diff --git a/Fake/1047.txt b/Fake/1047.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..cc0bbc7ce57352a3ee4adaa645508a7a05956ff7 --- /dev/null +++ b/Fake/1047.txt @@ -0,0 +1,10 @@ +Memur Adaylarına Genel Yetenek Sınavı Süprizi Ekonomik krizin de etkisiyle devlet kadrolarına olan talebin artması üzerine KPSS sınavında bazı değişikliklere gitmeyi planlayan YÖK, çoktan seçmeli sınavın ardından memur adaylarını "solitaire", "mayın tarlası" gibi oyunları kapsayan bir de genel yetenek sınavından geçirmeye hazırlanıyor. + + + Her geçen yıl çoğalan aday sayısından ötürü seçim yapmanın gittikçe zorlaştığını belirten YÖK yetkilileri "Çoktan seçmeli sınav artık elemeler için yetersiz hale geldiğinden genel yetenek sınavı yapmak kaçınılmaz bir hal aldı bizler için. İnanın ki 0.1 puanla elenen memur adaylarını görünce mesleğimizden soğur hale geldik. Bu yüzden arkadaşlarla düşündük taşındık, memur adaylarını bir de "Solitaire", "Mayın Tarlası" gibi oyunları içeren bir genel yetenek sınavından geçirmeye karar verdik." diyerek yeni uygulama fikrinin nasıl doğduğu hakkında ipuçları verdiler. + + + Sınavın tam olarak nasıl olacağına henüz karar veremediklerini bildiren yetkililer "Solitaire zaten memurlar için yeterince eleyici olacaktır kanısındayız. On kere oynasanız bir kere ancak açılıyor fal... Mayın tarlasını ise adaylar bilgisayara karşı oynayacaklar. Bunların dışında adayların çay ısmarlatma ve iddaa kuponu doldurma becerisini ölçmek ya da bayan adaylara atkı ördürmek de şu an için tartıştığımız konular arasında" şeklinde açıklamalarda bulundular. + + + 2010 KPSS'deki tek sürprizin bu olmadığını da vurgulayan yetkililer, "Özellikle 'Ankara memur şehri yaa' klişesine son vermek için önümüzdeki iki-üç sınav döneminde Ankara'ya memur kontenjanı açmamak da yine planlarımız dahilinde" diyerek, memur adaylarının kafasını hepten karıştırdılar. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/108418.txt b/Fake/108418.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..0e02006b57e5b33f448d27341038d022ad573f88 --- /dev/null +++ b/Fake/108418.txt @@ -0,0 +1,11 @@ +ABD Dışişleri Bakanlığı: "Hangi parti bizim projemiz, kime kaç para verdik biz de tam bilemiyoruz..." Seçime az bir süre kala The Economist dergisindeki AKP'yi hedef alan makalenin ardından Başbakan Erdoğan'ın CHP'yi Amerikan projesi olmakla itham etmesi siyaset gündemine damgasını vurdu. Başbakanın suçlamalarına CHP kanadı, "Aynı dergi daha önce sizi desteklerken iyiydi ama" sözleriyle karşılık verirken, ABD Dışişleri Bakanlığı da bu sabah yaptığı açıklamayla tartışmaya dahil oldu. Açıklamada "Açıkçası epey bir süredir hangi parti bizim projemiz, kim bizim adamımız biz de tam bilemiyoruz" denirken, Türkiye siyasetini dizayn etme konusunda bir yerlerde ipin ucunun kaçtığı da açıklıkla ifade edildi. + +ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner, bu sabah Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısıyla, bir süredir Türkiye gündemini meşgul eden "Esas kim Amerikan projesi?" sorusuna açıklık getirmeye çalıştı. Konuşmasına, küresel bir süper güç olarak ABD'nin etki alanı içinde yer alan ülkelerdeki siyasi gelişmelere becerebildiğince yön vermeye çalışmasının doğal olduğunu belirterek başlayan Toner, "Ancak bu konuda maalesef düşünüldüğü kadar titiz bir çalışmamız yok" diyerek samimi itiraflarda bulundu. + +"Bakın taa 2. Dünya Savaşı döneminde bir şeyler planlamışız, arşivlerde var hepsi. İşte şöyle parti kurduralım orda, böyle kukla lideri başa geçirelim... Ondan sonra onu bastırmak için ötekini, ötekini bastırmak için berikini derken sonunda hepsi birbirine girdi. Şimdi her ay hayvan gibi para çıkıyor bütçeden ama bunun kaç doları kime gidiyor hiç haberimiz yok. Darmadağın oldu bütün hesap. Biz de zaten bi ara toplanıp konuşmak istiyorduk. O yüzden iyi oldu şimdi bu konunun açıldığı..." + +Kısıtlı bir kadroyla mucizeler yaratmaya çalışan bu ekibin doğal olarak bazı konularda eksik kaldığını dile getiren Toner, geçtiğimiz sene yaşanan talihsiz bir olayı da şu sözlerle anlattı: + +"Biz ortada dönen paranın hesabını, kimi desteklediğimiz, kime komplo kurmaya çalıştığımız filan gibi mevzuları tamamen karıştırınca, bazı tatsız durumlar da yaşadık açıkçası. Oraya ödenek, buraya örtülü yardım derken sizinkiler sağolsun, arada Türkiye'nin Aralık ayında Rusya'ya ödeyeceği doğalgaz faturasını da bize geçirmişler. Bakın onun da makbuzu burada. Az para da değil yani. Geçen sene Aralık epey soğuk geçti çünkü sizin. O para ne olacak? Belli değil..." + +Alacak-verecek meselesi halledilebilirse Türkiye Masası'nın tamamen lağvedilmesinin de gündeme geleceğini belirten Toner, açıklamalarına şu sözlerle son verdi: "Zaten artık bakıyoruz kim çıkışa geçmiş, kim düşüşte, ona göre yükselene destek veriyoruz. Otomatikman onun yükselişini de bizden biliyorlar böylece. Hayır, biz yapmadık desek de inanan olmaz bu saatten sonra. En azından kafamız rahat olur. Onun dışında inanın hiçbir şeyle uğraşacak halimiz yok şu an..." \ No newline at end of file diff --git a/Fake/1132.txt b/Fake/1132.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..fa08711db47ee1a57ff893a8b484282ec30dd5e3 --- /dev/null +++ b/Fake/1132.txt @@ -0,0 +1,15 @@ +İnternet Milyoneri Türk Gencinin İmrendiren Başarı Hikayesi Büyük ekonomik krizin yaralarını sarmaya çalışan Türk ekonomisinin krizden güçlenerek çıkan isimlerinden Ersin Özbükey, spam mailler ile başladığı iş hayatındaki serüvenini TÜSİAD aylık değerlendirme toplantısında anlatarak genç girişimcilerin ilham kaynağı oldu. + +TÜSİAD Aylık Değerlendirme Toplantısı'nda söz alan Ersin Özbükey, her bireyinin servet ve refah içerisinde yaşadığı bir toplumun hayal olmadığını belirtti. +Henüz 23 yaşında bir öğrenci olarak nasıl 500 milyon doları aşan bir servete sahip olduğunu soran basın mensuplarını yanıtlayan Ersin Özbükey, işin sırrının fırsatları görüp doğru şekilde değerlendirmek olduğunun altını çizdi. + + + Sözlerine "Bundan 2 yıl önce ben de her üniversiteli gibi vaktimi internette geçiriyor, msn'de ve bilumum forum sitelerinde vakit öldürüyordum. Bir gün bir sitede 'Tıklayın ve 1000$ kazanın' şeklinde bir yazı gözüme çarptı. Tıkladım ve hayatım değişti." şeklinde devam eden Özbükey, doğru zamanda doğru yerde olmanın önemini de gözler önüne serdi. + +"Kimlik bilgilerimi ve banka hesap numaramı girdikten birkaç saat sonra 1000 dolar hesabıma yatmıştı bile. İnanılmaz bir duyguydu bu, ilk paramı kazanmıştım. Artık site site geziyor; kâh soru bilerek, kâh adama barfiks çektirerek paraya para demiyordum..." diyerek başarı hikayesini anlatmaya devam eden Özbükey "Bir zaman sonra posta kutumda Microsoft'un servetini dağıttığı haberini okudum. Maili listemdeki 10000 kişiyle paylaştığımda, para su gibi akmaya başladı. Hala da o maillerden dolayı hesabıma para yatar." açıklaması ile de Microsoft ile yaptığı iş ortaklığından duyduğu memnuniyeti gizleyemedi. + + + Asıl voliyi ise Nijerya'dan vurduğunu belirten genç milyoner "Nijerya'nın devrik prensi Akela Tubutu, sahibi olduğu serveti dışarı çıkarabilmek için ortak arıyordu. Şansa bakın ki dünyadaki o kadar insan arasından beni bulup mail atmış. Hesap bilgilerim ve 20000 dolar karşılığında 100 milyon dolar teklif etti, ben de tabii ki kabul ettim. Bundan bir ay sonra, 100 milyon dolar hesabımdaydı." diyerek "dünyada keşfedilmemiş pazar kalmadı" önyargısını nasıl kırdığını ispat etti. + + + Halen internet girişimciliğine devam eden Türkiye'nin en genç milyoneri, artık gelen fırsat maillerine yetişemediği için 50 kişilik bir kadro çalıştırmaya başladığını ifade etti. Hayır işlerinden de geri kalmayan Özbükey, lösemili çocuklar, kanser hastaları ve depremzedeler için her gün binlerce kişiye mail forward etmeyi ihmal etmiyor. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/118540.txt b/Fake/118540.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..85dc484ef8adf50b3e85266145a19e96274aaa27 --- /dev/null +++ b/Fake/118540.txt @@ -0,0 +1,9 @@ +Nijer Devlet Başkanı Ülkeyi Kat Karşılığı Müteahhite Verdi İç savaş, açlık, susuzluk, salgın hastalık derken gün geçtikçe kan kaybeden şirin Afrika ülkesi Nijer, yapılan yeni toprak reformuyla yönetimde köklü değişikliklere hazırlanıyor. Bu sabah imzalanan anlaşmayla ülkenin tamamını kat karşılığı olarak Bediroğlu İnşaat'a devreden Nijer yönetimi, satış ve kira gelirleriyle önemli bir ekonomik kaynak yaratmayı hedeflerken, daha kepçe vurulmadan dairelerin yarısının topraktan satılması da memnuniyetle karşılandı. + +"Bundan sonra Nijer için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ülke olarak hapsolduğumuz bambudan yapılma evlerden havuzlu, alttan ısıtmalı, güvenlikli sitelere geçip rahat bir nefes alacağız. Kim bilir belki de içlerimizden bazıları apartman sıkıcılığına ve tek düzeliğine dayanamayıp panik atak olacak. Belki şehrin gürültüsünden uzaklaşmak isteyen insanlarımız ve daha önemlisi gürültü çıkaran bir şehrimiz olacak. Biliyorsunuz sonuçta inşaat lokomotif sektör. Burada inşaat başlamasıyla birlikte çimento fabrikası işleyecek, demirci bayram edecek, kumuydu, seramiğiydi, gider borusuydu, işçisiydi derken topyekün bir kalkınma söz konusu olacak..." + +Müteahhit firmayla ufak tefek pürüzler dışında önemli konularda anlaşarak el sıkıştıklarını ifade eden Hasabu, "Ülkenin adını daha prezantabl bir şeyler yapma konusunda karşı taraftan gelen birtakım talepler var, onları değerlendiriyoruz. Nijer Konakları, Nijer Altınşehir, Nijer MyWorld gibi alternatifler üzerinde konuşuyoruz" derken, ulaşım ve altyapı sorunlarıyla ilgili bir soru karşısında ise moralinin bozulduğu gözlerden kaçmadı. + +"Evet şimdilik ulaşım biraz sorunlu, açıkçası henüz projede belli bir yolu yok sitenin ama zaten ülke olarak bir süre bir yere ulaşmayı da düşünmüyoruz. Biz burada sadece bir site değil bir yaşam alanı inşa ediyoruz. İçinde çocuk parkından, terzisine her şey olacak. Dolayısıyla kimsenin bir yere gitmesi gerekmiyor. Biz geliriyle, gideriyle bu projeyi çok iyi etüt ettik. Mesela savunma giderlerimizi ülke sınırına koyacağımız bir güvenlik kulübesi ve iki güvenlik görevlisi ile yarı yarıya indireceğiz. Biraz da bunlar konuşulsun..." + +Cep telefonunu çıkarıp hesap makinesi bölümünde çeşitli hesaplamalar yapan devlet başkanı, dünyada büyükelçilik bulundurabilecek güce sahip nerden bakılsa minumum 130- 140 ülke bulunduğunu, sırf bunların birer daire almasıyla bile ülke ekonomisinin ihya olacağını sözlerine ekledi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/129.txt b/Fake/129.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..894b3b8302031ed2a4fe088f205a99983601f638 --- /dev/null +++ b/Fake/129.txt @@ -0,0 +1,3 @@ +DİE: "Türk Kadınlarının % 97'si Hep İyi Niyeti Yüzünden Kaybediyor" DİE (Devlet İstatistik Enstitüsü) tarafından açıklanan rakamlara göre "hep iyi niyeti yüzünden kaybeden" Türk kadınlarının sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 1 puan artarak %97'ye yükseldi. + +Yine aynı rapora göre Türk kadınlarının %94'ünün tek kusurları fazla dürüst olmaları ve diğer Türk kadınları gibi rol yapmayı bilmemeleri. Geri kalan %6'lık kısmın ise herhangi bir kusuru bulunmuyor. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/12965.txt b/Fake/12965.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..05d8f1732745ee0b53e9d3119c7eabd768a45f5f --- /dev/null +++ b/Fake/12965.txt @@ -0,0 +1,3 @@ +Beklenen Kül Bulutu İçin Hazırlıklar Tüm Hızıyla Sürüyor Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, İzlanda'daki Ejtayullujviijli yanardağının patlamasının ardından oluşan volkanik kül bulutunun, haftanın ortalarına doğru Kapıkule Sınır Kapısı'ndan yurda giriş yapmasının beklendiğini duyurdu. Bulutun geliş haberi özellikle Edirne'de tatlı bir heyecan yaratırken, ildeki tüm resmi makamlar ve halk, karşılama hazırlıkları için seferber olmuş durumda. + +Oturumdan ayrıca kül bulutu ile ilgili başka bir şeyler yapılması gerekip gerekmediğini belirlemek için bir komisyon kurulması kararı çıktı. Önümüzdeki ay toplanması planlanan komisyonun ilk raporunu 2012 başlarına doğru Meclis'e sunması bekleniyor \ No newline at end of file diff --git a/Fake/132814.txt b/Fake/132814.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..bfe83a0e1e5c5d9e9940c2bae3845d7c913aaa0d --- /dev/null +++ b/Fake/132814.txt @@ -0,0 +1 @@ +Esnafla Kısa Sürede Senli Benli Olan Genç Üniversite Öğrencisi, Taşak Oğlanı Olduğunun Henüz Farkında Değil Geçen sene taşındığı Beşiktaş semtinde kısa sürede esnafla sıcak ilişkiler kurmasını bilen Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Bölümü 2. sınıf öğrencisi Mert Pekcan (21), bu sabah öğrenci evinde düzenlediği basın toplantısında "Onlar da gerçekten benim gibi mi hissediyor, yoksa inceden taşak mı geçiyorlar" sorusuna yanıt aradı. Medyanın yoğun ilgi gösterdiği toplantıda, "onlarla aynı, ama onların biraz daha okumuşu" gibi görünmek için yoğun bir çaba gösterdiğini belirten Pekcan, esnafın "Mektep" ve "Mektebe gitmek" kavramlarına olumlu yaklaşımından duyduğu mutluluğu da dile getirdi. Toplantıda okuldaki ilk senesini yurtta geçirdikten sonra, bölümden tanıştığı iki kafa elemanla beraber Beşiktaş'ta ev tutmaya karar vermeleri ve halen kalmakta oldukları giriş kat, yaz-kış rutubetli ve tahminen altıgen planlı daireyi tutmalarıyla neticelenen süreci özetleyen Mert Pekcan, eve çıkma niyetindeki öğrencilere de önemli tavsiyelerde bulundu. Bir eve çıkarken evin konumu ve genel durumu dışında en çok dikkat edilmesi gereken şeylerden birinin, mahalleli ve esnafla iyi ilişkiler kurmak olduğunu önemle vurgulayan Pekcan, "Öncelikle evin en yakınında ve tercihen yaşlarınız arasında uçurum bulunmayan Tekel bayii, bakkal gibi mekanları dikkatle tespit edip, oralara ağırlık vermek gerekiyor. Bu ilk mekandaki muhabbetiniz, sonradan diğer esnafla kuracağınız samimiyet için de size bi nevi referans oluyor" dedi. Abbasağa mahallesindeki iki oda bir salon evi halen bölümden iki arkadaşı ve ilginçlik olsun diye aldığı evcil iguanası Hayrettin ile paylaşan Pekcan, mahalleye taşındıktan sonra ilk tanıştığı kişinin karşı bakkal Yılmaz Abi olduğunu belirtirken, "Yılmaz Abi halen temel ihtiyaçlarımı karşılaması ve en azından ufak meblağlar için veresiye alışveriş yapmama müsaade etmesinin yanında, yüklü alışverişler için ise Migros, Carrefour gibi büyük marketlere gitmeme ses çıkarmayarak da büyüklük gösteriyor" şeklinde konuştu. Mahallede tanınmaya başladıktan bir süre sonra onu benimseyen esnafın, kendisine "Delikanlı", "Yakışıklı", "Canavar", "Hacı" gibi lakaplar taktığını ifade eden Mert Pekcan, "Açıklamak gerekir mi bilmem ama bu işleri pek bilmeyen arkadaşlar vardır belki: Bu lakap takma hadisesi, esnaf arasında dostluk, samimiyet ve karşılıklı saygı işaretidir. İlk defa eve çıkacak olan arkadaşların bu tip şeyleri ıskalamaması lazım." derken, mahalleye entegrasyon sürecinde futbol, siyaset ve karı kız muhabbetinin önemine de değindi. Hayatının ilk gerçek karı kız muhabbetlerini esnaf ortamında yaptığını söyleyen Pekcan, "Daha önce olmadı değil, lisede ortaokulda da oldu muhabbetler ama buradaki onunla kıyaslanamaz bile... Yeri geliyor onların beraber olduğu kadınlar hakkında, yeri geliyor sokaktan geçen biriyle alakalı, zaman zaman benim kendi kız arkadaşımın ve hatta kız arkadaşımın kız arkadaşlarının dahi muhabbetini yaptığımız oluyor." sözleriyle mahalle esnafı arasında tesis edilmiş olan demokratik, açık fikirli ve hoşgörülü ortama dikkat çekti. Okumuş ve kendini geliştirmiş bir birey olmasının kendisini kesinlikle onlardan daha üstün bir konuma getirmediğinin altını çizen Pekcan, "Esnafın bu konuda bir hassasiyeti var, sırf okuduğum için fazladan bir saygı görmediğimi söylersem yalan olur. Mesela İddaa bayimiz Fatih Abi'yle bazı konuları tartışırken ben ne zaman Durkheim'dan, Heidegger'den örnekler versem, diğer dükkan sahipleri de gelip sohbete katılıyor. Yüzlerinde sımsıcak gülümsemeler ve, 'Eee mektepli adamın hali başka tabi', 'Canavar ne zaman mektebe götürüyorsun bizi', 'Bi gün de biz seni bırakırız mektebe Cengaver' gibi cümlelerle kendilerini ifade ediyorlar." derken, bu isteklere karşı yakın zamanda bölüm başkanıyla konuştuğunun ve önümüzdeki dönem içerisinde esnafın da katılabileceği bir workshop düzenleme fikrinin ortaya atıldığının da müjdesini verdi. Mahalle ortamında ilk ilişkilerin yapıcı bir atmosferde kurulmasının önemine de değinen Mert Pekcan, "İguanam Hayrettin hastalandığı zaman, böyle bir ortam yakalandı. Ben onu veterinere götürüp getirirken sokakta karşılaştığımızda 'Bu ne?', 'Nereye götürüyorsun bunu?', 'Niye?' gibi sorularla ilgilerini dile getirdiler. Hayrettin'in iyileşme sürecine girmesinin ardından onlarla bu güzel haberi paylaştığımda ise, "Allah iyilik versin", "Kurbana kadar iyi bak haa canavara" gibi güzel temennilerini eksik etmediler. İlk diyaloglar o şekilde başladı işte... O dönem, esnafla ilişkilerimde bir milat oldu diyebilirim." derken, bunu sonradan uzun saçlarının manasını ve satanizme olan bakışını izah ettiği öğretici bir sürecin takip ettiğine de değindi. Mahalledeki son haftalarda esnaftan gelen "birlikte dışarı çıkmak", "ortamlara takılmak", "okuldaki kızlarla, diğer arkadaşlarımla, bir yere gidip medenice bir şeyler içmek" gibi tekliflere de değinen Pekcan, "Mesela daha dün gece bölümden bir arkadaşım aradı, Melikelerle filan oturuyorlarmış, kalk gel dediler. Biz de o sırada bizim evde Arif Abi'yle muhabbet ediyorduk, atladık gittik Taksim'de yanlarına... Böyle şeyler olabiliyor yani..." sözleriyle, samimiyet ve karşılıklı saygının, her yerde olduğu gibi mahallede de sağlıklı arkadaşlıkların temeli olduğunun altını çizdi. "Gerçi orada bir takım yanlış anlaşılmalar oldu. Arif Abi, samimiyetinin göstergesi olarak Seda'nın yanağından makas alınca bir takım gerginlikler yaşandı. Kızlar erken kalktılar ama biz Arif Abi'yle uzunca bir süre takıldık. Sonradan özür dilemek için benden Seda'nın numarasını da istedi. Kız telefonu açmayınca yüzünün ne hale geldiğini görmeliydiniz. Hatta Arif Abi şu an halen içerde, odada uyuyor. Ve ben biliyorum ki, bi durum olsa eğer kendisinin evde eşiyle bir takım sorunları olmasa ben de hiçbir şey demeden kapısını çalıp onda kalabilirim. Bu tip şeylerin lafının olmayacağı, harbi dostluklardan bahsediyorum..." diyen genç makina mühendisi adayı, ev arkadaşlarının kendisinin esnafla olan yakınlığını çekemediğinden de dert yandı. "Kimse kimseye kendi asosyalliğinin, halka tepeden bakan, fildişi kulelerindeki elitist tavırlarının günahını yüklemeye kalkmasın. Bazıları insanlarla nasıl diyalog kurulacağını bilmiyor diye bu benim ot gibi yaşamamı gerektirmiyor. Bu millet neyin ne olduğunun çok iyi farkında." şeklinde konuşan Pekcan, bakkaldan gelen telefonun ardından yeni gelen kolileri indirmeye yardım etmek için toplantıyı aceleyle bitirdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/1330.txt b/Fake/1330.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..4fbed67c524773e8944988d3027727e221141961 --- /dev/null +++ b/Fake/1330.txt @@ -0,0 +1,3 @@ +Tekel Skandalı Büyüyor: İşçilere Yıllarca Her Ay Düzenli Olarak Para Ödendiği Ortaya Çıktı! Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in "72 milyonun hakkını düşünmeliyiz" açıklamalarının ardından gözlerin çevrildiği Tekel'de yeni bir skandal daha patlak verdi. Maliye müfettişlerinin titiz çalışması sonucu ortaya çıkan ürkütücü tablo, Tekel işçilerinin hesabına devletin kasasından yıllardır her ay düzenli olarak para aktarıldığını gösteriyor. + +Toplantının sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Doğan, devletin diğer kurumlarında çalışanlara da her ay düzenli olarak para aktarıldığı yönünde bazı ihbarlar aldıklarını belirterek, soruşturmanın genişletilerek sürdürüleceğini açıkladı. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/136680.txt b/Fake/136680.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..7346dc11c899ad5ca2daed62c763df4e1df550fb --- /dev/null +++ b/Fake/136680.txt @@ -0,0 +1,19 @@ +Suriye, Irak, İran Ve İsrail'le Diplomatik Kriz Yaşayan Türkiye'nin Bölgedeki Yıldızı Her Geçen Gün Daha da Parlıyor Beşar Esad yönetimiyle ters düşerek Suriye ile ipleri koparan, NATO'nun füze kalkanı projesine ev sahipliği yaparak İran'ın tepkisini çeken, Kuzey Irak'a yapılan sınır ötesi harekatlar nedeni ile Irak'la sorunlar yaşayan ve son olarak Mavi Marmara Baskını yüzünden İsrail ile kriz yaşayan Türkiye, bölgedeki konumunu gittikçe güçlendiriyor. Konuyla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Daha önce denediğimiz 'komşularla sıfır sorun' politikasından pek bir verim alamadık. Bakalım, bir süre de böyle deneyeceğiz." denilerek, önümüzdeki dönem Yunanistan, Bulgaristan, Rusya, Ermenistan ve hatta uygun bir neden bulunabilirse Gürcistan'la da çeşitli diplomatik krizler planlandığı ifade edildi. + + + + + +Dışişleri Bakanlığı'nın binasında gerçekleştirilen basın toplantısına, Türkiye'nin bundan böyle agresif bir dış politika anlayışına sahip olacağının altını çizerek başlayan Müsteşar Naci Ayankul önemli açıklamalarda bulundu. Diplomasinin bir sanat olduğunu hatırlatan Ayankul, "Biz de hükümet olarak bu sanatı elimizden geldiğince uyguladık ve işte tablo ortada. Şimdi nerden baksanız Ortadoğu'da iyi ikili ilişkilerde bulunduğumuz bir tane ülke yok; bu da bölgede nasıl etkin bir rol oynadığımızın en büyük kanıtı olsa gerek. Öyle ya da böyle herkes bizden bahsediyor mu? Ediyor" diyerek, Türkiye'nin bölgede yalnızlaşmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. + + + +Agresif dış politikanın, uygulama anlamında da oldukça zor ve cesaret isteyen bir tutum olduğunun altını çizen Ayankul, "Şimdilik arada bir çıkıp sert demeçler vermekten ve bir kaç tane de pratikte herhangi bir anlamı olmayan diplomatik karar almaktan öteye gidemedik. Ha tabii bir de İsrail'in daha önce çoktan durdurduğu silah ticaretini askıya aldık. Ama olsun... Zamanla düzelir bunlar. Amerika bir günde mi süper güç oldu sanki?" diyerek şöyle devam etti: + +"Bugüne değin aman herkesle iyi olalım dedik, dedik de ne oldu? Araplar'ın sempatisini kazanıp 3-5 tane dizi satmaktan başka ne geçti elimize? Ki o dizi işlerinin kaymağını da Kıvanç Tatlıtuğ, Tuba Büyüküstün falan yedi. Şimdi en azından çabalıyoruz, diyaloğa giriyoruz, yerli yersiz posta koyuyoruz. Bakın, etkin dış politikamız sayesinde 1 yıl uğraşıp Birleşmiş Milletler'den Mavi Marmara baskınıyla ilgili olarak aleyhimize bir rapor çıkarttırmayı bile başardık. Sonra o raporu tanımayarak Birleşmiş Milletler'e de kim olduğumuzu gösterme fırsatını bulduk... Suriye'deki iç karışıklıktaki tavrımız da gözden kaçmasın; Başbakan'ımızın konuşmaları sırasında Beşar Esad'ın suratını görmeniz lazımdı. Bedenine göre küçücük olan o kafasıyla sinirlenince öyle acayip hallere girdi ki; biraz utanması, biraz izzet-i nefsi olsa o makamda beş dakika daha durmazdı, duramazdı..." + + + +Türk dış politikasında yaşanan bu hareketlilik sayesinde, halkın yurtiçindeki kısır tartışmalardan kafasını kaldırarak yurtdışındaki kısır tartışmalara odaklanabildiğini de sözlerine ekleyen Naci Ayankul "Her hafta farklı bir ülkeyle yaşadığımız bu krizler sayesinde vatandaşımızın dış politikaya olan ilgisi de arttı. Büyük ülke olmanın birincil şartlarından birisi de budur. Biraz kafanı kaldırıp etrafımda neler olup bitiyor diye bakacaksın. İlgileneceksin. Biz de böyle böyle her bir yurttaşımıza dünya vatandaşlığı bilinci kazandıracağız" dedi. + +Toplantının sonunda, dış politikada önümüzdeki dönem izlenecek yol haritasına da değinen deneyimli müsteşar, Türkiye'nin her bir komşusu ile sorun yaşayabilecek kadar büyük bir ülke olduğunun üzerinde önemle durdu. Yunanistan durumu biraz toparlasın, gerektiği takdirde 12 mil ve Kıbrıs sorununun tekrar gündeme getirilebileceğini müjdeleyen Ayankul, açıklamalarını şu sözlerle noktaladı: \ No newline at end of file diff --git a/Fake/138323.txt b/Fake/138323.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..ab648df0c24d814df0497855f8937c7ca4fea70c --- /dev/null +++ b/Fake/138323.txt @@ -0,0 +1,29 @@ +Büyükşehir Belediyesi, Bütün Şehri Vardiyalı Sisteme Geçirerek İstanbul'un Trafik Sorununu Çözmeyi Hedefliyor Okulların açılmasıyla birlikte İstanbul yeniden trafik kaosuyla karşı karşıya kalırken, Büyükşehir Belediyesi bu sabah duyurduğu yeni uygulamayla sorunu kökten çözme yolunda önemli bir adım attı. Büyükşehir Belediyesi Basın Merkezi tarafından yapılan açıklamada, şehirdeki tüm işyerleri ve okulların çok yakında 08-16, 16-24 ve 24-08 saatleri arasında olmak üzere günde dönüşümlü olarak 3 vardiya halinde hizmet vereceği belirtilirken, yeni uygulamayla şehrin nüfusunun gün içerisinde dengeli bir şekilde dağıtılmasının amaçlandığı ifade edildi. + + + +Konuyla ilgili olarak bu sabah bir basın toplantısı düzenleyen İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Trafik Müdürlüğü Başkan Vekili Sami Yüceler, İstanbul'da yaşanan trafik probleminin temelinde şehirdeki nüfusun gün içerisinde hep aynı saatlerde aynı yönlere doğru yola çıkmasının yattığını belirterek şöyle devam etti: + + + +"Şimdi bu şehrin nüfusu 15-20 milyon bir şey. Bu kadar insan sabah 8 gibi Anadolu yakasından Avrupa'ya, Avcılar-Topkapı civarından Levent yönüne, Ataşehir'den Kadıköy'e doğru yola çıkıyor. Akşam 6 oldu mu da hoop, bu sefer ters yöne. Sonra trafik var diye ağlıyorlar. E olur tabi? Biz de bu saatten sonra işyerlerinin alayını birden başka yere taşıyamayacağımıza göre, en mantıklısının çalışma saatlerini değiştirmek olduğuna karar verdik. Bundan sonra İstanbulluların üçte biri sabah 08-16, üçte biri 16-24, kalan üçte biri de 24-08 saatleri arasında işe ya da okula gidip gelecekler. Böylelikle şehrin gün içerisindeki hissedilen nüfus yoğunluğu 5-6 milyon kişi civarında olacak ki, bu da dünyanın her yerinde en beğenilen büyükşehir nüfuslarından birisidir." + + + +Valilik, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Çalışma Bakanlığı ile birlikte eşgüdümlü olarak yürütülecek bu proje sayesinde en azından şehrin nüfusu 50 milyon kişi olana kadar rahat edileceğini vurgulayan Yüceler, böylece pratikte şimdiki halinin üçte birine düşeceği öngörülen nüfus yüküyle beraber, İstanbul'un adeta gerçek bir altyapıya sahip bir dünya metropolüymüş gibi olacağını ifade etti. + + + +Sami Yüceler, başta bir takım zorluklar yaşanacak olsa da değerli İstanbulluların kısa sürede yeni uygulamaya adapte olacağından emin olduğunu belirtirken, "İşte o gece çalışma şeysi falan herkesin alışık olduğu şeyler değil. İlk bir iki ay vatandaşlarımız ayakta uyuyacağından iş veriminde biraz düşüş, evlatlarımızın derslere konsantrasyonunda bir zorlanma ve trafik kazalarında bir miktar artış bekliyoruz ama zamanla halledilecek şeyler bunlar. İnsan nelere alışmıyor." şeklinde konuştu. + + + +Böyle bir projeyi yürürlüğe koyarken kimsenin hayatına kastetmeye çalışmadıklarını özellikle vurgulayan Başkan Vekili, "Zaten adaletli olsun diye vardiyaları haftada bir değiştirmeyi düşünüyoruz. Misal bir hafta gece işe giden adam, öbür hafta 08-16 vardiyasına geçecek. Öyle öyle elbirliğiyle aşacağız bu sorunları da" sözleriyle de iyimser mesajlar verdi. + + + +"Zaten bence şehir gece daha güzel. Boğaz Köprüsü'nün o rengarenk aydınlatmaları, ışıklar içindeki Kız Kulesi falan, biliyosunuz... Vardiya sistemi bir kez oturduktan sonra eminim birçok hemşerimiz bizlere müteşekkir olacak, 'Yahu biz neden daha önce enayi gibi sadece gündüz yaşayıp da kendimizi bu güzelliklerden mahrum etmişiz' diyerek boşa geçen yıllarına hayıflanacaklardır." diyen Yüceler, uygulama sayesinde İstanbul'un dünyadaki diğer bütün metropoller gibi 24 saati cıvıl cıvıl yaşayan, canlı bir şehir haline geleceğini iddia etti. + + + +Açıklamalarında uygulamanın istisnasız olarak İstanbul il sınırları içerisindeki bütün işyerleri ve okullar için geçerli olacağının altını çizen Yüceler, "Misal bir sokakta iki tane dönerci mi var? Biri gündüz çalışacak, ötekisi gece. Öbür hafta da bunlar vardiya değiştirecek, o geceye geçecek bu gündüze. Burası ufak şirket 10 çalışanı var yazıktır, yok bu büyük fabrika 2000 adama ekmek veriyor demeyip hepsinde bu sistemi zorunlu hale getireceğiz. Gerekirse 1 kişi 1 kişi çalışacaklar ama vardiyalı çalışacaklar" sözleriyle Belediyenin bu konudaki kararlılığını dile getirirken, uygulamadan hiçbir koşulda geri adım atılmayacağının da sinyallerini verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/14.txt b/Fake/14.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..ec7a4e650d45bff3c63306c5429e47a62afe9933 --- /dev/null +++ b/Fake/14.txt @@ -0,0 +1 @@ +Facebook Fotoğraf Albümleri Artık Profesyonel Ellere Emanet Fotoğraf sevdalısı iki genç girişimci tarafından kurulan Türkiye'nin ilk Facebook'a özel fotoğraf stüdyosu "FacePro", geçtiğimiz hafta düzenlenen bir kokteylle hizmete açıldı. "Burcucum Çok Güzel Çıkmışsın :)" sloganıyla hizmet verecek olan "FacePro", profesyonel oyuncular ve stüdyo ortamında özel hazırlanmış dekorlar kullanarak facebook albümleri için gerçeğinden ayırt edilemeyecek fotoğraflar yaratmayı hedefliyor. FacePro'nun fikir babası ve kurucu ortaklarından Ersin Özbükey, kokteyl öncesi yaptığı konuşmada, Facebook albümlerinde ne kadar geniş ve renkli bir çevresi, nasıl da süper eğlenceli bir hayatı olduğunu göstermek isteyen ancak böyle bir hayatın yakınından bile geçmeyen oldukça geniş bir hedef kitlesine hitap etmeyi planladıklarını belirtirken, FacePro'nun bu anlamda ülkemizde büyük bir boşluğu dolduracağından emin olduğunu da sözlerine ekledi. Tanıtım sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özbükey, yeni hizmetin çalışma prensibini şu sözlerle açıkladı: "Öncelikle bize gelen bir müşteriye kataloğumuzdan çeşitli hazır konseptler sunuyoruz. Kataloğumuzda şu an, en popüler Facebook albümleri üzerinde yaptığımız uzun ve titiz araştırmalar sonucu belirlenen belli başlı 20 kadar hazır konsept bulunuyor. Nedir bu konseptler? Mesela 'barda arkadaşlarla dağıtırken', 'bebişimle fethiye tatilimiz', 'ofisten happyhour manzaraları', 'eski dostlarla tophanede nargile keyfi' gibi her facebook kullanıcısının albümünde görmek isteyeceği türden şeyler. Müşterimiz katalogdan ihtiyacına ve bütçesine göre istediği konsepti seçtikten sonra kendisini stüdyomuza alıyoruz ve seçilen konsepte göre 1 ile 20 arasında profesyonel oyuncu ve fotomodel arkadaşımızın da yardımıyla gerçekçi bir sahne yaratarak müşterimizin bu sahnede çeşitli açılardan yüzlerce fotoğrafını çekiyoruz. Çekim aşaması tamamlandıktan sona müşterimiz bu fotoğraflardan beğendiklerini alıp Facebook'taki albümüne yüklüyor. Ancak hizmetimiz burada da bitmiyor. Biz fotoğraflar yükledikten sonra 2 hafta boyunca o albümü takip ediyoruz ve altına en az 3 farklı kişi tarafından övgü dolu yorum yazılmayan fotoğrafların parasını aynen iade ediyoruz. Bu da bizim hizmetimize olan güvenimizi gösteriyor." Kokteyl sırasında barkovizyon gösterisiyle FacePro'nun çalışmalarından çeşitli örnekler de gösterildi. Örnek bir kareyi yukarıdaki resimde görebileceğiniz "Amsterdam Günlerim" adlı çalışma, Amsterdam'da bir barda değil FacePro stüdyolarında hazırlandı. Resimde görünen soldan ikinci sıradaki gözlüklü şahıs müşteri, diğer şahıslarsa FacePro'nun profesyonel fotomodelleri. Gerçekten sergilenmeye değer bir hayatı olan birinin facebook albümünden fırlamış gibi duran bu çalışma, FacePro'nun işinde ne derece titiz olduğunun da adeta bir kanıtı gibi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/145135.txt b/Fake/145135.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..c9c8b2d0dbf4d551483c712bdd189aeb116ae8f1 --- /dev/null +++ b/Fake/145135.txt @@ -0,0 +1,21 @@ +Tüm Türkiye'nin Merakla Beklediği "yeni web sitemizi nasıl buldunuz?" Anketinin Sonucu Nihayet Açıklandı. Zafer "Çok Beğendim"in Edirne Defterdarlığı'nın resmi internet sitesi edirnedefterdarligi.gov.tr'de 5 yıldır devam eden "Yeni web sitemizi nasıl buldunuz?" anketinin sonucu dün gece Lütfü Kırdar Kongre Salonu'nda düzenlenen görkemli bir törenle açıklandı. Sonucunu tüm Türkiye'nin nefesini tutarak beklediği ankette ipi, oyların % 42'sini alan "Çok beğendim" seçeneği göğüslerken, ikinciliği %38'lik oy oranıyla "Beğendim" seçeneği aldı. "Pek Beğenmedim" ve "Bir fikrim yok" seçenekleri ise, aldıkları %5'erlik oy oranlarıyla son sıraları paylaştılar. + + + +Edirnedefterdarligi.gov.tr sitesinin 2006 yılında yenilenmesinin ardından dönemin webmaster'ı Salih Gülcebey tarafından siteye konan anket, aradan geçen 5 yıla rağmen ilk günkü heyecanıyla yoluna devam ederek adeta bir fenomene dönüşmüştü. Türkiye'nin her yanından 7'den 70'e birçok takipçisi bulunan anket için bugüne kadar toplam 92 kişi oy kullanırken, "Beğendim" ve "Çok beğendim" seçenekleri arasındaki son ana kadar devam eden rekabet ise adeta nefesleri kesti. + + + +İstanbul 3. Noteri Katibi Ragıp Kurudal'ın sonuçları açıklaması ile birlikte Lütfü Kırdar Kongre Salonu'nu dolduran kalabalıkta sevinç ve hüzün bir aradaydı. "Çok beğendim" seçeneğinin yarışı önde tamamladığının duyurulması ile destekçileri tezahürat ve alkışlarla Lütfü Kırdar'ı inletirken, sadece "Beğendim" demekle yetinen grup uzun süre sonuçlara itiraz etti. 2006 yılından bu yana yayında olan ankete oy veren, ancak süreç içerisinde fikirlerinin değiştiğini söyleyen onlarca "Çok beğendim" taraftarının kendileri ile iletişime geçtiğini iddia eden grup, daha sonra salonu terketti ve sloganlar eşliğinde Atatürk Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti. + + + +"Beğendim" yanlılarının protesto gösterilerinin ardından salonda kalanlar ise Sıla, Kenan Doğulu ve Emre Altuğ gibi sanatçıların şarkılarıyla kendilerinden geçtiler. Zaman zaman tatsızlıkların da yaşandığı gecede "Bir fikrim yok"çular ile "Çok beğendim"ciler arasında çıkan arbedeye çevik kuvvet müdahale etmek zorunda kaldı. Aşırı "Bir fikrim yok" sempatizanı üç kişinin gözaltına alınmasıyla yatıştırılan olayların ardından arkadaşlarının gözaltına alınması ile ilgili bir açıklama yapan Çetin Ortak (26), "İnanın polisin neden böyle bir tutum içinde olduğu hakkında herhangi bir fikrimiz yok." diyerek şaşkınlığını gizleyemedi. + + + +Gecenin sonunda ise sitenin yeni tasarımın altında imzası bulunan Creatomax Tasarım Ofisi'nin temsilcileri teşekkür konuşması yapmak için sahneye davet edildi. Şirketin geçtiğimiz 6 yıllık süreç içerisinde pek parlak günler geçirmemesi üzerine sadece dönemin muhasebecisi Burak Alıcı mikrofonların başına geçerken, "Bizim de gurur duyduğumuz bir tasarım; en iyi işlerimizden biri olarak görüyoruz. Gerçi aradan geçen sürede piyasa durumları filan derken şirket dönmedi, 2 sene önce de nihayet tasfiye işlemlerini tamamladık, şu an tamamen tekstille alakalı işlere yöneldik... Ama yine de her şeye karşın bugün burada olmaktan dolayı büyük gurur duyuyoruz." şeklindeki sözleri uzun süre ayakta alkışlandı. + + + +Anket sonuçlarının "Çok beğendik" şeklinde neticelenmesinin ardından Türkiye'deki belli başlı şehirlerin meydanlarında gösterilerin sabaha kadar sürdüğü öğrenilirlen, Lütfü Kırdar Salonu'ndaki kalabalık havai fişek gösterileri ve 10. Yıl Marşı'nın ardından korna sesleri eşliğinde İstanbul'un çeşitli noktalarına dağıldılar. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/156808.txt b/Fake/156808.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..60db595e2fa04ddf40e7e49efcb2f4ab35dd99fd --- /dev/null +++ b/Fake/156808.txt @@ -0,0 +1,3 @@ +Vizeleri Kaldırabileceğimiz Yeni Uygarlıklar Bulma Umuduyla Güney Amerika'ya Yollanan Dışişleri Heyetinden 2 Gündür Haber Alınamıyor Ardı ardına yaptığı ataklarla irili ufaklı pek çok ülkeyle vizeleri kaldırmayı başaran Dışişleri Bakanlığı'nda bugünlerde endişeli bir bekleyiş hakim. Ukrayna, Şeyseller ve Belarus'un ardından vizelerin kaldırılabileceği yeni uygarlıklar bulma umuduyla törenlerle Güney Amerika'nın iç kesimlerine keşif gezisine gönderilen Dışişleri heyetinden 2 gündür haber alınamazken, heyetin son olarak Şili civarında adı açıklanmayan bir yarı özerk bölgeyle vizeleri kaldırıp serbest ticaret anlaşması imzalamak üzere olduğu tahmin ediliyor. + +Yaklaşık 1.5 aydır bölgede bulunan 6 kişilik heyet, bu süre zarfı içerisinde başta Paraguay, Bolivya ve Guayana olmak üzere birçok devlet ve özerk bölgeyle vizeleri kaldırma başarısı gösterirken, Ant Dağları'nın eteklerinde 2 yeni bitki türü keşfederek bilime de önemli katkılarda bulunmuştu. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/158039.txt b/Fake/158039.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..9d6247fb67e6d4c97c9809bc4dfefcd2b26a4a7c --- /dev/null +++ b/Fake/158039.txt @@ -0,0 +1,7 @@ +Yılbaşı Öncesi Zirveye Ulaşan Hayatla İlgili Beklentiler, Yılın İlk Pazartesi'siyle Birlikte Yerini "Allah vere de trafik açık ola"ya Bıraktı Makine Mühendisi Faruk Herdem(30)'in, yılbaşı öncesi zirveye ulaşan hayatla ilgili umut ve hayalleri, 2012'nin ilk pazartesisi ile birlikte yerini daha kısa vadeli ve gerçekçi beklentilere bıraktı. Aralık ayının sonlarına yaklaştıça anlamsız bir iyimserliğe kapılarak 2012'nin kendi yılı olacağına inanan, yaşamıyla ilgili radikal kararlar alan ve takvimin değişmesiyle kendisinin de sihirli bir şekilde değişeceği beklentisi içine giren Herdem, yeni yılın ilk gününde trafikte geçirdiği 1.5 saatin ardından gündelik ufak hesaplarına geri dönmeyi başarırken, genç mühendisin şu an için hayattan en büyük beklentisi, akşam eve dönerken trafiğin çok fena olmaması yönünde. + +Özel bir şirkette makine mühendisi olarak çalışan Faruk Herdem, bu sabah mesainin ilk dakikalarında masasında poaça ve çayla yaptığı kahvaltının ardından düzenlediği basın toplantısıyla merak edilen soruları yanıtladı. Her yıl olduğu gibi geride bıraktığımız 2011 senesinde de yılbaşı yaklaştıkça havaya girdiğini ve basit bir takvim değişikliğine lüzumundan fazla anlam yüklediğini açık yüreklilikle itiraf eden Herdem, "artık o her yere bulaşan şenlik havasından mıdır, üşenmeyip taa Bakırköy'e kadar giderek Nimet Abla'dan aldığım çeyrek bilete olan inancımdan mıdır, yoksa Ocak Ayı'nda alacağım %5'lik zammın aylık gelirime yapacağı 160 TL'lik katkıdan mıdır nedir bilmiyorum ama yine kendimi çok saçma bir iyimserlik içinde buldum. Bir ara boyumun uzayacağını dahi düşünmeye başlamıştım" diyerek yaklaşık 1.72 olan boyunun 30 yaşından sonra daha da uzamayacağına bu sabah itibariyle ikna olduğunu ifade etti. + +"Tabii yılbaşında büyük ikramiye çıkmayınca biraz hevesim kaçmadı değil. Neticede benim konumumda bir insanın hayatının gerçekten değişmesi ancak öyle mucizevi bir olaya bağlı ama yine de 2012'de her şeyin farklı olacacağına dair inancımı bu sabaha kadar korumayı başarabildim. Gerçi düşününce 3 biletimden 2'sine amorti vurdu. Biraz da onun sevinci oldu ne yalan söyleyeyim..." + +"Öğle yemeğinde döner çıkması, akşam trafiğine kalmamak, müdürün işe gelmeyecek olması, bayram tatiliyle senelik izni birleştirebilmek, Beşiktaş'ın ligdeki iddiasını sezon sonuna kadar taşıması. Aşağı yukarı böyle şeyler işte. Yani işin açığı, birazdan Facebook'a yükleyeceğim o yılbaşı fotoğraflarıma alacağım iki layk, üç yorum falan bile bence yeni yıl için gayet olumlu gelişmeler..." \ No newline at end of file diff --git a/Fake/16652.txt b/Fake/16652.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..541d51adda5af7fbbf1a2f8c27f27b9654fe29a1 --- /dev/null +++ b/Fake/16652.txt @@ -0,0 +1,22 @@ +Dizilerdeki Yozlaşmış Aile Tipine Karşı Bakanlığın Son Umudu "Çocuklar Duymasın" Özellikle son dönem yerli dizilerde resmedilen ailelerdeki yozlaşma ve ahlaki çöküntüyle mücadele etmek için bir süredir çalışmalarını yürüten Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı, son olarak bir dönemin en çok izlenen dizilerinden "Çocuklar Duymasın"ın tekrar çekilmesi için başladığı çalışmalarda sona yaklaştı. Konuyla ilgili olarak Bakanlık'tan yapılan açıklamada, çaresizlik nedeniyle böyle bir yola gidildiği vurgulanarak, "Geleneksel aile yapımızı kurtarmak adına bu acı ilacı hep birlikte tekrar içme mecburiyetindeyiz." denildi. + + + +Bu sabah erken saatlerde Bakanlık binasında düzenlenen toplantıda basının sorularını yanıtlayan Bakanlık Sözcüsü Sevil Yöneylem, Amerikan sit-com'larında başlayıp zamanla yurdumuza kadar yayılan, her fırsatta birbirinin gözünü oymaya çalışan, entrika içerisinde kalmış, ahlaksız ve ar haya bilmez aile tipini benimsetmeyi amaçlayan dizilere karşı Bakanlık olarak bugüne kadar aralıksız çalıştıklarını ifade etti. + + + +Bu projenin uzun zamandır sürmekte olan bir mücadelenin en son safhası olduğunun altını çizen Sevil Yöneylem "Aslında ilk aklımıza gelen, 'Bizimkiler' adlı diziyi yeniden çekmekti ancak maalesef oyuncu kadrosunun neredeyse tamamı ebediyete intikal ettiğinden o iş en baştan yattı. Daha sonra kısa bir süreliğine 'Mahallenin Muhtarları' gündeme geldiyse de, o diziyi de kimse ne bir daha çekmek ne de bir daha izlemek istemediğinden maalesef sonunda kala kala yine Çocuklar Duymasın'a kaldık." sözleriyle çalışmada bugüne kadar kaydedilen aşamaları özetledi. + + + + +"Sırf biz de değil, Diyanet İşleri'ndeki arkadaşlarımız da bir koldan bu yolda çalışıyor. Kendi meşreplerince, ibretli ve cehennemli diziler üzerinden mücadeleye katkıda bulunuyorlar." diyerek devletin tüm kurumlarının bu işte seferber olduğunu vurgulayan Yöneylem, "Hepimizin toplam çabası bile bu ahlaki yıkımı bugüne kadar ancak biraz yavaşlatabildi. Artık son çare olarak 'Bababa! Bububu! Mutfak! Vıyvıyvıy!' gibi bir mizahtan medet umacak hale geldik. Durum o derece vahim." sözleriyle yıkımın geldiği boyutu gözler önüne serdi. + + + +Toplantıda dizinin yapım ekibini temsil eden Ersin Özbükey ise, proje hakkında oldukça iyimser açıklamalarda bulundu. Konuşmasında sık sık diziden alınma esprilerle salondakilerin sinirlerini bozan Özbükey, "Açıkçası başlangıçta ekibi tam kadro olarak toplayabileceğimizden emin değildim. Zira Tamer Bey tüm mimiklerini bu dizinin geçmiş bölümlerinde harcadığından, kendisinden geriye oyunculuk namına pek bir şey kalmamıştı. Diğer bir arkadaşımız hala sağda solda elinde fısfısla dolaşıyor, bir adım ileri gitmedi. Böyle bir ruh hali içerisinde casting çalışmamıza başladık." diyerek projeye başlarken karşı karşıya kalınan zorluklara değindi + +"Buna rağmen, teklif götürdüğümüz arkadaşlarımızın, biraz da dizi bittiğinden beri elle tutulur hiçbir yapımda rol alamadıkları ve el attıkları hiçbir işte dikiş tutturamadıkları için, teklife inanılmaz olumlu yaklaşmaları bizi oldukça rahatlattı." diyerek konuşmasına devam eden Özbükey, "Özellikle 'Havuç' rolündeki arkadaşımızın UFO reklam setinden koşarak bir gelişi vardı ki bizim bile gözlerimiz yaşardı. İki günde bir set dolusu adam topladık, üçüncü günde ilk bölümün montajını yapıyorduk, öyle diyeyim size." sözleriyle ekibin yakalamış olduğu sinerjiye dikkat çekti. + +Birkaç hafta içerisinde çekimleri tamamlanacak olan dizinin, tekrarları ile birlikte önümüzdeki 5 yıl boyunca 8 ulusal, 17 yerel kanalda evlerimize misafir olması bekleniyor. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/168878.txt b/Fake/168878.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..1618cb7fb07e68e7c4a97ab1bda09942ab8b56f3 --- /dev/null +++ b/Fake/168878.txt @@ -0,0 +1,17 @@ +Komisyon Görüşmelerinde Yaşanan Kavgaları Düzenlemek İçin Toplanan Meclis Komisyonunun İlk Oturumunda Yumruklar Konuştu Eğitimde 4+4+4 sisteminin görüşüldüğü komisyonlarda yaşanan arbedelerin giderek kontrolden çıkması üzerine toplanan "meclis arbede düzenleme komisyonunun" ilk oturumu olaylı başladı. Meclis sınırları içerisinde yaşanan kavga ve itişmelerin bir kurala bağlanması amacıyla iç tüzükte yapılacak değişikliklerin görüşüldüğü komisyonun ilk oturumuna "saç çekmek serbest olsun mu olmasın mı?" maddesi üzerindeki tartışmalar damga vururken, AKP ve CHP milletvekilleri arasındaki sözlü sataşmalar kısa sürede yumruklaşmaya dönüştü. + +Oylama sonucu, meclis arbedelerinde uygulanması kabul edilen kurallardan bazıları ise şöyle: + +- Meclis çatısı altında kürsü işgal etmiş sayılmak için, bir parti en az 50 milletvekili ile 30 dakika boyunca kürsüyü kontrol altında tutmalıdır. Bunu başaran parti, kendi flamasını kürsüye asar. Karşı taraf ise, rakip partinin işgalini 30 dakika dolmadan savuşturarak komisyonda söz sahibi olmanın yollarını arar. + +- Toplantı salonunu işgal edecek ve savunacak ekipler, çıkacak olan arbede öncesi her iki ekipten birer milletvekilinin meclis bahçesinde güreşmesiyle belirlenir. Güreşi kazanan milletvekilinin grubu, salonu öncelikle işgal etme hakkına sahip olur. + +- Kavga sırasında karşı tarafa fırlatmak amacıyla kullanılabilecek araç gereçler meclis çatısı altında temin edilebilen malzemelerle (ataş, tel zımba, hesap makinesi, mikrofon, bardak vb.) sınırlıdır. Bunlar dışında kalan maddeler yabancı madde sayılacak ve kullandığı tespi edilen milletvekili, 2 ila 6 hafta arasında (cismin ağırlığına göre) komisyon toplantılarından men edilecektir. + +- Yaralıların tedavisini yapmak, genel başkana durum raporu vermek ve sıvı takviyesi amacıyla her iki ekibin bir kavgada toplam 5 dakikayı geçmemek kaydıyla 2 iki kez mola alma hakkı vardır + +- Arbedeye her milletvekilinin 2 danışman getirme hakkı vardır. Eğer söz konusu danışman sırf kavgaya getirilmek amacıyla tutulduysa maaşının %50'si bizzat milletvekili tarafından ödenecektir. + +- Üstüste 3 kez arbededen galip ayrılan tarafın milletvekillerine 1 maaş ikramiye verilecektir. + +Yarın öğlen saatlerinde tekrar toplanacak olan "meclis arbede düzenleme komisyonunun" gündem maddeleri ise, halen tedavisi süre Gemciler'in yerine yeni bir komisyon başkanı seçilmesi, galibiyet primlerinin günün ekonomik şartları göz önüne alınarak yeniden düzenlenmesi ve oturumların canlı yayın hakları için Acun Medya tarafından yapılan 6 milyon dolarlık teklifin değerlendirilmesi olarak belirlendi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/172997.txt b/Fake/172997.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..85b1b79e5aef01c15fc2d9ec24cbd8e0e38ca7bd --- /dev/null +++ b/Fake/172997.txt @@ -0,0 +1,21 @@ +Komik Personel Tedarik Fuarı'nda, En Komik ve Yerel Aksanlı Çalışanlar Ziyaretçilerin Beğenisine Sunuldu Bu yıl 7.si düzenlenen "İstanbul Komik Personel Tedarik Fuarı", dün Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleşti. Türkiye çapında toplam 82 şirketin katıldığı fuarda birbirinden komik çaycı, servis şoförü, temizlikçi, güvenlik görevlisi gibi çalışanlar ziyaretçilerin beğenisine sunulurken, özellikle beyaz yakalı çalışanlarının sağda solda anlatabileceği kadar ilginç elemanı olmayan firmalar organizasyona büyük bir ilgi gösterdiler. + + + +Organizasyonu üstlenen DUYEM Fuarcılık adına konuşan Muhittin Duyem, 2005 yılından bu yana düzenledikleri Komik Personel Tedarik Fuarı sayesinde bugüne kadar birçok orta ölçekli firmaya renk katacak, eksantrik eleman sağladıklarını belirtti. Sabah 9 - Akşam 6 çalışılan kurumlarda böyle elemanların iş yeri için çok değerli olduğuna değinen Duyem, "İş hayatının çok eğlenceli olmadığı hepiniz malumu. Sıkıcı görüşmeler, raporlar, projeler vesaire... İşte bu monotonlukta şöyle komik şiveli bir çaycı, şişman bir temizlikçi teyze ya da ofise gelip garip hikayeler anlatacak hafif dengesiz bir servis şoförü işletmeler için olmazsa olmaz..." diyerek, önemli bir ihtiyaca hizmet ettiklerinin altını çizdi. + + + +Hasan Abilerin, Gülden Teyzelerin, Remzi Amcaların beyaz yakalılar için sadece iş yerinde değil, sosyal hayatta da çok önemli olduğunu ifade eden Muhittin Duyem, "Bu insanlar işten çıktığında ne anlatacak sanıyorsunuz? Tabii ki koşa koşa arkadaşına gidip Hasan Abi'nin ne acayip bir adam olduğundan bahsedecek, Gülden Teyze'nin nasıl tatlı ama dünyadan bihaber olduğundan dem vuracak. Facebook'ta komik video paylaşmak gibi bi şey bu..." dedi. Daha sonra fuarın en çok ilgi gören elemanlardan Malik Abi'yi yanına alan Duyem, konuşmasına şu sözlerle devam etti: + + + +"Bakın mesela bu Malik Abimiz, kendisi çaycıdır. Çok konuşur, at yarışı oynar, sürekli söylenir, fırsatını bulursa el şakası yapar, politikacılara küfür eder, kafasına eserse kimseye çay vermez. Hafiften de kadınlara asılır, o özelliği de kendisine ayrı bir renk katar. Şimdi tabii iş dünyasını iyi bilmeyenler için Malik Abi'nin pek bir numarası yokmuş gibi gelebilir ancak içerisinde azcık ciddiyet olan bir kuruma gidin, o zaman Malik Abi'nin ehemmiyeti ortaya çıkar. Nasıl her sigara molasında herkes onun yanına koşuyor, biraz kızdırıp ağzından laf alıp iki dakika kafa dağıtıyor, eş dost ortamında konuşacak mevzu bulamayınca 'Bizim Malik abi alem yaa' diye onun saçmalıklarını anlatıyor asıl o zaman anlarsınız..." + + + +Fuarın katılımcılarından Eskiz İnsan Kaynakları Şirketi Halkla ilişkiler Sorumlusu Nilgün Atabol ise, özel olarak getirdikleri şoför Necdet Amca modeli hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. Karadeniz şivesiyle konuşan ve sırf bu özelliğiyle bile ofise yeterince renk katabilen Necdet Amca'nın gençliğinde halinin vaktinin gayet yerinde olduğunu dile getiren Atabol, "Kendisi parasının büyük kısmını kumarda, alkolde yiyip, sonrasında da karısından boşanmış. Bi ara da içeriye girip çıkmışlığı var. Bu hikayeyi aralıksız 3 saat 27 dakika anlatma kapasitesine sahip Necdet Amcanın diğer önemli özellikleri de, sesinin güzel, kafasında bi iki tahtanın da eksik olması..." sözleriyle, elemanına duyduğu güveni gözler önüne serdi. + + + +Katılımcıların Necdet Amca ve Malik Abi gibi modellerle bol bol fotoğraf çektirdiği "Komik Çalışan Tedarik Fuarı" toplamda 3 gün sürdü ve 726 sıradışı eleman sergilendi. Ziyaretçi sayısının 2500'e yaklaştığı öğrenilirken, şirketlerin en çok tikli modellere ilgi gösterdiği ve özellikle de güvenlik görevlisi tercihlerini tikli çalışanlardan yana kullandıkları da gelen haberler arasında. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/18469.txt b/Fake/18469.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..9ee2d356dfaa6e8e491cb792632b6aa0100fa829 --- /dev/null +++ b/Fake/18469.txt @@ -0,0 +1,15 @@ +Ahiret Günü İçin Danışmanlık Hizmeti Veren Hukuk Bürosu, Gördüğü İlgiden Memnun Türkiye'nin Ahiret günü için savunma hazırlama konusunda danışmanlık hizmeti veren ilk hukuk bürosu olma özelliğini taşıyan Kantar&Kantar Hukuk Bürosu yeni hizmetleri konusunda oldukça iddialı. "Önce tedbir sonra tevekkül" sloganıyla hizmet veren firma, sorgulamadaki genel prosedürler, karşılaşılması olası sorular ve yapılabilecek karşı hamleler gibi konular hakkında müvekkillerine ayrıntılı bir danışmanlık hizmeti sağlıyor. + + + +Her ikisi de avukat olan Özdemir ve Faruk Kantar kardeşler tarafından 4 yıl önce kurulan Kantar&Kantar Hukuk Bürosu, geçtiğimiz ay duyurduğu yeni hizmetiyle bir anda dikkatleri üzerine çekti. Çeşitli kesimlerin tepkilerine rağmen kısa sürede yoğun ilgi gören Ahiret Sorgusu danışmanlığıyla ilgili olarak "Herhangi bir inanca saygısızlık ettiğimizi düşünmüyoruz. Büyük çoğunluğun öyle ya da böyle dini inancının bulunduğu bir ülkede bu tip bir danışmanlık hizmeti, her şeyden öte bir ihtiyaçtır" diyen Av. Özdemir Kantar(34), toplumdaki mevcut bir gereksinimi karşılayan ilk firma olmanın kendileri için gurur verici olduğunu belirtti. + +"Önce tedbir sonra tevekkül" sözünden hareketle böyle bir hizmeti başlatmayı uygun gördüklerini söyleyen Kantar, "O yüzden tek bir dine göre ahiret sorgusu hizmeti de vermiyoruz. Ne olur ne olmaz diyerek, başta semavi dinler olmak üzere ölümden sonra hayat ve sorgu inancının olduğu ne kadar din varsa hepsi için ayrı ayrı savunma metinleri hazırlıyoruz. Şüphesiz büyük çoğunluğun Müslüman olduğu bir ülkede ağırlığı islami savunma usullerine verdik ama dünya üzerindeki genel dağılıma da bakarsak yani gerçekçi olmak gerekirse diğer tarafta ne çıkacağı tam belli değil. Çat diye karşınıza Buda falan da dikilebilir. Bizim amacımız müvekkillerimizi olası bütün senaryolara karşı hazırlıklı bir hale getirmek" diyerek bu amaçla hizmetin kapsamının oldukça geniş tutulduğunu sözlerine ekledi. + + + +Avukat kardeşlerden Faruk Kantar(32) ise hizmetin içeriği hakkında kısaca şu bilgileri verdi: "Bir defa en başta müvekillerimize diğer tarafta her ne ile karşılarılarsa karşılaşsınlar mümkün mertebe sakin ve kendinden emin görünmeye çalışmalarını öğütlüyoruz. Ama bu kesinlikle laubali olun sallamıyormuş gibi yapın anlamına da gelmiyor tabi. Esas mesele şu ki, yani bu taraftaki mahkemelerde de aynı şey vardır; iddia makamı siz panik yaparsanız şüphelenip daha çok üstünüze gelir. Panik yok. Olan olmuş zaten o noktada daha ne paniği artık..." + +Müvekillerine ikinci tavsiyelerinin ise kesinlikle suçlamaları inkar etmemeleri yönünde olduğunu ifade eden Kantar, şöyle devam etti: "Mantık olarak, eğer o tarafta sizi sorguya çeken birileri varsa kesin sizi yaşarken gözetleyen birileri de vardır. Yani ellerinde delil olmadan konuşmazlar. Suçlama neyse kabul edip hemen ardından çok pişman olduğunuzu, şeytana uyduğunuzu söyleyin. Genelde bütün dinlerde yaradan epey bağışlayıcı oluyor. O yüzden duygu sömürüsüne yüklenin. Eğer yaşarken inandığınız dinden başkası çıkmışsa o zaman iş biraz daha zor çünkü çalışmadığınız yerden soracaklar. O noktada 'benim kalbim temiz'le başlayıp 'zaten hissediyordum bizimkinde bir yanlışlık olduğunu, içimde bir sıkıntı vardı ama toplum baskısı yüzünden cesaret edemedim. Tam sizinkine geçecektim ömrüm yetmedi' gibi bir kaç savunmamız daha var. Mümkün mertebe suçu anaya babaya atmak da işe yarayabilir. Neticede onlardan ne gördüysek öyle gidiyor. Bu televizyonlarda gördüğümüz, o jürili amerikan mahkemeleri gibi bir sistemle karşılaşırlarsa iş nispeten kolay. O sistemde en azından o kadar nesnel yürümüyor davalar. Goygoyla, laf kalabalığıyla, duygu sömürüsüyle filan yedi cehennemlik adamı ipten almak mümkün..." + +Öldükten sonra herhangi bir şeyle karşılaşmama ya da savunmanın başarısız olma ihtimalini dahi gözönünde bulundurduklarını ifade eden Kantar Kardeşler, "bugüne kadar herhangi bir şikayetle karşılaşmadık ancak iki durumda da müvekkilin bizzat başvurusu halinde hizmetin bedelini yasal faiziyle birlikte kendisine iade etmeye hazırız. Neticede müşteri memnuniyeti her şeyden önce gelir" diyerek hizmetlerine duydukları güveni ifade ettiler. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/185502.txt b/Fake/185502.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..2da49851140c9ab2e706354857a95464b43b48ac --- /dev/null +++ b/Fake/185502.txt @@ -0,0 +1,5 @@ +Kendilerine AKP Gençlik Kolu Süsü Veren Bir Grup, Güldere İlçe Emniyet Müdürlüğü'nü Basarak Polislere Sabaha Kadar Harmandalı Oynattı Hatay'ın Dörtyol ilçesinde polislerin AKP Gençlik kolu başkanı ve bir milletevkilinin oğlu tarafından hizaya dizilerek teşhis yapılmasının ardından ülke çapında emniyet mensuplarına yönelik taciz olaylarına her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Son olarak dün gece Yozgat'ın Güldere ilçe Emniyet Müdürlüğü'nü basan ve kendilerine AKP gençlik kolu süsü veren bir grubun görevli polislere saatlerce harmandalı oynattığı ortaya çıkarken, İçişleri Bakanlığı yayınladığı bir genelgeyle tüm emniyet teşilkatını sahte milletvekili yakını ve parti üyelerine karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı. + +Olayla ilgili olarak bu sabah bir basın toplantısı düzenleyen Güldere İlçe Emniyet Müdürü Salih İncesu saldırganların 3 kişi olduklarını söyleyerek şöyle devam etti: + +"Söz konusu şahıslar gece 01 sularında Emniyet Müdürlüğü binamıza gelip, AKP gençlik kolu üyesi olduklarını ve bir düğünde polis tarafından taciz edildiklerini söylediler. Kollarında AKP yazıyordu ve gençtiler, bilemedik... Polis arkadaşlarımızı dizdik ancak tanıyamadıklarını, söz konusu polisin taciz esnasında harmandalı oynamakta olduğunu belirttiklerinden mecbur biz de teşhis amacıyla oynatmaya başlattık memurlarımızı..." \ No newline at end of file diff --git a/Fake/188392.txt b/Fake/188392.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..37ec04513c2b11a752cb993179206c73d473e049 --- /dev/null +++ b/Fake/188392.txt @@ -0,0 +1 @@ +Hogwarts Büyücülük Okulu'nun İmam Hatip Lisesi'ne Dönüştürülmesine Tepkiler Çığ Gibi Büyüyor Harry Potter, Rahmetli Prf. Dumbledore ve Deligöz Moddy gibi bir çok ünlü sihirbazın bağrından çıktığı Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nun, yeni eğitim öğretim yılıyla birlikte İmam Hatip Lisesi olarak hizmet verecek olması Londra Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileriyle öğrenci velilerini karşı karşıya getirdi. Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan veliler, ellerindeki süpürge ve çubukları sallayarak kararı protesto ederlerken, öfkeli grup ve polis arasında zaman zaman sert tartışmalar yaşandı. 8 göstericinin gözaltına alınması ve 3 polisin kurbağaya dönüşmesiyle sonuçlanan olayların daha da büyümemesi için araya giren Milli Eğitim Müdürü Gary Badem, veli temsilcilerinden oluşan bir heyeti makamında kabul ederek kararın gerekçelerini açıkladı. Velilerle yaptığı görüşmede, Hogwarts'ta artık işlerin çığırından çıktığını ve özellikle disiplin konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını belirten Badem, okulun uzun bir süredir akademik başarılarıyla değil yaşanan skandallarla gündeme gelmesinin de kararda etkili olduğunu ifade etti. Badem "Bu kadar büyütecek bir şey yok. Hokkabaz zındıklar yerine, vatanına dinine bağlı pırıl pırıl öğrenciler yetiştireceğiz” derken, velilerin de içini rahatlatacak bilgiler verdi. Hogwarts'ta dönüşümün kademeli olarak gerçekleşeceğini, mevcut öğrencilerin yine aynı müfredatla mezun olacaklarını açıklayan Badem, dinde yeri olmadığından dolayı yeni kayıt yaptıracak öğrencilere büyücülük eğitimi verilmeyeceğini ancak seçmeli ders olarak cincilik, kısmet açma, kocayı eve bağlama gibi daha yaşamın içinden dersler konabileceğini söyledi. Okulun başarılı öğrencilerinden Harry Potter ise basına yaptığı açıklamada karar yüzünen duyduğu üzüntüyü ifade etti. Hogwarts'ın kendisi için artık bittiğini söyleyen Potter, "Büyücülük eğitimi vermeyen bir Hogwarts'ta benim de yerim yok. Açık liseyi bitirip KPSS’ye hazırlanacağım" diyerek tepkisini dile getirdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/188608.txt b/Fake/188608.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..0694b94fe7703f6737944df42267061aa68fbcf4 --- /dev/null +++ b/Fake/188608.txt @@ -0,0 +1,22 @@ +Suriye Hükümeti'nden Sert Misilleme: “Türk futbolundaki kirlilik tahammül edilemez boyutlara ulaştı…” Pazar günü oynanan Beşiktaş-Galatasaray maçının ardından tartışmalar halen sürerken, Suriye Dışişleri Bakanlığı bu sabah yayınladığı bir açıklama ile Türk futbolundaki kirliliğin artık tahammül edilemez boyutlara ulaştığını iddia etti. "Yanıbaşımızdaki komşu bir ülkede yaşanan bu insanlık dramına daha fazla kayıtsız kalmamız söz konusu olamaz" denilen açıklamada, başta Türkiye Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu olmak üzere birçok kurumda köklü değişiklikler yapılması talep edilirken, aksi takdirde Türk futboluna ciddi bir müdahalenin kaçınılmaz olacağına dikkat çekildi. + + + +Derbi maçında yaşananların ardından dün sabah basın mensuplarının karşısına geçen Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jihad Makdissi, Türkiye'ye sert mesajlar gönderdi. 3 Temmuz 2011'de ortaya çıkan şike skandalından itibaren Türk futbolunu yakından takip ettiklerini belirten Makdissi, "Türkiye'nin kendi iç meselesi olan bu sorunu çözmesini büyük bir sabırla bekledik ancak Pazar günü oynanan maç maalesef AKP hükümeti tarafından bize verilen bazı sözlerin ve temiz futbol adına atıldığı söylenen adımların artık hükmünü yitirdiğini açık bi şekilde ortaya koymuştur." şeklindeki sözleriyle Suriye kamuoyunun konuyla ilgili hassasiyetini dile getirdi. + + + +Tüm dünya ülkelerini Türkiye'deki futbolseverlerin maruz kaldığı insanlık dışı drama tepki vermeye davet eden Jihad Makdissi, bu zulümü ortadan kaldırmak adına her şeyi yapmaya hazır olduklarının da altını çizdi. Makdissi, "En başta Federasyon Başkanı Yelderem Demirören olmak üzere, tüm üst düzey yetkilileri çok geç olmadan görevi bırakmaya davet ediyoruz" diyerek, şöyle devam etti: + +"Buradan tüm mağdur Türk takımlarına seslenmek istiyorum; gelsinler, buyursunlar... Suriye ligine sığınmak isteyene kapımız sonuna dek açık. Burada hep beraber, kardeşçe topumuzu oynarız. Sınıra yakın çok güzel kamp alanlarımız var, Türk futbolundaki mevcut rejim yıkılana kadar orada idmanlarını da yapabilirler. Beşiktaş Kulübü'nün içinde bulunduğu borç batağının da ayrıca farkındayız. Onlara da buradan açık çek veriyoruz. Mevcut federasyona karşı bizimle el ele vermeleri halinde her türlü mühimmat, top, dizlik, formasına kadar her şeylerini karşılamaya hazırız..." + + + +Suriye Hükümeti'nin bu sert tavrına karşılık ülkedeki muhalifler "Penaltı veya değil. Maçın poziyonlarına bakarsak beraberliğin normal sonuç olduğunu herkes kabul eder. Ayrıca televizyon başında 15 kere oynatarak ahkam kesmek kolay, saniyelik bi pozisyon o..." açıklamasıyla mevcut federasyona destek verirlerken Türkiye cephesi ise içişlerine karışılması nedeniyle oldukça öfkeli. + +Makdissi'nin açıklamalarına jet hızıyla karşılık veren Türk Dışişleri Bakanlığı, ülkenin en hassas olduğu konu olan futbolda Suriye'nin müdahelesinin kabul edilemez olduğuna vurgu yaptı. Bakanlık adına konuşan Müsteşar İrfan Hancı, "Alevi - Sünni, Türk - Kürt meselesi neyse ama Suriye bu sefer çizgiyi aştı. Ülkemiz insanının zaten birbirini boğazlamaya hazır olduğu bir konuda gelen bu tarz kışkırtıcı açıklamaları şiddetle kınıyoruz" diyerek, Türk Futbolu'na dışarıdan bir müdahelenin bölgedeki dengeleri tamamen yerinden oynatabileceğine dikkat çekti. + + +Normal bir diplomatik süreç yaşanıyor olsa Suriye'deki Türk Büyükelçisi'nin derhal geri çekileceğini de belirten Hancı, "Diplomatik tavrımızı ortaya koymak için Halep'te bulunan iki adet eski El-kaide tutuklumuzu geri çektik. Büyükelçi falan olsa onu çekecektik ama şu an elde bunlar var, ne yapalım?" derken, bölgedeki gelişmeleri büyük bir dikkatle izleyen Beyaz Saray ise Dışişleri Bakanlığı bünyesinde futboldan anlayan birileri bulunmaması nedeniyle konuya şimdilik temkinli yaklaşıyor. + +Bu sabah basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başkan Obama, "Bejiktesh bouyuk camiya... ama match...benje beraberlik hakki...üj-üj...no problem" şeklinde kısa bir açıklamayla yetinirken, ABD'nin taraflar arasında bir tür arabulucu tolü oynayacağının da sinyallerini vermiş oldu. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/194023.txt b/Fake/194023.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..2e5e537aee5ef2d0f711bc76d456c3fd6aca85b1 --- /dev/null +++ b/Fake/194023.txt @@ -0,0 +1 @@ +Sevgilisi ile Bir Haftadır Kavgalı Olan Burak Tarım, En Azından Mevzunun Ne Olduğunu Öğrenebilmek İçin Yoğun Çaba Sarfediyor Yaklaşık iki yıldır süren Burak Tarım (23) – Pelin Bozok (21) ilişkisi, son bir haftadır tarihinin en gergin günlerini yaşıyor. Tansiyonun her geçen gün yükseldiği gerginlikle ilgili olarak bu sabah basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Burak Tarım, "Şu an herkes gibi ben de ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Geçen cumartesi dışarıda gayet güzel vakit geçirmiştik ancak o günden beridir bir suratsızlık, bir nemrutluk... Bilmiyorum" derken, sorunun ne olduğu ile ilgili sorularına karşılık sadece "sen şimdi benim neye kızdığımı gerçekten bilmiyor musun Burak!" şeklinde yanıt alabildiğini ifade etti. Her şeyin fitilini ateşleyen o talihsiz cumartesi gününü net olarak hatırladığını söyleyen genç sevgili, Pelin'le birlikte geçirdikleri son mutlu günü basın mensuplarının önünde masaya yatırdı. "Önce sinemaya gittik, oradan da bir arkadaşın doğum gününü kutlamak için bir bara... Şimdi, parçaları birleştiriyorum: üzerimde bana aldığı kazak vardı. Kıyafetten bana kızmış olamaz..." şeklinde konuşmasına başlayan Burak Tarım, "Film desek, 'To Rome With Love'’a gittik. Yani öyle elim kolum da pek oynamadı filmde, en azından yer göstericinin gelip uyaracağı bir durum yaşanmadı. Kızsa geçen sefer ona kızardı çünkü, o da değil demek ki. Ne oldu acaba, Woody Allen’a falan mı kızdı ki? Hiçbir fikrim yok inanın" diyerek, henüz çözüme pek yaklaşamadığını belirtti. Arkadaşlarının doğum gününde yaşananları da sorgulayan Burak Tarım, gittikleri barda çok fazla gözüne çarpan bir şey olmadığını ifade etti. Doğum gününün Pelin ile çok sevdikleri ortak bir arkadaşlarına ait olduğunu belirten Tarım, "Yani, şimdi Pelin Ece'yi sever. Onu biliyorum. Hani arada kıskanma gibi mevzular olur mu diyorum ama yok yani, Pelin öyle bir kız değil" derken, gecede 5 dakika başkasıyla ilgilendiyse, hemen peşi sıra 5 dakika da sevgilisi Pelin'e vakit ayırdığının özellikle altını çizdi. Evlerine giderken bindikleri taksinin şoförüyle alkolün de etkisiyle yol boyunca siyasetten futbola birçok konuda konuştuklarını dile getiren Burak Tarım; "Hani bakıyorum, bakıyorum; En geçerli neden buymuş gibi geliyor" dedi. O gece, alkolün de etkisiyle Alex'in gidişini haklı bulduğunu hatırlatan Tarım, "Konuyu gereksiz yere uzattım galiba. Belki sebep bu olabilir, haklıdır, kalması gerektiğini düşünüyordur. Ama yani onu da kaç kere sordum, 'Ya Burak, ne alakası var yaa' diyerek beni yine tersledi" ifadelerine yer verdi. Ne olduğunu bilmese de, Pelin ile aralarındaki problemi çözmek için her yolu deneyeceğini de vurgulayan talihsiz genç; "Şu saatten sonra sorunun ne olduğu, çok da önemli değil açıkçası. Ben muhtemel sorunların hepsinin üzerinden bir kez geçip, özür dileyerek bir şekilde Pelin'in gönlünü alacağımdan eminim" şeklindeki sözleriyle, her şeye rağmen umudunu koruduğunu da gözler önüne serdi. Pelin'in arkadaşları ise gerilim ile ilgili olarak "Valla Pelin durduk yere böyle yapacak bir kız değil. Kendi özelleri olduğu için biz de sormadık ama Burak muhtemelen çok yanlış yapmış, en kısa zamanda bunu telafi etmeli yani" görüşünde birleşirlerken, zar zor ulaşılarak konu hakkında bilgi almaya çalışılan Pelin Bozok: “Burak’a sorun, o ne yaptığını herkesten daha iyi biliyor” açıklamasıyla yetindi. Haber yayına hazırlandığı sırada çiftin arasındaki gerginlik sürerken, son olarak Pelin Bozok'tan gelen "6 ay önce de aynı şeyi yaptın sesimi çıkarmadım..." şeklindeki sms, krizin nedenini bulma konusunda zayıf da olsa bir umut ışığı doğurdu. