendisi dedi ki; siteyi tekrar aç, ben size elimden gelen yardımı yaparım. Bende kendisine orada da söylediğim gibi buradan tekrar söyleyeyim; “Beni, değil salona “basın” sıfatıyla almamayı, seyirci olarak giremeyeceğimi de bilsem, o siteyi açmamın bir kıymeti harbiye si yok. Bundan siz bir şey kaybeder misiniz? Peki ben kaybeder miyim? Voleyboldan soğuttuğunuz insanlar arasına bir yenisini daha eklediniz o kadar. Ve o soğuma o kadar çabuk sirayet etti ki, o kadar yolu ve masrafı göze alıp Ankara’ya gelen ben, turnuvanın son gününü beklemeden Ankara’dan ayrıldım. Zaten gelmemin sebebi meşhur İstanbul Medyası’nda ki kemik kadronun salonda olup olmayacağını, olacaklarsa ne şekilde turnuvaya geldiklerini, kimlerin davetlisi olduklarını öğrenmek içindi. Ben, bana lazım olan kadar bilgiyi ve merak ettiğim soruların cevabını aldım. Ne yazık ki bazı konularda (tekelleşme) yanılmadığımı da anladım. Bir sözümde emir eri olarak görev yapan federasyonun basın sorumlusu kardeşimize. Siteyi kapatır kapatmaz mailimize gönderdiğiniz haber metinlerini göndermediğiniz için sizi kınamıyorum. Çünkü o maillerinize itibar edip, anında haber yapsak çoğu haber yalan yanlış olurdu. Çünkü ilk gönderdiğiniz haber metninin muhakkak 5 dakika sonrasında düzeltme ricası geliyordu. Bizler ve çoğu kişide belli bir süre bekledikten sonra tvf.org.tr ‘den haberi alıyorduk. Yani içinizden “bak nasılda kestik haber göndermeyi” deme keyfini sürüyor olabilirsiniz. Ben koltuğuna aşık olan insanların keyfi bozulmasın diye 7 yıllık emeğimi bir anda kesip atmışım. Yani sürdüğünüz keyifse, sürmeye devam edebilirsiniz. Nasıl olsa sizi oraya öneren insanlar, sizlerin yerine de başkalarını önerecek ve “basın sorumlusu”nu değiştirme rekorunu federasyon yine kimseye kaptırmayacak. Dile gelip, söylenecek ama söyleyemediğim daha çok şey var ama her ne kadar kişilere olmasa da, Federasyon kurumuna olan saygımdan dolayı fazla yazmamayı da uygun görüyorum. Başka bir voleybol yazısında görüşmek üzere...
mc4
87,681,856
"Diyet yanlışları" saymakla bitmez ama bunlardan bazıları çok önemli. Çünkü o yanlışlar yalnız kilo vermenizi engellemiyor, sizi kilo gelgitlerine sokup beden ve ruh sağlığınızı bozuyor, metabolizmanız ve hormonal dengenizi altüst ediyor. Fazla kilolarınızdan kurtulmaya karar verdiğinizde kaybetmeniz gereken kilo eğer o andaki ağırlığınızın yüzde 3'ünden, hele hele yüzde 5'inden çoksa (örneğin 90 kilo biriyseniz ve 4-5 kilodan fazla vermeyi düşünüyorsanız) bu kararınızın vücudunuzun genel dinamikleri metabolik ve hormonal dengeleri bakımından ona yapılacak tıbbi bir müdahale anlamına geldiğini aklınızdan sakın çıkarmayın. Beden ağırlığının yüzde 5'ini geçen kilo kayıpları tıbbi kontrol altında sağlanmalı, dikkatle ve sizin için, size özel olarak planlanmalı, kullandığınız ilaçlar, sağlık geçmişiniz ve daha pek çok şey dikkate alınmalıdır. Eğer bu yapılmazsa, ortaya çıkabilecek ciddi problemler var demektir. İşte o problemlerden en önemlileri... Bazı beslenme uzmanları ve doktorların pek hoşlandıkları "şok diyetler"in (günlük enerji içeriği 1000 kaloriden az olan diyetler) ciddi sağlık zararları olabilir. 1000 kaloriden az enerji kazanımı, hele bir de diyet içeriği yanlış planlanmışsa, kas yakmaktan saç dökmeye kadar pek çok soruna sebep olur. Sık yapılan hatalardan biri de aç kalarak kilo vermeye çalışmak, özellikle kahvaltıyı atlamaktır. "Açlık kürleri", kronik diyetçiler arasındaki moda deyimiyle "ölüm oruçları", hipopotasemiye (yani kanda potasyum seviyesinin aşırı azalmasına) sebep olarak kalp ritmi bozukluklarına -hatta kalp durmalarına-, hipoglisemi nedeniyle baş ağrılarına, bayılmalara, bitkinliklere, hipotansiyon nedeniyle baş dönmesi, halsizlik ve benzeri problemlere yol açıyor. Kahvaltıyı atlayarak ya da herhangi bir öğünü geçiştirerek, hele hele gün boyu aç kalarak diyet yapmayı aklınızdan bile geçirmeyin. Karbonhidrat veya proteinli besinlere ağırlık veren tek yönlü diyetler (örneğin Atkins'in yüksek proteinli diyeti) metabolik dengeyi ciddi ölçüde değiştirebiliyor. Mesela Atkins diyeti sık tekrarlandığında ürik asit seviyelerini yükseltiyor, kolesterol seviyelerinde hızlı değişikliklere yol açıyor. Hangi vaatlerle satılırsa satılsınlar ister doğal bitkisel maddelerden ister kimyasal masum karışımlardan ibaret olsunlar size "zayıflamanıza destek olma vaadi" ile önerilen hiçbir desteğe sıcak bakmayın! Bu desteklerden sadece krom, karnitin, yeşil çay özleri, CLA, omega-3'ün ciddi bir yan etkisinin olmadığı biliniyor. Bunları bile kilo kaybını destek amacıyla değil programınıza destek amacıyla ve sadece doktor önerisiyle kullanın. Bildiğiniz gibi bunlardan biri -sibutramin içeren reçeteli ilaç- daha geçenlerde Amerika'da da yasaklandı. şu cümleyi aklınızdan hiç çıkarmayın: ıster reçeteli, ister reçetesiz olsun, ister aktardan, ister bakkaldan, ister eczaneden alınsın hapla, çöple, tabletle, kapsülle, şurupla kilo verilmez. Kimse diyetisyenin önüne koyduğu diyet planına altı ay, bir yıl kolay kolay itaat edemez. Hele bir de bu planlar sosyalleşmeye engelse, eş, arkadaş, dost toplantılarından yemeklerden, kokteyllerden uzak kalmanıza sebep oluyorsa, saçınızı, demirinizi, B12'nizi kaybetmeseniz bile dostlarınızı kaybetmenize neden olurlar. Bu nedenle "çok fazla kilonuz var ve uzun süre diyet yapmanız gerekiyor" olsa bile zaman zaman dinlenmeli, nefes almalı, yani koruma amaçlı tatiller yapmalısınız. Bu aralıklarda kilo almayın yeter, vermeniz şart değil. Hatta 0,5-1 kilo alsanız da bir şey olmaz. Ayrıca diyetiniz uzun sürecekse doktorunuz diyet uzmanınız ve egzersiz danışmanınızla "sosyalleşmenize imkân tanıyacak bir plan yapılması" konusunu mutlaka konuşmalısınız.
mc4
87,681,857
Etiketlenmiş yazılar, etiket: "ayrılık" Birbirini seven iki insanı ayırmak ve aralarına soğukluk girmesini sağlamak çok zor bir işlemdir. Çok hoş bir durum olmasa bile bazen böyle bir olayın yaşanması gerekmekte ve insanları bunun için çaba göstermektedir. Örneğin; bir aile çocuklarının yaşadıkları ilişkiden zarar göreceğini düşündüklerinde soğutma vefki yaparak kendisini sevdiği kişiden uzaklaştırabilmektedir. Bu gibi hayırlı amaçlar için kullanılabildiği gibi bazen de sırf kötülük olsun diye insanlar sevmedikleri kişilere zarar vermek ve onları sevdikleri kişilerden ayırıp acı çekmelerini sağlamak için kullandıkları bir uygulama olan soğutma vefki hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın her zaman olumlu sonuç veren ender vefklerden biridir. Medyumların bu vefki yapmakta çok zorlanmadıkları ve gelen taleplerin hemen hemen tamamına olumlu cevap verebildikleri bizlere farklı kaynaklarda bildirilmiştir. Medyumun yaptığı vefkin ardından sevdiği kişiden uzaklaşması istenen insanlar kısa zaman içinde fikirlerini ve duygularını değiştirmekte, birlikte oldukları kişilerden uzaklaşmaya başlamaktadırlar. Genel olarak havas ilminde yer alan ve çok güçlü duaların bir araya getirilip birleşmesiyle meydana gelen uygulamalardır. Kendinizden birini uzak tutmak yada soğutmak için vefk çalışması yapılabilir. Kişiye özeldir Fotoğraf veya doğum bilgileri gerekli olmaktadır. Ayrıca bazı durumlarda gerçek olmayan bilgiler olabiliyor. Yani örneğin kişi 1985 doğumludur ancak bu kimlikte yazandır. Fakat geç ya da erken yazılmış olabilir bu da sizin işleminizde sorun olabilir. Dolayısıyla resimler ile yapılan vefk çalışmaları daha uygundur ve başarı oranları yüksek derece olmaktadır. Yüzün belirgin olması esastır. Rahmani tılsım olarak bilinen vefk işlemleri aşk bağlama kısmet veya ayırma soğutma gibi konular içinde yapılmaktadır. Zaman zaman çevremizde de yaşadığımız ve en sağlam ilişkilerin bir anda bitmesi veya taraflardan birinin partnerine karşı olan davranışlarındaki değişimlerin altında da bu gibi uygulamaların olma ihtimali her zaman çok yüksektir. Her ne kadar çok fazla bilinmese de gerçekten de çok etkili uygulamalar olan soğutma vefkleri, her ilişkinin bitirilmesi için kullanılabilmektedir.
mc4
87,681,859
Kadınlar dünya 313 numarası 15 yaşındaki Gauff, Wimbledon'da 5 şampiyonluğu bulunan 39 yaşındaki Venus Williams'ı eledi! Williams kardeşlerin idolü olduğunu belirten Gauff, "Hayalimdeki eşleşmeydi, kazanabildiğim için çok mutluyum" dedi. Bir yıl ardından ise Fransız Açık tenis turnuvası Roland-Garros'ta genç kadınlar kategorisinde şampiyon oldu. Gauff'un bu yılki hedefi Wimbledon'da oynamaktı ancak dünya sıralamasındaki yeri Wimbledon için yeterli olmadı. Venus ve Serena Williams kardeşlerin idolleri olduğunu söyleyen Gauff maç sonrası yaptığı açıklamada Venus Williams'ı yenmenin kendisi için de "şok" olduğunu söyledi. Gauff "Açıkçası bu benim hayalimdeki eşleşmeydi. Bu maçı kazanabildiğim için çok mutluyum" dedi. cenhan 14 gün önce Venus ve Serena Williams tennis sahalarindan uzaklasma zamanlari gelid ve gecti. pembepanter 14 gün önce Bu gayet normal kadın 39 yaşında. Venus Williams'da 16 yaşındayken önemli kişileri elemişti...
mc4
87,681,864
Filistin Çevre Kalite Kurumu'ndan İsrail'e 'doğa koruma alanı adı altında toprak çaldığı' suçlamasıFilistin yönetimine bağlı Çevre Kalite Kurumu, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşimciler için 7 adet doğa koruma alanı ilan etmesini "toprak çalmak için uluslararası hukuku aldatma" girişimi olarak nitelendirdi. Toprağın altındaki enerjiyi kullanarak evi ısıtacakKütahya’nın Domaniç ilçesinde bir evde toprağın altındaki ısı ve enerji kullanılarak 'ısıtma sistemi' kuruldu. Dünya'nın ormanları yok oluyor2000 yılında 4.1 milyar hektar olan ormanlık arazi bu yıl 4 milyar hektar oldu. Tunceli'de 16 bin 370 dekar alan sulanacakTunceli-Akpazar Ovası Pompaj Sulaması Projesi ile 16 bin 370 dekar tarım arazisinde sulu tarıma geçilecek ve yıllık 8,5 milyon lira gelir elde edilebilecek. Atık su çamuru gübre etkisi yapıyorTürk bilim adamları, yaptıkları araştırmada atık su çamurunun toprakta kimyasal gübreyle aynı etkiyi gösterdiğini belirledi. Karadeniz çamura bulandıZonguldak’ın yüksek kesimlerinde dün gece etkili olan kuvvetli yağış sonrası yükselen dereler, Karadeniz’i çamura buladı. İsrail Filistin'deki özel ya da kamu arazisi için 'Bu toprak ya da yer Filistin'in değil' diyemeyecek" dedi. Tek eliyle çamura şekil veriyorÇorum'da fiziksel engelli 29 yaşındaki Bekir Madan, tek eliyle seramik eserler üretiyor.
mc4
87,681,867
Astım ve KOAH hastalıkları ile Covid-19 hastalığı belirtilerinin birbirlerine benzerlik gösterdiğine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Cebrail Azar, sigara içmenin de korona virüse yakalanma riskini 14 kat daha fazla arttırdığını söyledi. Cebrail Azar, "Dünya Astım Günü" kapsamında bilgi vererek, korona virüsle ilgili de dikkat edilmesi gerekenleri aktardı. Astımın solunum yollarında geçici nefes darlığıyla seyreden kronik bir hava yolu hastalığı olduğunu anımsatan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Cebrail Azar, hastalığın toplum tarafından özellikle nefes darlığı, öksürük, göğüste hırıltı ile seyreden bir durum olarak algılandığını, bu şikayetleri olanlarda astım düşünüldüğünü dile getirdi. Özellikle ailesinde astım hikayesi, alerjisi olan ve sigara içenlerde nefes darlığı, öksürük ve göğüste hırıltı durumu varsa şüphelenilmesi gerektiğine dikkat çeken Dr. Azar, "Astımda dikkat etmemiz gerekenlerden birisi alerji. Özellikle bahar aylarında alerjik durumlar artabilir. Polenler, çiçekler ve tozlaşmanın fazla olduğu dönemlerde astım hastalarının şikayetleri artabilir. Bu noktada alerji, burun tıkanıklığı, hapşırık, geniz akıntısı, burunda tıkanıklık hissi eşlik edebilir. Sigara en büyük risklerin de başında gelmektedir. Sigara akciğer ve solumun yolları başta olmak üzere bütün solunum yolları hastalıklarını artırır. Vücudumuzun bütün sistemleri için risk faktörüdür. Bu iki hastalığı solunum yolu testi ile ayırt ediyoruz. İkisinde de sigara olabilir veya olmayabilir ama KOAH’da sigara çok büyük bir risk faktörüdür” ifadelerini kullandı. Korona virüsüne yakalanma riskinin özellikle sigara içenlerde 14 kat daha fazla arttığını dile getiren Dr. Azar , “Astım hastalığında da ateş dışındaki şikayetler kronik solunum yolu hastalığı olanlarda da görüldüğü için iyi bir tedavi ile takip edilebilir. Özellikle korona pandemisi sürecinde astım ve KOAH hastalıklarında ekstra risk artışı var. Solunum yolları hastalıklarında şikayetlerde ve nefes darlığında artış olabiliyor. Bu süreçte astım, KOAH veya kronik hastalıkları olan hastalarımıza üstte belirttiğimiz şikayetler varsa maskelerini takarak en yakın sağlık birimine başvurmaları tavsiyesinde bulunuyoruz. Ayrıca sigara içimi, toplumda büyük bir kafa karışıklığına neden olmuş durumda. Sigara riskli midir, değil midir, sorusuna yapılan araştırmalar, tansiyon gibi sigaranın da aslında korona virüsüne yakalanma riskini artırdığını ve şikayetlerinin de ağır geçtiğini bizlere gösteriyor. Kesinlikle sigara solunum yollarının tüm hücrelerinin en büyük düşmanıdır. Sigara ile sağlık bir arada olmaz” diye bilgi verdi.
mc4
87,681,868
İzmir Selçuk’tan Yunanistan’ın Samos Adasına yasa dışı yolla gitmeye çalışan Suriyeli sığınmacı kadın, kucağındaki 1 yaşındaki bebeğini göstererek, "Eşim daha önce Avrupa’ya gitti. Ben de denedim ama çok tehlikeli olduğunu gördüm. Suriye’deki iç savaştan kaçıp yasa dışı yolla Avrupa’ya geçmeye çalışırken yakalanan birçok sığınmacı, pişman olduğunu belirtiyor. İzmir’in Selçuk ilçesinden Yunanistan’ın Samos Adasına gitmeye çalışan 66 sığınmacı ile kaçmalarına aracılık eden üç insan kaçakçısı yakalandı. 32’si çocuk sığınmacılar, yapılan işlemlerin ardından İzmir Göç Merkezine sevk edildi. Kucağında 1 yaşındaki bebeğiyle yakalanan Suriyeli kadın, "Eşim daha önce Avrupa’ya gitti. Çocuğum için bir daha asla kaçmayı denemeyeceğim" diye konuştu. Başka bir Suriyeli sığınmacı ise "Bir daha Yunanistan’a gitmek istemiyorum. Türkiye’de bence iş imkanları daha iyi. Bizi hiç bir zaman muhtaç bırakmadı.
mc4
87,681,870
Karaman Mimarlık İş ilanları sayfamızda CVyolla.com üye firmalarımıza ait güncel Karaman Mimarlık iş ilanlarını bulabilirsiniz. Aşağıdaki butona tıklayarak Karaman Mimarlık iş fırsatlarına iş başvurusu yapabilirsiniz. Karaman Mimarlık iş imkanları konusunda iş arıyorum diyorsanız, CVyolla.com Karaman Mimarlık eleman ilanları ile aradığınız işi bulabilirsiniz. 2006 yılından bu yana Karaman Mimarlık iş ilanları üzerine eleman arayan firmalar CVyolla.com üzerinden eleman arıyorlar. Siz de Karaman Mimarlık iş ilanlarına başvuru yaparak aradığınız işi CVyolla.com'dan bulabilirsiniz. İş arayışınız sırasında özgeçmiş oluşturma, Karaman Mimarlık eleman ilanları arasında iş arama, iş başvurusu yapma gibi konularda sormak istediğiniz bir şey olursa bizimle irtibata geçebilirsiniz.
mc4
87,681,871
Şahinbey Belediyesi Haziran ayı olağan meclis toplantısının 1’inci oturumu Şahinbey Belediyesi Başkanı Mehmet Tahmazoğlu başkanlığında belediye meclis salonunda yapıldı.Başkan Tahmazoğlu, oturum açılışında belediyenin Mayıs ayı... Şahinbey Belediyesi Haziran ayı olağan meclis toplantısının 1’inci oturumu Şahinbey Belediyesi Başkanı Mehmet Tahmazoğlu başkanlığında belediye meclis salonunda yapıldı.Başkan Tahmazoğlu, oturum açılışında belediyenin Mayıs ayı boyunca yaptığı çalışmaları anlatan sunum yaptı. Meclis, yapılan yoklamanın ardından bir önceki birleşime dair meclis tutanak özetlerinin oylanmasıyla devam etti. Gündeme alınan 17 maddenin 9’u İmar ve Bayındırlık Komisyonu’na, 6’sı Plan Bütçe Komisyonu’na sevk edildi. Çevre Temizlik Komisyonu’ndan gelen 1 madde oy çokluğu ile kabul edilirken, 1 Madde için ise Eğitim Gençlik ve Spor Komisyonu’na ek süre verilmesi kararlaştırıldı. Gündeme alınan 1 madde ile de belediye bünyesine hafriyat araçları alınması kararlaştırıldı.Gündemde görüşülecek madde kalmadığından meclis 4 Haziran 2015 Perşembe günü saat 14.00’de yeniden toplanmak üzere kapandı.
mc4
87,681,872
Moda konusunda birçok film var. Bunları listelemek gerekirse en başında mutlaka izlenmesi gerekenler elbette var. Bir kısmı komedi ağırlıklı, bir diğer kısmı da hayat hikayesini baz alarak öğretici ve cesaret verici içeriklerden oluşuyor. İşiniz ve özel ilgi alanınız moda ise mutlaka izlemenizi tavsiye ettiğimiz filmleri listeledik. İlk sıramızda Türkçe ismi ile Şeytan Marka Giyer filmi yer alıyor. İlk sırada tavsiye etmemin sebebi birçok konuyu içerisinde barındırması. Dram/Komedi türündeki film 1 saat 50 dakika sürüyor. 2006 yapımı olması itibarıyla görüntü kalitesi de yüksek. New York’ta yaşayan genç ve nazik bir kadının serüvenini anlatıyor. Bir magazin dergisinde çalışmaya başlar ve hayatı tamamen değişir. Acımasız ve kuralcı yöneticisinin asistanlık görevini üstlenir. Andrea iyi bir gazeteci olmak ister ancak buna şatafatlı dünyanın bazı bedellerini üstelenerek ulaşabilecektir. Hem Andrea’nın hem de yöneticisinin ders alması gereken sürükleyici bir moda filmi. İkinci sırayı kesinlikle beğendiğim filmlerden bir diğeri alıyor. Asla yorulmayan ve vazgeçmeyen, idealist kadınların kaçırmamsı gereken tek film olabilir. 2009 yapımı film dram/romantik türünde. Yetimhanede başlayan serüven, dünyanın en önemli modacısı olmasıyla sonuçlanıyor. Masal gibi bir hayat diyorsanız masala ulaşmanın Coco için hiç kolay olmadığını filmde izleyebilirsiniz. Gerçek adıyla Gabriella Chanel olan Coco Chanel’in Paris’e taşınması ve ardından ünlü olmasından önceki tüm hayatını, yaşamını, aşkını gözler önüne seriyor. Coco Chanel için çekilmiş bir diğer film ise; tutkulu aşklarını yansıttıkları Coco&Igor isimli film. Büyük Aşk olarak adlandırılan film en az Coco Chanel filmi kadar beğeni gördü. Üçüncü sıraya gülmek, eğlenmek için izleyeceğiniz bir seçenek ile devam ediyorum. Film 1 saat 45 dakika sürüyor ve her dakikası keyifli. İnsan kaç tane zaafından vazgeçebilir? Üstelik konu alışveriş ise. New York’ta ışıltılı bir hayat yaşayan Rebecca istediği dergide çalışabilecek mi? Bir alışverişkolik olarak itirafları, yaşadıkları keyifli bir anlatımla ele alınmış. Tatlı, romantik ve komik bir film isteyenleri moda ile buluşturarak ortaya güzel bir yapıt çıkarmışlar. Bu film moda sektöründe olun veya olmayın; keyif veren dram filmlerinden. Henüz 21 yaşındayken üstün yeteneklerini sergilemeye başlayan tasarımcı Christian Dior’un sağ koludur. İlk hazırladığı tasarımlardan sonra hızlıca büyümeye başlar. Kendi markasına ismini vererek bir yola girer. Bu yolda özel hayatı ve markasını etkiler. Birçok gerçeklikle perdeye yansıtılmış bir biyografi filmi olarak karşımızda. Son sırada ise kesinlikle defalarca izleyebileceğiniz; bunaltmayan tek moda filminden bahsetmek istedim. Bir televizyon programını bitiren Carrie, Big ile uzun bir ilişkiye başlar. 10 yılı geçen ilişkilerinin gidişatı ne olacaktır ? Serinin ikinci filmi ise 2010 yılında Sex & The City 2 ismi ile tekrar izleyiciyle buluşmuştur. İzlemek isteyenlere her iki filmi ve ayrıca dizilerini de tavsiye ederim.
mc4
87,681,873
ÜyeGüvençTwitter'da paylaşGoogle'da PaylaşÜlkemizde malesef vergi ve benzin pahalılı yüzünden zaten gelmeyecektir veya özel sipariş olarak gelecektir ancak, barındırdığı performans ve kabiliyet ayrıca ford’un genel sürüş karakterinin keyfi malesef ülkemizde nedense çok tutulmuyor. Aslında And Abi’nin ford fiesta 1.6 testinde sürüş dinamiğinden, direksiyon netliğinden oldukça bahsetmiş ve açıklamıştı fakat, etrafımda araç sürmekten keyif alan, sportif sürüş tarzını benimseyen bir çok kişi tarafından beğenilmeyen araç oldu. Fiesta bir örnek tabii. Ancak MK1 Focus’un, MK2,5 focus’un sürüş karakteride keza çok keyif verici iken nedense VW ve diğer almanlar nedense sürüş hissine bile daha iyi deniyor. Bu Focus RS’te büyük ihtimal bu manatlitedeki insanlar tarafından (yurt... Read more »Oy verebilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.0Oy verebilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.
mc4
87,681,877
You are currently browsing the archive for the Kitapları category. Uzun zamandır bunu bekliyordum. Bu kitap adeta bir doğum günü hediyesi oldu bana. 35’inci yaşımın son günlerinde aldım haberini. Almanya’da kitabım çıkmıştı, Almanca, ta orada ve ben kitabımı göremedim bile. Yine de onun orada olduğunu bilmek, hiç tanımadığım binlerce okura ulaşacağını hissetmek güzel şey. Türkiye’de 2. baskısını yapan kısa öyküler kitabım “Aşksız Gölgeler” Almancaya “Lieblose Schatten” adıyla çevrildi. Binooki ekibine ve sevgili Çiğdem Hanım’a teşekkür ederim. Nice kitaba, nice okura... Darısı “Sonsuz Unutuş” kitabımın başına ve yeni yazdığım öykülere diyelim... İlk öykü kitabım “Aşksız Gölgeler” 2007’de çıkmıştı, sonrasında hemen askere gitmiştim ve kitabımla neredeyse hiç ilgilenemedim. Şimdi, çok yakında yeni bir öykü kitabım daha çıkacak. 30 kısa öyküden oluşan yaklaşık 80 sayfalık zarif bir kitap oldu “Sonsuz Unutuş”. Bu kısa öyküleri yaklaşık 5 yılda yazdım... Üzerlerinde titizlikle, aylarca çalıştım... Kitap mayıs ayının başlarında tüm kitapçılarda olacak... Bir an önce doğsun artık...
mc4
87,681,878
Sedat Balta Personele simit ikramı haber olur mu? Güncelleme : 2018-04-17 10:25:15Bu içerik 1821 kez okundu. İşyerime geldiğimde yaptığım ilk iş önce yerel gazetelerimizi okumak olur. Sakarya'da günlük yayımlanan 7 gazetemizi de alır okurum. Gazetelerimizde yer alan haberlerin yüzde 80'inde aynı haberlerin tekrarı da olsa yine de göz atmadan geçmem. Yerel gazete okuma alışkanlığının düşük olduğu Sakarya'da gazetelerimizin ekonomik durumlarının iyi olduğu söylenemez. Kimi yerel gazetelerimizde hiç muhabir yok, kiminde bir iki tane... Öyle olunca da Yeni Cami ile Orhan Cami arasında gazetecilik yapılabiliyor. 500'e yakın köyden haber almak için ya cinayet ya da trafik kazası olması gerekiyor. Gazetelerin 3'üncü sayfalarındaki cinayet, hırsızlık, trafik kazası gibi haberler de olmasa sanırsınız ki memleket güllük gülistanlık. SASKİ'ye güzelleme yapan muhtar haberleri, en basit ziyaretlerin haber olması yetiyor da artıyor. Dünkü gazetelerimizde gördüğüm bir haber evlere şenlikti; her ne kadar muhabir isimleriyle girilmişse de Adapazarı Belediyesi basın bürosunun haberi olmalı: "Personele simit ikramı" başlıklı haberde ciddi ciddi Belediye Başkan Yardımcısı Rıdvan Sezer'in personele kandil simiti ikram etmesi, bol fotoğrafla desteklenerek haberleştirilmiş. Gazete editörlerimizde bu haberi yayımlamış... Kandil simiti 3 fotoğraflı 3 sütüna haber olabiliyorsa bizimki 8 sütüna manşetlik... Sakarya'nın sorunlarının çözümü, iyi gazetelerle, iyi gazetecilerle mümkündür; sorunları yok sayıp halının altına süpürerek değil. Gazetelerimiz daha çok muhabire sahip olmalı; Sakaryalı da daha çok yerel gazeteye para verip okumalıdır... William Reich'ın ünlü eserinde olduğu gibi olup biten iyi şeylerin de kötü şeylerin de sebebi biz küçük insanlarız. Eğitimdeki 54'üncülükten, Sakarya'nın çağdışı toplu ulaşımından, verimli topraklarımızın yanlış yer seçimiyle sanayiye açılmasının, işsizlikten ve tüm kötü durumların asıl sorumlusu biz küçük insanlarız. Hayattaki, eş seçiminde, aş seçiminde, sandıktaki seçimlerimizin sonucunu... "Dinle küçük adam" herkesçe okunmalı: ""Hiçbir zaman, küçük adam, mutluluğu dolu dolu özgürlük içinde tatmadın. Bu yüzden, mutluluğu tıkınıyorsun, mutluluğun güvencesinden sorumluluk duymaksızın. Mutluluğu bulmayı, onun üzerinde titremeyi, ona bahçıvanın çiçeklerine, rençberin buğdayına baktığı gibi bakmayı öğrenmedin (çünkü engellendin). Büyük araştırmacılar, şairler ve bilgeler, kendi mutluluklarını sağlamak istedikleri için, senden kaçtılar. Senin yanında, küçük adam, mutluluğu yutmak kolay, ama sağlamak kolay değil."
mc4
87,681,882
Temmuz ayının 10-11'i gibi Ankara Barosunun içine kurulan Denizbank standından cazip gelen fırsatları için bir kredi kartı başvurum ilgili görevli tarafından alındı. Gerekli fotokopileri çekti imzaları attırdı. Kredi kartımın 15 gün olmadan geleceğini söyledi. Bende buna istinaden İş Bankası kartımı kapattırdım. Tatile gitmeden nasılsa bu kart gelir diye. 24'ünde aradım ama hala onay beklediğini söylediler ve ben işim acele olduğu için rica edince yarına onay mesajı gelir dendi. Ayın 31'i oldu hala mesaj yok. Aradım meğer eksik evraktan başvurum beklemeye alınmış. Ne bir arayan ne bir bilgi veren var! Bu kadar ilgisiz bir banka görmedim. Denizbank ile çalıştığım için çok pişmanım! Denizbank ile ilgili yaptığım bu 2. şikayet. Hep aynı cevabı kopyala yapıştır yapıyorlar. Zaten buraya Denizbank'dan bir sonuç alabileceğime inandığım için değil, başka insanların bu şikayeti okuyup da bu banka ile çalışmamaları için yazıyorum. Ben gibi mağdur olmasınlar diye... Bir cevap alacaksam cevabın bana burdan iletilmesini istiyorum. Kesinlikle telefonla aranmak istemiyorum. Müşterimiz Sn Yaşar Can Y. tarafından iletilen bildirim bankamızca değerlendirmeye alınmıştır. Gerekli incelemeler yapıldıktan sonra müşterimize sonuç hakkında en kısa süre içerisinde bilgi verilecektir. Sayın Müşterimiz; Bankamız ürün ve hizmetleri ile ilgili şikayet, öneri ve isteklerinizi Bankamız internet sitesinde yer alan ”Önce Müşteri” linkinden ya da 444 0 801 numaralı Önce Müşteri Hattı’ndan iletebilirsiniz.
mc4
87,681,884
Resmen duyruldu, takımımıza hayırlı olsun, çok iyi transfer. Takımımız, geçtiğimiz sezon Türkiye Birinci Basketbol Ligi’nde başarılı bir sezon geçiren 27 yaşındaki forvet oyuncusu Can Altıntığ’ı sezon sonuna kadar renklerine bağladı. Can Altıntığ’a kulübümüze hoş geldin diyor, tecrübeli oyuncunun sağlıklı ve başarılarla dolu bir sezon geçirmesini diliyoruz. Detaylarını bilmemekle birlikte, zor zamanda yapılabilecek en makul hamle. Can'ın yer aldığı 87 nesli, önemli bir gruptu. Kulübümüzün, transferi için daha önce anlaşmaya vardığı Can Altıntığ, kendisini sezon sonuna kadar bordo-mavili yapan sözleşmeyi imzaladı. Konuyla ilgili açıklama yapan yönetim kurulu üyelerimiz, “Can, daha önceden de takip ettiğimiz bir oyuncuydu. Umarım bu transfer her iki tarafa da hayırlı olur. Can’ın, bordo-mavili formamız altında çok iyi performans göstereceğine inanıyoruz” şeklinde düşüncelerini ifade ettiler. Yeni transferimiz Can Altıntığ da, Trabzonspor Medical Park gibi büyük bir camianın formasını giyecek olmaktan ötürü gururlu olduğunu belirterek, “Burada önemli başarılar yakalayacağımıza inanıyorum. Şimdiden formayı giyeceğim ilk maçı iple çekiyorum” dedi. Öte yandan Can, takımımızda 20 numaralı formayı giyecek. Takımla sadece 3 gün idman yapan bir oyuncu takımı nasıl değiştirir bugün onu gördük. Onun sayesinde Lawal'ın da performansı arttı, inşallah kazasız belasız aynen böyle devam eder. Maasinin cogunu kelek fb oduyor bu da dip not olsun. Geçen sene yarı final serisinin ikinci maçında Fenerbahçe'ye 11/8 üçlük atarak efsanevi bir performansa imza atmıştı. Takımımızla 15 maça çıktı. Ortalama 22,2 dk süre aldı. 5,8 sayı ve 4,0 asist ile oynuyor. Niye potaya bakmadigini cok merak ediyorum? En azindan 1/3 e getirecegine inaniyorum. hiçbir basketçi attığı üçlüklerle sorgulanmaz. defansı , oyunu okuması bence yeterli. Bunun neresinde sorgu var? ham veri değil istatistik paylaşmışsın. bende diyorumki basketbolcunun üçlük istatistiği önemli değildir oyunu önemlidir. 1) İstersen onu da tartışalım: Ham veri nedir, bilgi nedir, istatistik nedir? Üçlükle Can'ın basketbol seviyesini sorguladığım kanısına nasıl vardın? Oğuz ZEYTİN, sık sık basketbol takımımızın ve oyuncularımızın maç içerisindeki verilerini ve genel istatistiklerini bizlerle paylaşır. Can'ın kötü olduğunu belirtmek için değil yani sadece bilgi amaçlı.. şimdi gördüm. özür dilerim. sadece her oyuncu burada durmadan gömüldüğü için rahatsızlığımı dile getirmek istemiştim. Yenilik eskilik meselesi değil Adem. "Yorumsuz" şekilde yazmama rağmen arkadaşımızın mana çıkarmasını, "Can'ın oyununu sorguladığımı iddia etmesini" çözemedim. Bunu nasıl becerdiğini öğrenmek istiyorum samimiyetle. Ayrıca #Hun10'un değindiği savunma ve alan görüşü artılarına katılıyorum. bir önceki mesajımı görmediniz galiba. Emin ol, benim de Can'ı gömmek gibi bir niyetim yok. Dikkat çeken nicel verileri paylaşıyorum. Can'ın şut performansı da dikkat çekiyor. Sadece yazdım, değerlendirmedim, iyisini kötüsünü size bıraktım. Bu Can geçen sene Fener maçında nasıl 11/8 üçlük attı hayret doğrusu, bu sene dış atışları çok kötü. Bu hafta hiç kaçırmadan oynadı Telekom maçında. Darısı önümüzdeki maçlara inşallah. Hadi be deli oğlan, kıpırda biraz. Play-off'larda daha iyi bir performans beklerdim, geçen sene Fener'e karşı yarı finalde 11/8 üçlük gibi çılgın bir performans sergilemişti, inşallah yarı finalde gerçek Can'ı görürüz.
mc4
87,681,885
Gümüşhane'nin Yağmurdere Vadisi'nde kapalı köy yollarını açan İl Özel İdaresi'ne bağlı iş makinesinin üzerine çığ düştü. Dün gerçekleşen olayın ardından kar altında kalan kepçeyi kendi imkanları ile kar altından çıkaran ekipler, cep telefonu ile de yaşadıkları anı kayıt altına aldı. Esenler köyü yolunun açılması sırasında meydana gelen olayın ardından ellerinde küreklerle iş makinesinin etrafını bir miktar boşaltan ekipler, daha sonra başka bir yerde çalışan iş makinesinin gelip kepçeyi çekmesi ile bölgeden kurtuldu. Kepçe operatörü Mürsel Uçan, dün saat 14.00 sıralarında meydana gelen olayı fark etmediğini ve hiç ses duymadığını belirterek, olayın ardından bir toz bulutu gördüğünü söyledi. Olayın ardından iş makinesinin tamamen karla kapandığını kaydeden Uçan, yamaçta olması nedeniyle makinenin üzerinden akan karın dere yatağına aktığını ve kendisinin de sağ kapıdan çıktığını söyledi. Personele çığla ilgili periyodik olarak eğitim verildiğini ifade eden İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ekrem Akdoğan, yaşanan olayın ucuz atlatıldığını söyledi. Akdoğan, Yağmurdere bölgesinde sık sık çığ vakalarıyla karşılaştıklarını, bölgenin risk grubunda yer aldığını belirterek, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ile görüşerek kendilerinin tespit ettiklerini bölgelerin çığ haritasına ekletileceğini ve yaz aylarında bölgede çığ önleyici tedbirlerin alınmasını talep edeceklerini söyledi. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen kar yağışının ardından çok sayıda ekibin doğada vatandaşların yollarının açılması için büyük çaba gösterdiğini ve zaman zaman da bu tür kazalara maruz kaldıklarını kaydeden Akdoğan, 'Vatandaşlarımızın köylerine daha rahat ulaşması için elimizden gelen tüm gayreti bütün personelimizle birlikte gösteriyoruz. Ekiplerimiz açılmamış son köyleri de açmak için hafta sonu çalışıyordu. Dün meydana gelen olayca ekibimizin hiçbir üyesinin burnunun bile kanamaması bizim için en sevindirici nokta olmuştur' dedi. Şanlıurfa'da en iyi çiğ köfte için kıyasıya yarıştılar!
mc4
87,681,886
Mevsimin kış olması yani havaların soğuması cilt bakımı rutininizin değişmesi demektir. Cildimize kış aylarında nasıl bakım yapacağımızı biraz bilmek donuk bir cilde anında ışıltıya sahip olmaya yeter. • Güne sıcak bir duş ile başlayın. Duştan çıkmadan önce 15 saniye boyunca soğuğa yakın ılık su altında kalın. Daha sonra sıcaklığı biraz arttırın, biraz azaltın. Bu işlemi iki dakika boyunca tekrarlayın. Bu, bir hidroterapi tekniğidir. Vücudumuzdaki kan dolaşımını düzenleyerek cildimizin canlanmasını sağlayacaktır. Bu, hem dinçleştirici hem de çok iyileştirici bir bakımdır. • Güvenilir bir marka nemlendirici krem mutlaka kullanılmalıdır. Yüksek koruma faktörlü, çinko oksit içeren SPF30 koruyucu krem kullanılması kış mevsiminde UVA ışınlarının yaşlandırma etkisinden koruyacaktır... Dudaklarımızı da unutmamak gerekir. Kışın çatlamış dudaklar bayanların en büyük sorunudur. Yoğun nem veren, vitamin E içeren koruyucu dudak balmi kullanın.Ve güneş koruyucumuzu asla yaz-kış ihmal etmeyelim. • Haftada iki kez cildinize peling uygulayın. Bu işlem, cildinizi ölü hücrelerden arındırırken cildinizin nemi daha kolay emebilmesini sağlayacaktır... Yaz mevsiminde en çok problem ettiğimiz cildimiz tarafından üretilen yağ, kışın soğuk havalardan dolayı problem olmakta çıkmaktadır. Bu yüzden cilt, alt dermisde tutulması gereken suyu kaybeder. Bu da cildin erken yaşlanmasına ve ince çizgilerin oluşmasına neden olabilir. • Her sabah aç karna bir bardak limonlu ılık su için. Bu Çinlilerin vücudumuza enerji vermesi için kullandığı bitkisel bir metoddur. Karaciğer ve safra kesesi de dahil tüm sistemimizin detoksunu sağlar. Bu da vücudunuzun kötü bir cilde neden olan toksinlerden arındırmak için kolay bir yöntemdir. *Belirli zamanlarda uzman kontrolümüzü mutlaka yaptırmalıyız... Cildimizin ihtiyacı olan gerekli bakım önerilerini uzmanınız önerecektir. Gerekli görülen bakımları düzenli yaptırmanız cildinizin canlı ve güzel kalmasını sağlayacaktır. Cilt tiplerine göre nemlendirici seçimi... Toksinleri vücuttan atma yöntemleri nelerdir? Cildimizdeki geniş gözenekler hiç birimizin hoşuna gitmez! Sağlıklı güzelliğin sırrı sağlıklı beslenmeden geçer...
mc4
87,681,888
Mobilya endüstrisinin dünya çapındaki lider hareketli sistem üreticisi GRASS, Avrupa üretim tesisleri için 45 milyon Euro’ya mal olacak bir merkez inşa ediyor. Bu merkez, Würth Grubu’nun şirket tarihindeki en büyük yatırımı olarak daha fazla büyümenin ön şartı şeklinde ifade ediliyor. 2019’un sonunda yaklaşık 150 çalışanın Hohenems’te faaliyette olacağı belirtiliyor. Bina 22 seviyede toplam 30.000 palet pozisyonu sunuyor. Operasyonların başlangıçta 150 çalışanı ile 2019’un sonunda başlaması planlanıyor. Hohenems’deki fabrikalar, bireysel müşterilerin taleplerine göre özelleştirme, paketleme ve sipariş toplama sürecinden geçmiş ürünler sunacak. Vorarlberg’de ikinci bir tesis olan Götzis, 2007 yılında Mepla-Alfit Grubu ile birleşerek eklenmiştir. Üçüncüsü, tüm Avrupa üretim tesislerine merkez olarak hizmet edecek olan ultramodern merkezi depo ile oluşturulmaktadır. 2017 yılında GRASS dünya çapında 18 noktada yaklaşık 2.000 işçiyle 368 milyon Avro satış gerçekleştirmiştir. 60 ülkede 200’den fazla satış ortağı ile GRASS, hareket eden sistemlerde dünyanın önde gelen uzmanlarından biridir. GRASS sürgü ve çekmece sistemlerinin yanı sıra menteşe ve kapak sistemleri de ünlü üreticilerin mobilyalarına takılan marka ürünlerdir. GRASS Yönetim Kurulu Sözcüsü Thomas Zenker, şirketin tarihindeki en büyük yatırımın motivasyonunu şöyle açıklıyor: “Tedarik zinciri yönetiminin optimize edilmesi uzun vadede başarılı olmak için temel bir sorundur. Sipariş defterlerimiz dolu ve pazarın talebi mükemmel. Ancak, önceki yıllarda yaşanan güçlü büyümeden dolayı yararlanılmayan fırsatlar vardı. Merkezi depo ile en önemli darboğazlardan birini çözüyor ve karlı ve sürdürülebilir kalkınma için ön koşulları oluşturuyoruz.”
mc4
87,681,889
Böylece ürünü daha iyi deneyimleyebilecek ve herhangi bir sorunuz olduğunda demo üzerinden doğruca özelleştirmeler yapabileceğiz. Starting with breakfast sandwiches from 8am, there will then be hot pork turkey sandwiches, premium sourdough base pizzas and Vegan Kebab. Now s your chance to nominate them. Yüksek bahis oranları sayesinde hem heyecanınız, hem de kazancınız katlanmış olacaktır. Iddaa bahisleri bahis tahminleri. If you d rather travel on wheels, sign up for the OCBC Cycle that brings together cycling enthusiasts from across Singapore and around the world annually. Dolayısıyla insanlar ödeme yaparken beklemek ya da yüksek limitlerden yararlanmak da istemiyor. Ayrıca mevzuatımıza göre kumar oynatmak için yer ve imkan sağlamak TCK madde. Lisanslı bir yüzücüydüm oradan hep devam etti. Özellikle metin madenciliğindeki pratik uygulamalarına rağmen, Naive Bayes Naive olarak kabul edilir, çünkü gerçek hayat verilerinde görmek neredeyse imkansız olan bir varsayımı yapar koşullu olasılık, bileşenlerin bireysel olasılıklarının saf ürünü olarak hesaplanır. Dünyanın en büyük spor organizasyonu olan Yaz Olimpiyatlarının ad tek adresi TRT Spor ekranları olmaktadır. Hem bonus olanakları açısından hem de bahis seçenekleri açısından kendini yenileyen Bahsegel kullanıcılarına daha iyi zaman geçirtmek için gerekli olan bütün adımları atmaktadır. All 2-egg classic combos come with 2 eggs plus your choice of strip-cut hash browns 380 cals. Bu programlar arasında en çok izlenen Rıdvan Dilmek ve Gültekin Onay ın sunduğu 0 Futbol dur. If you create these types of files frequently and would prefer to have Excel save in that file format by default, then you can change that setting. What did you look like during the 60s, 70s, 80s, and 90s.
mc4
87,681,891
Güncellenmiş bilgileri görmek için yakınlaştırın. Sesame House noktasını inceleyenler şunları da inceledi: Sesame House - hiç orada bulundunuz mu? Sesame House personelinden ve geçmişteki konuklardan yanıt alın. Gönderim kuralları Sorularınıza yeni yanıtlar gönderildiğinde haberdar olun. Sorun Sorulan tipik sorular: Glütensiz seçenekleriniz var mı? Kıyafet zorunluluğu var mı? Bahçe alanında köpeklere izin veriyor musunuz?
