Update risale.txt

BİRİNCİ SÖZ:
"Allah'ın adıyla, Rahman ve Rahim olan, İslam'ın önemli bir sembolü olan Bismillah, derin sırlar barındıran kutsal bir ifade olarak, Risale-i Nur'un birinci risalesinde detaylı bir şekilde açıklanmıştır."
<br>
ON DÖRDÜNCÜ LEM’ANIN İKİNCİ MAKAMI:
"Bismillah ile başlayan birinci risaleye paralel olarak, On Dördüncü Lem’a'nın ikinci makamında Bismillah'ın beş-altı önemli sırrı açıklanmış ve Kur'an'ın özeti, bir rehber ve nurani bir anahtar olduğu vurgulanmıştır."
<br>
İKİNCİ SÖZ:
"Gaybı inanmakla ilgili âyetleri temsil eden İkinci Söz, akılcı bir örnek ile imanın önemli bir gerçeğini açıklar."
<br>
ÜÇÜNCÜ SÖZ:
"Allah'a ibadet etme hakkındaki âyetleri temsil eden Üçüncü Söz, mantıklı bir örnekle ubudiyetin temel hakikatini anlatır."
<br>
DÖRDÜNCÜ SÖZ:
"Namazın belirli vakitlerde farz kılınmasına dair âyetleri temsil eden Dördüncü Söz, adil bir temsil ile namazın önemli bir sırrını ortaya koyar."
<br>
BEŞİNCİ SÖZ:
"Allah'a inanmak ve takva sahibi olmakla ilgili âyetleri temsil eden Beşinci Söz, güzel bir örnekle imanın ve takvanın önemli bir sırrını açıklar."
<br>
ALTINCI SÖZ:
"Allah'a nefis ve malını satmakla ilgili âyetleri temsil eden Altıncı Söz, çarpıcı bir temsil ile nefis ve malın satılmasının kazançlı ve zararlı sonuçlarını gösterir."
<br>
YEDİNCİ SÖZ:
"Allah'a inanmak ve ahiret gününe imanla ilgili âyetleri temsil eden Yedinci Söz, akılcı bir örnekle dünya hayatının gerçek yüzünü, ölümün ve ahiretin müthiş gerçeklerini ortaya koyar."
<br>
SEKİZİNCİ SÖZ:
"Allah'ın birliği ve İslam dininin mahiyeti hakkındaki âyetleri temsil eden Sekizinci Söz, dünyanın, insanın ve dinin mahiyetini açıklayarak dinsizliğin bedbahtlığını, imanın kıymetini gösterir."
<br>
DOKUZUNCU SÖZ:
"Namazın beş vakit olarak farz kılınmasına dair âyetleri temsil eden Dokuzuncu Söz, beş vakit namazın hikmetini, insanın ruhî ihtiyaçlarını güzel bir dengede açıklar."
<br>
ONUNCU SÖZ:
"Kıyamet günü ve ahiretle ilgili âyetleri temsil eden Onuncu Söz, on iki temsil ve kesin gerçeklerle imanı bi'l-âhiretin kuvvetli bir şekilde ispat eder."
<br>
ON BİRİNCİ SÖZ:
Sure-i Şems'teki güneş, ay, gece, gündüz, gökyüzü, yer, nefis gibi kâinatın unsurlarını, ubudiyet ve rububiyet arasındaki ilişkiyi, insanın sorumluluklarını ve kâinatın düzenini anlatarak mu’cizane bir temsil ile tefsir eder.
<br>
ON İKİNCİ SÖZ:
Kur'an'ın hikmeti ve doğruluğunu felsefi düşünceyle karşılaştırarak, Kur'an'ın mu'cizeliği ve i'cazını açıklar. Hikmet-i Kur’aniye ile felsefenin çatışmasını vurgular, herkesin bu konuda bilgiye ihtiyaç duyduğunu belirtir.
<br>
ON ÜÇÜNCÜ SÖZ:
Birinci makamda, Kur'an'ın şifai ve rahmeti, şiirle karşılaştırılarak anlatılır. İkinci makamda, gençliği dalalete karşı uyaran, imanın dünyada da bir cennet lezzeti olduğunu anlatan bir derstir.
<br>
ON DÖRDÜNCÜ SÖZ:
Kur'an'ın yüksek hakikatlerini, dar akıllara sığmayan kavramları basit örneklerle anlatır. Özellikle yaratılış, Allah'ın kudsiyeti ve her şeye gücü yeten olduğunu vurgular.
<br>
ON DÖRDÜNCÜ SÖZ’ÜN HÂTİMESİ:
Gafil kimselere verilecek bir ibret dersidir.
<br>
ON DÖRDÜNCÜ SÖZ’ÜN ZEYLİ:
Zelzele hakkında önemli altı soruya cevap verir.
<br>
ON BEŞİNCİ SÖZ:
Kozmoğrafyacıların anlamakta zorlandığı bir konu olan semavi cisimlerin anlamını, yedi muhkem hüccetle açıklar ve şeytani vesveseleri reddeder.