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/205740.txt b/Fake/205740.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..fba3f9a95de8caace919707f6b94f0475ea3b44d --- /dev/null +++ b/Fake/205740.txt @@ -0,0 +1,13 @@ +TRT Teletext Servisinin Son Çalışanına Kimse İnternet’in İcat Edildiğini Söyleyemiyor Kamuoyunu bir süredir meşgul eden "Teletext yayınlarını hala kim, neden sürdürüyor?" sorusu bu sabah Ankara'dan gelen bir haberle yanıt buldu. TRT'nin Çankaya’daki Genel Müdürlük Binası’nda geçen hafta başlayan tadilat çalışmaları esnasında bodrum kattaki köhne bir odada bulunan Fikret Gürhan adlı şahsın, 1990 yılından bu yana Teletext yayınını tek başına sürdürdüğü belirlenirken, personelin şok geçirmemesi için ihtiyatlı davranan TRT yönetimi, kendisine henüz internet'ten bahsetmemeyi uygun bulduklarını açıkladı. + + + +Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun Ankara’daki merkez binasında başlayan tadilat çalışmaları, uzun bir süredir gizemini koruyan Teletext'in ardındaki sır perdesinin aralanmasına vesile oldu. Bodrum katın boya badana işleri için bu bölümde çalışmalarını sürdüren bir grup işçi, dipte kalmış bir odadan gelen sesler üzerine kapıyı zorlayarak içeri girmeye çalıştılar. Kapının ısrarla açılmaması üzerine yetkililere haber verilirken, 3 saat süren çalışmanın ardından kaynak makineleri yardımıyla açılan kapının ardından TRT’nin Teletext servisi Telegün’ün sorumlusu Fikret Gürhan(44) çıktı. + +Kendisini Teletext cihazına zincirleyen Gürhan, müdahale etmeye çalışan ekiplere de saldırarak uzun bir süre direndi. Olay yerine gelen Büyükşehir Belediyesi itlaf ekiplerinin uyuşturucu tabancayla vurararak sakinleştirebildiği TRT çalışanı, hastaneye kaldırılırken, TRT yönetimi de düzenlenen basın toplantısıyla olayla ilgili merak edilen soruları yanıtladı. + + + +Buldar, “Doktorları şu an bilincinin açık olduğunu bildirdiler. Ancak durumu hala kritik" sözleriyle personelin son durumu hakkında ilgiler verirken, akıl sağlığını tamamen yitirmemesi için kendisine bazı gelişmelerin zamanla alıştıra alıştıra anlatılacağını ifade etti. + +“Daha henüz internet'i falan söyleyemedik tabii. Bir anda 'abi senin iş yalan oldu, yıllardır Teletext'i senden başka kimse takip etmiyor' dersek inme inebilir adamcağıza. Adım adım gidicez. Önce Discman'i yerine bir mp3 player verip, onu anlatarak başlarız. Sonra mp3'ü nerden bulacağını anlatırken falan lafı bir şekilde internet'e getirmeyi planlıyoruz. Zaten bu arkadaşımız hayatında internet'i hiç görmemiş bir insan olarak 2000’lerin başlarında kendi kendine sıkıntıdan blog işini keşfetmiş. Teletext'in 600.sayfasından falan sonra kendisinin kişisel günlüklerine, şiirlerine, ASCII karakterleriyle yaptığı gül resimlerine rastladık. O açıdan adaptasyonu düşündüğümüzden daha kolay da olabilir” diyen Buldar, personelin sağlığına kavuşması halinde TRT Erzurum radyosu gibi gözden ırak bir yerlerde istihdam olanağı sağlanacağını da sözlerine ekledi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/209185.txt b/Fake/209185.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..9aa4bec9ab041afbf8c805d1788908d65148eda0 --- /dev/null +++ b/Fake/209185.txt @@ -0,0 +1 @@ +1 Ay İçinde 3. Kez Türkiye'ye Gelen ABD Dışişleri Bakanı Kerry: ''Webo'yla tek forvet niye çıkıyosun sen? Sow niye kulübede?'' Suriye Halkının Dostları Grubu'nun toplantısına katılmak için bir kez daha Türkiye'ye gelen ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, toplantının ardından yaptığı açıklamalarla herkesi şaşırttı. Ülkemize son bir ay içindeki 3. ziyaretini gerçekleştiren Kerry, Suriye'deki muhalefete silah desteği ile ilgili bir soruya karşılık, "Ya siz onu bırakın da şampiyonluk gitti esas" sözleriyle yanıt verirken, Aykut Kocaman'ı Gençlerbirliği maçındaki hatalı kadro tercihleri nedeniyle ağır sözlerle eleştirdi. Son zamanlarda sık sık gidip geldiğinden Türkiye Ligi'ni yakından izleme fırsatı bulduğunu ifade eden John Kerry, Fenerbahçe'nin şampiyonluktan uzaklaşmasına Aykut Kocaman'ın korkaklığının neden olduğunu iddia etti. Basın mensuplarının şaşkın bakışlarına aldırış etmeden sezonun en önemli maçına Aykut Kocaman'ın tek forvetle çıkmasının inanılmaz olduğuna değinen John Kerry, "Ya Galatasaray senden önce oynamış, maçı kazanmış sen daha tek forvet Webo ile oynuyosun. Kalmış şurada 4-5 hafta, elinde kim varsa, tankınla topunla tüfeğinle saldırsana be adam" diyerek eleştirilerinin dozajını artırdı. Fenerbahçe'nin kadro kalitesinin çok altında futbol oynadığını söylerken araya giren muhabirlerin, "Sayın Kerry, Başbakan Erdoğan'ın Gazze'ye gitme konusundaki ısrarı karşısındaki tutumunuz nedir?" şeklindeki sorularını bir süre duymazdan gelen ABD Dışişleri Bakanı, sonunda "siz başka bir şey bilmez misiniz arkadaşım?" diyerek patladı: "Bakın son kez uyarıyorum, bir daha bana Ortadoğu'da neler oluyor diye soran olursa çok ağır konuşacağım. Elinin körü oluyor afedersin. Kim nereye gidiyorsa gitsin, bana ne? Ben gelip talimatları iletip gidiyorum. İlla soru soracaksanız Bana Fener'i sorun, Survivor'ı sorun, o kadar gelip gidiyoruz Beyaz Şov'a bir konuk edin. Bunlarla gelin bana..." Ortadoğu'dan da, Şii'sinden de Sünni'sinden de artık kendisine gına geldiğini kaydeden Kerry, "Kimse yanlış anlamasın ama sırf bu ay buraya 3. gelişim. Her gelişim de bir dert. Suriye'siyle ayrı, Türkiye'siyle ayrı, İsrail'iyle ayrı uğraşıyorum. Tamam, herkesin memleketi kendine güzel ama neticede buralar benim için şark hizmeti gibi bir şey. Ha, ben Wahington'dan da hallederim işlerimi. Sonuçta bunun telefonu var, skype'ı var ama işin ucunda harcırah olduğu için mecbur kalkıp geliyorum. Hayırlısıyla şu Mortgage bitsin senede bir anca görürsünüz yüzümü..." sözleriyle içinde bulunduğu sıkıntılı durumu gözler önüne serdi. Uçağa yetişmek zorunda olduğundan açıklamalarını kısa kesmek zorunda olduğunu ifade eden John Kerry, "Yanlış anlamayın, İstanbul güzel. Boğaz falan şahane ama senede 3-5 gün gelip gezip gidicen, o zaman güzel. Yoksa çekilmez. Neyse ben 2 haftaya yine geliyorum. Fener-Cimbom maçına bilet aldım" derken, son olarak basın mensuplarında da ufak bir ricada bulundu: "Aklınızda olsun Cihangir-Gümuşsuyu tarafında kiralık ev bakıyorum. Öyle otel falan olmuyor artık. Şöyle 1 oda 1 salon eşyalı uygun bir şey görürseniz haber edin..." \ No newline at end of file diff --git a/Fake/21612.txt b/Fake/21612.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..5b7ceb2e4697ad5caaf5fcb5cc360d830308ff6d --- /dev/null +++ b/Fake/21612.txt @@ -0,0 +1,3 @@ +Ülkemizde İlk Kez Konser Veren Genç Şarkıcı, İstanbul'dan ve Seyirciden O Kadar da Fazla Etkilenmedi Geçtiğimiz günlerde konser vermek üzere ülkemize gelen ve 3 Haziran gecesinde Kuruçeşme Arena'daki performansı ile izleyenleri kendisine hayran bırakan Rihanna, dün akşam ülkesine geri döndü. Uçağa binmeden önce, havalimanında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan ünlü şarkıcı, İstanbul ve Türk seyircisi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunurken, "O kadar parayı yine verin yine geleyim" sözleriyle de en kısa zamanda ülkemizi tekrar ziyaret etmekten mutluluk duyacağını ifade etti. + +En az şimdi aldığı kadar para verilmesi halinde güzel ülkemizi ziyaret etmekten her zaman mutluluk duyacağının altını çizen sempatik şarkıcı, "Peki Türk erkeklerini nasıl buldunuz?" şeklindeki bir soruyu da "Lütfen saçmalamayalım. Terbiyesizliğin lüzumu yok." şeklinde yanıtladıktan sonra uçağına yetişmesi gerektiğini belirterek toplantıya son verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/228200.txt b/Fake/228200.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..69cb7c24dc39cdaa8ba6e57eed0479fc038c321b --- /dev/null +++ b/Fake/228200.txt @@ -0,0 +1 @@ +Cuma Gecesi Dışarı Çıkan Bir Arkadaş Grubu Daha, Check-in'lerini Tamamlayarak ''Allahım çok eğleniyoruz'' Paylaşımları Safhasına Geçti Cuma gecesi birlikte Taksim'e çıkan 8 kişilik arkadaş grubu, 1 saat kadar önce tamamlanan Foursquare check-in işlemlerinin ardından ilk instagram fotoğraflarını da az evvel paylaşarak gerçekten çok acaip eğlendikleri yönündeki şpekülasyonları doğruladı. Tüm Türkiye'nin yanıtını merakla beklediği "acaba gerçekten eğleniyorlar mı?" sorusuna Asmalımescit civarındaki bir mekanda garson tarafından çekildiği bildirilen fotoğrafla anlamlı bir yanıt veren grup, ilerleyen saatlerde yapacakları Facebook ve twitter paylaşımlarıyla bu konudaki son soru işaretlerini de tamamen silmeyi hedefliyor.  Türkiye, gergin girdiği bir Cuma akşamında daha art arda gelen güzel haberlerle rahatladı. Gece birlikte dışarı çıkan hemen her arkadaş grubuyla birlikte gündeme gelen "Acaba eğlendiler mi? Nereye gittiler? Kaç kişiydiler? Ne yediler? Ne içtiler?" yönündeki endişeler ilerleyen saatlerde sosyal medyaya düşen paylaşımlarla birlikte yavaş yavaş giderilirken, son müjdeli haber de az önce İstanbul, Taksim'den geldi.  Foursquare'den edililen bilgilere göre saat 20.37'de Taksim Burger King'in önünde buluşan grup, 21.18'de Asmalımescit dolaylarındaki Dorinthia adlı mekana geçti. Mekana yerleşilmesinin ardından uzun bir süre herhangi bir fotoğraf paylaşımının gerçekleşmemesi kamuoyunda "yoksa eğlenmiyorlar mı? şarjları mı bitti? bir sıkıntı mı oldu?" şeklindeki endişeleri tetiklerken, 22.03 itibariyle instagram'a düşen ilk fotoğrafla birlikte Türkiye rahat bir nefes aldı.  Görgü tanıklarının ifadesine göre, fotoğraf paylaşımı grup içindeki 3 kızdan en eli yüzü düzgün olanı olarak nitelendirilen Burcu Yumutan(26)'ın telefonla konuşmak için mekan dışına çıkması ve yaklaşık 25 dakika sonra ancak geri dönmesi nedeniyle gecikirken, Yumutan'ın masaya oturmasıyla birlikte ilk cep telefonu da en yakındaki garsonla buluştu.  Bütün grubun eksiksiz bir şekilde tag'lendiği ilk fotoğrafın masadaki herkes tarafından tek tek like edilmesi ve Facebook'ta paylaşılmasıyla devam eden muazzam eğlencede 22.57 itibariyle 46 fotoğraf paylaşımı gerçekleşti. Grubun birbirlerinin üstüne yıkıldıkları, sarmaş dolaş oldukları, arka fonda Cenk Ataklar’ın Mert Gümrülü’nün kafasını ısırırken görüldüğü kareler, toplamda aldıkları 21 like’la gecenin şu ana dek en başarılı performansını sergilerken, sosyal medyada öne çıkan diğer önemli gelişmeler ise şöyle: Mert Gümrülü’nün (27) “Oyy chok ozlemisim bebishimi” başlıklı Burcu Yumutan’a sarıldığı kare, o esnada kadraja garson tepsisindeki Absolut şişesinin girdiğinin fark edilmesi üzerine derhal profil fotoğrafı haline getirildi. Cenk Ataklar’ın (25) bir aydır devam etmekte olduğu Salsa kursundan temel figürü Burcu Yumutan’a öğretmesi esnasında çekilen 12 poz, “Dance Day Friday!!!” albümüne eklenirken, toplamda 22 saniye kadar süren dans denemesinden bu kadar poz çıkarılması grup içerisinde takdirle karşılandı. Bora Dizbüker’in (27) ısrarları sonucu Burcu Yumutan’la beraber sandalye tepesine çıktıkları sekans, yalnızca tek bir kare pozlanmasının ardından garsonların uyarısıyla sona erdi. Asmalımescit'teki ekibin gerçekten çok eğlendiğine ikna olunmasının ardından gözler Cuma gecesi dışarı çıkan diğer arkadaş gruplarına çevrilirken, haber yayına hazırlandığı sırada Ankara Sakarya Caddesi'nde buluşan 5 kişilik bir gruptan hala tek bir fotoğraf paylaşımı gelmemiş olması nedeniyle şehirde şu an gergin bir bekleyiş hakim. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/237136.txt b/Fake/237136.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..dff70fa3ea7835bf6969e418758c40911f899e3b --- /dev/null +++ b/Fake/237136.txt @@ -0,0 +1 @@ +İçişleri Bakanlığı, Son 24 Saatlik Bilançoyu Açıkladı: 7 Darbe Girişimi, 3 Büyük Tuzak, 2 Çirkin Oyun... İçişleri Bakanlığı son 24 saat içindeki hükümeti devirmeye yönelik girişimleri bu akşam düzenlenen bir basın toplantısıyla paylaştı. Toplantıda gazetecilerin karşısına geçen bakanlık müsteşarı Oktay Hereke, geride bıraktığımız 24 saat içinde hükümete yönelik net 7 darbe girişimi, 3 büyük tuzak ve 2 adet çirkin oyunun güvenlik güçleri ve dikkatli vatandaşlar sayesinde tespit edildiğini belirterek tamamınının boşa çıkarıldığını müjdeledi.  Bakanlık tarafından bir süredir rutin olarak düzenlenen "Hükümetimize karşı iç-dış tuzaklar ve darbe girişimleri raporu" başlıklı toplantıların 8.si için bu öğlen saatlerinde kameraların karşısına geçen müsteşar Oktay Hereke, darbe girişimlerinin geçtiğimiz haftaya göre %8 oranında artarak günlük 8.4 ortalamasına eriştiğini ifade etti. Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle bir takım iç ve dış mihrakların hafta sonunu da boş geçmediğini belirten Hereke, başarıyla bertaraf edilen girişimleri ise gerçekleştirdiği sunumla kamuoyuna aktardı.  Türkiye'nin vesayet rejiminden son anda kurtulduğu anlardan öne çıkan bazıları ise şöyle: - Malatya'da Kürt kökenli kız arkadaşı Gülşah Sereli(24)'den ayrılmak isteyen Egemen Yavaş(29), son anda çevredeki vatandaşların dikkati sayesinde engellendi. Emniyetteki ilk sorgusunda, çözüm sürecini sabote etmek suretiyle hükümeti devirmeye çalıştığını itiraf eden Yavaş, 3 ay içinde nikah sözü vermesinin ardından denetimli olarak serbest bırakıldı. - Sırf Türkiye'nin imajı kirlensin diye Google'da düzenli olarak "hayvan pornosu" şeklinde arama yaptığı tespit edilen Onur Bilgin(16), Samsun Emniyeti Bilişim Suçları Dairesi'nin 2 aylık teknik takibi sonucu ele geçirildi. İlk sorgusunda suçunu itiraf eden Bilgin, Google istatistiklerini etkileyerek Türkiye'yi dünyaya karşı zor duruma düşürmek yoluyla hükümeti devirme planını ise büyük bir soğukkanlılıkla anlattı. - Fatih Sultan Mehmet Köprüsü Anadolu Yakası girişinde hararet yaptığı gerekçesiyle aracını durduran Selin Korkut (33), trafiğin 1 saat kadar felç olmasına neden oldu. Korkut'un, aracın bakımını zamanında yaptırmayıp trafiği tıkayarak halkı isyana teşvik etmek suretiyle hükümeti devirme teşebbüsü, son anda olay yerine gelen çekici sayesinde engellendi. - Alman vatandaşı oldukları belirlenen Reneta Bauer (62) ve Michael Bauer (67) çifti, Sultanahmet'te bir halı satıcısıyla giriştikleri pazarlıkta 8000 Euro bedel biçilen halıya 2500 Euro teklif ederken etkisiz hale getirildiler. Halı satıcısı tarafından kafalarına dev hesap makinesi fırlatılmak suretiyle yapılan ilk müdahalenin ardından yabancılar şubesine götürülen Alman turistler, döviz rezervlerini azaltmak suretiyle ekonomiye darbe vurarak hükümeti devirmeye teşebbüs nedeniyle sınır dışı edildiler. - Iğdır'da tek partili dönemden bu yana yaşayan 3 kişinin olduğu haberi kentte kısa süreli paniğe neden oldu. Kendi aralarında örgütlenen duyarllı vatandaşlar, merkez huzurevinden aldıkları yaşlıları biraz hırpaladıktan sonra emniyet müdürlüğüne teslim ettiler. Hükümeti devirmeye yönelik girişimler tüm hızıyla sürerken, Başbakan Erdoğan da akşam saatlerinde katıldığı bir açılış töreninin ardından basın mensuplarının konuyla ilgili sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine, Türkiye'nin 10 yılda 1 darbe yapılan bir ülke olmaktan çıkıp bugün artık günde ortalama 10-12 darbe girişimi üretebilen bir noktaya geldiğini ifade eden Erdoğan, "Bizim dönemimizden önce yalnızca askerler darbe yapabiliyordu. Yalnızca belli zümrelerin tekelindeydi o iş. Peki biz ne yaptık? Bunu herkese açtık. Bugün artık benim başı örtülü bacım da yeri geliyor darbe yapabiliyor. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla Çerkeziyle herkes bu imkandan faydalanabiliyor. Çok şükür bunu gerçekleştirmek bize nasip oldu" sözleriyle de Türkiye'nin sivilleşme yönünde kat ettiği aşamaya dikkat çekti. Önümüzdeki 10 yılda Anadolu'nun en ücra köyüne kadar bu hizmeti götürmeyi hedefleklerini belirten Erdoğan, az önce o soruyu soran gazetecinin kimin maşası olduğunu da önümüzdeki günlerde açıklayacağını belirterek basın mensuplarına hoş bir sürpriz yaptı. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/238761.txt b/Fake/238761.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..9b38af449ae751c3081188150034910e2e88dca1 --- /dev/null +++ b/Fake/238761.txt @@ -0,0 +1 @@ +Kimliği Belirsiz Saldırganlar, Koruma Engelini Aşarak Cumhurbaşkanı Gül'e Gündem Hakkında Bilgi Verdi... Akşam saatlerinde güvenliği atlatarak Çankaya Köşkü'ne sızan bir grup saldırganın Cumhurbaşkanı Gül'e gündem hakkında bilgi verme girişimi korumaların müdahalesiyle son anda engellendi. Emniyetten yapılan açıklamada, 2 ya da 3 kişi oldukları belirlenen saldırganların, köşkün duvarını aşarak o esnada bahçede bulunan Abdullah Gül’ün kulağına ülke gündemiyle ilgili bir şeyler fısıldadığı, ancak amaçlarına tam ulaşamadan güvenlik tarafından farkedilmeleri üzerine olay yerinden uzaklaştıkları ifade edildi. Saldırı sonrası, ağzı açık halde sürekli “Hayret doğrusu? Allah Allah? Nasıl olur ya?!” der halde bulunan Cumhurbaşkanı Gül, travma süphesiyle hastaneye kaldırılırken, saldırganların yakalanması için geniş çaplı operasyon başlatıldı.  Tüm Türkiye'nin yüreğini ağzına getiren alçakca saldırının ardından derhal hastaneye kaldırılan Abdullah Gül’ün durumuna ilişkin ilk bilgi, Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Resul Acarlar tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. Düzenlenen basın toplantısında öncelikle Cumhurbaşkanı’nın sağlığının her geçen saat daha iyiye gittiğini ve şu an bilincinin açık olduğunu belirten Acarlar, saldırıyı da şu sözlerle aktardı: “Güvenlik görevlisi arkadaşlardan aldığımız bilgiye göre Cumhurbaşkanımız tam domateslerini sulamaya çıkmışken, bahçeye nasıl girdiklerini henüz belirleyemediğimiz bir grup şahıs kendisine yaklaşarak bir şeyler anlatmaya başlıyorlar. Arkadaşlarımız bahçeden gelen 'Nasıl ya? Kaç bin polis?' sesleri üzerine hemen silahlarını çekerek o yöne doğru koşuyorlar. Saldırganlar karanlıktan da faydalanarak, laflarını tam bitiremeden olay yerinden koşarak uzaklaşıyorlar. Henüz gündemin ne kadarını anlattıklarını tespit edemedik ama kendisi ilk anlarda sadece boşluğa doğru bakarak "Ayakkabı kutusu mu? Hayret ya? Nasıl yani ya" şeklinde cümleler kuruyordu. Yolsuzluk operasyonunun epey bir kısmını aktarmışlar sanıyoruz. Biraz daha geç kalsak konunun nerelere geleceğini düşünmek bile istemiyorum. Hepimize çok büyük geçmiş olsun...” Şu an için Cumhurbaşkanı’nın sağlık durumunun iyiye gittiğini belirten Acarlar, iyileşme sürecinde tüm vatandaşları her zamankinden daha sorumlu ve dikkatli davranmaya çağırdı. “Gelin şu güzel, şu huzurlu adamın rahatını kaçırmayalım. Görev süresinin bitmesine bir şey kalmadı zaten. Çok rica ediyorum, 3-5 ay daha herkes çenesini tutsun” diyen Acarlar, Cumhurbaşkanı’na yeterli bilgi verilmediğine dair eleştirileri de sert ifadelerle yanıtladı. Acarlar, “Ne münasebet! Bizzat ben her hafta güncel puan durumunu koyuyorum masasına” bilgisini vererek, Cumhurbaşkanı Gül’ün Beşiktaş’ın kalan deplasman maçlarına kadar gündeme hakim olduğunu vurguladı. Danışmanın konuşmasının ardından mikrofonların karşısına geçen Başhekim Nurullah Yolunar ise, Abdullah Gül’ün tıpta ‘aşırı hayrete bağlı travma’ adı verilen bir süreçten geçtiğini, ancak durumunun hızla iyiye doğru gittiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı’nın hassas durumu nedeniyle hastanedeki tüm televizyonların kaldırılarak, gazetelerin toplatıldığını belirten Başhekim, “Acile girişinde belli belirsiz duyabildiğimiz ‘Yolsuzluk mu, yok canım’, ‘Tır mı? Cık cık hayret valla’ gibi sayıklamaların yerini şu an ‘Aslında bi kar yağsa, rahatlıcak’ sözleri almış durumda. Yine de ihtiyaten birkaç gün daha müşahede altında kalmasında fayda var” sözleriyle kamuoyunu rahatlatan mesajlar verdi.  Abdullah Gül’e düzenlenen hain saldırı Türkiye'de olduğu kadar dünyada da geniş yankı buldu. Devlet başkanları birbiri ardına geçmiş olsun dileklerini iletirken, Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu tarafından kamuoyuyla paylaşılan bazı mesajlar şöyle; Memnun Hüseyin, Pakistan Cumhurbaşkanı Olemic Thommessen, Norveç Devlet Başkanı   - Barack Obama, ABD Başkanı  - François Hollande, Fransa Cumhurbaşkanı  - Karolos Papoulias, Yunanistan Cumhurbaşkanı Corina Casanova, İsviçre Şansölyesi Jakaya Mrisho Kikwete, Tanzanya Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Kazakistan Cumhurbaşkanı \ No newline at end of file diff --git a/Fake/240382.txt b/Fake/240382.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..bddec946f08a983aa535cdf2c1a97783df657387 --- /dev/null +++ b/Fake/240382.txt @@ -0,0 +1 @@ +Üstüste 16 Kez Ürün İade Cezasına Çarptırılan Binezler A.Ş'den Tüketici Hakem Heyeti'ne Veryansın: ''Bu hakemlerle bu mali yıl bitmez!'' Yaklaşık 15 senedir küçük ev aletleri sektöründe faaliyet gösteren Binezler Elektrik Elektronik A.Ş'nin, son dönemde aleyhlerine üst üste kararlar veren Tüketici Hakem Heyeti’ne tepkisi sert oldu. Geçtiğimiz ay içerisinde sattıkları 16 mal hakkında tüketiciye para iadesine karar veren hakem heyetini taraflı davranmakla suçlayan şirket Yönetim Kurulu Başkanı Cem Binezler; “Yani biz tüketici hakem heyeti hakkında bugüne kadar hiç konuşmadık, ancak artık bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra haksızlığa karşı tepkimizi en sert şekilde vericez'” ifadelerine yer verdi. Binezler A.Ş’ye sektörün diğer büyük ismi Kazancılar Küçük Ev Aletleri Satış ve Pazarlama A.Ş’den yanıt gecikmedi. Binezler A.Ş, son dönemde aleyhlerine verilen Tüketici Hakem Heyeti kararları karşısındaki sessizliğini sabah saatlerinde yaptığı bir açıklama ile bozdu. Şirket olarak bugüne kadar hakem heyeti kararları hakkında konuşmadıklarını söyleyen Cem Binezler, “Hep onları savunduk. Onlar da insan, dosya üzerinden anlık karar veriyorlar, hata yapabilirler dedik. Ancak şu son bir aydaki kararlar yenilir yutulur cinsten değil” sözleriyle bundan sonra hakem heyeti atamalarının da sonuna kadar takipçisi olacaklarını vurguladı. Hakem heyetinin aynı sektörde faaliyet gösteren diğer şirketlere karşı, kendilerine olduğu kadar cesur davranmadığını söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı, şöyle devam etti: “Pırıl pırıl ekmek kızartma makinesi satmışız. Bir yerinde ufak bir çizik oluşmuş, hoop hemen iade kararı çıkıyor. Kaç tane hakemsin orada, nasıl görmüyorsun kullanıcı hatasını? Ama yok, nasılsa Binezler’in malı, daya para iadesini. Bakın bir değil, iki değil. 16 tane iade kararı geldi bir ayda. Tüm bu hatalı kararların ardında acaba rakip Kazancılar Küçük Ev Aletleri Satış ve Pazarlama A.Ş mi var diye de sormadan edemiyoruz. Burnumuza pis kokular geliyor...” Hakem heyeti kararlarının sektörde oligopol bir piyasa yaratmak üzere, yanlı verildiğini düşündüklerini sözlerine ekleyen Cem Binezler, “Biz büyük bir camiayız. Öyle iki mal iade edildi diye bize bir şey olmaz. Yel, kayadan anca toz alır” sözleriyle de Binezler A.Ş'nin küçük ev aletleri piyasasında 2 milyon müşteri ve 129 çalışanı ile var olmaya devam edeceğinin altını çizdi. Binezler A.Ş’nin ithamlarına ezeli rakibi Kazancılar Küçük Ev Aletleri Satış ve Pazarlama A.Ş’den yanıt gecikmedi. Öğlen saatlerine doğru resmi internet sitesi kazancilarevaletleri.org üzerinden bir bildiri yayınlayan şirket, oldukça sert ifadelere yer verdi. İşte, küçük ev aletleri sektörünün iki devi arasındaki tartışmayı kızıştırması beklenen o bildiri; \ No newline at end of file diff --git a/Fake/242147.txt b/Fake/242147.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..f51f31040ebaa132891d0f11bb24f75147d0fedd --- /dev/null +++ b/Fake/242147.txt @@ -0,0 +1 @@ +Kıvanç Tatlıtuğ'un Yeniden Ekranda Görünmesiyle Birlikte 35 Milyon Türk Kadını 17 Aralık Öncesi Fabrika Ayarlarına Geri Döndü... Uzun süredir heyecanla beklenen yeni dizisiyle ekranlara geri dönen Kıvanç Tatlıtuğ, Türkiye’nin son dönemde yaşadığı en farklı gelişmenin baş aktörü oldu. Dün akşam yayınlanan dizinin ardından, nüfusun yaklaşık %50’sini oluşturan 35 milyon kadının yakın geçmişe dair tüm yaşananları sildiği ve yolsuzluk operasyonunun başlamasından önce son gün olan 16 Aralık 2013 tarihli durumlarına geri döndüğü bildirildi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yapılan açıklamada, çeşitli vakaların şu an yalnızca “Rus askeri, balo, sakal, üniforma” kelimelerine tepki verebildikleri belirtildi. Durum, ülke çapında ciddiyetini koruyor. Dün akşam Kıvanç Tatlıtuğ’un rol aldığı yeni dizinin yayına girmesinin ardından üst üste ihbar telefonları alarak harekete geçtiklerini belirten İ.Ü.Tıp Fakültesi Psikoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Aycan Cemilgen, yaşanan gelişmelerle ilgili bugün bir basın toplantısı düzenledi. Gece boyunca ‘eşim Tayyip Erdoğan’ı tanıyamadı’, ‘sevgilim tape dinlemek yerine sakalımla oynuyor’, ‘daha dün ayakkabı kutusuyla balkondan bağıran kız arkadaşım Kırım’dan Rus ordusuna katılmaya gitti’ benzeri şikayetler aldıklarını kaydeden Cemilgen, ulaşabildikleri tüm kadınlara ilk müdahaleyi gerçekleştirdiklerini ancak durumun çok umut vermediğini aktardı. Mevcut verilere bakıldığında bir tür toplumsal histeri yaşandığının net olduğunu kaydeden Cemilgen, tıbbi tespitlerini şu sözlerle aktardı: “Bakın beynin temporal lob dediğimiz kısmı normalde kısa dönem hafıza kaydımızı tutar. Şu an vakaların temporal lobları maşallah komple Kıvanç Tatlıtuğ dolmuş durumda. MR’ında dizi özeti çıkan hasta oldu arkadaşlar. Dolayısıyla son dönemde üst üste gelen tapeler falan hepten silinmiş. En iyi durumda olan hasta, 16 Aralık’ı hatırlayabiliyor. Lütfen bu insanlara ülkemizdeki son gelişmeleri tane tane aktaralım. Bir anda onca şeyi öğrenmek daha büyük şoklara neden olmasın... Şu an karşımızda beyinleri Kıvanç Tatlıtuğ ile dolu, çok mutlu, çok saf insanlar var... Kıymayın onlara” Son olarak, şu ana kadar İstanbul çapında yaklaşık 6,5 milyon kadında benzer semptomların görüldüğünü kaydeden Cemilgen, vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması çağrısında bulundu. İstanbul’da bu gelişmeler yaşanırken Kıvanç Tatlıtuğ etkisinin aniden yayıldığı diğer şehirlerde olanlarsa şöyle; Hoşgünler Mahallesi'nde dizi devam ederken sokakta "Hırsız var" şeklinde bağıran bir erkek kısa süreli paniğe neden oldu. Evlerindeki televizyonları korumaya alan kadınlar, "Bunu almasın da, gerisini komple götürsün bi şey olmaz" görüşünde birleştiler "Yolsuzluğa Karşı Meydanlara" eyleminde bir araya gelen onbinlerin, beşbinleri dizinin başlamasıyla beraber çeşitli bahaneler uydurarak alanları terk etti. Dizi boyunca bir daha haber alınamayan bu kişilerin, tape dinletilerek normale döndürülme çabaları sürüyor Şehirdeki ilişkilerin %80'ine yakını, akşam sularında kadınlardan gelen ''İlişkimize bir süre ara vermeliyiz'' talebiyle askıya alındı. Gece saatlerinde içkili ortamdaki erkek oranları kışladaki rakamları aratmazken, dizinin bitiş saatine kadar evlerden sadece ''Ayyy... Çok tatlıııı'' sesleri yükseldi. Trabzon'da "Ya siz kefen giyip bir yerlere gitsenize" denilerek sokağa salınan erkek oranı %79 Kız arkadaşının gözlerini ayırmadan dizi izlemesini, üzerine ayakkabı kutusu fırlatarak protesto eden O.B., "Bu ne? Ayakkabı kutusu? İçi boş? Hediye almayı bile beceremiyosun ben de tutmuş senden Kıvanç performansı bekliyorum" sözleriyle terk edildi Dizinin bitiminin ardından Rusya sınırına dayanan kalabalık kadın grubunun üniformalı Kıvanç Tatlıtuğ'un at üzerinde dönüşünü bekleyişi sürüyor. Karslı kadınların Kıvanç’ı beklediği haberinin bomba gibi düştüğü Erzurum’daki kadınlar kafileler halinde sınıra doğru harekete geçti. Yaklaşık 750 araçlık konvoy, otobüslerin önüne asılı “Kaptırmayacağız” pankartlarıyla halen yolda... Hevsel Bahçeleri'nde dün gece nöbette bulunan kadınların diziye konsantre olmasını fırsat bilen yıkım ekiplerinin 1.000 kadar ağaç söktükleri belirtiliyor. Mersin CHP Kadın Kolları Başkanlığı, gelen yüksek talep üzerine parti çalışanlarının haftalık izinlerinin salı günlerine aldı. BDP cephesindeyse, İl Eşbaşkanlığı Yönetmeliği’ne “Salı geceleri hariç” ibaresi eklendi. Emniyet mensubu A.Ö.'nün eşi N.Ö., dizinin ardından kocasına yaptığı "Hadi biraz sahile gidelim" çağrısına aldığı yanıtla şok geçirdi. Eşinin yolsuzluk operasyonunun ardından İstanbul'dan Malatya'ya tayin edildiğini bir türlü kabul etmek istemeyen N.Ö. "Yolsuzluk operasyonu ne ya?? Ay alın şunu başımdan, burası Malatya diyip duruyo...Bi sahile götürmemek için böyle yalan söylenir mi???" nidaları eşliğinde hastaneye kaldırıldı Diziyi izledikten sonra geçmişe dair bir şeyler hatırlayabilen Nadire Baytürk(32), cama çıkarak "Yetmez ama evet" diye bağırdı. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/248480.txt b/Fake/248480.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..101f65905095902e3242b6f26ca86a7ee5a2bf1d --- /dev/null +++ b/Fake/248480.txt @@ -0,0 +1 @@ +Fenerbahçe Bayraklarıyla Dün Gece Taksim Meydanı'na Giren DİSK Üyeleri 1 Mayıs'a Dek Fark Edilmemeyi Umuyor Fenerbahçe'nin 2013 - 2014 Süper Lig şampiyonluğunu garantilemesiyle birlikte dün gece milyonlarca taraftar sokaklara dökülürken, İstanbul Taksim Meydanı'nda halen kutlama yapan yaklaşık 1000 kişilik grupla polis arasındaki gergin bekleyiş ise sürüyor. Adının açıklanmasını istemeyen bir emniyet yetkilisi, başta DİSK olmak üzere bazı işçi sendikaları ve sivil toplum örgütlerinin 1 Mayıs'a Taksim'de girebilmek için şampiyonluk kutlamalarını bahane ettikleri yönünde ihbarlar aldıklarını belirtirken, "Valla 20 saattir buradalar. Daha önemli bir yamuklarını görmedik. Bu saate kadar hala 'yaşa Fenerbahçe' diye bağırıyolar. Ama emek, işçi falan dedikleri anda tepelerine bineceğiz." sözleriyle grubun dikkatle izlendiğini ifade etti.  Lig'deki 19. şampiyonluğu kutlamak için dün akşam 21.00 sularında Taksim Meydanı ve çevresinde toplanan Fenerbahçeli taraftarlardan önemli bir bölümü ilerleyen saatlerde evlerine dönerlerken, geride kalan yaklaşık 1000 kişilik grup, halen marşlar ve tezahuratlar eşliğinde kutlamalara devam ediyor. 1 Mayıs için alanda önceden önlemler alan İstanbul Emniyeti'ne bağlı çevik kuvvet ekipleri ise, şu ana dek grubu uzaktan temkinli bir şekilde izlemekle yetindiler.  Adının açıklanmasını istemeyen bir emniyet yetkilisi, grubun esas maksadıyla ilgili bazı şüpheleri bulunduğunu belirterek şöyle devam etti:  "Başta, 3 Temmuz'dan bu yana baya dolmuşlar, heralde o yüzden hala şampiyonluk kutluyolar, diye düşündük ama neredeyse 24 saat olacak artık. İnsan bi noktadan sonra ister istemez kıllanıyor. Aralarından bir kaçıyla konuştuk, 'kutlamalar bu sene 1 hafta sürecek' dediler. Normal zamanda eylemciyi şıp diye tanırız ama burda durum biraz daha zor. Şampiyonluk kutlaması için yüzlerini boyayanlar var. Adam komple lacivert yapmış suratı, bıyıklar sarı. Tam emin olamıyorsun bunlar tütünle sarartılmış sendikacı bıyığı mı diye. Böyle bi kamuflaj da bulmuş olabilirler... Neyse du bakalım kulüpten bi teyit bekliyoruz, yakın zamanda işin aslı astarı belli olur..." Grup tarafından zaman zaman okunan "mazinde galatasaraaay yaşaaa fenerbahçeeee, kalplerde vardır beşiktaaaş yaşaa fenerbahçeee" şeklindeki marşın da şüphelerini doğrular yönde olduğunu belirten emniyet yetkilisi, "Arada tek tük sol yumruk havaya kaldıranlar olduysa da şampiyonluk heyecanıdır, münferittir dedik. Şimdilik alttan alıyoruz ama GS'li birkaç memur arkadaşın sabrı da zorlanmıyor değil. Gerçekten Fenerbahçe taraftarı bile olsalar bence artık bi son vermeleri lazım bu işe..." diyerek grubu sağduyulu davranmaya davet etti.  Haber yayına hazırlandığı sırada grubun kutlamalara devam etmek için alana çadır kurma konusunda emniyet birimleriyle pazarlık halinde olduğu bilgisi gelirken, basına konuşan taraftarlar ise şampiyonluk kutlamalarına yapılacak bir müdahalenin tüm Fenerbahçe camiasına yapılmış olacağına dikkat çektiler. Meydan'daki taraftarlardan O.B(29), Fenerbahçe'nin emparyalizme karşı kazandığı haklı zaferi sadece bir kaç saat kutlamanın yetersizliğine dikkat çekerek, "Sermayenin ve onun işbirlikçilerinin suratına atılmış bu şamarı nerden baksanız, yani kafadan en az 3 gün falan kutlamak gerekiyor. 'Kutlatmam' diyen varsa bilin ki başarımızı çekemiyordur..." sözleriyle başta kaptan Alex ve teknik direktör Daum olmak üzere şampiyonlukta emeği geçen herkese Taksim Meydanı'na davet etti. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/249832.txt b/Fake/249832.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..5c7a9d501d0db9f726babeb42a3237023aaa4ee4 --- /dev/null +++ b/Fake/249832.txt @@ -0,0 +1 @@ +Soma Holding: ''Bu madenden kim sorumluysa derhal çıkıp hesap vermeli!'' Soma’da yaşanan facianın yankıları sürerken, konu hakkında bir açıklama da bugün öğlen saatlerinde Soma Holding’den geldi. Soma Holding Halkla İlişkiler Müdürü Bünyamin Kazlı, elim kazada hayatını kaybeden işçi yakınlarına baş sağlığı dilediği konuşmasında “Bu işlerle bağlantılı olan bir Maden Tetkik Arama var, onlar sorumlu olabilir. E içerde kömür olduğundan bahsediliyor. Türkiye Kömür İşletmeleri bir şeyler söyleyebilir. Yani sesli düşünüyorum… Konu ile bağlantılı Soma Linyitspor teknik direktörü bir açıklama yapabilir. Birçok kurum var aslında yani” sözleriyle sorumluların bir an evvel bulunup hesap sorulması gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’de madenciliğin bıçak sırtı bir meslek olduğunu ve her dönem irili ufaklı bu tip tatsızlıklar yaşandığını söyleyen Kazlı, “Aslında bu işin iç yüzüne baktığımızda Türkiye’de maden işi tek parti döneminde başlıyor” diyerek sorunun özüne inilmesi gerektiğini ifade etti. “Hele CHP’li yöneticilerin bir ifadesi alınsın bakalım, neymiş ne değilmiş muhtemelen ortaya çıkacaktır” diyen Kazlı, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Yani tabi itham eder gibi olmak istemem, ama zaten bir suçları yoksa da o ortaya çıkacaktır, yanlış anlaşılmasın. Neticede onlar açısından korkacak bir şey olduğunu sanmıyorum. Korkuyorlarsa da zaten… Neyse…” Bu dönemde holding olarak kendilerinin de herkes gibi çok büyük acılar çektiklerini söyleyen Kazlı, bunların kamuoyu tarafından göz ardı edilmesinin üzücü olduğunu vurguladı. Mühendis arabalarının taşlanmasından, plaza önündeki eylemlerde çalışanların yaşadıkları anksiyeteye kadar birçok etkenle baş etmek durumunda kaldıklarını söyleyen başarılı yönetici, “Biz aslında kuru bakliyat firmasıyız. İşçiler bahçede maden ocağı bulmuş. öğle tatillerinde gidip kendi kömürlerini çıkartıyorlardı. Takdir edersiniz ki bu bizi kazadan sorumlu yapmaz. İsmimiz Soma diye bu kadar üstümüze geliniyor. Yani arkadaşlar biraz makul olun. Washington portakal kötü çıkınca Beyaz Saray’a suç bulunuyor mu?” sözleriyle, sırf isim benzerliğinden ötürü yaşadıkları mağduriyeti dile getirdi. Böyle acılı bir dönemde daha fazla bu konu üzerine konuşmak istemediğini söyleyen Kazlı, “Santiye şefi olur, işçi olur, ne bileyim chp veya 3. havalimanını istemeyen Almanya olur ama yani yeter ki bir sorumlu bulunsun” sözleriyle artık bir an evvel yetkili mercilerin harekete geçmesi gerektiğini ifade etti. Son olarak yakınlarını kaybeden herkese taziyelerini ilettiklerini söyleyen Kazlı; “Bize borçları var mı bilemiyoruz şu anda ama varsa bi kolaylık sağlama noktasında...'' derken üzerine yürümeye başlayan öfkeli gazeteciler nedeniyle apar topar toplantıya son verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/253739.txt b/Fake/253739.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..472174613e4ae3fa0f7b02e1752ce78f57e99717 --- /dev/null +++ b/Fake/253739.txt @@ -0,0 +1 @@ +Başbakan Erdoğan'ın İftar Yapabileceği, Yeryüzüne Yakın, Yaşam Odalı, Ebeveyn Banyolu, Minik, Sevimli Bir Maden Arayışı Sürüyor... Bir Ramazan ayının daha gelmesiyle birlikte siyasiler madenler, belediye çadırları ve düşük gelirli ailelerin evlerinde oruçlarını açmak için hazırlıklarını sürdürürken, Başbakan Erdoğan’ın kurmayları da uygun bir ocak bulmak için düğmeye bastı. Çalışmaları yürüten ekibin sorumlusu Başbakanlık Danışmanı Recai Odacıklı, Tayyip Erdoğan'ın katılacağı iftar için yeryüzüne yakın, yaşam odalı, ebeveyn banyolu, minik bir maden ocağı arayışında olduklarını belirtti. “Bakalım, her sene öyle yerin dibine kadar girmeye gerek yok. Bu sene daha rahat, sakin, ferah bir yer arıyoruz” ifadelerini kullanan Odacıklı, ilk tercihlerinin ‘şöyle sabahları güneş alan, güney cephe konumunda’ bir maden olduğunu vurguladı. Ramazan ayının gelişi tüm yurtta coşkuyla karşılanırken, Başbakanlık ekibinin bu yıla uygun maden arayışı da tüm hızla sürüyor. Konuya ilişkin olarak bugün bir basın toplantısı düzenleyen Danışman Recai Odacıklı, Başbakan Erdoğan’ın yıllardır çeşitli madenlerde gerçekleştirilen iftar yemeklerine katıldığını hatırlatarak sözlerine başladı. “Her türlü madeni denedik arkadaşlar. Kimisi rutubet almış, kimisinde maden güzel ama muhit kötü. Kombili çok zor bulunuyor, merkezi sistem olunca çok yakıyorlar kömür tutuşuyor bu sefer” sözleriyle bugüne dek yaşadıkları memnuniyetsizlikleri dile getiren Odacıklı, artık işi sıkı tutmaya kararlı olduklarını belirtti. Başbakan Erdoğan’ın yokluktan geldiğini, yıllarca yerin yedi kat altında oruç açmak durumunda kaldığını da sözlerine ekleyen Odacıklı, “Yani onca çileden sonra sizce de Başbakan'ımız, şöyle düzayak olur, efendime söyliyim yüksek giriş olabilir, eli yüzü düzgün bir madeni hak etmiyor mu?” diyerek kotta yer alan ocaklara bakmadıklarının altını çizdi. Danışman Recai Odacıklı, yeryüzüne yakın maden arayışının Soma’da yaşanan felaketten dolayı olup olmadığına ilişkin gazetecilerden gelen soruya da “Yok canım ya, ne alakası var? Hatta Soma şu an için uygun bile olabilir. Orda madenin girişine ördükleri duvar duruyorsa, bi badana boya ister. Siyaha çevirdik miydi duvarı, at önüne bi masa al sana tam açıkhava maden ambiyansı” sözleriyle yanıt verdi. İftara uygun maden bulabilmek için önlerinde 30 gün olduğunu kaydeden Odacıklı, bu süreyi en iyi şekilde değerlendirmek istediklerini, şu an adeta zamanla yarıştıklarını vurguladı. Son olarak kendi kendine “Aa dur bakıyım ya esas bizim kömürlük var, çocukların bisikletleri koyuyoruz ama orayı bi elden geçirsek, Başbakan’a da sürpriz yapar gibi gözlerini bağlayıp getirsek... Gençlik kollarından da bikaç kişiye madenci kıyafeti... Olur mu olur ha. En güvenlisi bu gene” şeklinde mırıldandığı görülen Odacıklı, tüm Türkiye'ye hayırlı bir Ramazan dileyerek basın toplantısını noktaladı. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/260536.txt b/Fake/260536.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..ad9d6d0aee492240e5954f103f87e851b488d5d8 --- /dev/null +++ b/Fake/260536.txt @@ -0,0 +1 @@ +2014'ün İlk 8 Ayındaki Ölümlü Kazalar Yüzleri Güldürdü: "İyi ya kişi başı milli gelir artıyo..." 2014 yılının ilk 8 ayında gerçekleşen trafik kazaları, doğal afetler, işçi ölümleri ve kadın cinayetleri sayesinde kişi başına düşen milli gelirdeki %2,57'lik artış Başbakanlık'ta memnuniyetle karşılandı. Son olarak dün Avcılar'daki üst geçitin yıkılması ile ülke refahının bir miktar daha arttığını dile getiren Başbakanlık Müşaviri Nurullah Ongunay, "Her fırsatta bize Yunanistan'ı örnek verenler adamların nüfusuna baksın. Taş çatlasın 12 milyon. O kadar az nüfusumuz olsa şimdiye hepimiz ihya olmuştuk be ihya!" derken, Avcılar'daki kazada ölü sayısının beklenenin altında kaldığını da üzülerek itiraf etti. Başbakanlık tarafından haftalık olarak yapılan bilgilendirme toplantılarının dünkü ana gündem maddesi beklenmedik ölümlerin ekonomiye yaptığı olumlu katkı oldu. Basın mensuplarının karşısına TÜİK Başkanı ile birlikte çıkan Başbakanlık Müşaviri Nurullah Ongunay öncelikle Avcılar'daki kazada ölenlere rahmet dilerken, "Biliyorsunuz çok acı  bir kaza oldu maalesef... Maalesef diyorum zira ilk başta 2 ölü olarak gelen haber saatler içinde 1'e düştü. Ordan kişi başı bir kaybımız mevcut ama daha önümüzde 4 ay var. Bunu telafi edecek yeni felaketler, sürpriz facialar yaratabilecek bir ülkeyiz çok şükür" ifadelerini kullandı. Kişi başına düşen milli geliri arttırmak adına tüm vatandaşların elini taşın altına koyması gerektiğine dikkat çeken Müşavir Ongunay, "Aslında çok da bir şey söylememize gerek yok. Çok şükür halkımız bir şekilde ölmek için ellerinden geleni yapıyor ama yine de uyarmak bizim görevimiz" diyerek, sözlerine şöyle devam etti: "Aslında kötü bir yıl geçirmedik. Her şeyden önce biliyorsunuz Soma var. Uzun yıllardır orada adım adım bir şeyler olmasını bekliyorduk. Çok şükür bu yıl halloldu o iş. Müthiş bir katkı sundular. Senenin bizim için sürpriz ismi İETT oldu. Büyük bir özveriyle hiç beklenmedik anlarda sağladıkları ölümlerle destek oldular... Şimdi 2014'te kaldı Kurban Bayramı trafiği. Orada artık her şoförümüzden özel çaba bekliyoruz. Ramazan'ı geçelim, adımızı rekorlara yazalım. Haydi Türkiye!" Nurullah Ongunay'ın açıklamalarının ardından mikrofonların başına geçen TÜİK Başkanı Ali Can Duyar ise konuşmasına "Bir kişinin ölümü trajedi, yüz binlercesinin ise istatistiktir" şeklindeki sözü hatırlatarak başladı. "Valla sayın müşavirimizin de dediği gibi, dünkü kazada sadece 1 kişinin ölmesi bizim için de trajedi oldu. Keşke sayı istatistiklere yansıyacak kadar çok olsaydı ama neyse. Yapcak bir şey yok..." diyerek sözlerini sürdüren Ali Can Duyar, en büyük arzusunun büyük İstanbul depremini görmeden TÜİK Başkanlığı'nı bırakmamak olduğunu kaydetti. 2014 yılına ait bazı istatistiki bilgileri de kamuoyu ile paylaşan Başkan Duyar, beklenmedik şekilde hayatını kaybederek kişi başı milli geliri 11 bin dolar seviyesine çeken tüm vatanperver şahıslara rahmet diledi. "Şu anki verilere göre günde ortalama 4 işçi ölüyor, 4 kadın ise cinayete maruz kalıyor. İyi, fakat yeterli mi? Asla... Çok daha iyisini yapabileceğimize bütün kalbimle inanıyorum" diyen TÜİK Başkanı, tüm kötü çalışma koşullarına rağmen yaşamakta ısrar eden bazı işçileri de anlamakta zorluk çektiğini sözlerine ekledi. Son olarak Müşavir Ongunay ile birlikte intihar etmeyi düşünenlere de seslenen Ali Can Duyar, "Hiç çekinmeyin arkadaşlar... Köprü olur, ilaç olur, artık tamamiyle sizin keyfinize kalmış. Altı üstü iki dakikalık bir kararınıza bakar, rahat olun" derken, daha müreffeh yarınlar için her ölümün bir başlangıç olduğunu da hatırlattı. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/261562.txt b/Fake/261562.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..6e97ccf11401b13bcd7d196bcb69f2743dba35f9 --- /dev/null +++ b/Fake/261562.txt @@ -0,0 +1 @@ +Fitch ve Moody's İle İlişkileri Kesen Erdoğan, Türkiye'nin Kredi Notunu da A+ Olarak Açıkladı... Moody’s ve Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu “durağan” olarak göstermesine Çankaya köşkünden tepki gecikmedi. Şirketlerin not verirken siyasi davrandığını, böyle devam ederse kendileri ile ilişkileri keseceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; “Kardeşlerim bunlar neyi nasıl hesaplamışlar belli değil. Hasılayı alıp topluyor, milli geliri alıyor çıkarıyor. Sonra da kendine göre bir şey buluyor. Bir kere onca rakamı topladıktan sonra sen nasıl gittin de harf buldun? Böyle şey olmaz. Yeni Türkiye’de bu oyunlara yer yok” sözleriyle, bundan sonra Türkiye’nin kredi notunu kendisinin hesaplayacağını müjdeledi… Türkiye’nin artık kimseden not dilenecek durumda olmadığını söyleyen Erdoğan, First Lady ile oturup akşam iki saatte gereken notu kendilerinin hesaplayabileceğini iddia etti. CHP iktidarı döneminde vatandaşlara her ay tek tek vergi iade zarfı doldurtulduğunu hatırlatan Erdoğan “O zulmü her vatandaşım gibi ben de yaşadım. İdmanlıyım. Gerekirse hanımla başbaşa verir, akşam yemekten sonra takır takır hesaplarım. Benim vatandaşım neden elalemin verdiği kredi notuyla sınanıyor? Böyle cihan devleti mi olurmuş?” sözleriyle, Cumhurbaşkanı olarak taşın altına elini koymaktan çekinmeyeceğini ifade etti. Moody’s ve Fitch’in kredi hesabını eski Türkiye’ye göre yaptığını söyleyen Erdoğan, bu kuruluşların işleri savsakladığı için notun B- çıktığını kaydetti. Not açıklandığından beri kendisinin de hesap yaptığını, 10 hesabın 10’unda da Türkiye’nin kredi notunu A+ olarak bulduğunu belirten Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Neymiş, B-'ye düşürmüşler, efendime söyliyim CC vermemişler. Bakın burada mesele o not değil. Biz gerekirse yaz okuluna gideriz, bi dönem uzatırız, onu da toparlarız. Ama bunların amacı farklı amacı! Ey Fitch, Ey Moody’s, madem senin amacın farklı, hiç kusura bakma o hesap makinesini bırakacaksın, gelip burada partini kuracaksın...” Herkesin önünde kredi notunun nasıl hesaplandığını gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakın arkadaşlar, şimdi burada ben yapıyorum ama siz mutlaka kendiniz evde tekrar edin. Anlamadığınız yer olursa da sorun” derken, Türkiye’nin kredi notunu da şu şekilde hesapladı: "Dış ticaret: Pekiyi, İç Ticaret: Pekiyi:, İşler: Çok iyi hamdolsun, Sözlü:5. Var mı buraya kadar anlaşılmayan bir şey? Yok. E Toplayın madem bunların hepsini, n’oldu? A+... İşte aynen böyle.." Kredi notunu A+ açıkladıktan sonra son olarak genel görünümü de ‘Yatırım yapılması riskli’den ‘Valla kaybeden siz olursunuz’a yükselttiğini söyleyen Erdoğan, yeni hükümet istediği gibi çalıştığı takdirde görünümü ‘İşinize gelirse’ seviyesine bile yükseltebileceğini müjdeleyerek basın toplantısını noktaladı. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/262283.txt b/Fake/262283.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..77ab3551dc51f9f3c383d9620cd76229e395493b --- /dev/null +++ b/Fake/262283.txt @@ -0,0 +1 @@ +Türkiye, Batılı Anlamda İlk iPhone Kuyruğu İle Dün Gece İstanbul Zorlu Center'da Tanıştı Piyasaya sürülen iPhone 6 serisinin nihayet ülke sınırlarını geçmesiyle birlikte Türkiye batılı anlamda ilk iPhone kuyruğunun sevincini yaşadı. İstanbul Zorlu Center'da akşam saatlerinden itibaren sıraya giren yüzlerce kişi Türkiye'de iPhone 6'ya sahip olan ilk isim olmak için kıyasıya yarışırken; genciyle yaşlısıyla, çadırını alıp gelen kampçılarıyla çok sayıda vatandaş Amerika'daki iPhone kuyruklarından enstantaneler sergiledi. 12 saati aşan uzun bekleyişin ardından iPhone 6'ya kavuşan appleseverlerin yüzündeki mutluluk ifadesi ise görülmeye değerdi... iPhone 6'nın satışa sunulacağı haberini almalarıyla birlikte Zorlu Center'a akın eden çocuk, genç, yaşlı yüzlerce kişi, dün akşamdan itibaren nöbet tutarak yeni telefonlarına kavuşmak için bekledi.  Tatsızlıkların da yaşandığı Türkiye'nin batılı anlamda ilk kuyruğunda, yer yer "Android itleri, yıldıramaz bizleri" sloganları atılırken, AVM içerisinden gelen Samsung melodi sesi tansiyonları bir anda yükseltti. Kitleyi provoke etmeye çalışan Samsung'lu saldırgan kısa sürede etkisiz hale getirilip, güvenlik güçleri tarafından emniyet güçlerine teslim edilerek olası bir linçin de önüne geçilmiş oldu. Bir telefona 2.950 lira vermek için birbiriyle kıyasıya yarışan kalabalık batı dünyasından rüzgarlar estirse de, kuyruk tacirleri  yine işbaşındaydı. "İlk 100'de 7 kişim var, beklemeden iPhone al" sloganı ile Zorlu Center'da  tur atan kuyruk tacirlerinin yerleri, kişi başına 450-500 TL'den alıcı buldu. Telefon sırası, haber yayına hazırlandığı esnada halen sürerken, ilk olarak 2007'de ülkemize gelen iPhone'un Türkiye'deki serüveni ise oldukça dikkat çekici. İşte iPhone'un, Türkiye'deki kısa tarihçesi: Dünya tarihinde ilk kez bir iPhone, "Ya işte telefon edip, mesaj atmıyo mu? Ne farkı var?" denilerek Sivas Divriği’de ötekileştirildi... Bir süre yeni çıkan iPhone'u inceleyen Yusuf İlgin, içinde yılan olmaması nedeniyle telefonu beğenmeyerek Nokia'sına döndü… Tarlabaşı'nda bir şeyler almak için aranan Kerim Eldim, Türkiye'nin iPhone'unu kaptıran ilk genci olarak tarihe geçti. Aynı zamanda Kerim'in yolunu kesen Z.Ö de, İlk iPhone hırsızı olarak 4.5 sene cezaya layık görüldü... Durduk yere kapanıp yeniden açılan iPhone 3G, Steve Jobs'a pahalıya patladı: iki annesine, bir bacısına... Ocak ayının ilk haftası itibariyle, klasik iPhone zil sesi melodisi, "Ya çok banal değil mi ya" tepkisine maruz kaldı... iPhone4'ün lansmanını izledikten sonra tura çıkan onbinler Bağdat Caddesi ve Taksim'e doluştu. Bağdat Caddesi'nde Samsung Store'u ateşe veren kitle, polisin müdahalesiyle olay yerinden uzaklaştırıldı. Onur Fındıkoğlu tarafından 2 sene önce büyük umutlarla alınan iPhone 3GS, takoz ünvanı almaya hak kazandı.. Van depremine yardım için iPhone'larını sahaya atan Bilkentli Kartallar, nerede hata yaptıklarını sorguluyor... "Yeni bir iPhone almak mı, yoksa evin kredi borcunu kapatmak mı?" sorusuna uzun süre cevap arayan Aysel Vudunlu, tercihini iPhone'dan yana kullanarak ev taksidini en az 4 ay uzattı... Dışarıdan bakılınca iPhone'a benzeyen Çin yapımı Xuanghi telefonlar, nice gencin umudu haline geldi. "Abi televizyon da var bunda" sözüyle sahiplenilen aletler, yüksek sesli Kral TV'yi hayatının ayrılmaz bir parçası haline getirenlerin vazgeçilmez tercihi oldu iPhone 5'in çıkmasıyla beraber önceki 4 modeli ne yapacağını bilemeyenler için Avcılar'da Türkiye'nin ilk iPhone barınağı kuruldu iCloud skandalının ardından 37 yaşındaki müzmin bekar Tülay Cender, iPhone'a geçerek aralıksız olarak fotoğraf çektirdi... Bir sonraki model çıktığında şu ankisi ucuzlar diye iPhone almayı erteleyen Vedat Efenlik, gözünü iPhone 7'nin çıkışına dikti \ No newline at end of file diff --git a/Fake/262484.txt b/Fake/262484.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..89b006e30f52e718d41781a10f695fbe60a7280a --- /dev/null +++ b/Fake/262484.txt @@ -0,0 +1 @@ +Ortadoğu'da En Son ''IŞİD’le mi yoksa PKK’yla mı sınır komşusu olsak?'' Noktasına Gelen Türkiye, Logo Değiştirme Hamlesinden Umutlu… Güney sınırındaki gelişmelerin ardından son olarak kendisini “IŞİD’le bir olup yeniden PKK’yla savaşmaya başlasak yoksa el altından PKK’ya destek verip IŞİD’le iyice papaz mı olsak” sorusuna yanıt ararken bulan Türkiye, beklenen hamlesini logo değiştirerek gerçekleştirdi. Yurt çapında büyük heyecanla karşılanan gelişmeyle ilgili olarak basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “Açıkçası geldiğimiz noktada en iyi çözüm bu gibi göründü…  Belki yeni bir bakış açısı verir, biraz havamızı değiştirir falan... Ne bileyim… Kadınlar da çok bunalınca saçının rengini değiştirir ya, öyle düşünün…“ sözleriyle yeni logodan oldukça umutlu olduklarını kaydetti. Bugün gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından kameraların karşısına geçen Hükümet Sözcüsü Arınç, gazetecilerin Kobani’deki gelişmeler ve Meclis gündemine gelen teskereyle ilgili ısrarlı sorularına “Yeni logomuza kavuştuğumuz bir günde böyle can sıkıcı konulardan konuşmaya benim şahsen içim el vermiyor. Hepimiz bir nebze de olsa uzaklaşsak daha iyi olmaz mı sizce de?” şeklinde yanıt verdi. Türkiye’nin bölgesel sorunlar nedeniyle zor bir dönemden geçtiğine işaret eden Arınç, “Arkadaşlar şu an ‘IŞİD’le mi komşu olsak daha kötü, PKK’yla mı?’ gibi bir seçim arefesindeyiz... Seçim dediysem de lafın gelişi, yoksa kimsenin bize sorduğu yok… Neyse… Nasıl bu noktaya geldik, bundan sonra ne yaparız falan bunlar her zaman konuşulabileceğimiz şeyler. Olur, bazen işte insanın basireti bağlanıverir... Ama en güzeli böyle durumlarda fazla takmıycan, başka şeyler düşünücen…” derken, yeni logoyla havası değişen Türkiye’nin Allah’ın izniyle her türlü  sıkıntıyı geride bıracak güçte olduğunu kaydetti. Arınç, açıklamalarının geri kalanına yeni logo ekseninde devam ederken, gazetecilere de ilginç bilgiler verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, milli iradenin adeta simgesi haline dönüşen ekoseli mavi ceketinden ilham alınarak hazırlanan yeni logonun psikolojik etkisinin yanında ülke savunması açısından da önemli avantajları bulunduğunu belirten Hükümet Sözcüsü, şöyle devam etti: “Bu konulara girmeyeyim diyordum ama illa sınır güvenliğimizden bahseceksek logomuzda bu konuyu da ihmal etmedik. Bu logoyu sınır boyunca döşediğimizde, IŞİD ya da PKK, artık kim görürse görsün ilk anda bir kafaları karışacak şekilde tasarlattık. O yüzden öyle parça parça, göz alıcı bir şey oldu... Tehdit unsuru ‘Aa bu bunu mu simgeliyor, şuradaki çizgi ne anlama geliyor, aa bak buradan bu ekose iyi olmuş’ derken daha sınırda bizim Mehmetçik bunların ensesine biniverir, herkesin içi rahat olsun. Haa diyelim ki sınırı geçtiler, Urfa'ya falan girdiler. Şu an bütün Güneydoğu halen hep eski lale logosuyla dolu. O noktada da bizim 'haha yanlış girmişsiniz olum ora Türkiye değil ki, bak logo farklı' deme imkanımız doğdu…” Yeni Türkiye logosuyla ilgili olarak Arınç’ın açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar ise şöyle: \ No newline at end of file diff --git a/Fake/2639.txt b/Fake/2639.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..460d3590d99e4750de00ad1a89a406e00a1871ed --- /dev/null +++ b/Fake/2639.txt @@ -0,0 +1,5 @@ +Ünlü Stratejist Yargıdaki Depremi Yorumladı: "Savcısı Önce Biten Taraf Kaybedecek" Körfez krizini önceden tahmin eden, ekonomik kriz için hükümeti 2005 yılında uyaran, Arda'nın sol kanatta değil forvet arkasında oynatılması gerektiğini 2003 yılında söyleyen, 17 ocak 2010 İstanbul'daki kar yağışı için vatandaşları geçen Ağustos ayında uyaran ünlü stratejist Ersin Özbükey, hükümet-ordu-yargı arasında yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. + +Gelişmelerle ilgili olarak "Gerçekten heyecan verici şeyler oluyor. Türkiye üzerine oynanan senaryolar var" diyen Özbükey'in "Besbelli bir yerlerden düğmeye basılmış. Bu işin arkasında çok büyük güçler var...Yahudiler...Amerika...AB fonları...bunlara hep çok dikkat etmemiz gerek" şeklindeki açıklamaları önümüzdeki günlerde çok konuşulacağa benziyor. + +Çarpıcı analizlerine "Herkes bi yol tutturmuş gidiyor. Devir menfaat devri olmuş. Millet birbirinin kuyusunu kazma derdinde. Vatandaşı düşünen yok" sözleriyle devam eden usta stratejist, son olarak bundan sonra neler olabileceğiyle ilgili bir soruya ise "Bekleyip görücez... gerçekten çok ilginç şeyler olabilir... Türkiye'nin jeostratejik konumu çok önemli..." şeklinde yanıt vererek önümüzdeki günlerde yaşanabilecek sürpriz gelişmelere dikkat çekti. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/268220.txt b/Fake/268220.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..0ab10dadb9dc1016d3aba57640333cf1ee9c2473 --- /dev/null +++ b/Fake/268220.txt @@ -0,0 +1 @@ +Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten Osmanlı'ya Saygı Duruşu: Öşür Vergisi Yolda... Osmanlı İmparatoluğu'na saygı ve Osmanlı ruhunu diriltme hamlelerine bir destek de Maliye Bakanlığı'ndan geldi. Bu akşam saatlerinde düzenlediği basın toplantısıyla Osmanlı'nın en önemli değerlerinden olan Öşür Vergisi'nin önümüzdeki mali yıl başlangıcından itibaren uygulanmaya başlanacağını müjdeleyen Şimşek, verginin maddi anlamından çok manevi değeri bulunduğuna dikkat çekerek "Kökleri şanlı ecdadımıza dayanan hiçbir vatandaşımızın buna itiraz edeceğini zannetmiyoruz. Kökü dışarıda olan varsa onları bilemem..." ifadelerine yer verdi. Maliye Bakanlığı'nın Ankara Dikmen'deki Genel Müdürlük Binası'ında gazetecileri ağırlayan Bakan Mehmet Şimşek, Osmanlı'nın bütün değerleriyle birlikte yaşatılması ve yüceltilmesi gereken bir kurum olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Bu bağlamda Osmanlı döneminde uygulanan vergilerin de vatandaşın gündelik yaşamına taşınmasının önemine dikkat çeken Şimşek, ilk adım olarak Öşür Vergisi'nin önümüzdeki yıldan itibaren devletin düzenli olarak aldığı vergiler arasına gireceğini müjdeledi. Şimşek, Öşür Vergisi'nin tıpkı Osmanlı dönemindeki gibi nakit para olarak değil, üretilen mal her ne ise onun %10'unun devlete verilmesi şeklinde tahsil edileceğini, bu şekilde vatandaşlara ek bir nakit külfet getirilmeyeceğini de sözlerine eklerken, konuya da şu örneklerle açıklık getirmeye çalıştı: "Dolaylı vergi falan siz anlamıyosunuz, net olarak şöyle diyelim: Elinizdekinin 10'da birini bize vereceksiniz. Misal cep telefonu kılıfı mı yapıyosunuz? Getireceksiniz onun onda birini vergi dairesine teslim edeceksiniz. Penye, çimento, yedek parça, tavuk döner her ner ise. İlla vergi dairesine götürmek zorunda da değilsiniz. 10'lu pakette sakız üretiyorsan, malı dağıtıma çıkarınca uğra valiliğe, birer tanesini bırak öyle geç. Eğer gıda işindeyseniz, atıyorum Waffle'cısınız mesela, verginizi günlük olarak tahsil edicez. Çünkü fazla beklemez öyle vergi, bozulur. Siz akşam 5' doğru en yakın kamu kuruluşuna o gün çıkardığınız Waffle'ın 10'da birini paket yapıp yollayacaksınız. Kolay yani, gözünüzde büyütmeyin hiç. Sanatçılar için durum biraz daha karışık ama onu da çözdük sayılır. Diyelim müzisyensiniz, gitar çalıyorsunuz. Her ay ne kadar çalıyorsanız, onun onda biri kadarını da gelip vergi dairesinde çalacaksınız. Biz onu kaydeder itunes'tan falan satarız. Kitap mı yazdınız? 300 sayfaysa mesela, 30 sayfa da devletin için yazacaksın. Onu da öykü kitabı olarak yayınlarız. Film yapıyorsan bi kısa film de bize yapacaksın. Böyle bi sistem düşündük. Bakalım hayırlısı artık..." Elde kalan malzeme olursa onların da yurt çapında kurulacak outlet mağazalarda uygun fiyattan tekrar halka satılacağını belirten Maliye Bakanı Şimşek, böylece hem devletin ıvır kıvır malzemelere verdiği para azalarak hazinenin rahatlatılacağını hem de vatandaşın kaliteyi ucuza alma imkanına kavuşaçacağını belirtti. Şimşek, "Ayrıca mağazalarda yaratacağımız istihdamla işsizlik sorununu da çözmüş olacağız. Gördüğünüz gibi Osmanlı mükemmel bir sistem kurmuş. Boşuna övünmüyoruz ecdadımızla..." derken, Öşür Vergisi'yle atağa kalkacak olan Türk Ekonomisi'nin bölge ve dünya için yeni bir model olacağına da vurgu yaptı. Bir soru üzerine, Öşür'le birlikte şu an uygulanan vergilerin aynen alınmaya devam edeceğini söyleyen Şimşek, "Çünkü biz, geçmişten gelen köklü değerlerimizi modern dünyanın gerekleriyle birlikte düşünüp uygulamayı kendine şiar edinmiş bir hareketiz. Üstadın dediği gibi 'kökü mazide olan atiyiz'. Bunu hazmedemeyenler elbette olacaktır. Öşür diyince bile bazılarının tüyleri diken diken oldu, biliyorum. Varsın olsunlar. Bu millet, Allah'ın izniyle Öşür'ünü de Cizye'sini de Lüks Tüketim Vergisi'ni de aynı anda verebilecek şuurda bir millettir. Kimsenin de bundan kuşkusu olmasın" ifadelerine yer verdi. Şimşek, toplantının sonunda Öşür Vergi'siyle ilgili küçük bir demo da yaparken, "Evet dilerseniz şimdi direk burdan başlayalım... Buyrun önümde 10 mikrofon var, NTV'yi alıyorum burdan. Haydi hayırlı olsun..." sözleriyle birlikte mikrofonu cebine koyarak salondan uzaklaştı. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/276787.txt b/Fake/276787.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..36be1662d36385546d8d31a27f59388683a8fbe8 --- /dev/null +++ b/Fake/276787.txt @@ -0,0 +1 @@ +Türkiye Bir Cuma Akşamı Daha Tek Ses Tek Nefes: ''Ya aç karnına içtim ondan yoksa hiç bööğğğgh...'' Mesai saatlerinin tamamlanması ile birlikte yoğun bir haftayı daha geride bırakan Türkiye'de şimdiden hafta sonunun heyecanı yaşanıyor. Yüzbinlerce çalışanın çok büyük ihtimalle pazar gününü pert vaziyette geçirmesine neden olacak aktivitelere sayılı saatler kalırken, yaşanan trajediye dikkat çekmek isteyen Yeşilay Derneği de muhtemelen 2. kadehin sonunu göremeden klozete doğru koşturacak isimlerin listesini kamuoyu ile paylaştı. Yeşilay Derneği'nin Bostancı'daki ofisinde basın mensuplarını ağırlayan Başkan Muzaffer Gördel, son bir yılda gece kulüpleri, barlar, düğün/nişan/doğum günü gibi organizasyonlar ve evlerden gelen özel bilgilerle kapsamlı bir çalışmaya imza attıklarını ifade etti. "Ağızlarıyla içmeyi öğrenmedikleri sürece de her hafta yeni isimler ekleyerek listeyi güncelleyeceğiz. Herkese ibret olsun" diyen Gördel, daha sonra saat daha akşam 9 bilemedin 10 olmadan kafası öne düşecek, dili pelteleşecek ve muhtemelen gecenin geri kalan kısmını kafası klozete yakına bir şekilde geçirecek isimlerin listesini açıkladı. İşte o listede öne çıkan isimler; \ No newline at end of file diff --git a/Fake/278379.txt b/Fake/278379.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..e29d7ff8aef0d330a20812771c72c617a5361f82 --- /dev/null +++ b/Fake/278379.txt @@ -0,0 +1 @@ +Son Olarak KKTC İle de Gerilim Yaşamayı Başaran Erdoğan, Gözüne Bağcılar'ı Kestirdi Dünyanın birçok yerinden yüzlerce ülke ile irili ufaklı defalarca gerilim yaşayan Tayyip Erdoğan, nihayet Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yeni Cumhurbaşkanı ile de atışarak bir ilke imza attı. Dünya üzerinde KKTC’yi tanıyan tek ülke olan Türkiye, bu sayede KKTC’yi tanıyan ülkeler arasında ada devletiyle resmen tartışan tek ülke olma ünvanına da kavuştu. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Erdoğan’a yeterli ülke kalmaması sebebiyle artık ilçeler de tartışma muhatabı olarak devreye alınacak. İlk hedef, Bağcılar… ‘Yavru vatan’ tartışmasıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi alanında yeni bir rekor kırmasının ardından Ak Saray’dan ilk resmi açıklama geldi. Bugün öğle saatlerinde konuya ilişkin bir basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Muharrem Atıf Belen, gazetecilerin karşısına bir hayli üzgün çıktı. “Kalmadı çocuklar, yemin ederim kalmadı. Her gün ülke bulmaktan iflahımız kesilmiş durumda” diyerek basın mensuplarıyla adeta dertleşen Belen, bugüne dek yaşananları ise şöyle özetledi: “Arkadaşlar Sayın Cumhurbaşkanımız sık sık eline orta atlası alır, ülke bayrakları sayfasını açar, gözlerini kapatıp parmağını öylece gezdirir üzerinde. Hangisinde durursa onu azarlar. Bugüne kadar bu yöntemle ülkelerin çok önemli bir kısmını azarlayarak bitirdi. Kolay değil, 12 yıldan söz ediyoruz. En son KKTC ile beraber, dünyada pek de tanınmayan devletlere de sıra gelmiş oldu. Bundan böyle ilçeleri devreye alıcaz, yapacak bir şey yok. Mevcut ilçe sayısı bi 6-7 yıl idare eder onu. Kendisi de ilçe işine olumlu baktı. Ben Kasımpaşalıyım, yiyosa gelsinler diyordu en son odasında...” Gazetecilerden gelen “Neden Bağcılar?” sorusuna da yanıt veren Danışman Muharrem Atıf Belen, “Çünkü İstanbul'un nüfus açısından en büyük semti... Cumhurbaşkanımıza da zaten en büyüğü yakışır. Gidip Adalar'la, efendime söyliyim Çatalca’yla mı kavga etsin? Tamam ülkeler tükendi de, o kadar da değil artık” sözleriyle vizyon vurgusu yaptı. Erdoğan’ın Bağcılar’da kiminle tartışacağınınsa henüz tam netleşmediğini belirten Belen, “Valla muhtarları bizzat kendisi topladı biliyorsunuz. Orada beni dürtüp ‘Muharrem şu bana mı bakıyo öyle dik dik?’ dediği Bağcılar’dan birkaç aday var. Onun haricinde belediye başkanı olur, kaymakam olur, en olmadı Bağcılarspor Başkanı olur, bulunur biri elbet” demesinin ardından sözlerine son verdi. KKTC-Erdoğan geriliminin ülke içindeki yansımaları bu şekilde gelişirken, tartışma yurtdışında da gündemin tepesine oturdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik eden ilk yer ise, dünyada yalnızca 4 BM üyesi devlet tarafından tanınan Güney Osetya oldu. Konuya ilişkin bir açıklama yapan Güney Osetya Dışişleri Sözcüsü Tibor Zaladiv, Erdoğan’ın tavırlarının kendileri gibi ülkeler için adeta bir umut olduğunu vurguladı. Bir şekilde Erdoğan'ın dikkatini çekerek en azından gündeme gelme fırsatını değerlendirmek istediklerini belirten Zaladiv, en kısa sürede harekete geçeceklerini belirtti. Bu kapsamda Güney Osetya genelinde başörtüsünün yasaklanması, umuma açık yerlerde çıplak dolaşılarak içki içilmesi ve Tayyip Erdoğan'ın en sinir olduğu şeylerden biri olarak bilinen sesli sakız çiğnemenin Güney Osetya halkı içerisinde yaygınlaştırılması gündemde… \ No newline at end of file diff --git a/Fake/280548.txt b/Fake/280548.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..cc9ed7cf5d9ba96beaf5a91ca225adf0a1d86f46 --- /dev/null +++ b/Fake/280548.txt @@ -0,0 +1 @@ +Dünya Okul Devamsızlık Sıralamasında 1. Olan Türkiye, Geçmişe Dönük Rapor Almak İçin Dünya Sağlık Örgütü'ne Başvurdu OECD (Organization For Economic Cooperation And Development / İktisadi Kalkınma Ve İşbirliği Örgütü) tarafından açıklanan Dünya Okul Devamsızlık Sıralaması'nda birinci olan Türkiye, velilerden gelen tepkiler üzerine geçmişe dönük rapor alma yoluna gitti... Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, öncelikle Sınır Tanımayan Doktorlar'la görüştüklerini, ret cevabı alınca Dünya Sağlık Örgütü'ne başvurduklarını belirtirken, gelecek cevaba göre diğer alternatiflere yöneleceklerinin altını çizdi. Süreci sonuna kadar götüreceklerini ifade eden Bakan Avcı, şu aşamada yapacak başka bir şey olmadığını, sonucu bekleyip göreceklerini ifade etti.  Gazetecilerin özel hastaneden rapor alma söylentilerini sormaları üzerine Bakan Avcı, alternatifler arasında Yeryüzü Doktorları da dahil bir çok seçenekleri olduğunu, özel hastaneden parayla almayı ise son çare olarak değerlendireceklerini, şimdilik ne bakanlığın ne de hükümetin böyle bir planı olmadığını vurguladı. Aynı saatlerde bir açıklama da OECD'den geldi. Türkiye'yi defalarce uyardıklarını hatta evine kağıt gönderdiklerini söyleyen OECD yetkilileri, bir hafta daha devamsızlık yapması halinde ülkenin devamsızlıktan kalacağı uyarısında bulundu. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/281130.txt b/Fake/281130.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..30f96f88b9b9e69d2f9262911fd645ba6ccd7d51 --- /dev/null +++ b/Fake/281130.txt @@ -0,0 +1 @@ +Türkiye, En Son 2 Sene Önce Joffrey Öldüğünde Yaşadığına Benzer Bir Yağ Erimesi Yaşıyor... 2 sene önce halk arasında ''Sarı piç'' olarak da bilinen Joffrey Baratheon'un kendi düğününde zehirlenmesiyle büyük bir rahatlama ve yürek soğuması yaşayan milyonlar, aynı rahatlamayı bu kez 7 Haziran seçimleri sonrasında yaşıyor....  Sandıkların %50'sinden fazlasının açılmasıyla birlikte ülke çapındaki hanelerden derin bir ''Ohhh'' sesi yükselirken, ''Yeni hükümeti kim kuracak, nasıl kuracak?'', ''kim kiminle koalisyon yapacak?'', ‘erken seçim mi olur?’’ gibi sorular da şimdilik bir kenara bırakılmış durumda. Dün akşam saatlerinden itibaren yüzlerinde sabit kalan bir sırıtma ile dolaşan milyonların mevcut duruma henüz adapte olamadığına ve birçok kullanınıcının sosyal medyada ":)))" dışında anlamlı bir tepki veremediğine dikkat çeken uzmanlar, bu süreçte hayati bir karar alınmaması, gaza gelip birilerine evlilik falan teklif edilmemesi konusunda vatandaşları uyarıyorlar.  Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Uzman Psikolog ve Davranış Bilimleri Uzmanı Aycan Cemilgen ise vatandaşların bu tarz durumlarda sanki bundan sonra her şey şahane olacakmışcasına bir yanılgıya kolaylıkla kapılabildiğine dikkat çekerken "Bizim manik dönem dediğimiz aşırı serotonin salgılanmasına bağlı olarak gerçekleşen... Amaan boşverin ya hadi gidip bir şeyler içelim ehehe" sözleriyle önemli uyarılarda bulundu.  Dün akşam 19.00'dan itibaren ülke genelinde ajanslara düşen kimi gelişmeler ise şöyle:   Son olarak Kral Joffrey'nin öldüğü gün kenetlenerek tüm şehri konvoylarla dolaşan kent halkı bir kez daha bir araya geldi. Sonuçların açıklanmasının ardından kendilerini sokaklara atan Antalyalılar, Alanya Kalesi'ne dek yürüyerek sembolik Joffrey kuklalarını ateşe verdi. Mutlak suretle bir Stark-Baratheon koalisyonu kurulup dışarıdan Targaryen'lerin desteklemesini talep eden kitle, sabah saatlerinde peyderpey Antalya Kepez Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yatırıldı. Muğla'da akşam 10 sularında gelen rahatlama ve rehavet, henüz atlatılabilmiş değil... ''Neyse ya hallederiz'', ''Tamam bi dur bakarız'' diyerek şezlonglarda geceden beri tebessümle gökyüzünü seyreden halk yüzünden tatile gelen turistlerin çoğu kendi başının çaresine bakmak zorunda kaldı.  Akşam 21.30 sularında ekrandaki "AKP 258" yazısına sabitlenen 7 kişilik arkadaş grubunun kımıldamadan duruşlarında 16.saate girildi. Gruba ilk müdahale bulundukları yerde elektroşok verilerek yapılırken, 7 kişilik ekip ve müdahale için gelen sağlık görevlileri geceyi evde halay çekerek tamamladılar.  Bütün şehir üzerinde böyle bi ürperme hakim olduğu bildirildi. Rahatlamayı tarif eden vatandaşların çoğu, durumu "hani böyle çok soğuk havada işedikten sonra olur ya, hah" şeklinde tarif ediyorlar. Aşırı sevinen bir grup hayatlarında ilk kez Kürt halayı çekip yanan tekerleklerin üzerinden atlamalarının ardından Balıkesir'de denizin henüz ısınmadığı gerçeğiyle yüzleştiler. Soğuğun etkisiyle kendilerine gelen grup, son 14 saati seçim sonrası senaryoları üzerinde kafa yorararak geçiriyor. Banka ve fatura kuyruklarında güleryüzle birbirine yer vermek isteyen vatandaşlar yüzünden sıra giderek uzadı. Günün sonunda kimsenin doğru düzgün bir işin ucundan tutmadığı şehirde halk, Rakı içmek için bugün bahaneye ihtiyaç duymadı. HDP'nin barajı aşmasını kutlamak için dışarı çıkan 15 kişilik bir grup, 1 km'lik parkuru yaklaşık 3 dakika 46 saniyede koşarak, yara almadan evlerine geri döndüler. HDP'nin "kutlama yapılmayacak" çağrısına rağmen şehir içinde konvoy yaparak dolaşan ve halaylar çeken 684.000 kişiden yarına kadar özeleştirilerini sunmaları istendi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/284101.txt b/Fake/284101.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..a0a37b8252d201b356832399c0e1810205c40955 --- /dev/null +++ b/Fake/284101.txt @@ -0,0 +1 @@ +IŞİD, Yağma Ekibi İçin LCW'de En Az 3 Bayram Alışverişinden Sağ Çıkmış Tecrübeli Takım Arkadaşları Arıyor Bayram öncesi metrekareye 170 kişi sığabilen dükkanlarıyla meşhur LCW’nin sadık müşterilerine müjde geldi. IŞİD, o hengamede hunharca bayramlık alabilen şanslı isimleri yağma ekibi için kadrosuna katacak… IŞİD İnsan Kaynakları Müdürü Ebu Ziyadettin El-Nusrai bu sabah yaptığı açıklamada, Irak ve Suriye'deki yağma işlemleri için en az 800 eleman alınacağını duyurdu. Elemanların, takım çalışmasına yatkın, seyahat engeli olmayan ve esnek çalışma saatlerine uyumlu adaylar arasından seçileceğini ifade eden El Nusrai, ''Bu konuda hata yapma lüksümüz yok, yağmacılık konusunda gelecek vaat eden isimleri özellikle LC Waikiki mağazalarında alışveriş yapanlardan seçmeyi düşünüyoruz'' şeklinde açıklamalarda bulundu. Özellikle bayram dönemlerinde mağazalardan alışveriş yapan birçok müslümanın rahatlıkla IŞİD'de başarılı olabileceğine inandıklarının altını çizen başarılı İK Müdürü, yağmacılık pozisyonuna başvurmak isteyen adaylara şöyle seslendi: "Valla LCW'da ne yapıyorsanız aslında benzerini yapacaksınız arkadaşlar. Ha nedir, bizdekinin bizim inancımıza göre ekstra sevap olması gibi ruhani bi durumu var. LCW'de üste siz para verirken burada biz veriyor olacağız... Böyle bir takım avantajlar söz konusu. Ona göre düşünün taşının. Ya neticede canlı bomba yapmıcaz ya canım, çekinecek bir şey yok. Onu Mango önünde bekleyen erkeklerden seçicez, sabır işi o, başka bi uzmanlık..." Ebu Ziyadettin El Nusrai, şu ana dek kendilerine gelen başvuruları incelediklerini ve en doğru seçimi yapmak için ince eleyip, sık dokuduklarını da sözlerine eklerken, öne çıkan bazı isimleri ise kamuoyu ile paylaştı. İşte geleceğin IŞİD yağmacı adayları ve önemli özellikleri:  9.90'a inmiş tişört sepetinden, kocasına tık diye uyacak XXL mavi polo yakayı, önündeki 47 kadını eleyerek, kan, ter ve gözyaşı içerisinde kapıp getirebilen İzgören, takip eden 32 dakikada 2 oğluna da şort alarak adeta "Birinci belli ikinci kim?" dedi...  Son 7 bayramdır olduğu gibi bu yılda da gri eşofman altı alımının en iddialı ismi Uludereli, özellikle kabine yönelişindeki atiklik, kasada 2 sıra birden öne geçebilme ve tüm bunlar olurken 3 farklı kızla kesişme gibi ekstralarıyla öne çıkmış durumda...  İçeride binlerce kişi alım yapma derdindeyken elindeki 3 parçayı "Bunlar bizim çocuklara uymadı... Ay vallahi 2 kere ya giydiler ya giymediler" bahaneleriyle kasa işgal edip değişime sokmayı başaran Balkır, ilk 11'in vazgeçilmezi olmaya aday...  Tertemiz, kadın reyonunun derinliklerinde bulduğu 2006 koleksiyonuna ait yeşil çiçekli elbiseyi üzerinde fiyat yazmadığı için bedavaya almasıyla potaya girdi. Hayli iddialı...  Son 8 bayramda, toplam 32 adet çizgili, yakalı tişört alan ve bu tişörtler için yaklaşık 278 adet tişörtü rakiplerinin elinden kaparak deneyen yağmacı adayı, iyi derecede Arapça bildiği için IŞİD'in düşündüğü ilk isimlerden birisi... \ No newline at end of file diff --git a/Fake/287352.txt b/Fake/287352.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..f3b04fc3f5eff40255ff62b0ca7747f10ab5b92c --- /dev/null +++ b/Fake/287352.txt @@ -0,0 +1 @@ +Facebook’tan Dev Hamle: ‘Tanıyor Olabileceğin Kişiler’ Kısmı ‘Valla Geriye Bunlar Kaldı’ Olarak Değiştiriliyor ‘Tanıyor Olabileceğin Kişiler’ bölümünün kullanım amaçlarına ilişkin olarak 2 yıldır titiz bir araştırma sürdüren Facebook nihayet sonuçlara ulaştı. İlgili kısma daha çok mevcut umutların tükenmesinin ardından bakıldığını tespit eden internet devi, kısmetine kavuşmak isteyenler için bir nevi ‘köprüden önce son çıkış’ hizmeti sunma arzusunda.  Yapılacak güncelleme hakkında bugün bir bilgilendirme yapan Facebook İş Geliştirme Mühendisi Carolyn Chamberlane, uzun süren çalışmalarının sonuçlarını paylaştı. Dünyanın hemen her yerinde ‘Tanıyor Olabileceğin Kişiler’ kısmının ilk kodlanma amacından saptığını belirten Chamberlane, kendilerini yeni karara iten süreci şöyle aktardı; “Bu işe başladığımızda biz de gençtik, henüz ciddi ilişkiler üzerine bir yatırım yapmamıştık. O kısmı, kimsenin atladığı bir ilkokul arkadaşı olmasın, dayılar, enişteler eksik kalmasın diye kodlayıp koyduk siteye. Ama işte insan yaşını aldıkça bazı şeyleri anlıyor. Hemen yan masamdan iş arkadaşım Juliette, oraları kurcalayıp tanıdığının tanıdığının tanıdığı Chicago’lu bir pilot buldu. Kapattı gitti gül gibi çocuğu. İstifayı bastı, evde moda blogu tutuyo şimdi bütün gün… Kodu Carolyn yazsın, oğlanı Juliette kapsın… Neyini beğendiyse 35 yaşındaki kara kuru kadının… Neyse…” Yaşanan bu gelişmeler üzerine derhal harekete geçtiklerini kaydeden deneyimli mühendis, sistemlerini tamamen bu amaca hizmet etmek üzere yeniden tasarladıklarını kaydetti. Tüm umutların tükenmesinin ardından hala bir yerlerde olası bir kısmetin bulunması ihtimalini önemsediklerini kaydeden Carolyn Chamberlane, maddi kazançtan çok bu işten alacakları hayır duasının peşinde olduklarını vurguladı. Yeni gelecek bölümün nasıl çalışacağını da kamuoyuyla paylaşan iş geliştirme mühendisi, ülkeler bazında hazırlanan algoritmadan örnekler verdi. - Facebook’un kendisi de hala bekar ama umutlu olan İş Geliştirme Mühendisi Carolyn Chamberlane’in paylaştığı notlar doğrultusunda Türkiye’deki işleyiş ise şöyle olacak; - Bekar öğretmen kadınlar bundan böyle "Önce sizin konu komşudan duyup sonra oğlunuzun tanışıyor olabileceği helal süt emmiş kişiler" başlığıyla kayınvalide adaylarının önüne düşecek. - Bekar doktor erkekleri ise zorlu bir süreç bekliyor. Üyelik sözleşmesine ve kullanım şartlarına göre Facebook, bu erkek profillerini Edirne'den Ardahan'a dek istediği kişiye gösterebilecek. - Facebook'a göre evliliğe en yakın isimler olan ‘daha önce bir kez nişan atmış’ kullanıcılar ise en kısa yoldan birbirleri ile iletişime geçirilerek, dünya evine girmeleri sağlanacak. - Fotoğraflar kısmında yapılacak güncelleme de mevcut uygulamayı destekleyecek. Buna göre Facebook, ortalama olarak 7.200 fotoğraftan oluşan bir “Sırma & Adnan Wedding!” albümünden gelinin ve damadın bekar arkadaşlarının sarhoş olmadan önce iyi çıktıkları 4-5 kareyi bulup otomatik olarak öne çıkaracak. - Okuduğu lise ve üniversiteyi doğru girenler, artık daha şanslı. Bu kişiler, diledikleri takdirde tek tuşla “Ya o bi hatun vardı hani lisede, çirkin mirkindi ama taş olmuş olmasın?” araması yapabilecekler. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/289236.txt b/Fake/289236.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..9cc01ab9b05e60b788dd676db7c32d201c699ae2 --- /dev/null +++ b/Fake/289236.txt @@ -0,0 +1 @@ +Son Anketlere Göre %28'i Geçen CHP Yükselişe Dur Demek İçin Acilen Toplandı Araştırma şirketlerinden üst üste gelen oy artışı haberleri Cumhuriyet Halk Partisi yönetimini harekete geçirdi. “Beyler 28’i geçtik, en son 30 bulan olmuş, hayırdır?” telaşıyla toplanan parti MYK’sı yükselişi nasıl durdurabileceğine ilişkin çareler arıyor. Ankara kulislerine göre Gürsel Tekin, Deniz Baykal ve Önder Sav gibi isimlerin alanlara indirilmesi gündemde… Yapılan son anketlerin ardından acil olarak toplanan CHP MYK'sında, partinin kendini bir anda %28’lerde bulması ihtimaline karşılık ne yapılabileceği tartışıldı. MYK Başkanı İrfan Düzenli yaptığı açıklamada ilk olarak parti toplantılarında eskiye dönüş sinyali verirken, “Napılabilir, bir etkisi olur mu bilmem ama en azından beyaz plastik sandalyelerle birbirimize girersek tekrar %25’lerden düşük seviyeleri zorlarız bence” ifadelerini kullandı. Bir zamanlar CHP’nin barajın altında dahi kalmayı başardığını ekleyen Düzenli, her partilinin gönlünde o parlamentosuz, sessiz, sakin dönemin özleminin yattığını dile getirdi. Konuya ilişkin bir diğer açıklamaysa CHP’nin sevilen simalarından Deniz Baykal’dan geldi. Kendi dönemlerinde katiyen böyle durumlar yaşanmadığına dikkat çeken parti duayeni, “Ya ne güzeldi, kimseye eyvallahımız yoktu, kendi kendimize takılıyorduk. Şimdi utanmasak iktidara gelicez. Yok artık” diyerek, hoşnutsuzluğunu dile getirdi. Durumun düzeltilebilmesi için elinden gelen her türlü desteği vermeye hazır olduğunu belirten Baykal, 1 Kasım’a kadar kalan kısıtlı sürede en azından 3 puanı sırf kendisinin indirebileceğini hatırlattı. Haber yayına hazırlandığı esnada MYK toplantısı tüm hızıyla sürerken, şu ana dek partiye yakın kaynaklardan sızan kimi bilgilerse şöyle; - Seçime kadar yapılacak canlı yayınların tamamına Gürsel Tekin çıkartılacak. Tekin’in her konuda serbestçe ve partiyi bağlayacak biçimde konuşması sağlanacak. - Ordu Göreve mitingi düzenlenip, bulunabilinirse başörtülü bir grup kadın ikna odasına alınacak. (Temiz 10 puan var bu işte) - Ekonomik söylemlerden vazgeçilerek seçim meydanlarında sadece Atatürk bayrakları sallanıp Yiğidim Aslanım söylenecek (Zülfü bey’le konuşalım…) - Sosyal medya daha az etkin kullanılacak. Gerekirse Twitter'dan kullanıcılar troll'lenecek. Sürekli Deniz Baykal videoları ve fotoğrafları paylaşılarak %3-%4’lük oy kaybının peşinden koşulacak. - Vatan Partisi’yle ittifak yapılacak. Doğu Perinçek seçilebilecek bir yerden aday gösterilecek. - Adı CHP ile anılan sevimli kedi Şero, başka partilere sahiplendirilecek. (LDP maddi kaynak ayıramayacağını bildirdi, BBP ile görüşmeler devam ediyor) - Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim meydanlarına gözlüksüz çıkması sağlanacak. Gözlükle fazla sevimli oluyor. Ayrıca “Kılıçdaroğlu iyi adam ya” söylemini yıkmak için Genel Başkan yerlere tükürtülecek; köpek kıskıslatılacak. Parti genel merkezinin önüne bizzat çöp poşeti bırakacak. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/291486.txt b/Fake/291486.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..e575d604d8d8e073b25dec6613632fd743630dca --- /dev/null +++ b/Fake/291486.txt @@ -0,0 +1 @@ +Suriye Sınırında Vurulan İHA'ya Nijer Sahip Çıktı: ''Ha o bizimdi o ya... Yollasanıza geri...'' Bu sabah Suriye sınırında TSK tarafından düşürülen insansız hava aracına şu ana dek bölge ülkeleri, ABD ve Rusya'dan hiçbirisi sahip çıkmazken, sürpriz haber Afrika'nın şirin ülkesi Nijer'den geldi. "Ya şey o ya, bizimdi o... Yeni yaptık da uçuyor mu diye denedik... Valla bak" açıklamasıyla insansız hava aracına sahip çıkan Nijer Milli Savunma Bakanı Hama Amadou, gerekirse Kur'an'a el basmaya da hazır olduğunu açıkladı. Akşam saatlerinde düzenlediği basın toplantısında kameraların karşısına geçen Nijer Milli Savunma Bakanı Albay Hama Amadou, İHA'ya hiçbir ülkenin sahip çıkmadığını öğrenir öğrenmez Türk yetkililere mail attıklarını, ancak henüz bir yanıt alamadıklarını üzüntüyle ifade etti.  "Kesin bizim test aşamasında olan ve henüz kimseye duyurmadığımız ilk insansız hava aracımız o, eminiz. Çok çok gizli bir proje olduğu için fotoğrafı yok elimizde ama bakın aha işte burada çizimleri var. Tabii şimdi siz karalama olduğuna bakmayın. İlk çizimler bu, eskiz gibi düşünün" diyen Albay Amadou, şöyle devam etti: "Ne yazık ki ülkemizin mail ile iletişim kurma konusunda bazı sıkıntıları var. Çoğu zaman spam'e düştüğümüzden, diplomatik temas kurmakta oldukça güçlük çekiyoruz. O yüzden bu şekilde canlı yayında bir kez daha Türk dostlarımıza sesleniyorum. Bakın, o uçak... Hava aracı... Yani işte o uçan şey vallaha da billaha da bizim. 3 gün önce mi ne kaybetmiştik... Zaten bizim olmasa çıkıp niye öyle bir şey diyelim di mi? Biliyoruz yani... Beyaz renkte olması lazım? Gri de olabilir tam emin değilim... Kanatları vardı... İşte şu boyda bi şey. Tamam ya işte bizim o... Çok hasarlı değilse yollayın geri lütfen. Ya da  hasarlıysa da yollayın, hurdası da para eder aslında..." Amadou, son olarak Türkiye'nin İHA'yı iade etmek istememesi halinde parasını direkt Nijer Hükümeti'ne yollayabileceğini de sözlerine eklerken, sıfırı bugünün parasıyla en az 500 Amerikan Doları olan cihaz için 250-300 Amerikan Doları gibi bir meblağ karşılığında konuyu kapatmaya hazır olduklarını ifade etti. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/291487.txt b/Fake/291487.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..2eeccb65f6ca6e0273ffdd4b8b7a9b9da80cf43f --- /dev/null +++ b/Fake/291487.txt @@ -0,0 +1 @@ +Anadolu Efsaneleri: Her Seçim Öncesi Ortaya Çıkan Gizemli Milli Araba, Gemi, Uçak... Görgü Tanıkları Anlatıyor... 1 Kasım Genel Seçimleri'ne çok az bir zaman kala Anadolu'nun en büyük efsanelerinden olan milli araba, gemi ve uçak gemisi gibi gizemli varlıklar bir kez daha gündemin en tepesine oturdu. Araştırmacılar, bu ve benzeri varlıkların olmadığı konusunda emin olsalar da, birçok görgü tanığı ise tam aksini savunuyor. Yerli otomobil, milli uçak, uçak gemisi, çıkartılmasına izin verilmeyen bor madenleri ve kısa bir zaman içerisinde faaliyete geçecek petrol kuyuları... Özellikle seçim zamanlarında birden hayatımıza giren bu gerçek üstü varlıkları uzun yıllardır inceleyen Araştırmacı Profesör Dr. Hayati Kadim, söylentiler için açık ve net bir yanıt vermenin mümkün olmadığını ifade etti. Tam 38 yıllık meslek yaşantısında yerli otomobille defalarca burun buruna geldiğini, milli uçak gördüğünü iddia eden köylülerle konuştuğunu, bazı denizcilerin ise uçak gemisi gördüğüne yemin ettiğini kaydeden Prof. Kadim, ''Fakat ne yazık ki şu ana dek elimize geçmiş ne bir fotoğraf, ne de bu söylentileri doğrulayacak bir kanıt var. Şimdilik en büyük dayanağımız seçim afişleri, Takvim, Sabah, Akşam gibi gazeteleride çıkan kimi haberler ve bu efsaneleri dilden dile aktaran Anadolu halkı...'' diyerek, araştırmalarından bahsetti. Tutkulu bir bilim insanı olarak hayatının sonuna dek bu efsanelerin peşinden yol alacağını sözlerine ekleyen deneyimli profesör; bugüne dek karşılaştığı ve yerli otomobil, milli uçak veya uçak gemisi gördüğünü iddia eden tanıkların söylediklerini de kamuoyu ile paylaştı. İşte profesörün seyir defterindeki bazı kişiler ve onların anlattıkları: "Ben gördüm. Büyükçe bi yerli araçtı. Tepesinde böyle yeşil bi sarık vardı. Geldi buradan, aha böyle geçti... Kocamandı na bu kadar"  "Ben yerli uçağı kullanan pilottan dinledim bizzat. Önce korkmuş binince, tam geri dönecekmiş, "inme" demiş bi ses. "yakıt bitecek" demiş pilot, "bitmez" demiş uçak. Öyle burdan antalya'ya uçmuş gelmiş Allah sizi inandırsın..."  "Ben Uçak gemisini gördüm... Böyle kocamaaan. taa oradaan buraya kadar... beyaz... nası güzel. Sonra Atatürk geçti trenle hemen oradan, el salladı bize... küçüktük o zaman..."  "Valla ben haberlerde izledim, yerli uçak gemisi diye... Sonra bi anda böyle eşyalar düşmeye başladı. Vitrin falan nası sallanıyo... Duvarda tablo vardı o bile düştü... Öyle muhteşem bişeydi... Demek ki var yani. Olmasa yoksa niye o kadar sallasın di mi ortalığı?"  "Valla ben görmedim ama varlığını hissettim. Zaten kur'an'da da geçiyor. Biz onları göremezmişiz ama onlar bizi görebilirmiş. Yani o uçak beni görüyor. Oha yaa.. Ne güzel... Vay be..."  "Ben rüyamda gördüm o gemiyi. Böyle ihtişamlııı, büyük mü büyüüük. Sen bizim misin dedim, evet dedi... Sonra böyle bi dalga, arkadan kocaman... Uyandım. Tuvalete gittim bi gemi sesi geldi. Neticede Bağcılar'da oturan insanım burada ne işi var di mi? Gösterdi o bana kendini... Var o gemi var."  "I see dead planes...". \ No newline at end of file diff --git a/Fake/293441.txt b/Fake/293441.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..2888727e37f09392a6f0048c4ec20f22d460cdcf --- /dev/null +++ b/Fake/293441.txt @@ -0,0 +1 @@ +Suriye İç Savaşı 2. Tur Kuraları Çekildi: Türkiye, Faruk Tugayları'yla Birlikte Ölüm Grubu'nda... Tüm dünyanın yakından takip ettiği Suriye iç savaşında ön elemeler sona erdi. Rakiplerini yok ederek gruplara kalan ülke ve örgütlerin mücadele edeceği Suriye Şampiyonlar Ligi kuraları ise bugün çekildi. Türkiye, Faruk Tugayları, Ahrar El Şam ve El Halil'in bulunduğu ''ölüm grubu''nda kendine yer buldu. Lübnan’ın Beyrut kentine yapılan kura çekimine farklı ülke ve örgütlerden temsilciler iştirak etti. Türkiye adına törene katılan Dışişleri Müsteşarı Nurullah Yalpaç, rakiplerin hiçbirini hafife almadıklarını belirtirken, bu aşamadan sonra zaten kolay rakip diye bir şeyin olamayacağına dikkat çekti. ''Daha evvel kendimize fazla güvenmenin sonuçların gördük. Aynı hataya tekrar düşmeyeceğiz. Faruk Tugayları her ne kadar lokum gibi bir kura gibi lanse edilmeye çalışılsa da, yeni bir yapılanmayla gelecek vaat eden bir örgüt. Şu an için kapalı kutu olsa bile, biz yine tüm önlemlerimizi alacağız'' ifadelerini kullanan Yalpaç, rehavete kapılmadan, her mücadeleye aynı ciddiyetle hazırlanacaklarını vurguladı. Televizyonda canlı yayınlanan kura çekimine yorumcu olarak katılan AKP Denizli Milletvekili Taner Erdilen de grupta Türkiye’nin şansının yüksek olduğunu vurguladı. "Valla artık Suriye'de kolay rakip yok. Her maç bir final havasında geçecek. Biz maalesef ön elemelerde kendi evimizde, Ankara'da, Suruç'ta olmadık goller yedik. Deplasmanda daha olumlu bir hava yakalıyoruz. Önümüzde süre var, bu durumu lehimize çevirirsek ilk 2'den çeyrek finale doğru uzanırız” sözleriyle grubu yorumlayan Erdilen, kuranın tüm Türkiye için hayırlı olması temennisinde bulundu. Kura çekiminin ardından grupları değerlendiren Ortadoğu uzmanları, bu aşamaya kadar gelen örgüt ve ülkelere bol şans dilerlerken, şu öngörülerde bulundular; Rusya ve IŞİD mücadelesi, Ortadoğuseverlerin heyecanla beklediği bir karşılaşma. Rusya'nın artık bir klasik haline gelmiş bodoslama saldırıları ve hiçkimseyi dinlemeden kendi oyununa bakması büyük avantaj. Aynı şekilde IŞİD de dünyanın dört bir yanından yaptığı transferlerle canlı bombaları tek tek patlatarak meydan okuyor. Bu iki gücün ardından Sukor El Şam ve Tevhid Tugayı'nın yegane amaçları, Avrupa bileti almak olacak. Yani bir şekilde Avrupa'ya kaçan, kendini kurtaracak... Grubun tartışmasız favorisi elbette Amerika. Uçak, top, tank gibi ağır silahları olan köklü bir örgüt olan El-Nusra ile Suriye'nin yükselen yıldızı ÖSO arasında kıyasıya bir ikincilik mücadelesi olacağa benziyor. İslam Tugayı ise grup aşamasını en az zaiyat ile atlatmaya bakacak gibi görünüyor… Türkiye her ne kadar favori gösterilse de kalan 3 örgütün de adeta birer kapalı kutu olması nedeniyle temkinli olmakta fayda var. Faruk Tugayları özellikle Suriye'nin iç kesimlerinde etkili. Ahrar El-Şam genç kadrosuyla adeta bir medrese havası yakalamış durumda. Grubun iddiasız takımı El Halil ise, ileri uçta canlı bomba Halil'e güveniyor.   İran ile Esad’ın aynı gruba düşmesi, “şike” iddialarını da beraberinde getirecek gibi görünüyor… Savaş mahkemelerinin ve hakemlerin gözü bu çatışmalarda olacak. Gruplara kalan tek seküler örgüt YPG ise tutkulu taraftarlarını arkasına alarak süpriz peşinde koşacak... \ No newline at end of file diff --git a/Fake/294500.txt b/Fake/294500.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..4e6b5e2a34cf467776e4567178799185f2654a61 --- /dev/null +++ b/Fake/294500.txt @@ -0,0 +1 @@ +Hamza Akyurt (26, İşsiz), Bir Holdingin IŞİD'den Ucuz Petrol İthal Etme Hakkı İçin Gerekirse Canını Vermeye Hazır Sınır ihlali gerekçesi ile Türkiye tarafından düşürülen Rus uçağıyla ilgili olarak bugün bir açıklama da 26 yaşındaki Hamza Akyurt'tan geldi. Akyurt, vatanın her santimetrekaresinin kutsal olduğuna ve buna saygı duymayanların gereken cevabı alacağına işaret ederken, aynı şekilde bir o kadar kutsal bir değer olan IŞİD'den ucuz petrol ithal etme hakkı için de gerekirse canını seve seve feda edeceğini vurguladı. Günün 9 saatini geçirdiği kıraathane’de basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Hamza Akyurt, uçağın düşürülmesinin IŞİD petrollerini taşıyan tankerlerin Rusya tarafından vurulmasının bir kaç gün sonrasına denk geldiğini hatırlatarak söze başladı. “Tamam hava sahasıdır, Türkmen kardeşlerimizdir falan bunlar da güzel, bunlar da kutsal ama orada esas ucuz petrol getiren holdingimiz var bizim. Sen kimsin ki bunların tankerini bombalıyon ya? Böyle indirirler işte adamın uçağını” sözleriyle meselenin özüne inen Akyurt, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün petrolün fiyatı 5'i geçse hepiniz hop oturur, hop kalkarsınız. Bu holding de gidip sizin için cani, cellat demiyor; itle uğursuzla muhattap oluyor, ülkesine ucuz petrol getirmek için canını tehlikeye atıyor. Simdi biz bu yürekli adamlara göğsümüzü siper etmiycez de, başka napıcaz? Bugün çağırılayım, yarın gider orada seve seve petrol tankerlerimiz için canlı kalkan olurum, neticede işim gücüm yok. Hem bana bir aksiyon olur hem de belki aileye bi şehit maaşı falan bağlanır...” Pazar günü tüm yurttaşları sembolik olarak canlı petrol borusu oluşturmaya çağıran Akyurt, “Biz hep birlikte yere uzanıp, el ele verir de bir 100-150 metrelik petrol borusu olursak dünya da gerekli mesaj alır” diyerek tüm vatan sevdalılarını göreve çağırdı. Meseleye dikkat çekmek için doğacak ikinci oğluna ‘Tanker’ ismini koyarak farkındalık yaratmayı düşündüğünü de belirten Akyurt, “İlki ilker’di, bu da tanker olur. Uyumlu da. İkisi de bu ülkeye ve ona ucuz petrol taşıyan bu holdinge feda olsun” diye bağırdıktan sonra da holding flaması altında İstiklal Marşı okuyarak konuşmasını sonlandırdı. Hamza Akyurt’un bu cesur çıkışının ardından bir açıklama yayınlayan holding yönetimi ise, kendisinin şahsında Türkiye'nin dört bir yanından gelen destek mesajlarına teşekkür etti. Şirketin yönetim kurulu başkanı tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Türkiye'nin genciyle yaşlısıyla kadınıyla erkeğiyle petrol tankerlerimizin arkasında durduğunu görmek bizlere bir kez daha bu aziz topraklarda kurulduğumuz için ne kadar şanslı olduğumuzu hatırlatmıştır. Bir takım dış güçlerin menfur saldırılarıyla art arda tanker ve petrol kaybettiğimiz şu acılı günlerde bir kez daha bu büyük milletin desteğiyle ayakta duruyor, geleceğe umutla bakıyoruz. Keşke hepinize iş verebilrseydik ama malum piyasa kötü. İnşallah önümüzdeki sene… CV’leriniz de açılması muhtemel pozisyonlar için elimizin altında zaten…” \ No newline at end of file diff --git a/Fake/296713.txt b/Fake/296713.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..a661e6d68a870d0230ae57b2f67fce19ce5e96c1 --- /dev/null +++ b/Fake/296713.txt @@ -0,0 +1 @@ +İBB'den İstanbullular'a İyi Haber: ''Kar yağışı boyunca yaşanacak rezaletler için yepyeni 150 bahanemiz hazır'' Son birkaç gündür şiddetli kar yağışı uyarısının yapıldığı İstanbul'da alarm durumuna geçilirken, Büyükşehir Belediyesi de yaşanabilecek her türlü aksilik için bahanelerini hazırladı. Bu geceden itibaren yoğunluğunu artırması beklenen kar yağışında gerçekleşecek arıza, tıkanma, kaza ve her türlü çağdışı manzara için birbirinden ojinal 150 bahane İstanbullular'ın hizmetinde olacak... İstanbul, dünden bu yana yapılan uyarılara rağmen henüz beklenen ölçüde kar yağışı ile karşılaşmasa bile İstanbul Büyükşehir Belediyesi işi son derece sıkı tutuyor. Konuyla ilgili olarak İBB Afet Koordinasyon Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, kar yağışı için alınan önlemler hakkında önemli bilgiler verdi. "Tuzlama araçlarımız yeterliydi" ve "Neticede doğal afet" ve "Napalım canım kaza yaptılarsa almasalardı arabaları" gibi söylemlerle iyi kötü bu zamana geldiklerini ancak 2015 yılının bitmesiyle artık yeni bahane ihtiyacının inkar edilemez boyutlara ulaştığını belirten Topbaş, şöye devam etti: "Belediye bünyesinde istihdam edilen yeni yaratıcı yazar ekibimizle birlikte, daha önce kullandığımız ve artık halkımız tarafından çok da ciddiye alınmayan bahanelerimizi belirleyip  tasfiye etmekle işe başladık. Bugün İstanbullular hiç merak etmesin, en büyük rezalet bile olsa belediyemiz ve görevlileri yine göğsünü gere gerek ekrana çıkar, yine gereken açıklamaları yapar...." Kadir Topbaş'ın bu açıklamaları uzun süredir aynı gerekçelerle karşılaşan kamuoyunda ve gazetecilerde büyük sevinçle karşılanırken, deneyimli Başkan taslak halindeki bazı bahaneleri de İstanbullular'ın beğenesine sundu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi metin yazarı ekibinin titiz çalışmasıyla hazırlanan 150 yeni bahaneden bazıları şu şekilde: - Kuzenim tuzlamamış... - Bakın çok ilginç 1853 senesinde, Londra'da.... - Bu seferki kar bir başka. Böyle portakal gibi kokuyor dikkat edersinz. Rusya'nın mı kimin işiyse günahı boynuna... - Bu kadar kar yağışına hangi önlemi alsanız fayda etmez, o yüzden önlem almamak daha iyi. Hiç değilse boş yere masraf edip, vatandaşın parasını harcamadık... - Valla kar şahane yağıyordu, biz de çocuklarla birlikte eğlenelim dedik. O ara olmuş, ne olduysa... - Aynı manzaralar Avrupa'da oluyor, gidin bakın Alpler'e... Tıpkı İstanbul, iyi bakın, inceleyin... - Trafik nasılsa felç oluyor. TEM'de iki araç birbirine girse o akşam kilit. Bırakalım bir kez da böyle mucizevi bir doğa olayı yüzünden olsun değil mi? - Her şey instagram'a daha iyi fotoğraflar koyabilin diye. 2.5 saat trafikte bekleyince illa bir kare yakalarsınız. Neticede sanat biraz da sabır işi... - Bu yağan şeyin kar olduğunu nereden bileceğiz? Emin olmadan müdahale edemezdik... \ No newline at end of file diff --git a/Fake/299226.txt b/Fake/299226.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..d14fa3cd49568571249052fb93ae75efc9a46923 --- /dev/null +++ b/Fake/299226.txt @@ -0,0 +1 @@ +Erdoğan'ın Sigara Karşıtı Konuşması Etkisini Gösterdi: AKP Etimesgut Gençlik Kolları, Semtteki Tekel Bayiini Bastı... 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma günü dolayısı ile gündemine sigara konusunu alan ve çok sert ifadeler kullanan Erdoğan'ın sözleri, üzerinden çok geçmeden yankı buldu. Ankara Etimesgut'ta toplanan bir grup genç, sigara satışını protesto adına semtte bulunan bir tekel bayini yağmalarken, olaylar halen yatıştırılabilmiş değil... Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki resepsiyonda Erdoğan'ın sarfettiği 'Sigara içmenin özgürlüğü olamaz' şeklindeki sözlerin hemen ardından Türkiye'nin dört bir yanında sigara karşıtı gösterilerin de startı verildi. İlk olarak Ankara Etimesgut'ta AKP Etimesgut Gençlik Teşkilatı'na mensup 100 kadar eylemci, etrafını sardıkları bir tekel bayiine sigaraları kendilerine teslime etmesi için 10 dakika süre tanırlarken, dükkan sahibinin direnmesi üzerine olaylar çıktı.  Protesto için yüzlerine ve vücutlarına nikotin bandı takan eylemcilerden Gençlik Kolları Başkanı Sami Düzyeren, artık sigara satışına hoşgörü gösteremeyeceklerini vurgulayarak 'Biz bisküvi almak için bile girdiğimiz dükkanda nefsimizle mücadele etmek zorunda değiliz. Kapalı alanda yasak. E açık alana da yasak geliyor... Madem kapalı-açık alan içilmiyor, bu adam da bu sigarayı satmayacak kardeşim. Sat-ma-ya-cak.' ifadelerini kullandı. Düzyeren'in, kendisine "Madem öyle yasaklasınlar satışını kardeşim. Vergisini çatır çatır alırlarken iyi, sesleri çıkmıyor. İllegal bir iş yapmıyoruz burada!" şeklinde karşı çıkan dükkan sahibi M.T'ye kafa atarak karşılık vermesiyle birlikte gerginlik bir anda büyüdü. Basın mesuplarına dönerek, 2 saattir sigara içmediği için kafasının yerinde olmadığını belirten Düzyeren, daha sonra yanında bulunan kolonyayı sigara reyonunun üstüne dökerek dükkanı ateşe verdi. Haber yayına hazırlandığı sırada semtteki diğer tekel bayi sahipleri, eylemci gençleri oturup bir sigara içerek sakinleşmeye davet ederlerken, Erdoğan'ın sözleri sonrası ülke genelinde patlak veren sigara eylemleri ise güne damgasını vurdu. Ekonomik gidişat ve terör sorunuyla birlikte Türkiye gündeminin en tepesine yerleşen sigara sorununa bağlı bugün yurt çapında gerçekleşen olaylardan bazıları ise şöyle: : Kent meydanında toplanan sigara karşıtları protestoların ardından hızlarını alamayarak tütün tarlalarına hareket etti. Tarlada çalışanların hem tütün topladıklaı hem Kürt olduklarının anlaşılmasıyla iyice coşan kitle, haber yayına hazırlandığı sırada katliam hazırlıklarına başlamıştı Dünya Sigara Bırakma Günü nedeniyle AK Parti'den istifa ederek topluca teşkilat binasında da sigara içiren MHP'ye geçen ilçe örgütünün yarın geri dönmesi bekleniyor. Vatandaş, özel firmalara ait sigara dağıtımı yapan 3 adet hafif ticari araca saldırdı. Olayda araçlarda maddi hasar meydana gelirken, vücutlarına levye darbesi alan 8 vatandaşın ise tedavisi ise sürüyor. Sigara içtiği için sokakta bir vatandaşa saldırılmasının ardından şehrin önemli bir bölümü oruç tutmaya başladı. Valilik "Ya durun Ramazan değil bu başka şey" uyarısı yapıyor.  Toplam 5 hektar tütün tarlası,ateşe verildi. Kalan mahsülleri bir dahakine buğday ekeceklerine söz vererek kurtaran tarla sahipleri, göz yaşlarını tutamadı... Şehrin göbeğinde, göz göre göre 17 Senedir Büfecilik yapan A.Z, Karakola giderek teslim oldu... İfadesi alınan büfeci, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı... \ No newline at end of file diff --git a/Fake/301526.txt b/Fake/301526.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..034dfef93b56b606d07ed781de8f65f61975f721 --- /dev/null +++ b/Fake/301526.txt @@ -0,0 +1 @@ +Terör ile Trafik Arasında Bir Seçim Yapması Gereken İstanbul, Referanduma Gidiyor... Cumartesi günü Taksim'de yaşanan canlı bomba saldırısı ve çeşitli kaynaklardan art arda gelen uyarılarla birlikte halkın evlere kapandığı İstanbul, beklenmedik bir şekilde trafik sorununu çözmenin şaşkınlığını yaşıyor. Şehirde 2 gündür neredeyse bütün yolların bomboş olması ve toplu taşımadaki gözle görülür rahatlama "acaba böyle daha mı iyi oldu?" sorusunu da gündeme getirirken, İstanbulluların terör ve trafik arasında sağlıklı bir seçim yapabilmesi için bölgesel referandum ihtimali de giderek güç kazanıyor. Saldırının şokunun yavaş yavaş etkisini yitirmeye başlamasıyla birlikte şehrin bayram tatillerinde dahi görülmeyen bir ferahlamaya kavuştuğu gerçeği, İstanbulluları ikiye bölmüş durumda. Halkın bir kısmı, ne olursa olsun terörün en kötü seçenek olduğunu savunurken, "Ya tamam terör kötü ama kavgasıydı, kazasıydı falan derken her ay trafikte de insanlar ölüyor. Ölmeyen de sürünüyor. O daha mı iyi?" görüşünü savunanların sayısı ise her geçen dakika artıyor.  Önümüzdeki günlerde daha da alevlenmesi beklenen tartışmayla ilgili mikrofonlara konuşan bazı vatandaşların görüşleri ise şöyle:  Sabah aldım hanımı, çoluğu çocuğu, Moda'ya kahvaltıya geldik. Ataşehir'den buraya 15 dakikada vardığımız gibi otopark sıkıntısı da yaşamadık. Kahvaltıcıda sıra beklemedik, servis muntazamdı. Normalde pazar günü böyle bir şeyi hayal bile edemezsin. Şimdi tabii terör insanlık şeyi ama açıkcası ayda bir Taksim'de olduğu sürece çok da şey olmaz gibi. Zaten çoğunlukla turist oralar. Ben 2 senedir Taksim'e gitmem, bundan sonra da gitmeyiveririm çok da şey değil yani... Zaten iflas etmek üzere olduğumuz için bana çok farketmiyor açıkçası. Yol boş olunca da gelip alışveriş eden pek yoktu zaten. Lüzumsuz kalabalık olmaz en azından... Metrobüste oturarak işe gidip gelmenin de keyfi bir başka olacak ama terör de kötü yani. Dönüşümlü bir şekilde düşünülebilir belki. Kışın terör, yazın trafik şeklinde. Yazın zaten daha tenha oluyor yollar o yüzden...  2 günde toplam 3 yolcu aldım, Allah bu terörü çıkaranların belasını versin! Ha geçen hafta sorsanız 'Allah bu trafiğin belasını versin!' derdim. Bakalım 1-2 gün olay olmazsa trafik yeniden başlar nasılsa, o zaman kesin karar vericem... Arabam yok, param da yok. Zaten pek dışarı çıkamıyordum, konu beni ilgilendirmiyor yani... Konuyla ilgili olarak Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamada ise, İstanbulluların hangi belayla birlikte yaşamak istediklerine kendilerinin karar vermesinin en demokratik çözüm olacağına işaret edildi. Akşam saatlerinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İBB Başkanı Kadir Topbaş, "Açıkcası ikisi de çok bizim elimizde olan olaylar olmadığı için kesin bir söz veremiyoruz ama yine de değerli hemşerilerimizin fikrini öğrenmek amacıyla bir referandum düzenlenmesine sıcak bakıyoruz. Oradan çıkacak sonucu da artık bu işin muhattapları kimse, terör örgütleri midir emniyetimiz midir onlar kendi içlerinde değerlendirirler diye umuyorum." ifadelerine yer verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/302589.txt b/Fake/302589.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..784cc253dbe574350328fdc7a9c06bdfce78d84d --- /dev/null +++ b/Fake/302589.txt @@ -0,0 +1 @@ +30 Yaşında Olmasına Rağmen Çatır Çatır Snapchat Kullanabilen Ediz Güreli Gençlik Sırlarını Paylaştı: ''Her sabah bir kaşık bal...'' İstanbul'da Beşiktaş’ta yaşayan Ediz Güreli isimli vatandaş, ilerleyen yaşına rağmen hiç yadırgamadan snapchat kullanabilmesiyle adeta gençlere taş çıkartıyor. Uygulamada çok kısa sürede kedi efektli fotoğraf elde etmeyi başaran Güreli, gençlik sırlarını kamuoyuyla paylaştı: “Sabah bir kaşık bal, gece yatmadan yoğurt…” 25 yaş ve üzeri tarafından genellikle “Ne lan bu?'' tepkisiyle karşılanan ve bir heves yüklendikten sonra aynı hızla telefondan kaldırılan Snapchat'i hiçbir zorluk yaşamadan kullanan Ediz Güreli(30), bugün mikrofonların karşısındaydı. Saçma, ne işe yaradığı belli olmayan ve karışık aplikasyonu bu denli rahat kullanmasındaki temel motivasyonun ‘karı kız’ olduğunu samimiyetle ifade eden Güreli, “E tabi şimdi vaktiyle MSN’deki Sinem’le, Facebook’taki Canan’la evlenebilmiş olsam şu an Snapchat kullanmak zorunda kalmazdım. Neye niyet neye kısmet işte. Kaderimde sosyal medyanın her türlüsünde uzmanlaşmak varmış” sözleriyle kendisini bugünlere taşıyan süreci aktardı. Güreli, yaşıtları en fazla Instagram'a kadar gelebilirken kendisinin Snapchat'te at oynatabilmesini sağlıklı yaşam, doğal beslenme ve stresten uzak durmaya bağlayarak, akranlarına şu tavsiyelerde bulundu: “Öncelikle balı yoğurdu eksik etmeyeceksin. Bal dediysem de öyle her bal olmaz. Kestane balı olacak. Sonra kafanı fazla takmayacaksın. 3 günlük dünya neticede. Özellikle facebook'tan twitter'dan uzak duracaksınız. Buralar hep stres yatağı. Benim yaşıtlarıma tavsiyem Snapchat'i görünce bir anda hayata küsmesinler. Düşünün 30 yaşımıza kadar neler yaşadık, neler atlattık. Şurada bir kediye, köpeğe dönüşmek bu kadar zor olmamalı. Evet, yaş geçtikçe maalesef bir takım şeyler zorlaşıyor ama yılmayın arkadaşlar. Bugün bu Snapchat'i becerememek demek yarın Ziraat'ten toruna para çektirmek demek, bayramlarda 'Yavrum şurdan bi SMS atıver tüm listeye' demek... Çok şükür daha elimiz tutuyor, bir meme ucu fotoğrafı atamayacak kadar da ölmedik" Son olarak düzenli yürüyüş ve senede 1 kez pis kanı sülüğe çektirmenin de şu an Snapchat kullanabiliyor olmasında önemli bir katkısı olduğu belirten Güreli, "Tabii genetik de önemli bunların yanında. Benim annem mesele 58 yaşında ama maşallah Torrent'ten cayır cayır film indiriyor. Oradan da bir şansımız oldu muhakkak" derken, hedefinin Allah ömür verirse bundan 20 sene sonra bile ne kadar lüzumsuz aplikasyon varsa hepsini kullanmak olduğunu ifade etti. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/303522.txt b/Fake/303522.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..306a44b1f1291575edc3ddf3dd477a65825501b3 --- /dev/null +++ b/Fake/303522.txt @@ -0,0 +1 @@ +Son Seçimden Bu Yana Türkiye'den Sadece 7 Göçmenlik Başvurusu Alan Uruguay'da Moraller Bozuk: ''Hani Cihangir'in yarısı geliyodu lan?!'' Türkiye'deki her seçimin ardından popüler olan ve Türk vatandaşlarının yoğun ilgisine maruz kalan Uruguay, 1 Kasım'dan bu yana ülkelerine sadece 7 Türk'ün vatandaşlık başvurusu yaptığını açıkladı. Hesaplarına göre on binlerce Türk vatandaşı ağırlamayı bekleyen ve ona göre yatırım ve bütçe planı yapan Uruguay Hükümeti, sayının beklenenin çok altında kalmasına tepkili... Urugay Dışişleri Bakanlığı adına dünya kamoyuna seslenen Bakan Pablo Diagez Amarov, Türkiye'nin kendilerini bir kez daha hayalkırıklığına uğrattığını ve artık ülke olarak ay-yıldızlılara zerre güvenlerinin kalmadığını açıkladı. Sırf Cihangir bölgesindeki talepler göz önüne alınsa bile binlerce kişinin akın akın Uruguay'a yerleşmesi gerektiğini ifade eden deneyimli Bakan, yaşadıkları hayal kırıklığını şu sözlerle aktardı: ''Bugün tam 6 ay olmuş. 6 ay bekledik. 'Aha şimdi geliyolar, birazdan gelirler' diye.. Montevideo'nun ortasına dünyanın kafesini, çayocağını açtık. Firuzağa kahvesinin birebir  benzerini bile yaptık ama sonuç ortada. 'Bu ülkede yaşanmaz artık, en güzeli Uruguay'a gitmek' diyenlerin sayısı: 10 bin 729... Uruguay'a başvuru yapan Türk sayısına bakıyoruz: 7... Evet, yazıyla da sadece yedi. Biz de bunlara güvenip iş yaptık ya yuh olsun bize...'' 6 aylık süreçte ülkelerine gelen Türklerden birinin de Sinan Çetin olduğunu sözlerine ekleyen Uruguaylı Bakan, ünlü yönetmenin küçük bir Cihangir ortamı yaratmak için bazı yatırımlar yaptığını ancak şu an için tüm para akışını durduğunu kaydetti. ''Valla öğrendiğimiz kadarıyla, Sinan Bey'in ticari hayatındaki ilk kötü yatırımı olmuş bu. Hadi biz Türkleri çok tanımıyoruz da o nasıl yanıldı?'' diyen Pablo Diagez Amarov, ülke olarak başkanlık referandumunu 4 gözle beklediklerini şu sözlerle ifade etti: ''Bekliyoruz bakalım, başkanlık sistemi için referandum ne zaman olacak Türkiye'de. O gün gelir, bu adam başkan seçilirse, ben o zaman görürüm bu arkadaşları. Bakalım tek bir Türk alıyor muyuz sınırdan içeri? Hodri meydan!" \ No newline at end of file diff --git a/Fake/307802.txt b/Fake/307802.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..c24be625c1727d03a2122231a0ebee3a35441701 --- /dev/null +++ b/Fake/307802.txt @@ -0,0 +1,2 @@ +Türkiye Nefesini Tuttu, Pokemon Avlarken Ölecek İlk Gerizekalısını Bekliyor... Piyasaya sürülür sürülmez ilgi odağı haline gelen Pokemon Go'dan yavaş yavaş ilk talihsiz haberler de gelmeye başlarken, gözleri telefonlarında, sokak sokak gezenler ve olmadık yerlere girenler arasından ölmeyi başaracak ilk gerizekalı için de nefesler tutulmuş durumda... Bilim ve Teknoloji Bakanlığı, tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de bir anda etkisi altına alan Pokemon Go oyununa dair bugün bir basın toplantısı düzenledi. Bakanlık Müsteşarı Kerem Özgen, şu ana dek Türkiye’de Pokemon avcılarının henüz ufak tefek çarpışma ve kazalara karıştığını belirtirken, oyunun resmi olarak Türkiye'ye henüz gelmemiş olduğuna da dikkat çekti. Bu hızla devam edilmesi halinde en geç 2-3 ay içinde Türkiye'nin ilk Pokemon Go şehidine kavuşacağını müjdeleyen Özgen, daha önce kendini Pikachu zannederek balkondan atlayan ilk kişinin de bir Türk evladı olduğunu hatırlatarak güven verdi. Özgen, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Sokakta dikkatsizce yürüyüp Pokemon arayanlara ek olarak yavaş yavaş araba kullanırken de oyunu oynayanlar olduğunu tespit ettik. Elbette bu ikinci grup ilkine göre ölecek ilk gerizekalıyı çıkartma konusunda çok daha şanslı. Bunun dışında olmadık yerlere girmeye çalışanlar falan derken bakalım, açıkçası ben de çok merak ediyorum hangi şehirden çıkacak bu ilk kardeşimiz. Nasıl saçma bir şekilde can verecek? Oyunun yapımcılarına da şimdiden haber verdik, onlar da zaten ‘Tabi canım ilk vefatı direk Türkiye’den bekliyoruz biz de’ şeklinde yanıt verdiler. Herkes heyecan içinde diyebilirim...” + Bakanlık Müsteşarı, insanların çoğunlukla terör, trafik kazası, iş kazası, kıskançlık cinayeti gibi nahoş nedenlerle öldüğü Türkiye'ye, Pokemon Go yüzünden yaşanacak bir can kaybının da önemli bir moral olacağını vurgularken, "Bu yüzden o arkadaşımıza Bakanlar Kurulu kararı ile 'Şehit' ünvanı verilmesi ve ailesine maaş bağlanması gibi seçenekleri de şu an ciddi olarak değerlendiriyoruz. Neticede bu da vatana bir hizmet sayılır" ifadelerine yer verdi.   Konuyla ilgili olarak Bakanlık'tan gelen açıklamalar bu yönde olurken, şu ana dek PokemonGO yüzünden ölüme en çok yaklaşılan olaylarsa şöyle oldu: Suriye sınırında Charizard gören iki arkadaş, mayın döşeli olduğu bilinen bir bölgeye girdi. Şans eseri başlarına bir şey gelmeyen gençler, yaşadıkları bölge de göz önünde bulundurulduğunda listede başı çekiyor. Metroda bir kadının bacaklarında görülen Pokemon’u yakalamaya çalışan genç, taciz iddiasıyla linç edilmek istendi. Olay, güvenliğin araya girmesi ve çıkışta 2 tane çok ender görülen Pokemon olduğunu iddia ederek kalabalığı dağıtmasıyla güçlükle engellendi.  Etimesgut'taki topçu tümenine gizlice tel örgüleri keserek girmeye çalışan Y.Z (24), bacaklarından vuruldu... Polisin önleme araması yapmak için durdurduğu iki kişi, ''Dur abi şunu yakalayıp gelelim hele'' diye direnince, apar topar gözaltına alındı. Gençler, savcı karşısında verdikleri ifadede Pikachu'yu ellerinden kaçırdıklarını doğruladı... İstanbul yolu 22.km'de bir anda beliren Mewtwo, zincirleme kazaya sebep oldu. Mewtwo'yu yakalayan 34 TKZ 269 plakalı tır şoförünün sorgusu sürüyor. Boğaziçi Köprüsü üzerinde bulunan Pokemon’u yakalamak için gizlice köprüye sızan genç, rüzgarın da etkisiyle dengesini kaybederek yere düştü. A.Z isimli genç, karakoldaki ilk ifadesinde korkuluklar olmasa Charmander'ı kesin yakalayacağını, korkulukların kendisine engel olduğunu ifade etti. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/309557.txt b/Fake/309557.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..6eaeb2d698fb5505f4098f98608dd233336262c3 --- /dev/null +++ b/Fake/309557.txt @@ -0,0 +1,5 @@ +Türkçe Olimpiyatları’nda ''Tanzanya’nın Bağları'' Şarkısını Söyleyen Zanzibarlı Çocuk Tedirgin: “Valla ben öyle sempatiklik olsun diye…'' 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminden sonra FETÖ ile bağlantısı olan tüm isimler tek tek toplanırken, Türkçe Olimpiyatları'nda “Ankara’nın bağları” şarkısını memleketine Türkçe sözlerle uyarlayarak söyleyen Abdullah M’bamba'dan zorunlu bir açıklama geldi. O dönem büyük sempati toplayan M'bamba gözaltına alınmaktan dolayı endişe duyduğunu gizlemezken, kendisinin de kandırıldığını ve FETÖ ile hiçbir bağı olmadığını iddia etti. Memleketinde düzenlediği basın toplantısında “Valla bana ‘Türkçe dünyada en geçerli dil. Rahat edersin. İngilizce'yi herkes yapar, Türkçe'de büyük açık var’ dediler. Ben de o gazla öğrendim ama o kararı verdiğim güne lanet olsun. Şimdi düz İngilizce öğrenmediğime çok pişmanım. Bu saatten sonra kimse bana iş de vermez” ifadelerini kullanan ve gözyaşlarına hakim olmakta zorlanan Abdullah M'bamba yaşadığı pişmanlığı ortaya serdi. 15 Temmuz'dan bu yana yaşananları büyük bir endişe ile takip ettiğini de sözlerine ekleyen M'bamba, duygularını şu sözlerle özetledi: ''O zamanlar tüm bürokratlar neşe içinde gülüp alkış tutuyorlardı. Eğlendiklerini düşünüp coştukça coştum. Ankaralı Coşkun şarkısına bu kadar sahip çıkmamıştır yani o derece… Bu sempatiklikle beni kimse tutamaz artık diye düşünüyordum ama geldiğimiz nokta beni de ürküttü. Bu şekilde sonlanacağını tahmin edemedim. Olayları Zanzibar’da öğrenince tedirginlikten beni de alırlar diye savanın köşesine saklandım. Bir şey değil şarkının başında ‘size Mozambik’ten Kenya’dan Nijerya’dan selam getirdim’ diyip tüm Afrikalı arkadaşları da zan altında bıraktım. Yaktım onların da başını...'' + + + +Tüm bu olanlardan sonra Afrika’daki herkesin kendisine darbeci gözüyle baktığını da belirten Abdullah, “Aslanından zebrasına, zürafasından filine herkes beni gördü mü kafasını çeviriyor artık. Derdimi anlatamıyorum” diyerek, çok zor durumda olduğunu belirtti.  Son olarak sözlerini “Darbeyi lanetliyorum. Ben de kandırıldım. Şimdi o günlere dönüp bakınca çok pişmanım. Milletimiz, yani milletiniz hazır başlamışken beni de affetsin” diyen sempatik isim, yol ve konaklama masrafları karşılanırsa demokrasi nöbetlerinden bir tanesine yetişmek istediğini de sözlerine ekledi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/311085.txt b/Fake/311085.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..7e9988ab45b6ec5667cea842fd80764f43980a38 --- /dev/null +++ b/Fake/311085.txt @@ -0,0 +1 @@ +Cumhurbaşkanı Dahil Kimsenin Memnun Olmadığı FETÖ Soruşturması'nın, İçişleri Bakanlığı'ndan Alınarak Milli Piyango İdaresi'ne Devredilmesi Gündemde... 15 Temmuz'un ardından tüm kamu ve özel kuruluşlarda başlayan FETÖ operasyonları giderek içinden çıkılmaz bir hal alırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dahi konu hakkında ''At izi, it izine karıştı'' yorumunu yapması Başbakanlığı harekete geçirdi. Buna göre kısa süre içerisinde hazırlanacak kanun hükmünde kararname ile FETÖ soruşturmasının İçişleri Bakanlığı'ndan alınarak, Milli Piyango İdaresi'ne devredilmesi bekleniyor... Başbakanlık Müsteşarı Zekeriya Onat, FETÖ operasyonlarının akibeti hakkında bugün kamuoyuna önemli açıklamalarda bulundu. Gelinen noktada Türkiye sınırları içerisindeki tek bir kişinin dahi gidişattan memnun olmadığının altını çizen deneyimli Müsteşar, ''CHP Atatürkçüler alınıyor diyor, MHP ülkücüler, AKP'li dostlarımız da sıranın kendi dava arkadaşlarına geldiğini söylüyor, HDP desen zaten şey...'' derken, konuşmasına şöyle devam etti: ''Ne yazık ki şu anda olduğu gibi ihbarla falan olacak bi iş değilmiş bu, en azından buna kanaat getirdik.  Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi at izi, it izine karışmış durumda. Öyle bir manzara ortaya çıktı ki; neredeyse Fetullah Gülen dışında herkes durumdan şikayetçi gibi. Bu sebeplerden, daha fazla töhmet altında kalmamak ve meseleyi bi an evvel çözüme kavuşturmak adına da bu işi Milli Piyango İdaresi'ne devretmenin en doğrusu olacağına kanaat getirdik. Vatandaşlarımızın T.C. kimlik numarasına göre yapılacak çekilişle, o gün artık kim çıkarsa kurada, girsin içeri cezasını çeksin. En azından kafamız rahat olur...'' Planlanan sistem değişikliği hakkında da basın mensuplarını bilgilendiren deneyimli Müşteşar, çekilişlerin TRT ekranlarında şeffaf bir şekilde yapılacağını belirtirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan hariç herkesin mecburen çekilişe katılacağını kaydetti. benzeri cezaların düşünüldüğünü sözlerine ekleyen Zekeriya Onat, ''Valla hep şans işte. En azından ceza alanlar artık adaletsizlikten falan şikayet etmez, en fazla şansına küser. Napalım, o kadar da olacak artık...'' ifadelerini kullandı. Kanun Hükmünde Kararname'yi meclisten geçirmek için hükümet nezdinde yoğun bir uğraş verilirken, yeni sistemin ilk deneme çekilişi ise Milli Piyango İdaresi'nin Ankara Kızılay'daki binasında gerçekleşti. Noter Nihat Beyan'ın hazır bulunduğu çekilişte toplam 2 milyon 376 bin adet TC numarası kuraya katıldı ve yaklaşık yarım saat içerisinde 4 bin FETÖ suçlusu adayı kimlik numaralarına göre belirlendi. Çekilişi gerçekleştiren Milli Piyango İdaresi Başkanı Nafiz Orhan, şu an için sistemin tamamen geçişe hazır olduğunu vurgularken, ''Ortaya çıkan manzarada, adalet sistemimizde şu an için bu şeffaflığı ve güveni yakalayamadığımızı görüyoruz. Kurumumuzdaki netlik, umarım bir gün devletimizin diğer organlarına da sirayet eder'' sözleriyle, iyi niyet temennisinde bulundu. Nafiz Orhan, kısa konuşmasının ardından çekilişlerin detaylarını çalışmak üzere basın mensuplarından müsade isterdiği sırada Milli Piyango İdaresi'ne yapılan baskında ise Nafiz Orhan dahil, 3 şube müdürü ve 16 çalışan gözaltına alındı. Zanlılar, ifadelerinin alınması için savcılığa sevk edilirken, haber yayına hazırlandığı sırada çekiliş topları da hile şüphesiyle Adli Tıp tarafından inceleme altına alındı. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/311330.txt b/Fake/311330.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..934b810b9a245343e66bfde4c78b90fc70ae9a81 --- /dev/null +++ b/Fake/311330.txt @@ -0,0 +1 @@ +Samsung'dan Sevindiren Haber: Henüz Patlamayan Note 7'ler Teknik Servislerde Fünye ile Patlatılacak Piyasaya sunulduğu günden beri bazı kullanıcılar tarafından kolay patlamadığına yönelik ağır eleştiriler alan Note 7 için Samsung'dan açıklama geldi. Patlamayan telefonların teknik servislerde fünye ile kontrollü olarak ve ücretsiz bir şekilde patlatılacağını açıklayan şirket, telefonların patlamama sorununun bir sonraki yazılım güncellemesinde giderileceğinin de garantisini verdi. Üretim hatası patlamayan Note 7'ler yüzünden bir süredir başı ağrıyan Güney Koreli şirket, müşterilerinin güvenini tekrar kazanmak için yoğun çaba sarf ediyor. Sosyal medyada eleştiriler alan ve "ucuz Çin malı havai fişek" benzetmelerine konu olan Note 7 serisi telefonlarla ilgili olarak Samsung'dan yapılan açıklamada, sorunun işletim sistemindeki ateşleyici yazılımdan kaynaklanan bir bug olduğu ve mühendisler tarafından giderilmeye çalışıldığı belirtilirken, mağduriyet yaşayan müşteriler için de sevindirici bir haber geldi.  Garanti kapmasında olsun olmasın bütün Note 7'lerin yetkili teknik servislerde ücretsiz bir şekilde fünye ile patlatılacağını açıklayan şirket, patlamış ama yeteri kadar ses getirmemiş telefonlar içinse teknik servisin onay vermesi halinde iade ve yeniden patlatma gibi kolaylıkların sağlanacağını duyurdu. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/312639.txt b/Fake/312639.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..d97d11bec50253b04fa157931ffe7bde026ca446 --- /dev/null +++ b/Fake/312639.txt @@ -0,0 +1 @@ +Amanda Cerny ile Dünya Gündemine Gelmeyi Başaran Yozgat'ta,Toplu DM'den Yürüme Seferberliği. İlk Hedef Adriana Lima... Sosyal medyanın popüler isimlerinden ABD’li güzel Amanda Cerny ile Yozgatlı Cafer Lalek arasındaki diyalogla dünya gündemine oturmayı başaran Yozgat'ta heyecan sürüyor. Bugün kent meydanında toplanan Yozgatlılara seslenen Belediye Başkanı Yusuf Alurca, “Değerli hemşerilerim görüyorsunuz imkansız diye bir şey yokmuş. Şimdi hep birlikte DM’den Adriana Lima’ya yürüyoruz. Durmak yok, yola devam!” sözleriyle toplu DM'den yürüme serferberliğinin startını verdi. Yozgat şehir meydanında hemşerilerine seslenen Belediye Başkanı Yusuf Alurca, Cafer Lalek için ‘destan yazdı’ cümlesini kullanırken, tüm Yozgatlıların içlerinde birer Lalek barındırdığından da emin olduğunu kaydetti. “Bakın bu arkadaşımız aynaya bakma gereği duymadan, dil engeline aldırmadan, ben kimim napıyorum demeden elini taşın altına koyup yürüdü ve azminin karşılığı olarak evlilik teklifini kaptı. O başardıysa hepimiz başarabiliriz. Yeter ki inanalım” diyerek Lalek'i tebrik eden Alurca, şehrin önünün artık çok açık olduğunu dile getirdi. Antik çağdan bugünlere uzanan tarihinde Yozgat’ın şu ana dek ulaşabildiği en yüksek mertebede bulunduğuna da dikkat çeken Alurca, “Önceliğimiz Amanda kızımızı alıp Yozgatımıza getirmek. Çok şükür toplu taşıma araçlarımız, dozerlerimiz, itfaiye araçlarımız var. Ne zaman derse konvoyla gidip alacağız inşallah” derken, bundan sonraki hedefinse DM'dden yürüme konusunda Yozgat'ı uluslararası bir marka haline getirmek olduğunu kaydetti. Eli klavye tutan her Yozgatlı'nın internette gördüğü tüm yabancı ünlülere mesaj atmasının bir vatan borcu olduğuna vurgu yapan Alurca'nın “Yozgat kalmasın yaya, haydi eller mesaj butonuna: İlk hedef Adriana Lima!” sözleri ise meydanda toplanan 200 kadar vatandaş tarafından coşkuyla alkışlandı.  Konuşmaların ardından, sosyal medyadan ünlü isimlere ulaşma konusunda tüyolar içeren broşürler halka dağıtılırken, broşürden öne çıkan kimi maddelerse şöyle; - Karşı taraf kesinlikle ürkütülmeden yaklaşılacak. Öyle hemen çıplak fotoğraf ya da bir takım organ resimleri yollanmayacak. İşi o noktaya getirmeyi başaran vatandaşlarımız yollayacakları fotoğrafları önceden Belediyemize onaylatacaklar. Ebatları uygun görülürse yollamasına musade edilecek. Durduk yere kimseye mahcup olmaya da lüzum yok.  - Adriana Lima'nın Twitter, Facebook, Instagram'daki çocuk paylaşımlarına dayanarak mention ve yorumlara çocuk görseli koyabilirsiniz. Çocuğa hafif yardıma muhtaç bir görüntü verin, mümkünse yüzünü kömürle siyaha boyayın. Seviyorlar böyle şeyleri... - Görüyoruz ki, Facebook yorumlarında sadece Türkler Türkçe yorum yapıyor. Kadın Brezilyalı olduğu halde Portekizce yorum bile yok. Tamam bir kere tuttu ama, siz yine de İngilizce yazın. YDS'si 50'nin üzerinde olan arkadaşlarınızdan yardım isteyin. Şehirde 15 kişinin puanı tutuyor, broşürün arkasındaki iletişim bölümünden mail ve telefonlarını bulabilirsiniz. - Kadın modayla içli dışlı olduğuna göre, onun anladığı dilden konuşun. Örneğin Yozgat'ın yöresel kıyafetlerini koyun. Fotoşop bilenler kızın kafasını alıp geleneksel kına gecesi kıyafetimize yapıştırsın. Sempatik gelir öyle şeyler de... - Yozgatlıların paylaştığı mention ve yorumları beğenerek üst sıralara taşımak her Yozgatlı vatandaşın sorumluluğudur. Eğer kadın hiç kimseye DM açmazsa, devreye tüzel bir kişilik olarak Yozgat Belediyesi'nin kurumsal hesabı girerek ricacı olacaktır. Oradan da sonuç çıkmazsa, DM açılması hususunda Ulaştırma Bakanlığı'na dilekçeyle başvuru yapılacak. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/314665.txt b/Fake/314665.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..ef88d760662080ffebe8c427e1de8c848ac8fc12 --- /dev/null +++ b/Fake/314665.txt @@ -0,0 +1 @@ +Maliye Bakanı Naci Ağbal'dan Müjde: ''ÖTV'sini ödeyene çok az bir ücret farkıyla araba hediye edeceğiz!'' Otomobildeki ÖTV düzenlemesiyle ilgili kamuoyunda tartışmalar sürerken, Maliye Bakanı Naci Ağbal'dan bugün müjdeli bir haber geldi. Bakanlık tarafından başlatılan kampanya ile ÖTV'yi ödeyen vatandaşlara cüzi bir farkla araba sahibi olma imkanının da getirildiğini açıklayan Ağbal, özellikle 2000 CC ve üzeri araç almayı düşünenlerin neredeyse ÖTV fiyatına bu kampanyadan yararlanabileceklerinin de altını çizdi... Konuyla ilgili olarak bu öğlen saatlerinde kameraların karşısına geçen Maliye Bakanı Naci Ağbal, "ÖTV'yi getir sıfır arabayı götür" adı verilen kampanya ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Kampanyanın, özellikle yüksek silindir hacimli otomobil sahibi olmak isteyen ancak parası sadece ÖTV'ye yeten vatandaşlar için önemli bir fırsat sunduğuna dikkat çeken Ağbal, şöyle devam etti: "Biliyorsunuz yılın bu zamanları otomotiv firmaları çeşitli kampanyalarla stoklarını eritmeye çalışırlar. Biz de Bakanlık olarak, hem onların bu çabalarına destek olmak hem de ÖTV'sini düzenli ödeyen vatandaşlarımızı bir nevi ödüllendirmek amacıyla taşın altına elimizi koyup böyle bir çalışma başlattık. Örneğin 200.000 TL ÖTV'sini ödeyen bir vatandaşımız makbuzuyla birlikte en yakın vergi dairesine giderse, sadece 40-50.000 TL ek bir ücret karşılığında kendisine dilediği lüks bir otomobili hediyece edeceğiz. O vatandaşımız hem vergisini ödemiş olmanın huzuru hem de hayalindeki arabaya kavuşmanın keyfiyle vergi dairesinden ayrılacak..." Maliye Bakanı, kendilerine kalsa aradaki cüzi farkı da almayacaklarını ancak maalesef otomotiv firmalarının ürettikleri araçlar için belli bir meblağ talep etmekteki ısrarları yüzünden mecbur kaldıklarını da sözlerine ekledi. "O konuda üretici firmalarla pazarlıklarımız sürüyor. Gelin şu arabayı bedavaya verin, vatandaşa bir kolaylık gösterin dedik ama işte maalasef orada onların kar hırsı yüzünden fazla bir mesafe alamadık. Kapitalizm böyle bi şey işte..." diyen Ağbal, Allah'ın izniyle yerli otomobil üretimine geçilmesiyle birlikte bu zorluğun da aşılacağını sözlerine ekledi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/315618.txt b/Fake/315618.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..25369c0ab0fcabe8598c82932100368af6d05fc0 --- /dev/null +++ b/Fake/315618.txt @@ -0,0 +1 @@ +OHAL, Terör, Darbe, Kriz Derken Şimdi de Seferberlik Konuşmaya Başlayan Türkiye'de 2017'ye Girilebileceğine Olan İnanç Giderek Zayıflıyor... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugünkü açıklamalarının ardından kendilerini seferberlik konuşurken bulan vatandaşlar şaşkın. Hayli çalkantılı geçen 2016 yılını bir şekilde bitirmeye çalışan milyonların umudu giderek daha da zayıflarken, beklentiler en azından Survivor'un yeni sezonunu görebilme seviyesine gerilemiş durumda... Bir süredir OHAL içerisinde yaşayan Türkiye, bugün itibariyle seferberlik gündemine merhaba dedi. Dünyanın herhangi bir ülkesinde 30 senede yaşanacak kadar olayı 11 aya sığdırarak bir şekilde Aralık'ın ortasına kadar gelmeyi başaran vatandaşlar, kalan 15 günün biteceğine olan inançlarını giderek yitirirlerken, sonsuza dek 2016’da yaşamaya da kendilerini hazırlamaya çalışıyorlar. Uzmanlar bu durumu ‘Inception sendromu’ olarak adlandırırlarken, Türk Psikiyatri Derneği Başkanı Ayhan Öztunca konuyla ilgili tesptilerini şöyle sıraladı: “Valla ‘ne zamandır OHAL var’ diye sorunca insanlar net cevap veremiyor. Geçen yılbaşından bu yana geçen zamanın ne kadar olduğu flu. 2016’da yaşananları kimisinin beyni 20 yıla yaymış. Buyurun hemen kendinizi test edin, 2016 başlarken Ahmet Davutoğlu başbakandı. Hatırlayabildiniz mi? Şu hani gözlüklü, gülümseyen adam. Çıkaramadınız değil mi? Peki kaç patlama oldu son 1 senede? Havalimanı saldırısı ne zamandı mesela? Onlar da yok. Normal. Tüm bunlar aşırı yüklenmeden işte. 1 seneyi tıpkı Inception’daki gibi yaşa Allah yaşıyoruz. Haliyle artık bir çok vatandaşımız bu yıldan çıkamayacağına da emin olmaya başlıyor. Sanki hep 2016'ymış bundan sonra da öyle olacakmış gibi yerleşiyor beyine... ” Gün boyunca hayli durgun oldukları gözlenen ve sürekli uzaklara bakan vatandaşlarsa uzatılan mikrofonlara şu değerlendirmelerde bulundu: Bizim sektörde bi daralma oldu. Onu hatırlıyorum ben en son. Temmuz gibi demiştim, hayırlısıyla şu seneyi bitirelim diye… Hangi aydayız şimdi? Hava biraz serinlemiş gibi, Eylül olabilir mi? Geçen bi arkadaşım gelmiş “Yılbaşında naapıyosun?” diye soruyo. Ben ne biliyim daha aylar öncesinden naapıyorum. Ahahah salak ya... O saatleri geri almama genelgesini tam okuyamadım ben, orda sanıyorum seneyi de sabitliyoruz gibi bir ibare vardı. Hayal meyal aklımda kalmış. O tip bir uygulama olabilir. Hatta kesin oldu bence. 2017 diye bi şey bence çok saçma zaten...  Ben eskiden Dolar'daki artıştan takip ediyordum günleri ama sonra o da bir dengesizleşti, iyice kaydı zaman kavramım. Amaaan 3 günlük dünya be neticede.... \ No newline at end of file diff --git a/Fake/320270.txt b/Fake/320270.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..4492978b61e5b6d881fa94d6f7fc454aa49379e5 --- /dev/null +++ b/Fake/320270.txt @@ -0,0 +1 @@ +Esnafa 'Arap Sermayesi' Müjdesi: Kuveyt Emiri, Türkiye Turnesi Kapsamında Her Gün Bir İlde Alışverişe Çıkarılacak... Ekonomik daralma konusunda ümidini körfezden gelecek "Arap sermayesi"ne bağlayan Türkiye'ye nihayet sevindirici haber geldi. Bugün çeşitli temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Kuveyt Emiri Şeyh Sabah Ahmed Cabir El Sabah, her gün 1 ilin ensafından alışveriş yapacağı geniş kapsamlı bir Türkiye turnesine çıkarılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından karşılanarak Devlet Nişanı verilen Kuveyt Emiri El Sabah’ın önümüzdeki günlerdeki Türkiye programı da netleşti. Erdoğan ile görüşmesinin ardından istirahat edeceği otele gitmek üzere hareketlendiği anda korumalar tarafından çevresi sarılan Sabah, boş bir odaya alınarak kendisine Türkiye turnesinin detayları iletildi. Yarım saatlik görüşmenin ardından Kuveyt Emiri turneye ikna edilirken, konuya dair ilk resmi açıklama Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Haluk Görenç’ten geldi. Emir’in turnesinden son derece umutlu olduklarını belirten Görenç şu ifadeleri kullandı: “Valla tabi kendisi de ilk anda biraz şaşırdı, biraz irkildi tabi ama uçağını bağladığımızı söyleyince ikna oldu. Vatandaşlara Arap sermayesi dedik o kadar, bir kısmını en azından nakit olarak görmemiz lazım. Oturduk arkadaşlarla güzel bir program oluşturduk. Emir’i her gün bir ilimize götüreceğiz, takriben 81 gün kadar ülkemizde kalacak. Esnafımıza şimdiden hayırlı olsun. Halıcısı, kilimcisi, yöresel ürüncüsü, bakkalı, çakkalı artık bu fırsatı değerlendirsin bir zahmet. Gözleri açık olsun...” - Müsteşar Yardımcısı’nın aktardığı bilgiler doğrultusunda turne programı her ilde öncelikle kahvaltıcılardan başlayacak. Emir’e her ilin kendine has kahvaltılarından sunulurken, portakal suyunun ekstra olarak verileceği belirtilerek ek bir gelir kapısı yaratılmaya çalışılacak. Ardından sırada berberler var, günlük saç-sakal düzeltme, kafa masajı, yıkama ve bakım sonrasında kahve içmek için yeni bir mekana geçiş. - Kahve içimi sırasında Emir’e ilin konut projesi sahibi müteahhitleri eşlik edecek. Çocukluğundan bu yana maketlere hevesli olduğu bilinen El Sabah’a bu esnada maket üzerinden konut satışı, hiç olmadı maketin kendisinin satışı yapılmaya çalışılacak. - Öğle yemeği için yine şehrin önde gelen restoranlarından birine gidilecek. Öğleden sonra ise sırada otomobil galerileri var. Emir El Sabah’a burada Türkiye ile dayanışma için başlatılan “Askıda ÖTV” uygulaması anlatılacak ve araba almasa bile en azından askıya bir ÖTV bırakması istenecek. - Galerinin ardından ildeki şanslı 3 giyim mağazasını ziyaret edecek olan Kuveyt Emiri, bir süre de cep telefoncular, halıcılar ve hediyelik eşyacılar arasında gezdirilecek. Emir, burada esnafla birlikte ‘kitine’ tavlaya oturtulacak. Bu nedenle şehrin en iyi tavla bilen esnafının hazır durumda bulundurulması öneriliyor. - Akşam yemeği ve nargilenin ardından oteline geçecek olan Şeyh El Sabah, sabaha karşı 03:30 sularında uyandırılarak yöresine göre işkembeci, kokoreççi ya da şırdancıya götürülecek. - Son olarak ertesi sabah bir sonraki il için yola çıkacak olan Kuveyt Emiri’ne il sınırları içindeki bir petrol istasyonundan benzin aldırılacak. Emir’in kendi ülkesinde bedava olan benzinin litresine 1,5 dolar verdiğini hissetmemesi için benzinliklerdeki cam silicilere büyük görev düşüyor. Fiyat akışını gösteren pompa ekranının önü mutlaka kapatılmalı. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/320715.txt b/Fake/320715.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..ba8d5632062731118b284d2dc15f3db79b156b91 --- /dev/null +++ b/Fake/320715.txt @@ -0,0 +1 @@ +Dünya Sağlık Örgütü'nden Türkiye'ye Anlamlı Ödül: ''Ruh hastalarının bile fikirlerine değer verilen bir ülke olarak...'' Uzun zamandır dünyadan özellikle demokrasi ve fikir özgürlüğü konularında eleştiriler alan Türkiye, bu kez olumlu bir gelişmeyle gündemde. Dünya Sağlık Örgütü, dünyanın başka yerlerinde toplumdan tecrit edilen ağır şizofreni hastalarının fikirlerine gerek devlet gerekse de toplumsal düzeyde verilen değer nedeniyle Türkiye'yi anlamlı bir plaketle ödüllendirdi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) adına mikrofonların karşısına geçen Basın Sözcüsü Janet Grossman, Türkiye'nin en ağır şifozreni vakalarını dahi ötekileştirmeyen ve düşüncelerine değer veren tutumuna övgüler yağdırdı. Grossman, örgüt olarak zaten bir süredir Türkiye'yi takdir ve hayranlıkla izlemekte olduklarını belirtirken, dün yaşanan gelişmelerin ardından bu tutumu ödüllendirmeleri gerektiğine karar verdiklerini ifade etti.  