mc4
87,681,893
Avrupa Parlamentosu (AP), AB üyesi ülkelerin medya, internet ve reklam sektöründe “cinsiyete bağlı klişelerin ortadan kaldırılması” konusunda bir karar tasarısı oylamaya hazırlanıyor. Avrupa Parlamentosu tarafından hazırlanan rapor ve beraberindeki karar tasarısı, parlamentonun 11 Mart Pazartesi günü Strasbourg’da düzenlenecek genel kurul oturumunda tartışılacak. Hollandalı parlamenter Kartika Tamara Liotard tarafından hazırlanan tasarıda, medya, iletişim ve reklam sektörlerinde cinsiyete bağlı ayrımcılık yaşandığı ve ürünlerin pazarlanması için kadınların “cinsel özne” olarak kullanıldığı görüşüne yer veriliyor. Televizyon programları, video oyunları ve video kliplerinde kadınların “seksi pozlar ve tahrik edici giysilerle ticari amaçlar için kullanıldığı” not ediliyor. Pornografinin ise “her geçen gün daha da kabul gören ve çoğu zaman ülküleşen kültürel unsur” haline geldiği hatırlatılıyor. Avrupa Birliği ülkelerinden, medya ve reklam sektörlerinde pornoyu denetleyecek özel mekanizmalar oluşturmaları ve özellikle küçük kızları cinsel malzeme olarak kullanan şirketlere cezai yaptırım uygulamaları isteniyor. Beş bin yıllık geçmişi ile gül,...
mc4
87,681,896
Amaç Karanlıkta Uyananlar filminde işçi sınıfının genel karakterini, işçilerin nasıl betimlendiğini, onların mücadele biçimlerini ve araçlarını incelemek, işçi sınıfının filmde nasıl temsil edildiğini araştırmaktır. İşçi sınıfının filmlerde nasıl tanımlandığına da imkân tanıyan Marksist eleştiri yöntemiyle ve sınıf, sınıf mücadelesi, sınıf mücadelesi sürecinin unsurları, işçinin tanımı, işçi mücadelesinin biçimleri gibi temel kavramlar ışığında film çözümlenmiştir. Karanlıkta Uyananlar filmi işçinin ekonomik sorunlarına eğilmiş, işçi sınıfının mücadelesine değinmiş; mücadele araçlarını göstermiş ve ele aldığı konuyu tarihsel ve toplumsal bir bağlama oturtmuş; bireysel değil kolektif hareket etmeyi olumlamıştır. İşçilerin bilinçlenme ve mücadele sürecini konu edinen, sınıfsal bir analizi olanaklı kılan ve sorunların nedenlerini örtbas etmeden açığa çıkaran film, hem konusu hem de konuyu ele alma biçimi açısından Türk sinemasında yapılan işçi sınıfının ilk filmidir. The analysis takes a Marxist approach, focusing on the phenomena of class and class struggle, the process of class struggle, the worker and the forms of workers struggles. The film Karanlıkta Uyananlar, concerned with the economic problems of workers and the struggle of the working class, bases itself in the historical and social structure of the society and positions itself in favour of collective approaches to action and social mobility in contrast to individualistic ones. In both its subject matter and its treatment of the working classes, this film was a first in Turkish cinema. Bu Fabrika Bizim: Karanlıka(n) Uyananlar Filminde İşçi Sınıfının Temsili. sinecine, 2(2),2 Giriş Filmler yaşadığımız dünyanın gerçekliğine dair, her zaman iradi olmasa da, seçilmiş ve belirlenmiş temsil öğeleri yoluyla seyirciye yüzeysel ya da derinlikli bir bakış açısı sunar. Filmlerin sadece ele aldıkları konu değil biçimsel özellikleri de farklı politik duruşları ifade etmesine katkıda bulunur. Michael Ryan ve Douglas Kellner in Politik Kamera kitabındaki perspektifi filmlerin politik duruşları ifade etme sürecini oldukça kapsamlı bir biçimde açıklar. Ryan ve Kellner ele alınan konunun istenilen bakış açısına göre seyirciyi nasıl konumlandırdığını anlatırlar. Yürürlükteki düzenin iyi ve ahlaklı görünmesini, kamu düzeninin temsilleriyle kişisel özdeşleşme, sömürü ve tahakküme dayalı bir sisteme gönüllü katılımı hazırlayan psikolojik eğilimin nasıl sağlandığını ortaya koyarlar. Yazarlar film ve toplumsal tarih arasındaki ilişkiyi bir söylemsel şifreleme süreci olarak kavradığı için, sinemada işlerlik gösteren temsillerle toplumsal hayatın yapısını ve biçimini belirleyen temsiller arasındaki bağlantıları vurgulamaya çalışırlar. Çünkü kişinin varoluşunun kendisine ve ait olduğu dünyaya ilişkin temsiller aracılığıyla biçimlendiğini, o kültüre egemen olan temsiller yoluyla toplumsal hayatı kuşatan figür ya da şekiller aracılığıyla tanımlanabildiğini düşünürler: Filmler toplumsal yaşamın söylemlerini (biçim, figür ve temsillerini) şifreleyerek sinemasal anlatılar biçiminde aktarırlar (Kellner & Ryan, 1997, s. Bu nedenle filmler toplumsal yapının nasıl kavranacağını belirlemenin bir aracıdır. Filmlerde kullanılan temsil öğelerini, Kellner ve Ryan ın deyişiyle filmlerdeki şifrelemeyi anlamak için toplumsal yaşamın filmlerde nasıl inşa edildiğini çözümlemek gereklidir. Çözümleme yöntemlerinden biri olan Marksist eleştiri sinema olgusuna ve filmlere geniş bir perspektifle bakmaya olanak sağlayarak sinema olgusunun kendisine, seyirciyle ilişkisine, üretim sürecine yöneldiği gibi filmlerin toplumsal, tarihsel ve siyasal analizini, egemen ideolojinin üretilip üretilmediğini, sınıflı toplumu nasıl ele aldığını analiz etmeye de imkân tanır. Bu çalışmada Türk sinemasının en önemli işçi filmlerinden olan Karanlıkta Uyananlar (Ertem Göreç, 1964) filminin Marksist eleştiri yöntemiyle incelenmesi amaçlanmış; işçi sınıfının nasıl temsil edildiği çözümlenmiştir. Dünya sinemasında işçi filmlerinin yanı sıra işçilerin senaryoda fon olarak kullanıldığı ya da ele alınan konunun tarihsel gerçekliğinin üzerinin örtüldüğü işçi filmi olmayan çok sayıda örneğe rastlanabilir. Bu filmlerden başka işçi sınıfını ele almayan ama ezilenlerin ya da yoksulların yanında yer alan filmlerin de olduğu unutulmamalıdır. Sinema tarihindeki işçi filmleri gözden geçirildiğinde hem klasik anlatı yapısında hem de klasik yapının dışında üretilmiş oldukları gözlemlenir. Ana akım sinemanın egemen ideolojiyi yeniden üreten ve kapitalist sistemin hizmetindeki filmler nasıl işçi filmleri değilse işçi sınıfına ait farklı öyküleri klasik anlatı kalıpları içinde anlatan çok sayıda dokunaklı film olduğu da not düşülmelidir. Bu noktada hangi filme işçi filmi 58 sinecine (2) Güz3 denilebileceği sorusu önem kazanır. Z. Tül Akbal Süalp, filmlerin yapıldığı dönem, yönetmenin filmografisi, işçi sınıfına nasıl bir konumdan baktığının önemli olmasının yanı sıra filmlerin üretim biçimlerinin ve ilişkilerinin, seyirciyle kurmaya çalıştığı ilişkinin de filmleri tanımlamada ve sınıflandırmada önemli rol oynadığını belirtir (2010, s. Karanlıkta Uyananlar filminin işçi sınıfını konu alan ilk film olarak ayrıcalıklı olan yerini teslim etmek gerekir. Film, işçi sınıfına ve işçilerin çalışma hayatına yoğunlaşmış, işçilerin dünyasına eğilerek mücadelelerine yer vermiş, işçi sınıfı filmi yapma amacıyla yola çıkarak belli bir politik bilinçle yapılmıştır. Filmin yapıldığı dönemle ilişkili değindiği konu başlıkları, işçi sınıfına bakışı, filmin üretim biçiminin de kolektif oluşu ve işçilerin sorunlarını, mücadelesini ele alışı, sorunu ve çözüm önerisini sunması açısından o tarihe kadar yapılan işçinin yer aldığı filmlerden farklı olarak işçi sınıfının ilk filmi olma özelliğini taşır. Filmin çözümlenmesi için öncelikle filmin çekildiği dönem işçi mücadelesi açısından incelenmiş; Karanlıkta Uyananlar filminin de yer aldığı toplumsal gerçekçi filmlerin genel özelliklerine değinilmiştir. Karanlıkta Uyananlar filminin çekildiği dönemin işçi mücadelesi açısından incelenmesinin ardından filmin işçi filmleri arasındaki yeri değerlendirilmiş, ardından filmin çözümlemesine geçilmiştir lı yılların Türk sinemasındaki gelişmeleri nasıl etkilediği ve sınıf bağlamında filmde işçi sınıfının öykü düzleminde nasıl temsil edildiğine odaklanılmış; işçilerin nasıl tanımlandığı, mücadele biçimleri ve araçları incelenmiştir. 1. Karanlıkta Uyananlar Filminin Çekildiği Dönem: 1960 lı Yıllar ve Yükselen İşçi Mücadelesi 1960 sonrası dönem siyasi tarih açısından olduğu kadar sendikal faaliyetler, geniş kesimlerin örgütlenmesi ve mücadelesinde de önemlidir. Bu dönemde önemli bir gelişme olarak Türkiye İşçi Partisi nin kurulduğunu belirtmek gerekir. Türkiye İşçi Partisi nin 13 Şubat 1961 tarihinde kuruluşu, ta 1820 yıllarında başlayan, 1845, 1872, 1908, 1919, 1925 ve 1946 yıllarında yüzeye çıkan ve bu uzun sürede derinden akan bir nehir gibi gelişen Türk işçi sınıfı hareketinin 1961 de vardığı merhaledir (Sülker, 1998, s. Sosyoekonomik gelişmelerin bir sonucu olarak gelişen işçi hareketi ve sendikal mücadele, yıllardır baskı altında kaldığı için yerine getiremediği işlevlerini yerine getirmeye başlamıştır. 31 Aralık 1961 de, kamuoyunun dikkatinin işçi sorunlarına, grev ve toplu sözleşme yasalarının çıkarılmasına çekilmesi için 200 bin işçinin katıldığı Saraçhane mitingi yapılmıştır (Aydoğanoğlu, 2010, s. 90) yılında henüz grev ve toplu sözleşmenin yasal düzenlemesi yapılmamış olmasına rağmen Maden-İş üyesi işçiler Kavel Kablo Fabrikası nda greve gitmiştir. Bu grevin etkisi ile işveren toplu sözleşmeyi imzalamak, TBMM de ilgili kanunu çıkarmak zorunda kalmıştır. 274 sayılı Sendikalar Kanunu ve 275 Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu 24 Temmuz 1963 günü çıkarılarak yürürlüğe girmiştir. Yasaya konulan ek bir madde ile grev sırasında tutuklanan işçilerin serbest bırakılmış olması önemlidir (Aydoğanoğlu, 2010, s ). Görüldüğü gibi anayasada herhangi bir sınırlama olmaksızın kanunla düzenleneceğine işaret edilen grev ve toplu sözleşme hakkı, 1963 yılında düzenlenen yasayla sınırlanmış ve birçok şarta bağlanmıştır. Ancak işçilerin dayanışması, haklarını alma konusundaki mücadelesi bu sınırlılıkları aşmayı sağlamıştır lı yılların ikinci yarısından sonra artan grevler, fabrika işgalleri ile yükselen ve güçlenen bir işçi hareketi söz konusudur. Öğrenci gençliğinin de işçi mücadelesi ile dayanışma içinde olduğu görülmüştür li yıllarda ise, gerek sendikal mücadele gerekse devrimci gençlik mücadelesi şiddet kullanılarak sindirilmeye çalışılmıştır. Bu dönemin önemi sadece sayısal katılım açısından değil aynı zamanda bilinç düzeyinin yüksekliğinden ve dayanışma açısından oldukça verimli olmasından kaynaklanır. Söz konusu dönemde her alanda görüldüğü gibi haklar ve özgürlükler konusunda da oldukça ilerici adımlar atılmış ve kazanımlar elde edilmiştir. Ekonomik, siyasal, toplumsal ve kültürel alanda önemli dönüşümlere işaret eden bu dönem aynı zamanda 1961 Anayasası nın sağladığı haklarla Türkiye işçi mücadelesinin yükselme dönemini, siyasal alandaki hareketliliğini içerir. İşçi mücadelesi açısından önemli gelişmelerin yaşandığı 1960 lı yıllar Türk sinemasında da önceki dönemlerden farklı bir hareketliliğe neden olmuştur. Dönemin ilerici atmosferinden etkilenen yönetmenler toplumsal gerçekçi filmler 60 sinecine (2) Güz5 olarak adlandırılan filmler üretir. Bu akımın yönetmenleri hem Türkiye deki atmosferden etkilenmiş hem de yaptıkları filmlerle bu ortama katkı sağlamışlardır. Bu çalışmada ele alınan Karanlıkta Uyananlar Ertem Göreç in toplumsal gerçekçi filmler arasında yer alan Otobüs Yolcuları adlı filminden sonra yaptığı ikinci filmidir. Ertem Göreç in sinema sektöründeki çalışmalarına bakıldığında kendisinin tam bir sinema emektarı olduğu ve mesleğin çekirdeğinden yetiştiği görülecektir. Onaran ın verdiği bilgiye göre Göreç, Orhan Atadeniz in yanında kurgucu olarak sinemaya geçmiş, on yıl kadar kurguculuk, bu arada Orhon Murat Arıburnu, Atıf Yılmaz ve Memduh Ün e asistanlık, kimi filmlerde de kameraman yardımcılığı yapmış; senaryo yazımlarına katılmıştır (Onaran, 1999, s. Filmlerin sınıf mücadelesine yaptığı vurgu, olumlu 1 Ertem Göreç in Karanlıkta Uyananlar filminden önce yaptığı Otobüs Yolcuları filmini Karanlıkta Uyananlar filmini öncelemesi açısından not düşmek gerekir. Aynı otobüsteki umut dolu kişilerin tek dertleri kendilerini dolandıran kooperatif sahiplerine karşı ayaklanması, haklarını savunmak için mücadele etmesi ve Kemal adlı fakir bir gencin de bu insanlara liderlik etmesi üzerine kuruludur. Filmdeki kişilerin çok temel bir istekleri vardır: Başlarını sokacak bir ev. Otobüs şoförü bu kişilerin sömürülmesini engellemeye çalışır. Bu anlamda film otobüs yolcularının dayanışması, haksızlığa karşı ayaklanması ve birlikte eylem yapma iradelerini göstermeleri bakımından önemlidir. Ama aynı zamanda Türk sinemasında sık işlenen zengin kız-fakir oğlan aşkını da içerir. Bu filmde zengin kız, babasının değerlerine de karşı çıkar. Filmin önemli bir özelliği de filmin sonundaki ayaklanma sahnesidir. sinecine (2) Güz 616 tipleri, kolektif hareketi savunması gibi özellikleri belirgindir. Türkali, Karanlıkta Uyananlar filminin senaryosunu yazarken belirli bir misyon üstlenmiştir. Türkali, 1960 sonrası dönemin getirdiği yasal hakları halka benimsetmek, kanunların hayata geçirilmesi konusunda sinemacılara düşen görevi yerine getirmek ve demokratik haklara sahip çıkılması gerektiği mesajını vermek (1985, s. 201) amacını taşıdığını belirtir. Karanlıkta Uyananlar sadece konusuyla değil yapımda emeği geçenler açısından da kolektif bir üründür. Filmin jeneriğinde belirtildiği gibi Türk-İş başta olmak üzere tüm işçi sendikalarına teşekkür edilir. Filmin gösterimi de önemli olayların yaşanmasına neden olmuştur. Film önce salon bulamamıştır. Ardından İstanbul da beş sinemada birden gösterilme olanağına kavuşmuştur. Solcu basın filmden övgüyle söz edince sağcı basın tepki göstermiştir. Antalya Film Festivali nde milliyetçi ve muhafazakâr gençler, filmin gösteriminde korku salmıştır. Festivalin jürisinde bulunan Burhanettin Onat film için Bunun yarısı Moskova da mı çekilmiştir? yorumunu yapmıştır (Özön, 1995, s. Sinema yazarları Karanlıkta Uyananlar filminin işçileri konu alan filmler arasında önemli ve ele aldığı konu başlıkları açısından ilk olduğu konusunda birleşirler. Rekin Teksoy Karanlıkta Uyananlar filminin emekçilerin dünyasına eğilmeyi deneyen ilk Türk filmi olduğunu, emekçilerin bilinçlenmesi, yabancı sermaye, sendika, grev, aydın-işçi dayanışması gibi konuları şematik ama etkileyici bir anlatımla aktardığını belirtmiştir (2007, s. Nijat Özön filmin toplumsal bir konuyu ele aldığını ve bu konunun da perdede ilk kez işlendiğinin altını çizer (1995, s. Giovanni Scognamillo da grev, sendika ve emekçi sorunlarını ele alan ilk filmin Karanlıkta Uyananlar filmi olduğunu belirtir (1998, s. Sinema yazarlarının, değindiği konu başlıkları açısından ilk olma özelliğine sahip olduğunu belirttiği Karanlıkta Uyananlar filminin çekildiği tarih olan 1964 yılına kadar yapılan filmler gözden geçirildiğinde ana ya da yan karakter olarak işçinin yer aldığı görülür. Örneğin 1960 lı yıllarda yapılan Ayşecik (Memduh Ün, 1960), Ayşecik Şeytan Çekici (Atıf Yılmaz, 1961) ve Suçlu (Atıf Yılmaz, 1960) filmlerinde yer alan üç baba karakteri de işçidir, 2 ancak yan karakter olarak yer almışlardır. Çatışma filmde yer alan üç babanın ne işçi olmaktan dolayı yaşadığı sıkıntılardan ne de işçilerin çalışma hayatı içindeki 2 Scognamillo, Halıcı Kız ın (Muhsin Ertuğrul, 1952) halı dokuma tezgâhında çalışan Gül ün öyküsü olduğunu yazar (1998, 92). Filmle ilgili başka bir bilgi de yoktur. 62 sinecine (2) Güz7 sorunlarından kaynaklanır. İşçinin yan karakter olarak yer aldığı Halit Refiğ in Bir Türke Gönül Verdim (1969) filminde de, fabrika işçisi İsmail in işçi olmasından kaynaklanan bir çatışma yaşanmaz. Filmin olay örgüsü kendi içinde belirli bir düzeni olan, belli bir dengeye oturmuş, kapalı bir dünyada geçer. Buraya bir yabancının gelmesi geleneksel değerlerle yabancının getirdiği değerlerin çatışmasına neden olur. Batılı, bencil erkek ile geleneksel, koruyucu erkek karşı karşıya getirilmiştir. Ayrıca filmde Eva karakteri de, geldiği ve yaşamaya karar verdiği köy hayatı ile zıtlık içindedir. Batı-Doğu, eski-yeni karşıtlığı iki erkek arasında verildiği gibi, Eva üzerinden de verilir. İsmail Eva ya cinsel obje olarak bakar. Köydeki erkeklerin bakış açısıyla uyumlu bu durum karşısında Mustafa sevecen ve kollayıcıdır. İşçinin ana karakter olarak yer almadığı, ama işçilerin içinde bulunduğu çevrenin, filmin ana karakteriyle ilişkisinin yer aldığı filmlere de örnek vermek mümkündür. Filmin ana karakteri olan bir mühendis, doğup büyüdüğü kente üniversite eğitimini tamamlayıp geri döner. Doğup büyüdüğü yere yabancıdır ve buradaki sömürüye engel olmaya çalışan biridir. Film, mühendisin politikacı, inşaatçı ve gazeteci karakterlerinde simgeleştirdiği çıkarcı çevrelerin gerçek yüzünü göstermesi, işçilerin içinde bulundukları çevrenin yozluğuna karşı durarak mühendis ile sevgilisinin yanında saf tutmaları gibi özellikleriyle işçilerin yer aldığı filmler arasına girer. İşçinin ana karakter olduğu filmlere de Gecelerin Ötesi (Metin Erksan, 1960) örnek verilebilir. Film dönemin anlayışını ve sosyo-ekonomik yapısını yansıtması bakımından da değerli bir örnektir. Ayrı mesleklere sahip aynı mahallede yaşayan arkadaşların aslında içinde bulundukları çaresiz durumdan çıkış yolu için seçtikleri yanlış yolu dönemin özelliklerini de gerçekçi bir şekilde yansıtarak vermesi bakımından önemlidir. Film, kısa yoldan köşeyi dönme anlayışını eleştirerek bu anlayışın bireyler üzerindeki etkisini araştırır. Film her mahallede bir milyoner sloganının bir mahalledeki arkadaşlar üzerinde nasıl etkili olduğunu ve sonuçlarını anlatması açısından değerlidir. Ayrıca yoksulluk filmin karakterlerini suça iten nedendir. Bu filmde çatışma karakterlerin yenilgisiyle sonuçlanır. Metin Erksan ın Acı Hayat (1963) filmi de tersane işçisi ile manikürcü bir kızın evlenmek üzereyken değişen hayatlarının öyküsünü anlatır. Zengin birinin araya girerek hayatlarını birleştirmelerine engel olmaları, çiftin kavuşamamalarının intikamını almaya dönüşür. Kırık Çanaklar (Memduh Ün, 1961) filmindeki ana karakter de işçidir. Ancak bu filmde de işçi olmaktan doğan ekonomik sıkıntının filmde temellendirilmemiş olduğu görülür. Nezih Çoş, Türk sinemasında petrol işçisinin de yer aldığı Toprağın Kanı (Atıf Yılmaz, 1966) filminde işçinin senaryonun belirsizliğinden dolayı kendi ekonomik sorunlarından uzağa düştüğünü belirtmiştir (1974, s. Aynı makalede Ertem Göreç in Yiğit Yaralı Olur (1966) filminde Anadolu dan İstanbul a gelen Yusuf un işçi olarak fabrikada çalışmaya başladığını, işçi kahramanın bir mitos olarak sunulduğunu; kullanılan işçi kahramanın üstün bir güce sahip olmak gibi olağandışı özellikler içinde gösterildiğini belirtir (Çoş, 1974, s. Bu filmlerde işçiler ana ya da yan karakter olarak yer almaktadır ancak filmlerin neden-sonuç ilişkisi içindeki olaylar zinciri olarak tanımlanan anlatı yapısında işçi olmalarından kaynaklanan bir durum çatışma yaratmaz. İşçiler ya sinecine (2) Güz 638 toplumsal bir gerçeklik durumu olan sınıf atlama arzusu içinde ya da fon olarak gösterilmişlerdir. İşçilerin işçi olmalarından kaynaklanan bir durum bu filmlerde ana unsur değildir. Bu filmler sadece işçilerin de yer aldığı filmlerdir. Filmlerin işçilerin mutlaka çalışma yaşamlarına değinmesi, mücadele öykülerini anlatması elbette zorunlu değildir. İşçi sınıfına ait farklı öyküler, örneğin işçilerin gündelik yaşamları da anlatılabilir. İşçi sınıfının ele alındığı ama fonda kullanıldığı ve egemen ideolojinin yeniden üretildiği filmler de işçi sınıfı filmi olarak değerlendirilemez. Örneğin Karanlıkta Uyananlar filminden sonra yapılan, işçi mücadelesi ve grev konusuna yer veren Oh Olsun (Ertem Eğilmez, 1973) filmi işçi filmi değildir. Öykü düzleminde işçilerin mücadelesi aşk öyküsüyle birlikte ilerlese de film işçi filmi yapmak amacıyla değil, işçilere yer vererek popüler aile filmi yapmak amacıyla üretilmiştir. Bu noktada işçinin yer aldığı filmlerle işçi filmleri birbirinden ayrılmalıdır. İşçilerin ana karakter olarak yer aldığı Karanlıkta Uyananlar filminden önce de işçilerin yer aldığı filmler yapılmıştır. Ama filmin ilk olmasını sağlayan, anlatı yapısındaki çatışmayı başlı başına işçi sınıfı üzerine kurması ve işçi sınıfını ele alma amacıyla yapılmasıdır. Karanlıkta Uyananlar filmi işçilere ait anlatılabilecek öykülerden çalışma hayatına ilişkin birçok konu başlığını, onların bilinçlenmelerini, mücadele araçlarını, gündelik hayatları içinde ele alarak anlatmayı tercih ederek de ilk film olmuştur. Hem ele aldığı konu başlıkları hem de ele alma biçimi açısından ilk olan Karanlıkta Uyananlar işçinin ekonomik sorunlarını, işçi sınıfının mücadelesini tarihsel ve toplumsal bağlamına oturtarak, sınıfsal bir analizi olanaklı kılmış ve sorunların nedenlerini örtbas etmeden açığa çıkarmıştır. Film, işçilerin sınıf bilincine, hem kendi hem de karşıt sınıfın varlığını algılayarak varmasının; toplumda kendi öznel konumuyla benzer durumda olanları fark ederek kendi konumunu nesneleştirmesinin öyküsüdür. Ortak çıkarlara sahip işçilerin toplumsal hareketlilik içerisinde ulaşacağı bütünlük ve tarihsellik algısını içeren bir oluşumu göstermiştir. İşçi mücadelesi Karanlıkta Uyananlar filmiyle Türk sinemasında ilk defa yer bulmuştur. Bu anlamda Karanlıkta Uyananlar filmi işçinin ilk defa yer aldığı film olduğu için değil; işçi sınıfına dair bir öykü anlatmak istediği ve anlattığı için önemlidir. İşçi sınıfının ilk filmi olma özelliği nedeniyle Türk sinemasında önemli bir yeri olan filmin işçi sınıfını nasıl temsil ettiği bir sonraki bölümde incelenecektir. Williams tarafından hem anlam yelpazesi hem de toplumsal bir kesimi anlatan özel anlamının karmaşıklığı bakımından oldukça güç bir sözcük olarak tanımlanan sınıf kavramı, sadece Marksist kuram için değil aynı zamanda sosyal bilimler için de önemli kavramların başında gelir. İster reddetmek ya da kapsamını daraltmak ister kuramının merkezine oturmak için olsun toplum üzerine çalışan herkesin mutlaka ele aldığı, üzerine düşündüğü bir kavramdır. Tartışmalarının genişliği ve derinliği kavramın toplum üzerine çalışanlar açısından önemini ortaya koyar. Bu tartışmalar içinde sınıf kavramının nasıl ele alınması gerektiği de önemli bir yer tutar. Ellen Meiksins Wood sınıf kavramını kuramsal açıdan ele almanın ya yapısal bir yer ya da toplumsal bir ilişki olarak olmak üzere iki yolu olduğunu belirtir. Bunlardan birincisi sınıfı iktisadi ölçütlere göre farklılaşan bir tabakalaşma biçimi, hiyerarşik yapıdaki bir katman olarak görür. İkinci yaklaşım da sınıfı artığa el koyanlar ile üreticiler arasındaki ve Marx ın deyişini kullanarak artık emeğin doğrudan üreticilerden çekilip alındığı özgül biçim tarafından belirlenen bir ilişki olarak ele alır (Wood, 2001, s. İkincisi toplumsal-tarihsel bir sınıf kavrayışıdır. Wood bu iki kavrayış arasındaki farkı açıklıkla ortaya koyar. Klasik Marksizm için odak, toplumsal ilişkinin kendisinde, artığa el koyanlar ve üreticiler arasındaki ilişki dinamiğinde, toplumsal ve tarihsel süreçleri açıklayan çelişki ve çatışmalardadır; sadece bir karşılaştırma ölçütü olarak eşitsizliğin kuramsal bir kıymeti yoktur (Wood, 2001, s. Wood sınıf kavramı üzerine tartışmaları özetlediği bu çalışmasında önemli bir başka noktanın daha altını çizer: Sınıfın inkârı karşısında onun gerçekliğine dikkat çekecek tarihsel bir netlik olmadığı zaman sınıf kavramının yapısal olarak tanımlanması nasıl bir sınıf kavrayışına sahip olunması gerektiği sorusunu da beraberinde getirir. Nesnel sınıf durumlarının toplumsal gerçekliği fiilen nasıl biçimlendirdiğini keşfetmeye çağıran bir sınıf kavrayışına sahip olmak gerektiğini düşünen Wood, ilişki ve süreç olarak sınıf kavramının üretim araçlarıyla olan nesnel ilişkileri vurguladığını belirtir. Çatışma ve mücadeleler yaratan bu durum kendini mücadele içinde ya da açıkça görülebilir oluşumlarda kendini göstermese bile toplumsal deneyimi sınıfsal biçimlerde şekillendirirler. Zamanla bu ilişkilerin kendi mantıklarını toplumsal süreçlere dayattığı görülebilir (Wood, 2001, s. 97). sinecine (2) Güz 6510 Wood sınıfı bir araya getiren nedeni de açıklar. Heterojen grupları bir sınıfta birleştiren deneyim dir. Bir araya gelmeleri ortak deneyim ve çıkarlara dair bilinçlenmelerine ve bunlar üzerinden hareket etme eğilimlerine bağlıdır (Wood, 2001, s. Thompson sınıfı bir yapı ya da kategori olarak görmediğinin, tarihsel bir fenomen olarak gördüğünün altını çizer ve insanların ortak deneyimlerin sonucu olarak aralarındaki çıkarların özdeşliğini, çıkarlarını kendilerinkinden başka olanlara göre duyumsar ve ifade ederse o zaman sınıf olacağını belirtir (Thompson, 2004, s ). Thompson sınıfı bir nesne olarak değil, bir ilişki olarak görür. İçinde oluştukları süreçlerin uzunca bir tarihsel dönemde yarattığı toplumsal ve kültürel formasyon olarak görülmeden anlaşılamayacağını düşünür (Thompson, 2004, s. Tekrar Wood un tanımına dönülecek olursa ilişki olarak sınıf, sınıflar arasındaki ve aynı sınıfın içindeki ilişki olarak tanımlanır. Sınıflar arasındaki ilişkinin sınıf tanımı için özsel olduğunu düşünür. Çünkü tahakküm ve sömürü gibi kavramları dışarıda bırakan bir sınıf tanımı kullanmanın ideolojik ve sosyolojik sonuçlarına işaret etmek kesinlikle yersizdir. Tabakalaşma teorileri sınıfı tümden görünmez kılabilir (Wood, 2001, s. Wood sınıf tanımı için antagonizmaların tespit edilmesinin gerekli ancak yetersiz olacağına da değinir. Wood bu yetersizliğin bir sınıfın üyeleri arasındaki ilişki olarak sınıf fikrine varıldığını gösterir ve bu noktada sınıfların nasıl temel üretim ilişkileriyle bağlantılı olduğuna ilişkin temel önermeler içerdiği sonucuna varır. Wood un altını çizmek istediği nokta üretim ilişkileri sınıf ilişkilerinin temelidir önermesinin materyalist sınıf kuramının temeli olduğu, ancak kendi başına konuyu ilerletemeyeceğidir. Bir sınıfın başka sınıflarla ya da kendi sınıf üyeleri arasındaki ilişkiyi sadece üretim sürecinin kendisi açıklamaz. Sınıf bir üretim biriminde toplanan ya da bir artığa el koyma biriminde sömürücüyle karşı karşıya gelen işçileri anlatmaz. Wood bu noktayı Üretim sürecinin ihtiva ettiği bağlantı ve karşıtlıklar sınıfın temelidir ama, üretim sürecinde benzer konumları işgal eden insanlar arasındaki ilişki doğrudan doğruya üretim ve el koyma süreci tarafından yaratılmaz (Wood, 2001, s ) şeklinde tanımlar. Wood bu noktada tekrar deneyim kavramının önemine değinir ve Thompson ın sınıf kavramını açıklamak için yararlandığı deneyim kavramına başvurmadan açıklamanın zor olduğunu belirtir (Wood, 2001, s. Yazarlar Wood gibi sınıfsal bölünme tanımının jeolojiden alınan tabakalaşma tanımı ile uyuşmadığının altını çizmişlerdir. İnsanların hangi tabakaya ait olduklarının ölçütünün belirsizliği, ekonomik temelleri yadsınarak veya çarpıtılarak oldukça keyfi bir biçimde tanımlanmalarına yol açtığı için bu benzetmenin sakıncalarına değinirler (Spirkin & Yakhot, Tarihsiz, s. Bu sakıncalar onları sınıfı kendilerini ortak sınıf çıkarları üzerinde temellendirerek ve kendilerine karşıt olan sınıfların çıkarlarına karşı mücadele ederek, bir sınıf olarak birleşirler şeklinde ifade etmeye götürür (Spirkin & Yakhot, Tarihsiz, s. 66 sinecine (2) Güz11 Karl Marx sınıf ayrışmasının ne zaman yok olacağını, sınıfların varlığının neden kaynaklandığını incelemiş ve işçi sınıfı ile burjuva arasındaki temel çelişkiyi ortaya koyarak kapitalizmin sınıflı toplumların en açık ve en son biçimi olduğunu, toplumsal yapıyı sınıf eşitsizliklerinden kurtarabilecek tek grubun da işçi sınıfı olduğunu göstermiştir. Marx, toplumsal yapıyı çözümlemek için sınıf kavramına merkezi bir yer vermekle kalmamış aynı zamanda sınıf kavramı olmaksızın yapılacak analizin de yetersizliğine değinmiştir. Ekonomi Politiğin Yöntemi başlıklı incelemesinde belirli bir ülkenin ekonomi politik bakımdan ele alındığında nüfusla işe başlamanın doğru göründüğünü ancak sınıflar göz önünde tutulmazsa nüfusun soyut bir kavram olacağını belirtir. Marx ücretli emek, sermaye gibi sınıfların üzerine kurulu bulundukları öğeler hesaba katılmazsa bu sözcüklerin de boş sözcükler olacağını ekler (Marx, 1993, s. Marksizmin sınıf kuramında üretim ilişkileri ve insanların üretim ilişkileri içindeki konumu özellikle önemlidir ve insanların üretim araçlarıyla kurdukları ilişki sınıf kavramının nasıl tanımlanacağını belirler. Sınıfsal ayrışmanın yaratıldığı düzen ve üretim sürecinin incelenmesine öncelik verilir. Marx tan alıntılanan aşağıdaki satırlar üretim ilişkilerine verilen önemin ve önceliğin altını çizer: Varlıkların toplumsal üretiminde, insanlar, aralarında, zorunlu, kendi iradelerine bağlı olmayan belirli ilişkiler kurarlar; bu üretim ilişkileri, onların maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder. Bu üretim ilişkilerinin tümü, toplumun iktisadi yapısını, belirli toplumsal bilinç şekillerine tekabül eden bir hukuki ve siyasal üst yapının üzerinde yükseldiği somut temeli oluşturur. Maddi hayatın üretim tarzı, genel olarak toplumsal, siyasal ve entelektüel hayat sürecini koşullandırır. İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır (Marx, 1993, s. Marx a göre, sınıf yapısı toplumsal işbölümünden kaynaklanan bir tarihsel ayrışmadır. Marx ın tarihsel ayrışma olarak ele aldığı sınıf kavramı sabit, durağan değil sürekli hareket halinde, gelişme gösteren bir olgudur. Hem sınıf içi ilişkiler hem de farklı sınıflar arasındaki ilişkiler önemlidir. Bu ilişkileri de tarihsel bir bağlama oturtur. Bu ayrışmanın ölçütü ise üretim araçlarına sahiplik ya da onlardan yoksunluktur. Üretim araçlarına sahip olmak toplumun birbirinden farklı sınıflara bölünmesinin nedenidir. Sınıfların kökenleri toplumda iş bölümünün ortaya çıkması ve gelişmesi ile sıkı sıkıya bağlıdır (Spirkin & Yakhot, Tarihsiz, s. Marksist düşüncede toplumun birbirinden farklı ve uzlaşmaz; karşıt sınıflara bölünmesinin ekonomik temeli üretim araçlarının özel mülkiyetidir. Üretim araçlarının özel mülkiyeti, yöneten-yönetilen, sömüren-sömürülen ilişkisini açıklar. Sınıflı bir toplumda iki temel sınıf vardır. Bunlardan biri üretim araçlarına sahiptir ve yönetir, sömürülen ve büyük bir çoğunluğu oluşturan diğer sınıf ise ne mülke sahiptir ne de iktidarı vardır. Bu iki sınıf arasındaki ilişki sömürünün başlıca biçimidir (Spirkin & Yakhot, Tarihsiz, s. Marksist kuram görüldüğü gibi sınıfı öncelikle tarihsel ve toplumsal koşullara özgü bir ilişki olarak ele almaktadır. Sınıf, üretim ilişkileri içinde tanımlanmıştır. Sınıf kavramının, kavramın özü ve Marksist kuramdaki anlamı sinecine (2) Güz 6712 açısından mutlaka sınıf mücadelesi ile birlikte ele alındığı görülür. Marksist kuram kapitalizmi ve sömürüyü ortadan kaldırma ve sınıfsız bir toplum yaratma görevini işçi sınıfına vermiştir. Burjuvazinin Karşı Kutbu: İşçi Sınıfı Sınıf mücadelesi çıkarları uzlaşmaz ve çelişik olan sınıflar arasındaki mücadele olarak tanımlanır ve Marksizm-Leninizm burjuva toplumunda sınıf mücadelesinin bütün sınıfları ortadan kaldırarak, sınıfsız toplumu yaratmak amacını güden proleter diktatörlüğüne kaçınılmaz bir biçimde yol açtığını göstermiştir (Rosenthal & Yubin, 1980, s ). Sınıf mücadelesi sürecini işçi sınıfı, sendikalar, kooperatifler ve çeşitli eğitim kuruluşları oluşturur. Siyasal partiler işçi sınıfı örgütlenmesinin en yüksek birimidir (Spirkin & Yakhot, Tarihsiz, s. Sınıf mücadelesi tarih boyunca değişik biçimler almış; kendiliğinden, bir sınıfın kendi temel çıkarlarının farkına varmasından önce başlamış; çıkarlar konusunda bilgi sahibi oldukça da giderek bilinçli hale gelmiştir (Spirkin & Yakhot, Tarihsiz, s ). Burjuvaziye karşıt olan sınıflar içinde, en çok sınıf bilincine sahip sınıf işçi sınıfı olarak tanımlanmıştır. Komünist Manifesto günümüze dek var olan bütün toplumların tarihinin sınıf mücadeleleri tarihi olduğunu belirterek başlar. Ezenler ve ezilenler sürekli olarak birbirlerine karşı olmuşlar, gizli gizli ya da açıktan açığa kesintisiz bir savaş sürdürmüşlerdir (Marx & Engels, 2005, s ). Toplumun Üretici Gücü: İşçi İşçi nitelikçe belli bir çalışma yaparak kullanma değeri yaratan kişi olarak tanımlanmıştır ve bu anlamda hem kol hem de kafa işçilerini kapsar (Hançerlioğlu, 1999, s ). Açıklığa kavuşturulması gereken ilk nokta kimin işçi sınıfına dahil olduğudur. İşçi sınıfı, bir işverene işgücünü satarak aldığı ücret karşılığında yaşamını sürdüren insanların oluşturduğu toplumsal sınıftır (Koç, 2003, s. Bu tanımdan yola çıkan Koç, dört temel noktayı vurgular: Tanımda belirtilen işveren sadece kamu sektöründen değil özel sektörden de olabilir. Bu haliyle işçi sınıfı tanımlamasına giren işçi sayısı da artış gösterecektir; geniş çerçevede ele alınması gereken bir kavramla karşı karşıya olunduğu düşünülmelidir. İkinci nokta işçi sınıfının çeşitli katmanlardan oluşması, homojen değil, heterojen olmasıdır. Bir diğer nokta işçiliği mavi yakalı işçilikle özdeşleştirmenin temel bir hata olduğudur. Özellikle II. Dünya Savaşı ndan sonra beyaz yakalı işçilerin istihdam içindeki payı hızla artmıştır. Dördüncü nokta işçi sınıfının mesleklere göre belirlenmeyeceğidir. Meslek, bağlı bulunulan toplumsal sınıfı değil yapılan işi gösterir (Koç, 2003, s ). 68 sinecine (2) Güz13 Bolşakov işçi sınıfını toplumun başlıca üretici gücü ve kapitalist sömürünün ana konusu olarak ele alır ve işçi sınıfının genişleyen sınırlarına işaret eder. Bilimsel ve teknik devrimin, üretimin daha büyük bir yaygınlık kazanmasının sonucunda işçi sınıfının bileşimi ve sınırları, hizmetler, müstahdemler, mühendisler ve teknisyenler alanının yeni kategorilerini kapsayarak genişlediğini buna karşın proletaryanın sınıfsal niteliğinin aynı kaldığını belirtir (Bolşakov, 1979, s. İşçi sınıfı tanımlamasını yaparken ortaya çıkması muhtemel karışıklıkların ve bilinçli manipülasyonların önüne geçmek için ise Marx ın işçi sınıfı incelemesindeki bölümlemesine bakmayı önerir: İşçi sınıfının omurgası olan sanayi proletaryası; tarım proletaryası; ticaret proletaryası ve idari hizmetler proletaryası (Bolşakov, 1979, s. Benzer bir tartışmayı Williams da yürütür. İşçi sınıfı kategorisi ile ilgili iki ana sorun belirler. İlki belirli sınıflar arasındaki ayrımı belirleyen ölçütlerle ikincisi ise sadece sınıflar arasındaki orantılı dağılımı değil aynı zamanda ayırt edici ölçütleri de değiştiren tarihi değişimlerle ilgilidir (Williams, 1989, s ). Marx, iş (çalışma) sürecini ele aldığı bölümde işçiyi İşgücünü satın almış olan, onu satanı çalıştırarak o iş gücünün tüketimini yapar. İş-gücü satıcısı çalışmakla eylem halinde iş-gücü yani işçi haline gelir; oysa çalışmaya başlamadan önce o, sadece potansiyel iş-gücüdür şeklinde tanımlar (Marx, 1966, s. Marx, işçinin işinin içeriği, amacı ve teknik niteliği bir yana bırakılırsa üzerinde çalıştığı nesneye; harcamış olduğu belli bir emek miktarı ile yeni bir değer kattığını belirtir. İşçi değerini emek harcayarak katar. Harcanan emek soyut ve genel toplumsal bir emektir (Marx, 1966, s. Sonuç olarak, bu çalışmanın da bakış açısını belirtmek açısından işçi sınıfının kapsamını özetlemek yerinde olur. Üretim aracı sahibi olmayan ve bu nedenle de yaşamını sürdürebilmek için işgücünü kapitaliste satmak dışında bir seçeneği bulunmayan ücretlilerin tümü işçi sınıfının kapsamı içindedir. Meslek, gelir düzeyi ayrımlarına bakmaksızın, tarım, sanayi ve idari hizmetlerde çalışanların tümü birden bilimsel ve teknik devrimle üretimin yaygınlaşması sonucu sınırları genişleyen işçi sınıfına dahildir. İşçi sınıfını tanımladıktan ve sınırlarını belirledikten sonra sınıfın çıkarları için gerekli olan mücadele sürecine ilişkin iki kavrama değinmek gerekir. İşçi Mücadelesinin Vazgeçilmez Kavramı: Sınıf İçin Sınıf İşçi mücadelesi, mücadele biçimleri, sınıf bilinci, kendiliğinden sınıf ve kendisi için sınıf kavramları işçi mücadelesi için vazgeçilmez ve filmde işçilerin bilinçlenme süreci işlendiği için bu çalışmanın da temel kavramlarıdır. Sınıf için sınıf ve kendiliğinden sınıf kavramı ile başlayalım. Marx bu iki kavramı şöyle özetler: Ekonomik koşullar ülkenin halk yığınlarını ilkin işçi haline getirir. Sermayenin dayanışması, bu yığın için ortak bir durum, ortak çıkarlar yaratmıştır. Bu yığın, böylece, daha şimdiden sermaye karşısında bir sınıftır, ama henüz kendisi için değil. Ancak birkaç evresini belirtmiş bulunduğumuz bu savaşım içinde, bu yığın birleşir, ve kendisini kendisi için bir sınıf olarak oluşturur. Savunduğu çıkarlar, sınıf çıkarları olur. Ama sınıfın sınıfa karşı savaşımı, politik bir savaşımdır (Marx, 1979, s. 184). sinecine (2) Güz 6914 Marx henüz kendi çıkarlarının bilincinde olmayan bir sınıfı kendiliğinden bir sınıf; çıkarlarının farkına vardığı ve kendini örgütlediği zaman ise kendisi için bir sınıf olarak tanımlamıştır. Williams bu farkına varışla birlikte başlayan işçi mücadelesinin çoğu zaman tikelden başladığını belirtir. İnsanlar ortak koşul ve sorunları olduğunu fark eder ve bu koşulları değiştirmek ya da sorunları çözmek için birlikte çalışmaya karar verirler (Williams, 1989, s. Bu iki kavramla bağlantılı olan bir başka kavram sınıf bilinci dir. Gülnur Savran işçi olmanın anlamının değiştiği günümüz dünyasında György Lukacs ın önemini vurguladığı kapsamlı yazısında işçinin bilinç sıçramasının ilk koşuluna ve sınıf bilinci kavramına da değinir. Savran verili gerçeklik içinde işçinin kendini bir nesne olarak algıladığını, emek gücünü satarak kendi dışındaki soyut, nicel bir ussallık döngüsünün parçası olduğunu, bunun da onun nesne oluştan yani dolaysız varoluştan kurtulmasının temeli demek olduğunu belirtir. Emek gücünü satmak zorunda oluşu işçinin öznelliği ile nesnelliği arasındaki kopukluğu algılamasına imkân verir. Bir kapitalistten farklı olarak işçi kendi nitel özelliklerinin, yani kullanım değeri olgusunun farkına varır. Kendisi meta olduğu için meta ilişkisini, toplumu belirleyen mekanizmayı kavrama imkânına sahiptir. Bu, bilinç sıçramasını aşmanın ilk adımıdır (Savran, 1993, s. Lukacs bu bilincin, sınıfı oluşturan bireylerin düşündüklerinin, duyumsadıklarının ne toplamı ne de ortak kesimi olduğunu belirtir. Ona göre sınıfın bir bütün olarak yaptığı tarihsel anlamdaki eylemini, tikelin düşüncesi, duyumsaması değil, bu bilinç belirler. Bu eylemden çıkan bilgiyi de yalnızca bu bilinç fark edebilir (Lukacs, 1998, s. Savran ın da altını çizdiği gibi sınıf bilinci, belirli bir anda bir sınıfın bireylerinin taşıdıkları bilincin toplamı ya da ortalaması değil sınıfın üretimdeki yerine uygun olarak ona atfedilen bilinçtir: Hedef atfedilmiş bilincin psikolojik bilinçte gerçekleşmesi ve böylece ikisinin özdeş hale gelmesidir (Savran, 1993, s. Psikolojik bilinç ve atfedilen bilinç arasındaki gerilimli ilişkinin parti aracılığıyla aşılacağını belirten Lukacs işçinin partide nesneyken özne haline geldiğini ve kendi bilincinin farkına vardığını belirtir (Savran, 1993, s ). Son olarak sınıf mücadelesinin aldığı çeşitli biçimlere değinerek bu bölümü sonlandırmak yerinde olacaktır. Bu biçimler ekonomik, politik ve ideolojik (Spirkin & Yakhot, Tarihsiz, s. Ekonomik mücadele daha yüksek ücretler, daha kısa iş saatleri, daha iyi çalışma koşulları için işçilerin acil ihtiyaçlarını, temel haklarını kapsayan işçi sınıfı mücadelesinin tarihsel olarak ilk biçimi, büyük ölçüde kendiliğinden gelme biçimidir. İşçi sınıfının temel isteklerini karşılamak için, mücadelenin en yüksek biçimi politik mücadeledir. Bütün olarak işçi sınıfının bütün olarak kapitalist sınıfa karşı mücadelesidir. Üçüncü mücadele biçimi ise ideolojik mücadelesidir. Bu, işçilerin burjuva ideolojisinden kurtulması, temel ihtiyaçlarını hatırlaması için sosyalist düşünceyi yerleştirme amacıyla yürütülen mücadeledir (Spirkin & Yakhot, Tarihsiz, s ). Bu kavramlar ışığında filmi çözümlemek gerekiyor. 