<br>
ON BEŞİNCİ SÖZ’ÜN ZEYLİ:
Kur'an'ın kelâmullah ve Hz. Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğunu ispat eden, münazara tarzında yazılmış bir risaledir.
<br>
ON ALTINCI SÖZ:
Allah'ın birliği ve eşsizliği, sıfatları ve her şeye gücü yetenliği konularında yüksek hakikatleri tefsir eder.
<br>
ON YEDİNCİ SÖZ:
Dünya hayatının gerçek mahiyetini, ölümün lezzetini ve ahirete hazırlığın önemini açıklar.
<br>
ON SEKİZİNCİ SÖZ:
Fahur, şöhret, medh ve takdir arzusuyla boğulan nefs-i emmareye, güzellikleri görmek adına çirkin görünen şeyleri anlamak, Hz. Muhammed'in risaletini kavramak ve Allah'a itaat etmek gibi konularda sırları açıklar.
<br>
ON DOKUZUNCU SÖZ:
Yasin Suresi'ndeki ayetlerin içerdiği on dört ayrı delil ile Hz. Muhammed'in risaletini muhkem bir şekilde ispat eder.
<br>
YİRMİNCİ SÖZ:
İlk bölüm, Sure-i Bakara’daki üç önemli ayetle şeytanın şüphelerini reddedip, tenkit ve itirazlarıyla mucizelerin gerçekliğini ortaya koyar. İkinci bölümde, peygamberlerin mucizelerinin Kur'an'da manidar bir şekilde ifade edildiği ve gizli hazinelerin bulunduğuna dair işaretlerin olduğu gösterilir.
<br>
YİRMİ BİRİNCİ SÖZ:
Namazın değerini ve faydalarını vurgular, hatta en tembel ve günahkâr kişileri bile namaza yönlendirir. Ayrıca, şeytanın yaygın kullandığı tuzakları ortadan kaldırır ve müminlerin kalbindeki vesveselerin iyileştirilmesi için çözümler sunar.
<br>
YİRMİ İKİNCİ SÖZ:
İmanın temel hakikatlerini ifade eden âyetleri iki ana konuda tefsir eder: Birinci konu, Allah'ın birliğini ve varlığını mantıklı ve güçlü bir şekilde ispat eder. İkinci konu ise, tevhidin içinde Allah'ın celal, cemal ve kemal sıfatlarını nasıl ortaya koyduğunu açıklar.
<br>
YİRMİ ÜÇÜNCÜ SÖZ:
İnsanın yaratılışı ve imanla ilgili âyetlerin beş önemli noktasını vurgular. İnsanın yetenekleri ve görevleri mantıklı ve kabul edilebilir bir şekilde açıklanır.
<br>
YİRMİ DÖRDÜNCÜ SÖZ:
Allah'ın güzel isimlerini ifade eden âyetleri beş dal altında ele alır. Bu dallar, esrarın özlü bir özeti olarak görülür ve Allah'ın sıfatlarına dair mühim gerçekleri ortaya koyar.
<br>
YİRMİ BEŞİNCİ SÖZ:
İ'caz-ı Kur'aniye, yani Kur'an'ın olağanüstü üslubunu ve benzersizliğini teyid eden âyetleri ele alır. Kırk farklı i'caz noktasını açıklar ve Kur'an'ın Allah'ın kelamı olduğunu ispatlar.
<br>
YİRMİ ALTINCI SÖZ:
Allah'ın kudretini, ilmini ve rahmetini ifade eden âyetleri kullanarak, kader konusundaki hakikatleri tefsir eder. Ayrıca, nefsin temizlenmesi ve ruhun olgunlaşması için dört önemli dersi içerir.
<br>
YİRMİ YEDİNCİ SÖZ:
İçtihad, mezhepler arası ihtilaf ve sahabe-i kiramın mertebeleri hakkında âyetlerin tefsirini yapar. Ayrıca, sahabelerin enbiyadan sonra en üstün şahsiyetler olduğunu kat'î bir şekilde ispat eder.
<br>
YİRMİ SEKİZİNCİ SÖZ:
Cennet ve cehennemle ilgili âyetleri iki ana konuda açıklar. Cennetin dünyevi ve ahiret lezzetlerini detaylandırırken, cehennemin hakkaniyetine dair binlerce delili içeren bir bürhan sunar.
<br>
YİRMİ DOKUZUNCU SÖZ:
Haşir ve ruhun devamı konusundaki âyetlerin içindeki sırları açıklar. Ayrıca, haşir-i ekberin esbab-ı mûcibesini ve hikmetlerini, özellikle hâtime kısmında, remizli bir nükte ile ele alır.
<br>
OTUZUNCU SÖZ:
İnsanın nefsini temizlemesi ve zerrelerin hareketini keşfetmesi üzerine odaklanan âyetleri tefsir eder. Zerratın Sultan-ı Ezelî'nin ordusu olduğunu ve zîhayat cisimleriyle ilgili hakikatleri açıklar. Ayrıca, tılsım-ı kâinatın ikinci muammasını çözer.