WHO Basın Sözcüsü'nün anlamlı konuşmasından önemli satırbaşları ise şöyle: "Dün gece Türkiye bürosundaki arkadaşımızın uyarısıyla twitter üzerinde dönen bir tartışmayı mercek altına aldık. Bir kaç kişi bir gofret firmasının reklamından hükümete darbe yapılacağı sonucunu çıkaran tweet'ler atıyordu. Başta çok üzerinde durmadık, neticede dünyanın her yerinde troll dediğimiz böyle kullanıcılar var. Ancak bir süre sonra onların troll değil söylediklerine inanan gerçek şahıslar olduğunu fark ettik. Baya da ciddiydiler üstelik. Normalde başka bir ülkede olsa bu insanlar rapor edilir ve tedavi edilmeleri için toplumdan tecrit edilecekleri akıl hastanelerine kapatılırlar. Oysa Türkiye'de durum çok farklı gelişti. Toplum duyarlı bir şekilde davranarak onların söyledikleri üzerinde düşünmeye ve tartışmaya başladı. Bununla da kalmadı hem suçlamalara konu olan firma, hem de hükümet yetkilileri onların düşüncelerini önemseyerek buna uygun adımlar attılar. Başkası olsa 'hadi oradan lan manyaklar' der geçerdi ya da tehlikeli olabileceklerini düşünerek polise şikayet ederdi ama Türkler bunu yapmadılar. Onlara değerli olduklarını hissettirerek ciddi ciddi yanıtlar verdiler. Öğrendiğimize göre firma da reklam filmini yayından kaldırarak bu konuda üzerine düşen duyarlılığı göstermiş. Bu kesinlikle örnek alınması gereken erdemli bir tavır..." Grossman, konuşmasının ardından Türkiye'nin ruh hastalarına verdiği değer için bir kez daha teşekkür ederken, özel olarak hazırlanan ve üzerinde "Dünya Sağlık Örgütü Tolerans ve Hoşgörü Örnek Ülkesi Türkiye" plaketini de basın mensuplarıyla paylaştı. Plaketin, önümüzdeki hafta içinde ülkemizi ziyaret edecek bir heyet tarafından Sağlık Bakanı'nın da katılacağı bir törenle takdim edileceği açıklandı. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/320847.txt b/Fake/320847.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..87a589d5a89be25bdacd12d73e42c474fcb0e5a5 --- /dev/null +++ b/Fake/320847.txt @@ -0,0 +1 @@ +Avukatlar Günü Yürüyüşüne Vatandaşlardan Yoğun İlgi: ‘‘Yaa şimdi bizim dededen kalan bir arsa var Balıkesir’de...’’ 5 Nisan Avukatlar Günü münasebetiyle çeşitli illerde baroların düzenlediği yürüyüşlere halkın da ilgisi büyük oldu. Bedava hukuki danışmanlık şansını kaçırmak istemeyen vatandaşlar, kimi yerlerde kolundan tutup çekerek, kimi yerlerde ise korteje ağ ve kanca atarak yakaladıkları avukatlardan alacak-verecek davaları ve dededen kalma arsalarıyla ilgili değerli bilgiler edindiler. Kutlamalar, Türkiye Barolar Birliği’nde düzenlenen panelle başladı. Panelde meslektaşlarına seslenen Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, geçtiğimiz yıllarda düzenlenen avukat yürüyüşlerini hatırlatarak herkesten bu kez daha dikkatli olmalarını istedi. Feyzioğlu, “Arkadaşlar lütfen bu yıl özellikle ağlara yakalanmamaya gayret edelim. En büyük zaiyatı hep orada veriyoruz. Safları sık tutalım, gruptan ayrılmayalım. Ha diyelim yakalandınız, bedava konuşup da piyasayı düşürmeyin çok rica edicem. 'Dosyayı görmem lazım, ben ağır cezaya bakıyorum pek anlamam aslında miras işlerinden' falan diye oyalayın. Azcık dirayetli olun...” diyerek önemli uyarılarda bulundu. Barolar Birliği’ndeki konuşmaların ardından törene katılan avukatlar topluca Bakırköy Adliyesi’ne geçti. Burada 47. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde düzenlenen sembolik davaya tamamen hukuk çerçevesinde bakılması konulu piyesi izleyen avukatlar yer yer kahkahalarını tutamadı. Piyesin ardındansa geleneksel avukat yürüyüşü başladı. Yürüyüşün henüz ilk 50 metresi tamamlanmışken korteje elindeli uzun kancayla yaklaşan bir vatandaş yakaladığı 2 avukatla birlikte hızla olay yerinden uzaklaştı. Arkadaşlarını kurtarmak için hamle yapan avukatlardan 8'i de kalabalık bir grup tarafından üzerlerine ağ atılarak yürüyüşten kopartıldı. Kortej, kalan avukatlarla birlikte yoluna devam ederken, geride kalan avukatlardan yükselen "Şimdi tabii o arsanın tapudaki durumuna bakmak lazım önce bi", "Banka zaten ihtar yollamadan sizi direkt icraya veremez" şeklindeki çığlıklar yürekleri dağladı. İstanbul’daki Avukatlar Günü kutlamalarında bunlar yaşanırken, diğer illerden gelen çeşitli haberlerse şöyle oldu: Sıhhiye’de bulunan Adliye Sarayı’ndan Kızılay istikametine doğru yürüyüşe geçen Ankara Barosu avukatları, Zafer Çarşısı önünde toplanan vatandaşlar tarafından “Şimdi davayı kazanırsak biz bir şey ödemiyoruz değil mi?” pankartı ve çiçeklerle karşılandı. 5 Nisan’ın Avukatlar Günü olduğunun öğrenilmesinin ardından 24 saatliğine hiçbir avukata şiddet uygulamama kararı alan Adanalılar, sıkıntıdan mübaşirlere saldırdı. 4 yaralıdan birinin durumu ağır. Şehirde bulunan 2 avukatın karşılıklı olarak birbirlerini FETÖ’cü olmakla suçlaması nedeniyle Avukatlar Günü buruk geçti. Avukat yürüyüşü esnasında esnaf tarafından esir alınarak soru yağmuruna tutulan bir kişi, uzun uğraşlar sonucunda kendisinin avukat değil nikah memuru olduğunu ispatladı. Bundan 32 yıl önce başlattığı davası hala süren davacı Halil İbrahim Gözüpek (69) ile avukatı Yunus Yelenbal’ın (62) kavuşmasında göz yaşları adeta sel oldu. Yelenbal, “Halil İbrahim abi senin iş temyizde” demesinin ardından Gözüpek ile seneye tekrar buluşmak üzere sözleşti. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/321797.txt b/Fake/321797.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..91b0d403eabd54d2ae62c7d5932a4a92abb8ff4c --- /dev/null +++ b/Fake/321797.txt @@ -0,0 +1 @@ +AK Parti'ye Yakın Gazeteciler Arasındaki Kavganın Yayın Hakları İhalesi Sonuçlandı: ‘'Kim FETÖ’cü? Sensin FETÖ’cü’' Yakında TV8'de Referandumun sonuçlanmasının ardından televizyon kanalları ve sosyal medya üzerinden ciddi bir kavgaya tutuşan AK Parti’ye yakın gazetecilerin mücadelesi ekranlara taşınıyor. Bugün düzenlenen yayın hakları ihalesini en yüksek teklifi vererek kazanan TV8, adı '‘Kim FETÖ’cü? Sensin FETÖ’cü’' olarak düşünülen programın, Survivor biter bitmez yayına gireceğini açıkladı. Bugüne dek farklı kanallardan ve sosyal medyada süren ve meraklıllarının ilgiyle takip ettiği mücadelenin yayın hakları için RTÜK tarafından düzenlenen ihalede kazanan taraf TV8 oldu. İhalenin sonuçlanmasının ardından bir basın toplantısı düzenleyen TV8 İç Yapımlar Müdürü Beyza Songüller, “Kanal olarak bu ülkedeki en büyük rekabetleri, en çirkef kavga ve dedikoduları izleyiciye ulaştırmada geçmişten gelen büyük bir birikimimiz var. Bu işin de altından hakkıyla kalkacağımıza inanıyorum.” sözleriyle ekranları başındakilere seyir zevki yüksek bir mücadele izletmek istediklerini ifade etti. Şu an sadece yarışmanın adının belli olduğunu, format içinse rayışların sürdüğü belirten İç Yapımlar Müdürü, şöyle devam etti: “Şu aşamada herkes gibi biz de kavganın taraflarını çözmeye çalışıyoruz. Tam olarak kaç farklı grup var? Kim hangi taraftan? Kim zayıf, kim güçlü? Bunları netleştirebilirsek takımları kurup formatı oluşturacağız. Siz de yardım ederseniz birlikte sayalım arkadaşlar, Akitçiler var bir, Türkiye Gazetesi ekibi var iki, A Haberciler üç, Yeni Şafakçılar tam ayrı mı emin olamıyorum dört, Pelikancılar vardı hala duruyorlarsa lütfen Acunn.com’dan kendileri başvuru yapsınlar beş, Takvim-Akşam-Güneş-Milat falan diğer ufak tefek ekipler de bir karma takım çıkarsalar altı. Milli Gazete yedi, Sabah sekiz, Beyaz TV dokuz, TGRT Haber on... Böyle böyle 12 takım çıkar zannediyoruz ki o da turnuva yapmak için yeterli bir rakam...” Kavgaya dair net olan tek şeyin herkesin diğerini kripto FETÖ’cü olarak suçlaması olduğuna dikkat çeken Songüller, "Onun dışında tam niye kavga ediyorlar, neyi paylaşamıyorlar, kim diğerinden niye nefret ediyor falan bunlar pek çok kişi gibi bizim için de gizemli konular. İşin heyecanı biraz da orada zaten. Turnuva boyunca bir yandan ekiplerin birbirleriyle olan mücadelesini izlerken diğer yandan neyin mücadelsini verdiklerini de anlamaya çalışacağız.” sözleriyle de heyecanını paylaştı. İhalenin sonuçlanmasının ardından AK Parti'ye yakın basının genel olarak yarışma fikrine olumlu yaklaştığı öğrenilirken "Biz o kripto Fetöcülerin kanalında yarışmayız. İhaleyi kimler sayesinde aldıklarını da biliyoruz. Konuşturmasınlar bizi" diyen Akit ve "Cem Küçük varsa biz yokuz!" diyerek rest çeken Milli gazete ekiplerinin ikna edilmeye çalışıldığı da son olarak gelen haberler arasında. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/321806.txt b/Fake/321806.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..3a880f988d54ead4c21148c3cfc4fc615c195c1d --- /dev/null +++ b/Fake/321806.txt @@ -0,0 +1 @@ +Instagram Kesintisinin Ardından BEDAŞ'tan Sert Açıklama: ''Elektriği kessek bu kadar hızlı fark etmezdiniz!'' Instagram’da dünya çağında yaşanan yaklaşık 1,5 saatlik kesinti Türkiye’de de yaşamı olumsuz yönde etkilerken, BEDAŞ'tan da konuyla ilgili bir açıklama geldi: "Komple elektriği kessek bu kadar hızlı fark etmezdiniz... Siz hayırdır ya?"  Takribi 20:30 sularında başlayan ve 1,5 saat kadar süren Instagram kesintisi kullanıcıların “Akış yenilenemiyor” hatasını almalarıyla başladı. Öncelikle hatayı kendilerinde arayarak telefonu baştan açıp kapama, hesabım çalındı mı diye panik yapma, Instagram’dan çıkıp yeniden girme ve bir de arkadaşının telefonundan deneme gibi yöntemlere başvuran milyonlar, kısa sürede olayın genel bir arızadan kaynaklandığını fark etti. Kesintinin başlamasından yaklaşık 5 dakika sonra sosyal medyadaki tepkilerle birlikte bütün Türkiye'nin Instagram'daki sorundan haberdar olduğu bilgisine ulaşılırken, BEDAŞ da duruma tepkisiz kalamadı. Konuyla ilgili olarak akşam saatlerinde kurumun internet sitesinden yapılan açıklama şöyle: "Halkımızın kahve fotoğrafları ve selfie'lerini paylaşamama konusunda gösterdiği hassasiyeti bir noktaya kadar anlamakla birlikte olaya bu kadar hızlı ve yoğun tepki verilmesini yadırgadığımızı da belirtmek isteriz. Elektrik gibi çok daha hayati öneme sahip bir konunun sorumlusu olarak aynı kesintiyi biz yaptığımızda herkesin fark etmesi kimi zaman yarım saati buluyor. Bu durum akla ister istemez vatandaşlarımızın öncelikleri konusunda bazı soru işaretlerini de getiriyor. BEDAŞ olarak 12 saat elektrik vermeyip telefon şarjlarınızı bitirmek suretiyle varlığımızı hatırlatma yoluna gitmeden önce bizim hizmetlerimize de gereken önemin verilmesini bekliyoruz. Kamuoyuna saygılarımızla" \ No newline at end of file diff --git a/Fake/322275.txt b/Fake/322275.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..891e7673dc850521b40285f6cc60d9870468fa0a --- /dev/null +++ b/Fake/322275.txt @@ -0,0 +1 @@ +Gündemin Magazin Konuşmaya Müsait Olduğu 3-5 Günden Birinde Candan Kardeşlerle Yakalanan Murat Boz, Tam Olarak Kimin Ah'ını Aldığını Düşünüyor Murat Boz'un Eser Yenenler'e ait bir villada işte benim stilim yarışmasıyla ünlenen Nihal-Bahar Candan kardeşlerle buluştuğu iddiaları Türkiye'de günün en önemli gündem maddesi olurken, olayın baş kahramanı Murat Boz cephesinde ise öfke ve hüzün vardı. Böyle bir olayın, ülke gündeminin herhangi bir siyas-toplumsal-uluslararası krizi skandal ya da terör olayıyla çalkalanmadığı senedeki 3-5 günden birine denk gelmesini büyük bir talihsizlik olarak nitelendiren ünlü şarkıcı, "Ona mı yanayım yoksa Candan kardeşler kısmına mı yanayım bilmiyorum. Allah kahretsin böyle şansı" sözleriyle adeta kaderine isyan etti. Eser Yenenler, Murat Boz, instagram ünlüsü Özge Bitmez ve Nihal-Bahar Candan kardeşlerin bir anda gündeme düşen ‘gizemli gecesi’ne dair ilk açıklama ünlü popçu Murat Boz’dan geldi. Kendi kişisel hayatında zamanlamanın belki de ilk kez bu kadar talihsiz olduğunu kaydeden yıldız isim, “Yani şu olanlar geçen hafta falan olsa hala referandumdu, YSK’ydı o işler konuşuluyordu. 3-4 gün önce olsa Evlilik programları vardı. 1-2 günce Deniz Baykal-Abdullah Gül'den bana sıra gelmezdi. Yarın kesin başka bi şey patlar... durduk durduk en olmayacak zamanda... Ne diyim ki yani... Böyle şans olmaz olsun” ifadelerine yer verdi.  Şimdi dönüp baktığında, aslında gündemin yavaş yavaş magazine geldiğine dair belirtileri görebildiğini ancak dün gece bunları fark edemediğini de ekleyen Boz, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Aslında bir gece önce #domates’in trending topic olmasından bir şeyleri anlamalıydım ben. Olay domatese kadar geldiyse ordan direk bize de sıçrayabilir neticede. Ama işte bazen insanın basireti bağlanıyor arkadaşlar, yapacak bir şey yok. Kesin bir yerde ah aldım ben. O Ses Türkiye'de birinin hakkını mı yedim acaba diye düşünüyorum geceden beri. Ya da şu ‘Mesajını aldım kardeşim’ videosu yüzünden çok bela okuyan olmuştu. Onun şeyi mi acaba? Allah aşkına kim ah ettiyse söylesin, gelip bizzat özür dileyeceğim kendisinden. ” Ünlü sanatçı açıklamalarının ardından kurşun döktürmek üzere uzaklaşırken, uzun bir aradan sonra günü bir magazin haberini konuşarak geçiren Türkiye'de ise keyifler yerinde görünüyor. Sosyal medyada hala sıcaklığını koruyan olayla ilgili öne çıkan bazı yorumlarsa şöyle: Ya neticede genç, ünlü adamlar. Ne istiyorlarsa onu yapsınlar, kendi özel hayatlarıdır ama bir tek şeyi içime sindiremiyorum ben: Eser Yenenler’in villası varmış lan! Aslı Enver’in aldatılma ihtimalinin konuşulduğu bir dünyada kimse kusura bakmasın Buse Yuncak an itibariyle yaz rejimini bırakır. Sonuç nasılsa değişmeyecek. 9 yıldız Sözcü okuyorum, ilaç gibi geldi yemin ederim. Bugün Çölaşan’la İBB içindeki ilişkileri çözmek yok, bugün Yılmaz Özdil paylaşmak yok. Resmen tatil gibi. Teşekkürler Murat Boz, teşekkürler Eser Yenenler. Siz de sağolun Candan bacılarım… Abdullah Gül’ün sağına Meral Akşener, soluna Ahmet Türk derken olay ansızın Murat Boz’un sağına Bahar soluna Nihal Candan'a geldi. Naapmışlar şimdi villada tam olarak? Mührü basmışlar mı zarflara? Sonra sorun çıkıyo bak… Ehehe…  Sabahtan beri 3 farklı mecrada "işallah Candan kardeşler değil de Eser Yenenler'le beraberdir" esprisi yaptım ama hala doymadım. Gidip biraz daha yapayım ben... Keşke imkan olsaydı da Acun sunsaydı geceyi, “İkisi de çok hızlı”, “Eser takıldı” falan derken nefis olabilirdi. Çok önemli bir televizyonculuk fırsatı kaçmış. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/324002.txt b/Fake/324002.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..58076c5aa0a49d51f1bc959a2493d4c0deb21285 --- /dev/null +++ b/Fake/324002.txt @@ -0,0 +1 @@ +Adalet İçin Ankara'dan İstanbul'a Yürüyeceğini Açıklayan CHP'ye AK Parti'den Tepki Gecikmedi: ''Ölünün arkasından yürünmez, Fatiha okunur. Bunlar daha bunu bilmiyor...'' CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun MİT TIR'ları davasından 25 yıl hapse mahkum edilmesine tepki olarak Ankara Güvenpark'tan İstanbul'a yürüyüş eylemi başlatacağını açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu'na AK Parti'den tepki gecikmedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına "Hiçbir veri ve delil olmaksızın 25 yıla mahkum ediliyor. Hangi anlayışla, hangi hukukla? Bunu asla ve asla kabul etmiyoruz. Bu kararı verenler bu kararın altında kalacaktır" sözleriyle tepki gösterirken, CHP'nin protesto için Ankara'dan İstanbul'a yürüyüş başlatacağını açıklamıştı. Ankara'dan başlayacak yürüyüşün İstanbul'da, Berberoğlu'nun tutuklu bulunduğu Maltepe Cezaevi'nde sona ereceği duyurulurken, AK Parti'den de karara ilk tepki geldi. Konuyla ilgili olarak bir basın toplantısı düzenleyen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Bizim dinimizde de, örf ve adetlerimizde de ölü için yürümek diye bir şey yoktur. Güzelce Fatiha'nı okursun, kalanlara başsağlığı dilersin. Bunlar daha bunu bile bilmiyorlar" sözleriyle Adalet için yapılacağı söylenen yürüyüşü eleştirdi. "Merhum için 7'sinde 40'ında mevlüt okunur, lahmacun ya da pide yaptırılıp ölü evine taziyeye gidilir. Bugüne kadar Adalet Bakanlığımıza böyle bir ziyaret de olmadı kendilerinden. Milletin değerlerine bu kadar yabancı bir parti olamaz." diyen Bozdağ, eleştirilerine şöyle devam etti: "Neymiş eline 'Adalet' yazılı bir afiş alıp yarın Güvenpark'a gidecekmiş. Güvenpark'la Kocatepe'nin arası yürüyerek 5 dakika. Bakın eline bir mevlüt şekeri alıp Kocatepe Camii'ne gitmiyor da 20 gün 25 gün İstanbul'a yürüyor. Bari en azından yakana adaletin siyah-beyaz resmini iliştir, ışıklar içinde uyusun de. Ama bakıyoruz o da yok. Çünkü bunların niyeti başka arkadaşlar, bunlar şov peşinde..." \ No newline at end of file diff --git a/Fake/327084.txt b/Fake/327084.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..cfa4812be87b92c058e1a5719ed9e33af8ba6ed7 --- /dev/null +++ b/Fake/327084.txt @@ -0,0 +1 @@ +Bylock Kullanmadığı Tespit Edilen 2 Arap Atı Serbest Bırakıldı... İstanbul Veliefendi Hipodromu'na yapılan FETÖ operasyonunda dün gözaltına alınan 2 arap atının emniyetteki sorgularında ByLock kullanıcısı olmadıkları tespit edildi. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Zeytinburnu'nda bulunan Veliefendi Hipodromu'nda gerçekleştirilen FETÖ operasyonunda ByLock kullandıkları iddiasıyla gözaltına alınan ve İstanbul Fatih'teki Vatan Emniyet Yerleşkesi'ne getirilen 2 arap atı, yapılan soruşturma neticesinde bu sabah sularında denetimli serbestlik şartı ile serbest bırakıldı. Tahliye edilen atlar ile sahipleri arasında duygusal anlar kameralara yansıdı. Tahliyesinin ardından kısa bir açıklama yapan Koçero isimli arap atı, "Olay günü arkadaşımı ziyarete gelmiştim ama polis abilere derdimi bir türlü anlatamadım. Yaka paça emniyete götürdüler. Suçsuz olduğumu biliyordum. Gözaltına alındığım sırada sahibim evde biber dolması yiyormuş, haberi alır almaz emniyete koşmuş. Ben devletime milletime bağlı bir atım, bylock kullanmadım, 15 temmuz'da ise Zeytinburnu Belediyesi'nin önündeydim, mobese kayıtlarından bakabilirler. Sonuç olarak tahliye olduk, mutluyuz." ifadelerine yer verdi.  Mahkeme, operasyonda gözaltına alınan diğer 15 at içinse yurt dışına kaçma ve delilleri karartma ihtimalleri nedeniyle tutukluluk hallerinin devamına verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/327251.txt b/Fake/327251.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..8fb6fc77fdff2cd76aa1e3b7b4aea51da41fd8a9 --- /dev/null +++ b/Fake/327251.txt @@ -0,0 +1 @@ +Arka Sokaklar'ın Önümüzdeki Sezon Senaryolarını Çalan Hacker Grubunda Sular Durulmuyor: ''Lan bunun her bölümü aynı?'' Kanal D'nin sevilen dizisi Arka Sokaklar'ın önümüzdeki sezona ait ilk 6 bölümünün senaryolarını çalan hacker grubu TurkWarezTeam, senaryoların birbirleriyle ve geride kalan 447 bölümle aynı çıkmasının şokunu yaşıyor. Grup, bu akşam yayınladığı basın açıklamasıyla yapım şirketi olan Erler Film'e ateş püskürürken, Arka Sokaklar'ın senaryosunu çalma fikrini ortaya atan 2 üyesiyle de yollarını ayırdığını duyurdu. Akşam saatlerinde twitter hesapları üzerinden bir basın açıklaması yayınlayan TurkWarezTeam, eylem için Game of Thrones'un senaryolarını çalıp HBO'dan para sızdırmaya çalışan hacker grubundan ilham aldıklarını belirtirken "Adamlar orada yüzbin dolarlardan falan kapıyı açınca bize de bir heves geldi. Neticede Arka Sokaklar da ülkemizde kaç yıldır sevilerek izlenen bir dizi. Heralde 5-10 bin de bize atarlar diye bu işe giriştik. Keşke önce diziyi bi izleseydik" ifadelerine yer verdi.  Grup, 2017-2018 sezonuna ait ilk 6 bölüm senrayosunu 3 haftalık bir çalışma sonunda Erler Film ofis network'üne sızarak çaldıklarını itiraf ederken, ilk şoku her bir bölüme ait senaryonun 1.5 word sayfası uzunluğunda olduğunu fark ettiklerinde yaşadıklarını da eklediler. Açıklamanın kalan bölümü ise şöyle: "Aslında bunu şantaj için kullanıp para isteyecektik ama şu an değil 10.000 lira, 10 lira bile vermeyeceklerinden emin olduğumuzdan senaryonun özetini kamuoyuyla paylaşmakta bir sakınca görmüyoruz. Buyrun önümüzdeki sezon ilk bölüm: Evet senaryo aynen böyle. İsimleri yazmaya bile üşenmişler. Anladığımız kadarıyla kimin vurulacağına falan çekerken karar veriyorlar. Geri kalan bölümlerin senaryoları da bununla aynı. Şunu hackleyeceğiz diye harcadığımız mesaiye mi yanalım, yaktığımız elektiriğe mi yanalım bilemiyoruz. Bu fikri veren 2 gerizekalıyı da az evvel kovduk zaten. Sinirimizi alamazsak ayrıca emniyete de ihbar edeceğiz kendilerini. Rıza Baba mı geliyor kim geliyorsa alsın götürsün... " \ No newline at end of file diff --git a/Fake/327872.txt b/Fake/327872.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..fd56ddcbfec10887f2f97a1299c7caa13f4ee2bc --- /dev/null +++ b/Fake/327872.txt @@ -0,0 +1 @@ +Hata Yaptığı İçin Görevinden İstifa Eden İlk Devlet Yetkilisi, Kültür Bakanlığı Tarafından Koruma Altına Alındı... ÖSYM'nin puan hesaplamasına ilişkin yaptığı hata sonrası sorumluluğu üzerine alarak bu akşam istifa eden ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir kamuoyunu şaşkınlığa uğratırken, Kültür Bakanlığı'nı da harekete geçirdi. Bilindiği kadarıyla şu an Türkiye'de türünün tek örneği olan eski ÖSYM Başkanı'nı "Korunması gereken kültür mirası" kapsamına alan Bakanlık, Demir'in uygun bir müzede sergilenmesi için de girişimleri başlattı.  Son yıllarda adı sık sık skandallarla anılan ÖSYM'de Başkan Ömer Demir'in bu akşam üzeri bir basın toplantısı düzenleyerek istifa etmesi kamuoyunda şok etkisi yarattı. Bilinen yakın tarihte bir ilk olarak kayda geçen istifa haberi ilk başta ÖSYM'nin başka bir hatası olarak değerlendirilirken, vatandaşlar da "Dili sürçmüştür, istifra demek istemiştir" şeklindeki yorumlarla uzun bir süre gelişmeye inanmakta zorlandılar.  ÖSYM Başkanı'nın gerçekten istifa ettiğinin farklı bağımsız kaynaklarca doğrulanmasının ardından inkar yerini şaşkınlığa bırakırken, Kültür Bakanlığı da hızla harekete geçerek Demir'i derhal 'Türkiye'nin Korunması Gereken Kültür Mirasları' listesine dahil etti. Eski ÖSYM Başkanı'na fikrini değiştirme şansı vermemek için bu kadar hızlı hareket ettiklerini belirten Bakanlık Müsteşarı Zafer Ağbalı, "O an tam ne düşündü bilemiyoruz. Belki sıcaktan, belki güneş tutulması etkisiyle, belki geçici bir duygusal bir travma yaşıyordu. Her an 'lan ben ne yaptım?!' diye vazgeçebilirdi. İşimizi şansa bırakamazdık." sözleriyle böyle bir olayın bir kez daha tekrarlanma şansının son derece düşük olduğuna dikkat çekti.  Demir'in istifasını açıkladığı basın toplantısının ardından Kültür Bakanlığı görevlilerince çevresinin sarılarak güvenli bir lokasyona götürüldüğünü açıklayan Ağbalı, "Kendisinin durumu şu an iyi. Bilinci açık. İstifa kararının halen arkasında. Bir kaç gün izleyip durumu tam olarak teyit ettikten sonra uygun bir müzede kendisini sergilemeye başlayacağız." ifadelerine yer verdi.  Bakanlık Müsteşarı, eski ÖSYM Başkanı'nın tıpkı peri bacaları gibi, Efes Antik Kenti gibi, taharet musluğu gibi Türkiye'nin gelecek nesillere gururla aktaracağı değerli bir kültür mirası olduğunun altını çizerken, son olarak şunları kaydetti:  "Hem o yüzden hem de ortalıkta dolaşıp da millete kötü örnek olmasın diye müzede durması herkes için en uygunu olacaktır. Soran olursa bizde de istifa kültürü var demek için göstericez işte. Nasıl bir şey olduğunu görmek isteyenler Pazartesi hariç haftanın her günü ziyaret edebilir..." \ No newline at end of file diff --git a/Fake/327913.txt b/Fake/327913.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..996629528e8176fbfbfb52b1fbb9201f276c8550 --- /dev/null +++ b/Fake/327913.txt @@ -0,0 +1 @@ +Baby Shower, Diş Buğdayı, İlk Adımı Derken 4 Yaşına Kadar 63 Kez Adına Kutlama Yapılan Bora K(14), Parti Bağımlılığının Pençesinde Can Çekişiyor Bebekliğinde yapılan onlarca kutlamadan sonra parti bağımlılığı hastalığına yakalanan Bora K(14). tüm gününü bir sonraki partisinin hazırlıklarını yapmakla geçiriyor. Şu sıralar 14 yaşında olan Bora, bazen ayda 10 kere parti yapıyor ve bu durumdan ailesi, öğretmenleri ve yakın arkadaşları da şikâyetçi. Muhabirimize konuşan Bora'nın annesi Hatice K.(42) oğlunun durumundan oldukça şikâyetçi. Oto yıkamacı olan eşinin kazandığı paranın neredeyse tamamının partilere gittiğini, bu yoğun eğlence hayatı yüzünden oğlunun yaşıtlarına göre 10 yaş yaşlı gösterdiğini söyleyen acılı anne, Bora’nın bu illetten kurtulması için yetkililerden yardım isterken, yaşadıklarını ise şu sözlerle aktardı: "Biz de biraz fazla abartmış olabiliriz. Çocuğumuz 4 yaşına gelene kadar tam 63 kere kutlama yaptık. Diş buğdayı, ilk emekleme, ilk yaş kutlaması, ilk kez anne deme kutlaması, ilk adım kutlaması, bezden kurtulma kutlaması, yalnız başına tuvalete gidebilme kutlaması falan derken tam 63 tane kutlama yaptığımızı fark ettik. Her ne kadar bu kutlama çılgınlığından vazgeçmek istesek bile Bora artık ayda birkaç kez parti verilmesine alışmıştı. Sürekli parti istiyordu. Anne ben kreşe gitmeye başladım kutlama yapalım, anne öğretmen aferin dedi kutlama yapalım, anne kreşteki arkadaşım beni öptü kutlama yapalım diye diye mecburen biz de devam ettik. Kutlama yapılmadığı zaman yemek yememekle, tuvaletini artık hep altına yapmakla tehdit edildik..."  Oğlunun her fırsatta ve akla gelebilecek her konuda parti verdiğini söyleyen Hatice Hanım, "Kutlama yapacak bir şey kalmadı diye düşünürken o hep yine kendine göre bir neden buluyor. Koltuk altında ilk kez kıl çıktı diye kutlama yaptık, Aslında ergenliğinde birçok şey için kutlama yaptık ama bunların önemli bir kısmı utanç verici olduğundan anlatmam çok doğru olmaz." derken, duruma bir an evvel çözüm bulunmadığı takdirde çocuğu bir kliniğe yatırmak zorunda kalacaklarını ifade etti.  Talihsiz gencin yakın arkadaşlarından olan Ferhat C. ise artık Bora ile sadece partilerde görüşebildiğini söylüyor. Bora ile ilk olarak anne sütünden kesilme partisinde tanıştıklarını söyleyen Ferhat C. hastalığın arkadaşıyla olan ilişkisini nasıl etkilediğini ise şöyle anlattı: "Yüzünü doğru düzgün göremiyoruz bile. Sadece partilerde ayaküstü muhabbet edebiliyoruz. Ben ve diğer tüm arkadaşları her ay on kere pasta yemekten obez olduk. Partisine gitmediğimiz zaman bizi tehdit ediyor, kendine zarar vereceğini falan söylüyor. Normalde umurumuzda olmaz, afedersiniz tohumuna para mı saydık ama annesi Hatice teyzeyi kıramıyoruz. Ha ama kendisi bizim yaptığımız hiçbir partiye gelmez, hep meşgul olduğunu söyler. Meşgulum dediği de bir sonraki gün yapacağı partiye hazırlanmak..." İlk kez bir romanı okuyup bitirdiği için verdiği partide ayaküstü sorularımızı yanıtlayan Bora K. ise halinden şikayetçi görünmüyor. "Ben parti için doğmuşum. Hatta daha doğmadan baby shower yapılmış, düşünün daha annemin karnındayken ilk partimi yapmışım. Aslında bunu bir gereklilik olarak görüyorum. İnsanlar ilk kez yaptıkları bir şeyi mutlaka kutlamalı. Ben ilk adım attığımda ailem nasıl kutladıysa, ilk kez ip atlamam da kutlanmalı, ilk kez ekmek almaya gitmem de kutlanmalı, periscope'da gördüğüm ilk meme de..." diyen Bora K, bizleri ertesi gün vereceği ilk bıyık partisine de davet etmeyi ihmal etmedi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/329136.txt b/Fake/329136.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..1ec787bf1ebc6820d81f22972fd2a8ffdb0a7e32 --- /dev/null +++ b/Fake/329136.txt @@ -0,0 +1 @@ +Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ''Biz TEOG'la mı geldik?'' Açıklamasının Ardından MEB Düğmeye Bastı: ''Sandığa gidilsin, hangi öğrenci kazanırsa...'' Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz gün TEOG'la ilgili yaptığı 'Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım.' açıklamasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı düğmeye bastı. Erdoğan'ın aynı açıklamada kullandığı 'Biz TEOG'la mı geldik?' ifadesini rehber edinen Bakanlık, ilk ve ortaöğretimde milli iradeyi öne çıkaran seçim sistemine geçilmesi için hazırlıklara başladı.  Konuyla ilgili olarak basının sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Ayboğlu, ortaöğretimde yıllardır farklı sistemler denenmesine rağmen arzu edilen başarının yakalanamadığına dikkat çekerek 'Bir de böyle deneyelim madem. Hayır ne kaybederiz ki sanki?' ifadelerine yer verdi. TEOG'la ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan açıklamayı dinlerken önce biraz morallerinin bozulduğunu da itiraf eden Ayboğlu, daha sonra yaşananları ise şöyle aktardı: "İlk tabii TEOG'u yanlış buluyorumu falan duyunca biz bi yıkıldık orada. Okulların açılmasına kalmış 2 gün. O kadarcık sürede biz ne uyduracağız, zaten denenecek bi şey de kalmadı falan derken hemen ardından 'Biz TEOG'la mı geldik?' cümlesi geldi. O işte bizim için adeta bir ışık oldu. TEOG'la gelmediğine göre neyle geldi? Tabii ki seçimle, milletin oylarıyla geldi. Anladık ki sayın cumhurbaşkanı bize üstü kapalı bir şekilde yeni sistemin ipuçlarını veriyor. Hani ben söylememiş olayım da siz akıl etmiş olun gibisinden. Kendisinin büyüklüğü biraz da bu tevazusunda yatıyor zaten..." Cumuhurbaşkanı'nın açıklamalarıyla aynı zamanda orta öğretimde bugüne kadar yaşanan başarısızlığın temel nedenini de ortaya koyduğuna dikkat çeken Ayboğlu, "Siz milletin iradesinin yerine sınavlar, testler, optik okuyucular koyarsanız buradan hayırlı bir sonuç çıkması beklenemez." sözleriyle artık tepeden inmeci zihniyetin bu millete zorla sınav sonucu dayatması devrinin sona erdiğini ifade etti.  Bakanlık Müsteşarı, bir soru üzerine henüz yeni sistemin ayrıntılarının netleşmediğini ancak bir kaç gün içerisinde bu konuda daha sağlıklı bir açıklama yapabileceklerini belirterek şöyle devam etti: "Büyük ihtimalle önce her dönem sonu sınıf içerisinde bir seçim yapılacak. Sınıf başkanı seçer gibi. Öğrenciler arkadaşlarını dönem içinde derslerdeki başarılarına ve tutumlarına göre özgür iradeleriyle değerlendirerek oylarını kullanırlar. Orada en çok oyu alan 1. olur. Bir sonraki turda yapılacak seçimle de her sınıfın birincilerini kendi aralarında yarıştırıp okul birincilerini belirleyebiliriz. Bu şekilde her okuldan bir birinci çıkacağı için biz de yine 10.000 kişi 1. oldu gibi açıklamalar yapabiliriz. TEOG'un en iyi yanı oydu zaten, onu da böylece korumuş oluruz. O birinciler seçtikleri okullara yerleşirler, kalanları da İmam Hatip'lere dağıtırız zaten. Oradan sonrası şimdiki sistemle aynı..." \ No newline at end of file diff --git a/Fake/333543.txt b/Fake/333543.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..2185b8d6b6475de58419ebc0151f96c343070ced --- /dev/null +++ b/Fake/333543.txt @@ -0,0 +1 @@ +''Adama Karşı Şiddet''e Sosyal Medyada Tepki Ses Getirdi: Aile Bakanlığı Mehmet İçin Devrede... Youtube dünyasının son dönemdeki gözde isimlerinden Banu Berberoğlu'nun videolarında zorla oynattığı erkek arkadaşı Mehmet'in dramı sonunda bitiyor. Sosyal medyadan yükselen tepkilere kayıtsız kalamayan Aile Bakanlığı, talihsiz gencin kurtarılarak sığınma evine yerleştirilmesi için harekete geçti. Berberoğlu'nun videolarında zorla oynattığı Mehmet'in çektiği ızdırap izleyenler tarafından kısa sürede fark edilirken, yağmur çamur demeden oradan oraya gezdirilerek kamera karşısında saçma sapan şeyler yapmaya ve sürekli olarak çilekli Link içmeye zorlanan gencin sessiz çığlıkları pek çok kullanıcıyı da isyan ettirmişti. Gerek videoların altındaki yorumlarda, gerekse de sosyal medya mecralarında talihsiz gence yardım eli uzatmaya çalışan duyarlı vatandaşların, son olarak change.org'da başlattıkları kampanyası kısa sürede 10.000'in üzerinde imzaya ulaşırken, yaşanan dram sonunda devletin ilgili birimlerinin de dikkatini çekti. Konuyla ilgili olarak bir basın açıklaması yapan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Trabzon İl Müdürü Yavuz Uncular, Bakanlık'tan gelen talimatlar doğrultusunda Mehmet'in kurtarılarak bir sığınma evine yerleştirilmesi için gereken işlemlerin başlatıldığını müjdelerken, şu an talihsiz gence ulaşmaya çalıştıklarını kaydetti. "Maalesef bir kaç kez denememize rağmen kendisine resmi ikamet adresinden ulaşamadık. Ailesi de endişeli. Öyle sanıyoruz ki Banu tarafından bir yerde kapalı tutularak ucuz abur cuburla besleniyor ve sadece videolar için dışarı çıkmasına izin veriliyor" diyen Uncular, Mehmet ve Banu'nun eşgallerinin başta BİM, ŞOK ve A101 olmak üzere şehirdeki tüm marketlere geçildiğini de sözlerine ekledi. Bir soru üzerine, Mehmet'in nasıl zorla tutulduğu konusunda şu an net bir bilgi sahibi olmadıklarını belirten Uncular, "Ancak fiziksel bir zorlama olduğunu düşünmüyoruz. Tahminimiz, Banu'nun ses tonu hiç değişmeyen o sakin konuşmasıyla hipnotize ederek bu gencimizin sinir sistemini felç ettiği yönünde. Videolarını izlerken bile bir süre sonra beyin fonksiyonları yavaşlıyor, birebir maruz kalındığında etkisi çok daha güçlü olmalı" derken, Mehmet'in kurtarılarak sığınma evine yerleştirilmesinden sonra bile kendisine gelmesi için uzun bir rehabilitasyon sürecine ihtiyaç duyacağının altını çizdi. Anne babaları da uyararak, çocuklarına musallat olan Youtuber'lara karşı dikkatli olmaya çağıran Uncular, eşgale uyan bir çiftin Boztepe piknik alanında "Ağaca en uzun süre sarılma challenge" yaptığı yönünde bir ihbar üzerine açıklamalarına son vererek ekipleriyle birlikte olay yerine intikal etmek üzere harekete geçti. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/333594.txt b/Fake/333594.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..52b82e71cbae84a9d6ca87f4f6794c891a168da9 --- /dev/null +++ b/Fake/333594.txt @@ -0,0 +1 @@ +Yunanistan'a İltica Etmeye Çalışan Zeybek Ekibi, Bornova İlçe Sınırına Varamadan Yakayı Ele Verdi... Hala Macaristan'a iltica eden halk oyunları ekibinin şokunu yaşayan Türkiye, bir skandalın daha kıyısından döndü. Yunanistan'da düzenlenecek Akdeniz Halk Dansları Yarışması'na katılma bahanesiyle bu ülkeye iltica etme hazırlığında olan İzmirli Zeybek ekibi, vatandaşların ihbarıyla Bornova İlçe sınırında kıskıvrak yakalandı. Zeybek kıyafetleri içindeki bir grup şahsın ağır hareketlerle Buca yönüne doğru ilerlediği yönündeki ihbarı değerlendiren İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, akşam saatlerinde düzenledikleri şok baskınla 12 kişiyi pasaportlarıyla birlikte ele geçirdi. Bornova Gençlik Halk Dansları ve Zeybek Topluluğu Derneğine'na üye oldukları belirlenen zanlılar, emniyetteki ilk sorgularında Yunanistan'a iltica etmek üzere Bornova'da bulunan dernek merkezinden 14 saat önce yola çıktıklarını itiraf ettiler. 1 hafta içinde Çeşme'ye vararak oradan tekneyle Kos Adası'na çıkmayı planladıkları öğrenilen zanlıların perişan durumda oldukları gözlenirken, ekibin lideri olduğu sanılan M.T adlı şahıs polise verdiği ifadede, "Macaristan'a iltica eden ekipten ilham aldık, onlar yaparsa biz de yaparız diye düşündük ama sanırım halk dansı seçiminde bir hata oldu. Arkadaşlarımın da başını yaktım, herkesten özür dilerim" sözlerine yer verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/33439.txt b/Fake/33439.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..d8c753a4390fa90f831bd8144eab0c70a7c86607 --- /dev/null +++ b/Fake/33439.txt @@ -0,0 +1,30 @@ +Başbakan'ın İftarda Ziyaret Ettiği Fakir Vatandaş: "Aslında durumumuz fena değil" Başbakan ve beraberindeki heyetin geçtiğimiz hafta iftar sofrasına konuk olduğu evin reisi Semih Güngören, dün ailesiyle birlikte düzenlediği bir basın toplantısında söz konusu iftar sonrası ailecek fakir zannedilmek yüzünden zor günler geçirdiklerini söyledi. Aslında durumlarının ortalamaya göre oldukça iyi olduğunu belirten Güngören, talihsiz bir yanlış anlaşılmaya kurban gitmekten dert yandı. + + + +Başbakan Erdoğan, artık gelenekselleşen "Fakir Sofrasında Oruç Açma" etkinlikleri kapsamında geçtiğimiz hafta İstanbul, Yenibosna'da yaşayan Güngören ailesine konuk oldu. Kalabalık bir basın ordusu eşliğinde oldukça samimi bir havada geçen iftarı takip eden günlerde yakın çevreleri ve akrabaları tarafından kendilerine sürekli olarak fakir muamelesi yapılmasından dert yanan Güngören Ailesi, konuya açıklık getirme amacıyla bu sabah bir basın toplantısı düzenledi. + + + +`Haberlerde görünce şok olduk. Hani bilmesek, biz bile tam bir sefalet içinde yaşadığımıza inanabilirdik.` diyen aile reisi Semih Güngören(48), açıklamalarına şu sözlerle devam etti: + + + +"Yani tamam, görece olarak fakir olabiliriz, o akşam sofrada ağırladığımız konuklarımızın durumu bizden daha iyi. Yanlış anlamayın, gözümüz yok, Allah daha da ganisini versin ama biz de toplumun çoğundan daha iyi bir durumdayız sonuçta. Bir ev var Kadıköy'de hanımın babasından kalma, oradan ayda 800 kira geliyor. Eşimin ve benim emeklilerimiz var, ayrıca dükkandan da iyi kötü bişeyler kalıyo... Yani böyle şeyleri konuşmak ayıptır tabi ama artık mecbur kaldığımız için söylemek zorundayım, Allah'a çok şükür ayda 3500-4000 TL kadar bir para giriyor bu eve." + + + +Başbakan ve beraberindeki heyet gelmeden bir hafta kadar önce eve izolasyon yaptırmak için dış cephe boyasını söktürdüklerini belirten Güngören, "O arada evin sıvasını da yenileyelim dedik. Basın mensubu arkadaşlar sıvasız duvarı görünce bizi fakir zannetmiş olabilirler, o ihtimal üzerinde de duruyoruz" diyerek ekledi: "Ben fakirlere kötü demiyorum da, bizim durum o değil yani.. Tamamen bi yanlış anlaşılmadan dolayı mağdur durumda kaldık şu an..." + + + +Oturdukları evin de kendilerine ait olduğunu ve çok yakında çıkması beklenen imar affıyla inşallah tapusunu da alacaklarını ifade eden Güngören, "O akşam zaten konuklarımıza da açtım o konuyu, imar affıyla alakalı olarak... Pek konuşamadık gerçi basın var diye ama inşallah önümüzdeki seneye yani..." diyerek barınma konusunda da bir problem yaşamadıklarının altını çizdi. + + + +Güngören, Başbakan'ın konuk olduğu iftarın televizyonlarda yayınlanmasının ardından gerek komşularının gerekse de hısım akrabalarının kendilerine yardım etmek için seferber olduklarını söylerken, kendisini en çok rencide eden noktanın çocuğuna yapılan muamele olduğunu vurguladı. "Her gün eve kazan kazan yemek ve eski giysi gelmeye başladı. Ne dediysek inandıramadık kimseyi." diyen acılı baba, isyanını şu sözlerle dile getirdi: "Geçen gün mahalledeki arkadaşları aralarında para toplayıp oğluma plastik top ve meybuz almışlar. Akşam eve geldim benim çocuğum ağlıyor 'baba biz fakir miyiz?' diye. İyi niyetlerinden dolayı herkese teşekkür ediyorum ama yetişme çağındaki evladıma da bunları yaşatmaya kimsenin hakkı yok." + + + + +Güngören, açıklamalarına son verirken bir de kampanya müjdesi verdi. "Ailecek oturup konuştuk, gerçek fakirlere maddi manevi her türlü desteği verme amaçlı bir kampanya düzenlemeye karar verdik. Bu hem bu fakirlik denen illete bir nebze de olsa deva olacak, hem de bir yanlış anlaşılmayı ortadan kaldıracak diye düşünüyorum." sözleriyle kampanyaya start veren Güngören, basın mensuplarının önünde 100 TL'lik ilk sembolik bağışı da yine kendisi yaptı. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/334576.txt b/Fake/334576.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..5e2f78b3a2723c66b9ebdc6753a1349b17461fb1 --- /dev/null +++ b/Fake/334576.txt @@ -0,0 +1 @@ +OHAL Devam Ederken Bir de Üstüne Sivillere Adam Öldürme Yetkisi İçin KHK Çıkartan AK Parti, Hala Türkiye'de Yatırım Yapmayı Düşünenler İçin İlave Tedbirler Almaya Hazırlanıyor... 1.5 yıldır süren OHAL kapsamında dün çıkarılan 696 sayılı KHK'da terör gerekçesiyle sivillere de ucu açık bir şekilde cinayet ve yağma dahil her türlü suçu işleme yetkisi veren AK Parti, hala Türkiye'de gayrımenkul almak ya da iş kurmak yoluyla uzun vadeli yatırım yapmayı düşünenler için de ilave tedbirler almaya hazırlanıyor. Dün yayınlanan 696 KHK ile ilgili olarak ''İç savaş çıkarır'' yorumlarıyla birlikte tartışmalar da sürerken, konuyla ilgili olarak bugün hükümet kanadından yeni bir açıklama geldi. "İstesek o maddeye 'şu şu tarihte yapılan şu şu fiilleri kapsamaktadır' diye bir cümle ekler konuyu kapatırdık, çok şükür okumuş insanlarız. Hatta aslına bakarsanız böyle bir KHK'ya bile gerek yok, kanunda zaten kolluk kuvvetlerine yardım ve nefsi müdafa kapsamında değerlendirilebilen fiiller bunlar." diyen AK Parti sözcüsü Mahir Ünal, hala Türkiye'de yatırım yapmayı düşünen şahıs ya da şahıslar olduğu yönündeki duyumların kendilerini böyle bir yol izlemeye mecbur bıraktığını ifade etti. AK Parti sözcüsü, bu haliyle kısaca 'Türkiye Cumhuriyeti'nde kimsenin mal ve can güvenliği bulunmamaktadır' manasına gelen KHK'yla birlikte bu şahısların sayısında önemli bir düşüş beklediklerini belirterek şöyle devam etti: "Zaten şu ana dek uygulamalarımız sayesinde azcık parası, aklı ve imkanı olanların önemli bir kısmı ya direkt kendisini ya parasını ya da ikisini birden yurt dışına kaçırdı. Ancak buna rağmen cayır cayır konut reklamı dönmesinden anladığımız kadarıyla hala Türkiye'ye para yatırmayı düşünenler var. Bu KHK'yı biraz da onlara dönük olarak düşünmek gerekiyor. Parası pulu olmayan vatandaşlarımız müsterih olsun. Onları alakadar eden bir durum yok. Yani en fazla bir canları var, o da işte mukadderat artık... Alnınızda ne yazıyorsa o..." Bu KHK'nın da işe yaramaması durumunda bir dahaki KHK'da direkt ''Canını-malını seven kaçsın!'' gibi daha açık ifadelere yer vermeyi düşündüklerini de sözlerine ekleyen Ünal, son olarak şunları kaydetti:  "Hani belki anlamayan olmuştur diye üzerimizden sorumluluğu kaldırmak adına böyle bir yol izleyebiliriz. O da olmazsa artık işin içinde başka bir iş var demektir. Kendileriyle tek tek konuşup 'Lan siz neye güveniyorsunuz?' diye açıkca soracağız. Varsa çünkü öyle bir şey hükümet olarak biz de bilmek isteriz. Bunun dışında zihinsel melekeleri yerinde olmayan vatandaşlarımız olabilir. Onlar için bir yakınlarına vekalet verdirmek suretiyle alım satım işlerini yaptırabiliriz. Bir şekilde bu işi çözeceğiz..." \ No newline at end of file diff --git a/Fake/335669.txt b/Fake/335669.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..a49e21a87400314034ed8073dd8ba881e47e06c6 --- /dev/null +++ b/Fake/335669.txt @@ -0,0 +1 @@ +Karnesinde 9 Zayıf Bulunan Efe Aygül(15)'ün Zor Seçimi: ''Einstein gibi mi olsam yoksa kaportacı mı?'' İlk ve orta öğretimde bugün karnelerin dağıtılmasıyla birlikte yarıyıl tatili de başlarken, karnesinde 9 zayıf bulunan Bahçelievler Cumhuriyet Anadolu Lisesi 1. sınıf öğrencisi Efe Aygül kritik bir dönemecin eşiğinde.  Akşam saatlerinde babasının 'Gözüme görünmesin o p.venk" ihtarıyla birlikte önümüzdeki 15 günün önemli bir bölümünü geçireceği odasına çekilen Aygül, masturbasyon yaparak ve geleceğine dair önemli kararlar alarak geçirmesi gereken bu süreçte zaten pek kimseyi görmek istemediğini ifade etti.  Mevcut örneklere bakıldığında içinde bulunduğu durumun pek çok olasılığa açık olduğuna işaret eden Aygül, "Yani bakınca mesela Einstein'ın da dersleri çok kötüymüş. Hatta hocası bunun babasına demiş ki sizin bu oğlan okumaz alın bunu çalışsın zanaat öğrensin demiş. Aynı ben." diyerek dahi fizikçiyle aralarındaki benzerliğe dikkat çekti. Aygül, dahi fizikçiliğin üniversitede kadro verilmesi halinde masa başı bir iş olması ve sigortasının tam maaş üzerinden yatması gibi kendi içinde avantajları bulunmasına rağmen Türkiye şartlarında getirisi çok yüksek bir meslek olmadığını da sözlerine eklerken, kendisini bekleyen diğer olasılık olan kaportacılığın maddi anlamda önünün çok daha açık olduğunu ifade etti. "Yani tabii onun da zorlukları var. Yıllarca 3 kuruş paraya araba altlarında yatmak lazım. Bir defa Efe diye kaportacı olabiliyor mu ona bi bakmak lazım. Heralde adımı değiştirmem gerekecek önce. Ayrıca kiri pası olacak, sonra illa ki bir usta dayağı olacak ama dişimi sıkarsam 2-3 seneye altıma 2. el bi araba çeker miyim? Çekerim. En kötü ihtimalle sigara paramı çıkarır mıyım? Çıkarırım" diyen Aygül, 7-8 sene sonra kendi servisini açması halinde ise dahi fizikçilikte asla kazanamayacağı paraların söz konusu olacağını belirtti.  Aygül, bu ikisinden biri olamaması halinde en kötü ihtimalle YouTuber olabileceğini de vurgularken, salondan gelen "İnternet minternet de yok lan sana bundan sonra. Kapattırıyorum yarın interneti. O cep telefonunu da sabah masaya bırak" sesleriyle bu olasılığı şimdilik rafa kaldırmaya karar verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/335873.txt b/Fake/335873.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..bb464c04e436539cc6cffe6b44004cb5b70a1add --- /dev/null +++ b/Fake/335873.txt @@ -0,0 +1 @@ +Doğu Ekpresi Çılgınlığına Rakip Hakkari'den Çıktı: Yüksekova İtimat Turizm 24 saat süren maceralı tren yolculuğu ile özellikle gençlerin ilgi odağı olan Doğu Ekpresi'ne rakip Hakkari'den çıktı. Yolcularına İstanbul - Hakkari arasında 72 saat süren çılgın bir otobüs yolculuğu vaat eden firma, sloganıyla da hayli iddialı: 'Esas macerayı bizimle görün...' Son dönemin gözdesi Doğu Ekspresi'yle Kars turları, bölgede yeni bir turizm akımının da ateşleyicisi oldu. Biletleri haftalar öncesinden tükenen Doğu Ekspresi'ne özellikle farklı bir deneyim ve macera yaşamak isteyen gençler yoğun ilgi gösterirken, bu ilgi özel seyahat firmalarına da ilham kaynağı olmaya başladı bile. O firmalardan biri de Hakkari'de faaliyet gösteren Yüksekova İtimat Turizm. 1972 yılından beri Yüksekova'yla Ankara ve İstanbul arasında yolcu taşımacılığı yapan şirket, bugüne dek sadece başka şansı olmayanların tercih ettiği bu 72 saatlik muhteşem deneyimi şimdi özel paketlerle gençlerin hizmetine sunuyor.  Yüksekova İtimat Turizm'in ortaklarından Seyit Gülsular, basına yaptığı açıklamada özellikle kış aylarında kapanan yollar nedeniyle yolculuk süresinin 96 saate kadar çıktığını belirtirken, "O da yani otobüs tek parça halinde varabilirse" sözleriyle gençleri bekleyen maceranın boyutu hakkında ipuçları verdi.  "Biniyolar trene, 24 saatte tıngır mıngır gidiyorlar. Vay kondöktür abi şöyle sevimli, vay gizlice şarap soktuk onu içtik çok heyecanlı derken o 24 saatin yarısında da sızıyolar zaten. Neymiş? Macera yaşadık." diyen Gülsular; İtimat Turizm'in süresi, rotası, nerde kaç kere duracağı ve en önemlisi de son durağı bile tam belli olmayan turlarıyla piyasaya yeni bir soluk getireceğini ifade etti.  Firma yetkilisi, seyahatin Ankara - Yüksekova arasındaki bölümünde otobüste sigara dahi içilebildiğini, içerideki ayak ve yemek kokusuyla birleşince gerçekten de nefes kesici bir deneyim vaat ettiklerini de sözlerine ekledi. Bu anlamda sadece gençleri değil, nostaljik bir şehirlerarası yolculuk deneyimi yaşamak isteyen orta yaşlı gezginleri de turlarına beklediklerini belirten Gülsular, son olarak tur için talep edilen kişi başı tek yön 650 TL fiyata sınırsız çay, tuvalet ücreti, 6 öğün tabldot yemek ve zorunlu hayat sigortasının dahil olduğunu ifade etti. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/336413.txt b/Fake/336413.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..f6d2bcae6fe14683afb6eb2d1bcd29da0c75edb7 --- /dev/null +++ b/Fake/336413.txt @@ -0,0 +1 @@ +Milli Gurur: Mars'a Yollanan Tesla Marka Aracın ÖTV'sinin Türkiye'de Üretildiği Açıklandı... Amerikan SpaceX firması tarafından dün gece uzaya fırlatılan Falcon Heavy roketi tüm dünyada heyecanla izlenirken, roketle birlikte Mars'a doğru yola çıkan Tesla Roadster marka araçla ilgili bugün göğsümüzü kabartan bir gelişme yaşandı. Elon Musk'ın sahibi olduğu SpaceX tarafından üretilen Falcon Heavy roketinden ayrılan kapsüller yeniden kullanılmak üzere dünyaya dönerken, roket içerisindeki yine Musk'a ait Tesla Roadster marka araç ise Mars'a doğru yol almayı sürdürüyor. Uzaya yollanan ilk araba ünvanını kazanan Tesla'yla ilgili şaşırtıcı gerçekse bugün Maliye Bakanı Naci Ağbal tarafından kamuoyuna duyuruldu.  Basına yaptığı açıklamada, Tesla Roadster marka araç için uygulanan %45'lik ÖTV'nin tamamen Türk Maliye uzmanları tarafından ülkemizde üretildiğini belirten Ağbal, Türkiye'nin bu hamlesiyle olma ünvanın kazandığını da sözlerine ekledi. Konunun, geçtiğimiz aylarda Elon Musk'ın Türkiye'ye yaptığı ziyaret sırasında gündeme geldiğini ifade eden Ağbal, ülkece göğsümüzü kabartan başarı hikayesinin arka planında yaşananları ise şu sözlerle aktardı:   "Sayın Cumuhurbaşkanımız'la yaptığı görüşmede Elon Bey bu projesinden de bahsedince Cumhurbaşkanımız 'E tamam da bu arabanın vergisini nasıl hallediyorsunuz?' diye soruyor Tabii başta bir şaşkınlık oluyor karşı tarafta, belli ki o zamana dek bunu düşünmemişler. 'Mars'a gideceği için biz vergi olayını düşünmedik pek' diye yanıt gelince Cumhurbaşkanımız 'Olur mu ya öyle şey? Vergisiz araba gider mi? Gelin bunun vergisini de biz yapalım. Çorbada bizim de tuzumuz olsun' diyerek teklifini iletiyor. Karşı taraftan da olumlu yanıt gelmesiyle birlikte konu bakanlığımıza intikal etti. Derhal çalışmalara başlayıp kısa sürede bu işin altından kalktık..." Bakan Ağbal, daha evvel farklı elektrikli ve hibrid araç modelleriyle birlikte Tesla Roadster için de ÖTV çalışmasında bulundukları için süreçte fazla zorlanmadıklarını belirterek, "Sadece işte oksijensiz ve yerçekimsiz ortamda matrahta bir sapma olur mu, 400 milyon kilometreden sonra vergi dilimi değişir mi gibi teknik konular bizi biraz yordu diyebilirim. Allah'ın izniyle onları da eksiksiz bir şekilde tamamlayıp SpaceX firmasına tam zamanında vergi bildirimini yaptık" ifadelerine yer verdi.  Çalışmanın önümüzdeki yıllarda uzaya yollanacak yerli üretim araçların vergilendirilmesi noktasında geleceğe ışık tuttuğunu da belirten Bakan Ağbal, Tesla'nın Mars yörüngesinden yollayacağı ilk ÖTV verilerini heyecanla beklediklerini söyleyerek açıklamalarına son verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/336638.txt b/Fake/336638.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..7fea45881276b5ba8d1f79c8b81871bc2347dacc --- /dev/null +++ b/Fake/336638.txt @@ -0,0 +1 @@ +Acun Ilıcalı'dan ''Nihat Doğan'' Açıklaması: ''Sırf küfür etmek için her hafta Survivor izleyeceğiniz başka ünlü vardı da biz mi çağırmadık?'' Özgecan Aslan cinayetinin ardından attığı tweet nedeniyle yoğun tepkilere maruz kalan Nihat Doğan'ın bu yılki Survivor'da tekrar ortaya çıkmasıyla birlikte eleştirilerin odağı haline gelen Acun Ilıcalı'dan beklenen açıklama geldi. Programın boykot edilmesi yönünde internette başlatılan "Nihat Doğanlı Survivor izlemiyoruz" kampanyalarının ardından bir basın toplantısı düzenleyen Ilıcalı, Nihat Doğan'a mecbur kalmaktan kendisinin de çok memnun olmadığını ifade ederken, reyting için programda en az bir tane herkesin nefret edeceği sinir bozucu tip bulunmasının zorunluluğuna dikkat çekti.  Halkın, ekranda küfür ede ede izleyebileceği tipler görmek istediğini, programın başarısının da izleyiciye istediği şeyi vermekten geçtiğinin altını çizen Ilıcalı, ülkede bu görevi en iyi şekilde yerine getirebilen tek ünlü ismin Nihat Doğan olmasının kendi suçu olmadığını belirterek şöyle devam etti: "Maalesef 80 milyonluk ülke, 3 yıldır bunun yerine koyabileceği bir isim çıkaramadı. Gönüllü desen kolay, neticede ortalık ünlü olmak için yapmayacağı şey olmayan ruh hastalarıyla dolu. Orada hangisini seçeceğimizi şaşırıyoruz ama ünlülere gelince bir tıkanma var. Nihat'ı seversiniz sevmezsiniz ayrı mesele ama bu işin Türkiye'deki en duayen ismi olduğunu da herkesin teslim etmesi gerekir. Kariyerini kendine küfür ettirmek üzerine kuran, bunu adeta bir sanat haline getiren başka ünlü sayın desem sayabilir misiniz? Yok. Olsa ben bilirim zaten..." Ünlü yapımcı, Survivor'ı boykot kampanyalarıyla ilgili bir soruya yanıt olaraksa bu konuda çok fazla endişeli olmadığını ifade etti. "Ya zaten sorsan kimse Survivor izlemiyordu. Şimdi de Nihat var diye izlemeyecekler." diyen Ilıcalı, aradaki izlenmeme farkının reytingler'de önemli bir etkisi olacağını düşünmediğini de sözlerine ekledi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/338167.txt b/Fake/338167.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..af1b116dba80f5c2df3a2a4defa88bbd71830871 --- /dev/null +++ b/Fake/338167.txt @@ -0,0 +1 @@ +Türkiye Endişeli: En Büyük Medya Grubunun Tehditle Gönülsüz Yandaşlık Yapan Holding'ten, İhaleyle Gönüllü Yandaşlık Yapan Holding'e Transferi Basın Özgürlüğünü Olumsuz Etkiler mi? Türk medyasının en büyük grubu olan Doğan Medya Grubu'nun tehdit, baskı ve vergi cezalarıyla gönülsüz olarak hükümete yandaşlık yapan bir Holding'ten, devletten aldığı ihale ve kredilerle gönüllü olarak yandaşlık yapan bir başka Holding'e satışı, ülkedeki basın özgürlüğü ile ilgili endişeleri bir kez daha gündeme taşıdı. Doğan Medya Grubu'nun hükümete yakınlığıyla bilinen Demirören Grubu'na satılması dün akşamdan itibaren gündemin üst sıralarında yer bulurken, sıcak gelişme basındaki tekelleşmeyle ilgili endişeleri de tetikledi. Gruba bağlı Hurriyet, Kanal D, CNN Türk gibi medya kuruluşlarının "başımıza bir iş gelmesin" çizgisinde gönülsüz olarak sürdürdüğü yandaşlığın, Türk basınındaki çeşitilik için önemli olduğuna işaret eden kaynaklar, özellikle Ahmet Hakan'ın ses tonundaki o tereddütün, o 'yapıyoruz ama işte durumu biliyorsunuz sayın seyirciler idare edin' diyen mahçup duruşunun oldukça önemli olduğu ve bunların eksikliğinin Türkiye'deki basın özgürlüğünü tartışmaya açacağı konusunda da hemfikirler. Grubun, manşet beğenilmezse Saray'dan telefon edilip değiştirilen, gazeteci beğenilmezse arayıp kovdurulan bir Holding'ten, bunların her ikisinin de önden Saray tarafından belirlendiği başka bir Holding'e geçişi, basın özgürlüğüyle birlikte maaliyet ve iş yükü açısından da sorunlu bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Satışın tamamlanmasıyla birlikte aynı manşeti atmaları için bundan böyle çok daha fazla gazete, televizyon ve internet sitesine hazineden kaynak aktarmak ve bunlar arasındaki koordinasyonu sağlamak için daha fazla zaman harcamak zorunda kalacak olan hükümetin, ilerleyen dönemde bütün televizyonları TRT, gazeteleri Resmi Gazete, internet haber sitelerini de E-Devlet çatısı altında toplama seçeneğini gündemine aldığı ise kulislere sızan ancak henüz doğrulanmayan bilgiler arasında. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/338403.txt b/Fake/338403.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..71f86cbcd8b01dd50cd39f8e8577ae03e3f3f231 --- /dev/null +++ b/Fake/338403.txt @@ -0,0 +1 @@ +Ayrılmak İstediğini Söylemek İçin Sevgilisinin İyi Bir Gününü Bekleyen Orhan Gümüş(28), Evlilik Yolunda Emin Adımlarla İlerliyor 4 yıllık ilişkisini 2 yıl önce kafasında sonlandırmasına rağmen ayrılmak için kız arkadaşının moralinin yüksek olduğu bir anı beklemeye koyulan Orhan Gümüş (28), son olarak kızın annesinin kanser şüphesiyle hastaneye yatırılmasının ardından bir kez daha yıkıldı. "2 yıl önce tam terk edecekken Gülten işten çıkarıldı. 1 yıl sonra iş buldu bu sefer abisi trafik kazası geçirdi, o bitti başka bir felaket geldi. Her defasında kızcağıza bir darbe de ben vurmayayım diye konuşmayı erteliyorum ama benimki de can. Yeter, tükendim artık..." sözleriyle yaşadığı çaresizliği dile getiren Gümüş, ayrılma konusunda son umudunu hastaneden gelecek olumlu bir rapora bağlamış durumda. Basın mensuplarına yaptığı açıklamada, yazılım geliştirici olarak çalıştığı şirketin muhasebe bölümünde görev yapan Gülten Kemerciler(26) ile ilişkisinin 4 yıl önce başladığını belirten Gümüş, "Çekingen tabiatlı olduğum için dışarıdan biriyle tanışma şansım pek yoktu. Gülten'le de arada bir muhasebeye işim düştüğünde muhabbet ederdik. Biraz kezban bulurdum, açıkcası pek tipim de sayılmazdı ama yalnızlıktan ve abazanlıktan sıkıldığım bir ara nasıl olduysa yakınlaştık. Bi iki komik mail, sigara molalarında şakalaşmalar, öğle yemeklerine beraber çıkmak falan derken klasik bir ofis ilişkisi olarak başladı bizimki. Bu noktaya geleceği aklımın ucundan bile geçmezdi" ifadelerine yer verdi. Gümüş, başta hayatına iyi kötü bir renk getiren ilişkinin zamanla rutine binmesi ve seksin de eskisi kadar çekici gelmemesiyle birlikte Gülten'le aralarında pek fazla ortak yön olmadığını daha iyi farkettiğini söylerken, 6. aydan sonra gözünün dışarı kaymaya başladığını da açık yüreklilikle diye getirdi. İlişkilerindeki 2. yıl dolmak üzereyken ayrılık kararınını kafasında tamamen netleştirdiğini belirten genç mühendis, sonrasında yaşananları ise şu sözlerle anlattı: "Yıldönümümüz gelmeden acilen bu konuyu halletmem gerekiyordu. O zamana kadar kimseden ayrılmak zorunda kalmadığım için arkadaşlarımdan yardım aldım. Yapılacak şey belliydi, önce 'benim kafam karışık, bu ara yalnız kalmam lazım, biraz ara versek' gibi şeylerle arayı soğutup bir iki hafta sonra 'sen daha iyilerine layıksın' diyerek son noktayı koymak. Tam bunları söyleyeceğim gün şirkette bir fırtına koptu. Gülten'le birlikte 12 kişinin birden işten çıkarıldığı açıklandı. Perişan oldu kızcağız, akşamki buluşmamızda durmadan ağladı. Ben de hayvan olmadığım için o durumda yapamadım konuşmayı. Onun yerine 'Bak ben senin yanındayım, merak etme çözücez, sana beraber iş bulucaz...' falan diye teselli ettim ancak memlekette öyle ha diyince iş bulunamıyor. Süreç uzadıkça kızın daha da morali bozuldu, ayrılmak iyice imkansız hale geldi. Sırf bu konuyu bir an önce çözebilmek için onu kurslara yollayıp sertifikalar aldırdım, kendi elimle CV'sini yüzlerce şirkete yolladım, olmadık yerlerden torpil arayışlarına girdim. 1 sene sonra nihayet iş bulduğunda sevincimi görmeniz lazımdı..." İş bulmasının hemen ardından abisinin trafik kazası geçirmesiyle birlikte kız arkadaşında morallerin bir kez daha alt üst olduğunu söyleyen Gümüş, "yani öyle ufak tefek bir şey olsa neyse. Ben yine yapardım o konuşmayı ama araba resmen perte çıktı, abisi de 2 ay hastanede yattı. Ayrılamadığım gibi birlikte bir kaç kez hastaneye ziyarete gittik, ailesiyle falan tanıştım o ara. Abisi hastaneden çıktıktan sonra da beni evlerine davet ettiler. İşler iyice içinden çıkılmaz hale geldi..." diyerek adım adım içine sürüklendiği felaketi anlattı. Abisinin hastaneden çıkmasının hemen ardından genç kızın sırasıyla ağır bir grip geçirdiğini, çok sevdiği anneannesini kaybettiğini ve babasının kredi kartı borcu yüzünden maaşına haciz geldiğini belirten talihsiz genç, son olarak gelen kanser haberiyle birlikte ayrılma konusundaki umudunu iyice yitirdiğini ekleyerek şöyle devam etti: "İnanın kendimin kanser olduğunu öğrensem bu kadar yıkılmazdım. Bir insanın yüzü hiç mi gülmezmiş arkadaş? Yok, bununki 4 yıldır gülmedi işte. Ayrılmasını geçtim, aman bir de ben üzmeyeyim diye ters bir söz bile söyleyemiyorum. Kız beni dünyanın en mükemmel adamı olarak biliyor şu an. Bazen diyorum ki çekip karşıma konuşayım, Gülten diyeyim, durum ortada, ben sana pek uğurlu gelmedim galiba diyeyim, en iyisinin içimiz kan ağlayarak da olsa ayrılmak olduğunu söyleyeyim ama yer mi bilmiyorum. Gene zor zamanda bırakıp giden adam olacağım diye korkuyorum..." Gümüş, şu an ayrılmak için genç kızın annesinin test sonuçlarını beklediğini belirtirken, "Doktorların söylediğine göre 3-4 haftaya durumu netleşirmiş. Eğer testler temiz çıkarsa o gün bu işi halledicem artık. Yok kötü bir haber gelirse de basıcam nikahı gidecek. Yeter ki bu işkence bitsin..." sözleriyle de daha fazla dayanacak gücünün kalmadığını ifade etti. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/339721.txt b/Fake/339721.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..e848c857d8fc2bf775f205e95013f4409fe8aee2 --- /dev/null +++ b/Fake/339721.txt @@ -0,0 +1 @@ +Bir Felsefe Mezunu Daha Hayal Kırıklığına Uğradı: ''Hani MİT’e falan girebiliyorduk?'' “Felsefe tarihinin en büyük filozoflarından Sokrates de aylakmış, işsizmiş demek ki felsefecilerin talihsizliği Antik Yunan’a dek dayanıyordu, bilemedik, cahildik felsefi sözlerin rengine kandık” ifadelerinde bulunan Ankara Üniversitesi Felsefe bölümü mezunu 4 yıllık işsiz Harun Kopgel, fular takıp, anlaşılmaz cümleler kurarak kreatif direktör, eleştirmen olacağına dair umudunu tam 4 yıl boyunca korumuş. Ancak iş başvurusunda bulunduğu şirketlerin aramaması onu kuşkulandırmış ve ömür boyu “Felsefe ne ola ki? Şimdi siz ateist misiniz?” sorularıyla boğuşan bir  işsiz olarak kalacağı düşüncesine sürüklemiş.  Halen Kariyer.net'teki gizli firma ilanlarına belki MİT’tir hayaliyle başvurduğunu ve CV’sine de okuduğu bölüm dışında “Ne iş olsa yaparım abi” yazdığını belirten Kopgel yıllardır kimsenin aramamasına hayli içerlemiş durumda. Kopgel, “İş olanaklarınız aslında iyi, hatta MİT felsefe bölümü mezunu arıyor” diyen felsefe hocasına da dargın olduğunu belirtti. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/343270.txt b/Fake/343270.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..7efa8363956f30be04993a33cc7f1688f2e58792 --- /dev/null +++ b/Fake/343270.txt @@ -0,0 +1 @@ +Tüm Çabasına Rağmen Ekonomik Krizi Tekrar Kucağında Bulan Erdoğan'dan Muhalefete Sert Çıkış: ''Lan hani YSK'da sabahlayacaktınız!?'' Seçim döneminde yaptığı skandal açıklamalar, düşük miting performansı ve ekonomik krizi daha da derinleştireceğine dair verdiği tüm sinyallere rağmen bir seçimden daha zaferle ayrılmanın şokunu yaşayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, bir darbe de mücadeleyi erken bırakan rakiplerinden geldi.  24 Haziran seçimlerinin gayri resmi sonuçlarına göre yüzde 52'lik oyla bir kez daha Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan, kampanya döneminde aksi yönde gösterdiği tüm çabaya rağmen ekonomik krize ülkenin başında girecek olmanın şaşkınlığını yaşıyor. Kampanya döneminde elle tutulur bir vaat vermemekten, ''ülkeye buzdolabını biz getirdik'' tarzı açıklamalara kadar her şey yapmasına ve izleyeceğini vaat ettiği ekonomik politikalarla zaten gönülsüz olan yabancı yatırımcıları daha da ürkütmesine rağmen ısrarla kendisine oy veren seçmenlere sitem eden Erdoğan, ''Hadi bu kardeşlerimiz neyse. Benim ne söylediğimi pek de dinlemeden kafadan alkışlayacak kadar büyük bir aşkla bağlılar zaten. Kendilerine pek de bir şey diyemiyorum ama peki bu muhalefete ne oluyor?'' ifadelerine yer verdi. Rakiplerinin kısa kampanya döneminde sergiledikleri gayret ve oylara sahip çıkma yönünde yaptıkları iddialı açıklamalara güvenip ''Herhalde bu iş gene son ana kadar kafa kafaya gider, bunlar da bu sefer YSK'dan çıkmayıp beni en temiz şekilde bu dertten kurtarırlar. Hem gerektiğinde gitmesini de bilen olgun ve demokratik bir lider olarak gönüllerdeki yerimi muhafaza ederim hem de 6 ay sonra memur maaşlarını nasıl ödeyeceğimizi düşünme derdinden, vaktiyle o kadar laf ettikten sonra IMF'in kapısına gitme eziyetinden yırtarım'' diye düşündüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: ''Ancak maalesef üzülerek söylüyorum, beklentilerimizin karşılanması noktasında hayal kırıklığına uğradık. Gece yarısı bile olmadan bu iş bitti diyip gittiler. Hatta onu bile demediler. Özellikle Muharrem Bey'in adeta 'Al kimden para buluyorsan bul, ne yapacaksan yap' diyen bu tavrı beni fevkalade üzdü ve incitti. Napayım, gidip YSK'ya kazandığım seçim için ben mi itiraz edeyim? Madem uğraşmayacaktınız ne diye ümit verdiniz bize? Bir müslüman bir müslümana bunu yapabilir mi?'' Şu an için tek tesellisinin AK Parti olarak mecliste çoğunluğu alamamış olmak olduğunu da sözlerine ekleyen Erdoğan, ''Orada biliyorsunuz şu an çıkaracağımız her yasada Sayın Devlet Bahçeli'nin de onaylaması gibi bir zorunluluk doğdu. Bakalım belki önümüzdeki süreçte almak zorunda kalacağımız bir takım sıkıntılı kararlarda o şekilde bir mazaret imkanı doğabilir. Hani biz yapmadık da bu yaptı şeklinde... Hayırlısı artık...'' diyerek yeni dönemin herkes için hayırara vesile olmasını diledi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/343489.txt b/Fake/343489.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..1b716a09cd817c76df4fc563556ad48c9e577dcb --- /dev/null +++ b/Fake/343489.txt @@ -0,0 +1 @@ +Temkinli Davranma Kararı Alan Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Bundan Sonra Sadece Mevcut Hava Durumunu Duyuracak... Uzun zamandır yayınladığı tahminleri bir türlü tutmayan Meteoroloji Genel Müdürlüğü, sorun çözülene kadar daha temkinli bir çizgi izleme kararı aldı. Buna göre kurum, tahmin yapmak yerine sadece ''yağmur yağıyor, şimdi güneş açtı...'' şeklinde güncel hava durumunu duyuracak.  Kararı basın mensuplarıyla paylaşan Meteoroloji İşleri Genel Müdürü İhsan Büzgüler, kurumun bozulan itibarını tekrar ayağa kaldırmak ve kamuoyunda neznindeki inandırıcılığını geri kazanmak için bir süre daha temkinli açıklamalar yapacaklarını ifade etti. ''Bundan sonra öyle yağacak edecek yok. Yağmurun yere düştüğünü görmeden hiçbir şekilde ağzımızı açmayacağız. Aynı şekilde diğer hava durumlarını da bizzat ben gözlerimle görüp onaylamadan hiçbir arkadaşımız açıklama yapmaycak.'' diyen Büzgüler, Meteoroloji'nin kimsenin şamar oğlanı olmasına izin vermeyeceklerini vurguladı.  Son olarak ''Bir yerde hata yapıyoruz ama nerede?'' diyen Genel Müdür Büzgüler, sorun çözülene kadar Meteroloji'nin o anki hava durumunu öğrenmek isteyen vatandaşların hizmetinde olacağını, doğru değerlendirilirse bunun da dedğerli bir bilgi olduğunu kaydetti. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/344090.txt b/Fake/344090.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..9ac3bf753510a63ca9b999ff3af8c34c86e74839 --- /dev/null +++ b/Fake/344090.txt @@ -0,0 +1 @@ +Piyasalar Berat Albayrak'a Olumlu Tepki Verdi: ''İyi yine bu ekonominin başına geçmeye razı olan birilerini bulmuşlar..'' Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dün akşam açıklanan yeni kabinede en çok tartışılan isim Hazine ve Maliye Bakanlığı'na getirilen Berat Albayrak olurken, bu şartlarda Türkiye'de ekonominin başına geçmeye razı olan birilerinin ortaya çıkmış olması piyasalar tarafından da olumlu ve sürpriz bir gelişme olarak yorumlandı. Yeni kabinenin açıklanmasıyla birlikte beklentilerin aksine ekonomiden sorumlu bir bakanın da olduğunu gören piyasalarda iyimser bir hava hakim. Kararın açıklanmasından itibaren Türk Lirası'nın ABD Doları karşısında sadece %4 civarında bir kayba uğradığına dikkat çeken uzmanlar, piyasadaki esas beklentininse bu saatten sonra kimsenin böyle bir işi üstüne almak istemeyeceği yönünde olduğunu ifade ettiler.  Hazinesinde 100 milyar dolar civarında para bulunan, toplam dış borcu yaklaşık 500 milyar dolar olan ve yüksek enflasyon, yüksek döviz kuru, yüksek işsizlik kıskacındaki bir ekonominin başına geçmeye razı birilerinin çıkmasını sürpriz olarak değerlendiren ekonomi çevreleri, elde edilen sonuçta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yüksek hitabet ve ikna gücünün önemli bir payı olduğu görüşünde birleşiyor. Adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir finans yöneticisi, konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede ''Gerçekten şu an piyasalarda tam bir şaşkınlık hakim. Ben dahil sektörde az çok bu işlerden anlayan herkese bu koltuk teklif edildi ama hepimiz bir mazaret bulup sıyırmayı başarmıştık. Artık sayın Cumhurbaşkanı ne söyledi de damadını bu işi almaya ikna etti bilemiyorum. Neticede aile içi bir mesele hakkında yorum yapmak da uygun değil. Ama insanın nazı en çok damadına geçer derler ya, doğruymuş.'' ifadelerine yer verirken, Türkiye'de hala bir ekonomi bakanının bulunmasını yabancı yatırımcı için de olumlu bir sinyal olarak değerlendirdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/344331.txt b/Fake/344331.