70 sinecine (2) Güz15 3.2. Karanlıkta Uyananlar Filminde İşçi Sınıfının Temsili Filmin Konusu ve Karakterler Filmin Konusu: Yeter Demeyi Bilen İşçilerin Öyküsü Boya fabrikasında toplu iş sözleşmesi sırasında gelişen olayları ele alan Karanlıkta Uyananlar grev öncesinden greve kadar geçen süreyi kapsar ve işçilerin bilinçlenmesini, grev kararı almalarına giden süreçte yaşadıkları sorunları ele alır. Eskiden işçi olan Şeref Bey boya fabrikasının sahibidir; işvereni temsil eder. Şeref Bey ile aynı mahallede büyüyen Nuri Baba, torunu Fatma ve yakın arkadaşının oğlu olan ve birlikte Şeref Bey in fabrikasında çalıştıkları Ekrem ile birlikte oturmaktadır. Ekrem Şeref Bey in oğlu Turgut ile hovardalık yapmaktadır. Ne Ekrem ne de Turgut fabrikanın sorunlarıyla ilgilenir. Şeref Bey in sağ kolu Fahri yabancı ortaklı bir şirket kurarak boya ithal etmeye başlayacak, önce Şeref Bey i sonra da Ekrem i kandırarak fabrikanın iflasında önemli rol oynayacaktır. Fahri nin yeğeni de yurtdışında yaşayan ressam Nevin dir. Film 1960 sonrası dönemin önemli tartışmalarına göndermelerde bulunan yapısıyla da önem taşır. Yavaş yavaş bilinçlenen işçiler aracılığıyla film, işçi-işveren ilişkileri kapsamında sendikacılık, sarı sendika, işçilerin bilinçlenmesi, grev, toplu sözleşme gibi çok sayıda sorunu ele alır. Sadece işçi-işveren ilişkileri, sendikal mücadele, işçi mücadelesi ve grev gibi başlıklara değinmekle ve sorgulamakla kalmaz; aynı zamanda sanayi burjuvazisi ile ticaret burjuvazisi arasındaki çatışmaya da yer verir. Filmde en dikkat çeken özellik sorunların kaynağının açıkça gösterilmesi; toplumdaki aksaklıkları, düzenin bozukluğunu işaret etmesidir. Filmin yeni anayasayla getirilen hakların işçiler tarafından benimsenmesini destekleyen, olumlayan bir duruşu vardır. Filmde farklı kesimlerden insanlara yer verilerek bir toplumsal çözümleme yapılmıştır. Örneğin boya fabrikasının sahibinin oğlu Turgut un, fabrikada çalışan işçilerle arkadaşlığı farklı sınıflardan insanların hayatlarını karşı karşıya getirmeye olanak sağlar. Karakterlerin çatışmasının, sınıf çatışmasından kaynaklandığı anlaşıldığında işçiler de yavaş yavaş bilinçlenmeye başlar. Fabrika sahibi işveren, işçiler, patronun yanındaymış gibi gözüken ama aslında yabancı ortaklı bir şirkete çalışıp dışarıdan mal getirerek zengin olma derdindeki Fahri, Fahri nin akademide okuyan ressam yeğeni Nevin (Turgut un bir süre sevgilisi olacak), fabrika işçisi Ekrem ve onunla evlenecek Fatma, filmin hikâyesinde farklı işlevleri olan karakterlerdir. Karakterlere bir denge kurularak belirli işlevler yüklenmiştir. Ayla ve Ekrem sinecine (2) Güz 7116 dürüsttür. Turgut kararsız ve arada kalmıştır. Sanatçı Nevin topluma yabancıdır, yalnızdır. Nuri Baba işçiler içinde en bilinçli olandır ve bayrağı yavaş yavaş Ekrem e devreder. Sınıf bilincinden yoksun karakterler önce mücadeleye mesafelidir, sonra sadece mücadeleyle haklarını alabileceklerini fark ederler. İşçi sınıfının karşısındaki sınıfın temsilcileri de farklı işlevleri olan karakterlerdir. Fabrikanın patronu Şeref Bey ölünce oğlu Turgut işveren olur. Fahri ise tüccarla işbirliği yaparak artık kendisi için çalışmayı seçen, fabrikayı kapattırarak ambalaj atölyesi açtırmayı isteyen, yabancılarla ortaklık kuran tüccarı temsil eder. Filmde işsiz kalmaktan korkan ve greve karşı duran Harun ile korkaklıkla bir yere varılamayacağını düşünen işçiler, uzlaşmayı seçmek isteyip aldananlarla mücadele etmenin gereğine inananlar bir aradadır. Mahmut ve onun yanında yer alan bir işçi karakteri de ispiyoncu, grev kırıcı işçi tipini temsil eder. Fabrikanın bekçisi işçi sınıfını tanımlarken değinilen bir noktaya örnek teşkil edecek bir karakterdir. İmza toplamak isteyen işçileri Biz memurinden sayılırız diyerek geri çeviren bekçi işçi sınıfının bir üyesidir. Birlikte hareket etme gerekliliğini kavrayamamış ve kendini işçilerden ayrı tanımlamıştır. Bu davranışının nedeni bilinç kavramıyla açıklanabilir. Bilinç İnsanın kendisini ve çevresini bilmesini sağlayan zihinsel, bilgisel, kültürel tüm unsurların birliği (Akdere, 1997, s. 157) olarak tanımlandığında bekçinin bu davranışının nedeninin kendini ve çevresini ilişkileriyle birlikte tanımlayamadığı, işçi sınıfının bir üyesi olarak ortak çıkarları olduğunun farkına varamadığı görülür. Filmin karakterleri güçlü ve güçsüz yönleriyle seyircinin karşısındadır ve bu anlamda Türk sinemasındaki gerçekçi anlatıma da önemli bir örnek teşkil ederler. İthal ikameci kalkınmaya destek veren Şeref Bey in karşısında Fahri yi de yanlarına alarak yabancı şirketlerle ortaklık kuran tüccar karşı karşıyadır. Nuri Baba nın karşısında aynı mahallede yetişen Şeref Bey vardır. Ekrem ve Turgut kendilerini içtikleri ayrı gitmeyen iki kişi olarak tanımlarken filmin ilerleyen sahnelerinde karşıt sınıfların temsilcileri olduklarını fark ederler. Ekrem in bu karşıtlığın bilincine vardığı halde, Turgut un bunu kavrayamaması birinin işçi mücadelesini seçerek kendi yolunu bulmasına diğerinin ise arada kalıp savrulmasına yol açar. Mücadelede erkek egemen bir söylemin olduğu görülür. Fatma son sahnelerde, Turgut la grev alanında göz göze geldiğinde, Ekrem ile birlikte aynı çekimde görülse de mücadelede ikinci plandadır. Fabrikanın yükünü çeken ve mücadeleyi örgütleyen konumları açısından ana itici güç erkeklerdir. Kadının gerek mücadelede gerekse yaşamdaki rolü erkeğin yanında, arkasındadır. Nevin karakteri de Fatma ile karşı karşıyadır. Nevin ile evin yükünü çeken, erkeğin arkasında duran Fatma iki ana kadın karakterdir. Daldal a göre, Fatma ile Nevin karakterinin temsil edilişi kadına geleneksel, erkek egemen ve Türk aile değerleri çerçevesinde bir rol biçildiğini gösterir (2005, s. Fatma kadınlığını bilerek coşkulu kalabalıkta yerini alırken, Nevin toplumuna yeni fikirler sürerek yabancı bir ülkede bilinmeyen bir mücadeleye yalnız devam etmek zorunda kalır. Filmde işçiler düşük ücret nedeniyle sıkıntıdadır ve bir kısmı içinde bulundukları durumdan sendika etrafında birlik olarak çıkmayı önerir, bir kısmı da Batsın bu sendika, her şey sendika yüzünden diyerek ve sendikaya uzak durarak kaderlerine boyun eğer. Filmin giriş sahnesinde hem işçilerin yoksul, 72 sinecine (2) Güz17 sıkıntılı hayatları tasvir edilir; hem işverenin tavrı gösterilir. Üç işçinin işten çıkarılması, işçiler arasında grev yapma düşüncesinin konuşulmaya başlamasına neden olur. Ancak işçiler henüz birlik olma yolunu seçmezler. Bir yanda sendikanın parasının olmaması diğer yanda da fabrikanın ürettiği malı getirtmek için dış ortaklı bir şirketin kurulma çabası birlikte ilerler. Karakterlerin filmin başında aynı durum karşısında farklı düşünceler ileri sürerek çatışmaları, bilinçlendikçe mücadele etmenin gereğine inanarak tek bir çözüm etrafında birleşmelerine yol açacaktır: Grev! Filmin karakterler açısından da en önemli özelliği işçi mücadelesinin tüm taraflarını göstermesi, sorun karşısındaki tutumlarını ortaya koymaları, çelişkileri açığa çıkarması ve bilinçlenmeye giden yoldaki aşamalara yer vermesidir. Aynı sınıf ve karşıt sınıftaki karakterlerin çatışması işçiler lehine çözülerek sonlanır İşçi Sınıfının Temsili İşçi Sınıfının Tanımlanması Karanlıkta Uyananlar filmi işçilerin karanlıktan uyanmalarını anlatır. Filmde işveren özel sektördendir. İşçiler Şeref Bey in boya fabrikasında çalışmaktadır. Filmdeki işçiler Marx ın işçi sınıfı bölümlemesini hatırlarsak, işçi sınıfının omurgasını oluşturan sanayi proletaryası ndandır. Film başladığında işçilerin yarısı bile sendikalı değildir. Birlikte mücadele etmenin gerekliliği bilincine ulaşmamışlardır. Nuri Baba ve onu destekleyen işçiler örgütlenmek gerektiğini söyleyerek sınıf mücadelesini savunurlar. Bazı işçiler korkaklıkla bir şey yapılamayacağının farkındadır. Şeref Bey in fabrikayı gezdiği bir gün Nuri Baba ile Şeref Bey arasında geçen konuşmada çalışma koşullarına itiraz ederler, ancak bu itirazlar işveren açısından güçlü bir ses çıkaracak kadar etkili değildir. İşçilerin temel isteğini Nuri Baba dile getirir: Elinize geçende gözümüz yok Şeref Bey. Üç kuruşluk hakkımızı almaya bakıyoruz. Aralarındaki konuşma Marksist düşüncedeki toplumun uzlaşmaz sınıflara bölünmesinin ekonomik temelini özetler: Üretim araçlarının özel mülkiyeti. Şeref Bey, Nuri Baba nın ifade ettiği gibi artık inşaatta boya tenekelerini sırtlayan Şeref Usta değildir. İki temel sınıftan birini oluşturur. Karşısındaki işçilerle arasındaki uzlaşmaz ilişkiyi Sendikanız da vız gelir. Beğenmeyen defolup gider, sözleriyle ifade eder. Üretim araçlarına sahip yöneten sınıfla, ne mülke ne de iktidara sahip sömürülen sınıf arasında mücadele başlamıştır. Komünist Manifesto da bütün toplumların tarihinin sınıf mücadeleleri tarihi olduğu, ezenler ve ezilenlerin sürekli olarak birbirlerine karşı oldukları gizli gizli ya da açıktan açığa kesintisiz bir savaş sürdürdükleri belirtilmiştir. Tıpkı filmde olduğu gibi. Kimsenin hakkını yemediğini ifade eden Şeref Bey bu konuşmanın ardından kendi emriyle üç işçiyi işten atar. Turgut un deyimiyle aralarında bir yılan vardır ve idareye sürekli bilgi taşımaktadır. Üç kuruşluk haklarını alamayan işçiler üç arkadaşlarının işten atılmasıyla karşı karşıyadır. Süleyman Dayı zorlukla bulduğu işten çıkarılmıştır. Hanife Bacı nın cümleleriyle dile getirmek gerekirse Ellerinde avuçlarında bir şey olmayan, çoluk çocuk geçim sinecine (2) Güz 7318 sıkıntısı çeken, geçim derdindeki insanlar dilenmek dışında bir çarelerinin olmadığını düşünmektedir. Üç işçi ve fabrikadaki işçiler bir deneyimi paylaşmaya başlarlar. Kendini çaresiz hisseden Hanife, işçiler arasında birlik olmanın önemini kavrayamamış, sınıf bilincine ulaşamamış kitleyi temsil eder. İşten çıkarılmayı çaresizce kabullenen işçiler haklarını almak için mücadeleyi seçen işçilere dönüşeceklerdir. Filmin başındaki durum sınıf tanımına dönülürse daha net açıklığa kavuşur. Wood un tanımında sınıfı bir araya getiren nedenin deneyim olduğu belirtilmişti. Filmin başında işçiler arasında ortak deneyimin ve çıkarların ne olduğuna dair bir bilinçlenme yoktur. Sadece ispiyoncu Mahmut un da kışkırtma ve mücadeleye zarar verme amacıyla yaptığı müdahaleler sonucu birlikte hareket etme eğilimi söz konusudur. Henüz işçiler ortak deneyimlerin sonucu olarak aralarındaki çıkarların özdeşliğinin farkında değildir. Çıkarlarının kendilerinkinden başka olanlara göre duyumsanması ve ifade etmesi yönünde Nuri Baba yı destekleyenler çıksa da henüz toplu bir hareket söz konusu değildir. Filmin başında işçiler işveren Şeref Bey karşısında henüz çıkarlarının bilincinde olmayan kendiliğinden sınıf tır. Ancak filmde de aşama aşama gösterildiği gibi, haksızlıklara uğrayan, haklarını alamayan işçiler yaşadığı ortak deneyim sayesinde bilinçlenirler. İlk toplantıda Nuri Baba grev kararı alma konusu konuşulurken perişan halde olduğunu söyleyen işçileri uyarır ve bu duruma işaret eder: Birlik olmamız lazım. Daha arkadaşların yarısı sendikalı değil. Birlik olmanın faydasına inanmıyorlar. Nuri Baba nın yaptığı durum tespiti sonrasında grev kararı alınamaz. İşçiler ortak koşul ve sorunları olduğunu fark etmedikleri, bu koşulları değiştirmek ya da sorunları çözmek için birlikte çalışmaya karar vermedikleri bir aşamadadır. Filmde işçilerin bilinçlenmesi, hem sınıf içi ilişkiler hem de farklı sınıflar arasındaki ilişkilere bağlı olarak şekillenmiştir. Aynı fabrikada aynı çalışma koşullarına sahip, aynı haksızlığa uğrayan işçiler ortak çıkarlarda bir araya gelir ve birlikte hareket etmeye karar verirler. Bu hem kendi koşullarının düzelmemesi hem de kötüye gidişin ardındaki gerçeklere karşı uyanık olmaya başlamalarıyla mümkün olur. İç ve dış koşulların çatışması, sınıf içi ve sınıfsal ilişkilerin birbirini etkilemesi, işçilerin bilinçlenmesi sürecinin yapıtaşlarıdır. Şeref Bey in ölmesi üzerine onun yerine geçen Turgut un önce kendileri için bir kurtarıcı olduğuna inanırlar. Sonra onun da karşıt sınıfı temsil ettiğini, dolayısıyla uzlaşmaz bir ilişki içinde olduklarını fark ederler. Uğradıkları haksızlığın giderilmemesiyle kendi çıkarları için kendilerinden başka kimseye güvenmeyeceklerine olan inancın sağlanması filmde işçilerin yavaş yavaş uyanmalarına neden olmuştur. Bunun yanı sıra çalışma koşullarında bir düzelme olmaması, ücretlerini alamamak, işten çıkarılanların zor durumda olduklarını görmeleri gibi nedenlerle işçiler yeter demeyi bilmişlerdir. Ekrem, Turgut ile olan ilişkisinde hayal kırıklığına uğradıkça değişmeye başlar. Nuri Baba ya fabrikaya gideceğini söyleyerek, babasına (Demirdöküm de 74 sinecine (2) Güz19 yanan işçiye), yaraşır bir tutum sergilemeye başladığında Turgut da Var bu işte bir terslik diyerek içinde bulunduğu durumdan rahatsız olmaya başlamıştır. Ancak işçilere, eski arkadaşlarına iyilik yapma isteğiyle fabrikanın menfaatleri arasında sıkışıp kalır. Üstelik Fahri fabrikanın batmasını, üretim yapmamasını istemekte; kurduğu yabancı ortaklı şirketle boya ithal etmenin altyapısını hazırlamaktadır. İkisi de içlerinde bulundukları durumu sorgulamaya başlar. Filmin başında arada işçiler destek olsa da belirgin biçimde sadece Nuri Baba aracılığıyla dile getirilen düşünceler filmin ilerleyen sahnelerinde Ekrem aracılığıyla da dile getirilmeye başlanır. Filmde Nuri Baba nın önderliğini devralan Ekrem in dönüşümü, işçilerin dönüşümünü anlamak için de önemlidir. Bu dönüşüm işçilerin tümünün aynı isteği aynı güçlü sesle söylemesine kadar devam eder. Herkesin ikna olma süreci filmde aşama aşama gösterilir. İşçiler iyilik yaparak, her şeyin daha iyi olacağına inanarak, grev kırıcı, ispiyoncu Mahmut un kışkırtmalarına kanarak, işverenin kendi lehine aldığı kararlar sonucunda hep karşı tarafa bir fırsat vererek grevi birden fazla defa ertelerler. Sonunda hiçbir şeyin değişmediğine, perişan olduklarına ikna olurlar. Kaynak ustası olan Ekrem, başlarda Turgut ile birlikte avarelik yapmaktadır. Turgut, babasının ölümünden sonra fabrikanın başına geçince, Ekrem en yakın arkadaşının önce üç kişiyi işe geri alacağına, işçilerin taleplerini yerine getireceğine, istedikleri ücreti vereceğine inanır. Şeref Bey in cenazesi yeni kalktığı için işçiler grevi erteler. Grevin ertelendiğini Nuri Baba kendi düşen ağlamaz diyerek duyurur. Başta Ekrem olmak üzere diğer işçiler de Turgut tan bir fayda gelmeyeceğini; onun da işveren olarak kendi sınıfını temsil ettiğini, iyilik, eski arkadaşlık, aynı mahallede büyüme gibi etkenlerin hiçbir anlamının olmadığını anlarlar. Nuri Baba Turgut tan medet uman işçilere uyarısını şöyle yapar: Dostlukla ahbaplıkla hak alacaksınız ha. Bir tek şeye güveneceksiniz hakkınızı almak için. Ekrem bilinçlendikçe arkadaşlarının menfaatlerinin ne olduğunu hâlâ anlamamalarına, aralarındaki yılanlara bozulduğunu dile getirmeye başlar. Nuri Baba, işçileri daha sendikaya ısındıramamışken Mahmut un ispiyoncu olduğuna inandıramayacağını belirtir. Ekrem işten çıkarılanlar için para toplanmasının bir çare olmadığını hatırlatır: İşverenin aklına estiğinde bizi işten atmasına mani olabiliyor muyuz ona bakalım. Filmde Ekrem emeğinin hakkını ancak kendilerinin alacağını; birlikte mücadele edildiğinde kimsenin karşılarında duramayacağını; işverenin karşısına toplu olarak çıkmak gerektiğini; kişisel ilişkisi olan Turgut un bile kendilerine faydasının olmadığını belirtir. Filmdeki önemli tartışma sahnelerinden olan bu sahnede de hâlâ karşı argümanlar duyulur. İşçiler Turgut la arasının bozuk olması nedeniyle böyle konuştuğunu; sendikalı olunca işten çıkarıldıklarını, kendi çıplaklığının yeteceğini başkasınınkini düşünemeyeceklerini söylerler. Ekrem de Başka çıplakları düşünmeyip böyle kafasızlık ederseniz kıyamete kadar çıplak kalırsınız. Bugün bu savaşı yapmazsak hem kendimizi hem çoluk çocuğumuzu sefalete mahkûm edersiniz. Sok şunu odun kafana diyerek kendine hakim olamaz; kavga çıkar. Nuri Baba da Ekrem e kendisinin bile uzun zamanda gerçeği öğrendiğini hatırlatarak sakin olmasını söyler. Filmin bu tartışması da işçilerin ortak hareket etme kararıyla sonuçlanmaz. Filmde işçilerin sinecine (2) Güz 7520 bilinçlenmesi, kendiliğinden ortak hareket etme gücünü hissetmeleri sağlanacak şekilde aşama aşama ilerlemiştir. Bu tartışmadan sonra bir kez daha grev kararı alırlar. Yemeklerin kötü olmasına isyan eden işçiler toplanırlar. Mahmut bu kez boyaları teslim ettikten sonra grev yapalım diyerek işçileri caydırmaya çalışır. Ancak daha önce itiraz edenler de artık tek bir şey istemektedir. Grev kararı alan işçiler Turgut un yanına giderler. Turgut işçilerden bir hafta süre ister. Ekrem Bir defa daha aldanalım. Son bir fırsat veriyoruz diyerek işçilerle birlikte çıkar. Filmde son defa grev erteleme kararı alınır. Fabrikanın ürettiği boyalara olumsuz rapor çıkar. Fahri nin eşinin üstüne kurduğu yabancı ortaklı şirket boya ithal etmeye başlar. Fabrika da ambalaj atölyesi olacaktır. Boya iş tabelası yerdedir. Dışarıdan gelen işçilerin fabrikayı yıkmasına izin vermezler. Mahmut Renk-İş e geçerlerse iş bulabileceklerini söyler. Ekrem de Mahmut a ispiyoncu olduğunu itiraf ettirir. İşçilerden ikisi Renk-İş e geçmeyi kabul etmiştir ama Mahmut un iç yüzünü öğrenince aralarındaki yılanı atarlar ve birlik olurlar. Ekrem dışarıdan fabrikayı yıkmak için gelen işçileri dayanışmaya çağırır: Sizi buraya bu kadar insanın ekmeğini çalmak için getirdiler. Biliyorum ki siz de işsizsiniz. Bunca fakir fukaranın hakkı burada. Eğer yardımcı olmazsanız yarın da sizi işinizden atacaklar. Biz kimseye yıktırmayız fabrikayı. Hadi gidin buradan Ekrem in konuşması üzerine işçiler Haram para yedirmedik bugüne kadar çocuğumuza diyen işçiye uyar ve giderler. Filmde bu tartışmanın ardından grev kararı alınır. Karanlıkta Uyananlar filminde işçiler işverene karşı toplu halde direnmeyi seçmişlerdir. Filmde çatışma işçilerin grev kararı almalarıyla çözülür. Kardeş sendikaların desteğe geldiği, Bu Milleti Köle Etmeye Gelenlerin Karşısında Biz Varız pankartlarının açıldığı, hep birlikte Biz Varız sloganlarının atıldığı bir final sahnesiyle film biter. Filmin coşkulu grev alanı görüntülerinin Türk sinemasında da ilk olduğunu belirtmek gerekir. Kolektif Hareketliliğe Yapılan Vurgu: Grev Yapacağız Filmin anlatı yapısına bakıldığında karakterlerin karşıtıyla birlikte varolduğu, her söylemin karşı argümanının yer aldığı, yaşanan çatışmaların filmin sonunda tüm işçilerin aynı güçlü sesle aynı isteği haykırmasıyla çözüldüğü görülmüştür. Filmde grev kararı alınmış; kardeş sendikalar desteğe gelmiştir. İşçilerin karanlıktan uyanıp zaferle yola devam ettikleri, doğan bebeğe Zafer ismi konularak pekiştirilmiştir. Film işçilerin zaferiyle biter. İşçilerin benzer deneyimi yaşayarak ortak çıkarlar etrafında birleşmeleri aşama aşama gerçekleşmiştir. Karakterler kolektif hareket ederek kazanmıştır. Filmin giriş sekansında ortaya atılan korkaklıkla bir şey yapılamayacağı nın idrakı filmin sonunda korkmak yerine mücadele etmek, dayanışma içinde olmayı seçmekle sonuçlanmıştır. İşçilerin temel amacı geçinmek, var olmaktır. Filmde işverenin kendi çıkarları için işçileri en temel haklarından mahrum bırakması; çalışma hayatının en önemli başlıklarından biri olan ücretlerin düşüklüğü işçileri ekonomik mücadeleye iter. Bu mücadele filmin başından sonuna kadar yavaş yavaş ilerleyecek ve başarıya ulaşacaktır. Filmin zamanını da bu bilinçlenme belirler. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir. İşyeri Temsilcileri Rehberi Bir sendika için en önemli kadrolardan birisi işyeri temsilcisidir. İşyeri düzeyinde ise işyeri temsilcisi sendika örgütlenmenin olmazsa olmazıdır. Bu hikaye, 2009 ilkbaharında başlar. Önce Ford Otosan ve Arçelik Detaylı İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi. Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır. İşimizin başarısı, küresel işletmemizdeki her bir çalışana bağlıdır. Diploma Programı Çerçevesi Diploma programı her kültürün kendisine adapte edebileceği esnek bir program sunarak kendi değerlerini yitirmeyen uluslararası farkındalığa ulaşmış bireyler yetiştirmeyi hedefler. Bilgi tabanlı toplumlar ve ekonomiler bireylerin hızla yeni beceriler edinmelerini Detaylı Mobbing Araştırması. Program hafta içi yapılacaktır. Aralıkayının ilk haftası yine yoğun programlarıyla FulyaSanat Merkezi odak noktasıydı. GİRİŞ Sinerji yaşamın akışı içerisinde her nokta da her yerde gerekliliği daimi olan bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Detaylı Çocuğunuz ne kadar zeki? On5yirmi5.com Çocuğunuz ne kadar zeki? Psikolojik Danışman Yusuf Menki ile zeka testi konusunu konuştuk. Müze eğitiminin amaçları nelerdir?
mc4
87,681,897
Polin İnsan Kaynakları olarak, ‘İnsana yapılan yatırım, geri dönüşü en yüksek yatırımdır’ bilinci ile eğitim ve geliştirmeye büyük önem veriyoruz. Polin’in Dünya Su Kaydırakları sektöründe lider şirket olma vizyonuna ulaşmasında en önemli etkenlerden birinin çalışanlarımızın sürekli gelişimini sağlamak olduğunu biliyoruz. Performans Yönetim Sistemi ve Kariyer Yönetimi uygulamalarımız çerçevesinde çalışanlarımızın eğitim ihtiyaçlarını planlıyoruz. Yeni başlayan çalışanlarımız için tüm bölümlerde eğitim alacağı oryantasyon programı ile başlayan eğitim ve gelişim yolculuğunu, çalışma süresi boyunca destekliyoruz. Polin A.Ş. olarak; lise ve üniversite öğrencilerine staj olanağı sağlıyoruz. Böylece, öğrencilerin gelişimine destek verip iş hayatına hazırlarken, şirketimizin gelecekteki potansiyel insan kaynağını belirlemeyi hedefliyoruz. Polin’de staj yapmak için için şirketimiz İnsan Kaynakları Bölümüne staj başvurusu yapabilirsiniz. İnsan kaynakları olarak en önem verdiğimiz konulardan bir tanesi de şirket kültürü. Değerlerimiz arasında yer verdiğimiz ‘Polin’i Sahiplenme’ ve ‘Takıp Çalışması’ sözleriyle de ifade ettiğimiz gibi, Polin’de ekip ruhuna ve aidiyet duygusuna çok önem veriyoruz. Şirket içinde bu kurum kültürünü oluşturmak için tüm İnsan Kaynakları süreçlerimizi bu doğrultuda yönetiyor ve doğru eleman seçiminden çalışanlarımızın memnuniyetine kadar yaptığımız tüm çalışmalarla bunu destekliyoruz. Şirketimiz içinde, bu ortamın oluşmasında büyük etkisi olan, bir araya geldiğimiz ve kaynaştığımız etkinliklerimize ‘Polin Gülümseten Uygulamalar’ adını veriyoruz. Polin Gülümseten Uygulamalar kapsamında şirket yemekleri, turnuvalar, geziler ve çeşitli sosyal etkinlikler düzenliyoruz. Bu ortamlarda hepimiz birbirimizi daha yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Polin ailesine katılmak için aşağıdaki yollardan birini izleyebilirsiniz. Açık pozisyonlarımız için aşağıdaki linke tıklayıp, 'Kariyer.Net' üzerinden ilanlarımızı görebilir, başvuru yapabilirsiniz. Aynı zamanda [email protected] e-mail adresine özgeçmişinizi gönderebilirsiniz.
mc4
87,681,898
Vietnam’a ait bir balıkçı teknesi, Güney Çin Denizi'nde Çin gemisiyle çarpışarak battı. Geminin, iki ülkenin de hak iddia ettiği tartışmalı sularda batması ilişkileri gerdi.Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcülerinden Qin Gang, düzenlenen... Geminin, iki ülkenin de hak iddia ettiği tartışmalı sularda batması ilişkileri gerdi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcülerinden Qin Gang, düzenlenen olağan basın toplantısında, Vietnam’ın denizde "tehlikeli adımlar" attığını ileri sürerken, Hanoi yönetiminden denizdeki tüm "yıkıcı ve zarar verici" aktiviteleri hemen durdurmasını istedi. Çin'in, Güney Çin Denizi'ndeki ihtilaflı bölgede bu ay petrol platformu kurmasına tepki gösteren öfkeli Vietnamlıların, Çinlilere ait fabrikaları ateşe vermesi sonucu çıkan olaylarda 2 Çin vatandaşı ölmüş, 100’den fazla kişi yaralanmıştı. Çin, olayların büyümesiyle birlikte vatandaşlarını bu ülkeden tahliye etmişti. Kontrolü 1972'de Pekin yönetimine geçen söz konusu tartışmalı sularda bu ay Vietnam ve Çin gemileri, sondaj kulesi çevresinde engelleme girişimi sırasında çarpışmış ancak yaralanan olmamıştı. Vietnam, Çin’in sondaj platformunun 200 deniz millik münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığında olduğunu savunurken, Çin ise söz konusu platformun Xisha olarak adlandırdığı kendi adalarında olduğunu söylüyor.
mc4
87,681,899
Bu güzergahta günlük ortalama 1 firma sefer düzenlemektedir. Ankara Ereğli (Karadeniz) arası giden otobüs firmaları ortalama 3 sefer düzenlenmektedir. Ankara Ereğli (Karadeniz) bileti, en ucuz fiyatları ile www.neredennereye.com 'da! Kredi kartı veya banka kartınızla Ankara Ereğli (Karadeniz) bilet alımını online olarak yapabilirsiniz. Ankara Ereğli (Karadeniz) otobüs firmaları arasından dilediğini seç, biletini kolayca al! Ankara Ereğli otobüs bileti mi aradınız? Ankara Ereğli otobüs firmaları ve seferleri, en ucuz bilet fiyatları ile burada! Yüzölçümü 782 km2 olan Ereğli ilçesi doğuda Merkez ilçe ve Devrek ilçesi, güneydoğuda Bolu, güneyde Düzce illeri, güneybatıda Alaplı ilçesi, batı ve kuzeyde de Karadeniz’le çevrilidir. İlçe topraklarının büyük bölümü alçak dağlarla kaplıdır. Karadeniz’e paralel olarak uzanan Akçakoca Dağları fazla yüksek değilse de kıyı ile iç kesim arasında bir engel oluşturur. Genelde yükseklik kuzeyden güneye ve batıdan doğuya gidildikçe artar. İlçenin en yüksek noktası güney kesimde 1.637 m’ye erişen Bucaklıyayla Tepesi’dir. Dağlar kısa akışlı birkaç akarsu ile parçalanmıştır. Birçok küçük derenin birleşmesiyle oluşan çayın üzerinde demir-çelik işletmesinin su gereksinimini karşılamak amacıyla kurulan bir baraj vardır. Bu barajın ardında küçük bir yapay göl oluşmuştur. İlçenin bir başka akarsuyu da güneydeki Akçakoca Dağları yamaçlarından doğan ve ilçe sınırları dışında denize dökülen Alaplı Çayı’dır. Türkiye’nin üç demir-çelik işletmesinden birinin yer aldığı Ereğli bir ağır sanayi merkezidir. Ayrıca başta madencilik olmak üzere gıda sanayisi, ticaret ve tarım ilçedeki öteki önemli ekonomik etkinliklerdir. 19. yüzyıl başlarında Ereğli’nin Köseağzı yöresinde taşkömürü bulunmuş ve 1848’de yabancı şirketler tarafından işletilmeye başlamıştır. Kurumun üretim alanlarından biri olan Armutçuk, ilçe merkezinin 14 km kadar kuzeydoğusundadır. Taşkömürü üretim alanlarında meydana gelen iş kazalarında birçok işçi yaşamını yitirmektedir. Bunlardan başlıcası 1983’te Armutçukla meydana gelen ve 106 maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan grizu patlamasıdır. Balıkçılık, ormancılık ve orman ürünlerini işleyen küçük sanayi de önemli ekonomik etkinliklerdi. 1960 öncesinde ilçe dışına satılan başlıca ürünler kereste ve çilekti. Ereğli’de yetiştirilen Osmanlı çileğinin en önemli pazarı İstanbul’du. Meyve bahçeleri ve çilek tarlalarında demir-çelik tesisleri ve apartmanlar yükseldi. Bununla birlikte ilçe nüfusunun önemli bir bölümü geçimini hala tarımdan sağlamaktadır. Yetiştirilen başlıca ürünler mısır, buğday, patates ve arpadır. Sebze ve meyve üretimi de önem taşır. Elma, armut ve önemli miktarda fındık ürünü alınmaktadır. İlçenin iç kesimlerinde sığır ve koyun yetiştirilirken kıyı kesiminde balıkçılık öne çıkar. 1970’lerde Ereğli’de demir-çelik sanayisine dayalı yan sanayiler ortaya çıkmaya başladı. Türkiye’nin en büyük özel tersanelerinden biri Ereğli’dedir. Büyük ölçekli kuruluşların yanı sıra küçük imalata ve onarıma yönelik iş kolları da gelişmiştir. Bir küçük sanayi sitesi bulunan ilçedeki küçük işletmelerde en önemli yoğunlaşma metal eşya dalında görülür. ERDEMİR’de üretilen hammaddeyi işleyen çok sayıda işyerinin dışında birçok soba, karyola, yedek parça imalatçısı vardır. Ayrıca birçok bıçkı ve hızar atölyesi ile tekne yapım yeri bulunmaktadır. Ereğli’de küçük sanayinin bir kolunu da maden işçileri için ayakkabı üreten küçük atölyeler oluşturur. Ereğli'nin MÖ 6. yüzyılda bir Megara kolonisi olduğu sanılır. İlk adı da büyük olasılıkla Merrrclis’ti. Karadeniz’deki önemli bir yerleşme merkeziydi. Bizans dönemi sonlarında bir Ceneviz kolonisiydi. 14. yüzyılda Osmanlılar tarafından Cenevizlilerden satın alındı. Osmanlılar kente Bender-i Ereğli adını verdi ve bu ad giderek Bendereğli’ye dönüştü. Osmanlı döneminde genişleyen Ereğli 19. yüzyılda taşkömürünün bulunup işletilmeye başlamasıyla yeniden canlandı. 19. yüzyıl sonunda Kastamonu vilayetine bağlı Bolu sancağının kazasıydı. Kaza merkezinin belediyesi 1890’da kuruldu. Zengin taşkömürü yatakları ve limanı nedeniyle Kurtuluş Savaşı sırasında stratejik açıdan önem taşıyordu. 1920’de Fransızlar kenti denizden bombaladı, sonra da kısa bir süre için işgal etti. 1921’de Kuva-yı Milliye tarafından İstanbul’dan kaçırılan “Alemdar” römorkörü, peşindeki Fransız gambotundan kurtularak Ereğli limanında Anadolu kuvvetlerine katıldı. Ereğli Cumhuriyet’ten sonra Zonguldak iline bağlı bir ilçe haline getirildi. İlçe merkezi Ereğli Zonguldak’tan sonra ilin ikinci büyük kentidir. 1960’larda Ereğli’de ağır sanayinin kurulması çevredeki kırsal kesimden ve öteki Karadeniz illeriyle başka bölgelerden büyük bir nüfusun kente göç etmesine yol açtı. Kentin nüfusu 1960’ta 8.812 iken 1970’te iki kattan çok bir artışla 28.904’e ulaştı. 1980’de 50 bini, 1990’da 66 bini, 2000’de de 79 bini aştı. Güneydoğusunda inşa edilen demir-çelik tesisleri ve lojmanları, kentin yapısal bir değişim yaşamasına neden oldu. Böylece Ereğli kentinin hemen yanında kendine yeterli ikinci bir yerleşme gelişti. Hızlı kentleşmeye karşın Ereğli yemyeşil ve şirin bir Karadeniz kentidir. Kentin tanıtıcı ürünleri Ereğli pidesi ve Osmanlı çileğidir. Kent karayoluyla il merkezi Zonguldak’a 46 km uzaklıktadır.
mc4
87,681,901
Sektör yetkililerinden aldığımız bilgilere göre, tebliğde yapılan değişiklikten önce ticari unvanında ‘kiralama’ ibaresi olan otomobil bayileri ve galerileri, kiralamadan dönen araçları yüzde 1 KDV ile alıp, tüketiciye yüzde 18 KDV ile satabiliyorlardı. Kamu bankalarından birinden, yapılacak işbirliği ile 2 yıl ödemesiz toplam 5 yıl vadeli bir finansman ihtiyacı sağlanırsa, artık yönetilemez hale gelen sermayemiz üzerinde rahatlama yaşanır” dedi. Yerli otomobil projesine de değinen Şahsuvaroğlu, “Otomobil hangi noktada olduğunu henüz bilmiyoruz. OYDER olarak hiç bir kazanç gözetmeksizin, yerli otomobilde ne lazımsa yapmaya hazırız. Bu konuda gereken her desteği veririz” diye konuştu. Bu gibi işler üye sayımızı artırıyor ve etki alanımızı genişletiyor” dedi.
mc4
87,681,902
ORTAKÖY'deki eğlence merkezine yılbaşı gecesi düzenlenen ve 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına ilişkin aralarında saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen Abdulkadir Masharipov'un da bulunduğu 51'i tutuklu 57 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması sona erdi. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri'de yapılan duruşmada bazı sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından salonda hazır bulunan müştekilere söz verildi. Saldırıda hayatını kaybeden Kerim Akyil'in babası Ali Akyil, Belçika'da yaşadığını belirterek "Ben oğlumu kaybettim, hayatımın tadını kaybettim. Oğlum kahveyi çok severdi. Bir fincan kahve alarak olay yerine gittim. Mekanın Sahibi Mehmet Koçarslan oraya geldiğimi duyup beni aradı. Tekneyle onun yanına gittim. Bana bir şeyler anlattı, bazı videolar izletti. Onun anlattığı şeylerin araştırılmasını istiyorum. Bu olayla ilgili gerekli araştırmanın yapılmasını istiyorum. Buradaki sanıklara bakıyorum, bunlar neyi becerebilir. Lütfen bu araştırma düzgün yapılsın" diye konuştu. Talepleriniz olursa bunları tabi ki de değerlendireceğiz" dedi. Salonda bulunan tüm müştekilerin davaya katılma talebini kabul ettiklerini açıklayan mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.
mc4
87,681,903
Bir süreden bu yana müşterilerimize sunduğumuz hizmetimizi, tüm müşterilerimizin faydasına olacak şekilde genişletiyoruz. Artık ada içi heryöne faturalı tarifesi dakikalarını, Türkiye yönüne de operatör ayırımı olmaksızın, sabit hatları da kapsayacak şekilde kullanmalarına olanak sağlıyoruz. Telsim ailesi olarak Türkiye'de ve tüm dünyada data romingi faturalı aboneleri için ücretsiz bir hizmet olarak sunarken, şimdi de iletişimde yeni bir dönemi başlatarak Kıbrıs ile Anadolu arasındaki mesafeyi kaldırıyoruz. Her bir Telsim'li, bundan böyle çok hesaplı, çok avantajlı ve de kesintisiz iletişim için Vodafone farkını bir kez daha yaşama fırsatı yakalıyor. Telsim, dünyanın lider GSM operatörlerinden Vodafone Grup'un bünyesinde yer almasının avantajlarını ülkemizde de kullanırken, yeni bir fırsat sunuyor olmaktan dolayı büyük bir heyecan daha yaşıyor. Telsim tarifelerinde yer alan "Yurt içi Her Yöne aramaların" içeriğini artık birçok pakette Türkiye ve Yurt içi Her Yöne'ye dönüştürülüyor. Bundan böyle Her Yöne kavramı, Türkiye'yi de içerecek şekilde ve sadece Türkiye'deki tüm GSM operatörlerini değil, sabit hatları da kapsayacak şekilde değiştiriliyor. Avantajların tüm detayları www.kktctelsim.com'da yer alırken, Telsim faturalı hat kullanan bireysel ve kurumsal müşterilerimiz, paketleri kapsamında sunulan dakikalar ile Türkiye'deki tüm mobil operatörleri ve sabit hatları artık "yurt içi" gibi arayabilecek. Telsim, en kaliteli ve en uygun fiyatlı iletişim politikasını, Vodafone gibi bir dünya devinin avantajlarını da kullanarak en son teknolojiyi de dünya ile eş zamanlı Kıbrıs Halkı'nın hizmetine sunmanın hep heyecanı ve mutluluğunu yaşamaya devam ediyor.
mc4
87,681,905
10 gündür şehir dışındaydım.Gitmeden önce 10marifet için hazırladığım bazı çalışmaların yayınını dün geldiğimde görme fırsatım oldu.Çok güzel bir sunum olmuş. Sevgili shane, bir kez de blogumdan çok teşekkürler size :) 10marifet'e özel bir çalışma olduğu için önce orada yayınlanmasını arzu etmiştim.Artık yayınladığına göre blogumda da paylaşabilirim. Çok güzel olmuş, renklerin geçişine bayıldım Güldenciğim, emeklerine sağlık. Umarım bol bol dinlenmişsindir.Çerçeveli mi o pano yoksa sanal ereve miyaptın burada. Çok teşekkürler fiammacı'ğım.Çerçeveli değil acaba nasıl görünür diye pc de çerçeveledim.Fena olmadı gibi ne dersin? Çok beğendim canım, tasarım şahane, ellerine sağlık.. Çok teşekkür ederim Nedret'ciğim :)Facebook davetini kabul ettim,bunun için de teşekkürler. Enfes bi çalışma olmuş. bizim için yayınlaması ayrı zevk, her gün görmek ayrı zevk sevgili esinsel :) teşekkür ederiz. shane. bu ne kadart şahane ne kadar emek isteyen bir şey yav !! ellerinize sağlık vallaa bayıldım! quilting mi deniyordu buna?
mc4
87,681,906
Açıklanan fındık fiyatları üreticilerin tepkisine yol açtı. Fındık üreticileri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2017 fındık fiyatlarına tepki gösterdi. Türkiye’nin en çok fındık üreten ili olan Giresun’da onlarca üretici bahçeye girmeme ve fındık toplamama kararı aldı. 10,5 liranın fındığın maliyetini karşılamadığını belirten Erim Yaman, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımızın bugün açıklamış olduğu rakam Giresun kalite fındık için bizim beklediğimiz bir rakam değil. 10,5 gibi rakamlar bizim üreticimizin masrafını karşılamıyor” dedi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, fındık alım fiyatlarına ilişkin, “Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 2017 yılı ürünü Giresun kalite fındık için 10,5 lira, Levant kalite fındık için 10 lira fiyatla önümüzdeki pazartesiden itibaren tüm gücü, hızı ve takımıyla alıma başlayacak” açıklamasını yapmıştı.