<br>
Otuz Birinci Söz:
Bu söz, Mirac-ı Ahmediye'yi ve içindeki Muhammedi kemalatı, risaleti ve rububiyeti, kat'i delillerle ispat eden bir risaledir. Ayetlerin hakikatini teyid eder, özellikle Mirac'ın nurani meyvelerini çarpıcı bir şekilde tasvir eder.
<br>
Otuz İkinci Söz:
Bu söz, Allah'ın birliğini vahdaniyetle ispat eder ve kainattaki delillerle şirk ve küfrün imkansızlığını gösterir. Ayrıca, "O Allah birdir" ayetinin hakikatini sırr-ı ehadiyete ve vahdete dair mu'cizane ispatlarla açıklar. İnsanın muhasebe-i a'mali için haşir ve neşir sırrını vurgular.
<br>
Otuz Üçüncü Söz:
Bu söz, "Biz, ayetlerimizi onlara hem kendi nefislerinde, hem de ufuklarda göstereceğiz" ayetini kullanarak otuz üç farklı pencerede otuz üç hakikati tefsir eder. Her pencere, ayrı bir risale gücünde olup, imanî bir derinliğe sahiptir.
<br>
Lemaat:
Lemaat, Risale-i Nur şakirdlerine yönelik küçük bir mesnevî ve imani bir divandır. Bu eser, Risale-i Nur'un temel prensiplerini öğretir ve şakirdlere rehberlik eder.

risale.txt

@@ -1,75 +0,0 @@
-1. "Bismillah" her hayrın başıdır.
-
-2. Her şey manen "Bismillah" der. Allah namına Allah'ın nimetlerini getirip bizlere veriyorlar. Biz 
-
-dahi "Bismillah" demeliyiz. Allah namına vermeliyiz. Allah namına almalıyız. Öyle ise, Allah 
-
-namına vermeyen gafil insanlardan almamalıyız...
-
-3. Demek iman, bir manevî tûbâ-i Cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise manevî bir zakkum-u 
-
-Cehennem tohumunu saklıyor.
-
-4. Selâmet ve emniyet, yalnız İslâmiyette ve imandadır. Öyle ise, biz daima ELHAMDÜLİLLAH 
-
-demeliyiz...
-
-5. Hâlık ve Rezzak, ondan başka yoktur. Zarar ve menfaat, onun elindedir. O hem Hakîm'dir, abes 
-
-iş yapmaz. Hem Rahîm'dir; ihsanı, merhameti çoktur
-
-6. Âhiret gibi, dünya saadeti dahi, ibadette ve Allah'a asker olmaktadır.
-
-7. Namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır. Hem cisme de o kadar ağır bir iş 
-
-değildir. 
-
-8. Namaz kılanın diğer mubah dünyevî amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. Bu surette 
-
-bütün sermaye-i ömrünü, âhirete mal edebilir. Fâni ömrünü, bir cihette ibka eder.
-
-9. Yâ Rab! Kusurumuzu afvet, bizi kendine kul kabul et, emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi 
-
-emanette emin kıl. Âmîn demeli ve ona yalvarmalı...
-
-10.Kâinat mescid-i kebirinde Kur'an kâinatı okuyor! Onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım, 
-
-hidayetiyle amel edelim ve onu vird-i zeban edelim.
-
-11.Her kim hayat-ı fâniyeyi esas maksad yapsa, zahiren bir Cennet içinde olsa da manen 
-
-cehennemdedir ve her kim hayat-ı bâkiyeye ciddî müteveccih ise, saadet-i dâreyne mazhardır.
-
-12.Namazın manası, Cenab-ı Hakk'ı tesbih ve ta'zim ve şükürdür. 
-
-13.İman insanı insan eder,belki insanı sultan eder. Öyle ise insanın vazife-i asliyesi iman ve duadır.
-
-14.İslamiyet güneş gibidir,üflemekle sönmez,gündüz gibidir,göz yummakla gece olmaz.Gözünü 
-
-kapayan yalnız kendine gece yapar.
-
-15.Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle 
-
-zînetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz.
-
-16.Hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman 
-
-hakikatleri dairesinde bulunur.
-
-17.Dünya ve ahirette ebedi ve daimi sürüru isteyen iman dairesindeki terbiye-i muhammediyeyi 
-
-(A.S.M) kendine rehber etmek gerektir.
-
-18.Güzel gören,güzel düşünür.Güzel düşünen hayatından lezzet alır.
-
-19.Mü’min kardeşini sever ve sevmeli.Fakat fenalığı için yanlız acır.Tahakkümle değil belki lütufla 
-
-ıslahına çalışır.
-
-20.Rabbimizi bize tarif eden üç büyük, küllî muarrif var. Birisi: Şu kitab-ı kâinattır. Birisi: Şu 
-
-kitab-ı kebirin âyet-i kübrası olan Hâtem-ül Enbiya Aleyhissalâtü Vesselâm'dır. Birisi de 
-
-Kur'an-ı Azîmüşşan'dır.
-
-21.Sünnet-i Seniyye,edebdir.Hiçbir meselesi yoktur ki altında bir nur,bir edeb bulunmasın.