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..f8ed2d3b22b0f4eebd44cc2a5e068775048ac6ba --- /dev/null +++ b/Fake/344331.txt @@ -0,0 +1 @@ +iPhone'a Gelen Yüzde 25'lik Zamma Dışişleri'nden Sert Tepki: ''Milletimizin en temel değerlerinden birine karşı yapılan bu saldırı...'' Başta iPhone olmak üzere Apple ürünlerine gelen ortalama yüzde 25 civarındaki zam kamuoyunda infiale neden olurken, Dışişleri Bakanlığı da akşam saatlerinde yaptığı açıklamayla karara sert tepki gösterdi. Açıklamada, Türk insanının önde gelen değerlerinden ve aynı zamanda en temel ihtiyaç kalemlerinden birine yapılan bu orantısız fiyat artışının açık bir ekonomik saldırı olduğu vurgulanırken, ABD Büyükelçisi'nin yarın Dışişleri'ne çağırılacağı ifade edildi.  Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy tarafından yapılan açıklamada, kararın kesinlikle kabul edilemez olduğu belirtilirken ''iPhoneX'in fiyatını 7500 lira yaparak ülkemizde kaos çıkarmaya ve bu milleti iPhone'suzlukla terbiye etmeye çalışanlar er ya da geç hüsrana uğrayacaklarını bilmelidirler. Bizim insanımız gerekirse günü tek öğünle geçirir, böbreğini satar yine o telefonu alır. 10.000 lira da yapsanız faydası yok. Kimse kendini hayallere kaptırmasın'' ifadelerine yer verildi.  ABD Doları'nın TL'ye karşı her gün değer kazandığı bir ortamda yapılan bu fahiş fiyat artışının zamanlamasının manidar olduğuna dikkat çeken Dışişleri Sözcüsü, ''Bu millet Allah'ın izniyle iPhone'suz kalmaz kalmamasına ama elde zaten 3 kuruş döviz rezervi kaldı. Onu da şimdi iPhone'a verirsek biz napıcaz? Merkez Bankası'nı kapatalım gidelim o zaman'' derken, ABD Büyükelçisi'nin yarın Bakanlığa çağırılarak açıklama isteneceğini de sözlerine ekledi.  ''Karşımıza alıp konuşacağız. Biz bu parayı yine bir şekilde bulur iPhone'a veriririz ama ondan sonra bizden başka bir ödeme beklemeyin diye açıkca söyleyeceğiz. Artık kendileri bilirler'' diyen Aksoy, görüşmenin ardından ABD tarafının geri adım atacağı konusunda olumlu beklentiler içinde olduklarını, o yüzden çok çok acil ihtiyacı olanlar dışındaki vatandaşların kısa vadede iPhone alma planlarını ertelemelerinin faydalı olacağını belirterek basın toplantısına son verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/344734.txt b/Fake/344734.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..750bb01e83473fa0b41ddc9c64347069600da940 --- /dev/null +++ b/Fake/344734.txt @@ -0,0 +1 @@ +İran'dan Sonra Venezüella ile de Ambargo Delme Konusunda Anlaşan Türkiye, Güvenilir ve Hayırsever Venezüellalı İş Adamı Arayışlarına Başladı... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sabah Venezüellalı mevkidaşı Nicolas Maduro ile bir araya geldi. Yaklaşık 3 saat süren ve basına kapalı gerçekleştirilen görüşmenin ardından kameralar karşısına geçen iki lider, ortak bir basın toplantısı düzenleyerek, toplantıda konuşulanlar hakkında bilgilendirmelerde bulundu... Basın toplantısı öncesi gazetecilere bol bol poz veren ikilinin, hayli neşeli oldukları gözlenirken, kameraların karşısına önce Venezüella Devlet Başkanı Maduro geçti. "Türkiye bizi kurtaracak" diye bağırarak söze başlayan Maduro Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından "Lan yavaş" diyerek uyarıldıktan sonra özür dileyerek konuşmasına baştan başladı. İki ülkenin kader ortağı olduğunun altını çizen Maduro, "Türkiye ile birçok ortak noktamız olduğunu öğrendim. Biz dünyanın en çok petrol rezervine sahip ülkesiyken, mesela siz de bor rezervinde dünya lideriymişsiniz. Ama kadere bakın ki iki ülkeye de çıkarttırmıyorlar" şeklinde konuştu.  Türk heyetinin kendilerine gösterdikleri yoğun ilgiden çok memnun kaldığını ifade eden Venezüella Devlet Başkanı, "Heyettekiler ne İngilizce nede İspanyolca bilmedikleri için fazla sohbet etme imkanı bulamadık. Sadece evli ve 3 çocuk babası olduklarını öğrendim. Onu da bakanlıklarının sitesindeki özgeçmiş bölümünden" şeklinde konuştu.   Maduro'nun ardından kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan ise konuşmasının başında Maduro'ya şükranlarını sundu. Konuşmasına geçmişte edindikleri kötü tecrübelerden ders çıkardıklarının altını çizerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenilir ve hayırsever Venezüellalı bir iş adamı buldukları taktirde, Venezüella'dan altın alıp, karşılığında Dubai üzerinden sanki çeşitli hububat ve gıda ürünleri ticareti yapıyormuş gibi göstereceklerini ifade etti. Halkbank'ı artık bu işlere bulaştırmak istemediklerini belirten Erdoğan, onun yerine işleri Ziraat Bankası üzerinden yürüteceklerini dünya kamuoyu ile paylaştı.    Ardından soru-cevap kısmına geçilen basın toplantısında, daha önceden sorulacak soruların verildiği gazeteciler tek tek söz aldı. Bir basın mensubunun Venezüella Devlet Başkanı Maduro'ya sorduğu "Bu yoğun tempoda torunlarınızla vakit geçirebiliyor musunuz?" şeklindeki sorusuna Maduro "Vakit bulmaya gayret gösteriyorum" cevabı verdi. Bir başka basın mensubunun "Bu yoğun tempoda spor yapmaya vakit bulabiliyor musunuz?" şeklindeki sorusuna ise "Günde 4 km yürüyorum" şeklinde cevap verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın araya girerek "Biraz da bana sorun yav" şeklindeki çıkışı sonrası aynı sorular Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da soruldu. Erdoğan'ın Maduro ile aynı cevapları verdiği halde daha fazla alkış aldığı görüldü. Başka bir soruya izin verilmezken, toplantı sonunda liderler tekrar bol bol poz verip fotoğraf çektirdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/347572.txt b/Fake/347572.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..cbb2f2c619c60e3fd352473a7775c3661a7a19c1 --- /dev/null +++ b/Fake/347572.txt @@ -0,0 +1 @@ +Milli Piyango'dan Yeni Şans Oyunu: Her Hafta İflas ya da Konkordato İlan Edecek Şirket Sayısını Bil, Büyük İkramiyeyi Kazan! Milli Piyango İdaresi, bir süredir piyasalarda yaşanan iflas ve konkordato akımından yola çıkarak tasarlanan yeni şans oyunu 'Konkor Loto'yu basına tanıttı. Her cuma düzenlenecek çekilişle o hafta içinde batan firma sayısını doğru bilenlerin büyük ikramiyeyi kazanacağı 'Konkor Loto'da ayrıca firma adı tahminine göre ayrı ayrı kuponlar da yapılabilecek.  'Konkor Loto'nun tanıtımı için bugün basın mensuplarının karşısına geçen Milli Piyango İdaresi Genel Müdürü İsmail Aygül hayli heyecanlıydı. Aygül, ''Dün bir ayakkabıcıyla bir seramikçinin konkordato ilan ettiğini okuyunca birden böyle bir fikir aklımıza geldi. Bir süredir kurumda arkadaşlarla kendi aramızda bugün kim batar acaba diye ufak tefek bahisler yapıyorduk zaten. Ben mesela bu hafta en az 2 inşaatçı bekliyordum ama ayakkabıcı çıktı. Gerçekten de paranın kimde olmadığı hiç belli olmuyor” diyerek, fikrin ortaya çıkış öyküsünü aktardı. Her cuma akşam saat 21'de çekilişi yapılacak olan 'Konkor Loto'da, o hafta mesai bitimine kadar batacak firma sayısını doğru olarak bilenlerin 1 milyon TL'lik büyük ikramiyeyi bölüşeceğini belirten Aygül, doğru tahmin eden çıkmaması halinde ikramiyenin bir sonraki haftaya devrederek heyecanın katlanacağını da sözlerine ekledi. Para ödülünden önce farklı alternatifleri değerlendirdiklerini de kaydeden Milli Piyango Genel Müdürü, “Hani oyuna bir renk katalım hem de bu sıkışıklıkta cebimizden para çıkmasın diye önce batan şirketlerden en büyüğünün işletmesini verelim dedik ama onu sorduk soruşturduk pek rağbet olmadı haliyle. Gene en iyisi nakit para. Hem bu şekilde piyasaya biraz nakit de girmiş olur. Belki kazanan bir iş falan kurarsa ekonomiyi de canlandırır.” ifadelerine yer verdi.  Aygül, oyunun adını başta 'Kriz Loto' olarak düşündüklerini ancak yanlış anlamalara mahal vermemek için bundan vazgeçtiklerini dile getirdi. "Aslında oyun tam olarak bir krizi fırsata çevirme oyunu ama tabii şu an ortada bir kriz olmadığı için onu diyemiyoruz. Başka bir durum var. Maddi buhran diyebiliriz, efendime söyliyim finansal uçuruma yuvarlanma diyebiliriz. Şey yapmamak lazım yani öyle kriz-mriz diye ortalığı velveleye vermemek lazım" diyen deneyimli Genel Müdür, son olarak şunları kaydetti: “Konkor Loto'da ayrıca toplam sayıyı tahmin etme dışında isim isim firma yazarak da kupon yapma olanağı mevcut. Yalnız orada manipülasyonlara yer vermemek için şans oyunumuza katılacak vatandaşların çalıştıkları firmaların adlarını yazmaları yasak. Bu şekilde bir durum tespit edersek kuponlarını iptal edeceğiz. Şimdiden herkese bol şans diliyorum...” \ No newline at end of file diff --git a/Fake/348669.txt b/Fake/348669.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..9218b0931564b33d55e840ace6c9377eb31c6890 --- /dev/null +++ b/Fake/348669.txt @@ -0,0 +1 @@ +Rahip Brunson Konusunda Bağımsız Karar Vermeleri Gerektiğini Bugün Öğrenen Mahkeme Heyeti, Duruşma Saatine Kadar Sabahlayarak Davanın Hukuki Boyutunu İnceleyecek... 12 Ekim'de İzmir Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek olan Rahip Brunson davasıyla ilgili olarak bu sabah Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan 'Türkiye bir hukuk devletidir, ben yargıya müdahale edecek durumda değilim' şeklindeki açıklamalar mahkeme heyetinde şok etkisi yarattı. Duruşmaya saatler kala Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ve bağımsız bir şekilde hukuk çerçevesi içinde karar vermeleri gerektiğini öğrenen mahkeme heyeti, Brunson davasının hukuki  boyutunu incelemek üzere acil olarak toplandı. Heyet bu gece sabahlamak suretiyle davayla ilgili tüm dosyaları inceleyip hukuk çerçevesinde bir karara varmayı umuyor.  Konuyla ilgili olarak basının sorularını yanıtlayan Mahkeme Heyeti Başkanı Hakim İrfan Töylemez, ''Biz de karar niye hala iletilmedi diye meraklanıyorduk. Meğer bizim bir karar vermemiz gerekiyormuş. Keşke daha önce söylenseydi. Ona göre biraz daha erken çalışmaya başlardık'' ifadelerine yer verdi. Neyse ki hukuk fakültesi zamanlarından bu tarz sabahlamalara alışkın olduklarını da sözlerine ekleyen Töylemez, ''Valla kısaca bir göz attık. Anladığımız kadarıyla ortada bir casusluk suçlaması var. Arkadaşlarımla birlikte o konudaki içtihatlere yoğunlaşıcaz. Onun kitabı da tuğla gibiydi gerçi ama yeterli miktarda kahve ve enerji içeceğiyle uyumadan çalışırsak hallederiz. Ben şahsen öğrencilikte de çoğu finali de böyle geçtim zaten. Skıntı yok...'' derken, Türkiye'nin canı isterse nasıl bir hukuk devleti olabileceğini tüm dünyaya göstereceklerini ifade etti.  Arkadaşlarının yanına dönmesi gerektiğini belirterek konuşmasını kısa tutan Töylemez, son olarak ''Beyler nolur nolmaz numaramı versem beni sabah 5 gibi bir arayabilir misiniz? İçimiz geçer falan belki sıkıntı olmasın. Hadi kaçtım ben..'' sözleriyle basın mensuplarından ricada bulunarak açıklamalarına son verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/34961.txt b/Fake/34961.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..393a97bf6db3d56b7022136b5404c19a73477e26 --- /dev/null +++ b/Fake/34961.txt @@ -0,0 +1,25 @@ +Referandum İçin Tarafını Açıklamamakta Direnen TÜSİAD'ın Genel Merkezine, Belediye'den Yıkım Kararı 12 Eylül'de yapılacak Anayasa referandumu için görüşünü net olarak açıklamayan ve bu yüzden Başbakan Erdoğan'ın "Bitaraf olan bertaraf olur" ihtarına maruz kalan TÜSİAD, bu sabah Büyükşehir Belediyesi'nden gelen yıkım kararının şokunu yaşadı. Derneğin İstanbul Tepebaşı'ndan bulunan genel merkezini, "Kentsel Dönüşüm Projesi" kapsamında yıkmaya hazırlanan Büyükşehir Belediyesi'nin, "Kimsenin aklına bir şey gelmesin. Tek amacımız şehrin dokusuna daha uygun bir genel merkez binası yapmak" açıklaması ise spekülasyonlara son vermeye yetmedi. + + + +TÜSİAD, bu sabah güne dozer ve kepçe sesleriyle uyandı. Derneğin haftalık olağan değerlendirme toplantısı için İstanbul, Tepebaşı'ndaki genel merkezine gelen üyeler, kapıya dayanmış yıkım ekiplerini görünce büyük bir şok yaşadılar. + + + +Olay yerindeki belediye yetkilileriyle kısa bir süre görüşen Derbent Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜSİAD Genel Sekreteri Sevim Derbent'in "Arkadaşlar, Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında genel merkezimizi yıkacakmış. Adamların şakası yok, bu öğlene kadar mühlet verdiler. Herkes eşyalarını toplasın lütfen." açıklamasından sonra ise şaşkınlık yerini hüzün ve öfkeye bıraktı. + + + +Olayın duyulmasının hemen ardından derneğin önü basın mensuplarının akınına uğrarken, konuyla ilgili ilk açıklama yine Sevim Derbent'ten geldi. Yıkım kararının siyasi olduğunu düşünmek istemediklerini belirten Derbent, "Başbakan, 'Bitaraf olan bertaraf olur' deyince açıkçası biraz canımız sıkılmıştı ama işin bu noktaya varacağı hiç aklımıza gelmemişti. Karara tabii ki saygılıyız, ancak açıkçası zamanlamasını da biraz manidar buluyoruz." diyerek, TÜSİAD'ın yıkımla ilgili kuşkularını dile getirdi. + + + +Derbent'in açıklamasının ardından "Bu sıcakta nereye gideriz? Nerede toplanırız? Bu insanlar nerede kalacak?" sözleriyle tepkilerini dile getiren işadamlarından bazıları içeride kalan kişisel eşyalarını kurtarmak için dernek binasına yönelirlerken, Teksen Şirketler Gurubu Genel Başkanı Ferit Görmez'in başını çektiği bir grup işadamı ise yıkım ekiplerine direnmek için harekete geçti. Dozerlerin önünde adeta etten bir duvar ören 20 kadar sanayici ve işadamı, "Baskılar bizi yıldıramaz" ve "Tepebaşı bizimdir, bizim kalacak" sloganlarıyla yıkıma engel olmaya çalıştılar. + + + +Bu sırada, Türk sanayisinin en büyük 500 şirketinden biri olan Eskerler Sanayi'nin Onursal Başkanı Mahmut Eskerler'in, şirketin genç varisi Mert Eskerler'i(28) çatıya çıkararak, aşağı atmakla tehdit etmesi ise oldukça heyecanlı ve gergin anların yaşanmasına sebep oldu. Çevredeki vatandaşların ve belediye yetkililerinin uzun süren çabalarına karşın bir türlü ikna edilemeyen ünlü işadamı, dozerlerin bölgeden uzaklaştırılmasının ardından eylemine son verdi. + + + +Yıkım kararıyla ilgili olarak Büyükşehir Belediyesi'nden beklenen açıklama ise bu öğlen saatlerinde geldi. Yıkımın, Kentsel Dönüşüm Projesi'nin bir parçası olarak aylar öncesinden planlandığı belirtilen açıklamada, TÜSİAD binasının Mimar Eren Talu'nun başında bulunduğu bir ekip tarafından en kısa zamanda Tepebaşı'nın tarihi dokusuna uygun bir şekilde yeniden inşa edileceğinin de altı çizildi. Açıklamada ayrıca yenilenme süresince TÜSİAD üyelerinin mağdur olmaması için kendilerine Halkalı'da inşa edilen geçici prefabrik konutlarda uygun bir alanın tahsis edileceğinin de müjdesi verildi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/40158.txt b/Fake/40158.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..8ac139dad6d51845f0b328b8e745c3098f981425 --- /dev/null +++ b/Fake/40158.txt @@ -0,0 +1,21 @@ +Referandum Sınavını Geride Bırakan Türkiye, Şimdi Bu Sorunun Cevabını Arıyor: "Soru neydi?" Aylardır ülke gündemini meşgul eden anayasa değişikliği referandumu geride kalırken, oy kullanan 40 küsur milyon kişiden %58'i değişiklik için evet, %42'si de hayır oyu kullandı. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da milyonlarca seçmenin de boykot ettiği referandum sınavını başarıyla veren vatandaşlar, "Şimdi sıra bize tam olarak neyin sorulduğunu, neye evet, neye hayır dediğimizi ve neyi boykot ettiğimizi öğrenmeye geldi..." diyerek, demokrasi adına çalışmalarına kesintisiz bir şekilde devam edeceklerinin sinyallerini verdiler. + + + +Bu seferki referanduma hazırlıksız yakalandıklarını belirten vatandaşlar "Açıkçası anayasa konusu bizi biraz aştı. Televizyonlardaki tartışmaları takip ederek bir şeyler anlamaya çalıştıysak da konuya tam hakim olmadığımız için bir süre sonra iyice kafamız karıştı. Utandığımızdan sormaya da çekindik." sözleriyle, sırf lütfedip böylesi önemli bir konuda kendilerinde danışan devlete karşı mahcup duruma düşmemek için, bu seferlik iyi kötü bir cevap verme yoluna gittiklerini kaydettiler. + + + +"Sağolsunlar bize sordular ama bizim de eğitim seviyemiz, kültürümüz belli sonuçta. Yine de şimdi hiçbir şey demesek iyice ayıp olacaktı adamlara. Baktık olmuyor, bir kısmımız sırf Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Fethullah Gülen'i sevdiğimiz için evet dedi. Bir kısmımız sırf bu iki isme kıl olduğundan hayır dedi. Geri kalanı da İmralı'dan gelen boykot çağrısına uyup oy kullanmadı. Şimdi oyu verdik, zamanla nasıl olsa öğrenir, tanırız. Böyledir bu işler, evlilikte de böyledir... Onun gibi... Bu referandum böyle oldu ama lütfen çok rica ediyoruz bir daha böyle karmaşık konular için bize gelinecekse en azından çalışmamız için biraz zaman verilsin." diyen vatandaşlar, devlete karşı bir kez daha mahcup duruma düşmek istemediklerinin altını çizdiler. + + + +12 Eylül referandumunun en azından eksiklerini görmeleri adına faydalı bir tecrübe olduğunu da vurgulayan seçmenler, şu aşamada ilk olarak kendilerine ne sorulduğunu öğrenmek için yarından itibaren çalışmalara başlayacaklarının müjdesini verdiler. Başta Anayasa hukuku olmak üzere konuyla ilgili ne varsa akılları yettiğince okuyup, anlamak için ellerinden geleni yapacaklarının üzerinde duran başarılı halk, açıklamalarına "Siyasi partiler yasası, dernekler kanunu ve çeşitli tüzükler, yönetmelikler üzerinde de her birimiz kapsamlı fikir sahibi olmak için çalışıyoruz. Birçoğumuz işini gücünü tamamen bıraktı, bunlara odaklandık. Vatandaşlık görevi olarak öncelikli gördük." şeklinde devam etti. + + + +Vatandaşlar, "Tabii düşününce şimdi bir avukatın bile yetişmesi için 4 yıl hukuk eğitimi görmesi gerekiyor. 4 yıl değilse de yani en azından şöyle kabaca bir fikir sahibi olmamız için bile nereden baksanız 6-7 ay lazım. Ancak ondan sonra neye evet, neye hayır dediğimizle ilgili iyi kötü bir fikir sahibi olacağımızı umuyoruz." diyerek, gelecekle ilgili iyimser mesajlar da verdiler. + + + +Son olarak, Anayasa konusuna yeterince vakıf olduklarında diğer maddelerini de inceleyeceklerini ifade eden vatandaşlar, "Zaten ondan sonra, bize sorulmasını beklemeden kendimiz değişmesi için başvuracağız. Her şeyi de devletten beklememek lazım. Bir sürü işi, gücü var adamların." sözleriyle, daha demokratik bir Türkiye için üzerlerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirme isteklerini de ortaya koydular. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/42148.txt b/Fake/42148.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..ccde3ea77ce46b8ea9eea2c802c617f9ed56d401 --- /dev/null +++ b/Fake/42148.txt @@ -0,0 +1,15 @@ +Yatırımlarıyla Parasına Para Katan Milli Piyango Talihlisi, Basının İlgisizliğinden Şikayetçi Edirne’de 8 yıl önce Milli Piyango’dan büyük ikramiyeyi kazanmasının ardından bugüne kadar yaptığı yatırımlarla servetini bir hayli artıran Akın Telkuş, basından beklediği ilgiyi göremediğini belirterek yaşadığı hayal kırıklığını anlattı. Büyük ikramiye ile beraber adeta şeytanın bacağını kırdığını ve çok şükür bugüne kadar her şeyin istediği gibi gittiğini ifade eden Telkuş, "Gündeme gelmek için illa aç mı kalmam lazım?" diyerek medya mensuplarına sitemde bulundu. + +2002 senesindeki yılbaşı çekilişinde büyük ikramiyeyi kazanan 4 talihliden biri olan Akın Telkuş, zengin olduktan sonra ilk iş olarak eski eşini kapının önüne koyduğunu ve şimdiki eşi Reyhan Hanım'la karşılaşıncaya dek parasını barlarda, pavyonlarda yediğini büyük bir açık yüreklilikle itiraf etti. Eli para gördükten sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını, aksine çok daha iyi olduğunu kaydeden Telkuş, adeta bir masal gibi geçen başarı ve sefahat dolu yıllarını şu sözlerle anlattı: + + + +"Tabii şimdi piyangodan kazandığım 2 trilyon lira komik bir rakam benim için ama ne yalan söyleyeyim, o zaman çok büyük para gibi gelmişti. Fakat yine de para gelince çok fazla değiştiğimi de söyleyemem; zaten keyfime düşkün adamdım. Epeydir o zamanki eşimi postalamak da vardı kafamda, piyango o süreci biraz hızlandırdı sadece. Hanımı boşayınca artık rahat rahat içip, gezebilirdim; ki öyle de yaptım. Baya bir süre, pavyon, bar, kumar derken şahane dalgama baktım. Fakat kardeşim nasıl bereketli bir paraysa artık ye ye bitmedi mübarek. Sonra da bir gece kulübünde Reyhan'la karşılaştım. Kaç zamandır aradığım aşkı, kadını sonunda bulmuştum. Gerçi evliyken de birkaç kez beraber olmuştuk ama epeydir ulaşamıyordum kendisine. Neyse ki, artık aramızda bir engel kalmamıştı..." + + + +Reyhan Hanım'la evlendikten sonra artık uslandığını ve biricik eşinin isteği ile tekrar çalışmaya başladığını kaydeden şanslı milyoner sözlerine, "Öncelikle al-sat yapmak için küçük bir ofis kiraladım. Orda, burda ucuza ev, arsa kovalamaktı niyetim ama artık nasıl bir bal varsa üç kuruşa aldığım gayrimenkul 1 ayda 10 katı değerleniyordu. Zerre iş yapmadan, sırf iki ilan vererek para kazanmak bir süre sonra canımı sıkınca işleri büyüteyim madem dedim. Önce bir playstation kafe, sonra simit sarayı, en sonunda da baskılı tişört işine girdikten sonra gerisi çorap söküğü gibi geldi. Ne olduğunu anlayamadan, vergi rekortmenleri listesine girdim. Derlerdi de inanmazdım; para parayı çekiyormuş gerçekten..." şeklinde devam etti. + +Aradan geçen 8 yıl içerisinde tanıdığı, tanımadığı birçok akrabasının karşısına çıktığını da dile getiren Telkuş, "Sağolsunlar akrabalarım bana gerçek sevginin ne olduğunu gösterdiler. Onlarla adeta büyük bir aile olduk. Tabii ben de hepsine özellikle maddi açıdan yardımcı olmaya çalıştım; ancak elbette senetini, sepetini yapmak koşuluyla... İş ayrı, akrabalık ayrı" dedi ve ekledi: "Bakın mesela öz dayıma geçen sene yüklü miktarda borç vermiştim. Vadesi geldi, para yok ortada. Tak koydum hacizi, aldım elinde avucunda ne varsa. Ödeseydi o da, bana ne..." + +Açıklamalarının sonunda basına sitem etmeyi de ihmal etmeyen Telkuş, "İlla yani bir düşkünler evinde 'Keşke piyango bana çıkmasaydı. O paranın zerrece hayrını göremedim' diye iki göz iki çeşme demeç vermem mi gerekiyordu? Hikayeyse buyurun benimki de mis gibi hikaye. Yıllardır bekliyorum bir gazete de benden bahsetsin ama baktım gelen giden yok o zaman buyurun ben de parasıyla kendi haberimi yayınlatıyorum. Hem de manşetten anasınısatiym..." diyerek daha önce anlaştığımız 20.000 TL'lik çeki muhabirimize takdim etti. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/504.txt b/Fake/504.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..eebade4a0a1c2302b481eaee9d06d4b6f9572967 --- /dev/null +++ b/Fake/504.txt @@ -0,0 +1,8 @@ +Emekli Korgeneral Şaşırttı: "Esas Askerlik Şimdi Başlıyor" 54 yaşında sürpriz bir kararla emekli olan Korgeneral Ersin Özbükey, bir gazetede yayınlanan röportajındaki "esas askerlik şimdi başlıyor" açıklaması ile eski silah arkadaşlarını oldukça şaşırttı. + + + +Geçtiğimiz günlerde aldığı sürpriz kararla, henüz 54 yaşındayken emekliye ayrılan TSK'nın sıradışı komutanlarından Korgeneral Ersin Özbükey, "askerlik güzeldi valla. Kaçta yatıp kalkacağımızı, ne yapacağımızı, ne yiyeceğimizi hep biliyorduk. Ayrıca kışladaki gırgır şamata da hiç bir yerde yoktu. İnanın ki kendimi büyük boşlukta hissediyorum, esas askerlik şimdi başlıyor" diyerek, çalışma günlerini özlediğini ifade etti. + + + Emekli olmasının ertesi gününde apartman yöneticisi olması yönünde yakın çevresinden ve ailesinden baskı gördüğünü de belirten Özbükey, toplumun bütün asker emeklilerine potansiyel apartman yöneticisi gözüyle bakmasından çok sıkıldığını, bu zinciri kırmak için gerekirse tek başına müstakil bir eve taşınabileceğini de belirterek çevresine gözdağı verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/54105.txt b/Fake/54105.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..cf1832fbebe2404d9209031a6bd4c656e146d719 --- /dev/null +++ b/Fake/54105.txt @@ -0,0 +1,14 @@ +Youtube Yasağının Kalkması, Yasak Nedeniyle Youtube'a Giremeyen Tek T.C. Vatandaşı Ekrem Gündüz Tarafından Coşkuyla Kutlandı İçerdiği uygunsuz videoların silinmesinin ardından Youtube'a uygulanan erişim yasağının kalkması Türkiye genelinde sükunetle karşılanırken, yasak nedeniyle 2007'den beri Youtube'a giremeyen tek kullanıcı olan Ekrem Gündüz cephesinde ise büyük bir sevinç vardı. + + + Kırşehir Adliyesi'nde devlet memurluğu yapan Ekrem Gündüz (30), yaklaşık 3 yıl aradan sonra tekrar Youtube'a kavuşmanın coşkusunu sabahlara kadar yüzlerce komik video izleyerek yaşadı. Mutluluğunu paylaşmak için aradığı arkadaşlarının "Eee... yani?" şeklindeki kayıtsız tavırlarına rağmen neşesinden bir şey kaybetmeyen Gündüz, "Gördüm ki yasak süresince gurbetteki vatandaşlarımız bizim yokluğumuzu hiç hissettirmemişler. Gerek ekledikleri videolarla olsun, gerek yorumlarıyla olsun Türk milletinin Youtube'daki varlığını başarıyla devam ettirmişler. Bu da beni ayrıca çok mutlu etti." sözleriyle, olan bitenden hala hiçbir şey anlamadığını çok net bir şekilde gözler önüne serdi. + + + + Youtube'un erişime açılmasıyla adliyedeki çalışma arkadaşlarının daha önce yaptığı birçok espriyi de ancak şimdi anlamaya başladığını kaydeden Ekrem Gündüz, sözlerine, "Bizim odada bir 'Artiz ne arar la adliyede' lafı dolanıp duruyordu kaç zamandır mesela. Açıkçası, bugüne kadar pek anlamasam da yine de gülüp geçiyordum. Hatta yerli yersiz birkaç kez benim de söylemişliğim vardır. Maksat ortama yabancı kalmamaktı işte, ama şimdi o video gözümün önüne gelince... Ahahah.. Çok komik ya... Nerden duymuşlarsa bizim çocuklar artık. Heralde televizyonda falan çıktı zamanında, ben kaçırmışım..." şeklinde devam etti. + + + +Her şeye rağmen Türk halkının, internette yer alan bazı videolardaki saygısızlıklara karşı duruşunun önemli olduğunu da vurgulayan Ekrem Gündüz, "Yasağın işe yarayabilmesi için halkımızın ilk günden itibaren Youtube'un açılması için yetkililere baskı yapmadan, hükümetimizin aldığı kararın sonuna kadar arkasında olduğunu göstermesi çok önemliydi ve biz ülke olarak bunu başardık. Keşke kutsal değerlerimize hakaret eden bir takım videoları hiç yayınlamasalardı da, bu tatsızlıklar hiç yaşanmasaydı. Eminim bizim kadar onlar da üzüldü, bizim onları özlediğimiz kadar onlar da bizi özledi..." diyerek, Youtube'un da hatalarından ders aldığına inandığını belirtti. + +Son olarak yaşanan bu tatsızlıkları her iki tarafın da unutması gerektiğine dikkat çeken Gündüz, açıklamalarına şu sözlerle son verdi: "Umuyorum ki yaşanan bu süreç hem Youtube için hem de diğer siteler için bir örnek teşkil eder. İsteyince, iyi niyetle yaklaşınca her sorun çözülüyor. Biliyorum biraz amiyane olacak ama ,bu ülke bazı zararlı içerikleri kaldırması halinde Youporn'a dahi kucak açacak hoşgörüye sahiptir. Bu, böyledir..." \ No newline at end of file diff --git a/Fake/75040.txt b/Fake/75040.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..ffb002749de24b38d4cb265a11b113c512e0b778 --- /dev/null +++ b/Fake/75040.txt @@ -0,0 +1 @@ +Hamallık Yaparak Yaşamını Kazanan Süleyman Kerince, Bir Zamanlar Köyde Çobanlık Yapmış Olmaktan Utanmıyor İstanbul Zeytinburnu'nda yaşamını hamallık yaparak sürdüren 46 yaşındaki Süleyman Kerince, hayatının bilinmeyen yönlerini ve istikrarlı başarısızlık öyküsünü basın mensuplarıyla paylaştı. Malatya'nın Darende İlçesi'ne bağlı Bekerek Köyü'nden 1989 yılında İstanbul'a gelen Kerince, köydeyken çobanlık yaptığını söyleyerek ekliyor: "Geldiğim yerden kesinlikle utanmıyorum. Utanacak bir durum yok. Gayet güzel fıstık gibi yiyip içiyordum köy yerinde. Buradaki durumumla kıyaslarsanız epey rahattı aslında..." \ No newline at end of file diff --git a/Fake/89210.txt b/Fake/89210.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..4bd56cb5989370a95f748858ee9de4c376caeb1e --- /dev/null +++ b/Fake/89210.txt @@ -0,0 +1 @@ +Hayatı Boyunca Sigara İçmediği Halde Akciğer Kanserine Yakalanan Sam O'Sullivan, Amerikan Sigara Firmasının Yeni Reklam Yüzü Oldu ABD'nin köklü sigara şirketlerinden biri olan North Atlantic Tobacco(NAT), önceki gün düzenlediği görkemli bir geceyle yeni reklam yüzü olan akciğer kanseri hastası Sam O'Sullivan'ı(42) basına tanıttı. Hayatı boyunca ağzına sigara koymadığı halde akciğer kanserine yakalanmayı başaran O'Sullivan'ın ömrü vefa ettiği sürece reklam çalışmalarında yer alacağı belirtilirken, "İçmeyen de Ölüyor" adıyla başlatılan kampanya daha şimdiden sigara karşıtlarının tepkisini çekmiş durumda. \ No newline at end of file diff --git a/Fake/93857.txt b/Fake/93857.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..ccb9c9f40d24da560da5fbf97343a7dac00fceda --- /dev/null +++ b/Fake/93857.txt @@ -0,0 +1 @@ +İki Yıl Süren Çatışmaların Ardından Nijer'de Yönetimi Ele Geçiren Albay Guamsia Yanlıları, O Kadar Zahmete Değip Değmediğinden Emin Olamıyor Orta Afrika ülkelerinden Nijer'de 2 yıl süren kanlı çatışmaların ardından geçtiğimiz hafta ülkenin yönetimini ele geçiren Albay Guamsia yanlıları, şimdi de içine düştükleri boşlukla mücadele etmeye çalışıyorlar. Zafer kutlamalarının ardından, %90'ı çöl olan, fakir ve kimsenin haritada yerini bile bilmediği bir ülkenin yönetimi için 2 yıl savaştıklarını yeni yeni farkettiklerini belirten Albay Guamsia, "O ara gözümüz kararmış, çatışmanın tozu dumanı içinde, sıcağı sıcağına fark edememişiz. Şimdi ne yapacağımız hakkında açıkçası hiçbir fikrimiz yok." diyerek bir sonraki isyana kadar bir şekilde durumu idare etmeye çalışacaklarını ifade etti. Geçtiğimiz hafta General Jordan Niembe hükümetini devirerek Nijer'in yönetimini ele geçiren Albay Umaru Guamsia yanlılarının sevinç gösterileri bir süredir yerini derin bir sessizliğe bıraktı. 2 yıl süren ve toplam 60 bin civarında insanın hayatını kaybettiği kanlı iç savaşın ardından ulaştıkları zaferi birkaç gün boyunca doyasıya kutlayan Guamsia yanlıları, bunca zahmetin altında petrol bile olmayan büyük bir çöl için olduğunu yeni yeni farkederlerken, Albay Guamsia'nın bu sabah düzenlediği basın toplantısı moralleri iyice bozdu. Başkent Niamey'deki hükümet sarayında basın mensuplarının karşısına geçen Guamsia, dava arkadaşlarına teşekkür ederek başladığı konuşmasına şöyle devam etti: "Yine savaşırken iyiydi vakit geçiyordu ama şimdi ne yapacağımızı ben de bilmiyorum açıkçası değerli yoldaşlarım. 2 gündür kurmaylarımla beraber el elde baş başta oturuyoruz. Hazine desen kasada 5 kuruş para yok ki onu bölüşelim. Daha bunun dışişleri var, maliyesi var, sağlık bakanlığı var. Her yer evrak, kağıt. Durduk yere başımıza bi ton iş aldık. Hayır yani asker adamız anlamıyoruz da. Elde keleş oturuyoruz öyle..." En başta isyanı çıkarırken başarılı olacağına pek ihtimal vermedikleri için iktidara biraz da hazırlıksız yakalandıklarını samimiyetle itiraf eden Guamsia, "Yine de o kadar adam öldü, bari gelmişken ekonomik anlamda bir reform meform bir şeyler yapalım diyoruz fakat inanın aklımıza hiçbir şey gelmiyor. Aramızda bazı arkadaşlar ihracata ağırlık verelim, tarıma abanalım falan diye bir şeyler diyolar da, nasıl olacak yani bu işler? Resmen göz göre göre kendimizi kandırıyoruz. Hadi bişeyler yaptık, iyi kötü bi işin ucundan tuttuk diyelim, yarın gelip kafamızı kesmeyecekleri ne malum? Öyle bekliyoruz işte çöllük yerde... Hayırlısı artık..." sözleriyle de içinde bulundukları zor durumu gözler önüne serdi. Albay Guamsia, 2 yıldır boşu boşuna ter döktüklerini düşündükçe sinirlerinin bozulduğunu belirtirken, kendilerinden sonra gelecek olan hükümete de tavsiyelerde bulunmayı ihmal etmedi: "Yani işte manzara bu arkadaşlar. Boş yere kendinizi heder etmeyin diyicem ama biliyorum ne söylesem boş. Sırf can sıkıntısından kesin birileri yine bir iç savaş çıkaracak. Çıkarsınlar da zaten. Başka türlü vakit geçmiyo... Neyse, bizden sonra gelecek arkadaşlara tavsiyemiz, eğer yapabilirlerse bi ihtimal, planlı programlı bi şekilde gelsinler, ellerinde bi proje olsun. Ha biz yine sonuna kadar çatışırız onlarla da, hiç değilse sonunda elle tutulur bişey çıksın ortaya. Ne için savaştığımız belli olsun en azından..." \ No newline at end of file diff --git a/Real/41101548.txt b/Real/41101548.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..459a6ed3d4086d34052dcdedcf29f075c2c83f2d --- /dev/null +++ b/Real/41101548.txt @@ -0,0 +1 @@ +Merkez, ekmek süt zammı riskini takipte Merkez Bankası ekmek, süt, et ve sigara fiyatlarına gelebilecek zamları takibe aldı. Merkez Bankası yılın ilk enflasyon raporunda ekmek, süt ve et başta olmak üzere bazı sektörlerde, tüketici fiyatlarına yansıması bir süredir ertelenmiş bulunan maliyet artışlarının fiyatlara yansıtılması durumunda enflasyon üzerinde ek bir baskı oluşabileceğine dikkat çekti. Banka, enflasyon raporlarında orta vadeli öngörülerde bulunuyor ve temel risklerle, olası etkileri değerlendiriyor. Son raporda da, işlenmemiş gıda, enerji ve tütün gibi, para politikasının kontrolü dışındaki kalemlerde öngörülemeyen oynaklıkların, enflasyon tahminlerinin sapmasına neden olduğu belirtildi. Enflasyonda kaydedilen yüksek seviyelerin fiyatlama davranışında ilave bozulmaya yol açarak geçmiş enflasyona endeksleme davranışını daha da güçlendirme ihtimali bulunduğuna dikkat çekilen raporda şöyle denildi: “Enflasyon ve beklentilerinin birbirini besleyen bir sürece yol açarak enflasyon beklentilerine dair çıpanın zayıflaması söz konusu olabilir. Tütün ürünlerinde ocak ayında yapılan vergi ayarlamalarının sonrasında sektör fiyatlarında henüz bir ayarlama görülmemesi enflasyon tahminleri üzerinde tütün ürünleri kaynaklı risklere işaret ediyor. Sektörler ve alt gruplar bazında enflasyon göstergeleri, sektörler itibariyle firmalar kesimi finansal tabloları, tahsili gecikmiş alacakları (TGA) takip edilecek.” Sigarada 5 Ocak’ta vergileme sisteminde değişikliğe gidildi. Yüzde 63 olan nispi vergi oranı yüzde 67’ye yükseltildi. Asgari maktu kaldırıldı. Artışla 11 liralık sigarada 4 liralık zam ihtiyacı doğdu. Daha yüksek fiyatlılarda zammın 5 liraya çıkabileceği tahmin edildi. Ancak sigara firmaları henüz zam yapmadı. akaryakıtta uygulanan eşel mobil uygulamasının eylül ayı itibariyle enflasyonda 1 puanlık etkisi olduğunu ortaya koydu. Çalışmada, “Eylül ayı itibarıyla yaklaşık 1 puanlık enflasyonist etki sınırlanmış, girdi maliyetleri ve beklenti kanalı da dikkate alındığında tüketici enflasyonu üzerinde oluşabilecek yüksek bir baskı telafi edilmiştir” denildi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41102121.txt b/Real/41102121.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..4654f3d8aceff2807f4fbf99828ffb9b0fe52120 --- /dev/null +++ b/Real/41102121.txt @@ -0,0 +1 @@ +Panathinaikos Anadolu Efes basketbol maçı ne zaman saat kaçta hangi kanalda yayınlanacak? Panathinaikos Anadolu Efes basketbol maçı için geri sayım başladı. Anadolu Efes Basketbol Takımı, THY Avrupa Ligi 21. hafta maçında bugün Yunanistan temsilcisi Panathinaikos'a konuk olacak. Peki, Panathinaikos Anadolu Efes basketbol maçı ne zaman saat kaçta hangi kanalda yayınlanacak? THY Avrupa Ligi heyecanı Panathinaikos Anadolu Efes maçıyla devam ediyor. Avrupa Ligi'nde bu sezon oynadığı 20 maçta 13 galibiyet ve 7 mağlubiyet yaşayan Anadolu Efes, Yunan takımı Panathinaikos ile karşı karşıya geliyor. İki takım arasında İstanbul'da oynanan ilk karşılaşmayı Anadolu Efes 78-62 kazanmıştı. Basketbol tutkunlarının sonucunu merakla beklediği Panathinaikos Anadolu Efes basketbol maçı ne zaman saat kaçta yayınlanacak? Başkent Atina'daki Olimpik Merkezi'nin ev sahipliği yapacağı karşılaşma TSİ 22.30'da başlayacak. Olympic Sports Center’da oynanacak olan karşılaşma TSİ 22:30’da başlayacak ve beIN Sports 3 ekranlarından naklen yayınlanacak. Anadolu Efes, Panathinaikos müsabakasıyla Avrupa kupalarında 642. maçına çıkacak. Lacivert-beyazlı ekip, Avrupa'da oynadığı 641 maçta 353 galibiyet ve 288 yenilgi yaşadı. 2001-2002 sezonundan itibaren katıldığı Avrupa Ligi'nde ise 394. maçına çıkacak Anadolu Efes, bu organizasyonda 196 galibiyet ve 197 yenilgi aldı. Öte yandan Anadolu Efes ile Panathinaikos, Avrupa kupalarında daha önce 28 kez karşılaştı. Bu maçların 10'unu Anadolu Efes kazanırken, 18 mücadeleden ise Panathinaikos galip ayrıldı. Bryant Dunston, Turkish Airlines Euroleague’de bugüne kadar yaptığı 209 blok ile Euroleague tarihinde en çok blok yapan oyuncular sıralamasında ikinciliğini sürdürdü. Listede ilk sırada ise 249 blok ile Fran Vazquez yer alıyor. Tibor Pleiss ise 155 blok ile aynı sıralamada dokuzuncu durumda bulunuyor. Bu kategoride sekizinci sırada 161 blok ile Victor Khryapa yer alıyor. Dunston, bu sezon Euroleague’de 20. haftanın ardından maç başına 1,05 blok ortalaması ile bu kategoride dördüncü sırada yer alıyor. Bryant Dunston, Euroleague’de bugüne kadar aldığı 360 hücum ribaundu ile Euroleague tarihinde en çok hücum ribaundu alan oyuncular sıralamasında dokuzuncu sırada yer alıyor. Listede sekizinci sırada 385 hücum ribaundu ile Mirsad Türkcan bulunuyor. Anadolu Efes’te dördüncü sezonunu geçiren Dunston, bugüne kadar oynadığı 109 karşılaşmada kaydettiği 1034 sayı ile Anadolu Efes’in Turkish Airlines Euroleague’deki en skorer oyuncusu konumunda bulunuyor. Vasilije Micic, 20. hafta sonunda maç başına 5,30 asist ortalaması ile en çok asist yapan oyuncular kategorisinde üçüncü sırada yer alıyor. Micic, ayrıca Euroleague’de forma giydiği son 11 karşılaşmada sahadan en az bir üç sayılık isabet bularak ayrıldı. Tibor Pleiss, Euroleague’de kullandığı son 20, Rodrigue Beaubois son 16, Adrien Moerman da son 10 serbest atışı da sayıya çevirdi. Beaubois, ayrıca Euroleague’de forma giydiği son 16 karşılaşmanın 15’inde sahadan en az bir üç sayılık isabet bularak ayrıldı. Brock Motum’un, Euroleague kariyerindeki 100. üç sayılık isabetine ulaşması için beş üç sayılık baskete ihtiyacı var. Motum’un ayrıca Euroleague kariyerindeki 300. ribaunduna ulaşması için altı ribaunda ihtiyacı var. Adrien Moerman, Euroleague’de forma giydiği son 12 karşılaşmada sahadan en az bir üç sayılık isabet bularak ayrıldı. Başarılı oyuncu, maç başına 1,45 top çalma ortalaması ile bu sıralamada dördüncü durumda bulunuyor. Moerman, ayrıca maç başına 6,35 ribaunt ortalaması ile bu kategoride halen altıncı, maç başına 5,05 savunma ribaundu ile bu kategoride ikinci sırada yer alıyor. Anadolu Efes, 20. haftanın ardından 464 üç sayılık denemesinde 199 isabet bularak % 42,89 ortalama ile bu kategoride ikinci sırada yer alıyor. Takımın iki sayılık atışlarda ise 752 denemede 445 isabet bularak % 59,18 ortalama ile ikinci, serbest atışlarda ise 277 denemede 223 isabet ve % 80,51 ortalama ile ikinci sırada bulunuyor. Ayrıca maç başına 102,75 verimlilik puanı ile Real Madrid’in ardından ikinci durumda yer alan takım, maç başına kaydettiği 85,50 sayı ortalaması ile Euroleague’in en skorer dördüncü takımı. Ekip, maç başına 20,20 asist ile ligin en çok asist yapan takımı konumunda bulunurken, 3,30 blok ortalaması ile bu sıralamada da ikinci durumda bulunuyor. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41102134.txt b/Real/41102134.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..44cdb4e3c4133364409c23e87ed1573328defdfa --- /dev/null +++ b/Real/41102134.txt @@ -0,0 +1 @@ +Fransa Cumhurbaşkanı Macron: Ben de sarı yelekliyim Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "Eğer sarı yelekli olmak daha az parlamenter ve daha iyi maaşlı iş istemek anlamına geliyorsa ben de sarı yelekliyim" açıklamasında bulundu. Cumhubarşkanı Emmanuel ülkesinde iki ayı aşkın süredir devam eden protestoları ile ilgili ilginç bir açıklamada bulundu. Macron, "Eğer sarı yelekli olmak daha az parlamenter ve daha iyi maaşlı iş istemek anlamına geliyorsa ben de sarı yelekliyim" dedi. Fransız basınına konuşan Macron, sarı yelekliler hareketini lidersiz bir sosyal ve siyasi hareket olarak gördüğünü belirtti fakat eylemlerin bir süre sonra 40 ila 50 bin kişi tarafından kurumlara zarar verilmek istenilen bir hale dönüştüğünü vurguladı. Sarı yelekliler tarafından talep edilen 'Vatandaşlık İnsiyatifi Referandumu' hakkında da konuşan Macron referandum teklifine açık olduğunu fakat popüler olarak nitelediği referandumdan çıkacak sonuçların parlamento kararlarını geçersiz kılmamasını istediğini söyledi. Fransa Başbakanı Edouard Philippe geçtiğimiz aralık ayında Les Echos dergisine verdiği demeçte Fransa hükümetinin sarı yelekliler hareketi sürecinde hatalar yaptığını söylemiş ve hükümetin Fransız halkının taleplerini göz ardı ettiğini kabul etmişti. Fransa'da akaryakıt zamlarına ve ekonomik şartların kötüleşmesine tepki olarak 17 Kasım 2018'de başlayan ancak daha sonra Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetimine isyana ve öfkeye dönüşen sarı yeleklilerin eylemleri, ülkede son yılların en şiddetli protestosu haline geldi. Gösterilerde 10 kişi hayatını kaybetti, 2 binden fazla kişi yaralandı, yaklaşık 6 bin kişi gözaltına alındı, binden fazla kişi hapis cezasına çarptırıldı. Polisle eylemcilerin zaman zaman çatıştığı protestolarda, eylemciler kamu kurumlarına saldırmış, mağazaları yağmalamış, araçları ve çöp bidonları yakmış, polisin de göstericilere müdahalesi sert olmuştu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41102243.txt b/Real/41102243.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..073cee28997477ae7eb12ff130985c05c93e3e2d --- /dev/null +++ b/Real/41102243.txt @@ -0,0 +1 @@ +AK Parti’den Aziz Kocaoğlu açıklaması AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, İzmir için aday belirleme sürecinde İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun hak etmediği bir muameleyle karşı karşıya kaldığını belirtti. Gaziemir ilçesindeki esnaf ile kahvaltıda buluşan , gazetecilere yerel sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer'in babası Nurettin Soyer'in askeri savcı olarak görev yaptığı 12 Eylül dönemine ilişkin tartışmaların yapıldığını hatırlatan Dağ, "CHP'nin adayı, önce parti içi, ittifak içi bir meseleydi. Aday açıklandıktan sonra Türkiye geneli bir konu oldu. Babasının 80 öncesi yaptığı olaylar, daha sonraki durumlar yeterince gündem oldu. Seçmen davranışı yönünden buna dayanarak oy vermeme söz konusu olacaksa duymayan kalmadı." dedi. Dağ, yerel seçimlerde daha çok adayların başarılarının ve projelerinin tartışılmasını istediklerini ifade etti. Seçmenin belediye başkan adaylarından proje istemesi gerektiğine dikkati çeken Dağ, şöyle devam etti: "CHP İzmir'deki 22 belediyeden 18'inin başkan adayını ve büyükşehir belediye başkan adayını değiştirdi. CHP'nin tüm Türkiye'ye örnek gösterdiği İzmir modeli çökmüş oldu. Genel iktidar yerel iktidarlara başlar. Bizim iktidarımız öyle başladı. Recep Tayyip Erdoğan 2002'de iktidara geldiğinde referansı İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki başarılı çalışmalarıydı. CHP, İzmir'de, Aydın'da başarılı çalışmalar gerçekleştirmiş olsaydı bu çalışmalar kendilerini genelde iktidara taşıyabilirdi." CHP'nin İzmir'de aday belirleme kriterinin de çok manidar olduğunu söyleyen Dağ, partinin İzmir'de " 'na yakınlığını" tek kriter olarak aldığını savundu. Dağ, Aziz Kocaoğlu'na ilişkin düşüncelerin CHP'nin aday belirleme sürecinde etkili olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Aziz Kocaoğlu bizim de belediyecilik anlamında eleştirdiğimiz biridir ama kötü bir insan değildir, insani ilişkileri de iyidir. Bizim de kendisiyle gayet güzel insani ilişkilerimiz oldu. Belediyeciliğini eleştirdik, insanlığıyla ilgili bir şey söylemedik. Gidişinden ziyade böyle bir muamele ile gidecek olması hak edilen bir nokta değil. Bu muameleyi hak etmiyor. Aziz Kocaoğlu ile ilgili olumlu düşünceleri var diye Ödemiş gibi bir yerde aday değişikliğine gitmek bir siyasetçiye, hele aynı siyasi partide olan birine yapılmaması gereken bir harekettir. Bunun da İzmirliler tarafından değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz." "Tarihin yükü vardır." tartışmalarına ilişkin, CHP'nin de "Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin ağabeyi FETÖ'cü" eleştirisi yaptığının hatırlatılması üzerine Hamza Dağ, şöyle konuştu: "Tabii ki insan aday seçildiğinde onunla ilgili, ailesiyle ilgili bir tartışma durumu söz konusu olabilir. Çünkü adaylara seçmenler ona göre oy verecek. Ülkemizde milliyetçi olan, ülkücü olan ciddi bir seçmen kitlesi var. Siyasi partilerin bu durumları yalana gitmeden söylemesi normal. Bu konuda konuşulması gereken her şey konuşuldu. Açıkçası yerel seçime gidiyoruz yerel seçime giderken bizim daha çok üzerinde durmamız gereken konu belediye başkanı adayı projeleridir, belediye başkanlığı döneminde yapılanların hesabının sorulmasıdır. İnşallah kampanyamız bu noktada devam edecek." \ No newline at end of file diff --git a/Real/41102280.txt b/Real/41102280.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..bfa6d190c35e699aeed2c1e14d5158f8b4666dd6 --- /dev/null +++ b/Real/41102280.txt @@ -0,0 +1 @@ +NBA All-Star'da yedek kadrolar belirlendi 68'inci NBA All-Star maçında Doğu ve Batı konferanslarında yer alacak yedek oyuncular belli oldu. Organizasyonun internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, ABD'nin Charlotte kentindeki Spectrum Center'ın ev sahipliğinde 17 Şubat'ta gerçekleştirilecek 68. All-Star maçında konfederasyon takımlarının yedek kadroları belirlendi. 'nın yedeklerinde Anthony Davis (New Orleans Pelicans), LaMarcus Aldridge (San Antonio Spurs), Nikola Jokic (Denver Nuggets), Damian Lillard (Portland Trail Blazers), Klay Thompson (Golden State Warriors), Karl-Anthony Towns (Minnesota Timberwolves) ve Russell Westbrook (Oklahoma City Thunder) yer aldı. 'nda ise Bradley Beal (Washington Wizards), Blake Griffin (Detroit Pistons), Kyle Lowry (Toronto Raptors), Khris Middleton (Milwaukee Bucks), Victor Oladipo (Indiana Pacers), Ben Simmons (Philadelphia 76ers) ve Nikola Vucevic (Orlando Magic) yedek kadroya adlarını yazdırdı. Geçen hafta duyurulan takım kaptanları ve sahaya ilk 5'te çıkacak oyuncular listesinde ise şu isimler yer almıştı: Los Angeles Lakers'ın yıldızı LeBron James'in kaptanlığını üstlendiği Kevin Durant, Stephen Curry (Golden State Warriors), James Harden (Houston Rockets) ve Paul George'dan (Oklahoma City Thunder); Milwaukee Bucks'ın Nijerya asıllı Yunan basketbolcusu Giannis Antetokounmpo'nun önderliğindeki ise Kyrie Irving (Boston Celtics), Kemba Walker (Charlotte Hornets), Kawhi Leonard (Toronto Raptors) ve Joel Embiid'den (Philadelphia 76ers) oluşmuştu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41102322.txt b/Real/41102322.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..2e594f7b31b36eb2cd4753be22fc4dba23e6d548 --- /dev/null +++ b/Real/41102322.txt @@ -0,0 +1 @@ +Tatlıları yola dökülen çocukları teselli ettiler ADANA'da seyyar tablalarında tatlı satan iki çocuğun tablalarının devrilmesi sonucu tatlıları yola dökülerken, o sırada çocukların yanına gelen bazı vatandaşlar onlara para vererek ve saçlarını okşayarak teselli etti.Merkez Çukurova ilçesi Toros Mahallesi'nde bir vatandaşın balkonundan cep telefonuyla çektiği görüntülerde tatlı satan iki çocuğunun tablalarının devrilmesi sonucu tezgahın camının kırılarak tatlıların yola döküldüğü görünüyor. Çocuklar üzgün bir şekilde tatlıları toplama çalışırken o sırada yoldan arabayla geçen iki kişi araban inerek çocukların yanına geliyor. Daha sonra çocuklara para verip saçlarını okşayan vatandaşlar teselli ederek oradan ayrılıyor. Görüntülerin sosyal medyada paylaşılmasından sonra birçok sosyal medya kullanıcısının İnsanlık ölmemiş, bu çocuklara yardım edilmeli gibi yorumlarda bulunduğu görüldü. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41102323.txt b/Real/41102323.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..258ee0564b4cf0d15407fd1543ce20516530c390 --- /dev/null +++ b/Real/41102323.txt @@ -0,0 +1 @@ +Son dakika: Babasına bombalı paket göndermişti! Cezası onandı… Babasına bombalı paket gönderip, babasının elinin kopmasına 2 kişinin de yaralanmasına neden olan Alican Kurdaş’ın 35 yıllık hapis cezası onandı. Maltepe'de, babasına ait firmaya göndererek, babası ve 2 kişinin yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle yerel mahkemece toplam 35 yıl hapse mahkum edilen 'ın cezası onandı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, Maltepe'de babasına ait bir iş yerine bombalı paket göndererek, meydana gelen patlamada babası ile 2 çalışanın yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce toplam 35 yıl hapis cezasına çarptırılan Alican Kurdaş'ın davasına ilişkin yapılan istinaf başvurularını karara bağladı.      Ceza dairesinin kararında, yerel mahkemenin kararına karşı sanık Kurdaş'ın avukatı ile cumhuriyet savcısının istinaf talebinde bulunduğu belirtildi.      Yerel mahkemenin kurduğu hükümde, usul ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı belirtilen kararda, delil ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin de yerinde olduğu kaydedildi.      Ceza dairesinin kararında, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği aktarıldı.      Bu kararla, sanık Alican Kurdaş'ın 35 yıllık hapis cezası onanmış oldu.      Maltepe Zümrütevler Mahallesi'nde 11 Kasım 2016'da meydana gelen olayda, 4 katlı binadaki elektrik ve mühendislik firmasına kargoyla gelen bir paketin açılmasının ardından meydana gelen patlamada, şirket sahibi Özdemir Osman Kurdaş ile 2 çalışan yaralanmıştı.       Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, sanık Alican Kurdaş'ın "üst soyunu bomba düzeneği oluşturmak ve tasarlamak suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs", şikayetçiler Şahnur Ağaik ve Sevgi Özcan'a yönelik, "olası kast ile öldürmeye teşebbüs", "korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda patlayıcı madde kullanmak", "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması" suçlarından 35 yıl 6 aydan 61 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.      İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Temmuz 2018'de verdiği kararında, sanık Alican Kurdaş'ı babası Osman Özdemir Kurdaş'a yönelik "üst soyunu bomba düzeneği oluşturmak ve tasarlamak suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs" suçunu işlediği gerekçesiyle 20 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.      Sanık Kurdaş'ın diğer şikayetçiler Sevgi Özcan'a karşı "olası kastla yaralama" suçundan 6 yıl hapis, şikayetçi Şahnur Ağaik'e karşı da aynı suçtan 3 yıl hapisle cezalandırılmasına karar veren heyet, Kurdaş'a "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması" suçundan da 6 yıl hapis ve 12 bin lira  adli para cezası verilmesini kararlaştırmıştı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41102492.txt b/Real/41102492.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..144b2151ec646eb0759447d2c9eb134bea1e5029 --- /dev/null +++ b/Real/41102492.txt @@ -0,0 +1 @@ +Sinemada bu hafta hangi filmler var? Bu hafta 5 film vizyona girdi Şubat ayının ilk hafta sonu tatili öncesi vizyona giren filmler merak konusu oldu. Hafta sonu tatilini film keyfi ile taçlandırmak isteyen sinemaseverler, bu hafta vizyona giren filmlere dair detayları öğrenmek istiyor. Peki, sinemada hangi filmler var? Bu hafta hangi filmler vizyona girdi? Türkiye'deki sinema salonlarında bu hafta 1'i yerli, 5 film vizyona girdi. Haftanın en çok dikkat çeken filmi ise, Yılmaz Erdoğan'ın kaleme aldığı, başrolünün yanı sıra yeniden yönetmen koltuğuna oturduğu, ilki 2005 yılında vizyona giren "Organize İşler" filminin devamı "Organize İşler 2: Sazan Sarmalı" oldu. İşte, haftanın filmleri... Yılmaz "Organize İşler: Sazan Sarmalı" Erdoğan'ın yazıp yönettiği ve başrolünde oynadığı 2005 yapımı Organize İşler'in devam filmi "Organize İşler: Sazan Sarmalı" izleyici ile buluştu. Devam filminde, Asım Noyan ve ekibinin kurdukları sahtekarlık düzenini sürdürmeleri anlatılıyor. Filmin başrollerinde Yılmaz Erdoğan'la birlikte Kıvanç Tatlıtuğ, Ezgi Mola, Bensu Soral, Rıza Kocaoğlu, Okan Çabalar, Güven Kıraç, Ahmet Mümtaz Taylan, Ersin Korkut, Erdem Baş, Mahir İpek, Ekin Türkmen ve Ata Demirer yer alıyor. Adam Robitel'in yönetmenliğini yaptığı "Ölümcül Labirent"in başrollerinde, Deborah Ann Woll, Taylor Russell, Tyler Labine, Logan Miller ve Adam Robitel oynuyor. Senaryosu Maria Melnik ve Bragi F. Schut'a ait olan film, kendilerini bir hayatta kalma mücadelesi içerisinde bulan 6 yabancının kurtuluş çabasını odağına alıyor. John Guy'ın "İskoçya Kraliçesi" adlı kitabından uyarlanan "İskoçya Kraliçesi Mary", 16 yaşında Fransa kraliçesi olan Mary Stuart'ın kocasının ölümünün ardından İskoçya'ya dönerek İngiltere kraliçesi kuzeni Elizabeth'i devirme girişimini ve ihanetlerle örülü taht mücadelesini konu ediniyor. Margot Robbie, Saoirse Ronan, Guy Pearce, David Tennant, Jack Lowden, Joe Alwyn ve Gemma Chan'ın rol aldığı dram türündeki filmin yönetmen koltuğunda Josie Rourke oturuyor. İtalyan yönetmen Matteo Garrone'nin yönetmenliğini yaptığı "Dogman", iyiyle kötü arasında sıkışmış, onurunu kazanmak isterken masumiyetini kaybeden bir köpek kuaförünün hikayesini beyaz perdeye taşıyor. Usta yönetmenin senaryosunu Ugo Chiti ve Massimo Gaudioso ile birlikte kaleme aldığı filmde Marcello Fonte, Edoardo Pesce, Alida Baldari Calabria, Adamo Dionisi ve Aniello Arena rol aldı. Lisa Arnold yönetmenliğindeki "Cool Çocuklar Kampta" adlı film, utangaç bir gencin, gittiği yaz kampında kabuğundan çıkarak yeni maceralara atılışını anlatıyor. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41102519.txt b/Real/41102519.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..9247ebb23f80b021262e278ac2f41b5404f27498 --- /dev/null +++ b/Real/41102519.txt @@ -0,0 +1 @@ +Kova - 4 Şubat haftalık burç yorumları Astrolog Aygül Aydın, 4 Şubat haftasını yorumluyor. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41102525.txt b/Real/41102525.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..92f86139faf6190faee9f31c5a909ed5f88faca6 --- /dev/null +++ b/Real/41102525.txt @@ -0,0 +1 @@ +Yay - 4 Şubat haftalık burç yorumları Astrolog Aygül Aydın, 4 Şubat haftasını yorumluyor. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41102531.txt b/Real/41102531.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..b8f975506ebec1287be388d084627444171de66f --- /dev/null +++ b/Real/41102531.txt @@ -0,0 +1 @@ +FIBA 3x3 Dünya Turu’nun yenilenen 2019 takvimi yayınlandı Uluslararası Basketbol Federasyonu (FIBA) 3x3 Dünya Turu'nun 2019 yılı takvimi yayınlandı. Bu yıl sekizincisi düzenlenecek olan turda ilk defa 11 şehir yer alacak. Nisan ayının  ortasında Doha, Katar'da başlayacak olan tur, Kasım ayının başlarında  Utsunomiya, Japonya’da gerçekleşecek final ile sona erecek. Daha önce Temmuz-Ekim ayları arasında gerçekleşen Dünya Turu, ilk defa önceki formatlarından iki kat daha uzun olarak sekiz ay sürecek. İlk olarak 2012 yılında başlayan ve 2012’de bir ayağına İstanbul’un ev sahipliği yaptığı Dünya Turu’na, bu sene de dünyanın dört bir yanından takımlar katılacak. 3x3 Dünya Turu, bu yıl Doha, Los Angeles, Montreal ve Nankin olmak üzere dört yeni şehirden geçecek. Katar'a ilk defa uğrayacak olan tur, beş yıllık bir aradan sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne de dönüş yapmış olacak. * Nisan 18-19 - Doha, Katar * Haziran 1-2 - Çengdu, Çin * Temmuz 6-7 - Mexico City, Meksika * Temmuz 20-21 - Saskatoon, Kanada * Ağustos 3-4 - Prag, Çek Cumhuriyeti * Ağustos 23-24 - Lozan, İsviçre * Ağustos 27-28 - Debrecen, Macaristan * Eylül 7-8 - Montreal, Kanada * Eylül 21-22 - Los Angeles, ABD * Ekim 12-13 - Nankin, Çin * Kasım 2-3 - Utsunomiya, Japonya (FİNAL)  En son düzenlenen 2018 Dünya Turu'nda oynadıkları 32 maçın tamamını kazanan Sırp takımı Novi Sad Al Wahda şampiyon olmuştu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41102652.txt b/Real/41102652.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..821b0679328859997007159b6d0171a51823b843 --- /dev/null +++ b/Real/41102652.txt @@ -0,0 +1 @@ +Lise bahçesinde dehşet! İzmir'in Gaziemir ilçesindeki lisede hizmetli olarak çalışan 2 çocuk annesi Şengül G. (47), iddiaya göre bir süredir kendisini taciz ettiği iddia edilen eniştesi Erdal Demirsoy'u (55), okul bahçesinde pompalı tüfekle vurarak öldürdü. Olay, saat 16.30 sıralarında Şehit Furkan Yavaş Anadolu Lisesi'nde meydana geldi. Lisede 7 yıldır hizmetli olarak çalışan, 2 çocuk annesi Şengül G., okulun bahçe kısmında, ablasının eşi olan eniştesi Erdal Demirsoy'u pompalı tüfekle vurdu. Vücudunun çeşitli yerlerine saçma isabet eden Demirsoy, kanlar içinde yere yığıldı. Silah sesini duyanlar, durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Demirsoy, doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, Şengül G.'yi okulun yakınlarında, olayda kullandığı ile birlikte gözaltına aldı. Şengül G.'nin ilk ifadesinde eniştesinin bir süredir kendisini taciz ettiğini, okula da gelebileceğini düşünerek tüfeği yanında getirdiğini, gelip aynı davranışları sürdürmeye kalkışınca vurduğunu ileri sürdüğü öğrenildi. Lisede görevli bir diğer hizmetli Gülnur Eren ise olayı öğrendiğinde şoke olduğunu belirterek, "Beraber çalışıyorduk, çok iyi bir arkadaşımdı. Böyle bir şey yapabileceğini hiç düşünmezdim. Kimseyle bir sorunu olmayan çok iyi bir insandı. Son zamanlarda biraz sessizleşmiş, dalgınlaşmıştı" dedi. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41102684.txt b/Real/41102684.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..247ff792663905611259ac4c30d8939f5f9b9be4 --- /dev/null +++ b/Real/41102684.txt @@ -0,0 +1 @@ +BDDK'dan cep telefonu taksit sınırına ilişkin açıklama Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), bugün itibarıyla fiyatı 3 bin 500 lira üzerinde olan cep telefonu alımı amacıyla kullandırılan kredilerin vade sınırının altı ay olarak uygulanacağını bildirdi. tarafından yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bilindiği üzere, 1 Kasım 2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmeliğin Geçici 4'üncü maddesi ile 24 Nisan 2013 tarihli ve 28627 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin Geçici 5'inci maddesinde fiyatı 3 bin 500 liranın üzerinde olan alımı amacıyla kullandırılan kredilerde altı ay olan vade sınırı 31 Ocak 2019 tarihine kadar 12 ay olarak uygulanacağı düzenlenmektedir. Bununla birlikte, 31 Ocak 2019 tarihinde Kurumumuz resmi internet sitesinde 'Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı' ile 'Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı' (Yönetmelik Taslakları) yayımlanmış olup, Yönetmelik Taslakları ile anılan Yönetmeliklerin yukarıda belirtilen Geçici Maddelerinin 'fiyatı 3 bin beş yüz Türk lirasının üzerinde olan cep telefonu alımı amacıyla kullandırılan kredilerde altı ay olan vade sınırı 30 Nisan 2019 tarihine kadar 12 ay olarak uygulanacağı' şeklinde değiştirilmesinin öngörüldüğü hususu kamuoyunun bilgilerine sunulmuştur. Ancak, söz konusu Yönetmelik Taslakları ile yapılması planlanan süre uzatımına ilişkin düzenlemelerden vazgeçildiğinden, 1 Şubat 2019 tarihi itibarıyla fiyatı 3 bin 500 liranın üzerinde olan cep telefonu alımı amacıyla kullandırılan kredilerin vade sınırının altı ay olarak uygulanacağı hususunun belirtilmesi gerekliliği hasıl olmuştur." \ No newline at end of file diff --git a/Real/41102733.txt b/Real/41102733.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..eeb953b4184f3bc587348f06dadf0fdf6f9deef8 --- /dev/null +++ b/Real/41102733.txt @@ -0,0 +1 @@ +MEB, engelli öğretmen atama sayısını 750'ye çıkardı Milli Eğitim Bakanlığı'nca (MEB), şubatta ataması yapılacak engelli öğretmen sayısı 750'ye çıkarıldı. Bakanlığın internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un talimatı ile ataması yapılacak kontenjanı 750'ye çıkarıldı. Kontenjan artırıldığından bugün yapılacak atamalar, 5 Şubat'a ertelendi. Bakanlık tarafından, şubat ayında 500 engelli öğretmenin atanacağı duyurulmuştu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103015.txt b/Real/41103015.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..2bb34a7c4b95890fadcc3795f88ef2f03f7455aa --- /dev/null +++ b/Real/41103015.txt @@ -0,0 +1 @@ +TİM Başkanı Gülle: İthalat yasağının uzun vadede İran'a faydası olmaz TİM Başkanı İsmail Gülle "İran, ekonomisi normalleştikçe, uzun vadede rekabetçilikten ve dünyayla entegrasyondan geri kalmamak ve sanayisinin verimliliği adına bu tür yasakları sürdürmemeyi tercih edecektir. İthalat yasağının uzun vadede İran'a faydası olmaz." dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi ( ) Başkanı , meclisinin, ülkede ihtiyacı karşılayacak kadar üretimi bulunan "benzer" malların ithalatının yasaklanmasını öngören tasarıyı onaylamasına ilişkin, "İran, ekonomisi normalleştikçe, uzun vadede rekabetçilikten ve dünyayla entegrasyondan geri kalmamak ve sanayisinin verimliliği adına bu tür yasakları sürdürmemeyi tercih edecektir. İthalat yasağının uzun vadede İran'a faydası olmaz" dedi. Gülle, AA muhabirine, İran meclisinin ülke içinde üretilen ve iç piyasanın ihtiyacına cevap veren malların ithalatını 21 Mart 2021'e kadar yasaklamayı içeren yasa tasarısını onaylamasının muhtemel yansımalarını değerlendirdi.  İthalat yasağının uzun vadede İran'a faydası olmayacağını belirten Gülle, bu ülkenin rekabetçilikten ve dünyayla entegrasyondan geri kalmamak ve sanayisinin verimliliğini artırmak adına söz konusu yasakları sürdürmemeyi tercih edeceğini söyledi.  Gülle, daha önce İran tarafından yürürlüğe konulan ithalat yasaklarının toplamda bin 339 ürünü kapsadığını, yılbaşında bu listeden 47 ürünün çıkarılmasına karşın, diğerleriyle ilgili uygulamanın devam ettiğini bildirdi. İran meclisinde onaylanan tasarı sonrası henüz yeni yasak kararının kendilerine ulaşmadığına işaret eden Gülle, "İran'ın hangi ürünlerin ithalatını yasaklayacağı henüz açıklanmış değil ancak içeride üretimi olan birçok ürünü kapsayabilecek geniş bir uygulama alanı söz konusu." diye konuştu.  Türkiye'deki ihracatçıların yeni pazarlara girme konusunda hızlı aksiyon alarak, muhtemel kayıplarını başka pazarlarda telafi edebilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Gülle, şöyle devam etti:  "Bunu geçmişte Rusya ile atlatılan kriz sırasında yaş sebze-meyve sektörümüzde yaşadığımız için artık ihracatçılarımız nispeten daha hazırlıklılar. Nitekim ABD'nin çelik ürünlerimize koyduğu ek vergiden dolayı karşılaşılan sıkıntıyı, ihracatçılarımız hızlı bir pazar çeşitlendirmesi atağıyla aşmayı başardılar. Bu sayede 2018'de bir önceki yıla göre yüzde 36 artış yakalayan çelik sektörümüz 2018'in yıldızı oldu."  Gülle, İran ile Türkiye'nin ticaretinin son dönemde gerek ABD'nin yaptırım kararları gerekse uyguladığı ithalat yasakları nedeniyle inişli çıkışlı bir seyir izlediğine dikkati çekerek, geçen yıl bu ülkeye gerçekleştirilen ihracatın bir önceki yıla göre yüzde 27 azalarak 2,4 milyar dolarda kaldığını bildirdi.  Türkiye'den İran'a en çok ihracat gerçekleştirilen ilk üç sektörün geçen yıl kimyevi maddeler, tekstil ve ham maddeleri ile mobilya, kağıt ve orman ürünleri olduğunu aktaran Gülle, "İhracatını değer bazında en çok artıran sektörlerimiz tütün, su ürünleri ve halı oldu. 2017'ye kıyasla ihracatı değer bazında en çok azalan sektör ise otomotiv." ifadesini kullandı.  Gülle, 2018'de İran ile ihracatta yaşanan düşüşte, bu ülkenin ekonomisinde yaşanan yüksek enflasyon ve makroekonomik problemler, ABD'nin İran yaptırımları sonucunda oluşan ödemeyle ilgili sorunlar ve İran'ın 12 Temmuz 2018'de uygulamaya başladığı ithalat yasaklarının etkili olduğunu dile getirdi.  2018'in korumacılığın yükseldiği ve ticaret engellerinin arttığı bir yıl olduğunu belirten Gülle, şu değerlendirmede bulundu:  "Belki bu yıl daha katı uygulamalar gündeme gelebilir. Bu yüzden her türlü ticari engele ve yaptırıma karşı ihracatçılarımızın daha esnek ve daha dinamik olması, pazar çeşitliliğine büyük önem vermesi gerekiyor. TİM olarak, 5G vizyonumuz, yeni yol haritamız ve 'Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler' analizlerimizle ihracatçılarımıza her türlü fırsatı ve imkanı sunmayı sürdüreceğiz."  Türk İran Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Perihan Fatih de İran'a en çok ihraç edilen ürünlerin "yasaklı ürünler listesi"nde olduğuna işaret ederek, "Bu tarz kararlar hayalimiz olan yıllık 30 milyar ticaret hacminin gerçekleşmesinde büyük engeller oluşturmaktadır." dedi.  Fatih, sivil toplum kuruluşları olarak benzer sıkıntıları her iki ülke yetkililerine ulaştırmaya çalışarak çözüm arayışında olduklarını vurguladı.  Son 3 ayda İran ile yapılan ticarette swift transferlerinin engellendiğine dikkati çeken Fatih, şunları kaydetti:  "İran vatandaşı veya çifte vatandaş olup İran ile iş yapan şirket sahiplerinden birçoğunun, Türkiye'deki şirketlerine bağlı banka hesapları kapatılmakta ya da bunlara kısıtlamalar getirilmektedir. Ne yazık ki ambargo listesinde olmayan gıda ve ilaçlar için bile bazı bankalarda açılan ve kabul edilen akreditifler uzun süre bekledikten sonra geri çevrilip iptal edilmiştir."  M \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103149.txt b/Real/41103149.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..6d53333df94f266a2c3d0974c7876cb842aaa100 --- /dev/null +++ b/Real/41103149.txt @@ -0,0 +1 @@ +Survivor Atakan Işıktutan kimdir? Kaç yaşındadır? Survivor 2019 Türkiye yarışmacısı Survivor 2019 yarışmacısı Atakan Işıktutan kimdir sorusunun yanıtı sevilen yarışma programı Survivor'ın takipçileri tarafından sorgulanmaya başladı. Güçlü fiziğiyle dikkatleri üzerine çeken Atakan Işıktutan'ın özel hayatı hakkında bilgiler merak ediliyor. Peki, Atakan Işıktutan kimdir? Kaç yaşındadır. , 24 yaşındadır ve Rizelidir. Daha önce yüzücülük ve basketbol ile uğraştı.. Crosfit şampiyonasında birinci oldu ve kürek şampiyonasında da 2. oldu. Atakan Işıktutan 2019 tanıtımında kendisini şöyle anlatıyor ; Güçlüyüm, hırslıyım. Her zaman daha iyisini yapmak için sınırlarımı zorladım. Orası dünyanın en zor yarışması. Ama benim düşüncem en gurur verici yarışma. Ben de bu gururu yaşamak ve aileme yaşatmak istiyorum. O kupayı almak istiyorum. İnsan ilişkilerim, saygım ve yaşamımla başarılı olabileceğimi düşünüyorum. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103175.txt b/Real/41103175.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..e11020a2afcae8c0f82261e0c342db52e06f3ec5 --- /dev/null +++ b/Real/41103175.txt @@ -0,0 +1 @@ +Survivor Yusuf Karakaya kimdir? Survivor 2019 Türkiye takımı yarışmacısı Survivor 2019'da Türk takımı adına yarışan Yusuf Karakaya, Survivor'ın iddialı isimlerden biri olarak gösteriliyor. Türkiye-Yunanistan formatıyla izleyici karşısına çıkan Survivor 2019'da yer alan yarışmacılardan Yusuf Karakaya'nın kim olduğu ve özel yaşamına dair detaylar merak konusu oldu. Peki, Survivor 2019 yarışmacısı Yusuf Karakaya kimdir? 1994 yılında Elazığ'da dünyaya geldi. Kickboks ile profesyonel olarak ilgileniyor. Sporla olan ilişkisi, 14 yaşındayken tesadüfen başladı. O zamandan beri spora dahil oldu. Çiftçi olan ailesin onun sporcu olmasına karşı çıkmıştır. Bunun üzerine başka bir şehirdeki kickboks okulunda yazılmış ve başarılı bir kickboks sporcusu olmuştur. Uluslararası ve Türkiye geneli amatör başarıları olan Yusuf Karakaya'nın Survivor sloganıysa ise şu: Yaptığım en iyi işi yapmaya, savaşmaya gidiyorum. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103203.txt b/Real/41103203.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..6a78cf51ed07681583177e292fb3b11d410c55b4 --- /dev/null +++ b/Real/41103203.txt @@ -0,0 +1 @@ +Malatya'da kazanan yok! Süper Lig'in 20. haftasında Yeni Malatyaspor ile Sivasspor karşı karşıya geldi. Müsabaka 1-1 eşitlikle sona erdi. : Yeni Malatya : Mete Kalkavan, Süleyman Özay, Candan Elbil : Farnolle- Guilherme, Ömer (Dk.68 Eren), Murat Yıldırım (Dk.46 Robin), Donalt, Aleksic, Murat Akça, Chebake (Dk.84 Barış), Mina, Bülent, Bifouma : Lung- Lopes, Şamil, Hasan (Dk.84 Varela), Umut, Deniz, Artem (Dk.81 Oleksandr), Chery (Dk.90 Levent), Sapunaru, Kanak, Atilla : Dk.19 Aleksic (Yeni Malatyaspor) Dk.14 Kravets (Kayserispor) : Lopes, Deniz, Atilla (Kayserispor) 14'üncü dakikada sağ kanada atılan uzun topa hareketlenen Deniz, topu kontrol edip sağ kanattan ceza sahası içerisine ortaladı. İyi yükselen Artem Kravets sol köşeye düzgün bir kafa vuruşu yaparak topu ağlarla buluşturdu: 0-1. 19'uncu dakikada ceza sahası ön çizgisi sağ çaprazından kazanılan serbest vuruşta topun başına geçen Danijel Aleksic yaklaşık 25 metreden sert vurdu. Onun vuruşunda top ağlarla buluştu: 1-1. 25'inci dakikada Bülent, ceza sahası ön çizgisi sol çaprazdan sert vurdu, top az farkla yandan dışarı çıktı. 28'inci dakikada Tjaronn Chery, ceza alanına girmeden yayın sağından şutunu çekti, topu kaleci Farnolle topu tek hamle de kontrol etti. 33'üncü dakikada ceza sahası içerisinde topla buluşan Aleksic, sert vurdu, top ağlarla buluştu. Kayserisporlu futbolcuların itirazıyla hakem Mete Kalkavan, 'Video Yardımcı Hakem (VAR)' sistemesiyle Guilherme ofsayt konumunda olduğu için gol geçersiz sayıldı. 53'üncü dakikada Chebake, sağ kanattan ceza alanına girerek, kaleciyi de geçti, boşta kalan topa Bifouma penaltı noktasından vurdu, Kayserispor'lu futbolculara çarpan topu savunma uzaklaştırdı. 75'inci dakikada Aleksic'in sağ kanattan kullandığı serbest vuruşu arka çizgiye doğru ortaladı, Donald'ın yerden vurduğu sert vuruşunda topu Silviu Lung bacaklarıyla topu çeldi. Karşılaşma 1-1'lik eşitlik ile sonuçlandı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103216.txt b/Real/41103216.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..7dde75231dea27930539bcb5ca62f0e3244a4e7f --- /dev/null +++ b/Real/41103216.txt @@ -0,0 +1 @@ +Super Bowl'da müthiş rakam! 78 milyar TL'lik katkı... ABD'de yıl boyunca sabırsızlıkla beklenen Amerikan futbolu liginin (NFL) şampiyonluk mücadelesi Super Bowl'un bu sene ülke ekonomisine yaklaşık 15 milyar dolarlık (yaklaşık 78 milyar TL) katkı yapması bekleniyor. Bu yıl 53'üncüsü düzenlenecek ABD'nin en çok izlenen organizasyonu 'un, ülkenin perakende endüstrisi başta olmak üzere gıda, reklamcılık ve konaklama gibi çeşitli sektörlerine milyarlarca dolar katkı sağlaması tahmin ediliyor. ABD'deki ırkçılık tartışmaları nedeniyle geçen sene 103,4 milyon kişinin izlediği Super Bowl son 9 yılın en düşük reytingini kaydederken, izleyici sayısının bu yıl önceki senelerin ortalaması olan 180 milyonu aşması öngörülüyor. Pazarı pazartesiye bağlayan gece TSİ 02.30'da ABD'nin Georgia eyaletinin Atlanta kentinde bulunan 71 bin kapasiteli Mercedes-Benz Stadyumu'nda Rams ve New England Patriots takımları arasında oynanacak Super Bowl'un bu sene ülke genelinde 182,5 milyon kişi tarafından izlenmesi bekleniyor.  AA muhabirinin, ABD Ulusal Perakendeciler Birliği'nden (NRF) derlediği verilere göre, ülkede her yıl festival havası yaratan Super Bowl için Amerikan perakende sektöründe toplam 14,8 milyar dolarlık (yaklaşık 78 milyar TL) harcama yapılması tahmin ediliyor. Söz konusu miktarın geçen seneki Super Bowl'da yapılan 15,3 milyar dolarlık (yaklaşık 80 milyar TL) perakende harcamasına göre yüzde 3,3 düşüş göstermesi beklense de bu seneki etkinliğin tarihteki en yüksek 3'üncü perakende harcamasının yapılacağı Super Bowl olarak kayıtlara geçmesi öngörülüyor. NRF verileri, ayrıca, bu seneki şampiyonluk karşılaşmasının, Amerikalıların kişi başına ortalama 81,30 dolarlık harcamayla etkinlik tarihteki en yüksek 2'nci kişi başına perakende harcamasının yapılacağı Super Bowl olmasının beklendiğini ortaya koyuyor. Türkiye'nin resmi bahis sağlayıcısı iddaa, Super Bowl için TEK MAÇ avantajı getirdi. iddaaseverler bu müthiş karşılaşmaya MBS1 avantajıyla oynayabilecek.  New England Patriots favori olarak maça başlıyor. Oranları görmek ve iddaa oynamak için ABD'nin Ulusal Tavuk Konseyi (NCC), bu sene düzenlenecek Super Bowl mücadelesinde rekor sayıda tavuk kanadı yenileceğini belirtti. Buna göre, pazar günü yapılacak şampiyonluk maçı kapsamında Amerikalıların tüketeceği tavuk kanadı sayısının geçen yıla göre 27 milyon adet (yüzde 2) artışla 1,38 milyar adete ulaşmasının beklendiği bildirildi. NCC, ayrıca, her yıl Super Bowl'u takip eden pazartesi gününün resmi tatil olması ve "Ulusal Tavuk Kanadı Takdir Günü" olarak adlandırılması için ABD Kongresine ve Başkan Donald Trump'a sunulacak bir imza kampanyası başlattı.  'in şampiyonluk müsabakası olan Super Bowl karşılaşmaları, NFL ile anlaşmalı olan NBC, CBS ve Fox kanalları tarafından her yıl dönüşümlü olarak yayınlıyor. Bu yılki mücadeleyi canlı yayınlayacak CBS kanalı, yaklaşık 4 saat canlı yayınlayacağı etkinlik boyunca göstereceği 30 saniyelik her reklam için 5,1 ila 5,3 milyon dolar arasında ücret talep ediyor. Geçen sene Super Bowl'u yayımlayan NBC kanalının 30 saniyelik her reklam için ortalama 5,24 milyon dolar aldığı ve etkinlikten elde ettiği toplam reklam gelirinin 414 milyon dolara ulaştığı belirtiliyor.  Atlanta kentinde bulunan Mercedes Benz Stadyumu'nda 53'üncüsü düzenlenecek Super Bowl'da bilet fiyatları, her yıl olduğu gibi bu sene de binlerce dolara ulaşıyor. ABD'li bilet firması StubHub verilerine göre, perşembe günü itibarıyla, 71 bin kapasiteli Mercedes-Benz Stadyumu'nda en ucuz bilet 2 bin 420 dolara bulunabilirken, localarda en pahalı bilet ise 325 bin dolara satılıyor. Öte yandan, Patriots taraftarlarının bulunduğu ve Rams taraftarlarının yer aldığı Los Angeles şehirlerinin müsabakanın düzenleneceği Atlanta kentine uzak olmasından dolayı bu seneki bilet satışlarının geçen yıla göre hafif düşüş göstermesi öngörülüyor.  Boston ve Los Angeles şehirlerinden Atlanta kentine gelmek isteyen Patriots ve Rams taraftarlarının ise yüksek konaklama ücretlerini gözden çıkarması gerekiyor. Airbnb verilerine göre, Atlanta kentinde Super Bowl için gece başına en ucuz konaklama ortalama 300 ila 500 dolar arasında değişiyor. Verilere göre, Super Bowl hafta sonunda Atlanta'da 300'den fazla kiralık konut gece başına bin doların üzerinde ücret talep ediyor. Müsabaka için Atlanta'da konaklamak isteyen 4 kişilik bir ailenin gece başına ortalama maliyeti ise bin 717 doları buluyor. Buna göre, tek bir ailenin kentte 3 gecelik konaklaması ise 5 bin doları geçiyor. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103405.txt b/Real/41103405.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..adff37cbaa0ca2dcdd9c86e921acef226eb68a80 --- /dev/null +++ b/Real/41103405.txt @@ -0,0 +1 @@ +Taşkın suları otomobili yuttu, sürücü zor kurtuldu AYDIN’ın Koçarlı ilçesinde, Büyük Menderes Nehri’nin taşması sonucu sular altında kalan yoldan geçmeye çalışan sürücü, otomobiliyle mahsur kaldı. Otomobilinin üzerine çıkarak yardım bekleyen sürücü, vatandaşlar ve belediye ekipleriÿtarafından kurtarıldı.Metin Balcılar, bugün saat 13.00 sıralarında 35 LCR 76 plakalı otomobiliyle Germencik’ten Yeniköy Mahallesi’ne gitmek için yola çıktı. Büyük Menderes Nehri’nin geçtiğimiz Çarşamba günü taşarak, Yeniköy Mahallesi ile Germencik ilçesini birbirine bağlayan yolunÿ5 kilometrelik bölümünü sular altında bıraktığından habersiz olan Balcılar’ın otomobili bir anda su içinde kaldı. Balcılar, camdan otomobilin üzerine çıkarak yardım beklemeye başladı. Mahsur kalan sürücüyü gören mahalleli Selim Balcı, traktörünü getirdi. Koçarlı Belediyesi ekiplerinden de yardım istedi. Balcı’nın traktörü ve belediyeye ait iş makinesi ile otomobil, sudan çıkarıldı. Germencik tarafından geldiğini, yolun kapalı olduğuna dair bir uyarı tabelası bulunmadığını söyleyen Metin Balcılar, ölümden döndüğünü, kurtulduğu için çok mutlu olduğunu belirtti.ÿBalcılar, otomobilinin zarar görmesine ise üzüldüğünü kaydetti. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103558.txt b/Real/41103558.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..f1e3f878f1fbaa7ee6056c8a4c2624b6739a8c6b --- /dev/null +++ b/Real/41103558.txt @@ -0,0 +1 @@ +Son dakika! Maduro'dan seçim hamlesi... Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, "Ulusal Kurucu Meclis, bu yıl içinde parlamento seçimleri düzenleyecek. Ben ülkenin yasama yetkisine güveniyorum. Halkın karar vereceği özgür ve garanti edilmiş parlamento seçimlerine gideceğiz." dedi. Devlet Başkanı , Venezuela'da 2 Şubat 1999'da Hugo Chavez öncülüğünde gerçekleştirilen Bolivarcı devriminin 20. yıl dönümünde Venezuela Birleşik Sosyalist Partisince (PSUV) başkent Caracas'ta düzenlenen mitingde konuştu. Chavez tarafından gerçekleştirilen devrime dikkati çeken Maduro, "20 yıl boyunca mücadele veren Bolivarcı halk görünmezdir. Ancak Venezuela için mücadele eden halk bugün burada.” dedi. 20 yıl önce de Chavez'in Venezuela halkını referanduma çağırdığını hatırlatan Maduro şu ifadeleri kullandı: “Daha önce hiç Venezuela halkının görüşüne başvurulmak için halk referanduma çağrılmamıştı. Komutan Chavez'in gelişiyle, Venezuela'nın politik hayatında derin bir demokratikleşmenin başlangıcı oldu. Chavez, Venezuela'daki hayatın demokratikleşmesini sağladı, çünkü gücü halka verdi. Bu, Venezuela halkındaki birinci referandum oldu. Bu anayasa, devrimci halkın ve Chavez'in emanetidir.”  “Bizi diktatörlükle suçlayanlar şunu bilmelidir, biz derin bir şekilde özgür ve demokrat bir halkız. Venezuela'da diktatörlük olmadı, olmayacak da." şeklinde konuşan Maduro, ülkesinde demokrasinin hakim olacağını belirtti. 20 yıldır ülkedeki sağ kesimin darbe teşebbüsünde bulunduğunu savunan Maduro, "Daha ne kadar ülkeye zarar vereceksiniz? İzlediğiniz ‘Yankee’ müdahaleciliği yolunu terk edin artık. Ülkeyi savaşa ve Yankee müdahelesine çağırmayı bırakın. Başarısız olmuş bir darbeyi desteklemeyi bırakın.” yorumunda bulundu. Maduro, Ulusa Kurucu Meclis'in önemli birçok yasa tasarısı hazırladığına dikkati çekerek, "Yolsuzluk ve ihmalkarlıkla mücadele etmek için Ulusal Kurucu Meclis yeni bir yasa tasarısı hazırlıyor. Arkadaşlarımızdan, yasanın bu hafta onaylanması için daha hızlı çalışmalarını istedim." ifadesini kullandı. Erken parlamento seçimleri düzenleneceğini açıklayan Maduro, "Ulusal çıkarlara hizmet eden farklı bir mücadelemiz daha var. Ulusal Kurucu Meclis, bu yıl içinde parlamento seçimleri düzenleyecek. Ben ülkenin yasama yetkisine güveniyorum. Halkın karar vereceği özgür ve garanti edilmiş parlamento seçimlerine gideceğiz." diye konuştu. Venezuela'nın geleceği için çalıştığını vurgulayan Maduro, "İş istihdam alanları oluşturmak, çocuklarımızın eğitimini güvence altına almak ve bu yılın aralık ayına kadar 3 milyon ev inşa edilmesi için her gün düşünüyor ve çalışmalar yapıyorum. Çaba ve iyi politikalar yürüterek bunları başaracağız." şeklinde konuştu. Venezuela’nın başka ülkelerin yardımına ihtiyacı olmadığını dile getiren Maduro, “Zaman, ulusal birlik ve çalışma ile çözüm arama zamanıdır. Venezuela dilenci bir ülke değildir, biz kimsenin dilencisi değiliz.” değerlendirmesini yaptı. Maduro, muhalif lider Juan Guaido’yu kastederek, “Kendini emperyalizmin dilencisi olarak görenler, vatanlarını 20 milyon dolara satıyorlar.” şeklinde konuştu. Dış güçlerin darbe girişimlerine rağmen Venezuela halkının sükunet ve adaletle şiddetten uzak durduğunu ifade eden Maduro, sokaklarda kargaşa çıkmasını kimsenin istemediğini belirtti. Maduro, “2019 yılı çok hızlı başladı ama halkın ve silahlı kuvvetlerin birlik olması, çalışma ve barışın korunmasıyla 2019 yılı ekonomimizin düzelme, Venezuela'nın refaha erme yılı olacaktır.” ifadelerini kullandı. 2002 yılında Venezuela'da girişilen darbeyi anımsatan Maduro, silahlı kuvvetlerin ve halkın sokağa çıkarak Chavez’i koruduğunu anlattı. Maduro, muhalefete diyalog çağrısını yineleyerek, "Bu darbecilik daha ne kadar sürecek? Diyaloga olan desteğimi tekrar teyit ediyorum. Nerede, ne zaman ve nasıl isterseniz ben konuşmaya, öncelikli ulusal bir ajanda oluşturmaya hazırım. Ülkenin büyük önceliği ekonomidir, ekonomik iyileşmedir.” şeklinde konuştu. ABD hükümetinin diyalogdan yana olmadığını kaydeden Maduro, “Donald Trump'ın emperyalist hükümeti Venezuela'da diyaloga karşı olduğunu açıkladı. Eğer ABD hükümeti diyalog istemiyorsa ne istiyor? Finansal olarak destekleyip yönettikleri darbe ile Venezuela'ya askeri müdahale ve savaş mı istiyor?” diye konuştu. Devlet Başkanı Maduro, "10-15 Şubat'ta, Simon Bolivar'ın Angostura Konuşmasının 200'üncü yıl dönümünde sizleri düzenleyeceğimiz askeri tatbikata davet ediyorum. Eğer barış istiyorsan, onu korumaya hazır olmalısın. Venezuela'nın kuruluşundan bu yana, 200 yıldır hiç görülmemiş büyüklükte bir askeri tatbikat yapacağız." dedi. Nisan ortalarına kadar 2 milyon Bolivarcı Milis sayısına ulaşılacağını açıklayan Maduro, halkı Venezuela ordusunun aktif bir askeri olmak için Bolivarcı Milis Kuvvetlerine katılmaya teşvik etti. Venezuela'da muhalefet ve iktidar yanlılarının 23 Ocak Çarşamba günü düzenlediği mitingler, ülke ve bölge açısından son derece önemli gelişmelere yol açmıştı. Çoğunluğu muhalefetin elindeki Ulusal Meclisin Başkanı Juan Guaido, muhaliflerin mitinginde kendini "geçici devlet başkanı" ilan etmiş ve başta ABD olmak üzere Avustralya, Kanada, Kolombiya, Peru, Ekvador, Paraguay, Brezilya, Şili, Panama, Arjantin, Kosta Rika ve Guatemala gibi ülkeler tarafından tanınmıştı. Son olarak Avrupa Parlamentosu (AP) aynı yönde adım atmıştı. Meksika, Türkiye, Rusya, Küba, Çin ve Bolivya ise Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro hükümetine desteklerini yinelemiş, Maduro da gelişmeler üzerine ABD ile diplomatik ve politik ilişkileri kestiğini ancak ticari ilişkinin süreceğini duyurmuştu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103564.txt b/Real/41103564.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..6d17d43f8d6ad2bb70a2b7affcd659393e2d01de --- /dev/null +++ b/Real/41103564.txt @@ -0,0 +1 @@ +Sayısal Loto sonuçları açıklandı... 2 Şubat Sayısal Loto sonuçları sorgulama sayfası Sayısal Loto çekiliş sonuçlarında büyük heyecan sona erdi ve bu haftanın kazanan şanslı numaraları belli oldu. Her hafta çarşamba ve cumartesi akşamı milyonlarca vatandaşa umut kapısı açan Sayısal Loto'da bu hafta büyük ikramiyeyi kazanan şanslı talihli bulunacak mı merak ediliyor. İşte, 2 Şubat Sayısal Loto sonuçları sorgulama sayfası. İdaresince düzenlenen oyununun bin 189'uncu çekilişi yapıldı. Milli Piyango İdaresinden yapılan açıklamaya göre, bugünkü çekilişte kazandıran numaralar olarak belirlendi. Sayısal Loto oyununun bin 189'uncu hafta çekilişinde 6 bilen 1 kişi, 3 milyon 934 bin 728 lira 20 kuruş ikramiyenin sahibi oldu. Milli Piyango İdaresinden yapılan açıklamaya göre, çekilişte 5 bilen 177 kişi 3 bin 794'er lira 35'er kuruş; 4 bilen 8 bin 823 kişi 57 lira 50'şer kuruş ve 3 bilen 147 bin 427 kişi 9 lira 65'er kuruş ikramiye kazandı.  İkramiye kazanan kuponun Antalya'nın Konyaaltı ilçesinden yatırıldığı bildirildi.  Çekilişte toplam 6 milyon 536 bin 321 lira 20 kuruş ikramiye dağıtıldı.  Hasılattan KDV olarak 1 milyon 669 bin 119 lira 18 kuruş, Şans Oyunları Vergisi olarak da 932 bin 472 lira 43 kuruş kamuya aktarılacak.  Sayısal Loto oyununun geçen haftaki çekilişinde 6 bilen çıkmayınca 2 milyon 340 bin 195 lira 30 kuruş ikramiye devretti. Milli Piyango İdaresinden yapılan açıklamaya göre, çekilişte 5 bilen 68 kişi 5 bin 528 lira 90'ar kuruş, 4 bilen 4 bin 84 kişi 69 lira 30'ar kuruş ve 3 bilen 76 bin 700 kişi 10 lira 40'ar kuruş ikramiye kazandı. Çekilişte toplam 1 milyon 456 bin 666 lira 40 kuruş ikramiye dağıtıldı. Hasılattan KDV olarak 933 bin 349 lira 96 kuruş, Şans Oyunları Vergisi olarak da 522 bin 102 lira 85 kuruş kamuya aktarılacak. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103766.txt b/Real/41103766.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..e1bd25939e54a370740b9fd00cf0c6416f7eb8e4 --- /dev/null +++ b/Real/41103766.txt @@ -0,0 +1 @@ +Galatasaray'dan Terim ailesine geçmiş olsun mesajı Galatasaray Kulübü, futbol takımının teknik direktörü Fatih Terim'in babası Talat Terim için geçmiş olsun mesajı yayımladı. Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, rahatsızlığı nedeniyle Adana'da hastaneye kaldırılan Talat Terim'in yoğun tedavi sürecinin devam ettiği belirtilerek, "Sayın hocamıza ve Terim ailesine geçmiş olsun dileklerimizi iletir, Sayın Talat Terim'e acil şifalar dileriz." ifadelerine yer verildi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103767.txt b/Real/41103767.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..b00a2e8e92dcbe9d2ef17fc0a2d49574451fa56a --- /dev/null +++ b/Real/41103767.txt @@ -0,0 +1 @@ +Rodallega'nın yükselişi sürüyor! Gol sayısını ikiye katladı... Spor Toto Süper Lig'de Ankaragücü'nü 1-0 yenen Trabzonspor'da takımının golünü kaydeden Hugo Rodallega, geçen sezon attığı gol sayısını ikiye katladı. Geçen sezon bordo-mavili takım forması altında Süper Lig'de oynadığı 23 maçta fazla süre alamayarak 513 dakika sahada kalan Kolombiyalı futbolcu, 5 kez rakip fileleri havalandırdı. Bu sezon ise 20 maçta bin 695 dakika görev alıp ligdeki gol sayını da 10'a yükseltmeyi başaran , geçen sezonun iki katı gol kaydetti. 'a 2016-2017 sezonunun devre arasında transfer olan 33 yaşındaki futbolcu, 15 lig maçında 6 gol atmıştı. Ligde bordo-mavili takım forması altında toplamda 21 gole ulaşan Rodallega, böylece üçüncü sezonunda en parlak dönemini yaşadı. Ligde 20 hafta sonunda 33 puanı bulunan Trabzonspor, Hugo Rodallega'nın gol attığı maçlarda 18 puan kazandı. Rodallega'nın gol attığı 8 maçta bordo-mavililer yenilgi yüzü görmezken 5 galibiyet, 3 beraberlik aldı. Kolombiyalı forvet, Trabzonspor'un ligin 2. haftasında Demir Grup Sivasspor'u 3-1 yendiği karşılaşmada 2 gol kaydetti. Üçüncü haftada deplasmanda 2-2 biten MKE Ankaragücü maçında 1 gol atan Rodallega, 7. haftada 4-2'lik Kasımpaşa mücadelesinde 2 kez gol sevinci yaşadı. Ligin 11. haftasında 1-1 biten Bursaspor maçında takımının golünü kaydeden Rodallega, 15. haftada 3-0'lık Atiker Konyaspor, 16. haftada 2-2'lik Beşiktaş, 17. haftada da 4-1 sona eren Çaykur Rizespor maçlarında 1'er kez rakip fileleri havalandırdı. İkinci yarıya sessiz başlayan Kolombiyalı oyuncu, 2 haftalık suskunluğunu 1-0 galip geldikleri Ankaragücü maçında bozdu. Hugo Rodallega, bordo-mavili takımın ligde en golcü oyuncusu konumunda bulunuyor. Rodallega'yı 5 golle devre arasında takımdan ayrılarak Beşiktaş ile anlaşan Burak Yılmaz takip ederken Calep Ekuban ve Anthony Nwakaeme de 4'er gol kaydetti. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103808.txt b/Real/41103808.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..a5e1211537d4f388c9af0118578d2fcbb32a20a5 --- /dev/null +++ b/Real/41103808.txt @@ -0,0 +1 @@ +Dünya Türk dizilerinden görüyor! 179 ülkeye ihraç ediliyor Dizi-film sektörü ve mobilya sektörünün işbirliği ile ihracatın daha da artacağına dikkati çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Dizilerimiz 156 ülkeye, mobilyalarımız ise 179 ülkeye ihraç ediliyor. Dizi film sektörü ile mobilya sektörünün bu başarısı birleştirildiğinde hem turizm hem de ihracatın artmasını sağlıyor. Dizi ve filmlerde yerli mobilyalarımız daha fazla yer almalı. Bununla birlikte mobilya sektöründe imkanından üretici ve fabrikalar kadar esnafımızın da faydalanabilmesinin önü açılmalı” dedi. Dizi film sektöründe yerli mobilyalarımızın kullanılmasının turizme ve ihracata olan katkılarından söz eden (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Tanıtım ve reklamlar turizme doğrudan etki ediyor. Ülkemizin turizmde hedeflediği noktaya ulaşmasında ise dizi ve filmler aracılığıyla yapılan tanıtımlar çok önemli bir nimet. Ülkemizde her yıl 100'den fazla dizi üretiliyor, bu diziler dünyanın 156 ülkesine ihraç edilerek 500 milyon kişi tarafından izleniyor. Bu ihracat da 350 milyon dolarlık bir hacme ulaşıyor. Bunun yanı sıra mobilya sektörümüz de 179 ülkeye 3 milyar 134 milyon dolarlık ihracat yaptı. Dolayısıyla bu dizi ve filmlerde yerli mobilya ürünlerimizin kullanılması, bu iki sektörün başarılarının birleştirilmesi, ihracata ve turizme fayda sağlanması anlamına geliyor. Dizi ve filmlerde mobilyalarımız daha fazla yer almalı. Dizi ve filmlerimizin yabancı ülkelerde milyonlarca kişi tarafından izlenmesi demek, ülkemizin ve o dizi-filmde kullanılan yerli ürünlerimizin de milyonlarca kişi tarafından izlenmesi demek. Bu da ülkemize daha fazla turist çekilmesi, zincirleme olarak girişi ve ekonomimize katkı sağlanması demek” diye konuştu Mobilya sektöründeki kredilerde büyük payın üretici ve fabrikalara ait olduğunu belirten Palandöken, “Mobilya sektörümüz dış ticaret fazlası veren bir sektör. Her geçen gün kendisini geliştiriyor, yeniliyor ve daha fazla ülkeye ulaşıyor. Bundan dolayı mobilya sektöründe kredilerin büyük payını üreticiler ve fabrikalar alıyor. Küçük esnafımızın bu kredilerden aldığı pay artmalı. Krediye en çok ihtiyaç duyan kesim olarak esnafımızın bu kredilere ulaşmasının önü açılmalı. En önemlisi dizi film çekimleri iç mekanlar yerine şehirlerimizin turist çekimini artıracak özel ve güzel dış mekanlarda da çekilmeli” şeklinde konuştu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103820.txt b/Real/41103820.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..a2e1cf86adc3fce415b2f4c159faf301c749a50d --- /dev/null +++ b/Real/41103820.txt @@ -0,0 +1 @@ +F.Bahçe'nin teklifi ortaya çıktı! 6 milyon euro... 'de kış transfer dönemi oldukça hareketli geçti. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103940.txt b/Real/41103940.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..be6d5676914f3c7c3fb6499cb8eac33cf082f4c9 --- /dev/null +++ b/Real/41103940.txt @@ -0,0 +1 @@ +Adana'da Yılmaz Vural dönemi bitti! Spor Toto 1'inci Lig'de sezona şampiyonluk hedefiyle başlayan Adana Demirspor, Hakan Kutlu'dan boşalan teknik direktörlük görevine getirdiği Yılmaz Vural ile de yollarını ayırdı. Ligde sahasında konuk ettiği Gazişehir Gaziantep FK'yı 3-2 mağlup eden Adana Demirspor'da teknik direktör Yılmaz Vural ile yolların ayrıldığı belirtildi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103941.txt b/Real/41103941.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..4260007540d67002afbf8ba5f7176a4e9bf98804 --- /dev/null +++ b/Real/41103941.txt @@ -0,0 +1 @@ +Uzaktan karıncaları görüyoruz; ancak bunların gerçek karıncayla bir ilgisi yok! \ No newline at end of file diff --git a/Real/41103996.txt b/Real/41103996.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..7e8e6471d26f088e2f73086771749970bc4a4d9c --- /dev/null +++ b/Real/41103996.txt @@ -0,0 +1 @@ +Yaptığı büyük tepki çekmişti... Savunması pes dedirtti Ordu’da, küçük yaştaki çocuğuna tabanca kullandırdığı gerekçesiyle ulusal kanallarda haber konusu olarak gündeme gelen ve büyük tepki çeken baba, hayrete düşüren sözlerle o anları anlattı. Ordu'nun Altınordu ilçesinde çay ocağı işleten baba Ramazan Yazar (27), 5 yaşındaki oğlu Y. Yazar’ın hiperaktif ve tabancalara aşırı düşkün olduğunu söyledi. Görüntülerin çekildiği gün, oğlunun tabanca kullanmak konusunda aşırı ısrarcı olduğunu ve kendilerinin de dayanamayarak, yetişkin kontrolünde ateş ettirdiklerini ileri süren baba Yazar, tabancanın kurusıkı olduğunu belirtti. Çocuğunun kullanırken kaydedilen görüntülerini anı olarak çektiğini ve kendi bilgisi dışında sosyal medyada paylaşıldığını iddia eden baba, durumu fark edince görüntüleri sosyal medyadan ve telefondan sildiğini de aktardı. Baba Ramazan Yazar, “Çocuğum hiperaktif ve biraz da silah hastası. O gün çok ağladı ve onu durduramadık. Ben de dayanamayıp, 2-3 el ateş etmesine izin verdim. Zaten tabanca da kurusıkı bir tabanca. Yetişkin eşliğinde oğluma ateş ettirdik ve sonrasında ağlamayı durdurdu ve sustu. Ben de bu sırada anı olsun diye görüntüleri kaydettim. Ardından tanıdıklarımıza izlettirdik. Çocuklar yine durmayınca çizgi film izlemeleri için cep telefonunu onlara verdim. Çocuklar video izlerken, görüntüleri sosyal medya hesabımdan paylaşıyor. Paylaştığını fark edince hemen kaldırdım. O süre zarfında birisi görüntüleri alıp, ulusal bir kanalın ihbar hattına göndermiş. Ertesi gün haberlerde kendimizi izledim” dedi. Olayın ardından jandarma ekiplerine silahı teslim ederek ifade verdiğini belirten baba, “Muhtarımız aradı ve jandarmaya gitmem gerektiğini söyledi. Orada da ekiplere tabancayı da teslim ettim ve ifade verdim. İhbar edenin kim olduğunu bilmiyorum ve bulunmasını istiyorum, gerekirse şikayetçi de olabilirim. Benim iznim olmadan paylaşıldı. Bu görüntüler zaten hatıra olsun diye çekildi. Bunu çocuklar yanlışlıkla paylaştığı için, ben de fark edince telefondan ve sosyal medyadan kaldırdım” şeklinde konuştu. Baba ayrıca, küçük yaştaki çocukların tabanca ile oynamasını da doğru bulmadığını sözlerine ekledi. “Çocukların tabanca ile oynaması doğru değil ama o gece yeğenimizi kıramadık” Görüntülerde, çocuğun arkasında duran ve eniştesi olan Salim Günaydın da, akraba ziyaretine gittiklerinde çocuğun silah atmak için ısrarcı olduğunu, kendilerinin de kıramayarak ateş ettirdiklerini söyledi. Günaydın, tabancanın kurusıkı olduğunu ifade ederek, kimseye zararlarının olmadıklarını, önlem amaçlı da çocuğun yanında bulunduğunu aktardı. Günaydın, çocukların silah ile oynamasının kesinlikle yanlış olduğunu, yeğeni hiperaktif olduğu için kıramayarak o akşam silah attırdıklarını hatırlattı. . \ No newline at end of file diff --git a/Real/41104009.txt b/Real/41104009.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..7819852326ae49b3849a41c378245afc82a4e204 --- /dev/null +++ b/Real/41104009.txt @@ -0,0 +1 @@ +'Super Bowl' heyecanı iddaa'da TEK MAÇ! Öne çıkan takım ise... iddaa sürpriz yaptı ve ilk kez 'Super Bowl' karşılaşmasını TEK MAÇ olarak açıkladı. New England Patriots ve Los Angeles Rams takımlarını karşı karşıya getirecek maçta öne çıkanlara göz atalım... Kuzey Amerika halkı için öncesi, içi, devre arası şovu ve sonrası ile tek kelimeyle bir maçtan çok daha fazlası, "ritüel" kelimesinin çok daha doğru kaçacağı dev randevunun 53'üncü kapışmasındayız! Her sporda başa güreşen kaliteli franchise’ları ve rating güçleri ile Los Angeles-Boston rekabeti dendiğinde akla ilk olarak Lakers-Celtics geliyor belki ama için de çok güzel bir ayrıntı bu... Daha yeni 2018 MLB finalinde LA Dodgers- Boston Red Sox kapışmasına şahit olmuştuk ama bu (play-off turlarında evet) iki dev şehrini Super Bowl tarihinde ilk kez göreceğiz. Rams’in (St Louis iken) en son Super Bowl oynadığı 3 Şubat 2002 tarihinde rakip Tom Brady’li idi. (aradan 17 sene geçti ama hala o var)  Türkiye'nin resmi bahis sağlayıcısı iddaa, Super Bowl için TEK MAÇ avantajı getirdi. iddaaseverler bu müthiş karşılaşmaya MBS1 avantajıyla oynayabilecek.  New England Patriots favori olarak maça başlıyor. Oranları görmek ve iddaa oynamak için Bir köşede Brady’li Patriots, diğer köşede genç kadrosu ile Rams. ’in seveni kadar düşmanı olan, özellikle 21. yüzyıl sonrası en popüler Franchise’i New England Patriots takımının oyun kurucusu Tom Brady ve takımın koçu Bill Belichick; son 18 sezonda 9’uncu, üst üste 3'üncü, son 5 sezonda da 4'üncü kez Super Bowl oynayacaklar. İkili 5 kez Super Bowl kazanma başarısı gösterirken Tom Brady bunun yanına tam 4 kez de “En Değerli Oyuncu” ödülünü eklemişti. Bir nevi deneyim gençliğe karşı..   takımında daha önce Super Bowl arenasında yer almış sadece 4 isim var (Patriots’da bu rakam 38!) ve takımın koçu Sean McVay 24 Ocak’ta daha yeni 33’ünden gün alırken, Quarter Back’i Jared Goff da 24 yaşında. Daha da açarsak; Belichick-Brady ikilisinin ilk Super Bowl kazandıkları sene olan 2001’de Rams koçu Sean McVay taze 16, Quarter Back Jared Goff ise sadece 7 yaşındaydı! Rams’in Seattle Seahawks’ı 36-31 yendiği, normal sezonun 10. hafta karşılaşmasında çapraz bağları yırtılıp sezonu kapatan Cooper Kupp en önemli eksikleri. Onsuz büyük finale kadar geldiler diye düşünülebilir belki ama sadece bu yıl değil, önceki sezonda da genç Quarter Back Jared Goff’un favori hedeflerinden biri olan yıldız wide receiver, bu sezon sakatlanana dek 40 pas yakalamıştı ve 556 yard, 6 touchdown ile oynuyordu. 25 yaşındaki wide receiver geçen sene Patriots ile Super Bowl oynamıştı. Fakat maç içinde başına aldığı darbeden dolayı devam edememişti. Bu sene Rams ile tekrar Super Bowl’da mücadele edecek olan Cooks için rakibin Patriots olmasının ayrı bir önem taşıdığı aşikar. Ele avuca sığmaz dinamik ikili Running Back’ler Todd Gurley ve C.J. Anderson ile bir diğer Wide Receiver Woods da Rams adına çok önemli silahlar ama zaten kurgusu üç aşağı beş yukarı belli hücum setlerinde, onun tutacağı ekstra toplar ve yapacağı koşu mesafesi Los Angeles ekibinin buradan zaferle ayrılıp ayrılamamasındaki en önemli etkenlerden olacak. Patriots’ın hem taktiksel, hem de hücum silahı anlamında birçok silahı var ama play-off 2 maçına tam 6 touchdown sıkıştıran çaylak Running Back spot ışıklarını üzerine çeviren isim oldu. Super Bowl’da da son 2 maça benzer bir performans gösterirse Patriots’ın zaten “otoritelerce” %51 olan kazanma şansı çok daha artacaktır. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41104021.txt b/Real/41104021.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..c651fa49b787d36fa686290faf2be73a8a7988e2 --- /dev/null +++ b/Real/41104021.txt @@ -0,0 +1 @@ +SON DAKİKA! Çatıdan düşen kar kafeyi çökertti: 1 ölü, 7 yaralı Bitlis'te bir kafenin teras katının üzerine, bitişiğindeki 5 katlı binanın çatısında biriken karların düşmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti, 3'ü asker 7 kişi yaralandı. Hüsrevpaşa Mahallesi'ndeki bir kafenin teras katı, bitişiğindeki 5 katlı binanın çatısında biriken karların düşmesi sonucu çöktü.      Bu sırada terasta oturan müşterilerden Tayfun Sulak olay yerinde hayatını kaybetti, 3'ü asker 7 kişi yaralandı.      Olay yerine giden AFAD, 112 ve itfaiye ekipleri, kütleleri ve çöken çatının altında kalan yaralıları çıkardı.      Olay yerine sevk edilen ambulanslarla yaralılar, ve Tatvan'daki devlet hastanelerine kaldırıldı.      Bitlis Valisi ve Belediye Başkan Vekili Oktay Çağatay, hastanedeki yaralıları ziyaret ederek sağlık durumları hakkında doktorlardan bilgi aldı.      Vali Çağatay, gazetecilere yaptığı açıklamada, Bitlis'te kar yoğunluğundan dolayı bir kaza meydana geldiğini belirterek, şöyle devam etti:      "İl merkezinde Sina 'nin dış kısmına doğru açılmış ve sonradan oluşturulmuş bir yapının çatısı, 5'inci kattan düşen karın ağırlığına dayanamayarak çökmüş. Orada olan müşterilerden 22 yaşındaki bir vatandaşımız hayatını kaybetti, diğerlerinin sağlık durumları iyi. 7 yaralımız vardı. Bunları ziyaret ediyoruz."      Bu yıl çok zor bir kış geçirdiklerine dikkati çeken Çağatay, "Ekiplerimiz müdahale ediyor ancak böyle kazalar da yaşanıyor. Olayda hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diliyorum. Yaralılardan 3'ü bölgede askerlik yapan çocuklarımız, onların da diğer vatandaşlarımız gibi sağlık durumları iyi. Hepsi bugün taburcu olacak vaziyette." diye konuştu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41104035.txt b/Real/41104035.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..6d97d72a8f6f156e93f5090305df156b65ca511d --- /dev/null +++ b/Real/41104035.txt @@ -0,0 +1 @@ +Gayrimenkul borsası trilyonlarca liralık ekonomik hacim oluşturacak Türkiye Varlık Fonu (TVF) Genel Müdür Yardımcısı Mithat Bülent Özmen, Türkiye merkezli gayrimenkul borsasının kurulması vizyonunun, ülke açısından trilyonlarca liralık menkul değer hacmi oluşturacağını bildirdi. 'dan yapılan açıklamaya göre, TVF ve MÜSİAD iş birliğinde, Gayrimenkul Kıymetler Borsası AŞ'nin (GABORAS) hayata geçirilme süreci ve ortaya çıkacağı ekonomik değerin ele alındığı çalıştay düzenlendi. Çalıştayda, dijital teknoloji, big-data ve veri işleme altyapısı, özel-kamu değer haritalarının hızlandırılması, toplu değerleme, anlık raporlama ve değerleme otomasyonu, dijital ekranlar, risk parametreleri, ölçme-izleme-değerlendirme kapasitesi, güvenli alım-satım platformu aşaması, endeksleşme, borsalaşma, gayrimenkul ve türevlerinin menkulleşmesi ele alındı. 3 gün süren çalıştayda, sektör temsilcileri ile bir araya gelen ilgililer tarafından mevcut aşama gözden geçirildi ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. TVF Genel Müdürü Zafer Sönmez'in direktifiyle başkanlığını TVF Genel Müdür Yardımcısı Mithat Bülent Özmen'n yaptığı çalıştayda, TVF Yatırım Yöneticisi Ali Aydın, TVF Strateji ve Risk Yöneticisi Kadri Buldanlı, TVF Genel Müdür Özel Kalemi Mehmet Çamır, MÜSİAD, GABORAS ve SENYAP yöneticileri hazır bulundu. Çalıştay kapsamındaki toplantılara, Takasbank Genel Müdürü Mahmut Kayacık, Takasbank Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Elibol, Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Gönen, KT Portföy Genel Müdürü Tayfun Özkan, BYY Finans Kurucusu Bekir Yener Yıldırım, INFINA Genel Müdür Yardımcısı Barış Çakmak, Ekol Gayrimenkul Değerleme Yöneticisi Deniz Aslan, Emlak Genel Müdürü Mustafa Özelmacıklı, Cushman & Wakefield Yöneticisi Tuğra Gönden, DAP Yapı Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Yıldız, EMA Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Yunus Emre Ekşi, Bilişim Vadisi Genel Müdürü Ahmet Serdar İbrahimcioğlu ve heyet temsilcileri katıldı. Açıklamada görüşlerine yer verilen TVF Genel Müdür Yardımcısı Mithat Bülent Özmen, Türkiye merkezli gayrimenkul borsasının büyük, milli ve yerli bir proje olduğunu belirterek, projenin ekonomiye ve alternatif sermaye piyasalarına çok önemli bir katkı sağlayacağını kaydetti. Özmen, "Türkiye merkezli gayrimenkul borsasının kurulması vizyonu, ülkemiz açısından trilyonlarca liralık menkul değer hacmi oluşturacaktır." ifadesini kullandı. GABORAS Yönetim Kurulu Baş Danışmanı Lütfi Altun da GABORAS'ın temelde bir big-data yönetimi olduğunu aktararak, çalıştayda teknik detayları sunulan yüksek teknoloji kapasitesinde 10 yıllık emek bulunduğunu bildirdi. Altun, platformun hayata geçirilmesine dair hazırlıkların tam gaz sürdüğünü ve borsalaşma yolunda eksikliklerin büyük kısmının giderildiğini belirterek, "Bunun eksik tarafı kamudaki statik verilerdir. Bürokraside kilitli ve çoğu güncel olmayan, paylaşılmayan sağlıksız veriler, piyasa verileriyle örtüşmemektedir. Bugün ülkede bir sıkıntı var dersek bunun temelinde kamu verisi ve bilgisini paylaşımdaki belirsizlik yatmaktadır." ifadelerini kullandı. Gayrimenkulde devasa bir birikim bulunduğunu vurgulayan Altun, söz konusu birikimin menkulleşemediğini, bu nedenle ülke ekonomisine değer katamadığını aktardı. Lütfi Altun, gelinen süreçte öz kaynağın, sermayenin ve stoklardaki söz konusu gayrimenkullerin ekonomiye katılmasının zorunlu olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Bugün aynı taşınmaza 10 farklı fiyat öngören veri karmaşası, güven ortamını hem içeride hem dışarıda sarsmaktadır. Bu durum gayrimenkul sermaye birikiminin el değiştirmesine, ihraç olmasına fırsat vermemektedir. Satıcı da olsanız, alıcı da olsanız aynı taşınmaz için farklı farklı değerler görüyorsunuz. Bu sizin duraksamanıza ve aldatılıyor muyum hissi yaşamanıza neden olmaktadır. Her yıl tapuda milyonlarca işlem yapılmaktadır." Altun, gayrimenkuldeki değer karmaşasının borsa ile sona erdirileceğini, özellikle haciz ve icra dönemlerinde gayrimenkullerin gerçek değerinin bu platformla öğrenilebileceğini, böylece borçlunun da alacaklının da hakkının korunacağını bildirdi. GABORAS ile her şeyin şeffaf olacağını vurgulayan Altun, "Gayrimenkulün borsalaşması ve servet birikimlerimizin yeniden kapitale dönüşmesi, 2023 hedeflerini yakalamamız için bir fırsat olacaktır." ifadesini kullandı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41104183.txt b/Real/41104183.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..cc922682004b56bc6dc2f13d36d8f69fc10f2b24 --- /dev/null +++ b/Real/41104183.txt @@ -0,0 +1 @@ +Bakan Selçuk: Çocukları beklendiklerini hissettirerek karşılayın   Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk sosyal medyadan yaptığı paylaşımda 2018-2019 eğitim yılının ikinci dönemi için bir mesaj yayınladı. Selçuk öğretmenlere yönelik paylaşımında, “Meslektaşlarımdan ricam; yarın sınıfların kapısını çalacak çocuklarımızı ‘beklendiklerini’ hissettirerek karşılamaları” dedi. 2018-2019 eğitim yılının ikinci dönemi 4 Şubat’ta başlıyor. , Twitter hesabından eğitim yılının ikinci dönemi için bir mesaj paylaştı. Mesajda yer alan görselde “Öğretmenlerin gönülden ‘hoş geldin’, öğrencilerin yürekten ‘hoş bulduk’ dedikleri ikinci dönemin her günü için iyi dersler çocuklar” ifadeleri yer aldı. Selçuk, paylaşımında ise “Gelen zaten talip olarak gelir, gerisi muhatabına kalır. Meslektaşlarımdan ricam; yarın sınıfların kapısını çalacak çocuklarımızı ‘beklendiklerini’ hissettirerek karşılamalarıdır” ifadeleri kullanıldı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41104395.txt b/Real/41104395.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..b2422310d5c3ef657d06f65912cf4b4043837542 --- /dev/null +++ b/Real/41104395.txt @@ -0,0 +1 @@ +Cengiz Ünder oynamadı, Roma'dan 3 puan çıkmadı! İtalya 1. Futbol Ligi'nin (Serie A) 22. haftasında Milan deplasmanda Roma ile 1-1 berabere kaldı. Olimpiyat Stadı'nda oynanan karşılaşmada 26. dakikada Kryzsztof Piatek ile öne geçen ilk yarıyı 1-0 galip kapattı. Ev sahibi takım 46. dakikada Nicolo Zaniolo'nun attığı golle ikinci yarıya beraberliği sağlayarak başladı. İlerleyen dakikalarda karşılıklı ataklar sonucu değiştirmeyince maç 1-1 sona erdi.  Bu sonuçla Milan 36 puanla 4., ise 35 puanla 5. sırada kaldı.  Milan takımında forma giyen milli futbolculardan Hakan Çalhanoğlu, Roma karşısında ilk 11'de sahaya çıkarak, maç boyunca oyunda kaldı.  Roma'daki Türk futbolcu ise sakatlığından dolayı bu maçta forma giyemedi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41105048.txt b/Real/41105048.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..1131ade1833723ccfab79c34e93f99cbd1812d3c --- /dev/null +++ b/Real/41105048.txt @@ -0,0 +1 @@ +Barzani'den 'Sincar vilayet olsun' talebi Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani, çoğunlukla Ezidilerin yaşadığı Musul'a bağlı Sincar ilçesinin vilayete dönüştürülmesi çağrısı yaptı. Almanya'da geçen hafta hayatını kaybeden Ezidilerin ruhani lideri Mir Tahsin Beg'in cenazesi Erbil Uluslararası Havalimanı'nda resmi törenle karşılandı. Törene IKBY Başbakanı Barzani'nin yanı sıra çok sayıda yetkili, yabancı misyon temsilcileri ve Ezidi toplumunun önde gelen isimleri katıldı. Barzani, burada yaptığı konuşmada, Musul'a bağlı ilçesinin ayrı bir vilayete dönüştürülmesi çağrısında bulundu ve bu konuda Bağdat ile çalışma içinde olduklarını söyledi. Sincar'ın yeniden imarına da değinen Barzani, "Şengal'ın (Sincar) imarı için Başbakan Adil Abdulmehdi ve uluslararası toplumla çalışıyoruz." dedi. Terör örgütü DEAŞ'ın Sincar'da Ezilere yönelik saldırılarını hatırlatan Barzani, "Ezidi dramını unutmayacağız. Saldırılarda 3 bin 342 Ezidi kurtarıldı ancak halen 3 bin 75 kişi kayıp." diye konuştu. , DEAŞ tarafından kaçırılan Ezidilerin bulunması için çalışmalara devam edeceklerini belirtti. Ezidilerin ruhani lideri Mir Tahsin Beg, 28 Ocak'ta Almanya'nın Hannover kentinde tedavi gördüğü hastanede 86 yaşında hayatını kaybetmişti. Mir Tahsin Beg'in cenazesi yarın Duhok'un Şeyhan ilçesinde dini törenle toprağa verilecek. EZİDİLER KİMDİR? Dünyada yaklaşık 800 bin nüfusa sahip dini bir topluluk olan Ezidiler, çoğunluğu 'ın Musul kenti başta olmak üzere Suriye, Türkiye, Gürcistan ve Ermenistan'da yaşıyor. Terör örgütü DEAŞ'ın 2014’te Irak'ın ikinci büyük kenti Musul'u ele geçirmesinden sonra Ezidiler, Türkiye'nin yanı sıra Almanya ve diğer Avrupa ülkelerine göç etti. Ezidilikte; Yahudi, Hristiyanlık ve İslam'da yoldan çıktığı ve kötülüğün simgesi olduğuna inanılan İblis adlı meleğin kutsal ve iyi bir melek olduğuna inanılıyor. Ezidiler, "Tanrı tarafından seçilmiş" bir halk olduklarına inanıyor ve birçoğu Şeyh Adi'nin vahiy aldığını kabul ediyor. Melek Tavus’u ise "şeytan" olarak değil, Azda'nın (Allah'ın) doğruyu yanlışı göstermek için gönderdiği bir elçi olarak görüyorlar. Bu yüzden "şeytan" adını hiç kullanmıyorlar. Kendilerinin, "şeytana tapanlar" olarak anılmasını da reddediyorlar. Onlar için Melek Tavus, (ateşten olma şeytan) yedi meleğin en yücesi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41105114.txt b/Real/41105114.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..bb9bca92b927bc5f919734b7ce55488f5617bc2f --- /dev/null +++ b/Real/41105114.txt @@ -0,0 +1 @@ +Motosiklet tutkunu Musa'dan acı haber Antalya'nın Serik ilçesinde lokanta işletmecisi Musa Çelik (24), motosikletiyle yaptığı kaza sonucu yaşamını yitirdi. Çelik'in motosiklet tutkunu olduğu ve başında kask bulunduğu öğrenildi. Kaza, dün saat 16.30 sıralarında Dikmen-Kadriye yolunda meydana geldi. 'in kullandığı 06 DRB 43 plakalı motosikletle sürücüsünün kimliği öğrenilemeyen 07 LUP 95 plakalı araç çarpıştı. Motosikletten savrulan Musa Çelik yol kenarındaki bariyerlere çarptı. Kazanın ardından olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, başında kask olan Musa Çelik'i ambulansla Devlet Hastanesi'ne götürdü. Burada müdahale edilen Musa Çelik, kurtarılamadı. Babasıyla birlikte Serik'te lokanta işlettiği belirtilen Musa Çelik'in tutkunu olduğu kaydedildi. Musa Çelik, bugün öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Merkez Mezarlığı'nda toprağa verildi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41105276.txt b/Real/41105276.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..a6d1acba844ab61e34e209ab613d880ab412c1b1 --- /dev/null +++ b/Real/41105276.txt @@ -0,0 +1 @@ +Pide hamuru nasıl yapılır? Pide hamuru tarifi Pide sokak lezzetlerimiz arasında en vazgeçilmezlerin başında geliyor. Son dönemde yabancıların da keşfetmeye başladığı pideyi çok güzel yapan mekanlar var elbette. Ancak siz kendi pidenizi evde kendiniz yapmak istiyor olabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken güzel bir pide hamuru yoğurmak ve yaratıcılığınızı kullanarak bu hamuru dilediğiniz malzemelerle birleştirmek. Pide hamuru nasıl yapılır? İşte nefis bir pide hamuru tarifi ve çeşit çeşit pide tarifleri… Pide hamuru mayalı bir hamurdur. Yaş mayayla kolayca yoğurabilirsiniz. Ancak eğer ekşi mayanız varsa, ekşi mayalı bir hamur yoğurarak da pide yapabilirsiniz. Evde kolayca pide hamuru yapmak için ihtiyacınız olan malzemeler şöyle: Yarım su bardağı eritilmiş tereyağı 1 kibrit kutusu kadar yaş maya 1 tutam tuz 1 çay kaşığı tozşeker 1 su bardağı ılık su Aldığı kadar un Öncelikle tuz, şeker ve mayayı yarım su bardağı ılık suyla karıştırın. Mayanın hareketlenmesi için 10 dakika kadar bekletin. Ardından bu karışımı yoğurma kabına aktarın. İçine tereyağı ile suyun kalanını da ilave edin ve karıştırın. Yavaş yavaş ununu ekleyerek yoğurmaya başlayın. Hamurunuz kulak memesi kıvamına gelene kadar un ekleyip yoğurmaya devam edin. Hamuru toparlayıp üzerine nemli bir bez örterek mayalanması için ılık bir yere koyun. Hamur yarım saat içinde yaklaşık iki katına çıkacaktır. Pide yapmadan önce mayalanan hamuru bir kez daha yoğurun. Ardından pide yapma işlemine geçebilirsiniz. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41105302.txt b/Real/41105302.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..e41e739b343f63db6910680051fef42ad1e16a20 --- /dev/null +++ b/Real/41105302.txt @@ -0,0 +1 @@ +Son dakika... Benzine 6 kuruş zam Benzinin litre fiyatına bu gece yarısından geçerli olmak üzere 6 kuruş zam yapıldı. AA muhabirinin Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası'ndan edindiği bilgiye göre, Ankara'da ortalama 6,10 liradan satılan benzinin litre fiyatı 6,16 lira olacak. Benzinin litresi İstanbul'da 6,03 liradan 6,09 liraya, İzmir'de 6,08 liradan 6,14 liraya yükselecek. Dağıtım firmalarının belirlediği fiyatlar rekabet ve serbesti nedeniyle şirketler ve kentlere göre küçük değişiklikler gösteriyor. Benzinin litre fiyatında en son 29 Ocak'ta 17 kuruş indirim yapılmıştı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41105316.txt b/Real/41105316.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..af0c799ea55ce0c13facc350bf03a3b88efb465a --- /dev/null +++ b/Real/41105316.txt @@ -0,0 +1 @@ +Ormandaki işkencede ifadeler ortaya çıktı Antalya'da tartıştıkları genç kızı, götürdükleri ormanlık alanda darbettikleri iddia edilen 6 kişiden 2'si tutuklandı. ilçesi Varsak Mazı Dağı ormanlık alanında 18 yaşındaki S.D.'nin darbedilmesiyle ilgili gözaltına alınan 18 yaşındaki A.S.K, 23 yaşındaki Y.K ve 21 yaşındaki C.Y, "birden fazla kişi tarafından birlikte yağma", "tehdit", "hürriyeti yoksun kılma" ve "yaralama" suçlarından Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Şüphelilerden A.S.K, ifadesinde, "Bana borcu vardı, onu istedim. Herhangi bir gasp amacım, yaralama amacım yoktu." dedi. S.D.'yi arkadaşıyla ilgili tehdit ettiğini belirten Y.K ise, "Para istemedim, gasbetmeye çalışmadım, tehdit ettim." dedi. C.Y. de "Ben kimseyi tehdit etmedim, para istemedim, ağacın dibinde bekliyordum, olayla ilgim yok." ifadelerini kullandı. Mağdur kız ve şüphelilerin aynı mahalleden oldukları ve birbirlerini tanıdıkları belirtildi. Mahkeme A.S.K ve Y.K'yı "birden fazla kişi tarafından birlikte yağma" suçundan tutuklarken, raporlu olduğu için Antalya'da bulunduğu anlaşılan asker C.Y'yi adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. C.Y, teslim olacağı birliğinde adli kontrol prosedürü çerçevesinde imza verecek. Yaşları 18'den küçük olan diğer 3 şüphelinin ise Çocuk Suçları Soruşturma Savcılığı'nda ifade işlemleri devam ediyor. Antalya'da 4'ü kız 6 kişinin, ormanlık alana götürdükleri 18 yaşındaki S.D'yi darbettiklerine ilişkin cep telefonuyla çektikleri görüntüler basında yer almış, harekete geçen Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla şüpheliler gözaltına alınmıştı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41105317.txt b/Real/41105317.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..9f2750e1033ef2ce58a9c0c417b9eaff93c65c81 --- /dev/null +++ b/Real/41105317.txt @@ -0,0 +1 @@ +Aysel Gürel’in 90. doğum günü Kadıköy’de kutlanacak Aysel Gürel’in 90. doğum günü, Kadıköy Mecra’da kutlanacak.   Türkçe popun altın yıllarına damgasını vuran ’in 90. doğum günü, ’ün eğlence ve etkinlik mekânı ’da kutlanacak. Mecra’nın davetiyle 16 sanatçı, Aysel Gürel’in doğum gününe özel işler hazırladı. 8 Şubat’ta başlayacak olan sergi, Aysel Gürel’in ölüm günü olan 17 Şubat’a kadar devam edecek. 8 Şubat’ta düzenlenecek olan etkinlikte alternatif müziğin tanınmış isimleri Ceren Gündoğdu, Güneş Özgeç, Selin Sümbültepe ve Nilipek. Aysel Gürel’in akıllara kazınan şarkılarını seslendirecek. Sanatçıların konserinin ardından Discolog ve Q-BRA kabine geçecek.   Ece Ağırtmış, Ari Alpert, Deniz Altaş, Ece Beken, Maya Bora, Cem Haşimi, Emre Karacan, Efe Karadağlı, Başak Karafaki, Olgun Kaşıkçı, İdil Keysan, Zeynep Mar, Ayşe Deniz Şahin, Sadi Tekin, Pınar Uslu, Gamze Yalçın. Sanatçıların sergideki işleri satın alınabilecek. 20.00: Açılış kokteyli ve Aysel Gürel sergisi 21.30: Arşivden görüntüler Aysel şarkıları 22.30: Ceren Gündoğdu, Güneş Özgeç, Selin Sümbültepe ve Nilipek. After party 23.30: Discolog ve Q-BRA \ No newline at end of file diff --git a/Real/41105465.txt b/Real/41105465.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..be7ef8737edcbdbbd7b3233442966e260bd2a75a --- /dev/null +++ b/Real/41105465.txt @@ -0,0 +1 @@ +Bir anda fırladı... Pitbull dehşeti Adıyaman’ın Kahta ilçesinde bahçe kapısı açılınca sokağa fırlayan pitbull sokakta yürüyen öğrenciye saldırdı. Mahallelinin güçlükle kurtardığı çocuk hastaneye kaldırıldı. Olay, Adıyaman’ın Kahta ilçesi Karşıyaka Mahallesi 4021 Nolu Sokakta meydana geldi. Umut Güllü’ye ait eve gelen kadınlar bahçe kapısı kapalı olunca, kapıyı iterek içeri girmek istedi. Kapıyı açan kadınlar bahçeye girmek istediği esnada bahçede bulunan 2 cinsi köpek havlayarak kadınların üzerine geldi. Kadınlar köpeği görünce bahçeden çıkarak sokağa kaçtı. Kaçtıkları esnada kapıyı bahçe kapısını açık bırakınca bir köpek sokağa çıktı. Pitbull o esnada okula giden Ortaokul 8. Sınıf Öğrencisi Aslı Karaaslan’a saldırdı. Çocuğu mahalle sakinleri güçlükle kurtardı. Köpeği uzaklaştırmak için sopa ve kemer kullanan mahalle sakinleri dakikalar sonra köpeği uzaklaştırabildi. Mahalle sakinleri olay yerine 112 Acil Sağlık ekiplerini çağırdı. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı çocuk ambulansla Kahta Devlet Hastanesine kaldırıldı. Acil serviste müdahalesi yapılan çocuğun genel sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, ailesi duruma tepki gösterdi. Baba Ömer Karaaslan, olayı duyduğunda şok olduğunu ve hemen hastaneye geldiğini belirterek, köpek sahiplerinin cezalandırılmasını istedi. Anne Hatice Karaaslan ise, köpeklerin bu şekilde beslenmesine karşı olduklarını ve kendi başlarına gelen olayın başkalarının başlarına gelmemesi için şikayetçi olduklarını söyledi. Saldırıya uğraşan Aslı Karaaslan ise, okula giderken köpeğin saldırısına uğradığını ve çok korktuğunu aktardı. Köpeklerin sahibi ise, bu güne kadar böyle bir olay olmadığını, kapının zorlanması ve daha sonra açık bırakılmasından dolayı köpeğin sokağa çıktığını belirterek, köpeğini kemer ve sopalarla dövüldüğünü söyledi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41199659.txt b/Real/41199659.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..2c9bbe3f76e444c91df405b732ee2ac5c815bbb0 --- /dev/null +++ b/Real/41199659.txt @@ -0,0 +1 @@ +TİSK'ten 1 Mayıs kutlaması TİSK "Çalışma yaşamının vazgeçilmez unsurları olan işverenler ve çalışanlar olarak birlik olup iş birliği ile ürettikçe ülke ekonomimiz büyüyecek, refah seviyemiz artacaktır" dedi. , Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, tüm çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün en içten dileklerle kutlandığı belirtilerek, şunları kaydetti:  "Çalışma yaşamının vazgeçilmez unsurları olan işverenler ve çalışanlar olarak birlik olup iş birliği ile ürettikçe ülke ekonomimiz büyüyecek, refah seviyemiz artacaktır. Bu bilinçten hareketle Türk işverenleri olarak tüm çalışanlarımızla birlikte, çalışma barışının artarak devam ettiği, sosyal diyaloğun temel alındığı, daha fazla çalışan, üreten ve büyüyen Türkiye olma yolunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz."  Mesajda, TİSK Yönetim Kurulu ve işveren camiası adına tüm çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü huzur ve barış içinde kutlamaları dileğinde bulunuldu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41199665.txt b/Real/41199665.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..cbaab1df5b21edfdd7ca56ea80b3e4acc574a54c --- /dev/null +++ b/Real/41199665.txt @@ -0,0 +1 @@ +Bugün kargolar açık mı? 1 Mayıs kargolar çalışıyor mu? Bugün kargolar çalışıyor mu sorusu, paket bekleyen ya da teslimat yapmak isteyen birçok vatandaşın gündemindeki konu olmaya başladı. İnternet üzerinden alacakları bilgiye göre harekete geçecek olan birçok vatandaş, bugün kargolar açık mı sorusuna yanıt arıyor. Peki, kargolar bugün çalışıyor mu? İşte, kurumlardan alınan bilgilere göre bazı detaylar Kargoların açık olup olmadığı durumuna göre harekete geçecek olan birçok vatandaş, internet üzerinden sorgulamalarını gerçekleştiriyor. Gönderi yapmak isteyen ya da teslimat bekleyenlerin sorguladığı kargolar 1 Mayıs'ta açık mı sorusu, kurumlara göre değişiklik gösteriyor. İşte, kargolardan alınan bilgilere göre çalışma programları Kurumların hizmet programlarına göre değişiklik gösteren resmi ve dini bayram çalışma takvimine göre bazı kargo şirketlerinin şubeleri bugün kapalı olacak. Bazı firmalarda ise hizmet, kısmi olarak verilecek. İşte, kargolardan alınan o bilgiler; Yurtiçi Kargo açıklaması: 1 Mayıs Çarşamba günü birimler kapalı olacaktır. Aras Kargo açıklaması: 1 Mayıs Çarşamba günü resmi tatil olması dolayısıyla hizmet verilmemektedir. Tüm şubeler kapalı olacaktır. MNG Kargo açıklaması: MNG Kargo: 1 Mayıs Çarşamba günü MNG kargo da resmi tatil nedeniyle kapalı olacak.  Resmi tatil olması dolayısıyla 1 Mayıs Çarşamba günü şubeler hizmet vermeyecek. Edindiğimiz bilgilere göre dağıtım ve teslimat yapılmayacak.  1 Mayıs'ın resmi tatil olması dolayısıyla Cumartesi saatleri ile hizmet verilecek. TNT'nin Cumartesi günleri çalışma saatleri 08:00 – 18:00 arasıdır.  Genellikle çalışma saatleri hafta içi saat 07:30 – 18:00 arası ve Cumartesi günleri saat 07:30 – 17:00 arasıdır. Çalışma saatleri için 444 00 66 telefon numaralı UPS Kargo müşteri hizmetlerinden detaylı bilgi alabilirsiniz. 1 Mayıs Çarşamba günü resmi tatil olması dolayısıyla şubelere gönderi teslimatı işlemleri gerçekleşirken, dağıtım ve teslimat yapılamayacak.  Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla yarın hizmet vermeyecek. Genellikle çalışma saatleri hafta içi saat 09:00 – 17:00 arasıdır. Çalışma saatleri için 444 0 392 telefon numaralı İnter Global Kargo müşteri hizmetlerinden detaylı bilgi alabilirsiniz. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41199894.txt b/Real/41199894.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..9e6cf253e3ce09cf06a852760a66940ecfeb75bf --- /dev/null +++ b/Real/41199894.txt @@ -0,0 +1 @@ +Cizre’de nehre düşüp kaybolan gencin cansız bedeni 16 gün sonra bulundu Şırnak'ın Cizre ilçesinde 16 gün önce Dicle Nehri kıyısında balık tutarken dengesini kaybederek suya düşüp kaybolan 25 yaşındaki Abdurrahman Ütün’ün cansız bedeni, Silopi’nin Kavaözü köyünde nehir sulanın ortasında bulunan ağaca takılı halde bulundu. ’de 16 Nisan'da meydana gelen olayda balık tutmaya çalışan 25 yaşındaki , iddiaya göre dengesini kaybederek suya düşüp akıntının etkisiyle kayboldu. Olayı görenlerin ihbarıyla bölgeye sevk edilen Cizre Belediyesi Su Altı Arama Kurtarma ekibi, AFAD, UMKE ve Tatvan Emniyet Müdürlüğü Su Altı Grup Amirliği ekipleri nehirde kaybolan genci kurtarmak için çalışma başlattı. Yapılan bütün çalışmalara rağmen kayıp gence ulaşılamadı. Bir haftalık çalışmanın ardından çevre illerden gelen AFAD, UMKE ve Tatvan Emniyet Müdürlüğü Su Altı Grup Amirliği ekipleri görev yerlerine geri dönerken Cizre Belediyesi Su Altı Arama ve Kurtarma ekibi arama çalışmalarına devam etti. Cizre Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi 16 gün önce nehirde kaybolan gencin cenazesini Silopi’ye bağlı Kavaözü köyü mevkiinde nehrin ortasında bulunan bir ağaca takılmış halde buldu. Kurtarma ekibi tarafından köye getirilen cenaze, Cizre Belediyesi'ne ait cenaze aracı ile otopsi yapılmak üzere Cizre Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Yapılan otopsinin ardından Ütün’ün cenazesi ailesi tarafından teslim alınıp dualar eşliğinde Asri Mezarlığına defnedildi. Olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği öğrenildi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41200002.txt b/Real/41200002.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..9b0f5e1fab436f1f608f9486cbeb4b266ac1fd96 --- /dev/null +++ b/Real/41200002.txt @@ -0,0 +1 @@ +EPDK Başkanı Yılmaz: Dağıtım şirketleri 3,5 milyar liralık yatırım yaptı EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz "2018 yılında dağıtım şirketleri 3,5 milyar liralık yatırım yaptı. Öngörülen 3 yıllık yatırım tavanının yaklaşık yüzde 14 üzerinde bir gerçekleşme söz konusu oldu" dedi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ( ) Başkanı , "2018 yılında dağıtım şirketleri 3,5 milyar liralık yaptı. Öngörülen 3 yıllık yatırım tavanının yaklaşık yüzde 14 üzerinde bir gerçekleşme söz konusu oldu." dedi. Yılmaz, Afyonkarahisar'da bir otelde düzenlenen "Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği 12. Sektör Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, kamu, özel sektör iş birliğine ilişkin ele alınması gereken birçok konunun bulunduğunu söyledi.  En önemli konulardan birinin tüketici ile iletişim olduğunu belirten Yılmaz, şöyle devam etti:  "Ne yazık ki bu alanda sektörümüz henüz istediğimiz noktaya ulaşamadı. Sektör olarak dağıtım bedelinin ne olduğunu, daha doğrusu ne olmadığını dahi tüketicilere yeterince anlatamadık. Esnafından sanatçısına, köylüsünden akademisyenine her sosyal gruptan bu konuda eleştiriler alıyoruz. Sektör olarak dağıtım bedelinde; karda kışta elektrik kesilmesin diye sahada emek veren işçinin maaşının olduğunu, daha kaliteli elektrik hizmeti sunmak için eskiyen şebekelerin yenilenmesine yönelik yatırımların bu bedelin içinde olduğunu ne kadar anlatabildik? Dağıtım bedelinin, sayaç okuma veya fatura hizmeti sunma bedeli olmadığını bile anlatamadık. Elektriğin bir yerden bir yere taşınmasının ne tür bir altyapı, nasıl büyük bir sistem yatırımı gerektirdiğini ve bunların ne denli maliyetli işler olduğunu anlatamadığımız müddetçe de bu eleştiriler gelmeye devam edecek."  Bütün şirketlerin kurumsal iletişime daha fazla önem vermeleri gerektiğine işaret eden Yılmaz, "Yanlış ve art niyetli haberlerin önünü geçecek ya da bu tip çıktığında, etkisini anında ortadan kaldıracak medya planlamaları yapılmasını bekliyoruz. Artık bir sosyal medya mesajı bile milyonlarca kişinin algısını etkileyebiliyor. O zaman sizlere düşen, zamanı yakalayabilmek, dönemimize uygun iletişim stratejilerini ortaya koymak, bu alanda yeterli eğitime ve donanıma sahip personel istihdam etmektir." diye konuştu.  Yılmaz, bakanlığın desteği ve EPDK'nın öncülüğünde; sektöre yönelik algı yönetimi alanında kurulan Enerji İletişim Grubu'nun da bu süreçte faydalı işler yapmasını beklediklerini vurguladı.  Elektrik dağıtım sektöründe yatırımların bitmesi, hedeflerin tükenmesi ve vizyonun eskimesinin söz konusu olamayacağının altını çizen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:  "Çünkü elektrik dağıtımı kesintisiz, kaliteli ve verimli yapılmak zorunda olan bir hizmet. Sistemlerin ve süreçlerin sürekli yenilenmesi, geliştirilmesi zorunluluktur. Bu çerçevede dağıtım şirketlerimiz, gerekli şebeke yatırımlarını aksatmaksızın ve zamanında yaparken, hizmet kalitesini yükseltecek bilişsel ve teknolojik dönüşümleri de yapmak durumundadır. 2018 yılında dağıtım şirketleri 3,5 milyar liralık yatırım yaptı. Öngörülen 3 yıllık yatırım tavanının yaklaşık yüzde 14 üzerinde bir gerçekleşme söz konusu oldu. Ancak yatırım rakamlarından daha önemli olan, yatırımların hizmet kalitesine ve müşteri memnuniyetine yansımasıdır. Sektör temsilcilerimiz de bu bilinçle hareket etmeli, müşteri memnuniyetini ve geleceğin sistem tasarımını, yatırım hedeflerinin odağına alarak çalışmalarını sürdürmelidir."  Yılmaz, sektördeki kayıp oranlarına da dikkati çekerek, şunları kaydetti:  "2018 yılı itibarıyla elektrik dağıtım sektöründe kayıp oranları, özelleştirmelerin tamamlandığı 2013 yılından bu yana yüzde 25 civarında düşerek yüzde 11 seviyesine gelmiş durumda. Söz konusu düşüş, şebekeye yapılan yatırımlar ve iyileştirilen işletme pratiklerinin, kurum tarafından uygulanan sistemin ve geliştirilen Ar-Ge projelerinin önemli bir yansımasıdır. Bu başarıda emeği olan herkesi kutluyorum. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde kayıp oranlarının yüzde 10’un da altına gelerek, dünya standartlarında bir noktaya ulaşacağını göreceğiz."  Şirketlerin bilgi akışı eksikliklerini giderecek EDVARS sistemini geliştirerek, vatandaşların ihtiyaçlarına karşılık verecek yatırımların özelliklerini belirlediklerini aktaran Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:  "EDVARS, kişiden bağımsız ve hata payı olmayan tüm elektrik işletim sistemlerini kapsayan bir üst yazılımı içeriyor. Bu yazılım; yaptığınız tüm faaliyetleri görebildiğiniz, analiz edebildiğiniz raporlayabildiğiniz bir yönetici masası olarak tasarlandı. Biz de bu sistemi, düzenlemelerimizin ve tarife hesaplamalarımızın her alanında kullanacağız. Perakende sektörümüz ile ilgili kurumumuza gelen şikayetler de ne yazık ki bizleri fazlasıyla rahatsız etmektedir. Tüketici sözleşmelerine yönelik uygulamalarda bütün şirketlerden gerekli hassasiyetleri göstermelerinin ve vatandaşlarımızın mağdur edilmemesi gerektiğinin altını çiziyorum. Bütün tüketicilerimiz, teknolojinin sunduğu imkanlar dahilinde mutlaka yeterli ölçüde bilgilendirilmeli. Piyasayı koruyan bir önlem olan güvence bedeli şirketler tarafından asla istismar edilmemelidir. EPDK olarak kötü niyetli adımlara, vatandaşlarımızdan gelecek şikayetlere kayıtsız kalmayacağımızı ve gereken adımları atmaktan çekinmeyeceğimizi zaten biliyorsunuz." \ No newline at end of file diff --git a/Real/41200003.txt b/Real/41200003.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..20c43301f2eb20583ee72d5bbc9d22989bdd3e50 --- /dev/null +++ b/Real/41200003.txt @@ -0,0 +1 @@ +Kısa sürede büyüyor, benzerlerine fark atıyor... İlk kez göreceksiniz! İzmir'de sinarit ve trançayı eşleyerek yeni bir cinsi üreten firma, bu cinse " " adını verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41200177.txt b/Real/41200177.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..f486b6c0025844666973eed73345065ab6a197dc --- /dev/null +++ b/Real/41200177.txt @@ -0,0 +1 @@ +Son dakika… Meteoroloji uyardı! Ülke genelinde yarından itibaren başlıyor… Sıcak havaların ardından Meteoroloji’den önemli bir uyarı geldi. Gelen son dakika bilgisine göre; ülke genelinin yarından itibaren yağışlı ve serin havanın etkisine gireceği tahmin ediliyor. Ülke genelinin yarından itibaren yağışlı ve Balkanlar üzerinden gelen serin havanın etkisine girmesi bekleniyor.      Genel Müdürlüğünden yapılan duyuruya göre, ve gök gürültülü sağanak ağırlıklı yağışların, hafta sonuna kadar tüm yurtta etkisini hissettireceği tahmin ediliyor.      Yağışların yarın İç Anadolu'nun güney ve doğusu ile cuma günü Doğu Anadolu'nun batısında ve güneydoğusu ile Güneydoğu Anadolu'nun doğusunda aralıklarla yerel düzeyde kuvvetli olacağı öngörülüyor.      Kuvvetli rüzgar ve yerel dolu yağışı gibi muhtemel olumsuzluklara karşı anlık uyarıların dikkate alınması isteniyor. İstanbul'da öğle saatlerinden itibaren sağanak ile yer yer gök gürültülü sağanağın etkili olacağı tahmin ediliyor. Meteoroloji 1. Bölge Müdürlüğü İstanbul Bölge Tahmin ve Erken Uyarı Merkezinden yapılan açıklamaya göre, bölgenin yarın yağışlı havanın etkisine girmesi bekleniyor.      Genellikle sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde görülecek yağışın akşam saatlerinden sonra bölgeyi terk etmesi öngörülüyor.       Mevsim normalleri üzerinde seyreden hava sıcaklığının yarın ve cuma 3 ila 5 derece azalarak mevsim normalleri civarında olacağı tahmin ediliyor. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41200214.txt b/Real/41200214.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..6bd10e5e538e5b0428c162e617d5a104ff9917e9 --- /dev/null +++ b/Real/41200214.txt @@ -0,0 +1 @@ +'Manavgat'a adrenalin yaşatmak istedim' diyen kadın bunları yaptı Antalya'nın Manavgat ilçesinde eşine sinirlenen kadının adliye önünde park halindeki araçlara çarptıktan sonra trafik ve asayiş ekipleriyle yaşadığı kovalamaca boğaz mevkiinde son buldu. Irmağa atlamak üzereyken asayiş ekiplerince engellenen kadın Manavgat’a adrenalin yaşatmak istediğini, bunu da başardığını söyledi. Edinilen bilgiye göre, bir duruşma için Adliyesi'ne gelen A.T. isimli kadın, bir olay sebebiyle eşine kızınca acısını eşine ait araçtan çıkardı. Adliye önünde bulunan eşine ait 07 LSL 54 plakalı araca binen A.T., ileri-geri yapmak suretiyle önünde ve arkasında bulunan park halindeki araçlara çarptıktan sonra vatandaşların ve güvenlik güçlerinin 'dur' ihtarına uymayarak kaçmaya başladı. Caddesi'nden Demokrasi Bulvarı'na giren A.T., Demokrasi Bulvarı Güllük Kavşağı'ndaki Yunus timlerinin uyarısını da dikkate almayarak peşindeki asayiş ve ekipleriyle Herdford Caddesi'nden Titreyengöl istikametinde yoluna devam etti. Titreyengöl kenarındaki yolu takip ederek mesire alanına buradan da sahile çıkan araç, Manavgat Irmağı'nın denizle birleştiği boğaz mevkiinin girişinde ekipler tarafından etrafı çevrilerek durduruldu. Araçtan inen ve ırmağa atlamaya çalışan A.T. asayiş ekiplerince engellendi. Olay yerine gelen emniyet güçleri tarafından yapılan aramada araç temiz çıkarken, polis aracına bindirilen A.T. adliyede eşine kızdığını, bu kızgınlıkla Manavgat’a bir adrenalin yaşatmak için böyle bir şey yaptığını söyledi. Şelale Polis Karakolu'na getirilen A.T. çarptığı araç sahiplerinin şikayetçi olmaması üzerine ifadesinin alınmasının ardından karakoldan ayrıldı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41200228.txt b/Real/41200228.