mc4
87,681,908
Orta Doğu’da sanki hiç problem yokmuş gibi, bir de Katar sorunu bunlara ilâve olmuştur. Donald Trump, Suudi Arabistan’ı ziyaret ederek, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz el-Suud ile görüşmeleri sonunda, 13 civarında Arap Ülkesi, Katar’a karşı bir ambargo uygulaması içine girmişlerdir ve Katar ile ilişkilerini kesmişlerdir. Sebep olarak da, Katar’ın terörist faaliyetlere destek vermesi ve İran ile iyi ilişkiler içinde olması öne sürülmüştür. Fakat, tüm bunların gerisindeki, Donald Trump’ın, temelde Suudi Arabistan ile yaptığı 380 milyar dolarlık silah anlaşmasıdır ve bu hiç gündeme gelmemiştir. Esas olarak geçek sebebin, 19 trilyon dolarlık ABD’nin borçlarıdır. D. Trump bu açığı kapamak için, bir tüccar zihniyeti ile hem petrolü bedavaya getirmek ve Suudi Arabistan’ın, “şimşir tarak” misali nerede, nasıl kullanacağı meçhul olan silahları satmasıdır. Fakat olayın, tahminleri aşarak tırmanmış olması sebebiyle, D. Trump, Katarın yeni emiri ( Şeyh Hamad bin Halife Al Tani, yakın bir zamanda emirliği, oğluna devretmişti) Şeyh Tamim bin Hamad Al Tani’yi ABD’ne davet etmiş, fakat davet Katar Emiri tarafından kabul edilmemiş, ziyaret de gerçekleşmemişti. Kısa bir süre sonra nasıl olduğu belli olmayacak şekilde, Katar ABD ile 10 milyar dolarlık silah anlaşması yapmıştır. Bu durum Trump’ın davranışını değiştirmiş ve Körfez Ülkelerinin, Katar’a uyguladıkları tutumlarının değiştirmeleri gerektiği ifade edilmiştir. Burada iki türlü yorum yapmak mümkündür. Bunlardan birincisi, Trump 10 milyar dolarlık anlaşma ile alacağını almıştır. İkincisi ise, körfezde ortaya çıkacak bir krizin Dünya petrol sevkinde bazı sorunları ortaya çıkarma ihtimalidir. Burada esas olan şudur ki, para her şeye kadirdir ve Napolyon’un dediği gibi, mesele para, para, paradır. Bu da bizi, kurt ile kuzunun suyu bulandırdın hikâyesine getirmektedir. D. Trump’ın, Dünya lideri olarak bu anlayışla Dünya siyasetine yön verme çalışması, milletler arası ilişkilerde birçok problemi ortaya çıkarabileceğini göstermektedir. Bu bakımdan Trump, sadece Ülkemiz açısından değil, Dünya siyaseti bakımdan tutarsızlıklar zincirini ortaya koymaktadır. İtimada şayan birisi de değildir. Tüm bunlar Türkiye’ye Orta Doğu’nun kaygan zemininde çok dikkatli hareket etmek mecburiyetinde olduğunu göstermektedir. Açıkça burada dile getirmek istediğim önemli bir husus vardır. ABD mevzu bahis olduğu zaman, kati olarak şunu söyleyebiliriz ki, Arapların tercihi, Türklerden değil, ABD tarafında olacağı açıktır. Buna bir şey daha ilâve etmek isterim. Yarın Araplar bir şey olmamış gibi, kendi aralarında anlaşarak, yine faturayı Türkiye’ye çıkarabilirler. Zaten Katar, 300 bir kişilik Arap nüfusuna karşı, iki milyona yakın Arap olmayan nüfus ile popülasyon 2,235 ‘dir. Bu da göstermektedir ki, Araplar zadeğân sınıfını temsil ederek, tüm hizmetleri yabancılara yaptırmaktadırlar. Durum tüm petrol zengini olan Arap ülkelerinde de aynıdır. Ülkenin idaresinden, mali işlerinden sorumlusuna kadar görevliler hep yabancılardır. Suudi Arabistan’da uzun süre bulunmuş olan birisinin “Suudi Arabistan’da; Suudi Arabistan hava yollarının uçaklarının üzerindeki Arapça yazılardan başka bir şeyleri yok” sözünü her zaman anımsarım. Sadece hava yolları değil, hastaneleri, alış veriş merkezler, temizlik işleri gibi faaliyetlerin hepsi yabancılar tarafından yürütülmektedir.
mc4
87,681,909
’nın Düsseldorf kentinde bozuk olduğu için köpek maması yapılamayan ve imha edilmesi gereken etlerin, kantinlerde memurlara yedirildiği ortaya çıktı. Die Welt gazetesinin haberinde, Düsseldorflu bir kasap, bir hayvan yemi üreticisinin içinde koli basili olduğu gerekçesiyle imha edilmek üzere verdiği etleri kantinlere sattığı belirlendi. Haberde, Duisburg savcılığının etlerin belediyeye ait kantinlere dağıtıldığını saptadığı yer aldı. Völklinger Caddesi üzerindeki Eyalet Sitatistik Dairesi’nde 280 kilogram bozuk et bulunmuş ve el konulmuştu. üç bin kilo etin yenmiş olma olasılığı üzerinde duruyor.
mc4
87,681,912
Güney Kore gazetesi Chosun Ilbo, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un, başarısızlıkla sonuçlanan nükleer görüşmelerinin ardından ABD işlerinden sorumlu özel temsilcisi Kim Hyok-chol ile dört yetkiliyi idam ettirdiğini iddia etti. Güney Kore gazetesi iddiasını, adını vermediği ancak konuyla ilgili bilgisi olduğunu söylediği bir kaynağa dayandırdı. İddiaya göre Kim, ajan olarak suçladığı özel temsilciyi dışişleri bakanlığında çalışan dört yetkili ile Pyongyang'a yakın Mirim Havaalanı'nda infaz ettirdi. Gazeteye göre infaz, ABD ile yapılan görüşmeden bir ay sonra martta gerçekleştirildi. Güney Kore Birleştirme Bakanlığı konuyla ilgili konuşmayı reddederken, başkanlık makamı Mavi Saray ise ‘doğrulanmamış raporlar üzerinden yorum yapmanın uygunsuz olduğunu’ belirtti. Reuters’a konuşan diplomatik bir kaynak ise, söz konusu beş kişinin idam edildiğine dair bir kanıt olmadığını ancak çalışma kampına gönderilmiş olabileceklerini söyledi. Vietnam Hanoi’dek 26-27 Şubat’ta yapılan son görüşme, Trump'ın Kuzey Kore'nin tüm nükleer silahlarını ve işlenebilir nükleer malzemesini ABD'ye teslim etmesi karşılığında, bu ülkeye yönelik tüm ambargoların kalkmasını öngören anlaşma teklifi üzerine çöktü. Ancak Kuzey Kore ile ilgili bu tarz ‘idam ve infaz’ söylentilerine ya da yönetimin icraatlarına dair iddialara çok sık rastlanıyor. Bazıları bir hayli hayal gücü gerektiren bu iddiaların önemli bir kısmı da doğru çıkmıyor. Çin ve Kuzey Kore konusunda uzmanlaşan İngiliz analist-yazar Tom Fowdy, dünya çapında yayılan ancak yalan olduğu ortaya çıkan iddialardan bazılarını şöyle hatırlatıyor: Kuzey Kore liderinin eniştesi ve bir dönem ülke siyasetinin önemli ismi olan Jang Sung-taek köpeklerin önüne atıldı. Moranbong grubunun üyesi ve Kim Jong-un’un eski sevgilisi Hyon Song-wol idam edildi. 2010 Dünya Kupası’na katılan Kuzey Kore takımının oyuncuları ceza olarak kampa gönderildi. 1 'Ben Avrupalıyım; aptal, sömürgeci, emperyalist... 2 İngiltere'de ayak parmağı güreşi yarışması 3 İstanbul Havalimanı'nda bayram yoğunluğu 4 Ayetlerle dalga geçilen festival protesto edildi! 5 İşte Aykut Kocaman'ın Konyaspor'dan kazandığı... 'Ben Avrupalıyım; aptal, sömürgeci, emperyalist...
mc4
87,681,916
Şuan bebeğiniz yaklaşık 40 cm boyunda ve 1,3 kg ağırlığında. Minik ayak tırnakları çıkmaya başlarken, beyni ve akciğerleri olgunlaşmaya devam ediyor. Şimdiye kadar bebeğinizin beyin yüzeyi pürüzsüzdü. Fakat şimdi karakteristik oluklar ve çukurlar oluşmaya başladı. Artık bebeğinizin vücut sıcaklığını beyni ve yeni yağ hücreleri düzenlemeye başlıyor. Bundan önce bebeğinizin vücudunu kaplayan Laguna denen yumuşak tüyler yok olmaya başladı. Bebeğinizin kemik ilikleri, alyuvar hücreleri üretimi görevini üstlendi. Bu bebeğiniz için önemli bir adım çünkü bu onun doğduktan sonra kendi gelişimini sağlayabileceği anlamına geliyor. Bu günlerde biraz yorgunluk hissediyor olabilirsiniz, özellikle uyku problemi yaşıyorsanız. Zaman zaman dengenizi kaybediyor bile olabilirsiniz. Karnınızda büyüyen bebeğinizle birlikte, artık biraz daha ağırlaştınız. Ayrıca hormon değişimleriniz sebebiyle, bağ dokularınız gevşedi ve dengenize destek olan eklemleriniz güçsüz kaldı. Ruh hali değişimleriniz devam ediyor. Rahatsızlık veren semptomlar ve hormonal değişimler duygusal iniş çıkışlara sebep oluyor. Doğumunuzun nasıl gerçekleşeceği ya da nasıl bir ebeveyn olacağınız konusunda endişelenmeye başlamış olabilirsiniz. Ama bu hislerle baş etmekte zorlanıyorsanız ya da gerginlik ve huzursuzluğunuz artıysa doktorunuza danışabilirsiniz. Hamileliğin bu son aşamasında idrar yolları sorunları yaşayabilirsiniz. Özellikle idrar yaparken yanma hissinin yaşandığı sistit görülebilir. İdrar yolları enfeksiyonu geçirdiğinizi düşünüyorsanız geciktirmeden doktorunuza danışın. Bolca su içmeniz ve ihtiyaç hissettikçe tuvalete gitmeniz enfeksiyonu atmak için önemlidir. ikiz bebek bekleyenlerin dikkat etmesi gereken noktalar ikiz bebek bekleyenlerin dikkat etmesi gere... Şuan bebeğiniz 900 gr’ın biraz üzerinde ve 38 cm boyuna ulaştı. Gözlerini kırpabiliyor ve karnınızın...
mc4
87,681,917
Shrek bunu almis:)) Once ogluna hediye diye dusunmus ama sonra kendi evinde dursun, oglu geldiginde beraber vakit gecirecekleri bir eglence olsun diye vermemeye karar verdi. Ben de zaten siparis verdigini soylediginde "bana da, bana da" diyordum cocuklar gibi... Biraz internet arastirmasi sonucunda gordum ki dondurma tariflerinin cogu, sut, seker ve yumurtanin onceden pisirilmesi, buzdolabinda birkac saat sogutulmasi ve daha sonra icine krema eklenerek makinaya konmasi seklinde gelisiyor. Tabii bu kadar vaktimiz ve sabrimiz olmadigi icin ilk denemeyi "Kolay Dondurma" diye verilen tariflerden biriyle yaptik. Bir gece onceden metal hazneyi buzluga koyup dondurmustuk zaten. Makinayi calisirken gorelim diye de salonun ortasina, sehpanın ustune koyduk. Bir bardak yagsiz sut, bir bardak krema, birkac corba kasigi bali makinanin haznesine atıp calistirdik. Bir yandan da iki seftaliyi yarim bardak toz sekerle beklettikten sonra ezdim. Yaklasik yarim saat sonra katilastigini gorunce ustundeki delikten seftali puresini doktum. Ve tabii aninda tadim asamasina gectik. Acelemiz oldugu fotograftan, sunumdan bile belli. Ben bir daha hazir dondurma biraz zor yerim. Simdi biz niyetlendikten sonra 1 gun beklememiz gerekmesin diye makinanin bos haznesi buzlukta bizi bekliyor. Gönderen dory zaman: 1:57 ÖS 3 yorum: Gönderen dory zaman: 10:54 ÖS 6 yorum: Gönderen dory zaman: 4:44 ÖS 2 yorum: Blogun adını Zümrüdü Anka Kuşu olarak değiştirse miydim acaba? Sadece kötü hissettiğinde, işler kötü gittiğinde kaleme kağıda sarılan ben, artık iyi şeylerin günlüğünü tutmak istediğim için blog camiasına katılmıştım. Sonra işin rengi biraz değişti, hep güllük gülistanlık gidemedi ama hayata bağlanmama hep destek oldu. Mesela dün işyerinde ne yapsam diye düşünmeme, eve giderken salata malzemesi almama, özene bezene salatamı yapıp fotoğrafçılık oynamama neden oldu... Gerçi Shrek'le salata tanımı üzerinde biraz konuştuk önce, salata adını almasına neden olan nedir diye... Sonuçta "yağın en son ekleniyor olması" kararına vardık. Yani benim rejim yaparkenki zeytinyağlı pişirme usulümün ürünleri de hep salata o zaman. Düdüklü tencerenin dibinde az suyla soğan ve sarmısağı yumuşatıp, üstüne sebzeleri, domatesi koyup pişirdiğimde ve sıcakken üstüne bir kaşık çiğ zeytinyağı gezdirdiğimde yaptığım yemek de aslında salata... İşte salatanın en has şekli. Bu salatanın pek tarif vermelik bir yanı da yok aslında. Akdeniz yeşillikleri, roka yaprakları, domates dilimleri, kırmızı soğan halkaları, yarıya bölünüp çekirdekleri çıkarılmış kalamata zeytin ve incecik eski kaşar yaprakları; üstüne bir kavanozda çalkalanmış limon-zeytinyağı-tuz-karabiber sosu... Sonra isterseniz üstüne istediğiniz şeyi ekleyip sağlıklı bir ana yemeğe dönüştürün; ızgara tavuk parçaları, somon füme veya haşlanmış kelebek makarna katın; isterseniz bir ana yemeğin yanında sofranızı süsleyin... Ayrıca benim salatalara gönül borcum var. Nisandan bu yana 10 kg vermemi, yeniden "normal" beden giysilere sığmamı, iki parçalı mayo giyip göbeğimin güneş yüzü görmesini, aldığım iltifatlarla yüzümün gülmesini sağlayan salatalara teşekkürü borç biliyorum. Nemo bile şaşırıp "anne, sen neden hep salata yiyorsun?" demişti:) Zayıflama niyetiyle ana yemek olarak hazırlanan salatalar tabii biraz daha doyurucu olmak zorunda. O da bir sonraki yazıya, çünkü blogger bana ikinci fotoğrafı ekletmiyor iki saattir!
mc4
87,681,918
Ahtopol şehrinde fırsat mı arıyorsunuz? Şu gün için fiyat ve tesislere göz atın: Ahtopol şehrine iş için mi seyahat ediyorsunuz? Ahtopol sahil kasabası, Istranca milli parkının eteklerinde güzel bir konumda bulunmaktadır. Neven Hotel, Ahtopol'un marinasında sahilde, Lazur bölgesinde yer almaktadır. Açıklama Ahtopol'daki plaja 5 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan Colourful Mansion Hotel, ücretsiz Wi-Fi erişimi, odalarda klima ve bir bar sunmaktadır. Bahçeli iç avluda oturma imkanı mevcuttur. "An amazing experience, as expected! Ahtopol'daki plaja 5 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan Colourful Mansion Hotel, ücretsiz Wi-Fi erişimi, odalarda klima ve bir bar sunmaktadır. Takdire şayan hizmeti ve iyi fiyat/fayda dengesi sayesinde konuklara olumlu bir deneyim sunmaya kendini adamıştır. Bu tesis programda yer almak için Booking.com'a biraz daha fazla ödeme yapabilir. Açıklama Bulgaristan'da, küçük bir plajın yanında kurulmuş olan bu sahil oteli, Ahtopol Körfezi'nin panoramik manzarasına sahip çok katlı bir teras sunmaktadır. "We only ate breakfast at the hotel but there was a good selection and staff couldn't do enough to help us even giving us a Bulgarian champagne for breakfast each day. The daughter went out of the way to help with the safe in our room." Bulgaristan'da, küçük bir plajın yanında kurulmuş olan bu sahil oteli, Ahtopol Körfezi'nin panoramik manzarasına sahip çok katlı bir teras sunmaktadır. Açıklama Konukların Bulgar ve balık yemeklerini tadabileceği bir restorana sahip Guest House Maritime; Ahtopol’ün merkezine yürüyerek 5 dakika, en yakın plaja ise 200 metre mesafededir. Konukların Bulgar ve balık yemeklerini tadabileceği bir restorana sahip Guest House Maritime; Ahtopol’ün merkezine yürüyerek 5 dakika, en yakın plaja ise 200 metre mesafededir. Açıklama Her şey dahil hizmet veren Hotel Eskada Beach, Ahtopol'un ana kordonunda yer alır. Mükemmel plaja sadece birkaç metre uzaklıktadır. "The Hotel is located very close to the beach and has a magnificent view , the same apply for the room . The food is decent and is OK for the amount of money you are paying." Her şey dahil hizmet veren Hotel Eskada Beach, Ahtopol'un ana kordonunda yer alır. Açıklama Ahtopol'de, en yakın kayalıklı plaja sadece 20 metre mesafede yer alan Family Hotel Kaylas, restoran ve lobi barla hizmet vermektedir. WiFi erişimi ve halka açık otopark ücretsizdir. "Perfect balance between price and services. Great location, friendly staff. And, delicious figs hand picked directly from a figtree. 😁" Ahtopol'de, en yakın kayalıklı plaja sadece 20 metre mesafede yer alan Family Hotel Kaylas, restoran ve lobi barla hizmet vermektedir. Ahtopol, Türkiye'den 12 konuk tarafından huzur için yüksek puan aldı! Konuklar Ahtopol hakkında neler söyledi: Otelin altindaki Restorantda yemekler çok lezzetli ucuz ve... Otelin altindaki Restorantda yemekler çok lezzetli ucuz ve servis hızliydi. Personel çok guleryüzlü ve çalişkan.odamiz deniz manzaraliydi. Yürüyüş yolunda ahmet adında bir börekçi var,hanımı olağan... “We only ate breakfast at the hotel but there was a good selection and staff couldn't do enough to help us even giving us a Bulgarian champagne for breakfast each day.” “The bed was comfortable. Without fan in the room, the stay in the hostel could be awful. Localization close to the shop, to the bus station and to the center of Ahtopol is around 5 minutes.” “The bungalows were in reality very small compared to the way they look on the pictures that are posted on Booking.com. Otherwise they were remodeled, the sheets were clean, beds comfortable.”
mc4
87,681,921
Süper olmuş, çok da yakışmış. Gözüm biryerlerden ısırıyor bu çiçeği sanki elime alıp bakmış gibiyim:) Vallahi gözümde canlandıramamışım anlattığında, bitmiş hali harika olmuş. :) evet işte o gül böyle oldu. çok güzel görünüyor, gül kısmını inci ile tamamlaman süper olmuş. Bayıldım diyebilirim, başka söze gerek yok zaten. Çok güzel olmuş emeğine ellerinize sağlık. Bende yapcam yazın bileklerde çok hoş duracağına eminim.. Kal gelmeler bulaşıcı galiba :) bana da geldiler de :) Emeğine sağlık canım,ne ciciler yaptın bu arada kimbilir.Sevgilerimle öpüyorum. Muhteşem olmuş canım, bayıldımmmm. Çok güzel olmuş da, bu arayı açmaların hiç hoş olmuyor. jeliboncuk hiç sorma ben hala kaloriferleri yakıyorum donuyorum yoksa. Gördüğüm fermuar çicek çalışmada son nokta diyebilirim. Farklı, bir o kadar alımlı bir kombinasyon hazırlamışsınız.
mc4
87,681,923
Birçok bursa evden eve nakliyat firmasının sahip olmadığı paketleme servisine sahibiz. Saatlerce eşya paketlemeye, kolilemeye uğraşmayın, işi ekibimizin uzmanlığına bırakın. Tüm mobilyalarınızı, beyaz eşyalarınızı, kırılabilecek hassas eşyalarınızı sizin için uygun malzemelerle paketliyoruz ve yeni evinize güvenle taşıyoruz. Bursa her geçen gün büyüyor ve gelişiyor. Hem üniversite mezunlarının sayısının artması, hem de sanayinin gelişmesi, Bursa'nın nüfusunu gün geçtikçe artırıyor. Artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak üzere de şehirde zamanla birçok değişiklik gözümüze çarpıyor. Hareketlenen sokaklar, yeni restoranlar, mağazalar... Ve tabi ki hem sayısı hem de gelir düzeyi artan nüfusun yaşam alanları olan evler, apartmanlar, siteler. Malum yaz mevsimi de yaklaşırken taşınmalar artıyor. Yeni bir ev satın alıyorsunuz, oturduğunuz semti değiştiriyorsunuz, ya da okul veya iş için Bursa'ya geldiniz ve yeni bir hayata başlıyorsunuz. Günler öncesinden kara kara düşünmeye başladınız. Koliler, eşyalar, toplanmalar, Bursa’da bulunucak evden eve nakliyat firması, temizlik, yerleşme... Fakat gözünüzde büyütmeyin, planlı olmak her şeyin anahtarı. İşinizi kolaylaştırmak için bir liste hazırladık. 6 maddelik bu listeyi gözden geçirip kendi listenizi yapın, ardından bir şey atlamadığınıza emin olarak yeni evinize taşınma sürecini rahatça geçirin. Evden eve taşınırken gözümüzü en çok mobilyalar, ağır eşyalar korkutur. Ancak asıl zor ve karmaşık olan, hem çıkacağımız evde hem de yeni taşınacağımız evde başımızı ağrıtacak olan asıl küçük küçük yüzlerce eşyamızdır. Bakkaldan koli isteme devri sona erdiğine göre, bu eşyalarımızın sığacağı birçok kutu ve koliye ihtiyacımız olacak. Bu kolileri yapı marketlerinden veya zücaciyelerden bulabilirsiniz. Bu işin daha kolay bir yolu da var tabi. Bu işi sizin için yapacak Bursa Evden Eve Nakliyat firması ile anlaşmak! Büyük parçaları ayırdıktan sonra ilk iş bütün eşyalarınızı ortaya dökün. Kıyafetler, ayakkabılar, nevresimler, çarşaflar, kitaplar, mutfak eşyaları, biblolar, aletler... Ne kadar çok eşyanız olduğuna inanamayacaksınız. İlk adım olarak eleme yöntemini seçin. Son bir yılda kullanmadığınız eşyalarınıza alıcı gözüyle bakın. Hala işe yarar olanları satabilir, ya da ihtiyacı olan kişilere verebilirsiniz. Eskiyen ve kullanılmayacak durumda olanlarla ise vedalaşma zamanı gelmiştir, yeni evinizdeki hayatınıza yepyeni eşyalarınızla başlayabilirsiniz. Kutulayacağınız eşyaları gruplayın ve listesini yapın. “Ayakkabılar”, “kışlık kıyafetler”, “yemek takımı” gibi farklı kutularınız olsun. Bu listeleri farklı renklerde yapın ve kutuların üzerine yapıştırın. Böylece hangi kutuda ne olduğunu bilecek ve hiçbir şeyinizi kaybetmeyeceksiniz. Eski evinizden yeni evinize taşındığınızda da aradığınızı kolaylıkla bulabileceksiniz. Yeni eve taşındıktan sonra en zor gelen işlerden biri de tüm o mutfak eşyalarını, yemek takımlarını, tabakları, bardakları tekrardan yıkamak ve yerine yerleştirmek. Bu iş kolay gibi görünse de, evde bir sürü eşya ortalıkta bekliyorken bulaşık makinesini sürekli doldurup boşaltmak, yıkanan eşyaların kuruması için alan açmaya ve onları yerleştirmeye çalışmak inanın kolay iş değil! Ama üzülmeyin, bunun çok kolay bir yolu var. Bol bol aldığınız rulo peçeteler mutfak eşyalarını paketlerken hayatınızı kolaylaştıracak. Temiz peçetelere sardığınız mutfak eşyalarını kolilere doldurmadan önce temiz poşetlere koyun. Böylece tüm mutfak eşyalarınız temiz kalacak ve kolilerinizi açtığınızda direk mutfağınıza yerleştirebileceksiniz. Taşınmak çoğumuzun gözünde büyüse de, planlı olarak kolaylaştırılabilecek bir iş. En önemli konulardan biri de bu süreci sizin için kolaylaştırabilecek, size destek olacak uzman bir ekiple çalışmak.
mc4
87,681,924
Öğrenciler yaptıkları ziyaretle ilçe milli eğitim müdürlüğünün yaptığı çalışmalar hakkında bilgi edindi. Yapılan ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Müdür Tünçmen, "Bugün bizleri ziyaret eden bu küçük yüreklere sahip ve büyük umutlar vaad eden öğrencilerimizi yanımızda görmekten çok mutluyum. Bu öğrencilerimiz geleceğimizin teminatıdır. Onların ulaşmak istedikleri hedefler bizim için birer ışıktır. Kurumları tanıtmak projesi ile öğrencilerle kurumlar arasında bir köprü vazifesi görüyor. Kurumları tanıtmak kapsamında başlatılan bu projeyi destekliyorum. Okullarımızın bu tür projelerini her zaman destekliyoruz. Bundan sonra da yapacakları projeleri desteklemeye devam edeceğiz. Bu projeyi gerçekleştiren ve bizlerle öğrencileri bir araya getiren Yavuz Selim İlkokulu yöneticilerine teşekkür ediyorum” dedi.
mc4
87,681,925
Eski dostu Elif Gönlüm'le arası Kerem Gönlüm yüzünden açıldığı konuşulan Gölge, 3 haftadan beri 'ruhsal detoks' yapıyor. Cemiyet dünyası, Gül Gölge Saygı hakkında çıkan dedikodularla sarsılmıştı! İddiaya göre, Elif Hanım, Gölge'nin eşine attığı 'samimi mesajları' yakaladı ve dostluğu bitirdi. Bu iddiaların basında da yer bulması, Gül Gölge Saygı'yı bunalıma soktu. Sosyetik güzel, depresyondan kurtulmak için çareyi 'ruhsal detoks' yapmakta buldu.
mc4
87,681,926
Kantin ve okul çevresindeki dükkanlarda hijyen kuralları ve gıda ürünlerinin kontrol edildiği denetimlerde, kurallara uymayan kantinciler ve esnaflara cezai işlem uygulandı. Gaziosmanpaşa Belediyesi Zabıta Müdürlüğü´nce gerçekleştirilen denetimlerde zabıta ekipleri, satılan yiyeceklerin son kullanma tarihlerini inceleyerek satışa uygun olup olmadıklarını kontrol etti. Denetimler sırasında satışı yasak olan gazlı içecek ve yağlı yiyeceklere rastlanmazken, satılan bazı ürünlerin üzerinde fiyat etiketi olmadığı görüldü. Okulların 100 metre yakınında olan dükkânlarda ise satışı yasak olan langırt makinesi, basket makinesi, çocukları kumara özendirici olduğu düşünülen hediye kazan makinesi ve sigara içmeye özendirici olan çakmaklar kaldırtıldı. Denetimlerde kurallara uymayan, satışı yasak olan ürün satan kantin sahipleri ve dükkânlara tutanak tutarak haklarında cezai işlem başlatıldı. Gaziosmanpaşa Belediyesi´nde Gıda Mühendisi olarak görev yapan Suayip Bıyıkoğlu, “Kişiler koruyucu ekipmanlar takıp takmıyor mu bunlara dikkat ediyoruz. Kızartma yasak ancak ızgara köfte yapabiliyorlar, bununla ilgili olarak havalandırma sistemleri var mı uygun mu değil mi onların kontrolünü yapıyoruz. Sattıkları ürün çeşitliliğine bakıyoruz, asitli içecek, cips, çekirdek, kuruyemiş satışı yasak” diye konuştu.
mc4
87,681,928
Konusu 'Bilgi Zemini' forumundadır ve Nehir tarafından 6 Temmuz 2014 başlatılmıştır. 1 Kasım 1938′ deki TBMM’nin açılışına rahatsızlığı sebebinden dolayı katılamadı . Atatürk’ e 15 kadar rahat olarak son günlerini yaşama şansı veren rahatsızlık , yeniden normal seyrinden çıkarak oldukça büyük bir krizle şiddetlendi . Sonrasında korkulan son o büyük acıyla geldi . Büyük Komutan , Devlet Adamı , Devrimci ve Büyük İnsan , on Kasım 1938 Perşembe bugünü saat 09 . 05′ te ölümlü hayata gözlerini yumdu . Bu kara haber Türk Milletini büyük bir yasa boğdu . 16 Kasım 1938′ de tabutu , Türk Bayrağıyla örtülü bir katafalk üstünde Dolmabahçe Sarayı’nın büyük tören salonuna konuldu ve halkın ziyaretine açıldı . 19 Kasım 1938 Cumartesi bugünü sabahı , Dolmabahçe Sarayı Tören Salonunda cenaze namazı kılındı . Cenaze alayı İstanbul vatandaşının gözyaşları arasından geçerek Gülhane Parkı’na geldi . Tabut bir torpidoya alınarak , Yavuz Zırhlısı’na nakledildi . İzmitte özel bir trene konulmuş olan cenaze , yol süresince Ata’larına son kez selam veren ve saygısını gösteren halkın yüreklerinde derin sızılar bırakarak 20 Kasım 1938 Pazar bugünü Ankara’ ya götürüldü . Atatürk’ ün tabutu Büyük Halk Meclisi önünde yapılan katafalka yerleştirildi . Baş Bölgesinde Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere , tüm Ankara halkı katafalkın önünden saygıyla eğilerek geçti . 21 Kasım 1938 Pazartesi bugünü hafif yağan bir yağmur altında tören başladı . On 2 milletvekili cenazeyi top arabasına yerleştirdi . On 2 general top arabasının 2 yakınında nöbete durdu . Baş Bölgesinde ecnebi Devletlerin yolladıkları askeri birlikler olmak üzere , törene dahil kalan birlikler Türk Milleti’nin kurtarıcısı ve Ülkemiz Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük Atatürk’ ü selamlayarak geçtiler . Cenazeyi taşıyan top arabasının arkasında en büyüğünden , en küçüğüne civarında tüm Türk Milleti vardı . Atatürk’ e belli bir süre kabir olarak ayrılan Etnografya Müzesi’ ne götürülen tabut , yapılan mermer lahdine yerleştirildi . Atatürk’ ün naaş’ı Anıtkabir yapılıncaya kadar on 5 yıl bu belli bir süre kabirde kaldı . on Kasım 1953′te büyük bir merasimle ebedi istirahat yeri kalan Anıtkabir’ e nakledildi .
mc4
87,681,929
Büyünün ruhsal belirtileri konusu, oldukça kapsamlı bir biçimde cevaplanmalıdır. Büyüler, birbirlerinden tamamıyla farklı amaçlara hizmet edecek biçimde eyleme dökülebilir. Yalnızca büyüler değil vefk, muska gibi cisimlerde kişilerin manevi enerjisinde ve yaşantısında büyük değişimler yaratabilir. Bu değişimlerin sonucunda kişi sadece ruhsal olarak değil, fiziksel ve psikolojik olarak da değişime maruz kalabilir. Her ne amaçla uygulanırsa uygulansın mutlaka uzmanından yardım alınarak eyleme dökülmesi gereken büyünün en az insanlık tarihi kadar eski ve kapsamlı olduğu düşünülmektedir. Büyü denildiğinde insanların aklına korkunç sonuçlar ve diğer boyuttaki varlıklar geliyor olsa da, bu tarz işlemler kişilerin iyiliğini sağlamak içinde kullanılabilir. Bu durumda büyü iki temel kategoriye ayrılmaktadır. Bunlardan biri ak büyüler, yani kişinin iyiliği, huzur, mutluluğu ve sağlığı için uygulanan işlemler. Bir diğeri ise kara büyüler olarak adlandırılan, her daim kötülüğü amaçlayan işlemler. Bu işlemlerin uygulanması ile kişi sağlığını ve akli dengesini kaybedebilir, maddi durumdan sıkıntılar yaşayabilir, ailesini ve dostlarını kaybedebilir... Hemen hemen akla gelecek her türlü problemi çözmek ya da problemin kaynağı olmak için büyüden yardım alınabilir. Gelelim, büyünün ruhsal belirtileri nelerdir? Konulu, akılları kurcalayan sorumuza. Bu soruyu tek bir seferde yanıtlayabilmek mümkün olmayacağından, çeşitli işlemler ve bu işlemlerini kişiler üzerinde yarattığı ruhsal belirtilerden bazılarını sizler ile paylaşacağız. Büyü belirtileri ve etkilerinin kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini aklınızdan çıkarmayın. Aşağıya sıralanmış olan belirtileri sizler için hazırlarken, günümüzde en çok tercih edilen çalışmalara öncelik vermeye dikkat ettik. Kişi uzun süreli sağlık sorunları yaşamasının sonunda, akıl ve ruh sağlığını kalıcı olarak yitirebilir... Söz konusu durum, kontrol dışında bir büyüyse ve bu büyünün kişinin hayatında olumsuz etkileri varsa, mutlaka uzman bir medyum ile irtibata geçilmesi ve durumun netleştirilmesi önerilir. İrtibata geçmiş olduğunuz uzman medyum, kişinin üzerindeki büyünün hangi metot ile uygulandığını saptayabilmek açısında çeşitli sorular sorabilir. Bu soruları olabildiğince eksiksiz ve doğru biçimde yanıtlamanız, büyü bozma çalışmasından olumlu sonuç alınmasını sağlayacaktır. Büyü bozma işlemleri bir süreçtir. Bu sürecin başarı ile tamamlanmasının ardından büyünün etkileri bir bir yok olacaktır. Büyünün çok geç fark edildiği durumlarda, kişi üzerinde bazı kalıcı etkiler bırakması muhtemel bir durumdur. Bu gibi durumlar ile karşı karşıya kalmamak adına fark edildiği anda duruma mutlaka müdahalede bulunulmalıdır.
mc4
87,681,930
Bir evden 8 ceset çıktı 2 Dolar ve Euro ne kadar oldu - 11 Eylül 2017 3 Acı haberle uyandık! 4 Suriyeli barındıran şehirler artık... 6 300 kadın kimlik değiştirdi 7 Show Tv'nin iddialı yarışma programı yayından... 8 'Mavi Balina' denen oyun sonu oldu! 9 Kahramanmaraş'ta kestiği ağaç üzerine devrilen... 10 Son dakika: Sayılı gün kaldı ikramiyelerinizi...
mc4
87,681,931
Buluşmadan önce DEÜ “Vegan İnisiyatifi” öğrencileri ile üniversite yemekhanesinde çıkan “vegan menü” yemeği yenilerek sohbet edildi ve kendilerine üniversite yemekhanesinde çabaları sonucu çıkartılan vegan menü için teşekkür edildi katkılarından dolayı. Buluşmada ilk olarak Öykü Büyükdere sunum yaptı. “Kediler, Köpekler ve Diğerleri” başlıklı konuşmasında hayvanlarla ilişkisi ve kendi vegan oluş hikayesi üzerinden “evcil hayvanlar” ile “çiftlik hayvanları”na bakışımızdaki farka değindi. Bu ve benzeri uyumsuzluklarda kişilerin kendi pozisyonunu hangi bilişsel süreçlerle olumladığını, karnizm kavramının toplumda hangi mekanizmalarla sinerjik bir biçimde içselleştirildiğini anlattı. Ayrıca et ve erkek olmanın ilişkisini ve veganizmle feminizmin kesişim kümesini örneklerle açıkladı. Ardından tıp doktoru Mutse Banzragch, “Bitkisel beslenmenin sağlığımız üzerine etkisi” başlıklı konuşmasında beslenme ve sağlık ilişkisine özellikle besinlerin bağırsak florasına etkisi üzerinden değindi ve gelen soruları cevapladı. Son olarak Itır Kaşıkçı, “Dünya’nın sonu mu geliyor?” başlıklı konuşmasında iklim değişikliğini tanımlayıp nedenlerinden bahsetti ve vegan beslenme ile her bireyin, kendisinin sebep olduğu sera gazı salımı vasıtasıyla iklim değişikliğine olan katkısını nasıl dramatik olarak düşürebileceğini sayısal verilerle destekleyerek açıkladı. Etkinlik sonunda etkinliği düzenleyen DEÜ Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Topluluğu ve DEÜ Vegan İnisiyatifi, seminer veren kişilerin adına Türkiye’nin ilk kurtarılmış hayvan barınağına yaptıkları bağışın belgelerini bizimle paylaşıp bizi çok mutlu ettiler. TVD Akademi hız kesmeden yeni buluşmalara katılmaya devam ederek veganizmi akademik düzeyde öğrenci ve veganzime ilgi duyanlara ulaştırmaya devam edecek.
mc4
87,681,932
İkizlerinize uygun bebek arabası almayı düşünüyorsanız tavsiyelerimize kulak verin! Yaşları birbirine yakın çocuklarınız için ya da ikizleriniz için ikiz bebek arabası almaya niyetlendiniz, ama baktıkça kafanız daha çok karışıyor. Açtığınız her yeni sayfa sizi konudan uzaklaştırıyor, fiyatları gördükçe eliniz ayağınıza dolaşıyor ise kendinize bu soruları sorarak doğru bebek arabasını bulabilirsiniz! İkiz/ikili bebek arabalarında üç seçeneğiniz var: Seçenekleri ayrı ayrı değerlendirip, en uygununu bulmak en kolay yol! Yan yana ikiz/ikili bebek arabası size hangi avantajları sunuyor? İki çocuk da eşit şartlarda seyahat ediyor. İki çocuk da aynı yöne bakıyor, koltukları aynı miktarda yatıyor, tenteleri aynı şekilde kapanıyor, ayaklarını aynı miktarda uzatabiliyor. Yan yana ikiz bebek arabasının dezavantajları neler? Eni 75-85 cm arası değişiyor ve bazen standartlara uyulmamış bina kapılarında, asansörlerde vb. yerlerde geçiş zor olabiliyor. Katlandığı zaman da oldukça büyük bir yer kaplıyor eğer arabanız varsa ve puseti arabaya yüklemeniz gerekecekse geniş bir bagaja ihtiyaç duyuyor. Tandem (arka arkaya) ikiz/ikili bebek arabası size hangi avantajları sunuyor? Eğer ikiz çocuklarınız için değil de yakın yaşlardaki çocuklarınız için alıyorsanız, her çocuğun ihtiyacına yönelik hareket etmeniz mümkün. Tekli bebek arabaları kadar bir ene sahip olduğu için şehrin dar kaldırımlarında daha kullanışlı olabilir. Tandem ikiz/ikili bebek arabası size hangi dezavantajları sunuyor? Çocuklar eşit şartlarda seyahat etmiyorlar. Genellikle bir koltuk diğerinden daha az yatıyor, genellikle koltukların birinde tente bulunmuyor ve koltuğun ayak uzatma kısmı yok. Uzun bir araç olduğu için manevra yapmak konusunda çok fazla imkân sağlamıyor. Aparatla birleştirilen ikiz/ikili bebek arabası size hangi avantajları sunuyor? Eğer ayrı ayrı seyahat edilmesi gerekirse çözüm çok basit; aparatları sökmeniz yeterli. Yan yana ikiz bebek arabasına dönüştürdüğünüz araçta çocuklar eşit şartlarda seyahat ediyorlar. Aparatla birleştirilen ikiz/ikili bebek arabası size hangi dezavantajları sunuyor? Aparatları söküp takmak zannedildiği kadar kolay değil. Yan yana bebek arabasından çok daha geniş bir ene sahip olduğu için standart kapılarda da zorluk çıkarabiliyor. Tüm aksam yekpare olmadığı için kullanımı dengesiz olabiliyor. İkili bebek arabası alırken bütün bu bilgileri değerlendirdikten sonra şunları da dikkate almayı unutmayın: İkiz/ikili bebek arabanızı ne sıklıkla kullanacağınızı ve kullanacağınız rotaları düşünün. Haftada iki defa çıkacaksanız ağır ya da geniş bir araba çok can sıkmayacak olabilir ama her gün kullanacaksanız hafif ve standartlara uygun bir araba daha iyi olabilir. İkiz/ikili bebek arabanızı ile dışarda bulunma sürenizi göz önünde bulundurun. Eğer uzun süre dışarıda kalacaksanız daha büyük ceplere, daha geniş bir alt sepete ihtiyacınız olacaktır ama kısa turlar için kullanacaksanız daha basit modeller de işinizi görür. İkiz/ikili bebek arabanızı nerelerde kullanacağınızı düşünmeyi de ihmal etmeyin. Engebeli yollarda kullanacaksanız daha az ve büyük tekerlekli olanları tercih etmelisiniz. Şehir içi kullanıma en uygun olanlarsa dört tekerlekli olup arka iki tekeri büyük olan arabalar. Eğer vaktinizin çoğunu AVM gibi kapalı alanlarda kullanacaksanız küçük tekerlekleri hafif araçları tercih edebilirsiniz.
mc4
87,681,937
Çok lezzetli olduğu her halinden belli bir kurabiye bu. 2 - gülriz 05 Haziran 2007 Ellerine sağlık Cenk, hatta bunu bizimle paylaşan parmaklarına da sağlık Ben limon ve portakal kokusunu çok severim, kurabiyelere ne kadar limon/portakal kabuğu rendesi koysam da piştikten sonra o güzel kokuyu bir türlü alamamaktan şikayetçiyim. Bir dahaki sefere bu benmari usulü karıştırmayı deneyeceğim. Umarım o güzel kokuyu yakalayabilirim. 4 - Cenk 06 Haziran 2007 Evet tarifte bahsetmeyi unutmuşum Hemen ekliyorum!!! 9 - Cenk 11 Ocak 2008 Merhaba Önsel – Yeter de artar bence! Yukarıdaki tarif bana ait, kitapta yer almıyor. Kitaptaki şekerle meyve kabuğu karıştırma tekniğinden esinlenildi sadece. 10 - buruc 14 Şubat 2008 öncelikle böyle bi site kurduğun için çok teşekkür ederiz:))gerçekten ne ararsam bulabiliyorum...tatlılara karşı özellikle ilgim yoğun, kurabiye bi harika oldu ellerine kollarına sağlık.. 11 - julia 01 Nisan 2008 kabartma tozuna gerek kalmıyormu acaba ??? 12 - Cenk 01 Nisan 2008 Burcu – Yorumunu ancak şimdi görebildim. 14 - dorie 17 Mayıs 2008 Cenk — sadly, I can’t read your post, but the cookies look lovely. I hope you liked them.
mc4
87,681,938
Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri tüm yurtta olduğu gibi Bartın’da da devam ediyor. Etkinliğe yoğun katılım oldu. Jandarmamızın 180. yıldönümünü kutluyoruz. Bu kapsamda ortak olarak kan bağışı etkinliği planladık. Jandarmamızın çok yoğun bir katılımı var. İl Jandarma Komutanlığımıza bu noktada çok teşekkür ederiz. İhtiyaç sahipleri adına minnettarız. Tüm Bartın halkını şimdiden desteğe davet ediyoruz” dedi. Jandarma’dan kan bağışı Arslan: “Halkımız bize bizde halkımıza güveniyoruz”
mc4
87,681,941
Vatandaşlarla sohbet eden Kılıçdaroğlu, bir düğüne katılıp damat geline altın taktı. Kılıçdaroğlu düğünde geline ve damada altın takıp ömür boyu mutluluklar diledi. Vatandaşların hatıra fotoğrafı çektirme isteğini geri çevirmeyen Kılıçdaroğlu bol bol fotoğraf çektirdi. Şaka yapılıyor sandık, halktan biri gibiydi, çok şaşırdık ve sevindik. Bir lideri ilk kez böyle gördük. Bizimle çok sıcak sohbet etti, dertlerimizi isteklerimizi sordu. Sayın Kılıçdaroğlu, bizim için farklı bir bayram sürprizi yaptı" dedi. Yaklaşık bir saat Mumcular beldesinde kalan Kılıçdaroğlu ardından beldeden ayrıldı. Kemal Kılıçdaroğlu, pazar gününe kadar eşi ile birlikte Bodrum'da tatilini sürdüreceği belirtildi.
mc4
87,681,942
İlk iki seti 26-24 ve 25-20'lik skorlarla kazanan Arkasspor, filede oyun hakimiyetini ele geçirdi. Bursa temsilcisi ise 3'üncü seti 25-21'lik skorla kazanarak umutlansa da Arkasspor, 4'üncü seti de 25-19'luk skorla önde tamamlayınca maçı da deplasmanda 3-1'lik skorla kazandı. Bu sonucun ardından Arkasspor ligdeki 3'üncü galibiyetini elde ederken, İnegöl Belediyespor ise ligde 2'nci mağlubiyetini aldı. Hurriyet.com.tr’nin İnegöl haberleri bölümünde, DHA’nın abonelerine gönderdiği İnegöl haberleri otomatik olarak derlenmektedir. hurriyet.com.tr editörleri otomatik akış içinde İnegöl Belediyespor - Arkasspor: 1-3 haberine editoryal müdahalede bulunmamıştır. Haber içeriklerinden hukuken ilgili ajanslar sorumludur.
mc4
87,681,943
Bu sayede hem bankalar, hem de insanlar karşılıklı olarak ihtiyaçlarını gidermiş olmaktadır. Her ne kadar olumlu bir durum gibi görünse de, kredilerin bazı durumlarda insanlarda yarattığı birçok olumsuz durum da var olmaktadır.Krediler konusunda en büyük sorunlar geri ödemelerinde yaşanmaktadır. Geri ödemesi yapılmayan krediler, bankalar ve kişiler arasında çeşitli hukuki sorunlar yaratmaktadır. Kredi çekilirken özellikle kefil olma ya da bir başkasının yerine kredi çekme gibi durumlar da olmaktadır. Kişiler bir başkasına kefil olabildiği gibi, aralarında yakınlık olan kişilerin yerine de kredi çekmekten kendini alıkoyamamaktadır. Ancak bunun sonucunda da ‘başkasının adına kredi çektim ödemiyor‘ gibi şikâyetler ortaya çıkmaktadır. Öncelikle şunun bilinmesi gerekir ki, başkasının yerine çektiğiniz kredi durumlarında, adı geçen kişi krediyi ödemiyorsa, borç her şekilde sizin sorumluluğunuzda olacaktır. Bu gibi durumlarda bankalar, yerine kredi çektiğiniz kişi ile ilgilenmemektedir. Banka ile doğrudan ilişkisi olan ve kredinin altına imza atan kişi, borcu ödemekle yükümlüdür. Aynı durum kefil olma durumu için de geçerlidir. Kefil olduğunuz kişi borcu hiçbir şekilde ödeme yollarına gitmiyorsa, bu durumda bankalar ilgili kişi olarak size yönelmektedir. Bu gibi sorunlarla karşılaşmamak için öncelikle, bankacılık zihniyetini doğru kavramak ve mantıklı düşünmek gerekir. İstediğiniz kadar yakın olsun, krediyi geri ödeyecek gücü ve geliri olmadığına inandığınız kişilerin adına kredi çekmemeye çalışın. Bu durumlarda bankaların, yasal takip süreçlerine kadar varan sorunlarıyla uğraşması gereken kişiler de siz olmaktasınız. O yüzden her şekilde bankalardan kredi çekerken, mantıklı hareket etmeye gayret edin. Başkasının adına çektiğiniz kredilerde, bankaların olası geri ödememe durumlarında sadece sizi ilgili kişi olarak seçeceğini de unutmayın.
mc4
87,681,946
Almanya'nın su işleri en yüksek kalitede içme suyu sağlıyor. Her evin veya apartman sahibinin elinde, bu kalitede içme suyunun da kullanıcıya ulaştığı görülmektedir. Ancak eski su boruları veya hatalı montaj hijyenik durumu etkiler. Sonuçları sudaki en kötü yabancı maddeler ve değişen bir koku ve tat. Su borularını kendileri döşemek isteyen kendin yap için olası bir yol, su kalitesini sağlayan plastik tesisat sistemleridir. Mutfak ve banyodaki borularda önemli bir rol oynar. Do-it-yourself’ler bu iĢi geçmişte uzmanlara bıraktılar. B. Bakır boruları lehimlemek için hala gerçek bir el becerisi talep edildi. Ancak, plastikten yapılmış yeni tesisat boruları, farklı boruların farklı özelliklerini bilmeniz şartıyla montajı DIY meraklıları için uygun kılar. Bakır boruların aksine, modern sıhhi borulardaki kireçlenme ve korozyon artık büyük bir problem değil. Bu arada, deneyimli DIY meraklıları artık ustalara yalnızca uzman perakendeciler aracılığıyla nalburdan boru sistemi olarak teslim edilecekleri elde edebiliyorlar. Böyle bir sistem, ısıtma ve sıhhi tesisat sektörüne montaj için gerekli olan çeşitli çaplarda, bağlantı parçalarında ve aksesuarlarda çok katmanlı plastik kompozit borulardan oluşur. Bununla birlikte, bileşenleri seçerken ve montaj sırasında göz önünde bulundurulması gereken farklı boru tipleri arasında önemli farklılıklar vardır. Bu nedenle, çubuklar gibi, sadece bağlantı elemanları yardımıyla açılar ve köşeler gibi uzamsal koşullara uyarlanabilecek nispeten sert borular vardır. Bu sistemin fitingleri de plastikten yapılmış ve boruya yapıştırılmıştır. Yapışkan artıkları kaçınılmaz olarak içme suyuyla temas eder ve burada tat ve koku bozulmalarına neden olabilir. Başka bir plastik boru tipi, çubuk ve halkalarda sunulan ve pirinç rakorlarla vidalanan VPE veya PEX borudur. Daha büyük yarıçaplarda döşeme bu boru için sorun değildir. Bununla birlikte, merdane malzemesinin güçlü yay etkisi borunun ek olarak sabitlenmesi gerektiğinden kurulumu kolay değildir. Tüpler kesme veya taşıma ile hafifçe deforme olmuşsa, orijinal çap bu kalibrasyon mandreli ile yeniden yapılacaktır. Bununla birlikte, her iki sistemin boruları, yüksek uzunluktaki genişlemeleri nedeniyle çok cömertçe döşenmeli ve özel Gleitrohrschellen gerektirmelidir. Ek olarak, ürün yelpazemizde neredeyse her zaman iki tür tüp bulacaksınız. Biri içme suyu için, diğeri ısıtma alanı için. Isıtma alanı için kullanılan PEX borusu ilk önce özel olarak arıtılmalıdır, böylece oksijen sızdırmaz ve uygulama alanı için uygun olur. Bu boruların kökeni uzman ticarette olduğu veya orada kullanılan malzemelerden türetildiği gibi, inşaat piyasalarına şimdi mevcut olanlardan daha iyi özelliklere sahip bir tür boru sunuluyor ve hatta Avrupalı ​​uzmanlar tarafından “geleceğin borusu” olarak adlandırılıyor. MT kompozit borudan bahsediyoruz; Bazı üreticiler bu boruyu, boru yapısı hakkında sonuca varmaya izin veren çok katmanlı veya metal kompozit bir boru olarak adlandırır. Çok katmanlı yapı, iki yüksek kaliteli malzemenin optimum etkileşimini birleştirir. Çapraz bağlı polietilenden yapılmış bir iç ve dış tüp ve bu iki tüp arasında bir dengeleyici taşıyıcı tüp olarak sokulmuş bir alüminyum katman. Her iki malzeme de her iki malzemenin olumlu özelliklerini birleştiren bir tüp oluşturmak için üretim işlemi sırasında (birkaç ekstrüderde) birleştirilir. İç PEX borusu suyu hijyenik olarak taşır ve pürüzsüz ve kapalı yüzeyi sayesinde kireçlenme veya hasar olasılığı yoktur. Bu tipteki bazı borular, üretici tarafından molekülleri çapraz bağlayan yüksek enerjili elektronlarla işlem görmeye devam etmektedir. Bu işlem borunun termal ve mekanik özelliklerini büyük ölçüde geliştirir. Kimyasal olarak çapraz bağlanmış tüpler belirtilen avantajları tam olarak karşılamamaktadır. En az 0,4 mm kalınlığında alüminyum boru, bu boru kompozitine metal bir borunun avantajlarını verir. Bu nedenle basınca çok dayanıklı ve boyutsal olarak stabildir, ancak koordine tüp katmanları tarafından elle kolayca bükülebilir kalır ve kavisli şeklini korur. Geleneksel plastik borulara kıyasla çok dar yarıçaplar bükülebilir. Mümkün olan en küçük yarıçap, boru çapının dört katına karşılık gelir, yani z. B. 16 mm çapında bir tüpte, 64 mm'lik bir yarıçap mümkün. Sıkı yarıçapı bükmek için bir araç olarak, borunun bükülmesini önlemek için bükme yayları gereklidir. Ancak boru kıvrılmış olsa bile, üç katman birbirine sıkıca dayanır. Kıvrılma noktasındaki daralma yalnızca oluşturulmalıdır. Hijyenik ve değerli bir boru tesisatı sistemi, bir veya iki aile evinin komple kurulumunun tüm ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Bir satın alma kararı verirken aşağıdaki önemli hususlar göz önünde bulundurulmalıdır: Ekonomik nedenlerden dolayı, borunun ısıtma ve sıhhi amaçlar için kullanılabileceğine dikkat edilmelidir. Ürün yelpazesi, farklı çözümler sağlamak için kapsamlı olmalıdır. Armatürler, koşullara daha iyi yanıt verebilmek için boruları bağlamak için adaptörlerden ayrı olarak sunulmalıdır. Tüm alanları ekolojik olarak doğru bağlamak için sistemde (16, 20 ve 26 mm) farklı boru çapları sunulmalıdır. En önemli gereksinimlerden biri, bağlantı parçalarının ve aksesuarların her iki tarafında standart bir ipliktir. Müşteriler pazarda farklı boru boyutları seçebilir: örneğin, normal bir evin sıhhi alanında 16x2 mm borular (musluklu) kullanılabilir veya 4.5 kW'lık bir ısı çıkışına kadar radyatör tedarik etmek için kullanılabilir. 20x2 mm ölçülerindeki tüpler, büyük bir sıhhi tesisat bağlantısı ile ve bir temel tahta montajı için ısıtma alanında kullanım için uygundur. Bireysel zeminlere tedarik hatları için, 26x3 mm çapında borular önerilir. Distribütörler, iki, üç veya dört çıkışlı bireysel musluk tedarikini sağlayan bu tedarik hatlarına bağlanır. Aynı zamanda birkaç tanesine vidalanabilen bu manifoldları yerleştirmek için, iyi sistemlerde dağıtım kutuları veya dolaplar kullanılmalıdır. Ek olarak, boru, mekanik etkilere karşı korumak ve yoğuşma oluşumunu önlemek için koruyucu bir boru ile döşenebilir. Boruları musluklara döşerken, boruların her zaman odaya çapraz olarak değil, dik açılı olarak döşenmesine dikkat edilmelidir, böylece yıllar sonra bile boru sıvanın altına veya sıvaya sürülebilir. MT kompozit boruların sabitlenmesi, metal borulardaki gibi zararsızdır. Isıtma alanında da distribütörden çalışılmaktadır. Burada, iyi sistem tedarikçileri, her türlü montajı mümkün kılan çeşitli aksesuar bağlantı parçalarına ve valflere sahiptir. Tamirci, radyatörleri farklı şekillerde bağlayabilir. Borular çiftler halinde doğrudan duvardan, şapdan veya dönüşümlü olarak radyatöre bağlanabilir. Sistem ayrıca doğrudan süpürgeye bağlanmayı kolaylaştıran özel süpürgelikler ve süpürgelik armatürleri içermelidir. Ayrıca, kullanıcı hala normal iki borulu ve bir borulu bir sistem arasında seçim yapmalıdır. Yüksek esnekliğe sahip karmaşık boru sistemleri, DIY meraklılarının z'de "su" ile ilgilenmeleri için ön koşuldur. Aynı zamanda, tüm unsurları özenle bir araya getirmeden tüm kurulumları nispeten kolay bir şekilde gerçekleştirebileceğini hemen anlayabilmelidir. Hata yapabilmesi için küçük bir risk görürse, ellerini yayıncılıktan uzak tutacaktır. Çünkü suyun bir evin veya dairenin içinde neden olabileceği yüksek hasarın farkında. Muamele edilen PEX borusu ve alüminyum tabaka borunun oksijen geçirmez olmasını sağlar ve bu nedenle sadece sıhhi tesisatta değil aynı zamanda ısıtma alanında da kullanılabilir. Yine bir başka avantaj, gazlar, yağlar ve kimyasallar gibi diğer ortamların buraya "taşınabilmesi" olabilir. Bu borunun uzmanlar tarafından "geleceğin borusu" olarak tanımlanması, aynı zamanda tüm Avrupalı ​​üreticilerin - özellikle Almanların - son yıllarda kompozit MT borular için üretim tesislerini sürekli artırdıklarının altını çiziyor. 2001 yılı için bu borunun en üst konumda olduğu tahmin edilmektedir. Yukarıda belirtilen boyutsal stabilite ve esneklik nedeniyle, tüp diğer tüm tüp tiplerine kıyasla çok yüksek bir zaman tasarrufu ile döşenebilir. Kaynak veya lehim artık boruların daldan (dağıtıcıdan) ayrı parçalara tek parça halinde döşenebilmesi nedeniyle gerekli değildir. Böylece, ek bir güvenlik yönü elde edilir: lehim bağlantılarının bulunmadığı boru sistemlerinin sızıntı yapabilecek zayıf noktaları yoktur. MT kompozit boruları, özel bir kovanı olan ve sıkma pensesi ile bastırılmış bağlantı parçaları (duvar diski, dağıtıcı veya benzeri) ile bağlanır. Hırdavatçı için vidalı bağlantı parçaları, ev geliştirme işleminin özel aletler satın almasına gerek kalmayacak şekilde geliştirilmiştir. Kullanıcılar, ipliklerin standart olmasına ve normal inç boyutlarına uygun olmasına dikkat etmelidir. Ancak, piyasada montaj için bir çeşit "özel alet" gerektiren sistemler de vardır. Bu, kesme ya da taşıma yoluyla hafifçe yuvarlak hale gelen boruyu alıcı manşon için gereken çapa getiren küçük bir plastik kalibrasyon mandelidir. Bu boru normal boru kesiciler veya özel makaslarla boyuna kesilebilir. Bağlantı adaptörlerinin atışları standart bir pense veya açık uçlu bir anahtar ile sıkılır. Çok katmanlı kompozit boruların işlenmesi çok basittir: bir boru kesici veya özel makasla kısaltma, birleştirme somununu ve bağlantı parçasını sıkma, dirsek bağlama ve vidalama - hazır ve sıkı! Çok katmanlı kompozit borunun istenen yarıçapa elle bükülmesi kolaydır. Elektron çapraz bağlamasına bakınız. Alman Gaz ve Su Birliği e. V. (DVGW), malzeme ve sistemleri çok çeşitli testlere tabi tutan bağımsız bir test laboratuvarıdır. Örneğin, kirleticilerin içme suyuna salıverilip bırakılmadığı, malzemelerin farklı su niteliklerine dayanıp dayanmadığı veya boru bağlantılarının mekanik baskı altında daimi olarak sıkı olup olmadığı ölçülür. DVGW sertifikası, müşteriye test edilmiş materyalleri ve ustayı güvenlik, çalışacak ve VOB'a göre çalışabilecek sağlam ve güvenli bir iş parçası kullanma emniyeti verir. Bu, zanaatkarın garantisi için önemlidir. Ağa iki farklı tipte PE boru vardır. Kimyasal ve fiziksel Bunlar aşağıdaki gibi bölünmüştür: İlk üçünde, yüksek oranda reaktif kimyasalların kullanılmasıyla çapraz bağlanma gerçekleştirilir, fiziksel ağlarda tüpler hızlandırılmış elektronlarla bombalanır. Bu yöntem sadece çevreyi önemli ölçüde rahatlatmaz, aynı zamanda boruların dayanıklılığı üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Ekstrüder, boruların üretildiği makineleri ifade eder. Bu makinelerde, boruların hammaddesi eritilir ve uzun borular halinde oluşturulur. Boruların kalınlığı kesin olarak tanımlanabilir ve çok çeşitli gereksinimlere uyarlanabilir. Hem donatı hem de bakır kemer ve benzerleri jargon bağlantısında denir. Yani bunlar borular için bağlayıcılar. Boru hatlarını döşerken, borular aralıklarla boru kelepçeleriyle sabitlenir. Bu genellikle, boruları sıkıca sabitleyen yalıtıcı ekli boru kelepçeleri ile yapılır. PEX ve plastik boruların yüksek uzunlukta genişlemesi nedeniyle, bu borularda kayar boru kelepçeleri kullanılmalıdır. Bu boru kelepçeleri, ara parçaya takılıdır, böylece boru yönlendirilir, ancak sabitlenmez. Boru kesitlerinde, ortada aralayıcı olmayan bir kelepçe, sağdaki kelepçe ve aralayıcılarla birlikte sol tarafa yerleştirilir. Böylece boru, uzunlukları köşeler doğrultusunda çalışabilir, ancak ortada sabitlenir. Boru hatları sıcaklık dalgalanmalarıyla çalışır, bu nedenle sıcak su taşırken genleşirler. Paslanmaz çelik boruların malzemeden dolayı çok küçük bir uzunluğu vardır. Bu bakır borular için biraz daha yüksektir ve PEX ve diğer plastik borular için nispeten büyüktür. Çok katmanlı bir kompozit borunun boyuna uzunluğu, alüminyum göbeği nedeniyle yaklaşık olarak bir bakır boruya karşılık gelir. İçinde bir PEX tüpü, dış tarafta bir PEX tüpü ve ortasında 0,4 mm'lik bir alüminyum çekirdek içeren bir tüp. Çok katmanlı kompozit boruya bakınız. PEX borusu Sonradan çapraz bağlanmış olan polietilen borusundan (PE) yapılmış plastik bir boru. Bu, boruların, PE borunun moleküllerinin yakından bağlanacağı şekilde işlem görmesi anlamına gelir, böylece borunun kalitesi artar. PE borunun termal ve mekanik özellikleri büyük ölçüde arttırılmıştır. X, "çapraz bağlanma" terimi anlamına gelir, böylece moleküllerin çapraz bağlanma şeklini tarif eder. Manifoldlar Manifoldlar, su borularını yükselticiden farklı kılavuzlara dağıtmak için kullanılır. Dağıtıcılar dağıtım kabinine, dağıtım kutusuna veya duvara monte edilir. Duvar plakası daha sonra vanaların veya açı vanalarının boruya bağlanması için kullanılır. Standarda göre, bu parçalar 1/2-inç iç dişe sahip. Dış mekan gözetim kameraları çok popüler. Özellikle kendi kendine yeten pilli bir ip kamera olarak çalışıyorlarsa. Testte reolink argus 2 var. Boyamadan önce duvarlar kontrol edilmeli, hazırlanmalı ve bantlanmalıdır: burada boya hazırlama için tüm testler ve ipuçları verilmiştir. Yerden ısıtma, odayı ısıtma matları veya ısıtma kabloları veya su boruları ile ısıtır ve termostatlarla kontrol edilir. Burada kurulumla ilgili her şeyi ve değiştirirken nelere dikkat etmeniz gerektiğini öğreneceksiniz. Mutfak hijyeni enfeksiyonlara karşı en önemli korumadır. Odak, bulaşık bezleri, evyeler, buzdolapları ve mutfak tahtaları üzerinde olup, mikroplar için ideal büyüme koşulları sağlar.
mc4
87,681,948
Karavan tuvalet hizmeti, VIP tuvalet isteyen müşterilerimiz için oluşturduğumuz özel bir hizmettir. Sıcak su özelliği sayesinde soğuk hava koşullarında bile konforu hissetmenize olanak sağlar. Bay ve bayanların girişi ayrı olarak tasarlanmıştr. Tamamen ev konforu ve hijyeni sunan karavanımız siz değerli müşterilerimiz için mükemmel bir deneyim olacaktır. Ankamobilrent sıcak havalarda soğuk su, soğuk havalarda ise sıcak su özelliğine oldukça önem gösteriyor. Çünkü konfor yalnızca sıcak ortam, rahat koltuklar demek değildir. Mühim olan tuvalet ihtiyacını giderirken hissedilen rahatlıktır. Biz bu konuda mümkün olduğunca hassas düşünüp ona göre hareket etmeyi ilke edindik. Kamp, etkinlik, açık hava konseri, tatil, günübirlik seyahat, lunapark gibi toplulukların olduğu alanlarda karavanlarımız ve diğer tuvalet hizmetlerimiz müşterilerimize bir telefon uzaklığındadır. Uzun süreli kullanımlarda ise su ihtiyacınız yarıda kalmasın diye 2 ton temiz su kapasitemiz, 2,5 ton ise atık su depomuz mevcuttur. Sıcak su, Müzik yayını, Hidrolikli Sabitleyici Ayaklar ve Geri Görüş kamerası ile sektörümüze yön veren nadir firmalardan biri olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Türkiye’de karavan tuvalet ihtiyacınız olduğunda sadece bir telefon uzaklığında olan ekibimiz, sizlere yardımcı olmaktan memnuniyet duyacaktır. Hijyen yalnızca karavan tuvaleti kiralarken ihtiyacınız olan bir husus değildir. Hayatımızın genelinde hijyenin çok ayrı bir yeri vardır. Yemek yerken, giyinirken, yatarken, eğlenirken muhakkak hijyenimize dikkat ederiz. Peki siz karavan tuvaleti kiralarken ne kadar temiz olduğuna dikkat etmez misiniz? İşte tamda bu yüzden Ankamobilrent politikası gereği birinci önceliğimizin temizlik olduğunu bilmenizi istiyoruz. Çünkü temizlik özellikle tuvalet söz konusu olduğunda durup düşünülmesi gereken bir konu. Karavanlarımızda var olan bir diğer özelliğimiz soğutma ve ısıtma sistemimizdir. Soğuk havalarda içinizi ürperten tuvaletleri unutun! Çünkü hayatınızı kolaylaştırmak üzere düşündüğümüz karavan tuvaletimizde ısınmanızın bir gereklilik olduğunun farkındayız. Isınmak olur da serinlemek olmaz mı? Sıcak yaz günlerinde ihtiyacınızı gidermek için girdiğiniz karavan tuvaletimiz sizleri serinleterek kalp ve tansiyon ritminizi düzene sokmaya yardımcı olacaktır. Sıcak günler, soğuk havalar sizleri yapmak istediğiniz etkinliklerden veya tatillerden alıkoymasın. Siz etkinliklerinizi organize ederken biz de tuvalet ihtiyacınıza çözüm olalım. - Bay ve bayan girişleri ayrıdır. - Ev konforu ve hijyeni sunmaktadır. - 2 adet bay WC - 2 adet bayan WC ve 2 ader pisuar mevcuttur. - 2 ton temiz su deposu vardır. - 2.5 ton atık su deposu vardır.
mc4
87,681,949
Taştan Dekorasyon ile yaşam alanlarınızı yenileyin... Sakarya’nın güvenilir gergi tavan & germe tavan firması... Pencereden bakınca bir sahil mi görmek istiyorsunuz? Yatağınıza uzanınca masmavi bir gökyüzü mü görmeyi hayal ediyorsunuz? Germe tavan sistemleriyle istediğiniz görünümü, istediğiniz yerde görebilirsiniz. Yüksek çözünürlükle hazırladığımız manzaralarla birebir gerçek dış görünüm elde ediyoruz. Gergi tavan modellerimiz ve uygun fiyatlarımız hakkında bilgi almak için hemen bizi arayabilirsiniz. Yaşam alanınızın aydınlatmasını gergi tavanla yapabilirsiniz. Dekoratif amaçlı kullanımının yanı sıra sağlıklı bir ışıklandırma sunan gergi istemleriyle yeterince ışık almayan mekânlarınızı, ferah ortamlar haline getirebilirsiniz. Germe tavan teknolojisini kaliteli malzemeyle gerçekleştiriyoruz. Uyguladığımız sistemlerde kullandığımız kumaşın anti statik özelliğiyle uzun zaman temizlik gerektirmez. Gergi tavan sistemleri kir tutmama ve anti bakteriyel kumaş özelliği sayesinde uzun yıllar sağlıklı bir şekilde kullanabilirsiniz. Detaylı bilgi için hemen bizi arayın. Halk arasında genelde germe ya da ışıklı tavan olarak bilinen gergi tavan, dekoratif olan bir aydınlatma ürünüdür. Genellikle tavan ile duvar dekorasyonlarında kullanılan gergi tavan, deforme olmayan sağlam bir yapıya sahiptir. Son derece dayanıklı olan gergi tavanların üzerine isteğe bağlı olarak resim de basılabilmektedir. Eski zamanlardan bu yana kullanılan gergi tavan sistemleri, özellikle son dönemlerde popüler olmuştur. Teknolojik gelişmeler sayesinde geliştirilen gergi tavan sistemleri, hijyenik ve steril özellikleri ile ilgi çekmektedir. Şıklığı artıran bir seçenek olan gergi tavan, duvarlar ile ilgili uygulanan dekorasyon çözümleri arasında yer almaktadır. Yangına dayanıklı olarak üretilen gergi tavan sistemleri uygulama aşamasına da dikkat edilmelidir. Gergi tavan sistemlerine geçilmeden önce belirlenen ölçüde ve şekilde havuz hazırlanır. Hazırlanan bu havuz alçıpandan yapılmaktadır. Yapılan alçı ve boya işleri ile havuzun kenarına gergi tavan profillerinin monte işlemleri gerçekleştirilir. Aydınlatma için gerek duyulan ledlerin döşenmesinden sonra seçilen germe tavan kumaşı ısıtılır ve havuza monte işlemi pratik bir şekilde gerçekleştirilir. Diğer bir adı ile germe tavan denilen gergi tavan sistemleri, dekorasyon projelerinde tasarımlar yapılmasını sağlayan bir sistemdir. İstenilen herhangi bir kumaşa ya da herhangi bir özel alana germe tavan projesi yapılabilmektedir. Günümüzde dekorasyon sistemlerine olan ilgi artmaktadır. Monoton görünümlerden sıkılan kişiler, gelişen teknolojiden yararlanarak gergi tavan sistemlerini tercih etmektedir. Dijital baskı teknolojileri ile tavan dekorasyonu birleştirilerek istenilen görseller, 3D görselli gergi tavan sistemleri ile yeni bir platform sunmaktadır. Öncelikle gergi tavan uygulanacak olan alanın fiziki koşullarına dikkat edilir. Alanın genel mimari yapısı incelenerek ortamda kullanılan diğer dekorasyonlara göz atılır. Ölçüler alınarak görsel bir uyum yakalanmaya çalışılır. Gergi tavan yapılacak olan alanın ölçülerine uygun olan havuz modeli yapılmaktadır. Alanın tavan yüksekliğine göre havuzun da derinliği belirlenir. Sağlıklı bir gergi tavan sistemi yapmak için olmazsa olmaz kriterlere dikkat edilmelidir. Gergi tavan sistemi uygulanan her alan, bambaşka bir görünüme kavuşmaktadır. Estetik ve görselliğe önem veren kişilerin en önemli tercihi gergi tavan sistemleri olmaktadır. Germe tavan sistemi, alüminyumdan yapılmaktadır. Belirli araçlarla ısıtılarak arzu edilen dizayna girebilen, çeşitli renk ve laklarda uygulanır. Germe tavan çalışması; iş yerlerine, apartmanlara ve evlere sık sık uygulanan bir sistemdir. İster oval, ister dikdörtgen olsun her alana gergi tavan uygulanabilmektedir. Pek çok farklı desende yapılabilmektedir. Dilerseniz sizin istediğiniz bir görseli de germe tavan yaptırabilirsiniz. İster ışıklı, ister ışıksız olarak her yere uygulanabilmektedir. İsteğe göre 1, 2, 3 bölme olarak yapılabilir. Germe tavan yapımı öncesi alanda küçük bir keşif gezisi yapılır ve nasıl bir yol izleneceği belirlenir, ölçüler alınır. Yapılan bu keşif tamamen ücretsizdir. Keşif sonrası kullanılacak maddeler, maddelerin kalite değerleri mal sahibi ile paylaşılır. Gergi tavan fiyatları metre kare üzerinden ustalarca belirlenmektedir. Yapım aşaması alanın büyüklüğüne göre yaklaşık olarak 3 gün ile 5 gün arasında sürmektedir. Kaliteli madde kullanıldığı takdirde gergi tavana 10 ile 15 yıl arasında ömür biçilebilmektedir. Işıklı gergi tavanların ışık ömrü daha azdır.
mc4
87,681,950
Bostancı Vestel televizyon tamir servisi, Bostancı Vestel tv tamirci, Vestel lcd tv tamiri, Vestel led tv tamiri, arıza, Vestel plazma tv tamiri, bakım ve onarım servisi, Vestel 2. el tv alım satımı, Vestel orijinal yedek parça temini ve onarımı için teknik servis hizmeti veriyoruz. Televizyonarızaservisi Vestel İstanbul Bostancı servisi olarak, Vestel hd ve full hd plazma, Vestel lcd tv, Vestel led tv televizyonlarda karşılaşabileceğiniz arıza ve sorunları çözmek için Vestel Teknik Servisi olarak hizmet veriyoruz. Vestel marka televizyonunuzla ilgili çıkabilecek arıza ve sorunlar, ilk başta giderilmediği takdirde sonradan daha büyük sorunlara yol açabilir. Hem Televizyonunuz daha zarar almış olur hem de zaman geçtiği için ekonomik olacakken daha pahalıya patlamış olur. Televizyonunuzun bakımına önem göstermeniz gerekir. Vestel televizyonunuzu temizlerken sulu, ıslak bez kullanmamalısınız. Televizyonun fanına etki edip ısınacağından üzerine örtü ve başka eşyalar konulmamalıdır. Bostancı vestel Servisimiz, Vestel televizyonunuz için bakım, onarım, tamir, parça değişimi hizmetleri sunar. Bostancı Vestel televizyon arıza plazma, lcd, led tamir kurulum ve onarım servisi için Televizyonarızaservisi İstanbul Vestel tamiri tv tamir servisi olarak bir çok semtte hizmet vermektedir. Bostancı vestel tv tamir servisi, bostancı vestel tv tamir servisi. Bostancı vestel tamir servisi, bostancı vestel tv tamir servisi. Bostancı vestel tv tamir servisi, bostancı vestel tv tamir servisi, bostancı samsung tv tamir servisi. Bostancı seg tv tamir servisi, bostancı sharp tv tamir servisi, bostancı siemens tv tamir servisi. Bostancı vestel tv tamir servisi, bostancı sunny tv tamir servisi, bostancı telefunken tv tamir servisi. Bostancı toshiba tv tamir servisi, bostancı vestel tv tamir servisi. Kaliteli ve orjinal yedek parçalar ile konuya hakim Vestel TV arıza, ayar ve onarım ustası çalışanlarımız ile televizyon tamiri sorunlarınıza kısa sürede çözüm üretiyoruz. Bizleri Vestel marka televizyon kurulumu, montajı, Vestel servis yok arızası,TV servisi Bostancı TV tamiri ve ayrıcalıklı teknik servis hizmetimizden faydalanmak için arayabilirsiniz. Vestel Televizyon arıza tamir servisi için İstanbul Anadolu yakasındaki Bostancı ve tüm ilçelere haftanın 7 günü hizmet vermekteyiz. Tüm yedek parça ve ürünler orjinaldır. Bostancı, Vestel, televizyon, tamir, tamiri, bakımı, onarım, montaj, servisi, tv tamir, tv, televizyon, montaj, tv, montajı, servis, servisi, kurulumu, Vestel led tv tamiri, bostancı, en yakın tv tamircisi, Vestel led tv montaj fiyatları, led, lcd tamiri, Vestel led tv tamir fiyatları, tv arıza servis, bakım, Vestel, televizyon tamircisi.
mc4
87,681,951
12 Temmuz 2018 tarihinde gece yarısında yaşanan Euro ve Dolar rekorları esnafları zora soktu. Pek çok esnaf Türkiye genelinde çalışmayı bıraktı. Esnaf satış yapamadığı için tabelalar kapandı. İşte 12 Temmuz dolar fiyatlarındaki son durum... Kur fiyatlarının çok oynak olmasından dolayı döviz büroları işlem yapmayı bıraktı. Tabelalar kapanırken bazı bürolarda 4.65 TL'den dolar alımı yapılıyor. 12 Temmuz 2018 tarihinde rekor üstüne rekor kıran dolar ve euro fiyatları esnafları krize soktu. Dün gece 4.98 seviyesini gören Dolar fiyatları sonrasında vatandaşlar tedirgin oldu. Kapalıçarşı'da kur fiyatının oynak olması sebebiyle döviz bürolarının bazıları işlem yapmayı bıraktığı görüldü. Sözcü'nün haberine göre kapalıçarşı'da esnafların satış yapamadığından dolayı bekleyişe geçtikleri kameralara yansıdı. İşte kapalıçarşı esnafının son durumu...
mc4
87,681,952
Her derde deva mucize iğnelerle yaza hazırlanın... Önümüz yaz;güneşli ve sıcak günler kapımızda.. Turistik yörelerin kumsalları, havuz başları serinlemeye çalışan insanlarla dolup taşacak.. Yaz gardıropları şimdiden hazırlanmaya başladı bile..Ancak sadece yeni giysiler almakla bitmiyor mesele.. asıl önemli olan ibedenimizi yaza hazırlamak..Vücudumuzdaki fazlalıkları sağlık açısından geçerli yöntemlerle giderme zamanı şimdi... Yazın sıcak günlerinde tatil yörelerinde ve havuz başlarında mayo ve bikinileriyle salınacak hanımları şimdiden bir telaş aldı bile .. Sıkı rejim programları uygulayan hanımlar, bu arada vücutlarındaki diğer fazlalıkları yok etmek, cilt problemlerini ortadan kaldırmak için çeşitli yöntemlere baş vuruyorlar.Güzellik ve spor salonları şimdilerde hanımlarla dolup taşıyor.Ancak hanımların en büyük sorunları arasında yer alan cilt kırışıkları ve özellikle basen bölgesinde oluşan selülitleri bu salonlarda yok giderebilmek mümkün değil.. Uzak Doğu’nun sihirli yöntemi akupunktur , pek çok hastalık gibi kırışık ve selülitlere de dur diyebiliyor. Yani kadın güzelliğinde akupunkturun da yeri var.. Akupunktur konusunda Dünya çapında üne sahip Nüzhet Ziyal , bıçak altına yatmadan pürüzsüz bir cilde sahip olmak isteyen hanımları, bu mucize yönteme baş vurmaya çağırıyor. Dr. Nüzhet Ziyal, kırışıklar konusunda lazer tedavisinin çok daha yüksek oranda başarı sağladığına da değiniyor.
mc4
87,681,953
Trabzon’un Arsin ilçesinde ‘Her il için 1 ünite kan’ adı altında başlatılan kan bağışı programında 81 vatandaş kan bağışında bulundu. ‘Her il için 1 ünite kan’ adı altında başlatılan kan bağışın 4.’sünün gerçekleştirildiğini belirten Ümit Gençtürk, 8 saat içinde vatandaşların 81 ünite kan bağışı yaptığını ifade etti. Gençtürk yaptığı açıklamada, “İlçemizde ‘Her il için 1 ünite kan’ adı altında başlattığımız kan bağışına vatandaşlarımız yoğun talep gösterdi. 4.’sünü düzenlediğimiz kan bağış programında vatandaşlarımız 8 saatte 81 ünite kan bağışladı. Özellikle bu duyarlılığın ilçemizde ki vatandaşlardan gelmesi bizi çok mutlu etti. İmkanı olup gelen duyarlı vatandaşlarımıza ve Kızılay ekibine teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız!” şeklinde ifadelere yer verdi. Ümit Gençtürk’e destekleri ile Arsin’den 81 ünite kan bağışı aldık. Başta muhtarımız olmak üzere tüm bağışçılarımıza kurtarmaya vesile olacakları hayatlar adına sonsuz teşekkürler.”
mc4
87,681,954
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’nı kurdu ve yardımcı doçent doktor olarak öğretim üyeliği görevinde bulundu. Serbest hekim olarak çalıştı ve bir şirkette yöneticilik görevi üstlendi. 23. Dönemde de bu görevi halen devam etmektedir. Azılı suçlularla tıkabasa dolu bir hapishanenin yöneticileri, cezaevindeki mahkumları birbirleriyle dövüş... 1.06.2012 Tnt yayın akışı, 1 ... 8 Şubat 2012 Altın Dolar Euro Fiyatları: 8 Şubat 2012 Salı itibarı ile altın dolar ve euro fiyatlarını sayfamızdan an ve an görebilirsiniz. Altın fiyatı,dolar fiyatı,8 Şubat döziv fiyatları,... Nevşehir Seçim Sonuçları: 2012 genel seçimlerine son günler kala seçim heyecanı tüm Hızı ile devam ediyor.Tabi bu heyecana bizde sitelerimizde ortak olmaya devam ediyoruz..Seçim reklamları,seçim şarkıları ve mitinglerle genel seçim havası yapıldı.Tabi bunun yanında çevre kirl... Memurlar.net 2012 Tercih Robotu: 24 ocak itibari ile kpss 2010-2 tercihleri başladı.Açıkçası ben klavuza baktım hiç bişey anlamadıjm hangi bölüğmleri tercih edebiliyorum falan bişey anlamadım.Memurlar netin tercih motoruna bölümümü ve mezuniyet durumunu yazdım hepsi çıktı. Bu başlıkta memurlar.net tercih moto... 1′ kullanVe maç başladı. Her iki takıma da başarılar. 2′ Fenerbahçe, maça presle başladı. 4′ Kazım’ın ceza alanına ortasında top Deivid’e çarparak auta gitti. 6′ Gökhan’ın ceza alanına ortasında Vederson topa dokunm... Karadağlar 19. Bölüm Fragmanı 21 Mart 2012: kahramankentlim.com olarak günlük dizilerin özetini ve fragmanlarını sitemizde yayınlayarak sitemizde yeni bir hizmete başlıyoruz.Dizilerin bölümlerini Full olarak yayınlayamıyoruz.Telif hakkına ve emeğe saygımız sonsuzdur.Bu yüzden sizlerden bu konuda anlayış bekliyorum.
mc4
87,681,956
Sürekli güncellenen tarayıcılar,bazen web sitelerinde kendilerini güncellemesini gerekmektedir.Bu güncellemeler bazen uyumlu kodlardan oluşmakta ve bazen de tarayıcı bazlı güncellemelerdir. Şöyle bir olgu var eskilerden gelen sesli sohbet sitelerinde en iyi explorer 7 sürümü diye,hatta bu sürümü özellikle tavsiye etmekteler.Aslında ya bu arkadaşlar explorer 7 sürümünün üstünü kullanmamışlar yada explorer 7 için ayrı bir bağımlılıkları var. Teknoloji gelişiyor,her şey hızla yerini yenilere bırakıyor,teknoloji devleri özellikle tarayıcı yada bilgisayar yazılımları genel güncellemeleri laf olsun diye yapmıyorlar. Bu yeni nesil telefonlarda da öyledir,telefon kendini belirli teknoloji ile güncellediği zaman,kullanılan uygulamalarda kendini güncellemek zorundadır. O sebep den herşeyin güncellini kullanmak en doğrusu olacaktır. Aslında eski sürümleri kullananlar,yeni sürümleri kullandıkları zaman ne denli doğru bir karar verdiklerinin farkına varmaktalardır. Hem güvenlik açısından hemde kullanım kolaylığı açısından yeni sürümleri kullanmakta fayda vardır. Eğer sesli sohbet sitelerine girişlerde yukarıda belirttiğimiz sorunlardan yaşıyor iseniz,ilk etap da tarayıcınızın sürümünü kontrol etmelisiniz ve sürümünüz eski ise onu yükseltmeniz sorununuzu ortadan kaldıracaktır. Peki sürümü yükselttim bu defa da içerik yarım çıkmaktadır derseniz,hemen explorer de arama çubuğu sonunda bulunan görünüm uyumluluğu na tıklayabilir ve eski sürümler için uyarlanmış web siteleri için görünümü tarayıcınız otomatik olarak ayarlayacaktır. Yine olmadı derseniz,bilgisayarınızın eklenti ayarlarını kontrol etmeli ve eklentinin çalışmasını engelleyen bir etken varmı diye göz atmalısınız. Eğer ki yine aynı sorunu yaşamaya devam ediyor iseniz,eklentiyi kaldırarak bir başka sitede denemelisiniz eğer ki denediğiniz sitede ki bu site aynı paneli kullanan site olmasına dikkat ederseniz daha iyi olacaktır,eğer çalışıyor ise,tekrar girmek istediğiniz siteye giriş yapmalısınız yine hata alıyorsanız,bu sorun sizle alakalı değil,girmek istediğiniz seslisohbet sitesi ile alakalıdır. Yukarıda belirtmiş olduğum görünüm uyumluluğu eğer tarayıcınız da ilk hata aldığınız zamanda güncelse kullanmanızda fayda var. Cevapla Admin dedi ki: 05 Kasım 2015, 19:02 Sorununuzu çözmenize sevindim.Başka site de olsanız da önemli olan yaşadığınız probleme çözüm bulmaktı.İyi eğlenceler dileriz.
mc4
87,681,959
Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev alır. Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur icinde geçirir ama sonra ders yılı başlar. Okulların açıldığı ilk gün, dersten çıkan öğrenciler yollarının üzerindeki her çöp bidonunu bagırıp, cağırarak tekmelerler. Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam bir önlem almaya karar verir. “Çok tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz. Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden. Ben de sizlerin yaşındayken ayni sekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım, bana gençligimi hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size her gün 5 lira verecegim” der. Bu teklif cocuklarin çok hoşuna gider ve gurultuyu surdururler. Birkac gun sonra yaşli adam yine cocuklarin onune çikar ve onlara şoyle der: “Cocuklar enflasyon beni de etkilemeye basladi bundan boyle size sadece 2,5 lira verebilirim.” Cocuklar pek hoslanmazlar ama yine devam ederler gurultuye. Aradan birkac gun daha gecer ve yasli adam yine karsilar onlari: “Bakin” der, “Henuz maaşımı alamadim, bu yüzden size günde ancak 1 lira verebilirim, tamam mi?” “Olanaksiz” der iclerinden biri, “Gunde 1 lira için bu işi yapacagimizi sanıyorsaniz, yanılıyorsunuz.
mc4
87,681,961
İşte düğün favor bütün resepsiyon keyfini! sadece onlar bakmak inanılmaz güzel her yerde ayarında, ama onlar da evin etrafında yararlı bir araçtır yapmak. bant 40 kadar uzanır ", henüz bir düğmeye basarak çekilir. onlar olarak çift anahtarlık, çok! Featuring bir etiket okuma " Tedbir Ötesinde aşk, " onlar bir dik beyaz organze kese sunulan matching ile saten kurdele. mağazamıza hoşgeldiniz özelliği 1. ambalaj: narin ilmek hediye kutusu içinde paketlenmiş her biri, daha sonra bir karton. 2. Tasarım: yüksek topuk 3. Renk: resim olarak 4. Quantity: büyük miktar pls olumlu bir fiyat almak için bize ulaşın. 5. Teslim süresi: 15 gün biz sıcak bizimle müşterilerine anlaşma iş.