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..8f154efa9f3428bb4877697474baa06210a094aa --- /dev/null +++ b/Real/41200228.txt @@ -0,0 +1 @@ +Yeni askerlik sistemi hakkında bakanlıktan son açıklama! Yeni askerlik sistemi ne zaman yürürlüğe girecek sorusu, son günlerde birçok vatandaşın gündeminde yer almaya devam ediyor. Yakın zamanda askere gidecek olan ya da askerlik hizmetini sürdüren birçok gencin gündemindeki konu olan yeni askerlik sistemi, Milli Savunma Bakanlığı'nın 29 Nisan tarihli basın toplantısında da gündemde yer aldı. Peki, yeni askerlik sistemi ne zaman yürürlüğe girecek? İşte, o konu hakkında son gelişmeler ne zaman yürürlüğe girecek sorusu, her geçen gün yeni açıklamalarla gündeme gelmeye devam ediyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın çalışmalar hakkında verdiği son bilgilerin ardından son açıklama ise MSB Cari İşlem Şube Müdürü'nden geldi. Peki, yeni askerlik sistemi ne zaman yürürlüğe girecek? İşte, on binlerce kişinin merakla araştırdığı o konu hakkında bazı bilgiler 29 Nisan tarihli toplantıda basın mensuplarıyla bir araya gelen Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Cari İşlem Şube Müdürü Muhabere Albay Tamer Zincir, yeni askerlik sistemine ilişkin çalışmalara da değinerek, "Yeni askerlik sistemi çalışmaları kapsamında diğer bakanlıklarla sürdürülen koordineli çalışmalarda son aşamaya gelinmiştir. Amacımız özellikle gençlerimizi yakinen ilgilendiren bu konunun Sayın Cumhurbaşkanımızın onayını müteakip en kısa sürede yasalaşmasıdır." dedi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TBMM'nin açılışının 99. yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla düzenlenen resepsiyonda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Yeni askerlik sisteminin ne zaman yürürlüğe gireceğine yönelik soru üzerine de Akar, şu yanıtı verdi: "Çok kısa bir süre kaldı, çalışmalarımız tamamlanmak üzere. Gerekli süreci takip edeceğiz. Bekleyenler kadar biz de bunun bir an önce yasalaşmasından yanayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın da direktifi böyle zaten, bir an önce çıkmasından yana. Yasa çıkarken de 'Şu eksikti, bu yanlıştı.' gibi birtakım problemlerle çıkmasın diye hem birtakım simülasyonlar hem de sayısal veriler üzerinden tartışmalar yapılıyor. Yeni sistem çok olumlu karşılandı. Gerçekten öngörülebilir, gençlerimizin şartlarına gayet uygun, onların eğitim öğrenim, çalışma hayatını dikkate alarak mali, sosyal, askeri konularla silahlı kuvvetlerimizin ihtiyacının karşılanması konularının hepsini bir araya getirmek için çalışmalar ayrıntılı şekilde yapıldı. Çok büyük ölçüde çalışmalarımız tamamlandı." Yeni askerlik sistemiyle ilgili açıklama yapan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, şu detayları verdi; “Burada birinci iş öncelikle risk, tehdit ve tehlikelere karşı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) etkinliğine, caydırıcılığına ve saygınlığına halel getirmeyecek şekilde fakat diğer taraftan da gençlerimizin eğitim, öğrenim ve mesleki ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde bir optimizasyona çalıştık. Kalıcı ve öngörülebilir bir sistem olmasına gayret gösterdik. Her sene bazı hallerde gençlerimizin, anne babaların ‘Ne olacak, yarın ne çıkacak’ endişesine kapılmadan; gençlerimiz eğitimini, öğrenimini, meslek hayatını sürdürsün, mesleki planlamalarını yapsınlar, anne babalar çocuklarının geleceğiyle ilgili planlamasını yapabilsin şeklinde bir noktaya gitmeye çalıştık. Bir yükümlü kaynağımız var. Bu yükümlü kaynağı geldiğinde; her sene takriben 700 bin gencimiz askerlik yaşına geliyor. Bunların dağılımı şöyle olacak. Bir: Bedelli askerliğe ayrılacaklar. İki: Yükümlü erbaş ve erler. Üç: Yedek astsubaylık. Bu sistemde meslek yüksekokullarına karşılık, onların yaptıkları eğitime karşılık bir değer koymak adına yedek astsubaylık konuldu. Daha sonra da yedek subaylık ve diğer beşinci parça da dövizli askerlik. Bunlar sürekli olacak.” Yeni askerlik sisteminde uygulanacak bedelli askerlik ücreti 31 bin 343 lira olarak belirlendi. Bu miktar her altı ayda bir memur maaşına gelen zam oranında artacak. Yurtdışında bulunanlar için 2 bin Euro olan dövizli askerlik ücreti ise 5 bin 113 Euro olacak. Yükümlü kaynağından bir gencimiz diyelim ki lise mezunu, bu gencimiz 1 ay temel askerlik yapacak. Bedelliye ayrılanlarla beraber başlangıçta bu müracaat edenler çalışılacak, eğer ihtiyaçtan fazla bedelli yapmak isteyen olursa o zaman mecburen kura çekilecek ve bunun sonucunda belirlenenlerin hepsi, hem erbaş ve erler hem bedelli olanlar hepsi 1 ay eğitim yapacaklar. 1 aylık eğitimin sonunda bedelliye ayrılanlar, kurada belirlenenler, belli bir miktar ücreti ödeyecekler, bedelliye ayrılacaklar ve askerlikle ilişikleri kesilecek. Bir ay temel eğitimi müteakip diğer lise mezunu ve altı gençlerimiz 5 ay daha kıtalarda askerlik yapacak; toplam 6 ay. Bu 6 ay bittikten sonra erlere ‘Kalmak ister misiniz?’ diye soracağız. Bu süre zarfında hem 1 ayda hem 5 ayda sadece harçlık alacaklar. Bu 6 ay bittikten sonra istekli oldukları, uygun oldukları, gerekli sınav veya yeteneklere sahip oldukları takdirde bir 6 aylık sözleşme yapacak. Bu maaşlı olacak. Gencimiz aynı görevde devam edecek fakat maaşlı olacak. Bu maaşlı süre, 6 ay bittikten sonra oradaki komutanların değerlendirmelerinde bu arkadaşımız, başarılı bulunduğu takdirde sözleşmeli er, uzman erbaş olabilecek. Ona müracaat edebilecek. Meslek yüksekokulu mezunları da yedek astsubay olabilecek. ‘Sen mesleğinden kopma, o mesleğe devam edin. Bunun da bir karşılığı var’ diyoruz. Bu gencimiz geldiğinde 2 ay temel askerlik sınıf eğitimi alacak. Daha sonra kıtalara gittiğinde 10 ay süreyle maaş alacak. Bu 12 ayı tamamladıktan sonra isterse terhis olabilecek, isterse durum ve şartları, hakkındaki değerlendirmeler uygunsa gerekli sınavları geçtiği takdirde astsubaylığa geçebilecek. Lisans ve lisansüstü eğitimi görenler yedek subay olabilecek. İki ay temel ve sınıf eğitimi alacaklar, 10 ay kıtalarda maaşlı görev yapacaklar. Lisans ve lisansüstü yedek subaylığa müracaat ettiler ama kadrolar doldu. İsterse bu arkadaşlarımız yedek astsubay olabilecekler. Lisans ve lisans üzeri, meslek yüksekokulu bitiren gençler isterlerse 6 ay erlik yapabilecekler. Dolayısıyla burada esnek model uygulamak suretiyle geçişler var. Herkes sonuna kadar çalışabilir, kendini geliştirebilir. Buraya gelen erbaş, er ve uzman erler olduktan sonra gerekli kriterleri yerine getirenler astsubaylığa geçebilecek. Astsubaylarımız, belli şartlardan sonra subay olabilecek. Dolayısıyla sistem kendi içinde; bütünlük içinde sürekli dönecek. İsteyenlere subay ve astsubay olma imkânı tanıyarak, tesadüfi değil, göre göre, anlayarak, içine sindirerek ve de sistem onu tanıyarak, subay, astsubay ve uzman kitlesinin oluşturulmasına katkı vereceğiz. Anlatmaya çalıştığım hususların tamamını Milli Savunma Bakanlığı web sayfasına koyacağız. Sorular olursa tweet’lerle cevap vermeye gayret edeceğiz. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41200229.txt b/Real/41200229.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..5b5974895fffeb1a9afc6878e47c1ee031b9c261 --- /dev/null +++ b/Real/41200229.txt @@ -0,0 +1 @@ +Teravih namazı nasıl kılınır, evde kılınır mı? Ramazan ayına kısa bir süre kala merak edilen konulardan biri de teravih namazı oldu. Peki, teravih namazı nasıl kılınır, evde kılınır mı? Ramazan'a özel bir namaz olan ve camilerde cemaatle birlikte kılınan teravih namazının kılınışına dair detayları derledik. Teravih namazının, nafile namazlardan bir farkı yoktur. Yani iki rekât bir namaz nasıl kılınıyorsa, mesela sabah namazının sünneti diyelim teravih namazının iki rekâtı o şekilde kılınır. Ondan sonraki bütün rekâtlar da bir birinin benzeridir. Sabah namazının iki rekat sünnetini veya farzını ölçü alabiliriz. yatsı ile vitir arasında kılınmalıdır. Teravih namazı kılınışı: (Dört Rekatta Bir Selam Verilerek Teravihin Cemaatle Kılınışı) - Yatsı namazının farzı ve son sünneti kılındıktan sonra teravih namazına başlanır. - Namaz kıldıracak imam: "Niyet ettim Allah rızası için teravih namazını kılmaya, bana uyanlara imam oldum" diye niyet ederek iftitah tekbirini alıp ellerini bağlar. - İmam'ın arkasında kılan cemaat da "Niyet ettim Allah rızası için teravih namazını kılmaya, uydum imama" diyerek niyet eder ve imamın tekbirinden sonra "Allahü Ekber" diyerek tekbir alır ve ellerini bağlar. - Bundan sonra imam ve cemaat gizlice "Sübhâneke"yi okur. Sübhaneke'nin okunması bitince, (Cemaat ayakta başka bir şey okumaz) imam gizlice Eûzü-Besmele, açıktan Fatiha ve bir sûre okur. Cemaatle birlikte rükû ve secdeleri yaptıktan sonra ikinci rekata kalkılır. - Burada imam gizlice Besmele'yi, açıktan fatiha ve bir sûre okuyup rükû ve secdeleri yapar ve otururlar. İkinci rekatın sonundaki bu ilk oturuşta imam ve cemaat "Ettehiyyatü, Allâhümme salli ve Allâhümme barik" okur ve üçüncü rekata kalkarlar. . - Üçüncü rekatın başında hem imam, hem de cemaat gizilce Sübhaneke'yi okur. Sonra imam gizlice Eûzü-Besmele, açıktan fatiha ve bir sure okur. Sonra rükû ve secdeleri yaparak dördüncü rekata kalkarlar. - İmam gizlice Besmele'yi, açıktan da fatiha ve bir sure okuyarak yine rükû ve secdeler yapılıp oturulur. - Bu son oturuşta da imam ve cemaat "Ettehiyyatü, Allâhüme salli, Allâhümme barik, Rabbenâ âtina ve Rabbena firli" okuduktan sonra selâm verirler. Böylece teravih namazının ilk dört rekatı kılınmış olur. - Bundan sonra ayağa kalkılarak tıpkı tarif ettiğimiz gibi dörder rekat kılınmaya devam edilerek yirmi rekat tamamlanır. - Sonra da cemaatle vitir namazı kılınır. Nafile namazların tek başına kılınması daha faziletli olduğu hâlde, teravih namazının cemaatle kılınması Hz. Peygamberin (s.a.s.) uygulamasıyla sabittir. Nitekim Hz. Peygamber teravih namazını birkaç defa cemaate kıldırmış, ancak daha sonra farz olur düşüncesiyle cemaate kıldırmaktan vazgeçmiştir. (Buhârî, Salâtü’t-Teravih, 1; Müslim, Salâtü’-Müsâfirîn, 177). Hz. Ömer halife olunca, halkın dağınık bir şekilde teravih namazı kıldıklarını görüp, tekrar cemaatle kılınmasının daha uygun olacağını düşünmüş ve sahabeyle istişare ederek bu namazın yeniden cemaatle kılınmasını başlatmıştır. Halkın vecd içinde bu namazı kıldıklarını görünce, “Ne güzel bir âdet oldu” diyerek memnuniyetini belirtmiştir (Buhârî, Salâtü’t-Teravih, 1). Hz. Ali de, bu uygulama sebebiyle “Ömer mescitlerimizi teravihin feyziyle nurlandırdığı gibi, Allah da Ömer’in kabrini öyle nurlandırsın.” (Müttakî, Kenzü’l-ummâl, XII, 576) diye dua etmiştir. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41200375.txt b/Real/41200375.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..b12845c5adb8e3cd6061516cb5e3f4305120f597 --- /dev/null +++ b/Real/41200375.txt @@ -0,0 +1 @@ +Ankara'da 1 Mayıs kutlamaları sona erdi  Ankara'da Anadolu Meydanı'ndaki 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları sona erdi.  1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Ankara'da eski adı "Tandoğan" olan Anadolu Meydanı'nda kutlandı. Kutlamalar için alana çıkan yollar trafiğe kapatılırken, kutlamanın yapıldığı alan çevresinde geniş güvenlik tedbirleri alındı. Kutlamalar nedeniyle il genelinde 5 bin 800 polis görev yaptı. Çevik Kuvvet ekiplerinin tedbirlerinin yanı sıra helikopterler sürekli olarak kutlamanın yapıldığı alanın etrafında uçuş yaptı. Kızılay ve Atatürk Kültür Merkezi önünde toplanan on binlerce sendika üyesi ve çok sayıda vatandaş, polis eşliğinde "İstismarcıları aklatmayacağız", "Çocuklar saf ve temizdir" pankartları ve "Hak, hukuk, adalet", "Yaşasın 1 Mayıs" sloganlarıyla kutlamanın yapılacağı alana geldi. Tüm sendikaların alana gelmesinden sonra bir kadın işçi, sendika üyeleri adına ortak hazırlanan bildiriyi okudu. Bildiride işçilerin ve sendika üyelerinin istekleri ve önerileri yer aldı. Kutlamalarda sendika üyeleri ve vatandaşların yanı sıra siyasi parti temsilcileri de yer aldı. Konuşmaların ardından konser vermek için sahneye ilk olarak Çankaya Belediyesi Grup Teneke ve ardından Moğollar çıktı. Konserin ardından halay çeken kalabalık, alanda temizlik yaparak görevlilere yardımcı oldu. Kutlamaların sona ermesi ile kalabalık alandan ayrılırken, meydan temizlenerek trafiğe açıldı. 1 Mayıs'ın bayram olarak kutlanması, 1856 yılında Avustralya'nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçilerinin çalışma saatlerinin azaltılması için başlattığı protestolara kadar dayanıyor. 1 Mayıs, 1889'da Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatı’nın Paris Kongresi'nde bu tarihi 'işçilerin ortak bayramı' olarak kabul etmesiyle kutlanmaya başlandı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41200566.txt b/Real/41200566.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..e8db73e80306783e7caf10af9b3205f280567b08 --- /dev/null +++ b/Real/41200566.txt @@ -0,0 +1 @@ +Neden size “Teksaslı Kezban” diyorlar? Teksaslı Kezban ne demek? Türkiye'nin en özgür ruhlu kadınlarından biri olan Bennu Gerede, nasıl yıllarca şiddete maruz kaldı? Neden hayatını tüm çıplaklığıyla anlatan bir kitap yazdı Buket Aydın 40 soru sordu, Bennu Gerede yanıtladı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41200567.txt b/Real/41200567.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..312413ac6446508b41cf7e2e8da0ad536202d16f --- /dev/null +++ b/Real/41200567.txt @@ -0,0 +1 @@ +Vergilere yeni düzen Cumhurbaşkanlığı kararı ile cep telefonları ve düşük fiyatlı sigaralarda vergi düzenlemesi yapıldı. Sigarada ocak ayında sıfırlanan maktu vergi asgari 0.2679 lira olarak geri geldi. Cep telefonlarında yüzde 25 olan ÖTV matrahı yüzde 25-40 ve 50 olarak yeniden belirlendi. Cep telefonlarında fiyat artışı yaşanması beklenirken, düşük fiyattan satılan sigara fiyatlarına ise sektör karar verecek. ’de dün yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile sigara, cep telefonu ve hurda teşviki kapsamındaki araçlara ilişkin vergilerde yeni düzenlemeye gidildi. Şubat ayında çıkan 7166 sayılı yasa ile cep telefonlarından alınan Özel Tüketim Vergisi ( ) matrahları ise kademeli hale getirilmiş yüzde 25’lik oranın yüzde 50’ye çıkartılmasına yönelik yetki verilmişti. Resmi Gazete’de dün yayımlanan karar ile cep telefonlarında vergiye konu ÖTV matrahı ve oranı yeniden belirlendi. Matrah düşürülürken, oran da yüzde 25 ile 50 arasında belirlendi. Resmi Gazete’de dün yayımlanan karara göre ÖTV matrahı 640 lirayı aşmayan cep telefonlarında oranı yüzde 25, 640 ile bin 500 lira arasındakiler için yüzde 40, bin 500 liranın üzerindekiler için de yüzde 50 oldu. Vergisiz fiyatı bin lira olan bir cep telefonundan artık yüzde 25 yerine yüzde 40 ÖTV alınacak. Bin liraya satılan cep telefonundan önce yüzde 10’lik TRT payı alınıyor. Bunun üzerine ÖTV ardından çıkan matraha KDV ekleniyor. TRT ve ÖTV eklendiğinde bin liralık cep telefonunun fiyatı bin 375 liraya yükseliyor. Ardından yüzde 18’lik KDV eklendiğinde de fiyat bin 622 liraya çıkıyor. ÖTV yeni kararla yüzde 40’a çıktı. Bu durumda bin liralık cep telefonun TRT ve ÖTV’li fiyatı bin 540 liraya çıkıyor, KDV eklendiğinde de bin 817 liraya yükseliyor. Bin 500 liralık bir cep telefonunun fiyatı 2 bin 434 liradan 2 bin 726 liraya yükseldi. Matrahta sınır bin 500 lira. Bin 500 liranın üstünde satılan cep telefonları için vergi oranı yüzde 25’den 50’ye çıktı. Bu durumda da 2 bin liralık bir cep telefonunun fiyatı TRT ve ÖTV eklendiğinde 2 bin 750 liraya, 495 liralık KDV de eklendiğinde 3 bin 245 liraya çıkıyordu. Oran yüzde 50’ye çıktığı için 2 bin liralık bir telefonun ÖTV’li satış fiyatı 3 bin 300 liraya, KDV de eklendiğinde 3 bin 894 liraya yükseldi. Vergisiz fiyatı 6 bin lira olan bir cep telefonun da fiyatı 9 bin 735 liradan 11 bin 682 liraya çıktı.  Sigara vergileme sisteminde maktu vergi, asgari maktu ve nispi oran olmak üzere üçlü bir vergileme sistemi vardı. Ocak ayında sistem değişikliğine gidildi. Yüzde 63 olan nispi oran yüzde 67’ye yükseltildi, asgari maktu da kaldırıldı. Nispi oranın artırılması ile vergi geliri artırıldı. Düşük fiyatlı sigaraları ilgilendiren asgari maktu ise sıfırlandı. Resmi Gazete’de dün yayımlanan kararla söz konusu asgari maktu vergi tekrar getirildi. Bu vergi sigaraların düşük fiyattan satılmasını önlüyor. Asgari maktu bir paket içindeki tek sigara üzerinden alınıyor. Paket başına asgari maktu 5.35 liraya denk geliyor. Yeniden getirilen bu vergi 7.99 liranın altındaki sigaraları etkileyecek. Yani 7.5 liraya bir sigara satılıyorsa nispi vergi üzerinden vergisi 5.02 liraya denk geliyor. Ancak dün Resmi Gazete’de yayımlanan kararla paket başına en düşük vergi 5.35 lira. Aradaki farkın zam olarak yansıyıp yansımayacağına sektör karar verecek. Sektör yetkilileri, düşük fiyattan satılan sigaraların payının düşük olduğunu belirterek, bu değişikliğin genel bir zam ihtiyacı doğurmayacağını söylediler. RESMİ Gazete’ye göre hurda teşviki kapsamındaki araçlar için de beklenen düzenleme yapıldı. Otomobilde ÖTV matrahları 1.6 litre ve altı motorlarda eylül ayında 45-80 bin TL seviyesinden 70-120 bin TL’ye yükselirken, hurda teşviki kapsamında matrah fiyatları 45-80 bin TL’de kalmıştı. Dünkü karar ile seviyeyeler eşitlendi. Buna göre ÖTV matrahı 70 bin lirayı aşmayan yeni araç için terkin edilecek hurda araç indirimi 10 bin lira, 70 bin-120 bin lira arasındakiler için 8 bin lira, 120 bin lirayı aşanlar için 3 bin lira olarak uygulanacak. Vergisiz fiyat..................... 1500 TRT bandrollü................... 1650 ÖTV.................................... 412.5 ÖTV’li fiyat........................ 2063 KDV....................................... 371 Vergisiz fiyat..................... 1500 TRT bandrollü................... 1650 ÖTV....................................... 660 ÖTV’li fiyat........................ 2310 KDV....................................... 416 Vergisiz fiyat.................... 2000 TRT dahil........................... 2200 ÖTV....................................... 550 ÖTV’li fiyat........................ 2750 KDV...................................... 495 Vergisiz fiyat.................... 2000 TRT dahil........................... 2200 ÖTV...................................... 1100 ÖTV’li fiyat........................ 3300 KDV...................................... 594 \ No newline at end of file diff --git a/Real/41200572.txt b/Real/41200572.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..4174ad53489720e6acb3d45c721a57d89ed3a655 --- /dev/null +++ b/Real/41200572.txt @@ -0,0 +1 @@ +Neden hep Amerika’dan yeni dönmüş Türkçeyi yeni öğrenmiş bir aksanınız var? Türkiye'nin en özgür ruhlu kadınlarından biri olan Bennu Gerede, nasıl yıllarca şiddete maruz kaldı? Neden hayatını tüm çıplaklığıyla anlatan bir kitap yazdı Buket Aydın 40 soru sordu, Bennu Gerede yanıtladı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41200573.txt b/Real/41200573.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..dff20c1dfc46ea5621bde26147da31f7cdf30892 --- /dev/null +++ b/Real/41200573.txt @@ -0,0 +1 @@ +'Kıdem'li bayram 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü alanlarda her kesimi buluşturan renkli kutlamalarla geçti. Çalışanların taşıdığı pankartlar ve konuşmalarda ‘kıdem tazminatı’na ilişkin talepler dikkat çekerken İstanbul’da kutlamaların adresi Bakırköy oldu. Taksim Meydanı’na çıkmak isteyen gruplara müdahale edildi. ’daki kutlamalarda ilk olarak sendikalar Taksim’deki Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı, Kazancı Yokuşu’nda 1977’deki olaylarda ölenleri karanfillerle andı. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, “1977’de bu alanda 34 arkadaşımız katledildi. O olayları kim neden yaptı, hâlâ belirsiz. 1977’yi kim yaptıysa, arkalarında hangi güç varsa, 15 Temmuz’u da onlar yaptı” dedi. Hak-İş İl Başkanı Mustafa Şişman da Türkiye’nin işçileri, memurları, kamu çalışanları, emeklileri, yoksulları, kadınları, erkekleri, gençleri, engellileri, meslek sahipleri, işsizleri ve sivil toplum kuruluşları olarak alanlarda olduklarını söyledi. Kentte izinli kutlamalarının adresi ise Bakırköy’dü. DİSK, KESK başta olmak üzere birçok sendika ve sivil toplum örgütünün desteklediği kutlama için sabahın erken saatlerinden itibaren Bakırköy Halk Pazarı’na çıkan tüm yollar trafiğe kapatıldı. Güvenlik bariyerlerinin içinde üç farklı koldan yürüyerek Bakırköy Halk Pazarı’na ulaşan binlerce kişi alanı tamamen doldurdu. Sahneye asılan dev ekranda kutlamaya katılanların fotoğraflarını sosyal medyadan paylaşmaları istendi. Paylaşılan fotoğraflar yine kürsüdeki dev ekrandan yayınlandı. Sendika ve siyasi partilerin yanında taraftar grupları da Bakırköy Halk Pazar’ında yapılan 1 Mayıs kutlamalarına katıldı. Kutlamaya yöresel kıyafetleri ile katılan vatandaşlar da renkli görüntüler oluşturdu. Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) da gruplar arasında yer aldı. Bakırköy’deki alana gelen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte sahneye çıktı. “Yaşasın 1 Mayıs” sloganlarına eşlik eden İmamoğlu, “1 Mayıs’ın tadını almış bir kardeşinizim. İnşallah şehrimizde 1 Mayıs’ı doya doya özgürce mutlu bir biçimde, hep birlikte bir arada olduğumuz günlerde kutlamak dileğiyle” dedi. İmamoğlu kısa konuşmasının ardından alandan ayrıldı. HDP Eşbaşkanları Sezai Temelli ve Pervin Buldan da Bakırköy’deki kutlamalara katıldı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu konuşmasında yasal düzenlemeyle gündemde olan kıdem tazminatını “son kalemiz” diye nitelendirdi. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları dolayısıyla Taksim Meydanı’na çıkan yollar araç trafiğine kapatıldı. Beşiktaş Barbaros Bulvarı’nda polis ekipleri geniş güvenlik önlemi aldı. Beşiktaş Çarşı’nın giriş ve çıkışlarında TOMA ve çevik kuvvet polisleri hazır bekletildi. Beşiktaş’tan Taksim’e yürümek isteyen gruplara polis müdahale etti. Taksim, Şişli, Beşiktaş, Beyoğlu, Kâğıthane ve Bakırköy’de 137 kişi gözaltına alındı. ANKARA’daki 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, renkli görüntülere sahne oldu. Kadın ve gençlerin yoğunlukta olduğu binlerce kişi, müzik eşliğinde halaylar çekerek 1 Mayıs’ı kutladı. Kazım Karabekir Caddesi üzerindeki Atatürk Kültür Merkezi (AKM) önünde toplanan gruplar, kortejler halinde Tandoğan Meydanı’na (Anadolu Meydanı) yürüdü. 1 Mayıs kutlamaları nedeniyle yoğun güvenlik önlemleri alınırken, polis 3 aşamalı kontrol noktası oluşturdu. Alana girenlerin üst aramalarında bozuk para, çakmaklar toplatıldı. Grupların taşıdığı pankartlar tek tek incelendi, bazıları toplatıldı. Ayrıca emniyete ait drone ve helikopter de havadan denetim yaptı. Kutlamanın yapıldığı meydana çıkan birçok yol trafiğe kapatıldı. Kutlamalar için Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün tüm birimlerinden 5 bin 800 polis görev yaptı. “Yaşasın 1 Mayıs”, “Birleşe birleşe kazanacağız” şeklinde sloganlar atan gruplar, “Kadınlar durursa dünya durur”, “Madımak müze olsun”, “Liyakata evet riyakârlığa hayır”, “3-5 çocuk değil ücretsiz kreş”, “Beka sorunumuz grevli toplu sözleşme”, “Memleketimiz-geleceğimiz için yaşasın 1 Mayıs”, “Şiddete, tacize, tecavüze hayır” ve “Mizaha ve aşka kelepçe vurulamaz” gibi pankartlar açtı. Konuşmalarda hükümetin kıdem tazminatı fonu ile ilgili tasarısı eleştirilerek, kıdem tazminatının işçinin güvencesi olduğu vurgusu yapıldı. Daha sonra aralarında Moğollar grubunun da bulunduğu çeşitli gruplar konser verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41200598.txt b/Real/41200598.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..fe72b27e65304ae8f177fb5db96f8bbcbafd59f4 --- /dev/null +++ b/Real/41200598.txt @@ -0,0 +1 @@ +'Demokrasilerde oyunun kuralı bellidir' CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, İstanbul’daki seçimlerin yenilenmesini isteyip, “MHP, YSK’nın alacağı karara maşeri vicdana uygun olması kaydıyla elbette saygı gösterecektir” sözlerine yanıt verdi. Öztrak, dün düzenlediği basın toplantısında özetle şunları söyledi: “İstanbul Büyükşehir Belediye koltuğundan seçimle kalkmayı kabullenemiyorlar. Hukuk bir hakkın suiistimalini korumaz. Bahçeli’nin içini rahat ettirmek için oyların tamamını bir de kendisine saydırmak gerekiyor. Millet, Ekrem İmamoğlu’nu belediye başkanı seçti. Bunu kabul etmeleri ve içlerine sindirmeleri lazım. Yoksa sandıktan bu beyler çıkana kadar milletin önüne sürekli sandık mı getirilecek? Sandıktan çıkan sonucu, milletin iradesini siyasi mühendislikle masada değiştirmenin peşindeler. Bunu bir kere 7 Haziran-1 Kasım arasında yaptılar. O arada millete büyük sıkıntılar yaşattılar. Maşeri vicdan sandıkla gelenin, sandıkla gitmek istememesinden rahatsız olur. Sayın Bahçeli, aslında milletin ne dediğinin sizin için önemi yok, oyunun kurallarını beğenmiyorsunuz, kendi aranızda tek kale maç yapın. Demokrasilerde oyunun kuralı bellidir, sandıkla gelen sandıkla gidecektir.” \ No newline at end of file diff --git a/Real/41200599.txt b/Real/41200599.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..1592c7957f50ef1750d043d3744ae16493ccd75a --- /dev/null +++ b/Real/41200599.txt @@ -0,0 +1 @@ +ABD’ye rapor tepkisi: Gerçeklikten kopuk ve tarafgir DIŞİŞLERİ Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu 2019 yılı raporunun Türkiye ile ilişkili bölümüne sert tepki gösterdi. Raporun, dini özgürlükler konusunda yönetimine tavsiyelerde bulunmak amacıyla komisyon tarafından her yıl yayımlandığını belirten Aksoy, “FETÖ mensuplarını 'dini baskıya uğrayan Sünni Müslümanlar' olarak nitelendirmesi, daha en baştan bu raporun ne denli tarafgir, gerçeklikten kopuk olduğunu ve hangi şer odaklarının etkisiyle kaleme alındığını açıkça ortaya koymaktadır. Terör örgütü niteliği onlarca mahkeme kararıyla saptanmışken, FETÖ'nün 'Türk hükümeti tarafından hükümeti devirmekle suçlanan Gülen ve müritleri' olarak tanımlanması teröre bilerek göz yummak anlamına gelmektedir” dedi. Azınlık cemaatlerinin temsilcileri tarafından geçtiğimiz yıl yayınlanan, Türkiye'de farklı inanç gruplarının baskı altında olmaksızın yaşadıklarını beyan eden ortak bildirinin Türkiye'deki dini özgürlük ortamının en güzel kanıtı olduğuna vurgu yapan Aksoy, şu ifadelere yer verdi: “Rum Ortodoksları Patriği, Türkiye Ermenileri Patrik Vekili ve Türkiye Hahambaşı'nın yanı sıra Süryani, Keldani, Protestan temsilcilerinin imzası bulunan söz konusu bildirinin devletimizce koordine edildiğine dair raporda yer alan mesnetsiz iddialar raporun siyasi saiklerle yazıldığını ispatlar niteliktedir. Temsilciler Meclisi’ne Müslüman bir temsilci seçilmesini içine sindiremeyen, İslamofobiyle mücadelede yeterli iradeyi sergileyemeyen ve kendi dini azınlıklarına yönelik saldırıları engellemekte aciz kalan ABD Yönetimi ve Kongresi'nin Türkiye'yi eleştirmesi ise tutarsızlık göstergesidir. Terör örgütlerinin dini özgürlüklere olan tehdidinin had safhaya ulaştığı bu zor dönemde Türkiye, farklı din ve inançların barış içinde yaşadığı toplumsal yapısıyla dünyaya örnek teşkil etmektedir.” \ No newline at end of file diff --git a/Real/41201241.txt b/Real/41201241.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..20af589b0126dc045088f59b4b410434532f2bf0 --- /dev/null +++ b/Real/41201241.txt @@ -0,0 +1 @@ +Diyarbakır'da silahlı kavga: 3 çocuk yaralandı DİYARBAKIR'da, iki grup arasında kız isteme nedeniyle çıktığı iddia edilen kavgada ateşlen av tüfeğinden çıkan saçmalar, çocuklara isabet etti. Yaralanan 3 çocuk, hastanede tedaviye alındı. Olay, öğle saatlerinde Lefkoşe Caddesi'nde meydana geldi. Akraba olan 2 grup arasında kız isteme meselesi yüzünden çıkan tartışma, kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavgada, kim tarafından ateşlendiği bilinmeyen av tüfeğinde çıkan saçmalar, sokakta bulunan 3 çocuğa isabet etti. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. çocuklar, ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı. Polis sokağı güvenlik şeridi ile kapatarak delil incelemesi yaptı. Görgü tanığı Feride Esmer, olayın kız isteme meselesi yüzünden çıktığını iddia ederek, "Bir hafta önce kız istemeye geldiler, ağabeyim kızının yaşının küçük olduğunu ve kızının istemediği belirterek vermeyeceğini söyledi. Oğlunun da 3 yıl cezası var. Daha önce oğlu izne gelince, kapıya silah sıktı. Biz şikayetçi olmuştuk. Buraya gelip baskın yaptılar" dedi. Polis ekipleri kavgaya karışanları yakalamak için çalışma başlattı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41201269.txt b/Real/41201269.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..92eacb746a39af3ccbfc0dfc1ec9427c30f0666d --- /dev/null +++ b/Real/41201269.txt @@ -0,0 +1 @@ +Ergin Ataman'dan Fenerbahçe maçı açıklaması Dörtlü Final'e yükselen Anadolu Efes'te Başantrenör Ergin Ataman çok büyük bir başarı gerçekleştirdiklerini söyledi, Fenerbahçe sorusuna cevap verdi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41201309.txt b/Real/41201309.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..b03e1aa7cb03b7f4c8f8de80de673b91fb915c82 --- /dev/null +++ b/Real/41201309.txt @@ -0,0 +1 @@ +Bakan Selçuk: Türkiye aileye güvende yüzde 94 ile ilk sıralarda yer alıyor Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk, "TÜİK’in 2018 yaşam memnuniyeti istatistiklerine göre, ülke nüfusumuzun yüzde 74’ü kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini ifade ediyor. Aileye güven açısından da Dünya Aile Haritası Raporu’nda yüzde 94’lük oran ile ilk sıralarda yer almaktayız" açıklamasında bulundu. , Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, istatistiklere göre nüfusun yüzde 74’ünün en çok aileleri ile mutlu olduğunu ve aileye güven açısından Türkiye'nin yüzde 94 ile ilk sıralarda yer aldığını belirterek, “Gençlerimize evlilik kurumunun değerini, önemini daha iyi anlatmalıyız" dedi. 'Aileye değer, Türkiye'ye değer' temasıyla düzenlenen 7. Aile Şurası'nın açılışı, Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı program tanıtım filmi ile başladı. Şuranın açılışında konuşan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk, "Aile nedir, ailenin size ilk çağrıştırdığı nedir diye soracak olsak zannediyorum ki buradaki herkes zihnindeki en olumlu / en sıcak kelimeyi aileye hasreder. Aile, yuvadır, güvendir, huzurdur der. Aile, iyi günde kötü günde bir arada olmaktır, paylaşmaktır der. Aile, büyüklerimizle beraber olduğumuz sofralardır der. Aile denince bizim ilk aklımıza gelen ise ailenin başlı başına bir değer oluşu. Daha da doğrusu değerlerin kaynağı oluşu. İşte biz, bu değere sahip çıkmak için bugün buradayız. #AileyeDeğer demek için buradayız" dedi. "Buradan da hareketle aileyi ülkemizin dünü, bugünü ve yarını için en önemli stratejik gücü olarak görüyor, bakış açımızı 'aileye değer, Türkiye’ye değer' diyerek özetliyoruz" diyen Bakan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: " ’in 2018 yaşam memnuniyeti istatistiklerine göre, ülkemiz nüfusumuzun yüzde 74’ü kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini ifade ediyor. Aileye güven açısından da Dünya Aile Haritası Raporu’nda yüzde 94’lük oran ile ilk sıralarda yer almaktayız. Öncelikle, aile kurumu ve meseleleri üzerine mesai vermenin vakit kaybı değil, hepimiz için önemli bir sorumluluk, bir vazife olduğunu vurgulamak isterim. Aile değerlerinde yaşanacak en ufak bir yıpranma, bir çözülme, öngörülemediği ve tedbir alınmadığı takdirde toplumun huzur ve barışını hızla tehdit eder noktaya gelebiliyor. Zira, aile hem sosyolojik hem ekonomik açıdan toplumu değiştiren ve dönüştüren muazzam bir güce sahip. Ve bu gücü sağlam ve sağlıklı bir şekilde muhafaza etmek için tüm dünyada genel olarak izlenen politikaları; evlilik öncesine odaklı, nüfusa odaklı, aile içi barış, huzur ve mutluluğun tesisine ve devamına odaklı, aile ve iş yaşamı arasında denge kurulmasına odaklı diye sınıflandırabiliriz." Ailenin sürekliliğinin, temeli sağlam, çatısı güçlü bir evlilik kurumuyla idame ettirilebileceğine dikkat çeken Bakan Selçuk, "Nikah benim sünnetimdir' diyen bir peygamberin ümmeti olarak evlilik kurumunun oluşturulması, can ve mal emniyeti, akıl ve din emniyetinin yanı sıra neslin emniyeti için de bir haktır. Bu nedenle kadın ve erkek arasında sevgi, saygı, sorumluluk, sadakat ve sabra dayalı evlilik kurumu, güçlü aile yapısının temelidir. OECD ülkeleri ile kıyasladığımızda evlenme oranında ilk ülkeyiz; boşanma oranında ise sonda yer alan ülkelerdeniz. Bu ülkemiz elbette göreli bir avantaj. Bu avantajımızı kaybetmeden muhafaza etmek için, gençlerimize evlilik kurumunun değerini, önemini daha iyi anlatmalıyız. Aile yapısının sağlıklı ve sağlam olması yalnız kendi üyeleri için değil, çevresi ve toplum için de bir denge ve güven unsuru. Bu bağlamda, ailenin korunması ve güçlendirilmesi hususunda bireylere ve ailelere düşen sorumluluklar kadar, bizler de sosyal devlet olarak görevlerimizin farkındayız. Bakanlık olarak bu konuyu önemsiyor, dinamik nüfus yapımızı korumak için çeşitli uygulamalarla evliliği teşvik ediyoruz" diye konuştu. Aile olma yolunda ilerleyen gençlere sadece maddi olarak değil, eğitim ve danışmanlık hizmetleri ile de destek olduklarını söyleyen Bakan Selçuk, “Eğitim ailede başlar” ilkesinden hareketle hazırladıkları Aile Eğitim Programı'nın bilgi çağının gereklerine uygun olarak ailelerin yaşam kalitesini arttırmaya dönük önemli bir adımları olduğunu kaydetti. "Aileyi korumak için aileye ve çocuğa yönelik şiddet ve istismar vakalarını yakınen takip ediyor; gerekli idari ve hukuki mekanizmaları harekete geçiriyoruz" ifadesini kullanan Selçuk şunları kaydetti: "Koruyucu ve önleyici hizmetlerimizde de aileyi esas alarak, sorunların çözüm merkezine aileyi koyduk.1003 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımız (SYDV), 325 Sosyal Hizmet Merkezimiz (SHM), 201 Aile Destek Merkezimiz (ADEM), 24 Sosyal Dayanışma Merkezimiz (SODAM) ile ihtiyaç duyan her aileye sosyal hizmetlere ve yardımlara ulaşması için imkanlar sağlamaktayız. Ülkemizde ailenin en büyük destek mekanizmalarından biri de sosyal güvenlik sistemimiz. Sosyal Güvenlik Sistemimiz doğumdan ölüme ve hatta kişinin vefatından sonra da aile üyelerine dayanak olmaya devam ediyor. Ailede annenin, babanın ya da bir evladın çalışmasıyla tüm aileyi sosyal güvence altına alıyor, ücretsiz sağlık hizmeti veriyoruz. Bu doğrultuda hedefimiz, çalışanı olmayan hanenin kalmaması. Çalışabilir durumda olup da hiç çalışan bireyi olmayan hanelere daha yoğun odaklanacağız. Kadınlarımızın aile ve iş yaşamı dengesini kolaylaştırmak adına da yarım çalışma uygulaması, ebeveynler için kısmi zamanlı çalışma hakkı, istihdam teşvikleri gibi düzenlemeler, hayata geçirdiğimiz uygulamalardan sadece bir kaçı" şeklinde konuştu. Türkiye’de ortalama hane halkı büyüklüğü 3,4 kişi olan 22,7 milyon hanenin mevcut olduğunu belirten Bakan Selçuk şu bilgileri verdi: "Hane halklarının yüzde 66'sı çekirdek ailelerden oluşurken, tek kişilik hane halklarının oranı ise yüzde 15 civarında. Cumhurbaşkanımızın ailelerimizi büyütme tavsiyesi çerçevesinde, 3’e çıkardığımız doğum borçlanma hakkı ile bir yandan aileyi korurken, diğer yandan çocuk sahibi olmayı teşvik ediyoruz. Çocuk sahibi olmayı teşvik amacıyla, 2014 yılında tüp bebek denemesi hakkını da 2’den 3’e çıkardık. Aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi için sağlıklı ve güvenli yetişmiş olan nesillere ihtiyacımız var. Koruyucu ailelik ve evlat edindirme modellerimize ilaveten, ülkemizde sosyoekonomik yönden dezavantajlı 126 bin çocuğumuzun da öncelikle hayatlarını aileleri yanında devam ettirmelerine katkıda bulunmak için Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmeti sunuyoruz. Ülkemizde 0-17 arası yaş grubundaki çocukların yüzde 93’ü anne ve babası ile birlikte yaşamakta. Bu oranla ülkemiz, ebeveynleriyle birlikte yaşayan çocuklar bakımından OECD ülkeleri içinde birinci sırada yer alıyor. Bu nedenle, sağlıklı nesiller, güçlü aileler için annelerimize-babalarımıza çok önemli görevler düşmekte."   Çocukların sosyal medya ve dijital teknoloji kullanımı nedeniyle yoğun bir imgesel bombardımana maruz kaldıklarına dikkat çeken Selçuk sözlerini şöyle sürdürdü: "Tüm dünyada çocukları yönlendirerek onları intihara sürüklemeye kadar ileri giden uygulamalar/oyunlar yaygınlaşıyor. Geleceğimizin teminatı, ailelerimizin neşesi olan çocuklarımızı korumak için onları sosyal medyanın ve teknolojinin olumsuz etkilerinin esir almasına müsaade etmeyeceğiz. Bu bağlamda, sosyal medya çalışma grubumuz içerik taraması yaparak gerekli müdahelelerde bulunuyor. Ayrıca aile dostu ve çocuk dostu görsel ve yazılı yayınları artırılmasını teşvik etmekteyiz. Aile, dinamik bir yapı. Aileyi etkileyen her konu mikro düzeyde bireyi, makro düzeyde ise toplumu direkt etkiliyor. Şartlar değiştikçe, ihtiyaçlar çeşitlendikçe bu değişimi göz ardı etmeden ailelere yönelik politikaları ve aileyi koruyan sosyal hizmetleri de sürekli geliştirmek dönüştürmek durumundayız. Lakin birey, aile ve toplum eksenindeki hiçbir konunun tek başına bir kurum tarafından çözülemeyeceği de aşikar. Bu nedenle, aile politikalarının veri odaklı ve daha kapsayıcı bir bakış açısıyla belirlenmesi, aileye yönelik hizmetlerin de toplumun ihtiyaçları doğrultusunda yönlendirilmesi için bütün paydaşları bir araya getirmeyi bir gereklilik olarak görüyor ve aileye yönelik araştırmalar yapıyoruz. Sorun değil çözüm odaklı yaklaşmayı önemsiyoruz. Aile Şuralarının ilki 30 yıl önce Aile Araştırma Kurumunun kurulmasının akabinde yapılıyor. 1994, 1998, 2004, 2008 ve 2014 yıllarında geniş aralıklarla yapılan şuralardan sonra işte bugün 7. Aile Şûrası'nda biraradayız. Bu Şurayı Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde düzenli olarak gerçekleştirmeyi ve uluslararası bir platform haline getirmeyi hedefliyoruz. 7. Aile Şuramızda, aile politikaları ve ailelere yönelik hizmetler, Aile Birliğinin Korunması, Toplumda Çocuk Algısı ve Çocuğun Hayata Hazırlanması, Kadın ve Aile Aileye yönelik Sosyo-Ekonomik Destek Mekanizmaları Engellisi, Yaşlısı ile Büyük Aile olmak üzere 5 ayrı komisyon tarafından istişareye açılacak. Aile politikalarına yön ve ilham verici nitelikte, hepimiz için ufuk açıcı olacak sonuçların çıkacağına inancımız tam. Bu amaçla, kamu kurum ve kuruluşları ile STK'larımızın temsilcilerinin, akademisyenlerin ve uzmanların tartışmalarıyla ortaya çıkacak görüşler ve öneriler rapor haline getirilecek. Bu önemli rapor önümüzdeki çalışmalar için bir referans olacak. Çıkan sonuçların dikkate alınacağı, sunulan politika önerilerinin uygulamaya konulabilmesi için de her türlü çabayı göstereceğimizden emin olabilirsiniz." \ No newline at end of file diff --git a/Real/41201484.txt b/Real/41201484.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..a1dc3ca82655bdcfc4b56a7e533f4d0437f42abf --- /dev/null +++ b/Real/41201484.txt @@ -0,0 +1 @@ +VakıfBank'tan "Enflasyona Endeksli Kazandıran Hesap" Hesap, 3 farklı seçeneğiyle TL mevduata enflasyon güvencesi veriyor. VakıfBank Genel Müdürü Mehmet Emin Özcan, "TL mevduatlarda yüksek getiri sağlayan Enflasyona Endeksli Kazandıran Hesap ürünümüzle tasarrufları korumaya alıyoruz" açıklamasında bulundu. , 3 yeni ürünüyle hem müşterilerinin mevduatını enflasyona karşı koruma altına alıyor hem de destekliyor. Bankadan yapılan açıklamaya göre, VakıfBank, müşterilerinin birikimlerini enflasyondan etkilenmeden koruyan ve TL mevduatı destekleyen 3 yeni vadeli mevduat ürününü devreye aldı. VakıfBank, 3 yeni ürünüyle hem müşterilerinin mevduatını enflasyona karşı koruma altına alıyor hem de TL mevduatı destekliyor. " ", 3 farklı seçeneğiyle TL mevduata enflasyon güvencesi veriyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen VakıfBank Genel Müdürü Mehmet Emin Özcan, "güçlü Türkiye'nin lider bankası" olarak, hem reel ekonominin hem de vatandaşlarının yanındaki güç olmak için çalışmaya devam ettiklerini bildirdi. Milli ekonomi ve halkın talep ve ihtiyaçlarını yakından takip ederek inovatif ürünlerle çözümler sunduklarını aktaran Özcan, şunları kaydetti: "3 alternatifli hazırladığımız Enflasyona Endeksli Kazandıran Hesap'larımız, TL mevduatlara enflasyon güvencesi veriyor. Vade sonunda ya da ara dönemlerde hesaplara enflasyon farkı ekleniyor. Müşterilerimizin güven duygusu artıyor. TL mevduatlarda yüksek getiri sağlayan Enflasyona Endeksli Kazandıran Hesap ürünümüzle tasarrufları korumaya alıyoruz. Yeni ürünlerle tevdiat hesaplarından TL'ye hızlı bir şekilde dönüş olacak ve TL mevduata ilgi yeniden artacak. Bu da ülkemize büyük kazançlar getirecek." TL mevduat birikimlerini desteklemeyi amaçlayan "Enflasyona Endeksli Kazandıran Hesap"ın ilk alternatifinde, 92 ile 370 gün arasında vadeyle açılacak TL mevduat hesapları enflasyondan etkilenmeden garantili yüksek getiri alabilecek. Hesap açılışında sabit getirili vadeli mevduat faiz oranı ve ilave faiz oranı taahhüt edilecek. Vade sonunda, taahhüt edilen faiz oranı, en son açıklanan yıllık enflasyona eklenecek ilave oranla oluşan faiz oranı ile karşılaştırılacak. Karşılaştırma sonucunda yüksek olan faiz oranı ile hesaba faiz işleyecek. Böylece müşterilere TL yatırımlarında garantili yüksek getiri sağlama ve enflasyondan etkilenmeme imkanı sunulacak. Hesaptan vade süresi içerisinde para çekme işleminin gerçekleşmesi durumunda hesabın vadesi bozulmayacak ve vade sonunda hesaptaki tutar üzerinden faiz işleyecek. VakıfBank’ın "Enflasyona Endeksli Kazandıran Hesap" ürününün ikinci alternatifi, TL birikim sahiplerine faiz getirisinden ziyade ileriye dönük enflasyon koruması sağlayacak. 366-370 gün vadeyle açılacak bu mevduat hesabında açılış tarihinde herhangi bir sabit faiz oranı taahhüdü olmayacak risk primi taahhüt edilecek. Vade sonunda en son açıklanan 12 aylık TÜFE değişim oranı üzerine hesap açılış tarihinde geçerli olan risk primi oranı eklenerek getiri sağlanacak. Yine vade süresi boyunca hesap sahipleri hesaplarından vadesi bozulmadan işlem de yapabilecek.  Üçüncü alternatifte ise 366-370 gün vadelerle hesap açılabilecek. En son açıklanan TÜFE değişim oranı üzerine hesap açılış tarihinde geçerli olan risk primi oranı eklenerek enflasyon koruması sağlanacak. 3 aylık dönemlerde TL mevduat hesabı sahiplerine getiri sağlanacak. Hesaptan vadesi bozulmadan işlem de yapılabilecek. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41201533.txt b/Real/41201533.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..093b9f017d2fb2bd02dade464b8a508c268728e9 --- /dev/null +++ b/Real/41201533.txt @@ -0,0 +1 @@ +Akıncı Üssü davasına devam edildi Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 475 kişinin yargılandığı davanın sanıkları, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri Okulunda (MEBS) kursiyer teğmen olan sanık Kadir Okur savunma yaptı. Okur, 15 Temmuz'da bölüğünün ortak kullandığı WhatsApp grubuna üstleri tarafından, "Herkes mesaiye gelsin, sorgulamayın." şeklinde mesaj geldiğini belirtti.  Mesaisi bitmesine rağmen gelen mesaj sonrasında 21.45'te işe geri geldiğini aktaran Okur, "Bize bilgi verilmemesi dolayısıyla birliğimizi korumak üzere silahlandırıldığımızı düşündüm. Toplandık ve içtima alındı. Tabur Komutanımız 'İçinizi rahat tutun, emir aldık.' dedi. İçtima alındıktan sonra komutanımıza 'Nereye gidiyoruz?' dedik. Metin Bilgici 'Yazılı emir var' dedi. Daha sonra da nizamiyeden çıkarıldık." dedi. Darbe teşebbüsünden haberi olmadan Akıncı Üssü'ne götürüldüğünü savunan Okur, o gece hiçbir olaya karışmadığını, sabaha karşı da yetkililer tarafından gözaltına alınıp daha sonra da tutuklandığını anlattı. Okur, örgüt tarafından kullanıldığı ileri sürülen, "Cover Me" isimli programı kullandığına yönelik suçlamayı da kabul etmedi. Darbe faaliyetine karışmadığını iddia eden Okur, tahliye ve beraat talebinde bulundu. Sanık kursiyer teğmen Faruk Solmaz da 15 Temmuz akşamı, WhatsApp grubuna atılan, "Sorgulamayın, herkes mesaiye gelsin." şeklindeki mesaj emri üzerine birliğe gittiğini söyledi. MEBS Okulu'na geldiğini ve oradan hareket etmeden önce olayı tam kavrayamadıklarını aktaran Solmaz, "Metin Bilgici olayı bize anlatmadı. Aldığımız eğitim de emirleri sorgulamamıza izin vermiyordu. Okula girerken arabamla girdim. O esnada bana kimse giriş ve çıkışların yasak olduğunu söylemedi. Emir-komuta zincirinde emirlere uyduk. Eren Çalışkan ve Metin Bilgici'yi de hiç görmedim. Kübra arkadaşımız WhatsApp grubunu kurarken yanındaydım. Hiçbir arkadaşımızın zarar görmemesi için kurulan bir gruptur. Suçtan kurtulmak için değil, oradan diğer arkadaşlarımızı da çıkartıp, oradan kurtulmak için bu grup kuruldu." ifadelerini kullandı. Solmaz, tahliye ve beraat talebinde bulundu. Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41201644.txt b/Real/41201644.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..56b6607d64af45452830641f151e52afdc30d5e1 --- /dev/null +++ b/Real/41201644.txt @@ -0,0 +1 @@ +İki ayrı suçtan aranan cezaevi firarisi yakalandı Bursa'nın İnegöl ilçesinde, 2 ayrı suçtan aranan cezaevi firarisi Gürkan D. (26), Yunus ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. 'ne bağlı Yunus ekipleri, Hamidiye Deniz Sokak üzerinde yürüyen kişiyi, şüphelenerek durdurmak istedi. Kaçmaya çalışan şüpheli Gürkan D., kısa süreli kovalamacanın ardından yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelinin 2 ayrı hırsızlık suçundan aranması ve açık cezaevinden firar ettiği tespit edildi. Polis merkezine götürülen Gürkan D., işlemlerinin ardından cezaevine teslim edildi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41201645.txt b/Real/41201645.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..c6a0449b046acc94828a486b9112603e998891a7 --- /dev/null +++ b/Real/41201645.txt @@ -0,0 +1 @@ +ABD Büyükelçiliği: Türkiye'deki görüşmeler pozitif ve yapıcıydı ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Sözcü Vekili RaeJean Stokes, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'nin Türkiye temaslarına ilişkin, "Görüşmeler pozitif ve yapıcıydı. Suriye konusunda ortak endişelerimizi ele alma konusunda ilerleme kaydetmeye devam ediyoruz." dedi. Stokes, yaptığı açıklamada, ABD'nin Özel Temsilcisi Jeffrey'nin Ankara'da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal'la bir araya gelerek bir dizi önemli temaslarda bulunduğunu belirtti. Sözcü Vekili Stokes, görüşmelerde Suriye'de ortak endişelerde nasıl ilerleme kaydedilebileceği, 'nin meşru güvenlik kaygıları, ABD'nin askerlerini çekmesiyle Suriye'nin kuzeyinde istikrarın ve güvenliğin tesisinin yanı sıra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Suriye savaşıyla ilgili 2254 sayılı kararı ve DEAŞ'ın yenilgiye uğratılması gibi konuların ele alındığına işaret etti. Stokes, "Görüşmeler pozitif ve yapıcıydı. Suriye ile ilgili ortak endişelerimizi ele alma konusunda ilerleme kaydetmeye devam ediyoruz. Yakın gelecekte de bu görüşmelere devam etmeyi bekliyoruz." ifadelerini kullandı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41201651.txt b/Real/41201651.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..7292663af0de2829b55ed762bedb94bd99b8549d --- /dev/null +++ b/Real/41201651.txt @@ -0,0 +1 @@ +Hande Yener kimdir ve kaç yaşındadır? Türk pop müziğinin sevilen ismi Hande Yener, başarılı albümleri ve konserleri ile gündemde yer almaya devam ediyor. Hande Yener hayranları ve magazin takipçileri, zaman zaman ünlü şarkıcının hayatı ile ilgili bilgileri merak edip internetten araştırma yapıyor. Peki, müziğinin yanı sıra kıyafetleri ve tarzı ile de dikkat çekmeyi başaran şarkıcı Hande Yener kimdir ve kaç yaşındadır? İşte, Hande Yener'in hayatı ile ilgili bazı bilgiler. Güçlü sesi ve çıkardığı albümlerle, pop müzik piyasasında hızlı yükseliş yakalayan Hande Yener, gündemdeki yerini koruyup dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Ünlü şarkıcı Hülya Avşar aracılığıyla Sezen Aksu’yla tanıştı ve müzik dünyasına adım attı. İşte, sık sık internette hayatı ve biyografisi merak edilen Hande Yener ile ilgili detaylar. Makbule Hande Özyener, bilinen sahne adıyla Hande Yener 12 Ocak 1973 tarihinde doğdu. Ses getiren bir çıkış yaptığı 2000'lerin başından itibaren pop listelerinde üst sıralara yükselen şarkılarıyla Türk pop müziğinde kendine yer edindi. Müziğinin yanı sıra kıyafetleri ve değişkenlik gösteren imajıyla da adından bahsettirdi. Zaman zaman müzikal tarzında da değişiklikler yaptı; bir dönem pop müzikten elektronik müziğe geçiş yapsa da bu dönem kısa sürdü ve tekrar pop müzik yapmaya başladı. Kariyerindeki değişken adımları köşe yazarları tarafından birçok kez incelenerek yorumlandı, meslektaşı Demet Akalın ile yaptığı atışmalar Türkiye'de gündemini sık sık meşgul etti. Kadıköy, İstanbul'da doğan Hande Yener, ortaokul eğitimi sonrasında ailesi konservatuvara gitmesine izin vermeyince Erenköy Kız Lisesi'ne başladı ancak bu okulu ikinci sınıfta terk ederek evlendi. Küçük yaşlarından beri hayalini kurduğu şarkıcılığı yapmak için Sezen Aksu'ya ulaşmaya çalıştı ve tezgâhtarlık yaptığı mağazaya gelen Hülya Avşar aracılığıyla Aksu'yla tanıştı. Aksu'nun yanında bir dönem geri vokallik yaptıktan sonra Altan Çetin ile çalışarak hazırladığı ilk stüdyo albümü Senden İbaret'i 2000 yılında yayımladı. Bu albümün ardından MÜ-YAP sertifikalı Sen Yoluna... Ben Yoluma... (2002), Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor (2004) ve Apayrı (2006) dahil olmak üzere çeşitli başarılar yakalayarak 2000'lerin en iyileri arasında gösterilen albümler hazırlayıp satışa sundu. "Yalanın Batsın", "Sen Yoluna... Ben Yoluma...", "Acele Etme", "Kırmızı", "Kelepçe", "Aşkın Ateşi", "Kibir", "Romeo", "Bodrum", "Ya Ya Ya Ya", "Sebastian" ve "Mor" gibi birçok şarkısı Türkiye'de listelerin üst sıralarına çıktı. Yener, hayranı olduğu Madonna başta olmak üzere birçok isimden etkilendi. İmajı, klipleri ve canlı performansları Madonna'nın da aralarında bulunduğu çeşitli şarkıcılarla benzer bulunarak sıkça karşılaştırıldı. Türkiye'de 2000'li yıllarda tek bir albümü bir milyondan fazla satan az sayıdaki şarkıcıdan biri olarak kayıtlara geçti. 2013'te YouTube'da en çok izlenen Türk şarkıcı oldu.  2010'ların ikinci yarısında iş hayatına atıldı ve dönemsel olarak çeşitli gece kulübü ve plajların işletiminde görev aldı. Bugüne kadar beş Altın Kelebek Ödülü ve dört Kral Türkiye Müzik Ödülü dahil olmak üzere onlarca ödül kazandı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41201686.txt b/Real/41201686.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..778d55b16fafa07296de4355fd58851510bcacc6 --- /dev/null +++ b/Real/41201686.txt @@ -0,0 +1 @@ +Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından "metro" açıklaması Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca, bazı basın yayın kuruluşlarında yer alan belediyelerin metro gelirlerine ilişkin iddialara yönelik, "Söz konusu haberlerin aksine, bu değişiklik ile belediyeler kendi bütçe imkanlarıyla yapmaları mümkün olmayacak yüksek bedelli metro yatırımlarına kavuşmakta, Hazine ise borcu uzun vadeye yayarak yerel yönetimlere katkı sağlamaktadır." ifadeleri kullanıldı. Bakanlık tarafından, bazı basın yayın kuruluşlarında 1 Mayıs tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan "Şehir İçi Raylı Ulaşım Sistemleri, Metrolar ve Bunlarla İlgili Tesislerin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca Üstlenilmesi, Devralınması ve Tamamlanmasını Müteakip Devri ile İlgili Şartların Belirlenmesine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar"a yönelik "Belediyelerin gelirlerine el konularak belediyelerin çalışamaz hale getirileceği" iddiaları üzerine yazılı yapıldı. Açıklamada, kent içi ulaşım sistemlerinin tasarlanarak yapılması işinin kanunen belediyelerin sorumluluğunda bulunmasına karşın 2010'da Bakanlığın görev ve yetkilerini düzenleyen 655 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de değişiklik yapıldığı ve belediyelerin talebi, Bakanlar Kurulunun uygun görmesi halinde yatırım tutarı belediye tarafından geri ödenmek üzere devam eden metro projelerinin bir kısmının Bakanlıkça yapımının üstlenilmesinin sağlandığı hatırlatıldı. Uygulamaya başlanılan sistemde belediye tarafından planlanan metro yatırımlarının, yapım, devir ve geri ödeme şartlarını içeren bir protokolle Bakanlığa devredildiği, yapımı tamamlandıktan sonra ise geri ödemelerin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından takip edildiğinin altı çizilerek, şunlar kaydedildi: "17 Ocak 2019 tarihinde kabul edilen 7161 sayılı 'Vergi Kanunları ile Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' ile 655 sayılı KHK'nın ilgili maddesinde değişiklik yapılmış olup, 1 Mayıs 2019 tarihli ve 30761 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Kararname ile torba kanunla yapılan değişikliğin Hazine ve Maliye Bakanlığınca ikincil mevzuatta düzenlenmesi gerçekleştirilmiştir. Değişiklik öncesinde metro yatırımları Bakanlıkça gerçekleştirilmekte, işletilmek üzere belediyeye devredilmekte, metro brüt geliri Hazine hesaplarında toplanmakta, bunun yüzde 15'i Hazine hesaplarına, geri kalanının belediyeye aktarılması öngörülmekteydi. Geri ödeme tamamlanana kadar geçen süre boyunca işletmenin ve gelirlerinin Hazine tarafından kontrol altında tutulması ve metro brüt geliri üzerinde fazladan hesap hareketi gerçekleştirilmesi gerekmekteydi." Yeni düzenlemeyle metro gelirlerinin tamamının belediyeye kaldığına dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Kanun ve devir protokollerinde daha önce belirlenmiş olan metro yatırımının geri ödemesi hususu belediyenin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılacak paylardan yüzde 5 gibi bir oranının kesilmesi suretiyle karşılanmaya çalışılmaktadır. Yatırım tutarının büyüklüğü dikkate alındığında tahsilat uzun yıllara yayılmakta ancak vatandaşın bir an önce yatırımdan faydalanmaya başlaması sağlanmaktadır. Söz konusu haberlerin aksine, bu değişiklik ile belediyeler kendi bütçe imkanlarıyla yapmaları mümkün olmayacak yüksek bedelli metro yatırımlarına kavuşmakta, Hazine ise borcu uzun vadeye yayarak yerel yönetimlere katkı sağlamaktadır." \ No newline at end of file diff --git a/Real/41201687.txt b/Real/41201687.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..f07594aa5c32f7e11c93a75a008b1615143deba1 --- /dev/null +++ b/Real/41201687.txt @@ -0,0 +1 @@ +AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal: CHP hakaret ve baskıyı amacına ulaşmak için meşru görüyor AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, "YSK'nin olağanüstü itirazları değerlendirmesi bir yargı sürecidir. CHP her zaman olduğu gibi her türlü tehdit, hakaret ve baskıyı amacına ulaşmak için meşru görüyor." ifadelerini kullandı. Twitter hesabından paylaşımda bulunan Ünal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın yaptığı açıklamaların yer aldığı görsellerine yer verdi. Ünal, paylaşımında, "YSK'nin olağanüstü itirazları değerlendirmesi bir yargı sürecidir. CHP her zaman olduğu gibi her türlü tehdit, hakaret ve baskıyı amacına ulaşmak için meşru görüyor. CHP 15 Temmuz darbe davalarının başlangıcında yaptığı hakaret ve tehditleri şimdi YSK sürecinde devam ettiriyor." değerlendirmesinde bulundu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41201725.txt b/Real/41201725.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..ed35e0e5677c65f412ff5383005f6aa020dcb001 --- /dev/null +++ b/Real/41201725.txt @@ -0,0 +1 @@ +23 Türk üniversitesi en iyiler listesinde LONDRA merkezli derecelendirme kuruluşu Times Higher Education (THE), ‘Asya’nın En İyi Üniversiteleri 2019’ sıralamasını yayımladı. Türkiye’den 23 yükseköğretim kurumun yer aldığı sıralamada en iyi dereceyi 36’ncılıkla elde etti. Asya listesinin zirvesindeyse Çin’in önde gelen üniversitelerinden Tsinghua yer aldı. , Asya kıtasının en iyi 450 üniversitesini; araştırma etkisi, uluslararası görünüm, endüstri bağlantıları ve öğretim kalitesi kriterlerine göre listeledi. Çin, Hong Kong, Singapur ve Güney Kore’den yükseköğretim kurumlarının öne çıktığı sıralamada, Asya’nın en iyisi Tsinghua oldu. Onu Ulusal Singapur ile Hong Kong Bilim ve Teknoloji üniversiteleri takip etti. Bu yılki listede Türkiye’den 23 yükseköğretim kurumu yer bulurken, en iyi derece 36’ncı sıra ile Sabancı’dan geldi. Onu Koç 47; Bilkent 82; Boğaziçi 88; İTÜ 115; Hacettepe 116 ve ODTÜ 159’uncu sıra ile takip etti. Bu yıl özellikle ilk 200’deki Türk üniversitelerinin 2017’den beri devam eden sıra kaybı sürerken, Hacettepe Üniversitesi 22 sıra yükselerek en iyi performanslardan birini gösterdi. Hacettepe, 138’inci sıradan 2019’da 116’ya yükseldi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41202589.txt b/Real/41202589.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..d3c7fb21454eee6595d4d707408423213ea8ef47 --- /dev/null +++ b/Real/41202589.txt @@ -0,0 +1 @@ +"Felaket Kız" büyüdü, internete yeni fotoğrafları düştü. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41202614.txt b/Real/41202614.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..80057ff986f230c1e1e878add70fae029f4ba793 --- /dev/null +++ b/Real/41202614.txt @@ -0,0 +1 @@ +Kars'ta 'çocuğa şiddet' sosyal deneyi KARS'ta bir grup ortaokul öğrencisi tarafından çocuğa şiddet sosyal deneyi gerçekleştirildi. Kent merkezinde, deney gereği rol yapan bir anne, kızını saçından tutarak yere attı, tokat attı ve bağırdı. Ancak Karslılar şiddet olayına tepkisiz kalmayarak anneye tepki göstermeye başladı. Tepkilerin artmasının ardından ise bunun sosyal bir deney olduğu vatandaşlara açıklandı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41202629.txt b/Real/41202629.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..42eafe31bdbe887b049f76adcb9b638580371a54 --- /dev/null +++ b/Real/41202629.txt @@ -0,0 +1 @@ +Fenerbahçe'den Galatasaray ve Mustafa Cengiz'e bombardıman Fenerbahçe Kulübü, Galatasaray ve Mustafa Cengiz'i hedef alan 'Tek dertleri Fenerbahçe olanlara zaruri açıklama' başlıklı sert bir açıklama yayımladı. Kulübü olarak son dönemde kulübümüzden tamamen bağımsız ve alakasız bir şekilde rakip camia ve özellikle başkanı tarafından Fenerbahçe üzerinden yaratılmaya çalışılan gündem, oluşturulmaya çalışılan algılar doğrultusunda bir açıklama yapma zorunluluğu doğmuştur. Bu bağlamda sözlerimize bu sezon hem ilk yarı hem de ikinci yarıda oynadığımız maçların ardından 10 gün süresince gündemi meşgul eden, ortalığı ayağa kaldırmaya çalışan camianın başkanının dün medyada yer alan talihsiz açıklamaları ile başlamak istiyoruz. Kulübüne destek olmanın en benzersiz örneğini her daim gösteren taraftarlarımız, kulübümüzün geleceğimiz için başlattığı Fener Ol kampanyamız için henüz çok kısa sürede çok önemli bir yol kat etmiştir. Şu an kampanyamızın ilk ayındayken ve kampanyamız doğrultusunda henüz birçok projeyi hayata geçirmemişken rakip camianın zamanında tüm çabaları ile toplamış olduğu bağış miktarının kat ve kat üzerine ulaşmış durumdayız. Bu somut nedenden ötürü; geçmişte pek çok kez denemelerde bulundukları ancak ne yazık ki camialarından gelen çok kısıtlı destek dolayısıyla “karşılıksız kalan” yardım kampanyalarından yola çıkarak verdikleri kampanya başlatmama kararı kendileri açısından oldukça isabetli bir karardır. Kendilerine tavsiyemiz bu konuda camialarını kesinlikle Fenerbahçe ile kıyaslamamalarıdır. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün camiasının desteği ve gücü, tarihteki örnekleriyle çok net görülmektedir. Bu hususa ilaveten 14 Nisan 2019 tarihinde stadımızda kendileriyle oynadığımız maçın ardından günler geçmesine rağmen açıklamalarına devam eden Sayın ’in, VAR kayıtları ile ilgili söylemlerine, basketbol takımlarımızın başarıları karşısında sığındıkları bütçe karşılaştırmalarına ve teknik direktörlerinin Konyaspor ile berabere kaldıkları maçın ardından hakeme sorduğu iddia edilen “Dirar’a neden sarı kart vermediniz” sorusuna yanıt vermeye tenezzül etmek istemiyorduk. Ancak Fenerbahçe Spor Kulübü mecbur kalmadıkça hiçbir şekilde rakiplerine dair açıklama yapmazken rakip camia tarafından ısrarla ortaya konulmaya devam edilen bu adımlar, ana amaç ve hedefin sürekli Fenerbahçe üzerinden algı yaratma gayretinde olduklarını açıkça göstermektedir. Bu noktada Fenerbahçe Spor Kulübü olarak suskunluğumuzu koruduğumuz bir konuda da artık görüşümüzü dile getirmek isteriz; Rakibimizin 2.başkanı Sayın Abdürrahim Albayrak tarafından yapılan kural, etik dışı VAR açıklamalarından sonra bir kez daha emin olduğumuz şey; Türk futbolunun tüm detaylarıyla yeniden ele alınıp acilen ve ivedilikle temizlenmesi gerektiğidir. Şunu özellikle hatırlatmak istiyoruz; inandırıcı olmak için sadece kendi aleyhinize yapıldığını düşündüğünüz hatalarda ortalığı yangın yerine çevirmektense geçmişte de olduğu gibi bu sezon da lehinize yapılan pek çok kritik hakem hatalarına da değinebilmeli, gündeme getirebilmelisiniz. Bu doğrultuda olumsuz bir maç skoru sonrası aleyhinize yapılan ya da yapıldığını düşündüğünüz her konuda kurumlara baskı kurarak, hakemleri zan altında bırakarak, algı yönetimi yaparak, medyadaki kalemşörlerinizi harekete geçirerek mağduriyet yaratma çabalarınıza benzer davranışları sergileyen başka bir kulüp daha var mı? Sahip olduğunuz saldırgan tavır ve agresif üslubun, söz konusu menfaatleriniz olduğunda fair play, kural, etik gözetmeksizin attığınız adımlar ve ortaya koyduğunuz söylemlerin, bu tarz davranışların birbirleriyle mücadele eden başka hiçbir kulüpte bulunmadığını, Türk spor camiasının tüm bireylerinin gördüğüne inanıyoruz. Son olarak; Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımımızın deplasmanda oynadığı final serisi 4.maçının ardından gazetelere yansıtılan ‘Mustafa Cengiz Semih Özsoy’un elini sıkmadı’ haberlerine karşı tüm kamuoyuna söylemek istediğimiz dört yönetici ile temsil edildiğimiz ve takımımızın galibiyetiyle ayrıldığımız maç öncesinde Sayın Cengiz salon koridorlarına gelerek başta Başkan Vekilimiz Sayın Semih Özsoy olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerimizin elini sıkmış, hoş geldiniz demiştir. Ancak soyunma odası koridorlarında bu şekilde davranan Mustafa Cengiz, muhtemelen camia içi siyaseti nedeniyle maç sırasında Kulübümüze, Başkanımıza ve Başkan Vekilimize dakikalarca edilen küfürlere karşın hiçbir tepki göstermemiş veya gösterememiştir. Sayın Cengiz’e önerimiz tenhada farklı kalabalıkta farklı davranmamasıdır. Bu vesileyle Sayın Cengiz ve camialarına artık Fenerbahçe üzerinden iç siyaset yapma stratejlerine son vermelerini ve kendi gündemlerine dönmelerini önemle tavsiye ederiz. Aksi takdirde, bu açıklamalarımızın sadece başlangıç olduğunu hem kendilerine hem kamuoyuna saygıyla iletiriz. FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ \ No newline at end of file diff --git a/Real/41202832.txt b/Real/41202832.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..ea9425d3a8cb677b83fd847d63c3faaeb40207eb --- /dev/null +++ b/Real/41202832.txt @@ -0,0 +1 @@ +Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay'dan Tuyan ailesine başsağlığı telefonu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki terör saldırısında ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Zekeriya Tuyan'ın kardeşi Yahya Tuyan'a başsağlığı diledi.   Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre Oktay, vefat eden Zekeriya Tuyan'ın kardeşi Yahya Tuyan ile telefonla görüştü. Christchurch Hastanesinde yoğun bakım ünitesinde tedavi gören Tuyan'ın vefatından duyduğu üzüntüyü dile getiren Oktay, kardeşi Yahya Tuyan'a başsağlığı ve sabır diledi. Oktay, Zekeriya Tuyan'ın cenazesinin Türkiye'ye getirilmesi konusunda gerekli işlemlerin yapıldığını, devletin her zaman şehit ailesinin yanında olduğunu ifade etti. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41202833.txt b/Real/41202833.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..e66bba479fd51fdf7a498d60a9221252ae5744ef --- /dev/null +++ b/Real/41202833.txt @@ -0,0 +1 @@ +Yemekteyiz'de bu hafta kim kazandı? İşte 29 Nisan – 3 Mayıs haftası Yemekteyiz'in birincisi TV8 ekranlarında yayınlanan ve ilgiyle takip edilen gündüz kuşağı yemek programı Yemekteyiz'de haftanın heyecanla beklenen finali gerçekleşti. Tüm hafta boyunca birbirinden farklı menülerle rakiplerine karşı mücadele veren bir yarışmacı topladığı puan sonucu büyük ödülün sahibi oldu ve haftanın zirvesine oturan isim oldu. Peki, Yemekteyiz'de bu hafta kim birinci oldu? İşte, 29 Nisan – 3 Mayıs haftası Yemekteyiz'in kazanan ismi. Onur Büyüktopçu'nun sunuculuğunu yaptığı TV8 ekranlarının sevilen programı 'de haftanın son günü final heyecanı yaşandı. Best Of konsepti ile her gün ekranlara gelen Yemekteyiz'de, yarışmacılar hafta boyunda lezzetli yemekler, sofra sunumlarıyla rakiplerine karşı yarıştı ve bir isim birinci olarak büyük ödülün sahibi oldu. Peki, Yemekteyiz'de bu hafta kim kazandı? İşte, 29 Nisan – 3 Mayıs haftası Yemekteyiz Best Of'un birincisi. 29 Nisan – 3 Mayıs haftasında Yemekteyiz programında yarışmacılar hafta boyunda yaptıkları puanlama ile haftanın birincisini seçti ve bir isim 10 bin TL'lik para ödülünün sahibi oldu. Yemekteyiz'in bu haftaki birincisi Ömer Akçay oldu. Böylece yarışmacı büyük ödülü kazanarak haftanın zirvesine oturdu. Yemekteyiz’in ilk gün yarışmacısı Ömer Akçay, 46 yaşında ve ses sanatçısı. Aslen Erzurumlu olan yarışmacı, mutfakta zaman geçirmeyi ve yapmayı çok seviyor. Melis Ümit Baş, 34 yaşında ve butik sahibi. Aslen Kayseri’de olan ikinci gün yarışmacısı, ailesi ile birlikte İstanbul’da yaşamını sürdürüyor. En az diğer yarışmacılar kadar iddialı olan Melis Ümit Baş, şimdiden kendisini haftanın birincisi ilan ediyor. Tekstil sektöründe çalışan Ayten Uğur, 42 yaşında. Yemek yapma konusunda kendisine bir hayli güvenen Ayten Uğur, üçüncü gün maharetlerini sergiledi. Aslen Elazığlı olan Dilan Güney, 21 yaşında. Ailesi ile birlikte İstanbul’da yaşayan ve oyunculuk yapan Dilan Güney, yemeklerine çok güveniyor. Final gününe ev sahipliği yapan Akın Uzunal, 27 yaşında ve bir teknoloji firması sahibi. Henüz yeni evli olan Akın Uzunal, zamanının büyük kısmını mutfakta geçirdiğini söylüyor. Ömer Akçay, Melis Ümit Baş, Ayten Uğur ve Dilan Güney’in evine konuk olarak katılacak olan Akın Uzunal, beşinci gün yarıştı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41202947.txt b/Real/41202947.