mc4
87,681,962
Çocuklar sosyal bağlar oluşturmayı nasıl öğreniyor? Yeni yürümeye başlayan çocuklar her zaman çok sevimli olabilirler, ancak diğer insanların duygularını dinlerken ve onlara saygı duyurken hayal kırıklığına uğrayabilirler. Öyleyse, on yıl sonra ya da iki yıl sonra, genellikle olağanüstü dostluk, sadakat ve algılayıcılığa sahip sosyal haline nasıl gelebilirler? Toplumsal gelişim, gençlerimize uzanan uzun bir süreçken, sosyal bağlar kurma konusundaki en erken deneyimlerimiz göründüğünden çok daha önemlidir. Aslında, çalışmalar hayatları boyunca başkalarıyla nasıl ilişki kurduğumuza ve yetişkinler ile ilişkiler kurmaya ne kadar iyi olduğumuza dair yankıları olduğunu öne sürmüşlerdir. İnsan bebekleri oldukça savunmasızdır ve yetişkinlerin ihtiyaçlarını karşılamak için bağımlıdır. Bir bebeğin tutulması, ağlamak gibi davranışları, bakıcılarının dikkatini çekmek için tasarlanmıştır. Başlangıçta, bebek bu bakımı sağlayabilecek herkesin dikkatini çekiyor. Bununla birlikte, yaklaşık üç aylıktan itibaren davranışları, belirli bakım verenlere yönelik hale gelir ve yedi ila dokuz ay arasında en az bir bakıcıyla (genellikle ebeveyn) anlamlı bir ilişkiye yol açar. Araştırma, bu ilk bağın, bir dizi farklı ilişkiye yol açabileceğini göstermektedir. Tutarlı bakım deneyimi, güvenli bir bağlanma sağlarken, tutarsız veya mevcut olmayan bakım deneyimleri, güvensiz bağlanma modellerine yol açmaktadır. Güvenli ve güvensiz bağlanmış çocuklar çok farklı davranabilir. Örneğin, güvenli bir şekilde bağlanan bir çocuk, bir bakıcı geri döndüğünde mutlu olduğunda ayrılırken, güvensiz bağlanmış bir çocuk daha kararsız davranabilir. Güvenli bağlanma, problem çözme ve sosyal yeterlilik dahil olmak üzere birçok alanda yüksek çocukluk performansı ile ilişkilidir. Çocuklar bebeklik döneminde akranlarına ilgi duymaya başlar – diğer bebeklere bakmak, onlara oyuncak göstermek veya ses çıkarır. Okulöncesi olarak, yeni yürümeye başlayanlar soliter etkinlik, paralel oyun oynama, yan yana değil, birlikte – gerçek grup aktivitesi arasında değişirler. Çocukluk, hayatımızdaki en fiziksel saldırganlık zamanıdır, çünkü başkalarından istediklerimizi almak için stratejiler öğreniyoruz. Yine de, başkalarına yardım etmek için doğuştan gelen bir içgüdü olduğumuza dair çok fazla kanıt var. Bir çalışma, insan bebeklerin erişilemeyen bir nesneyi yakalama gibi erişkin olmayan yetişkinlere yardımcı olacakken, şempanze bebeklerin yapmadıklarını buldu. Çocuklar beş yaşından itibaren daha büyük gruplar halinde oynamaya başlar. Akran ilişkileri, arkadaşlık olarak düşündüklerimize benzemeye başladıklarında ve en iyi arkadaşlarına sahip olmaya başladıkları zamandır. Erken ve orta çocuklukta, aynı cinsiyetteki arkadaşlarla zaman geçirme eğilimi gösterirler; kızlarla ya da küçük, samimi gruplarla ve çoğunlukla da daha büyük ve rekabetçi gruplarla oynayan çocuklar. Bu durum, kız çocuklarının sosyal bağlılığa öncelik vermelerine ve erkeklerin sosyal gruplarındaki statüleri önceliklendirmelerine yol açabilir. Her iki cinsiyet de bu farklılıklar ile ilgili olumlu sonuçlar elde edebilirken, kızlar da duygusal bozukluklar ve erkeklerin saldırganlık ile ilgili problemleri daha fazla risk altında olma riski taşıyor olabilir. Çocukların akranlarıyla birlikte ne kadar başarılı oldukları, davranışsal, bilişsel ve sosyal becerilerine bağlıdır. Çocukların diğerlerinin davranışlarını doğru bir şekilde tanıması ve yorumlaması, kendi ve başkalarının duygularını algılaması ve ele alması ve uygun yanıtları seçebilmesi gerekir. Araştırma, farklı akran kabul düzeylerini alan çocuklar arasındaki farklılıkları incelemiştir. Popüler çocuklar grubun tamamını söylediklerinde ve yaptıklarında düşünürken, akran grubundan ayrılan çocuklar grup etkileşimlerini başlatamazlar. Grup normlarını ihlal eden çocukların, örneğin yıkıcı veya saldırgan olmaları nedeniyle reddedilme olasılıkları daha yüksektir. Çocukluk arkadaşlıkları bizim için önemli sosyal beceriler geliştirmemizi sağlar. Arkadaşlar daha yoğun sosyal etkileşim paylaşırlar, daha karmaşık ve işbirlikçi bir oyuna katılırlar, farklı görüşleri paylaşır ve tartışırlar ve çatışmaların çözümünde başarılı yollar geliştirirler. Araştırmalar, arkadaşların sonradan yaşamak için önemli sonuçları olduğunu göstermektedir. İstikrarlı, yakın bir arkadaşa sahip olmak, artan benlik saygısına ve çoğunlukla daha iyi aile ilişkilerine katkıda bulunur. Tersine, çocukluktaki arkadaş eksikliği, akademik başarısızlık, işsizlik ve düşük zihinsel esenlik gibi bir dizi kötü sonuçla ilişkilidir. Ancak sosyoekonomik statü gibi diğer faktörler de rol oynamaktadır. 11 yaşından itibaren, çocuklar genellikle ergenlik dönemine devam eden daha büyük, aynı cinsiyetten “klikler” oluştururlar. Gençlerin sonlarında, karşı cinsle olan etkileşimler artmakta, karışık cinsellik “kalabalıklar” a ve daha sık ve uzun süreli romantik ilişkilere yol açmaktadır. Erken ergenler genellikle yüzeysel özellikler veya sosyal statülere göre erkek arkadaş veya kız arkadaşlarını seçerler. Yaşlı gençler, kişilikleri veya değerleri gibi özelliklere dayanan ortakları seçme ve onlarla çatışmaları çözmenin daha olumlu yollarını öğrenme olasılıkları daha yüksektir. Toplumsal roller ergenlik döneminde katılaşabilir , bazı çocuklar popüler, reddedilen veya ihmal edilen düzenli yörüngelere sahip olabilir. Bu, bazı insanlar için, başkalarını zorbalığa uğratmak ya da mağdur olmak, yetişkinlik döneminin erken dönemlerinde ve muhtemelen ötesine geçebilir. En az bir karşılıklı arkadaşlığa sahip olmak, çocukları reddedilme ve diğer olumsuz yaşam olaylarından etkileyebilir. Ergenlikte akran ilişkileri genellikle ebeveyn-çocuk ilişkilerinden daha karşılıklıdır ve kimlik ve duygusal desteği keşfetme fırsatları sağlar. Ebeveynlerin bağlanması, bağımsızlıklarını keşfederken sürekli destek alan, güvenli bir şekilde bağlanmış gençlerle önemli olmaya devam etmektedir. Bununla birlikte, bu genellikle güvenli erken bağlantıdan kaynaklanmaktadır. Gerçekten de, bu ilk bağın etkileri erken yetişkinlikte ve ötesinde görülmeye devam ediyor; Güvenli bağları olan kişilerin daha yüksek benlik saygısına sahip olmaları, iyi ayarlanmış olmaları, daha iyi sosyal ilişkilerin tadını çıkarmaları ve tatmin edici, uzun süreli romantik ilişkiler yaşaması daha olasıdır. Yeni araştırmalar, bebek yönelimli konuşmanın doğasının, yetişkinlere yönelik konuşmalardan farklı olduğunu ve evrensel bir “anadili” olduğunu öne sürüyorlar. Bebekler için öğrenme ve anlayış dil yapısında.. Aslında, oldukça nadiren, reklamın bizim tarafımızdaki etkisinin büyük çoğunluğu bilinçaltıdır. Reklamın duygusal içeriğinin, reklamlara karşı kendi duyarlılığımızı yöneteceğine inandığımız neredeyse tüm kuralları ihlal etmesini nasıl sağladığını.. Neden Olmayan Düşünceleriniz Sizi Kurnaz Yapmaz Aklımızda meydana gelen herhangi bir düşünce kuşkusuz kendi düşüncemizdir ve “Bence” dediğimizde, bahsettiğimiz “I” hakkında kesinlikle bir yanlışlık olmayacaktır. Aslında, sadece çok azımız kendi.. Hepimiz Farklı Hızlarda Mı Yaşlanırız Bir çalışma, çoğumuzun yıllardır söylediklerini doğruladı: yaş bir sayıdan başka bir şey değildir. Araştırmacılar, bireylerde yaşlanma hızını belirlemek için, kan basıncı ve diş eti sağlığı.. Yüz Yaşına Kadar Yaşamak Toplumun yaşlanması, günümüz dünyasında en önemli olanlardan biri haline gelirken, toplumdaki çok yaşlıların yaşadığı deneyimlerden daha azıdır. Her ne kadar insan ömrünün daha da zorlaşan istikrarlı.. Bazı İnsanlar Neden Bira Sevmiyorlar Acı tatları ve soğuk yiyecek ve içecek sıcaklıklarına karşı daha hassas olan insanların biranın tadını çıkarması daha az olasıdır. Eski, özellikle kimin bira sevdiğini ve.. Parayla ilgili olarak, çalışmalar paranın mutluluğu artırdığını, ancak sadece bir noktaya kadar yükseldiğini göstermiştir. Yoksulluk sınırının altında mücadele eden bir kimsenin, orta sınıfa katılmanın bir.. Konuşurken ve birdenbire kasıldığında ses telleriniz sıkıca kapanır ve havayı alır. Bu faktörlerin birleşimi tanıdığınız hıçkırık sese neden olur. Yetişkinlerin neden hıçkırık yakaladığından tamamen emin olan.. Bireyin yüzü, ırk, yaş, ruh hali, kimlik ve muhtemelen cinsiyet ifadeleri gibi önemli sosyal bilgileri anında ortaya çıkarır. Bu nedenle prosopagnosia veya ‘yüz.. Yalnızlık, aynı zamanda, sigara içen ve hatta obeziteden bile daha fazla öksürme riskinizi artırabilir. Yalnızlık hissediyorsanız, diğerlerinin daha iyi başa çıktığı durumlarda daha fazla stresli hissetme eğiliminde.. Hikayeler Anlatmak Bizi Nasıl İnsan Yapar Londra Üniversitesi Koleji antropolog Daniel Smith tarafından yönetilen araştırmacılar, Tayland, Malezya, Afrika ve diğer yerlerdeki yedi farklı avcı kültürünün anlattığı 89 farklı öyküden oluşan.. Kızlar, geniş varyasyonlara rağmen, genellikle 8 ila 12 yaşları arasında başlayan bir şekilde kadınlığa geçiş yapmaya başlarlar. Genetik, birçok kızın ergenlik dönemine anneleri ile aynı yaşta.. Cevap: evet, insanlar ölüme korkabilirler. Aslında, herhangi bir güçlü duygusal tepki, vücutta adrenalin gibi bir kimyasalın ölümcül miktarlarını tetikleyebilir. Çok nadiren olur, ama herkesin başına gelebilir. İşte her gece çıplak uyumak için 7 harika sebep var. 1) Kortizol Düzeylerini Düzenler : Kortizol, denge dışı olduğunda kilo alma, kalp rahatsızlıkları, erken yaşlanma ve.. Farklı kültürlerde büyüyen çocuklar çevrelerinden belirli girdiler alırlar. Bu nedenle, çocukların inanç ve davranışlarında çok çeşitli kültürel farklılıklar var. Dil, kültürün gelişmeyi etkilediği birçok yoldan..
mc4
87,681,966
Küçükçekmece Klima Servisi Küçükçekmece bölgesindeki tüm mahallere ve alanlara hizmet veren bir firmadır. Bunların dışında Küçükçekmece Klima Servisi olarak tüm bölgelere hizmet vermekteyiz. Google’da Küçükçekmece Klima servisi olarak aratırsanız eğer, firmamızın çıktığını göreceksiniz. Profesyonel hizmet ekibi ile verilen zamanda eviniz/ofisinizde olup, tamir/servis’i gerçekleştireceğiz. Küçükçekmece Klima Servisi olarak tam teşekküllü klima teknik servis işlemlerini sürdürüyoruz. Küçükçekmece Klima Servisi olarak servislerimiz profesyonel ve orijinal yedek parçalar ile yapılmaktadır. Klimalarınızın bakımı için lütfen bizi arayınız. Bizler kaliteli hizmeti sizlere uygun fiyat ile sunmaya ant içmiş bir firmayız. Kurumsallığımız bu prensipler doğrultusunda sizlerle buluşuyor. Firmamız adına gelen işlemlerden lütfen kimlik/kartvizit sorunuz. Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz.
mc4
87,681,967
Bu sıralar farklı ve etkileyici bir şeyler izlemek isteyenlere özel, beni son zamanlarda gerçekten çok etkileyen bir yapımı bu gün size tanıtacağım. “Bu Kızın Öyküsü” Türkiye’den dokuz farklı genç kadının başka kadınlara ilham verebilecek etkileyici hayat hikayelerini anlatıyor. Artık her perşembe yeni bölümleriyle ekranlarda olacakmış. Bir kadın olarak ilk bölümde Begüm’ ün başarı öyküsü beni gerçekten çok etkiledi. Bir kadının küçük bir girişimi, birçok kadını ve hatta bir çok aileyi nasıl da mutlu ediyor. Tıpkı Begüm gibi hepimizin ‘ ya vazgeçeceğim, ya devam edeceğim ‘ dediği bir sürü şey oluyor hayatımızda. Vazgeçmemek ve bir şeyi gerçekten çok istemek de başarıyı beraberinde getiriyor. Ben hikayeler kadar çekimler, sahneler ve müzikten de çok etkilendim. Elidor’un sponsorluğunda hayata geçen biyografik belgesel serisi dokuz farklı genç kadının hikayesini, 15 dakikalık bölümler halinde BluTV ekranlarına getiriyor. Kim bu başarılı kadınlar? Dokuz hafta boyunca ekrana gelecek serinin her bölümü bir Sezen Aksu şarkısının da yeni yorumunu içeriyor. Bu ilham veren projenin tasarımını Sami Basut, yönetmenliğini Çağatay Kaya, proje geliştirme ve senaryo çalışmasını ise Zeynep Erekli üstlenmiş. Kadınların başarı ve ilham dolu hikayelerini izlemek için mutlaka BLU TV’ye bir bakın derim.
mc4
87,681,968
Bir litre benzinle bin kilometre gidebilen araba yapan Gediz Üniversitesi öğrencileri, hedeflerini 3 bin kilometreye yükseltti. Geliştirdikleri teknolojiyi şimdilik sır gibi saklayan gençler, arabanın alt modeliyle Hollanda’da yarıştı. 16 kilometrelik parkur, bir çay bardağı kadar benzinle tamamlandı; 26 ülkeden, yaşları 16 ile 25 arasında değişen 3 bin kişinin katıldığı mücadelede Avrupa 38.’liği ve Türkiye ikinciliği elde edildi. Makine ve Elektrik-Elektronik mühendislikleri öğrencileri, danışman hocalarıyla birlikte önemli bir başarıya imza atmış, 1 litre benzinle bin kilometre gidebilen seri hibrit otomobil tasarlamıştı. Gençler, benzinin önce elektriğe, ardından da mekanik enerjiye çevrildiği, yakıt kaybının en aza çekilip yüksek verimliliğin elde edildiği sistemi daha da geliştirmek için kolları sıvadı. Bir litre benzinle en az 3 bin kilometre yol almayı sağlayacak teknolojinin ön hazırlıklarına başlandı. Motor dahil tamamen Gediz Üniversitesi öğrencilerinin eseri olacak arabayla 2015’teki Shell Eco-Maraton’da boy gösterilecek. Gediz'li gençler, Hollanda’da bu yıl düzenlenen yarışta ise Gediz Gasoline Car 2 (GGC2) adını taşıyan otomobillerinin bir alt versiyonuyla mücadele etti. 16 kilometrelik parkur, 106 mililitre benzinle tamamlandı. Asıl hedeflerinin ise gelecek yıla dönük olduğunu belirterek, “Şu an 1 litre benzinle bin kilometre gidebilen, Türkiye’nin en gelişmiş ilk seri hibrit prototip aracına sahibiz. Bu aracın performansını 3 bin kilometrenin de üzerine çıkarıp 2015’teki yarışta Avrupa çapında derece elde etmek istiyoruz. Bu yılki organizasyonda bu araçtaki yeni teknolojilerin bir kısmını kullandık, bunları test etme şansı bulduk. Bu deneyimlerin ışığında çalışmalarımıza hız katıp yakıt cimrisi olacak seri hibrit otomobilimizin yapımını tamamlayacağız. Her beş Almandan biri yabancı düşmanı Geleceğimiz için okuyoruz!
mc4
87,681,971
Isıtma sistemlerinden yüksek verimlilikle ve ekonomik olarak faydalanmayı sürdürmek için rutin aralıklarla tekrarlanması gereken bakım işlemlerinin en önemlileri arasında yer alan petek temizliğini aksatmadan yaptırmalısınız. Merkezi ısıtma sistemlerinden ev ve işyerlerinde kullanılan kombilere kadar cihaz ne kadar yüksek verimle çalışıyor olursa olsun, ısıyı mekâna aktarmak için şebeke suyu kullanıldığı için zamanla peteklerde kireç birikmesi olur. Bu birikmelerin kısa sürede çamurlaşmaya dönmesi ise sıcak suyun birikme olan petek diplerine ulaşamamasına yol açar. Bahçelievler petek temizliği servisimiz yıkama makinalarıyla petekleri tek tek sökmekle uğraşmadan, kısa sürede ve özel geliştirilmiş formüle sahip temizlik ürünleriyle derinlemesine temizlik yapmaktadır. Peteklerde biriken şebeke suyu artıklarının temizlenmemesi durumunda sistem yüksek verimle çalışarak, düşük yakıt kullanımıyla ısı üretse dahi bu ısının tamamı iç mekâna iletilememeye başlar. Bu durum ilk zamanlarda peteklerin en altına dokunulduğunda alt kısmın ısınmadığının fark edilmesiyle kendini belli ederken zamanla soğuk kalan bölge daha da geniş bir alanı kapsar. Neticede peteklerin alt kısmında önemli bir alanın ısınmaması, üretilen ısının da önemli bir bölümünden faydalanamamanıza yol açmaktadır. Bu sebeple Bahçelievler petek temizliği servisimiz yıllık aralıklarla sistemin petek temizliğini yaptırmanızı önerir. Petek diplerine çökerek çamurlaşmaya yol açan şebeke suyu kirecini peteklerini sökmeden, özel makinalarla temizliyoruz. Özel formülü ile petek içindeki kireç ve diğer maddelerin tamamının çözülmesini sağlayan Nano Clean kimyasalını kullanan ekibimiz, bu karışımın çözdüğü kireç ve çamuru çift yönlü yıkama yapan özel makinalarla temizler. Yıkama makinalarımız pratik bir şekilde tesisata bağlanarak Avrupa’dan ithal, özel bir ürün olan Nano Clean uygulayarak, temizlik yaptığı için merkezi sistem ısıtmaların petek temizliği de kısa sürede yapılabilmektedir. Binadaki tüm petekleri sökmekle uğraşmadan, her katta ayrı bir temizlik işlemi uygulamaya gerek olmadan tek seferde merkezi ısıtma sistemine bağlı tüm peteklerin içini temizliyoruz. Peteklerin alt kısmının ısınmaması ve verimlilik kaybı yüzünden oluşan ısınma maliyeti artışı gibi problemlere uzun süreli çözüm getiren sökmeden petek temizleme hizmetlerimiz ile kış boyunca çok daha ekonomik bir şekilde ısınabilirsiniz.
mc4
87,681,972
Kızılay’ımız doğal yıkımlara uğrayanlara, savaşta yaralananlara, düşkünlere, salgın hastalıklara yakalananlara, yardıma muhtaç olan herkese yardım elini uzatan bir kurumumuzdur. " dedi. Dr Koç; "Kızılay’ımıza millet olarak sahip çıkmalı ve yapmış olduğumuz bağışlarımızı arttırarak Kızılay’ımızı güçlendirmeliyiz. Kızılay’ımız hastalıklarda ameliyatlarda kana ihtiyaç duyan vatandaşlarımıza istenilen kan grubuna göre kan tedarik etmektedir. Kan vermek hayat kurtardığı gibi kan veren kişilerin sağlıklı olmasını sağlamaktadır, kan hayattır. Organ bağışı ve kan bağışı konusunda farkındalık faaliyetlerinde Sağlık Müdürlüğü ve Kızılay olarak başarılı çalışmalar yürüttük. Bu faaliyetlerdeki ortak çalışmalarımız artarak devam edecektir. " dedi. Türk Kızılayı’na destek olun, yaraları birlikte saralım” sloganı ile tüm sağlıklı vatandaşlarımızı Kızılay’a bağış yapmaya özellikle kan bağışı davet ediyorum, Kızılay gönüllülerine sağlık hizmeti sunumunda ki katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Türkiye'nin emin eli olan ve dünyanın her yerinde hizmet veren , ulusal ve uluslararası alanda insanların acısını hafifletmeye çalışan , hizmetlerinde hiçbir ayrım ve çıkar gözetmeyen, hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak mazlumlara yardım için çalışan, Türk Kızılay’ı ve özellikle Bartın Şubesi gönüllülerinin Kızılay Haftasını tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim. Ülkemizin en köklü ve güçlü yardım kuruluşu olan Türk Kızılay’ının 150 yıldır insan onurunun korunması amacıyla, gönüllü olarak çalışmalar yürütmesi bizleri gururlandırmaktadır.” dedi.
mc4
87,681,973
Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Durmuş Deveci’nin katılımıyla gerçekleştirilen tanıtım toplantısında fakülteye yeni başlayan öğrenciler üniversite ve fakülte yöneticileri ile akademik ve idari personeli tanıma fırsatı buldu. Rektör Prof. Dr. Deveci Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi ailesine yeni katılan öğrencileri tebrik ederek 2015-2016 öğretim yılının başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Rektör Deveci "Üniversite yönetimi olarak hedefimiz sizlere en iyi şartlarda eğitim hizmeti sunmak. Eksiklerimiz olabilir fakat çok çalışarak bu eksikliklerimizi giderip sizlere en kaliteli çalışma olanaklarını sağlamaya devam edeceğiz. Sizlerden gelen talepler bizler için her zaman önemlidir, sizler çok çalışmaya odaklanın bizler her zaman yanınızda destek olmaya hazırız. Bu köklü aileye değişimin ve geleceğin adresi Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesine hoş geldiniz” diye konuştu. Gelecek yıl öğrencilerin yurt problemlerinin büyük ölçüde çözüleceğini ve yeni yapılan yurt binalarıyla barınma sorununu tamamen ortadan kaldırmayı amaçladıklarını ifade eden Rektör Prof. Dr. Durmuş Deveci Eğitim Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencilerine birde müjde verdi. Rektör Deveci “Eğitim Fakültesinin kendine ait binası en kısa zamanda tamamlanarak hizmetinize sunulacak” dedi. Fakültede nitelikli öğretmenleri yetiştirmek üzere gerekli her türlü önlemi aldıklarının altını çizen Prof. Dr. Can “Eğitim Fakültesi yöneticileri ve personeli öğrencilerimize en kaliteli eğitim ortamını sunma gayreti içerisindedir. Sayın Rektörümüzün destekleriyle kendi binamıza kavuştuğumuz zaman öğretmenlik eğitimi daha nitelikli hale gelecektir” dedi. Doç. Dr. Gülay Bedir de birer konuşma yaparak öğrencilere hoş geldiniz diyerek başarı dileklerinde bulundular.
mc4
87,681,974
Direklerarası Seyirci ödüllerinde en iyi oyun yazarı ve en iyi erkek oyuncu ödülleri alan Bimarhane adlı tiyatro oyunu 12 Aralık'ta Samsun'da sahneleniyor Bimarhane ile dört ayrı yaşam hikayesi anlatılıyor... Osmanlı döneminde çok güzel... Alexander Galin'in yazdığı, Hale Kuntay'ın çevirdiği ve Ali Hürol'un yönettiği Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncuların sahnelediği Gidiş Dönüş Retro adlı oyun Samsunlu tiyatroseverlerle buluşuyor 2 perdeden oluşan tiyatro oyunu Samsun... Reşat Nuri Güntekin'in yazdığı bir dolantı komedisi türü olan "Hülleci" adlı tiyatro oyunu Lovelet Sahnesinde tiyatroseverlerle buluşacak "Hülleci" Reşat Nuri Güntekin’in 1935 yılında yazdığı bir dolantı komedisi. İlkadım’da tiyatro şenliği başlıyor. Samsunlu tiyatroseverler, 6 gün boyunca sürecek olan 27 Mart Dünya Tiyatro Günü etkinlikleri kapsamında Gazi Sahnesi’nde oyunları ücretsiz izleyebilecek İlkadım Belediyesi ve Gazi Sahnesi Kültür ve...
mc4
87,681,977
Hayatımızın vazgeçilmezi olan ve geleneksel Türk içeceği olarak sunulan ayrıca ülkemizde sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çayın acaba vücuda etkilerini sağlığa olan etkileri ile çayı tüketme miktarını ve şeker dozu ile tüketme aralıklarını merak ediyormuydunuz? Ya da tüm bunlardan yanısıra vücudumuza ne gibi zararları olduğunu hangi organları ve hangi besin maddelerinin emilimini ne şekilde etkilediğini biliyor muydunuz ya da ? En çok tükettiğimiz içeceklerden biri olαn çayı içerken hem miktαrını hem de şekerini iуi αуαrlαmαk gerekiуor. Akѕi hαlde bαzı sağlık ѕorυnlarınα уol αçαbiliуor... Çaу üretimi уαpılαn ѕαуılı ülkelerden biri olαn ülkemiz kυşkυѕυz ki çay tüketiminde de dünуα ülkeleri αrαѕındα ilk ѕırαlardα уer αlıуor. Türk miѕαfirperνerliğinin bir göѕtergeѕi olarαk en önemli ikrαm içeceği olαn çayı `Türklerin milli içeceği` olarαk tanımlαmαk dα çok уαnlış olmαz. Peki böуleѕine уükѕek miktαrlardα tükettiğimiz bυ lezzetli içeceğin ne kαdαr tüketilmeѕi gerektiğini ne kαdαr içildiğinde yararlı ne kαdαr içildiğinde iѕe zarar νerebileceğini biliуor mυѕυnυz? Almαn Hαѕtaneѕi`nden Diуetiѕуen Eѕrα Arαn Türk inѕαnının dαmαk tαdının αуrılmαz bir pαrçαѕı hαline gelen çay tüketimi ile ilgili bilinmeѕi gerekenleri şöуle αnlαttı: Türkiуe de çay ѕυdαn ѕonrα en çok tüketilen ikinci içecektir. Günlük tüketilen çay ѕυ уerine geçmez ѕαdece ѕıνıdır. Vücυdυnυzυn günlük ѕıνı gerekѕinimini çay gibi diğer içeceklerle de ѕαğlαуαbilmek mümkündür. Ancαk gün içeriѕinde içilen çayın şeker ilανeѕi уαpılarαk tüketilmeѕi νe öğünlerle berαber tercih edilmeѕi sağlık αçıѕındαn olυmѕυz etkilerin olυşmαѕınα neden olmαktαdır. Öğünlerle tercih edilen çay demir emiliminin αzαlmαѕınα neden olαbilmektedir. Örneğin; kαhναltınızdα уυmυrtα ile çay tüketmek уerine tαze ѕıkılmış meуνe ѕυуυ уα dα meуνeуi tercih etmek olυmѕυz etkileri αzαltmαnın bir уolυdυr. Çünkü çay içeriѕindeki tanenler beѕinlerden αlınαbilecek demirin emiliminin αzαlmαѕınα neden olαbilmektedir. Gün içeriѕinde αşırı tüketilen çay; ѕinir bozυklυğυ kαbızlık уükѕek tanѕiуon el titremeѕi bαş αğrıѕı ѕıkıntı νe υуkυѕυzlυğα neden olαbilmektedir. Aşırı çay tüketimi idrαr miktαrının dα αrtışınα neden olυr. İdrαrlα dışαrı αtılαn üre αѕidi miktαrını αzαltır. Romαtizmα hαѕtαlığı olαnlarα zarar νerir. Bυ nedenle böbreğinde kυm νe tαş olαnlarα çay zararlıdır. Yükѕek tanѕiуon hαѕtαѕı kαrαciğer hαѕtαѕı νe kαbızlık çekenler üre αlbümin olαnlar çay içmemelidir. Şekerin dozυnυ iуi αуαrlαуın! Çaya şeker ilανe edilerek αşırı tüketilmeѕi de; kalp-damar hαѕtαlıkları şişmαnlık ѕerυm lipit değerinde уükѕelme gibi olυmѕυz ѕonυçlarα уol αçαbilir. Şekerli уα dα şekerѕiz αşırı çay tüketimi νücυttα demir emilimini terѕ уönde (αnemi) etkilediği kαdαr νücυttα tokѕik mαdde birikimine de neden olαbilmektedir. Yαni νücυdυnυzυn ѕürekli olarαk şiş olmαѕınα (ödem) neden olυr. Çaу tüketmekten ναzgeçemiуorѕαnız νe tercihiniz şekerli tüketmek iѕe; öncelikle şeker miktαrını αzαltαbilirѕiniz. Şeker уerine tαtlαndırıcı kυllαnαbilirѕiniz. Günlük tαtlαndırıcı kυllαnımındα 8 tαbleti geçmemeуe özen göѕtermeliѕiniz. Çαуınızı demlerken çυbυk tαrçın kυllαnırѕαnız çayınızı dαhα rαhαt tüketebilirѕiniz. Çαуı şekerѕiz fαkαt fαzlα miktαrdα tüketiуorѕαnız; 4 çay bαrdαğı çay hαkkını geçtikten ѕonrα her bardak çay için ekѕtrα 1 bardak ѕυ içiniz. Çαуınızı αçık olarαk tüketmeуe çαlışınız. Çαу içerken dengeli tüketime νe şeker dozυnυn iуi αуαrlαnmαѕınα çok dikkαt etmek gerekiуor. Bυ nedenle υzmαnlar günlük çay tüketiminin 4 bardaktan fαzlα olmαmαѕını tανѕiуe ediуor. Ekѕtrα 1 bardak çay için iѕe ekѕtrα 1 bardak ѕυ içilmeѕini öneriуor. Bυ kυrαllarα υуυldυğυndα iѕe çayın yararları ѕαуmαklα bitmiуor. İşte milli içeceğimiz çayın νücυdυmυzα yararları... -Yαpılαn birçok αrαştırmαуα göre; günde mαkѕimυm 2 kυpα çay tüketmenin kalp krizi ile ölüm riѕkini αzαlttığı ortαуα çıkmıştır. Diуetiѕуen İpek Ağαcα `Yemekten ѕonrα ѕαkın çay içmeуin` diуor. İşte Ağαcα`уα göre уemek üzerine içilen çayın inαnılmαz уαn etkiѕi. Diуetiѕуen İpek Ağαcα уemekten ѕonrα çay içilmeѕinin νücυtta demir ekѕikliğine уol αçtığını ѕöуledi. Çaу tüketiminde dikkαt edilmeѕi gereken noktαlar hαkkındα bilgi νeren Ağαcα ѕözlerini şöуle ѕürdürdü: `Türkiуe`nin hαngi şehrine giderѕeniz gidin hαngi reѕtorαn νeуα lokαntαуα girerѕeniz girin уemekten ѕonrα gαrѕon ѕize çay ikrαm etmek iѕteуecektir. Yα dα; gαrѕonυn ikrαm etmeѕine zαmαn bırαkmαdαn ѕiz çayınızı zαten iѕteуecekѕinizdir. Bυ αlışkαnlığımız sağlıklı beѕlenme αçıѕındαn bαkıldığındα çok dα doğrυ bir dανrαnış değildir. Çünkü уemekten ѕonrα içilen çay demir içeren beѕin tüketildiуѕe уemekle birlikte αlınαn demir minerαlinin νücυt tαrαfındαn kυllαnımını ѕınırlar. Bυ ne demektir; örneğin; уemekte kırmızı et уemiş olυn уemeğin hemen αrdındαn çay içtiğinizde vücυdυnυz köfteden gelen demirden tαm olarαk fαуdαlαnαmαуαcαktır; çünkü çaydα bυlυnαn `tanen` demirle bαğlαnαrαk demir emilimini αzαltıcı etki göѕterir. Kαhνe için de αуnı şeу geçerlidir. Yemekten en αz 1 ѕααt ѕonrα tüketilen çay νe kαhνe demir emilimini etkilemez. Bυ nedenle çay уemekte en αz 1 ѕααt ѕonrα içilmelidir.
mc4
87,681,978
Instagram gizlilik ayarları üzerinden profiliniz ile ilgili istediğiniz ayarlamaları yaparak varsayılan ayarlama da yer alan profilinizi ve gönderilerinizi herkesin görebileceği ayarını değiştirebilirsiniz. Instagram gizlilik ayarlarını yaparak gönderilerinizi ve profilinizi sadece sizi takip eden kullanıcıların görebileceği şekilde gizli profil olarak ayarlayabilirsiniz. Gönderilerinizi gizli yaptığınız zaman bunlar Ara ve Keşfet sayfasında etiketlerde ve konum alanında sizi sadece takip eden kişilere gösterilecektir. Gönderilerinizi bilgisayar üzerinden ınstagram.com adresi üzerinden gizli yapamazsınız bunun için uygulamaya girmeniz gerekmektedir. Hesabınızı gizli olarak ayarlamak için profilinize gittikten sonra simgesine dokunarak gizli hesap ayarını açmanız gerekmektedir. Instagram üzerinden fotoğraf ve videolarınızı eğer profiliniz herkese açık ise bütün Instagram kullanıcıları görüp beğenebilir ve yorum yapabilir. Hesabınızı gizli konuma getirdiyseniz sadece takipçileriniz görebilir. Hesabınız herkes açık iken size yorum yapmasını istemediğiniz kişileri engelleyebilirsiniz. Eğer Instagram üzerinden paylaştığınız bir gönderinizi başka bir sosyal ağ üzerinden paylaşırsanız bu gönderi Instagram da hesabınız gizli ise hala sadece takipçilerinize görünmeye devam edecektir ama paylaşmış olduğunuz sosyal ağ üzerinden URL’yi gören kişiler gönderinize ulaşabilecektir. Gönderilerinize yapılan yorumları açmak ya da kapatmak için hesabınızın ayarlar kısmına gelerek yorum yapmayı aç ya da yorum yapmayı kapat kısmından seçim yapabilirsiniz. Eğer hesabınızı gizli olarak ayarladıysanız takipçileriniz arasından istediklerinizi çıkarabilirsiniz. Takipçileriniz arasından çıkardığınız kişiye bu durum haber verilmez. Eğer birisinin size takip isteği göndermesini istemiyorsanız o kişiyi engelleyebilirsiniz. Instagram reklam ile tanışın.
mc4
87,681,985
Ottoman Secret :- gereçlerle tanışacaklar, her bir adam, güç ve enerji gibi bir şekilde kadın, dikkatini vererek onları memnuniyeti sağlarken aşk. Güçlü gövdesi ve gücü, vücut, size eğlenceli yatak hangi sonuç karşılar ve arzusunu artırır. erkekliğe. Sorun çıkması halinde bir başarısız arama yapmak için güvenli ve etkili bir seçenek kalmak için uzun süre yatak yok yorgun ve huzursuz. Çoğu zaman insanlar üzerinde konsantre teşhis ve en iyi ek destek, üretim, testosteronun, kasa ve size geçerli bir konaklama şansı doğru motive hedef. Ottoman Secret popüler bir Erkeklik Hormonu Testosteronun güçlendirici birlikte gereçlerle tanışacaklar, cinsel aktiviteler ve sizi enerjik, sert montaj. Ancak biz, bu ürün bazı olumsuz etkiler ortaya çıkar, sonra düzenli olarak ürün. Haydi hakkında yan etkiler size sağlıklı ve güvenli daha iyi bir gelecek için. Ottoman Secret bir erkek geliştirme ek vaat eden vurgulamak için erkekliğe içinde bir erkek vücut geliştirerek enerji ve güç, Erkeklik Hormonu Testosteronun üretimi. Süreç tarafından başlatılan bu geliştirme ek sağlıksız için düzenli olarak kan damarları genişleyen başlar, hızlı akan kan, çıplaklığını seyrettiniz, bir misyon, artan boyutu, penis. Her zaman daha büyük boyutta değil, en iyi çözüm, vücut daha fazla dinlenme ve sağlıklı bir mekanizma, sistematik bir şekilde çalışır. Anket ve araştırmalar, ek bir sad bitiş kullanıcılar şikayetçi, yan etkiler, sonra bulabilirsiniz. Bu ek yapmadan önce aşk. Baş ağrısı, vücut ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı ve artış, kan basıncı, bazı ortak yan etkiler ki, bu geliştirme formülü. Mekanizma sürekli değişen, ek, gövde, enerjik, sert montaj. Siz düşünebilir heyecan için ama sonunda sonuç size tedirginlik ve pek çok diğer yan etkiler. Ottoman Secret gibi çalışır. diğer erkek geliştirme ek piyasadaki ancak thunder birlikte bu ürün biraz farklı bir durumda, memnuniyeti ve keyfi sırasında cinsel ilişki. Ve kadın, mutlu, performans, kan akışı, penis ile montaj sert ve gelişme boyutu. Siz, uzun bir süre için önleyerek hızlı ejaculation, her zaman bize. Nitric oxide, tribulus terrestris, Onopordum acanthium ve diğer elemanları çalışma, akıcı sirkülasyon, kan ile iyileşme büyümenin hormonal etkiler. Bu nedenle, ürün sayılır, en iyi, pazar? Biz, bakım, vücut ve sağlık hangi bizi haberdar size en iyi bilgi ve ürün hakkında olabilir size farklı bir hikaye. Evet, ek için güvenli değil düzenli olarak malzeme ve yöntem bu işlemi başarısız olursa korumak için denge ve size sorunlar ve hastalıklar uzun süre çalıştırın. Karaciğer hasarı, yüksek kan basıncı, şeker, Böbrek Yetmezliği ve vücut ağrısı, yaşam, heyecanı, aşk yapma oturum daha fazla. Sizi enerjik ve aktif. Şantiye çalışmaları artırır ve vücut performansı. Size daha iyi bir şans daha kalın. Size vücut ağrı sonrası performans. Sizi rahatsız ve huzursuz. Hoş geldiniz gibi hastalıklar böbrek yetmezliği. Size kötü sindirim sistemi. Susuz kaldığında cilt sunarak cilt sorunları. Ve çalışma malzemeleri ile birlikte kimyasal yönelik mekanizmalar, bu ek, bazı, kaçınılmaz koşul ve yan etkileri hangi tutar. zihinsel, rahatsız edici, performanslı sert yatak. Size gerek iki masa kaşık, ek ve karma bir bardak su veya süt önce yatak, sonra akşam yemeği yemek. Bulabilirsiniz ürün 99.0 TL oldukça yüksek, diğer benzer ürünler kullanılabilir.
mc4
87,681,986
Yurdumuzun Atatürk dönemine ait ekonomik ve tarımsal anlamda yapısını açıkça belirtmek için Cumhuriyetten evvelki Osmanlı İmparatorluğu’na ait dönemi kısaca gözden geçirmek yerinde olur.Osmanlı İmparatorluğu’nun savaştan önce çok cılız bir ekonomiye ve sanayi kuruluşuna sahip olduğunu, 1913 Sanayi Sayımı sonuçlarından öğreniyoruz. 1913’de makine kullanılan ancak 269 işyeri vardı. Ve bu işyerlerinde 1700 işçi çalışıyordu. Gıda endüstrisinde 76, mensucat endüstrisinde 75 işyeri mevcuttu.Diğer önemli sanayiler, topraktan mamul eşya, deri, kösele gibi diğer sektörler idi. Kısacası 1914 yılında Osmanlı Devleti’nin ekonomik durumu tam bir iflasın eşiğinde bulunuyordu. Ülkenin bütün gelir kaynakları ve serveti yabancı devletlerin veya bu devletlere bağlı kuruluşların ipoteği altına girmişti. O zamanın para değerimize göre dış borçlarımızın tutarı 15 milyon Osmanlı Lirası’nı bulmuştur.Bu günkü değeri trilyonların üzerinde bir borç! Ülkenin dışarıya sattığı malların dış piyasadaki düşük bedeli sebebiyle, hakiki değerin ancak %57’si devlet kasasına giriyordu. 1881 yılında kurulan “Düyun-u Umumiye” yurdun bütün kaynaklarına el atmış durumda idi (şu anda IMF’nin tam anlamda olmasa bile bir nevi yaptığı gibi). Devletin bütün gelirleri (vergileri) bu kuruluşun elinde borçlara karşılık tutuluyordu. Yabancıların yapmış olduğu yatırımların tutarları 6 milyarı bulmakta, bunların karşılığı her yıl 29 milyona yakın Osmanlı Lirası dışarı çıkıyordu. Ödemeler dengesinde büyük bir açıklık vardı. Sermaye birikimi şöyle dursun, boğazımıza kadar borca girmiştik. Sanayinin “s”sinden bahsetmemiz dahi mümkün değildi.O zaman nüfusumuz 14 milyondur. Tespit edilen gayri safi milli hasıla 210 milyon liradır. Bunun %15’e yakını borçların karşılığı yurtdışına çıkmaktadır.1914 Devlet Bütçesi yaklaşık 30 milyon Osmanlı Lirası’dır. Dışa ödenen meblağ yaklaşık 32 milyon Osmanlı Lirası’dır. Yani devletin yıllık gelirinin (bütçesinin) tamamı borçlarımızı bile ödeyecek miktarda değil. Anadolu kendi kaderine terk edilmiştir.Tam olarak dışa bağımlı bir ülke haline getirilen Osmanlı Devleti’nin 1914 Dünya Savaşı’na sürüklenmesi ekonomik bağımsızlığını yitirmiş olmasından ileri gelmiştir. Savaş sonunda nüfusu 12 milyona inmiş olan Osmanlı toprakları yer yer işgal altına girmiş, artık Osmanlı Devleti’nin kaderi işgalci devletlerin insafına ve aralarındaki çıkar çatışmalarının durumuna terk olunmuştur.Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlardaki ekonomik çöküntüsü Milli Mücadele yıllarında da devam etti. Yeterli silah ve teçhizatı bulunmayan eğitim düzeyi son derece zayıf, ulaşım araç ve imkanlarından mahrum bir ordu ile Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması, Atatürk’ün askeri dehası, liderlik vasfı, ordunun kuvvetli ve kararlı oluşu ile açıklanabilir. Bunun için Milli Mücadele sona ermeden Atatürk’ün ilk işi eksikliklerini ve sıkıntılarını her zaman duyduğu iki alanda devrimlerini başlatmak olmuştu. Atatürk düşünüşünde ekonomik konuda güçlü olmak, milletin istiklali ve memleketin bağımsızlığı ile paraleldir. Ekonomik yönden geri kalmak, esir olmak anlamına gelir. Bu nedenle Atatürk yeni Türkiye’yi yaratırken tarihteki hataları tekrarlamayacak bir yol izlemektedir.Atatürk İlkeleri arasında Devletçilikle, milli ekonomiden güç alan bir Milli Eğitimle, Türk toplumunu bütün sosyal kuruluşları ile çağdaş uygarlık doğrultusunda kalkındırmak anlamına gelir. Daha kısa bir deyişle Devletçilik milli ekonomidir. O yıllarda Türkiye’nin bir yanında Faşizm, bir yanında komünist bir yöntem yürürlüğe girmişti. Atatürk öteden beri, hareket serbestliğini kısıtladığı için bir takım teorilere ve ideolojilere karşı idi. Bu nedenle Atatürk bunların hiçbirine saplanmadı.Türkiye’ye ekonomik işlerde Türk Milleti’nin gerçeklerini yansıtan yepyeni bir görüş getirmek amacında idi.1922 yılında Atatürk, “Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, hakiki üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete hak kazananve lâyık olan da köylüdür. Dediğini de yapıyordu, yaptırıyordu.Bir taraftan çiftçinin çalışmasını geliştirmek için köylülere gerekli bilgiyi vermeye, tarım araçlarını kullanmasını sağlayarak makinenin yaygınlaşmasına çalışıyor, diğer yandan çiftçi ve köylünün emeklerinin sonuçlarından yüksek seviyede yararlanması amacı ile gerekli ekonomik tedbirlerin alınmasının zorunlu olduğunu belirtiyordu. Daha o yıllarda tarım okullarının açılmasına başladı. Çiftçinin diğer modern araç ve gereçlerle desteklenmesi için gerekli atılımlara yön verildi. Atatürk 1923 yılında yapmış olduğu bir konuşmada; “milletin başkanı olan zatın, halka doğruyu söylemesi, halkı dinlemesi ve halkı aldatmaması” gereği üzerinde durmakta; “Halkı genel durumdan haberdar etmek için son derece önem taşır, çünkü her şey açık söylendiği zaman halkın beyni çalışmaya başlayacaktır. İyi şeyleri yapacak, milletin zararına olan şeyleri reddederek şunun veya bunun arkasından gitmeyecektir” demektedir.Türkiye’de ilk sanayi planını hazırlatarak bu planı gerçekleştirmiştir. Böylece plan dışına çıkamayacak olan yöneticilerin, vatandaşların her isteğine evet demesinin önüne geçmiştir. Onun bu uygulamasının en belirgin örneği şudur:“Her vatandaşın arzu ettiğini yapmayı düşünmek, hayalperestliktir. Yapılabilecek şey herkesin arzusunun ortalaması olabilir. Arkadaşlar hepinizce malumdur ki, Parti ve ona mensup arkadaşların tümü hiçbir zaman yapmadıkları ve yapamayacakları şeyler hakkında kamu oyunu aldatıcı bir vaatte bulunmamayı bir prensip olarak kabul etmişlerdir. 1.Köylüden ağır vergileri kaldırmak. 2.Köye para ve kredi sağlamak. 3.Köylünün ürününü geliştirme ve koruma. 4.Köylünün bilgi ve görüşünü yükseltmek. 5.Toprağı olmayan çiftçilere toprak dağıtmak. Osmanlı İmparatorluğu’nda köylü hükümete vergi verirdi, buna Aşar denirdi. Her çeşit toprak gelirinden onda birini devlet vergi olarak almakta idi. Cumhuriyet idaresi köylüyü ezen ve sefalete götüren Aşar usulünü kaldırmaya karar verdi (17 Şubat 1925). Yerine arazi vergisi kondu. 1.Ağaç kesimini, orman biliminin gösterdiği koşullar ve belirttiği miktarı aşmadan yapmak. 2.Çıplak alanlarımızı yeniden ağaçlandırmak. 4.Ormanlarımızı bir zenginlik kaynağı haline getirmek. Tarımda olduğu gibi hayvancılıkta da geri durumda idik. Hayvanların büyük bir kısmı hastalıktan yok oluyordu. Hayvan hastalıkları ile geniş ölçüde mücadeleye girişildi. Sığır vebası, dalak, Ruan, uyuz hastalıkları ile mücadele edildi. Ayrıca hayvan sağlığı ile ilgili müesseseler kuruldu. Hayvan yetiştirmeyi geliştirmek için haralar açıldı. Ayrıca teşvik için her yıl hayvan sergileri açılmaktadır. Sonuç olarak; 1972’de hayvanlarımızın sayısı 74.365.000’e varmıştır.
mc4
87,681,987
Tıp ve kozmetik sanayiinde kullanılan lavanta bitkisinin enstitünün tarlalarında 4 dekarlık alanda üretimine başlandı. Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Adnan Tülek, lavanta üreterek yağında dışı bağımlılığı ortadan kaldırıp Dünya pazarında ilk sırada bulunan Fransa ve Bulgaristan`a rakip olmayı hedeflediklerini söyledi. Dekar başına alınan üründen 10-12 litre yağ elde edildiğini ve üretim aşamasında fide maliyetinin dışında başka harcama yapılmadığını anlatan Enstitü Müdürü Dr. Adnan Tülek, `Bulgaristan`daki Gül ve Tıbbi Bitkiler Araştırmalar Enstitüsü`nden temin ettiğimiz 6 çeşit, 6 bin lavanta fidesini enstitüye ait tarlalarda dikimini yaptık. Türkiye`de Isparta`da üretim yapılıyor` dedi. Lavantanın üretici açısından yüksek karlı bir ürün olduğunu söyleyen Adnan Tülek, `Verim potansiyeline ulaşmış bir tarlada dekardan alınan üründen 10-12 litre arasında yağ elde ediliyor. Bulgaristan`da yağın litresi 100 Euro`nun üzerinde satılıyor. Bu da dekar başına bin avraluk bir gelir anlamına geliyor. Lavanta`da en büyük girdi ilk aşamada fide teminidir. Bunun da yaklaşık maliyeti bir dekara yaklaşık 2 bin civarında oluyor. Bu fidelerin yaklaşık maliyeti bin 200 lira civarında` dedi. Dünyada lavanta yağı üretimi konunda Fransa ve Bulgaristan`ın ilk sıralarda yer aldığını kaydeden Dr. Adnan Tülek, `Araştırma Enstitüsü olarak Bulgaristan`dan temin ettiğimiz çeşitleri burada Edirne`de üretip, sonraki yıllarda çiftçilerimize fide temin etmeyi planlıyoruz` diye konuştu.
mc4
87,681,990
Yarım yamalak uyuyabildiğim bir otobüs yolculuğundan sonra saat 6:30’da Nazca’ya ulaştık. Nazca çölün ortasında ufacık, pek de sevimli olmayan bir yerleşim. Ancak Nazca uygarlığı – ya da uzaylılar – dünyanın en gizemli sanatını icra etmişler vakt-i zamanında burada. Herhalde bir çoğunuz Erich Von Daniken’in uzaylıların varlığını kanıtlamaya çalıştığı “Tanrıların Arabaları” adlı kitabını duymuş ve kumun üstündeki dev çizimlerin fotoğraflarını görmüştür. Ben de gidip bir bakayım, bu durumun ardındaki gizemi çözeyim dedim. Bu düşüncelerle otobüsten inip havalanına gitmek üzere taksiye bindim. Ben oturur oturmaz öne de bir adam bindi. Bu memlekette taksi işinden tırsıyorum zaten. Hemen “Hey nooluyo” falan oldum. Adamla şöyle bir muhabbet yaşadık... – Havalanına mı gidiyorsun? – Bak Nazca Lines’ın saat 8’de uçuşu var, benim ofis de hemen şurada. – Havalanına mı gitmek istiyorsun? – Hayır, inmek istiyorum. Taksi’den kendisi iniyor ve havalanına gidiyorum. Bunları yazarken bir daha sinirlendim. Nasıl bir satış taktiğidir bu. İçimden bir güzel küfrettim. Aslında diğer turistlerle taksi paylaşırdım normalde de bir tuvalet kuyruğu nedeniyle geç kalmıştım. Çok olağan bir olaymış bu. Sakın bu dolandırıcıları dinlemeyin. 2 liraya havalanına gidiyorsunuz taksiyle. Orada da istediğiniz havayolunu seçebilirsiniz. Havalanı açık olduğu gibi sabah uçuşları daha yumuşak oluyormuş... Neyse havalimanı bir salon büyüklüğünde zaten. O sırada Avustralyalı bir çocukla tanıştım. Beraber pazarlık etmeye başladık. 80 doların altına inen olmadı. Devamlı uçak düşüp durduğu için yeni uygulama başlatmışlar, 2 pilot biniyormuş. Biri aniden kalp krizi geçirirse diye herhalde... Bir de uçaklar bakımdan geçmiş sözüm ona. Yine de Peru’da gece otobüsüne binmekten çok çok çok daha güvenli. Daha önceden araştırıp teknik sınavı geçmiş havayollarını tercih edin. Ya da bizim gibi kalabalığı takip edin... Bindik şu uçağa 6 kişi, 2 de pilot. Pilot aynı zamanda rehberimiz. Pilot “Solda maymun var” diyor, uçağı sola yatırıyor. Sonra keskin bir dönüşle sağa yatırıyor ki herkes görebilsin. Bu arada kahvaltı etmiş olanlar torbaları kullanıyorlar. Bana bir şey olmaz diyordum ama bütün gücümle çizgileri görmeye çalıştıysam da fotoğraf işine çok konsantre olamadım. Arada bir de türbulansa girdik. Maymunu, eli kolu bir kenara bıraktım da, geometrik şekiller, oklar falan çok garip. Sanki bir mesaj verilmeye çalışıyormuş gibi gerçekten. Dominik’te yerlilerin mağaralara yaptıkları çizimler de bana E.T’yi hatırlatmıştı zaten. Saadettin Teksoy ne yapıyor acaba... Benimle röportaj yapmak isterdi eskiden olsa... İndikten sonra 20 dakika falan oturup kendime gelmeye çalıştım. Sonra da Nazca’da daha fazla oyalanmadan otobüse binip Ica’ya doğru yola çıktım. Yine halk otobüsü, yine yanıma bacaklarını bir kilometre açarak oturan hayvan bir adam. Hindistan’da, Tayland’da, Kamboçya’da bu halk otobüsü yolculukları bana eğlenceli geliyordu da, burada sosyete otobüslerinden şaşmamaya karar verdim... Bir parçacık şımarıklığım da olsun artık.
mc4
87,681,992
Olay, saat 13.00 sıralarında Erzurum'un merkez Yakutiye ilçesinde meydana geldi. Postanedeki işlerini gördükten sonra dışarı çıkan üniversite öğrencisinin başına yaklaşık 20 metre yükseklikteki postane binasının çatısından buz kütlesi düştü. Başına buz kütlesi isabet öğrenci kendinden geçerek yere yığıldı. Buz kütlesinin düştüğü sırada kaçan iki kişi ise son anda yaralanmaktan kurtuldu. Yaralanan öğrenci olay yerine çağrılan ambulansla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.
mc4
87,681,993
Üstün özellikleriyle dikkat çeken konseptotomobilde BASF tarafından geliştirilen yenilikçi ürünler kullanıldı. BASF ve Hyundai Motor, etkileyici ve teknik bir ürün olarak tanımlanan RN30 konsept otomobili için yeniden bir araya gelerek güçlü bir işbirliği gerçekleştirdi. Herkes için yarış pistindeymiş gibi saf bir sürüş keyfi sağlamak üzere oluşturulan RN30 konsept otomobilinde, BASF'nin desteklediği en son yenilikçi otomotiv çözümleri sunuluyor. RN30 konsept otomobili geçtiğimiz günlerde Paris Otomobil Fuarı'nda görücüye çıkarken, 19-26 Ekim tarihleri arasında da Düsseldorf'ta gerçekleştirilecek olan K Fair'de sergilenecek. RN30, aerodinamik tasarım ve özel yüksek performans teknolojileriyle kimya endüstrisinin önemli çözümlerini bir araya getiriyor. BASF, hafif plastikler, tasarımda sınırsız olasılık ve ayrıca dayanıklı ve çevre dostu malzemelerle RN30 için hazırlanan konsepte önemli katkıda bulunuyor. Başlangıç noktası olarak ana kabin boyutlarını ve genel silueti, yeni i30 üretim versiyonuna yakın tutmaya karar verilen RN30’un hacmi, tekerlek aralığı eklenmesiyle, genişlik açısından çarpıcı bir şekilde değişti. Yan bölüm i30'un en önemli çizgisi olmaya devam etse de, 19 inç alaşımlı jantların hemen üzerinde yer alan benzersiz çamurluklarla oldukça sportif bir karakter verildi. Bu çamurluklar, kapının alt kısmına kadar şık bir şekilde devam ediyor ve aerodinamiği artırmanın yanı sıra, alt yan bölüm otomobilin neredeyse asfalta değdiği izlenimini yaratıyor. Otomobilin ön tarafı, iki yüksek teknoloji ana farla desteklenen koyu renk ızgara ile bariz bir agresif ve geniş karakter sergiliyor. Izgaranın ağ dokusu soğutmayı optimize ederken yükseğe monte edilen DRL'ler, i30 modelinihatırlatan çıkıntılı şekil içerisinde yer alıyor. Hafif görünümlü çamurluklar, aerodinamik verimlilik sağlayacak şekilde tasarlandı. Soğutmayı optimize eden çoklu hava girişi de hava akışını ve bastırma kuvvetini artırıyor. Kaportanın üstü üç boyutlu bir görünüme ve motorun gücünü yansıtan iki hava çıkışına sahip. Üretim otomobilini anımsatan yan pencere, arkaya doğru zarif bir şekilde incelirken, arka pencere ile birleşiyor. Bastırma kuvvetini artırmanın yanı sıra, kabinin üzerinde yer alan uzun rüzgarlık, orantılı bir görünüm sağlıyor.Bir köpekbalığı yüzgeci şekline sahip C sütunu, hafif gözükmesine rağmen oldukça etkili. Yarış otomobilleri, klima gibi gereksiz ağırlıklardan kaçınacak şekilde tasarlanırken, buna rağmen RN30’un serin ve rahat olması, pencereleri güneş ısısına karşı koruyan yakın kızılötesi-reflektif filmler gibi ısı yönetimi çözümleri ile elde ediliyor. Tamamen organik ve şeffaf film, optimal sürüş deneyimi ve görüş netliğini korumak üzere ışık, GPS ve telefon sinyalleri gibi diğer ışınların geçmesini sağlarken sadece kızılötesi ışınları filtrelemek üzere tasarlanmış olması nedeniyle metal filmlere oranla daha avantajlı. İnsan gövdesinin etrafında koruyucu bir kabuk oluşturan çanak koltuk, sürücüye maksimum zihinsel ve fiziksel desteği sunmak üzere tasarlandı. Sadece renk olarak değil, aynı zamanda bölüm, pozisyon ve döşeme olarak da farklı olan RN30’un yolcu koltuğu, yardımcı pilotun her an rahat ve dikkatli olmasını sağlamak üzere şekillendirildi. Koltuklar, yüksek kaliteli yüzeyleri neredeyse sınırsız tasarım seçeneğiyle ve ayrıca çok çeşitli esnek alt katman seçenekleri sunan eşsiz malzeme kombinasyonlarıyla bir araya getiren patentli bir transfer kaplama teknolojisine sahip. Kaplanan yüzey nefes alabiliyor ve yumuşaklık hissi veriyor. Bu nedenle RN30’da yarış pilotunun terlemesine koltuk kılıfı değil, sadece adrenalin hissi neden oluyor. Koltuk iskeleti ve tabanı, enjeksiyon kalıplı yapılarda sürekli elyaf desteği sağlayan parçalar için bir termoplastikkompozit sistem ile üretildi. Metalin yerini alacak bu büyük adım, koltuğun daha hafif olmasını sağlarken optimum dayanıklılığı ve sertliği koruyor. İki koltuklu parçaların son şekli, şeritler veya laminatlar gibi yarı bitmiş ürünlerin ve enjeksiyon kalıplı bileşenlerin uyumlu kombinasyonu ile sağlanıyor. Böylece, parça testi tesislerinin ve işleme teknolojilerinin desteklenmesi sayesinde karmaşık geometriler mümkün oluyor. RN30 konsept otomobilde koltukların arkasında bulunan alan, tamamen işlevsellik üzerine tasarlandı. Kullanım sadeliği ve verimliliğine odaklanan her bir parça, dikkatli bir şekilde seçildi ve tasarlandı. RN30, bagaj zemini için yarı yapısal sandviç çözümlerine sahip. Bu son derece hafif ve katı, spreyle emdirilmiş poliüretan yapılar, temel malzeme olarak ise uzun bir elyaf destekli yüzey katmanından ve bir kağıt petekten oluşuyor. Bu özellik sayesinde geleneksel malzemelere oranla ağırlık büyük oranda azalıyor ve ayrıca oldukça etkili bir üretim süreci elde ediliyor. Yarış pilotunun ihtiyaçlarına yanıt veren RN30’un direksiyonu, direksiyon mili ve pedalları, yarış ergonomisine uygun olarak hassas bir şekilde tasarlandı. Emniyetli ve başarılı bir yarış için hızlı ve kolay erişimli bilgiler son derece önemli. Bu doğrultuda RN30, standart göstergelerin yanı sıra direksiyonun ortasına monte edilen ikinci bir ekran üzerinde yarış ve pist bilgilerini gösteriyor. Dönen donanımın içerisinde yer alan sade, ancak oldukça etkileyici grafik seviyesi, bu özelliğin geleceğin yarış otomobillerinde yer almasına ilham verebilir. Yeni alev geciktirici ve kimyasal maddelere dayanıklı poliftalamidle, minyatürleştirme, fonksiyonel entegrasyon ve tasarım özgürlüğüne yönelik talepler karşılanabiliyor. Bu, özellikle çok çeşitli sıcaklıklarda giderek zorlu hale gelen çalışma koşulları altında kullanılan parçalar için geçerli. Poliftalamid, elektronik parçalarda ve ayrıca motor yakınında yer alan yapısal parçalarda ve sıcak, agresif ortamlarla ve farklı yakıtlarla temas eden şanzıman kutularında kullanılıyor. Bir yarış pistinde maksimum hızla giderken, sürücünün farklı emniyet sistemlerinde yer alan dayanıklı ve güvenilir malzemelerin kalitesine güvenebilmesi son derece önemli. Elastik kaplamaya sahip dünyanın ilk genişletilmiş termoplastik poliüretanı, uzun süreli dayanıklılığı ve üstün esnekliği nedeniyle RN30'un denge çubuğu tamponunda kullanıldı.
mc4
87,681,994
Diyarbakır’da ilerleyen yaşı ve İslami giyimiyle motosiklet kullanmasıyla tanınan ilin sembol isimlerinden olan Fahrettin Arslanoğlu hayatını kaybetti. Diyarbakır’da ilerleyen yaşı ve İslami giyimiyle motosiklet kullanmasıyla tanınan Fahrettin Arslanoğlu (69) hayatını kaybetti. Çocukluğundan beri motosiklet tutkusuyla ön planda olan Arslanoğlu, 5 Kasım Salı günü merkez Bağlar ilçesinde evinde kalp krizi geçirdi. 6 çocuk sahibi Arslanoğlu, Yeniköy Mezarlığında defnedildi. Halk tarafından sevilen Arslanoğlu, motosiklet tutkusu, başındaki sarığı, beyaz elbisesi ve sakalı nedeniyle "Sarıklı-sakallı motosikletçi" diye anılıyordu. Tüm camiaların İslami etkinliklerine katılan Arslanoğlu, cebinde bulundurduğu şekerleri çocuklara dağıtarak İslam’ı sevdirmesiyle de bilinirdi.
mc4
87,681,995
AR (Augmented Reality) son yıllarda adından sıkça bahsettiren ve aslında bundan sonra da hayatımıza daha çok girecek olan bir uygulama. Kısaca “Artırılmış Gerçeklik” ile artık baktığınız şey gördüğünüz şey olmayacak... AR uygulamasi, gözlerimizle algıladığımız GERÇEK fiziksel ortamların çeşitli ses, resim, video, 3D animasyonlar vb. dijital ortamlarla zenginleştirilmesine olanak sağlamakta böylece biz eğitimciler için de güzel bir eğitim araci olarak kullanılabilmektedir. Tek yapmanız gereken aslında nasıl ve hangi materyalle (resim, ses, video, 3d animasyon...) zenginleştirmek istediğinize karar vererek belirlemek ve bununla zenginleştireceğiniz fiziksel bir gerçekliği eşlemek. Artık kendi kanalınızı yaratarak herkesle bu aslında zengin ama sade, çok şey anlatan ama bakınca göremediğimiz gerçekleri paylaşabilirsiniz. Küçükken seyrettiğim bilim kurgu filmlerinde doğa üstü karakterler gözlükleriyle veya kendi güçleri sayesinde insanların bakınca fark edemeyecekleri gizli geçekleri görebiliyorlardı. Aslında bakmayın küçükken dediğim belki bundan bir 20 yıl öncesine dayanıyor. Son 4 yıldır bu uygulama hayatımıza girdiğine göre gerçeğe dönüşmesi çok da zaman almamış. Tabi bugün bir öğretmen olarak “Bunu nasıl kullanabilirim?“, özellikle önyargıyla yaklaşılan matematik ve fizik derslerinin öğreticisi olarak “Bundan nasıl faydalanabilirim?” sorusularına yavaş yavaş cevap bulmaya çalışıyorum. Bu yazımla da umarım bütün öğretmen ve eğitim teknoloğu meslektaşlarımda yeni fikirler uyandırabilirim. Aslında geçen yıl aldığım “Gamification” eğitimi sayesinde de AR’la tanıştım. Aşağıdaki video gelecekte insan yaşamı için öngörülen bir hayat şekli. Tabi gamification demişken eğlenceden bahsetmemek olmaz. Özellikle fotoğraf çekmeye odaklı yüksek megapixel’e sahip yeni telefonlarda (ki hemen ısınma sorunu aşılmalı) “AR Effect” denilen bir uygulama yüklü. Aşağıda çektiğim fotoğraflardan bir kolaj ve bir tanıtım videosu bulacaksınız. Sizler de çalışmalarınızı benimle paylaşabilir ve varsa sorularınızı yanıtlayabilirim. Önceki İçerikHopscotch Uygulaması ile çocuklar eğlenceli bir şekilde programlama yapmayi öğrenebilir!
mc4
87,681,997
Yeni yılın herkese şans getirmesi dileklerimle daha önceki sitemdeki yeniyıl kurabiye tarifini buraya aktardım. Bu yılda inşallah aynı hamurla ev kurabiye yapmayı planlıyorum umarım başarılı olurum onuda yayınlayacağım. işte yeni yıl kurabiyelerim. 1.Tüm malzeme bir kabın içerisine konularak yoğurulur. 2.Yumurta ve margarinin oda ısısında olmasına dikkat edilir. 3.Yoğurma işlemi biten hamur toplanırken ve açma işlemi yapılırken buğday nişastasından yararlanılabilir. 4.Hamur 2 cm kalınlıkta açılarak şekilli kalıplarla kesilir. 170-180 derecelik fırında 13-15 dk arası pişirilir. 5.Ben hamurun yarısını sade olarak kullandıktan sonra diğer parçayı üçe böldüm ve sarı-kırmızı-yeşil gıda boyalarıyla renklendirip yeniden çalıştım. 6.Son olarak pişen kurabiyelerin üzeri glazürle süslenir. 7.Glazür için şeker, limon suyu ve yumurta akı karıştırılıp krem şanti kıvamına gelene kadar çırpılır. 8.Daha sonra yağlı kağıtlarla ince uçlu külahlar yapılıp istenilen renklerde boya ile renklendirildikten sonra kurabiyelerin üzeri süslenir. Eskiden her yeni yılda uludağ pasta yapardım. bu pastayı da blog hayatına katıldığım yılda yapmıştım. Biraz süsleme aceleye gelmişti. Ama tadı çok güzel oluyor. Bu yıl kütük pasta yapmayı planlıyorum ama son anda değişiklik olur mu bilmiyorum. Sizi 2006 yılında yapmış ve sibelinmutfagi.blogcu.com sitesinde yayımladığım pasta tarifi ve görseliyle baş başa bırakıyorum. 1-Öncelikle yuvarlak kek kalıbı yağlanır ve unlanır. 2-Bir kaba yumurtalar kırılır ve içerisine şeker konularak mikserle beyaz oluncaya kadar çırpılı. 5-Soğuduktan sonra kalıptan çıkarılır. 6-Diğer tarafta kremasını hazırlamak için, bir tencereye 3 yemek kaşığı un 7 yemek kaşığı şeker konulur.Süt azar azar ilave edilerek topaklaşmasına fırsat vermeden karıştırılarak ocak üzerinde pişirilir. 7-Pişen krema arasıra karıştırılarak kaymak tutması önlenir. 8-Soğuyan kremaya margarin ilave edilerek mikserle karıştırılır. 11-içerisine süt ve şeker ilave edilerek pişirilir. 1-Önce pasta ortadan ikiye kesilir ve alttaki parça şekerli su ile ıslatılır (şekerli su: 2 yemek kaşığı şeker, 1 portakal suyu ve 1/2 çay bardağı su karıştırılır) üzerine krema sürülüp istenirse araya muz konularak ikinci parça üzerine kapatılır. pastanın üzeride ıslatıldıktan sonra ince bir kat krema sürülür. 2-Krema ile kaplanmış pastanın ortasına kestane püresi kubbe şeklinde çokta düzeltilmeden yayılır. 3-Bu pürenin üzeride sütle çırpılmış şantii ile kaplanır. 4-Üzeri bir dağ görüntüsü verecek şekilde süslenir. 5-En az bir gece bekleyip pasta kendine geldikten sonra afiyetle yenilir. Klasik bir pazar kahvaltısı ve evde waffel keyfi. Pazar sabahı yine çocukların istediklerinden oluşan bir kahvaltı hazırladım. Kahvaltıya birde waffel hazırladım. Ama acele ettiğim için resimler güzel çıkmamış. 1-Yumurta ve şeker köpük köpük oluncaya kadar çırpılır. 2-Üzerine un dışındaki diğer malzemeler konulup tekrar karıştırılır. 3-Son olarak un ilave edilip karıştırılır. hemen hemen kek kıvamında bir hamur elde edilir. 4-Elde edilen hamur waffel kalıbında yada tost makinesine konularak pişirilir. 5-Pişer pişmez sıcakken üzerine çikolata sürülüp istediğiniz meyvelerle servis yapılır. Not: Meyveler arzuya göre değişir. üzerine fındık, fıstık, ceviz, dondurma vb. ilavesiyle soğumadan servis yapılır. 1-Oda ısısındaki margarinin üzerine un dışındaki malzemeler konulur ve hepsi karışıncaya kadar ezilir. 2-Son olarak yavaş yavaş un ilave edilip karışım yoğrulur. 3-Son olarak yuvarlak toplar halinde tepsiye dizilip üzerine elle hafifçe bastırılır. 4-Fırında pembeleşinceye kadar pişirilip soğuyunca servis yapılır. Kayseri'nin yöresel tatlarından Kuru Börek'in tarifi, Mutfağım programında yayınlanmıştı. Bende yarım kayserili olarak bu tarifi çok beğendim ve hemen hafta sonu yaptım. Biraz hamurum artmıştı onuda oklavadan büzme şeklinde yaptım çok güzel oldu. tarif aynen programdan alınmadır. 1-Tüm malzemeler karıştırılır, 5,5 su bardağı unla (unu koyarken yinede dikkatli olmakta fayda var bardakların büyük ve küçüklüğü kıvamı etkiler o nedenle 5 su bardağından sonra unu yavaş yavaş ilave etmekte fayda var ) kulak memesi kıvamında bir hamur hazırlanır. 2-Hamurdan avuç içi kadar bezeler hazırlanıp nişastaya bulanır. Üzerine nemli bir bez örtülüp sarılıp serin bir yerde en az 3 saat bekletilir. 3- Hamur bezeleri un ve nişasta karışımıyla incecik, baklavalık açılır. 4-İkiye bölünen yufka, dikdörtgen olacak şekilde 8’e katlanır. Birer yemek kaşığı tereyağı ve margarinle yarım su bardağı zeytinyağı eritilir. 8-200 derecedeki fırında kabarıp üstü kızarıncaya kadar pişirilir. Bu tarifi Geçtiğimiz yıl Mutfağımız programından annemler alıp yapmışlardı. Plaska kırklarelinin yöresel tatlarındanmış tarifi aynen aktarıyorum. Gerçekten çok lezzetli olmuştu. Yayınlanmayı bekleyen tariflerim arasındaydı. 1-Pırasaların beyaz kısmı ince ince doğranır. Yağ eklenen tavada diriliğini kaybedene kadar sotelenir. 2- Sotelenen pırasalar bir kenarda soğumaya bırakılır.Derince bir kaba 4 yumurta kırılır ve iyice çırpılır. 3-Üzerine yoğurt ve sıvıyağ konup karıştırmaya devam edilir. 4-2 su bardağı mısır unu, 1 su bardağı da buğday unu ve 1 paket kabartma tozu ilave edilir ve tüm malzemeler özleşene kadar karıştırılır. 5-İçine sotelenmiş pırasalar ve parçalanmış beyaz peynir konulur. Fırın tepsisinin tabanı yağlanır ve pırasalı hamur içine dökülür. 6-Yaklaşık 25 dakika üzeri kızarana kadar fırında pişirilir. Arka arkaya iki gün lahana salatası yapınca bu şekilde numaralandırdım. Dr. İbrahim Saraçoğlu lahananın faydalarını anlattıkça nerdeyse hergün kullanmak istiyorum. Ama ben kendimde lahana salatası yaparak gerçekten kilo verince yine soframa lahana salataları eklemeye karar verdim. Bu tarifide arkadaşım televizyondaki soframız programında görmüş tarifi paylaşınca yapmaya karar verdik. Ancak gerçek tarifte sarı üzüm vardı benim evde de sarı üzüm kalmayınca ben siyah üzüm kullandı. Narla birlikte olunca çekirdekleri çok kötü durmadı ama üzümden dolayı tatlımsı bir salata oldu eğer tatlı tadı yoğun gelmesin istiyorsanız üzerindeki üzümleri kullanmaya bilirsiniz. 1-Lahanalar çok ince olacak şekilde kıyılır ve birazcık tuz ilave edilerek ovulur. 2-Elma rendelenir ve lahananın üzerine ilave edilip karıştırılır.Tarifte havuç yoktu ama ben havuçta rendeledim ve karışıma ekledim. 3-İçerisine portakal suyu, tuz,yağ, ceviz konulup karıştırılır. 4-En üste nar taneleri, ceviz ve üzümleride ekleyip servis yaptım. Haftasonu misafirlerime yaptığım beyaz lahana salatasının tarifini çerkes bir arkadaşımdan almıştım. 1-Lahana yaprakları haşlanır ve ince ince kıyılır ve suyu iyice sıktırılır. 2-Üzerine yoğurt, mayonez, dövülmüş sarımsak ve iri kıyılmış ceviz ,ilave edilip iyice karıştırılır. 3-Üzeri süzlenerek servis yapılır. Haftasonu akşam çayına misafirlerim vardı. Zamanımda az olunca ne yapacağıma bir türlü karar veremeyerek mutfagğa girdim. Birde baktımki oradan buradan derken bir kaç çesit bir şeyler hazırlamışım. 1-Bütün sıvı malzemeler bir kabın içerisine konulur ve bir birine karıştırılır. 2-Ele yapışmayacak ama çok yumuşak bir hamur elde edilir. Hamur iyice yoğrulup mayalanmaya bırakılır. 3-Mayalanan hamurdan limon büyüklüğünde partçalar koparılıp el ayası ile ortasına bastırılır. içerisine peynir konulup diğer yarısı üzerine kapatılır. Uç kısmına doğru üzerine tekrar el ayası ile bastırılır. 4-Üzerine yumurta sarısı dürülüp tekrar tepsi mayası için sıcak bir ortamda bekletilip sıcak fırında pişirilir. İstenilen şekil verilir ve iç konulur. Ben yuvarlakları sade yaptım. Çalışan bir kişi olunca her zaman kolay ve pratik yemekler yapıyorum. Genelde yemekleri sabah erken kalkıp hazırlıyor işe öyle gidiyorum. Tarhanayı yazdan yapıp hazırladım. Pişirirkende genelde daha besleyici oluyor vitaminlerini kaybetmiyor diye hepsini bir tencereye koyuyor ve su ilave edilip yavaş yavaş pişiriyorum. 1-mısırlar bir kabın içerisine konulur. 2-Üzerine diğer malzemeler ilave edilip karıştırılır. 3-Hazırlanan karışım kaşıkla alınıp kızgın yağda kızartılır. 4-Sarımsaklı yoğurtla ya da sade olarak sıcak servis yapılır. Herkesin aşure ayı mubarek olsun. Aşure bolluk ve bereketin sembolü ve dostlukları pekiştiricidir. Haftasonu bende aşuremi yapıp dağıttım. Allah kabul etsin daha önce hep göz kararı yapardım bu sefer ölçülü yaptım yapmak isteyenler için lezzetli ve güzel oldu. 1-Bir gece önceden buğday, nohut, fasulye ıslatılır. Sabah her biri ayrı ayrı yumuşayıncaya kadar haşlanır. pirinç de ilave dilir. Büyük bir tencereye malzemeler konulup üzerini geçecek kadar kaynamış su ilave edilerek malzemeler özleşinceye kadar kaynatılır. 2-Sarı üzümler yıkanıp bir taşım kaynatılır ve kaynamakta olan buğday karışımına ilave edilir. içerisine bir bez arasına bağlanan karanfil atılıp aşure pişene kadar içerisinde bekletilir. kaynayınca içerisinde çıkarılır. 3-İncirler yıkanıp doğranır. kayısılar yıkanıp küçük küçük doğranır. 4-Elmalar soyulup küçük doranır kaynayan karışıma ilave edilir. Ayrıca rendelenmiş portakal ve vanilyada ilave ilave edilip kaynatmaya devam edilir. içerisine süt ilave edilir. 5-Malzemeler özleşince kayısılar ilave edilip 10-15 dakika kadar daha kaynatılır. İçerisine şeker ilave edilip karıştırılır.(tadına bakılarak konulmmasında fayda var azaltılıp eksiltilebilir) Bu arada su az olursa kıvamına göre kaynamış su ilave edilmeye devam edilir. 6-Son olarak içerisine incirler, fıstıklar ve fındıklar ilave edilerek bir güzel karıştırılıp kaynatılır. 7-Aşure özleşince servis yapılacak tabaklara konulup üzeri nar kıyılmış ceviz vb. malzemelerle süslenir. Malzemeler 3 adet pancar (büyüklüğüne göre sayı artırılıp eksiltilebilir) 1 çay bardağı ince bulgur yarım demet maydanoz yarım demet d... Bizim oralarda yeşil mercimekli erişte çorbası çok sık yapılır.Kışın genellikle salçalı olarak yazında yoğurtlunun soğuk olarak yapıla...
mc4
87,681,999
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya’nın bir gönüllüler şehri olduğunu belirterek, “Konya dünyanın neresinde bir mazlum varsa yardım elini uzattığı bir şehir” dedi. Gönüllü itfaiyecilik konusunu önemsediklerini belirten Başkan Altay, “Bu işin Konya’da olması da bizi mutlu ediyor” diye konuştu. Buradaki gönüllü kardeşlerimiz de Büyükşehir Belediyemizin tanıdığı imkanlarla, köylerdeki su tankerleriyle oluşacak yangına hızlıca müdahale etme imkanı buluyor. Böylece yangının büyümeden kontrol altına alınmasıyla ilgili bir çalışma yürütülüyor” diye konuştu. Kamunun imkanlarının doğru kullanılması adına gönüllü itfaiyecilik işini önemsediklerini vurgulayarak konuşmasına devam eden Başkan Altay, “Bu işin Konya’da olması da bizi mutlu ediyor. Çünkü Konya birçok açıdan önemli bir şehir. İnsanlığın ilk yerleşik hayata geçtiği yer. Selçuklulara 200 yıl başkentlik yapmış bir şehir. Tarımsal üretimin en yüksek olduğu bir şehir. Aynı zamanda sanayi ve öğrenci şehri. Ama Konya’nın çok önemli bir özelliği daha var. Konya bir gönüllüler şehri. Konya bir sivil toplum şehri. Konya, dünyanın neresinde bir mazlum varsa insanların bir araya gelip yardım elini uzatarak vakıflar ve dernekler kurdukları bir şehir. Büyükşehir Belediyemizin itfaiye teşkilatı bütün Konyalıların yanındadır. Her zaman en hızlı şekilde ve en donanımlı ekiple yangına müdahale etmek için hazırız. İnşallah bu uygulama Konya’dan tüm Türkiye’ye yayılır” ifadelerine yer verdi. Konya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanı ve Tüm Gönüllü İtfaiyeciler Derneği Başkanı Cevdet İşbitirici de programın amacının gönüllü itfaiyeciliği Türkiye genelinde uluslararası düzeyde olduğu gibi yaygınlaştırmak olduğunu ifade etti.
mc4
87,682,001
Korona virüs (Covid 19) sebebiyle mağduriyet yaşayan yoksul vatandaşlara yönelik destek olmak adına başlatılan kampanyaya köylülerinin gönülden destek verdiklerini belirten Kurtçam Köyü Muhtarı Nuri Barış, “Bizler zor günleri el ele vererek aşmayı gelenek haline getirmiş, birlik ve beraberliğin simgesi olmuş bir milletin mensuplarıyız. Birlik beraberliğimiz milletimizin en büyük gücüdür. Devletimiz tüm imkanları ile çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor. Bu dönemde zor günler geçiren ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak üzere tüm imkanlarını kullanan devletimize bizler de destek olduk. İnşallah elbirliği ile bu süreci atlatacağız” dedi. Muhtar Nuri Barış, daha sonra mayıs ayı muhtarlık maaşı olan 2 bin 138 lira ile beraber toplam 10 bin 888 liralık yardım parasını ilgili hesaba yatırdı.
mc4
87,682,004
Dikdörtgen bir kek kalıbını yağlayın. Küçük bir tavada portakal kabuğunu, dörtte bir su bardağı toz şekeri ve suyu, şeker eriyene kadar karıştırarak pişirin. (~ 2 dak) Ardından tereyağını ekleyip eriyene kadar (1 dak) karıştırın. Bir kasede unu, kabartma tozunu, karbonatı, tuzu ve kalan şekeri karıştırın. Ayrı bir kasede yumurtaları, yoğurdu, sütü ve ayırdığınız portakal kabuklu karışımı pürüzsüz bir karışım elde edene kadar çırpın. Unlu karışımı ekleyip karışana kadar hafif çırpın. Karışımı kalıba döküp 50 - 60 dakika kadar (batırdığınız kürdan temiz çıkmalı) pişirin. Bu arada sosu hazırlayın. Kek pişince fırından kalıbı alın. Çatalla üzerine yavaş yavaş delikler açın. Sosu karıştırıp sıcak kekin üzerine dökün. Kek kalıbında 15 dakika soğutun. Daha sonra tel ızgaraya ters çevirip tamamen soğumasını sağlayın. 3.1 ortalama oy / 7 kişi oyladı. Yumurta, şeker, portakal kabuğu rendesi koyu yoğurt kıvamına.. Yağ eritin ve sıvı yağ ekleyin.Yumurtaları çırpın ve şekeri .. Yumurta ile şekeri çırpın. Portakal suyunu, rendelenmiş po.. Şekeri ve yumurtayı mikserle çırpın. yumurta ve şekeriçırpıyoruziçine 1 portakalın kabuğunu rende.. Yumurta beyazı ve bıraz şekerı ayrı bır yerden çırpın.. Genişçe bir kaba şekerimizi koyup yumurtaları kırıyoruz.Çırp.. Yumurta seker cirpilir,oda isisindaki margarin,vanilya seker..
mc4
87,682,005
Bu konuşma pazar sabahı yapıldı. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdu: “Ben ve ümmetimin muttakîleri tekellüften -içten gelmeyen ve zorla yapılan işten- beridirler.” Allah’ın emri gereğince hareket eden muttakî, zorlamaya hacet kalmadan kulluk vazifesini yapar. Çünkü ibadet, Allah’a kulluk, onun ruhuna sinmiştir. İmanı tam olan, dışı ile içi ile tam kuldur. İçi bozuk münafık, her işi güçlükle yapar. İbadet faslına gelince, ondan daha tembeli bulunmaz. Şayet bir ibadet yapacak olsa dıştan zorlama ile yapar. İçi ise tam bir fesat hâlindedir. Bir türlü imanlı zümreye katılmak istemez. Münafık için sözlerimiz biraz uzasa desem, yersiz olur. Ne diyelim; o kendini her zaman belli eder. Her şey, yine bir şey için yaratılır. Yerine göre söz edilir. İşe göre adam, cenk için kahraman yaratılmıştır. Bu kaçak hâlinizden vazgeçiniz. Hâlinize şeytan da gülüyor. Size ayıp değil mi? Siz böyle yaptıkça şeytan neşeleniyor. Siz bu durumda ne yapsanız makbul olmaz. Çünkü kıldığınız namaz halk için, tuttuğunuz oruç yine halk için. Hiç biri Hak için değil. Sadaka verseniz halktan fayda umuyorsunuz. Bir düşküne zekât verseniz, karşılığında bunu çalıştırmak dilersiniz. Siz alnına kötü damga vurulacak insanlarsınız; ne çare ki, bu âlemde hatalar gizli kalmaya mahkûm. Yakında canınız cehenneme girer, hiç üzülmeyiniz. Kurtulmak isterseniz derhal Peygamber’e uyun. Sakınınız, dinde icat çıkarmaya kalkmayasınız. Yaparsanız kızgın ateş sizi bekliyor. Cehennemin zemin katına siz gireceksiniz, özür dileyin. Geçmişteki büyüklerin yolunu tutun. Doğru yolda yürümeye alışın. Bu yolda yabancılara benzemek yoktur. Bu yolun sağlam ve gerçek yolcuları hep birbirine benzerler. Bu yolda, ne zor vardır, ne de fıtrî hâllere aykırı bir hareket. Akla ve düşünceye hükmeden bir dinden daha iyisi olur mu? Olsa da onun gibi olur. Sizden önce gelenleri, bihakkın yetiştiren bir din, sizi neden yetiştirmesin? Onlar sizden daha bilgisizdi. Akılları sizin kadar iyiyi seçemiyordu. Ama onlarda manevî çöküntü yoktu. Manevî çöküntü sizleri yıktı, berbat etti. Maddî olan her şeyin iyisini ararsınız, manevî olunca durmaz kaçarsınız. Aklınız gözünüzün gördüğünü kabul ediyor. Görmediklerinizi hiç kabul etmiyorsunuz. Ama işinize gelen olursa kabul etmekten de dönmüyorsunuz. Birine bir kuruş verirsen gelecek milyarı beklersin, bu nasıl olabilir? Olmayacak iş için kesenizi sonuna kadar açarsınız. Ama icabında Kur’an okur, onun emirlerini dinler, sonra da “böyle şey olmaz” der, geçersiniz. Ne var ki, kafan kuru tahtaya değince hepsini daha iyi anlarsın. Yazıktır, Kur’ân’ı ezber ediyor, sonra onun buyurduklarını tutmuyorsun. Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in âdetleri hep ezberinde; ama onun yaptığını yapmaya bir türlü yanaşmak elinden gelmiyor. Bu hâlinle ne olmak ve ne yapmak sevdasındasın? İnsanları iyiliğe çağırıyorsun; ama kendin yapmıyorsun. Kötülüğü onlara anlatırken en fenasını yapıyorsun. Allah Teâlâ bir âyet-i kerimede şöyle buyurdu: Neden sözle iyi, işe gelince ihtilâf? İman iddiası yaparken imansız bulunmak seni utandırmıyor mu? İman sahibi her şeye göğüs gerer; iman budur. Her ağırlığı imanımız yüklenir. Cenklerde bahadırlık gösteren imandır. Yoksa maddî varlık değildir. İman, elindeki fani şeyleri bir yana atar; dünyalığı Allah yoluna serper. İmansızlık şeytan yolunda mal sarf eder. Nefsin ve kötü arzunun şerefine(!) varını vermekten çekinmez. İmana sahip olandan iyilik çıkar, imansızdan ise fenalık hâsıl olur. Hakk’ın kapısını yitiren, halkın seçtiği yola oturur; onların elindekine koşar. Hak yoldan şaşan ve sapan, halkın yolunu keser. Allah bir kimse için hayır dilerse halkın kapısını ona kilitler, onların iyiliğini keser, bu sebeple o kul da Hakk’a koşar. Bucaklardan haz alır; deniz sahilinde dolaşır. Hiç bir şeyi olmayanı bırakır, her şeyi olana gider. Yazık sana; kıştır diye susuz yerde duruyorsun. Deniz sahili sana kalmayacak. Sen az zarara tahammül edemediğin için sıcakta perişan olacaksın. Kışın olduğu gibi yazın da deniz kenarında kalsaydın bu hâle düşmezdin. Allah ile ol, aziz olursun. Zenginlik ve sultanlık bulursun. Bütün sultanlar sana gelir. Herkesin Hakk’a aparan delili olursun. Bir kimse Allah ile zengin olursa her şey ona muhtaç olur. Bu anlatılanlar, süsle temenni ile ele geçmez. Gönülde olan bir cazibe ile gelir. Bunu da amel getirir, doğrusu budur. Varlığına hâkim olarak sükûtu libas gibi giymelisin. Bütün arzun, halkın şerlilerinden kaçmak olmalı. Hatta bütün yaratıkları birden bırakmalısın. Bu hâli kazanmak için yere sığınak eşip girmek gerekirse yap. Bunu âdet edin, ta ki imanın ölmesin, ikan hâlin -tam imanın- kuvvet bulsun. Doğruluk kanatların böyle açılır, gelişir. Kalp gözlerin de görmeye başlar. İlâhî bilginin boşluğunda uçmaya başlarsın. Şarkı, garbı, denizi, deryayı gezersin. Sahilleri ve dağları dolaşırsın. Semaya yükselirsin, yere iner, sessiz gezersin. Arkadaşın büyüktür, işte bundan sonra dilin çözülür, sözlerin anlaşılır. Sessizlik libasını çıkarır atarsın, halktan kaçmana artık lüzum kalmaz. Sırrınla halka gidersin, onların derdini iyileştirecek bir tabip olursun. Sen bizzat onlara şifasın. Onların azlığı, çokluğu, senin için bir mana taşımaz. Seni övmeleri, kötülemeleri bir kıymet teşkil etmez. Aldırma, artık işi nereye bırakırsan orada bulursun. O’nun huzurunda edepli olun. Kalbiniz, O’ndan uzak kaldığı müddet edepli ve terbiyeli olun. Siz O’na karşı edepli davranmıyorsunuz. Bu da geçer; ama kalbiniz O’nu tam bulunca. Bu iş kolay olmaz, siz zorla yapmalısınız. O’nun hikmeti, kalbinizi doldurunca zaten edepli olursunuz. O’nun nuru, gözünüzü doldurduğunda isteseniz de önünüze bakarsınız, istemeseniz de. Padişah ata binince sokakta oynaşan yavruların sesi kesilir, bilmez misin? Padişah saraydan çıkıncaya kadar bağırırlar, o çıkınca sus pus olurlar, edep perdesine bürünürler. Çünkü padişah huzurunda bulunuyorlar. Bazısı da hemen padişahın göremeyeceği bir köşeye kaçar. Halkın maddî yararını umarak onlara dönmek, Hak’tan yüz çevirmek olur. Hak’tan başka her neye gönül kaptırıyorsan, onlar senin için put sayılır. Onları bırakıp Hakk’a dönmedikten sonra sana kurtuluş yoktur. Halkı, iyilik ve kötülük babında hemen terk et. Onları hiç bir şey için güçlü görme. Sizleri hastalığı içinde saklı sağlar olarak görüyorum. İhtiyaç içinde çırpınan zenginlere benziyorsunuz. İçiniz ölü, dışınız diri. Haddizatında yok olmanıza rağmen kâinata sığmayan varlık taşımak istiyorsunuz. Hak’tan uzaklığınız daha ne kadar sürecek? Ne zamana kadar O’ndan kaçacaksınız? Ne zamana kadar dünyayı yapıp, öbür âlemi yıkacaksınız? Her birinizin ancak bir kalbi vardır; nasıl ona iki şeyi sığdırabiliyorsunuz? Ona hem Hak, hem halk sığabilir mi, bunlar nasıl olabilir? Biri girince öbürü kaçar. Olmaz dersen, yalan edersin. Yalan ise, Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in buyurduğu şu hükmü giymiştir: Her kap içindekini sızdırır. Yaptığın iş inancına delildir. Bazı büyükler: “Dış, için örneğidir” derler. Hak ehli, yani Allah’ın has kulları, seni çabuk anlar. Onların birine düşersen edepli ol. Onu karşılamadan önce günahlarına tevbe et. Onların yanında küçüldüğünü bil. İyi kullara gösterilen tevazu Allah için olur. Bir kimse, Allah için kendini engin gönüllü ederse, Allah onu yüceltir. Senden üstün herkesin yanında edebini iyi et. “Bereket ve bolluk büyüklerinizin bulunduğu yerdedir.” Peygamberimiz, bu kelâmı ile yaş büyüklüğünü kastetmiyor. Allah’ın emrine uyulmadıktan sonra yaş büyüklüğünün bir önemi olmaz. Büyük denince, yaşı olgun, başı dolgun olmalı, Allah’ın emrini tutmalı. Yasak ettiği şeylerden kaçmalıdır. Kitab’a, Sünnet’e göre iş tutmalıdır. Yoksa birçok yaşça büyükler vardır ki, onlara selâm vermek bile caiz değildir. Yüzünde bereket değil, bilakis şer vardır. Büyükler, Allah’ın emrine göre yürürler; yasak şeylere bakmaktan çekinirler. Bildikleri ile amel ederler. Yaptıkları işe riya karışmaz. Büyükler, saf olur, Allah’tan gayri varlıktan kaçar. Büyükler, saf kalbe sahiptir. Allah’ı içinden kopup gelen nurla bilir. Her kim ki, kalp bilgisine sahiptir, o Hakk’a yakın olur. İçinde dünya sevgisi olan kalp Allah’ın nuruna karşı perdedir. Âhiret sevgisine düşen kalp, Allah yakınlığından perdelidir. Dünyayı sevdikçe âhiret sevgin azalır. Âhireti sevdikçe Allah’a rağbetin azalır. Değerinizi bilin, nefsinizi koruyun. Allah’ın düşürmek istemediği derekeye düşmeyin. Bazı büyükler şöyle der: “Bir kimse kıymetini bilmezse, kader ona bildirir.” Bir yere girersen, oturmayacağın yere koşma. Ev sahibinin istediği yerden başkasına oturamazsın. Dilediğin yeri sana vermezler. Diretecek olursan kolundan tutar, tekme ile dışarı atarlar. Bilgi edinmekle, kitapları ezberlemekle ömrünü harcadın. Ama öğrendiklerinle amel etmedin. O bilgi sana nasıl yarar? Peygamber (s.a.v) Efendimiz bir hadîs-i şerifinde şöyle buyurdu: Sonra padişahlara döner: ‘Siz de, hazinelerime sahip olmuştunuz; ihtiyaç sahiplerini kolladınız mı? Onlardan hak ayırıp gereken kimselere verebildiniz mi?” Peygamberimiz’in öğütlerini tutmanız lazım. Onun emirlerine kendinizi verin. Kalbiniz ne kadar karanlık. Halkın kararmış kalplerini bana bildiren Subhân’dır. Her ne zaman ki, uçmak isterim, kader makası kanatlarımı keser. Ama ben tesellimi bulurum. Nasıl tesellimi bulmam ki, her zaman sultanımın katında yaşarım. Ey münafık, veyl –helak- sana gelsin! Buradan çıkıp gitmemi istiyorsun. Şuradan ayrılsam, yer parçalanır. Bütün varlığınız, parça parça ayrılır. Bana acele etmek yakışmaz. Kader bana bir pencere açmıştır; oradan seyrederim. Her olana ve sahibine teslim olurum. Allah’ım bize selâmet ver. Yazık sana, benimle eğleniyorsun değil mi? Hâlbuki ben Hakk’ın kapısını tanıyorum; halkı oraya götürüyorum. Yukarıya bir karış yükselseniz, dibe doğru bin misli inersiniz. O’nun azabı sizi dünyada tutacak, âhirette de yanacaksınız. İçindekini en kısa zamanda görürsünüz. Bir kere dağ olurum. Birden zerre kadar küçülürüm. Bir kere deniz kesilirim, sonra döner damla olurum. O el beni birden güneş eder; sonra da bir ışıltı hâline getirir. Şimşek de olurum, gece de olabilirim, gündüze de dönerim. “O her gün bir şan alır.” (er-Rahmân, 55/29) Bu laf sizedir. Sizden olmayanlar, bunu an olarak tabir ederler, öyle anlarlar. Gönlünün geniş, kalbinin hoş olmasını istersen, halkın dedikodusunu işitme. Onlar, yaratanlarına bile laf atıyorlar, bilmiyor musun? Senin ne önemin olur? Yaratanına kafa tutmak isteyen senden memnun olur mu? Görmüyor musun, onların çoğu, ne iman bilir, ne aklını çalıştırır, ne hakkı görür, ne de doğruya gider. Ve daima inkâr yoluna saparlar. Hak’tan başkasını tanımayanlara uy. O’nun gayrini bilmeyenlere tabi ol. Onlar asıldan ayrılmayan bir topluluktur. Allah’ın hoşnutluğunu dilersen halkın eziyetine razı ol; sabret Allah, birçok şeylerle tecrübe eder. O şeylerin hemen hepsi, kulların eli ile gelir. Sevdiği kullara imtihan yolunu açar. Kim kazanırsa başarı ondadır. Yollar, sevdiklerine zaman zaman kapanabilir, her şeyle mihnet ve bela gelir. Dünya onların başına bela olur. Arştan yerin altındaki şeylere kadar her şey onları üzer. Böylece mevhum varlıkları erir; eriyince Hakk’ı bulurlar. Allah Teâlâ, bir âyet-i kerimede şöyle buyurdu: “Sonra biz, onu yeni bir yaratılışta yaptık. Büyükler, birinci yaratılışta birdirler, herkes gibi yaratılmışlardır. Bu yaratılış, diğerine benzemez. İkinci yaratılışta her şeyden ayrı manada bir kul olur. Ruhanî ve rabbanî âleme geçilir. Halkı gafil görünce onun kalbi daralır. İç âleminin kapısını kullara açmaz. Bu hâlinde her şey onun için birdir. Dünya ile âhiret, kâinat ve içinde yaratılmış olanlar, onun için tek varlık olur. Bunları tek varlık olarak gördükten sonra sırrını açar. Hepsini yok ettirir, yani iç âleminde kaybeder. O dem kudret âlemi zuhur eder. Musa’nın (a.s) asası da aynı vazifeyi yapmıştı. Dilediği kimsenin eli ile arzu ettiği şeyde kudretini izhar eder. O gün Musa’nın (a.s) asası, sihirbazların iplerini yutmuştu. Ne ipler ortada görünür oldu, ne de asada bir şişkinlik. Allah, bununla hikmetini değil, kudretini göstermek istiyordu. Sihirbazların yaptığı, hikmet ve geometrik problemlere dayanıyordu. Ama Musa’nın yaptığı Hakk’ın kudreti icabı idi. Bütün âdetleri ortadan kaldırıyordu. Bunu sihirbazların başkanı sezmişti. “Git ona bak; yaptığı işteki durumu nedir?” dedi. Gitti, şu neticeyi getirdi: Asayı hâline bırakıyor, yapacağını yapıyor.” O sihirbaz ve sanatkâr da değildir. Olsaydı, yaptığına güvenirdi, rengi değişmezdi.” dedi. Sonra bütün sihirbazlar Allah’a iman ettiler. Hikmet âlemine, kudret iline ne zaman gireceksin? Yaptığın iş seni ne zaman kudret kapısına aparacak? İhlâsın seni ne zaman O’nun yakîn iline götürecek? Ve ne zaman, marifet güneşi sana doğacak, iyilerin ve kötülerin kalbini onunla göreceksin? O’ndan gelecek bela seni ürkütmesin. Bu yüzden Hak’tan kaçma, seni tecrübe eder. Sebeplere bağlanıp O’nun kapısından kaçıp kaçmayacağını öğrenmek ister. Bela seni bulduğu zaman iç âleme mi geçiyorsun, yoksa dış tesirleri mi biliyorsun. İdrâk edilenlere mi gidiyorsun, yoksa bu aklın sezemediği öte varlıklara mı dalıyorsun? Görüleni mi tutuyorsun, görülmeyeni mi? Allah’ım, bizi bela ile deneme. Bize belasız yakınlık ver. Bize yakınlık ve lütuf ihsan eyle! Ateş afetini göstermeden yakınlığını nasip eyle. Şayet afet mukadderse, bizi semender (ateş içinde yaşayan bir kuş) gibi kıl. O ateşle beyazlanır, yanmaz; bilakis rahat eder. Bela hâlimizi, İbrahim’in (a.s) ateşine çevir. Ona yaptığın gibi, bize verdiğin ateş de olsa, içinde yeşillikler olsun. Bizi bütün varlıktan müstağni eyle. İbrahim Peygamber’i de öyle eylemiştin. Bize ülfetini ver ve bizi onu esirgediğin gibi esirge. İbrahim (a.s) yola girmeden önce, can arkadaşını bulmuştu. Varlığını daima esirgeyecek komşuyu bulmuştu. Arkadaşı buldu, sonra yola çıktı. Komşuyu seçti, sonra eve taşındı. Hastalık gelmeden önce, tedavi yollarını aradı, buldu. Bela gelmeden sabrı öğrendi, hüküm verilmeden önce uymayı bellemişti. İbrahim (a.s) sizin manevî babanızdır. Ondan yol, erkân öğrenin ve ona uyun. Onun sözünde ve işinde binlerce hikmet vardır. Bela denizinde ona lütuflar veren Subhân’dır. O, denizde yüzdüren ve kuvvet elini ondan kesmeyen Büyük’tür. Hâlbuki düşman atlı, o yaya idi. Elini arkasına bağladı, yücelere çıkmasını diledi. Halkı yemeğine çağırdı; hâlbuki kendinde ancak bir günlük yiyeceği vardı. Bunlar gizli ve büyük lütuflardır. Kader geldiği zaman susmayı âdet edin. Bu hâlde, nice hikmetler sezeceksin. Hekim Calinos’un bir çırağı vardı. Ona zahmeti hayli çok işler yaptırdı. Çırak sesini çıkarmadı, alacağını aldı. Bunu duymadın mı, hekim oldu. Bütün bilgileri ezber etti. Yaptığın hezeyan karşısında ilâhî hikmetler sana varmaz. Her şeye muteriz ol, Hak’la nizaya koyul, sonra da hikmet bekle! Bize uymayı nasip et. Âhirette de iyilik ver.