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..47ae084d354eac060146db900701e18f5e68cdab --- /dev/null +++ b/Real/41202947.txt @@ -0,0 +1 @@ +Diyarbakır'da tarihi köprüden nehre atladığı iddia edilen kadın aranıyor Diyarbakır'da iddiaya göre kimliği belirsiz kadın, tarihi On Gözlü Köprü'den Dicle Nehri'ne atladı. Ekipler, arama-kurtarma çalışması başlattı. Olay, gece saatlerinde tarihi On Gözlü üzerine meydana geldi. Kimliği belirsiz kadın, iddiaya göre Dicle Nehri'ne atladı. Olayı görenlerin ihbarıyla bölgeye sağlık, AFAD ve Büyükşehir Belediyesi Sualtı Arama Kurtarma ekibi sevk edildi. Suda sürüklendiği belirtilen kadın için arama-kurtarma çalışması başlatıldı. Ekipler, çalışmalarını On Gözlü Köprü ile Bağıvar Köprüsü arasında yoğunlaştırdı. Polis ise kadının kimliğini belirlemek için çalışma başlattı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41203046.txt b/Real/41203046.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..da6226fe3dc22ecbe9447344844b8d7688f83a7f --- /dev/null +++ b/Real/41203046.txt @@ -0,0 +1 @@ +Hindistan'daki Fani kasırgasında 8 kişi hayatını kaybetti Hindistan'da dün sabah saatlerinde, 180 kilometre hızla Orissa eyaletinin Puri bölgesinde karaya ulaşan Fani kasırgasında 8 kişi hayatını kaybetti. Press Trust of India ajansında yer alan haberde, eyalet genelinde, kasırga nedeniyle 8 kişinin öldüğü belirtildi. hükümeti Başsözcüsü Sitanshu Kar, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, kasırgada 160 kişinin yaralandığını kaydetti. Kar, Ulusal Afetle Müdahale Gücünden (NDRF) yapılan açıklamaya dayandırdığı paylaşımlarında, kasırgada kulübe tarzı evler, eski binalar ve seyyar tezgahlarda ciddi hasar oluştuğu belirterek, elektrik ve telefon hatlarının zarar gördüğünü, NDRF ve eyalet güçlerinin, yolları temizlediğini aktardı. eyaleti Özel Yardım Komisyonu Başkanı Bishnupada Sethi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Hasar büyük. Binalar, yollar hasar gördü. Elektrik ve telefon hizmetleri etkilendi." dedi. Sethi, eyalette hasar değerlendirmesi yapıldığını belirtti. Sosyal medyada yer alan görüntüler, kasırganın yol açtığı büyük hasarı gözler önüne serdi. Diğer yandan Dairesi, kasırganın, gün içinde tropikal fırtınaya dönüşmesinin beklendiğini açıkladı. Hindistan Meteoroloji Dairesinden dün yapılan açıklamada, sabah saatlerinde Puri bölgesinden karaya varmasının ardından kasırganın şiddetinin gitgide azaldığı bildirilmişti. Kuvvetli rüzgarın beraberinde getirdiği şiddetli yağışların Orissa eyaletinde gün boyu sürmesinin beklendiği açıklamada, Fani kasırgasının bu akşama kadar Bangladeş'e ulaşabileceği değerlendirmesinde bulunulmuştu. Bir milyondan fazla kişiyi yerinden eden fırtınada, ağaçların ve elektrik direklerinin devrildiği, kulübelerin uçtuğu, iletişim ağlarının da hasar gördüğü ifade edilmişti. Orissa eyaleti Başbakanlığından yapılan açıklamada, "Orissa'da son 24 saatte bir milyondan fazla kişi tahliye edildi. Ganjam'da 300 bin, Puri bölgesinde ise 130 bin kişi güvenli barınaklara yerleştirildi. Barınaklarda kalanlar için yaklaşık 5 bin noktada dağıtılıyor." ifadesi kullanılmıştı. Eyalette dün, çok sayıda uçak ve tren seferi iptal edilirken, okullarda eğitime ara verilmişti. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41203132.txt b/Real/41203132.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..ad7e724cd7fdc562797417bf62f4dfe30a0fc133 --- /dev/null +++ b/Real/41203132.txt @@ -0,0 +1 @@ +Trafik güvenliği için bu yıl 900 milyon lira harcanacak Trafik güvenliği hizmetleri için geçen yıl 1 milyar 97 milyon lira harcama yapan Karayolları Genel Müdürlüğü, bu yıl da 900 milyon liralık bütçe ayırdı. Vatandaşların yaşam standardını yükseltmek, bölgelerin dengeli kalkınmasını sağlamak, yollarda güvenli ve konforlu hizmeti vermek amacıyla başlatılan bölünmüş yol çalışmalarında 26 bin 642 kilometreye ulaşıldı.  Trafiğin yüzde 81'ine hizmet veren bölünmüş yolların ülke ekonomisine yıllık katkısı yaklaşık 17,7 milyar lira oldu. 2003'te bin 714 kilometre olan otoyol ağı, 560 kilometresi yap-işlet-devlet (YİD) finansman modeliyle olmak üzere bin 128 kilometre artarak, 2 bin 842 kilometreye yükseldi.  KGM tarafından trafik kazalarında yol kusurunu en aza indirmek için yapılan çalışmalar kapsamında önemli yer tutan bölünmüş yollarda 625 kilometre daha hizmete sunulurken, 861 kilometre tek yol tamamlanarak trafiğe açıldı.  Genel Müdürlükçe bu yıl YİD modeliyle 400 kilometrelik otoyol kesimiyle toplam 522 kilometre bölünmüş yol ve 250 kilometre tek platformlu yol tamamlanacak. 932 kilometre yeni bitümlü sıcak karışım kaplamalı yol yapımı ve bin 250 kilometre yenileme, 8 bin 800 kilometre sathi kaplama yapım ve onarımı gerçekleştirilecek. Toplam uzunluğu 23 kilometre olan 92 köprü ile 24,7 kilometre olan 9 tünel hizmete sunulacak.  Akıllı ulaşım sistemlerini de yaygınlaştıran KGM, görüntü tabanlı kara yolu bilgi sistemi yönetimi kurulması çalışmalarına da başladı.  Yapılan çalışmalarla yollardaki hareketlilik 2,5 kat artarken, trafik kazalarında 100 milyon taşıt çarpı kilometre başına düşen kaza yerinde can kaybı 5,72'den 1,79'a geriledi.  Trafikteki yüksek artışa rağmen son 10 yılda kaza yerinde gerçekleşen ölüm yüzde 69 azaldı.  Ulaşım Etütleri Çalışma Programı kapsamında devlet ve il yolları üzerinde seyyar sayım cihazları kullanılarak 2 bin 255 noktada toplam 4 bin 848 trafik akım sayımı ile hız etütleri gerçekleştirilecek. Ayrıca 539 noktadaki sürekli sayım ve sınıflandırma istasyonlarından trafik ve hız bilgileri elde edilecek.  Bu yıl sonuna kadar bakım ve trafik güvenliği çalışmaları kapsamında 30 milyon metrekare yatay, 150 bin metrekare düşey işaretleme, 2 bin 500 kilometre otokorkuluk yapılacak.  Geçen yılın sonuna kadar bin 513 kaza kara noktasıyla kaza potansiyeli yüksek kesimlerde iyileştirme yapılırken, bu yıl sonuna kadar da 60 noktanın iyileştirilmesi hedefleniyor.  Kurum, kaza kara noktaları için 120 milyon lira, ulaşım etütleri için 5 milyon lira, akıllı ulaşım sistemleri için 84 milyon 652 bin lira, toplamda ise 900 milyon lira trafik güvenliği hizmetleri için harcama yapacak.  Genel Müdürlük, geçen yıl trafik güvenliği hizmetlerine 1 milyar 97 milyon lira harcamıştı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41203244.txt b/Real/41203244.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..a604a57921fec9ca1acc680e470d8a31e4df5453 --- /dev/null +++ b/Real/41203244.txt @@ -0,0 +1 @@ +Ahmet Dursun: "Burak Yılmaz herkes tarafından alkışlanmalı" Daha önce Beşiktaş forması giyen Ahmet Dursun ve Galatasaray formasıyla birçok derbi tecrübesi yaşamış Tanju Çolak önemli maç öncesinde Demirören Haber Ajansı'na (DHA) özel açıklamalarda bulundu. Derbi maçların havasının daha farklı olduğuna dikkat çeken , "Derbiler çok güzel maçlar. O duyguları daha önce tattık. Havaları başka geçiyor. Şöyle bir şey var, lige baktığımız zaman Başakşehir'in çok puan kaybetmesi aynı zamanda , burada puan farkını kapatıp, öne geçip avantajlı olabilirdi ama Galatasaray'ın da aynı şekilde puan kaybettiği yerde 'ın atak yapması yarışı bu hale getirdi. Şimdi derbi maçı var. Kazanan tarafın bana göre şampiyon olma ihtimali yüzde 99. Çünkü; Galatasaray'ın Başakşehir ile maçı var. Eğer Galatasaray yenerse şampiyon olur diye düşünüyorum. Eğer Beşiktaş yenerse, Galatasaray'ın da Başakşehir'e karşı kazanacağına inanıyorum. Değişik matematiksel hesaplar var. Beşiktaş'ın şampiyon olma durumu çok daha yüksek gibi geliyor. Deplasmanda Galatasaray'a karşı daha rahat oynayacak. Her iki takım da kazanmak zorunda. Beşiktaş'ın son haftalarda yakaladığı moral, motivasyon var. Sürekli kazandığı maçlar var. Kadro olarak baktığımız zaman da oyunu değiştirip, sonuca gidebilecek oyuncular daha fazla olduğundan dolayı Beşiktaş kazanır diye düşünüyorum ve inşallah öyle umuyorum" diye konuştu. Devre arasında siyah-beyazlı takıma dahil olan ile ilgili de konuşan Ahmet Dursun, "Burak'ın gelişi gerçekten olay oldu. Şimdi bulunduğu nokta da gerçekten çok güzel. Bu kadar zor şartlar altında kendisine güvenmesi, gerçekten Beşiktaşlı olduğu için bu kulübe gelmesi, tepki görse de kendine güvenmesi ve bu zorlukların altından kalkıp, bu derece bir performans göstermesi herkes tarafından alkışlanması gereken bir olay. Tabii ki çok şeyler kattı Burak. Şampiyonluk yolunda da daha çok şeyler katacaktır" ifadelerini kullandı. Son dönemlerde oynanan derbilerden keyif almadığını ifade eden ise, "Çok keyifli, zevkli geçiyor artık. Ancak adına bakıldığı zaman oynanan bir futbol yok. Bu ayrı bir gerçek. Beşiktaş, Galatasaray, Başakşehir 3'ü de aynı derecede şampiyonluk adayı. İyi oynayan, iyi motive olan 3'üncü bölgeye topu götürüp, gol atan şampiyon olur. Bu senenin derbilerine bakıyorum. Hiç keyif almıyorum. Sağ bek sağ stopere, sağ stoper de soluna, o sol beke döndür babam döndür, futbol bu değil. 3'üncü bölgeye topu getirmek lazım. Şut atmak lazım. Gol atmak, denemek, yandan orta yapmak lazım. Ben bunların hiçbirini göremiyorum. Futbol mu değişiyor? Ne değişiyor ben anlamıyorum. Yavaş futbol oynayan bir Galatasaray var. Karşısında çok iyi bir ekip Beşiktaş var. Farklı bir takım, hakikaten Burak Yılmaz sahne aldı. Ben şunu sormak istiyorum. Taraftar bugüne kadar yuhalıyordu, ıslıklıyordu. Ne oldu? Günah değil mi bu çocuğa? Bence ligin en iyi forveti. En iyi futbolcularından birisi. En güzel gol atanlarından biridir. Ben sorarım o zaman Fatih Terim'e 'neden Diagne de Burak Yılmaz değil?' diye. Bugün Burak Yılmaz olsa, Galatasaray 6 puan önde şampiyondu" şeklinde konuştu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41203279.txt b/Real/41203279.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..585deadaf3ea777c0cd3191816823aef98b3f650 --- /dev/null +++ b/Real/41203279.txt @@ -0,0 +1 @@ +Irak Suriye'de DEAŞ'a karşı gizli operasyon düzenledi! Bağdadi kaçtı... Irak İçişleri Bakanlığı, Suriye'nin iç kesiminde terör örgütü DEAŞ'a karşı gizli operasyon düzenlediğini ve örgüt lideri Ebubekir Bağdadi'nin operasyon sırasında kaçtığını duyurdu. İçişleri Bakanlığı İstihbarat Dairesi Genel Müdürü Ebu Ali es-Sabri, ülkenin resmi gazetesi Es-Sabah'a verdiği demeçte, istihbarata bağlı Şahin Biriminin, ordu ve Haşdi Şabi'nin desteğiyle 'nin iç kesiminde terör örgütü 'a karşı gizli bir gerçekleştirdiğini belirtti. Operasyonda DEAŞ'ın yeni hücreler kurması ve organize olmasının engellenip, bazı mensupların da öldürüldüğünü belirten Sabah, "Ebubekir Bağdadi ve onunla birlikte olan teröristler, gizli operasyon başladığı sırada bölgeden kaçtı." ifadelerini kullandı. Sabah, operasyonun Suriye'nin hangi bölgesinde yapıldığına dair bilgi vermezken, detayların daha sonra açıklanacağını söyledi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41203318.txt b/Real/41203318.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..c8b61960807a76bd35fae29e24dbab52976f6ce7 --- /dev/null +++ b/Real/41203318.txt @@ -0,0 +1 @@ +1 yıldır aranıyordu, derin dondurucuda bulundu Londra’daki bir evde derin dondurucuda üst üste bulunun iki kadın cesedinden birinin, 1 yıldır kayıp olarak aranan 3 çocuk annesi Mihrican Mustafa’ya ait çıktı. İNGİLTERE’nin başkenti Londra’nın doğusunda Canning Town bölgesinde uyuşturucu kullanıcıları tarafından kullanılan bir eve yapılan baskında derin dondurucuda tanınmaz halde iki kadın cesedi bulundu. 29 Nisan ve 1 Mayıs tarihleri arasında cinayetlerle ilgili iki kişi gözaltına alındı.  Polis, cesetlerin kimliklerini tespit edebilmek için kayıp aranıyor listesindeki kişilerin DNA’ları ile dondurucudaki cesetler arasında karşılaştırmalar yaptı. Bu arada kayıp kişilerin ailelerine de verildi. AİLESİ TEŞHİS ETTİ 10 Mayıs 2018’de ortadan kaybolan ve çevresinde ‘ ’, ‘MJ’ ya da ‘Jan’ ismiyle de tanınan 3 çocuk annesi ’nın ailesi, cesedi teşhiş etti. Polisin de kesin otopsi sonuçlarını bir kaç gün içerisinde açıklaması bekleniyor. New Scotland Yard tarafından yapılan açıklamaya göre, cinayet şüphesiyle 29 Nisan’da tutuklanan 50 yaşındaki adam serbest bırakıldı. 1 Mayıs’ta tutuklanan 34 yaşındaki Zarhid Younis ise, ‘ölmüş insan bedenini gömülmekten alıkoymak’ suçlaması ile 29 Mayıs’ta Kingston Kraliyet Mahkemesi’de yargılanacak. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41203537.txt b/Real/41203537.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..772d2dbab03e5953b16a32b80ad5a966d3d6ec05 --- /dev/null +++ b/Real/41203537.txt @@ -0,0 +1 @@ +Trafikte dehşet saçmışlardı... Yakalandılar! 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde araçların arasında makas atarak ilerleyen iki otomobilin görüntüsünün sosyal medya üzerinde yayılması üzerine harekete geçen polis S.Y. ve M.S.U. adlı sürücüleri gözaltına aldı. Sürücülerin kendilerine yakalayan sivil trafik polislerine "Tamirciden çıkmıştık. Eve giderken öylesine yaptık" dedikleri öğrenildi.  Sosyal medya üzerinde yayınlanan görüntülerde; köprüde bir otomobil makas atarak ilerlerken arkasından gelen ve aynı hareketleri yapan başka bir otomobildekilerin de onu görüntülediği görülmüştü. Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından olayla ilgili başlatılan soruşturmada otomobillerin plakasını ardından sürücülerin kimliklerini tespit etti. Yapılan operasyonda iki trafik magandası polis tarafından gözaltına alındı. Şüphelilerin kendilerine yakalayan sivil trafik polislerine "Tamirciden çıkmıştık. Eve gidiyorduk. Öylesine yaptık." dedikleri öğrenildi. Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünde haklarında işlem yapılan sürücülerde S.Y.'ya "Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücülerin; trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde ardı ardına birden fazla şerit değiştirmeleri" suçundan 1002 TL, " Geçmenin yasak olduğu yerlerde önündeki aracı geçmek" gerekçesinden 235 TL ve "Öndeki aracı geçerken geçme kurallarına riayet etmemek" suçundan 235 TL olmak üzere toplam 1472 TL ceza kesildi. Diğer sürücü M.S.U. ya  ise "Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücülerin; trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde ardı ardına birden fazla şerit değiştirmeleri" suçundan 1002 TL, "Geçmenin yasak olduğu yerlerde önündeki aracı geçmek" maddesinden 235 TL, "Öndeki aracı geçerken geçme kurallarına riayet etmemek" suçundan 235 TL ve  "Seyir halinde cep veya araç telefonu ya da benzer haberleşme cihazları kullanmak" gerekçesinden 235 TL olmak üzere, toplamda 1580 TL ceza kesildi. İki sürücünün ehliyetlerine de geçici olarak el konuldu. Araç sürücüleri S.Y. ve M.S.U., Türk Ceza Kanununun 179/2 ( Kara, Deniz Hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, üç (3) aydan iki (2) yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır) maddesi gereği adli işlem yapılmak üzere Arnavutköy Polis Merkezi'ne teslim edildi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41203668.txt b/Real/41203668.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..b09ad6d98957bb0c76011bc63bc2b3cd3ba796c7 --- /dev/null +++ b/Real/41203668.txt @@ -0,0 +1 @@ +Bayern Münih farklı kazandı Almanya Birinci Futbol Ligi'nde (Bundesliga) lider Bayern Münih, sahasında düşme hattında bulunan Hannover 96'yı 3-1 yendi. , 'nın 32. haftasında sahasında Hannover 96 ile karşılaştı. Ev sahibi ekip, ilk yarıyı 27. dakikada Robert Lewandowski ve 40. dakikada Leon Goretzka'nın attığı gollerle 2-0 önde tamamladı. Hannover 96 ikinci yarıda Jonathas'ın 51. dakikada penaltıdan attığı golle skoru 2-1 yaptığı müsabakada Bayern Münih, 84. dakikada Frank Ribery ile bulduğu golle karşılaşmadan 3-1 galip ayrıldı. Jonathas'ın 55. dakikada ikinci sarı karttan kırmızı kart görmesinden dolayı konuk ekip kalan bölümde 10 kişi mücadele etti. Bayern Münih puanını 74'e çıkarırken, Hannover 96 ise 18 puanla 18. ve son sırada kaldı. Günün diğer karşılaşmalarında Hertha Berlin, sahasında milli futbolcu Ozan Kabak'ın formasını giydiği Stuttgart'ı 3-1, Wolfsburg ise Nürnberg'i 2-0 mağlup etti. Borussia Mönchengladbach-Hoffenheim maçı ise 2-2 berabere sonuçlandı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41203734.txt b/Real/41203734.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..5f638e520b5904df76b1792928f30dfcf837428c --- /dev/null +++ b/Real/41203734.txt @@ -0,0 +1 @@ +Bursa'da ilk sahur ne zaman? Bursa ilk iftar saati ve ramazan imsakiyesi 11 ayın sultanı, huzur ve bereket ayı ramazanın başlamasına artık çok kısa bir süre kaldı. Müslümanlar için büyük öneme sahip üç aylardan ramazanın ilk orucu için pazarı pazartesiye bağlayan gece sahura kalkılacak. Bursa'da ikamet eden çok sayıda vatandaş da ilk sahurun ve yapacakları ilk iftarın saatini merak ediyor. Peki, Bursa'da ilk iftar saat kaçta yapılacak? İlk sahur ne zaman? Huzur ve bereket ayı , 5 Mayıs Pazar günü başlayacak. Ramazanın ilk teravih namazı 5 Mayıs Pazar günü kılınacak. Bursa'da ikamet eden pek çok vatandaş da Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından duyurulan bilgilerine göre sahur ve iftar vakitlerini araştırıyor. İşte, 2019 Bursa ramazan imsakiyesi... Bu yıl ramazan ayı, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı kameri ay hesaplamalarına göre, şevval ayının hilali, ramazanın 29'uncu gününün akşamı görüleceği için 29 gün sürecek. On bir ayın sultanı huzur ve bereket ayı ramazanın ilk teravih namazı 5 Mayıs Pazar günü kılınacak. Müslümanlar için büyük öneme sahip üç aylardan ramazan ayının ilk orucu için 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece sahura kalkılacak. Teravih namazı, mukabele, fıtır sadakası ve itikaf gibi ibadetlerin ifa edildiği bu ayda, Kur'an-ı Kerim'de "Bin aydan daha hayırlı" olduğu bildirilen Kadir Gecesi, ramazanın 27'nci gecesine denk gelen 31 Mayıs'ta idrak edilecek. Ramazan ayının ardından 4 Haziran'da ise Müslümanların büyük sevinçle karşıladığı Ramazan Bayramı'na girilecek. Diyanet İşleri Başkanlığınca bu yılki ramazanın ana temasının "Ramazan ve İnfak", fitre bedelinin ise 23 Türk Lirası olduğunu duyurulmuştu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41204073.txt b/Real/41204073.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..801f1b0d689d5c88d8ef43eca7efa0c47fdd1523 --- /dev/null +++ b/Real/41204073.txt @@ -0,0 +1 @@ +Bakan Spahn: ‘Tüm aşılarımı yaptırdım’ Almanya’da kızamık aşısı zorunlu oluyor. Sağlık Bakanı Spahn’ın hazırladığı tasarı yasalaşırsa, çocuklarına aşı yaptırmayan aileye 2 bin 500 Euro ceza kesilecek. Aşı, öğretmen ve eğitmenler için de zorunlu olacak. ’da son dönemde büyük tartışmalara yol açan kızamık aşısıyla ilgili Federal Sağlık Bakanlığı ilk ciddi adımını attı. Son dönemlerde kızamık nedeniyle artan ölümler ve bulaşıcı hastalıkların önüne geçmek için harekete geçen bakanlık, kızamık aşının zorunlu olması için yasa tasarısı hazırladı. Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn’ın (CDU) hazırladığı yasa tasarısına göre aşı sadece çocuklara değil, belli meslek alanlarında çalışanlara da zorunlu olacak. Buna göre öğretmenler, eğitmenler ile birlikte hastane ve doktor muayenelerinde çalışanlar da kızamık aşısını yaptırmak zorunda. Tasarı yasalaşırsa, küçük çocuklarına aşı yaptırmayan velilere 2 bin 500 Euro para cezası kesilecek. Yuvalar olmayan çocukları kabul etmeyecek. Kızamık aşısının zorunlu olmasını savunan Federal Sağlık Bakanı Spahn, şunları söyledi: “Başkasının hayatını ve sağlığını tehlikeye atmaya kimsenin hakkı yok. Ben, tüm önerilen aşıları yaptırdım. Aşılar acıları ve hastalıkları defeder. Aşı defterimi kontrol ettim. Eksik olan difteri ve tetanosu yeni yaptırdım. Partnerimi de daha fazla aşı yapması konusunda ikna etmeye çalışıyorum. Hazırlanan tasarıyla çocukları kızamığa karşı korumayı amaçlıyoruz. Bu nedenle yuvaya ve okullara gidecek tüm çocukların kızamık aşısı olmaları gerekecek. Kim yuvaya ve okula kayıt yaptıracaksa, kızamık aşısı olduğunu ispatlamak durumunda olacak. Yuvaya ve okula kayıtlı olanlar da gelecek yıl 31 Temmuz’a kadar aşı olduğunu belgeleyecek. Tüm aileler, çocuklarının, başkalarının kızamık bulaştırmalarına karşı korunduğundan emin olmalı.” Almanya’da son yıllarda yayılan kızamık hastalığı korkutucu boyutlara ulaştı. Geçen yıl 543 kızamık vakası kayıtlara geçerken bu rakam bu yılın ilk dört ayında 300’ü buldu. 2015’te ise kızamık virüsü taşıyanların sayısı 2 bin 450’yi bulmuştu. Almanya’da 1973’ten beri kızamık aşısı yapılırken, yıkılan Doğu Almanya’da ise kızamık aşısı 1970’te yapılmaya başlanmıştı. Kızamık aşışı küçük çocuklarda iki aşamada yapılıyor. İlki 11 ila 14’üncü aylar arasında, ikinci aşı ise 15 ila 23’üncü aylar arasında yapılıyor. Yetişkinlerde ise kızamık aşısı bir kez yapılıyor. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41204098.txt b/Real/41204098.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..c6b6e1ae612848ad22c1574d47582cbde84d5675 --- /dev/null +++ b/Real/41204098.txt @@ -0,0 +1 @@ +ALES soruları ve cevapları ne zaman yayımlanır? İşte sonuç tarihi Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM) 2019 Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (2019-ALES/1) 5 Mayıs’ta tamamlandı. ALES’te adaylara 50 sayısal 50 sözel olmak üzere toplam 100 soru soruldu ve 150 dakika süre verildi. Sınavın tamamlanması ardından soru- cevap duyurusunun yanı sıra ve sonuç tarihi merak konusu oldu. Peki, ALES soruları ve cevapları ne zaman yayımlanır, sonuç tarihi belli oldu mu? soruları ve cevaplarının önümüzdeki bir hafta içerisinde adaylarla paylaşılması bekleniyor. ÖSYM, 2018-2019 sınav takvimiyle ALES’in bu yılki sınav ve sonuç tarihlerini duyurdu. Buna göre, 5 Mayıs tarihli ALES sonuçları 30 Mayıs 2019 tarihinde açıklanacak. Adaylar sınav sonuçlarına ÖSYM'nin https://sonuc.osym.gov.tr internet adresi üzerinden erişim sağlayabilecek. Yükseköğretim kurumlarında öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlisi, uzman, çevirici ve eğitim öğretim planlamacısı kadrolarına yapılacak atamalarda, lisansüstü eğitime girişte, yurt dışına lisansüstü eğitim için gönderilecek adayların seçiminde, teknik öğretmenler için mühendislik tamamlama programlarında ALES puanları geçerlilik süresi içinde kullanabilecek. ALES puanları, sonuçların açıklandığı tarihten itibaren 5 yıl süreyle geçerli olacak. Yükseköğretim kurumlarında öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlisi, uzman, çevirici ve eğitim öğretim planlamacısı kadrolarına yapılacak atamalarda, lisansüstü eğitime girişte, yurt dışına lisansüstü eğitim için gönderilecek adayların seçiminde, teknik öğretmenler için mühendislik tamamlama programlarında ALES puanları geçerlilik süresi içinde kullanabilecek. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41204107.txt b/Real/41204107.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..984820e931276abe186a5ea080d726ec52001e17 --- /dev/null +++ b/Real/41204107.txt @@ -0,0 +1 @@ +Galatasaray 2-0 Beşiktaş Şampiyonluk mücadelesi veren Galatasaray, dev derbide ağırladığı Beşiktaş'ı 2-0 mağlup ederek averaj üstünlüğüyle Medipol Başakşehir'in önünde liderliğe yükseldi. Sarı kırmızılılar, Süper Lig'de 21 hafta sonra zirveye yükseldi. Toto Süper Lig'in 31. haftasında şampiyonluk mücadelesi veren Galatasaray ve Beşiktaş'ın maçında, gülen taraf 2-0'la sarı kırmızılılar oldu.  Türk Telekom Stadı'nda oynanan maçta Galatasaray'ın ilk golü, 44'te Onyekuru'nun ayağından geldi: 1-0. İki takımda gol için yüklenirken, ağları sarsan taraf yine Galatasaray oldu. Müsabakanın 54. dakikasında Fernando ile fileleri bir kez daha havalandıran Cimbom, farkı ikiye çıkardı: 2-0 Kalan bölümlerde başka gol sesi çıkmazken, Galatasaray, şampiyonluk yolunda çok önemli bir 3 puanı hanesine yazdırdı ve averaj farkıyla liderliğe yükseldi.  Medipol Başakşehir'in önünde averajla zirveye yerleşen Galatasaray, 63 puana yükseldi. Siyah beyazlılar ise 59 puanda kalarak 3. sırada yer aldı.  Sarı kırmızılılar, Süper Lig'in 32. haftasında zorlu maçta Çaykur Rizespor'un konuğu olacak. Beşiktaş ise Aytemiz Alanyaspor'u ağırlayacak. 11. dakikada Galatasaray savunmasında paslaşmalar sonrasında top ceza sahası içindeki Fernando'da kaldı. Brezilyalı futbolcu meşin yuvarlağı uzaklaştıramayınca baskı yapan Hutchinson topu kaptı. Ancak zamanında kalesini terk eden Muslera yatarak meşin yuvarlağın sahibi oldu.  23. dakikada soldan gelişen Galatasaray atağında Nagatomo'nun içeri çevirdiği topa altıpas gerisinde Feghouli çok sert vurdu, meşin yuvarlak savunmadaki Caner Erkin'den döndü.  34. dakikada ev sahibi ekip gole çok yaklaştı. Hızlı gelişen sarı-kırmızılı takım atağında Feghouli'nin pasıyla savunma arkasına sarkan Onyekuru, soldan ceza sahasına girdi. Vida'dan sıyrılan Nijeryalı futbolcunun karşı karşıya vuruşunda kaleci Karius'un müdahale ettiği meşin yuvarlak kornere çıktı.  36. dakikada Marcao'nun uzun pasında sol kanatta topla buluşan Onyekuru, ceza sahasının köşesinde şutunu çekti. Kaleci Karius, soluna gelen topu önledi. Altıpasa düşen meşin yuvarlak bir Beşiktaşlı futbolcuya çarptıktan sonra Karius'ta kaldı.  38. dakikada Belhanda sağdan kullandığı serbest vuruşta meşin yuvarlağı ceza sahasına gönderdi. Altıpas gerisinde arka direkte yükselen Donk'un kafayla vurduğu top üstten auta gitti.  44. dakikada Galatasaray müsabakada öne geçti. Ev sahibi ekip yarı alanında olan taçta siyah-beyazlı futbolcular atışı kendilerinin kullanacağını düşünerek bir anda duraksadı. Diagne'nin kullandığı atışla hızlı çıkan Galatasaray'da Feghouli, pasını Fernando'ya attı. Ceza sahası yayı içinde kaleci Karius ile karşı karşıya kalan Brezilyalı futbolcu meşin yuvarlağı sağından gelen Onyekuru'ya aktardı. Nijeryalı oyuncu, uygun durumda topu ağlara gönderdi: 1-0  Mücadelenin ilk yarısını Galatasaray 1-0 önde tamamladı.  Spor Toto Süper Lig'in 31. haftasındaki derbide Beşiktaş'ı konuk eden Galatasaray, son maçına göre kadroda tek değişiklikle sahaya çıktı.  Sarı-kırmızılı takımın teknik direktörü Fatih Terim, Süper Lig'de geçen hafta Atiker Konyaspor ile oynadıkları maçta ilk 11'de görev alan Badou Ndiaye'yi derbinin kadrosuna almadı. Bu futbolcunun yerine Beşiktaş karşısında, sakatlığı geçen Marcao forma giydi.  Galatasaray maça Fernando Muslera, Mariano Filho, Marcao, Christian Luyindama, Yuto Nagatomo, Ryan Donk, Fernando Reges, Sofiane Feghouli, Younes Belhanda, Henry Onyekuru ve Mbaye Diagne ile başladı.  Galatasaray'da Kostas Mitroglou, Badou Ndiaye ve Sinan Gümüş derbi maçın kadrosunda bulunmadı.  Sarı-kırmızılı takımda Mitroglou sakatlığı, Ndiaye ise yabancı oyuncu sınırlaması nedeniyle kadroda yer almadı.  Teknik direktör Fatih Terim, Sinan Gümüş'ü de derbinin kadrosunda tercih etmedi.  Galatasaray'ın yedek kulübesinde İsmail Çipe, Ahmet Çalık, Selçuk İnan, Martin Linnes, Ömer Bayram, Emre Akbaba, Semih Kaya, Emre Taşdemir, Yunus Akgün ve Muğdat Çelik oturdu.  Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu da derbi maçı statta takip etti.  Bakan Kasapoğlu, karşılaşmayı Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz ve Beşiktaş Kulübü Genel Sekreteri Ahmet Ürkmezgil ile protokol tribününde izledi.  Galatasaray ve Beşiktaş'ta forma giyen Japon futbolcular Yuto Nagatomo ile Shinji Kagawa ilk kez birbirlerine rakip oldu.  Nagatomo sarı-kırmızılı forma altında maça ilk 11'de başlarken, Kagawa ise siyah-beyazlı takımın yedekleri arasında yer aldı.  Bu arada her iki takımın kadrosunda Japon oyuncular bulunması nedeniyle, Japon futbolseverler de maçı statta takip etti.  Galatasaraylı taraftarlar, derbi karşılaşmasına yoğun ilgi gösterdi.  Türk Telekom Stadı'nın tribünlerini tamamen dolduran sarı-kırmızılı taraftarlar, yaptıkları tezahüratlarla takımlarına destek verdi.  Galatasaray-Beşiktaş derbisine medya mensuplarının ilgisi yüksek oldu.  Karşılaşmayı, muhabir, foto muhabiri, radyo yayıncısı ve yazar olarak toplam 270 kişinin takip ettiği açıklanırken, bunun 22'sinin yabancı olduğu aktarıldı.  Müsabakayı Japonya'dan 11 gazetecinin takip ettiği bildirildi.  Karşılaşmada, kazasında hayatını kaybeden Aytemiz Alanyaspor'un Çek futbolcusu Josef Sural anıldı.  Müsabaka öncesinde Josef Sural için bir dakikalık saygı duruşunda bulunulurken, sarı-kırmızılı taraftarlar da üzerinde "Başın sağ olsun Alanyaspor" ve "Josef Sural" yazılarının yer aldığı pankart açtı.  Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, Spor Toto Süper Lig'in 31. haftasındaki Galatasaray derbisinde geçen haftaya göre tek değişiklik yaptı.  Güneş, ligin 30. haftasında MKE Ankaragücü karşısında ilk 11'de görevlendirdiği Güven Yalçın'ı derbi mücadelesinde yedek soyundurdu. Beşiktaş'ta bu oyuncunun yerine Galatasaray maçında ilk 11'de Necip Uysal şans buldu.  İlk 11'de son olarak 25. haftadaki Atiker Konyaspor maçında oynayan Necip Uysal, 5 karşılaşma sonra aynı şansı yakaladı.  Necip'in ilk 11'de oynamasıyla Şenol Güneş, saha dizilişinde bazı değişikliklere gitti. Caner Erkin sol bekte oynarken, savunmanın önünde Atiba Hutchinson'ın yanında Necip Uysal görev aldı.  Daha önceki maçlarda savunmaya dönük oynayan Dorukhan Toköz orta sahada yer aldı. Hücuma dönük takımına katkı vermeye çalışan Adem Ljajic ise orta sahanın solun çekildi.  Derbi maçta yedekler arasında yer alan Enzo Roco, 6 maç sonra kadroya dahil edildi.  Ligin 24. haftasındaki İstikbal Mobilya Kayserispor ile oynanan maça yedek başlayan ve sonradan oyuna giren Roco, sonraki 6 karşılaşmada kadroda kendisine yer bulamamıştı.  Beşiktaş'ta ayrıca Utku Yuvakuran, Adriano Correia, Ricardo Quaresma, Oğuzhan Özyakup, Mustafa Pektemek, Muhayer Oktay, Shinji Kagawa ile Cyle Larin yedek soyundu.  Siyah-beyazlı takımın golcü oyuncusu Galatasaray karşısında görev alarak kariyerinde 300. Süper Lig mücadelesine çıktı.  Süper Lig kariyerine Beşiktaş forması giyerek başlayan ve farklı sezonlarda Galatasaray, Trabzonspor, Fenerbahçe, Eskişehirspor ile Manisaspor'da da görev alan Burak, derbi maç öncesi çıktığı 299 lig maçında fileleri 175 kez havalandırdı.  Derbi maçta ilk 11'de şans bulan Necip Uysal ise 300. resmi maçında görev aldı. Siyah-beyazlı takımın altyapısından çıkan ve kariyerinin tamamını Beşiktaş'ta geçiren Necip, ligde 206 maç oynarken, Türkiye Kupası'nda 34, Süper Kupa'da 1 ve Avrupa kupalarında 58 karşılaşmada forma giydi.  Beşiktaş'ın teknik heyetini ve oyuncuları, BJK Nevzat Demir Tesisleri'nde taraftarlar uğurladı.  Siyah-beyazlı taraftarlar, tezahüratlarla ve meşalelerle takımlarına destek verdi.  Taraftarlar ayrıca derbi maçta kendilerine ayrılan bölümü tamamen doldurdu.  Beşiktaş'ı derbide yöneticiler Ahmet Ürkmezgil, Hüseyin Mican, Hüseyin Yücel, Hakan Özköse, Cihat Kumuşoğlu ve Melih Aydoğdu temsil etti. Siyah-beyazlı yönetici Şafak Mahmutyazıcıoğlu ise karşılaşmayı taraftarların bulunduğu tribünden takip etti.  Siyah-beyazlı oyuncular sahaya "Öncelik hayatın, öncelik yayanın" yazılı pankartla çıktı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41204264.txt b/Real/41204264.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..809263c411be7aab4418e55cacf5fc386654541e --- /dev/null +++ b/Real/41204264.txt @@ -0,0 +1 @@ +Diş kanaması ve diş yarasından çıkan kanın tükürük ile yutulması orucu bozar mı? Her ramazan öncesi olduğu gibi bu yıl da orucu bozan durumlara yönelik araştırmalar başladı, en çok merak edilen konulardan biri de diş kanaması oldu. Diş eti kanamalarının orucu etkileyip etkilemediğini merak eden vatandaşlar, internet üzerinden araştırma yapıyor. Peki, diş kanaması ve diş yarasından çıkan kanın tükürük ile yutulması orucu bozar mı? orucu bozmaz. Ancak çıkan kan, karıştığı tükürüğe eşit veya daha fazla olursa yutulması hâlinde oruç bozulur ve kaza edilmesi gerekir. Daha az miktarda olan kan ise dikkate alınmaz (Haddâd, el-Cevhera, I, 173). Orucun temel unsuru, yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak, nefsi bunlardan mahrum bırakmak olduğu için, oruçlu iken bunlar ve bu anlama gelecek davranışlar orucu bozar. ve içmek, yenilip içilmesi mûtat olan her şeyi kapsamı içine alır. Sigara, nargile gibi keyif veren tütün kökenli dumanlı maddeler ile uyuşturucular ve tiryakilik gereği alınan tüm maddeler oruç yasakları kapsamına girer (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 386-387). Her ne sebeple olursa olsun, ağızdan alınan ilaçlar da aynı hükme tabidir. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41204265.txt b/Real/41204265.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..6ff14b93a30b69cc569213240ca33131966a8f35 --- /dev/null +++ b/Real/41204265.txt @@ -0,0 +1 @@ +İzmir'de fırtınadan dolayı vapur seferleri iptal edildi İzmir'de etkili olan fırtınadan dolayı vapur seferleri iptal edildi. Şiddetli fırtına nedeniyle ağaçlar devrildi. Konak'ta devrilen ağaç aracın üzerine düştü. 2'nci Bölge Müdürlüğü'nün uyarısını yaptığı şiddetli , kentte öğle saatlerinden itibaren etkili oldu. Fırtına nedeniyle Büyükşehir Belediyesi İZDENİZ şirketi, vapur seferlerini iptal etti. Sefer iptallerinden haberi olmayan yolcular, güvenlik görevlilerince bilgilendirildi. Yolcular, alternatif ulaşım araçlarına yönlendirildi. Fırtına nedeniyle Konak ilçesi Vali Kazım Dirik Mahallesi'nde de ağaç devrildi. Devrilen ağaç, iş yerinin tentenelerine zarar vererek, aracın üzerine düştü. O sırada kaldırımda herhangi birinin bulunmaması, olası bir can kaybını veya yaralanmayı önledi. Konak Meydanı'nda İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kurulan stantlar da rüzgarın etkisiyle devrildi. Fırtına zaman zaman, şiddetini yitirdi. Meteoroloji Bölge Müdürlüğü, şiddetli fırtınanın pazartesi gece saatlerine kadar etkisini göstereceğini duyurdu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41204488.txt b/Real/41204488.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..f5bc7d554d746ab8a8af915615c0c245224ba5a5 --- /dev/null +++ b/Real/41204488.txt @@ -0,0 +1 @@ +Caner Erkin tepkili! "Gözleriniz varsa görürsünüz" Spor Toto Süper Lig'i 31. haftasında oynanan ve Galatasaray'ın 2-0 üstünlüğü ile sonuçlanan maçta hakemin taç kararı sebebiyle çılgına dönen Beşiktaşlı futbolcu Caner Erkin, müsabakanın ardından tepkisini dile getirdi. Maçın ardından gazetecilerin olduğu bölüme doğru seslenen Caner, taç pozisyonu için, "Bak, izle görürsün. Gözleriniz varsa görürsünüz." dedi. Galatasaray'ın Onyekuru ile attığı ilk golde taç sarı kırmızılılar lehine verilmiş, Caner ve takım arkadaşları da hakeme itirazda bulunmuştu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41204502.txt b/Real/41204502.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..21e3947f19689074a7f09c6ecca56d3e81a15138 --- /dev/null +++ b/Real/41204502.txt @@ -0,0 +1 @@ +Yıldız isimden sitemkar açıklama! Beşiktaş'ın Portekizlı yıldızı Ricardo Quaresma, kaybettikleri ve tartışmalı pozisyonların olduğu Galatasaray maçının ardından konuştu. Futbolda bazı şeylerin değişmesi gerektiğini belirten , "Sezon bitmedi, hala devam ediyor. Hala maçlar var, rakiplerimiz birbirleriyle oynayacak, muhakkak puan kaybedeceklerdir. Tam söylemek istediğimi söylesem, Federasyon bana ciddi bir ceza uygulayabilir. Sakatlığım geçti diyebilirim, beni şu anda düşünmüyorum. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım bugün. Ayağım beni düşündürmüyor, beni başka bir şey düşündürüyor, umarım Türkiye'de bazı şeyler değişebilir." diye konuştu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41205345.txt b/Real/41205345.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..4f18a47cae9acf3bb282b2c86a244ff118bece25 --- /dev/null +++ b/Real/41205345.txt @@ -0,0 +1 @@ +Ünlü futbolculardan ramazan mesajı Futbol dünyasının ünlü isimlerinden ramazan ayı mesajları... Paul Pogba, Muhammed gibi Avrupa'nın önde gelen kulüplerinde forma giyen futbolcular, sosyal medyadan ayını kutladı. Manchester United'ın Fransız futbolcusu Paul Pogba, Instagram hesabından "Ramazan mübarek olsun." notuyla bir fotoğraf paylaştı. Liverpool'un Mısırlı oyuncusu Muhammed Salah, Twitter hesabına, "Mübarek ramazan için en iyi dileklerimle..." yazdı. Arsenal'de forma giyen Türk asıllı Alman futbolcu Mesut Özil, "Umarım hepiniz için hayır dolu bir ay olur. Hayırlı ramazanlar.", bir dönem Galatasaray forması giyen Alman Lukas Podolski ise "Başta Müslüman arkadaşlarım olmak üzere dünyadaki tüm Müslümanlara hayırlı bir ramazan ayı dilerim." ifadelerini kullandı. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41205422.txt b/Real/41205422.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..bd6917758fe954a30b3397f26c5204619425bb88 --- /dev/null +++ b/Real/41205422.txt @@ -0,0 +1 @@ +İstihdamda kıyamet senaryoları gerçek dışı Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), ‘2019 İstihdam Görünümü’ raporunu yayımladı. Buna göre bazı araştırmalarda belirtildiği gibi işgücünün yarısının işsiz kalacağı kıyamet senaryolarının gerçekleşme ihtimali çok zayıf. Ancak, ortalamada mevcut mesleklerin yüzde 14’ü ciddi risk altında. Türkiye’de ise bu oran yüzde 16.4. Yeni teknolojilerin ortaya çıkışı, küreselleşme gibi değişimi tetikleyen etkenlerin istihdama çok olumlu katkıları bulunuyor. Yeni iş fırsatları yaratılıyor, mevcut işlerin kalitesi yükseliyor. Büyük veri yöneticisi, mühendisi, sosyal medya yöneticisi, drone operatörü gibi daha önce olmayan meslekler ortaya çıkıyor ve şu an adı bile olmayan yeni meslekler çıkmaya devam ediyor. İnsanlar artık tehlikeli ve rutin işleri robotlara bırakırken kendileri daha nitelikli işlerde çalışabiliyor. Bunun yanında, çalışanlar istedikleri zaman istedikleri yerden ve daha iyi koşullarda çalışma fırsatlarına sahip olabiliyor. Ayrıca, kadınlar, engelli bireyler gibi eskiden kendilerine iş dünyasında çok daha az yer bulabilen gruplar artık bu iş fırsatlarından daha fazla yararlanabiliyor. Ancak, tüm bu olumlu etkilerin yanında herkesin aklını kurcalayan korku devam ediyor. Bu korku, iş dünyasında yaşanan bu değişim nedeniyle mevcut çalışanların işini kaybedip kaybetmeyeceği. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü ( ) tarafından yayınlanan ‘2019 İstihdam Görünümü’ raporuna göre mevcut global işgücünün neredeyse yarısının işini kaybedeceği yönündeki kıyamet senaryolarının gerçeğe dönüşmesi pek olası değil. Ancak, yine de risklerin var olduğu bir gerçek. OECD’ye göre mevcut mesleklerin ortalama yüzde 14’ü otomasyon nedeniyle yok olma riski altında. Mesleklerin yüzde 31,6’sının ise ciddi bir değişime uğraması bekleniyor. Türkiye özelinde bakıldığında mesleklerin yüzde 16,4’ü ciddi risk altındayken yüzde 43,1’inin önemli oranda değişime uğrayacağı öngörülüyor. Bu oranları endüstriyel robot satışı rakamları ile de desteklemek mümkün. Öyle ki, dünya çapında satılan endüstriyel robot sayısı 2004 itibariyle 100 binin altındayken bu oran 2017 itibariyle 400 bine yaklaşmış. 2021 itibariyle öngörülen satış rakamı ise 600 binin üzerinde. İmalat gibi rutin işlerin büyük bölümünün otomasyona bırakılacağı alanlarda iş yapış şekilleri hızla değişiyor, meslekler yok oluyor. Ancak, raporda istihdam rakamlarının dijitalleşme ve küreselleşme nedeniyle ciddi oranda azalacağı ihtimalinin düşük olduğu vurgulanıyor. Çünkü, dönüşümün yarattığı yeni iş fırsatları oranı, yok ettiğinden daha fazla. OECD’nin çalışmalarına göre 2005-2016 arasında ortaya çıkan yeni iş fırsatlarının yüzde 40’ı dijitalleşmenin yoğun olduğu sektörlerde oluşmuş. Raporda bu verilere bağlı olarak şöyle bir mesaj veriliyor, “İşin geleceğinin ne yönde şekilleneceğinde ülkelerin alacakları politik kararların çok büyük bir etkisi olacak. Günümüzde işgücü piyasası zaten bir dönüşüm içine girmiş durumda. Eğer, doğru politikalar izlenirse dijitalleşmenin getirdiği fırsatlardan çok daha iyi yararlanılır, riskler azaltılır.” Teknolojik gelişmelerle birlikte çalışanlarda olması beklenen yetkinlikler de değişiyor. Mevcut işgücünün sahip olduğu beceriler artık yetmemeye başlıyor. Bunun yanında insan ömrünün uzamasıyla birlikte emeklilik sistemlerinde değişikliğe gidileceği ve iş hayatının uzayacağı öngörülüyor. Bu durum yetişkin eğitimi konusunu daha da önemli bir hale getiriyor. Çünkü, yetişkinlerin kendilerini sürekli değişen iş hayatına adapta edebilmeleri için becerilerini güncellemeleri gerekiyor. OECD raporuna göre kalifiye olmayan personel, 55-64 yaş aralığındaki çalışanlar, mevcut işi otomasyon riski altında olan işçiler, yarı zamanlı veya kendi hesabına çalışanlar ihtiyaç duydukları eğitim olanaklarından diğerlerine göre çok daha az yararlanabiliyor. Bunun nedenleri arasında eğitimin kalitesinin düşük olması ya da işverenden yeterince destek görmemeleri de var, çalışanların eğitim almak istememesi de. Eğitim alma istekliliği ise kişinin karakteri, ailesi, mesleği ve çalışılan şirketin kültürü gibi pek çok durumdan etkileniyor. Bir eğitime katılma isteği olup da katılmayanların en çok sorun yaşadıkları konu zaman bulabilmek. Ancak zaman bulamamanın da farklı nedenleri var. Örneğin, Türkiye’deki çalışanlar eğitime vakit ayıramama nedeni olarak ailelerine daha fazla zaman ayırmak zorunda kalmalarını göstermişler. Güney Kore çalışanları iş yükü dolayısıyla vakit bulamadıklarını belirtmişler. Fransa, Yunanistan, Estonya’daki çalışanlar ise finansal durumları gerekçe göstermişler. Ayrıca rapordaki verilere göre çalışanlarına eğitim veren şirketlerin sadece yarısı çalışanlarının en az yüzde 50’sine eğitim verdiklerini belirtmiş. Bu veri, şirketler tarafından verilen eğitimlerin en dezavantajlı çalışanlara ulaşıp ulaşmadığına dair kuşku doğuruyor. OECD ülkeleri arasında çalışanların eğitime katılımının en düşük olduğu sektörler yüzde 30 ile tarım, konaklama ve yiyecek olarak belirlenmiş. Katılımın en fazla olduğu sektörler ise yüzde 70 ile finans ve sigorta, eğitim ve elektik tedarik alanları. Türkiye’de özellikle gençlerin iş bulmada yaşadığı zorlukları anlatan haberlerde üniversite mezunu olup da iş bulamayan kişilerin inşaatlarda çalıştığına dair örnekler sıklıkla kullanılır. İşte kişilerin aldıkları eğitim ve becerileriyle orantılı olmayan, daha düşük seviyede yetkinlik gerektiren işlerde çalışmak zorunda kalmaları raporda vurgulanan önemli konulardan biri. OECD’ye göre 2017 itibariyle ortalamada yarı zamanlı çalışan işgücünün üçte biri ya aldıkları eğitim ve becerilerinin altında bir işte çalışıyor ya da tam zamanlı çalışmak istemelerine rağmen sadece yarı zamanlı iş bulabiliyorlar. Bu oran Türkiye’de yüzde 2 ile OECD ortalamasının altındayken İspanya, İtalya gibi ülkelerde yüzde 10’lara ulaşıyor. Raporda bunun en büyük nedeni olarak geçmiş yıllarda yaşanan ekonomik krizler gösterilse de dikkat çekilen bir diğer durum daha var. O da bu krizlerden kurtulup ekonomisini düzelten ülkelerde insanların halen yeteneklerinin altında işlerde çalışmaya devam etmesi. OECD’ye göre bunun bir nedeni büyüyen hizmet sektörü. Özellikle yeme içme sektöründe işverenlerin yarı zamanlı çalışma sistemini tercih etmeleri, bu sektörde çalışanları istemeseler de işverenlerin bu kararına uymak zorunda bırakıyor. OECD verilerine göre, - Dünya nüfusu yaşlanıyor, 65 yaş üstü olan insanların sayısı giderek artıyor. 1980’de her yüz kişiden 20’si 65 yaş üstüyken 2015’te bu sayı 28’e çıkmış. 2050’ye gelindiğinde ise 53’e ulaşacağı öngörülüyor. - Her 10 işçiden 6’sının bilgisayar ya da temel bilgi teknolojileri deneyimi bulunmuyor. - Her 7 işçiden biri hiçbir kuruma bağlı olmadan kendi hesabına çalışıyor. Her 9 işçiden birinin ise bir kurumla geçici sözleşmesi bulunuyor. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41205423.txt b/Real/41205423.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..91bfc4df660e857a94e08ab05775183d2e22039a --- /dev/null +++ b/Real/41205423.txt @@ -0,0 +1 @@ +Şanlıurfa'da iftar saat kaçta? Urfa iftar saatleri Şanlıurfa iftar saatleri, bölgede ikamet eden ve ibadetlerini yerine getirmek isteyen binlerce kişinin araştırdığı konu olmaya başladı. Şanlıurfa'da iftar vakti bilgisine göre hareket edecek olan vatandaşlar, buna göre hazırlıklarını tamamlayacak. Peki, İstanbul'da iftar saat kaçta gerçekleşecek? İşte, o konu hakkında detaylı bilgiler 'da , birçok vatandaşın gündeminde yer almaya devam ediyor. Bölgelerinde akşam ezanının okunacağı saati merak eden birçok vatandaş, internet üzerinden detayları sorgulamaya başladı. İşte, 2019 imsakiye bilgileri doğrultusunda ve detaylı bilgiler Şanlıurfa'da ilk iftar, 19.25'de gerçekleşecek. İşte, Şanlıurfa için ilk 5 güne dair iftar saatleri; Şanlıurfa’da Ramazan ayının maneviyatını yaşatacak programlar düzenleyecek olan Büyükşehir Belediyesi, kuracağı kardeşlik sofraları ile vatandaşları aynı çatı altında buluşturacak. Ramazan ayının her anlamda maneviyatını hissettirdiği Şanlıurfa'da, büyükşehir belediyesi etkinlik takvimini belirledi. İlahi dinletilerin ağırlıkta olduğu programlarda iftar buluşmaları, ikram ve mevlid programları da takvim içerisinde yer alıyor. Büyükşehir Belediyesi, Ramazan ayının ilk iftar programını Şehit ve Gazi yakınlarına ayırdı. Taş Saray'da düzenlenecek iftar programında Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül ile büyükşehir yönetim kadrosu da iftara katılarak şehit ve gazi yakınları ile bir kez daha buluşacak. Ramazan ayına özel etkinliklerine devam edecek olan Büyükşehir Belediyesi, Rabia Meydanı ağırlıklı programlarında özellikle 'Tencereni ve Seccadeni Al da Gel' sloganıyla her kesimden Şanlıurfalıyı aynı sofrada buluşturacak. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41205580.txt b/Real/41205580.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..416870379898af3d4aa04f2914c85dc14c91a2d8 --- /dev/null +++ b/Real/41205580.txt @@ -0,0 +1 @@ +Leke'nin 5. bölüm fragmanı yayınlandı mı? Son bölümde neler oldu? Kanal D ekranlarında yayınlanan ve ilgiyle takip edilen Leke dizisi, 7 Mayıs tarihinde izleyici ile buluştu. Leke'nin 4. bölümünde Cem'in Yasemin'e yapacağı sürpriz damga vurdu. Peki, Leke'nin 5. bölüm fragmanı yayınlandı mı? Son bölümde başka neler oldu? İşte, Leke'nin 4. bölümünde yaşananlar ve yeni bölüm fragmanına ilişkin merak edilen bazı bilgiler. Cem Yenilmez, Yasemin Adıvar, Birkan Atılgan, Serpil Zengin gibi oyuncuların yer aldığı, 'nin ilgiyle takip edilen dizisi 4. bölümü ile izleyici karşısına çıktı. Leke'nin 7 Mayıs tarihinde yayınlanan yeni bölümünde yine heyecanlı anlar yaşandı.Peki, Leke dizinin 5. bölüm fragmanları yayınlandı mı? İşte, Leke'nin 4. bölümünde yaşananlar... Cem, Yasemin'i kulübe davet eder ona bir sürprizi vardır. Aynı kulübe gelen Arda, Yasemin'i tekne baskını gecesinden tanıdığını hatırlar.Arda, Cem’e Yasemin’i tanıdığını söyleyecek mi? Şirin'in dayak yemiş halini gören Yasemin çok üzülür fakat ona yardım edemeden Şirin ortadan kaybolur. Yasemin her şeyden habersiz Birkan'ı, Şirin'i bulması için arar. Yasemin Şirin’e ulaşabilecek mi? Hakan Müdür, Birkan'dan Yasemin'in ifadesini ister. Yasemin'e takıntısı gittikçe artan Birkan, Serpil'i de devreye sokarak akıl almaz bir plan yapar. Birkan’ın planı Yasemin’i kurtarabilecek mi? Cem, Yasemin ve Murat'ı Ekber'e kahvaltıya götürür. Kahvaltı çıkışında Mehmet, Cem ve Yasemin'i bir arada gördüğüne inanamaz. Mehmet öğrendiği bu gerçekle ne yapacak? Murat, çocuk yetiştirme yurdundan, sevgi evine nakil olur. Nevin'den ayrılan Murat, kendisini yapayalnız hisseder. Cem; Murat'a çok üzülen Yasemin' e ameliyat için yardım etmek istediğini söyler. Yasemin bu teklifi kabul edecek mi? Ceo yarışında Cem'i egale etmek isteyen Mehmet, Yasemin'i de kullanarak bir oyun kurar. Yasemin, Cem'den habersiz toplantı için gittiği otelde Her Fischer'la yalnız kalır. Yasemin’i bekleyen tehlike nedir? \ No newline at end of file diff --git a/Real/41205620.txt b/Real/41205620.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..8fd9706f6d41220f97166d3559b3236989db1824 --- /dev/null +++ b/Real/41205620.txt @@ -0,0 +1 @@ +İstanbul'da sahur saat kaçta? İşte İstanbul sahur saatleri ve 2019 Ramazan İmsakiyesi İstanbul'da ikamet eden vatandaşlar, İstanbul sahur saatleri ile ilgili bilgileri öğrenmek için internet üzerinden araştırmaya başladı. Diyanet İşleri Başkanlığı, il il sahur saatlerini ve 2019 Ramazan İmsakiyesiyle ilgili detayları resmi internet sayfasında paylaşmıştı. Peki, İstanbul'da sahur saat kaçta? İşte, İstanbul sahur saati ve Ramazan İmsakiyesi ile ilgili bilgiler. İstanbul , İstanbul'da yaşayan vatandaşlar tarafından en fazla araştırılan konulardan birini oluşturuyor. İstanbullu vatandaşlar, Diyanet'in yayımladığı bilgilere göre, İstanbul sahur saatleriyle ilgili detaylara ulaşmak istiyor. Peki, İstanbul'da sahur saat kaçta yapılacak? İşte,  İmsakiyesi ve İstanbul iftar, sahur vakitleri...   Sultanahmet Meydanı'nda Ramazan ayının ilk iftarında binlerce kişi bir araya geldi. Top atışıyla duyurulan iftar vaktinin ardından binlerce İstanbullu sokak iftarında kendileri için hazırlanan yemekleri yiyerek ilk iftarı birlikte yaptı. Sultanahmet Meydanında her yıl geleneksel olarak düzenlenen iftar yemeği için binlerce kişi akşam saatlerinde bir araya geldi. İftar için masalara oturan İstanbullular saatlerce iftar vaktinin gelmesini bekledi. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve Fatih Belediye Başkanı M.Ergin Turan tarafından ateşlenen topla duyurulurken, 17 bin kişi aynı anda iftar açtı. Sultahahmet bölgesinde bulunan turistlerde iftar programına ilgi gösterirken sık sık kamera ve fotoğraf çektiler. Niyet etmek orucun şartlarındandır. Niyetsiz oruç sahih değildir. Kalben niyet etmek yeterli ise de niyeti dil ile ifade etmek menduptur. Oruç için sahura kalkılması da niyet sayılır. Ramazan orucu, belli günlerde tutulmak üzere adanan oruçlar ile nafile oruçlar için niyet etme vakti, güneşin batması ile ertesi gün tepe noktasına gelmesi öncesine kadarki süredir Ancak imsaktan sonra yapılacak niyetin geçerli olması için bu vakitten itibaren bir şey yenilip içilmemiş, oruca aykırı bir iş yapılmamış olması gerekir. Aksi takdirde gündüz niyet caiz olmaz (Kâsânî, Bedâî’, II, 85). Bu oruçlar için, “yarınki orucu tutmaya” şeklinde mutlak niyet yeterlidir. Bununla birlikte geceden niyet edilmesi ve “yarınki Ramazan orucuna” şeklinde orucun belirlenmesi daha faziletlidir. Ramazanın her günü için ayrı niyet edilmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 397, 400). Kaza, keffaret ve bir zamana bağlı olmaksızın adanan oruçlar için gün batımından itibaren en geç imsak vaktine kadar niyet edilmiş olmalıdır. Bu tür oruçlara niyet edilirken, “falanca kaza, keffaret veya adak orucuna” şeklinde belirtilmesi gerekir. Şafiî mezhebine göre ise nafile dışındaki tüm oruçlara geceden niyet edilmelidir. İmsak vaktine kadar niyet edilmemişse o günün orucu geçerli olmaz. Nafile oruçlara ise güneş tepe noktasına gelmeden öncesine kadar niyet edilebilir (Şirâzî, el-Mühezzeb, I, 331-332). \ No newline at end of file diff --git a/Real/41205634.txt b/Real/41205634.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..f1b5b343fe35b92dd6f2767f2ac5f3098d4000ee --- /dev/null +++ b/Real/41205634.txt @@ -0,0 +1 @@ +Son dakika... MHP'den ilk açıklama  MHP Başkanlık Divanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenme kararıyla ilgili, "MHP; Yüksek Seçim Kurulunun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesine ilişkin kararını saygı ile karşılamaktadır. Ülkemizin yararına olduğunu düşündüğümüz bu kararın ter türlü tartışmaya son vermesi memnuniyet vericidir." ifadelerini kullandı. 'den yapılan yazılı açıklamada, Başkanlık Divanının saat 20.45 itibarıyla yaptığı toplantıda Yüksek Kurulunun ( ) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesine ilişkin verdiği kararı değerlendirdiği bildirildi. YSK'nin gerekçeli kararına müteakip geniş kapsamlı değerlendirmenin yapılacağı belirtilen açıklamada, şöyle denildi: "MHP; Yüksek Seçim Kurulunun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesine ilişkin kararını saygı ile karşılamaktadır. Ülkemizin yararına olduğunu düşündüğümüz bu kararın ter türlü tartışmaya son vermesi memnuniyet vericidir."   YSK'nin seçimi yenileme kararı gereğince İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının mazbatasının geri alınacağından mazbata tartışmasının da ortadan kalkacağının vurgulandığı açıklamada, şunlar kaydedildi: "Seçimin yenilenmesi kararı ve mazbatanın geri alınması ile birlikte, belediye hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için 23 Haziran'da yapılacak seçimin sonuçlanmasına kadar ilgili mevzuat uyarınca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının belirlenmesi gerekecektir. YSK kararına, toplumun her kesiminin saygılı olması demokrasi ve hukukun üstünlüğünün bir gereğidir. Bu karar karşında, hiç kimsenin Türkiye'yi kaosa, kargaşaya, krize sürüklemeye kalkmaması, bu yöndeki girişimlerin güvenlik güçlerince engellenmesi gerekmektedir. MHP; yenilenme kararı verilen seçimde Cumhur İttifakı'nın başarısı için tüm teşkilat birimleri ile her türlü gayretin içerisinde olacaktır." Açıklamada, 23 Haziran'daki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin ülkeye, millete ve İstanbul halkına hayırlı olması dilendi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41221350.txt b/Real/41221350.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..78eed8462d37c6b497da3801b1ea45abadf02ece --- /dev/null +++ b/Real/41221350.txt @@ -0,0 +1 @@ +Denizli'de zincirleme trafik kazası: Çok sayıda yaralı var Denizli'nin Acıpayam ilçesinde 3 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında 7 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Dodurga Mahallesi'nden Acıpayam yönüne giden Kamber İlhan yönetimindeki 20 Y 6822 plakalı yolcu minibüsü, Aşılamalar mevkisinde karşı yönden gelen Şenay Yıldırım'ın kullandığı 20 FK 027 plakalı otomobil ve Şeref Zeren'in kullandığı 20 KC 886 plakalı yolcu minibüsüyle çarpıştı. İhbar üzerine olay yerine 112 Acil Sağlık, itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kazada otomobil sürücüsü ile minibüste bulunan yolcular Elvan O, İbrahim B, Şükran Ü, Ramazan Ç, Mustafa Ç, ve Şerife G. yaralandı. İtfaiye ekiplerince devrilen araçlardan çıkartılan yaralılar, Acıpayam Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralılardan durumu ağır olan Şükran Ü, buradaki müdahalenin ardından Devlet Hastanesine sevk edildi. nedeniyle bir süre trafiğe kapanan kara yolunda ulaşım, araçların kaldırılmasının ardından normale döndü. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41221387.txt b/Real/41221387.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..7e83c8504b2a9644ba65150179955a4c83e7559a --- /dev/null +++ b/Real/41221387.txt @@ -0,0 +1 @@ +'Libya büyüklüğünde arazi deniz altında kalabilir' Bilim insanlarının yeni araştırması, deniz suyu seviyesinin 2100'e kadar 2 metreye kadar yükselmesiyle Libya büyüklüğünde arazi deniz altında kalabileceğini ortaya koydu. Sonuçları "Journal Proceedings of the National Academy of Sciences"te yayımlanan araştırma, denizlerde su seviyesinin, 2100 yılına kadar 62 santimetre ila 2 metre 38 santimetre yükselebileceğini öngörüyor. insanlarının Grönland, Batı ve Doğu Antarktika'daki gelişmelere bakarak hazırladıkları çalışma, emisyonların bugünkü seyriyle devam etmesi durumunda deniz seviyesinin 2100'lerde 62 santimetre ile 2 metre 38 santimetre arasında yükselebileceğini gösterdi. Böyle bir durumda, dünyada sıcaklığın 5 santigrat derece artmış olacağı ve açısından en kötü senaryolardan birinin gerçekleşeceği belirtildi. BBC'nin haberinde de çalışma ekibinde yer alan, Bristol Üniversitesinde görevli Profesör Jonathan Bamber'ın konuyla ilgili açıklamalarına yer verildi. Bamber, çalışmalarında 2100 yılı için öngörülen senaryoda, buz tabakasının deniz suyu seviyesinin yükselmesine katkısının 7 santimetre ila 1 metre 78 santimetre olmasının beklendiğini belirterek, "Fakat buna, buz tabakalarının dışında kalan buzulları ve buz dağlarını, yanı sıra denizlerin ısıl genişlemesini katarsak, 2 metrenin üzerine çıkarsınız." dedi. Yeni araştırmaya göre, deniz suyu seviyesinde 2 metreyi bulan yükselme halinde milyonlarca kişi yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kalacak. Deniz seviyesinin yükselmesi meselesi, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) 2013 yılında yayımlanan 5. değerlendirme raporuyla gündeme gelen en tartışmalı konulardan birisiydi. Bu raporda, gezegenin ısısı artarken emisyon seviyelerinin düşürülmemesi nedeniyle deniz suyu seviyelerinin, 2100'lerde 53 ila 98 santimetre arasında yükselebileceği öngörülmüştü. Buzul bilimcileri, halihazırda devasa buz tabakalarının deniz suyu seviyesine etkisini öngören modellerin, buzulların nasıl eridiğine dair tüm belirsizlikleri kapsamadığı endişesini taşıyor. Araştırmacılara göre, böyle bir durumun dünyada çok büyük yansımaları olur. Dünya, 1,79 milyon kilometrekare, bir başka deyişle Libya büyüklüğünde bir toprak parçasını kaybeder. Bu senaryoda, toprak kaybının büyük ölçüde zengin gıda kaynaklarına sahip Nil deltasında yaşanması, Bangladeş'i kuşatan bölgede yaşam şartlarının zorlaşması, Londra, New York ve Şanghay gibi şehirlerin tehdit altında kalması bekleniyor. Prof. Bamber, bunun Suriyeli mülteciler krizi örnek verilerek daha iyi açıklanabileceğini, bu krizde bir milyon Suriyeli mültecinin Avrupa'ya gittiğini hatırlatarak, "Bu rakam, deniz suyu seviyesinin 2 metre yükselmesi durumunda yerlerinden olacak kişi sayısından neredeyse 200 kat daha az." dedi. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41221393.txt b/Real/41221393.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..0f2f4b267e9c65866b837d7571085401831f222a --- /dev/null +++ b/Real/41221393.txt @@ -0,0 +1 @@ +Mühendis adaylarından dersi 'artırılmış gerçeklikle' öğretecek uygulama Bolu'da mühendis adayları, ilkokul öğrencilerinin dersleri "artırılmış gerçeklikle" cep telefonu ya da tablet üzerinden eğlenerek öğrenmesine yönelik uygulama tasarladı. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAÜBÜ) Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü son sınıf öğrencileri, ilkokul öğrencilerinin eğitimine katkıda bulunmak için proje hazırladı. Matematik, fen ve sosyal bilgiler derslerinin bazı konularını seçen mühendis adayları, bu konuları geliştirdikleri yazılımla cep telefonu ve tablet bilgisayarlara uyarladı. Öğrenciler, sanal gerçeklik gözlükleriyle de kullanılabilen uygulama için   modu tasarladı. Uygulamayla ilkokul öğrencilerinin dersleri artırılmış gerçeklikle cep telefonu ya da tablet üzerinden eğlenerek öğrenmesi amaçlanıyor. Proje danışmanı Dr. Öğretim Üyesi Şafak Kayıkçı, artırılmış gerçeklik yardımıyla öğrencilerin eğitimine katkıda bulunmayı hedeflediklerini söyledi. Artırılmış gerçekliğin, sanal gerçeklikten farklı olduğunu belirten Kayıkçı, şunları kaydetti: "Öğrenciler ellerinde gerçek bir cisim tutarak, gerçek hayata biraz daha yakın olarak öğrenecek. Bu, ilkokul seviyesindeki öğrenciler için geliştirilmiş bir proje. Coğrafya, matematik ve diğer derslerde öğrencinin seçimine göre eğitim programları var. Öğrenciler, konuları ellerinde gerçek bir cisim tutarak, gerçek hayata biraz daha yakın öğreniyor. Bir oyuncakla oynuyormuş gibi eğlenerek öğrenecekler." Kayıkçı, bu proje sayesinde öğrencilerin ders çalışma motivasyonlarını daha kolay sağlayacağını da ifade ederek, şöyle devam etti: "Burada ikinci amacımız, öğrencileri cep telefonu bağımlılığından kurtarmak. Daha çok öğrenmeleri için teknolojileri kullanmak. Ayrıca bu projeyi geliştiren arkadaşlarımız TÜBİTAK’ın (Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı) 1512 için başvuruda bulundular ve ilk aşamayı geçtiler. Belli bir destek kapsamında kendileri bunu bir ürün haline getirecekler, kendi şirketlerini kuracaklar. Şu anda ilgilenen müşterileri de var. Oldukça sevilen bir proje. Öğrencilerimiz TÜBİTAK desteğiyle ürünün seri üretimini ve pazarlamasını yapacak." Bilgisayar mühendisliği son sınıf öğrencisi İlkay Güldalı da uygulamayı okul bitirme projesi kapsamında geliştirdiklerini aktardı. Güldalı, "Günümüzde birçok eğitim materyali büyük hacimli ve pahalı. Bunların sınıfta her öğrenciye verilmesi mümkün değil maliyetleri nedeniyle. Amacımız, eğitim materyallerini tek bir uygulama üzerinden öğrencilere sunmak." diye konuştu. Uygulama yardımıyla küp üzerinden öğrencilerin etkileşimde olabileceği bir eğitim materyali sunduklarını söyleyen Güldalı, şunları anlattı: "Örneğin öğrenciler fen bilgisi dersinde gezegenin yapısını incelemek isteyecek. Bu noktada geleneksel eğitim materyalleri kitap üzerinde ya da akıllı tahtada sınırlı. Öğrenci bu iki boyutlu noktada algılamakta zorluk çekebiliyor. Uygulamamız üzerinden öğrenci tablet ya da telefonunun kamerasına küp materyalini tuttuğu zaman ilgili eğitim konularına çok daha rahat ulaşabilecek. Gezegeni kendi avucunun içerisinde tutabilecek." \ No newline at end of file diff --git a/Real/41221422.txt b/Real/41221422.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..44fb65a5a03a9cb4186e148d356c7046f552bb61 --- /dev/null +++ b/Real/41221422.txt @@ -0,0 +1 @@ +"İran Beyaz Saray'daki yöneticiler karşısında daima galip çıkmıştır" İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD'nin nükleer anlaşmada yalnız kaldığını ve İran'ın Beyaz Saray'daki yöneticiler karşısında daima galip çıktığını söyledi. Ruhani, Türkiye sınırındaki Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Maku ilçesinde yaptığı konuşmada ABD yaptırımlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Beyaz Saray'daki ABD yöneticilerinin meselesini Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) götürmek ve ülkesine karşı uluslararası yaptırımları devreye sokmak istediğini belirten Ruhani, İran'ın nükleer anlaşmadan çekilmemesi nedeniyle "bu planın suya düştüğünü" ifade etti. Diğer tarafların da nükleer anlaşmadan çekilmesi için yapılan tahriklerin ABD'nin bir başka planı olduğunu dile getiren Ruhani, şöyle devam etti: "ABD nükleer anlaşmada hiç kimseyi yanına alamadı ve bu komplo boşa çıktı. ABD yolun sonunda nükleer anlaşmadan çıkmaya ve sözünü bozmaya mecbur kaldı. Bu, İran'ın tarihi iftihar kaynağıdır ve İran, Beyaz Saray’daki yöneticiler karşısında daima galip çıkmıştır." ABD'nin ilaç ve gıda maddelerine yaptırım uyguladığını ve hastaların tedavi edilmesini engellediğini kaydeden Ruhani, "İsrail, ABD'deki aşırılık yanlıları, bölgedeki gerici ülkeler ve İran karşıtı gruplar kendi amaçlarına ulaşmak için Beyaz Saray'daki yöneticileri kandırıyor. ABD, 1 doların 50 bin tümene ulaşacağını zannediyordu ancak bu komplo da başarısız oldu." değerlendirmesinde bulundu. \ No newline at end of file diff --git a/Real/41221436.txt b/Real/41221436.txt new file mode 100644 index 0000000000000000000000000000000000000000..fffc90b056293c832879eb4904d55acde6749493 --- /dev/null +++ b/Real/41221436.txt @@ -0,0 +1 @@ +Karne günü ne zaman? Okullar hangi tarihte kapanacak? 2018-2019 eğitim öğretim yılının tamamlanmasına kısa bir süre kala, karnelerin verilip okulların kapanacağı tarih de merak edilmeye başlandı. Mayıs ayının sonlarına doğru gelinmesiyle beraber, öğrenci ve velilerin yaz tatili planları da şekillendi. Peki, karneler ne zaman verilecek? Okullar hangi tarihte kapanacak? İşte, 2018-2019 eğitim öğretim yılı ile ilgili detaylar. Milli Eğitim Bakanlığı, internet sitesi üzerinden, 2018-2019 eğitim öğretim yılı, çalışma takvimini yayınladı. 2018-2019 eğitim öğretim yılı birinci kanaat dönemi 17 Eylül 2018 Pazartesi günü başlayarak, 18 Ocak 2019 Cuma günü sona erdi. İkinci kanaat dönemi ise 4 Şubat 2019 Pazartesi başlamıştı. Peki, 2018-2019 yılı ikinci kanaat dönemi ne zaman bitecek? Karneler ne zaman verilecek? İşte, o konu ile ilgili detaylar. 2018-2019 eğitim öğretim dönemi için yayımlanan takvim bilgilerine göre; 4 Şubat 2019 Pazartesi günü başlayan ikinci kanaat dönemi 14 Haziran 2019 Cuma günü sona erecek. 2019-2020 eğitim öğretim yılı ise 16 Eylül 2019 Pazartesi günü başlayacak. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yeni eğitim öğretim çalışma takvimini açıkladı. Bakan Selçuk, 13 haftalık yaz tatilinin iki haftasının kasım ve nisan aylarında birer haftalık ara tatil olarak planlandığını belirtti. Bakan Selçuk, şunları söyledi: "20-31 Ocak 2020'deki ara tatilimiz hem öğretmenler hem öğrencilerimiz için söz konusu. Ama 18-22 Kasım ve 6-10 Nisan'daki ara tatillerde öğretmenlerimiz, okullarda öğrencilerin olmadığı bir durumda görevlerine devam edecek. Ara tatillerde bir ana tema başlığı altında bilim, kültür, sanat, spor, gezi, fuar gibi etkinlikler planlanacak. Ara tatilleri bir fırsat olarak görüyoruz. Bu tatillerde öğretmenler, okullar kurumsal işleyişe yönelik bazı özdeğerlendirmeler yapacak. Yapılan ara tatillerde çocuklara ve öğretmenlere etkinliklere katılma imkânı veriliyor. Öğretmenlerimiz çok yoruluyor. İnsan üstü bir çalışmayla, büyük yorgunluk içinde olduklarını biliyoruz. Bu amaçla öğretmenlere bir nefes alma süresi vermeyi çok elzem görüyoruz. Ara tatillerde yeni bir yapılanma da söz konusu. Bunların sadece tatil olarak değerlendirilmemesi, çocukların bazı eğitim faaliyetlerine katılması da hedefleniyor. Ayrıca veli, zümre toplantıları, kişisel gelişim çalışmaları, okulların bazı fiziki ihtiyaçlarının karşılanması da söz konusu olabilecek." Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni düzenlemesine göre, 2019-2020 eğitim öğretim yılının ilk ders zili, 9 Eylül 2019’da çalacak. 18-22 Kasım 2019’da ilk ara tatil yapılacak. 25 Kasım’dan 17 Ocak’a kadar birinci dönem devam edecek. Yarıyıl tatili 20-31 Ocak 2020 arasında olacak. İkinci yarıyıl eğitim-öğretim dönemi 3 Şubat 2020’de başlayacak. 6-10 Nisan 2020 tarihleri arasında ikinci ara tatil verilecek.13 Nisan’da başlayacak ikinci dönemin ikinci yarısı 19 Haziran’da tamamlanarak 11 haftalık yaz tatiline girilecek. \ No newline at end of file