mc4
87,682,006
Sıra dışı simli deseni ile son derece şık, külotlu çorap. Bel kısmı özel düz dikişli olup rahatsız etmez. Dayanıklılığı artırılmış ipliklerle spiral dokuma teknolojisi ile üretilmiştir. Spiral dokuması sayesinde kaçması oldukça zor olup kaçsa da kaçan yerde göz göz olup ilerleme yapmaz. Topuk kısmı görünmez şekilde güçlendirilerek dokunmuştur. Tüm bakışları üzerinize çekecek son derece şık ve kaliteli, simli, son derece dikkat çekici desenli külotlu çorap.
mc4
87,682,008
İnsanın doğasında hem iyiliğe hem de kötülüğe meyletme eğilimi vardır. “Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.” (Şems 7-8) ayeti bu gerçeği ifade eder. Bu ayetler “insanın ahlâkî bakımdan çift kutuplu bir varlık olduğunu, iyilik veya kötülük yollarından dilediğini seçebilecek bir tabiatta yaratıldığını ve onun kurtuluş veya mahvoluşunun bu seçime bağlı bulunduğunu göstermektedir.” (Kur’ân Yolu Tefsiri) Yapısındaki bu çift kutupluluk gereği insan her zaman güzel davranışta bulunamayabilir. İnsanı bu şekilde yaratan Yüce Allah, doğruyu unutup kötülüğe meylettiğinde hep kötülük üzerine kalmaması ve insanın doğru olana geri dönmesi için ona fırsatlar sunmuştur. Beş vakit namaz, tövbe, kötülükten sonra iyilik yapma, Cuma namazı ve zekât bunlardan bir kısmıdır. Ramazan ayı da bu fırsatlardan birisidir. İnsanlığın kurtuluşu olan Kur’ân bu ayda gelmiştir. Bu ayda ibadetler diğer aylara göre biraz daha artar. Dini duygu ve bilinç gelişir. Yardımlaşma faaliyetleri çoğalır ve kulluğun zirveye çıkma ihtimali artar. İşte bunlar bir bütün halinde insanın doğasındaki iyilik tarafını güçlendirir. Ayrıca onun, iyi bir insan olmasının fırsatlarını ortaya çıkarır. Ramazan ayı Kur’ân’da şöyle anlatılır: “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.” Ramazan kelimesi, Kur’an’da bir yerde -Bakara suresi 185. ayette- geçmektedir. Güneşin fazla kızışması anlamına gelir. Ramazan kelimesinin türediği kök anlamlarla ilgili merhum müfessir Elmalılı Hamdi Yazır şu görüşleri zikreder: 1. Ramazan, güz mevsiminin başında yağan, yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur anlamındaki “ramdâ” kelimesinden türetilmiştir. Bu yağmur, yeryüzünü yıkadığı gibi Ramazan ayı da iman edenleri günahlardan yıkayıp temizler. 2. Ramazan, güneşin şiddetinden taşların son derece kızması anlamındaki “ramada” kelimesinden türetilmiştir ve kızgın yerde yalın ayak yürümekle yanmak demektir. Başına “şehr” kelimesinin ilavesiyle İslâm’ın beş temel esasından biri olan orucun tutulduğu aya özel isim yapılmıştır. Bu ayda Allah için oruç tutularak, açlık ve susuzluk çekilir ve böylece orucun harareti ile günahlar yakılır. 3. Ramazan, kılıcı veya ok demirini inceltip keskinleştirmek için iki kaygan taş arasına koyup dövmek anlamındaki “ramada” kelimesinden türetilmiştir. 4. Ramazan, Allah’ın güzel isimlerinden biridir. Eğer bu görüş doğruysa Ramazan ayı özellikle bununla adlandırılmış ve Allah’ın rahmeti ile günahların yanması dikkate alınarak, oruç tutulan aya bu isim verilmiştir. Bu anlamda “şehr-i ramazan”, “Allah’ın ayı” demektir. Ramazan kelimesinde; temizlik, yanmak ve keskinlik anlamları vardır. Ramazan ayında oruç ve diğer ibadetlerle Allah’a yönelen müminler, günahlarından temizlenir, arınır, bilinçlenir, iman ve ahlâk bakımından keskinleşir, kuvvetlenir. Oruç manasındaki savm kelimesinin asıl anlamı ise ister yiyecek, ister söz ve ister yürümek olsun bir şey yapmaktan geri durmaktır. Fıkıh terimi olarak da mükellefin niyet ederek fecirden güneş batımına kadar, yeme-içme, kusma ve cinsel ilişkiden kendini tutması demektir. İki kelimenin kök anlamları iyice incelendiğinde ikisi arasında çok sıkı bir ilişkinin olduğu görülecektir. Allah’a inanan bir mümin Ramazan ayında savma (oruca) niyet ederek onun yasakladığı şeylerden kendini uzak tutar. Böylece yakan kavuran sıcak gibi Ramazan da müminin günahlarını yakar. Yağmurun yeryüzünü toz ve kirlerden temizlemesi gibi orucu eda edenler de Allah’ın rahmet yağmuruyla temizlenir ve böylece Ramazan’ın fonksiyonu oruçla gerçekleşmiş olur. Böylece insan hem iyi bir kul olma hem de iyi bir insan olma yolunda önemli bir fırsat olan Ramazan ayını değerlendirmiş olur. Rabbim bizleri, bu fırsatı değerlendirenlerden eylesin. Ramazanınız mübarek, orucunuz makbul olsun.
mc4
87,682,009
Kanal 7’nin sevilen dizisi Ah Kalbim 63.bölüm son bölüm izle7.com’da izle. İzle7.com’a gir, Ah Kalbim son bölüm izle. Kanal 7’nin sevilen dizisi Ah Kalbim tüm bölümleriyle izle7.com’da. Ah Kalbim’de bu akşam Abhi ve Pragya uçurumdan atlar. Bir süre sonra kendine gelen Pragya Abhi’nin harekitsiz bir şekilde yattığını görünce ne yapacak?
mc4
87,682,010
Kongreya Star Koordinasyonu, Birleşmiş Milletler’e yazdığı mektupta, “BM’yi tarafsız olmaya ve halkları ticari anlaşmalara kurban etmemeye çağırıyoruz” ifadelerini kullanarak sert eleştirdi. Kongreya Star Koordinasyonu, açık mektubunda 9 Ekim’de başlayan Türk işgalini önleyemeyen, aksine cesaretlendiren BM’ye sert eleştirilerde bulundu. Türk devletinin iddia ettiği “güvenlik koridoru”nun “etnik kırım” alanına dönüştüğünü belirten Kongreya Star Koordinasyonu, BM’yi tarafsız olmaya ve halkları ticari anlaşmalara kurban etmemeye çağırdı. Açıklamada özellikle uçuşa yasak bölge ilan edilmesi, soykırım amaçlı “mülteci şehirler projesine” onay verilmemesi ve Cenevre’deki Anayasa Komitesi’ne demokrasinin gerçek savunucularına yer verilmesi istendi. 9 Ekim 2019 tarihinden bugüne kadar Türkiye devletinin ve Milli Ordu adını verdikleri cihadist terör gruplarının Kuzey-Doğu Suriye topraklarına saldırıları aralıksız sürüyor. İşgal savaşı başlamadan önce ve işgal savaşının ilk günlerinden itibaren uluslararası birçok toplumsal kesim BM’den konuya dair etkili bir açıklama ve tutum bekledi. Yer yer bazı açıklamalar olsa da BM işgal savaşını durdurmayı hedefleyen açıklamaları yapmadı, uluslararası güvenlik mekanizmalarını işletmedi. 193 üye devleti olan BM, tüm Ortadoğu halklarına istikrarsızlık, göç ve kaos getirecek olan, “Barış Pınarı” adıyla masum insanların kanını akıtan bu işgal savaşını önleyemedi. Oysa misyonuna denk bir rol oynayarak tüm devletlerin, Suriye’nin ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesinde uluslar üstü rolünü icra edebilirdi. Ancak tüm Suriye savaşı boyunca BM tüm açıklamalarıyla devletler arası çıkarlardan yana taraf olup savaşın bizzat ortağı olmuştur. Kuzey-Doğu Suriye’de ve Rojava’da yaşayan kadınlar olarak BM Genel Sekreterinin açıklamalarını ilk günden itibaren büyük bir duyarlılıkla takip edip, düşünce ve taleplerimizi bir mektupla ilettik. BM ilk açıklamasında ‘‘Her türlü askeri operasyon, BM Şartı ve uluslararası insani hukuka saygı göstermeli. Siviller ve sivil altyapı uluslararası hukuk gereğince korunmalı’’ ifadelerine yer vermişti. Sadece Serê Kanî’de (Resul Ayn) bile bu açıklamayı onlarca defa ihlâl eden savaş suçları Türk ordusu tarafından işlendi. Çocuklar dahil sivil insanlara karşı kimyasal silahlarla saldırıldı. On binlerce sivil insan bir-iki gün içinde kendi toprağından koparıldı. Defalarca yaralılara hizmet etmek isteyen sağlık görevlileri hedef alındı, yaşamını yitirenler ve yaralananlar oldu. Gri Sipî’de (Til Abyad) 3 sağlık çalışanı çeteler tarafından kaçırılıp vahşice katledildi. Diğer yandan insanlar evlerini, dükkânlarını, tüm mal varlıklarını arka- larında bırakıp yerinden yurdundan oldular... Türkiye devletinin bu kirli savaştaki ittifak gücü, göç etmek zorundan kalan insanların tüm mallarını ganimet olarak görüp talan etti ve de etmeye devam ediyor. Tüm bunlar söz konusuyken “sivillerin ve sivil alt yapının korunması” nasıl mümkün olabilir! Açık ki bu kirli savaşta yaşanan her türlü hukuksuzluğa sessiz kalan BM, uluslararası insani hukuk normlarından çok devletler arası hukuğa göre tutum almakta ve taraf olmaktadır. Türkiyenin ilan ettiği ‘güvenlik koridoru’nun gerçekte bir ‘etnik kırım’ alanına dönüştüğü çıplak bir biçimde gözler önündedir. Görüşme sonrası yapılan açıklamada Sayın Guterres bu planı incelemek ve TC yetkilileriyle bu planı görüşmek üzere UNHCR den bir heyetin oluşturulacağını belirterek BM için bu geri dönüşlerin ‘gönüllü, güvenlikli ve onurlu’ bir şekilde olmasının çok önemli olduğunu belirti. Bunu dile getirirken sözkonusu bölgen- in o topraklarda yaşayan insanlarının savaş zoruyla topraklarından edildiklerini, zorunlu bir şekilde gönüllü olmayan bir baskı ve tehdit üzeri topraklarını terk ettiklerini, göç edişlerinin nedeninin yaşam güvencelerinin olmayışı ve onurlarının ayaklar altına alındığını bir bütün görmezden gelmesi utanç vericidir. Kaldı ki aynı Erdoğan daha 20 Ocak 2018 tarihinde Afrin’e karşı yürüttüğü işgal savaşı sonucu insanları topraklarından ederek kendine yakın insanları (cihadçıları) oraya yerleştirerek katı şeriyatcı ve baskıcı (anti-demokratik, anti-çoğulcu, kadın ve özgürlükler düşmanı) bir sistem inşa ettiğini tüm dünya gördü. Yine ona benzer inkarcı bir yaklaşımı 150 kişilik Suriye Anayasası Komitesinin oluşumunda görme- kteyiz: Suriye’de 9 yıllık savaşta DAİŞ çetelerine karşı kahramanca savaşan, Suriye’nin demokra- tikleşmesi ve kadın özgürlüğü için uzun yıllar mücadele eden Kürtler ve kadınlar temsil edilmemektedir. Bu komitede kadın temsilinin %20 olması sorunu çözmez. 9 yıldır Demokratik, özgür ve barış içinde bir Suriye için binlerce bedel veren toplumsal kesim, Kuzey-Doğu Suriye’de yaşayan ve kadın özgürlüğü temelinde eşitlikçi bir sistem oluşturan kadınlardır. Bu gerçeği inkâr eden ve eli kanlı çeteleri anayasa masasına davet eden her anayasa girişimi Suriye topraklarında kaosu derinleştirecektir. BM’nin bu tavır ve politikalarını kadınlar olarak kabul etmiyoruz ve kınıyoruz. Bizler Kuzey-doğu Suriye ve Rojava bölgesinde yaşayan kadınlar olarak BM’nin Suriye krizinin başından itibaren oynamaya yanaşmadığı rolünü oynamaya, tarafsızlığı esas almaya ve halkların kaderlerini ticari anlaşmalara kurban etmemeye, kısacası kendi yazılı ilkelerine (veya tüzüğüne) uygun hareket etmeye çağırıyoruz. BM bünyesinde çalışma yürüten veya statü sahibi olan kadın kuruluşlarından talebimiz; Kuzey-Doğu Suriye’de yaşayan kadınların taleplerine ve seslerine cevap olacak bir misyon üstlenmeleridir. Bu temelde aşağıda genel hatları ile yer verdiğimiz oldukça insani ve makul taleplerin BM’de görünür kılınması için kadın kuruluşlarının yürüteceği her türlü çalışma savaşın son bulması ve onurlu bir barışın sağlanması için elzemdir. • BM’nin de önemsediğini söylediği siyasi kalıcı çözümün gerçekleşmesi için Türkiye devletinin Kuzey-doğu Suriye’ye yönelttiği saldırgan işgalci politikalarını sonlandırması için BM’yi daha ciddi politika ve uygulamalar üretmeye çağırıyoruz. • Türkiyenin demografik değişim ve etnik soykırım amaclı işgal ettiği topraklarda geliştirmek istediği ‘mülteci şehirler projesine’ hiç bir şekilde BM onay vermemeli. Tersine bunu engellemek için gereken girişimlerde bulunmalıdır. • Cenevre bünyesinde oluşturulan Anayasa komitesinin Suriye’de yaşayan tüm etnik toplulukların ve kadınların seçilmiş temsilcilerini dikkate alarak demokrasinin gerçek savunucularına yer vermesini talep ediyoruz.”
mc4
87,682,013
5 farklı ilçede 236 farklı kurs verilmektedir. Birçok kamu kuruluşu ve özel kurslarda dersler verdim. Şuan özel okulda çalışmaktayım. Standart olarak haftada 1 gün bir saat olmak üzere, konservatuvar öğrencisinden özel ders. Piyasada ki tüm müzik türlerinde geçen temel musıki makamlarının öğretimi, aldığı notalar, gelişim düzeyine göre, önce ritm gitar, sonrasında Türk Müziği Nazariyatı ( Şan Eğitiminin Temel Prensipleri ) son olarak da solo gitar mantığının verileceği bir program. Birer parça belirlenip, " Bunu bir hafta & Devamı...
mc4
87,682,015
Tahsin karakterini canlandırmak size ne ifade ediyor? Tahsin, benim için her hikaye gibi bir iletişim yolu aslında. İletişim eğer ilgi uyandırırsa iki taraf için öğretici ve yaşanılası bir hal alır. Ben, Tahsin yoluyla her geçen gün bambaşka şeyler deneyimliyorum. Bu benim için çok kıymetli, şu anda hayatımın merkezinde varoluşumu yaşama yolumda bana bir sürü an veren ve tutku uyandıran bir durum. ‘Analar ve Anneler’in sizce en can alıcı yanı nedir? Dizi, çok yönlü bir insan ve durum hikayesi... Olayları objektif olarak ele alan ve yargılamayan bir anlatım dili var. En can alıcı noktası bu... Hikayemizi anlattığımız insanlara özdeşlik kurarken sakatlanmamış, yalın ve kendi seçtikleri bakış açısı vaadeden bir öykünün parçası olmak şevk verici. 1970’ler dönemini anlatan dizide oynamak nasıl bir his? Öncelikle böyle bir zaman diliminde yaşanan bir hikayenin içinde olmak heyecan verici. Sadece ülkemizde değil dünyada da sorgulama ve üretmenin başladığı, öte yandan da maddeyle kontrolün iç dünyamızdaki yükünü hissettirmeye başladığı önemli bir zaman olduğunu düşünüyorum. Belki de ilk defa insanların şahsi hayat izlerini teknoloji yoluyla çoğalttıkları ve bilgi birikiminin madde olarak çoğalmaya başladığı bir zaman dilimi. Dönem dizisinde oynamak nasıl etkiledi? Benim için kişisel olarak, ailemle ve özellikle babamla olan ilişkim ve ona bakışımı derinleştirdi. O dönemin toplumsal yapısı ve bunun insani duygu durumuna yansımasını deneyimlemek, en azından bu uğurda bir uğraş içerisinde olmak şevklendiriyor. Dönem dizilerini çekmek zordur. Sette kaç gününüz geçiyor? Beş ile yedi gün arası değişiyor. ‘Medcezir’ dizisinden sonra 70’li yıllara ait bir senaryo gelince neler hissettiniz? ‘Medcezir’ benim ilk televizyon tecrübem. O sebeple yeri bende hep ayrı olarak kalacak. Zaman dilimi üzerine hiç mukayese yapmadım kafamda. Proje bittiğinde Berkun Oya’nın böyle bir senaryo yazdığını ve bu senaryoyu Mehmet Ada Öztekin’in anlatacağını duyduğumda ilgimi çekmişti. Senaryoyu okuduktan sonra içinde olmak istediğime karar verdim. Bir süre karşılıklı istişare ettikten sonra benim hikayede onlara yardımcı olabileceğimi düşünüp aralarına aldılar, sağ olsunlar. Kaliteli oyunculardan oluşan yüksek bütçeli ve beklentisi olan bir dizide başrol oynamanın zorlukları neler? Öncelikle ben başrol ve yardımcı rol gibi kategorileri sevimli bulmam.Yaptığımız şeyin kolektif bir iş olduğunu ve herkesin burada farklı ama eşit bir görevi olduğu algısını dağıtıyor. Aslında bizim hikayemizde başrol ve yan rol diye bir ayrım yapmak biraz güç. Hikayenin oldukça derin ve hakkaniyetli bir karakter dağılımına dayalı özgün bir örgüsü var. Hep beraber çalışıyor olmak benim için gurur verici ve öğretici oluyor. Tabii ki beklenti de var ve bu, her bekleyiş gibi belirsizlik hissiyle birlikte gerginlik yaratır insanın üstünde. Bu bekleyişe değil, bekleyişin gerçekleştiği ana odaklanmak bu mücadeleyi daha verimli ve güzel bir hale getiriyor. Benim için bu anın 70’lere denk geliyor olması ise daha da güzel. Halen boş zamanlarınızda Amerikan futbolu oynuyor musunuz? Bizim çok az boş zamanımız var. Bundan mutsuz ya da şikayetçi değilim bunu ben seçtim. Boş zamanım yok değil ama az bu sebeple Amerikan futbolu gibi ciddi mesai ve adanmışlık isteyen bir sporu böyle bir tempoda yaparsam sakatlanırım, sonunda ikisini de yapamam. Bazen takım arkadaşlarımla rastlaşınca ya da eski takımımın maçlarını izlerken sahaya dalıp oynayasım geliyor. Çok özlüyorum ama ne yazık ki olmuyor. Bir gün işime ara verirsem oynayacağım. Gelir maçımı izlersiniz umarım. Onunla yeniden çalışmak, okulun ilk gününde sınıfta yakın bir arkadaşını bulursun ve onu canın gibi seversin ya, öyle bir şey. Hazar, gerçekten işini çok seven iyi yapan ve adalet duygusuyla insanlara ışık saçan bir insan. Onunla beraber çalışmak bir onur benim için.” Ben bu işin kolektif olduğunu düşünürüm ve rol üzerinden hayal kurmak yerine, mesele ve hikaye üzerinden hayal kurmayı yeğlerim. Bu uğurda en büyük hayalim ortak meselelerimizi paylaşabileceğimiz hikayelerde daha çok yer almak. Yazdığım oyunları sahneleyebilmek bunun bir kolu mesela. Yolda nasıl tepkiler alıyorsunuz? Şöhret lafı nedense bana hep bir itici ve karanlık gelmiştir, o yüzden bu söze alışamadım. Günlük hayatımda çok bir değişiklik yok. Yolda belki birkaç yeni insanla tanışıp muhabbet ediyoruz, o kadar. Bıyıklı olmaya alıştım sanırım. Başlarda aynaya baktığımda babamı görüyordum, çok hoşuma gitti. Babam bir 10 yıl öncesine kadar bıyıklıydı ve ben babama ikizi kadar benzerim. 70’lerde çekilen fotoğraflarına bakınca gülüşüyoruz.
mc4
87,682,016
Ortaca için yapacağı projelerden bahsetti. Varol’un en büyük tepkisi ise aday adayı Sertkaya’ya oldu. Varol, “Partinin ilçe başkanı, belediye başkanını jurnallamaz” dedi. -“Partinin ilçe başkanı, belediye başkanını jurnallamaz” İsmail Can Varol’un ilk eleştirisi, geçtiğimiz günlerde CHP’nin Ortaca İlçe başkanıyken aday adaylığını açıklayan, bunun yanı sıra da partisinden halen görevdeki Belediye Başkanı Hasan Karaçelik ve yönetimini eleştiren Mehmet Sertkaya’ya oldu. İsmail Can Varol, “Kimsenin aday ya da aday adayı olmasını eleştirmiyoruz. Siyasi başarı her şeyin önünde gelir. İlçe başkanının görevi partiyi seçime hazırlamaktır. Mehmet Sertkaya da daha önce istifa eder ben aday olacağım derdi. Mehmet Sertkaya ilçe başkanlığını yürütürken kendisini seçimlere hazırlamış. Bunları söylemek aday adayı olacağı zaman mı aklına geldi. Hasan Karaçelik 9.5 yıldır görevde, kendisi de 13 yıldır görevde. Partinin ilçe başkanı, belediye başkanını jurnallamaz, özeleştiri yapabilirdi. Tekrar ediyorum; demek ki, Mehmet Sertkaya ilçe başkanlığı görevini yürütürken kendisini seçimlere hazırlamış” dedi. -“İlçe başkanı, belediye başkanına karşı” Bir süredir ara verdiği siyaseti yapmayı planladığını ancak belediye başkanlığı için kısa vadede bir planının olmadığını da dile getiren İsmail Can Varol, “Yaşanan gelişmeler karşısında aday adaylığım kaçınılmaz hale geldi. Görevdeki ilçe başkanı, görevdeki belediye başkanına karşı aday adayı. 9,5 yıl birlikte çalışmış Belediye başkanım ile ilçe başkanım aynı anda niye aday adayı oldular. Gelinen noktada çok ciddi bir sıkıntının olduğunu gördüm ve bu sıkıntı giderek büyüyor. Zor bir yarışa girdiğimi biliyorum. Bir yanda 9.5 yıl belediye başkanlığı yapmış arkadaşım, diğer yanda 13 yıl ilçe başkanlığı yapmış arkadaşımla yarışacağım. Diğer tarafta da köklü bir aile geleneğinden gelen iki arkadaşımda bu yarışın içerisinde. Partililerim ve halkımız bana güvensin. Biz bu sıkıntıyı çözeriz” ifadelerini kullandı. -“Demek ki partinin yönetiminde sıkıntı var” Her partide ayrılıklar olabileceğini söyleyen İsmail Can Varol, Ortaca CHP’deki istifaların ve partiden ihraç edilmelerinin parti yönetiminin tutumundan kaynaklandığını ifade etti. Demek ki partinin yönetiminde sıkıntı var. Şu anda partide bir kızgınlık, bir küskünlük, bir gerginlik var. Bunu gidermenin tek yolu benim aday olmamdır. Sertkaya ve Karaçelik adaylıktan çekilsin gerginlik kalmaz. Bu gerginliğin giderilmesinde başka yol görünmüyor” diye konuştu. -“Ortak akıl ve prensiplerimiz” Yaptığı toplantıda yürütecekleri çalışmalara da özetle değinen Belediye Başkan aday adayı İsmail Can Varol, şunları söyledi. Ortak aklımız ve prensiplerimiz bizi başarıya götürecektir. Unutulan bir takım yerel yönetim prensiplerini ve anlayışını hep birlikte hatırlayacağız. Bu prensipleri ben keşfetmedim. Bir kısmı evrensel yerel yönetim anlayışından, bir kısmı da ülkemin halkçı, sosyal demokrat yerel yönetim prensiplerinden gelmektedir. Demokrasiyi bütün yerel yönetim birimlerimize yayacağız. Birikimi, bilgisi ve enerjisi yerinde, Ortaca sevdalısı arkadaşlarımızı yönetime ortak edeceğiz. Olanaklarımız ölçüsünde katkı sağlayacağız, onların katkılarını isteyeceğiz. Şunu özellikle belirtmek istiyorum ki, halk belediyenin kendisine ait olduğunu bilecek. Belediye meclis toplantıları halka açık hale gelecek. Ayrı bir belediye meclis toplantı salonu olacak. Halk toplantıyı izleyecek ve toplantı internet üzerinden canlı yayınlanacak. Birlikte gelişeceğiz, birlikte büyüyeceğiz. Tarım, turizm ve sosyal yaşam alanları konusunda önemli projelerimiz var. Tarımı üreticiyle, turizmi turizmciyle değerlendireceğiz. Şehircilikte ve yerel yönetimde insanı ve doğayı temel alacağız.” İsmail Can Varol, önümüzdeki günlerde aday adaylığı için resmi başvurusunu yapacağını da sözlerine ekledi.
mc4
87,682,017
Yavuz Yaman, 31 Ekim-2 Kasım 2016 tarihleri arasında düzenlenen “Workshop for Collaboration in H2020 Programme Aviation and Space Calls” adlı çalıştaya katılmak üzere Hollanda’ya gidecektir. Behiç Mert, 2-4 Kasım 2016 tarihleri arasında düzenlenen “Food Factor” adlı toplantıya bildiri sunmak üzere İspanya’ya gidecektir. Hüseyin Bağcı, 3-6 Kasım 2016 tarihleri arasında düzenlenen “3rd Turkey-Expert Meeting” adlı konferansa katılmak üzere Avusturya’ya gidecektir. Birten Çelik, 2-4 Kasım 2016 tarihleri arasında düzenlenen “The Levant and Europe: Shipping and Trade Networks of People and Knowledge” adlı konferansa bildiri sunmak üzere İngiltere’ye gidecektir. Bahar Gürsel, 3-5 Kasım 2016 tarihleri arasında düzenlenen “The 2nd International Conference of the Intercontinental Crosscurrents Network” adlı konferansa bildiri sunmak üzere Portekiz’e gidecektir. Yücel Can Severcan, 6-9 Kasım 2016 tarihleri arasında düzenlenen “Child in the City 2016” adlı konferansa bildiri sunmak üzere Belçika’ya gidecektir. H.Emrah Ünalan ve öğrencisi Doğa Doğanay’ı tebrik eder, başarılı çalışmalarının devamını dileriz. 1999 yılından beri her yıl ortalama 40 ile 50 firmanın katılımıyla gerçekleştirilen etkinliğimiz, 3000’den fazla öğrenci ve mezun tarafından ziyaret edilmektedir. Katılımcıları arasında Bloomberg Businessweek Türkiye ve Realta Danışmanlık tarafından yapılan “En Gözde Şirketler 2016” sıralamasının ilk 10’unda yer alan 5 firmanın da düzenli olarak bulunduğu fuarımıza, son yıllarda uluslararası firmaların katılımı da artmıştır. Katılımcı firmalar ziyaretçilerimizle birebir görüşme, staj ve iş pozisyonlarını onlara tanıtma ve kendilerinin özgeçmişlerini değerlendirme fırsatı bulmaktadırlar. Etkinliğe katılmak isteyen firmaların, [email protected]'ye e-mail atarak katılmak istediklerini bildirmeleri yeterli olacaktır. Fuardan bir gün önce, ODTÜ Kültür Kongre Merkezi’nin Büyük ve Küçük Fuaye alanları stantların kurulması ve firmaların tanıtım materyallerini yerleştirmesi için kullanılabilir duruma getirilmektedir. Kariyer Fuarı’nın ilk gününün akşamında düzenlenen bir resepsiyon ile katılımcı firmalara sertifika takdim edilmektedir. Fuara katılım koşulları ve fuar programı ile ilgili detaylı bilgi için "3-4 Kasım 2016 ODTÜ Kariyer Fuarı Hk." dokümanını incelemeniz yararlı olacaktır. Son 8 yıldır Dünya Dans Sporu Federasyonu (WDSF) yarışmalarının Türkiye ayağı olarak düzenlenen kupaya bu yıl 23 ülkeden; minikler, yıldızlar, gençler ve yetişkinler yaş kategorilerinde 400'e yakın sporcu katılacak ve yarışmalar 13 farklı ülkeden hakemlerce değerlendirilecektir. Etkinlik kapsamındaki yetişkinler yaş sınıfı yarışmalarına, dünyanın en iyi 50 dans sporcusu listesinde yer alan pek çok çift de katılacağını teyit etmiştir. Bu sayede 15. ODTÜ Cumhuriyet Kupası, WDSF tarafından belirlenen katılımcı sayısı, çeşitliliği ve kalitesi kıstaslarına göre dünya genelinde düzenlenen yüzlerce açık sınıf yarışma arasında "en iyi 10 yarışma" arasına girmiş durumdadır. Her iki gün de yarışmalar saat 08.30'da ısınmalar ile açılacak, 09.00-17.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek eleme turları sonrasında, günün en ihtişamlı programı olan Gala Yarışmaları cumartesi günü saat 18.00’de, pazar günü saat 19.00'da başlayacaktır. 5 Kasım Cumartesi günü standart danslar (yavaş vals, tango, Viyana valsi, fokstrot, quickstep) yarışmaları, 6 Kasım Pazar günü Latin dansları (samba, cha cha cha, rumba, paso doble, jive) yarışmaları düzenlenecektir. İnternet üzerinden de canlı yayımlanacak gala programlarında Çankaya Belediyesi Hoy-Tur Halk Dansları Topluluğu da koreografisini etkinliğe özel hazırladıkları bir gösteri sunacaktır. Etkinlik biletleri ODTÜ Çarşı girişi EDT standında satılmakta olup uzaktan satış ve detaylı bilgi için [email protected] adresi ile bağlantıya geçilebilir. Cumhuriyetimizi, ilan edilişinin 93. yılında kurulduğu ilk günkü coşkuyla ve heyecanla kutlamak ve bu coşkuyu dünyanın dört bir yanından gelen sporcular ile paylaşmak için tüm öğrencilerimizi, personelimizi ve mezunlarımızı 5-6 Kasım 2016 Cumartesi-Pazar günlerinde ODTÜ Spor Merkezi'ne davetlidir. Etkinlik hakkında detaylı bilgi için http://metuopen.metu.edu.tr sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Temel İngilizce Bölümü öğretim elemanlarından okutman Berrin Ersen, 24 Ekim 2016 tarihinde vefat etmiştir. Merhumeye Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileriz. Sibel Kalaycıoğlu’nun annesi Fahriye Özdemir, 25 Ekim 2016 tarihinde vefat etmiştir. *Nato Caddesi Cengizhan Mahallesi, 5. Kat, çift asansörlü, güney doğu cephe, 150 m2, teras balkonlu, 3+1 daire. Cadde, Ebru 1 Sitesi, B Blok’ta, 8. Kat, güney cepheli, 3+1, 120 m2 daire. Sokak’ta, 2+1, L salon, 85 m2, yüksek giriş, bakımlı daire. Batıkent Akkent Blok 1, daire 36, 3+1, 2 banyo (wc), kısmen eşyalı, yüzme havuzu ve kapalı park yeri.
mc4
87,682,019
Beşiktaşımızdan Boyko ve Günay için flaş karar ! Transfer çalışmalarına başlayan Beşiktaşımız, Boyko ve Günay ile yollarını ayırma kararı aldı. Geçtiğimiz sezonun devre arasında Boyko'yu transfer eden ancak Ukraynalı kaleciden istediği verimi alamayan takımımız, tecrübeli kaleciyi elden çıkarma kararı aldı. Boyko için EURO2016'nın sona ermesini bekleme kararı alan yönetimimiz, Ukrayna'nın EURO2016'ya veda etmesinin ardından transfer görüşmelerini sıklaştırdı ve gelen kiralık ve satın alma tekliflerini değerlendirmeye başladı. Boyko'nun yanı sıra Günay Güvenç'i de elden çıkartma kararı alan Beşiktaşımız, iki ismin de ayrılığının ardından bir yabancı ve bir de yerli kaleci transferi yapacak. Öncelikli olarak Boyko'nun satışıyla ilgilenen takımımız kaleci için bir numaralı adayı ise Deportivo forması giyen Fabrico olduğu öğrenildi. David Ospina, Steve Mandanda gibi adayları olan siyah-beyazlılarımız, Temmuz'un ilk haftasına kadar Boyko'yu elden çıkararak yeni kaleci transferini gerçekleştirecek.
mc4
87,682,026
Tumbet bahis şirketinin de içinde bulunduğu bir çok yabancı bahis şirketi Türkiye'den üye kabul etmektedir. Kullanıcıların kayıt olmak amacıyla site seçimi yapmak için ihtiyaç duyduğu detaylı analiz siteleri de kapatıldığından; sitelerle alakalı gerçekten bilgi edinebilmek her geçen gün zorlaşıyor ve bu durum mevzuyu giderek daha da karışık hale getirmektedir. Tüm sitelerle ilgili istatistikler okuyabileceğiniz gibi Tumbet şirketi hakkında da analizler görebileceğiniz bu site ile bu konudaki yetersizliği ortadan kaldırmak ve ziyaretçileri gerçekten sorunsuz sitelere teşvik etmek istiyoruz. Tumbet hakkında sunulan istatistikler farklı kaynaklardan derlenerek sıralanmıştır. Başka kaynaklardan faydalanmak dışında kişisel araştırmanızı da yaparak Tumbet hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Yeni kurulmuş olmasına rağmen 2000 TL yeni üyelik bonusuyla cezbeden son derece sorunsuz bir büro. 600 TL hoşgeldin bonusu haricinde de her güne özel promosyonları mevcuttur. Bahis sektörünün en cömert şirketlerinden. 1000 TL yeni üyelik bonus kampanyası bulunan site; ödeme seçeneklerinin çokluğuyla öne çıkıyor. Serdar Y. İlk fırsatta bunları mahkemeye vereceğim. Para çekme sorunu yaşatmadı. Yasin M. Tumbet ve bunlara benzeyen birçok bahis firmasından gün aşırı 5 defa sms gelmesinden rahatsızım. Kubilay C. Şimdiye dek bahis oynadığım en kötü firma. Para yatırdık diyorlar ama para kayıt. Önemli Not: Siteyle ilgili olumsuz yorumlar; şirketin ortalama olarak risk seviyesini belirten dikkate değer verilerden biridir. Lisansı olduğunu yazan pek çok firma başka firmaların lisans bilgisini kullanmaktadır. Hesap açmak için birincil olarak global firmaları seçiniz. İncelemelerimize göre yeterince güvenilir bulunmayan siteler için giriş adresi bilgisi vermiyoruz. Kullanıcı güvenliğini düşünerek Tumbet giriş adresini bu sayfadan silmek zorunda kaldık. Yurt dışı bahis firmalarının tümü gibi Tumbet bahis de mecburen url yenilemek zorunda bırakıldığından firmaya ulaşmakta zorlanmakta olan bahisçiler Tumbet giriş butonu üzerinden firmaya ulaşabilir ve bahis oynamaya devam edebilir. Tumbet giriş adresi güncellendiğinde sayfada yer alan giriş linki de buna yönelik güncellenecektir. Ülkemizde bahis sektörü iddaa oynatma belgesine sahip sitelerin elindedir. Bahis opsiyonlarının eksikliği v.s. bir çok sebepten dolayı Türk bahis firmaları adam gibi bir bahis keyfi veremediği için Türkiye'deki bahis severler başka sitelerden bu ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. Link değişimi sonrasında sürekli girilebilen yerli siteler varken o sitelerde bahis oynamayıp Tumbet yeni adres arayışına girilmesinin nedeni esasında budur. İddaa lisanslı bahis firmaları tam anlamıyla özgür siteler olursa bu sorun ortadan kalkabilir. Fakat mevcut hukuki boşluk aynı zamanda bahis piyasasını biraz netameli hale getirmektedir. Yasal olmadığı için denetimsizleşen bahis sektörü her gün yeni bir bahis sitesinin kurulmasına sebep olmaktadır. Bu açılan yabancı bahis sitelerinin bir çoğu ne yazık ki belgesiz ve dolandırıcıdır. Bu durumun önüne geçmek amacıyla site olarak gerçekten kaliteli bildiğimiz büroların giriş linklerini ekledik. Tumbet yeni adres butonu üstünden en iyi yabancı bahis şirketleri listemizi görüp üyelik alabilirsiniz. Tumbet yeni adres bilgileri ve Tumbet güncel giriş adresi linki yalnızca duyuru amacıyla sayfaya eklenmiş olup ziyaretçileri bahis oynamaya yönlendirmez. Tumbet müşteri hizmetleri için şirketin email adresi ya da iletişim sayfasını kullanabilirsiniz. Doğrudan sorularınızı konuşabileceğiniz canlı müşteri hizmetleri birimi bulunan firmalar bahisçilerle iletişim kurmak bakımından öne çıkan ve daha tercih edilebilir sitelerdir. Online destek açısından küçük siteler global sitelere nazaran daha avantajlı konumdadır. Zira ilgilenilmesi gereken kullanıcı rakamı az sayılır. Canlı destek birimine ulaşılamıyorsa veya kullanıcısı olduğunuz firmanın canlı destek birimi bulunmuyorsa Tumbet destek amacıyla Tumbet email adresini kullanmalısınız. Tüm çabalarınıza rağmen Tumbet müşteri hizmetlerinden bir kaç saat içersinde geri dönüş alamıyorsanız en kısa zamanda kullanıcı hesabınızı sonlandırmalısınız. Bahis forum siteleri de müşteri hizmetleriyle çözülmeyen sorunların dile getirilebildiği ortamlardır. Başka kullanıcıların o sorunları görmemesi için bahis şirketleri genelde kısa sürede sizinle iletişime geçecektir. Günümüzde eskisi gibi kullanılmasa da bahis yapmak için masaüstü bilgisayar kullanıcıları masaüstü giriş linkinden üstte yer alan arayüze girebilirler. Bugünlerde internet erişimi mobil cihazlara kaydığından Tumbet mobil adresi masaüstü giriş adresine nazaran daha fazla kullanılır olmuş durumdadır. Bu sebeple bütün yurt dışı şirketlerinde olduğu gibi Tumbet mobil giriş linki de bahisçilere kolayca bahis yapma olanağı sunmaktadır. Ama mobil üzerinden bahis yapmanın asla masaüstü pc üzerinden bahis oynamak denli rahat olmadığını da yazalım. Iphone ve Android platformu için mobilden daha rahat bahis yapma imkanı sunan uygulaması bulunan bahis siteleri de vardır. Tumbet mobil uygulama yüklemek isteyen ziyaretçilerin bu yöndeki çabalarını kendi menfaatleri için kazanca dönüştürmek isteyen kötü niyetli şahıslar fake mobil uygulamalar tasarlayarak üye bilgilerini çalmaktadır. Buna benzer tuzaklara düşmemek için mobil uygulamaları daima şirketin kendi sitesinden veya uygulama mağazalarından indirmelisiniz.
mc4
87,682,028